Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18 NÎSAN 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/5
'Robinson-Crusoe' sahnede
• Kullür Servisi — Çalışmalarını Berlin'de surdüren
Tausend und eine Ausnahme tiyatro topluluğu, Italyan
yazarlar Nino d'Introna ve Giacomo Ravicchio'nun
birlikte yazdıkları "Robinson ile Crusoe"yu sergilemeye
başladılar. Topluluk oyunu haziran ayında Yapı Kredi
Gençlik Festivali çerçevesinde İstanbul'da, daha sonra da
Sovyetler Birliğı ve Macaristan'da sahneleyecek. Bir
nükleer felaket sonrası Doğu ve Batı dunyasından iki
savaş pilotunun ıssız bir adada karşılaşmalannı konu
alan oyunu Orhan Guner sahneye koydu.
Sinema kurultayı toplanıyor
• ANKARA (AA) — Türk sinemasının sorunlan,
İstanbul'da 3-5 mayıs tarihleri arasında düzenlenecek
kurultayda ele alınacak. İsıanbul Atatürk Kultür
Merkezi'nde toplanacak "Sinema Kurultayı"nda
sinemanın altyapı, mevzuat ve pazarlama sorunlan
üzerinde durulacak. Kurultaya, aralarında Tarık Akan,
Türkân Şoray, Müjde Ar, Fatma Girik, Kadir İnanır gibi
sinema sanatçıları; Atillâ Dorsay, Burçak Evren, Onat
Kutlar gibi eleştirmenlerin de bulunduğu 300'ün üzerinde
sektör, basın ve üniversite temsilcisi katılacak. Kültür
Bakanlığı Musteşar Yardımcısı Cevdet Turkeroğlu yaptığı
açıklamada, sinema yasasında çok sık değişiklikler
yapıidığını ve kongrede özellikle sektörün istekleri
doğrultusunda mevzuatın oluşturulması konusuna ağırlık
verileceğini söyledi. Turkeroğlu, kurultayın, sorunlann
tespitinden çok, çözum yollanna yöneliİc olarak
planlandığını belirtti.
Şehir Tiyatrolan sezonu
• Kultur Servisi — Şehir Tiyatrolan, 1989 yılının ekim
ayında açtığı perdelerini 29 nisanda kapatarak sezonu
sona erdiriyor. Sezon başından bu yana 5 sahnesinde
toplam 23 oyun sahneleyen Şehir Tiyatrolan, 29 nisana
dek Harbiye Muhsin Ertuğrul'da "Lüküs Hayat", "Kral
Lear", "Üç Kızkardeş" ve "Resimli Osmanlı Tarihi"ni,
Fatih Reşat Nuri Sahnesi'nde "Gunden Geceye", "Buzlar
Çozulmeden" ve "Cumhuriyet Kızı"nı sunuyor. Üskudar
Musahipzade Celal Sahnesi'nde "Deli Eder İnsanı Bu
Dünya" ile "Ağrıdağı Efsanesi", Cep Tiyatrosu'nda "Bir
Kadın", Kadıkoy Haldun Taner Sahnesi'nde ise "Aktor
Kean", "Aç Sınıfın Laneti" ve "İeerdekiler" adlı oyunlar
29 nisana dek izlenebilecek.
Fotoğraf yarışması
• KüJtiir Servisi — tstanbul Teknik Üniversitesi Sualtı
Sporları Kulübü tarafından "Marmara ve Kıyılarında
Çevre Kirliliği" konulu bir fotoğraf yarışması düzenlendi.
Yarışmaya siyah-beyaz, renkli ve saydam fotoğraflardan
oluşan en çok 5 yapıtla katılmak mümkün. Son katılım
tarihi 30 Nisan 1990 olan yarışmanın sonuçları 14 Mayıs
1990 tarihinde açıklanacak. Yarışmada birinciye 1
milyon, ikinciye 750 bin, üçüncüye 500 bin ve 250 bin
lira tutannda 3 mansiyon ödiilü verilecek. Ayrıca
dereceye giren yapıtlara İTÜ Sualtı Sporları Kulubü'nün
plaketi, Haluk Cecan özel odülu ve Şişli Leo Kulübu
özel ödülü verilecek. Yanşmaya ilişkin ayrıntılı bilgi
lstanbul Teknik Üniversitesi Taşkışla Kampusu Oda No:
331, Taksim adresinden edinilebilecek.
Serap ÜnaTın seramikleri
• Kültür Servisi — Serap
Ünal'ın seramik çömlek ve
porselen çalışmalanndan
oluşan sergisi, Gazeteciler
Cemiyeti Basın Muzesi'nde
3 Mayıs 1990 tarihine kadar
izlenebilecek. Serap Ünal'ın,
ana konusunu ilkel kökenli
çömlek formtarının
oluşturduğu ilk kişisel
sergisinde, kırmızı çamur
kullanarak ve yoresel
formlardan esinlenerek
oluşturduğu 40'ın üzerinde
seramik çömlek bulunuyor.
Ayrıca tornada çark
kullanarak yaptığı
porselenler de sergide yer
ahyor. 1987 yılında
Marmara Üniversitesi Güzel
Sanatlar Fakültesi Seramik
Bolümü'nu bitiren Serap
Ünal, aynı yıl düzenlenen "Serpocarn-87 Seramik
Yarışması Özgün Yaratım" dalında 'Özendirme Ödüiü'nü
kazandı.
Arredamento Dekorasyon
• Kultür Servisi — Arredamento Dekorasyon dergisinin
son sayısında 1980'lerin önde gelen post-modernist
mimarı Avusturyalı Hans Hollein ve İstanbul Üniversitesi
Arkeoloji ve Sanat Tarihi Kürsüsu Başkanı, Bizantinolog
Semavi Eyice ile yapılmış söyleşiler bulunuyor. Pera'daki
150 yıllık Sovyet Konsolosluk binası, Pera evleri,
Reklamevi bu sayıda gezilen yapılar arasında. "Fin
tasarımının vicdanı" olarak tanımlanan Kaj Franck, bir
kullanım eşyası olarak ayna, İtalya'da Ortaçağ'ın unlü
kenti Siena'da Augusto Mazzini-Zeynep Mesutoğlu'nun
restorasyon ve yenileme projeleri, Londra'daki tanınmış
muzayede firması Sotheby's salonları, sinemada mekan
tasarımı, mutfak ve banyo dunyasındaki son gelişmeler
de derginin sayfalan arasındaki konular.
Istıklal Cad No 140
MUZIKFiLiZALi
TenorErol Uras, Atina Devlet Operası'nda sahneye çıktı
Atina'da Türk OthelloMart ayı içinde
Yunanistan'da
"Othello" rolüyle
izleyici karşısına çıkan
tenor Erol Uras, 6
Kıbrıslı Rumun
başlattıklan boykota
karşın başarılı temsiller
verdi. Yunan
gazetelerihde temsillere
ilişkin övgüdolu
yazılaryeraldı.
Erol L'ras, 33 yıldır tek başına
lstanbul Devlet Operası'nın salı-
nelediği operaların hernen hemen
tüm lirik ve dramatik tenor rolle-
rini canlandınyor. Standart ope-
ra repertuannda oynamadığı te-
nor rolleri bir elin beş parmağıy-
la sayılacak kadar az. Sık sık ya-
bancı ülkelere de çağrılı sanatçı
olarak giden Erol Uras, geçen
mart ayının sonunda Atina'daydı.
Erol Uras Atina'ya eağnlışım şöy-
le anlatıyor:
"Yunanlı bariton Costas Pasha-
lis'le (lago) geçen yıl İstanbul'da
Othello temsilinde birlikte oyna-
dık. Atina'va donuşünde benden
övguyle söz elnıiş. Bu yıl Otbel-
lo'yu programlanna alırken bas-
rol için beni duşunmuşler. Türk-
Yunan dostluğunun gelişmesinde
katkıda bulunanlardan Panayot
Abacı vasıtasıyla beni davet etti-
ler. Memnuni>etle kabul ettim ve
gittim. 24 mart, 1 ve 3 nisanda
Atina'da; 28 martta Yoios'ta ol-
mak üzere toplam dört temsil ver-
dim. Mayıs ayında yine iki Othello
33 YILDIR SAHNEDE — Erol Lras 33 yıldır tek başına İstanbul Devlet Operası'nın sahnelediği ope-
raların hemen hemen tüm lirik ve dramalik tenor rollerini canlandınvor.
temsili için davet aldım. Gelecek
sezon yapılacak prodüksiyonlara
katılmam konusunda da prensip
anlaşmasına vardık."
Yunanistan'da "Türk Otbello-
su" olarak epey olay yaratan Erol
Uras'tan olanları bir de kendisi-
nin anlatmasıru istedik...
"İki kişi orkestradan, iki koro-
dan, iki de teknik bölümden ol-
mak üzere Atina Devlet Operası
kadrosunda çalışan altı Kjbnslı
Rumun bana karşı baslattığı boy-
kot başansızlıkla sonuçlandı."
'Magosa Türklerin elindeyken,
konusu Kıbrıs'ta geçen Othello
operasırun başrolüne nasıl olur da
bir Türk tenor getirirsiniz? Bu
temsilleri iptal edin' dediler. Yö-
netim, sanatın politikanın ustun-
de oldugunu belirterek temsillerin
programlandıği gibi yapılacagını
kendilerine bildirdi ve bu altı Kıb-
nslı Rumu maaşlannı keserek Ol-
bello temsillerinden uzaklaştırdı.
Basındaki bazı başlıkiar şoyleydi:
Avriyani: 'Türk Othello Atina
Devlet Operası'nı allak bullak et-
ti:
Mesimvrini: 'Olimpiya Tiyatro-
su'nda Turk-Yunan Othellosu!
Eleftero Tipia: 'Othello'dan
Kıbrıslı Rumlar uzaklaştınldı..!
Kerdos: 'Devlet Operası Othel-
lo sorununu çözdü..!
Birinci temsil akşamı tiyatroya
geldiğimde beş dakika kadar ka-
pıda beklettiler. Bomba ihban ya-
pılmış. polis önlem alıyormuş. İh-
bar asılsız çıkn. Fakat asıl bom-
bayı sanatta ben patlattım galiba.
Temsil buyuk başanyla sonuçlan-
dı, seyircinin dakikalarca suren al-
kışıyla noktalandı. Daha sonraki
üç temsil de aynı başanyla devam
etti. İyi bir müzikal yönetim, ba-
şarılı bir orkestra ve koro, titiz ça-
lışmış, övgüye değer solistlerin ba-
şarısı idi bu. Ben aynlıncaya ka-
dar yalnız Atina'da yavımlanan 43
gazete kupüriinden bazıları şöy-
GENÇ OPERACILAR — "Konsolos" operasında Magda Sorel rolünu Sema Tüzün, Anne'ı Jaklin Çarkçı yorumluyor. İki genç operacı
övgüye değer bir oyun sunuvorlar sevircive. Operada Ömer Sabar da John Sorel rolünde.
Devlet Operası MenottVnin 'Konsolos'unu sahneliyor
Abartısız bir gerçekçilikMüzik yönetmeni: Serdar Yalçın / Sahneye kovan: Aytaç
Manizade / Dekor: Erkut Uzelli / Koslnm: Figen Koyunoğlu /
Koregrafi: Semiramis Uyar / Piyano: Arın Denizaşan / Işık:
Bülent Darcan / Oynayanlar: Ömer Sabar, Sema Tüzün, Jaklin
Çarkçı, Kenan Dağaşan* Şebnem Kartal, Ali İhsan Onat, Mine Mater,
Şamil Gökberk, Yüksel Örses, Bergüzar Çelebi. Ahmet Yazıcı.
"Konsolos" operası Italyan asıllı Amerıkalı mez olmuştu.
besteci Gian Carlo Menolli (191 l-)nin hâlâ re- A t a t ü r k K ü ltur Merkezi'nin kuçuk salonun-
pertuarda kalmış en ba,arılı operalanndan bi- d a . . d e n e m e sahnesi" ya da "Oda Operası"
ridir. 1949 uhnda besteledığ. bu opera Me- d u z e n i n d e , s t a n b u l s e > ' i r c i s i n e s u n u , a n K o n .
notti'ye Puhtzer ve Tiyatro Eleştırmenlen s o ) o s S( o r k e s t r j j n e j l i ğ j n .
Odülunu kazand.rmış.ı. 1951 ve 54 yılları ara- d ç v o r u m ı a n m a s ı n a , s a l o n u n ^ ^ ^ o p e r a
smda Avrupa'nın butun muzık merkezlerın- t e m s i | i n e h i ç d e e | v e r i ş l j o l m a m a s ı n a r a | m e n j
de bu arada Ankara da da başan ile sahnele- r e j j m j n d j n a m l k , i ğ j ı 0 V U I K ulann canla başla
nen Konsolos, sıcak vesoğuk savaş yıllarımn ^ s a n | m a ] a n d e k o r v e kostumlerin, ışığ.n
gergınlıklerını, umuuuzluklarım, karabasan- i n a n d l r l c ı l l ğ , jie o ı d u k ç a y ü k s e k duzeyde bir
larını dramatize eden, vurucu, etkıleyıcı bır
operadır.
Konsolos, yıllar once Ankara'da oynandı-
ğında Magda Sorel rolunu Leyla Gencer ve
d l
ğ
e r a fjğj çizıyor
Konsolos operasının uç önemli kadın rolu-
nu genç operacılar üstlenmişlerdi. Magda So-
l'd S T
ğ g y ş g
Belkıs Aran gibi o gunlerin gozde dhalan can- rel'de Sema Tüzun, Anne'de Jaklin Çarkçı,
landırmışlar, opera avlarca afişlerde kalmış, Sekreier'de Şebnem Kartal, seslerinin kalite-
Magda Sorel'in "Kağıt" aryası dillerden düş- sı, muzikal vorum * dramatik vorum arasın-
da kurdukları güçlü denge ile sahne estetiği-
rte uygun görünümleri ile övgüye değer bir
oyun sunuvorlardı seyirciye. Bir de Sihirbaz'-
da Şamil Gökberk umulmadık ustalıkta gü-
zel bir oyun çıkanyordu. •
Eseri sahneye koyan Avlaç Manizade, en
ufak bir abartma ile hemen melodramlaşabi-
lecek olan konuyu serinkanlılık ve ince bir du-
yarlıkla işlemeyi bilmişti. Oyuncuların hepsi,
rejinin getirdiği bu rahatlık içinde abartısız ve
doğal hareket edebiliyorlardı.
Konsolos operası Arın Denizaşan'ın piya-
no eşliği ile yorumlandı. Arın da sahnedeki
genç operacıların bazıları gibi MSÜ Devlet
Konservatuvannda yetişmiş bir eleman ve bu
zorlu işin üstesinden beklenmedik bir enerji
ve başan ile gelivor. Konsolos'un muzik >ö-
netmeni Serdar Yalçın kısıtlı olanaklarla sah-
nelenen bu eserin muzikal sorunlannı en iyi
biçimde çozebilmiştı. Sonuçta, Menotti'nin
Konsolos operası. kimi zaman büyük iddia-
larla sahneye konan operalara oranla çok da-
ha tutarlı yaklaşımı ve abartısız gerçekliği ile
dikkati çekiyordu
leydi:
Apoyevmatini: 'Türk Othello^
suna bravo.;
Rizosparstis: 'Dostluk getiren
tenor.:
Etnos: 'Sanat bizi yaklaştınyor'
ve 'Doğulu bir güzellik.'
Elefteroslipos: 'Türk Othello
Erol Uras, en sonunda Atinalıla-
rın kalbini fethetti"
Erol Uras, Türk basımndan 33
yıllık sanat yaşamı boyunca hiç
böyie ilgi görmediğine, Türkiye1
de pek çok başanlı oyununun hiç-
bir yankı bırökmadan uçup gitti-
ğine üzülerek değinirken Yunan
basınının ilgisinden çok, arrıa çok
hoşnut oldugunu sözlerine ekliyor
ve devam ediyor: "Opera idaresi
temsilden bir gün önce yaptığı bir
basın toplantısında beni Yunan
kamuoyuna tanıtlı. Ben de görüş-
lerimi basın mensuplarına şöyle
açüJadım: 'tki yakın komşu ülke-
nin sanatçıları geçen yıl tstanbul1
da, bu yıl da Atina'da buluştu. Bu
işbirliğinden mutluyum. Çağlar
boyunca çeşitli kültürlerin bileşi-
minden oluşan bir Anadolu kül-
türüne inanıyorum. Bunu hep bir-
likte yaptık, birlikte sürdürelim.
Hepimiz aynı plajın kum tanele-
riyiz. İnsan, ihtiyacını en yakın
komşusundan giderir. Bana ihti-
yacınız olduğunda telefon edin,
bir buçuk saat sonra buradayım.'
Bu göruşlerimi Yunaa TV'si 1. ka-
nalında Bayan Slratigati'nin pazar
gunleri yayımlanan tiyatro prog-
ramında yaptığım söyleşide de yi-
neledim."
Erol Uras, Yunanlı meslektaş-
lanndan da yakın ilgi görmüş, dı-
yor ki "Yunanlı opera sanalçıla-
nnın bana yaklaşımı son derece
olomiu ve dostca idi. Başta orkest-
ra şefi Yiron Fidecis olmak üze-
re, sahne müduru Bay Mitçakos,
koro şefi Bayan Palamidi, Yugos-
lav rejisör Mladen Sablic, rol ar-
kadaşlanm soprano Julia Trussa,
bariton Luis Manikas ve tstan-
bul'dan göçenlerden tenor Makis
Gabrielidis ile korodan Dimos
Fisturis ve Niko'dan, tüm koro,
orkestra, sanatçı ve idarecüerden
sadece dostluk ve sevgi gördüm.
Kıbnslı Rum sanatçılann davra-
nışlannı ise şöyle yorumladılar:
'Onlar bir Bumerang fırlattılar,
ama silah geri döndü, kendilerini
vurdu"'
Anlaşılan birkaç çatlak ses,
Türk-Yunan dostluğunu zedeleme-
ye yetmiyor. Erol Uras'a son ola-
rak "Yunanistan'da operanın geç-
mişi ile Turk operasımn tarihi ara-
sında bir karşüaştırma yapar mı-
sınız?" diye sorduk:
"Bizde Osmanlı doneminde ol-
dugu gibi onlarda da İtalyan top-
luluklan gelip temsiller yapannış.
tki ülke de yaklaşık 50 yıldan be-
ri yerieşik Opera Tiyatrosu'na sa-
hip olmuş. Yunanistan'da yalnız
Atina'da opera kuruluşu var, di-
ğer kentlere turne diızenliyorlar.
Bizde ise Ankara, istanbul ve İz-
mir olmak üzere üç bagımsız kad-
rolu operamız var, bir dordüncü-
sü de Mersin'de kunılma aşama-
sında, ama Yunanislan'da basının
operaya ilgisi inamlmayacak ka-
dar büyük. Seyirci tepkisi de öy-
le...."
Erol Uras, Atina yolculuğun-
dan çok olumlu izlenimlerle dön-
müş, diyor ki:
"Sokaktaki Yunanlı, Avrupa
Toplnlugu'na ginnemizi belki biz-
den daha çok istiyor. Böylece
Türkiye korkusundan kurtulacak-
lannı umuyorlar. Düşmanlık luş-
lurtmalarının arOk bitmesini,
dostca yaşamayı isdyorlar. Neden
olmasın ki? Mikis Theodorakis
sanatçı ve Türk-Yunan dostluğu-
na inanan bir bakan. Dilerira ki
ilişkilerimiz yalnız sanatta kal-
maz, diğer alanlara da yayılır..."
Judith Uluğ, Prckofıefin 2. Piyano Konçertosu'nu seslendirdi
lirik ve ürküten bir konçerto
Tel 151 18 65 66
P-AZARTESI
Modern Dance Company
30 Nisan Pazartesi 21.00
TIMUR SELÇUK7 Mayıs Pazartesi 21.00
KONSERLERİ
Bıletler Gıse Vakkorama ve
Galler.a Oanısma Burosunda YAPIM & ORGANIZASYON
Prokofief'in çok tanınan
3. Piyano Konçertosu
yerine ülkemizde hemen
hiç tanınmayan ve
şeytancasına güçlükleri
ile nice piyanisti ürküten
bu konçertoyu seçmesi
bile Judith Uluğ'un
yumuşak görünüm
ardında nasıl çetin bir
ceviz sakladığının bir
kanıtı.
Piyanist Judith Uluğ, değeri
birkaç "connoisseur" taralından
bilinen eşi bulunmaz bir müzis-
yendir. Yıllardır, ipekböceği gibi
kozasını orer; durur. Bir yandan
titizlikle öğrenci yetiştirmeyH sür-
düren Judy, bir yandan da yerli,
yabancı, sayısız ünlü sanatçı>r
a eş-
lik etmiştir ve etmektedir. Başı sı-
kışan her solist önce onun kapı-
sını çalar bir kez, bilir ki Judy ile
çalarsa emin ellerdedir. Judy'nin
onca yüklü programını bahane
edip yeni eserler oğrenmekten
kaçtığı da hiç görülmemiştir.
Bunun son kaıutı Ue 13-14 Ni-
san 1990 hafta sonu konserlerin-
de karşılaştık. Judith Uluğ, Po-
lonyalı şef Tadeusz Strugala'nın
yönettiği İstanbul Devlet Senfoni
Orkestrası eşliğinde Sergey Proko-
fiyerin op. 16, sol minör 2. Piya-
no Konçertosu'nu yorumladı bu
konserlerde. Prokofıyef, birinci ve
ikinci piyano konçertolannı Le-
ningrad —o zamanki adıyia St.
Petersburg— konservatuvannda
oğrenciyken bestelemişti. Uadof,
BAŞARILI BİR KONSER — İDSO'nun bu haflaki şefi Tadeusz Strugala idi. Strııyam lenıız bir "icra"
sundu dinltyicilere. Sonuçta tek kelimeyle "başarılı" bir konser i/leme mutluluğuna erişli İstanbullu
müzikseverler. (Fotoğraf: Uğur Günyüz)
Rimsky-Korsakof ve Çerepnin'in
oğrencisiydi Prokofiyef. Birinci
piyano konçertosunu mezuniyet
konserinde çalmış ve "Rubins-
tein" odulünu almıştı besteci.
İkinci konçertosunu ise ilk kez 5
Eylül 1913'te Pavlovsk'da çalan
besteci, ne yazık ki ilk konçerto-
sunun görduğu ilgiyi toplayama-
dığı gibi dinleyicilerin birer ikişer
kalkıp salonu terk etmelerıne de
tanık olmuştu. Fiyasko ile sonue-
lanan bu ilk yorumdan sonra Pro-
korıyef in oturup uzulecek zamaıu
olmadı gerçi, zira 1914 Devrimı
her şeyi altüst etmışti zaten. Ikin-
.ci piyano konçertosunun partisyo-
nu da o keşmekeş sırasında kay-
bolup gitti.
Prokofiyef, 1923 yılında kon-
çertonun eskizlerini not ettiği def-
teri bulunca, yeniden oturup yaz-
dı konçertosunu ve eser yeni ha-
liyle 8 Mayıs 1923'te Sergey Ku-
sevitzky'nin yönetiminde besteci
tarafından yorumlandı. Eser. Pro-
kofiyefin —eski deyimle alâmet-
i farikası olan— "percussive" ya-
ni vurmalı çalgı karakterinin çok
vurgulandığı bir yazı stiliyle dik-
kati çekiyordu ilk ağızda. Ancak
hiç ummadığınız bir anda Proko-
fiyefin öteki yüzu, "Romeo ve
Juliet" bale müziğınde, "Üç Por-
takala Aşk"ta görülen yuzü,
"lirik" yüzti gün ışığına çıkıveri-
yordu.
Prokofiyef'in çok tanınan
Üçüncü Piyano Konçertosu yeri-
ne, ülkemizde hemen hemen hiç
tanınmayan ve şeytancasına guç-
lukleri ile nice piyanisti daha baş-
tan ürküten bu konçertoyu seçme-
si bile Judith Uluğ'un yumuşak
gorunumü ardında nasıl çetin bir
ceviz sakladığının kanıtı bence.
Uluğ'u, neresınden bakarsanız ba-
kın, üstün yorumu nedeniyle can-
dan kutlarız.
tstanbul Devlet Senfoni Orkest-
rası'nın bir yıllık müzik direktö-
rü şef Tadeusz Strugala'yı ise o ka-
dar az görüyoruz ki kendisine do-
yamıyoruz. Keşke maestronun or-
kestraya ayıracak daha fazla vak-
ti olsa da birlikte çalışarak belir-
gin bir çizgiye oturtsalar orkest-
ra konserlerini. Strugala'nın to-
parlayıcılığı olağanüstü. Nitekim
Prokofiyef konçertonun en az pi-
yano partisi kadar zor olân or-
kestra eşliğinin piyanoya sağladı-
ğı sağlam destek, ancak Strugala
gibi işinin ehli bir müzisyenin yö-
netiminde gerçekleşebilirdi.
Strugala, bu sezon İDSO ile Be-
ethoven senfoniler yorumlamaya
devam ediyor. 13-14 nisan konser-
lerinde orkestramız, L. van Beet-
hoven'ın fa nıajör, op. 68, No: 6
"Pastoral" Senfonisi'ni yorumla-
dı. Strugala'nın amacı sanırım te-
miz, tertemiz bir "icra" idi ve bun-
da da başanlı oldu. Gerçekten, or-
kestramızın keman (I. ve II.) vi-
yola ve kontrbas grupları zaten
hep kuvvetli olmuştur, ama çello-
lar için aynı duyguları paylaşma-
dığımızı okurlanmız bilirler. Oy-
sa Pastoral Senfoni'de çellolar da
öteki yaylıların duzeyine yüksel-
mişler, Nusret Kayar'ın önderliği
ile temiz entonasyon ve birlikteli-
ğe ulaşmışlardı. Klarinet sololar-
da Ayşegül Kırmanoglu. ton gü-
zelliği, parlaklığı ve akıcılığı ile
dünya standardına ulaşmış bir yo-
rumcumuz oldugunu bir kez da-
ha kanıtlıyordu.
Sonuçta tek kelimeyle "başan-
lı" bir konser izleme-dinleme mut-
luluğuna erişti tstanbullu müzik-
severler geçen hafta sonu.
Oktay Rif at
anılıyor
• Kültür Servisi —Oktay
Rifat, bugun saat 18.00'de
Caddebostan'daki Kadıkoy
Belediyesi Kültür ve Sanat
Merkezi'nde düzenlenen bir
toplantıyla anılıyor. Şükran
Kurdakul, Teoman Aktürel,
Küçük Iskender ve Sunay
Akın'ın katılacağı anma
toplantısında Oktay Rifat'ın
tablolan da sergilenecek.
Viyana gitar
ikilisi
• Kültür Servisi —
Avusturyalı gitar ikilisi
Susanne Löffler ve Gerhard
Löffler 21 nisan cumartesi
günu saat 1-5.00'te Emirgan
Parkı Beyaz Köşk'te bir
resital sunacak. 1979
yılından bu yana birlikte
çalışan ikili, Avrupa
turnelerini ve radyo-
televizyon programlarını
sürdürüyor. Sanatçılar
konserde Marella, Uray,
Carulli, Mozart, Crandos,
de Falla ve Brojer'in
yapıtlarını sunacaklar.
Sarıyer
Tlyatrosu
• Kültür Servisi — Sanyer
Halk Eğitimi Merkezi
Tiyatro Kolu Çocuk
Tiyatrosu, Yılmaz Onay'ın
yazdığı "Sevdalı Bulut" adlı
oyunu her cumartesi saat
11.00'de sergiliyor.
İstanbul'da
• Kültür Servisi — Ankara
Devlet Tiyatrosu'nun
sahnelediği "Anılar" adlı
oyun 17-22 nisan tarihleri
arasında Taksim
Sahnesi'nde yer alacak.
Neil Simon'un yazdığı,
Cemil Büyükutku'nun
Türkçeleştirdiği oyunu
Alpay Izbırak yönetti.
Dekorlarını Güven
Öktem'in, kostümlerini
Gülhan Kırçova'nın
hazırladığı oyun geçen yıl
Sanat Kurumu'nun "En İyi
Yönetmen Ödülü"nü
kazanmıştı.
İvedi'nin
takıları
• Kültür Servisi — Pınar
tvedi takılarını Ayasofya
Muzesi'nde sergiliyor.
Tasanmlannda Urart,
Likya, Asur
uygarlıklanndan yararlanan
lvedi, eski ve yeniyi
birleştirerek tarih bilincinin
oluşumunda katkıda
bulunmayı amaçladığını
söylüyor. Takı konusundaki
eğitimini Bulunmaz
Kuyumculuk-lstanbul'dan
olan Pınar İvedi halen bu
atölyenin daruşmanlığı
görevini surdüruyor.
BüGÜN
• Atatürk Krtaplığı'nda
konferans Prof. Mustafa
Cezar, saat 16.00'da "19.
Yüzyılda Beyoğlu Mimarisi"
konulu bir konferans verecek.
• Çocuk eğitimi konulu
panel Bakırköy Belediyesi
Çocuk ve Gençlik
Kulubü'nün düzenlediği
"Muziğin Çocuk
Eğitimindeki Rolü" konulu
panel, saat 11.30'da
yapılacak.
• Çocuk Korosu konseri
"1. Çocuk
Korolan Festivali"nde saat
12.00'de Adile Naşit Kültür
Merkezi'nde Guzel Sanatlar
Lisesi Çocuk Korosu bir
konser verecek.
BİLSAK'TA
BUGÜN
18 Nisan Çarşanba:
19.00 KONFERANS: Izmir
Suikastı Teşebbusü Davası.
Mete TUNÇAY.
19.00 ADAM SANAT
DERGİSİ Okuyucularıyla.
19.00 SEMlNER: 20. yy'lla
Biten, 21. yy ile Gelen:
Aktörün Kurama Geri
Dönüşü: Sosyal Bilimler.
Yön: Aydın Uğur, Ferhat
KENTEL.
10.00-01.00 arası
CAFE-FOYER-BAR
BİLSAK herkese açıktır.
BİLSAK Sıraselviler, Soğancı
Sok. No: 7 ClHANGlR
143 28 79-143 28 99
7 . • • 2 7 YAŞtNOAK I IAYANI A*A
AU -PAIR LIK
TATIL
68OOOOTL + E12O
DIL OKULLARI
SUMTAS-OOTA
BODRUM'da
Bir hafta
15&000LTL.
TEL: 9.6141.4721
Rez.: Nur Ayzeren