Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 22ŞUBAT1990
Meşruluk Buıialınu.».
Getirdiği ıki katlı barajla matematik denklemlerini bile alt ust ederek
yuzde 35 azınhğı yuzde 65 çoğunluğa donuşturen bir yasanın adil ve
halkın titreşimlerinı yansıttığını soylemek için doğrusu çok insafsız
olmak gerekir. Şanlıurfa ve Zonguldak'tan seçılenlerın o yore
halkının temsilcileri olduklarım kim soyleyebilir?
Dr.İur. YÜCEL T. ENGİNDENİZ
Turkıye'de gundemın eskımeven bınak konusu,
26 Mart 1989 seçımlennden sonra ANAP ıktıdarı-
nın ve bu ıktıdann oyuyla seçılen devlet başkanı-
nın tneşru olup olmadığıdır
Tarıhın her dönemınde nerede bır ıktıdar varsa,
gucunu meşruluk temelınden almıştır Çunku meş-
ruluk, ıç barışın vazgeçılmez koşulu, Ferraro'nun
devımıvle "devletın görunmeyen banş meleğıdır"
Övleyse nedır meşruluk''
Demokratık ulkelerde çağdaş meşruluk kavramı
savdamlaşmıştır Son bıhmsel kaynaklara gore meş-
ruluk Oegıümıte) ıkıye aynlmaktadır Bıçımsel meş-
ruluk (legıtımıte formelle) ve maddı meşruluk fle-
gıtımıte materıelle)
Çoğunluğun nzası ve De Gaulle
olayı
Bıçımsel meşruluk, hukuka uvgun olarak gerçek
leştırılen ıktıdarlar ıçın soz konusudur Ne var kı
bu bıçımsel meşruluk anlayışı aldatıcı olduğundan
gunumuzde bırakılmış, yalnızca maddı meşruluk
kavramının anlamını açıklamak ıçın kullanıhr ol-
muştur
Gunumuzde meşruluk denılınce artık maddı meş-
ruluk anlaşılmaktadır Buna göre hem halk çoğun-
luğunun uzlaştığı kurallara gore ıktıdara gehnme-
h ve ıktıdar bu kurallar uvarınca kullanılmalı hem
de ıktıdara çoğunluğun gu\enı surmehdır Demek,
iktıdara gelış ve onun kullanımının kurallara uy-
ması yetmemektedır O ıktıdann surmesı ıçın ço
ğunlugun rızası da surmehdır özetle çağdaş meş
ruluk, çoğunluğun guveru kavramıyla eşanlamlıdır
Eğer bu güven ve rıza yoksa ıktıdar meşruluğunu
yıtırecektır ve bır kışmm ya da azınlığın ç\plak gu-
cune davanan zorbalığa donuşecektır Meşruluk bu-
nalımı bu koşullarda kaçırulmazlaşacak, günümuz
Turkıyesı'nde olduğu gıbı tartışma rejımın, ıçınde
olmaktan çıkacak, rejımın uzenne ka>acaktır
(Debbasch - Burdeau - Ponüer - Rıccı, Droıt cons-
tıtutıonnel et Instıtuuons polıtıques, Parıs, 1989,
s 99, 100, Amaud, Dıctıonnaıre encylopedıque de
theorıe et de socıologıe du droıt, Parıs, 1988, s
225-227, Duverger, Instıtutıons polıtıques et droıt
constıtutıonnel, Pans, 1975, I, s 386 vd )
Bu nedenle çağdaş ve halkına saygılı demokrat
onderler, meşruluk kavramına hep bu guven açı-
sından yaklaşmışlar, hukuka uygun olarak ışba-
şına gelseler bıle, çoğunluğun guvenının yıttığını gö-
runce, ıç barışı tehlıkeye duşurmemek kavgısıvla
hemen çekılmışlerdır De Gaulle, 16 Hazıran
1946'da Bayeux'de ve 4 E>lul 1958'de Parıs'tekı
Cumhunyet Alanı'nda yaptığı ve sıyasabılıme ge-
çen konuşmalarında, halkın guvenını yıtıren bır ık-
tıdann meşru olamayacağını boyle bır ıktıdann
kum uzenne oturmuş bır bmaya benzedığım behrt-
mıştır (Amaud, loc cıt , Burdeau, Droıt constıtu-
tıonnel, -manuel-, Pans, 1988, s 29, 37, 67, 77 vd ,
Barıllon, Dıctıonnaıre de la constıtutıon, Pans,
1986, s 273, 274) Nıtekım De Gaulle, yıllar son-
ra bır yasa ıçın başvurduğu halkoylamasında bu
guvenın kendısınden esırgendığımn ıp uçlan El>-
sies Sarayı'na ulaşır ulaşmaz, kesın sonucu ve baş-
kanlık suresının bıtmesmı beklemeksızın cumhur-
başkanlığından aynlmıştır "Halk benı uvardı'",
"1975'e dek vekâletım sürecek" gıbılerden baha-
nelere de sığınmamıştır O De Gaulle kı yurt kur-
taran bır kahramandı Duverger'nın dedığı gıbı
Fransız çocuklan onu soyut ve ınsanustu bır var-
lık olarak algılıyorlardı Isteseydı ıktıdannı >asal
ve demokratık seçımlere değıl, kanzmatık raeşru-
luğuna dayandırarak da pekâla surdtırebılırdı Ama
o bu olanağı kuilanmadı Halkına ve onun onuru-
na saygı göstererek çekılmesını bıldı
Bu konuda örnek tek değıldır Demokrasılerde
o> ve guven vıtıren ıktıdarın çekıleceğı kuralının
ılk orneğıru bundan 208 vıl önce lngütere Başba-
kanı Lord North vermıştır Amenka'dakı 13 Ingı-
lız kolonısının yıtınlmesı uzerıne halk temsılcılerı-
nın kendısıne guvensızlerını belırtmelen karşısın-
da North, 15 Mart 1782'de başbakanlıktan ayrıl-
mıştır Halkın 19TT
'de buyuk umutlarla destekle-
dığı ıktıdar ulkemızde 1979 kısmı seçımlerınde ov
vıtırdığını gorunce Mechs'tekı oy savısına bakmak-
sızın çekılmış, demokratık bır geleneğın yerleşme-
sıne katkıda bulunmuştur
Kaldı kı bıçımsel meşruluğun bıle bulunabılme-
sı ıçın ıktıdann vazılı hukuka, yazılı hukukun da
hukuk bılımının olçutlenne uygun olması gerekir
Halkın reddettiği yasalar
Bıhmm dedıklerı, 1982 Anayasası'na uygulan
dığında varılacak sonuç şudur Bu anayasa, eleştı-
nnın ve uzlaşmanın yasaklanarak, tek yanlı pro-
pagandayla beyınler vıkanarak tehdulerle ve ıçını
gosteren zarflarla halka benımsetılebılmış bır >a-
sadır Eleştırı olanağı doğar doğmaz da halkça ve
butun partderce reddedümıştır Seçım Yasası ıse hu-
kuk bılımı açısından bır kara mızah konusudur Bır
yasanın hukuka uygun olabılmesı ıçın bır partının
çoğunluğuyla çıkması ve yazılı olması yetmez Hu-
kukun adalet boyutuna ve halk çoğunluğunun ıs-
teUenne (hukukun sosyolojık boyutuna) uygun
duşmesı zorunludur Getırdığı ıkı katlı barajla ma-
tematik denklemlerini bıle alt ust ederek yuzde 35
azırüığı yuzde 65 çoğunluğa dönuşturen bır yasa-
nın adıl ve halkın titreşimlerinı yansıttığını söyle-
mek ıçın doğrusu çok insafsız olmak gerekir Şan-
lıurfa ve Zonguldak tan seçılenlerın o yöre halkı-
nın temsilcileri olduklarım kım soyleyebilir9
Son cumhurbaskanlığ) seçımıne gehnce, cumhur
başkaru herkesın (cumhurun) uzennde uzlaştığı
(consensus) bır başkan olmak zorundadır O yuz
den anayasa, cumhurbaşkanı uzennde uzlaşma yel-
pazesını olabıldığınce gerçekleştırmek ıçın ılk ıkı
turda üçte ıkı oranında oy aramıştır ldeal olan bu-
dur Bu gerçekleşmedığı takdırde turlara son ve-
rerek genlımı azaltmayı bu ıdeale üstun tutmuş, ça
resızhğın çaresı olarak uçunoi turda basıt çoğun-
lukla vetınmıştır Anayasarun anlamı ve ozu bu-
dur Yoksa bır partının adayını cumhurbaşkanı seç-
tırerek ve uzlaşmayı dışlayarak genlımı daha da an
tırmak degıl Iktıdar, uçte ıkı çoğunlukla seçıleme
yeceğını bıle bıle uzennde uzlaşılmayan bırını aday
çıkarmış, hukuk bılımmı ve halkı hıçleyen bır man
tıkla yukanda değınılen uzlaşmanın özunu >aka-
layacak ve anayasayı anahtar yapacak yerde, ayıplı
amacına ulaşabümek ıçın anayasayı ve yazılı hu
kuku bır mavmuncuk gıbı kullanmış, hukukun ve
seçımın harcına hıle karıştırmıştır Evet, bu kez sı-
lah gucu> le dev let başkanı seçılmemıştır Ama kur
şun verıne halk çoğunluğunu temsıl etmeven bır
azınlığın ovları kullanılarak sozde bır seçım yapıl-
mıştır Arada oz farkı yoktur Fark sadece bı-
çımdedır
26 Mart seçımlerınde halk Kars'tan Muğla'ya,
Hakkân'den Edırne'ye değın sözlesmışçesıne ıktı
dara guvensızlık oyu vermıştır Zaten ıktıdar da oy
vıtınrse çekıleceğını acıklamıştır Sozunde durma-
mıştır Yerel seçımler ınışlı çıkışlı değıldır Irade
açıktır Seçımler uvan ve guven seçımlerı dıye a>-
nlmazlar Bu, safsatadır Seçımın beş yılda bır va-
pdacağı hukmu. vekâletın beş yıl sureceğı anlamın-
da değıl, guvenın en çok 5 >ıl olduğu anlamında-
dır Amaç, tavan rakamı saptamaktır, taban sure
>ı değıl
Katıhmcı demokrasılerde halk, azınlığın dıkta-
sma, kendıru hıçe saymasına katlanamayacak oran
da onurludur Onurlu olmak zorundadır Yeryu
zunde uçunculuğe duşmuş bır partının ıktıdar ol-
duğu bır demokrası hıçbır zaman olmamıştır Ola-
maz da Iktıdar ve devlet başkanlığı, halka hızmet
ıçın vardır övleyse ANAP ıkndan seçıme gıderek
ve ANAP'ın devlet başkanı çekılerek ılk hızmetı
vermelıdırler
Kımılerı açıkhk ve durustluk polıtıkasının "ena-
vılık", halkı olabıldığınce aldatmanın ustalık ol
duğunu Mechs'tekı taraftarlarının utanç alkışlan
arasında ılan eden bır ıktıdardan ve devlet başka-
nından bu hızmetı beklemenın bır safdıllık olaca-
ğını duşunebıhrler Ama "sağduyunun ınsanlar ara-
sında eşıt boluşulduğune" ınananlardanım
O vuzden çağrımı vınehvorum
Sayın ıktıdar ve Savın Devlet Başkanı' Karga-
şavı onlemek elınızdeyken seçıme gıdınız ve çekılı-
nız Sonra ış ışten geçmıs olabılır, sosyolojının
olumsuz yasalarının ışlemesıne ızın vermeyınız
Unutmavıruz kı gunumuzde halk, ors olmaktan çık
mış, çekıç olmuştur Halk feshedılemez Ama ık-
tıdarlar sık sık feshedılırler Sız demokrasının ku-
rallarma uyarak kendınızı feshetmezsenız, halk sızı
feshetmek zorunda kalacaktır Bu ıse ne sızın ne
de halkın varannadır
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
'Kalkın Ey Ehli Vatarf
Ayağa kalkmıstı 'ehlı vatan'i Kımlerdı bunlar'? Tek partının genç-
Itk tollar.nda egemen olan aşırı sağcı kesım Dogallıkla
'mıllıyetçıyız' dıye onların ardına takılanlar'
GalataKoprusüaçılmıştıosabah Sandallarla dolmuş kayık-
larıyla, motorlarla Emınonu ne geçılıyordu Bes kuruşa ya da on
kuruşa Bındığım kayıkta konuşuluyordu Tanın'de bır yazı çık-
mıs, gençhk ayaklanmış, basımevını yıkmış' Oysa Tanın Huse-
yın Cahıt ın gazetesıydı, ustelık de bır gun once 'Kalkın ey ehlı
vatan' başyazısı da burada çıkmıştı Ama ınsanlar Tan'la Ta-
ntn'ı bırbınne karıştırıyorlardı
Emınönu meydanı kâğıt bobınlerıyle kaplıydı Bobınler yuvar-
lanmış, açılmış Sırkecı'den Emınönu'ne kadar yayılmıstı Babı-
alı yokuşunun başına geldığımda Tan Basımevı nın yarı yarıya
yıkılmış olduğunu gordum Bağnşmalar, çağnsmalar gıriaydı Ka-
labalık bırıkmıştı Pencerelerden yazı makınelen, masalar, san-
dalyeler fırlatılıyordu Tam bır yakma yıkma eylemı
1
ABC kıtabevıne yoneldı bu genç kalabalık Bır anda bu kıta-
bevı de yerie bır edıldr Sılanpaa Duhamel İstrati vb krtaptar-
oracıkta yakıldı Partılı gençler buyuk zafer kazanmışlardı So-
lu, solculuğu ortadan kaldıran kahramanlar gıbıydıler' Gözler dört
yanda yıkılacak yer, dövulecek adam anyordu
Bız ıkı arkadaş Marmara Kıtabevı'nın vıtrınlerının önüne dıkıl-
dık Bır de burası yerle bır edılmesın dıye Hılmı Zıya nın Ab-
dülbakı Golpınarlı'nın yenı kıtapları vıtrını kaplamıştı Genç gös
terıcılerın gozlerınden kıtapları saklamak ıstıyorduk Hartaonü-
muzden geçenlere laf atanlarımız bıle vardı Tek, gozlerı Mar-
mara Kıtabevı'nın vıtrınlerıne ılışmesın
1
Kalabalık, Vatan gazetesının bulunduğu Molla Fenarı sokağı-
na yoneldı O gunlerde Tan-Vatan Cephesı dıye anılan demok-
rası savunucuları vardı Tan yıkılmıştı sıra Vatan'daydı
1
Neyse
kı bırı çıktı da Vatan, Tan gtbı değıl' dedı boylece Vatan yıkıl-
maktan kurtuldu
4 Aralık 1945 olayını kım yaptırmıştı? Uzun süre tartışıldı Ken-
dılığınden başgosteren bır karşı koyma gosterısı mrydı'? Yoksa
bır tertıp mıydı ınceden ınceye hazırlanmış
7
Bır sure sonra an-
laşıldı kı CHP'ın Istanbul partı müfettışının düzenledığı bır gös-
terıymış bu
1
Partı gençlık kollarından bırkaç genc de bu oyunda
rol almış Ne ganptır kı bu genclerden bır ıkısı yıllar sonra sola
yakın bır duruma gelecekler hattabakan mılletvekılı olarak ka-
muoyunun onune çıkacaklardı
1
Ellerınde bayraklarla, sopalar-
la bağıra çağıra onumden geçen bu genclerı yaşam boyu unut-
madım, unutmama olanak yok
Uğur Mumcu'nun gazetemızde çıkan '40'ların Cadı Kazanı"
dızısmı okuduğunuzu sanıyorum Yaşınız genc ıse 4O'lı yıllann
Turkıye'sını altüst eden olayları yansız bır bıçımde öğrenmış ola-
caksınız O yıllarda yaşamıs bır ınsan ısenız o gunlerı bır kez
daha belleğınızde yaşatacaksınız Oyle seyler var kı zamanla an-
lam değıştırıyor Bu arada ınsanlar da kılıktan kılığa gırıyorlar
Dün tepeden gelen buyruklarla basımevıne saldıranlar, bır sure
sonra göruş değıştırıp bambaşka bır nıtelığe burunuyorlar Sonra
yıne eskı kışılıklerıne donmenın yararını görup bır daha değışı-
yortar
Bellı bır doğrultusu olmak, bu doğrultuda gıtmek Kısı boy-
lelerıne saygı duyar Daldan dala atlayanlar, hele hele olumlu
gorusten, olumsuzluğa kayanlar bağışlanamaz Oylelerını bılı-
rım kı yırmı yaşlarında en hızlı bır bağnaz ıken daha sonralan
olumlu bır nıtelık kazanmıstır Bunlar değısme ılerleme gerçe-
ğıne uyanlardır Ama oylelerı de var kı bağnaz kalmıs bağnaz
gıdecek ınsanlardır Bunlar ıcın uyanma gerçeklerı gorme dıye
bır şey yoktur Ben bu gıbılenn körluluğune bır sey dıyemıyorum
Ama dün böyle bugun daha baska, öbur gun busbütun baska
olanları hosgormek olanaksız
Bız 40 kusağıyız Şu gunlerde TV'de, Altan Oymen, Ikıncı Dun-
ya Savaşı gunlennı o gunlerdekı Turkıye yı anlatıyor Basarılı bır
belgesel dızı Uğur Mumcu da gazetemızde 40 yıllarının ıc po-
lıtıkasını sergılıyor Nıce gızlı kalmış olayları ortaya çıkararak adı
büyuğe çıkmış kışılerın o gunlerdekı tutumunu sergıleyerek
Bızler o olaylann kâh ıçınde kâh yakınında yaşadık Zaman
zaman 20 yaşlarımın anılarını yazmak gunu geldı mı dıye du-
şunurum Bırçok ad bırcok olay gundeme gelecek O olayların
ınsanları aramızda yasıyor Acık açık her seyı yazıp soylemek
Uğur Mumcu genc bır yazar, 40 ları kıtaplardan gazetelerden
yasıyor Her zamankı gıbı tam bır açıkhk ve yureklılıkle duyuru-
yor bılınmeyen ya da bılınen gerçeklerı 40'ların Cadı Kazanı'nı
oğrenıyorsunuz Ya sonrakı cadı kazanları? Elbet onları da av-
dınlığa cıkaranlar olacak bır gun Butun gerceklıklerıyle
Grîzu Patlamalarında Sorumliılıık
TEŞEKKÜR
Amelıvatımı ustun başarn la gerijekleştırerek benı
saglıgıma ka\uştJ
r
an Istanbwl Unıversıtesı Cerrahpaşa
Tıp Fakultes Plastık ve Rekonbtruktıf Cerrahı
Anabılım Dalı Başkanı degerlı bılım adamı, Savın
Prof.Dr.
İBRAHİM YILDIRIM'a
ve anestez uzmanı Sa\ın Yuksel Adalı, Savın As Dr
Ahmet Cemal \ygıt, Savın Başhemşıre Ayfer
Gungorer ve hemşıre Kadriye llhan'a ve emegı geı,en
obur personele vurekten teşekkurlenrru sunanm
OKTAY AKBAL
Ülkemizde, bu tip olaylara mudahale edip en uygun
onlemleri alacak yetenekte deneyımli maden muhendisleri
vardır. Hem de çoktur. Ilgili bakanhğın ya da orgutun
Polonya'dan uzman getirtmesi, bu gucun farkında olmadığını
gösteriyor. Tek tumceyle "devlet, bu kazanın
sorumluluğunda paydaştır."
KADRİ YERSEL Eski Maden Dairesi Başkanı
oluşmasını gözardı ettıklen kuşkusu doğuyor
Aleş: Kukurt ıçeren her kömur, durgun ftava
temasında önceden bılınmesı mumkun olma-
>an bır sure ıçınde kendı kendıne kızışıp açık
ateş oluşturur Bu olgu, va komurun oksıjen
le temabinı keserek va da kıaşmayı bol havayla
soğutarak onlenebılır
Ocakların komuru alınmış olanlarında,
bloklar ve ınlı ufaklı kumeler halınde artık-
lar kalır lşte bunlar, zamanla kızışarak bır
ateş odağı olurlar Hem ayak basmayan ve
kontrol dışı olan verlerde bulunmaları hem ze
hjrlı gaz uretmelerı hem de grızuvu aıeşleme
len bakımlanndan madencılenn can duşman
landırlar
Yemçeltek Lınyıt lşletmesı'nın ocaklarında,
vıne "gr'zu" patladı Bu çok olumlu olav, top
lumda buruk ve taşkın bır duygusallık varat
tı Kaza kurbanlarımn vakınlarıvla basın ve
sendıkalar, eskıden olduğu gıbı "kadere ' bo-
vun eğmeden, bu patlamanın onlenebılır ol
duğunu dıle getırıp sorumlu arıvorlar
Guçluce bır tepkıyle gelen bu değışımın
ulusal utanç nedenı olacak kadar çok ve ben-
zer koşullarda oluşan gnzu patlamalannm on-
lenmesınde etkıü ve sureklı olmasını dılıyoruz
Sorumlu araştmlmasını haklı kılan nedenler
şöyledır
Grizn- Açık ateşle buluştuğu anda vanatie-
va havadakı yoğunluğuyla görecelı bır şıddetle
patlajarak zehlrlılık derecesı farkl! gazlar oluş-
turur Bu çok tehlıkelı buluşmayı kömur ocak-
larmda onlemek, va grızunun ya da ateşın ke-
sınlıkle kontrol altında tutulmasına bağlıdır
Gnzu, tumden yok edılemez Fakat ocak ha-
vasında patlama yoğunluğuna çıkmasını on
leyecek guçte bır havalandırma duzenı ıle et
kısızleştırılebılır Bu önlem, bızım ocaklan
mızda çoğu kez oluşturulamaz Çunku paha
lıdır Bu pahaya katlanılsa bıle normalın dı-
şındakı anı grızu fışkırmalan, >ıne de patla
ma yoğunluğu oluşturabılır Bu nedenle avnı
zamanda ateşten anndırma önlemlennın alın-
ması da zorunludur
Yemçeltek ışletmesı yonetıcılerının ve dene-
tımle yükumlu ıkı devlet orgutunun sadece
ateşı İcollayıp patlama voğunluğunda gnzu
ICızışma olgusu, ürettığı gazlarla saptanır ve
ızlenır Ancak bu gazların azlığı ya da çoklu-
ğu, ne zaman açık ateşe donuşeceğmın kesın
gostergesı olamaz Varlığı ve mıktarının art-
ma eğılımı gostermesı bırıncı derecede tehlı
ke ışaretıdır Bu takdırde, uretımın durduru
lup hava gırış ve çikışının kapatılması, emnı
vet barajlannın kapatılmava hazır hale getı
rılmesı gerekir Bu kızışmaların açık ateşın
den korunmak ıçın komuru boşaltılan pano
lar va kum, çakıl gıbı maddelerle doldurulur
>a da topuk denılen veterlı genışlıkte komur
den doğa! duvarlar bırakılıp hava gırış ve cı
kışları kapatılarak uretım vahşmasındakı pa
nolarla bağlantısı kesılır Bövlece, gnzu ıle ateş
bırbırınden avrılmış olur
Gazetelerde yer alan açıklamalardan, br «^u-
rallann hafıfe almdığı kızışmamn saptanma-
sından ve gelışmekte olduğunun anlaşılmasın
dan sonra bıle uretım ve malzeme kurtarma
konusunun can guvenhğının onune geçınldı-
ğı anlaşılmaktadır
Yonetim: Tekruk kurallara uygun önlemler,
ancak yeteneklı ve deneyımlı bır kadro ve ko-
nunun ozune uygun bır cıddıyetle saptanıp, za-
manmda projelendıntıp vıne zamanında uv-
gulanabılır Yıne gazetelerden oğrendıgımıze
gore ışletmenın en kıdemlı muhendısı 3 avlık-
mış Muhendısın ışguvenlığı konusunda, tıcan
amaçlara ne dereceye kadar karşı kovabılme
gucune sahıp olabıldığı de bellı değıl Şırket
genel mudurunun tele\ ızyondakı konuşmala
rınday^a. tek emredıcı olduğu ve olayın ozu
ne ınemedığı kuşkusu doğdu
Denetim: Venıçeltek ışletmesının yararlan-
dığı ka>nak, kamusal varlıktır Devletten al-
dığı ızınle ve onun sozleşmeyle saptadığı ko-
şullar altında ışletmek zorundadır Bu sözleş-
meyı vapan devlet daıresının, bu sozleşme ko-
şullarını ve yasa buvruklarını ızlemek, yanlış-
lıklara mudahaia>edıp yol gostermek görev ve
sorumluluğu da vatdır Bu amaçla da proje-
ler y'apılır ve ımalat planlan sunulur Ama ge-
hn gorun kı bu devlet daıresı bunlan değer-
lendırmek, ızlemek \e zamanında mudahale
edıp duzeltmek gucunden voksundur
Insan kaynağını da korumak devletın gö-
revıdır Çalışma Bakanlığı'nın ışguvenlığı or
gutu bu hızmetın görevlısıdır Basın, ış mu-
fettış raporlarından soz edıvor Acaba nere
deler
9
Ulkemızde, bu tıp olaylara mudahale edıp
en uygun önlemlert ala^ak vetenekte deneynmlı
maden muhendisleri vardır Hem de çoktur
tlgıh bakanhğın ya da orgutun Polonva'dan
uzman getirtmesi, bu guaın farkında olma-
dığını gosıerıvor ^
Sonımluluk: Tek tumceyle "devlet, bu ka-
zanın sorumluluğunda pavdaştır"
UMUT
Beyoglu DUNYA—149 93 61 • KadıkoyMODA—337 01 28
OrtakoyOKM—*58 69 87 • Ankara TALIP—126 99 36
Ankara METROPOL—125 74 78 • Izmır KO$*—311 628
Mersın KEMER—16723 • EFES FILMCIUK
AŞIK
İHSANİ
10 yıl aradan sonra yepyeni
türküleri ile sesleniyor
n
T«UIYJMYIT
"YJkSMUK"
isimli kaseti ÇIKT1
Erican Ptak ve KasetçU*
IMÇS Bk*No6217Unkapanı
Tetefon 5272S96
DIL DERNEĞI'nın Aylık Dıl ve Yazın Dergısı
Çağdaş TÜRK DİLİnin
24. sayısı cıktı.
\azılanvla Sevgı Ozel, Osman Senemoğlu Nedım Oztokat.
Nuket Guz, Ismet Kemal Karadayı. Ahmet Kocaman,
Aydoğan Yavaşlı. O Demfrcan - A Erözden Muzaffer
Uyguner. Ulku Yalım, Zekı Buyuktanır, sıırlerıyle M Sunullah
Arısoy, Yılmaz Unlu, Ayten Muttu Cengız Bektaş. Srtkı Salıh
Gor, Sureyya Eryaşar, Turkân Karahasan, oykusuyle Alı F
Bılır, tanıtma yazıları CTD ye gelen kıtaplar ve haberlerle Şubat
1990 sayısı
Dıl Derneğı, Tuna Cad 5/12 Kızılay - Ankara
Tel 135 24 56
YAZIT
Üç Aylık Edebiyat Dergisi
Dort sayılık abone bedelı 10 000 TL
İzzet Kılıçlı adına: Posta çekı no: 286818
Yazışma. P.K. 227 Yenışehır/Ankara
TEŞEKKÜR
Teyzenuz
NİMET AYTEN'in
hastalığı sırasında ve vefatında vardımlarını esırgemeven aıle
dostları Dr Sabıt KIYM^Z ve eşıne, Em hemşıre Elmss Gul ve
Em hemşıre Bedn>e \ardarir\a, vnne hastalığı sırasında \akın
ılgılerını esırgemeyen Ege Unıversıtesı Tıp Fakultesı Gastro-
Entrolojı Profesöru
HANEFİ ÇAVUŞOĞLU'na,
tzmır Göğus Hastalıklan Hastanesı Goğus Cerrahı Klınığı Şefî
Op.Dr. FARUK ERTLG
ıle servıs başhemşıresı Ad\ı>e Dinçer ıle başta Hastane Muduru
VeH Cantılav olmak uzere tum hastane personelıne sonsuz
teşekkurlerımızı ıletırız
\ILESI ADIN4 T4MER VARLI
PENCERE
TEŞEKKÜR
Çok sevgılı babamız ve bırıcık eşım,
AHMET TAHİR
TOPLAR'ın
vefatı dola\ısı>la derın acımızı paylaşan butun dost ve
arkabalanmıza en ıçten teşekkurlerımızı sunarız
Eşı: ŞAZI\ E TOPLAR
Oğlu: SELÇLK TOPLAR
Kızı ve damadı: C\\AN *e \Y DIN UĞl R
YENIÇELTEK KATLIAMI
UNUTULMAYACAK!
Aralarında dava arkadaslarımızın da bulunduğu Yemçeltek
maden ıscılerının ıs cınayetıyle katledılmelerınden Yemçeltek
patronları sarı sendıka yonetıcılerı ve sıyası ıktadar
sorumludur
Onlar kı 12 Eylul 1980 onces ıs ve can guvenlıklennı kendı
orgutlu guclenyle saglayabılıyorlardı 1980 den bugune ıse
yogun baskı ve ıskence altındaydılar
Maden ışcıst dostlarımızı unutmayacağız
Aydın E Tıpı Cezaevı'nden. Yemçeltek Devrımcı Yol davası
tutuklulan Mehmet Kok, Ismaıl Kuzubaş, Muharrem Karslı,
Levent Anar, Hıdır Sevlndı. Haydar Koseıbış, Ahmet Ozcan.
Celal Ozder, Huseyın Ozbudak adına EROL ANAR
ÜZÜ
Özcan Karabulut
HÜZÜNLE BAZIGÜNLER
(öyküler)
İzmir Cad. 44/4 Ankara
Işkence Raporu...
Elımde bır kıtap var evırıyorum cevınyorum, sayfalarını ka-
rıştırıyorum, otesınden berısınden bır şeyler okuyorum, yu-
reğım daralıyor, bır kenara bırakıyorum Sonra ıster ıstemez
yıne el atryorum
Kıtabın adı
"Işkence Raporu Ankara 1989"
Insan Hakları Derneğı (IHD) Ankara Şubesı, 1989 yılında
rapor, tutanak ve anlatımlardan belgeledığı ıskenceye ılışkın
bılgılen bır araya getırıp kıtaplaştırmış, okudukça mıdem bu-
landı, baskentınde bıle bu tur ınsanlık suçu ışlenen bır top-
lumun uyesı olmaktan utandım Bılmelıyız kı devlet adına ış-
kence yapan her görevlı Turkıye'yı uygar dunya karşısında
yerın dıbıne batırmaktadır
IHD Ankara Şubesı Başkanı Muzaffer Erdost kıtabı şöyle
tanıtıyor
"IHD Ankara Şubesı Yönetım Kurulu üyesı Avukat Husnu
Ğndul tarafından hazırlanan 'Ankara Işkence Raporu'nu
(1989), bu yıl da 'Iskenceye Karşı Avrupa Sozleşmesı'nın yü-
rurluğe gınşının yıidonumunde, 1 şubatta, basına ve kamuo-
yuna açıklıyoruz
Raporun bolüm başlıklannın ıncelenmesınden de anlaşıla-
bıleceğı gıbı 1989'da ışkence, başkent Ankara'da da tum bo-
yutlanyla gundemde oldu
Bınncı bo/um, gözatona almanlann gozaltnda kaldıklan sure
ıçınde görduklen ışkencelerı ıçermektedır Bu ışkenceler, adlı
tabıp raporları, savcılık ıfadelen ve mahkeme anlatımları ıle ış-
kence gorenlenn derneğımızdekı doğrudan anlatımlarından
belgelenmıştır
tkıncı bo/um, Ankara Merkez Kapalı Cezaevı'nde sıyasal tu-
tukluların toplu olarak dovulmelen ve savcılığın verdığı takıp-
sızlık kararı ıle ılgılıdır
Uçuncu bolumde a/anlığa zohananlann anlatımları, dördün-
cu bolumde Nıhat Sargın ve Haydar Kutlu'nun 1987 yılında
yurtdışından Ankara'ya geldıkten sonra alındıkları gozaltında
ışkence gordüklenne ılışkın başvurularının sonuçsuz kalması
uzenne Avrupa Insan Hakları Komısyonu'na bıreysel başvu-
ruda bulunmaları ve bununla ılgılı gehşmeler belgelenıyor
Beşıncı bölümde ıse ıskenceye karşı sozleşmeler ve ılgılı ya-
sa metınlen yer alıyor"
Gorulduğu gıbı Turkıye'nın baskentınde bıle ışkence gır-
la Kıtabın bınncı bölumunde ışkence görduklen belgele-
nen 37 kışıden 10'u kadın, 27'sı erkek
Kadın-erkek eşıtlığı ışkence tezgâhında geçerlı
Yıne bu 37 kışının 19'u ünıversıtelı, bırı lıse mezunu 17'sı
ış sahıbı (1 dernek uyesı ve ev kadını, 1 sekreter, 4 ışçı, 2
gazetecı, 1 muhendıs, 2 öğretmen, 2 teknısyen, 1 muhase-
becı, 2 pazariamacı ve bırt de -kendı ıfadesıyle- devrımcı )
Lıstede saptandığı gıbı ışkence çoğunlukla aydın kesımıne
uygulanıyor, ama bu yaklasım genelde geçerlı değıldır, yur-
dun her yanında her tur yurttaş ışkenceden geçırılıyor
Ankara'da IHD'nın "Işkence Raporu 1989" adlı kıtabı ya-
yımlanırken Vaşıngton'da ABD Dışışlen Bakanlığı'nın ınsan
haklarına ılışkın yıllık raporu da açıklandı Turkıye'de ışken-
celerın surduğu bu raporda da belırtılıyor gozaltındakı sa-
nıklara "falaka, basınçlı soğuk su, elektrık ve koltuklardan
asma" yöntemlerının uygulandığı vurgulanıyor (Cumhurıyet
21 2 1989, Ufuk Guldemır'ın haberı)
Olayın çarpıcı bır yanı daha var
Turkıye ıskenceye karşı uluslararası sozlesmelen de rahat-
ça ımzalayan bır devlettır Bırleşmış Mılletler Genel Kurulu
"Iskenceye Karşı Bıldırge"y\ 1975'te kabul edıyor, bu belge
26 Hazıran 1987'de yururluğe gırıyor, Turkıye sozleşmeyı ım-
zalıyor, 10 Eylul 1988'den başlamak koşuluyta ışkence yapıl-
masını onleyeceğıne ılışkın "taahhüde" gırıyor
"Iskenceye Karşı Avrupa Sozleşmesı" Avrupa Parlamentosui
nda göruşuldükten sonra 26 Hazıran 1987'de Bakantar Komıte-
sı nde kabul edtlıyor Turkıye hıç gecıkmıyor, basıyor ımzayı Soz-
leşme, 27 Şubat 1988 gûnlu Resmı Gazete'de yayımlanıyor, 1
Şubat 1989 da butun Avrupa Töpluluğu ülkelerınde ve bızde yu-
rurluğe gırıyor
Ancak Turkıye'de yönetım, hem bu sözleşmelere bağlandığı-
nı ılan edıyor, hem de ışkencelerı sürdürüyor
Şark ıkıyuzlulüğu" m u '
*
1990'dayız
2000'e 10 var
Turkıye bu gıdışle 21'ıncı yüzyıla "ışkenceler ülkesı" ola-
rak gırecek
Elbırlığıyle bu ayıplı soruna bır çare aranmalı, bır çozum
bulunmalıdır Anadolu'ya ıskencenın golgesı vurdukça hıç-
bınmız çağdaş ınsan sayılamayız Istanbul'da gokdelenler
yukselıyor, sergıler açılıyor, yabancı sanatçılar konserler ve-
rıyorlar, moda defılelerı yapılıyor, kokteyllerden gecılmıyor,
"sosyete' eğlenıyor, tıcaret gırla, borsada oynayan oynaya-
na, ama butun bunlar bızı çağdışı bır ışkence ulkesı olmak-
tan kurtaramaz
Işkenceler durdurulmalt
Yıl 1990
21'ıncı yuzyılın elı kulağında
ACI KAYBIMIZ
Değerlı meslektaşımız ve sevgılı arkadaşırnız
Prof. Dr. YUSUF
Kv^AKULLUKÇU'yu
en venmh dönemınde yıtırmenın derın acısı ıle tum
sevenlerıne ve fizyolojı camıasına sabır dılıvoruz
EGE UM\ ERSITESI TIP F\kl!LTESI FİZYOLOJI
AN4BILHT D4LI OGRETIM l\ELERI
Dr. ÖMER ŞEFtK
KAYMAKÇALAN'ın
ardından geçen her beş >ıl olumsuzluğunu daha
da arttırı\or
AİLESİ
ANMA
(Yılmak vok bu sevdadan
Eğılmekte
Sana guzel muştularım olacak
Duğunumuz duğunumuz olacak, ulkemın
gele^ek baharında ulkem senın olacak )
9 şubat dırenış şehıdımız
M. EMİN YAVUZ'u
2 olum vıldonumunde büyuk bır saygıyla anıyoruz
Divarbakır 1 No'lu E Tipi
(ezaevı Tutuklu Temsıleılığı adına
REMZt 4\CI