Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30 NİSAN 1990 EKONOMİ CUMHURİYET/13
Emlak Bankası
fabrika satıyor
• tSTANBLL (AA) —
Eralak Bankası, Konya
Akşehir'de kurulu
alüminyum fabrikasını ihale
yoluyla satışa çıkardı.
Yaklaşık 4 milyar 386
milyon 577 bin lira tahmini
bedel üzerinden kapali zarf
usulüyle alınacak teklifler,
10 mayısa kadar
değerlendirilecek.
Değerlendirme sonrası 11
mayısta yapılacak açık
arttırmada tesislerin yeni
sahibinin belirlenmesi
bekleniyor. Baıika
yetkilileri, Akşehir'in
Bozlağan köyü, Gönen
mevkiindeki fabrikanın
alüminyum profıl ve
levhası ile yuksek enerji
hattı teli üretim maksadıyla
kurulduğunu, ancak henüz
üretime geçmediğini
bildirdiler. Yetkililer, satış
işlemine fabrikanın tüm
makine ve teçhizatı ile
yanındaki 13 bin 813 metre
karelik arazinin de dahil
olduğunu kaydettiler.
Kakao üretimi
düşüyor
• LONDRA (AA) —
Dünya kakao üretiminin bu
sezon son 6 yıldır ilk kez
gerileyeceği tahmin ediliyor.
Ulusiararası kakao örgütü
tarafından yapılan
tahminlere göre 1989 ekim -
1990 eyJül döneminde
dünya kakao üretimi 2
milyon 370 bin tona
gerileyecek. Üretim toplamı
bir önceki sezon 2 milyon
418 bin tondu. Öte yandan
bu sezon dünya kakao
tüketiminin ise kakao
fıyatlarındaki düşüşlere
bağlı olarak bir önceki
sezona göre yüzde 5.7
oranında yükselerek 2
milyon 216 bin tonluk rekor
düzeye ulaşacağı tahmin
edildi.
Yaş çay fiyatı
• RİZE (AA) —
Havaların iyi gitmesi
halinde gelecek hafta
açılması beklenen 1990
iirünü yaş çay yaprağı alım
kampanyasında üreticiler,
Çay-Kur'un kiloda
1.200-1.500 lira arasında bir
fiyat vermesini istediler.
Rizeli çay yaprağı
üreticileri, fiyatların 1.200
liranın altında olması
halinde mağdur duruma
düşeceklerini söyledüer.
Rize Ziraat Odası Başkanı
Muhittin Türüt de Oda
olarak bir kilo yaş çayın
maliyetini 1.367 lira olarak
hesapladıklarını belirtti.
Gayrettepe-4. Levent hattı, yeni finans merkezi oldu
Para, Levent'e taşınıyorYeni finans merkezini
oluşturan Levent'e
özel sektörün en
.büyük bankalarının
yaru sıra Merkez
Bankası da taşınacak.
Böylece Büyükdere
Caddesi üzerindeki
bankaların sayısı 25'e,
sistem içindeki payları
da yüzde 70'e
ulaşacak. Borsanın
da Merkez Bankası
binasına taşınacağı
söyleniyor.
ABDURRAHMAN
YILDIRIM
Ankara ve tstanbul'un değişik
serntlerinde 9 bankanın daha ta-
şınraasıyla Mecidiyeköy'de başla-
yıp Maslak'ta son bulan Büyük-
dere Caddesi'nde yeni bir finans
merkezi doğuyor. Yeni finans
merkezinin kaJbini oluşturacak
Levent'e özel sektörün en büyük
bankaları yanında Merkez Banka-
sı da taşınacak. İstanbul Menkul
Kıymetler Borsası'run da Merkez
Bankası binasına taşınması soz
konusu. Taşınacaklarla birlikte
Büyükdere Caddesi üzerinde bu-
lunacak bankaların sayısı 25'e,
sistem içindeki payları da yüzde
70'e varacak. Merkez Bankası,
tüm büyük ve orta büyüklükteki
özel bankaların ve borsanın da yer
almasıyla Büyükdere Caddesi ye-
ni finans merkezi oluyor.
Mecidiyeköy'den başlayıp Gay-
rettepe, Esentepe, Zincirlikuyu,
Levent'i içine alan ve Maslak'a
kadar uzanan Büyükdere Cadde-
si'nin bir finans merkezine dönüs-
türülmesinde, gelişen bankaların
modern ve daha büyük binalara
•Akbank
1$ Bankası
Osmanlı Bankası
Yapı Kredi Bankası
Vakıflar Bankası
Standart Chartered
Merkez Bankası
Bank MellatSENTEPE
İktisat Bankası'
Garanti Bankası j.
MECIOIYEKÛY
Flnnsbaflk
Sınayi Yatnn
ve Kredi
Tûrkbank
Paımıkbank
BarakaTirk
İmarbank
Bank
Tökank
Bank of Boston
Chase Manhattan^
Dtşbank
ihtiyaç duymaları ile bazı banka-
ların lstanbül'a taşınması etkili
oldu. Yeni ve büyük yapılara ola-
nak veren Büyükdere Caddesi'nin
çevresi modern görünümiü iş mer-
kezlerine kavuşunca, bankalan da
çekti.
Yeni finans merkezinin kalbi-
ni oluşturan Levent'e başta Mer-
kez Bankası olmak üzere özel sek-
törün en büyük bankaları olan İş
Bankası, Akbank, Yapı Kredi
Bankası taşınacak. Ardı ardma sı-
ralanacak bu bankalar arasında
Merkez Bankası binasına İstanbul
Menkul Kıymetler Borsası'nın
yerleşmesi ihtimali de gittikçe
kuvvetleniyor. Merkez Bankası
yetkililerinin, alınan arsa üzerin-
de yakında inşaatına başlanacak
ve süratle tamamlanacak görkem-
li binada borsaya yer vermeye
olumlu baktıkları belirtiliyor.
Bunda yeni borsa başkarunın
Merkez Bankası'ndan gelmesinin
de payı bulunduğu kaydediliyor.
Borsa için Merkez Bankası'nın
devreye sokulması Maslak'ta bu-
lunan ISoramin Han'ın askıya
alınmasından sonra gerçekleşti.
Borsa üyelerince uygun görülme-
yen Maslak'taki binadan sonra
Türkiye Sınai Yatırım ve Kredi
Bankası'nın Esentepe'dekı arsası
da borsaya teklif edildi. Borsayı
ve Merkez Bankası'nı da içine
alan bu yeni finans merkezinde
yer alacak büyük binaların inşa-
atları sürüyor. Levent'e taşınma-
da büyük bankalar arasında ön-
cülük yapan Yapı Kredi'nin Pla-
zası tamamlanraak üzere. Üç ay-
rı gökdelen olarak inşa edilen pla-
zada Osmanlı Bankası da buluna-
cak. Plazaya ayrıca bazı yabancı
bankaların da yerleşeceği belirti-
liyor. Plazar.ın 4. Levent tarafın-
da ise Şişe Cam Topluluğu, biri
kendisine biri de tş Bankası'na ait
olmak üzere iki ayrı gökdelen in-
şa ettiriyor. Bu gökdelenleri Sa-
bancı Center ve Akbank gökde-
lenleri izliyor. fş Bankası'nın Le-
vent'teki gökdelene tstanbul'da-
ki birimlerini taşıması kesinleşir-
ken genel müdürlüğün Ankara'-
dan tstanbul'a taşıması henüz ke-
sinlik kazanmadı.
Büyükdere Caddesi'nin biti-
minde aktifleri açısından en bu-
yük bankalar arasında yer alan
Emlak Bankası bulunuyor. Le-
vent'te ise Bank Mellat ile Slan-
dart Chartered yer alıyor. Zincir-
likuyu'daki İktisat Bankası'nın
yanına orta büyüklükteki banka-
lardan Garanti Bankası yeni mer-
kezini inşa ettiriyor. Esentepe'de
Dışbank, Chase Manhatlan,
Bank of Boston, Tütünbank, Mit-
sui Bank, Bank of Bahrain and
Kuwait ve Ulusiararası Bankası
yer alıyor. Aynı semtte Sınai Ya-
lınm ve Kredi Bankası merkezini
kurma hazırlıklarını sürdürüyor.
Yine orta büyüklükteki bankaJar-
dan Pamukbank'ın yer aldığı
Gayrettepe'de bir başka orta bü-
yüklükteki banka Tûrkbank da
genel müdürlüğünü inşa ettiriyor.
Finansbank ile Al Baraka Tiirk
Özel Finans Kunımu'nun merkez-
leri de yine Gayreltepe'de yer alı-
yor. Töbank, İmar Bankası ve
Adabank da Büyükdere Caddesi'-
nin başlangıcında, Mecidiyeköy'-
de yerleşmiş durumdalar.
Bankaların özellikle Gayrette-
pe-4. Levent hattına yerleşmele-
rinde bu semıin kolay ulaşım nok-
tası olması ve Merkez Bankası'-
nın taşınmasımn etkisinin bulun-
duğu ifade ediliyor.
Ifeni özelleştîrme programıANKARA (AA) — Kamu İk-
tisadi Teşebbüsleri'nin (KÎT) reor-
ganizasyonu ve özelleştirilmesin-
de mevcut uygulamadan farklı
yaklaşımlan içeren yeni KlT ka-
rarname taslağına ilişkin son ha-
zırlıklar sürdürülüyor.
Yeni taslağm kararnameye dö-
nüşmesi durumunda, 54 sayılı
Yüksek Planlama Kurulu karany-
la özeileştirilmek üzere Toplu Ko-
nut ve Kamu Ortakhğı tdaresi'ne
devredilenlerin dışında kalan
KtTMerin özelleştirilmesinde, İs-
tanbul Menkul Kıymetler Borsa-
sı'ndan (İMKB) yararlanılacak.
Taslağa göre ilk planda özelleş-
tirilecek KtT "hoWing"e, bağlı or-
taklıklar da "anonim şirket"e dö-
nüştürülecek.
özelleştirme uygulamasında
hisselenn yüzde 5'i ilgıli fabrika
çalışanlarına, diğer yıizde 10'u ise
yöre halkına satılacak.
Bu arada Hazine ve Dış Tica-
ret Müsteşarlığı (HDTM) tarafın-
dan hazırlanan ve 233 sayılı KlT
kararnaraesinde değişiklikleri ön-
gören yeni kararname taslağı, gö-
rüşleri alınmak üzere ilgıli bakan-
Iıklara da gdnderildi. Ancak bu-
güne kadar sadece Adalet Bakan-
lığı'nın taslağa ilişkin görüşü
HDTM'ye ulaştı. Buna göre geçen
ocak ayında Bakanlar Kurulu'na
sevk edilmesi beklenilen kararna-
me taslağının, son şeklini aJabil-
mesi İçin halen ilgili tüm bakan-
Iıkların görüşleri bekleniyor.
KtT'lere yeni düzen vermeyi
amaçlayan kararname taslağına
göre özelleştirilmek istenen veya
sermaye piyasasında rekabet ede-
bilecek durumda bulunan KÎTler
için özelleştirme prosedürü, yöne-
tim kuruliarının aJacağı kararla
başlayacak. Özeileştirilmek isteni-
len KtT, bağımsız dış denetim ku-
rumlanna denetlettirilecek. Bu de-
netim raporları sonucunda idari,
maii ve teknik yapılan özelleştir-
meye uygun olanlar Yüksek Plan-
lama Kurulu'na götürülecek.
KİT'in özelleştirilmesiyle ilgili ka-
rarı Yüksek Planlama Kurulu ve-
recek. Bu kararın alınmasından
sonra bağlı ortaklıklar muessese
haline getirilecek ve bağlı her fab-
rikaya anonim şirket (AŞ) niteii-
ği kazandırılacak.
KİT'in bağlı ortaklığı duru-
mundaki işletmelerin AŞ haline
getirilmesiyle birlikte, bu AŞ'lerin
bağlı olduğu KtT, holding biçi-
minde örgutlenecek.
Soz konusu işlemlerin tamam-
lanmasından sonra şirketlerin his-
se senetlerinin yüzde 5'i, işletme-
de çalışanlara satılacak. Bu satış,
KtT'in çalışanlarına kârdan pay
vermesi ilkesi üzerine oturtulacak.
Yani çalışanlara kâr payı olarak
şirketin toplam yüzde 5 orarunda-
ki hissesi dağıtılacak.
Yüzde 10 oranındaki pay ise ka-
rarnamede yer aldığı biçimiyle "il
mensuplanna" satılacak. Buna
göre AŞ haline getirilen fabrika-
nın bulunduğu il sımrları içinde
yaşayanlar, şirkete yüzde 10 ora-
nında ortak olabilecekler.
KlT'ler, özelleştirilmeierinin
onaylanmasından itibaren özel
hukuk kurallarına tabi olacaklar.
Oğuıveöm»rTanrıkuJuOrfoDoğü Telcnik Üniversitesi'nde Makine MûhendisliğiveElektrik/ElefctronikMühendisHği Bölümlerindeokumaktodırlar. 1990yılır>da
onlorla birlikte 1Û0 başanlı Turk öğrenci Ingıliz Hükümetinin burslonndan yararianorak Ingiliz ûniversife, kolej ve diğer kurjmlonnda ögrenim görecekler. Ingiliz
Kûltür Heytti her jA 25Vnin üzerinde burs vermektedir.
The British Council celebrates
50 years in Turkey
•ootoo*
omomomo
ss:::ss
B n t ı s h
Council
Kültürel, eğitsel ve teknik işbirliği
yoluyla İngiJtere için kalıcı biranlayış
ve takdir ortamı yaratma çabasında
Türkiye'de elli yıl.
Çeyrek trilyonluk
lıisse satıldı
ANKARA (ANKA) — "Halka
satış" uygulamasında bugüne dek
çeyrek trilyonluk hisse senedi sa-
tıldı. Uygulamada son aşama ise
bugün başlatılıyor. Arçelik, Bolu
Çimento ve Çelik Halat hisse se-
netlerinin İş Bankası şubelerinde
satışına bugün başlanacak. Satış
salı günü de sürecek.
Bugün bir miktar hissesi halka
satılacak olan Arçelik, Bolu Çi-
mento ve Çelik Halat, Türkiye'nin
en büyük sanayi şirketleri arasuı-
da bulunuyor. Türkiye'nin cirosu
açısından en büyük özel sanayi
firması olan Arçelik, Koc Grubu-
na ait.
Kamu Ortaklığı Idaresi, halka
arz uygulamasıyla şimdiye kadar
253 milyar liralık hisse senedi sa-
tışı gerçekleştirdi. İlk uygulama-
da 132 milyar 597 milyon liralık
Erdemir hisse senedi satıldı. Çu-
kurova Elektrik hisse senetlerinin
satışı % milyar 953 milyon, Kepez
senetlerinin satışı da 23 milyar oldu
KONUK YAZAR
EKONOMİ NOTLARI
OSMAN ULAGAY
Hızlı Büyüme İçin
Hokus-Pokus Formülü
Özel otomobil trafiğinin iyice azaldığı, kentin gözde semtleri-
nin âdeta boşaldığı bayram günlerinde istanbul da kalanlardan,
"Kardeşim millette para var, olmasaydı bu kadar insan tatile gi-
debilir miydi?" lafını çok duydum.
Doğru, Türkiye'de bir kesimin, çok kaba bir tahminle nüfusun
onda birinin kayda değer bir 'para problemi' olduğunu sanmı-
yorum. Bu kesimin ınsanlan tatile de gidebilir, otomobil de ala-
bilir. Ama salt bu kesimin olanaklanna bakarak Türkiye'de ya-
şayan insanların gelir sorunu olmadığını söyleyebilir miyiî?
Herhalde söyleyemeyiz. Türkiye genelindeki gelir artışlannın
göstergesi olan ve milli geliri ölçmek için kullanılan Gayri Safi
Yurtiçi Hasıla ve Gayn Safi Milli Hasıla rakamlannın 1980'lerdeki
gelişimine -sanayi ve tarım kesimlerindeki gelişmelerle birlikte-
b/r bakalım. ^^ Böyümede Vıllık rûzde Oeğlşmeler
GSYİH GSMH SANAYİ TARIM
1980
1981
1982
1983
1984
1985
1986
1987
1988
1989
- % 0 . 8
% 4.4
%5.0
%3.7
%5.7
% 51
%8.3
% 7A
%3.7
% 1.1
- % 1.1
%4.2
% 4.6
% 3.3
%5.9
% 5.1
% 81
%7.4
%3.4
% 1.7
— % 3.1 9
% 9.3 •>
% 6.5 •>
% E5 -1
»
% 8.9 I1
% 66 *
% 11.3 ">
% 9.8 *
% 2.0 •>
% 4.2 - *
6 1.7
b 0.1
b 6.3
b 0.1
b 3.5
» 2.7
* 7.7
b 2.1
t 7.1
6 10.8
Ortalama: % 4.3 % 4.3 % 6.2 % 2.0
Bu tablodaki rakamların da gösterdiği gibi Türkiye geçen yıl
ekonomik büyüme açısından, milli gelir artışı açısından 1980den
beri en kötü yılını yaşamış. Tarım kesiminde ürkütücü bir üretim
düşüşü yaşanırken, sanayideki gelişme de son on yıl ortalama-
sının hayli gerisinde kalmış. Büyüme hızı, yüzde 2'nin üzennde
olan nüfus artış hızını bile karşılayamadığı için kişi başına milli
gelir artmamış, reel olarak azalmış. Yani ortalama TC vatanda-
şının geliri artmamış, azalmış geçen yıl.
Türkiye'de üretim ve gelir artışının belirlenmesinde önemli rol
oynayan faktörler neler diye baktığımızda öncelikle şunları gö-
rüyoruz:
• Tarımdaki üretim artışı
• Kamu kesimi, yani devlet yatırımları
• Özel yatırımlar
• İç pazarın genişlemesi (ve üretim aîılımı)
• Dış pazarın genişlemesi (ve ihracat atılımı)
• Dış dünyadan kaynak aktarımı
1980lerin başlangıcında uygulamaya konan istikrar önlemle-
ri ve yeni politikalar çerçevesinde iç pazar genişlemesi sınırh tu-
tulurken ihracat, kur politikası ve diğer teşviklerle yoğun olarak
desteklendi ve ekonomik büyümenin motoru oldu.
Ancak büyüme hızını yüzde 7'nin üzerine çıkartmak için bu
yeterli değildi. Bu nedenle ANAP hükümetleri çok bilinen yön-
temle kamu yatırımlarını pompalamaya. inşaat sektörüne para
akıtmaya ve böylelikle iç pazarı canlandırmaya yöneldiler. Bu or-
tam doğunca özel yatırımlarda da -özellikle inşaatta ve turizm
gibi, nakliyecilik gıbi yoğun teşvik gören alanlarda- bir kıpırdan-
ma oldu. Böylece 1986-87'nin yüksek büyüme hızları vakalan-
dı. Proje kredileri ve diğer dış kredilerle de desteklendi bu ge-
lişme.
Bu iki yıllık zoıiama, hızlı büyümenin faturası ise hayli ağır ol-
du. Enflasyon yüzde 80'lere tırmandı, kamu açıklan dev boyut-
lara vardı, dışardan kaynak girişi -ağır borç taksitleri nedeniyle-
net kaynak çıkışına dönüştü. Büyüme hızı bölünerek düşmeye
başladı. 1987'de yüzde 7.4 olan GSMH büyüme hızı 1988'de yüz-
de 3.4'e, 1989'da ise yüzde 1.7'ye geriledi.
Pekiyi 1990'da ne olacak? Türkiye'de ekonomik büyümeyi et-
kileyen faktörlere baktığımızda ne görüyoruz?
Tarım kesiminde geçen yıl yaşanan çarpıcı üretim düşüşün-
den sonra bu yıl ortalamanın üzerinde bir üretim artışı bekleni-
yor, ama gözler bir kez daha bufutlarda. Yağmur yetersiz kaJırsa
iıeklenen artışın gerçekleşmeyeceğinden kaygı duyuiuyor.
Enflasyonu tutmak için kamu kesimi açıklarını sınırlandırmak
isteyen devletin, yatırımlarını büyük ölçüde kıstığı görülüyor.
Özel yatırımlardaki durgunluk aşılmış değıl.
Doviz kurlarındaki gelışmeler ihracatı iyice caydırma noktası-
na gelmiş bulunuyor. Dolayısıyla ihracat atılımıyla büyümeyi hız-
landırma yoiu da kapalı.
Geriye ne kalıyor?
İç pazarın canlandınlması ve dış dünyadan kaynak aktarımı.
İç pazarın canlandırılmasına bugüne dek çoğu kez kamunun
altyapı yatırımları ve inşaat sektörü öncülük etmış. Bunlar olma-
dan iç pazar nasıl canlandırılacak?
Bunun formülünü Sayın Cumhurbaşkanı, TÜSİAD'ın iki haf-
ta önceki iftar yemegınde açıkladı. Ücret-maaş artışları ve tüke-
tici kredisiyle. Bankalar bol keseden tüketici kredisi dağıtacak,
halkımız bu sayede tüketime yönelecek. Tüketim artınca üretim
de artacak. Üretim pek fazla artmasa da Türkiye ithalatını arttı-
rarak artan tüketimi karşılayacak. Kur ve faiz avantajından ya-
rarlanmak isteyen para sahipleri de paralarını Türkiye'ye akıt-
maya devam ettikçe bu ış aksamadan sürecek.
Gördünüz mü her işin kolayı var. Öyle tasarruf, yatırım, tek-
noloji, rekabet gücü falan diye kafa pat/atıp kaygı duyanlara şa-
şıyorum vallahi.
Biraz liberal' cesaretBankacılık sektörü, "rantlar cenneti" Türkiye'de 2500 TL'ye
mal ettiği doları 2505 TL'ye satmaya çalışırken kendi alanına
girişin ve batışın serbest olması gerektiğini savunma yiğitliğini
göstermiştir. Liberal ekonomi ve tüketici aynı yiğitliği diğer
sektörlerden de beklemektedir.
KORKMAZ tLKORUR
Iktısatçı-Bankacı
Son günlerde ülkemiz otomotiv sektörün-
de gözlenen yatınma ilişkin gelişmelerin eko-
nomi basımnda değişik ve zıt yorumlar ile sık-
ça yer aldığı görülmektedir. Ekonominin mo-
tor gücündeki önemli sektörlerinden birinde,
farklı menfaat ve beklentileri bu derece göz-
ler önüne seren tartışmalar, ekonomide söz sa-
hibi kesim ve kişilerin deger yargılarmın hangi
doğrultu ve noktada olduğunun güzel bir ör-
neğini oluşturmaktadır.
TartışıJan konular gayet basittir: Türkiye1
de, bugün otomobil talebi, bir elin beş par-
mağı ile sayılabilecek bir sayıda tesis tarafın-
dan ve kısmen ithalat yolu ile karşılanmakta-
dır. Talebin 2000 yılında 500 bin adet olacağı
hesaplanıyor; buna rağmen 1993 yılında mev-
cut üreticileriıı kapasitelerinin, projeye bağlaıı-
mış artışlar ile birlikte, 250 bin adet olacağı
varsayılıyor. Bu arada, ülkemiz otomotiv sek-
törüne büyük veya küçük ölçekli üretim tesis-
lerinin kurulmasını hedefleyen Japon, Fran-
sız vb yatırımaların projeleri giriyor. Gerek-
çeleri çoklu olabilir: Otomotiv sektöründe da-
ha kaliteliyi daha ucuza üretmek, kapasite ek-
sikliğini gidermek, mevcut ve gelecekteki rant-
lardan yararlanmak gibi. Bu noktada mevcut
üreticilerimiz, ekonomi ilminde "genç
endüstriler" (infant industries) olarak adlan-
dınlan korumaalık modeli çerçevesinde sek-
töre yeni girişlerin sakıncalannı vurgulayarak
bu projelerin gerçekleşmesini önleyici tartış-
maları gündeme getiriyorlar. Tam bu arada,
devlet teşvikler ile ilgili yeni bir düzenleme ya-
pıyor ve amacı kaynaklann daha verirnli o)a-
rak kullamlmasını sağlamak olan "ekonomik
ölçek" kavramına uygun, optimum kapasite-
ye ulaşmaya daha çok prim veren sistemi dev-
reye sokuyor. Burada, yalmzca eskiler ile ye-
niler değil, durumuna göre herkes zıt şeyleri
söylemeye ve savunmaya başlıyor.
Bütün bu lartışma sürecinde dikkati çeken
husus, herkesin kendi durumuna ve çıkarına
göre bir teori yaratması ve onun savunmasını
yapmasıdır. Şüphesiz, bu tür bir durum ve
davranış biçimi yalnızca otomotiv sektörün-
de gözlenen bir sey değildir. Buna benzer, fay-
da ve çıkar dürtülerinin yönlendirdiği tartış-
ma temellerini ve davranış biçimlerini di|er
üretim sektörlerinde de bolca ve sıkça görmek
mümkündür. Dolayısıyla sözıimûz yalnızca
otomotiv sektörüne değildir. Ancak işin en çar-
pıcı ve insanı rahatsız eden yönü bu tartış-
malardaki "çifie standart" normudur. Kendi
üretim sektörleri içindeki yatırım ve kapasite
gelişmelerini "genç endüstriler" kavramını
esas alan korumacılık ilkesi ile durdurmaya
çalışanlar, kendilerine hammadde aramalı ve-
ya hizmet arz eden diğer sektörlerdeki yatı-
rım girişimlerini en candan şekilde teşvik et-
mekte, bu sektörlere giriş ve çıkışın (hatta ba-
tışfann) serbest olmasını savunmakta, bunun
aksi davranış ve düşüncelerin ülke ekonomi-
sine ve tüketiciye zarar doğurduğunu ve libe-
ral ekonomi prensiplerine ters düştüğünü sa-
vunmaktadır.
Şimdi bir an için otomotiv ve diğer üretim
sektörlerindeki bu tarz tartışmalan bırakıp
bankacılık sektöründeki gelişmelere bir göz
gezdirelim. Zira, kendi sektörlerindeki giriş-
leri en yüksek sesle engellemeye çalışanların
en fazla hücum ettikleri sektör bankacılık sek-
törüdür. Bu sektörümüz, uzun yıllar oligopo-
listik bir yapı muhafaza etmenin ve her halde
kârlı kurumlar olarak yaşayabilmek becerisi-
nin bedelini 1985 yılından sonra ekonominin
"şamar oğlanı"' haline gelmesiyle çok ağır bir
şekilde ödemeye başlamıştır. 198O'I; yıllarda
sektöre girişin serbest bırakılması bankacılık
sektörümüzün oligopolistik yapısının çok bü-
yük ölçüde yıkılmasına yol açarak bu sektö-
rümüzü "satıcı pazarı" niteliğinden çıkarıp ke-
sin bir "alıcı pazarı" haline sokmuştur. Müş-
terilerinin birer "günah keçisi" haline dönü-
şen bankalarımız her türlü suçlamanın muha-
tabı haline gelmelerine rağmen itiraz sesi çı-
kartmamışlardır. Sektör yetkilileri sustukça,
liberalizm adına, sektöre girişler hızlanmı; ve
sonuçta aynı ekmekten karın doyuran banka
sayısı o kadar artmıştır ki bugün bankacılık
sektöründe gerçek kârdan söz etmek mümkün
değildir. (Bankaların kâr ettiği aldatmacası-
na inanmayıruz; biraz dikkatli bakıldığında
bankaların kârlılığının bankacılıktan değil,
devletin borçlanmasının yarattığı faiz gelirin-
den oluştuğu kolaylıkla görülecektir.) Bütün
bunlara rağmen, herkesin günahım yüklediği
bankacılık sektörü bir gün olsun, "yeter, dur-
durun bizim sektörümüze girişi" diye feryat
etmemiştir. Diğer taraftan, "genç endüstriler"
kavramının, ister hizmet sektöründe olsun, ge-
çerliliği her sektör için aynıdır. Türkiye'de fi-
nans sektörü ve özellikle, oligopolistik yapısı
yeni kırılmış olan bankacıhk sektörü genç eıı-
dustri niteliğine henüz kavuşmuştur. Koruma
gerekiyor ise bal gibi onun için de gerekir.
Ama devlet, birelinin bankacılık sektörünün
cebinde olmasının yani sıra akşamdan saba-
ha verdiği kararlar ile bu gencin ölmesine göz
yumabilmektedir. Bütün buna rağmen ban-
kacılık sektörü sesini çıkartmamaktadır. Tam
tersine, bankacılık sektörünün temsilcileri sek-
töre giriş ve çıkışın ve hatta batışın serbest ol-
masını savunmaktadır (Inanmayanlar, 23 Şu-
bat 1990 tarihli "9O'lı Yıllarda Türk Bankacı-
lığının Gündemindeki Konular ve Öneriler"
konulu Türkiye Bankalar Birliği Semineri teb-
liğlerine bakabilirler).
Arkadaşlar, lütfen maksath ve kısır tartış-
malan bir tarafa bıralunız ve biraz cesaret gös-
teriniz. Perakende fiyatı 800 TL olan bir şişe
Coca Cola'nın •7
o4OO kâr ile restoranlarda
4000 TL'ya satılabildiği bir başıbozukluk or-
tamında ve optimumdan t>eş kat küçük üre-
tim kapasitelerinde beş kat daha fazla kâr edi-
lebilen "rantlaı cenneti" Türkiye'de 2500 TL'ya
ma! ettiği doları, binde iki marj ile ve risk ala-
rak 2505 TL'ya satarak kâr etmeye ve yaşama-
ya çalışan bankacılık sektörü kendi faaliyet
alanına girişin ve batışın serbest olması gerek-
tiğini savunma yiğitliğini göstermiştir. Libe-
ral ekonomi ve tüketici aynı yiğitliği sizierden
de beklemekledir.