22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 NÎSAN 1990 CUMHURÎYET/15 HAVA DURUMU TÜRKİYE'DE BUGÜN WleteorotO|i Genel Müdûrtüğü'nden ab- nan bilgıye göre bütûn bolgelerimiz par- çalı buiütlu. Marmaranın dojjusu, Kara- ctenız, ic Ege, !ç Anadolu göller bölges: fle Doju Anadohj'nun kuzeyı sağana* ya- gışlı geçecek. h / M StÇAKLIĞı AalTOya devam edecek. RüZGÂR Yurdun Güney ve Ooğu '<esimtennoe Giney ve Batı Meki yerterde kuzEy ve bat yönlerden hafif afa sıra orta kuvvette esecek Denizierımız- de. DoSu Akûeiız'öe günOatıs ve lodos. âtekı denizienmiaje günbaosı ve karay^ den 3-5, Eoe'de 6 <uwet>nde saatte 10-21 Ege'de 27 denîz milı hızta eseck Dalga yukseklpgı 1.2 Ege açıKlarında 2-3 metre dotayınaa buiunacak VSın Gölûnde fa- va parcalı bu lutı L geçe- cek. ruzgar güney ve batı yonlerden hafif olarak esecek. Göl küçük dalgalı olacak. Adana Aüapaan Aoıyanan Afyon Ajrı Anüra Antakya Antalya Artvin Aydın Balıtesîr BileciK Bıngöi BMs Bolu Bursa Çanaklale Çorum Denitf B 24° 8°Dıyaıtakır A 16° 6 Mantsa B 16° 6° Y 13° 6°E*fne B 14° 5°KMaras B 20° 7° A 20° 6°Erancan Y 12° 1° Mersın B 22° 12° Y 12° 2°Erzurum Y 9°-3° Muğla 8 16° 6° Y 10° -1° Eskışettir Y 10° 2°Muş B 11° 2° Y 10° 2°Gazartep A 20" T=\,^Se Y 11° 2° B 22° 14° ûresun Y 12° 6° Ortu Y 10° 3° B 22° 10 GümüşlıaiM Y KT 2°Rae Y 13° 7° Y 10° 2°Hal*âri B t4° 3°Samsun Y 10° 3° B 17° 7°lsparta Y 14° 3°Siirt A 17° 7° Y 13° 4°istantıul Y 11" 6°Sinop Y 10° 3° y 13° 4°lzmr B 16° 6°Sıvas Y 9° 1° B 14° 2° Kars Y 10° -2° TekirdaJ Y 10° 5° B 11° 2°KasBmonu V 9° 0°Trata>n Y 12° 6° Y 10° 1° Kayseri Y 10° 1° Tunceiı B 15° 3° Y 14° 5°Kırtdareli Y 13° 4°Uşak Y 13° 3° B 13° 5°Konya Y 13° 3°V*ı B 10° 2° Y 9° 1° Kütahya Y 12° 2° Yozsat Y 10° 2° B 16° 7°Malatya B 18° 4° Zonguldafc Y 10° 6° y- * * k ya0murlu |j|j sıslı /?tertı A-aç* B-bukıthı G-gûneslı K-karlı S-sst Y-yaOmurlu BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Sığırak kuşuna ve- rilen bir başka ad. 2/ Pantolonun apış ara- sına gelen yeri... Bir nota... Tavuğun iste- niien yere yumurtla- masını sağlamak için kullanılan be>r az taş. 3/ Uzun tüylü bir süs köpeği... Kıbns'taki Rum çete örgütü. 4/ Gezegen... Matema- tikte kullanılan sabit bir sayı. 5/ Kilit dili. 6/ Haşlandıktan son- ra ya da doğrudan doğruya kızartılarak pişirilen et... Kes- lanesi, gözlüğü ve sineği vardır. 7/ Din- sel inançları olmayan... Derinliği faz- la olmayan. 8/ Türk müziğinde usul anlamında kullanılan sözcük... Bir gı- da maddesi. 9/ Ankara'nın 5 km ku- zeyinde Yontmataş dönemi buluntu yeri. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Ikişer ikişer avuç içine alınıp birbi- rine vurularak çalınan kastanyet ben- ;S. zeri çalgı. 2/ Bey denen bir dişi arıyla kovandan çıkan an toplulu- ğu... Kulak iltihabı. 3/ Çanakkale'nin bir ilçesi. 4/ Pis koku... Bir zaman birimi. 5/ Radyumun simgesi... Yunan mitolojisinde aşk tan- rısı. 6/ Anadolu'da kurulmuş eski bir uygarlık... Insan türünün alt- bölümü. 7/ Kimliği belirlenemeyen uzay cisimlerine verilen ad... Büyük bez ya da deri torba. 8/ Uçaklarda pilot kabini... Hayat ar- kadaşı. 9/ Din işlerini devlet işlerine karıştırmayan... İskambilde koz. 6 0 YÜLÖNCE CumhurİYet Ordumuzda ilk tahsil 30 NİSAN 1930 Memleketimizde içtimaî tetkikatta bulunduktan sonra Paris'e avdet eden Madam Pavlova intibalarını ve ricali hükûmetimizle yaptığı tnülâkatları neşre başlamıştır. Madam Pavlova, Müdafaai Milliye Vekili Mustafa Apıüihalik Beyin beyanatını neşretmiştir. Aptülhalik B. bu beyanatında demiştir ki: " — Biz bundan böyle maarif müessesatımıza her türlü ihtimamı sarfedecek ve onlara karşı rnuhabbet göstereceğiz. Bu sayede gençliğin selâmetini temin etmiş olacağız. Köylülerimizle temas etmek fırsatını elde.pdeçek plursanız ordu hayatının bu saf ve iyi insanjşır^, [/jrr, üzerinde yaptığı halâskâr tesiratı görmüş olacaksınız. Anadolu'nun bir çok köylerinde ordudan terhis edilmiş gençler vardır ki bunlar ordu mekteplerinde tahsil ve terbiye görmüş oldukları için hürmete mazhar olmuşlar ve köyün adeta ileri gelenlerinden addedilmişlerdir." Madam Pavlova ordumuz hakkında şu mütaleayı serdediyor: "Ordudan çıkan genç bir asker ilk mektebin verdiği tahsili haiz bulunmaktadır. Türkiye ordusu bu suretle memleket dahilinde en büyük istifadeyi temin etmektedir. Böyle bir program sayesinde top ve tüfek ile yapılmakta olan müdafaanın yavaş yavaş cihan sulhuna karşı beslenmekte olan bir arzu ve zihniyete tahavvül etmekte olduğu görülmektedir." Sanayi kongresi TBrfc:y«'d« \KTHl R KMJFPS. A. BERNDORF : (X«CB HlUniT Biiyük Tayyare piyankosu 8ffıci tertip 4 0ncü keşide 11 mayıs 193O K<«idelrr. VİUvcL $chrrnınn«tı. D«fl«r4flr1ık. li. Ziraai ve OMiııniı Buıkıılan \t Halk hu,urund. tıpılır. BChvflk Ikramlye 4S.000 Üradır Her keştdede çıkan nıımaraıaı tekrar tiofabn konma7. Sanayi kongresi dün ak$am ve bu sabahki toplanmasında muhtelif encümenlerin raporlarını müzakere ve kabul etmiştir. Kabul edilen temenniyat meyanında şunlar bulunmaktadır: Manisa, Aydın pamuk istasyonlarının bir an evvel faaliyete geçirilmesi. Gey^e ve Akhisar pamuk ovasında bir pamuk istasyonunun tesisi, pamuk tohum tevziinin hükümet tarafından kontrol altına alınması. 471 ve 310 numaralı kanunla halı nesç ve imalinde kullanılan çözgü ve kaskam ipliği muafiyetinin kaldınlması, hükûmetçe mevcut muafiyetlerden maada halıcılığın daha fazla muhtacı himaye olduğu görülürse halıcıların hariçten ithal edecekleri bilûmum mevaddan gümrük resmi alınmaması, halı ihracatında münasip bir prim verilmesi, memleketin her tarafında yapılmış olan el tezgâhlarının kendi sermayelerile tesis edemiyecekleri boyama, kasarlama, perdahlama ameliyatını yapacak fabrikalann tesisi için hükûmetçe tetkikat yapılması ve memleketin her tarafında münferiden çalışmakta bulunan dokumacılann sanayi ve ticaret odaları delâletile gruplar halinde kooperatiflere raptı ile vaziyetlerinin ticari mahiyette tebellür ettirilmesi. Kongre bugün öğleden sonra tekrar toplanacaktır. Sanayi kongresi halıcılığın himaye ve dokumacılığın kooperatifleştirilmesi, asgari on beş senelik bir sanayi programı teşkili, sanayiin nasyonaJize edilmesi için tetkiki, ithalât eşyasında muamele vergisini tezyit suretile sanayiden bu verginin alınmaması, saydiye kanununun tadili, fstanbul Rıhtım Şirketinin asrî teşkilatla teçhizi, imtiyazlı şirketlere ait demiryollarında da tenzilâtlı tarifenin tatbikı gibi temenni kararlannı tasvip ederek mesaisini bitirmiştir. Bu kararlar kitap halinde neşrolunacaktır. 3 0 YIL ÖNCE Cumhuriyet 30 NİSAN 1960 Gazetemiz 30 Nisan-9 Mayıs 1960 tarihleri arasında Istanbul Sıkıyönetim Komutanlığı tarafından kapatıldığından yayırnlanamamıştır. GEÇEN YIL BUGÜN Cumh^î Demokrasi Kurultayı 30 NtSAN 1989 Aziz Nesin'in başkanı olduğu bir kurulun düzenlediği Demokrasi Kurultayı dün Ankara'da başladı. Oturum başkanlığını Sadun Aren'in yaptığı açılış oturumunda, SHP Genel Başkanı Erdal İnönü, DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel, RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan, SP Genel Başkanı Ferit İlsever, DİSK Genel Başkanı Abdullah Baştürk, Türk-lş Örgütlenme Sekreteri Orhan Balaban, TMMOB Genel Başkanı Teoman Alptürk, Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu Genel Başkanı Vekili Cemal Tercan ile Insan Hakları Derneği Genel Başkanı Nevzat Helvacı konuştu. Kurultaya 930 kişi çağrıldı. Demokrasi Kurultayı, Aziz Nesin'in konuşmasıyla açıldı. Kurultayın "parti kurmak ile sonuçlanacağı" söylentilerinin doğru olmadığını söyleyen Nesin, "Türkiye'de demokrasinin savunuculannın, kurultaya çağrılan 930 kişiyle sınırlı olmadığını" belirtti. Helsinki ^ ^ Leningraa ^ • J Moskova DÜNYA'DA BUGÜN Amsterdam B 15° Amman A 23° Atna Bajdat Barceıona Belgrsö Berlın Bcm Brükseı Budaoestc Cenevre Cezayır Cldde Oucai Frankı jrt Girne Helsırjc Kahire Kopenhag Köin Leftosa Y 20° A 27° Y 24° B 19° Y 12° B 12° B 15° B 15° B 13° B 21° Y 27° A 30° A 33° B 15° 8 24° B 17° A 26° B 14° B 15° B 25° Lsningrad Londra Maord Mılano Monnsal Moskova Munıh •te* Yon. Osic Paris Pras 22? Roma Sofya Şam lei Atnv lünus venedık Vıyana B "9° Y 22" A 20° B 16° Y 12° B 15° B 17° 3 13° 9 17° B 12" A 32° A 19° Y 15° A 25° A 26° A 30° B 9° A 18° Y 10° WashınglonB 14° Zürıh B 19° Anayasal Gttvence ve TCK 438 Fahişe, her şeyden önce "insan"dır. İnsan kavramı ise XV. yüzyıldan (Rönesans) itibaren bir bütün olarak algılamp özümsenmesi gereken bir üst değer olarak benimsene— gelmiştir. Anayasa Mahkemesi'nin TCK 438'in ana- yasaya uygun olduğu yolunda vermiş bulun- duğu kararın (10.1.1990 tarih ve 20398 sayılı Resmi Gazete) tartışmaları sürmektedir. Biz konuyu insan değeri ve anayasal güvenceler açısından değerlendirmek istiyoruz. Fahişe, her şeyden önce "insaıTdır. însan kavramı ise XV. yüzyıldan (Rönesans) itiba- ren bir bütün olarak algılamp özümsenmesi gereken bir üst değer olarak benimsenegelmiş- tir. Bu değerin, bireyin toplumda işgal ettiği kişilik ve yere göre aJçaJıp yükselmesi söz ko- nusu olamaz. Başka bir deyişle insan onuru, her zaman saygı duyulması ve korunması ge- reken bir değerdir. Çünkü "her şeyin ölçiisü insandır." Bir meslek ve yaşam tarzı olarak fahişeli- ğin, moral ve toplumsal değerler açısından be- nimsenebilir bir niteliği yoktur. Fakat her fa- hişenin bu mesleğe isteyerek girdiği de söyle- nemez. Başka bir anlatımla, fahişelik mesle- ğinin oluşumunda ve bazı insanlann buna itil- mesinde toplumun katkısı gözardı edilmeme- lidir. O kadar ki, anılan mesleğin belirli ko- şullar (ruhsat vs) altmda yürütülmesine hukuk düzeni tarafından izin verilmiştir. Ancak dev- let, fahişeleri ikinci sınıf vatandaş saymadığı gibi, insan değeri ve onuru açısından da on- ları diğer insanlardan farklı bir statüye (gü- venceye) bağlı tutmuş değildir. Nitekim ana- yasanın 10. maddesi, kanun önünde herkesi eşit tulmuştur. Şimdi gelelim Anayasa Mahkemesi'nin ile- ri sürdüğü, tecavüze uğrayan (veya kaçırılan fahişenin iffetli kadına göre daha az zarar gö- receği yolundaki teze. Bir defa bu gö/üşü sa- vunanlara şunu sormak gerekir: Tecavüze uğ- rayan fahişenin iffetli bir kadına oranla daha az zarar duyacağı nereden biliniyor? Tecavü- ze uğrayan (ırzına geçilen) fahişe ve iffetli ka- dınlar üzerinde (karşılaştırmalı) bilimsel bir araştırma, gözlem yahut anket yapılmış mı- dır? Bu mağdur tiplerin psikolojileri arasın- da somut (ölçülebilir) bir fark ortaya konu- labilmiş midir? Bütün bu sorulann yanıtı "ha- yır"dır. Çünkü gerçekte bu yolda bilimsel bir veri veya bilgi ortaya konulabilmiş değildir. Yukarıdaki görüşün dayandığı tek şey vardır: Önyargj. Bu önyargı da toplumdaki ahlaki öl- çülere, varsayımlara göre oluşmaktadır. Oysa insanın temel hak ve hürriyetlerine ilişkin de- ğerlendirmelerde sağlıklı, bilimsel verilere göre hareket etmek, artık yasadığımız bilgi (bilim) çağının bir gereğidir. Kararda savunulan muhakeme tarzını ka- bul edersek, hırsızın malını çalana veya katil Bu duruma göre TCK'nın 438. maddesi *b i r kişiyi öldürene (zarara uğrayanlara bu iş- anayasanın eşitlik ilkesine aykırıdır. Zira anı- lan hüküm, fahişeyi (âdeta) önceden yargıla- mış, onu diğer insanlardan daha aşağı bir ka- tegoriye sokmuştur. Sonuçta da fahişeye kar- şı işlenen ırza gecme ve kaçırma suclarında sa- nığa verilecek cezada 2/3 oranında indirimi kabul etmiştir. Halbuki anayasanın yapmadığı bir ayrımı yasa hiç yapamaz. Çünkü anaya- sa, yasalardan daha üstün ve onları bağlayıcı bir hukuki belgedir. "Kanunlar ana>nsaya ay- kırı olaraaz" (m.ll). TCK'nın 438. maddesi anayasanın 17. mad- desine de aykırıdır. lerle uğraşıyor diye) verilecek cezada da indi- rimi haklı görmek gerekir. Bunun'la fahişeyi, hırsız ya da katille aynı kefeye koymuş olmu- yoruz. Bu örneklerle sadece sergilenen düşün- cenin haıalı olduğunu belirtmek istiyoruz. Sonuçta şunu belirtelim ki, çağımız huku- kunun başat ilkeleri hümanizm ilkesi ve in- san haklarıdır. Yasaların yapılmasında veya yorumlanmasında bu değerlere öncelik veril- mesi, kanımızca artık bir zorunluluk haline gelmiştir. M.AKİF TUTUMLU Hukukçu Toplum Olarak Neredeyiz? Herkes kendi anlayışına göre bir yargıya varır ve yargı yeri gibi kararını belirtirse, davranışı bu yönde olursa, kamu düzeni bir kaosa dönüşmüş ve hukuk düzeni yerini anarşiye bırakmış olur. Değerli gazetenizin 14.3.1990 günlü "Tartışma" sütununda çıkan yazıma karşıhk, 25.3.1990, Zihni Haslürk imzasıyla "Savun- man Muzaffer Polat'a Yanıt" başlığı altında- ki yazıyı okudum. Toplum olarak neredeyiz?.. "Tevekkül"le "miskinMk'ı, "s*bır"la "vurdumduymazlık"ı, "disiplin"le "zorbahk"ı birbirine karıştırdığı- mız gibi "özgürlttk"le "başıboşluk"u, "demokrasi" ile "çof unluk lahakkiimü"nü, birlerek ya da bilmeyerek karıştınr olduk. Anayasa Mahkemesi'nin, Danıştay'ın eleş- tirilecek kararları olabilir. Ne var ki politize olmuş bir yönetim hukuku kendisine ayak ba- ğı görebilir ve keyfiliğe kaçabilir. Kimi zaman, "suçluları polis yakalıyor, mahkeme bırakıyor" gibi önyargılı, objektif kriterlerden uzak, yürütmenin en yetkili ağızJanndan çı- l ması gibi gorerek "Anayasa Mahkemesi ve Da- ntştay gibi yargı organlannı yıpratarak bir yer- lere varmayalım" demiştim. Bir yerde duyarlı, bir yerde duyarsız ol- mayalım. Değil bir yaşam kadını, en azılı katilde bile bir insan tarafın bulunduğuna, insandaki suç- • . - , , . , , , . , luyu yok ederken, suçludaki insanı geliştirmek kan, ak.llara durgunluk veren, uluorta söyle- k t i ğ i n e j n a n a n k i j | e r i z Savunmansız sa nensözJeretanıkolmaktayız.B.ryargjyenka- m k l a r ) n £ n c e z a l a r a ç a r p t ı n l m a s ı n d a n rannm yasalara aykırı olup olmadıg! hakkında ü z û m ü d u z o r u n , u e k l i ö . karar verecek olan yer, yıne yarg! organıdır. r ü r ü z B u b a k u n d a n «B i r k a d l n , m n s». Herkes kendi anlayışına göre bir yargıya va- T O n m B 1 1 | I g ı m üstlenmez" kuruntusunun yer- rırve yarg. yer, gıb.karannı belirtirse, davra- s j z l j ; ^ ^ b a s a r a R b e l i r t m e k j s t e r j m n.şı bu yönde olursa kamu duzenı b.r kaosa $ n K u r u l l j . n u n ı k o y u c u n u n > k a . dönuşmüşve hukuk duzen.yer,n.anarş,yeb.- m , v g t a n ı t , a n n k u s u r u a s a ] a n u y g u I a . rakmtş olur. Bu nedenle devleün k.ş.hğ., adabı m a k , a fc ^ , yüklemeyelim; eleş- umumıye ve nızamı aıle aleyhine işlenen cu- . .. ' ı ı n j r "Adalet izin verdi, vurun kahpeye" sözünü bir MUZAFFER POLAT hukukçu olarak yadırgadım; bir hedef saptır- Avukal İLAN «IVAS 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1989/2-1990/208 Davacı Gürler Hafriyaı Koll. Şt. adına Veysel Gürler vekili avu- kat Rafet Öztürk tarafından davalı Kızılırmak Diş Deposu Ticaret ve San. A.Ş. aleyhine açılan alacak davasında; Mahkememizce, dava edilen 1.473.120.- lira alacağın dava tarihi olan 28.12.1988 tarihinden itibaren <Po 30 kanuni faizi ile birlikte da- valı şirketten alınarak davacı şirkeıe verilmesine, hesap edilen 125.000.- TL. ücreti vekâletin davalı şirketten alınarak davacı şirkete verilme- sine, harç ve yargılama giderine hükmedilmiş olup; Tüm aramalara rağmen adresi tespit edilemeyen davalı şirket tem- silcisi İlhan Doymuş'a tebligat verine geçerli olmak üzere ilan olunur. Basın: 46350 İLAN ANTALYA ASLİYE 1. HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Davacılar Fatih Hüseyin Balcı vs. vekilleri Avukat Suner Dağtetin ve Av. Turgay Soyer tarafından davaiı İlyas Serttaş aleyhine açılan inşaat sözleşmesinin feshi davasının yapılan duruşması sonunda: Dava konusu Antalya 2. Noterliği'nce 6.3.1986 gün ve 8864 yev- miye nolu inşaat sözleşmesi ile Antalya 1. Noterliği'nce düzenlenen 29.4.1988 gün ve 28378 yevmiye nolu inşaat sözleşmesinin feshine, 165.000 lira vekâlet ücreti ve ayrıca mahkeme masraflarının da\alı- dan alınıp davacılara verilmesine 30.1.1990 gün ve 1989/273 esas, 1990/44 sayılı kararla karar verilmiş olmakla, işbu karar özetinin ad- resi tespit edilemeyen davalı İlyas Serttaş'a tebliğ yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 46347 POLJT1KA VE OTESI MEHMED KEMAL 141 ve 142 Mağduriarı... 1930larda iş yasası çıktı. Ama aynı zamanda, iş yasası ile bir- likte Türk Ceza Yasası'na 141 ve 142 de girdi. Bu, şu demekti: Işçiler bir yandan örgütlenecekler, bir yandan da örgütlendikle- ri için cezalandınlacaklar. Biz işçileri cezalandırma yasasını Mus- solini İtalyası'ndan aldık. Kendi icadımız değildir. 6 günden be- ri de kullanır dururuz. Eski dilde mağdur diyoruz, yeni dilde kıyın.. 141 ve 142'nin mağduriarı çoktur. Kim ki bu maddelerden ceza görmüştür, sa- de kendi mağdur olmamış, ailesini de yakınlarını da mağdur et- miştir. Kıyıcılar bunu çok iyi bildiklerinden yasadaki bu madde- leri her zaman ağırlaştırmışlar, hiçbir zaman hafifleştirmemiş- lerdir. Ne diyor şair: "Sorsalar mağdurunu gaddar kendin göstenr." Bundan birkaç hafta önce 141 ve 142 mağduriarı Sultanah- met Alanı'nda Sultan Sofrası'nda yaşlı, genç demeden bir ara- ya geldiler. Bu maddelerden yakınları içeri girmiş, kendileri de mağdur olmuşlardı. Bu maddelerin ceza yasasına girdiği 55 yıl- dan bu yana bilim adamı, aydın, sanatçı, gazeteci, yazar, politi- kacı, emekten yana olan işçi, emekçi vb. birçok kişi yurttaşlık hakkından yoksun bırakılmıştı. Toplantıyı düzenleyenlerin söy- lediği gibi bu maddeler, ülkemizin ağırlıklı olarak düşünen, ay- dın potansıyelinı temsil eden binlerce yurtaşın karşı karşıya kal- dığı temel insan hak ve özgürlüklerine çok kaba bir karışmaydı. 141 ve 142 bir yandan ağır bir baskı yasası iken, öte yandan da kara mizahın dünyada eşine güç rastlanır örneklerini veriyordu işçilerin bir araya gelerek bir işçi diktasını kurmalan da, düşün- meleri de dünyadan kalktı. Vaktiyle böyle düşünenler vardı, şimdi yok. Ama bizim ceza yasasına nasıl olduysa bir kaz girmiş olan bu maddeler işleyip duruyor. Yunanistan'da toplanmışlar, bir seminer yapmışlar, "Dünyada işçi diktatörlüğünden korkan bir ülke var mı, yok mu" diye sor- muşlar. "Böyle şey artık kalmadı" diyenler olmuş. Ama biri çı- kıp demiş ki: "Böyle bir hükümet var." "Nerede var?" "Türkiye'de. Türk hükümetı işçilerin bir araya gelip, günümüz de bir işçi diktası kuracağından kaygılanıyor ve ceza yasasında bu maddeleri koruyor." Gülünç oluyoruz!.. Bırakalım geçmiş yılları, sadece 1980den bu yana 141 ve 142. maddeden mağdur olanların sayısı hayli kabarıktır. 23 dosya üze- rinde yapılan araştırmalar sonucu 3511 kişi tutuklanmış ve göz- altına alınmıştır. Bunca insanımızın temel hak ve özgürlükleri- nin çığnenmesi ortadadır. Aslında gülünç o\an, bugün gülünç olmadan da öte bu mad- deler ceza yasasından çıkarılmalıdır. Bu maddeler ceza yasa- sından çıkmadan önce Turgut Özal, işverenlerle yaptığı bir top- lantıda bu maddelerin ceza yasasından çıkarılacağını açıkça söy- lemışti. Bunların ceza yasasından çıkmasını öneren başka dev- let adamları da olmuştu. Ceza yasasından çıkarılacak olan bu maddeler yüzünden insanlarımız hapislerde yatıyor. Ceza yasa- sındaki bu maddeler çağımızda birer utanç belgesidir. Ülkemiz- de, düşünen insanlar bu maddelerle cezalandınlamaz. Bunu her- kes biliyor. Sultan Sofrası'nda 141 ve 142 üstüne görüşler bildirilirken başı bereli, sırtı dinsel giysili bir yurtaş ileri atıldı, "Ben de konuşacağım" dedi. Bu yurttaş, cesaretle, sadece 141 ve 142'nin değil, düşünce ve inanç özgürlüklerini kısan ceza yasasında ne kadar madde varsa, hepsinin kaldırılmasından yana olduğunu söyledi. "İnanç ve düşünce özgürlüğünü kısan ne kadar madde varsa kalksın" dedi. Sonra çekip gitti. Özgürlük savaşı yaygınlaşıyor. Eskiden birbirinin karşıtı ola- rak gösterilenle- şimdi yan yana geliyor. Ha gayret, özgürlüğe böyle kavuşulur... TARSUS—SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MEMURLUĞU'NDAN 1990/21 SAYILI DOSYASINDAN İLAN Tarsus'un Kalburcu köyünde 235 parselde 17375 m : olarak kayıt- lı taşınmaz mal üzerinde 60 m : oturumunda su basmanlı briket du- varlı bir odasının üzeri beton örtülü 3.000.000 TL. değerinde inşaat, 700.000 TL. değerinde su kuyusu, çeşitli cins ve yaşlarda 3.850.000 TL. değerinde zeytin ve meyve ağaçlan mevcut olup arsasının beher m 2 'si 7000 TL.'den arsası, inşaat, su kuyusu ve ağaçlar dahil tama- mı 129.175.000 TL. muhammen bedelle ve açıkarttırma suretiyle, l'ince satışı 4.5.990günü saat 14.00'ten 14.10'a kadar bu satışta mu- hammen bedelinin ( "b 75'ini ve masraflarını bulması halinde ihalesi- nin yapılacağı, bulmaması halinde 14.5.1990günü aynı saatte ikinci defa satışa çıkarılacağı bu sat.ışta ise muhammen bedelinin ^b 40'ını ve masraflarını karşılaması halinde en çok arttırana ihalesinin yapı- lacağı, satışın Tarsus Belediyesi mezat salonunda yapılacağı. Taşınmaz mal maliklerinden adresleri bulunamayan Adil Görgün, Mehmet Yeşil, Hüseyin Çetinoğlu, İsmail Kaya, Hasan Hüseyin Ka- pukaya. Ali Kapıkaya, Selahattin Suna, Ahmet Dirgen, Erol Şim- şek, Dursun Basçelik, Mustafa Kanar, Hakkı Doğan, Mustafa Demir. Mehmet Püsküllü, Mehmet Öz, Halil Yeşildağ, Aysel Beyazateş'e satış apkarttırma ilamnın tebliği yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 46345 GAYRİMENKUL AÇIKARTIRMA İLANI VE İLANEN TEBLİĞ (Antalya Mahkeme Satış Memurluğu'ndan) Esas: 1990/8 Antalya Kemerağzı köyü 331 parsel iken imar görüierek 6353 ada 1-2-3-4-5 parseller, 6349 ada 1-3-2 parseller ve 6348 ada 4-5 parsellere dönüşen taşınmazlar Antalya 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 1986/1217 esas 1989/867 sayılı kararı gereğince satılacaktır. 1- Satışa konu 6353 ada 1 parsel, 8714 m 2 genişliğinde olup m-"si 8500 TL'den muhammen bedeli 69.479.000 TL'dır. Denize 400 metredir. 2- 6353 ada 2 parsel, 26174 m: olup nr'si 9000 TL'den muhammen bedeli 235.566.000 TL'dır. De- nize uzaklığı yaklaşık 300 metredir. 3- 6353 ada 3 parsel, 6000 m : olup nr'si 9O00 TL'den muhammen bedeli 54.OO0.O0O TL'dır. Denize uzaklığı 350 metredir. 4- 6353 ada 4parsel, 6000 m' olupnr'si 8300 TL'den muhammen bedeli 49.800.000 TL'dır. Denize uzaklığı 370 metredir. 5- 6353 ada 5 parsel, 6000 m: olup m"si 8300 TL'den muhammen bedeli 49.800.000TL'dır. Denize uzaklığı 370 metredir. 6- 6349 ada 1 parsel, 8711 m' olup köşe başı parselidir. nr'si 8300 TL'den muhammen bedeli 72.301.300 TL'dır. Denize uzaklığı 450 metredir. 7-6349 ada 2 parsel. 8711 m; olup denize uzaklığı 450 metredir. nv'si 800 TL'den muhammen bede- li 69.688.000 TL'dır. 8- 6348 ada 5 parsel ise 5310 m 1 olup denize 480 metre uzaklıkta m J 'si 8300 TL'den muhammen bedeli 44.073.000 TL'dir. 9- 6348 ada 4 parsel, 5310 m J olup denize 470 metre mesafededir. nr'si 8300 TL'den muhammen bedeli 44.073.000 TL'dir. 10- 6349 ada 3 parsel, 29046 m: olup nr'si 8000 TL'den muhammen bedeli 232.368.000 TL'dir. Denize uzaklığı 420 metredir. Parsellerin tümü turistik tesis alanı içinde olup ayrık nizamdır. Kat adedi toplam inşaat alanını geç- memek kaydı ile serbesttir. Yüzölçümün 0.60'ı inşaat alanına müsaadelidir. I. Satış: 6353 ada 1 parsel 11.6.1990 günü saat 14.00 - 14.10 6353 ada 2 parsel 11.6.1990 günü saat 14.15 - 14.25 6353 ada 3 parsel 11.6.1990 günü saat 14.30 - 14.40 6353 ada 4 parsel 11.6.1990 günü saat 14.45 - 14.55 6353 ada 5 parsel 11.6.1990 günü saat 15.00 - 15.10 6349 ada 1 parsel 11.6.1990 gunü saat 15.15 - 15.25 6349 ada 2 parsel 11.6.1990 günü saat 15.30 - 15.40 6348 ada 5 parsel 11.6.1990 günü saat 15.45 - 15.55 6348 ada 4 parsel 11.6.1990 günü saat 16.00 - 16.10 6349 ada 3 parsel 11.6.1990 günü saat 16.15 - 16.25 saatleri arasında Antalya Özel Idare binası kat 6'da açıkartırma ile yapılacaktır. Bu satışıa değerinin •^075'ini bulmadığı takdirde 21.6.1990 günü aynı yer ve saatte 2. satış yapılır. 2. satışta ise değerinin %40'ını geçtiği takdirde ihale edilecektir. Satışa katılan. değerin ^o2O'si oranında teminat yatırması şarttır. Satış peşin olup isteyen alıcıya 20 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Satışa iştirak eden şartnameyi görmıış. münderecatını kabul etmiş sayilacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin Memur- luğumuzun 1990/8 sayılı dosyasına başvurmaları ve ayrıca işbu ilanla ilgili laşınmazlarda hissedar bu- lunduğu halde adresi tespit ediJemeyen Ayşe Aksoz. Şerife Yılmaz, Havva Ardıç, Şevki Ardıç, Zeynep Ardıç, Fatma Büyüközen, Feride Büyükozen, Gülsum Büyüközen, Ali Büyüközen, Ibrahim Büyükö- zen, Dursade Büyüközen, Hüseyin Büyüközen, Melahat (Altın) Bağrıyanık. Emine Doğan, Şerife Do- ğan, Gülsüm Aksöz, Vesile Özen, Havvana Özen, Yaşar Akman, Esra Ekin, Raziye Ekin, Halil Ekin, Gülay Mercan, Mustafa Mercan, Volkan Mercan, Hasan Kazan, Emine Kazan, Bayram Mercan, Mus- tafa Altın, Emine Çetin, Rahime Poyraz, Meryem Poyraz, Salih Kaplan, Hatice Demirkıran, Rıfat Dcmirkıran, Fatma Demirkıran, Melahat Demirkıran. Fatmana Demirkıran, Durkadın Demir, Sul- tan Alp, Şengül Alp. Arif Alp, Şerife Alp, Nurettin Alp, Hafiz Alp, Cemil Alp, Tahsin Alp, Melahat Çapan, Şerife Arıcıojlu, Mustafa Büyüközen, Rukiye Demir, Ayşe Mercan'a Tebliğ yerine kaim olmak üzere ilan olunur. Basın 46342 ANKARA ASLİYE 4. TİCARET MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI'NDAN Davalı: 1-) Seyfullah Gültekin Tuna Cad. No: 26/A - Ankara Davalı: 2-) Mahmure Çınar Atatürk Mah. Tuna Cad. No: 1 Ankara Davacı TEK Iç Anadolu Elekt. Dağ. Mües. vekili tarafından aleyhinize açılan 906.810 TL. alacak davasının yapılan yargılamasında: Mahkememizce yukarıda yazılı adresinize PTT aracılığıyla dava dilekçesi eklenerek duruşma günunü bildirir davetiye çıkarılmış, ancak adresinizde olmadığınız gerekçesiyle tebligat iade edilmiştir. Zabıtaca da yaptırılan adres tahkikinden bir netice almamadığından dava dilekçesi ve duruşma günunün tebliğine ilanen karar verilmiştir. DURUŞMA GÜNÜ: 16.5.1990 günü Saat: 10.00'da davalı olarak duruşmada bizzat hazır bulunmadığınız veya bir vekille temsil ettirmediğiniz takdirde HUMK'nın 213. maddesi gereğince tahkikatın gıyabınızda devam edileceği, Keyfıyet dava dilekçesi ve duruşma günü yerine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 12.4.1990 Basın: 23050 TRAKYA ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ'NDEN Üniversitemiz birimlertne 2547 sayılı kanuna tabi öğreıim elemanı alınacaktır. Adaylar 657 sayılı kanunun 48. maddesindeki genel ve özel şartları taşıyacaklardır. Müracaatlar ilanın yayınını takip eden 15 gün içinde rekıörlüğe şahsen yapılacaktır. Müracaat eden adaylar dilekçelerine, özgeçmiş, lisans dipioması, 6 adet fotoğraf: erkek adaylar asker- lik belgesiyle birlikte şu evrakı teslira edeceklerdir. Doçentler; doçentlik belgesi, tüm eserlerinden 4'er takımı, Yardımcı doçentler; eserlerinden 4'er takımı. doktora veya uzmanlık belgesi. Öğretim görevlileri, uz- manlar ve araştırma görevlileri; varsa 1 takım eser. Yardımcı doçent ve araştırma görevlisi kadrolarına başvuranlar, dilekçelerinde sınava girecekleri ya- bancı dili belirteceklerdir. İlgili kadroya başvuranlar belirtilen alanda eğitimi olacaktır. Doçentler daimi statüde çahştınlacaklardtr. Sınav günü ve saati adaylara bilahare duyurulacaktır. Birimi Anabilim dal; Doç. Yrd. Doç. Arş. Grv. Öğre.Grv. Uzman Tıp Fakültesi Histoloji ve Embriyoloji 1 Anatomi 1 Nükleer Tıp 1 Fen-Edebiyat Fakültesi Zooloji Genel Biyoloji 1 ' Biokimya Uygulamah Matematik Yeniçağ Tarihi Yakınçağ Tarihi Mühendis. Mimarlık Fakültesi Enerji Makine Fakültesi Kütüphanecilik Teorisi ve din. Tekirdağ Ziraat Fakül. Fitopatoloji Edirne Meslek Yüksek Okulu Harıta ve Kadastro İşletme ( X ) 1 Master yapmıs olmak mecburi olup doktora yapmış olmak tercih sebebidir. x x Öğretim üyesi müracaat etmediği takdirde öğreıim görevlisi alınacaktır. x X x 8 yıl devlet memuriyeti olacaktır. basın: 22976
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle