Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
25 NİSAN 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/5
Liz Taylor ağır hasta
• SANTA MONICA (AA) — ABD'li unlü sinema
sanatçısı Elizabeth Taylor'un ağır hasta olduğu ve yoğun
bakıma alındığı bildirildi. ABD'nin California
eyaletindeki St. John's Hastanesi'nde yatmakta olan
Taylor'un doktorları tarafından yapılan açıklamada,
sanatçının zatürre olduğu ve bu hastalığın nedeninin
anlaşması için akciğerinden bir parça ahnarak biyopsi
yapıldığı bildirildi. Açıklamada, Elizabet Taylor'un
ameliyattan sonra yoğun bakıma alındığı ve sanatçıya
suni solunum verildiği kaydedildi. 58 yaşındaki
Taylor'un, 9 nisan tarihinde sinüs iltihaplanması ve
ateşten otürü Daniel Freeman Marina Del Rey
Hastanesi'ne kaldırıldığı, ancak bir hafta sonra St.
John's Hastanesi'ne sevk edildiği kaydedildi.
Atmaca'nın resim macerası
• Kultur "Servisi — Ali Atmaca'run resim sergisi 7
mayısa dek Galeri Artisan'da yer alıyor. Ali Atmaca'nın
Ortaköy'de gecen günlerde kaleme aldığı yazısından bir
bölüm şöyle: "İstanbul'da yaşasaydım Ortaköylü kızların
resmini yapar mıydım? Belki de kuşlar, atlar ve
kadınlarla uzun bir yolculuğa çıkardım. Bu, kuşkusuz bir
deniz yolculuğu olurdu... Güneşle barışık yaşamak ya da
geceleyin bir tepeye sırtüstu uzanıp yıldızlara karışmayı
düşünmek, gökyüzunün resmini yapmayı gerektirir mi
bilmiyorum... Karlı dağda ateş yakan boğayı bir fılm
parçası olarak düşünmek, denize düşen yeşil yaprağı
kurtaran mavi elin macerası, sevdiği kadın gelsin diye
isteyicilere para veren adamı mutlu eder mi? Yaşam
öylesine ayrıntılar, güzellik ve çirkinliklerle dolu ki,
yukarıda sıraladığım birkaç sözcük yalnızca hiç...
Yaşamın bu müthiş güzel sonsuzluğunda şunun ya da
bunun resmini yapıyorum diyemiyorum. Benim bir
yaşantım var. Bu doğrultuda resim yapmaya çahşıyorum.
Resmimin bir hikâyesi vardır, yoktur. Ama bir macerası
olduğu kesin..!'
15. kez 4
\aprak'
• Kültür Servisi — Ayda bir yayımlanan 'Yaprak'
dergisinin 15. sayısı (mayıs) yayımlandı. Yeni Yaprak
dergisinin bu sayısı, 413 sayılı "Güneydoğu'da Alınacak
Ek Önlemlere İlişkin Kararname"yi kapak yaptı. Basına
getirilen sansürun kapak düzenlemesiyle eleştirildiği
dergide Metin Eloğlu, Mehmed Kemal, Özkan Mert,
Çetin Öner, Halil İbrahim Bahar, Altay öktem, Hulki
Aktunç, Yıbnaz Odabaşı, Osman Çakmakçı, Gülseli Inal,
Dördüncü Ismail, Ülkü Uluırmak, Ela Yazıcı, Leyla.
Şahin, Şahin Taş, Ahmet Muhip Dranas, ve Ramazan
Uren'in şiirleri sunuluyor. Dergide aynca Cemal
Süreya'nın Türkçeye çevirdiği, Jüles Supervielle'nin
"Devinim" adlı şiire, Yeni Yaprak imzasını taşıyan şiir-
yazıya ve Muzaffer Buyrukçu'nın günlüğüne de yer
veriliyor.
TJMCEF'in bahar armaganı
• Kültür Servisi — UNICEF Türkiye Milli Komitesi bu
yıl ilk kez bir çocuk şenliği düzenliyor. 12-13 Mayıs 1990
tarihlerinde gerçekleştirilecek etkinlikler dizisinde, 3.
Uluslararası Anadolu Çizgi Film Festivali'nin yanı sıra
ilk kez Yıldız Çocuk Şenliği düzenlenecek. Atatürk
Kültür Merkezi'nde yapılacak çizgi film festivalinde, 8
ülkeden seçilmiş 50 film, 12-13 mayıs tarihlerinde saat
11.00 - 16.00 arasında her saat başı yinelenen
gösterimlerle sunulacak. Yıldız Sarayı avlusunda
yapılacak şenliklerde ise çocuk tiyatrosu, kukla, Karagöz
ve akrobasi gösterileri ile sihirbaz, palyaço ve masal
saatleri izlenebilecek.
'Küçük Balıklar' başhyor
• Kiiltiir Servisi — Çekimi uzun bir zaman alan, Barış
Pirhasan'ın "Küçük Balıklar Üzerine Bir Masal" adlı
filmi 4 mayısta Beyoğlu Emek ve Kadıköy Reks
şinemalarında gösterime giriyor. Hale Soygazi, Nihat
İleri, Derya Köroğlu'nun başlıca rollerini paylaştıkları
filmin çekimlerine maddi olanaksızlıklar nedeniyle bir yıl
ara verilmişti. Odak Film'e gelen haciz nedeniyle henüz
bitirilmeden 16 milyona satılan ve sonunda Kültür
Bakanlığı ve Warner Bros'un yardımlanyla tamamlanan
filmin senaryosu da Barış Pirhasan'a ait. "Küçük
Bahklar Üzerine Bir Masal" adlı fılm, bir bakıma oyun
yazarı Oliver Goldsmith'in "Küçük bahklar üzerine bir
masal yazacak olursanız, koca balinalar gibi
konuşturursunuz onları" sözlerinden doğdu." diyor.
Gençlik Günleri başhyor
• Kiiltiir Servisi — Şehir Tiyatrolan'nın düzenlediği
"Gençlik Günleri'nin altıncısı 3-25 mayıs tarihlerinde
Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde gerçekleştirilecek.
Gençlik Günlerine katılacak konuklar arasında SHP
Genel Başkanı Erdal İnönü, Rutkay Aziz, Demir Özlü,
Metin Erksan, Halit Refiğ, Osman Olcay, Arif Keskiner,
Yıldırım Aktuna, Hüseyin Aslan, Tunç Başaran, Murat
Belge, Prof. Dr. Necla Arat, Hıncal Uluç, Doç. Dr.
Arşalus Kayır, Levent Kırca, Oya Başar, Neşet - Nükhet
Ruacan, Rasim Öztekin, Gani Mujde, Demet Akbağ da
yer ahyor. Aynca her gün sabah saatlerinde yerli ve
yabancı filmler, dia gösterileri de gerçekleştirilecek.
Gençlik Günleri sorumlusu dramaturg Zuhal Ergen,
"Amaç, burayı sadece tiyatronun yaşandığı bir mekân
değil, resmin, müziğin, edebiyatın, politikanın, şiirin de
tartışılabileceği bir mekân haline getirmektir
Istıkiai Cad No 140 Tel 151 18 65 66
P A Z A R T E S I
Modern Dance
Company
30 Nisan Pazartesi 21.00
TÎMUR SELÇUK7 Mayıs Pazartesi 21.00
Amerikalı topluluğun son albümü 'Green' (Yeşil), ellerden düşmüyor
Rock müzikte REM faktörüREM dörtlüsü, ünlü Rolling Stone dergisine
göre ABD'nin, hayranlarına bakılırsa dünyanın
en iyi topluluğu. Rock, son 9yıldır REM'le
birlikte çok ilginç bir süreç yaşıyor.
YAVUZ BAYDAR
STOCKHOLM — Rock'ta yıl
lardır içten içe —kült örtüleri al-
tında— bir R.E.M. olayı (da) ya-
şanıyor.
The Beatles ve Beach Boys'un
toyluk, The Doors ve Velvet Un-
derground'un "azgınlık" günleriy-
le başlayan bir süreci özümleyerek
"sound" sentezini gelenekler üs-
tünde kuran, bir başka deyişle re-
feransları sadece rockia sınırlı
olan R.E.M. dörtlüsü, Rolling
Stone dergisine bakılırsa ABD-
nin, hayranlarına kulak verilirse
dünyanın en iyi topluluğu.
"Neden?" diye üstelerseniz kar-
şınıza derhal bir kanıt çıkanlıyor:
R.E.Mün ellerden düşmeyen son
33'lüğü Green.
"En iyi" demek, "en kötü" yaf-
tasını yapıştırmak gibi pek bir şey
ifade etmiyor elbette. Ancak göz-
lerden kaçmayan bir gerçek var bu
arada: Rock son dokuz yıllık dö-
nem içinde R.E.M.'de son derece
ilginç bir süreç yaşıyor.
Sidik sansı bir kapakla sunulan
Green (Yeşil), R.E.M.'in altıncı al-
büm çalışması. Altı albüm ve do-
kuz yıl öncesine gittiğimizde Ge-
orgia eyaletinin Athens kentinde,
terk edilmiş bir kilisede "jam-
session" yapan iki müzisyen bu-
luyoruz: Bunlardan biri "çiğ" bes-
teleri ve serbest-cagnşıma dayalı
şarkı sözleriyle daha sonraları
rock'ın yeni sürrealisti olarak naın
salacak olan şarkıcı Michael Sti-
pe, diğeri ise gitarist Peter Buck-
tır. Georgia Üniversitesi'nin bu iki
öğrencisine aynı okuldan iki kişi
daha katılacaktır 1980 bahannda:
Bas gitarist Mike Mills ve davul-
cu Bfll Berry. Dörtlunün kendile-
ri için seçtjği isim, muzikleri ile
senkronize olduğunu sonraları,
yıllar boyu gösterecekti. R.E.M.
"Rapid Eye Movement" kavramı-
nın rumuzudur, "hızlı göz hare-
keti" uykuda düşün başladığı anı
tanımlar.
R.E.M. için 1980-83 arası
ABD'nin tümünü kapsayan kou-
serlerle geçti. Çarpıcı sahne per-
formansı ile birdenbire kült statü-
sü kazanan dörtlü, —bugün kült
plaklar arasında yer alan— mini
uzunçaları Chronic Town'ı
1982'de çıkardı. Ancak gerçek
R.E.M. patlaması için 1983 tarihli
ilk gerçek albümü, Munnur'ı bek-
lemek gerekti. Eleştirmenlerin
"rock evriminde kilometretaşı"
olarak karşıladığı Murmnr, aynı
yıl Rolling Stone dergisinin "en
iyiler" listesinde ilk sırayı işgal et-
ti. Stipe"ın serbest çağnşım/bilinç
akımı yöntemiyle yarattığı metin-
leri gerek Chronic Town'da, gerek
Munnnr'da daha çok Lovin Spo-
onful ve Velvet Underground'u
anımsatan bir müziksel söylem,
bir "mınmlar bombardımanı", bir
"sayıklama salvosu" içinde orta-
ya çıkıyordu.
R.E.M. bu yıllarda, yavaş yavaş
etnik etkilere, Afrika çekim gucü-
ne kendini kaptıran Talking He-
ads'in yerini de doldurmaya baş-
ladı bir anlamda. Munnnr'u bir
HIZLI GÖZ HAREKETİ — REM dörtlüsiiniin kendine seçliği ad,
"Rapid Eye Movement" (Hızlı Göz Hareketi) sozcuklerinin baş harf-
lerinden oluşuyor. Hızlı goz hareketi, uykuda düşun başladığı anı
tanımlıyor. REM, şarkıcı Michael Stipe, gitarcı Peter Buck, bas gi-
tarcı Mike Mills ve davulcu Bill Berry'den oluşuyor.
önceki albüm gibi yine dikenli bir
dinamizm sergileyen, 1960'lann
rock'ına müziksel nazirelerle do-
lu Reckoning albümü izledi. Düş-
gücünün kendisini yere yakın ru-
tan son ağırlıklarını da atan Mic-
hael Stipe, büyük bir rahatlıkla
"kameraya donüşmekten", "yedi
Çinh° kardesinden" söz etmeye ko
yuldu buradaki şarkılarında. Sti-
pe'in Reckoning'deki metinleri,
gücünü sanki Breton ve EJuard-
ın otomatik yazınından alıyor gi-
biydi. Bu üslup, R.E.MM sonraki
yapıtlarında da hiç terk etmedi.
Fables of Reconstrnction (1985)
albumU, önceki albüm kadar güç-
lü besteleri içermese de R.E.M.'in
müziğindeki tutarlılığı sergileme-
si açısından önem taşıdı. Davul-
cu Bill Berry'ye göre bu albümde-
ki durgunluk, yapımdaki eksiklik-
lerden kaynaklandı.
R.E.M. bu hatayı bir daha tek-
rarlamadı. 1986'da çıkan Life*s
Rich Pageant, Stipe'ın müziğini
dolu dolu sundu müzikseverlere.
Kaba rock kalıplannın dışına ta-
şan armoni stoklan, basit, ama in-
ce düzenlemeİCT Stipe'ın sürrealiz-
mi ile —bir kez daha— birleşin-
ce ortaya öncekilere kıyasla daha
fazla rutubet taşıyan bir R.E.M.
çalışması çıkıyordu. Docnment
(1987) 33'lüğü de kalite açısından
hiç asağı kalmadı.
Dörtlunün son albümü Green,
R.E.M. açısından ikili bir sente-
zin de kavşak noktası. Albümde-
ki 11 bestenin her birinde hern eski
R.E.M. çalışmalanna, hem de
dörtlünün müziğinin iskeletini
oluşturan 1960 ve 70"lerin toplu-
luklarma nazireler var. Açılış par-
çası Pop Song 69'da The Doors ile
Beach Boys, Get L p'ta The Who,
Stand'de Free, The World Childt
da Buffalo Springfield, Turn You
Inside Out'ta The Band ve Love,
Hairshirt ile ısim tasımayan son
bestede The Byrds etkileri gizli.
Albümün en iyi parçalarından
biri olan Worid Leader Pretend-
de ise R.E.M. ünlü The Smiths'le
diyalog kuruyor adeta. Yine çok
iyi bir beste olan Orange Crush da
U2'nin ünlü bestesi Pride gibi açı-
lıyor. Peter Buck'ın gitan ile The
Edge'ninki arasındakı benzerlik
şaşırtıcı. Ama geri kalan bölümü,
tümüyle R.E.Mi ait olan bir mü-
zik. Stipe'ın kıymıkh/kılçıklı, çat-
lak sesi ve diğer üçünün kontra-
vokalleri.
R.E.M. estetiği yumuşaklıkta
aramayan bir topluluk. The
Band'in Rocking Chair'ini anım-
satan mandolinli Folk Song'da bi-
le dörtlunün dikenleri ortadan
kaybolmuyor.
Green, önceki albümlerin tersi-
ne, gizli bir iyimserlik, hafif bir
rnutluluk havası da sunmuyor de-
ğil. tçinde ışıklar yanıp sönmek-
te.
Bir-iki adım geri çekilip baktı-
ğınızda hayli zihin açıcı bir yapıtla
karşı karşıya olduğunuzu da ko-
layca fark ediyorsunuz.
R.E.M. son albümü Green'le
sürTealizmin soluğunu tazeliyor.
Düşgücü kürüne gereksinim du-
yanlar için elzem bir yapıt.
Hollanda'dayaşayan Nur Tarım heykellerini Galeri MD'de sergiliyor
Birbirine karşıt
birbirine dokunan
Bronz heykellerini bir sergide bir araya getiren Nur
Tarım çalışmalarında, parlattığı bir bronz parçayı
"kilit taşı" olarak kullanıyor. Tarım'ın yapıtlarında
parçaların birbirlerine dokunmaya ihtiyacı var.
LALE FİLO6LU
Galeri MD, bugünlerde Hol-
landa'da yasayan bir Türk'ün
heykellerini konuk ediyor... 1977
yılında Hollanda'ya "taşınan"
Nur Tarraı, bronz heykellerini sa-
dece Galeri MD'de değil, Türki-
ye'de de ilk kez sergiliyor ve ta-
bii toplam ağırlığı 200 kilo çeken
heykelleri Türkiye'ye sokmanm
ve tekrar Hollanda'ya götürmenin
zorluklanyla da ilk kez karşılaşı-
yor.
1973 yılında Devlet Güzel Sa-
natlar Akedemisi Heykel Bölü-
mü'nden mezun olan Nur Tanm'-
ın sergide yer alan yapıtları
1983-1987 yülannı kapsıyor. Pres-
lenmiş kâğıtlarla oluşturduğu son
çalışmalarımn çok daha büyük
boyutlu oluşu Türkiye'ye getirme-
yi olanaksız kıldığı için Nur Ta-
nm, tstanbullu sanatseverleri ilk
kez bronzlarıyla tanıştırıyor.
Nur Tarım, elindeki malzeme-
nin özelliklerini sonuna kadar
kullanmaktan yana. Bunu yapar-
ken de doğada var olan formlar-
la tesadüflere de yer veriyor. An-
cak önemli olan bronzu döktü-
ğünde ortaya çıkan tesadüfleriıı,
önceden planlandığı bicime, işin
bütününe aykırı olmaması. Par-
çadan yola çıkarak bütüne varan
bir bronz parçayı da "kilit taşı"
olarak kullanıyor. Tanm'ın yapıt-
larında parçaların birbirlerine
"doknnma"ya ihtiyacı var...
Sergide yer alan bir başka ça-
lışma ise bulunmuş tahta parçası
ve bulunmuş bir çeliğin birlikte-
liğinden doğuyor. Nur Tanm ya-
pıtlarmda, bulduğu objelenn ka-
lıplarından da sık sık yararlanı-
yor. Sanatçı bir başka işinde de
bir yansı parlatümış, pürüzsüz di-
ğer yansı ise yarılmış, parçalan-
mış bir biçim sunuyor. Nur Ta-
rım, "aynı yapıtta sunnlan
karşıtlıklardan" söz ederken,
"Bir objeyi kopanp açtığınızda,
önceki halinden daha vahşi bir
durum çıkıyor ortaya" diyor.
Nur Tanm, canıuru da uzun bir
dönem yapıtlarında kullandığını
belirtiyor. Bronzun daçamur gi-
bi şekil alabilen bir malzeme ol-
ması sanatçıyı, çamurda verdiği
biçimi bronza gecirmeye itiyor.
özellıkle dışarıdan mudahaleler-
le çamurda gerçekleştirilen kırıl-
malar, çatlamalar sonunda broaz-
da kalıcılığını koruyor.
Nur Tanm değişik malzemeler-
le oynamasını seven bir sanatçı.
örneğin bronzun uzerinde uzun
bir süre çalışan Tanm, bir nokta-
dan sonra başka bir malzemeye
geçme isteği duyuyor. Böylelikle
'KİLİT TAŞI' BRONZ — Nur Tanm çalışmalannda, parlattığı bir bronz parçayı "kilit laşı" olarak
kullanıyor. Tanm'ın yapıtlannda parcalann birbirlerine dokunmaya ihtiyacı var. (Fotoğraf: L'gur Giinyüz)
sanatçı, çalışmalannda parlattığı önce tahta, sonra da sıkıştırılmış
kâğıt Tanm'ın ılgı alanına giriyor.
Nur Tarım bu "atlama"larını
şöyle değerlendiriyor: "Malzeme-
nin getirdigi değişik düşünce şe-
killeri çıkıyor ortaya. Sıkılmak
degilse de o malzeme iizerinde us-
talaşma\a başlamak, kendinizi
tekrarlama tenlikesini getiriyor.
Bir parça ticari olmaya başlıyor-
sunuz. Ismarlama iş olduğu za-
man tekrar eski malzemeye done-
bilirsiniz. Ancak bu, kendiniz için
yaptıgınız işten farklı bir dunım.
IsmaHamada parayı verecek olan
kurumun ya da kişinin istekleri
özguıiüğünüziı kısıtlıyor. Sanırun
dünyanın her yerinde bu böyle".
1985 yümdan bu yana Düssel-
dorf, Amsterdam, Brüksel gibi
Avrupa kentlerinde kişisel sergi-
ler açan ve grup sergilerine katı-
lan Nur Tanm, 1987'de Hollan-
da Lindenholt Koleji'nde, daha
sonra da Uluslararası Şiir Şenliği
için Poetry Park'ta çeşitli proje-
ler gerçekleştirdi. Sanatçı son ola-
rak geçen yıl Gelderland eyaleti-
nin "650. Yıldönümü Haüra Ma-
dalyası"m yaptı. Söz "ısmarlama
iş"lerden açılmışken Hollanda'da
devlet ve resmi kuruluşlann sanat-
çıyla ilişkileri üzerinde duruyoruz.
Nur Tanm, Hollanda'da devletin
1983'ten sonra masraflardan kı-
sıtlama yapmak amacıyla yardım-
ları kısmaya başladığını belirti-
yor. Daha sonra "Malzeme
Fonu" adı altında bir fonun ku-
rulduğunu söyleyen Tanm, dev-
letin sanatçıya ısmarladığı iş sa-
yısımn da arttınldığını belirtiyor.
Tarım'a göre böylelikle belli sa-
natçılann cebine giren para artı-
yor, ancak genç sanatçılann hiç-
bir garantisi kalmıyor.
Ya sanatçı-galerid ilişkisi? Nur
Tanm'dan dinliyoruz: "Çok sa-
kat bir itişld. Çttnkü devlet bep sa-
tın almış, halk satın almayı öğre-
nememiş. Bu arada da devlete
baglı Kunst Vitlee adlı kurum da
halka yapıt kiralıyor. Sanatçı 'na-
sılsa kiralanacak' diye bu kumma
ikinci sınıf islerini veriyor. Halk
ucuza kiralama>a alıştıgı için ya-
pıtın fiyatını da buna gore besap-
Iryor. Hollanda henüz bir Alman-
ya, Fransa. ltalya gibi degil. Şim-
di devletin yaptıgı halkı satın al-
maya yöneltmek. Devletin faizle-
rini ödediği taksitli satışlarla hal-
kı satın almaya yöneltmek için
başlaüldı".
SANAT GALERİLERİNDE BİR GEZİNTİ NURNÎRVEN
KONSERLERİ
BHetter Gışe Vakkofama ve
Gaiierıa Danısma Burosunde YAP1M & OftGAN!,TASYON H E D E F
Çoksesli
bir
sergi
MSt Güzel Sanatlar
Fakültesi ögretim
Kadrosu Sergisi /
Kadıköy Belediyesi Kültür
ve Sanat Merkezi / 30 Mart
- 30 Nisan 1990
1989-1990 sergi döneminde et-
kinliklerine başlayan ve bu dö-
nemde karma sergilere ağırlık ve-
ren Kadıköy Belediyesi Kültür ve
Sanat Merkezi'nde, MSÜ Güzel
Sanatlar Fakultesi'nin toplam 67
sanatçı-öğretim elemanının yapıt-
lan sunuluyor izleyicilere. MSL
Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı
Prof. Sadi Diren, katalogda kale-
me aldığı yazısında, "18*3 yılın-
da Sanayi-i Nefise Mekteb-i Âlisi
adı altında Batılı anlamda Tiirk
resim sanatının önciilerinden Os-
man Hamdi Bey tarafından kuru-
lan, 1928 yılında Güzel Sanatlar
Akademisi adını alan bugünün
Mimar Sinan Üniversitesi'nin Re-
sim, Heykel, Sahne ve Göriıntu
Sanatlan, Uygulamah Sanatlar ve
Geleneksel Tıirk El Sanallan bo-
lumlerinden oluşan Güzel Sanat-
lar Fakültesi öğretim kadrosu ya-
pıllan belki de tarihinde ilk kez
toplu olarak Kadıköy'de bir sergi
açıyor... Sergi, bu özelliginin ya-
nı sıra günüraüz plastik sanatla-
rından bir kesiti de sunmaya ça-
lışıyor" diyor. Düzenlemesini Le-
vent Arşiray'm üstlendiği sergi, de-
ğişik dallarda, değişik teknikle ça-
lışan, değişik sanat görüşlerine sa-
hip sanatçı-öğretim üyelerinin ya-
pıtlarını bir araya getirerek çokses-
li bir nitelik taşıyor.
Derin ve atılganSalih Turan Resim Sergisi / Kile Sanat Galerisi /
7-30 Nisan
I949"da Trabzon Orta dünyaya
gelen ve kendisine köyündeki gi-
bi Sali denilmesinden hoşlanan
Salih Turan, dışavurumcu bir ta-
v ırla yer yer renk lekeleri, yer yer
fırça darbeleriyle atılgan diye ni-
telenebüecek yapıtlar ortaya koyu-
vor. Turan, Kile Sanat Galerisi'nin
sergi dolayısıyla yayımladığı kata-
logda, "Aranmış derin renkleri se-
verim. Canlı, spontane, hazır
renkleri de severim. Aranmışlann
yanına onlan kavgacı olarak ko-
yar, zorla kolayın, pişmişle ham
tazenin çatışmasını yaşanm" di-
yor. İstanbul Ataturk Eğiüm Ens-
titüsü'nO ve İstanbul Devlet Gü-
zel Sanatlar Akademisi Yüksek
Resim Bölümü'nü bitiren Turan,
1984'te sanatta yeterlik (doktora)
tezini verdikten bir yıl sonra do-
çent olmuş. Ancak, "Birkaç üni-
versiteyi tanıdıktan sonra resim ve
sevgi adına aynldım. Yaşamımın
en iyi işini yaptım" diyen sanatçı,
1986'dan bu yana kendini sanata
adamış. Kendi deyişiyle, "24 saat
ressamca yaşıyor." Turan'ın, Hol-
landa, Almanya, Amerika, Avust-
ralya ve Naimbia, Birleşmiş Mil-
letler'de, çeşitli koleksiyonlarda
yapıtları yer alıyor.
MİSTİK ÖZELLİKLER — İngiltere'de eğitim gören Elvan, resim-
lerinde mistik özelliklere de yer veriyor.
Simgeler ve kavramlar
Elvan Resim Sergisi / Ayşe Takı Galerisi / 9 Nisan
- 30 Nisan 1990
Insanın doğaya
yabancılaşmasıSeyyit Bozdoğan Resim SergisJ / Tem Sanat
Galerisi / 2 Nisan- 2 Mayıs 1990
Londra'da Heatherley School
of Art ile Croydon College, Fa-
culty of Fine Art'ı bitiren Elvan
Erdin Granger, ilk kişisel sergisi-
ni İstanbul'da açtı. "Yaşama bu-
günkü gozleriyle 1978'de bakma-
ya başlayan" Elvan, yapıtlannda
insanın bilme ve öğrenme isteği-
ni, toplanan bilgilerin geleceğe ak-
tarılmasını irdeliyor. Gıinlük ya-
şamda görulenin dışındakini, an-
laşılamayanı, bilinemeyeni yapıt-
lanna yansıtıyor.
Ingiltere'de çeşitli karma sergi-
lere katılan Elvan, papirüs ve kâ-
ğıt üzerine akrilik, kuru pastel ve
tuval üzerine yağlıboya çalışıyor.
Sanatçı, yer yer mistik özellikler
de taşıyan resimlerinde yazıya da
yer veriyor. Elvan, "tlkçağ'da re-
sim, bir yazı formuydu. Bu ne-
denle resim ve yazı bana farklı iki
öge gibi gelmiyor" diyor. Resim
yapma süreci içinde, insanla do-
ğa arasında gittikçe garipleşen
denge savaşı içinde kendi iç sava-
şmı anlamaya ve anlatmaya çalış-
tığını belirtiyor. Sanatçı, resim dili
olarak simgelerin ve kavramların
sentezini yeğliyor.
1985'ten bu yana Almanya'nın
Köln kentinde yaşayan Seyyit
Bozdoğan, Tem Sanat Galeri-
si'nde sergilenen çalışmalannda
giderek olumsu2 bir çizgi izleme-
ye başlayan insan-doğa ilişkisini
ve insanın doğaya yabancılaşma-
sını gündeme getiriyor. Doğa kir-
liliğinin yakın bir gelecekte tüm
dünyanın sorunu dummuna gele-
ceğini vurgulayan Bozdoğan, "ts-
tanbul'da insan soluk alsara raı
almasam mı diye düşünüyor" di-
yor.
Sanatçı, yağlıboya ve suiuboya
çalışmalannda insan figürü Üze-
rine yerleştirdiği büyük renk leke-
leriyle simgesel olarak kimyasal
zehirlere gönderme yapıyor. Ann-
mış gökyüzunün simgeleyen saf
mavi renge ise yapıtlannda olduk-
ça az yer veriyor. "tnsan çevre-
siyle birlikte vardır. Çevrenin
mabvedilmesi, insanın mahvedil-
mesidir" diyen Bozdoğan, en-
dustrinin insanın lehine kullanıl-
ması gerektiğini savunuyor.
Müzik yazarımız Filiz
Ali yurt dışında olduğun-
dan bugün yazılannı ya-
, yımlayamıyoruz.
Azerbaycan
Tıyatrosu
• İSTANBUL (AA) —
Azerbaycan ile Türkiye
arasındaki kültür ilişkileri
çerçevesinde, Azerbaycan
Devlet Akademik Dram
Tiyatrosu sanatçıları, iki
oyun sergilemek üzere 1
mayısta Türkiye'ye geliyor.
Ankara'da da gösteriler
sunacak olan Azerbaycan
Devlet Akademik Dram
Tiyatrosu, Atatürk Kültür
Merkezi'nde 5-8 mayıs
tarihleri arasındaki
gosterilerinde, "Bizim
Garip Talihimiz" ve
"Sevgililerin Cehennemde
Kavuşması" adlı iki oyunu
sergileyecek.
Imanov'un
resitali
• Kültür Servisi —
tstanbul Devlet Operası'nın
"Maça Kızı" temsillerine
katılmak üzere tstanbul'a
gelen Azerbaycanh tenor
Lütfiyar İmanov, .3 mayıs
perşembe günü Atatürk
Kültür Merkezi'nde bir
resital verecek. Lütfiyar
tmanov, bu resitalinde
Azerbaycan halk
türkülerinden oluşan bir
program sunacak. Konserde
sanatçıya Nevcivan
Özal(tar), Mustafa Dilekgül
(kemençe) ve Ali İhsan
Yılmaz (nağara) eşlik
edecekler.
23 Nisan
şarkıları
• Kültür Servisi —
Vakıfbank, 23 Nisan Ulusal
Egemenlik ve Çocuk
Bayramı'nın 70.
yıldönümünde "Şürlerle ve
Şarkılarla 23 Nisan"
kitabını armağan ediyor. 23
Nisan şiirleri ve şarkılannın
bir arada toplandığı kitap,
Gazi Üniversitesi Müzik
Bölümü yardımcı
doçentlerinden A. Aydın
1lik tarafından derlendi.
Akduman'ın
Prag sergisi
• Kültür Servsi —
Fotoğraf sanatçısı Cengİ2
Akduman, Prag'da 7.
kişisel sergisini açıyor. Çek
Fotoğrafçılar Birliği'nin
davetlisi olarak
Çekoslovakya'ya giden
Akduman'ın sergisi, 15
mayıs-15 haziran tarihleri
arasında Prag'da açık
kalacak. Prag Film
Akademisi'ne bağlı Famu
Fotoğraf Okulu'nda
incelemeler de yapacak
olan sanatçının sergisinde
Türk insanının yaşamından
kesitler sunan 50 renkli .
baskı fotoğraf yer alacak.
PTFD'nin
genel kunılu
• Kültür Servisi —
Profesyonel Tanıtım
Fotoğrafçıları Derneği
(PTFD)'nin 4. Genel
Kurulu Sheraton Oteli'nde
yapıldı. Gündemdeki
maddelerin
görüşülmesinden sonra yeni
yönetim kurulu belirlendi.
Ali Üstündağ, Erem
Çalıkoğlu, Sedat Mirkelam,
Salim Şen, Serdar Tanyeli
yönetim kuruluna, Ahmet
Kayacık, Selahattin Aygüler
ve Ercan Dirikan denetleme
kuruluna yeniden seçildiler.
Hilmi Özbay
sergisi
• Kültür Servisi — Ressam
Hilmi Özbay, resimlerini
8-31 Mayıs 1990 tarihleri
arasında Yapı Kredi
Beyoğlu Sanat Galerisi'nde
sergileyecek. 1974 yılında
Atatürk Eğitim Enstitüsü
Resim Bölümü'nü bitiren
Özbay, bugüne kadar 9
kişisel sergi açtı ve 12
karma sergiye katıldı.
Çeşitli ödül ve derecelere
sahip olan Özbay halen 19
Mayıs Üniversitesi
öğretim üyesi
Meryem'in
resiınleri
• Kültür Servisi — İDGSA
Yüksek Resim Bölümü
Adnan Çoker Atölyesi'nde
eğitim gören ve 1982
yılında mezun olan
Meryem'in resim sergisi, 7
mayısta Yonca Modern
Sanat Galerisi'nde açılıyor.
1983-1984 yıllannda
İngiltere'de araştırmalarda
bulunan ve halen özel
atölyesinde resim
öğretmenliği yapan sanatçı,
1973 yılından bu yana
çeşitli karma sergilere
katıldı. 1980'de Osman
Hamdi Bey adına
düzenlenen yarışmanın
desen dalında birincilik,
1982 yıhnda Altın Palet
Resim Yarışması'nda başarı
ödülü alan sanatçı şunları
söylüyor: "Yaşam nesneli ya
da nesnesiz var oluşun
süregen biçimidir. Orada
çokluk ve azhk canlı,
kıpırdayan bir denge
kurarlar. »•