25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 ARALIK 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURÎYET/7 SERGİ Ghittick'in fotoğrafi çabndı • Kiütttr Servisi — Mehmet Bayhan'ın "50. Yaş Sergisi"nde yer alan Cherilyn Chittick'e ait bir fotoğraf çalındı. Avustralyalı sanatçının "Sailboard Festivali" adlı fotoğrafı daha önce tFSAK ödülünü kazanmıştı. Mehmet Bayhan, Yıldız Üniversitesi Sabancı Kitaplığı'ndan çahnan fotoğrafla ilgili olarak şunları söyledi: "Sergide yer alan fotoğraflar, kurulacak müzenin ilk koleksiyonunu oluşturacak. Avustralya'dan çağnmız Ozerine yollanan ve bu müzeye armağan edilen fotoğrafiara saygılı olunması gerekirdi. O kadar uzaklardan yollanmış bir ürünü koruyamadık, biri kaptı götürdü. Nasıl deriz, ülkemiz ve kültürümüz için bir ayıp değil mi?" TİYATRO 1991'de Şehir Tıyatroları • tSTANBUL (AA) — Şehir Tiyatroları 1991 yılına 19 değişik oyunla giriyor. Bu arada 3. yılına giren Türkiye'nin tek rock müzikali "Kuşlar" (yukarıda) ocak ayında yine Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde sergilenmeye başlayacak. Ocak ayında Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde "Resimli Osmanh Tarihi", "Theope", "Kral Lear", "Lüküs Hayat", "Kuşlar" ve çocuk oyunu "Kınruzı Pabuçlar" sahnelenecek. Fatih Reşat Nuri Sahnesi'nde "Hortlaklar", "Telefon Kimin İçin Çalıyor", "Bir Sabah Gülerek Uyan" ve çocuk oyunu "Mavi Masal" perde acacak. Usküdar Musahipzade Celal Sahnesi'nde "Bir Garip Oyun", "Cumhuriyet Kıa", "Deli Eder Insanı Bu Dünya" ve çocuk oyunu "Kutuda Rahat Dur" sergilenecek. Kadıkoy Haldun Taner Sahnesi'nde ise, "Görüşme-Kutlama- Çağn", "Bir Yalan Çemberi", "Bir Kadın", "Aktör Kean", "Merakhsı tçin öyle Bir Hikâye" ve çocuk oyunu "Banş Kervanı" sahnelenecek. Cep Tiyatrosu'nda ise Sabahattin Kudret Aksal'ın "Bay Hiç-Sonsuzluk Kitabevi" adlı iki oyunu oynanacak. Ifeditepe Oyuncuları • 1990-1991 sezonunu Aldo Nikolai'nin "Gel Kaçalım" adlı oyunuyla açan Hadi Çaman-Yeditepe Oyunculan ikinci oyunlarının provasını siirduruyor. Ünlü ttalyan tiyatro adamı Dario Fo'nun, sergilendiği her ülkede yankılar uyandıran oyunu "Bir Anarşistin Kaza Sonucu ölümü" ülkemizde ilk kez sergilenecek. İki bölümlük bu çılgın komediyi Şehir Tiyatrolan'ndan konuk yönetmen Mecit Koper yönetiyor. Çeviri Yücel Erten, dekor ve giysiler Naz Erayda'nın, afişleri ise Yurdaer Altıntaş hazırladı. ttalya'da bir emniyet müdürlüğünde geçen olayları komik ve inanılmaz trüklerle anlatan "Bir Anarşistin Kaza Sonucu ölümu"nün oyuncu kadrosu ise Gönül Tuncay, Bora Ayanoğlu, Oğuz Oktay, Erdinç Dinçer, Birtan Turan, Osman Ozçelik ve Hadi Çaman'dan oluşuyor. Ocak ayının son haftası başlayacak olan "Bir Anarşistin Kaza Sonucu ölümü", "Gel Kaçalım" ile birlikte dönüşümlü olarak sergilenecek. YARIŞMA Devlet karikatür yarışması • ANKARA (AA) — Devlet resim, heykel yanşmalı sergileri 1991 yılından itibaren, resim, heykel, grafik ve özgün baskı ve karikatür dalmda düzenlenecek. Kültür Bakanhğı Güzel Sanatlar Genel Müdürü Mehmet özel'den edinilen bilgiye göre bu yıl 52'ncisi düzenlenecek resim, heykel, özgün baskı ve seramik dalları yanşmalı sergilerine, gelecek yıl karikatür dalı da eklenecek. Karikatür sanatının hızla geliştığini, çok sayıda genç sanatçının karikatürle ilgüenmeye başladığını belirten Özel, var olan ve artarak gelişen potansiyeli değerlendirmek üzere devlet karikatür yanşmalı sergisinin düzenlenmesine karar verildiğini söyledi. Tüm amatör ve profesyonel sanatçılara açık olarak düzenlenecek yanşmada, konu sınırlaması bulunmayacak. Her türlü teknik ve malzeme ile yapılan calışmalara açık olan yarışmaya sanatçılar Uçer eserie katılabilecek. Yanşmada ilk üç derece ve üç mansiyon için para ödülleri verilecek. HAN RESTAURANT Konuklarını, TARIK ÖCAL'ın gitan eşliğinde Yılbaşı Gecesi'nde ağırlayacak. Bezervasyon: 165 29 68 Orhan Pamuk'un romanıyla ilgili tartışmalar 1990'ın son günlerinin gündeminde Eleştiri tünelinde 'KaraKitap 9 Kiilttir Servisi — 24 Kasım 1990 gün- lü gazetemizin Kültür-Sanat sayfasında "Kara Kitap"ın yazarı Orhan Pamukla arkadaşımız Mürşit Balabanlılar'm yap- tığı bir söyleşiye yer vermiştik. "Kara Ki- tap"ın yayımlanışının dokuzuncu ayın- dan sonra Prof. Tahsin Yücel'in Göste- ri dergisinde çıkan eleştirisinin tartışma- lara yeni boyutlar getirdiğini vurgulamış- tık. Aynı sayfada Pamuk'un romanıyla ilgili olarak daha önce yayımlanmış de- ğişik yaklaşımlarda eleştirilerden alıntı- lar da yer almıştı. Prof. Tahsin Yücel, Gösteri dergisindeki yazısında, "Kötü bir yazar iyi bir romancı olabilir mi?" diye soruyordu. Haluk Şahin ise Guneş ga- zetesindeki köşesinde, Yücel'in eleştiri- sini "vasatlığın ya da aleladeliğin gerçek yeteneğe saldınsı" olarak niteliyordu. Ki- tabın yazarı Orhan Pamuk, tartışmala- ra bu noktada katılarak sorularımızı ya- nıtladı. Pamuk, yedinci basıma ulaşan kitabından söz ederken "Böylesine bir il- gi olunca öteki yazarlardan gelen tepki- yi de olağan karşılamak gerekir" diye- rek öncelikle Prof. Yücel'in eleştirisine ilişkin göruşlerini açıkladı. Daha sonra Selim Deri've Ahmet Oktay, Milliyet ga- zetesinde Pamuk'un tepkısine değgin eleştiriler yayunladılar. Haluk Şahin, Ba- kış dergisinde yapılan söyleşide, "vasatlık" konusundaki göruşlerini yi- neledi. Enis Batur ise Gösteri dergisin- de Şahin'in tutumunu eleştirerek asıl Ha- luk Şahin'in "vasatlık değerlerini savunduğunu" yazdı. "Kara Kitap" tar- tışmalan 1990'ın son gunlerinde surer- ken b#kez de Prof. Dr. Tahsin Yücel'in göruşlerini aldık. ProfDr. Tahsin Yücel 'Kara Kitap' tartışmasına ilişkin göruşlerini dile getirdi: üizaı; dilini bilmek zorundaMÜRŞİT BALABANLILAR — Sayın Tahsin Yücel, yayımlanışın- dan 9 ay sonra "Kara Kitap" ustüne bir tartışma başlattınız diyebüir miyim? Çiinkü Gösteri dergisind* yayımlanan yazınız geniş yankı uyandırdı. tlk ola- rak Haluk Şahin, Günes gazetesindeki köşesinde size karşı art arda üç yazı ya- yımladı. Şahin, amacıtuzın "aynntüar- dan vurarak Orhan Pamuk'u çökertmek" okhıfunu Ueri sürdn. Ne di- yorsunuz? — O yazıları şu anda okumadık, ama Haluk Şahin şunlan söylüyor: 1- Eleş- tirinin böyle yapılmayacağını, 2- Kita- bın böyle okunmayacağıru ve benim, ro- manda temel somnlardan daha çok ay- nntılar üzerinde durduğumu söylüyor. Ve bunu da sanınm, edebiyat dışı kay- gılardan gelen bir saldırı, vasat bir in- sanın saldınsı olarak ele alıyor. Şimdi bu, bir romanın nasıl okunacağı, nasıl eleştirileceği konusunda bana bir tür ders verilmesi anlamını taşıyor. Teşek- kür ederim. Ama, hemen söyleyeyim ki, Haluk Şahin'in derslerine hiç gereksini- mim yok. Benim bundan önce yaptığım incelemelerim, yazdığım denemelerim var. Orada rotnan okumanın yoüan üze- rine pek çok şey söylemişimdir. O ba- kımdan, görüşüdür, olabilir, ama inan- dıncı değil. özellikle de bu konu, Ha- luk Şahin'in bana öğreteceği bir konu değil sanıyonım. İkinci olarak, aynntılar üzerinde dur- duğum söyleniyor. Ben, küçük aynntı- Yazarlığın en küçük koşulu, dilini bilmektir. Ben yineliyorum ve üzülerek de söylüyorum, Orhan Pamuk Türkçeyi iyi bilmiyor. Pamuk, dil konusunu önemsediğini, değişik bir dille yazdığını söylediği için ben de öncelikle dil sorunu üzerinde durdum. lar üzerinde durduğumu sanmıyorum. Tam tersine, bu romanın temel denile- bilecek sorunlan üzerinde durdum. Dil konusunu önemsediğini, değişik bir dille yazdığını yazar kendisi de söylüyor. Ben de öncelikle dil sorunu üzerinde dur- dum. Yazımda da kişiliği hakkında hiç söz etmedim. örnekleriyle göstererek Türkçeyi bilmediğini, çok yanlış kullan- dığmı söyledim. ömekler ortadadır, ki- tap da önümüzde. tstesek bu yanlışlık- ları on katına, yirmi katına cıkarabili- riz. Bu da bir aynntı olmasa gerek. — "Ben de Yücel'in eleştiri yazısın- da birçok gramer yanlışı bulabilirim istersem" diyor... — Yazarlığın en küçük koşulu dilini bilmektir. Ben yineliyorum -ve üzülerek de söylüyorum- Orhan Pamuk Türkçe- yi iyi bilmiyor. Ama ben o yazımda yal- nız bunun üzerinde durmadım. Kurgu- sundan söz ettim ve romamn kurgusu- nun yeterli bağıntılan içermediğini söy- ledim. Aynca, yazajın izleklerinden söz et- tim. Romanda izlek önemlidir. Bu izlek- lerın, daha önce başka yazarlarca çok kullarnlmış, kalıplaşmış izbkler olduğu- nu beürttim. Örneğin bir "göz" izleği vardı; her yerde bizi gören göz. Işte, "ikilik" (ben ve başkası) izleği vardı... Bunlann üzerinde durdum ve bu izlek- lerin büyük çoğunluğunun da yapıştır- ma olduğunu, romanın bütünüyle kay- naşmadığını söyledim. — 24 Kasım tarihli Cumhuriyet gaze- tesinde ve yine bu sayfada, "Kara Ki- tap"ın yazan Orhan Pamuk'la yaptığım konaşma yayımlanmıştı. Ona sizin ya- zmızdan söz ettiğimde "Okumadım... Menktan çok UgjsizUk duydum" demis- ti. Yanyı okumuşsunuzdur, ne diyorsn- nuz? — Orhan Pamuk orada, "Herhangi bir şeyini merak etmediğim bu profesö- rün yansını acıp da okumadım bile" di- yor. Olabilir, ama ben pek öyle olduğu- nu sanmı>orum. Çünkü, her şeye kar- şm, okumadığı bu yazı konusunda bir- takım görüşler de Ueri süriiyor, yanıtlar veriyor. önce şunu söyleyeyim: Beni ta- nıyanlar bilir, profesörlüğürnle hiçbir za- man övünmedim. Ama profesörlüğün, bir yazann, bir kişinin küçümsenme ne- deni olabileceğini de sanmıyorum. Ben yazımda - haksız bir eleştiri yaptığım söyleniyor ama - örneğin Orhan Pa- muk'un öğrenim durumu üzerinde hiç durmadım. Buna gerek de yok. Orhan Pamuk'un yanıtlannda yer alan öbür konulara gelince: örneğin dil üzerine söylediklerimin bir kıstas soru- nu olduğunu belirtiyor. Elbette kimi du- rumlarda bu vardır. Kimi yazarlar dili zorlayabilirler. Ama benim sözünü et- un romanını an Turkçe açısından eleş- tirmedim ki. Düinin eski olduğunu söy- ledim, ama bunun imgeleriyle, kurgu- suyla, kitabın içeriğiyle eski bir dil ol- duğunu söyledim. Ben uzun tümceyle yazanm, diyor. Uzun tümcenin erde- minden söz ediyor. Hemen söyleyeyim ki, ben de uzun tümcelerle yazanm. Ve yine bir yerde uzun tumcelerin genellikle daha kısa anlatmanın yolu olduğunu söylüyordu. Bu benim sözümdü ve ya- mhnıyorsam birkaç ay önce Sdçnk Erez Cumhuriyet Dergi'deki yazısında bir ko- nuşmamdan aktanyordu. Şimdi yine söylemek istiyorum ki, Türkçe yanhşı re- koru kırarak büyük romancı olunmaz. En azından benim alçakgönüllü kanım bu. — "Kara Kitap" 9 ayda 7. basunına ulaştı. Orhan Pamuk bu ilgiyi okuriar- dan aldıgı mektuplara dayanarak, "bir- çok okuyucunun kitabın 'esrarlı' ya da 'kara' diyebilecegi bavasına girdigini" söyledi ve şöyle dedi: "Kara Kitap be- bir pazarlama sorunu. Aynca ben çok iyi bir öykücü olduğum savında da de- ğilim. Çok satıyor diye bir yazan kıskan- dığun duygusuna kapılmadım hiçbir za- man. Ne gençüğimde, ne de bugün böyle bir duyguya kapıldım. — Sizin tutumunuza yöneiik eleştiri- ler için başka bir şey söylemek ister mi- siniz? — Neredeyse 70 yıllık Cumhuriyet'le özdeşleştiriyorlar beni. Yani benim ye- tersizliğim, Cumhuriyet döneminin ge- tirdiği külturel ve bilgisel yetersizlik olu- yor! Dolayısıyla Osmanlılığın yıkılma- sından sonra başlayan çöküşün. Hemen şunu söyleyeyim: Benim Türk-Osmanlı karşıthğı konusunda kendi görttşlerim vardır. Bir yaaya bakılarak bütün Cum- huriyet'in Orhan Pamuk'u savunmak için tartışma konusu edilmesi bana tu- haf geldi. Oysa benim yazımda ideolo- jik politik bir yan yoktu. Böyle bir şey yapmak isteseydim, örneğin Orhan Pa- KARA KİTAP' ELEŞTtRİSİNE YENİ BOYUTLAR — Prof.Dr. Tahsin Yücel'in Gösteri dergisinde yer alan yazısı, "Kara kitap"la ilgili olarak yayımlanan eleştirilere yeni bo yutlar kazandırmıştı. Prof. Yücel, eleştirisinin ardından or- taya çıkan gelişmelere ilişkin düşüncelerini anlattı. (Fotoğraf: Suat Kozluklu) tiğim Türkçe yanhşlan, Orhan Pamuk ne kadar bilmezlikten gelirse gelsin bu türden değildi. Ağacın gövdesine kök dersek, kapının ya da pencerenin kulpun- dan söz edersek, bu bir kıstas mı olur? Bunlar birer yanhştır. Âynca Orhan Pa- muk'un birtakım normal olaylardan söz ederken bunları düşünmeden yazdığını saptadım: tki kolunu omzundan sar- kıtmak, kafasını bükmek gibi... Eğer söylediğimin yanlış olduğunu savunu- yorsa kendisi bir denesin. Başını bük- sün, yahut iki kolunu bir omzundan sarkıtsın. — Orhan Pamuk, cümlelerinin yoru- cu, yoğun, sakat, egik, yapay tuhaf, ama uzerierinde çok çalışılmış ve güzel olduğunu; "Ali gitti Veli geldi" Türk- çesiyle yazmadığını söylemişti. — Benim an Türkçeyi savunan, Turk Dil Kurumu Yönetim Kurulu üyeliği yapmış, bu konuda yanlar yazmış biri olduğum bilindiği için, an Türkçe anla- yışına karşı çıkıyor. Ben Orhan Pamuk'- nim de hiç beklemediğim kadar sartı, okundu diye öfkeli yazariardan özör di- le) ecek degiUm." — Orhan Pamuk, kendi romanını överek ve birtakım etkilerinden söz ede- rek, bazılanrun gelip kendi evini bulduk- lanm söylüyor. Eğer bu doğruysa, biz buna anlatı sanatında esrar, gizem filan demeyiz. Düz gerçekçüik, yani kötü ger- çekçilik deriz (nesnenin olduğu gibi an- latılması). Ondan sonra, birtakım oyun- lardan, şifrelerden söz ediyor. Vallahı bilmiyorum, yazar romanda elbet belirli oyunlar oynar, ama bunu çocuk dergi- lerindeki bümecelerde olduğu gibi yap- maz. O oyunun romanda mutlaka an- lamsal, içeriksel bir karşılığı vardır. Bu karşıhğı da, belki ben yetersiz olduğum için romanda bulamadım. Çok satması sorununa gelince... Türkiye'de bugün Cumhuriyet'ten 4 kat fazla satan gazeteler var, ama benim her gün okuduğum gazete Cumhuriyet'tir. îkincisi, benim öykülerimin az satması muk'un Atatürk sevgisi konusunda söy- lediklerini yazabilirdim. öte yandan, Kurtuluş Savaşı'mn önde gelen komu- tanlanndan Fevâ Çakmak'm korkakhğı üzerine yazılmış uzun ve çok alçaltıcı sa- nrlardan söz edebilirdim. Etmedim. Or- han Pamuk'un çağdaş Türkiye konu- sundaki, çok açık bir şekilde ve sık sık sezüen hor görusünden de söz etmedim. Yani yazınsal düzlemde kalmaya özen gösterdim ama, bazılan bunun, bu ala- nın dışına çıkardılar ve aynca kişilik so- runu da yaptılar. Ben az yazan bir yazanm ve bu etkin- liğimi amatör olarak sürdurdüğümü her yerde söylerim. Bir yazarm yapıtrnın çok satılıyor olmasından öfke duygulanna kapılsaydım - ilk kez burada açıkhyo- rum - Yaşar Kemal'i Nobel Edebiyat ödülü'ne aday göstermezdim. Oysa bu- nu severek, isteyerek yaptım. Yaşar Ke- mal'in Nobel Edebiyat ödülü'ne aday- lığı bir kaç kez söz konusu oldu ama, Türkiye'den yalnız bon aday gösterdim. TURK SİLAHLIKUVVETLERİNİ CÜÇLENDİRME VAKFI YILIN EN BAŞARILI VAKFI SEÇİLDL Sevgili Vatandaşlarımtz; ^ \ ^ — Değerli özverileriniz, maddi ve manevi deste§FftTS sayesinde 1990 yılının en başarıh vakfı olarak seçilerek ödüllendirildik. Katkılarıntzdan cjolayı şükranlarımızı sunarız. TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNİ GÜÇLENDİRME VAKFI KARADA, DENİZDE, HAVADA HER ZAMAN VE HER YERDE Banş ve guvenliğimizin temınatı olan Sılahlı Kuvvetierimızi daha da guçlendırmek ıçın TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNİ CÜÇLENDİRME VAK devamlı desteğinizı bekhyoruz özverinizle oluşacak kaynak, ehil ve emm etlerde amaca en uygun şekilde yerine ulaşacaktır Fransız Filmleri Haftası GENH. MÜDÛRtÜK tılıslfn SoV Her 23 •Tel *İ6 3) 02-33 • U6 1S 28 (5 hol) ISTANBUl ŞB M D DoKnobchçe Cod. No 4/A Resım He> heı Muzwı Vant İZMİRŞB MD Şehıt te»hl 3ey Coö No 122 Kat 3 O 2 MEBStN 58 MO. DENIZaUK EĞT. JES. Ismat fnûnû Bufvan T« 160 60 31-38 IeL 13 97*3 • 25 40 88 lat 529 U • 5 » 11 İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Fransız Strasbourg kenti belediyelerinin işbirliğiyle 3-10 ocak günlermde Istanbul'da 'Fransız Filmleri Haftası' düzenlenecek. Kültür Servisi — Fransa'nın Strasbourg kenti belediyesiyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi arasında 3 Ocak 1991 gunü ge- niş kapsamlı bir işbirliği anlaş- ması imzalanacak. Bu anlaşma- nın ilk etkinliği olarak 3-10 Ocak 1991 günleri arasında Is- tanbul'da bir "Fransız Filmleri Haftası" düzenlendi. Haftanın açılış filmi olan Christian de Chalonge'un "Dr. Petiot" adlı yapıtı 3 ocakta sa- at 20.00'de Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda gösterilecek. Hafta boyunca filmler 4 ocak- tan başlayarak Beyoğlu Sıne- pop'ta izlenebilecek. Pavel Lounguine'e 1990 Can- nes Şenliği'nde en iyi yönetmen ödülünü getiren "Taxi Blues", Etienne Chatilez'nin "Daniel Teyze" adlı filmi de baftada yer alacak. Tanıer-\iiz^an Tıyatrosu • Kültür Servisi — Cihat Tamer - Ercan Yazgan Tiyatrosu 5 ocaktan itibaren "Insan Suretleri" adlı oyunlannı Kenter Tiyatrosu'nda sahneleyecek. Oyun çarşamba, perşembe ve cumartesi günleri saat 21.00'de, pazar günleri ise saat 18.00 ve 21.00'de izlenebilir. Cihat Tamer- Ercan Yazgan Tiyatrosu'nun oyun sahneledikleri Çevre Tiyatrosu'nda ise 10 ocaktan itibaren Nejat Uygur Tiyatrosu sahne alacak. TO-DER'de yeni yönetim • ANKARA (AA) — Tiyatro Oyunculan Derneği (TO-DER) baskanhğına sanatçı Ahmet Gulhan seçildi. Olağan genel kunıl sonrası seçilen yönetim kurulu görev bölümü yaptı. Ahmet Gülhan TO-DER baskanhğına seçilirken Gülriz Sururi ve Göksel Kortay başkan yardımcıhklanna, Ali Yalaz saymanlık görevine getirildiler. İki yıl süre için seçilen yeni yönetim kurulunun diğer uyeleri de Aytaç Yörükarslan, Haül Doğan ve Ali Suruçlu'dan oluşuyor. Koçyiğit 'onıır • ANKARA (UBA) — Hülya Koçyiğit, Ankara Uluslararası Film Festivali'ne bu yıl "Onur Konuğu" olarak katılacak. Festival kapsamında "Sinema", "Çizgi Fiünin Mutfağmdan" ve "Çizgi Film" konulu sergiler düzenlenecek. Festival komitesinden yapılan açıklamada 1-10 mart tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan "Sinema" konulu serginin Kıbrısh karikatürcüler tarafından düzenleneceği, karikatür sanatçısı Nezih Danyal'ın "Çizgi Filmin Mutfağından" konulu sergisinin Sanat Kurumu salonunda, "Çizgi Fihn" konuiu serginin ise Milli Piyango Idaresi salonunda açılacağı bildirildi. Kadıköy'de merkez gişe • Kültür Servisi — Kadıköy yakasında oturan tiyatroseverler, Şehir Tiyatrolan'nın İstanbul yakasmdaki oyunlarının biletlerini Kadıköy'de yeni açılan "merkez gişe"den alabilecekler. Taksim'deki sanat galerisinin restore edilmek üzere boşaltılması nedeniyle buradaki merkez gişesini kapatan Şehir Tiyatroları, bunun yerine Kadıköy Haldun Taner Tiyatrosu'nun içinde yeni bir merkez gişe actı. Kadıköy'deki merkez gişe 2 ocak çarşamba gününden itibaren Harbiye Muhsin Ertuğrui, Usküdar Musahipzade Celal ve Fatih Reşat Nuri tiyatrolarında sahnelenen oyunların biletlerini satmaya başlayacak. Taksım'de kapanan merkez gişenin görevini de halen bilet satışı yapılan Taksim Vakkorama yapacak. bu hafta bilsak Christian de Challoge'un ikin- ci Dünya Savaşı'nda geçen "Dr. Petiot", Catherine Deneuve'ün oynadığı "Cinayet Yayım", Eti- enne Chatilez'nin "Daniel Tey- ze", Cannes'da ve Berlin'de bü- yük ilgi gören "tç Fırtınalar", Ferid Boughedir'in lslam dun- yasında kadın-erkek ilişkilerine eğilen "Damdan Dama", Regis YVagnier'nin "Sarayın Sultanı Benim" ve "Maceracı" adlı ya- pıtlar, haftada gösterilecek film- ler arasında. Ote yandan, "Maceracı" adlı fîlmin yönetmeni Alain Maline, "tç Fırtınalar"ın yönetmenı Bertrand van Effenterre ve ba- şoyuncusu Oothild de Bayser, filmlerinin gösterimlerthden ön- ce konuşma yapacaklar. 2 OCAK ÇARŞAMBA : 19.00 PetrovskiPasajı: Alpasian KOYUNLU 4 OCAK CLMA : 19.00 KaradenizTürkülerinde AşkvcEroiizrn: İsmetZcki EYÜBOĞLU 19.30 BilsakTiyatro Atölycsi: " Işte Baş îştc Gövde tşte Kanaüar" Yazan: Scvim BURAK 5 OCAK ClMARTESt : 14.30 Gunlcrin Goıürdiiğü: Körfcz Knzinin îç Polilikaya Etkücri Görsel Sanat Atölyderi Mchma GÜLERYÜZ yöneıimındc (Pcr. - Cum.) Ta'i Chi Chu'an Hareketli Meditasvon llhan GÜNGÖREN (HcrSa. 14.00-20.00) Yoga Zcrrin AKGÜN (P.lcsi-Pcr. 18.30-19.30) Cafe-Foyer-Bar(Gıriş) Rock Cafe-Bar(5.Kat) bilsak, sırasclvilcr cad., soğancı sok. 7 cihangır 143 28 79-99
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle