28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/14 ISTANBUL'DA BUGÜN • İTÜ Maçka Sosyal Tesisleri'nde saat 13.30'da başiayacak "Yönetlm ve Gençlik" konulu toplantının konuğu Cem Boyner. ISTANBUL'DA YARIN • Antika Sevenler Derneği'nin, "Sanat Eserlerinde Sahtecilik" konulu topfantısı saat 11.30'da Park-Sa'da başiayacak. • istanbul Tip Faküttesi Lösemili Çocuk Vakfi, saat 11.30'da Banş Manço tarafından ziyaret edilecek. • Prof. Dr. Aysel Çelikel'ın konuşmacı olarak katılacağı "Uluslararası Sözleşmelerde Kadın" konulu konferans saat 14.00'te Basın Muzesı'nde. KENT¥AŞAM 25 ARALIK 1990 BiR MEKTUP Rumenler rahatsız ediyor • Bizler, Harem'in üstünde Selimıye mahallesinde oturuyonız. Türkiye'ye turist olarak gelen Rumenlerden birkaç aydır bıktık. Haremin üstünde cadde ve sokak aralarında sabahın erken saatlerinden geç saatlerine kadar satış yapıyorlar. Bağınşılanyla kaldırımları işgal ediyorlar. Pazar yerine döndü her yer. Belediye yetkililerinden bunlara karşı gerekli önlerai almasını istiyoruz. ,,„._ cAKMKltm StRKECl'DEN Kaldınmda bile yürüyemiyoruz • Sirkeci'de özellikle akşam saatlerinde üst geçidin hemen altında, kaldırımı kaplayan seyyar satıcılar yayaların geçişini büyük ölçüde engelliyor. Satıalar yüzünden kaldınmı tam anlamıyla kullanamayan yurttaslar caddeler dışında kaldmmlarda da yürüyemiyoruz diyorlar. Egzoz'dan zehirlendiler • lstanbul Haber Servisi — Özel otomobilleriyle Eskişehir'den tstanbul'a gelen 5 kişi, otomobilin içine sızan ekzoz gazından zehirlendi, olayda l.S yasındaki bir çocuk da yaşamını yitirdi. önceki gece Eskişehir'den özel otomobilleriyle yola çıkan lsmail Aydın, Ayşe Aydın, Ayşe özmen, Cevriye Temana ve Faruk Temana Bilecik yakınlarında rahatsızlandılar. Bilecik Devlet Hastanesi'ne başvuran 5 kişiye doktorlann sağlıkh olduklarını söyledikleri öğrenildi. Bunun üzerine yola devam eden 5 kişilik grup, l.S yaşındaki Faruk Temana'nın durumunun ağırlaşması üzerine Bakırköy Devlet Hastanesi'ne başvurdu. Faruk Temana adlı bebeğin hastaneye gelmeden önce öldüğü anlaşıldı. Egzoz zehirlenmesi tanısı koyan doktorlar diğer kişileri tedavi altına aldı. Kapıcı Cafer.tavernada • İstanbul Haber Servisi — Cihat Tamer-Ercan Yazgan Tiyatrosu, oyuncuları Insan Suretleri adlı oyunu 100. kez oynamalarını kutlamak için taverna kapatarak eğlendiler. Pangaltı Mandıra Tavernada düzenlenen yemeğe Ercan Yazgan, Cihat Tamer, Tuluğ Çizgen ve eşi Tunca Arman, Kaam Eryüksel, Mine Şenhuy, Buket Dereoğlu ve özgen Özgündal katıldılar. Tavernaya başka müşteri alınmadı. Bizimkiler dizisindeki Kapıcı Cafer rolü yüzünden Kapıcılar Derneği ile aralarındaki tartışma nedeniyle sıkıntılı günler geçiren Yazgan, dun geceki yemekte oldukça neşeli göründü. Yazgan, sahneye çıkan sarkıcı Hale Dikmen'le şarkı söyleyip, dansoz Deniz Koray'la gece boyunca gobek attı. (Fotoğraf: Suat Kozluklu) Kız öğrenciler bir arkadaşlarının dövülüp götürülmesini kınamak için alkışlı eylem yaptı Maslak'ta protesto gösterisiKredi ve Yurtlar Kurumu'na bağlı Maslak Kız Yurdu'nda öğrenciler bir arkadaşlarının dün gece 4 sivil tarafından önce dövüldüğünü, sonra otomobille götürüldüğünü belirterek bir süre alkışlı protesto gösterisi yaptılar. tstanbul Haber Servisi — Kredi ve Yurtlar Kurumu'na bağh Maslak Kız Öğrenci Yur- du'ndan bir öğrencinin 4 sivil tarafından dövülerek götürül- mesini kınayan diğer öğrenciler, yurt önünde toplanarak alkışlı protesto gösterisi yaptılar. Öğ- renciler polis olduklannın bile belli olmadığını söyledikleri 4 si- vilin, arkadaşlarını yurdun bek- çi kulübesinde döverek bir oto- ya bindirip götürdüklerini belir- terek, yurt yönetiminin bu du- rum karşısında duyarsız kaldı- ğını öne sürdüler. Kredi ve Yurtlar Kurumu'na bağlı Maslak Kız öğrenci Yur- du'nda kalan, Mimar Sinan Üniversitesi Moda Bölümü öğ- rencisi Scher Şahin'in dün 20.30'da yurda girerken 4 sivil tarafından bekçi kulübesine alındığı bildirildi. Seher Şahin'- in burada dövüldüğil ve daha sonra da sivil bir otoya bindiri- lerek götürüldüğü belirtildi. Bu- nun üzerine yurt önüne çıkan öğrenciler, alkışlı protesto gös- Yurt yönetimini duyarsızlıkla suçlayan öğrenciler, uzun süre içeri girmediler. (Fotoğraf: Behzat ^ahin) terisinde bulundular. Daha son- ra gelen polis ekipleri tarafından tartaklanarak yurt bahçesine alındıklannı söyleyen öğrenci- ler, polislerin kendilerine, "İs- tersek ber giin bu yurttan bir ki- şiyi alır götüriir, istersek döve- riz" dediklerini öne sürdüler. öğrenciler daha sonra yurt bah- çesinde bir araya gelerek alkışlı protesto gösterisini sürdürdüler. Yurt yönetiminin polisle işbirliği yaptığını iddia eden öğrenciler, daha önce de buna benzer olay- lar yaşandığını, yemek boyko- tuna katıldıklan savıyla halen J4 arkadaşları hakkında soruş- turma yürütüldüğunü anlattılar. Olaydan yaklaşık 2 saat son- ra gelen yurt müdiresi Perizal Kıbçarslan, öğrencileri dinledik- ten sonra gözaltıyla ilgili bilgisi olmadığını söyledi. Kılıcarsian, olay sırasında yurttaki sorum- luyla konuşarak konuyu acıklı- ğa kavuşturacağım belirtti. öğ- renciler, aynı olayın kendi baş- larına da gelebileceğini savuna- rak geç saatlere kadar içeri gir- mediler. Bu arada bayılan bazı öğrenciler revire kaldınldı ve bir ambülans hazır bekletildi. KöNUK YAZAR Beşiktaşta bir cevelan ÇELtK GÜLERSOY Her seferinde, ay ışığı altında görüyo- rum orayı. Tuzbaba Turbesi'ni, demek istiyorum. Yıldız'dan, Beşiktaş Ortabah- çe'ye kestirme ve arkadan bir yokuş iner. Dimdik bir taş merdivendir. Savaştan ön- ce engin bir yangm çıkmış, aşağıdaki ateş deryasında tutuşan evlerden ok gibi fır- layan kızmış iri çiviler tam buradan, tâ tepeye, Yıldız'a, bizim mahalleye kadar uçup gelmişti. O yokuştan iniyorum iş- te. Doğruca, türbenin yanına çıkıyor. Be- nim gittiğim saatte hiç kimseler de olmu- yor. Sadece gökyüzünde koca bir fanus gibi parlayan ay, ortalığı kaplayan esrarlı ve yumuşak bir aydınlık ve önünde dur- duğum, yuvarlak beyaz mermer teknesi ile üstündeki demir parmakbklı ve açık penceresi ile Tuzbaba'nın ıssız türbesi, başbaşa, yalnız ve beraber kalıyoruz. Çok güç, o anı tam anlatabilmek, bu- günlerden uzak, o kadar uzak oluyorum ki adeta çocukluğumun yıllarında bile değilim de, Fatih'in şehit düşmüş tuzcu- başısının öldüğü ve buraya getirildiği gu- nün gecesinde, onu yapayalnız, ziyarete gelmiş gibi buluyorum kendimi. Bütün evler içlerine kapanmış, el ayak çekilmiş. Ay ışığı kayısı rengine boyuyor, bomboş sokağı. Mermer tekneli ve camsız-açık pencereden, sandukalı odaya bir nefes gi- bi, serince bir rüzgâr giriyor. Paket- paket, avuç-avuç ve bembeyaz, kar mi- sali tuzlar dolduruyor içerisini. Çocuk- luğumuzdaki gibi, içimden dilekler söy- leyip, adaklar vaat ederek ve biraz da ürpererek, oradan bir hayal gibi ayrılı- yor ve yola koyuluyorum, köy içine doğ- ru. Ne garip, yollar yine bomboş. Ben de yürüyor ama, yere de basmıyorum. Ucar gibiyim adeta. Bu da nedendir acaba ve nasıl da olabiliyor? Sonra neden her za- man olmaz da böyle masmavi geceler- de, Beşiktas'ı bir yaz gecesinde dolaşır- ken olur? Bilemiyorum. Ama az sonra Çarşı içindeyim. Ve yine ne tuhaf, yavaş- yavaş ışıldıyor ortalık. Solda yansı tuğ- la, tek katlı bir binada, diş doktorumuz, hastalannı birer-birer kabul etmektedir. Herkesi tek-tek alır diyeceğim, ama za- ten kalabalık yapacak kadar müşteri de nerede? Onun hemen yanında, mensucat pa- zarı. Ömer Lütfi'ler. Karşısı, eczahane- miz. Hem eczacı bey var, hem de yâren- lik ettiği doktorumuz ki yarım gün ge- lir, oturur, herkesi bir-bir tahır ve "nab- za göre şerbet verir". Kötü anlama değil hâ, yazdığı ilaç, bilin ki tam size göre- dir. Dükkânın yeşil-kırmızı camlı dolap- lannda, sıra-sıra kavanozlar, eczacı beş birer-birer, kutuda güllacınızı hazırlar. Işıl-ışıl bir sabah vakti olmuştur. Bu kez, onları selamlarım. Buraya kadar gelmişken solda geride kalan meydanlığa girmemek olmaz. Bed- ri Rahmi'nin bir tablosu gibidır burası. Ya da Istanbul'un, Bursa'nın cıvıl-cıvıl pazarlannı, en iyi Bedri Rahmi Usta, tu- vale yansıtmıştır Beşiktaş'ın orta yeri çarşıdır ve çarş >ugünkü kadar "mah- şer misali" değıl tabii, ama o zaman da hareketlidir. Köyün ucundaki o ıssız tür- be ile bu renkli pazarın aynı şehirde ol- duğuna da doğrusu zor inanıhr. Sağ uç- ta, Balık Pazarı, tablalan doldurmuş pul-pul, iskelemizin balıkları. Yanında bereket dolu sebze küfeleri. Camekânı, ampulleri ile lakerdacı. Karşıda, şarapçı- Rum. Yokuşun öbür başında, helvacı Er- meni amca. Adını, bile bilmeyiz, ama kı- zı Hasmik, bizim arkadaşımız. Onuı. için helvacının evdeki adı, "Hasmik'in babası"dır. Helvalannın bir eşi de Istan- bul'da zor bulunur: Pide biçimi küçük yuvarlaklar, saksz gibi esnektir ve üstle- rine kırmızı süsleri dizilidir. Helvaların arasında, vitrine tabakla oturmuş, üç parmak, ala beyaz lüle kaymaklar. Hepsi "ahz-ı mevki etmiş", o gezim- de, yerli yerinde. Bu nasıl bir gezi olur ki sanki bütün saatler durmuş. Zühtü Bey bakkalımıza uğrarım, o, gün görmüş adama. Kendisini bakkal saymaz zaten, "mütekaadin-i askeriye- den"dir, peşin ödeme aramaz. Biz savaş içinde beş parasız Malatya'ya bir yaz bo- yu giderken de ağzını açmaz, pür vakar, selametler. Az ötede sağ ve solda, gün- düzün cay bahçeleri, gece > > azhk sinema- lar. Hepsi de eskilerin konaklar bahçe- leri. Ağacın boüuğundan, guneş ışığı gir- mez. Tramvay caddesine çıkınca, solda Hayreddin Paşa'nın türbesi var. Ama oraya benim ayağım gitmez. Koca paşa- ya saygım çok, o güzel taş binayı da Va- li Kırdar ne güzel açtı, meydana çıkar- dıydı. Ama önündeki alçak taş duvar var ya, sizler nereden bileceksiniz? Bilse bil- se, Vasfiye özkoçak Ablamız bilir. Bu duvarcığa yaslanan ev sahibimiz, müte- akit Binbaşı Nuri Bey Amca, oracıkta sekte-i kalpten gittiydi bir akşam. Evdeki sarman kedisi de ne bilsin, aylarca ak- şamlan, hep onu beklediydi, yolun ucun- dan görünen her yaşlı beye önce bir ko- şup sonra yûz geri çark ettiydi. Sorma- yın, bu taş duvar, bana o mübarek ihti- yarı anımsatır Ve işte böyledir eskimiş kentler, taşı- na toprağına, hep anılar siner ve kanşır. Fakat deniz kıyısı, her zaman kendi- ne çeker beni. Gece mehtapta başlayıp, gün ışığında çarşıda süren gezirri, bu sa- hilde sona erer. Orada sarayın son yapı- sı var ya benim rüyada bir gezi ile uzan- dığım o zamanlarda, Mal Mudurluğü'- dür. Dış kapısında, "seyyar fotoğrafçı- mız"ı görürüm, yaşı yetmiş suları olmalı, ama, tığ gibi, güleç yüzlü ve yirmi be- şinde gibi. Hep nükteli, hep neş'eli. "Su- retinizi tesbit eder", ucuz bir zarfa kor, yarı ıslak, takdir eder. Her gezimde o oradadır. Ama benim ziyaretim, ona de- ğil, daha çok, Maliye'deki beyedir. Onu da siz nereden bileceksiniz? Kısaca özet- lersem, hikâyesi şoyle: Babam erkenden gitmiş. Anaağım filiz gibi, boynu bükük ve dul kalmış. Yol bilmez, işlem bilmez. Ankara'dan, o zamanda, bir türlü maaş gelmez. Hayal-i fener gibi genç kadın, ayda bir Mal Müdürlüğü'ne gözleri ile uzaktan sual eder, döner. Ona cevap ve- remeyen bu amca yokuşu tepip, bir ak- şam tam biz bir sıcak çorba içerken, ka- pıyı tıklatmaz mı: "Hemşire, bu gece ra- hat uyuyun diye geldim, yann daireye buyrun!". O gece, gözyaşlanmızdı, çor- bamıza karısan. Ama maaş değildi, bu ınsanlıktı, bizi ağlatan. Beni her rüyada, bu sahile çeken de aynı yasanmış hikâ- yedir. Ama çoğu kez, o beyi yerinde bu- lamam. Neredesin, memur amca? Sen sade Beşiktaş'ta değil, artık hiçbir yerde yok- sun. Nerdesiniz, o insanlar? "Ne gelürsuz, ne bir haber verirsüz." Galeri . Atölye 146 97 38 • 132 64 26 ORHAN BENLİ Resım Sergısi 19 Arahk - 13 Ocak I.LmntSOnnSok. No: t4 T*t 170 03 62 ARKEONSANAT GALERİSI SÛREKÜ ÇAĞDAŞÖZGÜNBASKI SERAMİK. HEYKEL YAĞU BOYA TABL(3L«Î SATtŞMERKEZİ B t i U C\D n M1MOY 71L m B K ElifNaci o resim sergisi « 4 Arahk 1990 - 4 Ocak 1991 § Destek Reasürans Sanat Galerisi ı= Abdi lpekçi Cad. 75 Maçka-lstanbul % Telefon: 131 28 32 -2 *KH SEHGI SALORU ISUNBUl 20 «HAIIK 1991 19 OCAK 1191 8SANATÇI 8 İŞ: B KOiEKsmm KUfuujSLAmm KATKIIAMYIA GençEKiı$Mtşm Canan Beykal Selim BirseJ, Cengiz Çekil Osman Dinç flyfe Erkmen Serhat Kiraz Füsun Onur lsmail Saray MEHMET NAZIM Galeri Nev T Maçka C. 33/B 131 67 63 BİLİM SANAT GALERİSİ YASEMIN ÖZEN GÖK "'Suskun Resimler'" Sergisi 22 Arahk -15 Ocak'91 MOhOntor C*d. Akırar P»a|ı. No: 70 ', Kadıköy ıSular Idaresı Yan ) 349 2S 10 BİLİM SANAT GALERİSİ RAMIZ AYDIN Ay Işjğı Resimleri Resim Sergisi 1 Arahk - 25 Aralık Caferağa Mühurdar Cad Akmar Psj 70-1/2 Kadıköy Tel 349 26 10/338 84 83 ÇOPERA) SANAT C A I E >IsI VIUZAFFER AKYOL TUNCER DOGRL MEHMET PESEN RASİN Karma Resım Sergisi 24 Arahk - 12 Ocak The Marmara OMı r«nı Opeca li hanı 149 92 02 ÇERÇEVELEMEK BtR SANATTTR ... ACT- TÜKK KÜLTÜRÜNE H İ Z M E T VRKFI C A F E R A Ğ A M E D R E S E S İ S U L T A N A H M E T 5 1 3 1 8 4 3 KURS KAYITLARIMIZ BAŞLAMIŞTIR Ebnı - Hat- Tezhip - Minyatur Kumaş Desenlem'e - Folklorik Bebek Yapunı Porselen Süsleme - Osmanlıca Seramik - Halı - Kilim - Resim N e c m e t t i n Ö z l ü Resim Sergisi 10-31 Aat* 1990.11J00-18M (Pszargünkn dışmda) /~SL - Vjpjog ModemSanat Galerisi •"»»»»>• \aiikonağı Caddesi NV 117/2 Nişanaşı-Isunbul Tfel 130 39 80 GUL DERMAN RESİM SERGİSİ t J « 9 M i ıl 36 99 43 KEMAL TOPÇU Resım Sergısı 25 Aralık'90 - 1 1 OcaH'91 AKBANK KUZGUNCUK Sanat Galensı lcadlyt Cad. 26 Kuzguncuk 333 >2 «7 T E I SANAT GALERisi YÖKSIldZEÜ Resim Sergisi Altan Arat Ayiter Damlacı Eviner Kabaoğlu Kayra Tenger ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ İSTANBUL Galeri Nev Maçka C. 33/B 131 67 63 Patlayan kazanın karşısuıdaki duvarda 1 metre delik meydana geldi. (Fotograf: Suat Kozluklu) Kazan patladı: 2 ölü AEDFA JİımTekılilbank Sanal Gaıerisi AYHAN TÜRKER Yağlıboya Resım Sergısı 19 Aralık • 7 Ocak Husr*v Gerede Cod 126 Teşvılııye Meydon 136 12 79 t LITOGRAFI GRAVÜR SERIGRAFÎ 20 Aralık- 8 Ocak j } Şan Sıneması Arkası 75 Yedıkuyular Çıkmazı O ) 6/7 Elmadag 132 59 59 Topkapı'da bulunan Wyeth îlaç Fabrikası'nın buhar kazanı onarım sırasında patladı. Olayda kazanın hemen öründe çalışan Rasim Sancar ve Tevrat Açgül öldü. tstanbul Haber Servisi — Topkapı'daki Wyeth tlaç Fabri- kası buhar kazanının onarım sı- rasında patlaması sonucu biri 16 yaşuıda 2 işçi öldü, bir kişi de yaraiandı. Fabrikadaki çalışma 2 ocağa kadar durduruldu. Topkapı Maltepe Yılanlı Ayazma Yolu 13 numarada bu- lunan Wyeth Laboratuvarları A.Ş. binasında saat 11.15 sırala- nnda meydana gelen olay gör- gti tanıklarının ifadelerine göre şöyle gelişti: Uzun süredir fabrikada tek- nisyen olarak çalışan Rasim Sancar (30), Tozkoparan En- düstri Meslek Lisesi 2. sınıf öğ- rencisi stajyer işçi Tevrat Açgül (16) ve Şenel Bayrak, buhar ka- zanına su pompalayan makine- deki bir arızayı onarmaya baş- ladılar. Wyeth İlaç Fabrikası'ndaki tabletlerin kurutulması ve ısın- ma için kullanılan 2 buhar ma- kinesinin yanında bulunan su pompasınan onanmı sırasında basıncın yükselmesi nedeniyle büyük bir patlama oldu. Buhar kazanlanndan birinin patlama- sıyla karşısındaki duvarda 1 metre çapında delik meydana geldi. Bu arada, buhar kazanı- nın hemen önünde çalışmakta olan Rasim Sancar ve Tevrat Aç- gül, olay yerinde parçalanarak can verdi. Kısa süre sonra olay yerine gelen itfaiye ekipleri, yan- gın olmadığını, sadece kazanın patlamasıyla çevrede zarar oluş- tuğunu söylediler. Bu arada, çalışma sırasında iki kazanın arasında bulunan iş- çilerden Şenel Bayrak hafıf ya- ralı olarak kurtuldu. Bayrak, SSK Samatya Hastanesi'nde te- davi altına alındı. Olay sonrası fabrikaya gelen Zeytinburnu Cumhuriyet Savcısı Nevzat Sanalioğlu, incelemeler- de bulundu. Patlamanın soruş- turulduğunu söyleyen Sanalioğ- lu, nedenin henüz belirleneme- diğini bildirdir. Wyeth İlaç Fabrikası yetkili- leri, kaza ve gerekli onanmın ya- pılabilmesi için fabrikadaki ça- lışmaların 2 ocağa kadar durdu- rulduğunu söylediler. TEREKLÎ TELEFONLAR • PffeİMM:055 • hMyt:000 • Irtımı; 056 • ZaMa MMMIÜ: 527 57 00 172 13 73 -74-75 ve 088 Htnr*dl:077 511 89 18 * 588 48 00 Çaş* T»: 534 00 00 MMMra Tm 340 01 00 JH» EtM: 131 22 09 TrfoİB llqnı*K 152 43 00 SSK SMMtp: 588 44 00 SSC I I B I I İ M I 132 30 00 - SSK MztaşK 358 67 60 • TMffc: , Tnflk S * t m.: 176 24 14 (ist). 3S6 04 8546 (Kadıköy) » H%* TraHk: 377 22 07 (E-5). 356 04 86 fSehınçı). 314 36 (B Çekmece) • TIT: k IWtar 573 13 31, Oı» ntMT 573 04 33. 574 73 00, 574 82 00 (25 hat) • DDT: SMKI !>••!• l 527 00 50. H.Pa»a tomşmr. 338 30 50 • VAFUfc M * IMtan: 526 40 20, 144 42 33 0wb Titan jAcaate): 145 53 66. 144 25 02. 149 18 96 DMb 0 M M : J43 05 25 • METHMOUUfc (H«va tahmtnı djrenme) 573 89 80 • a o n k MBfc 526 62 74, 150 83 50, Ka*k*r:348 71 40 • TEK: 069 • SUMBfc 522 97 03, K 147 51 10, Zeytinburnu Tahsilat çetesine gözaltı IstmnbHİ Haber Servisi — Çorlu'da ticaretle uğrasan 2 ki- şiyi Zeytinburnu'nda bir işha- mna getirerek işkence yaptık- Ian ve zorla para tahsil ettik- leri belirtilen 7 kişi gözaltına alındı. Sanıklar, Zeytinburnu Cumhuriyet Savalığı'na gön- derildi. Zorla para tahsilat işinde lider konumunda oldu- ğu öne sürulen Tamer Duymaz ve adamlarının arandığı belir- tildi. Sanıklann "iilkiicn çek ve senet tahsilatçısı" olup ol- madıkları yolundaki bir soru- ya gasp masası yetkilileri, ken- dilerine "daba fazla açıklama yapılmaması gerektiginin belirtildiglni" söylediler. Çorlu'da ticaretle uğraşan Dgvut Yurtsever, Sadettin Son- dur ve yanlannda çalışan Ya- şar Kopaz adlı kişilerin, 10.12.1990 günü Tamer Duy- maz ve Günçin Erkutay adlı tahsilatçıların adamlarınca Zeytinburnu'ndaki Ünver Iş- hanı'run 4. katında bulunan büroya getirildikleri öğrenildi. Işadamlarından önce 100 milyon lira para gasp edildiği, daha sonra da büroda işkence yapıldığı ve korkutmak ama- cıyla çevreye silah sıküdığı be- lirtildi. Yurtsever ve Sundur- un bu kişilerce büroya iki kez getirilip götürüldüğu ve gözle- rinin bağlandığı kaydedildi. Çorlu'dan İstanbul Emnrye- ti'ne gelen bilgiler ışığında arastırmaya başlayan gasp ma- sası yetkilileri, Tamer Duy- maz'ın büronun sahibi olduğu- nu ve İstanbul yakasında tah- silat işlerine baktığını belirle- diler. Günçin Erkutay'ın ise Anadolu yakasında çek ve se- net tahsilatı işlerine baktığını ve lider konumunda olduğunu belirleyen polis, yaptığı operas- yonla 7 kişiyi gözaltına aldı. Olayla ilgili yakaJanan Gönçin Erkutay, Kenan Dalgıç, Seba- hattin Çakıroğlu, Doğan Kir- man, Nadir Ömer, Biilent Ka- şıkçı ve tbrabim Ozer, Zeytin- burnu Cumhuriyet Savalığı'na gönderildi. Sanıklar üzerinde iki adet de tabanca ele geciril- di. Polis, Tamer Duymaz ve adamlarının arandığını, ope- rasyonun sürdüğünü belirtti. Karaduman: Baba değilim İstanbul Haber Servisi — Adam öldürmeye tam teşeb- büs suçundan hükümlü bulun- duğu sırada, Bakırköy Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Mer- kezi'nden kaçırılan ve Antal- ya'da yakalanan Enis Karadu- man Bakırköy Cumhuriyet Savalığı'na sevk edildi. Kara- duman'la birlikte yaşadığı be- lirtilen arkadaşı Ikbal Nur Dunnuşoğlu ve kendisine ya- taklık yaptıklan öne sürülen Hayrettin Özgöler ile eşi Ya- semin Özgttler de gözaltına alındı. Karaduman, asayiş şubede- ki sorgusunda şunlan söyledi: "Kaçtıktan sonra, yortdışı- na çıktnn. Atina, ttalya, İsviç- re ve Yagoslavya'ya gittim. Oralarda bnhındum. 6 lisan biliyorum. Bazı işadamlannın ihracatlan için iştakipciligi ya- parak geçimiıni sağbyonun. Eger, yakında bir genel af gi- bi bir şey olsaydı, teslim ola- caküm. Vatanımı özledim ve Türldye'ye geldim." "Ben babalık tanımam" di- yen Enis Karaduman, kendi- sine "baba" diyenlere de, "Baba, akşam evine ekmek getiren kimsedir" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle