Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30 NÎSAN 1990 CUMHURÎYET/15
HAVA DURUMU TÜRKİYE'DE BUGÜN
WleteorotO|i Genel Müdûrtüğü'nden ab-
nan bilgıye göre bütûn bolgelerimiz par-
çalı buiütlu. Marmaranın dojjusu, Kara-
ctenız, ic Ege, !ç Anadolu göller bölges:
fle Doju Anadohj'nun kuzeyı sağana* ya-
gışlı geçecek. h / M StÇAKLIĞı AalTOya
devam edecek. RüZGÂR Yurdun Güney
ve Ooğu '<esimtennoe Giney ve Batı Meki
yerterde kuzEy ve bat yönlerden hafif afa
sıra orta kuvvette esecek Denizierımız-
de. DoSu Akûeiız'öe günOatıs ve lodos.
âtekı denizienmiaje günbaosı ve karay^
den 3-5, Eoe'de 6 <uwet>nde saatte 10-21
Ege'de 27 denîz milı hızta eseck Dalga
yukseklpgı 1.2 Ege açıKlarında 2-3 metre
dotayınaa buiunacak VSın Gölûnde fa-
va parcalı bu lutı L geçe-
cek. ruzgar güney ve batı yonlerden hafif olarak esecek. Göl küçük
dalgalı olacak.
Adana
Aüapaan
Aoıyanan
Afyon
Ajrı
Anüra
Antakya
Antalya
Artvin
Aydın
Balıtesîr
BileciK
Bıngöi
BMs
Bolu
Bursa
Çanaklale
Çorum
Denitf
B 24° 8°Dıyaıtakır A 16° 6 Mantsa B 16° 6°
Y 13° 6°E*fne B 14° 5°KMaras B 20° 7°
A 20° 6°Erancan Y 12° 1° Mersın B 22° 12°
Y 12° 2°Erzurum Y 9°-3° Muğla 8 16° 6°
Y 10° -1° Eskışettir Y 10° 2°Muş B 11° 2°
Y 10° 2°Gazartep A 20" T=\,^Se Y 11° 2°
B 22° 14° ûresun Y 12° 6° Ortu Y 10° 3°
B 22° 10 GümüşlıaiM Y KT 2°Rae Y 13° 7°
Y 10° 2°Hal*âri B t4° 3°Samsun Y 10° 3°
B 17° 7°lsparta Y 14° 3°Siirt A 17° 7°
Y 13° 4°istantıul Y 11" 6°Sinop Y 10° 3°
y 13° 4°lzmr B 16° 6°Sıvas Y 9° 1°
B 14° 2° Kars Y 10° -2° TekirdaJ Y 10° 5°
B 11° 2°KasBmonu V 9° 0°Trata>n Y 12° 6°
Y 10° 1° Kayseri Y 10° 1° Tunceiı B 15° 3°
Y 14° 5°Kırtdareli Y 13° 4°Uşak Y 13° 3°
B 13° 5°Konya Y 13° 3°V*ı B 10° 2°
Y 9° 1° Kütahya Y 12° 2° Yozsat Y 10° 2°
B 16° 7°Malatya B 18° 4° Zonguldafc Y 10° 6°
y- * *
k
ya0murlu |j|j sıslı /?tertı A-aç* B-bukıthı G-gûneslı K-karlı S-sst Y-yaOmurlu
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Sığırak kuşuna ve-
rilen bir başka ad. 2/
Pantolonun apış ara-
sına gelen yeri... Bir
nota... Tavuğun iste-
niien yere yumurtla-
masını sağlamak için
kullanılan be>r
az taş.
3/ Uzun tüylü bir süs
köpeği... Kıbns'taki
Rum çete örgütü. 4/
Gezegen... Matema-
tikte kullanılan sabit
bir sayı. 5/ Kilit dili.
6/ Haşlandıktan son-
ra ya da doğrudan
doğruya kızartılarak pişirilen et... Kes-
lanesi, gözlüğü ve sineği vardır. 7/ Din-
sel inançları olmayan... Derinliği faz-
la olmayan. 8/ Türk müziğinde usul
anlamında kullanılan sözcük... Bir gı-
da maddesi. 9/ Ankara'nın 5 km ku-
zeyinde Yontmataş dönemi buluntu
yeri.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Ikişer ikişer avuç içine alınıp birbi-
rine vurularak çalınan kastanyet ben- ;S.
zeri çalgı. 2/ Bey denen bir dişi arıyla kovandan çıkan an toplulu-
ğu... Kulak iltihabı. 3/ Çanakkale'nin bir ilçesi. 4/ Pis koku... Bir
zaman birimi. 5/ Radyumun simgesi... Yunan mitolojisinde aşk tan-
rısı. 6/ Anadolu'da kurulmuş eski bir uygarlık... Insan türünün alt-
bölümü. 7/ Kimliği belirlenemeyen uzay cisimlerine verilen ad...
Büyük bez ya da deri torba. 8/ Uçaklarda pilot kabini... Hayat ar-
kadaşı. 9/ Din işlerini devlet işlerine karıştırmayan... İskambilde koz.
6 0 YÜLÖNCE CumhurİYet
Ordumuzda ilk tahsil
30 NİSAN 1930
Memleketimizde içtimaî
tetkikatta bulunduktan sonra
Paris'e avdet eden Madam
Pavlova intibalarını ve ricali
hükûmetimizle yaptığı
tnülâkatları neşre başlamıştır.
Madam Pavlova, Müdafaai
Milliye Vekili Mustafa
Apıüihalik Beyin beyanatını
neşretmiştir.
Aptülhalik B. bu beyanatında
demiştir ki:
" — Biz bundan böyle maarif
müessesatımıza her türlü ihtimamı sarfedecek ve onlara
karşı rnuhabbet göstereceğiz. Bu sayede gençliğin selâmetini
temin etmiş olacağız. Köylülerimizle temas etmek fırsatını
elde.pdeçek plursanız ordu hayatının bu saf ve iyi insanjşır^, [/jrr,
üzerinde yaptığı halâskâr tesiratı görmüş olacaksınız.
Anadolu'nun bir çok köylerinde ordudan terhis edilmiş
gençler vardır ki bunlar ordu mekteplerinde tahsil ve terbiye
görmüş oldukları için hürmete mazhar olmuşlar ve köyün
adeta ileri gelenlerinden addedilmişlerdir."
Madam Pavlova ordumuz hakkında şu mütaleayı
serdediyor:
"Ordudan çıkan genç bir asker ilk mektebin verdiği tahsili
haiz bulunmaktadır. Türkiye ordusu bu suretle memleket
dahilinde en büyük istifadeyi temin etmektedir. Böyle bir
program sayesinde top ve tüfek ile yapılmakta olan
müdafaanın yavaş yavaş cihan sulhuna karşı beslenmekte
olan bir arzu ve zihniyete tahavvül etmekte olduğu
görülmektedir."
Sanayi kongresi
TBrfc:y«'d«
\KTHl R KMJFPS. A.
BERNDORF
: (X«CB HlUniT
Biiyük Tayyare piyankosu
8ffıci tertip 4 0ncü keşide
11 mayıs 193O
K<«idelrr. VİUvcL $chrrnınn«tı.
D«fl«r4flr1ık. li. Ziraai ve OMiııniı
Buıkıılan \t Halk hu,urund.
tıpılır.
BChvflk Ikramlye 4S.000 Üradır
Her keştdede çıkan nıımaraıaı
tekrar tiofabn konma7.
Sanayi kongresi dün ak$am ve
bu sabahki toplanmasında
muhtelif encümenlerin
raporlarını müzakere ve kabul
etmiştir. Kabul edilen
temenniyat meyanında şunlar
bulunmaktadır: Manisa,
Aydın pamuk istasyonlarının
bir an evvel faaliyete
geçirilmesi. Gey^e ve Akhisar
pamuk ovasında bir pamuk
istasyonunun tesisi, pamuk
tohum tevziinin hükümet tarafından kontrol altına
alınması. 471 ve 310 numaralı kanunla halı nesç ve
imalinde kullanılan çözgü ve kaskam ipliği muafiyetinin
kaldınlması, hükûmetçe mevcut muafiyetlerden maada
halıcılığın daha fazla muhtacı himaye olduğu görülürse
halıcıların hariçten ithal edecekleri bilûmum mevaddan
gümrük resmi alınmaması, halı ihracatında münasip bir
prim verilmesi, memleketin her tarafında yapılmış olan el
tezgâhlarının kendi sermayelerile tesis edemiyecekleri
boyama, kasarlama, perdahlama ameliyatını yapacak
fabrikalann tesisi için hükûmetçe tetkikat yapılması ve
memleketin her tarafında münferiden çalışmakta bulunan
dokumacılann sanayi ve ticaret odaları delâletile gruplar
halinde kooperatiflere raptı ile vaziyetlerinin ticari
mahiyette tebellür ettirilmesi.
Kongre bugün öğleden sonra tekrar toplanacaktır. Sanayi
kongresi halıcılığın himaye ve dokumacılığın
kooperatifleştirilmesi, asgari on beş senelik bir sanayi
programı teşkili, sanayiin nasyonaJize edilmesi için tetkiki,
ithalât eşyasında muamele vergisini tezyit suretile sanayiden
bu verginin alınmaması, saydiye kanununun tadili, fstanbul
Rıhtım Şirketinin asrî teşkilatla teçhizi, imtiyazlı şirketlere
ait demiryollarında da tenzilâtlı tarifenin tatbikı gibi
temenni kararlannı tasvip ederek mesaisini bitirmiştir. Bu
kararlar kitap halinde neşrolunacaktır.
3 0 YIL ÖNCE Cumhuriyet
30 NİSAN 1960
Gazetemiz 30 Nisan-9 Mayıs 1960 tarihleri arasında
Istanbul Sıkıyönetim Komutanlığı tarafından
kapatıldığından yayırnlanamamıştır.
GEÇEN YIL BUGÜN Cumh^î
Demokrasi Kurultayı
30 NtSAN 1989
Aziz Nesin'in başkanı olduğu bir kurulun düzenlediği
Demokrasi Kurultayı dün Ankara'da başladı. Oturum
başkanlığını Sadun Aren'in yaptığı açılış oturumunda, SHP
Genel Başkanı Erdal İnönü, DYP Genel Başkanı Süleyman
Demirel, RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan, SP Genel
Başkanı Ferit İlsever, DİSK Genel Başkanı Abdullah
Baştürk, Türk-lş Örgütlenme Sekreteri Orhan Balaban,
TMMOB Genel Başkanı Teoman Alptürk, Esnaf ve
Sanatkârlar Konfederasyonu Genel Başkanı Vekili Cemal
Tercan ile Insan Hakları Derneği Genel Başkanı Nevzat
Helvacı konuştu. Kurultaya 930 kişi çağrıldı.
Demokrasi Kurultayı, Aziz Nesin'in konuşmasıyla açıldı.
Kurultayın "parti kurmak ile sonuçlanacağı" söylentilerinin
doğru olmadığını söyleyen Nesin, "Türkiye'de demokrasinin
savunuculannın, kurultaya çağrılan 930 kişiyle sınırlı
olmadığını" belirtti.
Helsinki ^ ^
Leningraa ^
• J
Moskova
DÜNYA'DA BUGÜN
Amsterdam B 15°
Amman A 23°
Atna
Bajdat
Barceıona
Belgrsö
Berlın
Bcm
Brükseı
Budaoestc
Cenevre
Cezayır
Cldde
Oucai
Frankı jrt
Girne
Helsırjc
Kahire
Kopenhag
Köin
Leftosa
Y 20°
A 27°
Y 24°
B 19°
Y 12°
B 12°
B 15°
B 15°
B 13°
B 21°
Y 27°
A 30°
A 33°
B 15°
8 24°
B 17°
A 26°
B 14°
B 15°
B 25°
Lsningrad
Londra
Maord
Mılano
Monnsal
Moskova
Munıh
•te* Yon.
Osic
Paris
Pras
22?
Roma
Sofya
Şam
lei Atnv
lünus
venedık
Vıyana
B "9°
Y 22"
A 20°
B 16°
Y 12°
B 15°
B 17°
3 13°
9 17°
B 12"
A 32°
A 19°
Y 15°
A 25°
A 26°
A 30°
B 9°
A 18°
Y 10°
WashınglonB 14°
Zürıh B 19°
Anayasal Gttvence ve TCK 438
Fahişe, her şeyden önce "insan"dır. İnsan kavramı ise XV.
yüzyıldan (Rönesans) itibaren bir bütün olarak algılamp
özümsenmesi gereken bir üst değer olarak benimsene—
gelmiştir.
Anayasa Mahkemesi'nin TCK 438'in ana-
yasaya uygun olduğu yolunda vermiş bulun-
duğu kararın (10.1.1990 tarih ve 20398 sayılı
Resmi Gazete) tartışmaları sürmektedir. Biz
konuyu insan değeri ve anayasal güvenceler
açısından değerlendirmek istiyoruz.
Fahişe, her şeyden önce "insaıTdır. însan
kavramı ise XV. yüzyıldan (Rönesans) itiba-
ren bir bütün olarak algılamp özümsenmesi
gereken bir üst değer olarak benimsenegelmiş-
tir. Bu değerin, bireyin toplumda işgal ettiği
kişilik ve yere göre aJçaJıp yükselmesi söz ko-
nusu olamaz. Başka bir deyişle insan onuru,
her zaman saygı duyulması ve korunması ge-
reken bir değerdir. Çünkü "her şeyin ölçiisü
insandır."
Bir meslek ve yaşam tarzı olarak fahişeli-
ğin, moral ve toplumsal değerler açısından be-
nimsenebilir bir niteliği yoktur. Fakat her fa-
hişenin bu mesleğe isteyerek girdiği de söyle-
nemez. Başka bir anlatımla, fahişelik mesle-
ğinin oluşumunda ve bazı insanlann buna itil-
mesinde toplumun katkısı gözardı edilmeme-
lidir. O kadar ki, anılan mesleğin belirli ko-
şullar (ruhsat vs) altmda yürütülmesine hukuk
düzeni tarafından izin verilmiştir. Ancak dev-
let, fahişeleri ikinci sınıf vatandaş saymadığı
gibi, insan değeri ve onuru açısından da on-
ları diğer insanlardan farklı bir statüye (gü-
venceye) bağlı tutmuş değildir. Nitekim ana-
yasanın 10. maddesi, kanun önünde herkesi
eşit tulmuştur.
Şimdi gelelim Anayasa Mahkemesi'nin ile-
ri sürdüğü, tecavüze uğrayan (veya kaçırılan
fahişenin iffetli kadına göre daha az zarar gö-
receği yolundaki teze. Bir defa bu gö/üşü sa-
vunanlara şunu sormak gerekir: Tecavüze uğ-
rayan fahişenin iffetli bir kadına oranla daha
az zarar duyacağı nereden biliniyor? Tecavü-
ze uğrayan (ırzına geçilen) fahişe ve iffetli ka-
dınlar üzerinde (karşılaştırmalı) bilimsel bir
araştırma, gözlem yahut anket yapılmış mı-
dır? Bu mağdur tiplerin psikolojileri arasın-
da somut (ölçülebilir) bir fark ortaya konu-
labilmiş midir? Bütün bu sorulann yanıtı "ha-
yır"dır. Çünkü gerçekte bu yolda bilimsel bir
veri veya bilgi ortaya konulabilmiş değildir.
Yukarıdaki görüşün dayandığı tek şey vardır:
Önyargj. Bu önyargı da toplumdaki ahlaki öl-
çülere, varsayımlara göre oluşmaktadır. Oysa
insanın temel hak ve hürriyetlerine ilişkin de-
ğerlendirmelerde sağlıklı, bilimsel verilere göre
hareket etmek, artık yasadığımız bilgi (bilim)
çağının bir gereğidir.
Kararda savunulan muhakeme tarzını ka-
bul edersek, hırsızın malını çalana veya katil
Bu duruma göre TCK'nın 438. maddesi *b i r
kişiyi öldürene (zarara uğrayanlara bu iş-
anayasanın eşitlik ilkesine aykırıdır. Zira anı-
lan hüküm, fahişeyi (âdeta) önceden yargıla-
mış, onu diğer insanlardan daha aşağı bir ka-
tegoriye sokmuştur. Sonuçta da fahişeye kar-
şı işlenen ırza gecme ve kaçırma suclarında sa-
nığa verilecek cezada 2/3 oranında indirimi
kabul etmiştir. Halbuki anayasanın yapmadığı
bir ayrımı yasa hiç yapamaz. Çünkü anaya-
sa, yasalardan daha üstün ve onları bağlayıcı
bir hukuki belgedir. "Kanunlar ana>nsaya ay-
kırı olaraaz" (m.ll).
TCK'nın 438. maddesi anayasanın 17. mad-
desine de aykırıdır.
lerle uğraşıyor diye) verilecek cezada da indi-
rimi haklı görmek gerekir. Bunun'la fahişeyi,
hırsız ya da katille aynı kefeye koymuş olmu-
yoruz. Bu örneklerle sadece sergilenen düşün-
cenin haıalı olduğunu belirtmek istiyoruz.
Sonuçta şunu belirtelim ki, çağımız huku-
kunun başat ilkeleri hümanizm ilkesi ve in-
san haklarıdır. Yasaların yapılmasında veya
yorumlanmasında bu değerlere öncelik veril-
mesi, kanımızca artık bir zorunluluk haline
gelmiştir.
M.AKİF TUTUMLU
Hukukçu
Toplum Olarak Neredeyiz?
Herkes kendi anlayışına göre bir yargıya varır ve yargı yeri
gibi kararını belirtirse, davranışı bu yönde olursa, kamu
düzeni bir kaosa dönüşmüş ve hukuk düzeni yerini anarşiye
bırakmış olur.
Değerli gazetenizin 14.3.1990 günlü
"Tartışma" sütununda çıkan yazıma karşıhk,
25.3.1990, Zihni Haslürk imzasıyla "Savun-
man Muzaffer Polat'a Yanıt" başlığı altında-
ki yazıyı okudum.
Toplum olarak neredeyiz?.. "Tevekkül"le
"miskinMk'ı, "s*bır"la "vurdumduymazlık"ı,
"disiplin"le "zorbahk"ı birbirine karıştırdığı-
mız gibi "özgürlttk"le "başıboşluk"u,
"demokrasi" ile "çof unluk lahakkiimü"nü,
birlerek ya da bilmeyerek karıştınr olduk.
Anayasa Mahkemesi'nin, Danıştay'ın eleş-
tirilecek kararları olabilir. Ne var ki politize
olmuş bir yönetim hukuku kendisine ayak ba-
ğı görebilir ve keyfiliğe kaçabilir. Kimi zaman,
"suçluları polis yakalıyor, mahkeme
bırakıyor" gibi önyargılı, objektif kriterlerden
uzak, yürütmenin en yetkili ağızJanndan çı-
l
ması gibi gorerek "Anayasa Mahkemesi ve Da-
ntştay gibi yargı organlannı yıpratarak bir yer-
lere varmayalım" demiştim.
Bir yerde duyarlı, bir yerde duyarsız ol-
mayalım.
Değil bir yaşam kadını, en azılı katilde bile
bir insan tarafın bulunduğuna, insandaki suç-
• . - , , . , , , . , luyu yok ederken, suçludaki insanı geliştirmek
kan, ak.llara durgunluk veren, uluorta söyle- k t i ğ i n e j n a n a n k i j | e r i z Savunmansız sa
nensözJeretanıkolmaktayız.B.ryargjyenka- m k l a r ) n £ n c e z a l a r a ç a r p t ı n l m a s ı n d a n
rannm yasalara aykırı olup olmadıg! hakkında ü z û m ü d u z o r u n , u e k l i ö .
karar verecek olan yer, yıne yarg! organıdır. r ü r ü z B u b a k u n d a n «B i r k a d l n , m n s».
Herkes kendi anlayışına göre bir yargıya va- T O n m B 1 1 | I g ı m üstlenmez" kuruntusunun yer-
rırve yarg. yer, gıb.karannı belirtirse, davra- s j z l j ; ^ ^ b a s a r a R b e l i r t m e k j s t e r j m
n.şı bu yönde olursa kamu duzenı b.r kaosa $ n K u r u l l j . n u n ı k o y u c u n u n > k a .
dönuşmüşve hukuk duzen.yer,n.anarş,yeb.- m , v g t a n ı t , a n n k u s u r u a s a ] a n u y g u I a .
rakmtş olur. Bu nedenle devleün k.ş.hğ., adabı m a k , a fc ^ , yüklemeyelim; eleş-
umumıye ve nızamı aıle aleyhine işlenen cu- . .. ' ı ı n j r
"Adalet izin verdi, vurun kahpeye" sözünü bir MUZAFFER POLAT
hukukçu olarak yadırgadım; bir hedef saptır- Avukal
İLAN
«IVAS 2. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
1989/2-1990/208
Davacı Gürler Hafriyaı Koll. Şt. adına Veysel Gürler vekili avu-
kat Rafet Öztürk tarafından davalı Kızılırmak Diş Deposu Ticaret
ve San. A.Ş. aleyhine açılan alacak davasında;
Mahkememizce, dava edilen 1.473.120.- lira alacağın dava tarihi
olan 28.12.1988 tarihinden itibaren <Po 30 kanuni faizi ile birlikte da-
valı şirketten alınarak davacı şirkeıe verilmesine, hesap edilen 125.000.-
TL. ücreti vekâletin davalı şirketten alınarak davacı şirkete verilme-
sine, harç ve yargılama giderine hükmedilmiş olup;
Tüm aramalara rağmen adresi tespit edilemeyen davalı şirket tem-
silcisi İlhan Doymuş'a tebligat verine geçerli olmak üzere ilan olunur.
Basın: 46350
İLAN
ANTALYA
ASLİYE 1. HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN
Davacılar Fatih Hüseyin Balcı vs. vekilleri Avukat Suner Dağtetin
ve Av. Turgay Soyer tarafından davaiı İlyas Serttaş aleyhine açılan
inşaat sözleşmesinin feshi davasının yapılan duruşması sonunda:
Dava konusu Antalya 2. Noterliği'nce 6.3.1986 gün ve 8864 yev-
miye nolu inşaat sözleşmesi ile Antalya 1. Noterliği'nce düzenlenen
29.4.1988 gün ve 28378 yevmiye nolu inşaat sözleşmesinin feshine,
165.000 lira vekâlet ücreti ve ayrıca mahkeme masraflarının da\alı-
dan alınıp davacılara verilmesine 30.1.1990 gün ve 1989/273 esas,
1990/44 sayılı kararla karar verilmiş olmakla, işbu karar özetinin ad-
resi tespit edilemeyen davalı İlyas Serttaş'a tebliğ yerine kaim olmak
üzere ilanen tebliğ olunur.
Basın: 46347
POLJT1KA VE OTESI
MEHMED KEMAL
141 ve 142 Mağduriarı...
1930larda iş yasası çıktı. Ama aynı zamanda, iş yasası ile bir-
likte Türk Ceza Yasası'na 141 ve 142 de girdi. Bu, şu demekti:
Işçiler bir yandan örgütlenecekler, bir yandan da örgütlendikle-
ri için cezalandınlacaklar. Biz işçileri cezalandırma yasasını Mus-
solini İtalyası'ndan aldık. Kendi icadımız değildir. 6 günden be-
ri de kullanır dururuz.
Eski dilde mağdur diyoruz, yeni dilde kıyın.. 141 ve 142'nin
mağduriarı çoktur. Kim ki bu maddelerden ceza görmüştür, sa-
de kendi mağdur olmamış, ailesini de yakınlarını da mağdur et-
miştir. Kıyıcılar bunu çok iyi bildiklerinden yasadaki bu madde-
leri her zaman ağırlaştırmışlar, hiçbir zaman hafifleştirmemiş-
lerdir. Ne diyor şair:
"Sorsalar mağdurunu gaddar kendin göstenr."
Bundan birkaç hafta önce 141 ve 142 mağduriarı Sultanah-
met Alanı'nda Sultan Sofrası'nda yaşlı, genç demeden bir ara-
ya geldiler. Bu maddelerden yakınları içeri girmiş, kendileri de
mağdur olmuşlardı. Bu maddelerin ceza yasasına girdiği 55 yıl-
dan bu yana bilim adamı, aydın, sanatçı, gazeteci, yazar, politi-
kacı, emekten yana olan işçi, emekçi vb. birçok kişi yurttaşlık
hakkından yoksun bırakılmıştı. Toplantıyı düzenleyenlerin söy-
lediği gibi bu maddeler, ülkemizin ağırlıklı olarak düşünen, ay-
dın potansıyelinı temsil eden binlerce yurtaşın karşı karşıya kal-
dığı temel insan hak ve özgürlüklerine çok kaba bir karışmaydı.
141 ve 142 bir yandan ağır bir baskı yasası iken, öte yandan da
kara mizahın dünyada eşine güç rastlanır örneklerini veriyordu
işçilerin bir araya gelerek bir işçi diktasını kurmalan da, düşün-
meleri de dünyadan kalktı. Vaktiyle böyle düşünenler vardı, şimdi
yok. Ama bizim ceza yasasına nasıl olduysa bir kaz girmiş olan
bu maddeler işleyip duruyor.
Yunanistan'da toplanmışlar, bir seminer yapmışlar, "Dünyada
işçi diktatörlüğünden korkan bir ülke var mı, yok mu" diye sor-
muşlar. "Böyle şey artık kalmadı" diyenler olmuş. Ama biri çı-
kıp demiş ki: "Böyle bir hükümet var."
"Nerede var?"
"Türkiye'de. Türk hükümetı işçilerin bir araya gelip, günümüz
de bir işçi diktası kuracağından kaygılanıyor ve ceza yasasında
bu maddeleri koruyor."
Gülünç oluyoruz!..
Bırakalım geçmiş yılları, sadece 1980den bu yana 141 ve 142.
maddeden mağdur olanların sayısı hayli kabarıktır. 23 dosya üze-
rinde yapılan araştırmalar sonucu 3511 kişi tutuklanmış ve göz-
altına alınmıştır. Bunca insanımızın temel hak ve özgürlükleri-
nin çığnenmesi ortadadır.
Aslında gülünç o\an, bugün gülünç olmadan da öte bu mad-
deler ceza yasasından çıkarılmalıdır. Bu maddeler ceza yasa-
sından çıkmadan önce Turgut Özal, işverenlerle yaptığı bir top-
lantıda bu maddelerin ceza yasasından çıkarılacağını açıkça söy-
lemışti. Bunların ceza yasasından çıkmasını öneren başka dev-
let adamları da olmuştu. Ceza yasasından çıkarılacak olan bu
maddeler yüzünden insanlarımız hapislerde yatıyor. Ceza yasa-
sındaki bu maddeler çağımızda birer utanç belgesidir. Ülkemiz-
de, düşünen insanlar bu maddelerle cezalandınlamaz. Bunu her-
kes biliyor.
Sultan Sofrası'nda 141 ve 142 üstüne görüşler bildirilirken başı
bereli, sırtı dinsel giysili bir yurtaş ileri atıldı, "Ben de
konuşacağım" dedi.
Bu yurttaş, cesaretle, sadece 141 ve 142'nin değil, düşünce
ve inanç özgürlüklerini kısan ceza yasasında ne kadar madde
varsa, hepsinin kaldırılmasından yana olduğunu söyledi. "İnanç
ve düşünce özgürlüğünü kısan ne kadar madde varsa kalksın"
dedi. Sonra çekip gitti.
Özgürlük savaşı yaygınlaşıyor. Eskiden birbirinin karşıtı ola-
rak gösterilenle- şimdi yan yana geliyor.
Ha gayret, özgürlüğe böyle kavuşulur...
TARSUS—SULH HUKUK MAHKEMESİ
SATIŞ MEMURLUĞU'NDAN 1990/21
SAYILI DOSYASINDAN İLAN
Tarsus'un Kalburcu köyünde 235 parselde 17375 m
:
olarak kayıt-
lı taşınmaz mal üzerinde 60 m
:
oturumunda su basmanlı briket du-
varlı bir odasının üzeri beton örtülü 3.000.000 TL. değerinde inşaat,
700.000 TL. değerinde su kuyusu, çeşitli cins ve yaşlarda 3.850.000
TL. değerinde zeytin ve meyve ağaçlan mevcut olup arsasının beher
m
2
'si 7000 TL.'den arsası, inşaat, su kuyusu ve ağaçlar dahil tama-
mı 129.175.000 TL. muhammen bedelle ve açıkarttırma suretiyle,
l'ince satışı 4.5.990günü saat 14.00'ten 14.10'a kadar bu satışta mu-
hammen bedelinin
(
"b 75'ini ve masraflarını bulması halinde ihalesi-
nin yapılacağı, bulmaması halinde 14.5.1990günü aynı saatte ikinci
defa satışa çıkarılacağı bu sat.ışta ise muhammen bedelinin ^b 40'ını
ve masraflarını karşılaması halinde en çok arttırana ihalesinin yapı-
lacağı, satışın Tarsus Belediyesi mezat salonunda yapılacağı.
Taşınmaz mal maliklerinden adresleri bulunamayan Adil Görgün,
Mehmet Yeşil, Hüseyin Çetinoğlu, İsmail Kaya, Hasan Hüseyin Ka-
pukaya. Ali Kapıkaya, Selahattin Suna, Ahmet Dirgen, Erol Şim-
şek, Dursun Basçelik, Mustafa Kanar, Hakkı Doğan, Mustafa Demir.
Mehmet Püsküllü, Mehmet Öz, Halil Yeşildağ, Aysel Beyazateş'e satış
apkarttırma ilamnın tebliği yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ
olunur.
Basın: 46345
GAYRİMENKUL AÇIKARTIRMA İLANI VE
İLANEN TEBLİĞ
(Antalya Mahkeme Satış Memurluğu'ndan)
Esas: 1990/8
Antalya Kemerağzı köyü 331 parsel iken imar görüierek 6353 ada 1-2-3-4-5 parseller, 6349 ada 1-3-2
parseller ve 6348 ada 4-5 parsellere dönüşen taşınmazlar Antalya 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin
1986/1217 esas 1989/867 sayılı kararı gereğince satılacaktır.
1- Satışa konu 6353 ada 1 parsel, 8714 m
2
genişliğinde olup m-"si 8500 TL'den muhammen bedeli
69.479.000 TL'dır. Denize 400 metredir.
2- 6353 ada 2 parsel, 26174 m:
olup nr'si 9000 TL'den muhammen bedeli 235.566.000 TL'dır. De-
nize uzaklığı yaklaşık 300 metredir.
3- 6353 ada 3 parsel, 6000 m
:
olup nr'si 9O00 TL'den muhammen bedeli 54.OO0.O0O TL'dır. Denize
uzaklığı 350 metredir.
4- 6353 ada 4parsel, 6000 m' olupnr'si 8300 TL'den muhammen bedeli 49.800.000 TL'dır. Denize
uzaklığı 370 metredir.
5- 6353 ada 5 parsel, 6000 m:
olup m"si 8300 TL'den muhammen bedeli 49.800.000TL'dır. Denize
uzaklığı 370 metredir.
6- 6349 ada 1 parsel, 8711 m' olup köşe başı parselidir. nr'si 8300 TL'den muhammen bedeli 72.301.300
TL'dır. Denize uzaklığı 450 metredir.
7-6349 ada 2 parsel. 8711 m;
olup denize uzaklığı 450 metredir. nv'si 800 TL'den muhammen bede-
li 69.688.000 TL'dır.
8- 6348 ada 5 parsel ise 5310 m
1
olup denize 480 metre uzaklıkta m
J
'si 8300 TL'den muhammen
bedeli 44.073.000 TL'dir.
9- 6348 ada 4 parsel, 5310 m
J
olup denize 470 metre mesafededir. nr'si 8300 TL'den muhammen
bedeli 44.073.000 TL'dir.
10- 6349 ada 3 parsel, 29046 m:
olup nr'si 8000 TL'den muhammen bedeli 232.368.000 TL'dir.
Denize uzaklığı 420 metredir.
Parsellerin tümü turistik tesis alanı içinde olup ayrık nizamdır. Kat adedi toplam inşaat alanını geç-
memek kaydı ile serbesttir. Yüzölçümün 0.60'ı inşaat alanına müsaadelidir.
I. Satış: 6353 ada 1 parsel 11.6.1990 günü saat 14.00 - 14.10
6353 ada 2 parsel 11.6.1990 günü saat 14.15 - 14.25
6353 ada 3 parsel 11.6.1990 günü saat 14.30 - 14.40
6353 ada 4 parsel 11.6.1990 günü saat 14.45 - 14.55
6353 ada 5 parsel 11.6.1990 günü saat 15.00 - 15.10
6349 ada 1 parsel 11.6.1990 gunü saat 15.15 - 15.25
6349 ada 2 parsel 11.6.1990 günü saat 15.30 - 15.40
6348 ada 5 parsel 11.6.1990 günü saat 15.45 - 15.55
6348 ada 4 parsel 11.6.1990 günü saat 16.00 - 16.10
6349 ada 3 parsel 11.6.1990 günü saat 16.15 - 16.25
saatleri arasında Antalya Özel Idare binası kat 6'da açıkartırma ile yapılacaktır. Bu satışıa değerinin
•^075'ini bulmadığı takdirde 21.6.1990 günü aynı yer ve saatte 2. satış yapılır. 2. satışta ise değerinin
%40'ını geçtiği takdirde ihale edilecektir. Satışa katılan. değerin ^o2O'si oranında teminat yatırması
şarttır. Satış peşin olup isteyen alıcıya 20 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Satışa iştirak eden
şartnameyi görmıış. münderecatını kabul etmiş sayilacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin Memur-
luğumuzun 1990/8 sayılı dosyasına başvurmaları ve ayrıca işbu ilanla ilgili laşınmazlarda hissedar bu-
lunduğu halde adresi tespit ediJemeyen Ayşe Aksoz. Şerife Yılmaz, Havva Ardıç, Şevki Ardıç, Zeynep
Ardıç, Fatma Büyüközen, Feride Büyükozen, Gülsum Büyüközen, Ali Büyüközen, Ibrahim Büyükö-
zen, Dursade Büyüközen, Hüseyin Büyüközen, Melahat (Altın) Bağrıyanık. Emine Doğan, Şerife Do-
ğan, Gülsüm Aksöz, Vesile Özen, Havvana Özen, Yaşar Akman, Esra Ekin, Raziye Ekin, Halil Ekin,
Gülay Mercan, Mustafa Mercan, Volkan Mercan, Hasan Kazan, Emine Kazan, Bayram Mercan, Mus-
tafa Altın, Emine Çetin, Rahime Poyraz, Meryem Poyraz, Salih Kaplan, Hatice Demirkıran, Rıfat
Dcmirkıran, Fatma Demirkıran, Melahat Demirkıran. Fatmana Demirkıran, Durkadın Demir, Sul-
tan Alp, Şengül Alp. Arif Alp, Şerife Alp, Nurettin Alp, Hafiz Alp, Cemil Alp, Tahsin Alp, Melahat
Çapan, Şerife Arıcıojlu, Mustafa Büyüközen, Rukiye Demir, Ayşe Mercan'a
Tebliğ yerine kaim olmak üzere ilan olunur.
Basın 46342
ANKARA ASLİYE 4. TİCARET
MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI'NDAN
Davalı: 1-) Seyfullah Gültekin Tuna Cad. No: 26/A - Ankara
Davalı: 2-) Mahmure Çınar Atatürk Mah. Tuna Cad. No: 1
Ankara
Davacı TEK Iç Anadolu Elekt. Dağ. Mües. vekili tarafından
aleyhinize açılan 906.810 TL. alacak davasının yapılan
yargılamasında:
Mahkememizce yukarıda yazılı adresinize PTT aracılığıyla
dava dilekçesi eklenerek duruşma günunü bildirir davetiye
çıkarılmış, ancak adresinizde olmadığınız gerekçesiyle tebligat
iade edilmiştir.
Zabıtaca da yaptırılan adres tahkikinden bir netice
almamadığından dava dilekçesi ve duruşma günunün tebliğine
ilanen karar verilmiştir.
DURUŞMA GÜNÜ: 16.5.1990 günü Saat: 10.00'da davalı
olarak duruşmada bizzat hazır bulunmadığınız veya bir vekille
temsil ettirmediğiniz takdirde HUMK'nın 213. maddesi gereğince
tahkikatın gıyabınızda devam edileceği,
Keyfıyet dava dilekçesi ve duruşma günü yerine geçerli olmak
üzere ilanen tebliğ olunur. 12.4.1990
Basın: 23050
TRAKYA ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ'NDEN
Üniversitemiz birimlertne 2547 sayılı kanuna tabi öğreıim elemanı alınacaktır.
Adaylar 657 sayılı kanunun 48. maddesindeki genel ve özel şartları taşıyacaklardır. Müracaatlar ilanın
yayınını takip eden 15 gün içinde rekıörlüğe şahsen yapılacaktır.
Müracaat eden adaylar dilekçelerine, özgeçmiş, lisans dipioması, 6 adet fotoğraf: erkek adaylar asker-
lik belgesiyle birlikte şu evrakı teslira edeceklerdir.
Doçentler; doçentlik belgesi, tüm eserlerinden 4'er takımı,
Yardımcı doçentler; eserlerinden 4'er takımı. doktora veya uzmanlık belgesi. Öğretim görevlileri, uz-
manlar ve araştırma görevlileri; varsa 1 takım eser.
Yardımcı doçent ve araştırma görevlisi kadrolarına başvuranlar, dilekçelerinde sınava girecekleri ya-
bancı dili belirteceklerdir.
İlgili kadroya başvuranlar belirtilen alanda eğitimi olacaktır. Doçentler daimi statüde çahştınlacaklardtr.
Sınav günü ve saati adaylara bilahare duyurulacaktır.
Birimi Anabilim dal; Doç. Yrd. Doç. Arş. Grv. Öğre.Grv. Uzman
Tıp Fakültesi Histoloji ve Embriyoloji 1
Anatomi 1
Nükleer Tıp 1
Fen-Edebiyat
Fakültesi
Zooloji
Genel Biyoloji
1 '
Biokimya
Uygulamah Matematik
Yeniçağ Tarihi
Yakınçağ Tarihi
Mühendis.
Mimarlık
Fakültesi
Enerji
Makine Fakültesi
Kütüphanecilik
Teorisi ve
din.
Tekirdağ
Ziraat Fakül.
Fitopatoloji
Edirne Meslek
Yüksek Okulu
Harıta ve Kadastro
İşletme
( X ) 1
Master yapmıs olmak mecburi olup doktora yapmış olmak tercih sebebidir.
x x Öğretim üyesi müracaat etmediği takdirde öğreıim görevlisi alınacaktır.
x X x 8 yıl devlet memuriyeti olacaktır.
basın: 22976