05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 NÎSAN 1990 HABERLER CUMHURİYET/U Kadir Gecesi kutlandı • İstanbul Haber Servisi — İslam inancına göre Hz. Muhammed'e peygamberlik görevinin verildiği ve Kuran'ı Kerim'in indirilmeye başlandığı gün olarak kabul edilen Kadir Gecesi dün kutlandı. Kadir Gecesi nedeniyle iftardan sonra camileri dolaşmaya başlayan Müslümanlar, namaz kılarak dua ettiler. Bu arada Fatih Camisi'nde bir grubun, tekbir getirerek sloganlar attıkları öğrenildi. Sahura kadar süren Kadir Gecesi kutlaması, lstanbul'da irafiğin zaman zaman kilitlenmesine neden oldu. (Fotoğraf: Behzat Şahin) Parasız yatılı sınavı • ANKARA (ANKA) — Devlet Parasız Yatılılık ve Bursluluk Ortaokul Sonu Sınavı, il merkezleri ile Lefkoşa'da yapıldı. Dün saat 10.00'da başlayan ve 100 dakika süren sınava 116 bin 132 öğrenci katıldı. Devlet Parasız Yatılılık ve Bursluluk Ortaokul Sonu Sınavı'na katılan adaylar, devlet parasız yatılı, kız meslek, imam hatip, oteicilik turizm meslek, imam hatip, otelcilik, turizm meslek ticaret, endüstri meslek, sekreterlik meslek liseleriyle Validebağ Sağlık Meslek Lisesi'nin birinci sınıflarına yerleştirilecekler. Orta son sınıflar sınavı test sorularının yanıt anahtarı şöyle: TEST-1: 1-d, 2-a,3-c, 4-d, -5-b, 6-a, 7-d, 8-a, 9-c, 10-b, 11-c, 12-d, 13-c, 14-b, 15-a, • 16-a, I7-c 18-d, 19-b, 20-c, 21-d, 22-b, 23-c, 24-a, 25-d, 26-d, 27-c 28-b, 29-a, 30-c, 31-a, 32-a, 33-c, 34-d, 35-b, -36-c 37-d, 38-c 39-b, 40-a, 41-b, 42-c, 43-b, 44-c, 45-d, 46-b, 47-d, 48-a. 49-d, 50-a. TEST-2: 1-a, 2-d, 3-b, 4-d, 5-d, 6-a, 7-a, 8-c, 9-b, 10-a, 11-a, 12-c, 13-c, 14-b, 15-d, 16-d, 17-c 18-c 19-d, 20-c, 21-d, 22-b, 23-a, 24-b, 25-b, 26-b, 27-a, 28-b, 29-d, 30-d, 31-c, 32-a, 33-c, 34-d, 35-b, 36-d, 37-a, 38-c 39-c, 40-d, 41-b, 42-c, 43-d, 44-d, 45-b, 46-b, 47-a, 48-c 49-b, 50-a. Temizlik kampanyası • ANTALYA (AA) — Antalya Kültür ve Eğitim Vakfı (AKEV), kentin cadde ve sokaklarında, temizlik kampanyası başlattı. Vakıf üyeleri ile ailelerinin meydan, cadde ve sokakları süpürmelerinden sonra kampanyaya halkın ilgisini çekmek amacıyla AKEV Halk Dansları .Topluluğu gösteriler yaptı. AKEV Başkanı Osman Korkut, kentlerde yaşayan insanların, kendi sokaklarına "sahip çıkmaları gerektiğini belirterek bugün 250 kişinin -katıldığı kampanyayı gelenekselleştirmeyi düşündüklerini kaydetti. Vatandaşlıktan çıkarılanlar • ANKARA (AA) — Bakanlar Kurulu kararıyla 140 kişi Türk vatandaşlığından çıkarıldı. Bakanlar Kurulu'nun Türk vatandaşlığından çıkma izni verdiği kişilerin çoğunluğunu, tstanbul ve Mardin doğumlu Musevi asıllılar oluşturuyor. Firar olaytna tutuklama • KOCAELİ (AA) — Kocaeli Merkez Kapalı Cezaevi*nde yatan Nedim Yıldırım adlı hükümlünün, İzmit Devlet HastanesPnden firar etmesinden sonra haklarında soruşturma açılan 2 astsubay ve 2 er tutuklandı. Cezaevi Jandarma Karakolu Komutanı Astsubay Kıdemli Başçavuş Erol Girgin ve Jandarma Alay KomutanlığYnda görevli Astsubay Kıdemli Başçavuş Akın Özkanlı ile 2 jandarma eri, uyuşturucu suçundan 36 yıla hükümlü Nedim Yıldırım'ın, 8 nisanda hastaneden firarında ihmal ve hataları buiunduğu gerekçesiyle tutuklandılar. 6 metrelik dev çıpa • ENEZ (AA) — Edirne'nin Enez ilçesi Vakıf köyündeki balıkçılar, bu kez denizden balık yerine, 6 metre boyunda dev bir çıpa çıkardılar. Kıyıdan 300 metre kadar açıkta ve 15-20 metre derinlikte ağlannın sürekli olarak bir yerler takılmasından yakınan balıkçılar, köy öğretmeni Doğaıı Güngör'den yardım istediler. Güngör'ün girişimleriyle dalgıç olan yeğeni Hakan Emeç ve arkadaşı Tevfik Yeşilli, bölgede dalış yaptılar. Dalgıçlar, yaptıkları araştırmada, ağlara dev bir çıpa takıltığını görerek balıkçıların yardımjyla uzun süren çahşmalardan sonra çıpayı su yüzüne çıkarmayı başardılar. 6 metre boyunda ve yaklaşık bir ton ağırlığındaki dört tımaklı çıpanın, kaynak kullanılmadan perçin ve dövülerek imal edilmiş olması, çok eski dönemlere ait olabileceği görüşünü ortaya çıkardı. İç Anadolu mavi treni • ANKARA (UBA) — Haydarpaşa-Konya arasında çalışmakta olan \ç' Anadolu mavi treni, yanndan itibaren Haydarpaşa-Karaman-Haydarpaşa seferlerine başlayacak. Karaman'da her gün saat 15.00'te hareket edecek olan İç Anadolu mavi treninin Haydarpaşa'ya saat 06.30'da, Haydarpaşa'dan 23.30'da hareket edecek olan tren de Karaman'a saat I4.3O'da varacak. TC Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada, İç Anadolu mavi treninin Karaman'dan yapacağı ilk sefer nedeniyle Karaman Garı'nda yarın saat 14.30'da, Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler'in de katılacağı bir tören düzenleneceği kaydedildi. Antalya'da tatil müjdesi • ANTALYA (AA) — Antalya'nın Beydağlan'ndaki kara rağmen sahilde turistler denize girerek serinliyorlar. Tüm yurtta bayram öncesi yağmur beklenirken Antalya'da güneşli ve sıcak günler devam ediyor. Tatilcilerin en büyük korkusu yağmurun yağmaması. Antalya'ya olan ilgiyi daha da artUnyor. Ermeniler yastan çıktı • tstanbul Haber Servisi — Türkiye Ermenileri geçen ay içinde kaybettikleri 29 yıllık liderleri Patrik Şinorhk Kalustyan için tutulan 40 günlük yastan çıktı. Dün Kumkapı Meryem Ana Katedrali'nde ve Kalustyan'ın defnedildiği Şişli Ermeni Mezarlığı'nda yapılan dini törenlerden sonra yastan çıkmış sayılan Ermeni cemaati 83. Patriği belirlemek üzere hazırlıklara girişti. Türkiye Ermenileri 1860 yılından bu yana patriği iki aşamalı bir seçim sistemiyle belirliyor. Bunun için önce cemaati arasından bir delegeler kurulu seçiliyor, bu kurul ise önerilen adaylar arasından patriği belirliyor. (Fotoğraf: Alaaddin Çiftçi) GüçlüMeclis isteğiTBMM Başkanı Kaya Erdem, TBMM'de düzenlenen sempozyumun açılışında yaptığı konuşmada, 'Milli iradenin tek temsil yerinin TBMM olduğu unutulmamalıdır' dedi. SHP Genel Başkanı İnönü yayınladığı mesajda, milli iradeye gereken saygının gösterilmediğini vurgulayarak bütün partileri erken seçim tarihi üzerinde anlaşmaya çağırdı. Cumhurbaşkanı Turgut Özal 23 Nisan nedeniyle yayımladığı mesajda, "Ülkemizin önemli meselelerini birlik ve beraberlik içinde çoğulcu demokratik sistemimiz içinde çözmek zorundayız. Milletimizin azim ve aklı seliminin ve milli iradenin temsilcisi olan yüce Meclisimizin bütün sorunlanmızı çözüme kavuşturacağına inanıyorum" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Biiro- su) — TBMM 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ne- deniyle bugün öğleden sonra özel gündemle toplanacak. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Ka- ya EnJem'in yapacağı açılış konuş- masında, Çankaya'ya yönelik önemli mesajlar vermesi bekleni- yor. Daha sonra ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Yıldınm Akbulnl, SHP Genel Sckreterı Deniz Baykal, DYP liderı Süley- man Demirei birer konuşma yapa- caklar. Demirei ve Baykal'ın Özal'ın da müdahaleleri karşısın- da "Meclis'in üstünlıiga ilkesi" üzerinde durması bekleniyot. Top- lantıda Türkiye'de bulunan konuk parlamcnterler adına da bir ko- nuşma yapılacak. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı milli irade göste- risine dönüştü. TBMM Başkanı Kaya Enlem, dün TBMM'de dü- zenlenen sempozyumda yaptığı konuşmada, Meclisin üstünlüğü ilkesine dikkat çekerek, "Milli ira- denin tek temsil yerinin TBMM olduğu unutulmamalıdır" dedi. SHP Genel Başkanı Erdal tnönü de yayınladığı mesajda, Türkiye1 de milli iradeye gereken saygının gösterilmediğini vurgulayarak, "Biitiin partileri erken seçim tarihi üzerinde anlaşmaya ve daha faz- la gecikmeden seçim hazırlıkları- nı başlatmaya çagınyonım" dedi. DYP Genel Başkanı Süleyman Demirei, "Halkın egilimleri ile temsili Meclis yapısı arasındaki farklılaşma sistemin inkandır. Türkiye devlet boşragnna gidiyor" diye konuştu. DSP Genel Başka- nı Biilent Ecevit de Meclisin 1980 sonrasında gücunden çok şey yi- tirdiğini söyledi. Türkiye Büyük Millet Meclisi- nin açıhşımn 70. yılı dün kutlan- maya başlandı. Sabah TBMM grup salonunda Milli Egemenlik ve TBMM konulu sempozyumun- da haftanın açılış konuşmasını ya- pan TBMM Başkanı Kaya Erdem, daha sonra konuk parlamenterleri kabul etti. Erdem burada gazete- cilerin, "Konuşmalannız hüküme- te yönelik bir eleştiri olarak yo- nımlanıyor. Bu yonıma kalılıyor musunuz?" sorusu üzerine, "Ya- nnki konuşmamı dinleyin, deger- lendirmeyi ondan sonra yapın" karşılığıru verdi. TBMM'de bugün saat 14.30'da "özel gündemli" bir toplantı ya- pılacak. Burada Erdem, Başbakan Akbulut, SHP Genel Başkanvekili Baykal ve DYP Genel Bakanı De- mirei birer konuşma yapacak. Toplantıyı televizyon naklen ya- yımlayacak. Baykal ve Demirei1 in buradaki konuşmalarında hü- kümetin son uygulamalannı ve Meclisin ikinci plana itilmesini ağır bir dille eleştirmeleri bek- leniyor. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, yayımladığı mesajda, "Bn anlamh günde şu hususu bir kere daha ifa- de etmek istiyorum. Ülkemizin önemli meselelerini biriik ve be- raberlik içinde, çogulcu demokra- tik sistemimiz içinde çözmek zo- nındayız. Milletimizin azim ve ak- lı seliminin ve milli iradenin tem- silcisi olan yüce Meclisimizin bü- tün sorunlanmızı çözüme kavnş- turacagına inanıyor ve güveniyorum" dedi. Başbakan Yıldırım Akbulut da mesajında, 23 Nisan tarihinin Türk Devleti'nin dünya devletleri arasında önerh ve saygınlık kazan- masımn başlangıç noktasını-oluş- turduğunu bildirdi. Akbulut, milli egemenlik ilkesinin Türk üıkılap- larının temel kavramlarından bi- ri olduğunu vurgulayarak egemen- liğin kayıtsız şartsız millete ait ol- duğunu ve bu yetkinin sadece TBMM tarafından millet adına kullanıldığını kaydetti. Bu yetki- ye başka bir gücün ortak olama- yacağını ifade eden Akbulut, 23 Nisanlann ülkemiz ve bütün dün- ya milletleri için barış, dostluk ve insanlık sevgisinin bir sembolü ol- masını diledi. "Bu büyük bayra- raın 70. yıldönümünde TBMM- nin ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kumcusu büyük önder Atatürk'ü, bütün mücadele arkadaşlannı ve aziz şehitlerimizi bir kez daha de- rin minnet duygulan içinde rah- metle anıyorum" dedi. Bilkent Üniversitesi'nin katkıla- nyla TBMM'de dün düzenlenen 6. Milli Egemenlik Sempozyumu 1 nda konuşan TBMM Başkanı Er- dem, milli egemenlik ve Meclisin üstünlüğü ilkelerinin, milli müca- dele içerisinde birlikte ortaya çık- tıklarını ve birbirlerini tamamla- dıklarinı bildirdi. Bu anlayışm, 1921 ve 1924 Anayasalarında da en güçlü bir biçimde ifadelerini bulduklarını belirten Erdem, "1961 ve 1982 Anayasalannın ege- menliğin kullanılış biçimine ilişkin formülleri daha farklı olmakla be- raber, her iki anayasada da Türki- ye Büyük Millet Meclisi'nin gerek yasa koyucu. gerek yüriitmeyi de- netleyici olarak üstün konumunu koruduğundan kuşku yoktur. Bu sempozyumda ele alınacak konu- lar arasında Türkjye'nin siyasal gelişmesi içinde parlamentonun yeri. TBıMM'nin 70 yıllık geçmişi içinde nasıl kurumlaşıp kökleşti- ği, TBMM'nin dış politika süreci içindeki rolu ve TBMM'nin dene- tim işlevi yer almaktadır" dedi. Milli egemenlik ilkesinin çağdaş anlamının demokrasi olduğunu da vurgulayan Erdem, şöyle dedi: "Milli egemenlik ilkesinin çag- daş anlamı demokrasidir. Demok- rasilerde devletin tüm organlan ve iktidarian, millet iradesinden kay- naklanır ve milli iradenin göster- diği dognıltuda millete hizmet ederler. Devletin diger organlan bakımından çeşitli düzenlemeler demokrasi ilkesi ile bağdaşabildigi halde. milletin hür iradesiyle seç- tiği temsilcilerinden oluşan bir va- sama organına bir parlamentoya sahip bulunmayan bir demokrasi düşünmek imkansızdır. Bu itibar- la, gerek geçmişte, gerek günü- müzde yasama organı. demokra- sinin vazgecilmez temei müessesesi olma nitriigini korumaktadır. Bu- nun yanında yasama organı, mil- li toplum içindeki çeşitli fikir ve kanaatlerin özgürce lartışılabile- cegi ve uzlastınlabilecegi en yüce fonım olarak da büyük önenı ta- şımaktadır. Bu anlamda hür ve güçlü bir parlamenlo. milli birlik ve butonlüğun de önde gelen gü- vencesidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin milletin her meselesi- nin tartışıldıgı. ço/umlerinin bu- lundugu bir merri, diğer bir ifa- deyle milli egemenliğin temsil edil- digi yer olduğu asla unutulmama- lıdır." Kaya Erdem, saat ll.I5'te ko- l lusal egemenlik kavramı, de- mokrasimizin bütün kunım ve ku- rallanyla yerleşmesinde de lenıel dayanağımızdır. Her önemli ulu- sal sorunun çozüm yolu milli ira- deden geçer. Milli iradenin aşama- yacağı engel, yenemeyeceği güçlük yoktur. Bugün de ülkemizin de- mokratikleşme, kalkınraa ve hak- ça bölüşme sorunlannın çözümü- nü milli iradeden anyoruz. Milli iradeden uzaklaşıldıkça sorunlann çözülmedigini, karga- şanın arttığını, boş yere zaman kaybettiğimizi görüyoruz. TBMM'nin 70. yıldönümüne var- dığımız ve ulusal egemenlik bay- ramını kutladığımız bu günde, Türkiye'de milli iradeye gereken saygının gösterilmediğini üzülerek belirtmek zonındayız." Bütün partileri daha fazla ge- cikmeden seçim hazırlıklarını baş- latmaya çağıran Inönü, şöyle de- vam etti: "Belediyeler için de yapılmış olan genel politikalann ülke dü- zeyinde tartışıldıgı bir genel seçim- de yüzde 21.8 oranında oy almış bir partinin yeni scçime gitmeye- rek iktidarda kalmaya devam et- mesi yüzde 21.8 oranını geçeme- yen bir halk desteğine dayanarak kendi başına Cumhurbaşkanı seç- mesi, milli iradeye deger verme- lerek düzeltilmesi yerinde ola- caktır." Meclisin bir kenara bırakıldığı- nı belirten Demirei, şöyle konuştu: "Rejim çarpıtılmıştır. Bunun adına demokrasi demek mümkün değildir. Ama biz gene de 23 Ni- san'ı kutlayalım. Biz bunu birgün nasıl olsa demokrasi rejimi, milli egemenlik rejimi yapacağız. O günlere mahsuben kutlayalım." Cumhurbaşkanı Turgut Özal'- ın çeşitli toplantılarda "tartışma- lı sozler söyledigini" kaydeden De- mirei, Özal'ı taraf tutmakla suç- ladı. Demirei, kalkınma ve ekono- mik politikanın "siyasetin konu- su olduğu" görüşünü savunarak, "Bir siyasi parti gelir, Sayın Özal1 ın söylediklerinin tam aksini eko- noraik politikaya getirir. Acaba Sayın Ozal ne hakla Türkiye'yi 1995'e kadar şu veya bu istikamete yonlendirmeye çalışıyor? Böylece Türkiye'de bir Çankaya boşlugu olayını ortaya koyuyor. Evet bu- gün Türkiye'de bir iktidar boşlu- gu bir de Çankaya boşlugu varidır. Bizim endişemiz 23 Nisan'ın are- fesinde Türkiye'nin bir devlet boş- luguna kaymasıdır" biçiminde konuştu. DSP Genel Başkanı Bülent Ece- vit, "TBMM, 1980'den beri özel- likle son yıllarda etkinliğinden çok Erdem, konuşmasında 'Hür ve güçlü bir parlamento, milli birlik ve bütiinlügün güvencesidir' dedi. nuk parlamenterleri kabulü sıra- sında gazetecilerin sorulannı da yanıtladı. Erdem, sempozyumda- ki konuşmasının Güneydoğu ka rarnamesinin bekletilmesi nede- niyle hükümete yönelik bir eleşti- ri şeklinde değerlendirilebileceği- nin anımsatılması üzerine, "Şim- di birşey söylemejecegim. Siz na- sıl yorumlarsanız. Yannki (bugün- kü) konnşmamı da dinleyin. On- dan sonra degerlendirin" dedi. "Yannki (bugünkü) konuşmanız daha mı önemli olacak" sorusu- na Erdem, "Bundan evvelki blr- çok konuşmalanmızı alın, Meclis başkanlannın parti başkanlannın konuşmaları, hep aynı mahiyettedir" yanıtını verdi. Er- dem, "Daha evvel yapılmtş konuş- malar tetkik edildiğinde sizin or- taya attıgımz düşünceler yer almış- tır. Bu yapıldıktan sonra değerlendiririz" biçiminde konuştu. Erdem, kararnameler konusun- da Anayasa Mahkemesi kararının anımsatılması üzerine de "larafsız" bir konumda olduğu- na dikkat çekti ve "Tarafsızlıgınt dolayısıyla, hele hele iç politika- da tartışma konusu olan konalar- da benim bir fikir beyan etmem yanlış olur. Bu tartışmalann içi- ne girmemem lazım" dedi. SHP Genel Başkanı Erdal Inö- nü, yayımladığı mesajda milli ira- deden uzaklaştıkça sorunlann çö- zümünün de güçleşeceğini belirte- rek, şunları söyledi: "Ulusumuzun gerçekleştirdiği kurtuluş destanı, dünya sömürge- cilik döneminin de sona erdiğinin müjdedsi olmuştur. Atatürk'ün ve 1. dönem Meclisi'nin başanları, daha sonra Asya ve Afrika'da ba- ğımsızlık savaşı veren ulnslara yol göstermiştir. mek olmuştur. Ülkemiz bir siiredir bu temel yanlışlıklann getirdigi sıkıntılan, güvensizliği ve bunalımı yaşamak- tadır. Bu gereksiz bunalımı bir an önce aşmalıyız. Başta iktidar par- tisi olmak üzere, bütün partileri- mizi bir erken seçim tarihi üzerin- de anlaşmaya, daha fazla gecik- meden seçim hazırhklannı başlat- maya çağınyorum." Doğru Yol Partisi Genel Başka- nı Süleyman Demirei de "tstisna- sız herkes, demokratik meşnıiye- tin dayandığı, milletin destek ve n- zası kaybedildiğinde, iktidar boş- lugu ve meşruiyet tartışmalannın kaçınılmaz olacağını bilmelidir" dedi. "Milli egemenlik ve millet ira- desi üstünlüğünün milletin haya- tına geçirilen ve tam anlamıyla ya- şanan bir ilke olmasının gerektiğini" kaydeden Demirei, sözlerini şöyle sürdürdü: "Çağın devleti, önceiikle, mil- letin önünde eğilen, her sıkıntının ve yanlışlığın çaresini ona gitmek- te bulan, kendi kaderini vatanda- şının karan ve tercihi ile tayin eden devlettir. Milletin üstün iradesinin mana ifade etmekten çıkması, devlete özünü kaybettiren, vatandaşın onurunu zedeleyen ve onun valan- daşlık sıfatını tartışmalı hale ge- tiren vahim bir dunımdur. tstisnasız herkes, demokratik meşruiyetin, milletin destek ve n- zasına dayandığını, bu destek ve nza kaybedildiğinde, iktidar boş- lugu ve meşruiyet tartışmalannın kaçınılraaz olacağını bilmelidir. Halkın egilimleri ile temsili Meclisin yapısı arasında açık bir farklılaşmanın, rejim ve devleti iş- lemez hale getirecegi gozönüne alınması, aksaklıgın millete döaü- şey kaybetmiştir" dedi. Ecevit, yasa yapmanm ve ikti- dan ve kamu harcamalannı denet- lemenin, TBMM'nin başta gelen işlevlerinden biri olduğunu kayde- derek, "Fakat TBMM artık bu iş- levini yerine getiremez olmuştur. Türkiye yülardır fiilen Meclisin çı- kardıgı yasalardan çok, yasa gü- cünde kararnamelerle yönetilmektedir" dedi. Ecevit, şunları söyledi: "Son günlerde gösterdikteri tep- kinin nedeni şudur, gerek TBMM Başkam'nın, gerek Cumhurbaşka- nı'nın başkanlığındaki liderler toplantılannda her iki muhalefet partisi de Güneydogu'daki terör önlemlerine karşı alınacak güven- lik önlemleri için iktidara açık çek verme sonımsuzluğunu göstermiş- lerdir. Şimdi hükümetin o açık çe- ki demokrasiyle, hukuk devleti kurallanyla ve insan haklanyla bağdaşmayan bazı yasa gücünde kararnameler çıkarmak üzere kul- lanması üzerine bu partikr telaşa kapılmışlardır." Refah Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan, Türkiye'nin 23 Nisan'a büyük üzüntüler için- de girdiğini belirterek, "Bu ülke- de yaşayan 60 milyon insan her şeyden önce huzur istiyor " dedi. Sosyalist Parti Genel Başkanı Ferit llsever, 23 Nisan Ulusal Ege- menlik ve Çocuk Bayramı dola- yısıyla yaptığı açıklamada, 1920'lerde cumhuriyet devrimle- rini gerçekleştiren, Ulusal Kurtu- luş Savaşı'nı yöneten ve Türkiye halkının temsilcisi konumundaki Meclis'in, bugün inisiyatifsiz bı- rakıldığım, ordunun politikaya ağırlığını koyarak parlamentoyu işlevsiz hale getirdiğini ileri sürdü. GÜNLERİN KÖPÜĞÜ AHMETTAN Yardımın Bedeli ANKARA — Başkan Bush, bu kez Bush'luğunu yapmak- la kalmadı, tescil de ettirdi. Çünkü yaptığı konuşma ve verdiği mesaj Ermeni dostu Senaîör Dole'ün çıkartmak istediği karardan çok daha ile- ridedir Türkiye'nin geleceğini, toprak bütünlüğünü tehdit edecek boyuttadır. Daha da ötesi "Ermenileri milliyelçilik bakımından teş- vik edici mahiyettedir." Bu son tımak içindeki sözler bizim değil, bizzat ABD: nin Ankara Büyükelçisi Abramowitz'in sözleridir. Büyükelçi bu sözleri Özal-Bush görüşmesi sırasında Bush'a hitaben söyledi. TC'nin VVashingı )n Büyükelçisi Nüzhet Kandemir de Bush'a bakarak ekledi: "Bu tür bir kararın ardından Ermenilerin toprak is- tekleri, tazminat talepleri bir de terorizm gelir." (Bakınız: Hande'nin kripto fotokopisi) Özal, ocak ayında Beyaz Saray'daki son buluşmasında Bush'a, Türkiye'nin bu konuda son derece hassas oldu- ğunu, tüm halkın bu konu çevresinde birleştiğini söylemiş, bu sorunun boyutlarının çok büyüdüğünü ifade etmişti. Aradan üç ay geçmeden Bush'un bu söylenenlere al- dırmadan Senatör Dole'e "rahmet okutacak" bir mesaj- la ortaya çıkması, Türkiye'yi hazırlıksız yakalamış gö- rünüyor. Dün konuştuğumuz devlet, hükümet ve Dışişleri yetkili- leri, buna ulusça topyekûn bir tepki göstermek gerektiğinde birleşiyorlar Ama bu tepkinin biçimi ve içeriği konusunda tek bir şev vleyemiyorlar. Misak-ı •VTi11i sınırları Tepkiler arasında Dole tasarısından önce uygulanan "önlemler paketi"nin yeniden gündeme gelmesi yer almıyor. Çünkü bunlar artık komik kalacak düzeyde. Mesajın en vahim yönleri şöyle açıklanıyor: 1. Bush "İnsanlığa karşı işlenen bu suç" deyişini kul- lanarak Türkiye'yi mahkûm ediyor. Bu deyiş uluslararası hukuktaki en ağır suç. Hiçbir biçimde zamanaşımı ile or- tadan kalkmayacak. Her zaman bu suçun hesabı sorula- bilecek Dole'ün metninde biie olmayan bu deyiş "katliam" sözcüğünden çok daha ağır ve sonuç doğurmaya yöne- liktir. Kaldı ki Bush bu deyişi de ayrıca kullanmıştır. 2. Bush, sözde Soykırım'ın tarihini 1915 ile sınıriı tutmayıp 1923 tarihine kadar yaymış- tır. Bunun anlamı, Türkiye 1 — — — — ^ — nin sınıriarını soykırım yapa- rak çizdiği, dolayısıyla top- rak bütünlüğünün meşruiye- tini tartışılır kılmasıdır. Erme- nistan ile bugünkü sınırları Bush "İnsanlığa karşı işlenen bu suç" deyimini kullanarak Türkiye'yi mahkûm ediyor. Bu deyim uluslararası hukuktaki en ağır suç. Hiçbir biçimde zamanaşımı ile ortadan kalkmayacak. belirleyen Kars, Gümrü ve Moskova anlaşmalarının 1921 - 1922 tarihlerinde ya- pılmış olduğu dikkate alınır- sa, Misak-ı Milli sınırlarının tartışılmasına ortam hazır- lanmaktadır. 3. Bush'un mesajını içerik açısından olduğu gibi biçim açısından da Dole tasarısından daha vahim kılan unsur Dünya İmparatoru sayılan ABD Cumhurbaşkanı'nın bu söz- leVi söylemiş olmasıdır. Bu sözler artık dünya Ermenileri ve Ermeni yanlısı herkes için bir "kredi kartı" olarak kul- lanılacaktır. 4. Bush'un mesajı bir orman yangını gibi Avrupa'ya sıç- rayacak, Avrupa Parlamentosu'ndan, Fransız Ulusal Mec- lisi'ne kadar her düzeyde destek görecek ve benzeri te- spitler doğurabilecektir. Böylesine yaygın bir "bombardımam" Türkiye'nin lobicilikle önlemesi olana- ğı kalmayacaktır. 5. Bush'un bu 1923 tarihini rasgele ağzından çıkardığı- na inanmak, saflığın ötesine geçmek olacaktır. Artık ABD : nin Kafkasya ile ılgıli uzun vadeli planlarından söz etmek gerekecektir. Döviz ne işe yarar? Dışişleri Bakanltğı Bush'un mesajına muhatap olmamaya karaıiı. Çünkü bu mesajın sahibi ve içeriği, muhatabın doğ- rudan Türkiye Cumhurbaşkanı olmasını gerektiriyor. "Uygulanacak önlemler" konusunda ise üst düzey bir yetkilinin söyledikleri şöyle: "Artık tedbir falan düşünmek yersiz. Buna karşı top- yekün bir tepki ortaya koymak gerek. Bunu ise Cum- hurbaşkanı ve hükümetin ve hatta Meclis'in ortaklaşa belirlemesi gerekir. Olay yalnızca Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü'nün açıklaması ile yetinilmeyecek ölçüde va- himdir." Türkiye ne yapabilir? Bu yıl görüşmeleri başlayacak Savunma ve Ekonomik İşbirliği Anlaşması'nın askıya alınmasından F-16 projesi- nin iptaline dek, bu iktidar döneminde göze alınması ne- redeyse olanaksız pek çok şey. Ama asıl yapılması gereken şu: Amerika madem ki, işin içine Kurtuluş Savaşı'nı da ka- nştırdı; o zaman Türkiye'nin Kurtuluş Savaşı'ndaki onuru- nu ve cesaretini yeniden ortaya koymalıdır. Bu VVashington'a savaş ilanı falan gerektirmiyor. Yapılacak olan yılda 500 milyon doları geçmeyen Ame- rikan yardımına "Siz alın bu yardımı uygun adreslere yöneltin" demektir. "Döviz fazlamtz var, kulaklanmızdan döviz fışkınyor" denilen'bir dönemde, Türkiye'nin böyle bir karar alması Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkması kadar zor bir iş de- ğildir. IZMIR'den HÎKMET ÇETİNKAYA Siyasi Pazarlık İZMİR — Öğretmenevleri, tüm eğitim- cilerin maaşlarından kesilerek kurulan dinlence yerleridir. Gelin görün ki ANAP iktidarı ögretmenevlerini bugün karargâh haline dönüştürdü. Milli Eğitim Bakanlı- ğı'nı kuşatan dinci kadrolar buraları ba- balarının çiftliği sanıyor. ANAP örgütleri ıftar sofraları kurarak siyasi pazarlıkları öğretmenevlerinde yapıyor ANAP'lılar öğretmenevlerinde siyasal eylem hazırlıkları yapmalarına bir de kı- lıf bulmuşlar Onlar buralarda "iftar sofralan" kurulmasım şöyle yorumluyor- lar: — İl genel meclisi üyeleri düzenlemiş, biz de çağnlı olduğumuz için gittik... Önceki gün İzmir'de tanık olduğumuz olaylı iftar sofrasında bir bayan muhabir tokatlandı. Anadolu'da öğretmenevlerinde iftar sofralarının kurulması bir yana, mevlit okutuluyor. Laik, çağdaş, demokratik ve bağımsız Türkiye Cumhuriyeti kurulalı be- ri ilk kez böylesi olaylar yaşanıyor ülke- mizde Dınci kadroların yayım organları- nın dışında hiçbir dergi, gazete girmiyor öğretmenevlerine. Öğretmenevlerinin çoğunda tnescit bu- lunuyor Mılyarlarca lira harcanarak yapı- lan öğretmenevleri ne yazık ki öğretmen- lerin dışında ANAP'lıların "ucuz adisyon- lu" bir aşevi haline dönüşüyor. Bugün çoğunluğunu emekli öğretmen- lerin oluşturduğu EĞİT-DER'e öğretme- nevleri kapahdır Onlar dernek olarak öğ- retmenevlerine giremezler, toplantı yapa- mazlar, toplu halde yemek yiyemezler. Ama ANAP örgütleri öğretmenevlerinde toplu olarak iftar sofraları kurup siyasal tartışmalar yapabılirler Çocuk Bayramı'nı çocuklara armağan et- ti. Öğretmenevleri çocuklarımızın, öğret- menleriyle eğlenebilecekleri bir yerdir. Ama onlara buralar yasak. Eğer ANAP'ın dinci kanadındaysanız, siyasal geleceğinize ilişkin toplantılar yap- mak istiyorsanız, öğretmenevleri size açıktır. Yersiniz, içersiniz, çok az bir üc- ret ödeyip ayrılırsınız. Sakın ola ki öğretmenevlerinde Cum- huriyet, Milliyet, Hürriyet, Sabah, Günay- Bugün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Ustelik bu bayramı dünya günü ile birlikte kutluyoruz. Acaba öğretmen evlerinde çocuklar için bir kutlama düzenlendi mi? Öğretmen evleri, balonlarla, kurdelelerle, fenerlerle süslenip kız erkek öğrenciler burada gönüllerince eğlenebilecekler mi? Öğretmen evleri bugün dinci kadroların karargâhı haline geldi. Bugün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Üstelik bu bayramı Dün- ya Günü'yle birlikte kutluyoruz. Acaba öğretmenevlerinde çocuklar için bir kutlama programı düzenlendi mi? Öğretmenevleri, balonlarla, kurdeleler- le. fenerlerle süslenip kız, erkek öğren- ciler buralarda gönüllerince eğlenebile- cekler mi? Atatürk, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve dın. Güneş gibi gazeteleri arayıp sorma- yın. Hele "Nokta" ve "Tempo" dergileri- ni istemeyin. Eğer yanınızda varsa oku- mayın. Neden mi? Kendilerinin yönetici olduğunu soyle- yen takkeli, çember sakallı kışiler önce gözlerini dikecekler. yatmak için geldiy- seniz "yer yok" diyeceklerdir. Yemek için gelmişseniz biliniz ki size servis yapılma- yacaktır. Yine sakın ola ki içki filan da isteme- yin. O zaman olay çıkacak, kimileri "kâfir" diyerek üzerinize yürüyeceklerdir. Evet, yüzbinlerce öğretmenin maaşla- rından kesilerek yapılan öğretmenevleri- nin 1990 Türkiyesi'nde görüntüsü böyle... ANAP iktidarı 26 Mart yerel seçimlerin- den sonra belediyeleri yitirince, şimdi if- tar sofralarını öğretmenevlerinde düzen- liyor. Eh bir de kılıf bulununca neden düzen- lenmesin böyle iftar sofraları? — İl genel meclisi üyelerimiz bu yeme- ği veriyor... Arkasında halk desteği olmayan bir si- yasal iktidar. öğretmenevlerinde iftar sof- raları kurarak zaman kazanmaya çalışı- yor. Gözlerden ırak öğretmenevlerinde olup bitenleri sergileyecek bir muhalefet olmadığı için de her şey alabildiğine bir "hoşgörü " ile sınırlanbırılıp örtülmeye ça- lışıyor Bir gün yolunuz düşerse eğer, öğret- menevlerinde yaşananları gözlerinizle görebilirsiniz. Milli Eğitim'in hangi kadro- ların elinde, nereye doğru çekildiğine iş- te o zaman inanabilirsiniz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle