Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30 ARALIK 1990 HABERLER CUMHURİYET/5
Güzel'den
özeleştiri
• ANKARA (UBA) —
Anavatan Partisi Genel
Başkan adaylanndan Hasan
Celal Güzel, hükümetin
Zonguldak maden işçilerine
karşı lüzumundan fazla sert
davrandığını belirterek
hükümetin yuhalanma
pahasına da olsa
Zonguldak'a gitmesini
istedi. Güzel, genel grev
nedeniyle olağanüstü hal
ilan edilmesinin yanlış
olduğunu söyledı. Hasan
Celal Güzel maden
işçilerinin direnişi ve genel
grev konusunda göriişlerini
açıklarken Türkiye'de
olağanüstü hal ilan
edilmesine gerek olmadığını
bildirdi. Güzel, "Türkiye
son yıllarda hep
sıkıyönetim aitında oldu.
Biz ANAP iktidarı olarak
bunu büyük ölçüde
kaldırdık ve bununla haklı
olarak övündük. Ancak
Güneydoğu'daki bazı
olaylar nedeniyle
olağanüstü hal ilan ettik.
Bu bence son derece yanlış
olmuştur. O aynca
tartışılabilir" dedi.
TBM]Vrye
girecegim'
• ANKARA (ANKA) —
Cumhurbaşkanı Turgut
özal'ın eşi Semra Özal, ilk
genel seçimlerde milletvekili
olarak TBMM'ye girmek
istediğini ve beraberinde 50
kadının meclise girmesi
gerektiğini belirtti. Semra
özal siyasette gelmek
istediği noktayı,
çahşmalannı ve ANAP'a
bakış açısını "Genç
Kalemler" dergisine anlattı.
Semra özal, hanımların da
Meclis Başkanı olması
gerektiğini vurgulayarak,
valilik görevine getirilecek
kadınlara özellikle turistik
yörelerde görev verilmesinin
doğnı olacağını söyledi.
Semra özal şu anda ANAP
genel başkanlığına aday
olmadığını ancak bunun
ileride de olmayacağı
anlamına gelmediğinin
üstünü ısrarla çizerek
şunlan söyledi: "Anavatan
Partisi'nin kunıluşunu biz
îurgut Bey'le birlikte
yapük. Partiye hizmeti olan
Turgut Bey'den sonra ikinci
insanım. Ama şu anda
sadece delegeyim. Kongrede
de delege olacağım. Mesela
bir genel seçimde
muhakkak meclise girmek
istiyorum. Eğer millet
seçerse milletvekili olarak
görevimi yapmak istiyorum.
Bir grup hanımla beraber
meclise girmek istiyorum."
Erken seçim
zorlaması
• ANKARA (UBA) —
DYP Niğde Mületvekili
Mahmut Öztürk, iktidan
erken seçime zorlayacak her
türlü yolu deneyeceklerini
belirterek, "Bunun için
sine-i millet gerekiyorsa
mutlaka dönülecektir. Sine-
i millet işi yatmadı. Sine-i
millet bizim için berat'tır.
Yani günahlardan
arınmadır. Seçim ise berat
gecesidir!' DYP Niğde
Milletvekili Mahmut
öztürk, sine-i millet
konusunda görüşlerini
açıklarken,
milletvekillerinin milletin
sinesinden geldiğini
belirterek şunlan söyledi:
"Milletimize niye
dönmeyelim? Er veya geç
gidilecektir. Ben bu
Meclis'in 5 seneyi
tamamlayacağına ihtimal
vermiyorum. 91 yılı
içerisinde mutlaka seçim
olacaktır.
\apılacak
işlerim var
• ANKARA (UBA) —
DSP Genel Başkanı Bülent
Ecevit aktif politikada
yapacağı işlerin henüz
bitmediğini belirterek
yasalar aday olmasını
mümkün hale getirse bile
cumhurbaşkanhğına aday
olmayacağını açıkladı.
Haftalık Tempo dergisine
çeşitli konularda
değerlendirmeler yapan
Ecevit, 1991 yılına
Türkiye'nin nasıl girdiğini
anlatırken "Rahmetli Ismet
Inönü 6O'lı yılların
başlarında ünlü Johnson
mektubunda, 'Üzerine yeni
bir dünya kurulur biz de o
dünyada yerimizi alırız'
demişti. Şimdi ister istemez
o aşamaya gelmiş
durumdayız" dedi.
Demirel Seçime gitmeyelim diye ülkeyi savaşa götürebilirler
Muhalefette savaş endîşesiDYP lideri Süleyman Demirel, iktidarı
ülkenin her kesim ve köşesindeki sorunlardan
kaçmak için savaş peşinde olmakla suçladı.
Demirel, Özal'ın toplumsal uzlaşmanın baş
engeli olduğunu söyledi.
ANKARA de olmakla suçladı. Demirel,
"Seçime gitmeyelim diye ülkeyi
savaşa dahi götürebDirler" dedi.
Süleyman Demirel, Cumhur-
başkanı Turgut Özal'ın da ülke-
(Cumhuriyet
Biirosu) —
DYP Genel
T
$ Başkanı Süley-
man Demirel,
iktidan ülkenin
her kesim ve köşesindeki sorun-
lardan kaçmak için savaş peşin-
deki her türlü toplumsal uzlaş-
manın baş engeli olduğunu söy-
ledi. Demirel, Özal'ın işçi eylem-
leri ve grevler karşısında önerdi-
ği 'toplumsal uzlaşma formülü-
ne "Eğer toplumsal anlaşma is-
tiyorsa evvela kendisi Çankaya-
dan insin" yanıtını verdi.
DYP lideri dün Nükleer Sava-
şa Karşı Hekimler Derneği ve
Ankara Tabip Odası yöneticile-
ri ile görüştü. Dernek Başkanı
Prof. Leziz Onaran, Körfez krizi
ile ilgili gelişmeler karşısında 17
kuruluşla bir "Savaşa hayır
platfonnu" oluşturduklannı bil-
direrek, Demirel'den bu çalış-
malara katkı istedi. Prof. Ona-
ran, "Her zaman söylenen milli
birlik ve beraberliğin böyle bir
günde ve böyle bir konnda sağ-
lanması-gerekir" diye konuştu.
öteki dernek ve oda yöneticile-
ri de savaşa hayır kapsamında-
ki çahşmalannı anlatarak Demi-
rel'i bunlara davet ettiler.
Demirel, kendisinin de savaş
konusunda aynı kaygıları taşıdı-
ğını belirterek, 1991'e 1990'a ol-
duğu gibi rahat ve umutla giril-
mediğini söyledi. Türkiye'nin
Körfez krizinde Irak ile dünya-
nın karşı karşıya olduğunu umı-
tup olayı Irak ile kendi arasın-
Hikmet Çetin: Özal maceracı
SHP Genel Sekreteri Çetin,
gerek Cumhurbaşkanı gerekse
hükümetin Türkiye'yi
Körfez'de bir sıcak savaşa
sokma sorumluluğunu
alamayacaklarını söyledi.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) — SHP Genel
. Sekreteri Hikmet Çetin,
Cumhurbaşkanı Tu/gut
Özal'ın Körfez krizinde ma-
ceracı bir politika izlediği-
ni belirterek "Bu politika ile
Türkiye başkalannın çıkan için bir savaşa
süreklenıne noktasına gelmiştir" dedi. Çe-
tin, gerek Cumhurbaşkanı Özal'ın gerek-
se hükümetin Türkiye'yi Körfez'de olası bir
sıcak savaşa sokma sorumluluğunu alama-
yacaklarını söyledi.
SHP Genel Sekreteri Hikmet Çetin dün
partisinin genel merkezinde düzenlediği
basın toplantısında, Türkiye'nin 1991 yılı-
na ekonomik, toplumsal ve siyasal alanda
yoğunlaşıp ağırlaşan sorunlarla girdiğini
söyledi. Türkiye'nin savaş yıllarında bile
böylesine "sürekli ve yüksek enflasyon
dönemi" yaşamadığını belirten Çetin, ye-
ni bütçe ile memura kaşıkla verilenin kep-
çe ile alınmaya başladığını kaydetti. lşsiz-
liğin sürekli olarak arttığına, >r
atırımlann
duraklama içine girdiğine işaret eden Çe-
tin, dış ödemeler dengesindeki bozulma-
nm da bunaluna dönuştüğünü söyledi.
Cumhurbaşkanı Özal ile hükümetin tu-
tumunun Türkiye'deki çalışma banşını
bozduğunu bildiren Çetin şöyle konuştu:
"Yıllardır açlığa mahkûm ettiği işçilerin
hak arayışına kulak vermeyen hukümet, is-
teyerek, lahrik ederek işçileri greve zorla-
mıştır. Zonguldak'daki maden işçileri ile
başlayan grev çığ gibi artarak devam et-
mektedir. Hukümet işçilerin haklı istem-
lerini dikkate alarak grevlere çözüm getir-
melidir. Bunun gerçekleşebilmesi için
Cumhurbaşkanı olduktan sonra da parti
başkanlığını bırakmak istemeyen Özal, hiç
defilse MESS Başkanı gibi davrenmaktan
vazgeçsin. SHP, işcilerie dayanışmasını tüm
giicüyle ve sonımluluğu ile sürdürmeye de-
vam edecektir."
Türkiye'nin 1991 yıhna önemü bir yöne-
tim bunalımı ile girdiğini bildiren Çetin,
"Cumhurbaşkanı her giin yasa dinlemez,
anayasa dinlemez tutumuyla tek adam ol-
ma yönündeki çabalannı artnrarak sürdiir-
mektedir. Bu tutumuyla sayın Özal tum de-
mokratik kunımlan, gelenekleri ve kural-
lan tahrip etmiştir" dedi. Tüm halkın saygı
duymak istediği Cumhurbaşkanlığı maka-
mımn "bugün âdeta boş olduğunu" da
kaydeden Çetin sözlerini şöyle sürdürdü:
AKBULUT'LV ANAP'IN BİR YILI
"Bulunduğu makamın gereğini yerine
getinneyen ve makama gerekli saygılı gös-
termeyen Sayın Özal'a halkımız da saygı
göstermetne hakkını kendinde bulmakta-
dır. ANAP iktidan döneminde ülkenin te-
mel ekonomik, toplumsal ve siyasal sorun-
lan böylesine ağırlaşırken iilke bir savaş
tehlikesiyle karşı karşıya getirilmiştir. Sa-
yın Özal'ın maceraya açık politikasıyla
Türkiye başkalannın çıkan için bir savaşa
sürüklenme noktasına gelmiştir. SHP ola-
rak Özal'ın bu hevesini ve savaşı engelle-
mek için halkımızla birlikte tüm gücümüz-
le karşı koymaya devam edeceğiz."
Çetin Cumhurbaşkanı Özal ve hükümeti
"sağduyulu" olmaya çağırdı. 5 Ocak'ta ls-
kenderun'da savaşa karşı barış mitingi ya-
pacaklarını anımsattı.
Çetin, "Demokrasilerde bunalunlan aş-
manın yolunun halka inmek. halka sormak
yani seçim yapmak olduğunu" sözlerine
ekledi.
Çetin, bir gazetecinin "sefcrberiik Uanı"
konusundaki sorusunu yanıtlarken de ge-
rek Cumhurbaşkanı Özal'ın gerekse hükü-
metin Türkiye'yi Körfez'de bir sıcak sava-
şa sokmanın sorumluluğunu alamayacak-
lanna inandığını söyledi. Çetin, "Halkımız
savaşa karşı tepki içindedir. Birtakım se-
naryolarla Türkiye'yi savaşın eşiğine götür-
mek, olağanüstü hal ilan etmek halkımı-
zın yaranna degildir" dedi.
4 bakanı istifa ettiANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — 1990 yılı, Türk siyasi
sahnesine, gelmiş geçmiş, "en
sessiz, en sabırlı, en sakin, en
tepkisiz, en uysal, en uyumlu
başbakanım" çıkardı. Akbulut
özal'ın cumhurbaşkanı seçilme-
siyle boşalan başbakanlık koltu-
ğuna oturmamn yarattığı şok-
tan çıkmak için yılın sonuna
doğnı bazı kıpırtılar gösterebil-
di. Ancak yine de Özal'ın yanın-
da kendisiyle bütünleşen özellik-
lerini "korumayı" başarabildi.
Özal'ın isteği üzerine olağa-
nüstü bir kongre ile ANAP'ıh
Genel Başkanı, Türkiye'nin de
Başbakanı olan Akbulut'un bir
yılı aşkın görev süresince bütün
gayreti ANAP içerisinde "taban
oluştnnnaya yönelik oldu".
Yaz aylarında yapılan yerel se-
çim sonuçlarına dayanarak iki
kez hükümette değişiklik yap-
mayı denedi ama önerileri
Özal'dan geri döndü. Hüküme-
tini kendi istediği gibi kurama-
yan ve değiştiremeyen Akbulut,
dört bakanımn istifasını da ön-
leyemedi.
Hükümette ilk çatlak, sonra-
dan genel başkan adayı olan
Mesut Yılmaz'ın Dışişleri Ba-
kanlığYndan istifası ile oldu.
Yılmaz özal'uı özellikle dış po-
litikadaki müdahalelerine tepki-
sini Akbulut'a istifa mektubu-
nu sunarak gösterdi. Boşalan
dışişleri bakanlığı koltuğunu
özal'ın başbakan yardımcıhğı-
nı bir süre yürüten Ali Bozer
doldurdu.
Boşalan başbakan yardımcı-
lığına o günden bu yana atama
yapılmadı. Akbulut'un başba-
kan yardımcılığrna atama yapa-
mamasmda parti içindeki hassas
dengeler ile Özal'ın onayını ala-
bilecek bir isim bulamaması et-
kili oldu.
3 Haziran ve 9 ağustos yerel
seçimlerinde ANAP'ın oylann-
daki kıpırdanma Akbulut 'u
"liderlik" görünümü sejgileme
çabasına yöneltti. Haziran ayı
başlarında ANAP grubunun ıs-
ran üzerine ilk Bakanlar Kuru-
lu ve parti yönetiminde değişik-
lik önerisini hazırladı ve bu dü-
şüncesini Özal'a açtı. Cumhur-
başkanı Özal karşı çıkınca, Ak-
bulut sustu.
2 ağustos günü başlayan Kör-
fez krizi, Akbulut'un belediye
seçimleriyle kazandığı prestiji-
nin tamamını elinden alıverdi.
Özal Bakanlar Kurulu dahil ol-
mak üzere devlet mekanizmala-
nnın tamamını kendine bağım-
lı çalışır duruma getirdi.
Özal'ın Körfez politikasının
sonuçları iki bakanın daha ba-
şında patladı. Dışişleri Bakanı
Ali Bozer Özal - Bush buluşma-
sında Amerikalı meslektaşının
aksine görüşmenin yapıldığı Be-
yaz Saray'ın koridorlarında
bekletilmişti. Irak petrol boru
hattının kapatılması kararı Bo-
zer'den saklanıp Devlet Bakanı
Mehmet Keçeciler tarafından
kamuoyuna açıklanmıştı. Bo-
zer'in Paris'te bir toplantıda
uyurken çekilen resimleri de bu-
tün bu olumsuzluklara eklenin-
ce Dışişleri Bakanı istifa yolu-
Akbulut 1990
yılını ANAP'ta
'taban arayışı'
içinde geçırdi.
Hukümet
değişikliği önerisi
iki kez geri
çevrilen Akbulut
hükümetinden 4
bakan istifa etti
ve Akbulut'un
sabrı yıl sonunda
taştı: "Ben
bunları yutacak
adam mıyım?"
AKBULUT — ¥U sonuna doğru tepkileri sertleşti.
da görmesinin yanlış olduğunu
anlatan Demirel, Irak'ın kulla-
nacağı silahlarla ilgili tehditleri-
nin ürkutucü olduğunu bildirdi.
Demirel, Israil, Pirinçlik Üssü ve
Körfez'deki askeri güçlerde nük-
leer silah bulunduğunu anımsa-
tan dernek yöneticilerine, "Ame-
rika burada da Vietnam'daki gi-
bi bir duruma düşmemek için
elindeki en güçlü silah neyse onu
kullanacaktır" dedi.
Angaje oldular
Türkiye'yi yönetenlerin sava-
şa angaje olduklarını, DYP'nin
de savaşa karşı çıktığını ve 5
ocakta bu amaçla bir panel du-
zenlediğini anlatan Demirel, bu
konuda halka da gideceklerini,
mitingler düzenleyeceklerini bil-
dirdi. Demirel, önumüzdeki
günlerde ülke çapında olağanüs-
tü hal ilan edilirse şaşılmaması
gerektiğini de söyledi.
Demirel, daha sonra gazeteci-
lerin çeşitli sorulannı yanıtladı.
Demirel, olağanüstü hal Uanı ile
ilgili bir soru üzerine şöyle ko-
nuştu:
"Böyle bir dunımun olmama-
sı için gayret sarf ederiz. Bizim
bütün gay retimiz Türkiye'nin sa-
vaşa bulaşmaması için. Ama
Türkiye bizim gayretlerimize
rağmen savaşa bulaşırsa tabii ki
onun icabını yapmaktan başka
çaresi olmaz.
Enterasan şeyler
Bize göre olağanüstü hali ge-
rektirecek bir durum yok. Ama
ülkeyi yönetenler ülkeyi savaşa
götüreceklerse kendilerine göre
bir gerekçeyle Meclisin onüne
geleceklerdir. O zaman lazım ge-
leni söyleriz. Bütün bu sonınlar
mevcut siynsi yönetimin halka
rağmen olmasındandır. Yapa-
cakları işlerin de halka rağmen
olmasından endişe duyuyonız."
Demirel, Türkiye'nin savaşa
girmesini engelleyecek bir şey
olup olmadığını soran gazeteci-
lere de şu yanıtı verdi:
"Savaşa bulaşmamak yone-
tenlere bağlıdır. Tabii halkın
göstereceği tepkiye de. Türkiye
1
de enteresan şeyler oluyor.
Türkiye tepeden tırnağa greyler-
le, halkın dertleriyle dolu. Ülke-
nin her köşesinde, her kesimin-
de bunalım vardır. Belki bunun
için ülkeyi yönetenler bir savaş
peşinde olabilirler. Aslında sa-
vaşa gitmek, seçime gitmekten
daha kolay. Ama bunlann seçi-
me gitmekten ödleri kopujor.
Seçime gitmeyelim diye ülkeyi
savaşa dahi göturebilirler."
Toplumsal uzlaşma
Demirel, Özal'ın Bursa'da
yaptığı toplumsal uzlaşma çağ-
nsmı ise şöyle değerlendirdi:
"Kendisi Türkiye'de yapüabi-
lecek her türlü uzlaşmanın baş
engelidir. Kendisi halkın yüzde
80'ine rağmen Çankaya'da otur-
maya devam ettigi sürece kim ki-
minle, neyi anlaşacak. Eğer top-
lumsal anlaşma istiyorsa evvela
oradan insin. Sonra halkın nza-
sına dayanan birisi çıksın ora-
ya."
CÜNEYT ARCAYÜREK
YAZIYOR
nu seçti.
Körfez kriziyle birlikte Akbu-
lut'un başını ağrıtan bir diğer
konu, parti delege seçimleri ol-
du. Mesut Yılmaz'ın çevresinde
toplanan liberaller, baştan beri
Akbulut'a destek olan muhafa-
zakârlarla delege seçimlerinde
kapışırlarken diğer genel başkan
adayı Hasan Celal Güzel, bütün
gücünü delege avına yöneltti.
ANAP'taki kapışmanın odağı
yine Akbulut oldu. Parti için
Akbulut'un yerine yeni bir lider
arayışı çabalan hızlandı.
Akbulut'un partide büyük
tepkiler alan teşkilat başkanı
Orhan Demirtaş'ı bir türlü de-
ğiştirememesi eleştiri aldı. De-
mirtaş'ın Özal'dan güç alarak
direnmesi, Körfez krizinin en sı-
cak günlerinde Milli Savunma
Bakanı Safa Giray'ı çileden çı-
kardı ve istifasımn görünen ge-
rekçesini oluşturdu. Böylece
ANAP'ın kuruluşundan bu ya-
na en uzun bakanhk yapan Gi-
ray da kabine dışmda kaldı. Ye-
rine muhafazakârlann genel
başkan adayı Hüsnü Doğan'ın
atanması ANAP içindeki eği-
limler arası kavgayı kopma nok-
tasına getirdi. Liberal Giray'ı
Mesut Yılmaz yanlısı diğer ba-
kanların da izlemesi olasılığı
Yılmaz'a cumhurbaşkanının
Köşk'teki telkinleriyle önle-
nebildi.
Akbulut, başbakanlığa geldi-
ği günden itibaren gazetecilerin
ısrarlarına rağmen bir yıl süre-
since Ankara'da hiç basın top-
lantısı yapmadı. Körfez krizin-
de Türkiye'nin tavrı, bakanla-
rın istifalan, genelkurmay baş-
kanının istifasından sonraki
spekülasyonlar ve önemli eko-
nomik kararlar, grevler ve terör
olaylanna karşı tavır hep Çan-
kaya Köşkü'nden geldi. Akbu-
lut'a düşen ise bunlara ya onay
vermek ya da susup kabullen-
mek oldu. Bu suskunluk sırasın-
da kendisinden habersiz alınan
kararlar konusunda zaman za-
man özal ile görüş ayrılıkları-
na düştü. Körfez'e asker gönde-
rilmesi, Türkiye'ye yabancı as-
keri kuvvet çağrılması hükümeti
ciddi bir krizin eşiğine getirirken
Akbulut'a zaman zaman zor
günler yaşattı.
Akbulut, Köşk'ün müdahale-
leri tırmanınca bazı bakanlar ile
milletvekillerine Başbakanlık
Konutu'nda Özal'ın kulağına
gideceğini bile bile şöyle
konuştu:
"Ben bunlan yutacak adam
mıyım?"
"Ben yapacağımı bilirim ama
memleketi ve partiyi düşünü-
yorum".
"Adam beni adayacak gidip
onunla görüşecek. Bacaklannı
kırarlar".
ANAP'TA KUTSAL İTTİFAK
Işın Çelebfye tavır
İZMİR (Cumhuriyet Bürosu)
— ANAP'ta ocak ayı içinde ya-
pılacak Konak ve Buca ilçe
kongreleri öncesinde yoğun ku-
lisler yaşanmaya başladı.
İzmir politikasına "ağırlığı
koyan" Devlet Bakanı Işın Çe-
lebi'ye karşı bazı liberaller ile
muhafazakârlar ortak tavır koy-
dular. Çelebi bunu "kutsal
ittifak" olarak nitelendirirken
bu tür ittifakların partiye yarar
getirmediğinin görüldüğünü
söyledi. En büyük ilçe olan Ko-
nak'ta ANAP kongresi 13 ocak
günü Buca ilçe kongresi de 19
J
ocak günü yapılacak.
Bu kongre öncesinde parti
içinde ilginç ittifaklar yaşanma-
ya başladı. Devlet Bakanı Işın
Çelebi'nin desteklediği Konak
İlçe Başkanı Fevzi Kahraman'ı
yıpratmak için bazı liberaller ile
muhafazakârlar bir araya gejdi-
ler. Bu ekip Konak'ta Ferdi Öz-
tepe"yi aday açıklama karan al-
dı. tl başkanı adayı olması bek-
lenen Fevzi Kahraman ise henüz
hangi adayı desteklediğini açık-
lamadı. Kahraman'm, "Akbulut
gibi bir aday istiyorum" sözleri
de tepkilere yol açtı.
ir Baştan Oteki Başa
ANKARA — Yeni yılın ilk 15 gününü her çevre kendi ba-
kış açısına göre önemsiyor. Sağdan sola siyasal merkez-
ler gelecek konusundaki görüşlerini zaman zaman açıklı-
yorlar.
Kuşkusuz ANAP grubu dışında. Yurt düzeyindeki iktidar-
sızlığı Meclis'te simgeleyenler, "Nasılsa yukarıda bir şey-
ler pişer, sonra bize de düşer" mantığına sarılmış, ipin ucu-
nu bırakıvermişler.
Başbakanı Abant'ta, bakanları şurada burada, sorunlar-
dan alın akıyla çıkan insanlara özgü gönül rahatlığıyla yıl-
başına hazırlanıyorlar.
Sağduyu egemen olmazsa, yılın ilk günleri güldürmece
dergilerine malzeme taşıyacak kimi olayları kamuoyu izle-
yebilir.
Hükümetin, 3 ocak işçi eyiemini yasadışı ilan etmesinden
sonra; Türk-İş'e DGM'den bir yazı gelmiş, dün sabah Şev-
ket Yılmaz anlatıyordu: DGM, "işçinin 3 ocakta işe gitme-
mesi ile ilgili 'kararın' tam metnini istiyor."
Ne kararı, hangi kararın yazılı metni? Şevket Yılmaz eği-
limini açıklamış, 3 ocakta evden çıkmayacağını söylemiş-
se, Türk-İş'e bağlı sendika başkanlarıyla Yılmaz'ın konuş-
tuğu yerde hazır bulunan 1000 işçi temsilcisi de o gün din-
lenmeye karar vermişse, yasaya aykırı hareket bunun ne-
resinde?
DGM gibi ünlü bir mahkeme, elbet gerçeği arayacak. Ya-
zılı karar olmadığına göre DGM önünde uzun kuyruklar olu-
şacak demektir. Yılmaz başta, 1000 işçinin tekerteker ifa-
delerini alarak 3 ocak genel grev midir, yoksa değil midir
sorusuna -herhalde- kesin yanıt bulacak!
Oysa hükümetin
açıkladığı yevmiye
kesmekten işten
kovmaya değin
uzanan önlemler iş-
çiyi daha bilemiş.
Sendika liderleri
söylüyor. Doğrulayı-
cı bilgiler taa Zon-
guldak'tan gazete
sütunlarına yansı-
yor. Maden-İş Sen-
dika Başkanı yılba-
şı günü grevdeki
İ000 işçiyle
Abant'a gidip Akbu-
lut'un ikram edece-
ği viskiyi içecekleri-
ni söytüyor.
İşçi hak ararken bu denli rahat ve uygar. Hukümet ise
sinirli ve işçinin gözünü nasıl çıkaracağım derdine düşmüş.
Yeni yılın ilk yedi günü gündem belli. 3 ocakta işçi çalışmı-
yor. 4 ocakta madencilerin başkente yürüyüşü. Ama hukü-
met için aynı gün yüz binlerin ayağa kalkmasından daha
önemli, yarı ulusal büyük bir sorun daha çözüme kavuşa-
cak: Güneş Taner'in istifası!
Siyasal çevrelerde ocak ayının ikinci yedi günüyle ilgili
önemli kaygılar gözleniyor. Genel seferberlik talimleri, ka-
rartmalı geceler, askere çağrılan havacılar, karacılar... Mil-
li Güvenlik Kurulu'nda uzun uzadıya müzakereler, bir ba-
kanın dün de açık seçik ifade ettiği gibi "Bakanlar Kurulu'-
nun bilmediği, ama varlığından söz edilen 30 kasım karar-
larını uygulamaya alan" çalışmalar...
Yaygınlaşan işçi hareketleriyle Irak savaşını birleştirme
olasılığına dayanarak, hukümet bütün Türkiye'de oteğanüs-
tü hal ilanına gidebifir mi? Hemen her çevrede soruluyor.
Sadece deneyimli değil, üstelik olayları çok yakından ve
kaynağına inerek izleyen politikacılar soruyu, "Evet, Türki-
ye genelinde olağanüstü hale gidebilirier" diye yanıtlıyor-
lar.
Savaş hali ilanı, panik yaratacağı için yeğlenmeyecek bir
karar, diyorlar. Ne var ki "Dünya şartlarına göre olağanüs-
tü hal kararı almasının" güçlü olasılık olduğunu ekliyorlar.
Gerçekten olağanüstü hale gidileceğine inanan siyasal
çevreler, 10 ocak tarihini gösteriyor. Hükümetin, "Bu haf-
taki işçi hareketlerinden rahatsız olduğu ölçüde olağanüs-
tü hali çabuklaştırabileceğinden" söz ediliyor.
Yeni yıl arifesinde, Türkiye yaşadığımız olaylarla kimi za-
man güldüren, kimi zaman ağlatan, ne var ki sorunları gi-
derek ağırtaşan bir ülke manzarası sergiliyor.
"Bir elinde mikrofon / Bir elinde ayna / Umurunda mı dün-
ya?"
Gerçekten olağanüstü
hale gidileceğine
inanan siyasal
çevreler, 10 ocak
tarihini gösteriyor.
Hükümetin, "Bu
haftaki işçi
hareketlerinden
rahatsız olduğu
ölçüde olağanüstü hali
çabuklaştırabileceğin-
den" söz ediliyor.
Unlü falçılann 91 kehanetleri. Semra Özal,
Erdal İnönü, Demirel. Rıdvan. Efe gibi
ünlülere neler olacak? 1991'in
aylara göre değerlendirilmesi. Semra
Hanım'ın ialcısı Serpil, Büyücü Bülent ve Keto
Tempo için fal baktı.
Ecevit anlcrtıyor
Ecevit siyasi ükanıklığın
nedenlerini ve çozüm yollannı
anlattı. "Özal gibi
davranamayacağım için görünür
gelecekte Cumhurbaşkanlığanı da
içime sindiremem." "Özal savaş
çığırtkanlığını yapan sayüı
üderlerden biri haline geldi." "En
büyük eksiklik partilerde genç lider
bulunmaması.'' ' 'Başbakanlık boş
bakanlık haline geldi." "Öncelikle
gerçek anlamda bir nispi temsil
sistemi uygulanmalıdır."
Ağca'yı Türk Gladio'su
mu kaçırdı?
Talat Turhan, Uğur Mumcu ve
Hasan Fehmi Gûneş'in iddialan ve
suçlamalan...
TÜSİAD'ın raporu
Hükümete yönelik agır eleştiriler
taşıyan ve 2000'li yıİlar için
perspektifler öneren raporu ele
geçirdik. Rapor ve taraşmalan.
Istanbul'da Noel
Hıristiyanlann kutsal gunü Noel
İstanbul'da nasıl yaşandı?
Müslümanlann ve ateistlerin
giderek artan ilgisi ve kiliselerden
görüntüler.
Papatydann gece ayini
Papatyalar Konya'da gece yansı
Mevlana'mn tûrbesini nasıl açtırdı
ve ne için dua etti?
Türk balesinin davulu
Davul sonunda patladı ve bale
rafa kalktı. Tempo, Ankara ve
Istanbul'da kulislerdeydi.
Aynca, Paris'te sokak çeteleri,
Jane Fonda'nın evliliği, Rusça
kurslan ve bir aücılık
şampiyonası...
HAFTALIK HABER DERGİSİ