30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 MART 1990 Festivalde yanşacak Fîlmler • Kiiltiir Servisi 9. lstanbul Uluslararası Film Festivali'nde yer alan "Eczacıbaşı VakfıYilın En lyi Türk Filmi" için yanşacak yapıtlar belirlendi. Ibrahim Altınsay, Engin Ayça ve Sungu Çapan'ın ön seçiciliğini yaptığı yanşmada Yavuz Turgul'un "Aşk Fılmlerinin Unutulmaz Yönetmeni", Memduh Ün'ün "Bütün Kapılar Kapalıydı", Yavuz özkan'ın "Büyük Yalnızlık", İrfan Tözüm'ün "Fazilet", Selim lleri'nin "Hiçbir Gece", Irfan Tözüm'ün "tkili Oyunlar", Tomris Giritlioğlu'nun "Kantodan Tangoya", Yusuf Kurçenli'nin "Karartma Geceleri'V Halit Refiğ'in "Kanlar Koğuşu", Banş Pirhasan'ın "Küçük Balıklar", Mahinur Ergun'un "Medcezir Manzaralan", Atıf Yılmaz'ın "OIü Bir Deniz", Şahin Gök'ün "Ponente Feneri", Oğuz Yalçın'ın "Sessiz Fırtına" adlı filmleri yer alacak. Yanşmaya katılan fılmler Oktay Akbal, Tunç Başaran, Timur Selçuk, Nur Sürer ve Çetin Tunca'dan oluşan büyük jüri tarafından değerlendirilecek. KULTÜRSANAT SEVEMA ÂIİLLÂ DORSÂY CUMHURİYET/5 Galler THo'dari konser • Kültür Servisi Richard Galler (fagot), Manfred Kalchner (flüt) ve Nicola Frisardi'den (piyano) oluşan Galler Üçlüsü, 3 mart cumartesi günü saat 15.00'te Emirgân Parkı Beyaz Köşk'te bir konser verecek. Turing Kış Konserleri kapsamında duzenlenen bu konserde, Avusturyau üçlü Vivaldi, Heandel, Mozart, Chopin, VillaLobos ve Prinz'in yapıtlannı seslendirecek. Güney, seyircisiyle bıüuştu Umııt / Yönetmen ve senaryo: Yılmaz Güney / Görüntü: Kaya Ererez / MüzikrArif Erkin / Oyuncular: Yılmaz Güney, Gülsen Alnıaçık, TuHcel Kurtiz, Osman Alyanak, Enver Dönmez / 1970 yapımı (Getiren: 2000'e DoğruEfes Film) / Beyoğlu Dünya, Kadıköy Moda, Ortaköy Kültür Merkezi, Ankara Talip, Ankara Metropol, îzmir Köşk, Mersin Kamer sinemaları. a • ** •*» 'Umuffılmi, Türk sinemasının kilometre taşlarından biri Stevie Wonder aklandı • Kültür Servisi "I Just Called to Say I Love You" adlı şarkısıyla 1984'te En îyi Film Müzigi Oscan'nı kazanan Stevie VVonder, hakkında Los Angeles'ta açılan tazminat davasmda aklandı. Lloyd Chiate adlı bir şarkı yazan, "Kırmızılı Kadın" filminin müzdği olan parçayı Stevie Wonder'ın kendisinden çaldığını ileri sürerek Wonder hakkında 25 milyon dolarhk tazminat davası açmıştı. Kırk yaşındaki Chiate, Wonder'ın şarkıyı 1977'de dinlediği "I Just Called to Say" adlı şarkıdan çaldığını iddia etmişti. Otuz dokuz yaşındaki Wonder ise "I Just Called to Say 1 Love You" adlı şarkıyı, Lee Garrett ile Lloyd Chiate"in ortak bestesi olan "I Just Called to Say"i dinlemeden çok önce bestelediğini soylemişti. Los Angeles'taki mahkeme, Wonder aleyhine açılan tazminat davasının reddedilmesini kararlaştırdı. laryaşlıdır, işler kesattır.. Atlardan biri ölür (öldürulür): Araa elbette düzenin temsicisi olan polis de zengüıden yana çıkar. Ağalar ilgisiz, esnaf para canlısıdır... Tam para denkleştirildiğinde önce yankesici çıkagelir, sonra da sağlam at ve araba satılmış olur. Bu arada kız dersinden çakar, oğlan son parayı bisiklet gezintisine yaunr. ınsannı sanki "imdat" diye bağırası gelir!.. yeni oynna başlıyor I • Kiiltiir Servisi Kent Oyunculan Athol Fugard'm \**San Sabır Çiçekleri'nden Bir Ders" adlı oyununu bugün sahnelemeye başlıyor. Cevat Çapan'ın çevirdiği ve yönetrtği oyununun dekorlarını Osman Şengezer hazırladı. Öyunda rolleri Yıldız Kenter, Mübeccel Vardar (dönüşümlü olarak), Şükran Güngör, Mehmet Birkiye,Kemal Kocaturk (dönüşümlü olarak) paylaşıyor. "San Sabır Çiçekleri'nden Bir Ders", Güney Afrika'daki ırk aynmını ve baskıyı konu alıyor. Oyunun yazan Fugard, 1957'den bu yana yazdığı 20 kadar oyunda ırk ayrımının yalnız toplumu değil, o toplumda yaşayan bireylerin ruhunu da parçaladığım anlatıyor. Kent Oyunculan iki yıl önce de Athol Fugard'm "Bir Çift Kanat" adlı oyununu sahnelemişti. Çünkü Yılmaz Güney, gerçek• Kültür Servisi Dilek likten çok, bihnçli veya bilinçsiz, 1 "sosyalist gercekligi" yeğler, onu Işıksel'in resim sergisi 1 2 . mart tarihleri arasında gerçekleştirmeye çalışır. Bu öğreLevent Sanat Galerisi'nde tinin temel kurallanndan biri olan yer alacak. Üsküdar' "..gerçekligin sanatsal tasvirinin hakiki ve tarih olarak somot özei Amerikan Lisesi'ni bitirdikten sonra Devlet UğL kiüelerin sosyalizm rnhn içinSanat yapıtı, gerçek, has sanat Güzel Sanatlar Akademisi de löeolojik olarak deftistirilmesi yapıtı zamana dayanıkhdir. Yüksek Resim ve egitilmesi görevi ile de birleş"ümuf'da gelir, zamanın ve özelBölümü'nden 1972 yüında miş olmalıdır" ilkesi, gerçi daha likle bir halk sanatı, bir kitle ilemezun olan Işıksel, Ankara 1954'te "kaldınlmış" (Bakınız: tişim antcı olan sinemaya hep düşve tstanbul'da sergiler açtı. Aziz Çalışlar, Gerçekçi Tiyatro man olmuş, düşman kalmış bir Yurtiçi ve yurtdışuıda Sozragü) ama Yılmaz Göne)'in yönetim anlayışının gazabından 1972'den bu yana karma olasüıkla bundan haberi olmanuşkurtularak, Türk sinema tarihinsergilere katılan sanatçı, iki tu. O, filmi, hele o yıllann koşuldeki yerini ahr. Gerçi negatifi kimkez Ankara Sanat ödülü ile lan içinde, bir sınıfsal savaşun bilir ne badireler atlattığı, ne 12 DYO onur belgesini araa (da) olarak algılar, onun için Martlar ve ne 12 Eylüller görüp kazandı. Dilek Işıksel, gerçekliği, seyirci kitlelerini hakgeçirdiği için yıpranmış olmalıdır BİR DAMLA > l . ,ıuı Yılmaz Güney'in "Umnt" filmi, bugün 20 yılın ötesinden her şeye karşın sızhğa, zulme, sömürüye, "zenginresimlerine doğadan Karşımıza gelen kopya, tüm gri çok güzel gözüküyor. Saf, a n bir güzellik bu. Bir damla sn gibi. izlenimlerini yansıtıyor. kre" karşı kışkırtmak için kimi zanüansların yok ohıp gittiği ilkel kınız istenen yazılsın, söylensin!. lışarak filme bakıldığında, somut biçimde belirir, soyulmak man abartmayı kendinde hak göbir siyahbeyaz karşıthğıdır. Sine Yümaz Güney, eğer hep inandığı "Umnt"un güzelhğini yadsunak istenen Amerikah sahnesinde, za rür. ma o zamandan beri elbette iler mız gibi bir "halk sinemacısı" ise nasıl mUmkun olur, bilemiyorum. vallılığa dönüşür, Cabbar'ı kuşaNe var ki Yılmaz Guney'in benlemiş, başka yerlere gelmiştir(öyle halkı, gerçek seyircisi ona ve Film elbette çeşitli kusurlarla tan çaresizliğe neden olan veya bu zersiz sanatçı duyarlığı. onun saolmasa şaşıhrdı.) "Um«t"a yeterince sahip çıkma yanlışlarla yükludür. Ama bu bir çaresizlik içinde ona el uzatmayan natını önkoşulsuz biçimde siyasal • Kültür Servisi Ressam Güney'ı hiç tanımamış olmanın yacak mıdır? "nmut filmi" değildir, bir 'öfke zenginler, ağaeşraftüccar takımı bir ideolojiye adamak istediği o Mehmet Akbaba, getirdiği kompleksle mi nedir, ki20 yıl sonra kendi ülkesinde filmi"dir. Yıllar yüı "çirkin kral" nın betimlemesinde ise bir sınıf yıllarda büe onu, kuru, şematik, resimlerini 224 Mart 1990 mi genç yazarlar, filme karşı ner "Umnt"u seyretmek seyredebil lığı oynamış bir Yılmaz Gunej' sal kavganın kokusunu duyurur. Jdanov'cu bir film yapma tehliketarihleri arasında Unkapanı deyse düşmanca bir tavır takın mek Evet Güney, hemen her filmin sinden elbettehele benim in, o noktadan gelip "Umut"u ya(hep) korumuştur. Tekel Sanat Galerisi'nde makta, filmin özgül değerlerini yaşımdakileri alabildiğine duygu pabilmesi için ne denli öfke ve de olduğu gibi özeUikle "Düs "Umnl"un karamsarhğı, abartılsergileyecek. Devlet Tatbiki saptama çabası yerine onun ne sal kılan bir olaydır. Hele galasın hınç dolu olması gerektiği düşü mao", " Y o l " v e y a "Duvar", mış gözükse de Cabbar'ı n gündeGüzel Sanatlar Yüksek denli "asılmış" olduğunu, kimi da veya ilk gösterilerinde bulun nülmüyor mu? Neye öfke? Yok anımsanabilîr burada da sonuç lik yaşamının tasviri, birbirleriyOkulu'ndan mezun olan ve sahnelerde seyircinin nasıl saydım, ustura sırtına dönüşmüş sulluğa, sömürüye, haksızhğa, tek olarak oldukca, hatta alabildiği le oynavan çocuklar, inamlmaz lstanbul Devlet Opera ve "guldiiğünii" vurgulamayı mari duyarlığımı nasıl denetlerdim, bi sözcükle düzene öfke.. Bu öfke, ne karamsardır. Her türden aksi yaşhhkta bir nine, sevimli bir köBalesi Müdürlüp'nde fet saymaktadırlar. Olsun!. Bıra lemiyorum. Ama onu aşmaya ça filmde örneğin yankesiciye karşı lik ust üstedir: Araba eskidir, at pek, en sefil koşullarda büe doğuçalışan Akbaba, 19711989 veren yaşama sevinci vb. öğelerle yılları arasında katıldığı öylesine sıcakhkla verilmiştir ki karma ve kişısel sergilerde 8 "Umot", tüm abartmalanna karkez ödül aldı. şın, bizim için gerçek bir "yaşam kesiti" bir hayat dilimi olur çıkar. "Yaşam her şeye karşın yaşanmaya değer..." demektedir sanki Güney... Işıkserin sergisi Akbaba'nın resinüeri Tophımım kıstırclığı kadın Karanlıkta Bir Çıglık (A Cry in the Dark) / Yönetmen: Fred Schepisi/ Oyuncular: Meryl Streep, Sam Neill, Dale Reeves, Nicolette Minster/ Bir ABD/Avustralya ortakyapımı/ 2 saat (Lale) 'Karanlıkta Bir Çığlık'yaşanmış bir olayı belgeliyor Seramik desen sergisi Türk sinemasına destek • ANKARA (AA) Kültür Bakanlığı, ulusal sinemamn güçlendirilmesi amacıyla bu yıl 11 başanlı yapıma 160 milyon lira ödül verecek. Bu yıl ödül yönetmeliğinde yapılan bir değişiklikle değerlendirmeye 1 Ocak ve 31 Aralık 1989 tarihleri arasında yapılmış sinema filmleri ile ve daha önceki yıllarda yapılmış ancak değerlendirmeye alınmamış her türlü belgesel film ve animasyonlar katılabilecek. Seçici kurul tarafından yapılacak değerlendirmede, 6 filmin yapımcısına 15 milyon, yönetmenlenne 5 milyon lira, dereceye giren 3 belgesel film ve iki animasyon filminin yapımcısına 5, yönetmenine de 3'er milyon liralık ödül verilecek. Başvurular, 30 mart günune kadar Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğu'ne yapılacak. Yapımcılar, değerlendirmeye en çok iki filmle katılabilecekler. 'Çevre' Fotograf Yarışması • Kiiltiir Servisi Kimya Mühendisi Odası lstanbul Şubesi, fotoğraf dernekleri ortak çalışma grubunca "Çevre" konulu bir fotoğraf yarışması ve sergisi düzenliyor. Siyahbeyaz ve renkli baskı dallannda amatör ve profesyonel fotoğrafçılara açık olan yanşmaya her dalda en çok 5 özgun yapıt ile katılmak mümkün. Çevresel dengenin bozulması ve hava, su, toprak kirlenmesi konularını kapsayan yanşmada dereceye girecek ve sergilenecek ojan yapıtlar, 5 haziran 1990 Dünya Çevre Günü'nde Istanbul'da, daha sonra ise diğer illerde sergilenecek. Son katılım tarihi 30 nisan 1990 olan yanşmada her dalda 1 yarışmacıya "Büyük Ödul", 3 yarışmacıya "Başarı ödülü" ve seçici kurulun belirleyeceği sayıda "Beğeni ödülü" verilecek olup yanşmaya katılan kimya mühendisleri için ise siyahbeyaz, renkli fotoğraf ayrımı yapılmadan 1 "Başarı ödülü" verilecek. Yalruz Avustralya adlt tarihinin değil, tüm adalet tarihinin en ilginç ve en inamlmaz olaylanndan biri... Avustralyah bir çift, 3 çocuklanyla çıktıklan bir piknikte, küçük tıebeklerini yitiriyorlar; Çocuk, çadmndan kaçınhp yok oluyor. Olasüıkla bu ülkedeki Dingo denen dev köpeklerden biri tarafından... Köpeğin "Dlngo 1 nnn ahın" sanıp çadıra girmesi ve bu haltı ışlemesı, önce korkunç tepki uyandırıyor. Sonra bunun olanaksız olduğu söylentisi yayılıyor, kamuoyu bu yönde oluşturulmaya başlamyor. Ve bebeğin SAM NEİLL VE MERYL STREEP "Karanlıkta Bir Çıglık" adlı filmde kankoca Chamberlaini annesi, yargılanıp kendi çocuğu "Casuslar Kralı" adlı TV dizisinde de izlediğimiz Sam Neill ve Meryl Streep canlandınyorlar. nu öldürmekten tıüküm giyiyor!.. "dramatik yeniden canlandır katilliğine inanması, kolay inanı ne olduğu bayan Chamberlain'ı, ma", belgesele yakın bir tavır bu.. hr şey değil. Ne var ki olay tü ylllar sonra (tam 8 yıl sonra) ak"Karanhkta Bir Çıglık", gücüAma bu tavır, ortaya bir sinema müyle doğnı, gerçek, yaşanmış... landığmda, benzer bir heyecanla nü konusundan, konusunun gübaşyapıtı koymuyorsa da sonuç Öte yandan, bu toplumda (ve bağrına basması, toplumsai mecünden alan filmlerden.. Kendi olarak olayı tum boyutlarıyla bi kuşkusuz herhangi bir toplumda), kanizmalar ve onlann işleyiş biözgün sinemasal değerinden degil. ze duyurmada yararlı oluyor. "hayvansever" birtakım insanla çimleri üzerinde ciltler dolusu Avustralyalı yönetmen, TV'de de Kuşkusuz filmin insana düşun nn Dingo'ların "masumluğunu"' kitaptan daha öğretici değil mi? izlediğimız "BollukPlenty"nin durdüğü sayısız şey var. Tüm bir kanıtlamak seferberliğıne girme"Karanlıkta Bir Çığlık", özelyaratıcısı Fred Schepisi, olayın il toplumun, dedikoduyu, çirkin, si ve bu soylu amacı gerçekleştir likle kadın izleyicilerin görmesi ginçliği, giderek korkunçluğu kar bayagı, iğrenç olanı normal ve sı mek için bir annenin kendi gereken ilginç bir film. Kuşkusuz şısında, sinema olarak konuya en radan olana yeğleyerek koşullan çocuğunu öldürmüş olabileceğini kadın seyirciler, bu filmde kendiaz düzeyde "müdahale eden" bir dıncı bir kitle iletişiminin (TV ilan etmesi, bu "hayvanseverler" lerinden, kendi sorunlarından ve tavır seçmiş. Film, yansız ve so istasyonları, renkli gazeteler, de hakkında ne gibi sözcükler geti yaşamlanndan, erkeklerinkine kığuk bir tavırla hemen yalnızca dikodu dergileri) peşine takılma riyor akla? Ve yine bu toplumun yasla çok daha fazla şey bulacakolayları naklediyor bize. Bir tür sı ve Lindy Chamberlain'ın suçluluğuna inanmaya onca teş lar. Cabbar'ın piyango biletine olan inancından çamaşır leğeninde yıkanmaya kalkan köpeğe, hocaıun zorlamasıyla evin köşesinde görduklerini suyun içindrgorür gibi anlatmaya başlayan küçuk kızdan tüm o "kebapçı" sahnesine, film ye[ yer Yılmaz Guney'in kendine özgü mizahından, yaşama sevincinden de nasibini almıştır. Hele bugün "seyirci gülüyor" diye bir eleştiri öğesi gibi kullanılmak istenen Cabbar'ın karısıru (ve sonra çocuklanm) dövme sahnesinin zaten seyirci gülsün diye konmuş, klasik güldürü manügında bir bölüm olduğuna niye dikkat ediuniyor ki? "Umnt" aşılmış mı? Ola ki öyle! Bir MHIetin Doguşn" "Potemkin", "Yurttaş Kane" veya "Paradideki Çocuklar" da aşıldı. Hem de çoktan!.. Ama bu onlann sinemamn kilometre taşlan olmasını engelliyor mu? "Umnt" da özellikle 1960 sonları Türk sinemasının inanıunaz yozlaşmışhğı içinden gelmiş, hemen hemen tek başına sinemamıza yeni kapılar açmış, yeni seçenekler sunmuştur. "Umnt", bugün 20 yılın ötesinden bize her şeye karşın çok güzellik bu: Bir damla su gibi. güzellik bu: Bir damla su gjbi. V Ve "Umnt", Türk seyircisine özellikle genç kuşaklara sanırım nerdeyse su gibi gerekli bir filmdi. Ardından diğer Gnney'ler de gelecektir kuşkusuz. Guney'in yeniden halkıyla seyircisiyle buluşması tarihsel bir olaydır. Bu >azıyla bu olaya küçük bir not düşraek istedik. • Kültür Servisi Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Anasanat Dalı mezunu Meltem Guney'in seramik ve desen çalışmalan 5 marttan itibaren Yonca Modera Sanat Galerisi'nde sergilenecek. tlk kişisel sergisini açan Günaydın, halen aynı üniversitede yüksek lisansa devam ediyor. UGUN • 'Kültür ve edeblyat' Dr. Husamettin Arslan'ın katılacağı "Kültür ve Edebiyat" konulu söyleşi saat 14.00'te Vezneciler Kuyucu Murat Paşa Medresesi'nde izlenebilir. • Film gösterlleri İFSAK merkezinde saat 19.00'da Woody Allen filmleri toplu gösterimi kapsamında sanatçının "Hannah ve Kızkardeşleri" adlı yapıtı gosterilecek. • Tiyatro şenliği lstanbul Hukuk Oyunculan "Bir Tek Daha"yı 14.00'te, Tiyatro Renk iki kısa oyunu 20.30'da Pendik Atatürk Kültürevi'nde sergileyecek. • Sözen'in sergisi Gurol Sözen'in resimlerinden oluşan sergi Galeri Vinci'de açıhyor. • ErolKardinletisiEroI Kar saat 20.00"de Ortaköy Cafe Galeri Çizgi'de bir dinleti sunuyor ve izleyicilerle söyleşiyor. Avrupa POLONYA'NIN CAZ YILDIZLARI p a z a r ı n d a J T B C A O A N M R U A T U S K D S Z O Z S V R S Z T Z Ü S I P K A K R L K C O S I K T I StephenKing'in romanındanbeyazperdeye 'HayvanMezarhğı' Türkîye Meraklısma korku ve £antezi Stephen King, günumüzün bu çok unlü ve çok popüler yazan, başarısını birçok şeyin yanında sanırım biraz da şuna borçlu: BILSAK'TA BUGÜN 2 Mart Cuma: 19.00 Gecmişten Gdeceğc Tnrk HikayecUigi. Hulki AKTUNÇ, Nazlı ER.AY, Güven TURAN, Feridun ANDAÇ, Mahir ÖZTAŞ. 19.00 TİYATRO: "tste Baş, Işte Gövde, tşte Kanatlar" Yazan: Sevim BURAK, Oynayan: BİLSAK TİYATRO ATÖLYESİ GORSEL SANAT ATÖLYELERİ Mehmet GÜLERYÜZ'le Resim Çalışmalan. PerşembeCuma 10.0001.00 arası CAFEFOYERBAR BİLSAK Herkese Açıktır. BtLSAK, Sıraselviler, Soğancı Sok. No: 7 CİHANGİR 143 28 79 143 28 99 2 3 K R M A R M A R T O N E Z T C U M C U M A R T E S E CE E u R Ğ V A A R u S 9 M Y D A u z 1 6 8 6 6 6 0 1 6 8 o 6 6 6 1 STRASBOURG (Cumhuriyet) Türlflye önceki gün AvH rupa Parlamentosu binasında duzenlenen bir törenle EurimaA ges'a resmen üye oldu. 21 şubat tarihinden bu yana Strasbourgİ ta Contreplongee dergisi tarafından gerçekleştirilen "Türk Sinema Günleri" kapsamında duzenlenen, "Türkiye'de Sinema ve Yaratıcdık" konulu toplantı öncesinde gerçekleştirilen törende N Kültür Bakaru Namık Kemal Zeybek de bulundu. Türkiye, değişik Avrupa ülkelerinde üretilen filmlerin yapımına ve dağrtımına parasal yardım sağlarken hem üye ülkeler arasındaki kültürel ilişkileri geliştirmek hem de kültürel farklıhklan savunmak amacıyla Avrupa Konseyi üyesi ülkeler tarafından kurulan Eurimages'ın 18. üyesi oluyor. Kurum üyesi olan ülkelerden en az üçunün ortak tasarısına yıllık 80 milyon frankhk (35 milyar Türk Lirası) bütçesinden destek sağlayabiliyor. Tören sonrasında yapılan oturumda ise Lütfü Akad, Türkân Şoray, Ali Özgentürk ve Engin Ayça konuşmalar yaptılar. Tunç Başaran altyapı eksikliğinin öneminı savunurken Onal Kutlar, Amerikan tekeline karşı önlemler alınması gerektiğini savundu. Daha sonra Vecdi Sayar yasal duzenlemelerin gereğine dikkat çekti. Hayvan Mezarlıgı (Pet Cemetary) / Yönetmen: Mary Lambert /Oyuncular: Dale Midkiff, Fred Gvvynne, Denise Crosby, Brad Greenquist, Michael Lombard/ Bir Paramount filmi (Beyoğlu, Süreyya, Bakırköy 74) IWf) MLZİK VILI HTKİNLİKLKRİ İSTANBUL BUYÜKSEHİR BELEDİYESIATATÜRK KlTAPUĞrnın ısbirU& ile muziK TaksımSanyer minubüs durağı yanı) CEM KARACA Cumartesi söyleşileri 3 MART CUMARTESt Saat: 14 0016.00 arası (AdreS: Alatürk KiLaplığı. Sheraton Oteli atiası. Korku/gerilim öykulerini, fantastiğin kendine özgü dünyasmı, karanlık şatolardan, ıssız evlerden, egzotik ve ırak mekânlardan alıp gündeliğin dekoruna. daha da açıkçası, aıle biriminın mekânına indirmek... Hemen tüm King romanlan, başta aynntıli biçimde betimlenmiş bir aile birimi içinde geçiyor. Ve seyirci için korkunun ve fantastığin birden, beklenmedik biçimde bu sıradan ve "sıcak" dünyada ortaya çıkması, sonuç YAZARIN DA ROLÜ VAR "Hayvan Mezarlıgı" adlı filmde, olarak daha etkileyici, daha romanın yazan Stephen King de rol alıyor. King'in romanı dilimi "vurucu" oluyor. ze "Gecenin Pençesi" adı\la çevrilmişti. Slephen King'in en iyi romanlanndan biri sayılan (ve bize "Ge uzak kavramlar!.. Ama önce evin ııcıı lerk edilmiş bir Kızılderih cenin Pençesi" diye çevrılmış hemen onundeki yoldan gece mezarlığının keşfi...Kedınin olan) "Hayvan Mezariıgı", bu gunduz demeden hızla geçen dev yenıdenaına değişik bir kışihklekuralı bozmuyor. Alabildiğine se kamyonlar, sonra hemen civarda dunyaya gelmesı.. Ve sonra, o divimli bir kız ve bir oğlan çocuk ki "hayvan mezarlıgı". Yola kur ğer beklenmedik, korkunç kaza. King, gerçekten de once ustalarıyla. doğadaki bu güzel eve ban verilen kedı, yaşlı bir gelip yerleşen tipik bir Amerikan komşunun rehberliğiyle, gomü lıkla tasvır ettiği yakın. bıldik bir ailesi için korku ve dehşet ne denli lenlere yeniden can verdiği soyle çevre içinde fantastık bir âlemi yaratmayı çok iyi biliyor. Mary Lambert için aynı şey söylenebilir mi? Reklam fümcilığinden geldiği belirtilen bu genç (ve kadın) yönetmen, geçen mevsim de çok ilginç bir romandan, "Siesta"dan yaptığı aym isimli uyarlamayla karşımıza çıkmıştı. Lambert, bu kez sanırım daha sinemalaştınlabilir" bir yapıttan yola çıktığı için daha başanlı olmuş. Filmin genelde merakla izlendiği gibi, "şok" sahneleri de az güçlü değil. Yine de "Hayvan Mezarlığı", insanı tam anlamıyla doyuran \e turunde bir doruk oluşturabilecek filmlerden değil. Mary Lambert, korkuyu \e fantastiği yakalayıp sinemalaştırmayı biliyor. Ama "tedirginliği" yakalamayı ve perdeye yansıtmayı aynı olçude bildiği söylenemez. Filmde, gorsel şoklann arasında ustaca kurulması gereken merak, kaygı, tedirgin bekleyiş anlar, yeterince guçlu değüDolayısıyla "Hayvan Mezarlıgı", sürekli bir gerilimi gorsel şoklara bıraz feda etmış bir film gibi duruyor. Ve romanın verdiği o sıkmtıyı aynı guele veremivor. Yine de merakiılannın kaçırmaması gereken, tunınde oldukça ilginç bir gosteri. Geçen Avoriaz şenliğinde jurıden odul almadnsa da, "halk ödülü" aldığım, yani seyircinin en beğendiği film seçildiğıni anımsaıalım. BİLSAKTA YOGAMEDİTASYON ZERRİN AKGÜN 5 Mart30 Nisan 1990 Pazartesı ve Çarşamba gunlerı 18.30 KAYITLAR BAŞLAMIŞTIR. Sıraselviler, Soğancı Sokak 7, CİHANGİR 143 28 79143 28 99
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle