22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/14 DIŞ HABERLER 30 NÎSAN 1990 LITVANYA Doğalgaz bulmaca,kâğıt ise yokSovyetler Birliği'nin Litvanya'ya doğalgaz sevkıyatını arttırıp arttırmadığı bilmeceye dönüştü. Litvanya'da hammadde sıkıntısı sürerken bazı yayın organlarının gazete kâğıdı sıkıntısı nedeniyle yayınlarını bir süre durduracakları bildirildi. Dış Habcrier Servisi — Sovyetler Birliği Litvanya'ya karşı uyguladığı ekonomik anı- bargoyu sürdürürken, doğalgaz sevkıyatı- nın arttırılıp arttırılmadığı tam bir bulma- caya dönüştü. Vilnius radyosu dün Mosko- va'nın Litvanya'ya doğalgaz sevkıyatını beklenmedik bir şekilde arttırdığını bildir- di. Ancak daha sonra Litvanya yetkilileri doğalgaz sevkıyatında henüz bir artış olma- dığını açıkladılar. Moskova'nm da konu- ya ilişkin hiçbir resmi açıklama yapmadığı bildiriliyor. Litvanya'da çeşitli sektörlerde- ki hammadde sıkıntısı ise devam ediyor. Bazı yayın organlarının gazete kâğıdı sıkın- tısı nedeniyle yayınlarını bir süre durdura- cakları belirtiliyor. Vilnius radyosu dunkü yayınında cum- huriyetin Jonova'daki en büyük gübre fab- rikasına önceki geceden itibaren doğalgaz gelmeye başladığını ve bu sayede tesisin ge- Iecek hafta ortasından itibaren yeniden ça- lışmaya başlayacağını belirtti. Radyo, "Jo- nova'daki gübre fabrikası artık her gün 3 milyon metreküp doğalgaz almaya başla- yacak. Bu fabrikanın normal olarak çalış- masını sürdürebilmesi için oldukça yeterlidir" dedi. Ancak AP'nin haberine göre Litvanya Parlamentosu Basın Bürosu yetkilisi Paul Pauparas daha sonra yaptığı açıklamada henüz doğalgaz sevkıyatında bir artış olma- dığını bildirdi. Doğalgaz sevkıyatının art- tırılacağına ilişkin bilginin Moskova tara- fından doğrudan gübre fabrikasının yöne- ticilerine iletildiğini kaydeden P'auparas, "Bu şimdilik yalmzca bir vaat" dedi. Bu arada, Anadolu Ajansı'nın AFP'ye dayanarak bildirdiğine göre, Litvanya hü- kümet yetkilisi Vitanlas Benedictavicius gübre fabrikasma doğalgaz sevkıyatının arttırıldığına ilişkin haberleri yalanladı. Yetkili, "Jonova gübre fabrikasımn bas- mühendisiyle bu akşam konuştum. Fabri- kaya giinde yanm milyon metreküp doğal- gaz geldigini söyledi" dedi. Moskova'nm Litvanya'ya ekonomik ambargo uygulama- sından önce gübre fabrikası günde 3,4 mil- yon metreküp doğalgaz alıyordu. SSCB'nin 11 martta bağımsızlık kararı alan Litvanya'ya karşı uyguladığı ekonomik ambargo nedeniyle gazete kâğıdı sıkıntısı çekildiği ve bazı yayın organlannın yayın- larını bir süre durduracakları kaydedildi. BBC Radyosu, Vilnius Radyosu'na dayana- rak verdiği haberde, matbaalarda kâğıt, mü- rekkep ve d-'^er malzemelerin çok azaldığı- nı duyurdu. Radyo, gazetelerin renkli bası- labılmesi için kullanılan boyaların bile sı- kıntısının çeküdiğini kaydetti. Sovyet demiryollarının Litvanya'ya gelen bütün mallann taşınmasını engellediği be- lirtilen haberde, "Malzemelerdeki sıkıntıla- rın ülkedeki periyodik yayınlarÖa tirajı en- gellemesi kaçımlmaz, yayın organlarının pek çoğu yayınlarını bir süre durduracak- lar" denildi. Sovyetler Birliği ile Litvanya arasında iki aya yakın bir süredir devam eden gerginlik, çeşitli iddialan da beraberinde getiriyor. Lit- vanyalı bir lider, Baltık cumhuriyetinde hal- km elinde çok sayıda silah bulunduğunu, bunların Sovyet ordusuna ait olduğunu öne sürdü. tngiltere'deki Litvanyahlar Derneği Baş- kanı Yaras Arkis. Sovyet ordusuna ait si- lahlann karaborsada satılmakta olduğunu. ve halkın elinde çok sayıda silah bulundu- ğunu söyledi. Arkis, Kahire'de yayımlanan El-Şark El Awsat gazetesine verdiği demeç- te, Litvanyalılann silahlanmakta olduğu yo- lundaki haberleri yalanlayarak Sovyet or- dusu ile mücadele edebilecek güçte olma- dıklarını belirtti. Gorbaçov ve reformlar Sovyetler Birliği Başkanı Mihail Sergeye- viç Gorbaçov, Litvanya sorununun yanı sı- ra ekonomik reformlann uygulanması ko- nusunda da zorlanıyor. Gorbaçov, önceki gün yaptığı açıklamada, "reformlann hız- landır.lmasf'nı istedi. Gorbaçov, Ural bölgesindeki sanayi kenti Sverdlovsk'ta işçilere hitaben yaptığı ko- nuşmada, reformlar konusunda geçmişte daha yavaş ılerleme planladıklannı, ancak sanayinin son 3-4 aylık gelişimini gördük- ten sonra reformlann hızlandınlması gerek- tiğine karar verdiklerini bildirdi. SSCB ekonomisindeki olumsuz eğilimle- rin kaybolmadığına, tam tersine artmakta olduğuna da dikkat çeken Gorbaçov, SSCB'de 1992-93 yılları için planlamaların gerçekleştirilmesi için şimdiden çalışmala- nn başlaması gerektiğini kaydetti. Resmi ve- rilere göre SSCB'de sanayi üretiminin top- lam değeri bu yılın ilk çeyreğinde 229 mil- yar ruble (yaklaşık 381 milyar dolar) ola- rak kaydedildi. Bu rakam, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1.2 oranında ge- rilemiş bulunuyor. öte yandan Sovyetler Birliği gizli haber alma örgütü KGB'nin başkanı Vladimir Knıçkov, Sovyet lideri Mihail Gorbaçov'a, "Stalin'in yapUğı hatalara düşmesine engel olacak" doğru ve açık bilgiler sağlayacak- larını söyledi. SSCB'nin Başkanlık Konseyi üyesi olan KGB Başkanı, TASS'a verdiği demecte KGB'nin, devlet başkanımn ülkenin nabzı- nı gerektiği gibi tutabilmesini sağlamaya özen göstereceğini ve Gorbaçov'a verecek- leri bilgileri "pembekştirmeyeceginr belirt- ti. Stalin'in güvenilir bulmadığı için o dö- nemin haber alma örgütü olan NKYD'nin verdiği, Nazilerin SSCB'ye saldıracakları yolundaki bilgileri görmezlikten geldigini ve bu nedenle Sovyet birliklerinin büyük ka- yıplar verdiğini hatırlatan Kruçkov, Gorba- çov'un kendi verdikleri bilgilerden kaynak- lanan hatalara düşmesine neden olmamak için ellerinden geleni yapacaklarını ifade et- ti. Geçmiş yönetimlerin, 'güvenliği siyasi yollarla' sağlama yöntemlerini bir kenara it- meleri yüzünden Sovyetler Birliği'nin büyük bir silahlanma yarışına girdiğini kaydeden KGB Başkanı, şimdi dünyanın güvenliğinin siyasal yollarla kazanılacağı bir mekanizma- nın kurulması için hazırlık yapıldığını be- lirtti. ATZtRVESl Siyasal birliğe ilk adımDublin zirvesinde Margaret Thatcher AT'nin siyasal birliğine ilk kez ilke olarak İcarşı çıkmadı. Dublin'de ikiAlmanya'nın birleşmesi de resmen onaylandı. EDtP EMİL ÖYMEN LONDRA — Avrupa Topluluğu deviet ve hükümet başkanlarının Irlanda'nın baş- kenti Dublin'de yaptıkları "görüş alışverişi" toplantısında, Batı Avrupa'nın kaderini çizecek iki konuda adım atıldı. AT liderleri, iki Almanya'nın birleşmesini res- men onayladılar ve 1993'ten itibaren sade- ce ekonomik ve ticari birlik değil, siyasal birlik sağlanması konusunda da gerekli ça- lışmalann şimdi başlatılmasını kararlaştır- dılar. AT Dışişleri Bakanlan siyasal birli- ğin nasıl sağlanacağına ilişkin ayrıntılan içerecek kapsamlı bir raporu, yine Dublin'- de haziran sonunda toplanacak olan AT Doruk Toplantısı'na yetiştirecekler. Top- lantıda, AT'yi sadece ortak bir pazar ola- rak gorme alışkanlığındaki Başbakan Thatcher da AT'nin siyasal bir birlik olması gerektiği şeklindeki görüşe en azından karşı çıkmamış oldu. Mini-dorukta, başlangıçta iki Almanya'- nın birleşmesine ilişkin konuların ele ahn- ması bekleniyordu. Ancak Fransa Cumhur- başkanı François Mitterrand ile Batı Al- manya Başbakanı Helmul Kohl, geçen haf- talarda yaptıkları görüşmelerde, AT'de 1993'ten itibaren siyasal birüğin de sağlan- ması amacıyla "acilen" temaslara başlan- ması, bir takvim hazırlanması ve aralık ayında hükümetler arası özel bir toplantı- da bu konunun karara bağlanması amacıy- la girişimde bulundular. Bu nedenle mini- doruk gündemine bu konu egemen oldu. Toplantıda lngiltere Başbakanı Marga- ret Thatcher'ın "Siyasal birlikten kastedi- len nedir" şeklinde yürüttüğü tartışmayı bir ölçüde ltalya, Hollanda, Lüksemburg, Da- nimarka ve Portekiz de destekledi. Başbakan Thatcher'ın, mini - doruk ön- cesinde "AT'de yine kargaşa yaratacagı" görüşü Ingiliz basınına egemen olmuştu. Ancak toplantı boyunca Thatcher'ın "yapıcı" eleştiriler getirdiği görüldü. Kohl ve Mitterrand memnun Helmut Kohl ile Francois Mitterrand ise siyasal birliği sağlayacak sürecin artık AT gündemine girdiği görüşü ile toplantıdan duydukları memnuniyeti dile getirdiler. Mitterrand, "Süreç başlamıştır. Ancak bu konudaki temel ilkeler üzerinde daha tar- tışrna gerekmektedir" derken, Başbakan Kohl da toplantıyı "siiper başan" diye ni- teledi ve "Dışişleri bakanlan sorunun bü- tün yönlerini ele alacaklar. Bundan dolayı çok memnunum" dedi. İngiliz basını, tngiltere'nin AT karşısın- da yalnız kalmamış oluşundan dolayı "ra- hat bir nefes" aldı. DEMOKRATİKALMANYA Firmalar, tehlike sinyalleri veriyor Demokratik Almanlar, Batı ile birleşme sonrasmda, Batıhlarla eşit şartlarda yaşayamayacakları ve şu an sahip bulunduğu sosyal güvencelerini yitirecekleri endişesini taşıyorlar. F.Alman özel sermayesinin rekabetine dayanamayan D.Alman firmalar, tehlike sinyalleri vermeye başladılar. 1 M o v i e n m v a c ı Polonya'nın başkenti Varşova'nın sokaklannda önceki gün ellerinde Stalin, A lYl.Uy.lS | J 1 T J V U » 1 Brejnev ve Krnşçev'in kuklalannı taşıyan bir grup gösteri yaplı. 'Komünist dönemin' 1 Mayıs kntlamalannın karikatiirize edildigi gösteri, eski Komünist Parti Merkez Komite binasından başlayarak, Varşova Kül- tür ve Bilim Sarayı'nın öniınde son buldu. Guvenlik güçieri göstericilere mudahale etmedi. (Fotograf: Reuler) ROMANYA Muhalefet yineyürüdüGeçici Deviet Başkanı Ion Iliescu'nun istifasını isteyen 15 bin kişilik bir muhalif grubu, dün Temeşvar kentinde bir gösteri yaptı. Göstericiler, Iliescu'nun komünist olduğunu ve KGB ile ilişkisinin bulunduğunu ileri sürdüler. TEMEŞVAR (AA) — Romanya'mn ikin- ci büyük kenti Temeşvar'da, geçici Deviet Başkanı Ion Iliescu'ya karşı büyük bir gös- teri düzenlendi. Yaklaşık 15 bin kişinin katıldığı gösteri- de "Kahrolsun komünizm" ve "Kahrolsun Iliescu" diye sloganlar atıldı. Aralık ayında kanlı halk ayaklanmasının başladığı kent olan Temeşvar'da düzenlenen gösteride, geçici Ulusal Konsey ve Bükreş hükumeti aleyhinde pankartlar da taşındı. Göstericiler, "ikinci Çavuşesku" dedik- leri Iliescu'nun, Sovyet gizli istihbarat ser- visi KGB ile isbirliği yaptığını ileri sürdü- ler. Rumen muhalifleri arasında ilk sıralar- da yer alan Doina Cornea, göstericilere hi- taben yaptığı konuşmada, başkent Bükreş'te yaklaşık bir haftadır devam eden hükümet karşıtı gösteriyi de desteklediğini belirtti ve herkesten komünizme karşı mücadeleye de- vam etmesini istedi. Göstericiler arasında Romanya bayrakla- rının yanı sıra Macaristan ba>Takları taşı- yanlar olduğu da görüldü. Temeşvar'ın, Ma- car azınlığın yoğun olarak yaşadığı kent ol- ması sebebiyle pankartlann da Rumence, Macarca, Sırpça ve Almanca yazıldığı göz- lendi. Geçici Deviet Başkanı Ion Iliescu'nun is- tifa etmesi için bir haftadır başkent Bük- reş'te yapılan gösterilere karşılık Iliescu, ön- ceki gün bir açıklama yaparak istifa etme- yi düşünmediğini söylemişti. Iliescu, Bük- reş ve Temeşvar'da aleyhinde gösteri yapan- lan 'karşı devrimcilikle 1 suçlamış ve 20 ma- yıs tarihinde yapılacak olan secimlerde dev- iet başkanlığına aday olacağını yinelemiş- ti. Romanya'da muhalefet, ülke yönetiminde hâlâ komünistlerin bulunduğunu ve Çavu- şesku dönemindeki düzenin hâlâ hüküm sürdüğünü savunuyor. DİLEK ZAPTÇIOĞLU DOGL BERLtN — Almanya hızla bir- leşmeye doğru giderken Doğu Almanlar, ge- leceğe kaygıyla bakıyorlar. Secimlerde "he- men birleşme" vaat eden muhafazakâr par- tileri ıktidara getiren Doğu Alman toplu- mu, şimdi ufukta gözüken birleşmenin so- nuçlarından korkmaya başladı. Birleşme, Alman)°a'mn batısında da "refahın elden gidecegi" yolunda endişelerin artmasına yol açtı. Son aylarda çok sözü edilen "parasal, ekonomik ve sosyal birliğin" somut olarak ne anlama geldigini ve nasıl gerçekleşece- ğini, en önemlisi Doğu ve Batı toplumlan- na ne getireceğini kimse söyleyemiyor. Demokratik Alman toplumunda rahatsız- lıkgiderekartıyor.ömayıstaD. Almanya'- da yerel seçimler yapılacak. Başta sosyal de- mokratlarveeskı Komünist Parti'nindeva- mı PDS olmak üzere muhalefet, 6 mayısta 18 marttaki genel seçimlerden farklı bir sonuç almak için çabalıyor. Ancak Doğu Alman toplumu şimdiden seçimlerden ve kampan- yalardan bıkmış durumda. "Sokaktaki adam"ın başlıca kaygısı şu: "Parasal ve sosyal birlik saglandıgında, yani kapitalizme geçildiginde ücret ve ma- aşlanmız ne olacak? Gelirimiz artacak mı, azaiacak mı? İşiraizi kaybedecek miyu? Ba- tıdakilerin refahına ulaşırken şimdiki sos- yal haklanmudan vazgeçmek zorunda mı kalacagız?" Batı rekabeti iflas getirdi Uzmanlar, D. Almanya'da 2 temmuzda Deutsche Mark'ın para birimi olarak yürür- lüğe girmesinden sonra toplumun "sok gcçirecegini" belirtiyor. DM'yi Batı'nın tü- ketim mallanna açılan kapının anahtan ola- rak gören Doğu Almanlar, kendi üretimle- rinin birdenbire Batı rekabetiyle karşı kar- şıya kalacağım hesaba katmıyordu. Kapi- talizme geçişten sonra olacaklann bir örne- ği, şu günlerde D. Almanya'daki çikolata üretiminde yaşandı. D. Almanya'da üretilen çikolata, şimdi- ye kadar "lüks tüketim maddesi" sayılıyor- du, kalitesi çok düşük olduğu halde paha- lıydı. Ama alternatifsiz olduğu için satışı vardı. Şimdi Batı'nın "Milka" şirketi Do- ğu pazarına girdi ve yerli cikolatadan da ucuza satılmaya başlandı. Halkın birden 'Milka'ya hücum etmesi sonucu yerli çiko- latanın fiyatı "Milka"nın altına düşürüldü. Ama halk yine de daha pahalı olan Batı çi- kolatasmı tercih ettiği için D. Alman çiko- lata fabrikası sonunda iflas etti ve 2 bin ki- şi işsiz kaldı. Bu gelişme, otomobil sanayi- inde de yaşanıyor. Halk yakında Batı mar- kaJarını satın aJmayı planladığı için yerli otomobillere talep neredeyse sıfırlandı. Bir- kaç ay öncesine kadar bir "Trabant" mar- Newsweek NATO'NUNESKİ GENEL SEKRETERİLORD CARRINGTON'LA GÖRÜŞTÜ lıfenibirAvrupa guvenlik sistemiLord Carrington: "Sovyetler Birliği'ne güvence vermek için Doğu Avrupa'da NATO ve Varşova paktlarına bağlı olmayan tarafsız bir bölge kurulmahdır!' İngiltere eski Dışişleri Bakanı ve 1984-88 yıllannda NATO Genel Sekreterliği yapan Lord Carrington, etkin siyaset yaşamının sona eımesine karşın politikalar üretmeyi sürdürüyor. Lord Carrington, Avrupa, Do- ğu Bloku ve Sovyetler Birliği'nin durumu konusundaki görüşlerini Newsweek dergi- sine anlattı. — Doga Avnıpa'daki degişiklikleriıı Sov- yetler Birligi'ndeki etkisi nedir? CARRİNGTON — Ruslar, anavatanla- rının güvenliği konusunda her zaman en- dişelenmişlerdir. Yüzyıllar boyunca belli aralıklarla Rusların toprakları işgale uğra- mıştır. Hitler, o topraklarda 20 milyon in- sanın ölmesine neden oldu. Bu nedenle Rus- ların şimdi topraklanmn güvenliği konusun- da bunca duyarlı olmaları anlaşılabilir bir tepkidir. — Bu duyariılıgın özellikle bu dönemde artmasının nedeni nedir? CARRİNGTON — Varşova Paktı hâlâ varllglllı suıuutujuısa u<t CIKIIIII^IIU <IIUN yitirmiş durumda. Sovyetler, Varşova Pak- tı içinde bulunan ülkelerden ne Polonya'ya güvenebilir ne Macaristan'a ne de başka bi- rine Sovyetler, savunma sistemlerinin tama- men dağıldığım görüyorlar. Kendilerini gü- vensiz hissederek duyarlı davTanmaları do- ğaldır. Insanlar kendilerini tehlikede hisset- tikleri zaman neler yapabileceklerini kim- se bilemez. — Avrupa'da yıkılan eski düzenin yeri- ne veni bir savunma politikası oneriyorsu- nuz. Nasıl işleyecek bu? CARRİNGTON — Sovyetler'i, zayıflık- larından yararlanmaya niyetimiz olmadığı konusunda ikna etmek zorundayız. Dünya- da istikran kurmak istiyorsak insanlan gü- venlikte olduklarına inandırmalıyız. Bu yüzden kuracağımız savunma sistemi, bizi olduğu kadar Sovyetler'i de ikna edebilmeli. Bana öyle geliyor ki bunun en iyi yolu Do- ğu Avrupa'da NATO'ya veya Varşova Pak- tı'na dahil olmayan devletlerden meydana gelen bir 'tarafsız bölge' oluşturulması. Bu tarafsız bölgede, savunma amaçlı askeri güç bulunmayacak, konuşlandınlabilecek askeri birliklerin sayısı da sınırlı tutulacaktır. Bu arada Avrupa Topluluğu, kendi savunma- sında kendi sorumlu olacaktır. — Bu plana bangi ülkeleri dahil ediyor- sunuz? CARRİNGTON — Polonya, Romanya, Çekoslovakya, Macaristan ve Bulgaristan, yani Demokratik Almanya dışındaki bütün Doğu Avrupa ülkelerini. Bu tarafsız ülke- ler Sovyetler Birliği'ne, sınırlannda hiçbir tehlike bulunmadığı guvencesini verecektir. — Bunun gerçekleştirilmesi için atılacak adımlar nelerdir? CARRİNGTON — Benim sözünü etti- ğim plan, ancak 5-6 yıllık bir gelecekte ger- çekleştirilebilir. Öncelikle bu ülkelerdeki Sovyet birlikleri tamamen çekilmeli ve Doğu ile Batı arasında konvansiyonel silah indi- rimi anlaşmaları yapılmalı. Sovyetler Bir- liği'nin konvansiyonel silahlar konusunda Batı karşısında belirgin bir üstünlüğü var. Sovyetler'in askeri birlik sayısı da hâlâ Ba- tı'ya oranla çok fazla. Diğer ülkelerde bu- lunan Sovyet birlikleri geri çekildiler, an- cak tamamen dağıtılmadılar. Bu birliklerin harekete geçmeleri durumunda nükleer si- lahlan kullanıp kullanmama konusunda güç bir seçim yapmak zorunda kalacagız. — Fakal Sovyetler Birliği, şimdiye dek ol- dugundan çok daha az tehdit oluşturuyor bugün. CARRİNGTON — Geçici bir insanın amaçları hakkında fıkir yürüterek ona gü- venmek, böyle bir durumda büyük bir ha- tadır. Gorbaçov'un üçüncü bir dünya savaşı başlatma konusunda en ufak bir niyetinin olmadığına eminim. Ancak savunma poli- tikalannı tek bir kişinin tahmini hedefleri- ne göre ayarlamak yanlış bir davranıştır. Bir iktidar değişikliği olması durumunda Ba- tı'ya karşı düşmanca tavır alacak bir yöne- timin işbaşına gelmeyeceğinden, karşı tara- fın elindeki silahların yok edildiğinden emin olmak zorundasınız. Batı'ya yönelik tehdit var oldukça, NATO'yu dağıtmak delilik olur. — Sovyetler Birligi'nden aynlan cumhu- rivetlerin durumu nedir sizce? CARRİNGTON — Bu konu, bir bakıma Sovyetler Birliği'nin içişleridir. Ancak Sov- yetler Birliği'nin kendisini tehlikede hisset- mesine neden olacak bir durumdur aynı za- manda. Sovyetler Birliği'ne neler olacağını kim bilebilir? Litvanya ve Gürcistan ile na- sıl başa çıkacaklar? Her şeyin ters gittiğini düşünün. Perestroykanın başarısızlığa uğ- radığını, ülkedeki ekonomik durumun kö- tüye gittiğini ve Asya'daki cumhuriyetler- de daha fazla sorunlar çıktığını varsayalım. Bu bölgede durum her an değişebilir. — Litvanya'da gelişen duruma ne diyor- sunuz? CARRİNGTON — Gorbaçov, olabildi- ğince özgürlüğe sahip olduklarına inandır- mak için onlara daha fazla yetki ve özgür- lük verecektir. Ancak bağımsızhğın koku- sunu almış olan Litvanyalılann ikna olup olmayacaklan başka bir konu. — Doğu Avnıpa'daki değişûnlerin sonuç- ları hakkında ne düşünü>orsunuz? CARRINGTON — Bu konuda zorlayıcı olan nokta şu ki 1945'te çizilen sınırlar ko- runmalıdır. Bu sınırlar herkes tarafmdan ta- nınmalıdır, yoksa Balkanlar Balkanlaştırıl- mış olur. — Tanık oldugumuz olaylar. 'tarihin sonu' şeklinde yorumlanıyor. CARRİNGTON — Fakat bunlar aynı za- manda yeni bir şeylerin başlangıcıdır. Kart- larımızı doğru oynarsak, bir ölçüde Gorba- çov başarıya ulaşırsa, daha dengeli bir dün- ya yaratma şansımız var. Hiçbir şeyin de- ğişmediğini düşünmeye devam edemeyiz, ar- tık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. ka araba edinmek için 15 yıl beklemek zo- runda kalan Doğu Almanlar, şimdi talep düştüğü için isterlerse aynı gün içinde ara- bayı satın alabiliyor. Otomobil sanayiinde çalışanların da işsiz kalmasına an meselesi olarak bakılıyor. D. Almanya toplumu, Ba- tı'dan gelen her şeye büyük ilgi gösteriyor. Batı'da kalitesiz sayılan mallar, Doğu'da yüksek fiyattan alıcı buluyor. Batı rekabetine birden maruz kalacak olan D. Alman ekonomisinin yeniden ya- pılanması çok uzun zaman gerektirecek. Bu yeniden yapılanma, bir başka deyişle "ka- pitalist sisteme ekkmlenme" sürecinde Batı sermayesi vazgeçilmez bir öğe. Ve Batı ser- mayesi, kendi koşullarını dikte edecek. Iş- te, D. Almanlar bütün bu hızlı gelişmeler- den, işsizlikten, şirket iflaslanndan, yoksul- laşmaktan korkuyorlar. Maaşlar ilk dönem- de Batı'dakinin yarısı kadar tutacağından, Doğu Almanya 'de facto' "Batı'nın azgelij- miş yöresi" haline gelecek. Doğu Alman- lar ücret ve maaşların bir an önce Batı'yla eşitlenmesini istiyor. Uzmanlar ise düşük üretim koşullarırun D. Almanya için önemli bir rekabet avantajı ifade ettiğini, Batı ser- mayesini çeken bir unsur olduğunu, kısa- cası ücret ve maaşlann düşuk kalmasının D. Almanlara orta ve uzun vadede daha faz- la refah getireceğini iddia ediyor. Butün bu karmaşık ekonomik yorumlar, onları anla- makta doğal olarak güçlük çeken normal insanlardaki belirsizlik duygularını azalta- cağına arttınyor. MOSKOVA De Maiziere: Tarafsız Almanya'ya karşıyımDış Haberler Servisi — Sovyetler Birliği Başkanı Mihail Sergeyeviç Gorbaçov, dün Demokratik Almanya Başbakanı Lothar de Maiziere ile görüştü. Gorbaçov ile Maizie- re arasındaki görüşmede, Birleşik Alman- ya'nın Avrupa'daki konumunun ne olaca- ğının tartışıldığı bildirildi. Demokratik Al- manya Başbakanı De Maiziere, Birleşik Al- manya'nın "tarafsız" olması Fıkrine karşı ol- duğunu açıkladı. AP'nin haberine göre bir günlük resmi ziyaret için Moskova'da bulunan Demok- ratik Almanya Başbakanı Lothar de Mai- ziere, ilk olarak Sovyetler Birliği lideri Gor- baçov'la görüştü. Gorbaçov, görüşmeden önce yaptığı açıklamada, Demokratik Al- manya hükümetinin tüm Avrupa halklan- na karşı büyük bir sorumluluk taşıdığııu söyledi. Gorbaçov ile De Maiziere arasındaki gö- rüşmelerde, iki Almanya'nın birleşmesi ve birleşik bir Almanya'nın Avrupa'daki ko- numu görüşüldü. Ajanslar, Gorbaçov'un, Birleşik Almanya'nın tarafsız kalması yo- lundaki resmi Sovyet görüşünü bir kez de konuk başbakana ilettiğini bildiriyorlar. Demokratik Almanya Başbakanı Lothar de Maizire, Sovyetler Birliği ziyaretine bas- lamadan önce TASS'a bir demeç vererek Birleşik Almanya'nın tarafsız olması gerek- tiğini öngören fıkre karşı olduğunu açıkla- dı. Lothar de Maiziere demecinde, Birleşik Almanya'nın bağiantısız olmasıru istemenin Avrupa'yı hâlâ soğuk savaş döneminin bloklan çerçevesinde değerlendirmek ola- cağını, bugünkü gelişmelerin ise tüm Avru- pa'yı kapsayan bir guvenlik mekanizması- nı gerektirdiğini belirtti. Lothar de Maiziere, dün aynca Sovyet- ler Birliği Başbakamn Nikolay Rijkov ile de görüştü. Ajanslar, De Maiziere'nin Avrupa 1 nın guvenlik sorunu konusundaki yaklaşı- mının, Moskova görüşmelerini zorlaştırdı- ğını kaydediyorlar. Moskova ziyareti sırasında Başbakan de Maiziere'ye Demokratik Almanya dışişleri, savunma ve ekonomi bakanlan da eşlik et- ti. Demokratik Alman bakanların, Sovyet meslektaşlanyla yaptıkları resmi görüşme- lerde de iki Almanya'nın birleşmesi soru- nu ele alındı. Siyasi gözlemciler, bakanlar arasındaki görüşmelerde Birleşik Almanya1 nın guvenlik sorununa ilişkin bir çözüme ulaşılamadığım kaydettiler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle