Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/6
DİZİ-RÖPORTAJ
E D REFİK DURBAŞ
1 1 ÜMİT K1VANC l
30 NİSAN 1990
YAZDI
~T~ 7~ A JT c
MuıuyorAars ta. lnsanlar başka kentlere göç ediyorlaı
Kars:Acele satılık şehirKARS — Sabah erkenden yola ' — _ + ^
;ıktık Artvin'den. Bir yuzü kara xM * " .
:^.'^^^X H t a M B l ^ . ^^^t^tttttB rtLT^V^Z^îUt l a S d İ İ t ^ ^ ^
—2—
KARS — Sabah erkenden yola
çıktık Artvin'den. Bir yuzü kara
kayalık, bır yuzu bembeyaz kar al-
tındaki dağlan ardımızda bırakıp
akşamın dördunde Kars'a girdik
Umit Kıvançna. Gözlerimizın
ııçunda kehribar kar kristalleri
Upuzun bir beyaziıktan ansızın çı-
kıp bir kara karanlığın kapısma
dayanmanın erişılmez duygusu...
Kars, başka turlü nasıl anlatı-
labilir?
Kars, ilk görenler ıçm bir ana
caddeler kenti. Tek ana caddesi
yok Kars'ın, birçok ana caddesi
var. Insanlar kahvelere çekiimiş
buğuhı camlann arkasında siluet-
lerı parhyor. Dukkânlârın çoğu
kepenklerini indirmiş. Sanki biraz
sonra hiçbir canlı işareti kalmaya-
cak duygusu yoğunlaşıyor içimiz-
de. Butün caddeier birbirine ben-
zıyor. Butun caddelerde tek renk
karaniık. Ama birden bol ışıklı bir
caddeye girıyoruz. Doğu'da bir
kent olamaz burası. Bu caddeyi a!
bir Avrupa kentinin içine yerleş-
tir. Kimse farkma varmaz. "Yan-
lışlıkJaBeriinegeimiş olmayaJım"
diyorum Ümit'e.
Kars'ın dışarıdan gorunuşü bu
Bır Avrupa kenti. Ana yol bır ta-
rafa, yaya kaldırımında bile iki
araba rahatça trafiğe çıkabilir.
Ya Kars'ın iç görünumü? Bunu
yarın sabah, gündüz gözüyle eo-
receğiz.
Kars'ın iç görünumü akşamın-
dan daha karaniık. Çünku Kars
karanlığın bile terk ettiği bir kent.
Kars'ta yayımlanan yerel gaze-
teler "satılık ev" ilanlarıyla dolu
5 Şubat 1990 tarihli "Serhat Kars"
gazetesinde bir ilan:
"Satıhk 7 takım ev. Ortakapı
Mahallesi, Atatürk Cad. Bahçe
Içinde 7 takım ev satılıktır."
6 Şubat 1990 tarihli "Yeni
Doğu" gazetesinden: "Çok acele
satılık ev. Kaleiei Mahallesi Lok-
manbe) Sokak'ta 3 takım ev u>-
gun fiyatla acele satılıktır."
6 Şubat 1990 tarihli "Huryurt"
gazetesinden: "Satılık arsa. Din
Görevlileri Yapı Kooperatifinde-
ki su basmanı çıkmış 218 ve 255
nolu arsalar peşin ve uygun fiy«l-
la acele satılıktır."
Evler tek tek değıl, takım ola-
rak, sokak sokak, cadde cadde sa-
tıhyor Kars'ta. Butün Kars "sa-
tüık" levhalarıyla donatılmış.
Atatürk Caddesi'nde bir bakkal
dükkânına giriyorum. Bakkal
dükkânının yanındaki ev ve arka-
sındaki arsa satılık. Niyetim "ev"
için pazarlığa girişmek değil sa-
tış "niyef'ini öğrenmek.
Adnan Gögçe dükkânın sahibi.
Ev ve arsa abisinm, o karışıyor-
muş. Sobanın başında oturuyo-
ruz. Çay söyluyor bize. Dükkân-
da muzdan bisküviye kadar her
turlu yıyecek var. Biraz sonra biri
gıriyor dukkâna. Bir torbaya pi-
nnç dolduruyor, şeker, çay. Her
şeyi kendi tartıp fiyatını kendi he-
saphyor. Adı Kulu Oğul, "Köylü-
yum" diyor. Adnan Göğçe'ye alı-
nan mallan sadece deftere kaydet-
mek kalıyor. Elbet veresiye...
Az sonra biri daha geliyor.
Emekli tbrahim A\dın. Çaylar ta-
zeleniyor. İbrahim Aydın'ın iki oğ-
lu var. Biri Bursa'da doktor, biri
Çankırı'da. O da her şeyini satıp
Kars'tan gitmek istiyor. "Dokuz
ay kış burası" diyor Aydın. "Bur-
sa'da hiç olmazsa yakacak soru-
num olmaz. Burada komüre ver-
digim para>la orada gul gibi ee-
çinirim."
lyısi mi gunduz gözuyle Kars-
ın sokaklarına vurmak. Bakalım
hal nicedir...
Cumhuriyet Caddesi ile Digor
Yolu sokağın kesiştiği yerde "Ya-
ncı"lann evi. Sahipleri aslen Ri-
zeli imış. Ermenilerden kalma bir
ev. Şimdj terk edilmiş. Kapısında-
kı kılit yaşanmış nice anının uze-
nne kapanmış gibi. Kapının uze-
rindeki 1887 rakamı yapım tarihi-
nı mi gösteriyor?
Hulusi Aytekin Caddesi'nde
pencereleri kırık, kapısı açık bir
ev. Olduğu gibi terk edilmiş. Kar-
şısında "Sara" gida pazan. Pazar-
lığa gerek yok, ne versen içinde-
kılerle birlikte bırakacak sahibi.
Cumhuriyet Mahallesi Dekovil
Sokak'ta sahipleri satamadığı için
terk edilmiş bir dizi ev. Kimi yt-
kılmış, kapısı penceresi sökülmüş
kımi daha dun terk edilmiş gibi
mi?
tstasyon Mahallesi 1. tstasyon
Caddesi'nde Ruslar tarafmdan ya-
pılmış sut fabrikası. 1980'li yılla-
ra kadar makine, alet edavatı du-
ruyormuş. Sahipleri Istanbul'da.
Nestle, bir zamanlar buradan süt
tozu alıyormuş. Şimdi viran du-
rumda.
Evlerin durumu boyle, ya ev sa-
kınlerinin?
Ayvaı Yallı benzincıde çalışıyor
Evh, iki çocuğu var. Yedi kardeş-
ler. Kardeşleıirtin altısı lstanbuU
da, Bakırkoy'de ış tutmuş. Yallı li-
se mezunu. Liseden sonra okuya-
mamış, bu yuzden de askere gide-
ne kadar hiçbir iş yapmamış. Bir
ara Samandıra'da yaptığı kasap-
•ık sayılmazsa tabii. Askerden ge-
leli beş yıl olmuş. Parası olmadı-
ğından karısını kaçırmış. Şımdi
benzincıde 400 bin lira alıyor. Se-
kız ay kış boyunca üç ton komur
yakıyor. Komurun tonu, bir aylı-
ğına bedel, yani 400 bin lira.
"Yalnız ben degü, patronum da
KİMLİK KARTI
Vuzolçümu: 18.557 km
2
Nüfus: (1985): İl : 722.431
Kent: 69.293
Ilçeleri: Merkez, Aralık,
Ardahan, Arpaçay, Çıldır,
Digor, Göle, Hanak, Iğdır,
Kâğızman, Posof,
Sankamış, Selim, Susuz,
Tuzluca.
Başhca tanm üriinleri:
Buğday, arpa, şekerpancarı,
patates, pamuk, et, süt.
Başhca sanayi üriinleri: Et
ve süt ürünleri, tuğla-
kiremit, çimento.
gitmek istiyor" diyor Yallı. "Ben
de gidecegim, ama tstanbul'uı
biı>ükiugiinden korkuyonım. Bu-
rada çalışacagım bir fabrika olsa
niye gideyim ki... Işim iyi olsa
memleketimi niye bırakayım ki...
Tren dort giinde, otobus 1 3 gün-
degidiyorlstanbula. Birkamyon
bir milyona gidhor. De\lel bura-
yı gozden çıkaranş, biz degU. Mil-
letvekilleri Ugilenmiyor. 1950*11 yü-
larda Erzurum, Kars'tan geri idl,
ama orayn yatırıın >Bptı devlet,
şımdi Kars, Erzurum'dan geri."
Daha sonra benzin istasyonu-
nun sahibi Tnrga> Erdag ile konu-
şuyoruz. Erdağ da göç kervanma
katılmak ısteyenlerden. Kars'm iş-
lek bir yerinde benzin istasyonu.
Erdağ, bir yandan gaz-benzin sa-
tıyor, bir yandan dostlarına, ah-
baplarına açıktan fatura veriyor
vergı ıadesınde kullanılrnak üze-
re. "Ne yapsın fukara" diyor "iş
>ok, para yok. Belki uç beş kurus
• a ^ H
vergi iadesiyle birkaç günunü ge-
çirir."
Turgay Erdağ, kendi soyadını
taşıyan benzin istasyonuna 250
milyon lira istiyor. "200 milyon li-
ralık demirbaşı var istasyonun"
diyor. "Bu paraya bile raayım. Ye-
ter ki biri alıcı olsun."
Erdağ'a göre belediye başkanı
da suçlu bu durumdan, milletve-
killeri de. Karslı hiç kimse bir çi-
vi çakmak istemiyor. Kars'tan gi-
den de bir daha, unutuyor bura-
ları.
Kars sanayinin geri olduğu 12
ilden biri. Bir organize sanayi böl-
gesi var, ama iyi çalışmıyor. Bele-
diye metrekaresi beş liradan yer
veriyor, fabrika kuracak adama
tabiı. Bir de altyapı bedelini isti-
yor belediye. Yine de talep yok
Küçuk sanayici için de kolaylıklar
var.
Yurtdışında çalışan işçüer ilk
yıllarda yatırım yapmışlar. Ama
Kars'ın 1950'de 800 bin olan nüfusu,
şimdi 700 binlere inmiş durumda!
1950'den sonra başlayan göç hâlâ
sürüyor. Önce devlet terk etmiş
Kars'ı, sonra Karslı. Kenti terk eden
yalnız yoksullar değil, zenginler de
gıdıyor. iki türlü göç var. Bir kısım iş
bulamadığından, bir kısımsa rantını
daha yükseltmek, elde ettiği sermayeyi
çoğaltmak için gidiyor. Kars,
Türkıye'de sanayinin geri olduğu 12
ilden biri.
bu, 1980 öncesinde sıfıra düşmüş.
Karstaş, derı fabrikası olarak ku-
rulmuş, sonra yem fabrikasma dö-
nüştürulmüş.
FUtekin, "Devleön Kars'a sahip
çıkmamasından vatandaş kaygı
duyuyor. Gövte siyasi neden yok,
ekonomik neden var" diyor.
Şamil Mustafa Muratoglu Kars
Tıcaret ve Sanayi Odası Yönetim
Kurulu üyesi. Muratoğlu ile sahi-
bi bulunduğu "Kafkas" eczane-
şınde Kars'ın bugünkü durumunu
konuşuyoruz.
Muratoğlu, "Sanatsal etkinliği
olrnayan bir kent; sineması, tiyat-
rosu olmayan bir kent Kars. Sine-
malar kapatıldı pasaj yapıldı. Ti-
yatrosu vardı, belediye bandosu
vardı, şimdi hiçbiri yok. Gelen sa-
nat dergileri olduğu gibi geri gi-
diyor. Sportif faaliyeUer sıfır.
Gencler başıboş" diye başlıyor
söze.
Kars'ta bir Ihracatçılar Birliği
Göçün
durması
içinKars Belediye Başkanı
Selahaltin Filtekin, iki sayfalık
bır yazı hazırlamış Kars'tan göç
olayı üzerine. Filtekin,
t
"Kars'tan gociin durdunıltnası,
halkımızın refaha kavuşması
için aşağıda dokumü vapılan
vatırımların gerçekleşmemesi
durumunda islifaya hazınm.
Sa>ın bakan ve
millelvekillerimizin de aynı
dıışunceyi paylaşmalannı
bekliyorum" diye başlayan
yazısında özetle şu önerileri
sıralıyor:
"1. Gundemde olan proje
gereği soz konusu ulusal
doğalgaz boru hattının Kars'tan
geçirilmesi,
2. Yıllardır süruncemede
bulunan Kars Şeker
Fabrikası'nın en kısa sürede
gerçekleştirilmesi,
3. SSCB ile sınır ticaretinin
gerçekleştirilmesi için açılması
kararlaştırılan Nahcivan sınır
kapısı ile birlikte Çıldır-Aktaş,
Posof-Türközu, Akyaka-Doğu
kapılarının açılması,
4. Yörenin ticari ve toplumsal
yapısını olumlu bir biçimde
etkileyeceği inancı ile Iran-
Turkiye sınır ticaretinin
gelişmesi için gerekli sınır
kapılarının bir an önce
çoğaltılması.
5. Selim ve Sarıkamış ovasını
sulayacak, Kars merkez içme
suyunu sağlayacak olan Selim-
Baybun barajmın temeiinin
atılması ve hızla
lamamlanması.
6. Meraların ıslah edilerek yöre
hayvancılığının bilimsel bir öze
kavuşturulması, buğdayın
devletçe sübvansiyonu yapılarak
"Kırsal kalkındırma projesi"nin
bır an önce uygulamaya
konulması,
7. Veteriner Fakültesi'nin yanı
sıra Fen-Edebiyat, Ziraat,
Hukuk gibi fakültelerin
açılması, Serhat Üniversitesi'nin
kurulması,
8. Yıllardır yapımı suren Çıldır,
Akyaka, Arpaçay baraj
projelerinden bölge arazilerinin
en iyi şekilde sulanabilmesi için
sulama kanallarının acilen
bıtirilmesi.."
Filtekin, yukarıda belirtilen bu
yatınmlar ve benzerleri kısa bir
sürede gerçekleştirilmediği
takdirde Kars'taki göçün
durdurulmasının mümkün
olamayacağını vurguluyor.
Filtekin'in yaasının sonu ise
şöyle:
"Kars'ın gercekten sahibi yok
ise 'sahipsiz' oldugunu da
kamuoyuna vurgulamak için
Meclis'te siy^si gnıpları
bulunan partilerin
milletvekillerini, belediye
başkanlannı ve parti
»oneticilerini tumden Kars
halkı adına isöfaya davet
ediyorum."
Kars Belediye Başkanı
Selahattin Filtekin istifaya
hazır. Ya milletvekilleri,
- _ , belediye başkanları, parti
yöneticileri?
Kars, sağhk sorunları bakımından da
terk edilmiş bir kent. Hastane yeterli
değıl. Tam kapasiteyle çalışamıyor.
Oelen doktorlar belli bir süreyi
doldurduktan sonra gitmek istiyorlar
Orneğın halen bir kulak-burun
uzmanı yok. Bir çocuk doktoru var
Fızık tedavi uzmanı, psikiyatrist yok.
İKI dahıhyeci ve bir ortopedist var
Ameliyat olanakları kısıtlı. Bir trafik
kazası olsa hastalar Erzurum'a
götürülüyor.
varmış, kaldırıimış. Binası şimdi
kırada. Böylece hayvancılar sahip-
sız kalmışlar. Oysa birlik kredi de
venyormuş hayvancılara. 1976 yı-
ından sonra ihracat durmuş. Bir-
lık olmayınca köylü hayvanma alı-
« bulamıyor. Araya ahcılar giri-
yor. Birlik olsa besici için de iyi
olur kanısında Muratoğlu.
Muratoğlu'na göre esnafın du-
rumu da kötü. Aidatlarını bile
ödeyemiyor. Oda'nın 1100 uyesi
var. Bu sayı giderek azalıyor. Ay-
nca kredi faizleri oldukça yuksek.
Sanayi yatırımı diye bir şey vok
"Bû Oda olarak Sabanalan, Koçi
îfn c a
8 . l r d l k
" d i y o r
Muratoğlu,
"Gelin istediginiz araziyi verelim
Etüt için bir kaç adam gönderdi-
ler, geldiler bir-iki gece kaldılar,
bır sonuç alamadık."
Yatınmcılar genellikle iklimi iyi
görmüyorlarmış. Bu iklimde han-
gı sanayi kurulabilir ki...
Kars'a bir de doğa vurmuş sil-
lesini...
Sözü sırur ticaretine getiriyo-
rum. Kapıların açılmasına. Mura-
toğlu anlatıyor:
"Esnafın blze aksettirdigi bir
olay bu. Kars ile Sovyetler Birliği
arasında bir ticari anlaşmaya gi-
dilse. Araa yasaya gore Sovyetler
Birligi ticari mümessilligi Trah-
Mn'da kunılmus. Şimdi Karslı es-
naf diyor ki 'Ben gittim, Sovyet-
ler ile anlaştım, fakat işlemlerimi
gidip ta Trabzon'da yapacağını!
Gercekten Sovyetler ile ozellikle
Azerbaycan ile yakın ilişkide olan
luccarlar var. Ama mümessillik
Trabzon'da. Kars'U niye bir tica-
ri mümessillik kurulmasın?"
Muratoğlu'na gore ticaret baş-
lasa bır turist canlılığı da olacak.
Kars sağhk sorunları bakımııı-
dan da terk edilmiş bir kent. Has-
tane yeterli değil. Tam kapasitey-
le çalışamıyor. Gelen doktorlar
belli bir sureyi doldurduktan son-
ra göç etmek istiyorlar. Örneğin
halen bir kulak-burun uzmanı
yok. Bir çocuk doktoru var. Fizik-
tedavi uzmanı, psikiyatrist yok.
İki dahiliyeci var, bir ortopedist
Ameliyat olanaklan kısıtlı. Yalnız-
ca apandisit ve fıtık ameliyatı ya-
pılabıhyor. Bir trafik kazası olsa
hastalar Erzurum'a götürülüyor.
Kars'tan gece yaşamı da göç et-
mış dunımda. Karaniık iner irunez
kepenkler indirilip sokaklar boşa-
lıyor. Gorebildiğim kadarıyla iki
bırahane var, akşam içki içilecek
beş de meyhane: Gelik, Şamdan
Yeşılyurt, Manolya ve Yılmaz
Otel'in restoranı. Buralarda da ge-
ce 10.00'dan sonra masalar top-
lanmaya başlıyor.
Yeşilyurt Restoran'da Ümit'le
akşam yemeği yiyoruz. Yemek
arasında masaya bir tabak duma-
nı üstunde bır yemek geliyor
Umıt bir çatal aldıktan sonra,
• Kapat gözlerini ve bunun ne ol-
dugunu söyle bakalım" diyor.
Gozlerimi kapatıp çatalın ucuy-
la aldığım yemeğin tadını duşün-
meye başlıyorum. İlk sözum "bu,
bir kestane" oluyor.
Hayır, kestane değilmiş, bir pa-
tates közlemesı bu. Lokantada ara
sıcak niyetine veriliyor. tstanbul'-
da Kosova Et Lokantası'nda çalı-
şan bir garsonun buluşu. Gecenin
belli bir saatinde bütun masalara
bir tabak dağıtılıyor. Bu patatese
"Aybasü" diyorlar. Tohumunu
Artvinliler getiriyormuş. Kestane
tadında bir patates.
Gecelerın bu durgunluğuna
karşın gundüzkr oldukça hareket-
li Kars'ta. Gerçı sınema ve tıyatro
yok, ama her koşebaşında bir vi-
deo salonu görmek mıimkun. ör-
neğin Kuçükkâzım tşharu boydan
boya video salonuyla dolu. Kapı-
sında "Çay, kahvaltı, video
salonu" yazıh küçuk küçuk duk-
kânlar. Içinde 10-12 yaşında ço-
cuklar. Kemal Sunal'h, Bnıce Le-
e"li filmler. Hem çayıru ıç, hem fıl-
mıni seyret.
Kars'ta bunca yoksuHuğun ya-
nında dikkati çeken bir görünüm
de kuyumcuların bol olması. 24
tanesi Kuyumcular Dernegi'ne ka-
yıtlı 30'a yakın kuyumcu var.
Vedat Gezay 16-17 yıllık bir ku-
yumcu. Kuyumcuların çoğunun
meslekten gelmedigini söylüyor.
Çoğu 1980 oncesi işlerin iyi oldu-
ğundan he\eslenmiş bu işe. Ge-
zay'a göçün nedenlerini soruyo-
rum. "Vatandaş buradan bıkmış,
araa devlet de buraya hiçbir şey
yapmamış" diye özetliyor görus-
lerini ve şövle surduruyor:
"Bir sut fabrikası wdı, özelltş-
tırdiler. Şeker fabrikasının lemeli
yıllar once atıldı. hâlâ bir şe> y*.
pılraış degil. Mahalli radyo v^ırh,
kapandı. So\\etler'in ticari ataşe-
liği vardı, >ok oldu gitü. Bunun
yanında işsizlik korkunç bo>utta.
Altı ayı kış olan meralekette >*-
tandaş nasıl calışsın? 40 derecenm
ustunde soguk. Korkunç derece-
de unutulmuş, terk edilmiş bir
kent Kars."
Gezay'a göre Sovyetler'e kom-
şu olmak Kars için bir şans, ama
bu, şanssızlığa dönüştürulmüş.
Aynca burada 5-6 külturden insan
yaşıyor. insan mozayiği de canlı.
Esnafın işi birbirine bağlı. Bi-
rinde iş yoksa öbttrttnde de
olmuyor.
Hamdi Eroglu beyaz eşya satı-
yor. Ama satışları oldukça dur-
gun. Beş aydan 13 aya kadar tak-
sıt yapabiliyor. Renkli televizyon-
dan çok siyah-beyaz televizyon sa-
tıyor. ÇUnku halkın parası ancak
buna yetıyor. Beyaz eşya Ankara^
dan, halı Istanbul'dan geliyor. Bu
> göç olayı hızlandıkça satışlar da
aynı oranda durgunluk gösteriyor
Satışlar daha çok köylunun urun
kaldırma dönemlerinde yoğunluk
kazanıyor.
Kars'ta beş tane günlük gazete
yayımianıyor: Yeni Doğu, Halk,
Kahcı Barış için Mucadele, Hur-
yurt ve Serhat Kars.
tşte kimi gazetelerin başlıklan:
Mücadde: Öğretmensiz okulla-
rın açılışı devam edıyor.
Hüryurt: Azerbaycan'a giren
Kızılordu, zehirli gaz kullanmış.
Halk: Havalar sertleşti.
Yeni Dogu: Orta dereceli okul-
larda boş geçen derslerin çaresi
aranmalı ve bulunmalı.
Serhat Kars: Hasta çok, doktor
yok.
Ve göçle baglantılı iki baber.
Taksıtli indirım devrı de başladı,
Kars esnafı mesleği bırakıyor.
"Bu hizmetlerin ve vatınmlanır
olması halinde vatandaşı Kars't»
tutmak için ozendirici tedbir ola-
rak dar geliriiden verginin hiç alın-
maması, on milyon liraya kadar
olan kazançtan çok az vergi alın-
ması gerekir. Bir de yalınmıı ku-
ruluşlara bazı kolaylıklar saglan-
malı ki yatırım vapsınlar. Bunlar
olmadığı takdirde goç kaçırulmaz'
dır Kars'tan..."
Göç Kars'ın hem maddi hem
manevi yapısında olumsuz yaralar
açmış. Hayvancılık bitmiş, kaşar
peyniri yok, balcıbk ölmüş, halı-;
cılık da... ;
Kuyumculuk yok olan el sanat-'
larından. Saraçlık da öyle. Bakır-i
cıhk bir zamanlar çok iyiymişj
Hatta bir bakırcılar çarşısı bile
varmış. O da yok olan sanat-1
lardan. ',
Yerel gazetelerde "satılık" ilan-
larmın yanında böylesi şıirler de
görmek mumkün:
"Şehire gelenler ne iş yapacak
Vallahi billahi hep aç kalacak
Seyfullah Aydın'ı haklı bulacak
Kal kaldıgın yerde otur ktrde-
şim."
Karslı kaldığı yerde kalsın da ne
yesın ne içsin? Esnaftan Erol Öza-
kın Kars'ta hâlâ soğuk savaşm et-
kısinin sürdüğünü belirtiyor.
Önce devlet buradan göç etmiş.
Bizim de Kars'tan göç etme
vaktimız geldi.
Ne diyordu Cemal Siireya
"Kars" şiirinde.
"Nasıl olsa yine bir gün
Doneriz bu yollardan geri '<
Şenin elinde bir mendil !
Obüründe kuş sesleri" '
Kuş seslerinı bırakarak kara ka-
ranlıga bembeyaz bir kar mendi-
lıyle terk e>lı>oruz Kars'ı.
Yarın: Kastamonu