06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 19 MART 1990 Bitmeyen Çile: Susıızluk Yağmur bombası adıyla anılan fiziksel ve kimyasal yöntemlerle yağmur yağdırmak için ülkemiz elverişti meteorolojik koşullara sahiptir. Zira yağmurun hiç bulunmadığı ya da yetersiz olduğu kapalı bir gökyüzünün sık sık tanığı olmaktayız. Hangi kurum ya da idare tarafından yapılırsa yapılsın, su sorununa yapılacak bir katkıdan bütün ülke kazanır. Parasal yükü ve teknik zorluğu olmayan yağmur yağdırma yöntemlerinin ülkemizde de denenmesinin hiçbir sakıncası olmasa gerek. Prof. Dr. KEMAL BALCI, Selçuk Ünv. Tıp Fakültesi 1942 yılının hemen hemen bütün Turkıye'de ku- rak geçen yazında doğduğum ılçede (Dıvrik) kadın erkek, genç yaşlı hemen herkesin ellerini göğe aça- rak "Tanrım rahmet, Tanrun rahmet" diye yağmur yağması ıçın yakarışları ve o yıl kıtlık denecek de- recede hububat azlığı, halkın içine duştügu buyük sıkıntı, üzerimde derın bir etkı >aptı. O zamandan ben yağmur ve su gözumde kutsallaştı ve bunlarla ilgili konulara surekli ilgi duvdum. Bu nedenle bir tıp hekimi olduğum halde yağmur-su konusunu dile getirmemin mesleğımın dışına sorumsuzca taşmam şeklınde algılanmayacağını ummaktayım. Yağmur bombası tstanbul'a su veren gol ve barajlarda su düzeyı- nın çok aJçalmasının ve kentin bırçok yörelenne uy- garlığın gerektirdığırun çok altmda su verilebilme- sının son gunlerde ortaya çıkardığı tartışmalar ne- deniyle yağmur bombası üe yapay (sunı) yağmur yağdırma şeklınde dilimize gıren fiziksel ve kimya- sal yöntemlerle yağmur yağdırma konusuna kısa olarak değıneceğim. Ülkemizde çok çarpık ve yanlış Lentleşmenin çe- şitli sorunlan ile yu-luş karşılaşıyonız. Kış ayla- nnda hava kirliliği gıincel sorun olu>or. yaz ayla- nnda da kentlerimizin birçogunda su eksikliği. Bun- lar bitmeyen çilelerden başka nedir ki? Bu >ıhn şu- bat aymda lstanbul'da yaşamı çekilmez kılan su sı- kıntısına karşı bır çare olabılir umuduyla yağmur bombası ile yağmur yagoırma konusu gunüeme gei- dı. Yağmur yağdırma aslında ratin ujgulamalar ıçı- ne gırmemısse de uygun meteorolojik koşullarda bu- nun gerçekleşebileceğı sayısız deneylerle kanıtlan- mıştır. Bununla beraber yanlış anlasılmaları önle- mek ıçin konu ile ilgılı bazı ön bilgılerın verilmesi yerinde olur. Yağmur bombası ile açık ya da az bu- İutlu havada yağmur yağdınlamaz. Bu yöntem, an- cak tepemizde dolaştığı halde bir türlu yağışa dö- nuşemeyen yağmur bulutlanmn (kumülus tıpi) bu- lunduğu hallerde uygulanabilir. Böyle bir bulutun suyunu boşaltmasını kolaylaştırmak için kullanı- lan maddeler şunlardır: 1- Gumüş iyodür Bu madde uçaktan bulut içine püskürtüldüğü ya da yerden top ya da roketle bu- lut içine atıldığı zaman, buluttaki kuçük su zerre- ciklerini bırleştirmekte ve bu bırleşen zerrecikler ya- ğacak yağmurun ılk çekırdeklerinı oluşturmakta- dır. 2- Kalsiyum klonır'Nem çeken bır maddedır. Uçaktan buluta toz halınde püskurtulurse, nem çe- kerek yere duşen sulu bır parçacık oluşturmakta ve yağmuru başlatabdmektedir. 3- Karbon dioksit kan: Karbon dıoksıt yüksek basınç altmda sıvılaşabil- mektedır. Pıyasada çelik tüpler içınde sıvı halde bu- lunur. Bu tuplenn musluğu açıldığında dışarı fış- kıran sıvı, hava ile karşılaştığı zaman eksi 80 dere- ce gibi çok duşük ısdı bir toz halıne geçer ve bu ozel- liğı nedeniyle genellikle yangın söndunıcü olarak kullanılır. Uçaktan bulut içine püskürtüldüğü za- man da çok duşük ısısı nedeniyle bulutun kuçuk su zerreciklennı kuçuk buz partikullerı haline ge- tirir ve bunlar da bulutun suyunu boşaltması ıçın bir tetik mekanızması yerıne geçer. 500 gram gıbı çok az bır miktar karbon dioksit karı ile 100 bın ton yağmur yağdmlabıimektedir. Bulut yoksa bomba işe yaramaz Konu ile ilgili şu sonı akla gelebılır: Yağmur >ağ- dırma yontemi etkili olabiliyorsa, Arabıstan'da, Bu- yük Sahra'da, yıllardır yağış azlığı nedeniyle kıtlık içinde bulunan Etiyopya'da niçin kullanılmıyor? Onlar bu işın farkında değiller mi? Bu yöntemın, ancak yağmur haline dönuşeme- yen yağmur bulutlarının bulunduğu durumlarda uy- gulanabıleceğı yukarıda belirtılmiştı. Adı geçen ul- kelerde meteorolojik koşullar nedeniyle boyle bır bulut kumesıru yakalamak herhalde çok zor olsa gerek. Yağmur yağdırma yontemlerimn bır ölçude la- boratuvar çalışmalarının dışına da taştığı gerçeğı görmezlıkten gelinemez. Zira, dun>ada istek uze- rıne yağmur yağdırmaya çalışan firmalar vardır. 5 yıl once Ankara'da da şımdı Istanbul'dakimn bo- yutunda olmamakla beraber bir su sıkıntısı baş gos- termış, soruna çare olarak gumuş iyodürlu yağmur bombası kullarulması duşunulmuş, nerede ıse teşeb- buse geçılecek bir aşamaya vanlmış ve o zaman hiç kımse buna karşı çıkmamıştı. (Şımdı neden karşı çıkılıyor, anlamak guç!). Tanrı'ya şukürler olsun kı bol ve surekli yağmurlar başladı, o zaman yağmur bombasına gerek kalmadı. Hangi koşullarda... Aslında işın ozunu, Istanbul'un bugun içınde bu- lunduğu durumdan çok, gerektıği takdırde yağmur yağdırma yönteminden, memleketımızde hangi ko- şullarda ve ne olçude yararlanılabıleceğı teşkıl et- mektedır. Su sorunu, Turkıye'de hemen her yıl gun- celliğını korumaktadır. Iletışim araçlanndan, yur- dun bazı bolgelennde kurakhk nedeniyle çıftçi borç- larımn ödenmesınin ertelendığı, barajlarda yeterlı su olmadığı gıbı haberlere sıkça rastlıyoruz. Su so- nınunun yurtdışına taşan boyutu da vardır. Orne- ğin komşumuz Suriye ve Irak, Ataturk barajında su tutulmaya başlandıktan sonra bırkaç yıl sureli olsa bile su tutma suresinde Fırat'ın suyunda mem- leketlenni sıkıntıya duşurecek kadar bır azalma ola- bilır endişesine kapılmışlardır. Barajların meydana getireceğı mıkroklimanın yağışları arttırarak, ikli- mın sertlıkJerıni ve kuraklığı azaltarak bizım için olduğu kadar komşularunız için de ne buyuk ya- rarlar sağlayabıleceği gozleninceye kadar bu endi- şeler devam edebilir O halde yağmur-su sorununu daha geniş ve kapsamlı düşunmek zorundayız. Memleketımızde, eğer izın verilirse (butun kal- bımle bunu diliyonım) yağmur bombası ile yağmur yağdırmada vontem nasıl olmalıdır? Gumuş ıyodur kullanılmasında, oburlerine gore mali yukun fazla •olacağını ve ayrıca daha çok roketle. le yerden bu- lut içine atıldığı için yabancı firmaların devreye gir- mesınin gerekeceğını zannediyorum. Ucuz, pratik ve etkinliği kanıtlanmış olan karbondıoksit karının kullanılmasının ulkemiz için daha uygun olacağı ka- msındayım. Bunu uçaklardan yağmur bulutlarına puskürtmenin bır zorluğu olmasa gerek. Konuyu kendilerine açtığım havacılıkla ilgılı kişiler, uçak- larda yapılacak kuçuk değişiklıklerle bunun mum- kun olacağım soylediler. Aynca Kümuliıstipiyag- mur bulutlan'na pervaneli uçakların gırmesınin teh- likelı olduğunu, jet tıpi uçaklann kullanılmasının gerekeceğını belirttiler. Bu durumda Tanm Bakan- lığı'nın ve Meteorolojı Genel Mudurluğü'nun, Ha- va Kuvvetlen ile ışbırlığıne gırmesı duşunulebilir. Yağmur yağdırma denemelerıne karar verilirse el- bette ki konu aynntılanyla incelenir. Türkıye'nin bı- limsel gucunun, konunun kuramsalbğı ve pratığiyle ilgılı araştırmalar yapmasına yeterlı olduğunda bir kuşku yoktur. Sonuç Yağmur bombası adıyla anılan fiziksel ve kim- yasal yöntemlerle yağmur yağdırmak için ulkemiz elverışlı meteorolojik koşullara sahiptir. Zira yağ- murun hiç bulunmadığı ya da yetersiz olduğu ka- palı bır gokyuzunun sık sık tanığı olmaktayız. Han- gi kurum ya da ıdare tarafından yapılırsa yapılsın, su sorununa yapılacak bır katkıdan butun ulke ka- zanır. Parasal yuku ve teknik zorluğu olmayan yağ- mur yağdırma yöntemlerinin ülkemizde de denen- mesinin hıçbır sakıncası olmasa gerek. Belkı bu de- nemelerin yararını fazlasıyla görebıhriz. EVET/HAYIR OKBffAKBAL "Entel Takılmak" Diye Bir Şey! "Bu nasıl entel takılmak?" Bu sözü çok duymuş. çok okumuş olmalısınız Ente! takılmak, entel barlar, entel konuşmalar, entel kişiler.. Demırtaş Ceyhun dostum, takmış kafasına bu 'entel' sözünü! Nedir, neyın nesıdir, nasıl entel olunur, entelhğın felsefesı, anlamı üstüne yormuş iyice kafasını! O kadar ki bundan bır kıtap çıkmış ortaya "Entelektü- elden Entel"e. İkınci başlık da ılgınç: "Allah Allah bu nasıl en- tel takılmak?" . Nasıl anlaşılır 'entellık"? Aydın takımının akşamlan uğradığı bar- larda, kahvelerde . Ceyhun, ortalık kararmamışken koşmuş böyle bir bara, gensını kendısınden dınleyelım ". Kaptım rakı kadehım, barın önüne dıkıldım, entel takıldırn. Ünlü ünsüz bır sürü entel barın önündeydi. Kımse ılgilenmedi bıle Barmen bıle yadırgamadı vallahi. Meger ne kolaymış entel takılmak Gunlerceboşyeredüşünmuşdurmuşum Artıkherak- şam. ya bir entel bara ya da bır entel cafeye ben de mutlaka entel takılıyorum. Üstelık göğsumu gere gere de söylüyorum her- kese, akşamları mutiaka bır entel bara veya cafeye entel takıldı- ğımı 'Entel takılmaya gıdıyorum' dıyorum. Kimsenın yadırgadı- ğı filan yok Hatta tam karşıtı, benım gibı entel takılmayanlar, deh- şetlı kıskanıyorlar benı, farkındaytm " Demirtaş Ceyhun da böylece entel oluvermış! Bır barda ıki ka- deh attın mı. entel oluyorsun! O kadar kolay mıydı eskiden ay- dın olmak, entelektüel olmak 1 Bakmayın Çiçek Pasajı'ndaki en- telektuel Cavıt'e ya da adını unuttuğum bır ozanımızın "şuh ka- dın, entelektüel kadın" dizesıne . Ayrı ayrı şeyler oldu artık, ay- dınla entel" Akşamları evınize gıder kıtabınızı okur, yazınızı ya- zarsanız hiç de entel sayılmazsınız. ille de böyle bir bara, kah- veye, yok 'cafeye takılmak gerek.' " " Demırtaş Ceyhun'un 'Entelektûelden Entel'e (E Yayınları) ki- tabı büyük bır keyifle okunuyor Tek satınnı attamak istemiyor- sunuz Bir guldürü kıtabı mı, bır toplumsal gözlem mi, bir ince- leme mı? Bir oykü mü? Ne dersenız deyın, tatlı tatlı okunan bır kıtap... 'Entel'ler gerçek birer aydın mıdır? Boylelerınin şu ya da bu barda cafede oturup rakı, votka, vıski ıçerek üst düzeyli tartış- malara gırmelerınden ötürü mü boyle tanımlanıyoriar? Sanmam Entelektüel, yani aydın kışı başkadır, çünkü bunlar yalnızca bir ikı saatlerinı ıçkıyle baş başa hoşça vakit geçırmekle yetınmez- ler, bır dönemin, bır toplumun tüm yükunü sırtlamışlardır Ge- rektığınde en acımasız sorgulamalara, en sert uygulamalara yanıt vermekle gorevlıdirler Enteller, sorumsuz aydınlardır dıyecegım, ama aydın olmak bır sorumluluğu yüklenmek, bıreysellıgı aşmak ise böylelerını neden 'aydın' saymak gereksın? Vedat Günyol bakın ne yazmış 1955'te "Adına aydın dediğımiz kişiler var, birbıriyle uzlaşmaz düşün- celere kafalannda yer vermeyı düşünce özgürlüğü sayıyorlar.. Ekinlı bir kafanın övünebileceğı bırıcik şey birbıriyle uzlaşmaz düşüncelere yer vermemek, çelışmezliklerı ortadan kaldırmak, kısaca düşüncelerını bır düzene sokabılme yetısı değıl mi?" Demırtaş Ceyhun'a göre Sayın Kenan Evren'ın bır dılekçeyı ımzalayanları aydınlar 1 diye nıtelemesinden sonra çıktı bu 'entel' sözcüğü Aydın, entelektüel, entel ne ad verirseniz verin, kim kı yalnızca gevezelıkle, kahve, bar, meyhane köşelerinde yöne- tıcıleri eleştıren, hatta alaya alan bir tavır ıçindeyse onlara baş- ka bır ad vermelı Aydın, gerçek aydın, sorumluluğunu bılen ki- şidır. Bu sorumluluğunu sonuna dek üstlenır. Tehlikeli dönemeç- lerde bır yana sıvışmaz Aydın olmanın tanımını Moskovalı bir profesör şöyle yapmış: "Insanın gerçekten aydın olması ıçın önce dedesinin, sonra ba- basının, daha sonra kendisinın bir ünıversite bitirmesi gerekir. İşte belki o zaman. O da belkı." Aydın olmak bir süreç ışı Ben aydınım demekle, kımse ne ay- dın, ne entelektüel olur, olsa olsa falan fılan barda, cafede 'entel' sayılır, hepsı bu! Demırtaş Ceyhun'un 'entel takılma' konusundaki kıtabının so- nunda Hayalet Oğuz, Orhan Kemal. Yevtuşenko, Nuri lyem, Beh- çet Necatıgil vb. dostları ıçın yazdıkları da ılgıyle okunuyor. Kı- sacası "Entelektûelden Entele" krtabında, içinde yaşadığımız dö- nemın, o donemın kışılerının öyküsü var... AUSTRALIAN B U S I N C S S C O L L L C J L S SIDNEY PERTh CANBERRA MEIBOURNE AOEIA.IOE TEK A$ -ı 3S2 39 59 (II 362 40 96 BAĞDAT CAD NO 5ICHS BOSTANCI ISTANBUL IZMIR IRTIBAT BUROSU 151) 31 S? H 15 YILLIK İNGİLİZCE DENEYİMİ VE TÜMÜ YABANCI ÖĞRETİM KADROSU İLE ALMANCA ENGUSH FAST Mecıdıyekoy 175 43 98 - 175 43 99 Kadıköy: 338 91 00 - 345 14 40 Bakırköy. 542 56 27 - 542 56 28 AVUSTRALYA'DA İNGİLİZCE GENEL INGIUZCE-TURIZM-BILOİSAYAR-YÖNETIC1LİK KURSLARI AVUSTRALYA AMERIKA INGILTEBE UNIVERSıTELERINE KESIN GIRIŞ EĞITIMINIZ SURESINCE PABT TIME CALIŞMA OLANAĞI Süper Emeklilik ve Haksızlıklar "SSK'nın olanakları yoktur" savunması şimdi geçersizdir. SSK, önce çoğunluğu devlet sektöründe bulunan 1.5 trilyonu bulan alacağını tahsil etmek zorundadır. Devlet, SSK'ya olan borcunu ivedilikle ödemelidir. TEOMAN PEKİNDAĞ Emekli SSK Uzmanlarından Demokrasiyı benimsemiş hukuk devletle- rinde bireylere tarunan hak ve olanakların eşit ölçude olmasına buyuk özen gösterilır. Bir toplumda yaşayan bireylenn birbırinden farklı hak ve olanaklara kavuşturulması, toplum içinde tedırgınlığın artmasma ve sonunda dev- lete egemen siyasal gucün gıttikçe erimesıne neden olur. Sosyal hukuk devletı, sosyal adaleti sağla- yan devlettir. Anayasamızın bu kesın yargı- sına karşın çeşıtlı yasalarla sosyal guvenlığe kavuşmuş vatandaşlar arasında sosyal adalet, eşit ölçude gerçekleşebılmiş midir? Emekli Sandığı, Bağ-Kur ve SSK emeklileri arasında eşitlik sağlanabilmiş mıdır? Bırakın ayrı ku- nımların emeklilerinı, aynı kurumun değışık zamanlarda emekli olmuş bireyleri arasında adalet sağlanabilmiş mıdir? Bunlara olumlu yanıt vermeje olanak yoktur. İptalgerekçesi değerlendirilmedi lktidara gelen her hukumet, her bakan hiç- bır kamuoyu araştırması yapmadan, konuy- la ılgıh olarak meslek kunıluşlarımn ve aka- demisyenlerin göruşlerini almadan, konuyu basında tartışmaya açmadan kendine göre ak- lına estıği gıbı bir şeyler yapmak istemış, her şey arapsaçına dönmuştür. Bir Mukerrem Taşçıoğlu çıkmış, sosyal guvenlık edebiyatı- na "Süper Emeklıhk"i getirmış, işçı emekli- leri arasında az da olsa bulunan sosyal ada- leti büyük ölçude zedelemıştir. Varlığına her an gereksinme duyulan Anayasa Mahkemesi bu adaletsız 3395 sayılı yasanın 17. madde- siyle 506 sayılı yasaya eklenen geçici 5. mad- de>i iptal etmiş, ustelık hukümete izlemesı ge- reken yolu da göstermiştır. Çalışma ve Sos- yal Guvenlik Bakanı Imren Aykut, "Buyuk sorumluluk ve sorun, hiç alakam (ilgim) yok- ken bana kaldı. Yasayı çıkarmış kişi de deği- lım, iptal ettirmiş kişı de" diyerek mensubu olduğu partısinin sorumluluğunu yüklenmek istememış, topu bir başkasına atmıştır. An- cak işçi hamiligini de elden bırakmak isteme- yen Bayan Bakan, zorunluğunda olduğunu belirterek "Benim yapmava karar verdiğim husus, superleri mağdur etmemek" demıştir. Koskoca bır bakanın sözu ve Anayasa Mah- kemesi'nin iptal kararı gerekçesi, superzede- leri ve superzede olamayan öbur ışçi emekli- lerini de umutlandırmıştır Gerçekten de söz konusu gerekçe oldukça umutlandırıcı idı: "Sosyal hukuk devleti, guçsuzleri guçluler karşısuıda konıyarak gerçek eşitligi, yani sos- yal adaleti ve toplumsal dengeyi saglamakla yukumlu devlet demektir... \ynı sos>al guvenlik kurumu içerisinde >er alarak butunleşmiş, kaynaşmış ve aynı amaç- lar için riziko ortaklığına girmiş sigortalılar- dan derecesi ne olursa olsun, bir grubnn, oburlerinden a>nlarak kendilerine 'ozel' de- nilebilecek bir guvenligin sağlanması ve yine temelde birbirinden çok farklı olmajan ya- kın derece ve gostergede bulunanlar için çok farklı bovutlarda sosval guvence ongonılerek kunımun kaynaklannın duzensiz bir biçim- de tahsisi, sosval guvenligin dayandığı ilke- lerle bagdaşamaz. En ust gostergede bulunanlarla obur gos- tergelerde bulunanlar arasında sosyal guven- lik hakkı yonunden çok farklı hak durumla- n >aratılmıştır. Aynı hakkın, dengeli ve ma- kul olçulerde, diğer gostergelerde bulunanlara da lanınması gerekir." Anayasa Mahkemesi kararının gerekçesi bu kadar açık ve yol gösterici olmasına, "söz ko- nusu geçici maddenın iptal edılmesiyle kimı sıgortalılann sosyal guvenlik hakkı yonunden doğacak boşluğun doldurulması" amacıyla hukümete ve yasa koyucuya yeni ve adaletli bir yasa yapmak için altı aylık bir sure tanı- masına karşın, iptal kararının Resmi Gaze- te'de yayımlanmasından 20 gün bile geçme- den Sayın Bakan'ın önerısı ile super emeklile- rın haklarının hem de kanun hukmundeki ka- rarname ile dondurulduğuna tanık olunmuş- tur. Peki şimdi süper emekliler, bakanın deyi- şıyle "mağdur" olmadılar mı? Hukümete gu- venerek bol gelirli işlenni bırakıp emekli olan ya da emekli iken varuu yoğunu satarak borç- lanan superleri Bayan Aykut cezalandırmış ol- madı mı? Ustelık super emekliliğın mıman ol- duğunu söyleyen Taşçıoğlu da "Benim de du- şündüğüm buydu. Doğrusu da bu" sozunu nasıl dıyebılmektedir? Ne oldu bır zamanla- rın super emekliliğin ateşli savunucusuna? Doğrusu buydu da neden bu kadar emekli- nin canı şimdi yakıldı? Geçici 5. maddenin anayasaya aykın olduğu herkes tarafından ile- ri sürulurken hukumetın, bakanlığm, SSK'run büyuk hukukçulan ve yöneticileri, Sayın Taş- çıoğlu ve zamanın başbakam bu aykırılığı na- sıl oldu da gorememiştı. Bu vatandaşlann suç- ları devlete guvenmek mıydi? Neden bir suru "genç emekliler" ordusu yaratıldı? Bır "ban- ker faciası" bu halka yetmemış mıydı? Super emeklilik oykumuz burada da bıtmı- vor. Sonra ne oldu'' SHP "super dondur- ma"mn ıptali ıçın Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. Aym Anayasa Mahkemesi, bu kez tam dokuz ay sonra, süper emeklılenn ma- aşlarını donduran vasanın (kararname sonra- dan alelacele yasaya dönuşturulmuştu) iptal edılmesı ısteminı reddetti. Kuşkusuz Anayasa Mahkemesi'ne saygılı bir insan olarak mahkeme kararını eleştire- cek değiliz. Ancak bu durum karşısında hü- kumet ya da bakan, "Ne yapaJım, suç bizim değil. Anayasa Mahkemesi bizim tasamıfu- muzu iptal etti" diyerek işın içınden sıyrıla- bilecek ve eli kolu bağlı mı kalacaktır? Bü- tun sonın budur. Haksızlıklann sorumlusu hükümet Devletın temel nıteliğınin oğelerınden birı de güvenılirlığıdır Devletin, yaptığı düzenle- melerle haksız bır edinım sağlaması ve kişile- rin haksızlığa uğratılmaları kabul edılemez" denmekte ve bu konuda hukumetçe yeni bır duzenleme yapılması gerektiğinı belirterek içe- rığıni de söylemektedir: "Uygulama sonuçlarının yeniden değerlen- dirilerek magthniyet konusumm yukanda'be- lırtilen esasiaüa genel hukuk ılke ve uygula- malan doğrultusunda adaletli ve güvenilir bir biçimde çozihülenmesi zorunludur." İşçı emeklılerinın durumu şu anda tam bir karmaşa içindedir. Yıllarca en üst basamak- tan prim ödemiş eskı işçı emeklileri 1360-1400 gösterge üzerinden (°< r o7O oranında) dört yuz bin liranın biraz üstunde emekli aylığı almakta iken, yeni emekliler 600-650 bin sınınnda aylık almakta, bu yıl emekli olacak işçiler de (%60 üzennden) 800 bin lıra sınınnda emekli aylı- ğı alacaklardır. Devlete guvenerek 4-5 milyon lira ödeyen super emekhler de (%70 oranın- da) 501.000 lira aylık almaktadırlar. Öte yan- dan emekli olanlara aylık bağlama oranlan °To50, Vo6O, %70 oranında değışmektedir. Ay- nı hizmet suresi çalışan, aynı kurumun deği- şık yıllarda emekli olmuş bıreyleri arasında yaratılan bu ayrıcalık hangi sosyal adalet ve eşitlik ilkesıne uymaktadır? Hukumet yeni bir SSK yasasım hemen ha- zırlamalıdır. Bu yasa hazırlanırken de hep "biz bilirız" göruşunden kaçımlması gerekir. Konu, basında kesınlikle tartışılmalı, farklı- lıklar tek tek saptanmalıdır. Superlerin kayıp- ları giderilmelı, ılk Anayasa Mahkemesi ka- ran gerekçesinde de belirtıldiği gibi, "Aynı hak, dengeli ve makul ölçulerde, diğer gos- tergelerde bulunanlara da tanınmalı", tüm SSK emeklileri ile memur emeklileri arasın- daki ayncalıklar kaldırılmalı, eşitlik sağlan- malıdır. Sayın Doktorve Eczacıların dikkatine Geniş spektrumlu oral sefalosporin <Cefatın>Roche(sefuroksim aksetil) tablet üretilerek piyasaya verilmiştir. Ticari şekli: 125 mg ve 250 mg tablet 10 tabletlik aluminyum folyoda • Cefatın • = Tescıllı Marka Roche Mustahzarları Sanayı A Ş PK 16 -80622 Levent/istanbul OKURLARA. OIL4YGÖNENSrs Kötü Görünüm y azar-sosyolog Ismaıl Beşikçı, Istanbul Devlet Guvenlik Mahkemesı'nce tutuklandı Yazar Edıp Polat ve Emek Dergisı Yazıışlerı Mudurü Abuzer Kılıç'/n tutuklanmasının da gerekçesi aynıydı: Komünızm propagandası yapmak. 2000 'e Doğru Dergisi'nin son sayısı da bır oncekı gibi toplatıldı. Gerekçesi ilkınde Kürtçüluk propagandası yapmaktı, ikıncısinde gerekçe "laıklık karşıtı propaganda yapmak" oldu. Dergınin Yazıişleri Müdurü Tunca Arslan, DGM'de tutuklandıktan sonra cezaevıne göndenldi. Güneş Gazetesi yazarı Uluç Gurkan, yazdığı bir haber nedeniyle Ankara DGM tarafından tutuklandı. Gürkan, "Özal-Bush görüşmesının tutanaklarını açıklıyoruz" başlıklı haberi nedeniyle yargıç karşısına çıktı. Guneş Gazetesi'nın 7 Mart 1990 tarihli sayısı da Istanbul DGM tarafından toplatıldı Gürkan, tutuklanırken, "devletın emniyetı ve menfaati açısından gızlı kalması gereken bılgilerın açıklanmasıyla" ilgili TCK'nın 132. maddesıni çiğnemekle suçlandı ve hakkında 3 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası istemlı dava da acıldı. Ankara DGM'de tutuklanan Uluç Gurkan, sonra 5 milyon lira kefaletle serbest bırakıldı. • Hürnyet Gazetesi yazarı Çetın Emeç ve şoforü Sinan Ercan'a sıkılan kurşun... Atakoy'de 16 saat süren rehıne gerılımi... Üniversitelerde meydana gelen olaylar... Ve arkasından basında yer alan polise yönelık eleştirılere Başbakan Yıldırım Akbulut'ten bir yanıt: "Emniyet güçlerı bazen suçlu ımış gibı gösterılıyor. Failler bulunmalıdır. Basın, onları bulacak emniyet güçlerıni adeta demokrasıyi yıkmak isteyen güçler gıbı tanıtıyor." Ya Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a ne demelP Ona göre son gunlerde meydana gelen teror olaylannı "basın abartıyor"du. Özal böyle dedikten öç gun sonra Ankara'nın göbeğinde Zaman Gazetesi Başyazarı Fçhmi Koru'ya saldırı. Iki kişı güpegünduz Koru'yu, dayak atarak hastanelik ettiler. • Nusaybın'dekı cenaze töreninden sonra meydana gelen olayları ızlemek ıçın gorevlendırilen gazeteciler, guvenlik guçlerınin engellemelerıyle karşılaştı. Milliyet'ten Namık Durukan ile Hürriyet'ten Faruk Balıkçı'n/n çektikleri filmler özel tim görevlileri tarafından ellerinden alındı Muhabirımiz Ergun Aksoy, kentin girişınde bir sure guvenlik güçlennce durduruldu ve "Çalıştığını görürsek senı .. yaparız" tehdıdıyle karşılaştı. Nusaybın olayları ıçın giden Iç Politıka Servisı Şefimız Celal Başlangıç'/n ızlenimlerı şoyleydi: "Özel tıme göre, ulkeyı bolmek, parçalamak isteyenlerın basında gazeteciler vardı. Bir görevli olayları ızlemek için çaba harcayan gazetecılere, 'Para ıçin memleketı satıyorsunuz. Burada halkı kışkırtan sızlersiniz' diye bağırıyordu. Alman kadın gazeteci Petra Leıner tartaklanıp elınden önce fotoğraf makmesı sonra da filmı alınırken, özel tim tarafından bır de 'ıman sınavı'na çekilıyordu: 'Senin devletinın de burada çıkarı var. Ezan okumayı bılıyor musun? Sen Turkiye'.y' bolmeye geldin. Defol git - - - buradan... Bunu görüntülemek ısteyen gazeteci de, bır özel tim komıserınden suratına okkalı bır tokat yiyerek mesleğının onur düzeyını öğrenıyordu: 'Şerefsiz Türk basını' " • İste, son bir-ikı haftanın basınla. düşünce özgurlüğüyle ilgili özeti. Bu ozetı, uluslararası düzeyde özgurlukleri ve insan haklarını gozetmek amacıyla Helsınkı'de ımzalanan anlaşmanın uygulamadakı gelişmelenni ızlemek için kurulan gonüllü örgutlerden "Helsınkı Watch"un Türkıye ile ilgili bir basın bildirisi ile bıtirelim. Bıldirıde, ülkemizın 1980'e kıyasla ıfade özgürlüğü konusunda olumlu gelışmeler olmasına karşın yıne de beklenen duzeye gelemediği belirtildı. TCK'nın 141. 142, 163. maddeleriyle cumhurbaşkanına hakareti kapsayan 158., parlamento. hukumet ve orduya hakareti yasaklayan 159. ve Türkıye'nin adını yurtdışında zedeleyenlerle ilgili 140. maddelerin "ıfade özgürlüğüne karşı" konulmuş hükümler olduğu belırtildı. Bildınde, mart 1989'dan bu yana geçen bir yıl içınde Turkıye'de gazete ve dergilerdekı yazılar, kitap, senaryo, film ve şarkı ile ilgili olarak açılan 183 ceza davasında 400 gazetecinin yargılandığı, bunun bir "rekor" olduğu kaydedildi. BBC ENGLISH anyorBBC ENGUSH ın tanılım ve abonelık faalıyeüennde görev alacak. >önetıcılık. nıtehklenne sahıp, yuksek okul mezunu. lngılızce bılen MAVAGERIar Genç. dınamık, tercıhan yuksek okul mezunu ve lngılızce bılen ASSISTANT MANAGER lar Pan-tıme çalışacak lîsGtLlZCE OĞRETMENLERİ ve UMVERStTE OĞRENCtLERl ABC ba>ılığı \apan knabevı/lünası>eler ile ılı^kılcn yönlendırecek yuksek. okul mezunu. lercıhan lngılızce bılen, yönelıcilık nıtelıklenne sahıp COORDINATOR lar Muhasebe konusunda denejtmlı BİLGİSAYAR OPERATORLER1 aranmakudır — Istanbul. Ankara, İzmır dahılınde BBC ENGLISH te görev almak ısteyenlenn Pazartesı. Salı, Çarşamba gunlerı şahsen aşağıdakı adreslere, bu şehırler dı^ında BBC ENGLISH ı temsıl etmek ısle>enlerın ıse kisa O7geçmışlen>le bırlıkle mekıupla Isıanbul adresıne baş\urmaları rıca olunur ISTANBUL ABC Kıtabevı, Istıklai Cad No 461 Be>oğlu ANKARA ABCKıtabe\ı. Selar.kCad No 1 Kızılay İZMİR ABC Kıtabevı, Fevzıpaşa Bulvan 899 Sokak Hısar Han No 30/506 S i y a s e t 11. Sayı çıktı • Dünya sosyalizminin kritik donemeci • DİSK yöneti- cileri ne yapmak istiyor? • Teknik eleman örgütlenme- si ve kurultayı • Petrol-ݧ kolunda olanlar / sendikalar • ÖD Genel Kurulları • Yeni Çeltek; ne ilk ne son ci- nayet • Tutûn ureticilerinin eylemi; uyuyan dev kıpır- dadı • 8 Mart; göreli ozgûrleşme defeil mutlak kurtul SULTANHİSAR ASLİYE CEZA MAHKEMESİ Esas No 1988/29 Karar No: 1989/59 Karar tarihı: 28/6/1989 Sanık Mehmet Yahşı, Ismail ve Hava'dan olma 1960 doğumlu Art- vın ılı Y usufelı ılçesı nufusuna kayıtlı (Dokumacılar köyu) Sultanhı- sar ilçesi Aıça bucağında oturur TCY'nın 440/2'ncı raaddesı geregınce zina suçundan sanık, hak- kında 6 ay hapıs cezası ile cezalandınlmasına karar venlmış, ancak karar sanığın vokluğunda venlmış olmakla butun aramalara rağmen karar kendısıne teblığ olunamamıştır. 7201 sa>ılı kanunun ve aynı kanunun 28-29. maddeleri gereğince ılan tarıhınden 15 gün içınde muhataba teblığ edılmış sayılacağı teb- lığ olunur Basın 18656
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle