28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/14 DIŞ HABERLER 6 MART 1990 BULGARISTAN Ad özgürlüğü kabul edildiBulgaristan Parlamentosu Türk ve Müslümanların eski adlarını alabilmelerini öngören yasa tasarısını dün akşam oybirliği ile onayladı. Parlamento görüşmelerini sürdürürken 2000 Türk, isimlerinin acilen iade edilmesi için parlamento binasının önünde gösteri yaptı. SOFYA (Ajanslar) — Bulgaristan par- lamentosu, Türk ve Müslümanların eski ad- larını alabilmelerini öngören bir yasa tasa- rısını dün akşam onayladı. Parlamentoda yapılan oylamada, Türk- ler ve Pomakların, Todor Jivkov dönemin- de zorla değiştirilen kendi adlarını alabil- meleri yolundaki yasa tasansı, oybirliğiy- le kabul edildi. Isim değiştirmeyi kolaylaştıran yasaya göre, zorla Bulgarlaştınlan isimlerini bıra- karak eski adlarını almak isteyen Türk ve ROMANYA Muhalif Çornea'dan iktidara suçlama Çavuşesku rejiminin önde gelen muhaİiflerinden Donia Cornea, şimdiki iktidarın halkı aldattığını ve Securitate'nin ortadan kaldırılmadığıru söyledi. DtJON (AA) — Romanya'da Nikolay Çavusesku rejiminin önde gelen muhaİifle- rinden Doina Cornea, şimdiki iktidarı bir "aldatmaca" olarak niteleyerek, hukümetin halkı yanlış bilgilendirdiğini ve gerçek yü- zünü göstermediğini söyledi. Cornea, bir Fransız gazetesine verdiği de- meçte, Çavuşesku rejiminin gizli polisi Se- curitate ile Komünist Parti elitinin ortadan kaldırılmadığmı, eski yöneticilerin de bu- günkü hükümette görev aldıklannı anlattı. Bu durumun Securitate'nin eski yetkili- lerinin olduğu kadar LJlusal Kurtuluş Cep- hesi'nin de işine geldiğini savunan Cornea, cephenin Securiute'yi savunduğunu, buna karşılık cepheyi eleştirenlerin ise her yerde dışlandığını iddia etti. Cephenin gücünün zayıflatılması gerek- tiğini söyleyen Cornea, bunun tek yolunun sokaktaki meşru gösterilerden geçtiğini, gençlerin de Çavuşesku'yu devirerek bunu yapabileceklerini gösterdiklerini ifade etti. Batılı ülkelerin Romanya'ya yardımı sür- dürmeleri gerekip gerekmediği konusuna da değinen Cornea, yardımın insani çevçeve- de olduğu sürece devam etmesi gerektiğini, ancak sanayi, tarım ve ekonomik alanlar- daki yardımın, siyasi gelişmeleri beklemek üzere şimdilik askıya alınmasında yarar ol- duğunu söyledi. Yolsuzluklar öte yandan Nikolay Çavuşesku'nun dev- rildiği aralık devriminden sonra özellikle başkent Bükreş'te, karaborsa dolar alıcıla- nnın sayısında inanılmaz bir artış gözlen- diği belirtiliyor. Bir Amerikan Dolan'run resmi kunı 20 ley iken karaborsada 70 le- ye kadar çıktıği kaydediliyor. Bazı yaban- cılar, Bükreş'ten uzak bölgelerde bir dolar karşılığında 160 ley aldıklannı bile anlatı- yorlar. Gayri resmi döviz alım-satımının yasak olmasına rağmen yetkililerinin görmezlik- ten geldikleri karaborsa olayı, özellikle ya- banc; gazetecilerle işadamlarının "üslendikJerr Intercontincııtal Oteli'nde ya- şanıyor. Karaborsayla birlikte, yolsuzluğun her lürlüsu de artıyor. Bir işi "bitirebilmek" için en iyi yolun genelde dolar, Kent sigarası ve- ya Jonny Walker viskisi "ikram etmek" ol- duğu belirtiliyor. Kent sigarasımn bir "sıaıü sembolö" ol- duğu belırtilirken, evlerin misafîr odalann- da büfelerde sergilenen bu sigaralar, pek içilmiyor. Rûsvetin yaygınlaştığı ülkede, otomobil yıkatmak bile bir paket Kent sigarasına da- yanıyor. Doktorların hastaları bir "bediye" aJma- dan muayene etmedikleri ve arneliyatların da çok büyük ödemeler karşılığında yapıl- dığı belirtiliyor. Kadın doğum doktorları ise hastaneler- de kürtaj olduktan sonra doğum kontrol ha- pı reçetesi yazdıran kadınlarm, hastaneden çıkar çıkmaz bu hapları karaborsada sat- tıklarını anlatıyorlar. Pomaklar, mahkemelere başvurabilecekler. Mahkemeler, başvurulara 15 gün içindeya- nıt verecek. Parlamentodaki oylama sırada, çok sa- yıda Turk ve Pomak da, parlamento önün- de gösteri yaptı. Bu arada oylama öncesinde bin- lerce Türk, önceki akşam parlamento bina- sının önündeki meydanda toplanarak, azın- lıklara isim seçme özgürlüğü tanıyacak olan yasanın bir an önce çıkarılması için gösteri yaptı. Topluluğun dağılması yolunda yapı- lan çagnlara uymayan yaklaşık 2.000 Türk- ün, meydandaki eylemlerini sürdürdükleri bildiriliyor. Hükümet ve muhalefet liderle- ri, halkı, Sofya'da durumun ciddi olduğu konusunda uyararak Sofya'dan uzak du- rulmasmı istediler. Sofya'daki parlamento binasının önünde bulunan Alexander Levski Meydanı'nda önceki akşam toplanan bin- lerce Türk ve Pomak, adlannın kendileri- ne geri verilmesi için gösteri yaptılar. Gös- tericiler, parlamentonun, isim yasasım aci- len çıkarması ve azınlıklann önune daba fazla bürokratik engel çıkanlmaması iste- ğinde bulundular. Meydanda bulunan Türkler, Bulgar hükümetinin, 1980'lerin başlanndan beri sisıemli olarak asimilasyon politikası güttüğünü ve bu kapsamda, Bul- garistan'da yaşayan yaklaşık 1.5 milyon Türkün isimlerinin zorla değiştirildiğini söy- lediier. Bulgar hükümetinin, asimilasyon politikasını elestiren göstericıler, isimlerini geri istediklerini belirttiler. Parlamentonun önünde toplananJjin kadar Pomak da 16. ve 18. yüzyüda Osmanlı tmparatorluğu'nun bölgeyi işgaü sırasında aldıklan isimlerinin, 1972 yılında hükümet tarafından zorla de- ğiştirildiğini belirterek isimleri iade edilin- ceye kadar parlamentonun önünden ayrıl- mayacaklannı söylediler. Parlamento önün- deki gösteri sırasında, göstericıler, isimleri iade etme işlemlerinin, karışık bürokratik şartlara bağlanmak istendiğini söyleyerek bu durumu protesto ettiler. Azınlıklann gösterisi sırasında, Alexander Levski Mey- danı, poüs kordonu altına alındı. Türk azın- lık liderlerinden Ahmet Doğan, bir konuş- ma yaparak isimlerinin iade edilmesi konu- sundaki tüm isteklerinin, hükümet tarafın- dan kabul edildiğini ve yerine getirileceği- ni söyleyerek dağılma çağrısında bulundu. Ahmet Doğan, megafonla göstericilere ses- lenerek, meydanda kalmayı sürdurmeleri- nin, isteklerinin gerçekleşmesi sürecine za- rar verebileceğini söyledi. Ancak yaklaşık 2.000 bin gösterici, Ahmet Doğan'ın çağrı- sına uymayarak, meydanı terk etmeyi red- detti. Doğan'ın, hükümet yetkilileriyle gö- rüşme sözu aldıklannı belirtmesine karşın göstericüer, isim yasası çıkmadan önce mey- dandan aynlraayacaklarını söylediler. Jivkov'a yeni suçlama Öte yandan Bulgaristan'da KP yayın or- ganı"Rabotnitçesko Delo" yeni tanıkların ifadelerine göre, eski Devlet Başkanı To- dor Jivkov'un 1944 devriminden önce ko- munistlere karşı "polis ajan provokatörlüğü" yaptığını yazdı. Halen tutuklu bulunan Jivkov'la ilgili so Bulgaristan'ın başkenti Sofya sık sık daha fazla demokrasi için yapılan gösteriiere sahne oluyor. (Fotoğraf: Reuter) SOVYET SEÇIMLERI Yeltsin'in sandık zaferiRadikal reformcu pazar günü yapılan seçimlerde ezici çoğunluk sağlayarak Rusya Federasyonu meclis üyeliğini garantiledi. Litvanya Cumhuriyeti'ndeki 2. tur oylamada ise SAJUDİS örgütünün 16 adayı daha parlamentoya girdi. MOSKOVA (Ajanslar) — Sovyetler Bir- liği'nin nüfus açısından en büyük üç cum- huriyeti olan Rusya Federasyonu, Ukrayna ve Beyaz Rusya'da önceki gün yapılan ye- rel secimlerin ilk sonuçlanna göre Rusya Fe- derasyonu Devlet Başkanı olmak isteyen ra- dikal reformcu Komünist Parti uyesi Boris Yeltsin, ezici bir zafer kazandı. Sovyet lide- ri Mihail Gorbaçov ise aynlıkçı akımların. ülkesinin başına "Kültiir Devrimi'nin Çin'e getirdiği felakelten daba bıiyuk felaket getireceğini" söyledi. Sovyet resmi haber ajansı TASS, seçim- lerden sonra oy sayım işlemlerinin devam etmesine karşılık bazı bölgelerde kazanan adayların şimdiden belli olduğunu duyur- du. Buna göre Urallar bölgesindeki Sverd- lovsk kentinden aday gösterilmiş bulunan Boris Yeltsin, aynı koltuk için rekabet eden 11 adayı rahatlıkla geride bırakıp oylann ya- rısmdan fazlasım alarak Rusya Federasyo- nu meclis üyeliğini garantiledi. Yeltsin'in yını sıra SBKP Pohtbüro üye- si ve Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vi- tali Vorotnikov ile Rusya Federasyonu Baş- bakanı Alevander Vlasov da seçimi kazan- dılar. Seçim sonuçlannın daha ayrıntılı olarak bugün açıklanraası bekleniyor. Gozlemci- ler, Yeltsin önderliğindeki radikal reform- cuların oldukça iyi bir sonuç elde etmeyi umduklarını belirtiyorlar. Bu arada Litvanya'da önceki gün yapılan ikinci tur oylamada, milliyetçi 'SAJUDİS' (Halk Cephesi) örgütünün 16 adayı daha Litvanya Parlamentosu'na girmeyi başardı. AA'nın SADUJIS Enformasyon Merke- zi'nden elde ettiği bilgilere göre bu sonuçla SADUJIS, 141 sandalyeli Litvanya Parla- mentosu'nda en az 88 milletvekilliğini ga- rantiledi. SADUJIS üçte iki çoğunluğu oluşmuş olan parlamentonun derhal toplanarak SSCB'den bağımsızlık konusunda çıkaraca- ğı karan, 12 martta toplanacak Halk Tem- silcileri Kongresi'ne sunmasını istiyor. Litvanya'da 24 şubatta yapılan seçimin ilk turundan sonra ikinci turun 10 martta ya- püması gerekirken Litvanya Seçim Kurulu, SADUJIS'in isteği üzerine bazı bölgelerde oylamayı öne almıştı. Gorbaçov'un uyansı Mihail Gorbaçov, aynlıkçı akımlarımn, ülkesinin başına, Kultür Devrimi'nin Çin'e getirdiği felaketten daha büyük bir felaket getirebileceğini söyledi. Gorbaçov, pazar gü- nü seçimlerde oyunu kullandıktan sonra ga- zetecilerle bir süre sohbet etti. Gazeteciler, Sovyet liderine Baltık Cumhuriyetleri Lit- vanya, Estonya ve Letonya'nın bağımsızlık istekleri konusunda ne düşündüğünu sor- dular. Gorbaçov, yıllarca bir arada yasamış olan müliyetlerin aynlmasırun, Sovyetler- in başına, Kultür Devrimi'nin Çin'e getir- diği felaketten daha büyük felaket getire- ceğini söyledi. Kultür Devrimi, Çin lideri Mao Ze Dung tarafından 1966 yılında baş- latılmıştı. Gorbaços şoyle dedi: "Ülkemizde memleketlerinin dışında ya- şayan 60 milyon insan var. Bu insanlann, aynlan cumhuriyederden göç etmelerini, bu olayın yaratacağı kaosu bir düşüniın. Yıl- lardır cumhuri>etler ve çeşitli milliyetler ara- sında kapsamlı bir çıkar işbirliği oluştu. Bu işbiriiğini yıkarsak ulkemiz tam bir karga- şaya süruklenir. Başımıza gelecek felaket. Kültiir De\rimi'nin Çin'e getirdiği felaket- ten de büyuk olur." Gorbaçov, guçlü başkanlık sisteminin zo- runlu olduğunu, çünkü ülkede düzen ve is- tikrarın bozulduğunu söyledi. BIRLEŞIK ALMANYA Tolonya'nın sınırı'tartışması kızıştıHelmut Kohl, D.Almanya'nm Federal Almanya'ya eyalet olarak bağlanması önerisini yineledi. Şansölye içeride ateş altında. Heimut Kohi D . A l m a n y a Başbakam Modrow ansızın Moskova'ya gitti. DtLEK ZAPTÇIOCLU BONN — Başbakan Helmut Kobl'ün Polonya sının konusundaki tutumu Bonn hükümetinde bunalıma yol açarken De- mokratik Almanya Başbakam Hans Mod- row da Polonya sının konusunu görüşmek için dün Moskova'ya ani bir ziyarette bu- lundu. Bonn'da Hıristiyan Demokratların koa- lisyon ortağı Hür Demokrat Parti (FDP), Kohl'ü "sonımsuz demeçlerie Almanya bir- ligini yokuşa siinnekle" itham etti. FDP'li Dışişleri Bakanı Hans-Dietrich Genscber, Kohİ'un demeçlerinden buyuk rahatsızlık duyduğunu açıkladı. Polonya sınırı, dün Demokratik Almanya Başbakam Hans Modro» ve SSCB Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov arasındaki görüşmede de gunde- me geldi. Doğu Berlin ve Moskova, Bonn'- un "Polonya sınınnın degişmeyeeegine dair güvence verraesini" istiyorlar. Benzer bir talep Bonn'a onümuzdeki gunlerde Was- hington'dan da iletilecek. "Birlesmenin miman" olarak tarihe geç- meye çabalayan Helmut Kohl. Polonya sı- nırı konusunda verdiği demeçler yuzünden uluslararası planda "birieşmenin köstek- leyidsi" konumuna duştü. Kohl ve partisi Hıristiyan Demokratlar, Almanya - Polon- ya sınırı konusunda bağlayıcı bir açıklama yapmayı hâlâ reddediyorlar. Başbakanın değerlendirmesine göre bu tür bir açıklama, ancak Almanya birleştikten sonra yapıla- bilir. Başbakan Kohl, bu arada Demok- ratik Almanya'nın Federal Almanya'ya eyalet olarak bağlanması önerisini yinele- di. Kohl, bu öneriyi 1 martta Bonn'da ba- sın toplantısında açıklamıştı. Kohl, dün partisinin meclis grubu.top- lantısından sonra başına yaptığı açıklama- da, iki Almanya'nın birleşmesi için en pra- tik çözümün, Demokratik Almanya'nin eyalet olarak Federal Almanya'ya bağlan- masıyla sağlanacağını söyledi. Kohl, De- mokratik Almanya Cumhuriyeti'nin lağve- dilerek Federal Almanya'ya dahil edilmesi konusunda federal anayasadaki 23'üncu maddenin işletilebileceğini bildirdi. 21 Mayi5 1947'de yürürluğe giren Fede- ral Alman anayasasının 23'uncü maddesi, "Bu anayasa, 11 eyalet dışında Alman>a'- nın diğer parçalannın da katılmasıvla bu topraklar uzerinde de geçerlilik kazanır" ibaresini taşıyor. İki Almanya'nın birleşmesi halinde yeni bir anayasa hazırlanmasının gereksiz oldu- ğu goruşünü savunan Kohl, "Mevcut ana- yasa. Alman larihindeki en demokratik anayasadır" şeklinde konuştu. "Biz, yeni bir cumhuriyet ya da yeni bir anayasa istemiyonız" diyen Kohl, bu ara- da ikinci Dünya Savaşı'nın sonuçlarmı or- tadan kaldırmak için nihai bir barış anlaş- masından'yana olmadığını da bildirdi. Modnm'un ziyareti D. Almanya Başbakam Hans Modrow dün Moskova'ya ani bir ziyarette bulundu. İki günlük Modrow-Gorbaçov zirvesinde tek bir gündem maddesi var: Polonya sını- rı. Siyasi gözlemciler, Moskova'nın da Kohl'ün tavnndan şikâyetçi olduğunu ve Polonya sınırırun değişmeyeceği yolunda guvence vermesini istediğini bildiriyor. Modrow'un dünkü ziyaretinden sonra iki devlet adamının bu konuda bir basın top- lantısı yapması bekleniyor. Almanya'nın Polonya'da kalan eski top- rakları uzerinde hak iddia etmemesi, doğu için olduğu kadar batı için de birieşmenin önkoşulu. Amerikan Senatosu'nun Dışiş- leri Komisyonu bugün konuya ilişkin bir ta- sarıyı tartışacak. Tasarı, ABD'nin Alman- ya'daki "işgal kuvveti" statüsünden vaz- geçmesini Polonya sınırı konusunda Bonn tarafından verilecek güvenceye bağlı kılı- Başbakan Kohl neden Polonya sınırı ko- nusunda net konuşmuyor? Bonn'daki siyasi gözlemcilere gore birleşme halinde Polon- ya sınırtmn değişeceğini duşünmek abes. Kohl'ün "oynadığı oyunun" tek bir nede- ni var: Aralıkta yapılması tasarlanan genel seçimler. Federal Almanya'da, II. Dünya Savaşı'n- dan sonra Polonya'dan göç etmiş büyük bir seçmen kitlesi yaşıyor. "Vatandan Kovul- muşlar Derneği" gibi buyuk derneklerde ör- gutlenmiş olan bu Almanlar on yıllardır sağ partilerin, özellikle Hıristiyan Demokrat ve Hıristiyan Birlik partilerinin seçmen taba- nını oluşturuyor. Başbakan Kohl, Polon- ya'dan hiçbir hak talep etmeyeceğini açık- ladığı takdirde bu seçmenleri kustüreceği- nin, hatta kaybedeceğinin farkmda. Başba- kan sınırlar meselesini seçimlerden sonra- ya eneleyerek bu seçmenleri tutmaya; kı- sacası iç ve dış politikada denge sağlama- ya çalışıyor. Ancak onümuzdeki günlerde Washington, Paris, Londra ve Moskova'- dan gelecek baskılar, Başbakan'ın "ne şiş yansın ne kebap" politikasına sekte vura- cağa benziyor. ruşturma komisyonu önünde ifade veren ta- nıklar, Todor Jivkov'un devrim öncesinde komünistlerın hangi toplantısına katılırsa polisin baskın yaptığını anlattılar. Bir tanık da Jivkov'un polis ajanı iken "Koç" takma adıyla tanındığını ve bu tak- ma adı bilen herkesin öldurülduğünü an- lattı. Tanık, General Başarov'un Jivkov'- un geçmişiyle ilgili çok şey bildiği için 1952'de havada infilak eden uçakta öldü- ğunü hatırlattı. Gazete, Jivkov'un 1934'te partiden ihraç edildiğini ve 1942'de de yeniden alındığını yazdı. Jivkov, halen görevini kötüye kuüanmak ve kamu mallarını zimmetine geçirmekle suçlaruyor. Jivkov'la ilgili soruşturmanın 18 martta tamamlanması bekleniyor. ÖZBEKİSTAN Moskova'ya göre olaylarda 4 kişi öldüSSCB Içişleri Bakanlığı durumun kontrol altına alındığını bildirdi. Birlik Partisi'ne göre ise olaylarda 2'si komünist yetkili, 30 kişi öldü. Dış Haberler Servisi — Özbekistan'da ge- çen hafta sonu meydana gelen olaylarla il- gili olarak çelişkili haberler geliyor. Mos- kova, olaylarda 4 kişinin öldüğünü bildirir- ken, özbekistan Birlik Partisi 30 kişinin öl- düğünü ileri sürüyor. Birlik Partisi'ne göre ölenler arasında halk tarafından taslanarak yaşamlarını yitiren iki komünist yetkili de bulunuyor. AA'nın Moskova kaynaklı haberine gö- re SSCB tçişleri Bakanlığı, özbekistan'da geçen hafta çıkan olaylarda biri milis olmak üzere 4 kişinin öldüğünü bildirdi. ŞSCB lçişleri Bakanlığı Enformasyon Dairesi'nin bir sözcüsü yaptığı açıklamada, özbekistan'ın Parkent kentinde çıkan olay- Iardan sonra "durumun normalleşmeye başladığım" söyledi. Sözcü, olayların nasıl meydana geldiği konusunda ayrıntı vermek- ten kaçınırken. yalnızca biri misil olmak üzere dört kişinin hayatını kaybettiğini ve yaralananlar da bulunduğunu belirtti. AP, Parkent kentinin dışan ile olan bağ- lantısının güvenlik güçleri tarafından kesil- miş olduğunu bildirdi. AP muhabirinin te- lefonla konuştuğu özbekistan Birlik Par- tisi'm'n sözcüsü Yadigar Abidov, Parkent- teki olaylarda 30 kişinin öldüğünü, bunlar- dan ikisinin halk tarafından taşlanan ko- münist yetkililer olduğunu öne sürdü. Abi- dov, Parkent'in askerler tarafından kuşatıl- mış olduğunu ve giriş çıkışlann yasaklan- dığını bildirdi. Abidov'a göre cumartesi günü 18 şubat seçimlerinde hile yapıldığını öne süren gös- tericiler Komünist Partisi binası önünde toplandılar. Göstericiler, yerel Komünist Parti şefi tsmail Salimov'un istifasını iste- diler. Güvenlik güçleri ise göstericilere da- ğılmalan için 3 dakika süre tanıdüar ve son- ra ateş açtılar. Abidov'un iddiasına göre bu sırada binanın dışına çıkan tsmail Salimov- la diğer bir komünist yetkili halk tarafın- dan taşa tutularak öldurüldüler. Abidov, ça- tışmada toplam 30 kişinin öldüğünü bildir- di. Abidov'a göre olaylardan sonra Par- kent'e gitmek isteyen 'birlik' üyelerine gü- venlik güçlerince şehre giriş izni verilmedi. Komsomolskaya. Pravda Gazetesi ise olayların Mesket Turkleri ile özbekler ara- sında çatışmalardan sonra başladığım öne sürdü. ANKARA Sovyet müsteşardan yalanlama ANKARA (AA) — Sovyetler Birliği'nin Ankara Buyükelçiliği Siyasi Müsteşan Vla- dimir Georgiev, "Türkiye'nin Azerbaycan konusunda arabuluculuğu hiç söz konusu olmadı" dedi. Georgiev, AA muhabirine yaptığı açık- lamada, Sovyetler Birliği'nin, Türklerin ya- şadığı cumhuriyetlerinden kendisini anndır- ma ve bu araaçla Türkiye'ye başvurmayı duşundüğüne ilişkin iddialann "tam anla- mıyla uydurma" olduğunu söyledi. Georgiev, diğer cumhuriyetlere olduğu gibi, Türklerin yaşadığı cumhuriyetlerdeki Sovyetler Birliği'nin milli politikasında bir değişiklik yapılmasının söz konusu olma- dığını, dolayısıyla bu tür iddialann "tama- miyle gerçege aykın" olduğunu söyledi. Kafkasya'daki siyasi durumun, Sovyet- ler Birliği'nin "tamamıyla iç işi" olduğu- nu ifade eden Georgiev, şöyle devam etti: "Bizim bu sorunu miistakil olarak çözü- me kavuşturmanız gerekiyor. Türkiye'nin, akılcıhk, ilidallilik. ihtiyatlılık ve içişleri- mize kanşmamak gibi davranışlar içinde ol- ması, bizim için çok önemlidir, bu bize ger- çekten yardımcı olacaktır." Ecevit'e cevap Georgiev, bir soru üzerine, DSP Gener Başkanı Biilent Ecevil'in, "Moskova ve Azeri Turkleri arasında her türiii bagın koptugu" yolundaki görüşlerini de yanıt- larken, "Azerbaycan ile Moskova arasın- da dogrudan irtibat bulunraaktadır" dedi. Kafkasya'daki durumun çozüme kavuş- turulması yolunda hukumet tarafından cid- di çabalar harcandığnı belirten Georgiev, durumun zor, ancak çözülebilir olduğunu söyledi. Bölgede durumun eskisine göre daha çok istikrara kavuştuğunu söyleyen Georgiev, Yüksek Sovyet'in yaptığı kapalı toplantı- da konunun ayrıntılı olarak göruşüldüğü- nü ve çözüm yollarının arandığını kaydet- ti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle