04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahıbt Cumhuriyet Malbaacıltk .e Gazelecıhk Turk Anomm Şırketı adına Nadir >adı 0 Genel ^a>ın Mudurü Ha&an Cemal. Muessese Muduru EmİDc LşıMıgll. Yazı Işlerı Muduru Ok» Gonensın. 0 Haber Merkezı Muduru Yalçın Bayer. Sayfa Duzenı Yonetmenı \li Acv, O Tems.laler ANKARA Afcmfl T»n. IZMİR tiikmet (rtmluni ADA.\\ Ç«in l, Polılıka Cıtal B«şl«ngıç. Dış Haberle- Erpn Brin. Ekonomı Cengu Turtuıı. ;; Sendılca Şaknn fetrnd, Kullur CHal Uscr, Eğılım Gnıaty ^tylaa. Haber Araştırma Isnıct BerVan. ^un Kaberlen Nectkt Dogan, Spor Danısmanı \bdulkjdır ^ucctanuı. üm Yazılaj Konn Çat^kan. Ara$lırma Şakm Alv». Duatane MxtaB»U \ u » # Kootdınalor \hmct koratsan. # Malı Ijle- Erol EıtM. • M jhasebe Buknl fencr • BUlçe-PIanlama Sfvjp Osambqeoglıı 9 Reklam Ayst Tonın. # Ek Yavınlar Hırfn *kyol 9 [dare Husrvın G«ra. • iştanK- Öndcr ÇtKk. • Bıiç lj.em Naıl tnal • Pmonel Sop Bostinoofclu fios^ w h7wzn Cumbun>ei Malbaaal!* vc Gazeteahk T <\.S. Turk 0a& CvL 39 HU-l la Pk 2-16-laanbul Td. 512 05 W (20 haı), Tüa. 22M6 FM. (!) 526 60 72 # Buroar Anlun: ZJWI Gokalp BK Inkılap S. No 19-4. Td 133 II 41-C. Tdes. 42344 Fu. (4) 133 0< 6< 0 Idi»- H Zra Bl> 1152 52.) Td 13 12 30, Tete*. 52359 FM. (51) 19 53 60 nü Cad 119 s. No 1 Kaı I, Td 19 3" 52 (4 haıl Tcfcx 62155. Fax. 1711 !9 31 52 TAKVİM: 30 NISAN 1990 Imsak: 4.19 Guneş: 5.57 Oğle: 13.06 İkindi: 16.56 Akşam. 20.05 Yatsı: 21.3" 7 Meyveleri ilaçlarken zehirleniyoruzAT ülkelerinde yasaklanan bazı tarım ilaçları Türkiye'de kullanıhyor. Kalmtı smırları da belli değil. TÜREY KÖSE tZMİR — Denetimsiz tarım ilacı kullanımı hem toprağı, hem de insanları "zehirliyor." Ege Üniversitesi Zuaat Fakultesi Bitki Koruma Bölumü'nden Prof. Na- fiz Delen GAP sonucu tarımsal üretimde buyuk artışlar beklen- diğini arumsatarak "AT ülkeleri- nc tanm ürünü satışını sürdure- bilmemiz için tanm ilaçları kul- lammını gelişmiş ülkeler stan- dartlanna uygun hak getirme zo- runlulugu var" dedi. Son derece denetimsiz koşul- larda kullanılan tanm ilaçları çevre ve insan sağlığı açısından buyük tehlikeler taşıyor. Pazar yerlerındeki parlak, şeklî bozuk domates ve pathcanları gören tu- keticıler, hormon kullanıldığını anlama olanağına sahıp. Ancak kulanılan tarım ılaçlannın bu sebze ve meyvelere ne oranda geç- tiğini bilemiyoruz. Ne belirlenen kalıtım sınırlan var, ne de kalın- tı ölçumü yapılabiliyor. O>-sa tum tanm ilaçları toksik etkıye sahıp ve yapılan araştırmalara gore ba- zıları kanser yapıyor, sinir sıste- mini etkılıyor. Aynca toprak kir- liliğine yol açıyor, yeraltı suları- nı kirletiyorlar. Ziraat Muhendisleri Odası Iz- mir Şube Başkanı Prof. Reşit Sönmez "Bilküer için kullanılan ilaç ve hormonları denetim altı- ALÎAĞA Emek şenlikleri başhyor tZMtR (Cumhuriyet Ege Bürosu) — Aliağa Belediye- si'nce duzenlenen "Aliaga 1. Emek Şenlikleri' 1 bugun baş- hyor. Beş gun sürecek şenlik- ler sırasında kultıirel ve sanat- sal etkinlikler gerçekleştirile- cek. Yerel yönetimlerin aslı go- revlerinın dışında toplumsal görevleri de bulunduğunu be- lirten Aliağa Belediye Başka- nı Hakkı Ülku, şenliklerin bu anlayış çerçevesinde düzenlen- diğini bildirdi. 30 Nisan - 4 Mayıs 1990 tarihleri arasında gerçekleştirilecek "Aliağa l. Emek Şenlikleri"nde "emek" ve "çevre" temalarının işlene- ceğini anlatan Ülkü, bunun ne- denini şoyle açıkladı: "Emeğin en yiıce değer ol- duguna inanıjoruz. Halkının yüzde 70'i emekçi olan kentte emekçüerin sonınlannı dile ge- tirip çoziimüne katkı getirmek istedik. Sanayileşmek gıizel, ama getirdiği bazı olumsuzluk- lar da var. Bunlann başında da çevre kiriiliği geli>or. Çevre ko- nusundaki mücadelemiz süriıp giderken bu konuvu şenlikler- de dile getirroeyi amaçladık. Şenliğimize geniş katılım bek- liyornz." Aliağa l. Emek Şenlikleri bugün ll.OO'de Aliağa Beledi- yesi önunde duzenlenen törenle başlayacak. Şenliğin ilk gu- nünde "Enıek" konulu karika- tür, "Fotognıf Sanatı ve Emek tlişkileri" konulu fotoğraf ve "Karikatur Sanatı ve Emek tlişkileri" konulu karikatur sergilerinın açılışı ve söyleşiler yer alıyor. Hüseyin Yurttaş'ın kitaplarını imzalayacağı şenh- ğjn ilk gununde Ömer Çiftçi, Özcan Keskeç, Alpaslan Işıklı ve Cevdet Selvi'nın konuşma- cı olarak katılacaklan, "80'ler Döaerainde Sendikalar ve Si- yasal Partiler" konulu panel gerçekleştirilecek. İzzet Zen- gin'in yontma-ahşap tablo ser- gisinın açılacağj şenliğin ilk gun etkinlikleri, açıhş konse- riyle son bulacak. Şenlik, çe- şitli etkinliklerle beş gun süre- cek. na almak kola> değil. Bazı hor- monlar yasaklandı, ama dçnetle- nemiyor. Bitküerde hormonlann ve tanm ilaçlannın ne ölçude bu- lunduğunun analizlerini yapabi- lecek inandıncı laboratuvariar ol- malı. Şu anda bunlar noksan. Aynca ithalat noktalannda cid- di denetim yok. Batı ülkelerinde yasaklanan hormon bize gelebi- li>or" dedi. Ege Üniversitesi Zi- raat Fakultesi Bitki Koruma Bo- lumu öğretim uyelerınden Prof. Delen de gelişmiş ulkelerde tarım ilacı kullanımı ve urunlerde bu- lunabilecek kalıntı duze>lerine cıddi kısıtlamalar getirildiğini be- lirtti. Tarım Orman ve Koyışleri Ba- kanlığı Koruma Kontrol Genel Müduru Prof. Ersin Istanbullu- oğlu ise tanm ilaçları konusun- da yurutulen çalışmalarla ılgili olarak şu bilgileri verdi: "Hormondan çok, zirai ilaç önemli bir sonın. Bütçeden 3 mil- yar lira aldık. Zirai ilaç kalıntı- lannı olçmek için Izmir ve An- kara'da iki laboratuvar kuraca- ğız. Ajrıca kalıtım sınırlan liste- si de hazırlanıyor. Tiım ruhsatlı zirai ilaçlar için ulusal tolerans listeleri yapılacak. Diğer bakan- lıklann gonişlerinin alınmasın- dan sonra da bunlar uvgulanma- ya başlanacak." Prof. Istanbulluoğlu denetim- ler konusunda da "Biz her türiii kontrolu yapıyoruz" dedi. JOyıUık çabcu Türkiye'de modern resmin ilk temsilcilerinden AliAvni Çelebi Resmin de müziği var"Genç kuşak mutlaka Avrupa'ya gitmeli. Bugün Avrupa'da kaç tane spor takımı dolaşıyor. Gol atacak, gol yiyecekler. Nedir bu? Kalıcı olan bizim işimizdir. Resim, bir medeniyet ölçüsüdür!' ALPAY KABACALI ••Stadyumlar yapıhyor kasaba- lara kadar... Sonra koskoca ka- palı salonlar. pınl pınl... Milyon- lar, milyarlarsarf ediliyor. Kıska- nıyorum oralarda spor \apan ço- cuklan. Otuz yaşına gelince de bı- rakıyor sponı. Halk da bunun hastası. Stadyumlan dolduruyor, televizyonun karşısına geçip af- yon yutmuş gibi seyrediyor. Av- nıpa'da da var, deniyor. Evet var ama daha neler var... Kuyruk olu- yorlar muzelere girmek için. Res- me oradakinin onda biri kadar onem verilse, yeter. Bulgaristan'- da, Yugoslavya'da, Yunanistan- da bile Akademi raezunlanna atolye veriyoriar. Bizim halimiz nedir!" Türkiye'de ressamlığın çılesini uzun yıllar çekmış Ali Avni Çe- lebi, Bunca yıldıı bir atolye edi- nemedığıni belirtiyor ve yakınma- larını surduruyor: "Bir yazar değilim ben. Sarfi- vatım çoktur. Tuval, boya, fırça, yağ, şusu busu... Bunlar hep mas- rafa baglı. Bir peyzaja çıksam, elimde tuvalle, boya kutusuyla fa- lan, nasıl gidecegim? Paraın yok ki otomobik bineyim. Tramvay- la. otobüsk olmaz... Sırnmda bo- PORTRE ALİ AVNİ ÇELEBİ Modern resmin temsilcisi l904'te Istanbul'da doğdu. I9l8'de Sanayi-i Nefıse Mektebi'ne (sonra Guzel Sanatlar Akademısi) girdi. I922'de Almanya'ya gitti; Munih ve Berlin akademileriyle Hans Hoffmann'ın atölyesınde öğrenim gordu. Öğrenimi sırasında yurtdışı devlet bursu kazandı. Türkiye'ye donunce (1927) oğretmenlik ve İU Edebiyat Fakultesi Arkeoloji Bolümu'nde desinatörluk yaptı. I938'de Akademi'de asistanlığa başladı; I968'de emeklı olana kadar hocalığını sürdürdu. I987'de Mımar Sinan Universitesi'nce onursal profesörluk unvanı verilen Çelebı, 1944 Devlet Resim ve Heykel Sergisi'nde birincilik, 5. Uluslararası Tahran Bienali'nde ıkincihk, Kiıltur Bakanhğı Ataturk'un 100. Doğum Yılı başarı odullerini kazandı. Sanat eleştirmenlen, onu Türkiye'de modern resmin ilk temsilcilerinden bıri sayarlar. Akademik anlayışa karşı çıkarak kübizm, konstruktivizm (yapımcılık) ve dışavurumculuğu kendıne özgu modern bir yorumla birleştirmiş; ALİ AV'M ÇELEBİ — Resim. anlayan kimse- Turk resminde anlatım olanaklarını genişleten lerin işitebilecegi bir muziktir. bir öncu olmuştur. ya kutusu, elimde tuval, vüruye- rek giderdim." Yalnız peyzaja değil, Fatih'te- ki evinden Fmdıkh'ya, hocalık yaptığı Akademi'ye bile zaman zaman yuruyerek gıttiğini anlatı- yor. Bir de anısı var: "Fatih'te, turbe içerisinde re- sim yapnordum. Yobazın biri geldi, teperae dikildi, baktı bak- tı, sonra resmi vemeye kalktı... Demek istedi ki bununla kann mı doyar? Ne kadar hazindir, Zeki Kocamemi (Almanya'da ayııı atölyede çahştık, beraber don- duk), geçimini temin için maran- gozluk yapardı. Guzel kuş kafes- leri yapar, pazara götüriır satar- dı. Bir ressamın hali bu!" Sahne sanatçılan gibi ressam- ların da mahkemede tanıklıkları- nın kabul edilmediği bir çağı ya- şamış Ali Avni Çelebi ve sonuna kadar direnmiş... Akademiye (o zamanki adıyla Sanayi-i Nefîse Mektebi) on dört yaşında giriyor. Yıl 1918, Birincı Dunva Savaşı henuz sona erme- mış... Ikı yıl hazvrlık sınıfında, Hıkmet Onat'ın atölyesinde çah- şıyor: Ornament denilen geomet- rik suslemeler, siyah-beyaz, ışık - gölge... Bust, tors çizimleri... Oradan Ibrahım Çallı'nın atölye- sine geçip ıki yıl da desen, boya çalışıyor. I922'de ıki arkadaşıyla, sonra- dan unlu birer heykeltraş olacak Raö'p Aşir (Acudogu) ve Kenan'la (Yontunç) Almanya'ya gıtmeye karar veriyoriar. Orada enflasyo- nun alabildığine azdığını, Turki- ye'den gonderilecek pek az bir pa- rayla geçinilebileceğini öğrenmiş- ler. Macerah yolculuk başlıyor' Bir Bulgar vapuruna binıp Kos- tence'ye gidiyorlar. Karantınaya alımyorlar Köstence'de. Kosten- ce'den Varna'ya, Varna'dan Sof- ya'ya, oradan trerüe Yugoslavya'- ya geçiyorlar ve Viyana üzerinden Münih'e... Heykeltraş Mahir Tomnık, Ni- 9 günlük bayram tatilinde, Akdeniz ve Ege 2 milyona yakın kişiyi ağırladı Antalya ve Bodrum'un bayram farkıAntalya'da bir milyondan fazla insanın 9 günlük tatili disko, bar ve restoranlarda geçti. Deniz suyu sıcakhğı 18-19 dereceydi. Denize girenlere de rastlandı. Haber Merkezi — Dokuz gun- luk bayram tatilinin keyfini turis- tik yörelerde geçirenler yaşadı. Yalmz Antalya ve Bodrum, 2 mil- yona yakın konuk ağırladı. Otel- ler ve esnafın yuzu guldu. Bıilent Ecevit'in bıldirdiğine gö- re turizmde bir numara>ı alan An- talya, tatilde dolup taştı. Doluluk her zamankinin aksine "Tiırk" ağırlıklı idi. Bakanlar Kurulu üye- lerı ve ANAP'lı mılletvekilleri Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın gölgesine sığınmışlardı. Bir tek Başbakan Yıldınm Akbulut Di- dim'de yalnız kalmıştı. Bir milyondan fazla insanın 9 gunluk tatıl seruveni diskolarda, barlarda, restoranlarda geçtı. Bergama Kralı 2. Attalos'un cenneti Kaleiçi her gece tıklım tık- lım doluydu. Bir gecelik bedelı 350 bin lira ile 480 bin lira arasın- daki çok yıldızlı oteller daha çok yabancıları ağırladı. Bir benzin is- tasyonu sahibi, "Ben bu kadar ka- labalık görmedim. Eskiden gun- de 2 milyon liralık super benzin satılırdı, şimdi 12 milyon lira ol- du. Tatile gelenler hep luks arabalı insanlar" dıyordu. Denız suyu sıcakhğı 18-19 dere- ce olmasına karşın tatilciler ara- sında yine de kendilerini su>a atanlar oldu. Son anda tatile çı- kanlar pansı\onlarda bile yer bul- makta zorlandılar Ayşe Yıldınm'ın haberine gore dokuz günlük bayram tatili Bod- rum'da oldukça hareketli geçti. 13 bin nufusu olan Bodrum'un sade- ce merkezınde 250 bin civannda tunst vardı. Bunlann çoğu da ozel arabalanyla geldıği için trafik İs- tanbul'u andırıyordu. Merkezde 100 bar, 75 tane de lokanta bulunuyor, fakat bunlar- da yer bulabilmek için va çok er- kenden gidıp oturmak ya da ka- pısında bir ikı saat beklemek ge- rekiyordu. Içerden bir muşten çı- kınca kapıda bekleyenlerden birisi onun yerine alınıyordu. Barlarda yer bulamayanlar sokak kenarla- rında oturmuş ellerinde içki ka- Güzel, Bodnıırfda seçildî Miss Globe 90 Turkiye Guzellik Yarışması, oncekı akşam Bodrum Kulüp M'de yapıldı. Temmuz ayında Bursa'da yapılacak olan Miss Globe 90 Uluslararası Guzellik Yanşması'nda Türkiye"yi temsil için Gulay Pınarbaşı (ortada) seçildi. Mart 91'de Flonda'da yapılacak Miss Hawallan Tropical Turkıye 91 Yanşması'nda ise Türkive'yı Esin Yucel (soldan 4.) temsil edecek. 91 ocak ayında Amerika'da yapılacak olan Miss Interncominental Turkiye 91 Yanşması'nda ise ulkemizi Aylin Özmen (soldan 2.) temsil edecek. Organizasyonunun Vizyon Manken ve Fotomodel Ajansı'nın, başkanlığını ise Suha Ozgermi'nin yaptığı yanşmaya, finalistlerden Sıbel Sararer, ikı gun once dıskalifiye edıldığı ıçın 13 genç kız katıldı. Aynca uç resmi ödulün yanında üç de ozel odul verildı. Senem Şenol (en solda) Bodrum guzeli, Ajlin Özmen basın güzeli, Seda Ergin (en sağda) sempatı guzeli seçildi. Juri Başkanı Nuray Kaplakarslan. juri uyeleri ise Süha Özgermi, Perihan Savaş, Erol Atar, Abdurrahman Keskiner. Meriç Konrat, Kaya Ererez, Serdar Candar, Mete Giılsel, Coşkun Sabah, Yümaz Zafer, Nedret Çıplak idi. Yemek davetiyeleri 150 bin liradan satılan fınal gecesinin sunuculuğunu Yalçın Menteş yaptı. Dansöz Hülya Işıl, şarkıcı Coşkun Sabab ve Erdal ise geceye muzikleriyle renk kattılar. (Fotoğraf: Ayşe Yıldınm) dehlerı Bodrum'u yaşamaya çalı- yaranların sayısı 100'ü buluyordu. labildiğıni bildirdi. Çeşme, Ayva- saklı plajlarında uç yıldızlı bir ote- şıyorlardı. Hastane, 8 pratıs\en, 4 uzman, 2 lık, Fethıve, Dıdim gibi turistik lin muduru olan Dogan Demir. Bazı bar ve lokantalar kurnaz- hemşire \e bir ambulansla bınler- beldeler de umulanın ustunde il- "Çevremizdeki oteller büyuk lık yaparak faturalannı kabarık ce klşıye hizmet etmeye çalıştı. gı gorduler. Didim'de bayram on- oranda doldu" dedi. gostermek için adısyonlarında Emniyetin kadrosu 50 kişivdi, an- cesi açılan uç otel, ikincı gunu ta- Ege Turistik Işletmeler Derne- "mıizikli içki", "müzikli çerez" cak >etersizdi Çevreden 20 polısle mamen doldu. Bunlardan Altın- ği Başkanı Haluk Nuslioglu 3 sozcuklerini eklemişlerdı. Beledı- takviye edilip "asa>iş" sağlanıyor- kum'dakı bir otelın sahibi Basri temmuzda başlayacak Kurban ye, fıyatları denetım altında tut- du. Goç. "Otelimizin açılışını iki gün Bayramı tatilinin 2 temmuz pazar- maya çalışı>ordu ama ilk gunden Izmir'den Serdar Kızık, Mar- once yapmamıza rağmen umma- tesı gununun tatil ilan edilmesiy- itıbaren fiyatlar yuzde 50 arttırıl- maris ve Kusadası'na rezenasyon dığımız bir ilgi gorduk. Sadece bir le 9 güne çıkabıleceğmi belirterek dı. Aşırı alkol alıp midesi bozu- yapmadan gelenlerın buyük bir gazete>e iki günlük reklam "Bo>lece ikinci kez buyük bir iç lan ya da duşup kafasını gozunu bolumunun pansıyonlarda yer bu- vermistik" dedi. Ayvalık'ta Sarmı- turizm harektti >^ışanabilir" dedi. Yeşillere göre Orhaneli Santrah yüzünden bölgede korkunç kirlilik yaşanacak Bursa'nın nefesi kesilecekBursalı Yeşüler, Orhaneli Termik Santralı'nın bacasının bilgisizlik ve çıkarcılığın utanç anıtı olarak kalmasını, ünitelerin görsel sanatlar yüksek okuluna dönüştürülmesini istiyorlar. HAKAN KARA IZMtR — "Bursa Yatağanlaşa- cak mı?" I991'de üretime geçecek Oıhaneli Termik Santrah bölgede endişe kaynağı. Yeşillere göre ter- mik santral Bursa'nın "nefesini kesecek." "Çok değil, 5-6 yıl son- ra bu bölgede korkunç bir çevre kiriiliği yaşanacak, Bursa'nın ha- vası kararacak" diyor Yeşıller. Iz- mir Bağımsız Mılletvekıli Kemal Anadol ise sadece hava kirliliği- nin değil asit yağmurlannın da gi- derek artacağını belirterek bolge- nin içme suyu gereksinıminı kar- şılayan Doğancı Barajı'run da yağ- murlarla kirleneceğini ve insanla- rın asitli su ıçme tehlikesiyle kar- şı karşıya kalacağını \urguluyor. Orhaneli Termik Santralı'nın çalışmaya başladığında yılda 1.4 milyon ton komur ışleyeceği belir- tiliyor. Orhanelı Keles linyit ko- mürlerinde >üzde 4 kükurt bulun- duğunu söyleyen uzmanlar, yan- ma işlemı sonucu yılda 90 bin ton kukurtdioksıt gazının çevreye ya- yılacağını öne suruyorlar. Santralın kul tutmafiltrelerıdı- şında hiçbir arıtma tesısi oimadı- ğını, Yatağan ve dığer santıallar- da olduğu gibi burada da desulf- rızasyon unıtesi yapılmadığını be- lirten Izmır Bağımsız Milletvekili Kemal Anadol, "Bursa'yı da Ya- tagan'daki gibi bir gelecek bekli- yor" diyor. Kemal Anadol'a gore santralm yaratacağı kirlilik, zaten yoğun olarak yaşanan hava kirlı- liğıni arttırarak msan sağlığmı teh- dit edecek. Türkiye'nin kış tunzm merkezlerinden olan Uludağ'daki ormanları vok edecek, tarımı ve hayvancılığı ortadan kaldıracak. Bu tehlıkeleri biraz olsun onle- yecek sulfröz tesislerinin bile ku- rulmamasını eleştiren Kemal Ana- dol şu goruşleri dile getıriyor: "ANAP iktidan tüm uyanlara karşın termik santral politikasını inatla surdurmektedir. Bunu >a- parken kirliliği biraz olsun engel- leyecek önlemleri bile dikkate al- mamaktadır. Bursa'da Orhaneli Termik Santrah için sulfröz tesis- lerinin maliyetini teknik eleroan- lar bugunku fiyatlarla 200 milyar olarak hesaplıyorlar. Termik sant- ralın çalışmasına 1 >ıl kaldı. 200 milyarlık bir ilave ile tehlike azal- tılabilir. Bunu yapsınlar, yoksa ge- lecek kuşaklar sadece onlan de- ğil hepimizi lanetleyecek." Bursa'daki Yeşiller ise Orhane- li Termik Santralı'na tumuyle "ha- >ır" dıvorlar; "Termik santralla- rın doğadan alıp göturduklerini göze alamayız." Türkiye'nin hidro- elektrık, jeotermal enerji, dalga gücu, guneş enerjısi, rüzgâr ener- jisı ve biogaz gibi onemli potan- siyellere sahip olduğunu vurgula- yan Yeşiller Partısi Bursa 11 Baş- kanı Ayhan Yüksel, ancak Turki- ye'yi dışa bağımlılıktan kunara- cak ve çevre kirliliği yaratmayacak "alternatif enerji kaynaklan" ko- nusunda hiçbir çalışma yapılma- dığım vurguluyor. Yeşiller, Orhaneli Termik Sant- ral bacasının bilgisizlik ve çıkar- cılığın utanç anıtı olarak kalma- sını, ünitelerin gorsel sanatlar yuk- sek okuluna donuşturulmesıni is- tiyorlar. jat Sirel de oradalar. Yenı gelen on sekiz yaşlarındaki bu gençlere yol gösteriyorlar, yardımda bulu- nuyorlar. Ali Avni Çelebi, Heine- mann'ın atölyesınde çalışmaya başhyor. Oradan hoşlanmıyor, Hans Hoffmann'ın atolyesine gi- nyor. Derken Munih Akademisi'- nın giriş sınaunı kazanıyor. Bir yıl orada oğrenim gorup 1923'te Berlin Akademisi'ne geçiyor, Prof. Klein'ın atolyesine. Ama fazla kalmıyor orada da: "Anlayışı, deseni kuvvetli bir hocaydı. O sırada Zeki Kocame- mi, Mahmnt Cuda, Münih'e gel- diler. tstanbul'dan semt ve mek- tep arkadaşlanm. Münih'e geç- tim, onlarla çalışmaya basladık. Hoffmann'a girdim yeniden. Mü- kemmel bir hocaydı. Atölyesinde Yugoslav, Çek, Avusturyalı, Al- man, Amerikalı, Ingiliz, Fransız. ttal>an... Her milletten ogrenci vardı. Her biri de bana gore yaşlı başlı kimselerdi. Atolye ucretlij- di, ama Hoffmann halimin vak- timin yerinde olmadığını gönir, benden hiç para almazdı. Ameri- kalı gelirdi, tupu sıkmaz, balık gi- bi yanp paletine koyardı. Artan boyayı ben alırdım. Aynlacagıra zaman Hoffmann yanında kal- mamı istedi. Ama devletten burs almıştım, dönmek zorunday- dım." Turkıye'de devletçe devrimlerı, tarih olaylarını konu alan resim- ler ısmarlanacağıru umuyor. Oy- sa Konya'ya, kız \e erkek oğret- men okulları resim ögretmenliği- ne atanıyor: "Çocuklara pek fa>dam olma- dı. Yuksek matematik tahsili yap- mış bir matematikçiyi duşunun. Götünıyorsunuz onu, ilk mekte- be koyuy orsunuz; beş kere iki kaç ederi ogretiyor. Bunun gibi bir şey... Kısacası, baktım ki kaybu- luyonım. çaiışamıyonım. istifa et- tim. Vlzun zaman ortada kal- dım." Mustakil Ressamlar ve Hey- keltraşlar Bırliğı'run kuruculan arasında yer alıyor, birliğin sergi- lerine katılıyor. Munıh'e, Hoff- mann'ın atolyesine donuyor 1930'da. Ertesi yıl Guzel Sanat- lar Akademisi'ne atanıyor. Aka- demi Muduru Namık tsıcail'le anlaşmazhğa duşunce görevine son veriliyor. 6 Eylul 1932 günlü Cumhuri- jet'te, Ali Avni Beyin Beyoğlu'n- dakı Glorya Sineması girişınde sergi açtığı haberi var. İlk sergısi bu; çağnhlara bir limonata bile ıkram edemediğı... O donemde, Istanbul'da yılda bir kez sergı açıhyor. Galatasaray Lısesi'ndeki sergi, on kuruş gibi yuksek bir gıriş ucreti odenerek görülebiliyor. Ankara'da da yine yılda bir, Devlet Resim ve Heykel Sergısi düzenleniyor. Resim sat- ma olanağını (daha doğrusu şan- sını) yılda bir elde edebılıyor res- samlar: Sergıdeki tablosu beğeni- lırse devletçe satın ahnıyor... 1934'te İU Edebiyat Fakultesi Arkeoloji Bolumu'ne desinator olarak giriyor Ali Avni Çelebi. Dört yıl sonra da bir daha Aka- demi'ye donup yeni gelen Leo- pold Levv'nın yanında asistanlı- ğa başhyor. 1938'de ve 1942'de CHP'nin ressamlar için duzenlediği yurt ge- zilerine katılıyor. tlkinde Malat- ya'ya, ikincisinde Bilecik'e gidi- yor, köylerı dolaşıyor. Yoksulluk içındeki koylere gitmek, bir koy- den ötekıne ulaşmak için saatler- ce yurumek, "sırf resim yapmak için" katlanılan çilelerden... 1%8'de emekli olana kadar tam otuz yıl hocalık yapan Ali Avni Çelebi, ikincı kişisel sergisini 1975'te açabıliyor: "Koca Akade- mi hocasıydım. aldıgım maaş 75 lira kadar bir şeydi. Param yok- tu ki çalışayım. Çuval alır. onu tuval olarak kullanır, ustune re- sim yapardım. Muzede hâlâ çuval uzerine yapılmış resimlerim var- dır. " Son yıllarda resme ilginin art- ması sonucu, ilerlemiş yaşına kar- şın, birbiri ardınca sergiler düzen- lı>or. Geçen yıl Tem Sanat Gale- risi'nde dokuzuncu sergisini açtı. "Galerilerin, sanatı halka tanıt- makta buyuk hizmeti olmuştur" diyor. "Eski Yunan'da, halkı ti- yatroya alıştırmak için, piyesi gör- sün diye para veririermiş. Şimdi bizde galerilere davet edip içki fi- lan veriyoriar. Ama önemli bir başlangıç. Resim diye bir sanat ol- duğu anlaşılıyor." Ali Avni Çelebi, resim oğreti- minde belirli bir metottan yana değil: "Önemli olan, görgüdür. En fazla iizerinde durduğum şey şu: Genç kuşak mutlaka Avrupa'- ya gitmeli. Grup halinde Fransa'- ya, İspanya'ya, ttalya'ya, İngilte- re'ye gonderilsinler. gorsünler. Bugun Avrupa'da kaç tane spor takımı dolaşıyor. Gol atacak, gol yiyecek... Nedir bu?! Kalıcı olan bizim işimizdir. Resim, bir mede- niyet ölçüsudur." Bugunku Turk resmini "biraz çalkantı halinde" cümlesıyle de- ğerlendıren Ali Avni Çelebi, "za- manla durulacaktır" diye ekliyor \e yine çalışma olanağı yaratılma- sı gereğinden soz edıyor. Resim anlayışını açıklarken söyledikleri hâiâ kulağımda: "...Biz daha ziyade madde uze- rinde dururuz. Ama pentuni (bo- ya) de olacak, armonisi de olacak. Bu. müziğidir. Keşke boyanııı, renklerin sesi sadası çıksa... Ba- kınız ne guzel muzik olabilirdi. Resim. anlayan kimselerin işitebi- lecegi bir muziktir." Prof. Özgüç'e Bahar ödülü • TOKYO (AA) — Japon hukümetinin her yıl baharda verdiği ödullerin sahipleri açıklandı. Ödül sahipleri arasında, ulkeleriyle Japonya arasındaki dostluğa katkıda bulunan 23 yabancı da bulunuyor. Türkiye'den Prof. Dr. Tahsin Özgüç'e de ödul verildiği bildirildi. Başbakanlık'tan yapılan açıklamaya gore, toplam 4.495 kişiye ödül verilmesi kararlaştırıldı. ödül verilen 23 yabancı arasında bulunan Prof. Dr. Tahsin Özgüç'e, altın ve gümüş yıldız şeklindeki Doğan Güneş Nişanı verilecek. Ödul verilecek diğer yabancılar arasında, Endonezya, İngiltere, Belçika ve ABD gibi ulkelerden, Japonya ile ilişkilere katkıda bulunan kişiler bulunuyor. Buyük Kordon Ödulu'ne layık gorulen 7 Japon'a ödullerinin Imparator Akihito tarafından 8 mayısta verileceği kaydedildi. Yabancılann ise odullerini ne zaman ve nerede alacakları belirtilmedi. Discovery dünyada • EDVVARDS HAVA ÜSSÜ (ABDKAA) — Amerikan uzay mekiği Discovery, ilk uzay teleskobu "Hubble"ı dünya çevresindeki bir yörüngeye yerleştirdiği 5 gunluk uçuşunu tamamlayarak dunyaya dondü. Californıa'daki Edwards Hava Üssü'ne meraklıların alkışlan arasında inen Discovery, bu iniş sırasında yeni bir frenleme sistemini de denedı. Bir otobus büyükluğunde olan 2,5 milyar dolar değerindeki uzay teleskobunun, astronomi bilimine yeni boyutlar getirmesi bekleniyor. Şimdiye kadar uzaya gönderilen en karmaşık cihaz olan uzay teleskobu, yeryuzundeki teleskopların etkınliğini azaltan atmosferin dışından gokyüzünu inceleyerek dünyaya gorüntu gonderecek. Atmosfer dışında olması, Hubble"in 10 kat daha uzağı ve yıldız ve galaksileri daha net görmesini sağlayacak. Foklar için el ele • ANKARA (ANKA) — Turkiye ve Yunanistan yeşilleri, Ege ve Akdeniz'deki fok bahklannın soylarınm tükenmesini engellemek üzere ortak propaganda kampanyası başlattılar. Yunanistan'da fokları kurtarmak için başlatılan yeşil harekete Izmir'deki yeşiller de destek verdi. Yeşiller Partisi, propaganda kampanyası çerçevesinde uzerlerinde "Foklara yaşam hakkı", "Ege ve Akdeniz'de barış ve dostluk sembolu fokları yaşatahm", "Foklar ıçindir, süah gjremez", "SOS Akdeniz, Ege" yazıb kartlar, afışler ve çıkartmalar hazırlatarak dağıtmaya başladılar. Ceylanlar doğuyor • CEYLANPINAR (Cumhuriyet) — Tarım İşletmesi'nde koruma altında bulundurulan ceylanlar doğum yapmaya başladılar. Halen 350 olan koruma altındaki ceylan sayısının bu yılki doğumlarla birlikte 55O'ye ulaşması bekleniyor. 196O'lı yıllarda uygulanan bilinçsiz avcılık nedeniyle sayılan giderek azalan ceylanlar için 1979 yılında uretme istasyonu kurulmuş ve burada yapılan çalışmalar sonucu sayılan 35O'ye kadar çıkarılmıştı. Kaptanlara plaket • BODRUM (AA) — Bodrum'da çevre ve denizlerin temizliğı konusunda emeği geçen 5 tekne kaptanına Bodrumlu Gönullüler Derneği tarafından mavi flama ve plaket verildi. Torende konuşan Bodrumlu Gönullüler Derneği Başkanı Can Gelendost, flama verilen kaptanlann, anket yoluyla belirlendiğini ifade etti. Mavi flama alan kaptanların ve leknelerin adları şöyle: Mehmet Baş (Aksona), Mehmet Narlı (Milet), Can Gelendost (Gelendost), Cengiz Sanarslan (Pirdayı) ve Uğuı Ozder (Orkide).
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle