Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/14 DIŞ HABERLER 30 NÎSAN 1990
LITVANYA
Doğalgaz bulmaca,kâğıt ise yokSovyetler Birliği'nin Litvanya'ya doğalgaz sevkıyatını
arttırıp arttırmadığı bilmeceye dönüştü. Litvanya'da
hammadde sıkıntısı sürerken bazı yayın organlarının
gazete kâğıdı sıkıntısı nedeniyle yayınlarını bir süre
durduracakları bildirildi.
Dış Habcrier Servisi — Sovyetler Birliği
Litvanya'ya karşı uyguladığı ekonomik anı-
bargoyu sürdürürken, doğalgaz sevkıyatı-
nın arttırılıp arttırılmadığı tam bir bulma-
caya dönüştü. Vilnius radyosu dün Mosko-
va'nın Litvanya'ya doğalgaz sevkıyatını
beklenmedik bir şekilde arttırdığını bildir-
di. Ancak daha sonra Litvanya yetkilileri
doğalgaz sevkıyatında henüz bir artış olma-
dığını açıkladılar. Moskova'nm da konu-
ya ilişkin hiçbir resmi açıklama yapmadığı
bildiriliyor. Litvanya'da çeşitli sektörlerde-
ki hammadde sıkıntısı ise devam ediyor.
Bazı yayın organlarının gazete kâğıdı sıkın-
tısı nedeniyle yayınlarını bir süre durdura-
cakları belirtiliyor.
Vilnius radyosu dunkü yayınında cum-
huriyetin Jonova'daki en büyük gübre fab-
rikasına önceki geceden itibaren doğalgaz
gelmeye başladığını ve bu sayede tesisin ge-
Iecek hafta ortasından itibaren yeniden ça-
lışmaya başlayacağını belirtti. Radyo, "Jo-
nova'daki gübre fabrikası artık her gün 3
milyon metreküp doğalgaz almaya başla-
yacak. Bu fabrikanın normal olarak çalış-
masını sürdürebilmesi için oldukça
yeterlidir" dedi.
Ancak AP'nin haberine göre Litvanya
Parlamentosu Basın Bürosu yetkilisi Paul
Pauparas daha sonra yaptığı açıklamada
henüz doğalgaz sevkıyatında bir artış olma-
dığını bildirdi. Doğalgaz sevkıyatının art-
tırılacağına ilişkin bilginin Moskova tara-
fından doğrudan gübre fabrikasının yöne-
ticilerine iletildiğini kaydeden P'auparas,
"Bu şimdilik yalmzca bir vaat" dedi.
Bu arada, Anadolu Ajansı'nın AFP'ye
dayanarak bildirdiğine göre, Litvanya hü-
kümet yetkilisi Vitanlas Benedictavicius
gübre fabrikasma doğalgaz sevkıyatının
arttırıldığına ilişkin haberleri yalanladı.
Yetkili, "Jonova gübre fabrikasımn bas-
mühendisiyle bu akşam konuştum. Fabri-
kaya giinde yanm milyon metreküp doğal-
gaz geldigini söyledi" dedi. Moskova'nm
Litvanya'ya ekonomik ambargo uygulama-
sından önce gübre fabrikası günde 3,4 mil-
yon metreküp doğalgaz alıyordu.
SSCB'nin 11 martta bağımsızlık kararı
alan Litvanya'ya karşı uyguladığı ekonomik
ambargo nedeniyle gazete kâğıdı sıkıntısı
çekildiği ve bazı yayın organlannın yayın-
larını bir süre durduracakları kaydedildi.
BBC Radyosu, Vilnius Radyosu'na dayana-
rak verdiği haberde, matbaalarda kâğıt, mü-
rekkep ve d-'^er malzemelerin çok azaldığı-
nı duyurdu. Radyo, gazetelerin renkli bası-
labılmesi için kullanılan boyaların bile sı-
kıntısının çeküdiğini kaydetti.
Sovyet demiryollarının Litvanya'ya gelen
bütün mallann taşınmasını engellediği be-
lirtilen haberde, "Malzemelerdeki sıkıntıla-
rın ülkedeki periyodik yayınlarÖa tirajı en-
gellemesi kaçımlmaz, yayın organlarının
pek çoğu yayınlarını bir süre durduracak-
lar" denildi.
Sovyetler Birliği ile Litvanya arasında iki
aya yakın bir süredir devam eden gerginlik,
çeşitli iddialan da beraberinde getiriyor. Lit-
vanyalı bir lider, Baltık cumhuriyetinde hal-
km elinde çok sayıda silah bulunduğunu,
bunların Sovyet ordusuna ait olduğunu öne
sürdü.
tngiltere'deki Litvanyahlar Derneği Baş-
kanı Yaras Arkis. Sovyet ordusuna ait si-
lahlann karaborsada satılmakta olduğunu.
ve halkın elinde çok sayıda silah bulundu-
ğunu söyledi. Arkis, Kahire'de yayımlanan
El-Şark El Awsat gazetesine verdiği demeç-
te, Litvanyalılann silahlanmakta olduğu yo-
lundaki haberleri yalanlayarak Sovyet or-
dusu ile mücadele edebilecek güçte olma-
dıklarını belirtti.
Gorbaçov ve reformlar
Sovyetler Birliği Başkanı Mihail Sergeye-
viç Gorbaçov, Litvanya sorununun yanı sı-
ra ekonomik reformlann uygulanması ko-
nusunda da zorlanıyor. Gorbaçov, önceki
gün yaptığı açıklamada, "reformlann hız-
landır.lmasf'nı istedi.
Gorbaçov, Ural bölgesindeki sanayi kenti
Sverdlovsk'ta işçilere hitaben yaptığı ko-
nuşmada, reformlar konusunda geçmişte
daha yavaş ılerleme planladıklannı, ancak
sanayinin son 3-4 aylık gelişimini gördük-
ten sonra reformlann hızlandınlması gerek-
tiğine karar verdiklerini bildirdi.
SSCB ekonomisindeki olumsuz eğilimle-
rin kaybolmadığına, tam tersine artmakta
olduğuna da dikkat çeken Gorbaçov,
SSCB'de 1992-93 yılları için planlamaların
gerçekleştirilmesi için şimdiden çalışmala-
nn başlaması gerektiğini kaydetti. Resmi ve-
rilere göre SSCB'de sanayi üretiminin top-
lam değeri bu yılın ilk çeyreğinde 229 mil-
yar ruble (yaklaşık 381 milyar dolar) ola-
rak kaydedildi. Bu rakam, bir önceki yılın
aynı dönemine göre yüzde 1.2 oranında ge-
rilemiş bulunuyor.
öte yandan Sovyetler Birliği gizli haber
alma örgütü KGB'nin başkanı Vladimir
Knıçkov, Sovyet lideri Mihail Gorbaçov'a,
"Stalin'in yapUğı hatalara düşmesine engel
olacak" doğru ve açık bilgiler sağlayacak-
larını söyledi.
SSCB'nin Başkanlık Konseyi üyesi olan
KGB Başkanı, TASS'a verdiği demecte
KGB'nin, devlet başkanımn ülkenin nabzı-
nı gerektiği gibi tutabilmesini sağlamaya
özen göstereceğini ve Gorbaçov'a verecek-
leri bilgileri "pembekştirmeyeceginr belirt-
ti.
Stalin'in güvenilir bulmadığı için o dö-
nemin haber alma örgütü olan NKYD'nin
verdiği, Nazilerin SSCB'ye saldıracakları
yolundaki bilgileri görmezlikten geldigini ve
bu nedenle Sovyet birliklerinin büyük ka-
yıplar verdiğini hatırlatan Kruçkov, Gorba-
çov'un kendi verdikleri bilgilerden kaynak-
lanan hatalara düşmesine neden olmamak
için ellerinden geleni yapacaklarını ifade et-
ti.
Geçmiş yönetimlerin, 'güvenliği siyasi
yollarla' sağlama yöntemlerini bir kenara it-
meleri yüzünden Sovyetler Birliği'nin büyük
bir silahlanma yarışına girdiğini kaydeden
KGB Başkanı, şimdi dünyanın güvenliğinin
siyasal yollarla kazanılacağı bir mekanizma-
nın kurulması için hazırlık yapıldığını be-
lirtti.
ATZtRVESl
Siyasal
birliğe
ilk adımDublin zirvesinde Margaret
Thatcher AT'nin siyasal birliğine
ilk kez ilke olarak İcarşı çıkmadı.
Dublin'de ikiAlmanya'nın
birleşmesi de resmen onaylandı.
EDtP EMİL ÖYMEN
LONDRA — Avrupa Topluluğu deviet
ve hükümet başkanlarının Irlanda'nın baş-
kenti Dublin'de yaptıkları "görüş
alışverişi" toplantısında, Batı Avrupa'nın
kaderini çizecek iki konuda adım atıldı. AT
liderleri, iki Almanya'nın birleşmesini res-
men onayladılar ve 1993'ten itibaren sade-
ce ekonomik ve ticari birlik değil, siyasal
birlik sağlanması konusunda da gerekli ça-
lışmalann şimdi başlatılmasını kararlaştır-
dılar. AT Dışişleri Bakanlan siyasal birli-
ğin nasıl sağlanacağına ilişkin ayrıntılan
içerecek kapsamlı bir raporu, yine Dublin'-
de haziran sonunda toplanacak olan AT
Doruk Toplantısı'na yetiştirecekler. Top-
lantıda, AT'yi sadece ortak bir pazar ola-
rak gorme alışkanlığındaki Başbakan
Thatcher da AT'nin siyasal bir birlik olması
gerektiği şeklindeki görüşe en azından karşı
çıkmamış oldu.
Mini-dorukta, başlangıçta iki Almanya'-
nın birleşmesine ilişkin konuların ele ahn-
ması bekleniyordu. Ancak Fransa Cumhur-
başkanı François Mitterrand ile Batı Al-
manya Başbakanı Helmul Kohl, geçen haf-
talarda yaptıkları görüşmelerde, AT'de
1993'ten itibaren siyasal birüğin de sağlan-
ması amacıyla "acilen" temaslara başlan-
ması, bir takvim hazırlanması ve aralık
ayında hükümetler arası özel bir toplantı-
da bu konunun karara bağlanması amacıy-
la girişimde bulundular. Bu nedenle mini-
doruk gündemine bu konu egemen oldu.
Toplantıda lngiltere Başbakanı Marga-
ret Thatcher'ın "Siyasal birlikten kastedi-
len nedir" şeklinde yürüttüğü tartışmayı bir
ölçüde ltalya, Hollanda, Lüksemburg, Da-
nimarka ve Portekiz de destekledi.
Başbakan Thatcher'ın, mini - doruk ön-
cesinde "AT'de yine kargaşa yaratacagı"
görüşü Ingiliz basınına egemen olmuştu.
Ancak toplantı boyunca Thatcher'ın
"yapıcı" eleştiriler getirdiği görüldü.
Kohl ve Mitterrand memnun
Helmut Kohl ile Francois Mitterrand ise
siyasal birliği sağlayacak sürecin artık AT
gündemine girdiği görüşü ile toplantıdan
duydukları memnuniyeti dile getirdiler.
Mitterrand, "Süreç başlamıştır. Ancak bu
konudaki temel ilkeler üzerinde daha tar-
tışrna gerekmektedir" derken, Başbakan
Kohl da toplantıyı "siiper başan" diye ni-
teledi ve "Dışişleri bakanlan sorunun bü-
tün yönlerini ele alacaklar. Bundan dolayı
çok memnunum" dedi.
İngiliz basını, tngiltere'nin AT karşısın-
da yalnız kalmamış oluşundan dolayı "ra-
hat bir nefes" aldı.
DEMOKRATİKALMANYA
Firmalar, tehlike
sinyalleri veriyor
Demokratik Almanlar, Batı ile birleşme sonrasmda,
Batıhlarla eşit şartlarda yaşayamayacakları ve şu an sahip
bulunduğu sosyal güvencelerini yitirecekleri endişesini
taşıyorlar. F.Alman özel sermayesinin rekabetine
dayanamayan D.Alman firmalar, tehlike sinyalleri vermeye
başladılar.
1 M o v i e n m v a c ı Polonya'nın başkenti Varşova'nın sokaklannda önceki gün ellerinde Stalin,
A lYl.Uy.lS | J 1 T J V U » 1 Brejnev ve Krnşçev'in kuklalannı taşıyan bir grup gösteri yaplı. 'Komünist
dönemin' 1 Mayıs kntlamalannın karikatiirize edildigi gösteri, eski Komünist Parti Merkez Komite binasından başlayarak, Varşova Kül-
tür ve Bilim Sarayı'nın öniınde son buldu. Guvenlik güçieri göstericilere mudahale etmedi. (Fotograf: Reuler)
ROMANYA
Muhalefet yineyürüdüGeçici Deviet Başkanı Ion Iliescu'nun istifasını isteyen 15
bin kişilik bir muhalif grubu, dün Temeşvar kentinde bir
gösteri yaptı. Göstericiler, Iliescu'nun komünist olduğunu
ve KGB ile ilişkisinin bulunduğunu ileri sürdüler.
TEMEŞVAR (AA) — Romanya'mn ikin-
ci büyük kenti Temeşvar'da, geçici Deviet
Başkanı Ion Iliescu'ya karşı büyük bir gös-
teri düzenlendi.
Yaklaşık 15 bin kişinin katıldığı gösteri-
de "Kahrolsun komünizm" ve "Kahrolsun
Iliescu" diye sloganlar atıldı.
Aralık ayında kanlı halk ayaklanmasının
başladığı kent olan Temeşvar'da düzenlenen
gösteride, geçici Ulusal Konsey ve Bükreş
hükumeti aleyhinde pankartlar da taşındı.
Göstericiler, "ikinci Çavuşesku" dedik-
leri Iliescu'nun, Sovyet gizli istihbarat ser-
visi KGB ile isbirliği yaptığını ileri sürdü-
ler.
Rumen muhalifleri arasında ilk sıralar-
da yer alan Doina Cornea, göstericilere hi-
taben yaptığı konuşmada, başkent Bükreş'te
yaklaşık bir haftadır devam eden hükümet
karşıtı gösteriyi de desteklediğini belirtti ve
herkesten komünizme karşı mücadeleye de-
vam etmesini istedi.
Göstericiler arasında Romanya bayrakla-
rının yanı sıra Macaristan ba>Takları taşı-
yanlar olduğu da görüldü. Temeşvar'ın, Ma-
car azınlığın yoğun olarak yaşadığı kent ol-
ması sebebiyle pankartlann da Rumence,
Macarca, Sırpça ve Almanca yazıldığı göz-
lendi.
Geçici Deviet Başkanı Ion Iliescu'nun is-
tifa etmesi için bir haftadır başkent Bük-
reş'te yapılan gösterilere karşılık Iliescu, ön-
ceki gün bir açıklama yaparak istifa etme-
yi düşünmediğini söylemişti. Iliescu, Bük-
reş ve Temeşvar'da aleyhinde gösteri yapan-
lan 'karşı devrimcilikle
1
suçlamış ve 20 ma-
yıs tarihinde yapılacak olan secimlerde dev-
iet başkanlığına aday olacağını yinelemiş-
ti. Romanya'da muhalefet, ülke yönetiminde
hâlâ komünistlerin bulunduğunu ve Çavu-
şesku dönemindeki düzenin hâlâ hüküm
sürdüğünü savunuyor.
DİLEK ZAPTÇIOĞLU
DOGL BERLtN — Almanya hızla bir-
leşmeye doğru giderken Doğu Almanlar, ge-
leceğe kaygıyla bakıyorlar. Secimlerde "he-
men birleşme" vaat eden muhafazakâr par-
tileri ıktidara getiren Doğu Alman toplu-
mu, şimdi ufukta gözüken birleşmenin so-
nuçlarından korkmaya başladı. Birleşme,
Alman)°a'mn batısında da "refahın elden
gidecegi" yolunda endişelerin artmasına yol
açtı. Son aylarda çok sözü edilen "parasal,
ekonomik ve sosyal birliğin" somut olarak
ne anlama geldigini ve nasıl gerçekleşece-
ğini, en önemlisi Doğu ve Batı toplumlan-
na ne getireceğini kimse söyleyemiyor.
Demokratik Alman toplumunda rahatsız-
lıkgiderekartıyor.ömayıstaD. Almanya'-
da yerel seçimler yapılacak. Başta sosyal de-
mokratlarveeskı Komünist Parti'nindeva-
mı PDS olmak üzere muhalefet, 6 mayısta 18
marttaki genel seçimlerden farklı bir sonuç
almak için çabalıyor. Ancak Doğu Alman
toplumu şimdiden seçimlerden ve kampan-
yalardan bıkmış durumda. "Sokaktaki
adam"ın başlıca kaygısı şu:
"Parasal ve sosyal birlik saglandıgında,
yani kapitalizme geçildiginde ücret ve ma-
aşlanmız ne olacak? Gelirimiz artacak mı,
azaiacak mı? İşiraizi kaybedecek miyu? Ba-
tıdakilerin refahına ulaşırken şimdiki sos-
yal haklanmudan vazgeçmek zorunda mı
kalacagız?"
Batı rekabeti iflas getirdi
Uzmanlar, D. Almanya'da 2 temmuzda
Deutsche Mark'ın para birimi olarak yürür-
lüğe girmesinden sonra toplumun "sok
gcçirecegini" belirtiyor. DM'yi Batı'nın tü-
ketim mallanna açılan kapının anahtan ola-
rak gören Doğu Almanlar, kendi üretimle-
rinin birdenbire Batı rekabetiyle karşı kar-
şıya kalacağım hesaba katmıyordu. Kapi-
talizme geçişten sonra olacaklann bir örne-
ği, şu günlerde D. Almanya'daki çikolata
üretiminde yaşandı.
D. Almanya'da üretilen çikolata, şimdi-
ye kadar "lüks tüketim maddesi" sayılıyor-
du, kalitesi çok düşük olduğu halde paha-
lıydı. Ama alternatifsiz olduğu için satışı
vardı. Şimdi Batı'nın "Milka" şirketi Do-
ğu pazarına girdi ve yerli cikolatadan da
ucuza satılmaya başlandı. Halkın birden
'Milka'ya hücum etmesi sonucu yerli çiko-
latanın fiyatı "Milka"nın altına düşürüldü.
Ama halk yine de daha pahalı olan Batı çi-
kolatasmı tercih ettiği için D. Alman çiko-
lata fabrikası sonunda iflas etti ve 2 bin ki-
şi işsiz kaldı. Bu gelişme, otomobil sanayi-
inde de yaşanıyor. Halk yakında Batı mar-
kaJarını satın aJmayı planladığı için yerli
otomobillere talep neredeyse sıfırlandı. Bir-
kaç ay öncesine kadar bir "Trabant" mar-
Newsweek NATO'NUNESKİ GENEL SEKRETERİLORD CARRINGTON'LA GÖRÜŞTÜ
lıfenibirAvrupa guvenlik sistemiLord Carrington: "Sovyetler Birliği'ne güvence
vermek için Doğu Avrupa'da NATO ve Varşova
paktlarına bağlı olmayan tarafsız bir bölge
kurulmahdır!'
İngiltere eski Dışişleri Bakanı ve 1984-88
yıllannda NATO Genel Sekreterliği yapan
Lord Carrington, etkin siyaset yaşamının
sona eımesine karşın politikalar üretmeyi
sürdürüyor. Lord Carrington, Avrupa, Do-
ğu Bloku ve Sovyetler Birliği'nin durumu
konusundaki görüşlerini Newsweek dergi-
sine anlattı.
— Doga Avnıpa'daki degişiklikleriıı Sov-
yetler Birligi'ndeki etkisi nedir?
CARRİNGTON — Ruslar, anavatanla-
rının güvenliği konusunda her zaman en-
dişelenmişlerdir. Yüzyıllar boyunca belli
aralıklarla Rusların toprakları işgale uğra-
mıştır. Hitler, o topraklarda 20 milyon in-
sanın ölmesine neden oldu. Bu nedenle Rus-
ların şimdi topraklanmn güvenliği konusun-
da bunca duyarlı olmaları anlaşılabilir bir
tepkidir.
— Bu duyariılıgın özellikle bu dönemde
artmasının nedeni nedir?
CARRİNGTON — Varşova Paktı hâlâ
varllglllı suıuutujuısa u<t CIKIIIII^IIU <IIUN
yitirmiş durumda. Sovyetler, Varşova Pak-
tı içinde bulunan ülkelerden ne Polonya'ya
güvenebilir ne Macaristan'a ne de başka bi-
rine Sovyetler, savunma sistemlerinin tama-
men dağıldığım görüyorlar. Kendilerini gü-
vensiz hissederek duyarlı davTanmaları do-
ğaldır. Insanlar kendilerini tehlikede hisset-
tikleri zaman neler yapabileceklerini kim-
se bilemez.
— Avrupa'da yıkılan eski düzenin yeri-
ne veni bir savunma politikası oneriyorsu-
nuz. Nasıl işleyecek bu?
CARRİNGTON — Sovyetler'i, zayıflık-
larından yararlanmaya niyetimiz olmadığı
konusunda ikna etmek zorundayız. Dünya-
da istikran kurmak istiyorsak insanlan gü-
venlikte olduklarına inandırmalıyız. Bu
yüzden kuracağımız savunma sistemi, bizi
olduğu kadar Sovyetler'i de ikna edebilmeli.
Bana öyle geliyor ki bunun en iyi yolu Do-
ğu Avrupa'da NATO'ya veya Varşova Pak-
tı'na dahil olmayan devletlerden meydana
gelen bir 'tarafsız bölge' oluşturulması. Bu
tarafsız bölgede, savunma amaçlı askeri güç
bulunmayacak, konuşlandınlabilecek askeri
birliklerin sayısı da sınırlı tutulacaktır. Bu
arada Avrupa Topluluğu, kendi savunma-
sında kendi sorumlu olacaktır.
— Bu plana bangi ülkeleri dahil ediyor-
sunuz?
CARRİNGTON — Polonya, Romanya,
Çekoslovakya, Macaristan ve Bulgaristan,
yani Demokratik Almanya dışındaki bütün
Doğu Avrupa ülkelerini. Bu tarafsız ülke-
ler Sovyetler Birliği'ne, sınırlannda hiçbir
tehlike bulunmadığı guvencesini verecektir.
— Bunun gerçekleştirilmesi için atılacak
adımlar nelerdir?
CARRİNGTON — Benim sözünü etti-
ğim plan, ancak 5-6 yıllık bir gelecekte ger-
çekleştirilebilir. Öncelikle bu ülkelerdeki
Sovyet birlikleri tamamen çekilmeli ve Doğu
ile Batı arasında konvansiyonel silah indi-
rimi anlaşmaları yapılmalı. Sovyetler Bir-
liği'nin konvansiyonel silahlar konusunda
Batı karşısında belirgin bir üstünlüğü var.
Sovyetler'in askeri birlik sayısı da hâlâ Ba-
tı'ya oranla çok fazla. Diğer ülkelerde bu-
lunan Sovyet birlikleri geri çekildiler, an-
cak tamamen dağıtılmadılar. Bu birliklerin
harekete geçmeleri durumunda nükleer si-
lahlan kullanıp kullanmama konusunda
güç bir seçim yapmak zorunda kalacagız.
— Fakal Sovyetler Birliği, şimdiye dek ol-
dugundan çok daha az tehdit oluşturuyor
bugün.
CARRİNGTON — Geçici bir insanın
amaçları hakkında fıkir yürüterek ona gü-
venmek, böyle bir durumda büyük bir ha-
tadır. Gorbaçov'un üçüncü bir dünya savaşı
başlatma konusunda en ufak bir niyetinin
olmadığına eminim. Ancak savunma poli-
tikalannı tek bir kişinin tahmini hedefleri-
ne göre ayarlamak yanlış bir davranıştır. Bir
iktidar değişikliği olması durumunda Ba-
tı'ya karşı düşmanca tavır alacak bir yöne-
timin işbaşına gelmeyeceğinden, karşı tara-
fın elindeki silahların yok edildiğinden emin
olmak zorundasınız. Batı'ya yönelik tehdit
var oldukça, NATO'yu dağıtmak delilik
olur.
— Sovyetler Birligi'nden aynlan cumhu-
rivetlerin durumu nedir sizce?
CARRİNGTON — Bu konu, bir bakıma
Sovyetler Birliği'nin içişleridir. Ancak Sov-
yetler Birliği'nin kendisini tehlikede hisset-
mesine neden olacak bir durumdur aynı za-
manda. Sovyetler Birliği'ne neler olacağını
kim bilebilir? Litvanya ve Gürcistan ile na-
sıl başa çıkacaklar? Her şeyin ters gittiğini
düşünün. Perestroykanın başarısızlığa uğ-
radığını, ülkedeki ekonomik durumun kö-
tüye gittiğini ve Asya'daki cumhuriyetler-
de daha fazla sorunlar çıktığını varsayalım.
Bu bölgede durum her an değişebilir.
— Litvanya'da gelişen duruma ne diyor-
sunuz?
CARRİNGTON — Gorbaçov, olabildi-
ğince özgürlüğe sahip olduklarına inandır-
mak için onlara daha fazla yetki ve özgür-
lük verecektir. Ancak bağımsızhğın koku-
sunu almış olan Litvanyalılann ikna olup
olmayacaklan başka bir konu.
— Doğu Avnıpa'daki değişûnlerin sonuç-
ları hakkında ne düşünü>orsunuz?
CARRINGTON — Bu konuda zorlayıcı
olan nokta şu ki 1945'te çizilen sınırlar ko-
runmalıdır. Bu sınırlar herkes tarafmdan ta-
nınmalıdır, yoksa Balkanlar Balkanlaştırıl-
mış olur.
— Tanık oldugumuz olaylar. 'tarihin
sonu' şeklinde yorumlanıyor.
CARRİNGTON — Fakat bunlar aynı za-
manda yeni bir şeylerin başlangıcıdır. Kart-
larımızı doğru oynarsak, bir ölçüde Gorba-
çov başarıya ulaşırsa, daha dengeli bir dün-
ya yaratma şansımız var. Hiçbir şeyin de-
ğişmediğini düşünmeye devam edemeyiz, ar-
tık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
ka araba edinmek için 15 yıl beklemek zo-
runda kalan Doğu Almanlar, şimdi talep
düştüğü için isterlerse aynı gün içinde ara-
bayı satın alabiliyor. Otomobil sanayiinde
çalışanların da işsiz kalmasına an meselesi
olarak bakılıyor. D. Almanya toplumu, Ba-
tı'dan gelen her şeye büyük ilgi gösteriyor.
Batı'da kalitesiz sayılan mallar, Doğu'da
yüksek fiyattan alıcı buluyor.
Batı rekabetine birden maruz kalacak
olan D. Alman ekonomisinin yeniden ya-
pılanması çok uzun zaman gerektirecek. Bu
yeniden yapılanma, bir başka deyişle "ka-
pitalist sisteme ekkmlenme" sürecinde Batı
sermayesi vazgeçilmez bir öğe. Ve Batı ser-
mayesi, kendi koşullarını dikte edecek. Iş-
te, D. Almanlar bütün bu hızlı gelişmeler-
den, işsizlikten, şirket iflaslanndan, yoksul-
laşmaktan korkuyorlar. Maaşlar ilk dönem-
de Batı'dakinin yarısı kadar tutacağından,
Doğu Almanya 'de facto' "Batı'nın azgelij-
miş yöresi" haline gelecek. Doğu Alman-
lar ücret ve maaşların bir an önce Batı'yla
eşitlenmesini istiyor. Uzmanlar ise düşük
üretim koşullarırun D. Almanya için önemli
bir rekabet avantajı ifade ettiğini, Batı ser-
mayesini çeken bir unsur olduğunu, kısa-
cası ücret ve maaşlann düşuk kalmasının
D. Almanlara orta ve uzun vadede daha faz-
la refah getireceğini iddia ediyor. Butün bu
karmaşık ekonomik yorumlar, onları anla-
makta doğal olarak güçlük çeken normal
insanlardaki belirsizlik duygularını azalta-
cağına arttınyor.
MOSKOVA
De Maiziere:
Tarafsız
Almanya'ya
karşıyımDış Haberler Servisi — Sovyetler Birliği
Başkanı Mihail Sergeyeviç Gorbaçov, dün
Demokratik Almanya Başbakanı Lothar de
Maiziere ile görüştü. Gorbaçov ile Maizie-
re arasındaki görüşmede, Birleşik Alman-
ya'nın Avrupa'daki konumunun ne olaca-
ğının tartışıldığı bildirildi. Demokratik Al-
manya Başbakanı De Maiziere, Birleşik Al-
manya'nın "tarafsız" olması Fıkrine karşı ol-
duğunu açıkladı.
AP'nin haberine göre bir günlük resmi
ziyaret için Moskova'da bulunan Demok-
ratik Almanya Başbakanı Lothar de Mai-
ziere, ilk olarak Sovyetler Birliği lideri Gor-
baçov'la görüştü. Gorbaçov, görüşmeden
önce yaptığı açıklamada, Demokratik Al-
manya hükümetinin tüm Avrupa halklan-
na karşı büyük bir sorumluluk taşıdığııu
söyledi.
Gorbaçov ile De Maiziere arasındaki gö-
rüşmelerde, iki Almanya'nın birleşmesi ve
birleşik bir Almanya'nın Avrupa'daki ko-
numu görüşüldü. Ajanslar, Gorbaçov'un,
Birleşik Almanya'nın tarafsız kalması yo-
lundaki resmi Sovyet görüşünü bir kez de
konuk başbakana ilettiğini bildiriyorlar.
Demokratik Almanya Başbakanı Lothar
de Maizire, Sovyetler Birliği ziyaretine bas-
lamadan önce TASS'a bir demeç vererek
Birleşik Almanya'nın tarafsız olması gerek-
tiğini öngören fıkre karşı olduğunu açıkla-
dı.
Lothar de Maiziere demecinde, Birleşik
Almanya'nın bağiantısız olmasıru istemenin
Avrupa'yı hâlâ soğuk savaş döneminin
bloklan çerçevesinde değerlendirmek ola-
cağını, bugünkü gelişmelerin ise tüm Avru-
pa'yı kapsayan bir guvenlik mekanizması-
nı gerektirdiğini belirtti.
Lothar de Maiziere, dün aynca Sovyet-
ler Birliği Başbakamn Nikolay Rijkov ile de
görüştü. Ajanslar, De Maiziere'nin Avrupa
1
nın guvenlik sorunu konusundaki yaklaşı-
mının, Moskova görüşmelerini zorlaştırdı-
ğını kaydediyorlar.
Moskova ziyareti sırasında Başbakan de
Maiziere'ye Demokratik Almanya dışişleri,
savunma ve ekonomi bakanlan da eşlik et-
ti. Demokratik Alman bakanların, Sovyet
meslektaşlanyla yaptıkları resmi görüşme-
lerde de iki Almanya'nın birleşmesi soru-
nu ele alındı. Siyasi gözlemciler, bakanlar
arasındaki görüşmelerde Birleşik Almanya1
nın guvenlik sorununa ilişkin bir çözüme
ulaşılamadığım kaydettiler.