06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 MART 1990 HABERLERİN DEVAM CUMHURÎYET/15 DEMOKRATİKALMANY4~ Muhafazakûr seçim zaferi IZMIR'den HİKMET ÇETJMKAYA TUNCAY OZKAN TURAN NARLER ÇANAKKALE — Çanakkale zaferinin 75. yılı törenlerinde ŞHP'li Belediye Başkam tsmail Özay'ın Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a koyduğu karşı tavır, "siyasi çekişme"ye neden oldu. tsmail Ozay, Özal'ın tören alanına giri- şinde ayağa kalkmadı, daha son- ra konuşmasına Cumhurbaşkanı- nı yok sayarak başladı ve "Ülke- nin kaderini belirlemeye çalışan- lar, verdikleri karann altında ezil- meye mahkûmdurlar" dedi. Kür- süden inip protokoldeki yerine oturtulmayan belediye başkaruna, Cumhurbaşkaru Özal ve Milli Sa- vunma Bakanı Safa Giray ağır eleştiriler yönelttiler. Özal, konuş- masında, Marksizmin, Leniniz- min ölduğunu belirterek, "Bazı ul- kelerde ve bizde hâlâ bu fikirler- den vazgeçmeyenler var. Birkaç soyu kınk çıksa da bu millet on- lara hiçbir zaman yüz vermeyecektir" dedi. Çanakkale Valisi, özay'ın "siyasi tavn" kar- şısında lçişleri Bakanlığı'na yazı yazarak başkan hakkında soruş- turma açılmasını istedi. Vali, so- ruşturma sonuna kadar belediye başkanının açığa alınmasını da önerdi. lçişleri Bakanlığı'na vekâ- let eden Devlet Bakanı Hıisnü Do- gan'ın olurunu alan valiliğin, gö- revden alma yazısı dün akşam kendisine iletildi. SHP ve DYP li- derlerinin, Çanakkale Zaferi'nin yüdönümü dolayısıyla verdiği me- sajların törende okunmadığı dik- kati çekti. Çanakkale zaferinin yıldönümu nedeniyle düzenlenen törenler ne- deniyle SHP'Ii Belediye Başkanı- nın, Cumhurbaşkanı Özal'a kar- şı takındığı tavır nedeniyle dünkiı anma törenleri gergin bir havada başladı. Önceki gün Özal ve Ak- bulut'u karşılamaya gelmeyerek tzmir'e giden özay gibi öteki mu- halefet partilerinin de torenlere katılmadığı görüldü. özal'ın protokoldeki yerine ge- lişi sırasmda Belediye Başkanı özay, bir ara ayağa kalkar gibi yaptıktan sonra sandalyesinde oturmaya devam etti. özay'ın bu tepkisiyle ilgili ilk tartışma yaşan- dı. ANAP Teşkilat Başkan Yar- dımcısı Ercan Vuralhan, Özay'ın yanına giderek, "Sen ne biçim adamsın, yapbgından utanmıyor musun? Bir de gttliiyorsun, terbiyesiz" dedi. Çıkan tartışma sonrasında Özay yerinde oturma- ya devam etti. Tören başladıktan sonra Bele- diye Başkanı tsmail Özay, kürsü- ye gelerek Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın karşısında Özal'ı "yok" kabul eden konuşmasına, "Sayın Başbakan, Bakanlar Kunılu üye- l^ri. milletvekilleri. degerli valim ve komulanım, degerli konuklar, sevgili Çanakkaleliler" diye baş- ladı. özay, Çanakkale zaferinin emperyalist güçlere karşı halkın bağımsızlık uğrunda verdiği mü- cadele sonucu kazanıldığını belir- terek, "Bugün de emperyalist giıç- ler, aldatıcı banş çıglıklan atarak ve göstermelik insan haklan kav- ramlan ile geri kalmış ve geliş- mekte olan ulkelerde çrkarlanna hizmet edecek işbirlikçileri de bu- larak egemenliklerini kurmaya çalışıyorlar" dedi. özay şöyle de- vam etti: "Ülkemizde de bu oyuniarını sergilemek isteyen emperyalist giiçler, yerli işbirlikçileri ile birlik- te ulusal sanayimize göz dikerken, atalanmızın kanlan ve canlan pa- hasına kazandıklan toprak parça- lannı bile paralanyla satın almak istiyorlar. Bu haince tehlikenin bi- lincinde olan Türk ulusu, her tıir- lü olumsuz koşula ragmen Ala- türk'ten aidığı güç ve inanç ile de- ğişen olumsuz koşullarda yüce ve bağımsız yargı organına güvene- rek bu tehlikeye karşı bilinçli ve inançlı bir şekilde direniyor." Belediye başkanının konuşma- sının bu aşamasında Kultur Baka- nı Namık Kemal Zeybek'in arka- sına donerek geri sıralarda oturan eşine Belediye Başkanı Özay'ın protokoldeki koltuğuna oturma- sını söylediği görüldü. Zeybek, da- ha sonra korumasıru ve beraberin- deki Kültür Bakanlığı üst düzey çalışanlannı da protokolün diğer boş koltuklarına oturttu. Cum- hurbaşkanı Özal'ın konuşmanın giderek artan tansiyonuna bağlı olarak öfke dolu bakışlarla bele- diye başkanını dinlediği izlendi. tsmail Özay konuşmasının son bölümünde şöyle dedi: "75 yıl sonra bize Çanakkale zaferi bir seyi çok iyi anımsatmak- tadır. Halkın desteği olmadan, halkı adına karar verenler, ulusun kaderini benimsemeye çaiışanlar verdikleri o kararlann ağıriığı al- bnda ezilmeye. tarihin karanlıkla- nnda yok olmaya mahkûmdur- lar." Özay konuşmasını bitirdikte sonra, toreni izleyenler tarafından k i z d i r a n protestO Neden Olmasın?..»^B» ^ i ' Z M İ R ~ Başbakan Akbulut, ğun b GÖKŞEN SÜRÜCÜ KURSU ÖDEMEDE KOLAYLIK MitletCad No 20 AKSARAY Tel: 525 30 00 Kitaplannızı yerinizden değerlne alırım. 345 88 28 Nüfus kâğıdımı yitirdim. Hükümsuzdür. DOĞA TAMER Y ERtNDEN KALKMADI — Özal tören alanına geldiginde Belediye Başkanı Özay yerinden kalkmadı. vır konusunda konuşmak isteme- diğini bildirdi. Bir ANAP'lı yet- kili ise, belediye başkanının "derhal" görevden alınacağım söyledi. Görevden ahnıyor Çanakkale Valisi Ecemiş, dün akşam, zafer şenlikleri kutlama- sında suç unsurlan bulunduğunu ve devlet büyüklerine hakaret et- tiğini ileri sürerek belediye başka- nı hakkında lçişleri Bakanhğı'nca soruşturma sonuçlanıncaya kadar Özay'ın açığa alınmasını da oner- di. Bu konudaki yan, vali tarafın- dan dün saat 19.00 sıralannda, Başbakan onuruna verilen "fasıl dinletisi" sırasmda imzalandı. Bu sırada ANAP Çanakkale Millet- vekili ve Genel Başkan Yardım- cısı Cumhur Ersümer, faslı din- leyen partililere eliyle "boğaz kesme" işareti yaparak "Onun işini bitirdik " diye fısıldadı. Başbakan Akbulut, dün gece gazetecilerin sorusu üzerine Özay'ın görevden alınacagıru söy- ledi. Akbulut, "Gerekçe ne?" şeklindeki soruyu da "Gerekçe belli" diye yanıtladı. Başbakan "Cumhurbaşkanına hakaret mi?" şeklindeki soruya karşılık da "Başka şeyler de var" dedi. Çanakkale Valisi'nin 18 Mart 1990 tarih, 01/226 sayı numaralı alkışlanırken, protokoldekilerden hiç kimsenin alkışlamadığı izlen- di. Cumhurbaşkanı özal'la birlik- te şenlikleri izlemekte olan Başba- kan Akbulut, bakanlar Safa Gi- ray, CMtan Sungurlu, tsmet Özars- lan, Ercüment Konukman, Namık Kemal Zeybek ile 20'ye yakın ANAP'lı milletvekili, başkanın konuşmasına tepki gösterdiler. Özay, yerine oturmak için proto- koldeki koltuğuna geldiginde ken- disinin yerinde Namık Kemal Zey- bek'in eşinin oturduğunu gördü. Bu sırada Çanakkale Valisi Mu- zaffer Ecemiş, özay'a eliyle 'gelme* diye işaret etti. Diğer kol- tuklann da doldurulduğunu gören belediye başkanı, bunun uzerine belediye yetkililerini yanına çağı- rarak bir koltuk istedi. Bu sırada protokolden kimsenin Özay'a bakmadığı göriildü. Özay, kendi- sine getirilen koltuğun protokol- den uzağa, halka daha yakın bir kısma konulmasını istedi. Daha sonra koltuğa oturarak törenleri izlemeye devam etti. Safa Giray'dan Özal savunması İsmaıl Özay'dan sonra kürsüye gelen Milli Savunma Bakanı Sa- fa Giray, Özay'ı suçlayan konuş- masında, "Bagıin, bu meydanda da belediye başkanının ağzından yapıklığı gibi aramıza nifak sokul-" muştur, sokulmaya çalışılmıştır. Birlik ve beraberliği ortadan kal- dırmak için çaba göstermiştir" dedi. Safa Giray'ın konuşmasının bu bölümü özal, Akbulut, ANAP milletvekilleri ve öteki zevat tara- fından coşkuyla karşılanarak al- kışlandı. Safa Giray'ın ardından kursüye gelen Başbakan Akbu-. lut'un ise, Çanakkale savaşlannın önemi ve dünyadaki son gelişme- leri değerlendiren bir konuşma yapmayı tercih etmesi ve Avustral- ya ile Yeni Zelanda'dan gelen iz- leyicilere seslenmesi dikkat çekti. Akbulut konuşmasında önceden hazırlanan metni okudu. Beledi- ye başkanının konuşmasma ise hiç değinmedi. özal, Akbulut konuşurken, ya- nına cağırdığı Adalet Bakam Sıın- guriu'ya bazı talimatlar verdi. Ak- bulut'un konuşmasını alkışla kar- şıiadıktan sonra, sakin bir şekil- de kürsuye gelen Özal, konuşma- sına M.Akif Ersoy'un Çanakka- Ie*ye ilişkin şiirlerini okuyarak başladı. Özel Kalem Müdürü Na- bi Şensoy'un ve öteki danışman- ların "bravo" coşkusu altında özal konuşmasının, belediye baş- kanına yanıt olan bölümünde, dünyadaki siyasal gelişmelere de- ğindi. Özal, Marksizmin, komü- nizmin ve Leninizmin çöktüğünü söyleyerek, "Bazı ulkelerde ve biz- de de bazıları hâlâ bu fikirlerden vazgeçmiyoriar. Ancak bu birkaç soyu kınk çıksa da bu millet on- lara hiçbir . zaman yiiz vermeyecektir" dedi. Konuşma- sında 25 nisanda da Çanakkale 1 ye geleceğini söyleyerek kürsüden inen Özal, protokol sırasındaki yetkililer ve ANAP'hlarca ayakta alkışlandı. Akbulut, Özal'ı yerine otururken konuşmasından dola- yı kutlayarak yanaklanndan öp- tir Basın toplantısı Daha sonra bir basın toplantı- sı düzenleyen Belediye Başkanı Özay, halk desteğini yitirmiş bir iktidarın zafer bayramını "ANAP bayramı" gibi kutlamaya çalıştı- ğım belirterek, "Bizim düşuncemi- zin ne olduğu ortadadır. Dış mih- rakların mı, >oksa halkın mı ya- nında olduğumuz ortadadır. ANAP"\ılar törende bizi sürekli tahrik ettiler. Bir millet\ekili res- men hakaret etti. Olay çıkmasın diye ses çıkarmadım. ANAP il başkanı da, eşinin yanında bana küfretti. Ama biz bunlann had- dini onlara demokratik yollarla bOdirecegiz" dedi. Özay, protokol- de kendisine 28. sırada yer veril- diğıni, Özal gelince ve konuşma- sına başlayınca ayağa kalktığını, ancak uzun süre dikilip kalmadı- ğını söyledi. Konuşmasında bir "suç" bulunmadığını, yasal ba- kımdan haklı ölduğunu savunan Özay, Şehitler Abidesi'ne gidilir- ken, protokole almmayarak ara- balı vapurdan indirildi. Şehitler Abidesi'ne gitüğinde ise çelenk koyması, vali ve ANAP'lılar tara- fından engellendi. Özay, valinin kendisinin töreni, sıradan bir va- tandaş olarak izlenmesini istedi- ğini söyledi. Vali Muzaffer Ece- miş, başkanın görevden alınması konusunun kendisiyle direkt bağ- lantısı bulunmadığını, lçişleri Ba- kanı'nı ilgilendıren bir durumun YÜrÜYÜse geÇİlİVOr söz konusu ölduğunu söyledi. —i—&—-— Başbakan Akbulut ise, Özay'ın Bir temsilcinin bu grup adına konuşmasıyla Özal'a koyduğu ta- konuşmasından sonra, gruplar tebligatıyla Çanakkale Belediye Başkanı tsmail özay'ın görevin- den alındığı bildirildi. Belediye Başkanının görevden alınmasına gerekçe olarak, Mülkiye Başmü- fettişi M.AIİ Uçar'ın 31.12.1989 günlü 09/136 sayı numaralı soruş- turması gösterildi. Burada Bele- diye Başkanının yaptığı bir konuş- mada, Cumhurbaşkanı Özal aley- hine sözler sarfederek ve ideolo- jik amaçlı faaliyeüerde bulunarak görevini kötüye kullandığı iddia- sına yer verildi. Görevden alma olurunu lçişleri Bakanlığı'na ve- kâlet eden Devlet Bakanı Hiisnü Dogan imzaladı. Teblig edildi Çanakkale Emniyet Müdürlü- ğü'ne bağlı siyasi polis görevlile- ri, Belediye Başkanı Özay'ın evine giderek görevden alma kararını saat 24.00'te kendine tebliğ ettiler. SHP Genel Sekreter Yardıması Adnan Keskin, Ankara'da yaptı- ğı açıklamada, özal ve protokol sırasmda başgösteren olayları par- ti olarak TBMM gundemine ge- tireceklerini bildiıdi. Keskin, yap- tığı açıkldmada olayın valinin 'is- güzarlığı"ndan çıktığını belirtir- ken. Özal'ın "soyukırık" sözü için de "Eğer söyleinişse, kötii söz sahibinindir. Bunu kendisine ia- de ediyonız" dedi. Çanakkale'de davullu zurnalı tö- renle karşılanıyor. ANAP Milletve- kili Mehmet Altan. enişte Akbu- lut'u halka şöyle tanıtıyor: — Medarı iftiharımız, enişte- miz Sayın Yıldırım Akbulut... Akbulut kürsüye geliyor. On yıl öncesinden, yoklurctan, karabor- sadan söz ediyor. Başbakan, ANAP iktidarının yoksulluk çemberini nasıl kırdığı- nı anlatıp tane tane konuşuyor: — Bugün her malı bulabiliyor- sak bu ANAP sayesindedir... Tetevizyon birinci haber olarak veriyor Akbulut ve Cumhurbaş- kanı Özal'ın Çanakkale çıkarma- sını... Televizyon her evde, her kah- vede izleniyor. Bir dönem ANAP'ın işine yarayan beyaz cam, bu kez aleyhine işliyor. in- sanlar Başbakan Akbulut'un ko- nuşmalarını dinlemiyor bile... ANAP milletvekilleri, ara sıra uğradıkları seçim bölgeierinde, yaşadıklarını aktaracak yetkili bu- lamıyor. Halkın sıkırrtılarını gören, yaşayan milletvekilleri şaşkınlık- tan ne yapacaklarını bilemiyor. Çünkü, halk yaşam pahalılığı ne- deniyle patlama sınırına gelmiş. Başbakan, bakanlar umursa- mazlık ıçınde olup bitenleri gör- memezlikten geliyor. Yıllardır yi- neledikleri sözlerle halkı kandır- maya çalışıyorlar. Bakın neler söylüyor ANAP'lı bakanlar: — Her yokuşun bir inişi vardır. Az kaldı, biraz daha dayanın... Dayanırlarsa ne olacak? Bakanlar anlatıyor: — Enflasyon düşecek... Siz ra- hata kavuşacaksınız. Biraz har- camalarınızdan kısın. Fazla lüks yaşamayın... Yoksa, bir kurtarıcı mı bekliyor ANAP? Semra Özal'ın açıtdaması, bel- ki halkımız için pembe umutlar çizebilir. Semra Hanım, yoğun is- tek karşısında ANAP'ın başına geçebilir. Acaba çok mu geç?.. Semra Hanım'ın konuşmasına bakılırsa, altı yıl önce olmalıymış bu iş. Altı yıl sonra olsa ne çıkar. İsterseniz bir de Semra Hanım'ı deneyelim. Biraz da Semra Ha- nım'ı dınleyelim: — Politikaya girmem için yo- baskı var. ANAP'ın ilk kuru- luş yıllarında potrtikaya gırseydim şimdi epey bir yerde olurdum... Semra Hanım geç kalmış sa- yılmaz. Bizim halkımız bekleme- ye alışıktır zaten. Hemen girsin. Bir erken kongrede ANAP'ın ba- şına geçsin, başbakan olsun .. ANAP'ın halkın ka-şısına çıka- cak yüzü yok... DYP lideri Demirel, her gittiği yerde "Tanımayın bunları" diyor. Halkın tanıdığı filan yok zaten. Ama baksanız ya Metin Gürde- re Antalya'da neler söylüyor: — Erten seçimı isteyen muha- lefet, halk erken seçim istemiyor, niye istesin ki? Muhalefetin doğ- ru dürüst programı bile yok... Kısaca halkımız erken seçim istemiyor. Yani yaşamından memnun. Bu iş böyle sürüp gi- decek ANAP iki yıl daha iktidar- da kalacak... Çarşıya pazara çıkan ANAP- lılar anlatıyor. ANAP eski Genel Sekreteri, şimdi bağımsız İzmir Milletvekili Akın Gönen, "Bu işin sonu yok" diye konuşuyor. ANAP'tan istifa ettikten sonra ra- hatladığını belirtiyor Gönen... Akın Gönen anlatıyor: — Bir tek ANAP milletvekilini dolaşırken göremezsiniz. Elbet dolaşan arkadaşlarımız var. Ama ben ANAP'tan ısttfa ettikten son- ra halkın içine daha rahat girer oldum. Kimi ANAP'lı dostlarım şimdi bana, "İçimizi rahatlattın" diyortar. Çünkü onların yapama- dığı şeyi ben yaptım, istifa ettim... ANAP gemisi battı batacak... Kaptanın durumu oJdukça zor... Demirel ne diyor: — ANAP'ı 12'den vuracaksı- nız... Zaten ANAP 12'den vurulmuş. 26 Mart 1989 yerel seçimlerin- de... Bir erken seçimle tarihin de- rinliklerine gömülüp gidecekleri için de kandırmacalarla süre ka- zanıyorlar. Hâlâ Prof. Aksoy ve Çetin Emeç'in katilleri bulunamadı. önceki gün de sokak ortasında Zaman Gazetesi Başyazarı Feh- mi Kbru, saldırıya uğradı. Başbakan Akbulut tane tane anlatıyor: — Yoksulluk çemberini biz kır- dık. ANAP iktidannda yok yok... İyi, ama katiller, suçlular nerede? ^ _ IstanbıılVla olaylı miting(Baftarafı 1. Sayfada) "DİSK yasıyor", "Katiller bulun- sun. hesap sonılsun" sloganları atıldı. Mitinge katılan çeşitli sol gruplar da kendi pankart- lannı taşıdılar ve miting süresin- ce ağırlıklı olarak "Tek yol dev- rim", "Bağımsız Birkşik Demok- ratik Kürdistan", "Kahrolsun teslimiyet, yaşasın direniş", "Kahrolsun faşizm" sloganlanru attılar. Kalabalık bir topluluğun katıl- dığı yürüyüş ve mitinge milletve- killeri Kamer Genç, Mustafa Sa- ngül, Kemal Anadol, SHP İl Baş- kanı Ercan Karakaş ve bazı yöne- tim kurulu üyeleri, SP Genel Baş- kanı Ferit Ösever, birçok demok- ratik kuruluş, "sosyalist basın"dan gazete ve dergiler de katıldı. Çağlayan'a girişte gruplann üzeri tek tek arandı,°sıkı önlem- ler alındı. Kortejin oluşmasmdan sonra saat 13.00'te yürüyüş bir şenlik havasında başladı ve Abi- dei Hürriyet meydanına kadar yü- ründü. Göstericiler, miting sıra- sında dolaşan polis helikopteriııi yuhaladılar. Mitingin ortalanna doğru bir grup "Genel grev için Ueri TDKP-Türkiye Devrimci Ko- münist Partisi" yazılı bir pankart açtı. Alanda çok sayıda "Dev- Genç" yazılı pankart ın yanında çeşitli sol gruplar da kendi pan- kartlannı açtılar ve miting süre- since kendi sloganiarını attılar. "Demokrasi şehitleri" için bir dakikalık saygı duruşundan son- ra ilk konuşmayı yapan Bağımsız Otomobil-tş Sendikası Genel Baş- kanı Celal Özdoğan, şunları söyledi: "Bugün biz, insanca yaşamak için, insan haklarının saygınlığı için, zindanlann boşalması için, düşünce ve örgutlenme için, 141, 142 ve 163'un kaldınlması için, is güvencesi için, ış cinayetlerinin son bulması. Knmkapılann, Ye- niçelteklerin bir daha olmaması için, özgür toplusözleşme düzeni için ve sınırsız grev hakkı için, me- murlara ve tüm çalışanlara sendi- ka kurma hakkı için, doğanın, çevrenin, kentin kirlenmemesi için Türkiye'de demokrasi istiyonız." İnsan Haklan Derneği Genel Sekreteri Akın Birdal, Türkiye'- de demokrasi mücadelesinin gide- rek yükseldiğini belirterek, bunun yeni 12 Eylül isteyenlerin girişimi- ni boşa'çıkaracağını söyledi. Mitingin sonlarına doğru kür- sünün arka tarafından toplanan ve "devrimci sol güçleri temsil ettiklerini" belirten bir grup adı- na istenen söz hakkı verilmedi. Bu grupla, görevliler arasında tartış- ma sürerken mikrofona gelen tz- mir bağımsız Milletvekili Kemal Anadol, "bir daha tank sesiyle uyanmak islemiyorsak, sol güçle- rin birliğini saglamalıyız" dedi. Anadol'un konuşmasından sonıa mitingin bittiği duyuruldu. He- men ardından da "devrimci sol güçleri temsil ettiklerini" belirten grup kürsüyü işgal etti. ŞENLİK HAVASINDA BAŞLADI — Bağımsız Otomobil-tş Sendikası tarafından düzenlenen 'İnsanca Ya- şama ve Çalışma Hakkına Saygı' mitingine kalabalık bir topluluk katıldı. Bir şenlik havasında başlayan yiı- riiyüş ve miting olaylı sonaerdi (Foloğraf: UğurSaner) yürüyüşe geçtiler. Bu sırada, dağılmakta olan ka- labalıktan bir bölümü de Şişli Abidei Hürriyet Caddesine doğ- ru yürumeye başladı. Gruplardan bir bölümü bu yönde yürürken başka bir grubun da kürsü çevre- sinde çeşitli sloganlar atarak me- gafonla okunan biküriyi dinledik- leri gözlendi. Abidei Hürriyet Caddesine doğru yürüyenler büyuk bir kala- balık oluştururken, Çevik Ku\- vet'e bağlı çok sayıda polisin el- lerinde kalkan, cop ve sopalarla cadde girişindeki kavşağı keserek kimseye geçiş izni vermedikleri görüldü. Grup, çeşitli sloganlar atarak yüruyüşü sürdürürken cadde kenarlarından çıkan bir panzer, kalabalığın üzerine ba- sınçlı su sıktı. Bunun üzerine gru- bun içinden bazı kişiler kavşak gi- rişindeki köprü altından ileride bekleyen çevik kuvvet görevlileri- ne taş atmaya başladılar. Çevik Kuvvet görevlileri panzerlerin ar- kasında ellerinde cop, kalkan ve sopalarla göstericilere saldırdılar. Çatışma sırasmda gostericilerin Abidei Hürriyet Caddesi girişin- den geriye doğru koşmaya başla- masıyla birlikte ortalık tam bir so- kak savaşına döndü. Bu arada 5-6 kez silah sesi duyuldu. Kim tara- fından ateş açıldığı anlaşılamaz- ken silah sesi göstericiler arasın- da paniğe yol açtı. Miting alanın- daki başka gruplann da çatışma- ya katılmasıyla Çağlayan'la Şişli Caddesi girişindeki yaklaşık 300 metre uzunluğundaki bölge çatış- ma alanına dönüştü. Yaklaşık on beş dakika süren çatışmalar sıra- smda göstericilerden yaklaşık 50 kişi yaralandı. Çevik Kuvvet gö- revlilerinin, kıstırdıklan gösteri- cileri kalabalık bir grup olarak kı- yasıya dövdükleri, yerlerde sörü- dükleri ve yere düşen göstericile- re tekrar tekrar vurduklan gözlen- di. Polislerin ellerinde bulunan sopalardan çoğu gostericilerin üzerlerinde kırıldı. Bu arada, çevrede görevli bu- lunan sivil ve resmi polislerle bir- likte öteki Çevik Kuvvet görevli- leri de tutabildikleri göstericileri gözaltına alaıak ekip otolarına ve Çevik Kuvvet otobüslerine bindir- diler. Çevik Kuvvet görevlilerinin göstericileri gözaltına almaktan çok, cop ve sopayla dağıtmayı he- defledikleri dikkat çekti. Polisin olaytar sırasmda en az 20 kişiyi gözaltına aidığı ve bun- lardan çoğunun cop ve sopa dar- beleriyle yaralanmış durumda bu- lunduğu bildirildi. Öte yandan olaylar sırasında yaralananlardan bir kısmının çe- şitli hastanelerde ayakta tedavi gördükten sonra taburcu edildik- leri öğrenildi. (Baftarafı 1. Sayfada) sek bir oranda gerçekleşti. Seçim sonuclarına göre 400 üyelik Halk Meclisi'ndeki san- dalye dağılımı şöyle: • Hıristiyan Demokrat Parti (CDU): 162 (yüzde 40.4). • Sosyal Demokrat Parti (SPD): 89 (yüzde 22.3). • Demokratik Ssoyalizm Partisi (PDS) 68 (yüzde 17). • Alman Sosyal Birlik Partisi (DSU) 23 (yüzde 5.8). • Liberaller: 20 (yüzde 4.9). • Demokratik Atılım (DA): 4 (yüzde 0.9). 40 yıllık sosyalist parti ikti- darından sonra yapılan ilk özgür seçimlerde muhafazakâr sağın zafer kazanması, gerek Doğu'da gerekse Batı'da büyük sürpriz ya- rattı. F. Almanya Başbakanı Hel- mut Kohl seçimleri "tarihi bir olay" olarak niteledi. Kohl, yap- tığı açıklamada seçimin galibi muhafazakârlann, sosyal de- mokratlarla geniş tabana sahip bir koalisyona gitmesini tercih edeceğini söyledi. Siyasi gözlemciler, Kohl'ün bu çağnsıyla iki Almanya'run birleş- mesi sürecinde sorumluluğa sos- yal demokratlann da katılması- nı istediğıni vurguladığını belir- tiyorlar. Kohl, konuşmasında şu görüşlere yer verdi: "D. Almanya vatandaşlan ber tnriii aşın politikaya hayır demiş- tir. Alman ulusunun bu mptlu anında Balılı muttefiklerimize, özellikle Amerikalılara ve açıkhk politikasıyla kendi kaderimizi eizmeraize olanak tanıyan Mihail Gorbacov'a tesekkür borçJuyuz." Seçimleri kazanan "Almanya ittifakı"nın içinde en fazla oyu alan Hıristiyan demokratlann li- deri Lothar De Meiziere'nin Kohl'ün çağnsımn ardından Sos- yal Demokratlarla geniş tabanlı bir koalisyona gitmesi ve başba- kan olması bekleniyor. De Mei- ziere, seçim sonucunu "beklen- medik bir zafer" olarak niteledi ve Başbakan Kohl'ün verdiği desteği inkâr etmediklerini söy- ledi. Meiaere'nin liberallerle ko- alisyona gitme olasılığının da ih- timal dışı olmadığı belirtiliyor. LOTHAR DE MEIZIERE — Ülkesinin serbest seçimle işbaşına gelen ilk başbakanı olacak. Geleneksel işçi bölgeierinde bi- le sosyal demokratlann ve solun çok düşük oy alması, seçimin en büyük sürprizlerinden biri oldu. Siyasi gözlemciler D. Almanya vatandaşlannın bu tercihle aslın- da Bonn hukümetini ve kendile- rine hemen birleşme vaadinde bulunan Başbakan Kohl'ü seçti- ğini vurguluyor. Seçim kampan- yalanmn sadece 4 hafta sürdüğü, seçmenlerin genel kararsızlığı ve çoğu partinin program bile oluş- turmadığı düşünülurse bu yorum doğruluk kazanıyor. Seçimlerde ağır bir yenilgiye uğrayan Sosyal Demokrat Parti Genel Başkam İbrahim Böhle ise şöyle dedi: "Vatandaşlanmız birleşme için en çabuk yolu seçmiştir. Halk bi- ran önce Batı Almanya'daki re- faha kavuşraak istiyor. Biz daha temkinli bir birleşmeden yanay- dık. Bakalım Başbakan Kohl ver- diği sözleri tutabilecek mi?" Seçimlere çeşitli ittifaklar ha- linde katılan yeşiller ve sol grup- lar yüzde 3'un altında oy aldılar. Baraj sistemi uygulanmadığı için yüzde 0.25'in üzerinde oy alan bütun partiler mecliste sandalye elde edebiliyor. Doğu Berlin sürpriz sonuçlar- dan sonra ateşli koalisyon tartış- malanna sahne olacak. D. Al- manya'da bir hükümet oluştuk- tan sonra Almanya'nın birleşme süreci de hızlanacak. İZLENİMLER Seçimler bir şenlikti YASEMİN ÇONGAR DOCU BERLİN — Demokra- tik Almanya dün tarihsd bir gün yaşadı. Sosyalist Avnıpa'daki ilk serbest genel seçimler için sandık başına giden D.Alman seçmen- leri için demokrasi sevinciyle do- lu, şenlikli bir gün.. İki Alman- ya'nın birleşmesi sürecinde bir dönüm noktası olan seçimler, Batı'daki sisteme uygun biçimde gerçekleşirken Ulkenin en büyük seçim merkezi olan başkent Do- ğu Berlin'e gelen üç bin gazeteci ve binlerce turist de bu şenliğin bir parçası oldu. Oy verme işleminin sabah ye- dide başlamasından hemen son- ra sokaklara dökülmeye başla- yan Doğu Berlinliler, gün boyun- ca siyasi partilerin düzenlediği sokak eğlenceleri, tartışmalı top- lantılar ve panayırların bir par- çası oldular. Isının 25 dereceye kadar yükselmesiyle tam bir yaz günü yaşanırken Doğu Berlin'in yaklaşık iki milyonluk nüfusu- nun tümü kent merkezindeki Alexanderplatz ve çevresinde toplanmıştı sanki. Seçim ka- mpanyasının önceki akşam sona ermesine karşın, siyasi parti ta- raftarlannm bayraklar, afışler ve rozetlerle caddelerde dolaşması dikkat çekti. Doğu Berlin'in her yanındaki okul binalanna kurulan sandık- larda oy verme işlemi görevli ku- rullar gözetiminde kapalı zarf, kapalı kabin sistemiyle gerçekleş- tirildi. Sandıklann 18.00'den sonra açılmasıyla birlikte sayım işlemine gene seçim komitesinde görevlendirilen denetmenlerin huzurunda başlandı. Seçimlerin demokratik biçimde yapılıp ya- pılmadığını izlemek üzere görev- lendirilen on kişilik Avrupa Kon- seyi heyetinin de "her şey huku- ka ve demokrasiye uygundn" gö- rüşünde ölduğunu öğrendik. Doğu Berlin'de "hukuga ve demokrasiye uygun" biçimde so- kağa taşan insanlarda, "gelecek daha iyi olacak" umudu egemeıı- di. Sandık başından aynlır aynl- maz konuştuğumuz onlarca seç- men, " B u seçimden ne bekliyorsunuz" sorumuza, "da- ha guzel bir gelecek ve geçmiş 44 yılın tekrar yaşanmaması" gibi yanıtlar verdiler. Ülkeyi 44 yıl boyunca tek ba- şına yöneten Alman Sosyalist Birlik Partisi'nin (SED) devamı niteliğindeki Demokratik Sosya- lizm Partisi'nin (PDS) eski mer- kez komitesi binası da dün seç- menlere açılmıştı. Yıllarca yanı- na yaklaşmanın bile sivil polisler- ce engellendiği bu bina, yeni adıyla "PDS evi", binlerce insan sesi, bayraklar ve afişlerle ken- tin en renkli yerlerinden biriydi. Oy verme işlemi sürerken Do- ğu Berlin'in seçim lokallerinde sandık başından yeni ayrılan in- sanlarla söyleşiler yaptık. Sorularımızı yanıtlayan bir grup seçmenin açıklamalan şöy- le: Thorsten Stür(işçi, 31 yaşında): "Seçimlerden tek bir Alman- ya, ancak D. Alman yurttaşlan- nın şu an sahip olduklan sosyal, haklann riimüyle garanti edilece- | i tek bir Almanya bekliyorum. Bu biçimde seçim yapılmasım çok doğru buluvonım. Kırk yıl- dan beri yapılanlara seçim dene- mez. Ben eskiden Komünist Par- tisi üyesivdim. Sonra buyuk ha- yalkınklıgına uğrayarak aynl- dım. Şimdi ise gene PDS'yi des- tekledim, çünkü Başbakan Mod- row'a güveniyorum." Emma Kolosa (Emekli memur, 71 yaşında): "Seçimden sonra durumumu- zun daha iyi olacagını urnuyo- rum. İyi olan bence > aşadıklan- mızın tekrarianmamasıdır. Orne- gin, ben emekli maaşının avnen böyle kalacağını, hatta daha da artacağım umuyorum." Ursula Schönmeister (Mimar, 51 yaşında): "Seçimleri sosyal güvenliği ve Almanya'nın aşamalı biçimde birieşmesini savunan partilerin kazanması, ulkemiz için iyi olur. İki Alman devletinin goruşmeleri aceleve getirilmesin istijorum Thomas Bürtscher (Elektrikçi, 27 yaşında): "Bizim çıkarlanmızı savuna- cak gerçekten yetkin bir hükümet istiyorum. Şimdiye kadar bizim adımıza konuştuğunu iddia eden hukumetin tabanda neler olduğu umunında değildi. Birleşme ne kadar hızlı olursa o kadar iyi." Janette Schilling (Sekreter, 22 ya- şında): "Sosyal haklanmızı yitireceği- mizden korkmuyorum. Tabii ki bazı dezavantajlanmız olacak, ama bu seçimlerden sonra her şe- yin yoluna gireceğine inanıyo- rum." Gisela Grösse (Tercüman, 58 ya- şında): "Ben savaşın yıkıntılarını te- mizleyen kuşaktanım. Şimdi\se birleşme gerçekleşince. kadınla- nn ve sakatlann haklarının elle- rinden alınmasından korkuyo- rum. Bunu engellemek için ekim 1989 öncesinde de aktif olan sol partilerin seçimlerde başarılı ol- masını istiyorum." EKONOMINOTLARI OSMAN ULAGAY (Baftarafı 13. Sayfada Ancak acaba bu nereye kadar sürebilir? Ekonomideki can- lanma sürer ve ithalata yansımaya devam ederse, ihracat ise duraklama noktasına gelirse dış ticaret açığında, özellikle ge- çen yılın ikinci yarısında gözlenen tırmanış neler getirebilir? Sa- yın Güneş Taner'in geçen gün Fınans Dünyası dergisinin top- lantısında konuşurken belırttiği gibi her şey kendisıni otomatik olarak ayarlar ve sorun çıkmaz mı? Bu sorulara başka bir yazıda döneceğim.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle