06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahıbı Cumhunveı Matbaacılık \e Gazetecıhk Turk Anonım Şırkeıı adına •Nadir Nadi O Genel \a\ın Mudurj Hasan Ceraal. Muessese Muduru EmiK Uşaklıgil. Yazı ljkn Muduru Olty Goıennn. 0 Haber \ferke?ı Muduru Valçın Bayer. Sa\fa Duzenı ^onetmem Alı *ar. # Temsılaier \MCARA Ahmei Taa, İZMIR Hıkmrl (*anlunx. AD\\A Çcdn Vıgenoghı 1; Potoıka Cdal Bubng*. Dv Haberler Ejfm Balo. Ekonom Ccagiz Hvtm, h Sendıka Şakran K m a . Kultur Cdal Lsttr. E&tım Gencat >}bn. Haber Araşıırma IsmM Bnfcuı, Vur Haberkn Vcdci Dogao, Spor Dan^manı AbdnlkKbr YMTÜHU. [Xn Yazlar Katm Çakjkan. Araştırma Ş«iıın Mp«>, Duzelmıe \bdulllr Yucı # koordınalor Akmtl konfcan. 0 Mab Ijier Erol Eıfcnı. 4 ) Mnhasebe Bolnıl Vner # Buın: Pianiama Soj) Osmubtyogtu 9 Reklam \v>t Tonın. O Ek lövınlar 4lıvol • Idare HlKyın Gvrer. • Işietme Onder Çcüfc. • aipı-lslnr S ı i lul. 9 ftrsonel Stvgı Boamnoo«lıı Basaıt *• ta/ı Cumhuma Maıbaaalıl \>r Gazeledbk TAj. TUrk Oca|] Cad. 39/41 CaJ*o*lu H)-u Isl Pk. 246-l«anbul Td Jİ2 05 ff* OO tıalj leta. 22246 Fa*. (1} 526 60 72 9 Buroto- U > J I Zıya Gokalp EUN Inkdap S. No 19 4 Td 133 II 4M"1 , leteL 42344 Ftx. (4) 133 0< 65 9 İ M r H Zıva Blv 1352 İ2'3. Tet 13 12 » 14ta. 523» ffct (51) 19 53 «0 lnönu Cad 119 S No I feıı 1 Td. 19 37 52 (4 haO, Tdo. 62135 Fax. (71) 1» 37 52 TAKVİM 19 MART 1990 Imsak: 4 38 Guneş: 6.02 Ogle: 12.17 Ikindı: 15.40 Akşam: 18.21 Yatsı: 19.41 Ilkbahar firtınasına hazırlanınProf. Akkor Toz, küf mantarları, çiçek tozları, ağaç, çalı, ot ve hayvan tüylerinin başlıca alerjenler olduğunu söylüyor. Dr. Atabek Alerjik hastahklann çoğunun mevsimlerle ilgisinin sanıldığından az olduğunu hatırlatarak "Önemli olan, hastalığın ortaya çıkışına neden olan alerjen maddelerle temas edilmesidir" diyor. GÜNSELİ KARSAN Bir "diriliş mevsimi" olarak adlandınlan "bahar mevsimi"ne girerken kendinizi ruhsal ve fi- ziksel yönden birçok fırtınaya hazırlayın. Bahar mevsiminde meydana gelen ısı, hava basıncı ve nem oramnda meydana gelen değişık- likler çeşitli sorunlara yol açabı- liyor. Baharın gelmesıyle birçok insanda huzursuzluk, baş dön- mesi, sinirlilik, çarpıntı ve ken- dini boşlukta hissecmek gibı ra- hatsızlıklar görulebiliyor. BunJarın yanı sıra bahar, be- raberinde birçok guzelliği de ge- tiriyor. Bu dönemde ınsanların daha duygusaJ, daha heyecanlı ve açık oldukları gözlenıyor. Baharın meydana getirdiği ra- hatsızlıkların en önemlisi olarak ise aJerjiler gösteriliyor. AJerji konusunda göruştuğu- miız Istanbul Tıp Fakültesi tç Hastalıkları Alerji BiJim DaJı Başkanı Prof. Aytuğ Akkor aler- jiyi dışarıdan giren bir maddeye karşı vücudun normalden farklı tepkı göstermesı şeklinde tanım- layarak "Alerjik belirtiler, ato- pik adı \erilen ve kalıtsal yolla sonraki kuşaklara da yansıyan deri ve mukoza geçirgenliğinde bozukluk bulunan kişilerde go- ralmektedir. Dunya nufusunun yakiaşık yuzde 10'u, alopik bun- yeli kişilerden oluşmaktadır. Bu- na göre Turkiye'de 5.5 milyon atopik kişinin bulunduğu du- şoDİılebilir" dedı. Doğadaki hemen hemen tum maddelerin alerjen etkı göstere- bileceğinı belırten Prof. Akkor toz, kuf mantarları, çiçek tozla- rı, ağaç, çalı, ot ve hayvan tuy- lerinin başlıca alerjenler olduğu- nu sözlerıne ekliyor. Prof. Akkor, atopik bünyeli kişilerin evlerinde çiçek bulun- dunnalannın sakıncalı olduğunu vurgulayarak sozlerine şöyle de- vam etti: "Özellikle alerjik nezle veya Artık erkeklerde dadılık yapıyor Dış Haberier Servisi — Bernd Brand 48 yaşında ve bir çocuk sahibı. Uzun >illar boyunca rek- lam sektöründe metin yazarlığı yapan Bernd Brand'ın yeni bir işi var. Bernd Brand "gundelikçi anne'. Alman 'Scala' dergisinde yer alan haberde, tıpik bir kadın işı olan "gundelikçi anne" mes- leğınin erkekler arasında da yay- gınlaştığına dikkat çekıliyor. Sorun Uk kez '70'li yılann baş- larında yoğunluk kazanmaya başlamıstı: Giderek daha çok ka- dın çocuk sahibi olmak istiyor, ama bu nedenle kariyerlerinden vazgeçmeye gönüllen razı olmu- yordu. Bebek doğup emzirme ya- şını geçınce işler daha da zorla- şıyordu. Yuva ıçin henuz erken- di, kreşlerde ise yer bulunrnuyor- du. Bazı anneler uç dört kişilik gruplar oluşturarak karşılıklı olarak birbırlerine yardımcı ol- ma yolunu'seçtiler. Nobetleşe ço- cuklara bakıyorlardı, ama kısa zamanda bunun ideal bir çözum olmadığı ortaya çıktı. Pek çoğu tum çabalara rağmen yine de raesleğine veda etmek zorunda kaldı. Bunun uzerıne Federal Alman AiJe BakanJığı bir model proje- yi finanse etmeyi kabul etti. Bu proje uyannca çocuklar "günde- likçi anne" denilen kadınlar ta- rafından gun boyunca para kar- alerjik bronşial astımı bulunan hastalann ev ve işyerlerinde açan çiçek bulundurmanıalan gerekir. Çiçeklerden etrafa yayılan çiçek tozlan aşın duyarlılığı olan kişi- lerde alerjik şikâyetlerin şiddel- lenmesine neden olmaktadır. Bu kişilerin ormanlık ve kırlık alan- lardan çiçek açma mevsimleriıı- de kaçınmalan gerekmektedir. Alerjik goz nezlesi de havada po len yogunlugunun vukseldiğj ük- bahar ve yaz aylanoda ortaya çıkmakta ve sonbahar aylannda azalarak kayboJmakladır. Ancak polen dışı alerjenlere karşı duyar- lılığı olan kişilerde şikâyetier bu- tün yil surmektedir." Bahar aylarmda ortaya çıkan an ve böceklerın de alerjiye ne- den olabileceklerini söyleyen Prof. Akkor sözlerini şu şekilde tamamladı: "Bazı atopik kişUerde an sok- masını takiben sokma yerinde veya vucudun diger bölgelerinde yaygın kabank ve kaşınnlar mey- dana gelebilir. Llkemizde en çok balanlan alerjiye sebep olmak- tadır. Aynca uçucu boceklerin insanlan soktuklan yerlerdc ve- ya vuculla da kabartı ve kaşıntı gelişebilmektedir.'' Dahılıye Mutehassısı Dr. Er- dal Atabek bahar aylannm aJer- jik hastalıklann mevsımı olarak bilindiğinı, fakat alerji olduğu bi- lınen birçok hastalığın mevsim- lerle ilgisinin saruldığından da az olduğunu söyleyerek, "Burada önemli olan hastalıgın ortaya çı- kışına neden olan alergen mad- delerle temas edilmesidir" dedi. Dr. Atabek, "saman nezle- si"nin mevsimsel bir alerji oldu- ğunu sozlerine ekleyerek şunları söyledi: "Burada alergenler ruzgârla taşınan p*,ek tozlan oldugundaa, agaçlann yarattığı hastahk ilk- yazda, yaz otlannın tozlanna baglı olanı yaz aylannda, yaba- ni ot polenlerine bağlı olanı son- babarda ortaya çıkar." şılığı bakılacaklardı. Sonuç fev- < kalede olumlu oldu. Gündelikci : anneler tarafından bakılan ço- cuklar, gerek toplumsal gerek ze- ka gelişûni acısından kendi anne- leri tarafından bakılan çocuklar- dan hiç geri kalmıyorlardı. Us- telik hatta bir alanda diğerlerin- den daha da ustundüler. Baska- larıyla daha kolay ilişki kurabi- liyor ve daha az ürkek davranı- yorlardı. Kuçük kızını yiıvaya götürup getirirken, diğer annelerin önerisi uzerine "gundelikçi anne" olma- ya karar veren Bernd Brand da tıpkı diğer gundelikçi anneler gibi bu yeni mesleginin resmen onay- lanmasını beklemehydi. Bernd Brand yetkili makamlara başvur- du ve Sosyal Hizmetler Dairesi incelemelerine başladı. Evinin belli bir buyukluğe, çocukJann oynayabihnek için yeterince ye- re sahip olması gerekiyordu. Ay- rıca çocukları sevip sevmediği, oniarı oyalayabılip oyalayama- yacağı da araştınldı. Çeşitli bu- rokratik işlemlerin halledilmesin- den sonra Bernd Brand'ın gun- dehkp anneliğı resmen onaylan- dı. Bernd Brand yemek ve diğer giderler için çocuk başına ayda 457 raark alıyor. Ancak paranın o kadar önemli olmadığını belir- ten Bernd Brand, "En bıiyiik te- şekkür, çocukJann mutlulugu" dıvor. Metin And, tiyatro, kültür tarihi, sosyal tarih alanlarında 42 kitapyazdı 'Tiyatro, yaraücı olmalı9 Birkaç yıl once yaptığı "hayat muhasebesi"nden sonra Batı tiyatrosuyla ilgilenmekten vazgeçen Metin And, kendi illuzyon gosterimlerini 60 saatlik video filmine almaya hazırlanıyor. Çekim 4-5 yıl sürecek. ALPAY KABACALI "Tiyatro beni sarmıyor artık. AİO yıldır ayak basmıyorum tiyar- roya, sıkıldım... Tiyatro, köke- ninde gormeye dayanıyor. Oysa gunumuzde bir edebiyatçı otunı- >or, evinde bir metin yazıyor. Bu- tün tiyatrocular onun bizmetin- de... Onu ezberiiyoıiar, oynuyor- lar. Goze fazla hitap eden bir la- rafı yok bunun. Tiyatro yaratıcı olmalı. Ama degil, yerinde sayı- yor. Bir parça taklit, bir parça da yavan şeyler. Evrensel bir dil ola- mıyor." Tiyatro alanındaki inceleme ve araştırmalarıyla yalnız Turkıye'- de degil, butun dunyada da tanı- nan Metin And böyle dıyor. O Metin And ki butun bir yaşamını bu yolda harcadı, tiyatro uzerine otuz kadar kitap yazdı. Ulaştığı kaynaklar yönunden bile hayran- lık uyandıran çalışmalardı bunlar. Sozgelımi Lübnan'da elde edıp getirdiği Eımenice kaynaklan bi- rer birer okutmuş ve "Osmanlı TiyatrosıT'nu ınceierken bunlar- dan yararlanmıştı. Çince, Rusça kaynaklar kullanmıştı kitaplann- da. Amerika'da, Sovyetler Birli- ği'nde, Fransa'da, ttalya'da, Al- manya'da, Ingiltere'de, daha bir- POR TRE Prof. Dr. METİTV A\D Tiyatro ve halk dansları 1927'de Istanbul'da doğdu. Galatasaray Lisesı'nı (1942) ve IU Hukuk Fakultesı'ni bıtirdi (1950). Rockefeller Vakfı Bursu'nu kazanarak ABD \e A\rupa'da incelemelerde bulundu (1956-57). Forum dergisinde tıyatro ve bale eleştirmenlığiyle başlayan ve on beş yıl suren serbest yazarlıktan sonra Al) Dil ve Tarih-Coğrafya Fakultesi'nde (DTCF) kurulan Tiyatro Kursusu'nde oğretim gorevlısı oldu. Doçentliğe, profesorluğe yukseltıldı (1980); bölum başkanlığına getinldı. Tiyatro ve halk dansları uzerme çok sayıda kıtabı var. Baslıcalan şunlar: Kırk (iun Kırk Gece (1959), Turk Koylu Dansları (1964), Geleneksel Turk Tiyatrosu (1969). Meşrutiyel Doneminde Turk Tiyatrosu (1971), Dunyada ve Bizde Golge Oyunu (1977), Cumhuriyet Donemi Turk Tiyatrosu (1983) Şugunlerde yayımlanan METİN AND — YÖK'le universite, yuz yıldan 42. kıtabı Tiırkiye'de İlalyan Sahnesi - Ital.vân da daha geriye giltniştir. Sahnesinde Turkiyeadını taşıyor. çok ulkede aylar, yıllar boyu ku- tuphanelere kapanmış; en az sek- sen kitaplık "malzeme" toplamış- tı. Turkıye'de ve yurtdışında çı- kan ansıklopedilere, sureiı yayın- lara, bilimsel dergilere binı aşkın yazı yazmıştı, kimisi doğrudan doğruya Ingilizce... Tiyatroya gitmekten vazgeçtiğı gıbı DTCF'de tiyatro dersleri de vermez oldu. Yunan öncesi eski uygarlıklarm mıtolojisinı ve As- ya tıyatrosunun geleneksel kay- naklarını konu alan dersler veri- yor şimdi. (Avrupa tiyatrosuyla il- gısinı kesmiş, ama Asya tiyatro- suna ilgi duyuyor. Olanak bul- dukça Japon, Çin, Hint, Vıetnam tiyatrolarını izlıyor, araştınyor.) Tiyatroyla ilgilenmiyor da ne yapıyor? Oraya gelmeden, tiyat- ro tutkusunun nasıl başladığmı kı- saca görelim: Hukuk fakültesi öğrendsiyken müziğe, tiyatroya ilgi duyuyor. Piyano çahyor, konservatuvarda- ki dersleri izliyor... Fakültenin son sınıfında, "hayatı tarumak için" adliyeye gidip dava izieme- ye kalkışıyor: "Birkaç ay duzenli gittim. Sa- bahtan akşama kadar... Bir bak- tıra ki bizim okuduklanmızla hiç ilgisi yok... Fakulteyi bitirince. uluslararası ekonomik hukuk uze- rine yoksek lisans yapmak için Londra'ya gittim. Bir yandan her gece konsere, tiyatroya filan gidi- yorum Londra'da... Sonra neme lazım hukuk filan dedim, kendi kendimi yetiştirmeje başladım." O yetiştiriş bu yetistiriş... O za- mandan beri kannca gibi ça- üjıyor... Beş altı yıl önce bir "hayat muhasebesi" yapmak gereğini duymuş. Notlannı, yanm kalmış vaJışmalarınj göstererek anlatıyor: "Madem bıitun hayanmı bun- lara hareamışım, bunlar bir çeşit var oluş nedeni olmuş benim için, tamamlamadan gidersem kendimi ınkâretmis olururn. Hiç olmazsa ea onemlikrini deferlendirmeli- yim." Şimdi kultür tarihi, sanat tari- hi, sosyal tarih konulanm ön pla- Başka erkek "Saçlan kesilmiş alabros. Vucut kas acısından iyi gelismiş. Üzgun ve siızgun bir haleti nıhiyenin abidesi gibi çömelmiş yere. Elindeki galiba carşaf. Dağınık bir yataktan kalmış. Dışanda bir İskandinav göneşinin soluk pınltısı." Dört şiir kilabı yayınevi tarafından reddedilmiş bir reklam yazanmn incileriydi bunlar. Finli reklamcılann bir erkek deodorantı için seçtikleri model böylt tanımlamalar getiriyordu kimilerinin aklına. Finlandiya'da yayımlanan kadın dergisi Anna'daki bu fotoğraf "baska erkek"in fotogrefı. Bu erkek, aslında "yumuşak erkek." 2000'li yıllann Avrupah erkegi. Hassas. Kınlgan. Hüzunlu. En çok da yalnız. * 'Küçük anne'nin yaşı Afyon Doğumevi'nde bir erkek çocuk doğuran S. B.'nin gerçek yaşının 9 değil 15 olduğu açıklandı. Afyon Valisi Bekir Aksoy, olayın tıp literatürüne geçecek müstesna bir durum olmadığını söyledi. HAKKI MERDİVENCİ AFYON — Uğradığı tecavuz sonrası hamile kalan ve Afyon Doğumevi'nde bir erkek çocuk dofuran S.B.'nin gerçek yaşının 9 değil, 15 olduğu açıklandı. Geçen hafta Af>on Doğum- evi'nde bir erkek çocuk dunyaya getıren S.B!nin 9 yaşında olduğu- nun açıklanması, "ender gorulen" olay olması bakımından kamuoyunun ilgisını çekmiştı. Konuyla ilgili olarak Cumhuriyet muhabinnin sorulannı yanıtlayan Afyon Valisi Bekır Aksoy ve Sağ- ük Mudur Vekili Dr. ıbrahim Öz- soy, S B.'nin gerçek yaşının 15 ol- duğunun belirlendiğini açıkladı- lar. Vali Aksoy, açıklamasında şöyle dedı: "Nufus kutuğunde yaşı 9 ola- rak belirtenen ve uğradığı tecavuz sonneu Afyon Doğumevi'nde se- zaryenle bir erkek çocuk doguran S.B.'nin dogum olayı, tıp lilera- turiine geçecek müstesna bir du- rum degildir. Doğum öncesi \e sonrası yaptınlan yaş tespitlerin- de S.B.'nin gerçek yaşının 9 olma- yıp 15 olduğu tespil edildi. Ola- ya Cumhuriyet Savcılıgı el koydu. Sorusturma surıiyor." II Sağhk Muduru Ibrahim Oz- soy da doğumu yaptıran Dr. Mehmel Telek'ın, "Kendi rekla- mını yapmak amacıyla, S.B.'nin yaşım kuçuk goslerdiğini" one surdu. Özsoy, "Sır saklaması ge- reken doktor, Hipokrat yeminini de çiğnemiştir" dedı. Bu arada Cumhuriyet muhabı- nnın goruştuğu komşuları v'e ak- rabaları, S.B.'nin gerçek yaşının 15 olması gerektığını, 9 yaşında olamayacağını sovlediler. na alıyor ve her zamankı gibi ye- di sekiz kitap üzerinde çaiışıyor. Işte birkaç örnek: 17. Yüzyılda Çarşı Ressamlan, çarşılarda ısmarlama resım yapan sanatçılan konu alan, ikı yuz renkli resmin yer alacağı ilginç bir çalışma. Turkiye'de bulduğu bir iki, dışanda çeşitli mıizelerde bul- duğu yirmi beş kadar albümden yararlanarak hazırhyor. Türkçe ve Ingilizce metin aynı ciltte yer alacak. 16. Yüzyılda tstanbul'da Giinlük Yasara, hiçbir inceleme kullamlmadan, doğrudan doğru- ya o çağda Istanbul'a gelmiş gör- gü tanıklannın anlatımlanndan yararlanılarak oluştunılan bol re- simli bir kitap. Ingilizcesi ve Türkçesı ayn ayn çıkacak. Orta- dogu'nun Ritnel ve Gösterimleri, Orta Asya'dan Kuzey Afrika'ya kadar uzanan butün Islam dıinya- sını ve daha eski uygarlıklan, Arapça, Farsça ve Türkçe konu- şan bütün ulkeleri kapsıyor. Zati Sungur - Yaşamı, Sanatı, Yön- temleri'nde, illüzyonist olmaktan çok sahne sanatçısı olarak önem taşıyan, yıllarca birçok ülkede, 1936'dan sonra da Turkiye'de ge- niş ilgi gören Zati Sungur'u ele alıyor. Geldik "illuzyonizm"e... Bu, Metin And'ın çocukluk tutkusu. Amatör olarak başlamış, giderek ilerletmiş. Osmanlılardan bugüne kadar illüz>onun ülkemizdeki ta- rihıni de yazmıs: Magic in tstan- bul (tstanbul'da Sihir, Kanada. 1978). Diyor ki: "Beş altı yıl önce hayat muha- sebesi yaparken birtakım karariar aldım. Sozgelimi tiyalroya gitme- yeceğim dedim, gitmiyorum da... tUüzyon konusunda buyuk biriki- mim, kendi bazı buluşlanm var. Bunu değeriendireyim dedim. Be- nimle beraber gidecek çünkii... Bu yaştan sonra profesyonel de olamam... Ne yapayım? Önce, bir iki genç yetiştireyim. dedim. Me- rak için bir parça ogrenraek iste- yecekler, vaktim gidecek... Vide- oya almaya karar verdim: Burası sahne gibi olacak, çekim yapıla- cagı zaman dekor rrazırtanacak. Altmış saatlik çekim yapılacak, bu da dort beş yıl surecek. Çekim- leri bir arkadaşım yapacak. Söz- gelimi kadın havaya uçacak, dört parçaya bolunecek, tekrar birie- şecek fılan... Kasetler bir rafta duracak, ticari amacı yok. Yalnız birkaç meraklıya kopyalannı ve- receğjm. Benden de bir şey kalsu diye yspıyonım bunu." Metin And, raflarda metreler- ce uzanan video kasetlerini göste- riyor: "Videotekimdeki kaset sayısı 1500e ulaştı. Filmler, operalar, baleler... Aynca çekim de yapıyo- rum. Birçok bestecinin butn'n eserleri var: Mozart, Beethoven, Bacb... Kirapla pek ilgüenmiyo- rum artık. Işin garibi, kitap da okurnuyonını. Yirmi dort saat il- lüzyonizmi düşunuyonım. Epey aletler filan hazıriadık. Asağıda- ki depoya koyduk. tlk fırsatta çc- kime başlayacağız." Metin And'ın iki kamerayla, hem arkadan hem önden çekim yaparak gerçekleştirdiği, bu ay başında Berlin'de konferans verir- ken gösterdiği bir Karagöz fılmi var: Leyla ile Mecnnn. Aynca Aleviierde Cem Ayini vb. belge- sel fılmler yapmış. Yıllarca emek verdiği bir alan olan tiyatro üzerine göruşierini oğrenmeye çalışıyorum: "kitaplanmda tiyatro başlığı- nı arük kullanmak istemiyorum" diyor. "Sözgetimi Japonya'da ba- sılamn adında 'performance' de- dim. (Culture, Performance and Cummunication in Turkey / Türkiye'de Kültür, Gösterim ve Iletişim, Tokyo, 1987). Önemli olan, eylem. Yaratıcılık. göste- rimdedir. Tiyatrodan bu nedenle uzaklaşıyorum. Tabii Tanzimat dönemine buyiık hayranlık duyu- yonım. Tiyatro bakımından ben- zeri dunya tarihinde yoktur. Se- yirci yok, oyun yazan yok, aktör yok, hiçbir şey yokken, bazı ba- kımlardan bngiinkünden ustıin bir tiyatro anlayışı var. En azuı- dan o zamanın aktörleri, kendi- lerini adamıs insanlar. İçlerinde dil bilen ya da okuma yazma bi- ien kolaylıkia iyi bir iş bulur. Oy- sa çoğu açlıktan, veremden öl- mıiş. Yalnıztiyatroylaugraşıyor- lar. Bugünkü tiyatrocular öyk mi!.." Bugünku oyuncular... Metin And, oniarı eleştirirken reklam, seslendirme vb. işlerde çalıştıkla- rını, asılraeslekJerinepek değer vermediklerini, oysa birer bale sa- natçısı gibi çalışmaları gerektiği- ni söylüyor; Batı'dan örnekler veriyor: "Gidiyoriar akın akın Hindis- tao'da, köylerde, giıç koşullar al- tında iki yıl kalıp rubu ve bedeni eğitiyorlar. Çin'de bir ay bulun- dum. Gunduzieri tiyatro okulla- nna ya da opera denilen gelenek- sel kuruluşlanna gidiyordum. Bir sınıfa giriyorsunuz, piyano eşli- |inde goz egzersizieri yapıyorlar. Bıiyiik bir hâkimiyet kazanıyor gozler. Vücutöyle..." Metin And Türk Dil Kurumu'-, nu, "devlet sanatçıhğı" kurumu- nu, YOK'ü eleştirdi. "12 Eylül'- den bu yana çok şey kayboldu. Hiçbir donemde bu dönemdeki kadar değerlerimiz yok olmadı" dedı veekledi: "Ekonomi, birkaç ay içinde duzelebilir. Ama YÖK' le universite yıiz yıldan da daba geriye gitmiştir. Yuz yılda bile dü- zelmeyecek şeyler var!" Haftası • Haber Merkezi — Çeşitli etkinliklerle kutlanacak olan "Yaşülar Haftası" bugun başhyor. Panel, film gösterileri, toplantı ve GAP turunun yer aldığı haftada, yaşlıları temsilen bir gnıp Cumhurbaşkanı Tlırgut Özal, Başbakan Yildırım Akbulut ve Devlet Bakanı Cemil Çiçek tarafından kabul edilecek. Bu arada Eskişehir Huzurevi ile Ankara'da bir danışma merkezi açılacak. Bazı huzurevlerinde eğlence ve moral günleri düzenlenecek. Istanbul'da hafta etkinükleri çerçevesinde bir panel yapılacak ve Darülaceze'de toplantı düzenlenecek. Denizyollan, yaslılara "ucretsiz boğaz tunı" yapacak. Şehir Tiyatroları da oyunlannı yaslılara ucretsiz sunacaklar. Sınav başvunılan • ANKARA (AA) — Fen, meslek ve Anadolu öğretmen liselerine başvunılar, bugün başlayacak. Başvurular, 30 martta sona erecek. Alınan bilgiye gore sınavlara girecek öğrenciler başvuru formlarını 2 bin lira karşılığında alabilecekler. Anadolu öğretmen liseleri sınavı 13 mayısta, fen liseleri sınavı 2 haziranda meslek liseleri sınavı da 9 haziranda gerçekleştirilecek. Meslek ve Anadolu öğretmen liseleri il merkezlerinde, fen liseleri sınavı 29 il merkezi ve Lefkoşa'da yapılacak. Sınav sonunda 13'ü resmi, 10'u öze] olmak uzere 23 fen lisesine 2 bin 54 oğrenci alınacak. Dünyanın çevre sorunu • Haber Merkezi — Birleşmış Milletler'e bağlı 350 çevre organizasyon grubunun düzenlediği ve çok sayıda ülkeden ilgililerin katılımıyla Viyana ve Budapeşte'de başlayan toplantılarda, "dünyanın cevre sorunu" tartışılıyor. Türkiye'den Yeşiller Partisi Genel Başkanı Celal Ertuğ'un katüdığı ve dün başlayan toplantı 21 martta sona erecek. Edinilen bilgiye göre, burada bir konuşma yapacak olan Celal Ertuğ, Turkiye'de özellikle uçakların yaptığı gurültü, çevre kirlenmesi, termik-nükleer santralların insan sağlığına verebileceği zararlar konusundaki görüşlerini açıklayacak. Şenük ödüUeri dagıüldı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — 3. Ankara Film Şenliği ödüUeri dun akşam Ak Sineması'nda duzenlenen törenle sahiplerine verildi. ödül törenine SHP Genel Sekreteri Deniz Baykal, Çankaya Belediye Başkanı Doğan Taşdelen ile çok sayıda sanatçı ve davetli topluluğu katıldı. Uzun metrajlı film dalında "Medcezir Manzaraları" adh filmle en iyi yönetmen seçilen Mahinur Ergun odülunü Metin Erksan'ın eiinden aldı. Kadir Inanır'a en iyi erkek oyuncu odülunü Prof. Sevda Şener, Zuhal Olcay'a da "En iyi kadın oyuncu" odülunü Aziz Nesin verdi. Çevreye saygısızlık • ANTALYA (AA) — Turizm Bakaıılıgı Müsteşan Mustafa Türkmen, "Turizmde dunyada bir numaralı ülke olmamızı bir tek şey engeller, "çevreye saygısızlık" dedi. Belek Turizm Yatırım Birliği'nin (BETUYAB) Antalya'da duzenlenen toplantısına katılan Turkmen, Türk turizminin öteki rakip ülkelere göre oldukça iyi gehşme gösterdiğini söyledi 2 beldeye otomatik alo • ANKARA (ANKA) — İz^ıir'in Akalan ve Konya'nın Bulduk beldeleri, bugunden itibaren şehirler ve milletlerarası tam otomatik telefon görüşmesine açıhyor. PTT Genel Müdurlüğü'nden verilen bilgiye göre Akalan'ın telefon kod numarası (548), Bulduk'un ise (3426) olarak belirlendı. Her iki beldede de abone telefon numaralannın önüne (6) rakamı eklenecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle