22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 ARALIK 1990 KULTUR-SANAT CUMHURÎYET/7 ODUL Galatasaray Edebiyat Ödülü • Kültiir Servisi — Galatasaray Eğitim Vakfı'nın düzenlediği Türkiye Liselerarası 1989-1990 Öğretim Yılı Şiir ve Galatasaray Lisesi Ortaokul Şiir ve Öyku Yanşmalan'nda derece alan öğrencilere odülleri Galatasaray Lisesi'nde törenle verildi. Seçici Kurulu'nu Oya Adalı, Füsun Akatlı, Hulki Aktunç, Süreyya Berfe, Cevat Çapan ve Orhan Koçak'ın oluşturduğu şiir yanşmasında Taner Yeşil birinci, Hülya Kenet ikinci, Süreyya Evren üçüncü oldular. Canan Durmaz, Işıl Çelik, Serap Ağca, Çiğdem Dalay, Banu Alan'ın şürleri ise mansiyona değer görüldü. Lisede verilen kokteylde derece girenlerin ödüllerini Prof. Dr. Yıldızhan Yayla, Yiğit Okur, Yetkin Yörükoğlu ve Selahattin Yıldırım verdiler. ödül alan şiirlerden yapılan bir seçme lisenin kültür kolu tarafından 'Şiir 90' adlı bir kitapçıkta toplandı. ödüller önümuzdeki yıl 'öykü' dalında verilecek. Soljenitsin, ödülti reddetti • NEW YORK (AA) — ABD'de sürgûnde yaşayan Sovyet Yazar Alexander Soljenitsin, Sovyet çabşma kamplannı anlatan "Gulag Takımadalan" adlı kitabı için Rusya hükümetince verilen edebiyat ödülünü reddetti. Soljenitsin yaptığı açıklamada, "Bu kitap için bu ödülü kabul etmem mümkün değil. Halkımın çoğunluğu daha bu kitabı okuyamadı. Bu kitap, milyonlarca insanın çektiği acıyı anlauyor. Gulag olayı, günümüzde de halen yasal ve ahlaki açıdan yok edilemedi" dedi. 72. doğum gününü kutlayan Soljenitsin, Stalin dönemindeki baskılardan söz ettiği gerekçesiyle, 1974 yılında SSCB'den surdışı edilmişti. Sovyet Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov, Soljenitsin'e Sovyet vatandaşhğını bu yıl yeniden vermişti, ancak yazar Sovyet pasaportu almayı henüz resmen kabul eımedi. TİYATRO SERGİ BALE Akbank'tan Kültürevi • Kültür Servisi — 1992 yılında kültür ve sanat etkinliklerine başlayacak olan Akbank Kültür ve Sanatevi'nin tanıtımı dün yapıldı. Istiklal Caddesi ile Zambak Sokak'ın kesiştiğj köşede yer alan yedi katlı yapıya yeni katlar çıkılarak ve çağdaş uygulamalarla gerçekleştirilecek Kultürevi'nde kitaplık, galeri, çok araçlı salon, plastik sanatlar atölyesi, müzik-ses stüdyosu ve bale-dans stüdyosu yer alacak. Toplam 2046 metre- karelik bir alanı kapsayan Akbank Kültür ve Sanat- evi'nin tasanmını Metin Deniz yaptı. Projeye emeği geçen kişiler ise Can Çakmakçıoğlu (Y. Mimar), Günhan Dinç (mimar), Ayşe öziş (koordinatör), Arif Erkin (Y. Mimar), Haldun Bağbakan (Y. Mimar), Akbank Kultürevi'nde "Dünün ve günümüz kültürünün evrensel boyutlarım unutmadan" organize edilecek sergiler, konserler, yaymlar, sanatçı atölyeleri, modern caz ve modern bale gibi etkinliklere yer verilecek. SİNEMA Lancaster yoğun bakımda • LOS ALAMITOS, CALEFORNIA (AP) — Iki hafta önce geçırdiği bir kalp krizi sonucu sağ yanı kısmen felc olan Amerikalı sinema oyuncusu Burt Lancaster, yoğun bakımda fızik tedavisi görüyor. 77 yaşındaki Lancaster, bir arkadaşını ziyarete gittiğinde kalp krizi geçirmiş, hemen Los Alamitos Tıp Merkezi'ne kaldınlmıştı. Konuşmakta da güçlük çeken ünlü oyuncunun moralinin yerinde olduğu belirtildi. Bugüne kadar yetmişten fazla filmde rol alan Lancaster, 1960'ta "Elmer Gantry" adlı filmdeki yorumuyla Oscar almıştı. Angola savaşı perdede • HAVANA (Reuter) — Angola'daki iç savaş ilk kez beyazperdeye aktarıldı. tki Kübalı yönetmen Rogelio Paris ve Julio Cesar Rodriguez'in çektikleri "Konvoy" adlı filmde Kübalı ve Angolalı oyuncular rol alıyor. Küba sinemalarında yeni gösterime giren "Konvoy", yaklaşık 400 bin Kübalı askerin Angola'da 15 yıl boyunca yaşadıklan deneyimi beyazperdeye getiriyor. Küba bugüne kadar Angola'da asilere karşı verilen savaşta 2 bin askerini kaybetti. Şu sıralar Angola'da 10 binden fazla Küba askeri bulunuyor. 1988'de yapılan bir barış anlaşmasma göre bu 10 bin askerin 1991 yılı ortalannda Angola'dan çekilmesi gerekiyor. ANMA TOPLANTISI Kenan Erim'in anısına • NEW YORK (AA) — Geçen ay ölen ünlü Türk arkeolog Prof. Kenan Erim için öğretim üyeliği yaptığı New York Üniversitesi'nce düzenlenen anma töreninde, ünlü arkeologun Amerikalı meslektaşlan, dostları ile Türkiye'nin New York Başkonsolosu Volkan Bozkır, Türkiye'nin Eski Kültür Bakanı ve New York Üniversitesi Yakın Doğu Dil ve Edebiyatı bölümü Profesörlerinden Talat Halman, Profesör Erim'in meslek başansmı ve kişiliğini anlatan birer konuşma yaptılar. Afrodisias'ın Amerikalı dostlan Kuruluş'un Bakanı Thomas H. Bennet, Kenan Erim'in adının ABD ve dünya arkeoloji çevrelennde Afrodisias ile birlikte anıldığını dile getirerek Erim'in takipçilerinin bundan sonra onun yolunu izleyeceklerini ifade etti. Geçen ay Ankara'da geçirdigi bir kalp krizi sonucu 61 yaşında ölen dünyaca ünlü arkeolog Profesör Kenan Erim, 1971 yılından beri New York Üniversitesi'nde klasik sanatlar dersi veriyordu. Afrodisias'ın kazılanna Erim'in Amerikalı meslektaşlan ve öğrencileri de katılmıştı. SEVBMA/AIILLA DORSAY RichardAttenborough'un kamerasında bir film, Peter GabrieVın dilinde bir şarkı Çağımızınyüzkarası gerçeğiOzgürlük Çıglıgı (Cry Freedom) / Yönetmen: Richard Attenborough / Senaryo: John Briley / Görüntü: Ronnie Taylor / Müzik: George Fenton, Jonas Gvvangvva / Oyuncular: Kevin Kline, Denzel Washington, Penelope Wilton, Josette Simon, Kate Hardie / Bir UİP (Universal) fılmi / 165 dakika (Beyoğlu Dünya) Irkçılığuı da kendine özgü bir iç mantığı vardır, olabilir. Ta- rihin beli bir döneminde belli bir ırkın bir diğerini (veya diğerle- rini) küçük görmek, aşağıla- mak, giderek ezmek için kendi- ne özgü nedenleri olabilir. Me- rak edenler varsa, bu nedenleri dinleyip bu davranışı "anla- maya" da çabşabilirler. Çok iyi ammsıyorum, Unlü, pek ünlü, 1950'Ierde Menderes yönetimi- ne karşı dergisinin başında ver- digi savaşun nedeniyle, neredey- se bir "özgürhik kahramam" saydığımız bir gazeteci, 1960'larda, ırk olaylannın en şiddetli olduğu gunlerde ABD'- ye yaptığı bir yolculuğu yine o unlü dergisinde anlatırken, zen- cilerin kendilerine özgü "ko- kusundan" söz ediyor ve asağı- yukarı şöyle diyordu: "Irkçılık kötii şey. Ama bu adamlann gerçekten de tuhaf bir kokuhm var, girdikleri yeri kokutuyor- lar. tnsan Amerikalı olup Ame- STEVE BIKO VE DONALD WOODS — Richard Attenborough'un "Özgürtük Çıglıgı" adlı filmin- de ırkçılıga karşı mücadele veren Steve Biko'} u Denzel VVashington, gazeteci Donald NVoods'u ise Ke- vin Klein oynuyorlar. Film gecikmeyle de olsa sonunda iilkemize de geldi. rlka'da yaşasa böyle düşünüp ona göre davranabilir." Falan fılan... Yaa, işte böyle.. "Men- deres kahramam", ırkçılığı ko- kuya bağlayıp kendince mazur görmeye dek gidiyordu. Ne der- siniz? Güney Afrika ırkçıbğının da bu ülkede yaşayan, daha 1670'lerde gelip buraya yerleşe- rek bugünkü ülkeyi her şeyiyle -tanmıyla, sanayisiyle, kentle- riyle- kuran tngiliz kökenli be- yazlar açısından geçerli neden- leri olabilir: Bu ulkede her şey "onlann eseri"dir. Niye bunlan şimdi siyahlarla paylaşsmlar ki? Ama bu nedenler kendileri açı- sından ne denli güçlü, sağlam, geçerli olsa da bizim ve bizimle birlikte tüm dünyanın bunu an- Iayabilmesi mümkün değildir. Güney Afrika gerçeği, çağımı- zın en yüzkarası gerçeklerinden biridir. Ve sinema son yıllarda "Ayn Bir Dunya", "Kuru, Be- yaz Bir Mevsim" ve şimdi de "Özgürlük Çıglıfı" gibi filmler- le ışıklarını bu gerçeğe tutmaya başladığında, Ustelik hepsi de "beyaztar" tarafından yapılmış bu filmlerin gösterdiği gerçek olaylara, bırakınız anlayışla, midesi bulanmadan, içi kalkma- dan ve insan olduğuna utanma- dan yaklaşmak hiçbir biçimde mümkün değildir. Ve evet, Steven Biko, Afrika zencilerine gerçek birer insan ol- mayı, renklerini gururla taşıma- yı, her şeyiyle beyazlann eseri olan bir dünyaya, bir sisteme, bir düzene karşı çıkmayı, sade- ce beyazlann dünyasında "iyi bir siyah" olmayı değil, kural- lannı, değerlerini siyahların sap- tadığı bir dünya kurmayı öne- ren Steven Biko, 1977 yılında bu vahşi devletin kaba güçlerince öMürüldüğünde, ileride bir "bayrak" olacağını, Peter Gab- riel'in dilinde bir şarkı, Richard Attenborough'un kamerası önünde bir film olacağını bile- mezdi. Oldu ama... Çünkü bu güzel zencinin, bu içinden fışkı- ran bir ışıkla parlayan ve "B lack is beautifiü" sözünü sanki kişiliğinde kanıtlayan genç, inançlı ve radikal devrimcinin toplumuna ve ırkına bıraktığı miras, gerçekten de zengindi, sonsuzdu. Bu örnek yaşamın ve onun acıkh sonunun gizlerini dünya kamuoyuna açıklamak ise yine güzel bir insana, bu kez bir beyaz olan gazeteci Donald Woods'a düştü. Ve bu gerçeği açıklamak uğruna, 5 çocuklu ai- lesiyle birlikte ülkesinden, yuva- sından kopmak zorunda İcalan Woods'un kitabı, Güney Afri- ka'da yakın bir gelecekte elbet- te ki çökecek olan ırkçı faşizmin yıkılmasında önemli bir araç oluşturacak. Destan-fılm "Gandi"nin yö- netmeni Attenborough'un elin- de "Özgürlük Çıglıgı", ozeüikle ilk yarısında, Biko ve Wqods'- un anlayışsızkkla başlayıp tam bir dostluğa ve kader ortaklığı- na ulaşan ilişkilerinin öyküsün- de çok başarüı. Biko'nun olay- lara bakışı her türlü duygusal- lıktan sıynlmış, gerçekçi ve kök- tenci yanıyla gerçek bir ders... Woods'un ailesiyle birlikte ül- keden kaçmayı denediği tüm ikinci bölüm ise, biraz sıradan bir "firar filmi"ne dönüşüyor. Ama yönetmen, finalde fılmini toparbyor ve mesajını sağlam biçimde sunuyor. "Özgürlük Çıglıgı"nın ülkemize gelmek için niye bu kadar beklediğini anlamak güç. Ama filmin gös- teriminin İnsan Hakları Hafta- sı'na denk gelişi, bu gecikmeyi bağışlatacak ve filmi izlemek için ayn bir neden oluşturacak önemde bir olay... Costa Gavras'ın 'MüzikKutusu'İnsan Hakları Haftası'nayakışan bir film Korkunç kuşkuMüzik Kutusu (Music Box) / Yönetmen: Costa -Gavras / Senaryo: Joe Eszterhas / Görüntü: Patrick Blossier/Müzik: Philippe Sarde / Oyuncular: Jessica Lange, Armin Mueller - Stahl, Frederic Forrest, Donald Moffat, Lukas Haas, Cherly Lyy Bruce, Mari Torocsik / Carolco Films yapımı / 2 saat (Şafak, Ankara Metropol, Adana Sun, vs.) "Şüpbe.~" Alfred Hitcbcocki un ünlü filminde, genç kadın ki- bar ve yakışıklı kocasının asün- da kendisini "öldürmek" niye- tinde olmasından şüphe eder!.. Bu tema, zaten 1930-40'lann fılmlerinde pek yaygındır. Ama Costa Gavras'ın çağdaş filminin şüphesi de daha çağdaştır kuş- kusuz. Ve çok daha karmaşık ve zengin bir öyküde karşımıza gelir. Bu kez, başanlı bir kadın avu- katın, Ann Talbot'un "süpbeleri'' söz konusudur. %ş- h babası Michael Laszlo, savaş sonrasında gelip Amerika'ya yerleşmiş, kızını bu ülkede yetiş- tirmiştir. Bir gün yaşlı adama gelen bir "celp" kâğidı, bir dizi olayın başlangıanı oluştunır. Ve Ann, babasının, o yaşlı, yumu- şak, sevecen aile babasının, sa- vaşta Yahudi ailelerini ortadan kaldırmış bir "savaş suçlusu" >l- duğu konusunda şüphe duyma- ya başlar. "Müzik Karnsu", ashnda tam anlamıyla siyasal bir film değil. Costa Gavras, belki geçenlerde bir konuşmasında dediği gibi gerçekten de "politik bir yönetmen" değil, biraz haksız olarak öyle anıhyor. Çünkü Yu- nan kökenli Fransız sanatçısı, filmlerinde siyasal bir yapıyı, mekanizmayı, oluşumu ele ala- rak irdelemiyor. Daha çok, siyasal-toplumsal olaylar fonu önünde bireysel öyküler anlat- mayı seviyor. örneğin bu film- de, eğer ABD'nin savaş sonra- sında yüzlerce, binlerce 'suçlu- yu FBI'nin, CIA'nin "bügisi dahflinde" ülkeye kabul etmesi- nin mantığı, gerekçeleri üzerin- de dunılsaydı, "Müzik Kutusu" bu açıdan gerçek bir siyasal araştırma ve polemik filmi ola- bilirdi. Ama Costa Gavras bu yolu seçmiyor. Ancak seçtiği yol da az ilginç değil. Genç bir kadının, üsteük "tahsüli", bilgüi, bilinçli BtRİNCİ SINtF OYUNCULUK— Costa-Gavras'ın "Müzik Kutusu" adlı fUminde Jessica Lange'in ve Dogu Almanvalı oyuncu Armin Mueller-Stahlın oyunlan birinci sınıf. bir kadının ashnda o denli uzak bir "tarih" olmayan tkinci Dün- ya Savaşı'yla ügili gerçekleri keş- fetmesi, kendi başına ilginç bir serüven... Ann Talbot, bunlan keşfederken kendi kişiliğini, dü- şünce ve kafa yapısını da keşfe- diyor. Bu çift yönlü yolculuk, ashnda hiç de kolay ve rahat de- ğil. Ann'ı bir sabah Chicago'da- ki evüıin konforundan alıp sa- vaşın inanılmaz dehşetine, kıyı- mına açılan yargılamalardan ge- çirerek sonunda Budapeşte'de bir antikacının çekmecesinde gizli kalmış bir 'Müzik Kutusu- nun gizlerine dek göturen yolcu- luk elbette çeşitli engeller, enge- beler içeriyor. Tüm o mahkeme tanıklıklan, savaşı korkuyla, aayla anımsayan vcya öyle gözü- ken tüm o tanıklar, ne denli iç- ten, ne denli gerçeği söylüyor? Yoksa "ömnınii komünizme karşı savaşa adamış" bir yaşlı adamın bu fırsatla çökertilme- sine yönelik bir 'intikam planı- mı söz konusu? Ann, bu kuşku- lan tam olarak çözümleyemiye- cek... Belki de hiçbir zaman... Ama onun inanmak istediğine değil, inanması gerektiğine inan- masını getiren sağlam kişiliği, bu arayıştan daha deneyimli, da- ha olgun olarak çıkmasını ve belki geleceği, ne denli zor da ol- sa, daha kolay göğüslemesini sağlayacak... "Müzik Kutnsu", Costa Gav- ras'ın kimi zaman ucuzluklara, şematizasyona, kolay etkilere başvuran sinemasında bu kez şaşılacak bir yalmhkta anlatıl- mış berrak bir film. tçerdiği tüm karmaşıklığı, bu yalınhğı saye- sinde güçlü bir sinema yapıtına dönüştürebilen... Costa Gavras- ın belki "Ölümsüz"den beri en başanlı filmi. Jessica Lange'in ve Doğu Almanyah oyuncu Ar- min Mneller-Stahl'ın oyunlan da birinci sınıf. Kuşkusuz yine İnsan Hakları Haftası'na yakı- şan ve görülmesi gereken önerrüi bir film. Ama niye bu denli kenar-bucak sinemalarında gös- terime çıkanlıyor? Iki kere ikinin dört ettiği gerçeği nasıl tartışılmıyorsa, Renault'nun özel eğitim görmüş 3204 uzmanla veson derece gelişmiş elektronik donanımla verdiği servis hizmetlerinin kalitesi, hızı, güvenilirliği de tartışılmıyor. Otomobii alırken sorun. Servis hizmeti veren personeli modern teknolojiyi biliyor mu, uzman mı? Tüm servisierinde ileri teknolojiye ve otomobil tiplerine göre özel olarak geliştirilmiş teknik donanıma, elektronik araç gereçlere sahip mi? Renault'nun verdiği satış sonrası hizmetlerin kalitesine, hızına söylenecek söz yok. Ama, Türkiye'nin her yerinde, her an hizmete hazır222 Renauityetkiiiservisi ve3000i aşkın uzman var. Servis ORIENTS A A T İ E F . A f 0 » < A 6 19O8'den Gününıüze' • Kültür Servisi — "Osmanlı Ressamlar Cemiyeti'nden Güzel Sanatlar Birliği'ne (1908-1990)" başhklı sergi dün Alarko Sanat Galerisi'nde açıldı. Sergi açılışından önce sergi başbğını taşıyan bir söyleşiye de yer verildi. 'İrııdat ile Zarife' • Kültür Servisi — Yönetmenliğini Nesli Çölgeçen'in yaptığı 'tmdat ile Zarife* filminin galası bugün saat 19.00'da Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda yapılacak. Filmin gelirinin bir bölümü Doğal Hayatı Koruma Derneği'ne bırakılacak. Yapımcılığım MTV film şirketinin üstlendiği fıbnde baş rolü Şevket Altuğ üstleniyor. Kent Orkestrası • Kültnr Servisi — lstanbul Büyükşehir Belediyesi Kent Orkestrası, kültürel amaçla düzenlediği Okul Konserleri Dizisi'nde dün saat 20.00'de Deniz Harp Okulu'nda iki bölümden oluşan bir konser verdi. Programlannda Lloyd Andrew Webber-Rossini- Ulvi Cemal Erkin'in eserlerine yer veren topluluk, pop bölümünde ise sevilen enstrümantal parçalar seslendirdi. Karikatürcüler genel kıırulu • Kültür Servisi — Karikatürcüler Derneği'nin 17. olağan genel kurulu bugün saat 13.00'te lstanbul Gazeteciler Cemiyeti'nin Burhan Felek Konferans Salonu'nda yapılacak. Genel kurul, geçen hafta çoğunluğun toplanamaması nedeniyle yapılamamıştı. BUGÜN • italyan Kültürde 'Aşk': Avrupa Topluluğu Sinema Haftası çerçevesinde saat 18.00'de Fransız filmi "Aşk-LAmour" İtalyan Kültür Merkezi'nde gösterilecek. Filmden s&ıftU senarist Aurelio GriraaldİJ film üzerine izleyicilerin sorulannı yanıtlayacak. • Sinemaya Devlet Yardımı': İÜBYYO 3-4. sömestrede "Sinemaya Devlet Yardımı" başlıklı bir panel yapılacak. Katılanlar: Canan Gerede, Oğuz Yalçın, Ali Hakan, Şerif Gören ve Avni Özgürel. MULKİYELİLER BİRLİĞİ İSTANBUL SUBESİ CUMARTESİ BULUŞMALARI 53 İNSAN HAKLARI AÇISINDAN TÜRKİYE'NİN SON ON YILI VE GELECEĞİ KONUŞMACIIAR Semih GEMALMAZ Doç. Dr. Süheyl BATUM Erbtl TUŞALP Gazeteci-Yazar c 15ARAİJK199O = CUMARTESİ SAAT 14 <*> MULKİYELİLER LOKALİ Tel (1) 157 46 34-35 BİLSAK' TA BUGÜN 14 Aralık C«m«: 19.00 Türk Sinemasında Yeni Üslup Arayışlan 1: ZülfÜ LİVANELİ, Başar SABUNCU, Orhan OĞUZ, Serhat ÖZTURK 19.30 BUsakTiyatro Atölyesi : " İşte Baş îşte Gövde İşte Kanaüar" Yazan: Sevim BURAK Görsel Sanat Atölyeleri MehmetGÜLERYÜZ yönetiminde (Per.-Cum.) Cafe-Foyer-Bar (Giriş) 12.00-00.30 Rock Cafe-Bar (5.Kat) 12.00-18.00 HeavyMetal 18.00-24.00 Rock Murat Net-Murat Pazar BİLSAK, SıraselvUer Cad.,SogancıSok.7 ClHANGtR 143 28 79-99
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle