Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30 ARALIK 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURÎYET/7
SERGİ
Ghittick'in fotoğrafi çabndı
• Kiütttr Servisi — Mehmet Bayhan'ın "50. Yaş
Sergisi"nde yer alan Cherilyn Chittick'e ait bir fotoğraf
çalındı. Avustralyalı sanatçının "Sailboard Festivali" adlı
fotoğrafı daha önce tFSAK ödülünü kazanmıştı. Mehmet
Bayhan, Yıldız Üniversitesi Sabancı Kitaplığı'ndan
çahnan fotoğrafla ilgili olarak şunları söyledi: "Sergide
yer alan fotoğraflar, kurulacak müzenin ilk
koleksiyonunu oluşturacak. Avustralya'dan çağnmız
Ozerine yollanan ve bu müzeye armağan edilen
fotoğrafiara saygılı olunması gerekirdi. O kadar
uzaklardan yollanmış bir ürünü koruyamadık, biri kaptı
götürdü. Nasıl deriz, ülkemiz ve kültürümüz için bir ayıp
değil mi?"
TİYATRO
1991'de Şehir Tıyatroları
• tSTANBUL (AA) — Şehir Tiyatroları 1991 yılına 19
değişik oyunla giriyor. Bu arada 3. yılına giren
Türkiye'nin tek rock müzikali "Kuşlar" (yukarıda) ocak
ayında yine Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde
sergilenmeye başlayacak. Ocak ayında Harbiye Muhsin
Ertuğrul Sahnesi'nde "Resimli Osmanh Tarihi",
"Theope", "Kral Lear", "Lüküs Hayat", "Kuşlar" ve
çocuk oyunu "Kınruzı Pabuçlar" sahnelenecek. Fatih
Reşat Nuri Sahnesi'nde "Hortlaklar", "Telefon Kimin
İçin Çalıyor", "Bir Sabah Gülerek Uyan" ve çocuk
oyunu "Mavi Masal" perde acacak. Usküdar
Musahipzade Celal Sahnesi'nde "Bir Garip Oyun",
"Cumhuriyet Kıa", "Deli Eder Insanı Bu Dünya" ve
çocuk oyunu "Kutuda Rahat Dur" sergilenecek. Kadıkoy
Haldun Taner Sahnesi'nde ise, "Görüşme-Kutlama-
Çağn", "Bir Yalan Çemberi", "Bir Kadın", "Aktör
Kean", "Merakhsı tçin öyle Bir Hikâye" ve çocuk oyunu
"Banş Kervanı" sahnelenecek. Cep Tiyatrosu'nda ise
Sabahattin Kudret Aksal'ın "Bay Hiç-Sonsuzluk
Kitabevi" adlı iki oyunu oynanacak.
Ifeditepe Oyuncuları
• 1990-1991 sezonunu Aldo Nikolai'nin "Gel Kaçalım"
adlı oyunuyla açan Hadi Çaman-Yeditepe Oyunculan
ikinci oyunlarının provasını siirduruyor. Ünlü ttalyan
tiyatro adamı Dario Fo'nun, sergilendiği her ülkede
yankılar uyandıran oyunu "Bir Anarşistin Kaza Sonucu
ölümü" ülkemizde ilk kez sergilenecek. İki bölümlük bu
çılgın komediyi Şehir Tiyatrolan'ndan konuk yönetmen
Mecit Koper yönetiyor. Çeviri Yücel Erten, dekor ve
giysiler Naz Erayda'nın, afişleri ise Yurdaer Altıntaş
hazırladı. ttalya'da bir emniyet müdürlüğünde geçen
olayları komik ve inanılmaz trüklerle anlatan "Bir
Anarşistin Kaza Sonucu ölümu"nün oyuncu kadrosu ise
Gönül Tuncay, Bora Ayanoğlu, Oğuz Oktay, Erdinç
Dinçer, Birtan Turan, Osman Ozçelik ve Hadi
Çaman'dan oluşuyor. Ocak ayının son haftası başlayacak
olan "Bir Anarşistin Kaza Sonucu ölümü", "Gel
Kaçalım" ile birlikte dönüşümlü olarak sergilenecek.
YARIŞMA
Devlet karikatür yarışması
• ANKARA (AA) — Devlet resim, heykel yanşmalı
sergileri 1991 yılından itibaren, resim, heykel, grafik ve
özgün baskı ve karikatür dalmda düzenlenecek. Kültür
Bakanhğı Güzel Sanatlar Genel Müdürü Mehmet
özel'den edinilen bilgiye göre bu yıl 52'ncisi
düzenlenecek resim, heykel, özgün baskı ve seramik
dalları yanşmalı sergilerine, gelecek yıl karikatür dalı da
eklenecek. Karikatür sanatının hızla geliştığini, çok
sayıda genç sanatçının karikatürle ilgüenmeye başladığını
belirten Özel, var olan ve artarak gelişen potansiyeli
değerlendirmek üzere devlet karikatür yanşmalı sergisinin
düzenlenmesine karar verildiğini söyledi. Tüm amatör ve
profesyonel sanatçılara açık olarak düzenlenecek
yanşmada, konu sınırlaması bulunmayacak. Her türlü
teknik ve malzeme ile yapılan calışmalara açık olan
yarışmaya sanatçılar Uçer eserie katılabilecek. Yanşmada
ilk üç derece ve üç mansiyon için para ödülleri verilecek.
HAN
RESTAURANT
Konuklarını, TARIK ÖCAL'ın gitan
eşliğinde Yılbaşı Gecesi'nde ağırlayacak.
Bezervasyon: 165 29 68
Orhan Pamuk'un romanıyla ilgili tartışmalar 1990'ın son günlerinin gündeminde
Eleştiri tünelinde 'KaraKitap
9
Kiilttir Servisi — 24 Kasım 1990 gün-
lü gazetemizin Kültür-Sanat sayfasında
"Kara Kitap"ın yazarı Orhan Pamukla
arkadaşımız Mürşit Balabanlılar'm yap-
tığı bir söyleşiye yer vermiştik. "Kara Ki-
tap"ın yayımlanışının dokuzuncu ayın-
dan sonra Prof. Tahsin Yücel'in Göste-
ri dergisinde çıkan eleştirisinin tartışma-
lara yeni boyutlar getirdiğini vurgulamış-
tık.
Aynı sayfada Pamuk'un romanıyla
ilgili olarak daha önce yayımlanmış de-
ğişik yaklaşımlarda eleştirilerden alıntı-
lar da yer almıştı. Prof. Tahsin Yücel,
Gösteri dergisindeki yazısında, "Kötü bir
yazar iyi bir romancı olabilir mi?" diye
soruyordu. Haluk Şahin ise Guneş ga-
zetesindeki köşesinde, Yücel'in eleştiri-
sini "vasatlığın ya da aleladeliğin gerçek
yeteneğe saldınsı" olarak niteliyordu. Ki-
tabın yazarı Orhan Pamuk, tartışmala-
ra bu noktada katılarak sorularımızı ya-
nıtladı. Pamuk, yedinci basıma ulaşan
kitabından söz ederken "Böylesine bir il-
gi olunca öteki yazarlardan gelen tepki-
yi de olağan karşılamak gerekir" diye-
rek öncelikle Prof. Yücel'in eleştirisine
ilişkin göruşlerini açıkladı. Daha sonra
Selim Deri've Ahmet Oktay, Milliyet ga-
zetesinde Pamuk'un tepkısine değgin
eleştiriler yayunladılar. Haluk Şahin, Ba-
kış dergisinde yapılan söyleşide,
"vasatlık" konusundaki göruşlerini yi-
neledi. Enis Batur ise Gösteri dergisin-
de Şahin'in tutumunu eleştirerek asıl Ha-
luk Şahin'in "vasatlık değerlerini
savunduğunu" yazdı. "Kara Kitap" tar-
tışmalan 1990'ın son gunlerinde surer-
ken b#kez de Prof. Dr. Tahsin Yücel'in
göruşlerini aldık.
ProfDr. Tahsin Yücel 'Kara Kitap' tartışmasına ilişkin göruşlerini dile getirdi:
üizaı; dilini bilmek zorundaMÜRŞİT BALABANLILAR
— Sayın Tahsin Yücel, yayımlanışın-
dan 9 ay sonra "Kara Kitap" ustüne bir
tartışma başlattınız diyebüir miyim?
Çiinkü Gösteri dergisind* yayımlanan
yazınız geniş yankı uyandırdı. tlk ola-
rak Haluk Şahin, Günes gazetesindeki
köşesinde size karşı art arda üç yazı ya-
yımladı. Şahin, amacıtuzın "aynntüar-
dan vurarak Orhan Pamuk'u
çökertmek" okhıfunu Ueri sürdn. Ne di-
yorsunuz?
— O yazıları şu anda okumadık, ama
Haluk Şahin şunlan söylüyor: 1- Eleş-
tirinin böyle yapılmayacağını, 2- Kita-
bın böyle okunmayacağıru ve benim, ro-
manda temel somnlardan daha çok ay-
nntılar üzerinde durduğumu söylüyor.
Ve bunu da sanınm, edebiyat dışı kay-
gılardan gelen bir saldırı, vasat bir in-
sanın saldınsı olarak ele alıyor. Şimdi
bu, bir romanın nasıl okunacağı, nasıl
eleştirileceği konusunda bana bir tür
ders verilmesi anlamını taşıyor. Teşek-
kür ederim. Ama, hemen söyleyeyim ki,
Haluk Şahin'in derslerine hiç gereksini-
mim yok. Benim bundan önce yaptığım
incelemelerim, yazdığım denemelerim
var. Orada rotnan okumanın yoüan üze-
rine pek çok şey söylemişimdir. O ba-
kımdan, görüşüdür, olabilir, ama inan-
dıncı değil. özellikle de bu konu, Ha-
luk Şahin'in bana öğreteceği bir konu
değil sanıyonım.
İkinci olarak, aynntılar üzerinde dur-
duğum söyleniyor. Ben, küçük aynntı-
Yazarlığın en küçük koşulu,
dilini bilmektir. Ben
yineliyorum ve üzülerek de
söylüyorum, Orhan Pamuk
Türkçeyi iyi bilmiyor.
Pamuk, dil konusunu
önemsediğini, değişik bir
dille yazdığını söylediği için
ben de öncelikle dil sorunu
üzerinde durdum.
lar üzerinde durduğumu sanmıyorum.
Tam tersine, bu romanın temel denile-
bilecek sorunlan üzerinde durdum. Dil
konusunu önemsediğini, değişik bir dille
yazdığını yazar kendisi de söylüyor. Ben
de öncelikle dil sorunu üzerinde dur-
dum. Yazımda da kişiliği hakkında hiç
söz etmedim. örnekleriyle göstererek
Türkçeyi bilmediğini, çok yanlış kullan-
dığmı söyledim. ömekler ortadadır, ki-
tap da önümüzde. tstesek bu yanlışlık-
ları on katına, yirmi katına cıkarabili-
riz. Bu da bir aynntı olmasa gerek.
— "Ben de Yücel'in eleştiri yazısın-
da birçok gramer yanlışı bulabilirim
istersem" diyor...
— Yazarlığın en küçük koşulu dilini
bilmektir. Ben yineliyorum -ve üzülerek
de söylüyorum- Orhan Pamuk Türkçe-
yi iyi bilmiyor. Ama ben o yazımda yal-
nız bunun üzerinde durmadım. Kurgu-
sundan söz ettim ve romamn kurgusu-
nun yeterli bağıntılan içermediğini söy-
ledim.
Aynca, yazajın izleklerinden söz et-
tim. Romanda izlek önemlidir. Bu izlek-
lerın, daha önce başka yazarlarca çok
kullarnlmış, kalıplaşmış izbkler olduğu-
nu beürttim. Örneğin bir "göz" izleği
vardı; her yerde bizi gören göz. Işte,
"ikilik" (ben ve başkası) izleği vardı...
Bunlann üzerinde durdum ve bu izlek-
lerin büyük çoğunluğunun da yapıştır-
ma olduğunu, romanın bütünüyle kay-
naşmadığını söyledim.
— 24 Kasım tarihli Cumhuriyet gaze-
tesinde ve yine bu sayfada, "Kara Ki-
tap"ın yazan Orhan Pamuk'la yaptığım
konaşma yayımlanmıştı. Ona sizin ya-
zmızdan söz ettiğimde "Okumadım...
Menktan çok UgjsizUk duydum" demis-
ti. Yanyı okumuşsunuzdur, ne diyorsn-
nuz?
— Orhan Pamuk orada, "Herhangi
bir şeyini merak etmediğim bu profesö-
rün yansını acıp da okumadım bile" di-
yor. Olabilir, ama ben pek öyle olduğu-
nu sanmı>orum. Çünkü, her şeye kar-
şm, okumadığı bu yazı konusunda bir-
takım görüşler de Ueri süriiyor, yanıtlar
veriyor. önce şunu söyleyeyim: Beni ta-
nıyanlar bilir, profesörlüğürnle hiçbir za-
man övünmedim. Ama profesörlüğün,
bir yazann, bir kişinin küçümsenme ne-
deni olabileceğini de sanmıyorum. Ben
yazımda - haksız bir eleştiri yaptığım
söyleniyor ama - örneğin Orhan Pa-
muk'un öğrenim durumu üzerinde hiç
durmadım. Buna gerek de yok.
Orhan Pamuk'un yanıtlannda yer
alan öbür konulara gelince: örneğin dil
üzerine söylediklerimin bir kıstas soru-
nu olduğunu belirtiyor. Elbette kimi du-
rumlarda bu vardır. Kimi yazarlar dili
zorlayabilirler. Ama benim sözünü et-
un romanını an Turkçe açısından eleş-
tirmedim ki. Düinin eski olduğunu söy-
ledim, ama bunun imgeleriyle, kurgu-
suyla, kitabın içeriğiyle eski bir dil ol-
duğunu söyledim. Ben uzun tümceyle
yazanm, diyor. Uzun tümcenin erde-
minden söz ediyor. Hemen söyleyeyim
ki, ben de uzun tümcelerle yazanm. Ve
yine bir yerde uzun tumcelerin genellikle
daha kısa anlatmanın yolu olduğunu
söylüyordu. Bu benim sözümdü ve ya-
mhnıyorsam birkaç ay önce Sdçnk Erez
Cumhuriyet Dergi'deki yazısında bir ko-
nuşmamdan aktanyordu. Şimdi yine
söylemek istiyorum ki, Türkçe yanhşı re-
koru kırarak büyük romancı olunmaz.
En azından benim alçakgönüllü kanım
bu.
— "Kara Kitap" 9 ayda 7. basunına
ulaştı. Orhan Pamuk bu ilgiyi okuriar-
dan aldıgı mektuplara dayanarak, "bir-
çok okuyucunun kitabın 'esrarlı' ya da
'kara' diyebilecegi bavasına girdigini"
söyledi ve şöyle dedi: "Kara Kitap be-
bir pazarlama sorunu. Aynca ben çok
iyi bir öykücü olduğum savında da de-
ğilim. Çok satıyor diye bir yazan kıskan-
dığun duygusuna kapılmadım hiçbir za-
man. Ne gençüğimde, ne de bugün böyle
bir duyguya kapıldım.
— Sizin tutumunuza yöneiik eleştiri-
ler için başka bir şey söylemek ister mi-
siniz?
— Neredeyse 70 yıllık Cumhuriyet'le
özdeşleştiriyorlar beni. Yani benim ye-
tersizliğim, Cumhuriyet döneminin ge-
tirdiği külturel ve bilgisel yetersizlik olu-
yor! Dolayısıyla Osmanlılığın yıkılma-
sından sonra başlayan çöküşün. Hemen
şunu söyleyeyim: Benim Türk-Osmanlı
karşıthğı konusunda kendi görttşlerim
vardır. Bir yaaya bakılarak bütün Cum-
huriyet'in Orhan Pamuk'u savunmak
için tartışma konusu edilmesi bana tu-
haf geldi. Oysa benim yazımda ideolo-
jik politik bir yan yoktu. Böyle bir şey
yapmak isteseydim, örneğin Orhan Pa-
KARA KİTAP' ELEŞTtRİSİNE YENİ BOYUTLAR — Prof.Dr. Tahsin Yücel'in Gösteri dergisinde yer alan yazısı,
"Kara kitap"la ilgili olarak yayımlanan eleştirilere yeni bo yutlar kazandırmıştı. Prof. Yücel, eleştirisinin ardından or-
taya çıkan gelişmelere ilişkin düşüncelerini anlattı. (Fotoğraf: Suat Kozluklu)
tiğim Türkçe yanhşlan, Orhan Pamuk
ne kadar bilmezlikten gelirse gelsin bu
türden değildi. Ağacın gövdesine kök
dersek, kapının ya da pencerenin kulpun-
dan söz edersek, bu bir kıstas mı olur?
Bunlar birer yanhştır. Âynca Orhan Pa-
muk'un birtakım normal olaylardan söz
ederken bunları düşünmeden yazdığını
saptadım: tki kolunu omzundan sar-
kıtmak, kafasını bükmek gibi... Eğer
söylediğimin yanlış olduğunu savunu-
yorsa kendisi bir denesin. Başını bük-
sün, yahut iki kolunu bir omzundan
sarkıtsın.
— Orhan Pamuk, cümlelerinin yoru-
cu, yoğun, sakat, egik, yapay tuhaf,
ama uzerierinde çok çalışılmış ve güzel
olduğunu; "Ali gitti Veli geldi" Türk-
çesiyle yazmadığını söylemişti.
— Benim an Türkçeyi savunan, Turk
Dil Kurumu Yönetim Kurulu üyeliği
yapmış, bu konuda yanlar yazmış biri
olduğum bilindiği için, an Türkçe anla-
yışına karşı çıkıyor. Ben Orhan Pamuk'-
nim de hiç beklemediğim kadar sartı,
okundu diye öfkeli yazariardan özör di-
le) ecek degiUm."
— Orhan Pamuk, kendi romanını
överek ve birtakım etkilerinden söz ede-
rek, bazılanrun gelip kendi evini bulduk-
lanm söylüyor. Eğer bu doğruysa, biz
buna anlatı sanatında esrar, gizem filan
demeyiz. Düz gerçekçüik, yani kötü ger-
çekçilik deriz (nesnenin olduğu gibi an-
latılması). Ondan sonra, birtakım oyun-
lardan, şifrelerden söz ediyor. Vallahı
bilmiyorum, yazar romanda elbet belirli
oyunlar oynar, ama bunu çocuk dergi-
lerindeki bümecelerde olduğu gibi yap-
maz. O oyunun romanda mutlaka an-
lamsal, içeriksel bir karşılığı vardır. Bu
karşıhğı da, belki ben yetersiz olduğum
için romanda bulamadım.
Çok satması sorununa gelince...
Türkiye'de bugün Cumhuriyet'ten 4 kat
fazla satan gazeteler var, ama benim her
gün okuduğum gazete Cumhuriyet'tir.
îkincisi, benim öykülerimin az satması
muk'un Atatürk sevgisi konusunda söy-
lediklerini yazabilirdim. öte yandan,
Kurtuluş Savaşı'mn önde gelen komu-
tanlanndan Fevâ Çakmak'm korkakhğı
üzerine yazılmış uzun ve çok alçaltıcı sa-
nrlardan söz edebilirdim. Etmedim. Or-
han Pamuk'un çağdaş Türkiye konu-
sundaki, çok açık bir şekilde ve sık sık
sezüen hor görusünden de söz etmedim.
Yani yazınsal düzlemde kalmaya özen
gösterdim ama, bazılan bunun, bu ala-
nın dışına çıkardılar ve aynca kişilik so-
runu da yaptılar.
Ben az yazan bir yazanm ve bu etkin-
liğimi amatör olarak sürdurdüğümü her
yerde söylerim. Bir yazarm yapıtrnın çok
satılıyor olmasından öfke duygulanna
kapılsaydım - ilk kez burada açıkhyo-
rum - Yaşar Kemal'i Nobel Edebiyat
ödülü'ne aday göstermezdim. Oysa bu-
nu severek, isteyerek yaptım. Yaşar Ke-
mal'in Nobel Edebiyat ödülü'ne aday-
lığı bir kaç kez söz konusu oldu ama,
Türkiye'den yalnız bon aday gösterdim.
TURK SİLAHLIKUVVETLERİNİ CÜÇLENDİRME VAKFI
YILIN EN BAŞARILI VAKFI SEÇİLDL
Sevgili Vatandaşlarımtz; ^ \ ^ —
Değerli özverileriniz, maddi ve manevi deste§FftTS sayesinde
1990 yılının en başarıh vakfı olarak seçilerek ödüllendirildik.
Katkılarıntzdan cjolayı şükranlarımızı sunarız.
TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNİ
GÜÇLENDİRME VAKFI
KARADA, DENİZDE, HAVADA
HER ZAMAN VE HER YERDE
Banş ve guvenliğimizin temınatı olan
Sılahlı Kuvvetierimızi daha da guçlendırmek ıçın
TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNİ CÜÇLENDİRME VAK
devamlı desteğinizı bekhyoruz
özverinizle oluşacak kaynak, ehil ve emm etlerde
amaca en uygun şekilde yerine ulaşacaktır
Fransız Filmleri Haftası
GENH. MÜDÛRtÜK
tılıslfn SoV Her 23
•Tel *İ6 3) 02-33 • U6 1S 28 (5 hol)
ISTANBUl ŞB M D
DoKnobchçe Cod. No 4/A
Resım He> heı Muzwı Vant
İZMİRŞB MD
Şehıt te»hl 3ey Coö
No 122 Kat 3 O 2
MEBStN 58 MO.
DENIZaUK EĞT. JES.
Ismat fnûnû Bufvan
T« 160 60 31-38 IeL 13 97*3 • 25 40 88 lat 529 U • 5 » 11
İstanbul Büyükşehir
Belediyesi ile Fransız
Strasbourg kenti
belediyelerinin işbirliğiyle
3-10 ocak günlermde
Istanbul'da 'Fransız
Filmleri Haftası'
düzenlenecek.
Kültür Servisi — Fransa'nın
Strasbourg kenti belediyesiyle
İstanbul Büyükşehir Belediyesi
arasında 3 Ocak 1991 gunü ge-
niş kapsamlı bir işbirliği anlaş-
ması imzalanacak. Bu anlaşma-
nın ilk etkinliği olarak 3-10
Ocak 1991 günleri arasında Is-
tanbul'da bir "Fransız Filmleri
Haftası" düzenlendi.
Haftanın açılış filmi olan
Christian de Chalonge'un "Dr.
Petiot" adlı yapıtı 3 ocakta sa-
at 20.00'de Cemal Reşit Rey
Konser Salonu'nda gösterilecek.
Hafta boyunca filmler 4 ocak-
tan başlayarak Beyoğlu Sıne-
pop'ta izlenebilecek.
Pavel Lounguine'e 1990 Can-
nes Şenliği'nde en iyi yönetmen
ödülünü getiren "Taxi Blues",
Etienne Chatilez'nin "Daniel Teyze" adlı filmi de baftada yer alacak.
Tanıer-\iiz^an
Tıyatrosu
• Kültür Servisi — Cihat
Tamer - Ercan Yazgan
Tiyatrosu 5 ocaktan
itibaren "Insan Suretleri"
adlı oyunlannı Kenter
Tiyatrosu'nda sahneleyecek.
Oyun çarşamba, perşembe
ve cumartesi günleri saat
21.00'de, pazar günleri ise
saat 18.00 ve 21.00'de
izlenebilir. Cihat Tamer-
Ercan Yazgan Tiyatrosu'nun
oyun sahneledikleri Çevre
Tiyatrosu'nda ise 10
ocaktan itibaren Nejat
Uygur Tiyatrosu sahne
alacak.
TO-DER'de
yeni yönetim
• ANKARA (AA) —
Tiyatro Oyunculan Derneği
(TO-DER) baskanhğına
sanatçı Ahmet Gulhan
seçildi. Olağan genel kunıl
sonrası seçilen yönetim
kurulu görev bölümü yaptı.
Ahmet Gülhan TO-DER
baskanhğına seçilirken
Gülriz Sururi ve Göksel
Kortay başkan
yardımcıhklanna, Ali Yalaz
saymanlık görevine
getirildiler. İki yıl süre için
seçilen yeni yönetim
kurulunun diğer uyeleri de
Aytaç Yörükarslan, Haül
Doğan ve Ali Suruçlu'dan
oluşuyor.
Koçyiğit 'onıır
• ANKARA (UBA) —
Hülya Koçyiğit, Ankara
Uluslararası Film
Festivali'ne bu yıl "Onur
Konuğu" olarak katılacak.
Festival kapsamında
"Sinema", "Çizgi Fiünin
Mutfağmdan" ve "Çizgi
Film" konulu sergiler
düzenlenecek. Festival
komitesinden yapılan
açıklamada 1-10 mart
tarihleri arasında
gerçekleştirilecek olan
"Sinema" konulu serginin
Kıbrısh karikatürcüler
tarafından düzenleneceği,
karikatür sanatçısı Nezih
Danyal'ın "Çizgi Filmin
Mutfağından" konulu
sergisinin Sanat Kurumu
salonunda, "Çizgi Fihn"
konuiu serginin ise Milli
Piyango Idaresi salonunda
açılacağı bildirildi.
Kadıköy'de
merkez gişe
• Kültür Servisi —
Kadıköy yakasında oturan
tiyatroseverler, Şehir
Tiyatrolan'nın İstanbul
yakasmdaki oyunlarının
biletlerini Kadıköy'de yeni
açılan "merkez gişe"den
alabilecekler. Taksim'deki
sanat galerisinin restore
edilmek üzere boşaltılması
nedeniyle buradaki merkez
gişesini kapatan Şehir
Tiyatroları, bunun yerine
Kadıköy Haldun Taner
Tiyatrosu'nun içinde yeni
bir merkez gişe actı.
Kadıköy'deki merkez gişe 2
ocak çarşamba gününden
itibaren Harbiye Muhsin
Ertuğrui, Usküdar
Musahipzade Celal ve Fatih
Reşat Nuri tiyatrolarında
sahnelenen oyunların
biletlerini satmaya
başlayacak. Taksım'de
kapanan merkez gişenin
görevini de halen bilet satışı
yapılan Taksim Vakkorama
yapacak.
bu hafta
bilsak
Christian de Challoge'un ikin-
ci Dünya Savaşı'nda geçen "Dr.
Petiot", Catherine Deneuve'ün
oynadığı "Cinayet Yayım", Eti-
enne Chatilez'nin "Daniel Tey-
ze", Cannes'da ve Berlin'de bü-
yük ilgi gören "tç Fırtınalar",
Ferid Boughedir'in lslam dun-
yasında kadın-erkek ilişkilerine
eğilen "Damdan Dama", Regis
YVagnier'nin "Sarayın Sultanı
Benim" ve "Maceracı" adlı ya-
pıtlar, haftada gösterilecek film-
ler arasında.
Ote yandan, "Maceracı" adlı
fîlmin yönetmeni Alain Maline,
"tç Fırtınalar"ın yönetmenı
Bertrand van Effenterre ve ba-
şoyuncusu Oothild de Bayser,
filmlerinin gösterimlerthden ön-
ce konuşma yapacaklar.
2 OCAK ÇARŞAMBA :
19.00 PetrovskiPasajı:
Alpasian KOYUNLU
4 OCAK CLMA :
19.00 KaradenizTürkülerinde
AşkvcEroiizrn:
İsmetZcki EYÜBOĞLU
19.30 BilsakTiyatro Atölycsi:
" Işte Baş îştc Gövde tşte
Kanaüar"
Yazan: Scvim BURAK
5 OCAK ClMARTESt :
14.30 Gunlcrin Goıürdiiğü:
Körfcz Knzinin îç Polilikaya
Etkücri
Görsel Sanat Atölyderi
Mchma GÜLERYÜZ
yöneıimındc (Pcr. - Cum.)
Ta'i Chi Chu'an Hareketli
Meditasvon
llhan GÜNGÖREN
(HcrSa. 14.00-20.00)
Yoga
Zcrrin AKGÜN
(P.lcsi-Pcr. 18.30-19.30)
Cafe-Foyer-Bar(Gıriş)
Rock Cafe-Bar(5.Kat)
bilsak, sırasclvilcr cad.,
soğancı sok. 7 cihangır
143 28 79-99