Katalog

2 MART 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Gorbaçov'a EPPdan mesaj • Dış Haberier Servisi Uluslararası Ba&ın Enstitüsü (1PI), 3 Türk gazetecisinin Sovyetler Birliği'nde gözaltına alınmalannı .kınadı. Merkezi Londra'da bulunan enslitünün ' direktörü Peter Galliner tarafından SSCB Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov'a . gönderilen mesajda Milliyet Gazetesi'nden Mücahit Büber ve Rafet Ballı ile Günaydın Gazetesi'nden trfan Sapmaz'ın Bakü ve Nahcivan'daki olaylan .izlemek üzere gittikleri sırada gözaltına alınmalan Insan Haklan Evrensel Beyannamesi'nin 19'ncu maddesine aykın olduğu bildirüdi. Peter Galliner'in mesajında adı geçen gazetecilerin bir an önce serbest bırakılmaları ve görevlerini serbestçe yapabilmelerinin sağlanması da istendi. Zirve çıktnaza girdi Üç gündür süren Kıbrıs görüşmelerinin ilk bölümünde BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar'ın koyduğu hedeflerin hiçbiri gerçekleşmedi. Genel sekreter bir çıkış yolu anyor. Dünkü görüşme Cuellar'ın güvenlik konseyi üyeleri ile temaslanm tamamlayamaması nedeniyle bugüne ertelendi. Görüşmeler her an kopma aşamasında. ŞEBNEM ATtYAS NEW YORK Birleşmiş Milletler'de üç gundür devam eden Kıbrıs görüşmelerinde Genel Sekreter Perez de Cuellar'ın koyduğu hedeflerin hiçbiri gerçekleşmedi. Görüşmeler kopma aşamasına geldi. Türk tarafırun Lefkoşa'ya daruşarak vazgeçmeyeceğini ifade ettiği "kendi kaderini tayin hakkının ifade edilmesi" yolundaki tutumu nedeniyle görüşmelerin kilitlenmesi üzerine, Cuellar dünü bir çıkış yolu bulmak üzere temaslar yaparak geçirdi. Güvenlik Konseyi üyeleri ve ABD Dışişleri Koordinatörü Bu>1ikelçi Ndson Lcdsky ile göruştüğu bildirüen Cuellar, dün yapılması gereken görüşmeyi, çalışmalarııu tamamlamadığı gerekçesi ile bugüne erteledi. DENKTAŞ Temkinli. CUELLAR Arabulucu. VAStLlU Uzlaşmaz. "terael ilkeleri" içeren bir sayfalık bir metin sundu. Kıbns Rum Kesimi Lideri Yeorgios Vasiliu, görüşmelerin ilk turunda sonuç alınamaması uzerine "1960 Anayastsı yiiriirlüktedir ve Türkler kendi gelecelderini tavin hakluna sahip değildir" şeklinde açıklama yaptı. Vasiliu'nun bu açıklaması uzerine KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş da, "Görüşmelere devam edip etmeyecegimi, hükıimetime danışmaın gerekir" dedi. Bu açıklamalar, Nevv York'ta devam eden Kıbrıs zirvesinde "iplerin tamamen koptuğu"nu gösteriyor. BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar da, dün, KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş tarafından sunulan 27 sayfalık belgeyi incelemek için süre istedı. Bunun üzerine, görüşmelerin dünkü oıurumunun iptal edildiği, böylece Denktaş'ın büyük bir olasılıkla bir hafta daha New York'ta kalacağı bildirüdi. Önceki gün Cuellar, taraflara "Tenei ilkeler" başhkh metni dağıttıktan sonra Vasiliu, Rum tarafının bu konudaki göruşlerini dile getirdi. Denktaş ise, bir anlaşma taslak metni dağıttı ve "anlamlı görüşmeler için Vasiliu'nun da yazılı olarak bu oneriye cevap vermesini bekledigini" bıldırdi. Bunun üzerine Genel Sekreter, görüşmelerin ikinci kısmına geçilmeden önce bir süre çalışması gerektiğini belirterek dünku görüşmeyi öğleden sonraya bıraktı. Bu arada sabah, Cudlar'ın, taraflarla ayn ayn görüşmesi bekleniyordu. Açılış konuşmasında görüşmeler için gayri resmi tutanak tutulacağını belirten Genel SekreteTİik, bunu henüz taraflara düzenli olarak iletmeye başlamış değil. Denktaş, Vasiliu görüşmesinin ilk turunda anlaşma sağlanamadı DUN1ADA BUGUN ALISIRMEN Bush'un Mektubu Bush "bush"luğunu yaptı, Senato'dan Ermeni taşansının çıkması için destek verdiği yetmiyormuş gibi bir de TÖ'ye içeriğinin şindirilmesi güç bir mektup gönderdi. DYP lideri Demirel, TD'nün Bush'tan mektup aldığını açıklayınca, VVashington'da da, Ankara'da da bazı çevreler namenin içeriği hakkında hiç değilse bazı bilgiler vermek zorunda kaldılar. Yapılan açıklamalara göre, Bush, TÖ'ye gönderdiği mektupta seçim kampanyası sırasında Ermenilere verdiği söze uygun olarak soykınmın anılmasının sağlanması için çaba göstereceği vaadini tutmaya niyetli olduğunu ve Ermeni temsilcileri ile Türk yetkilileri arasında diyaloğun kurulmasına önayak olma yolundaki kararlılığını bildirmektedir. Her şeyden once, dünyanın yeni bir yapılanma dönemine girdiğı, ittifaklann yeniden oluştuğu, geleceğe yönelik önemli gelişmelerin temellerinin atıldığı şu günlerde Bush'un gönderdiği mektubun, birçok konunun açığa çıkması ve Türkiye'nin bazı gerçekleri net bir biçimde görmesi açısından son derece yarariı oiduğunu söylemek de gerek. Bush'un Ermeni tasansının Senato'da görüşülüp iki kez gundeme alınmasının reddedilmesi sırasındaki tutumu, TürkAmerikan ilişkilerinin son 25 yılını etkileyen büyük bir kandırmacaya son vermiş bulunmaktadır. Bilindiğı gibi daha önce ABD yönetimi Yunanistan ile Türklye arasındaki 7/10 veya ambargo ya da Kıbrıs anlaşmazlığı sorunlarında Kongre'nin aldığı ve yönetimi de bağlayan kararlar karşısında Ankara'ya hep "Biz sizin dostunuzuz, ama bizim gerçeklerimize anlayış gösterin. Görüyorsunuz, başımızda bir Kongre sorunu var ve biz yönetim olarak her zaman Kongre'ye söz geçiremiyoruz" diye seslenir ABD; böylelikle ABD'nin kimi zaman dostça olmayan, kimi zaman da açıkça düşmanca diye nitelenebilecek davranışları karşısında Ankara'nın tepkisini dengelemeye çalışırdı. Doğallıkla aklı başında kimse bu mazeretlere kulak asmaz, bu yutturmacalara kanmazdı. Herkes bilirdı kı devletler arasında ilişkiler 'devletten devlete'dir ve her devletin yetkilı organının karan dış politikada yalnız o organı değil, tüm devleti bağlamaktadır. Ama VVashington ile sorun yaratmak istemeyen kimi iktidarlar ile çevreler, çarnâçar bu 'mazereti' (!) kabul ederlerdi, İşte bugün Bush'un açık tutumuyla bu söylence sona ermiş, bu aldatmaca tarihe karışmıstır. Çünkü bu kez açıkça görülmektedir ki, Senato'nun Ermeni Önerilerini reddetmesine karşın, Başkan Bush onlara destek vermektedir. Kısacası, Türkiye'ye yönelik düşmanca tavır karşısında ABD yönetiminin sanlabileceği hiçbir mazeret kalmamıştır. Evet, Amerikan yönetiminin Türkiye'ye karşı tavrı düşmancadır. Tavırdaki düşmanlık her şeyden önce, Başkan'ın senatörlere gönderdiği mektupta kullandığı "19151923 yıllan arasındaki dramatik olaylar" deyiminden kaynaklanmaktadır. Daha önce de çeşitli ülkelerde, çeşitli yerlerde sözde Ermeni soykırımı ile ilgili iddialar ortaya atılmıştı, ama bunların hiçbirinde "19151923" deyişi kulianılmamıştı. Bu son girişim ile kendilerini avantajlı durumda hıssetmiş olan Ermenılerin Türkiye Cumhunyeti'ni ileride köşeye sıkıştırabilecek hesaplar içine girdikleri görülmektedir. Doğrusu ABD Başkanı Bush'un bilerek ya da bilmeyerek böylesi bir girişime aiet olması tam anlamıyla düşmanca diye nitelendirilecek bir tııtumdur. Ayrıca Başkan Bush'un "Ermeni liderler" ile Türkiye arasında diyalog deyişinden neyi amaçladığını anlamak da güçtür. "Çrmeni liderler" kimlerdir? Bunların devletler hukukundaki statüieri nedır? Kimi, hangi güçle ve gerçeklikle temsil etmektedirler? Ayrıca bunlar Türkiye ile hangi sıfatla dıyaloğa gireceklerdir? Türkrye Cumhuriyeti Devleti hangi kurala dayanarak, hangi nedenle bu Ermeni liderler ile diyaloğu kabul eaecektir? Böyle bir diyaloğun devletler hukuku içindeki yeci nodir? Türkiye'nin bağımsız ve onuriu bir ülke için kabulü olanaksız böylesi bir diyaloğu kabul etmesi halinde gelecekte ne gibi istemlerle karşılaşması olasıdır? Böyle bir diyalog neyin kabulü anlamını taşıyacaktır? CIA'nın eski, ABD'nin yeni başkanı herhalde bu soruların yanıtlarını bılebilecek durumdadır. Hiç değilse danışmanları ve uzmanları kendisini bu açıdan bilgilendirmişlerdir. Peki o zaman Sayın Bush hangi cesaretle TÖ'ye bu mektubu yazabilmıştir? Acaba Bush, Türkiye'nin tepkisizliğine mi güvendi? Yoksa tepkisizliğine, umursamazlijğına güvenilen kişi, mektubun zarfı üzerinde adı yazılan TO müydü? Mısır'da otel yangını: 16 ölü • KAHİRE (AA) Mısır'ın başkenti Kahire'deki Heliopolis .Sheraton Oteli'nde çıkan yangında 16 turist öldü, 70 kişi de yaralandı. Yangının ilk olarak otelde otantik bir ,hava yaratmak amacıyla kurulan bedevi çadırında bulunan sobadan yayıldığının anlaşıldığını belirten yetkililer, yangın sonucu otelin lobisi ve birçok odanın harap olduğunu kaydettiler. Mısır Turizm Bakanı Fuat Sultan da yangmda herhangi bir sabotaj ihtimali görmediklerini açıkladı. Türk diplomatlan, Cuellar'ın bugünkü görüşmeye bir belge getirmesi ihtimali olduğunu söylediler. Sekretarya ise geç saatlere değin bundan sonra izlenecek strateji konusunda karar vermek üzere çalışmalarıru sürdürdü. Bu dururn Kıbns sorununun BM Güvenlik Konseyi gündemine alınması ihtimalini arttırdı. Türk diplomatlan "Türk tarafının Güvenlik Konseyi'ne gitmekten çekinmediğini, Güvenlik Konseyi'ne hazır olduğunu" biIdirdOer. Cuellar, Güvenlik Konseyi konusunu, pazartesi gunü görüşmeler başlarken yaptığı açılış konuşmasında ortaya attı. Cuellar konuşmasında, "Bugiin başladıgımız görüşmeler son derece önemlidir. Bu görüşnıeierin sonucu, uluslararası toplulugun bakışını olduğu kadar gelecekleki diyaloğu da etkile>ecektir. Beklenti, en azından Güvenlik Konseyi üyeleri arasında, görüşmelerin Kıbns sorununun çözumu yonunde önemli bir ilerleme k^aydedilmesini saglayacak nitelikte bir sonuç alınması yönündedir" diyerek Güvenlik Konseyi'nin tehdidini taraflara duyurdu. Çarşamba gunünün sonunda başlıklar konusunda bir ilerleme kaydedilemediği kesinleşti. Yazıh metin yasağıru önce KKTC Cumhurbaşkanı dinlemedi ve "düzeltilmiş başlıklar için taslak plan", "görüşme noklalan" ve "bütunlüklü bir anlaşma taslağı önerisi" olmak üzere Cuellar'a ve Vasiliu'ya üç metin sundu. Ardından Genel Sekreter Cuellar, kendisi de yasağı bozdu ve çarşamba günü taraflara, anlaşma için ANKARA ABD'ye uygulanan önlemler kaldırıldı Türkiye'nin 18 Ekim 1989'dan bu yana uyguladığı dört geçici önlem kaldırıldı. Cumhurbaşkanlığı ve Genelkurmay'ın isteğiyle alınan bu karar, ABD'nin Ankara Büyükelçisi Morton Abramovvitz'e dün iletildi. ANKARA (Cumtaurivet Biırosu) Ermeni tasansının engelleıımesi için Amerikan yönetimini harekete geçirmek amacıyla Türkiye'nin 18 Ekim 1989'dan bu yana yürürlüğe koyduğu dört geçici önlem kaldırıldı. Cumhurbaşkanlığı ve Genelkurmay çevrelerinin isteği üzerine akndığı öğrenilen bu karar, Dışişleri çevrelerinde Amerikan yönetimine bir "teşekkür mesajı"ndan çok "Ermeni lobisinin ekmeğine yağ süren AnkaraWashington gerginliğini bitirme amaçlı bir girişim" olarak değerlendirildi. Amerikan yönetimine karşı bir yaptırım olarak gündeme getirilen önlemlerin Amerikan yasama organında, alınan bir karar sonrasında kaldınlmasının "nasıl bir gerekçeye dayandığı" sorusu ise Dışişleri yetkililerince, "Amerikan yönetimine biçbir atıfta bulunmadan, Amerikalı senatörlerin sağduyusunu vurgulayarak ve Beyaz Saray'ın bundan sonraki Ermeni tasanlan karşısındaki tutumuna baglı olarak önlemlerin yeniden gundeme gelecegini ima ederek bu karar ABD'ye iletildi" diye yanıtlandı. ABD'nin Ankara Büyükelçisi Morton Abramowitz, dun Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı. Dört önlemin kaldırıldığı bildirilirken, Türkiye'nin Ermeni tasansı konusundaki ileriye yönelik beklentileri içeren ayrıntılı bir değerlendirmesi de Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Tugay Özçeri tarafından Büyükelçi Abramowitz'e iletildi. Görüşmede, Türkiye'nin, Beyaz Sarayın daha farklı bir dille yazılacak Ermeni tasarılanna yeşil ışık yakmış olmasından duyulan rahatsızlığın da dile getirildiği öğrenildi. Türkiye'nin, Ermeni tasarılannın yeniden gundeme getirilmesi durumunda önlemleri yeniden uygulamaya koyabileceğinin diplomatik bir üslupla hissettirildiği görüşmede, VVashington'a "Şimdilik ilişkiler normale döndü. Bunun devamı sizin elinizde" mesajı iletilmiş oldu. Dışişleri Bakanlığı'ndan önlemlerin kaldırılması konusunda yapılan açıklamada ise ABD yönetimine hiçbir atıfta bulunulmaması dikkat çekti. Bu tutum, Beyaz Saray'a verilmek istenen mesajla bağlantılı olarak değerlendirildi. Öte yandan TürkAmerikan İş Konseyi Türk Tarafı Başkanı Sedat Aloglu, "Ermeni tasansı yenilgiye ugradı. Artık her şey bilti. Zafer kazandık" şeklinde düşünmenin yanlış olduğunu söyledi. Senato'daki görüşmeleri yerinde izlemek üzere bulunduğu Washington'dan önceki gun lstanbul'a dönen Sedat Aloğlu, dün düzenlediği basın toplantısn.da, müzakereler sırasında Senatör Robert Byrd'ün Turkiye lehinde gösterdiği çabadan övgüyle söz etü. Yapılan çeşitli çalışmalar sonucu birçok senatörün de tasarıyı desteklemekten vazgeçtiğini anlatan Sedat Aloğlu, "Şu aşamada kazanılan başarı, sahası ve raunt adedi belli olmayan, oyun kurallan degişebilecek bir maçın ilk raundunu sajı hesabı ile kazanmış olmakür" dedi. Mübarek'in SSCB ziyareti • KAHİRE (AA) Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek'in 19 martta başlaması beklenen Moskova ziyaretinin süresiz ertelendiği bildirüdi: Esşark Devlet Başkanı Daniel El Avvsat gazetesinin Ortega, Violeta Moskova'daki Arap diplomatik kaynaklarına Chamorro'ya, dayanarak verdiği habere Sandinist devrimden göre karar, Sovyetler • Birliği'ndeki iç gelişmeler ve sapmaması için uyarıda bulundu. Mübarek'in Ortadoğu barış çabalarının yoğunlaşması Dış Haberler Servisi Nikaranedeniyle alındı. gua'da Devlel Başkanı Daniel Or NiKARAGUA 70 ölü Ortega, Violeta Chamorro'yu uyardı Beyrat'ta ateşkes 13 gün surdu Beyrut'un doğusunda General Aoun ve Sanıir Caca'ya bağlı karşıt Hıristiyan güçler arasında dün yeniden alevlenen silahlı çatışmalarda 70 kişinin öldüğü, 150 kişinin de yaralandığı bildiriliyor. BEYRUT (Ajanslar) Lübnan'ın doğu kesimindeki karşıt Hıristiyan güçler arasında 13 gün süren ateşkesten sonra dün yeniden şiddetlenen çatışmalarda 70 kişinin öldüğü bildiriliyor. General Michd Aoun'a bağlı birlikler ile Samir Caca'ya bağlı Lübrıan güçleri arasında karşılıklı tank, top ve roket atışlarıyla dün sabah alevlenen çatışmalarda yaralı sayısının da 150'yi bulduğu kaydediliyor. Ajanslar, yoğun topçu atışı nedeniyle sağlık görevlilerinın yaralılara yardım edemediklerini belirttiler. İki Hıristiyan güç arasında 31 ocaktan bu yana aralıklarla suren çatışmalarda ölü sayısının 800*ü bulduğu bildiriliyor. Beyrut'un Doğu kesiminde denetimi ele geçirmek isteyen General Aoun ve Caca'ya bağlı birlikler arasındaki iç çatışmaların Beyrut'un Dora bolgesinde yoğunlaştığı, Aoun'a bağlı birliklerin karantina semtinde bulunan LG komutanlık bölgesine yönelik saldınlarda bulundukları ifade ediliyor. Koskotas skandalı : • ATİNA Vunanistan'daki ekonomik ikandalların gün ışığına kavuşturulması yolunda yapılan araştırmalarda, PASOK hükumetleri ;döneminde bakanlık yapmış ;olan biri daha "yakayı" ele •verdi. Dönemin Başbakanı lAndreas Papandreu'nun en '.güvenilir bakanlarından biri ;olan Agamemnon ;Kutsogeorgas'ın, adalet •bakanıyken skandallann itemel taşını oluşturan 'bankacı Yeorgios .Koskotas'tan 2 milyon dolar rüşvet aldığı şirndi •belgelerle kanıtlaruyor. Koloınbiya'da çatışma: 6 ölü : • BOGOTA (AA) ;Kolombiya'da sol eğilimli •Yurtsever Birlik Partisi'ne ;(UP) üye 6 kişinin iöldürüldüğü bildirüdi. UP iyetkilisi Julio Santana iyaptığı açıklamada, partinin •Unguia kentindeki ;toplantısından sonra, • partiye üye 6 kişinin iöldürüldüğünu söyledi. lega ile 25 nisanda devlet başkanlığına gelecek olan Violeta Chamorro arasında, üikenin yeni yönetimi konusunda tartışmalar sürüyor. Ortega, 25 nisanda iktidarı devredeceği Chamorro'yu Sandinist devrimi yok etmernesi için uyanrken Chamorro, "Üikenin komutanı artık benim" dedi. Devlet Başkanı Daniel Ortega, Managua'da katıldığı bir toplantıda yaptığı konuşmada, yeni Devlet Başkanı Violeta Chamorro'nun kuracağı hükümeti, Nikaragua devrimine karşı dikkatli davranması ve devrimi yoketmeye çalışmaması konusunda uyardı. Ortega konuşmasında, yeni yönetimin devrimi yok etmeye kalkışması dunımunda, Nikaragua halkının, Sandinista cephesiyle birlikte, haklarını kabul ettirmenin yollannı arayacağıru söjledi. "Hiç Idmse Nikaragua'da savaş istemiyor" diyen Ortega, Chamorro'dan saçma radikal önlemler almamasını istedi. önceki akşam bir açıklama yaparak Contralara karşı tek taraflı ateşkes ilan eden Ortega, ABD'nin Contralara yaptığı yardımı durdurması çağrısında da bulunmuştu. Nisan ayında devlet başkanhğı petlas ORTEGA'YA BÜYÜK İLGt Ortega, iktidan jitirdikten sonra da taraftarlannın desteğini görüyor. görevini üstlenecek olan Violeta Chamorro ise düzenlediği ilk basın toplantısında, "Üikenin yeni komutanı benim" dedi. Chamorro, Ortega ile ulusal uzlaşmanın sağlanması için çalışacağını söyleyerek Ortega'mn da uzlaşmadan yana olduğunu ve 25 nisan tarihinde bütün iktidan kendisine teslim etme sözü verdiğini belinti. Chamorro, "Ortega bugun farklı bir şey söylerse de bu militanlannı sakinleştirmek içindir" dedi. Chamorro, Sandinista ordusunun TASS, telefon görüşmesinde Nikageleceği hakkındaki bir soruya ragua'daki seçimin sonuçlan, Avkarşıük olarak "Bundan sonra kü rupa güvenliği, Alman sorunu ve çük bir demokratik güciimüz oteki uluslararası konuların ele olacak" dedi. alındığını bildirdi. Telefon konuşmasının ABD Başkanı George Sovyetler Birliği Devlet BaşkaBush'un, Violeta Chamorro ön1 nı Mihail Gorbaçov ile ABD Başderliğindeki koalisyonun seçimi kanı George Bush, önceki gun kazanmasmdan sonra Nikaraguyaptıkları telefon görüşmesinde, a'ya büyük çaplı bir uluslararası Nikaragua'daki son gelişmeteri de yardım kampanyası başlatma giele aldılar. rişiminin bir parçası olduğu sanıSovyet resmi haber ajansı hyor. Şırketımıze bağlı olmak üzere. ıl ve ılçeler düzeyınde kademelı olarak anabayıhk ve bayılıkler verılecektır. Isteklılenn bir dılekçe ile 15.3.1990 tarıhme kadar Şırketımıze muracaat etmelen gerekmektedir. llgılenenlere Anket Formu gonderılecektır. Anket Formundakı bilgiler ve ısteklının mahallınde yapılacak ıstıhbaratı sonucunda. aeğerlendırme netıcesıne göre seçılecek kışı veya şırket ile sözleşme imzalanacaktır. Daha once yapılan muracaatlar geçersız kabul edıleceğinden, ısteklılenn taleplennı yenılemelerı gerekmektedir. llânen duyurulur ISPANYA Başbakan Gonzalez'in önlenemeyen düşüşü Başbakan Yardımcısı Alfonso Guerra'nın kardeşi yüzünden patlak veren skandal üzerine mecliste iktidarı sıkıştırmaya başlayan güçlü bir muhalefet oluştu. Felipe Gonzalez istifa tehdidinde bulundu. MİNE G. SAULNIER MADRtD Bugunlerde "Büyuk Basın" diye adlandırılan belli başlı güvenilir Ispanyol gazetelerinin ortaklaşa sordukları bir soru var: "Gonzalez hiikümeti bu hale nasıl gelebildi?" Gerçekten de Ispanyol Sosyalist Işçi Partisi PSOE, olayları günü gününe izlememek durumunda anlaşılması çok guç bir çokuş içine girmiş bulunuyor. Ekim ayında yapılan gene! seçimlere karışan yolsuzluklar dolayısıyla birkaç ilde birden yapılan sandık iptallerinin sonucunda, Sosyalist Parti'nin salt çoğunluğa sahip olup olmadığı hâlâ kuşkulu. Dolayısıyla ülke, seçim öncesi hukumet üyelerinin olduğu gibi yer aldığı geçici bir hükümetle yonetilirken; Felipe Gonzalez'in kendisi Ispanyol Anayasası'nın getirdiği yasa gereği başbakan olarak onaylandı, ama hukümeti için d ö n aydır guvenoyu isteyemedı. Çok ağır işleyen yargı mekanizması ise tartışmalı seçim sonuçlarınır. bulunduğu sandık bölgelerinde bir türlü seçimleri yenileme karan alamadı. Sosyalist hükümet, uzerinden henüz bu "hileli" seçim vebalini atamamışken, Başbakan Yardımcısı ve Andaluzya Bölge Hükümet Temsilcisi Alfonso Guerra'nın "partiye büjuk iyilikleri dokunan" multımılyoner müteahhıt kardeşi Juan Guerra'yla ilgili olarak açığa çıkan "devlet eliyle iltimaslı kredi ve iklidar suiistimali" kaynaklı toprak satışlan dosyası iktidar partisi PSOE'nin kazanç hanesine yazılmadı. Konuyla ilgili soruşturma henüz süıuyor. Fakat bu arada PSOE bir taktik yanlış daha yaptı ve "iflira yayıncılık" suçlamasıyla Juan Guerra dosyası uzerine giden ve hukumet aleyhtan gorüşlere yer veren H Mundo gazetesine karşı devlet savcılığına (bizdeki cumhuriyet savcılığının eşdeğeri) suç duyurusunda bulunarak mahkeme açu. Geçen yıl bozulan Işçi Sendikalan ve hükumet ilişkilerinden bu yana yukanda sozü geçen ve eskiden tam desteğine sahip olduğu "Büyük Basın'ın PSOE yanındaki tavrı zaten erozyona uğramıştı. Bu gaze.ilerden birine mahkeme açması, Gonzalez hükümetinin butun basın tarafından hucuma uğramasını birlikte getirdi. gemş haklara sahip olan ozerkiik ooıgeıerini oluşturuyorlar. Doğu ve Batı Alınanya'nın "kendi kaderini layin hakkı" konusunda olumlu goruş bildiren İspanyol hükümetine karşı, Katalunya ve Bask bölgelerinde de eski bir "arzu" uyandı. Son oldrak ve merkez hukumetın tum itirazlanna rağmen her iki bölgenin ozerk parlamentoları ayn ayn, Katalan ve Bask halklannın demoi.ratik kurallar çerçevesinde "kendi kaderini tayin" haklan olduğuna karar verdiler. Bu karar, soz konusu bolgelerin bağımsızlık istediği anlamına gelmiyor. Katalunya'da bağımsızlık isteyen grup nüfusun "o 18'ini, Bask bolgesinde ise % 22'sini oluşturmakta. Otodeterminasyon karan, daha geniş bir özerklik getirecek anayasa değişikliğini amaçlamakta. Katalunya ve Bask bölgesi, fspanya'nın düpeduz bir federasyon, Almanya turünde bir yönetim yapısı olmasını istiyorlar. Bu yolda da "federal" sistemi yasakiayan anayasayı dcğiştirmek istiyorlar. Başta kral ve ordu olmak üzere türh merkez güçler ise böylesi bir değişikliğe şiddetle karşı çıkmaktalar. :Los Angeles'ta •deprem : • LOS ANGELES (AA) ; ABD'nin California ;eyaletindeki Los Angeles • kentinde önceki gece Richter ölçeğine göre 5.5 ;şiddetinde bir deprem oldu. ;Halk arasında büyük ;paniğe yol açan depremde Ican kaybı meydana !gelmedi. Yaklaşık beş saniye süren deprem sırasında bazı binaların •camları kırıldı. Caüfornia'nın San • Francisco kentinde geçen 17 aralıkta meydana gelen 7.1 şiddetindeki depremde 67 ;kişi ölmüş, 3000 kişi yaralanmıştı. Mürocaatooresi: PETLAS Lastik Sanayi ve Ticaret A.Ş. GENEL MUDURLUGU P.K.7 GOLHISARKIRSEHIR VACANCY AMERICAN CONSULATE GENERAL has ve vacancy for a SECRETARY who wıll serve both as secretary and personal assıstant io the Commercial Consul by performıng clerıcal tasks, typıng and stenographıc dutıes, and assıstıng ın the Consulate commercial program Completıon of hıgh school. fluerrt Englısh, several years ol secretanal experıence preferably i n a U S . Goverment agency, U.S. or Turkısh company. 60 wpm typıng, and abılıty to use telex. telefax and \word processıng equıpment requıred Application forms are available at the gate of the Consulate at Tepebaşı. Deadline for applications: March 12, 1990. Tel: 151 36 02 Özerklik politikası: Elini ver kolunu kaptır On dokuz adet ve göreceli (hepsi aynı oranda özerk değil) otonom bölgeden oluşan İspanya'nın, gerek ekonomik gerekse vaşam standardı açısından en ileri iki topluluğu var: Üikenin kuzeyinde yer alan Katalunya ve Bask bölgeleri. Bu topluluklar ayn dil ve etnik gruplarıyla tşpanya'nın en