16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 22ŞUBAT1990 Meşruluk Buıialınu.». Getirdiği ıki katlı barajla matematik denklemlerini bile alt ust ederek yuzde 35 azınhğı yuzde 65 çoğunluğa donuşturen bir yasanın adil ve halkın titreşimlerinı yansıttığını soylemek için doğrusu çok insafsız olmak gerekir. Şanlıurfa ve Zonguldak'tan seçılenlerın o yore halkının temsilcileri olduklarım kim soyleyebilir? Dr.İur. YÜCEL T. ENGİNDENİZ Turkıye'de gundemın eskımeven bınak konusu, 26 Mart 1989 seçımlennden sonra ANAP ıktıdarı- nın ve bu ıktıdann oyuyla seçılen devlet başkanı- nın tneşru olup olmadığıdır Tarıhın her dönemınde nerede bır ıktıdar varsa, gucunu meşruluk temelınden almıştır Çunku meş- ruluk, ıç barışın vazgeçılmez koşulu, Ferraro'nun devımıvle "devletın görunmeyen banş meleğıdır" Övleyse nedır meşruluk'' Demokratık ulkelerde çağdaş meşruluk kavramı savdamlaşmıştır Son bıhmsel kaynaklara gore meş- ruluk Oegıümıte) ıkıye aynlmaktadır Bıçımsel meş- ruluk (legıtımıte formelle) ve maddı meşruluk fle- gıtımıte materıelle) Çoğunluğun nzası ve De Gaulle olayı Bıçımsel meşruluk, hukuka uvgun olarak gerçek leştırılen ıktıdarlar ıçın soz konusudur Ne var kı bu bıçımsel meşruluk anlayışı aldatıcı olduğundan gunumuzde bırakılmış, yalnızca maddı meşruluk kavramının anlamını açıklamak ıçın kullanıhr ol- muştur Gunumuzde meşruluk denılınce artık maddı meş- ruluk anlaşılmaktadır Buna göre hem halk çoğun- luğunun uzlaştığı kurallara gore ıktıdara gehnme- h ve ıktıdar bu kurallar uvarınca kullanılmalı hem de ıktıdara çoğunluğun gu\enı surmehdır Demek, iktıdara gelış ve onun kullanımının kurallara uy- ması yetmemektedır O ıktıdann surmesı ıçın ço ğunlugun rızası da surmehdır özetle çağdaş meş ruluk, çoğunluğun guveru kavramıyla eşanlamlıdır Eğer bu güven ve rıza yoksa ıktıdar meşruluğunu yıtırecektır ve bır kışmm ya da azınlığın ç\plak gu- cune davanan zorbalığa donuşecektır Meşruluk bu- nalımı bu koşullarda kaçırulmazlaşacak, günümuz Turkıyesı'nde olduğu gıbı tartışma rejımın, ıçınde olmaktan çıkacak, rejımın uzenne ka>acaktır (Debbasch - Burdeau - Ponüer - Rıccı, Droıt cons- tıtutıonnel et Instıtuuons polıtıques, Parıs, 1989, s 99, 100, Amaud, Dıctıonnaıre encylopedıque de theorıe et de socıologıe du droıt, Parıs, 1988, s 225-227, Duverger, Instıtutıons polıtıques et droıt constıtutıonnel, Pans, 1975, I, s 386 vd ) Bu nedenle çağdaş ve halkına saygılı demokrat onderler, meşruluk kavramına hep bu guven açı- sından yaklaşmışlar, hukuka uygun olarak ışba- şına gelseler bıle, çoğunluğun guvenının yıttığını gö- runce, ıç barışı tehlıkeye duşurmemek kavgısıvla hemen çekılmışlerdır De Gaulle, 16 Hazıran 1946'da Bayeux'de ve 4 E>lul 1958'de Parıs'tekı Cumhunyet Alanı'nda yaptığı ve sıyasabılıme ge- çen konuşmalarında, halkın guvenını yıtıren bır ık- tıdann meşru olamayacağını boyle bır ıktıdann kum uzenne oturmuş bır bmaya benzedığım behrt- mıştır (Amaud, loc cıt , Burdeau, Droıt constıtu- tıonnel, -manuel-, Pans, 1988, s 29, 37, 67, 77 vd , Barıllon, Dıctıonnaıre de la constıtutıon, Pans, 1986, s 273, 274) Nıtekım De Gaulle, yıllar son- ra bır yasa ıçın başvurduğu halkoylamasında bu guvenın kendısınden esırgendığımn ıp uçlan El>- sies Sarayı'na ulaşır ulaşmaz, kesın sonucu ve baş- kanlık suresının bıtmesmı beklemeksızın cumhur- başkanlığından aynlmıştır "Halk benı uvardı'", "1975'e dek vekâletım sürecek" gıbılerden baha- nelere de sığınmamıştır O De Gaulle kı yurt kur- taran bır kahramandı Duverger'nın dedığı gıbı Fransız çocuklan onu soyut ve ınsanustu bır var- lık olarak algılıyorlardı Isteseydı ıktıdannı >asal ve demokratık seçımlere değıl, kanzmatık raeşru- luğuna dayandırarak da pekâla surdtırebılırdı Ama o bu olanağı kuilanmadı Halkına ve onun onuru- na saygı göstererek çekılmesını bıldı Bu konuda örnek tek değıldır Demokrasılerde o> ve guven vıtıren ıktıdarın çekıleceğı kuralının ılk orneğıru bundan 208 vıl önce lngütere Başba- kanı Lord North vermıştır Amenka'dakı 13 Ingı- lız kolonısının yıtınlmesı uzerıne halk temsılcılerı- nın kendısıne guvensızlerını belırtmelen karşısın- da North, 15 Mart 1782'de başbakanlıktan ayrıl- mıştır Halkın 19TT 'de buyuk umutlarla destekle- dığı ıktıdar ulkemızde 1979 kısmı seçımlerınde ov vıtırdığını gorunce Mechs'tekı oy savısına bakmak- sızın çekılmış, demokratık bır geleneğın yerleşme- sıne katkıda bulunmuştur Kaldı kı bıçımsel meşruluğun bıle bulunabılme- sı ıçın ıktıdann vazılı hukuka, yazılı hukukun da hukuk bılımının olçutlenne uygun olması gerekir Halkın reddettiği yasalar Bıhmm dedıklerı, 1982 Anayasası'na uygulan dığında varılacak sonuç şudur Bu anayasa, eleştı- nnın ve uzlaşmanın yasaklanarak, tek yanlı pro- pagandayla beyınler vıkanarak tehdulerle ve ıçını gosteren zarflarla halka benımsetılebılmış bır >a- sadır Eleştırı olanağı doğar doğmaz da halkça ve butun partderce reddedümıştır Seçım Yasası ıse hu- kuk bılımı açısından bır kara mızah konusudur Bır yasanın hukuka uygun olabılmesı ıçın bır partının çoğunluğuyla çıkması ve yazılı olması yetmez Hu- kukun adalet boyutuna ve halk çoğunluğunun ıs- teUenne (hukukun sosyolojık boyutuna) uygun duşmesı zorunludur Getırdığı ıkı katlı barajla ma- tematik denklemlerini bıle alt ust ederek yuzde 35 azırüığı yuzde 65 çoğunluğa dönuşturen bır yasa- nın adıl ve halkın titreşimlerinı yansıttığını söyle- mek ıçın doğrusu çok insafsız olmak gerekir Şan- lıurfa ve Zonguldak tan seçılenlerın o yöre halkı- nın temsilcileri olduklarım kım soyleyebilir9 Son cumhurbaskanlığ) seçımıne gehnce, cumhur başkaru herkesın (cumhurun) uzennde uzlaştığı (consensus) bır başkan olmak zorundadır O yuz den anayasa, cumhurbaşkanı uzennde uzlaşma yel- pazesını olabıldığınce gerçekleştırmek ıçın ılk ıkı turda üçte ıkı oranında oy aramıştır ldeal olan bu- dur Bu gerçekleşmedığı takdırde turlara son ve- rerek genlımı azaltmayı bu ıdeale üstun tutmuş, ça resızhğın çaresı olarak uçunoi turda basıt çoğun- lukla vetınmıştır Anayasarun anlamı ve ozu bu- dur Yoksa bır partının adayını cumhurbaşkanı seç- tırerek ve uzlaşmayı dışlayarak genlımı daha da an tırmak degıl Iktıdar, uçte ıkı çoğunlukla seçıleme yeceğını bıle bıle uzennde uzlaşılmayan bırını aday çıkarmış, hukuk bılımmı ve halkı hıçleyen bır man tıkla yukanda değınılen uzlaşmanın özunu >aka- layacak ve anayasayı anahtar yapacak yerde, ayıplı amacına ulaşabümek ıçın anayasayı ve yazılı hu kuku bır mavmuncuk gıbı kullanmış, hukukun ve seçımın harcına hıle karıştırmıştır Evet, bu kez sı- lah gucu> le dev let başkanı seçılmemıştır Ama kur şun verıne halk çoğunluğunu temsıl etmeven bır azınlığın ovları kullanılarak sozde bır seçım yapıl- mıştır Arada oz farkı yoktur Fark sadece bı- çımdedır 26 Mart seçımlerınde halk Kars'tan Muğla'ya, Hakkân'den Edırne'ye değın sözlesmışçesıne ıktı dara guvensızlık oyu vermıştır Zaten ıktıdar da oy vıtınrse çekıleceğını acıklamıştır Sozunde durma- mıştır Yerel seçımler ınışlı çıkışlı değıldır Irade açıktır Seçımler uvan ve guven seçımlerı dıye a>- nlmazlar Bu, safsatadır Seçımın beş yılda bır va- pdacağı hukmu. vekâletın beş yıl sureceğı anlamın- da değıl, guvenın en çok 5 >ıl olduğu anlamında- dır Amaç, tavan rakamı saptamaktır, taban sure >ı değıl Katıhmcı demokrasılerde halk, azınlığın dıkta- sma, kendıru hıçe saymasına katlanamayacak oran da onurludur Onurlu olmak zorundadır Yeryu zunde uçunculuğe duşmuş bır partının ıktıdar ol- duğu bır demokrası hıçbır zaman olmamıştır Ola- maz da Iktıdar ve devlet başkanlığı, halka hızmet ıçın vardır övleyse ANAP ıkndan seçıme gıderek ve ANAP'ın devlet başkanı çekılerek ılk hızmetı vermelıdırler Kımılerı açıkhk ve durustluk polıtıkasının "ena- vılık", halkı olabıldığınce aldatmanın ustalık ol duğunu Mechs'tekı taraftarlarının utanç alkışlan arasında ılan eden bır ıktıdardan ve devlet başka- nından bu hızmetı beklemenın bır safdıllık olaca- ğını duşunebıhrler Ama "sağduyunun ınsanlar ara- sında eşıt boluşulduğune" ınananlardanım O vuzden çağrımı vınehvorum Sayın ıktıdar ve Savın Devlet Başkanı' Karga- şavı onlemek elınızdeyken seçıme gıdınız ve çekılı- nız Sonra ış ışten geçmıs olabılır, sosyolojının olumsuz yasalarının ışlemesıne ızın vermeyınız Unutmavıruz kı gunumuzde halk, ors olmaktan çık mış, çekıç olmuştur Halk feshedılemez Ama ık- tıdarlar sık sık feshedılırler Sız demokrasının ku- rallarma uyarak kendınızı feshetmezsenız, halk sızı feshetmek zorunda kalacaktır Bu ıse ne sızın ne de halkın varannadır EVET/HAYIR OKTAY AKBAL 'Kalkın Ey Ehli Vatarf Ayağa kalkmıstı 'ehlı vatan'i Kımlerdı bunlar'? Tek partının genç- Itk tollar.nda egemen olan aşırı sağcı kesım Dogallıkla 'mıllıyetçıyız' dıye onların ardına takılanlar' GalataKoprusüaçılmıştıosabah Sandallarla dolmuş kayık- larıyla, motorlarla Emınonu ne geçılıyordu Bes kuruşa ya da on kuruşa Bındığım kayıkta konuşuluyordu Tanın'de bır yazı çık- mıs, gençhk ayaklanmış, basımevını yıkmış' Oysa Tanın Huse- yın Cahıt ın gazetesıydı, ustelık de bır gun once 'Kalkın ey ehlı vatan' başyazısı da burada çıkmıştı Ama ınsanlar Tan'la Ta- ntn'ı bırbınne karıştırıyorlardı Emınönu meydanı kâğıt bobınlerıyle kaplıydı Bobınler yuvar- lanmış, açılmış Sırkecı'den Emınönu'ne kadar yayılmıstı Babı- alı yokuşunun başına geldığımda Tan Basımevı nın yarı yarıya yıkılmış olduğunu gordum Bağnşmalar, çağnsmalar gıriaydı Ka- labalık bırıkmıştı Pencerelerden yazı makınelen, masalar, san- dalyeler fırlatılıyordu Tam bır yakma yıkma eylemı 1 ABC kıtabevıne yoneldı bu genç kalabalık Bır anda bu kıta- bevı de yerie bır edıldr Sılanpaa Duhamel İstrati vb krtaptar- oracıkta yakıldı Partılı gençler buyuk zafer kazanmışlardı So- lu, solculuğu ortadan kaldıran kahramanlar gıbıydıler' Gözler dört yanda yıkılacak yer, dövulecek adam anyordu Bız ıkı arkadaş Marmara Kıtabevı'nın vıtrınlerının önüne dıkıl- dık Bır de burası yerle bır edılmesın dıye Hılmı Zıya nın Ab- dülbakı Golpınarlı'nın yenı kıtapları vıtrını kaplamıştı Genç gös terıcılerın gozlerınden kıtapları saklamak ıstıyorduk Hartaonü- muzden geçenlere laf atanlarımız bıle vardı Tek, gozlerı Mar- mara Kıtabevı'nın vıtrınlerıne ılışmesın 1 Kalabalık, Vatan gazetesının bulunduğu Molla Fenarı sokağı- na yoneldı O gunlerde Tan-Vatan Cephesı dıye anılan demok- rası savunucuları vardı Tan yıkılmıştı sıra Vatan'daydı 1 Neyse kı bırı çıktı da Vatan, Tan gtbı değıl' dedı boylece Vatan yıkıl- maktan kurtuldu 4 Aralık 1945 olayını kım yaptırmıştı? Uzun süre tartışıldı Ken- dılığınden başgosteren bır karşı koyma gosterısı mrydı'? Yoksa bır tertıp mıydı ınceden ınceye hazırlanmış 7 Bır sure sonra an- laşıldı kı CHP'ın Istanbul partı müfettışının düzenledığı bır gös- terıymış bu 1 Partı gençlık kollarından bırkaç genc de bu oyunda rol almış Ne ganptır kı bu genclerden bır ıkısı yıllar sonra sola yakın bır duruma gelecekler hattabakan mılletvekılı olarak ka- muoyunun onune çıkacaklardı 1 Ellerınde bayraklarla, sopalar- la bağıra çağıra onumden geçen bu genclerı yaşam boyu unut- madım, unutmama olanak yok Uğur Mumcu'nun gazetemızde çıkan '40'ların Cadı Kazanı" dızısmı okuduğunuzu sanıyorum Yaşınız genc ıse 4O'lı yıllann Turkıye'sını altüst eden olayları yansız bır bıçımde öğrenmış ola- caksınız O yıllarda yaşamıs bır ınsan ısenız o gunlerı bır kez daha belleğınızde yaşatacaksınız Oyle seyler var kı zamanla an- lam değıştırıyor Bu arada ınsanlar da kılıktan kılığa gırıyorlar Dün tepeden gelen buyruklarla basımevıne saldıranlar, bır sure sonra göruş değıştırıp bambaşka bır nıtelığe burunuyorlar Sonra yıne eskı kışılıklerıne donmenın yararını görup bır daha değışı- yortar Bellı bır doğrultusu olmak, bu doğrultuda gıtmek Kısı boy- lelerıne saygı duyar Daldan dala atlayanlar, hele hele olumlu gorusten, olumsuzluğa kayanlar bağışlanamaz Oylelerını bılı- rım kı yırmı yaşlarında en hızlı bır bağnaz ıken daha sonralan olumlu bır nıtelık kazanmıstır Bunlar değısme ılerleme gerçe- ğıne uyanlardır Ama oylelerı de var kı bağnaz kalmıs bağnaz gıdecek ınsanlardır Bunlar ıcın uyanma gerçeklerı gorme dıye bır şey yoktur Ben bu gıbılenn körluluğune bır sey dıyemıyorum Ama dün böyle bugun daha baska, öbur gun busbütun baska olanları hosgormek olanaksız Bız 40 kusağıyız Şu gunlerde TV'de, Altan Oymen, Ikıncı Dun- ya Savaşı gunlennı o gunlerdekı Turkıye yı anlatıyor Basarılı bır belgesel dızı Uğur Mumcu da gazetemızde 40 yıllarının ıc po- lıtıkasını sergılıyor Nıce gızlı kalmış olayları ortaya çıkararak adı büyuğe çıkmış kışılerın o gunlerdekı tutumunu sergıleyerek Bızler o olaylann kâh ıçınde kâh yakınında yaşadık Zaman zaman 20 yaşlarımın anılarını yazmak gunu geldı mı dıye du- şunurum Bırçok ad bırcok olay gundeme gelecek O olayların ınsanları aramızda yasıyor Acık açık her seyı yazıp soylemek Uğur Mumcu genc bır yazar, 40 ları kıtaplardan gazetelerden yasıyor Her zamankı gıbı tam bır açıkhk ve yureklılıkle duyuru- yor bılınmeyen ya da bılınen gerçeklerı 40'ların Cadı Kazanı'nı oğrenıyorsunuz Ya sonrakı cadı kazanları? Elbet onları da av- dınlığa cıkaranlar olacak bır gun Butun gerceklıklerıyle Grîzu Patlamalarında Sorumliılıık TEŞEKKÜR Amelıvatımı ustun başarn la gerijekleştırerek benı saglıgıma ka\uştJ r an Istanbwl Unıversıtesı Cerrahpaşa Tıp Fakultes Plastık ve Rekonbtruktıf Cerrahı Anabılım Dalı Başkanı degerlı bılım adamı, Savın Prof.Dr. İBRAHİM YILDIRIM'a ve anestez uzmanı Sa\ın Yuksel Adalı, Savın As Dr Ahmet Cemal \ygıt, Savın Başhemşıre Ayfer Gungorer ve hemşıre Kadriye llhan'a ve emegı geı,en obur personele vurekten teşekkurlenrru sunanm OKTAY AKBAL Ülkemizde, bu tip olaylara mudahale edip en uygun onlemleri alacak yetenekte deneyımli maden muhendisleri vardır. Hem de çoktur. Ilgili bakanhğın ya da orgutun Polonya'dan uzman getirtmesi, bu gucun farkında olmadığını gösteriyor. Tek tumceyle "devlet, bu kazanın sorumluluğunda paydaştır." KADRİ YERSEL Eski Maden Dairesi Başkanı oluşmasını gözardı ettıklen kuşkusu doğuyor Aleş: Kukurt ıçeren her kömur, durgun ftava temasında önceden bılınmesı mumkun olma- >an bır sure ıçınde kendı kendıne kızışıp açık ateş oluşturur Bu olgu, va komurun oksıjen le temabinı keserek va da kıaşmayı bol havayla soğutarak onlenebılır Ocakların komuru alınmış olanlarında, bloklar ve ınlı ufaklı kumeler halınde artık- lar kalır lşte bunlar, zamanla kızışarak bır ateş odağı olurlar Hem ayak basmayan ve kontrol dışı olan verlerde bulunmaları hem ze hjrlı gaz uretmelerı hem de grızuvu aıeşleme len bakımlanndan madencılenn can duşman landırlar Yemçeltek Lınyıt lşletmesı'nın ocaklarında, vıne "gr'zu" patladı Bu çok olumlu olav, top lumda buruk ve taşkın bır duygusallık varat tı Kaza kurbanlarımn vakınlarıvla basın ve sendıkalar, eskıden olduğu gıbı "kadere ' bo- vun eğmeden, bu patlamanın onlenebılır ol duğunu dıle getırıp sorumlu arıvorlar Guçluce bır tepkıyle gelen bu değışımın ulusal utanç nedenı olacak kadar çok ve ben- zer koşullarda oluşan gnzu patlamalannm on- lenmesınde etkıü ve sureklı olmasını dılıyoruz Sorumlu araştmlmasını haklı kılan nedenler şöyledır Grizn- Açık ateşle buluştuğu anda vanatie- va havadakı yoğunluğuyla görecelı bır şıddetle patlajarak zehlrlılık derecesı farkl! gazlar oluş- turur Bu çok tehlıkelı buluşmayı kömur ocak- larmda onlemek, va grızunun ya da ateşın ke- sınlıkle kontrol altında tutulmasına bağlıdır Gnzu, tumden yok edılemez Fakat ocak ha- vasında patlama yoğunluğuna çıkmasını on leyecek guçte bır havalandırma duzenı ıle et kısızleştırılebılır Bu önlem, bızım ocaklan mızda çoğu kez oluşturulamaz Çunku paha lıdır Bu pahaya katlanılsa bıle normalın dı- şındakı anı grızu fışkırmalan, >ıne de patla ma yoğunluğu oluşturabılır Bu nedenle avnı zamanda ateşten anndırma önlemlennın alın- ması da zorunludur Yemçeltek ışletmesı yonetıcılerının ve dene- tımle yükumlu ıkı devlet orgutunun sadece ateşı İcollayıp patlama voğunluğunda gnzu ICızışma olgusu, ürettığı gazlarla saptanır ve ızlenır Ancak bu gazların azlığı ya da çoklu- ğu, ne zaman açık ateşe donuşeceğmın kesın gostergesı olamaz Varlığı ve mıktarının art- ma eğılımı gostermesı bırıncı derecede tehlı ke ışaretıdır Bu takdırde, uretımın durduru lup hava gırış ve çikışının kapatılması, emnı vet barajlannın kapatılmava hazır hale getı rılmesı gerekir Bu kızışmaların açık ateşın den korunmak ıçın komuru boşaltılan pano lar va kum, çakıl gıbı maddelerle doldurulur >a da topuk denılen veterlı genışlıkte komur den doğa! duvarlar bırakılıp hava gırış ve cı kışları kapatılarak uretım vahşmasındakı pa nolarla bağlantısı kesılır Bövlece, gnzu ıle ateş bırbırınden avrılmış olur Gazetelerde yer alan açıklamalardan, br «^u- rallann hafıfe almdığı kızışmamn saptanma- sından ve gelışmekte olduğunun anlaşılmasın dan sonra bıle uretım ve malzeme kurtarma konusunun can guvenhğının onune geçınldı- ğı anlaşılmaktadır Yonetim: Tekruk kurallara uygun önlemler, ancak yeteneklı ve deneyımlı bır kadro ve ko- nunun ozune uygun bır cıddıyetle saptanıp, za- manmda projelendıntıp vıne zamanında uv- gulanabılır Yıne gazetelerden oğrendıgımıze gore ışletmenın en kıdemlı muhendısı 3 avlık- mış Muhendısın ışguvenlığı konusunda, tıcan amaçlara ne dereceye kadar karşı kovabılme gucune sahıp olabıldığı de bellı değıl Şırket genel mudurunun tele\ ızyondakı konuşmala rınday^a. tek emredıcı olduğu ve olayın ozu ne ınemedığı kuşkusu doğdu Denetim: Venıçeltek ışletmesının yararlan- dığı ka>nak, kamusal varlıktır Devletten al- dığı ızınle ve onun sozleşmeyle saptadığı ko- şullar altında ışletmek zorundadır Bu sözleş- meyı vapan devlet daıresının, bu sozleşme ko- şullarını ve yasa buvruklarını ızlemek, yanlış- lıklara mudahaia>edıp yol gostermek görev ve sorumluluğu da vatdır Bu amaçla da proje- ler y'apılır ve ımalat planlan sunulur Ama ge- hn gorun kı bu devlet daıresı bunlan değer- lendırmek, ızlemek \e zamanında mudahale edıp duzeltmek gucunden voksundur Insan kaynağını da korumak devletın gö- revıdır Çalışma Bakanlığı'nın ışguvenlığı or gutu bu hızmetın görevlısıdır Basın, ış mu- fettış raporlarından soz edıvor Acaba nere deler 9 Ulkemızde, bu tıp olaylara mudahale edıp en uygun önlemlert ala^ak vetenekte deneynmlı maden muhendisleri vardır Hem de çoktur tlgıh bakanhğın ya da orgutun Polonva'dan uzman getirtmesi, bu guaın farkında olma- dığını gosıerıvor ^ Sonımluluk: Tek tumceyle "devlet, bu ka- zanın sorumluluğunda pavdaştır" UMUT Beyoglu DUNYA—149 93 61 • KadıkoyMODA—337 01 28 OrtakoyOKM—*58 69 87 • Ankara TALIP—126 99 36 Ankara METROPOL—125 74 78 • Izmır KO$*—311 628 Mersın KEMER—16723 • EFES FILMCIUK AŞIK İHSANİ 10 yıl aradan sonra yepyeni türküleri ile sesleniyor n T«UIYJMYIT "YJkSMUK" isimli kaseti ÇIKT1 Erican Ptak ve KasetçU* IMÇS Bk*No6217Unkapanı Tetefon 5272S96 DIL DERNEĞI'nın Aylık Dıl ve Yazın Dergısı Çağdaş TÜRK DİLİnin 24. sayısı cıktı. \azılanvla Sevgı Ozel, Osman Senemoğlu Nedım Oztokat. Nuket Guz, Ismet Kemal Karadayı. Ahmet Kocaman, Aydoğan Yavaşlı. O Demfrcan - A Erözden Muzaffer Uyguner. Ulku Yalım, Zekı Buyuktanır, sıırlerıyle M Sunullah Arısoy, Yılmaz Unlu, Ayten Muttu Cengız Bektaş. Srtkı Salıh Gor, Sureyya Eryaşar, Turkân Karahasan, oykusuyle Alı F Bılır, tanıtma yazıları CTD ye gelen kıtaplar ve haberlerle Şubat 1990 sayısı Dıl Derneğı, Tuna Cad 5/12 Kızılay - Ankara Tel 135 24 56 YAZIT Üç Aylık Edebiyat Dergisi Dort sayılık abone bedelı 10 000 TL İzzet Kılıçlı adına: Posta çekı no: 286818 Yazışma. P.K. 227 Yenışehır/Ankara TEŞEKKÜR Teyzenuz NİMET AYTEN'in hastalığı sırasında ve vefatında vardımlarını esırgemeven aıle dostları Dr Sabıt KIYM^Z ve eşıne, Em hemşıre Elmss Gul ve Em hemşıre Bedn>e \ardarir\a, vnne hastalığı sırasında \akın ılgılerını esırgemeyen Ege Unıversıtesı Tıp Fakultesı Gastro- Entrolojı Profesöru HANEFİ ÇAVUŞOĞLU'na, tzmır Göğus Hastalıklan Hastanesı Goğus Cerrahı Klınığı Şefî Op.Dr. FARUK ERTLG ıle servıs başhemşıresı Ad\ı>e Dinçer ıle başta Hastane Muduru VeH Cantılav olmak uzere tum hastane personelıne sonsuz teşekkurlerımızı ıletırız \ILESI ADIN4 T4MER VARLI PENCERE TEŞEKKÜR Çok sevgılı babamız ve bırıcık eşım, AHMET TAHİR TOPLAR'ın vefatı dola\ısı>la derın acımızı paylaşan butun dost ve arkabalanmıza en ıçten teşekkurlerımızı sunarız Eşı: ŞAZI\ E TOPLAR Oğlu: SELÇLK TOPLAR Kızı ve damadı: C\\AN *e \Y DIN UĞl R YENIÇELTEK KATLIAMI UNUTULMAYACAK! Aralarında dava arkadaslarımızın da bulunduğu Yemçeltek maden ıscılerının ıs cınayetıyle katledılmelerınden Yemçeltek patronları sarı sendıka yonetıcılerı ve sıyası ıktadar sorumludur Onlar kı 12 Eylul 1980 onces ıs ve can guvenlıklennı kendı orgutlu guclenyle saglayabılıyorlardı 1980 den bugune ıse yogun baskı ve ıskence altındaydılar Maden ışcıst dostlarımızı unutmayacağız Aydın E Tıpı Cezaevı'nden. Yemçeltek Devrımcı Yol davası tutuklulan Mehmet Kok, Ismaıl Kuzubaş, Muharrem Karslı, Levent Anar, Hıdır Sevlndı. Haydar Koseıbış, Ahmet Ozcan. Celal Ozder, Huseyın Ozbudak adına EROL ANAR ÜZÜ Özcan Karabulut HÜZÜNLE BAZIGÜNLER (öyküler) İzmir Cad. 44/4 Ankara Işkence Raporu... Elımde bır kıtap var evırıyorum cevınyorum, sayfalarını ka- rıştırıyorum, otesınden berısınden bır şeyler okuyorum, yu- reğım daralıyor, bır kenara bırakıyorum Sonra ıster ıstemez yıne el atryorum Kıtabın adı "Işkence Raporu Ankara 1989" Insan Hakları Derneğı (IHD) Ankara Şubesı, 1989 yılında rapor, tutanak ve anlatımlardan belgeledığı ıskenceye ılışkın bılgılen bır araya getırıp kıtaplaştırmış, okudukça mıdem bu- landı, baskentınde bıle bu tur ınsanlık suçu ışlenen bır top- lumun uyesı olmaktan utandım Bılmelıyız kı devlet adına ış- kence yapan her görevlı Turkıye'yı uygar dunya karşısında yerın dıbıne batırmaktadır IHD Ankara Şubesı Başkanı Muzaffer Erdost kıtabı şöyle tanıtıyor "IHD Ankara Şubesı Yönetım Kurulu üyesı Avukat Husnu Ğndul tarafından hazırlanan 'Ankara Işkence Raporu'nu (1989), bu yıl da 'Iskenceye Karşı Avrupa Sozleşmesı'nın yü- rurluğe gınşının yıidonumunde, 1 şubatta, basına ve kamuo- yuna açıklıyoruz Raporun bolüm başlıklannın ıncelenmesınden de anlaşıla- bıleceğı gıbı 1989'da ışkence, başkent Ankara'da da tum bo- yutlanyla gundemde oldu Bınncı bo/um, gözatona almanlann gozaltnda kaldıklan sure ıçınde görduklen ışkencelerı ıçermektedır Bu ışkenceler, adlı tabıp raporları, savcılık ıfadelen ve mahkeme anlatımları ıle ış- kence gorenlenn derneğımızdekı doğrudan anlatımlarından belgelenmıştır tkıncı bo/um, Ankara Merkez Kapalı Cezaevı'nde sıyasal tu- tukluların toplu olarak dovulmelen ve savcılığın verdığı takıp- sızlık kararı ıle ılgılıdır Uçuncu bolumde a/anlığa zohananlann anlatımları, dördün- cu bolumde Nıhat Sargın ve Haydar Kutlu'nun 1987 yılında yurtdışından Ankara'ya geldıkten sonra alındıkları gozaltında ışkence gordüklenne ılışkın başvurularının sonuçsuz kalması uzenne Avrupa Insan Hakları Komısyonu'na bıreysel başvu- ruda bulunmaları ve bununla ılgılı gehşmeler belgelenıyor Beşıncı bölümde ıse ıskenceye karşı sozleşmeler ve ılgılı ya- sa metınlen yer alıyor" Gorulduğu gıbı Turkıye'nın baskentınde bıle ışkence gır- la Kıtabın bınncı bölumunde ışkence görduklen belgele- nen 37 kışıden 10'u kadın, 27'sı erkek Kadın-erkek eşıtlığı ışkence tezgâhında geçerlı Yıne bu 37 kışının 19'u ünıversıtelı, bırı lıse mezunu 17'sı ış sahıbı (1 dernek uyesı ve ev kadını, 1 sekreter, 4 ışçı, 2 gazetecı, 1 muhendıs, 2 öğretmen, 2 teknısyen, 1 muhase- becı, 2 pazariamacı ve bırt de -kendı ıfadesıyle- devrımcı ) Lıstede saptandığı gıbı ışkence çoğunlukla aydın kesımıne uygulanıyor, ama bu yaklasım genelde geçerlı değıldır, yur- dun her yanında her tur yurttaş ışkenceden geçırılıyor Ankara'da IHD'nın "Işkence Raporu 1989" adlı kıtabı ya- yımlanırken Vaşıngton'da ABD Dışışlen Bakanlığı'nın ınsan haklarına ılışkın yıllık raporu da açıklandı Turkıye'de ışken- celerın surduğu bu raporda da belırtılıyor gozaltındakı sa- nıklara "falaka, basınçlı soğuk su, elektrık ve koltuklardan asma" yöntemlerının uygulandığı vurgulanıyor (Cumhurıyet 21 2 1989, Ufuk Guldemır'ın haberı) Olayın çarpıcı bır yanı daha var Turkıye ıskenceye karşı uluslararası sozlesmelen de rahat- ça ımzalayan bır devlettır Bırleşmış Mılletler Genel Kurulu "Iskenceye Karşı Bıldırge"y\ 1975'te kabul edıyor, bu belge 26 Hazıran 1987'de yururluğe gırıyor, Turkıye sozleşmeyı ım- zalıyor, 10 Eylul 1988'den başlamak koşuluyta ışkence yapıl- masını onleyeceğıne ılışkın "taahhüde" gırıyor "Iskenceye Karşı Avrupa Sozleşmesı" Avrupa Parlamentosui nda göruşuldükten sonra 26 Hazıran 1987'de Bakantar Komıte- sı nde kabul edtlıyor Turkıye hıç gecıkmıyor, basıyor ımzayı Soz- leşme, 27 Şubat 1988 gûnlu Resmı Gazete'de yayımlanıyor, 1 Şubat 1989 da butun Avrupa Töpluluğu ülkelerınde ve bızde yu- rurluğe gırıyor Ancak Turkıye'de yönetım, hem bu sözleşmelere bağlandığı- nı ılan edıyor, hem de ışkencelerı sürdürüyor Şark ıkıyuzlulüğu" m u ' * 1990'dayız 2000'e 10 var Turkıye bu gıdışle 21'ıncı yüzyıla "ışkenceler ülkesı" ola- rak gırecek Elbırlığıyle bu ayıplı soruna bır çare aranmalı, bır çozum bulunmalıdır Anadolu'ya ıskencenın golgesı vurdukça hıç- bınmız çağdaş ınsan sayılamayız Istanbul'da gokdelenler yukselıyor, sergıler açılıyor, yabancı sanatçılar konserler ve- rıyorlar, moda defılelerı yapılıyor, kokteyllerden gecılmıyor, "sosyete' eğlenıyor, tıcaret gırla, borsada oynayan oynaya- na, ama butun bunlar bızı çağdışı bır ışkence ulkesı olmak- tan kurtaramaz Işkenceler durdurulmalt Yıl 1990 21'ıncı yuzyılın elı kulağında ACI KAYBIMIZ Değerlı meslektaşımız ve sevgılı arkadaşırnız Prof. Dr. YUSUF Kv^AKULLUKÇU'yu en venmh dönemınde yıtırmenın derın acısı ıle tum sevenlerıne ve fizyolojı camıasına sabır dılıvoruz EGE UM\ ERSITESI TIP F\kl!LTESI FİZYOLOJI AN4BILHT D4LI OGRETIM l\ELERI Dr. ÖMER ŞEFtK KAYMAKÇALAN'ın ardından geçen her beş >ıl olumsuzluğunu daha da arttırı\or AİLESİ ANMA (Yılmak vok bu sevdadan Eğılmekte Sana guzel muştularım olacak Duğunumuz duğunumuz olacak, ulkemın gele^ek baharında ulkem senın olacak ) 9 şubat dırenış şehıdımız M. EMİN YAVUZ'u 2 olum vıldonumunde büyuk bır saygıyla anıyoruz Divarbakır 1 No'lu E Tipi (ezaevı Tutuklu Temsıleılığı adına REMZt 4\CI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle