22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 ARALIK 1990 HABERLER CUMHURİYET/5 Demirel Ispartada • ANKARA (UBA) — Doğru Yol Partisi Genel Başkanı Sûleyman Demirel 4 günlük Isparta gezisine cumartesi günü çıkacak. DYP genel başkan yardımcıları ve milletvekillerinin de katılacağı gezide Demirel halka hitaben çeşitli konuşmalar yapacak. Said Nursi özel eki • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Yeni Asya Yayıncılık tarafından çıkanlan Köprü Dergisi, aralık sayısında DYP Genel Başkanı Sûleyman Demirel'in Nurcuların önderi Bediüzzaman (zamanın harikası) Said Nursi'ye ve eserlerine ilişkin görüşlerini anlattığı özel ek verdi. Köprü Dergisi'nde daha önce yayımlanmış bir röportaja yer verilen ekte, Demirel'in Said Nursi ile ilgili "methiye"leri anlatıldı. Demirel'e çocukluğunda Kuran dersi veren Islamköylü Hafız Ali'nin de Bediuzzaman'ın öğrencilerinden olduğu kaydedilen ekte, Demirel'in zamanın CHP Genel Başkanı tsmet tnönü'nün Nurculuk suçlamalanna verdiği yanıtlar da yer aldı. Genç-Kahveci kapışması • ANKARA (Cumhııriyet Bürosu) — Maliye ve Gümrük Bakanı Adnan Kahveci tarafından "hayali ihracatçılarla" üişkili olmakla suçlanan SHP Tunceli milletvekili Kamer Genç, "Haklypıda ne biliyorsa açıklasın. Bu bir lekelemedir. Kendisi bakanlığındaki bir odacı kadar maliye biliyor" dedi. Maliye Bakanı Kahveci ise, Kamer Genç ile ilgili kanıtı olup olmadığını soran gazetecilere, "Arkadaşlar Aştah'ın işi için çok baskı yaptığını söylediler. Herhalde doğrudur" yanıtını verdi. T4YAD mtihürlendi • tstanbnl Haber Servisi — Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Dayamşma Derneği (TAYAD) dün valilik karan ile süresiz olarak mühürlendi. Dün saat 20.00'de Siyasi Şube ekipleri tarafından amaç dışı faaliyet gösterdikleri gerekçesiyle Aksaray'daki TAYAD merkezinde arama yapıldı. Aramada çok sayıda yasadışı yayın bulunduğu yetkililer tarafından açıklandı. TAYAD, valilik karanyla süresiz olarak mühürlendi. 'Yeşilyurt davası • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Yargıtay, Cumhuriyet Başsavcılığı, "Yeşilyurt davası"mn sanığı Binbaşı Cafer Tayyîh; Çağlayan için verilen 2.5 aylık mahkûmiyet kararının onanmasını istedi. Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin binbaşı Çağlayan'ı 2.5 ay hapis cezasına çarptıran, ardından da bu cezayı paraya dönüştürerek erteleyen karannı yerinde bulan başsavcılığın tebliğnamesi, Yargıtay 6. Ceza Dairesi'nce inceleniyor. Vakıf btitçeleri • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu ile Vakıflar Genel Müdürlüğü bütçeleri TBMM Genel Kurulu'nda dün kabul edildi. DYP'li Ahmet Nedim, Türkiye'de 2 bin kadar vakıf bulunduğunu belirterek, sadece Semra özal'ın başkanhğını yaptığı ÎKGTV'nin çahşmalannın TV'den verilmesini eleştirdi. Devlet Bakanı Cemil Çiçek eleştirileri yarutlarken, SHÇEK'i eleştirenleri "vicdansız" olarak nitelendirdi ve "Görevde kaldığım sürece bu kurum üzerine politika yaptırmam" dedi. Lice ilçesi ve BingöVün Yavuztaş köyündeki olaylar için soru önergesi verildi CDoğu olayları Meclis'teSHP Diyarbakır Milletvekili Fuat Atalay, Lice ilçesinde meydana gelen olayları bir soru önergesiyle, bağımsız Bingöl Milletvekili Ilhami Binici de BingöTün Yayladere w ilçesi Yavuztaş köyünde öldürülen karı kocayla ilgili bir araştırma önergesiyle Güneydoğu'daki olaylan Meclis gündemine getirdiler. SHP heyeti, Diyarbakır'da incelemelerini sürdürürken HEP heyetinin de bugün bölgeye gideceği açıklandı. tç Politika Servisi — Diyarba- kır'ın Lice ilçesinde meydana ge- len olaylar ve Bingöl'ün Yayla- dere ilçesi Yavuztaş köyünde İs- mail ve Hanife Sagiil Danışan adlı karı kocanın öldürülmesi TBMM gündemine getirildi. SHP Diyarbakır Milletvekili Fuat Atalay, Lice'deki olaylarla ilgili olarak TBMM Başkanlığı- na bir soru önergesi verdi. Ba- ğımsız Bingöl Milletvekili tlha- mi Binici'nin verdiği araştırma önergesi ise Danışanların öldü- rülmesiyle ilgili. Lice'de önceki gün meydana gelen olaylarda gözaltına alınan 41 kişi Cumhu- riyet Savcıhğı'nca serbest bırakı- lırken İnsan Haklan Derneği Diyarbakır Şubesi İnsan Hakla- rı İhlalieri Komisyonu bir açık- lama yaparak Lice'deki olaylar- da panzer altında kalan 13 ya- şındaki Hadi Dalan'ın da ölmüş olabileceğini belirtti. SHP heyeti dün Diyarbakır'a giderek ince- lemelere başlarken HEP Genel Başkanı Fehmi Işıklar başkan- bğındaki bir heyetin de Diyarba- kır ve Bingöl'e gideceği açıklan- dı. Bağımsız Bingöl Milletvekili tlhami Binici, Yayladere ilçesi Yavuztaş köyünde 55 yaşındaki İsmail ve 50 yaşındaki Hanife Sagiil Danışan adlı kan kocanın kontrgerilla tarafından öldürül- düğünü öne sürerek TBMM Başkanlığı'na bir araştırma önergesi verdi. Benzeri olaylann bölgede çok sık yaşandığına dikkat çeken Binici, önergesin- de özetle şöyle dedi: "Danışan çifti olay günü İs- tanbul'daki oğullarına telefon etmek için muhtann evine git- mişlerdir. Dönüşte de eUerinde el feneri olmasına karşın "Özel T:m" denilen bir grup tarafın- dan aleş açılmıştır. Hanife Sa- gül Danışan olay yerinde yaşa- mını yitirirken Ismail Danışan da yaralı olarak okula götürül- müştür. Dört saat sonra da İs- mail Danışan yaşamını yitirmiş- tir. Tim görevlüeri tarafından Danışan çiftine gerekli tıbbi yar- dım yapılıVıadığı gibi yaralı Is- mail hastaneye ya da dispanse- re, hatta doktora bile götürül- memiştir. Devlet, kontrgerillayı bu bötgede kullanmaktadır. Ben de can güvenliğim olmadığı ve kontrgerilladan korktuğum için bölgeye gidemiyonım. Kontrge- rilla hiçbir zaman Özel Harp Dairesi olmamıştır. Özel Harp Dairesi yalnızca bir kılıftır. Dev- letin istihbarat örgütleriyle gü- venlik birimleri içine sızan kontr- gerillanın Dogu'da kullanılma- sını bu tür kaüiamlaria izah edi- yorunı." Yavuztaş köyu muhtarı Natir Atasayar da olayda çelişkiler bu- lunduğunu belirterek güvenlik güçlerinin "Öldürülen çift 'Dur' uyansına uymayarak üzerimi- ze doğru yüriidü, bu nedenle ateş açmak zorunda kaldık" de- diklerini, oysa cesetteki kurşun- ların sırt tarafından girdiğini Doğan'dan Güreş'e ziyaret D b l d k 45 G y Doğan goreve başladıktan 45 gün sonra, Genelkurma> Karar- gâhı'na gelerek yeni Genelkurmay Başkanı Orgeneral Doğan Gü- reş'e bir "nezaket" ziyareti yaptı. Genelkurmay Karargâhı'nda Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Mehmet Önder tarafından karşdanan Doğan, tören kıtasını denetledi. Dogan'ı makam oda- sının kapısında "Sayın bakan hoş geldiniz" diye karşılayan Or- general Güreş görüşmeden söyleyecek bir şeyi bulunmadığını belirtti. Husnu Doğan ise Genelkurmay Başkanı Orgeneral Gü- reş'e "yeni görevinde tebrik etmek ve başarılar dilemek üzere geldiğini" söyledi. Cumhurbaşkanı Turgut Özal da Genelkur- may Başkanı Orgeneral Güreş'i Çankaya Koşkü'nde kabul ede- rek baftalık olağan göriişmesini yaptı. (Fotoğraf: AA) gördüklerini söyledi. Olağanüstü Hal Bölge Valili- ği de olayı hem kendilerinin hem Cumhuriyet Savcılığı'nın soruş- turduğunu açıkladı. Lice'deki olaylar SHP Diyarbakır Milletvekili Fuat Atalay, Diyarbakır'ın Lice ilçesinde meydana gelen ve Kud- ret Filiz'in ölümüyle sonuçlanan olaylar hakkında TBMM Baş- kanhğı'na bir soru önergesi ver- di. Atalay, îçişleri Bakanı'nın yazılı yanıtlaması istemiyle ver- diği önergede ilçede görev yapan Jandarma Komutanı Yüzbaşı Selim Eryiğit'in bölgede terör estirdiğini söyleyerek Eryiğit'in yaptığı belirülen olayları şöyie sıraladı: "Eylül ayında Lice Çarşı Ma- hallesi Muhtarı Şukrü Ergün'ü hiçbir neden olmadan gözaltına almış ve Lice Cumhuriyet Sav- cılıgı'nı devre dışı bırakarak günlerce işkence yaptırmıştır. 15 ekimde Lice Yolçatı-Dibek yol aynmında geçiş yasagı uygula- yarak köylülerin 24 saat boyun- ca köylerine gitmeleri engellen- miştir. 30 kasımda Dibek köyü- ne giderek köylülerin cuma na- ma» kılmasını engellemiştir. 2 kasımda Lice Kara Hasan ma- hallesinden asker kacağı Aydın Gulen'i gözaltına alarak sabaha kadar direkte asılı bırakmıştır. Hakkında birçok şikâ\et dilek- çesi olmasına karşın bugüne ka- dar adı geçen görevli hakkında niçin bir işlem yapılmamıştır? Bu görevliyi yasalar çerçevesin- de kim durduracaktır? Bu kişi- nin görevden uzaklaştınlması konusunda ne düşünülmekte- dir?" Diyarbakır Cumhuriyet Sav- cılığı önceki gün olaylarda göz- altına alınan 41 kişiyi serbest bı- rakırken, Genel Sekreter Yar- dıması Ertugrul Günay başkan- lığındaki SHP heyeti de dün Di- yarbakır'a gitti. SHP heyeti Li- ce'de kaymakamla görüştükten sonra Dibek ve Cılızlı köylerin- de inceleme yaptı. insan Hakları Derneği Diyar- bakır Şubesi tnsan Haklan İh- lallerini Araştırma Komisyonu Başkanı Hikmet Ata, dün yap- tığı açıklamada, panzer altında kalarak ağır yaralanan 13 yaşın- daki Hadi Dalan'dan haber ala- madıklarını, onun da ölmüş ola- bileceğini söyledi. Halkın Emek Partisi Genel Başkanı Fehmi Işıklar, Lice ve BingöPde meydana gelen olay- ları incelemek üzere bölgeye gi- deceklerini açıkladı. HEP heye- tinde Diyarbakır Milletvekili Sa- lih Sümer, Kars Milletvekili Mahmut Alınak ve bazı parti yöneticileri bulunacak. CUNEYT ARCAYUREK yazıyor ORGENERAL FİSUNOĞL17NUN KKK'YA ATANMASI ÜZERİNE BOŞALMIŞTI 1. Ordu'ya en güçlü aday: Karadayı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na 1. Or- du Komutanı Orgeneral Muhittin Fisu- noğlu'nun 1 Ocak 1991 tarihi itibarıyla "asaleten" atanmasınm ardından 1. Or- du Komutanlığı'na yapılacak atama TSK'nın gündeminde ilk sıraya yerleşti. 1. Ordu Komutanuğı'na yapılacak olan atama TSK'daki gelecek genelkurmay başkanlarının "görev yaptıklan bir mevki" önceliği taşıması nedeniyle da- ha da önem kazandı. Askeri kaynaklar, 1. Ordu Komutanlığı'na büyük bir ola- sılıkla Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kur- may Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı'nın getirileceğini belirttiler. Genelkurmay Başkanlığı'ndan istifa ederek emekli olan Orgeneral Necip To- rumtay'dan sonra Türk Silahlı Kuvvet- leri'nin "hiyerarşik yapısı" çevresinde atamalar yapıldı. Torumtay'dan sonra TSK'daki en kıdemli orgeneral olan Ka- ra Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Do- gan Güreş Genelkurmay Başkanı olur- ken Güreş'ten sonraki en kıdemli Orge- neral Muhittin Fisunoğlu da Kara Kuv- vetleri Komutanlığı'na atandı. Orgeneral Fisunoğlu'dan sonra kara- cı orgeneraller kıdem sırasına göre şöy- le: Mehmet Önder (Genelkurmay 2. Başkanı), Nezihi Çakar (MGK Genel Sekreteri), Aşir Özözer (NATO Güney- doğu Avrupa Müttefik Kara Kuvvetleri Komutanı), tbrahim Türkgenci (Harp Akademileri Komutanı), Ismail Hakkı Karadayı (Kara Kuvvtleri Kurmay Baş- kanı). Askeri Kaynaklar, kıdem sırasına gö- re orgeneral Karadayı'nın önünde bulu- nan diğer 4 orgeneralin ordu komutan- lığı görevlerinde bulunduklarını, TSK'daki gelenekler çerçevesinde ordu komutanlığı yapan komutanlann yeni- den ordu komutanhklarına atanmalan- nın "olası" olmadığını belirttiler. Aynı kaynaklar, bu değerlendirme sonrasında Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı'nın 1. Ordu Komutanlığı'na getirilmesine kesin gözü ile baktıklarını ifade ettiler. Ancak aynı kaynaklar, siyasi iktidarm "daha uyumlu" çalışmak ve "belirli dengeleri sağlamak" amacıyia Orgeneral Karada- yı dışında başka bir aday üzerinde dur- mak isteyebileceğini de bildirirken genel- kurmayın bu olasılığı da değerlendirdi- ğini kaydettiler. Orgeneral Fisunoğlu'ndan sonra kı- dem sırasında bulunan Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Önder'in yaş haddi 1991 yılının ağustosunda doluyor. Orge- neral Önder daha önce Ege Ordu Komu- tanlığı görevi de yapmıştı. Daha sonra- ki sırada yer alan Orgeneral Nezihi Ça- kar'ın yaş haddi ise bu görev için müsa- it. Ancak Orgeneral Çakar, MGK Genel Sekreterliği'ne 3. Ordu Komutanhğı- ndan getirildi. NATO Güney Doğu Av- rupa Müttefik Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aşir Özözer'in yaş durumu da bu göreve gelebilmesine olanak sağlıyor. Ancak Orgeneral Özözer'in bulunduğu görev ordu komutanlığı sınıfında sayılı- yor. Orgeneral Türkgenci de yaş haddi müsait olmasına karşın 2. Ordu Komu- tanlığf ndan Harp Akademileri Komu- tanlığı'na getirildi. Ortaklık Anlayışı Pekişerek Yürüyor... ANKARA — iki muhalefet liderinin yansıttığı ortak anlayışa hem kuşkuyla hem de olumlu gözle bakmaya zorlanan kimi yo- rumculanmız "doyurucu ve makûl gerekçelerin zorladığı bir er- ken seçimin yararlı olabileceğini" yazıyorlar. Bu değerlendirmeler ülkemizde bir erken seçimi zorlayacak doyurucu ve akla yakın gerekçelerin varlığını hâlâ tartışılabilir nitelikte görüyor. Oysa hemen her gün beş değil elli erken se- çim gerekçesi bulabilmek için sabahlan gazetelere şöyle bir göz atmak yeterli. Muhalefet toplantısına bir de iktidar gözüyle bakalım. İnönü ile Oemirel toplantıdayken ANAP kulisinde olumlu sonuç alın- ması olasılığından kimilerinin ağzını bıçak açmıyordu. Bir ba- kan ın bize söylediğine göre iktidar "İnönü ile Demirel'in ANAP'ı 1991'de seçime zorlayacak eylemler düzenlemeleri olasılığından" telaşa düşmüştü. Çöpü şuradan şuraya kaldırmaya mecali kalmamış iktidarm görünürdeki başı Akbulut ise toplantının ortaya "esaslı bir şey" koymadığını söylüyor. Alt tarafı "bir tek alt komisyon kurulmuş" diye sonucu küçûmsüyor. Sine-i millete "Hikâye, bir şey çıkmaz" diye bakan TÖ, mu- halefet kulisinde olan bitenden habersiz Akbulut ile kimi yazar çizeıier "komisyona havale"yi halk arasındaki anlamıyla ala- ya alıyorlar. Hele basının kimi bölümleri? Ortak ilkeleri eyleme dönüştürmeye kararlı muhalefeti destekleyip kışkırtacagı yer- de, iktidar gibi alaya almayı yeğliyor. Tuzu kuru olanlar ara- mızda çoğunlukta! Muhalefetin iktidarı erken seçime zorlayacak koşulları sap- tamak için bir komisyon kurma yerine ne yapması gerekirdi? Kurban Bayramı arifesinde pazardan koç alırken satıcı ile alı- cının uzlaşma amacıyia uzun süreli kol sallamaları gibi "Oldu da bitti maşallah, yarın sine-i millete gidiyoruz, iyi olur inşallah" diye altını üstünü hesaba yatırmadıkları bir eylem ilan etmeleri mi bekleniyor veya isteniliyordu? Demirel, erken seçimi zorlayacak tek eylem sine-i millet di- yordu. inönü'den görüşme isteği geldikten, SHP bildirisi çık- tıktan sonra sine-i milletin "zortayıcı etkenlerden biri" olduğu- nu savunmaya başladı. İnönü ise Demırel'le görüşmeye gitme- den sözünü duymak istemediği sine-i milletin zorlayıcı öğeler- den biri olduğunu sonradan kabul etti. Bunlar Ikterlerin çatış- maya değil, uzlaşmaya hevesli ve hazır olduklannı duyuruyordu. Dün sabah aynı konularda yeniden söyleşirken ortak görüş- lerin iki liderde önceki güne oranla daha pekiştiğini gözledik. Örneğin dün sabahki Demirel, 26 aralık top- lantısından olumlu so- nuçlar çıkacağına inan- dığını açıkça söylüyor, ses tonu ıçtenligini ve olumlu sonuca inancı- nı doğruluyordu. İnönü aynı havadaydı. "Bazı olumlu sonuçlar çıka- cağından şüphem yok" diyor ve alaylı ırdele- Demirel 26 aralık toplantısından olumlu sonuçlar çıkacağına inanoığını.açıkça söylüyor. Inonü aynı havadaydı. "Bazı olumlu sonuçlar VOK çaouk sonuç,ar Ç^O^dah ŞÜphem çıkmasını beklememek yOK OiyOr. lazım. Seçım ortada. Zaten ihtiyacı yaptığı mız yapay bir şey değil. Bu, çok olumlu bir başlangıçtır." Geç- mişte bu tür toplantıların pek çoğundan sonra kimi olaylara ta- nık olduk. Oysa liderlerle dünkü söyleşilerimiz, tersine, olum- lu izlenimler veriyordu. Zaten liderler sonuç çıkmasını engellemek için ortak çalış- mayı yokuşa sürmeyi ya da ipe un sermeyi siyasal hesapları- na uygun görselerdi, TÖ'nün devlet diline armağan ettiği so- nuncu sözcükle bir tanımlama yapalım, kaygan cümlelerle der- hal "kıvırtmaya" girişirlerdi. Örneğin İnönü sabahki söyleşide "Ciddi bir mesele bu. İki partinin başka problemleri, kaç yıllık gelenekleri var. Birdenbire böyle bir şey yapınca her şeyi konuşmak ve görmek gerekir. Hangı olanaklar var veya yok, araştırmak gerekir" derken hem gerçeği söylüyor hem de komisyona havalenin altındaki alayı bir dokunuşta çürüTüyordu. Belki yeterli araştırmaya vakit kalmadığından, belki de bir öğle yemeğinde veya koridor söyleşilerinde "kaynağın" yanlış iz- lenimler yaratmasıyta doğan bir haber, siyasal kulisi dün bir süre ayaklandırdı. TÖ'nün harem-i ismetindeki birkaç isimden biri, Köşk'e "müdavim" devletlû bakanlarımızdan Işın Çelebi, Demirel'e TÖ'den önemli haberler getirmiş. Yazılanlara göre, "Uzun etme" demiş TÖ. "Nisan, mayıs 91 olmaz. Gel eylül, ekim di- yelim tarihe, pazarlığı bitirelim". Demirel ne demiş ne deme- miş, belli değil. Sabah erken çalışıyordu DYP lideri, "Ben Işın Çelebi'yi bir yıldır görmedim. Bu, size bir şey ifade ediyor mu" dedi. Etme- sine ediyordu, ama "Çelebi, partisinden birine kapıda köşede böylesi bir şeyler söylemiş olabilir miydi?" Kesin bir "Hayır"la karşıladı soruyu Demirel: "İçimizden bi- rine sokulsa, o arkadaş anında bulur beni. Böyle bir haberi kim taşıyabilir sırtında? Fahri Korutürk'ün ordu uyarı mektubunda yaptığı gibi öneriyi yedi gün cebinde tutar mı?" (Benzetmeden sonra kahkahalar) İki muhalefet lideri bir araya gelmişken "Böyle gizli görüş- melere acaba yanlı mı Demirel?" "Biz gizli kapaklı hiçbir işin içinde yokuz" dedi: "Kim ne ya- pacaksa benim için değil, Türkiye için yapacak. Kim ne yapa- caksa çıksın ortaya, kamuoyu önünde söylesin" diye ekliyor- du. Ne var ki bir yakıştırma söz konusu olabilir. Bakanlar arala- rında konuşurken 1991'de seçimin kaçınılmaz olduğunu söy- lüyor, hatta eylül-ekim ayını uygun görüyorlar. Çelebi'nin bir yemek söyleşisinde ya da koridordaki benzer sözleri yanlış mı anlaşıldı, yanlış mı aktarıldı? İşte öyle bir şeyler. SHP^NİN LAİKLİK RAPORU ÇERÇEVESİ BELİRLENDİ Sorun laiklik tanumANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — SHP La- iklik Komisyonu'nun hazırlayacağı raporun ana başlıklan ve çerçevesi belirlendi. Komisyonun, la- iklik tanımında ve raporda kullanılacak termi- nolojiyi belirlemede güçlük çektiği belirtilirken raporda ağırlığın "Türkiye'de şer'i düzeni savu- nan örgütler, gruplar ve kurumlar ile bunlann yurtdışı kaynaklarına" venleceği öğrenildi. Genel Sekreter Yardımcısı Abdülkadir Ateş başkanüğında duzenli olarak toplanan laiklik ko- misyonu, geçen hafta rapora temel oluşturacak ana başhklar üzerinde görüş birliğine vardı. Edi- nilen bilgiye göre raporun giriş bölümünde "Ko- nunun önemi ve böyle bir çalışmaya gerek du- yulmasının nedenleri" belirtüecek. Raporun "Laiklik düşuncesinin Avrupa ve Türkiye'de gelişimini" inceleyen bolumunde, "Türkiye koşullarını da iceren bir laiklik tanımı" yapılacak. Ancak komisyonun çalışmalan ve ko- nu ile ilgili literatür taramalan sırasında "birden çok laiklik tanımf'nın ortaya çıkması sonucu "ta- nım ve terminoloji sorunu" ile karşılaşıldığı be- lirtiliyor. Raporda, "Laiklik karşıtı düşüncenin ve ha- reketlerin gelişimi" ana başlığı altında yurtiçin- de "şer'i düzeni savunan örgüt, grup ve kunıluş- lar, bunlann amaçian ve faaliyet biçimlerine" ge- niş yer verileceği kaydediliyor. Aynı bölümde Türİciye'nin cumhuriyet sonrası tarihinde laiklik karşıtı hareketlerin dönemler itibarıyla gelişimi ile bunlann yurtdışı kaynakları üzerinde de du- rulacak. YARGITAY 1. CEZA DAİRESİ ÜYESİ Savaş, işkenceyi aıılattı ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Yargıtay 1. Ceza Dairesi üyesi Vural Savaş, "Dünyada en vaygın işkence olayı da bizde, iş- kenceye en agır ceza da bizde" dedi. Savaş, tokat atma ile dış- kı yedirmenin birbirinden ayrı değerlendirilmesi gerektiğini, aksi takdirde yasa değişiküğinin gündeme gelebileceğini belirte- rek, bu konuda bir yasa değişik- liğinin düşünüldüğünü de öğ- rendiğini söyledi. Ankara'daki Meslek Kadınla- n derneklerinin duzenledik- leri panelde konuşan Vural Sa- vaş, "Pek çok ülkede oldugu gi- bi ülkemizde de işkence vardır ve sanıklara pek vahim sonuç- lar dogurabilecek işkence metot- lan da uygulanmaktadır. Gerçek işkence sanıklan, bu eylemleri- ni bangi amaçla yapmış olursa olsun mazur görülemez ve mut- laka en ağır biçimde ceza- landınlmalıdır" dedi. Dünyada en yaygın işkence olaylannın yanı sıra bu suça en ağır cezanın da Türkiye'de oldu- ğunu savunan Savaş, Türkiye"- nin de altına imza koyduğu iş- kence yasağı getiren uluslarara- sı metinlerin, bu tür suçlann ya- salarda ayrı bir suç olarak dü- zenlenmegi yükümlülüğünü ge- tirdiğini ammsatarak şöyle dedi: "İşkence ayrı bir suç olarak müeyyideye bağlanmadığı tak- dirde, cürmunü söyletmek için birini döven sanığa ancak Ceza Yasası'nın dövme suçuyla ilgili maddelerini uygulayabilirsiniz, yasa ve imzalanan sözleşmeler- deki işkence tanımına aykın e>- lemlere ceza uygulanamaz." • • m İki kere ikinin dört ettiği nasıl tartışma götürmeyen bir gerçekse, Renault 21 'lerin de olağanüstö otomobiller olduğu o kadar tartışmasız bir gerçektir. Otomobil alırken sorun. İç mekanı Renault 21, Manager ve Concorde kadar geniş mi? Concorde gibi 7fonksiyonlu bilgisayarı, uzaktan kumandalı merkezi kilit sistemi, enjeksiyonlu motoru, yükseklik ayarlı havalı direksiyonu var mı? Renauit 21'lerin iç mekan genişliğine, konforuna, şıklığına, ^ ^ ^ ^ — , M , T — - ^ ^ ^ ^ M dinamizmine söylenecek sÖ2 yok. Ama, görüp denemek 5 ^ 5 ^ ? f - j L , km^^^^^ için ğidebileceğiniz283 Renault yetkili satıcısı var. §Çff 1 ,|^r\l 11 «I RENAULT 21 • 3&4*Z50a>TL (% 20 KDV: 7.e5B.S0O.-TL ve t«Miv« haiç») RENAULT 21 HANAGER . 42.114.167-TL (% 20 KDV 8 422.833 -TL ve naMiye haıçtr) RENAULT 21 CONCOROE • 55^S4.1 S7.-TL (% 20 KDV 11 056 833 -TL vs cuHl)n hançlir) FıyaHar opak iBnkter çn geçertdr RENAULT "Yaşanacak Otomobiller"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle