Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 KASIM 1990* CUMHURÎYET/19
Kırmızı şapkalı kızlar tngiiiz şapkacı PhUip So-
merville 1991 ilkbahar-yaz koleksiyonunda kırmızı renkli,
ptıllu şapkalara çok fazla yer verdi. 1930'lann çan biçimi
şapkalanyla yine tkinci Diinya Savaşı öncesi pilotlann baş-
lıklanndan esinlenerek hazııiadıgı bu yeni modelleri bıiyiik
ölçüde beğenildi. (Fotograf: AP)
AÜBYYO'mın
25. yıldönümü
ANKARA (ANKA) — An-
kara Üniversitesi Basm-Yayın
Yüksek Okulu'nun (BYYO)
25'inci kuruluş yıldönümü 8 ka-
sım günfl törenle kutlanacak.
Yıldönümü dolayısıyla
BYYO'da yapüacak törene okul
mezunlan, öğrenciler, öj
görevlileri ve basın-yayın ile ı
lamcüık, halkla Uişkiler dünj
sından davetliler katılacak. T(
rende, AÜ BYYO Müdürü
Prof. Dr. Oya Tokgöz, A.Ü.
Rektörü Prof. Dr. Necdct Serin
de birer konuşma yapacaklar.
BYYO'nun 25'inci kunıluş
yıldönümü dolayısıyla 8-9 ka-
sım tarihlerinde bir de "reklaaı-
cılık sempozyumb" düzenlene-
cek.
Ölüm bir araya getirdi Bir süredir ayn yaşayan
Amerikalı milyarder Donald Trump ve kansı tvana'yı ölüm
yeniden bir araya getirdi. Çekoslovakya asıllı olan İvana ge-
çen gunlerde babasının bir kalp krizinden öldügunü ögre-
nince hemen anavatanına koştu. İvana'yı bu acılı gunünde
Donald Trump yaJnız bırakmayarak o da kayınpederinin ce-
nazesi için Çekoslovakya'ya gitti. (Fotograf: Reuter)
"Zor \Ular"a
beraat
KONYA (Cumhuriyet) —
Zülfü Livaneli'nin, "Zor Yıllar"
isimli kasetine, Konya 3. Sulh
Ceza Mahkemesi'nce verilen
"knha" karan, Yargıtay 3. Hu-
kuk Dairesi'nce bozuldu. Kon-
ya'da bulunan llke Kitabevi'nde
yapılan arama sırasında Zülfü
Livaneli'ye aıt bir adet "Zor
Yıllar" adlı kaset nedeniyle açı-
lan davada, kitabevi sahibi Mus-
tafa Karaçiftçi beraat etmiş,
ancak kasetin müsaderesiyle im-
hasına karar alınmışü. Bu
arada, Zülfü Livaneli'nin, 17 ha-
ziranda vereceği konserin ipta-
line neden olan sinema
sahipleri, Mehmet ve Irfan Al-
tınel kardeşler hakkında, llke
Kitabevi'nce 107 milyon 471 bin
liralık manevi tazminat davası
açıldı.
Raketpasta Fransa'nın önde gelen aşçılan ülkenin gü-
neyindekı Cap d'Agde'da düzenlenen bir pasta yanşmasın-
da heyecanlı anlar yaşadılar. Birçok Uginç pastanın yanı sı-
ra dunyanın en büyük tenis raketi olarak adlandınlan Fransız
aşçılann bu pastası 74 metre uzunluğunda, 309 kilo ağniı-
ğında. Pastayı yapmak için tam 900 yumurta ve 45 kilo agaç-
çileği kullanılmış. (Fotograf: AP)
HABERLERİN DEVAMI
Demokrasi, Laiklik, Türban v.s..
(Baştarafı 1. Sayfada)
kendine dönük bu güven duygusundan ileri
gelir. O yüzden demokrasinin anayurdu olan
Batı'da yasak fikir yoktur; hapishanelerinde
fikir suçlusu yoktur; terörist vardır, fakat si-
yasal suçlu yoktur.
Türkiye'de ise durum böyle değildir. Bu-
nun bir örneğini son gunlerde yaşıyoruz.
Said Nursi için Kocatepe Camisi'nde ve-
rilen mevlitten ötürü Ankara Devlet Güven-
lik Mahkemesi Başsavcılığı soruşturma aç-
mrştır. Bu çerçevede Nurcuların günlük ya-
yın organı Yeni Asya gazetesi basılmış ve
bazı yöneticileri gözaltına alınmıştır.
Nurcuların dünyaya bakışlarını paylaşma-
dığımız açıktır. Ancak bir mevlitten dolayı so-
ruşturmalar açılmasını, gazetelerin basılma-
sını da onaylamıyoruz. Bu tür yaklaşımlar,
ne laıklikle, ne basın özgürlüğüyle. ne de de-
mokrasiyle bağdaşır.
Ayrıca bir noktanın daha altı çizilmelidir:
Bu tür baskı yöntemleri, laiklik karşttı akım-
larla mücadele konusunda da gerı teper.
Baskı, bir yerde, ortaçağ karanhğını özleyen
radikal İslamcı akımlann beklediği bir şeydir;
onların değirmenine su taşır. -
O yüzden, laiklik konusunda daha serin-
kanlı, daha gerçekçi düşünme zamanıdır.
Çağdaşlık mücadelesinin zemini iyi seçilme-
lidir.
Şöyle ki:
Laiklik düşmanı akımlann devlet içinde tır-
manışlarına set çekilmeli ve laiklik ilkesinin
devlete damgasını vurması sağlanmalıdır.
Eğitim ve öğretim düzeninde laik anlayışı
temel alan bir seferberlik başlatılmalıdır.
İnananın da inanmayanın da, örtünenin de
örtünmeyenin de yan yana yaşayabildikle-
ri, temel hak ve özgürlüklerin geçerli oldu-
ğu bir toplum ve devlet düzeni de bir an ön-
ce kurulmalıdır.
Bunlar olmaksızın, yalnızca yasağı ve bas-
kıyı içeren politikalardan medet ummak, çık-
maz sokaktır.
Benzer bakı'ş açısı, başörtüsd ya da tür-
ban konusunda da geçerlidir.
Başörtüsü bu toplumda çok doğal karşı-
lanan geleneksel bir olaydır. Ayrıca kimse
kimsenin kılık kıyafetine karışamaz demok-
ratik toplumlarda.
Ancak ülkemizde türban, öniversite ve
yüksek okullarda İslamcı siyasal eylemin
bayrağına, simgesine dönüştüğü için haklı
olarak tartışma konusu olmuştur, tepki çek-
miştir.
Fransız Danıştayı'nın başörtüsü ile ilgili bir
kararı vardır. Geçen yıl kasım ayında aldığı
kararda, "Müs/üman " oğrencilerin okula ba-
şörtüsüyle girip giremeyecekleri konusunda
şu yargıya varmıştır:
"Öğrencilere tanınan bu özgürlük, dini
inançlanm okul binası içinde ifade edebilme-
lerini de içerir. Ancak bu kural, çoğulculuğu,
başkalannın özgürlüklerine saygıyı, eğitim fa-
aliyetlehni, ders programlarını ve sürekliliği-
ni engellememe koşuluyla uygulanır. Yasala-
rm kamu hizmetterine yüklediği görevlerin ye-
rine getirilememesi halinde, bu özgürlük sı-
nırlanabilir."
Görüleceği üzere türbana da başörtüsü-
ne de okullarda, üniversitelerde belirli kısıt-
lamalar getirilmesi her koşulda yadırgana-
cak bir tutum değildir.
Üstelik bizdeki "fürbancı" hanımlar ara-
sında, İslamcı ideolojinin bayraktarlığını ya-
panlann azımsanmayacak sayıda oldukları
düşünülürse, konu daha değışik bir nıteliğe
kavuşur. Sorun, ülkemizde genellikle bır dın
ve vicdan özgürlüğü olmanın ötesinde, bir
dinsel propagandaya bürünmüştür ki, bunun
farklı platformları olmak gerekir. O yüzden,
kimi zaman ve yerde belirli kısıtlamalara ge-
rek olmadığı iddia edilemez.
Bununla birlikte ülkemizde bazı konular o
denli duyarlıdır ki, toplumda ipleri germeden,
cepheleşmelere yol açmaksızın, serinkanlı
biçımde özenle ele alınmaları, yaşamsal
. önem taşır. Laiklik de böylesi bir konudur.'
l.ütfen dikkat! ' " '" ""
Savaş çanları
Polislerin gölgesînde
(Baştara/ı Sporda)
Feaerbahçe'de ispat edecegim"
dedi.
Fenerbahçe futbolculanndan
Aykut ise bu şekilde protesto
yapılamayacağım söyleyerek
olayı lanetlediğini açıkladı ve
"Hftlâ olayın etkisinden kendi-
me gdemedim. Bizi kim koru-
yacak? Biz nasıl maç kazanaca-
ğız? Arkadaşlanmın hepsinin
morali bozuk" dedi.
Antrenmandan sonra futbol-
cularla bir araya gelen yönetim
kurulu ve Başkan Metin Aşık,
bir restoranda topluca yemek
yediler. San-Lacivertli futbolcu-
lann yemekte neşesiz oiduğu
gözlendi.
Fenerbahçe'nin bu hafta ya-
pacağı Bakirköy maçında san
kart cezalısı Vokri oynamaya-
cak. Bunun yanı sıra Hakan, Tü-
ran ve Aykut'un sakathklanıun
sünnesi Teknik Direktör Hid-
dink'i düşündüriiyor. Bu futbol-
culann tedavisı için yoğun çaba
harcanıyor. Ancak üç futbolcu-
nun da dunımu önümüzdeki
gunlerde kesinlik kazanacak.
Öte yandan menajer Selim
Soydan'ın önceki gün gelişen
olaylar yüzünden Erdi ve Ha-
san'ın kampa alınmamasını is-
temesi Hiddink'le aralarında
soğukluk yarattı. Selim Soy-
dan'ın bu önerisini "Sen benim
işime kanşma" diye reddeden
Hiddink'in daha sonra Soy-
dan'a oldukça soğuk davrandı-
ğı gözlendi. Kaptan Schumac-
Karaborsa
(Baştarafı Sporda)
rinde doruyorlar. Kangren oi-
muş bir yaraya el abyoriar. Biz
de etimizden gelen yardımı ya-
paru. Sanryorum, bu koaodan
yakınan tüm kulöpler de Beden
Terbiyesi Ü Müdüriöklerine yar-
duncı olmaya hazırdır."
Fenerbahçe Kulübü Genel
Sekreteri Aziz Yılmaz, Beden
Terbiyesi ll Müdürlüğü'nün tur-
nike ile ilgili çalışmalanm des-
teklediklerini açıklarken, bir yıl-
dır böyle bir girişimi bekledik-
lerini söyledi. Yılmaz şöyle de-
di:
"Fenerbahçe olarak bizim
fazla ciddi bir sornnumaz yok-
tur. Ancak zaman zaman istek-
lerimiz oluyor. Karsımıza yasa,
devlet gibi sözcukkr çıkıyor. Fe-
nerbahçe için yapüacak bir uy-
gulama aslında Türk fotbolu
için yapüacakür. Elbette turni-
ke tşiııi desteldiyonu. Sahtekar-
lığın, bedavacılıgın arkası kesi-
lecektir. Bunun dışmda tstanbul
takuüannın saha kiralama ve
koltnk satma işlemlerindeki ek
protokol yeniden gözden geciril-
melidir."
her ise, Erdi ve Hasan'ı kadro-
da görmek istediğini Teknik Di-
rektör Hiddink'e iletti.
Jacolcewicz'i istiyorlar
Bugün öğleden sonra Polon-
ya'ya gidecek olan Sarı-
Lacivertli yöneticiler Lech Poz-
nan takımında oynayan libero
Jacolcewicz'in uzerinde durduk-
lanm söylediler. Yann Polonya-
da oynanacak olan Lech
Poznan-Leiga Varşova macını
seyredecek olan San-Lacivertli
yöneticiler, hem Kosecki hem de
Jacolcewiz'le görüşme ortamı
arayacaklannı belirtiyorlar. Bu
arada iki takımın kalecilerinin
sözleşmelerinin önümüzdeki yıl
bitmesi yöneticilere cazip geli-
yor.
(Baştarafı Sporda)
Fenerbahçe Kulübü Baskanı
Metin Aşık, taraftarlann maç-
lan protesto ederek gitmeyebile-
ceğini belinerek "Taraftarsu bir
maç antrenmana benzer. Taraf-
tar ber zamaı takıma destek ol-
malı. Çünkü Fenerbahçe'nin ta-
raftara ihtiyacı vardır. Bu aşa-
mada taraftar Fenerbaoçe'ye sa-
hip çıkmalıdır" dedi.
Başkan Metin Aşık, ligdeki
kötü gidişin taraftarlar içinde
patlama meydana getirdiğini
işaret ederek "Fenerbahçe bü-
yük bir takım. Taraftar hep ba-
şan bekh'yor. Sezon basından
bugüne gelen başansız gidiş ta-
raftarianmızm pM*p"»»sın» yol
açü. Kötü gidişin nedenleri ye-
ni teknik heyet, yeni transferler
yeni sistemin oturmayışıdır"
şeklinde konuştu.
Rıdvan,
(Baştarafı Sporda)
Rıdvan, "Basın, Beşiktaş'ın
Konya'yı yenmesini daha önce
seyirci tarafından dayak yeme-
sine bagladı. Şimdi bu hafta biz
de Bakırköy'ü yenersek bunu yi-
ne önceki gün antrenmanda biz-
lere yapılan saldınlara baglaya-
rak 'dövmeseydik yenemezlerdi'
diyecekler. Biz bu hafta Bakır-
köy'ü yenecegiz, ama bunun ke-
sinlikle bu olayla ilgisi
olmayacak" dedi.
Istanbul Üniversitesi Basın
Yayın Yüksek Okulu binasında
kalabalık bir öğrenci ilgisiyle
karşdaşan Rıdvan, spor basının-
da görev yapan muhabir ve spor
yazarlarının zaman zaman özel
nedenlerle kendilerine sürekli
olumsuz yaklaştıklannı belirte-
rek, bazen kullanmadıklan söz-
lerin söylenmiş gibi yazıldığını
ve bu durumun da yönetici, ant-
renör ve takım arkadaşları ara-
sında üzücü sonuçlara neden ol-
duğunu anlattı.
Insan
haklanve
psİkiyatri
Dr. ERDAL ATABEK ~
İZMTR — XXVI. Ulusal Psi-
kiyatri ve Nörolojik Bilimler
Kongresi, önemli ve agırhklı bir
konuyla açıldı: tnsan HaUan ve
Psİkiyatri.
Konu hem insanlann psİki-
yatri uygulamalanyla ilgili hak-
lan açısından hem de insan hak-
lan ihlallerinde insanlann uğra-
dıklan ruh sağlığı zararlan acı-
sından ele alındı.
lngiltere'de çahşmalannı sür-
düren Metin Başoğlu, 1215 ta-
rihli Magna Carta'dan beri iş-
kencenin yasaklandığım, ama
bugün bile Birleşmiş Milletler'i
oluşturan 190 ülkenin en az
90'ında işkencenin varbğımn bi-
Undiğini söyledi. Batı'da bulu-
nan 14 milyon mülteciden % 5'
ile % 35 oranında ya da 700.000
ile 4.9 milyon kişinin işkence
görmüş olduğunun anlaşıldığı-
m söyledi. İşkence etkilerinin
4-5 yıl sürdüğünü açıkladı.
Avukat Gfloey Dinc; bu hak-
ların sadece sistemle değil, yar-
gıç ve hekimlerin kişiliğiyle de il-
gili olduğunu belirtti.
Prof. Atalay Yörnkoğlu; ço-
cuklann ruh sağlığı alamnda ço-
cuk haklarının pek çok alanda
ihlal edildigini anlattı.
"Biz önce toplumdaki insan
haklanna bakmahyız" diyen
Prof. Yörükoğlu, "Savasa hayır
dedigi için bir çocnk-genci hap-
setmek trtanç veriddir" diye sur-
dürdüğü konuşmasında, dayaklı
eğitimin sürdüğünü, sevgimizin
de "benril sevgi" olduğunu be-
lirtti.
Kongrenin açılış paneli, ruh
sağlığı uzmanlannın toplum so-
runlanna yakın, ilgili ve sorum-
lu bakış açılannı da ortaya koy-
du. İnsan haklan ve ihlalleri gi-
bi suregelen bir konunun toplu-
mun ve bireyin ruh sağlığı açı-
sından ele alınması, umut veri-
ci bir başlangıç oldu.
Kasımda
(Baştarafı 1. Sayfada)
Yetkililer, Doğu Anadolu dı-
şında kalan yerlerde hava sıcak-
hklannm mevsim normalleTinin
uzerinde bulunduğunu, bir iki
gün içinde acaklıklann tüm
yurtta azalacağını söylediler. Ya-
ğışh ve soğuk havanın etkisini
sürdürdüğü Kars, Ağn ve yöre-
sinde fırtına hasara yol açü. Hızı
zaman zaman 65 kiiomeıreyi
bulan fırtına nedeniyle evlerin
çatılan uctu, elektrik direkleri
devrfldi.
(Baştarafı 1. Sayfada)
Fransa Cumhurbaskanı Fran-
çois Mitterrand'ın, tsrail Dışis-
leri Bakam David Levy'ye, 6 ka-
sundan sonra Körfez'de savaş
çıkıp çıkmayacağınırı anlaşılaca-
ğını söylediği büdirildi. AA'mn
haberine göre adının açıklanma-
smı istemeyen bir yetkili, Mit-
terrand'm, Saddam Höseyin'in
tsrail'e saldırmasmm ülkesi için
intihar anlamına gelecegini bil-
diğini düşundüğünü de söyledi.
Diplomatik kaynaklar, 6 ka-
sımda ABD'de Kongre secimleri
yapılacağını ammsatıyorlar.
ABD Başkanı George Busb'un
Körfez politikasırun, Kongre'de
olusacak yeni dengelere göre de-
ğişim gösterebileceğini ifade
eden kaynaklar, Mitterrand'ın 6
kasım tarihini referans almak-
la bu gelişmeye atıfta bulundu-
ğunu belirtiyorlar.
6 kasımda, ABD'de Kongre
secimleri yapıhyor.
Bush: KararUyım
ABD Başkanı Bush, 6 kasım-
da yapılacak Kongre secimleri-
ne girecek Cumhuriyetçi aday-
ların kampanya^j için düzenle-
nen bir gösteride yaptığı konuş-
mada, "Bu sornna banscı bir
çözttm bulmak istediğini" an-
cak Irak'ın Kuveyt'ten tama-
men çekilmesi konusunda taviz
vermeyeceklerini söyledi.
"Irak'ı Kuveyt'ten çıkannak
için her zamankinden daha ka-
rarh oldnfuno" söyleyen Bush,
"Masum iasanlara karşı nygu-
lanan bu kötulüğe daha fazla
izin verilemez" dedi.
Bu arada ABD Başkanı'nın
eşi Barbara Bush, dün düzenle-
dÛği basın toplantısında bir so-
ru üzerine, eşinin Körfez'deki
gerginliğı azaltmak için Saddam
Hüseyin'le görüşmeyi duşüoebi-
leceğini belirtti.
Barbara Bush, "eşimin, Ku-
veyt'i Kuveyililere iade etmek ve
ABD birliklerinin geri dönme-
sini saglamak için her şeyi göze
almaya hazır olduğunu
sanıyonun" dedi.
ABD Başkan Yardımcısı Dan
Quayl ise, dunyanın Irak'ı Ku-
veyt'ten çıkarmakla yetineme-
yeceğini, bu hedefın gerçekleş-
tirümesi durumunda bile, Irak'-
ın elindeki balistik füzelerle
kimyasal silahlann alınması ge-
rektiğini kaydetti.
Beyaz Saray Quayl'ın önceki
gece bir televizyon programm-
da söylediği bu sözlerle ilgili
herhangi bir yorum yapmadı.
Pentagon'un istihbaraü
ABD Savunma Bakanhğı,
Irak ile çatışmaya girilmesi ha-
linde ilk 20 günde Amerikan
birliklerinin 30 bin ölü verece-
ğini saptadı.
Istihbarat konulannda uz-
man gazeteci Jack Anderson'ın
haberine göre, raporlar, ilk haf-
tada en çok 10 bin Amerikan as-
kerinin öleceğini gösteriyor.
Anderson 30 bin ölünün
"azami tahmin" olduğunu, en
gerçekçi tahminde ise ilk üç haf-
tada ölü sayısının 15 bine ula-
şacağını söyledi.
Çatışmada, diğer ülkelerin
birliklerinden oluşan "uluslara-
rası ordunun" da etkisiz kala-
cağı beürlendi.
Suudi-Kuveyt sımnndaki 30
bin kişilik Arap ordusunun ça-
tışmada ancak 4 saat dayanaca-
ğı tahmin ediliyor.
20 yılda Vietnam'da 57 bin
Amerikan askerinin öldüğü göz
önüne alındığında, Irak çatış-
masımn bedelinin çok agır oldu-
ğunu fark eden Başkan George
Bush'un "savaş" seçeneğini geri
plana ittiği söyleniyor.
Ancak Saddam'm "Irak 10
bin kişiyi kaybetse etkilenmez.
Ama bin ölü ABD'yi sarsar" il-
kesinden hareket ettiğini fark
eden Bush'un yeniden sertleşti-
ği bildirildi.
Adının belirtilmesini isteme-
yen bir Arap diplomatının ver-
digi bilgiye göre üç dışişleri ba-
kanının 3.5 saat süren toplantı-
sında, Körfez'deki durumun,
son gelişmeler ışığında ele alın-
dığı kaydedildi. Dıplomat,
Irak'a karşı Suudi Arabistan'a
asker yollayan Süriye ve Mısır'-
ın "ohtşturduklan bu ittifaktan
vazgecmeyeceklerini" kaydetti.
Aynı diplomaı, "tşbirliği süre-
cek, Suriye askerierinin Suudi
Arabtstan'daa çekilmesi söz ko-
nusu defü" dedi.
Saddam, komutanlan
topladı
Irak ordulan kurmay heyeti,
tngüiz Hava Mareşaü Sir Pat- S«Wam Hüseyin başkanhğm-
ric Hine, emrindeki subaylann
d a n
dün yemden toplandı. Irak
k " k â " |?5
1
J
ı a b e
[
a j a n n I N
^ T^
û
artık "harekât planı" uzerinde
çalışmaya başladıklarını
söyledi.
Hine, önceki gün karargâhta . . , . . . .
düzenlediği basın toplanusında,
d a m
. böylece kurmay heyetmı
'Güçlerimizi, Ingiltere ve Al- «>n üç gün ıçmde ıkma kez top-
| ? 5 J [ a j a n n
. ^ T^dırdığıne göre toplantıda bölge-
deki "son geüşmeler" ve "ulus-
lararaa durum" ele alındı. Sad-
manya'dan Körfez'e başanlı bir
şekilde naklettikten sonra, şimdi
eneıjimizi harekfit planlan uze-
rinde yogunlaşürdık. Tabü böy-
le bir durum gerekli olursa
diye" dedi.
"Saddam Hüseyin önkoşnl-
suz olarak Kuveyt'ten çekilecek
gibi görünüyor" ifadesini kul-
lanan Sir Patrick Hine, "Çöl
Fareleri" olarak bilinen 7. zırhlı
tugayın bu ayın ortalannda ha-
zır hale gelecegini belirtti ve
"Bu durumda, Irak'ın Kuveyt'-
ten çıkanlması yönünde siyasi
bir karar alınırsa. saldın operas-
yonuna hazııiıklı olacağu" di-
ye komıştu. " • -»••
Ingiltere'nin Körfez'de,
9.500'ü çöl fareleri olmak üze-
re, 12 bin askeri personeli bulu-
nuyor.
luyor.
Irak'ta kıtlık
ABD, uluslararası ambargo
sonucu Irak'ta kıtlık başgöster-
diğini bildirdi. ABD Dışişleri
Bakanhğı Sözcüsü Margaret
Tutwiller, önceki gece düzenle-
diği basın toplantısında, "BM
ambargosu, Irak'ta yokluklar
döneminin açılmasını sagiadı,
ancak bunun Bagdat'ı ne zaman
izledigi politikayı degiştirmeye
zorlayacagını söylemek
olanaksız" dedi.
Washington Times'm
iddiası
Irak'ın, kendisine karşı bir
saldın halinde, Irak ve Kuveyt
kıyılannda bir "ateşten siper"
oluşturarak korunma sağlama-
yı düşündüğü öne sürüldü.
Washington Times gazetesi,
Pentagon yetküilerine dayana-
rak Irak yönetiminin, saldın ha-
linde, birçok petrol kuyusunu
havaya uçuracağını, böylece de-
nize dökülecek binlerce ton pet-
rolü de ateşe vereceğini yazdı.
Gazete, bu amaca yönelik
olarak Irak'ın, Suudi sının ya-
kınlarında üç tanker bulundur-
duğunu, başka tankerlerin de
aynı bölge civannda saklanmış
olabileceğini kaydetti ve tanker-
lerin bulunduğu bölgenin, müt-
tefiklerin çıkarma yapmalanna
çok uygun olduğuna dikkat
çekti.
Gazeteye göre Irak, aynca
düşman tanklanmn ilerlemesini
geciktirmek için kilometreleTce
uzunluktaki tank çukurlanm da
yanıcı maddelerle doldurdu.
Mısır, Suriye ve Suudi Ara-
bistan dışişleri bakanlanrun dün
Cidde'de yaptıklan toplanu so-
nucunda, "Arap tutumunda
önemli degişiklikler olmadığı"
bildirildi.
"Irak'ta gerçekten yoklukla-
nn başladığını gösteren işareüer
a
*alıyonız" diyen sözcü, "töSfcl-
ne yagı, yedek parça ve kimya-
sal üriin sıkıntısı büyük sonın-
lar yaratmaya başladı; rafineri-
lerde, petrokimya fabrikalann-
da ve öteki sınai tesislerde cid-
di zorluklar ortaya çıkıyor" di-
ye konuştu.
Brandt, Bağdat
yolcusu
Eski Alman Başbakam Willy
Brandt'm, önümüzdeki hafta
Bağdat'a gideceği bildirildi.
Brandt, önceki gece New York'-
ta BM Genel Sekreteri Perez de
Cuellar ile görüştükten sonra
gazetecilerle konuşurken "Bag-
dat'ta yaşayan insanlann ne de-
digine kulak vermek de önemli"
dedi. Brandt, Bağdat'a gitmek
için BM'den talimat almadığını
belirtti ve genel sekreterin, ken-
disine "iyi şanslar" dilediğini
bildirdi.
Bu arada Ingiltere, Federal
Almanya eski başbakanlanndan
Sosyal Demokrat Parti Onur
Başkanı WiBy Brandt'm rehine-
lerin brrakılması için Irak'a git-
me planlannı kınadı.
Ingiltere Dışişleri Bakanlığı'-
ndan dün yapılan açıklamada,
Italyan ve Alman hükümetleri-
nin Brandt ya da başka Avru-
pah devlet adamlannın Irak'a
gezi düzenlemesini desteklediği
behrtilerek, "Irak'ta en çok va-
tandaşı rehim durumunda bulu-
nan kendilerine bu konuda da-
mşılmadığı" vurgulandı.
GOZLEM
UĞUR MUMCU
(Baştarafı 1. Sayfada)
Dünyada terör yöntemleri kullanan İslamcı örgütler yok
mu? »
Var.
Örneğin Mısır'daki "Müslüman Kardeşler" var; İran kö-
kenli "Hizbullah" var.
Bunların Muammer Aksoy, Çetin Emeç, Turan Dursun ve
Bahriye Üçok cinayetleri ile ilgileri var mı?
Bu konuda herhangi bir kanıt yok.
Öldürülenlerin kimlikleri, yaşamları boyunca uğruna sa-
vaştıkları ilkeler, bu cinayetlerin "İslamcı terör" örgütlerin-
ce işlendikleri kuşkusunu doğuruyor.
Başka olasılıklar söz konusu olamaz mı?
Olur... Niçin olmasın?
Öyle karmaşık bir dünyada yaşıyoruz ki ülkemizi
"destabilize" etmeyi düşünen ve bundan Körfez bunalımı
nedeniyle siyasal çıkar elde etmeyi uman devletier de aynı
cinayetleri işletebilirler.
Bu tür cinayetleri "para karşılığr" işleyebilecek suç örgüt-
leri de bulunabilir. Böyle suç örgütleri bulunabileceği gibi
yurtdışından gelecek "talimaOar" uyannca bazı "taşeron suç
örgütleri" de aynı cinayetleri işleyebilirler.
Bunları bir yana bırakalım:
Türk yakın tarihinde adam öldürmek için letva verenler
nasıl unutuluyor?
Şeyhülıslam Dürri Zade Elseyit Abdullah'ın Mustafa Ke-
mal ve arkadaşlarının öldürülmesi için çıkardığı 11 Nisan
1920 tanhlı fetva şöyleydi; okuyalım:
— Bu işleri yapan yukanda söylenmiş elebaşılar için çı-
karılan yüksek emirlerden sonra bunlar hâlâ kötülüklerine
inatla devam ettikleri takdirde işledikleri kötülüklerden mem-
leketi temizlemek ve kulları fenahklardan kurtarmak dince ya-
pılması gerekli olup, Allah'ın öldürün emri gereği öldürülmeleri
şeriata uygun mudur: Beyan buyrulur.
Cevap: Allah bihr ki olur.
Dürri Zade'nin bu idam fetvası, Ankara Müftüsü Börek-
çizade Rifat Efendi tarafından yanıtlanmış; Börekçizade
Mustafa Kemal ve arkadaşlarını desteklemiştır.
Şu sözler Şeyh Sait'indir:
— iman ve vakit şeriat hükümleri uygulanmamışsa ayak-
lanma caizdir (Aybars Ergun. Istiklal Mahkemeleri, Cilt 1-2,
k 9 3
Şeyh Sait. "din için kıyamın farz" olduğunu, "bir Türk 07-
dürmenin yetmış gâvuru öldürmekten" daha önemli oldu-
ğunu da söylemiştir.
Kubilay'ın başını kör testere ile kesen Derviş Mehmet'in
Nakşibendi Tarikatı'na bağlı yobaz-terörıst oiduğu da unu-
tulmamalıdır.
Allah adına cinayet işleyenlere her dinde rastlanır. Her
dinin bağnazları vardır. Bu dinler adına terör eylemlerine
başvuranlar da bulunur.
Bunlar nasıl yok sayılır?
Laiklik, din duygularının ve dince kutsal sayılan kavram-
ların siyasal amaçlarla kullanılmasına karşıdır. Böylece vic-
dan özgürlüğünün gereği gibi işlemesint de sağlar. Mez-
hep ayrımlannın kanlı çatışmalara dönüşmesini önleyen de
laiklik ilkesidir.
Laiklik ilkesi yok edilirse, dinsel bağnazlık kısa sürede
mezhep çatışmalarına yol açar.
Körfez bunalımı sırasında istedikleri budur belki de...
* * *
Bir mevlit nedeniyle bir gazetenın sahibi ve yazı işleri mü-
dürü iie aynı gazete çalışanlarının gözaltına alınmalarını ba-
sın ve vicdan özgürlükleri ile bağdaştırmanın olanağı yok-
tur.
Nurcular, bilindiği gibi önce DP'yi, sonra AP'yi destekle-
diler. Aynı destek şimdi DYP ile sürüyor.
Bir mevlidin gizli-kapaklı yanı yoktur. Bu mevlit okunur-
ken dinsel konular dışına çıkıp Ceza Yasası'nın 163. mad-
desine giren propaganda yapılmışsa, böyle bir suç savı ne-
deniyle insanlann gözaltına alınmalarını da demokratik hak
ve özgürlüklerle bağdaştıramıyoruz.
Nurculuk, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 20 Eylül 1965
gün ve 1965/313 sayılı karan ile yasaklanmıştır. O günden
bugüne Yargıtay Ceza Genel Kurulu bu kararını değiştiren
bir başka karar da almış değildir.
O zaman sormak gerekir
— Dince kutsal kavramlar, 28 ekim günü Kocatepe
Camii'nde DYP yanlısı Nurcular tarafından siyasal amaçlar-
la kullanıldı da AN AP yanlısı Nakşibendiler, aynı suçu hiç iş-
lemediler mi?
Ve işlemiyorlar mı?
Memur sendikasına ÖzaPdan ANAFa: Mallanmı görüştin
(Baştarafı 1. Sayfada)
raruu degertendirmelidirier."
Artık kamu yetkiülerinin
sendikacılık yaptıklan ve sen-
dikalara üye oldukları için öğ-
retmenlere yönelttikleri açığa
alma, görev yerini değiştirme
ve disiplin kovuşturması açma
gibi baskı ve yıldırma önlemle-
rinden vazgeçmeleri gerektiği-
ni aktaran Gühnez, Milli Eği-
tim Bakam Avni Akyol'un,
Eğitim-lş'in hukuksal kimhği
konusunda verdiği olumsuz de-
meçlerini de düzeltmesini
istedi.
Eğitim-lş Sendikası Genel
Başkam Niyazi Altunya, yargı
karannın, sendika kurmadaki
hukuksal dayanaklann ne denli
sağlam olduğunu karutladığmı
behrterek şu görüşlere yer ver-
di:
"Ögretmenler olarak görevi-
mizi yaptık. Diger memur ar-
kadaştann da arak rahatca sen-
dikalannı kunnası gerekir. He-
le, yüzde 15 zamma mahkflm
edikUkteo sonra umut ediyonız
ki öteki memur kesimlerinde de
settdikabşma hareketi başlaya-
caktn*. Tüm meslektaşlanmum
Eğitim-lş çatısı alnnda toplan-
malaruu bekhyoruz. lşci sendi-
kalanmn, konfederasyonlan-
niD, memurlann sendikalaşma
hareketine destek olacaklanna
inanıyonım. Pariamentonun
da gerekli yasal düzenlemeleri,
sendttkal özgürtügün şanına ya-
raşır biçimde yapacağını da
bekliyoruz."
Hak-tş Genel Baskanı Necati
ÇeJik, karann, diğer işkollann-
da da kurulacak olan memur
sendikalanna örnek oluşturma-
sım dilediğini kaydederek şun-
lan söyledi:
"Yargının bu cesur karan,
Türkiye'de ciddi yargıçlann
bulunduğunu gösteren bir ge-
lismedir. Memnuniyetle karşı-
hyorum ve kurulacak diger sen-
dikalar için atılacak ber somut
adıma, konfederasyon olarak
maddi -manevi ber türlü deste-
gi verme noktasında en ufak
bir tereddüt göstermeyecegimi-
zi ifade ediyonım. Eğitim-Is'in
bu onuriu kavgaanı veren tüm
yönetim birimlerini kutluyo-
rum."
Sağlık işkolunda sendikalaş-
ma merkez yürütme kurulu
adına yapılan açıklamada da
yargı karanmn sevindirici bir
gelişme olarak görüldüğü dile
getirildi.
(Baştarafı 1. Sayfada)
uzatmayın. Bu hafta görüşüp
bitirin" taümatını verdiği öğre-
nildi. özal'm bu isteği üzerine,
Başbakan Yıldırun Akbulut'un
grup toplantısında bir konuşma
yaparak Erdem'e yönelik tepki-
leri yatıştıracağı belirtildi.
Cumhurbaskanı "Rırgut özal,
kendisinin mal varhğrnın araştı-
nlmasına Uişkiri önerge nedeniy-
le bazı ANAP milletvekillerin-
ce "hedeP dunnnuna getirilen
TBMM Başkanı Kaya Erdem ile
ilgili sorun çıkarılmamasını
ANAP grup başkanvekillerin-
den istedi. Cumhuriyet Bayramı
nedeniyle verilen resepsiyonda
ANAP grup başkanvekilleri ile
görüşen Özal"Bu işi niye bu ka-
dar büyütüyorsunuz, fazla uzat-
mayın, görüşülseydi iyi olurdu,
ertelenmesine hiç gerek yokru.
Bu hafta görüşüp bitirin" tali-
matını verdi. Ozal'ın bu isteği
üzerine ANAP gmbunda Kaya
Erdem'e yönelik tepkiler yatıştı-
nldı.
Başbakan Yüdınm Akbu-
lut'un da salı günü toplanacak
ANAP grubunda bu konuda bir
konuşma yapması bekleniyor.
ANAP grup başkanvekillerin-
den Ülkü Gökalp GUney, Kaya
Erdem'in istifasımn istenmesinın
söz konusu olmadığıru ifade
ederek "Cumhurbaşkam hak-
kında Meclis araştınnasının
gündeme alınması bir hata idi.
Erdem, önerge başkanhğa verfl-
diğinde bunu gündeme almaya-
rak sorunu çözebilirdi. Bu an-
lamda biraz pasif davranmıştır,
ama böyle bir nedenle istifasımn
istenmesi söz konusu degüdir"
dedi.
ANAP grup başkanvekilleri,
TBMM Başkanı Kaya Erdem ile
de görüştüler ve Cumhurbaska-
nı özal'm mal varhğının araştı-
rdmasına ilişkin önergeyi değer-
Iendirdiler.
Edinilen bilgiye göre ANAP
gnıp başkaHvekillerinin Erdem'e
yönelik eleştirileri şu noktalar-
da toplandı:
'—Anayasanın 104 ve 105.
maddelerine göre cumhurbaska-
nı sorumsuzdur ve cumhurbas-
kanı hakkındg yargı mercilerine
başvunılamaz. Hakkında dava
açılamayacagına göre mal varlı-
ğına ilişkin bir konunun
TBMM'de tartışılması anayasa-
ya aykırıdır.
—Nereden Buldun' adıyla bi-
linen yasaya göre de cumhurbas-
kanı ve sade vatandaşlann mal
varhklan Meclis araştırmasına
konu olamaz. Önerge bu haöy-
le anayasaya ve yasalara aykın-
dır.
—Cumhurbaskanı Özal'm
mal varhgma iMşkin Mecfis araş-
tırması TBMM Başkanhğı'na
verüdiginde Meclis Başkanı ola-
rak duruma müdahale ederek
geri çevrilebilirdi. Meclis Başka-
nı bu inisiyatifini kullanmakta
geç kalmıştır."
ANAP grup başkanvekilleTİn-
den Ülkü Gökalp Güney, SHPTi
Ahmet Ersin'in önergesinin
önümüzdeki hafta sah günü
TBMM Genel Kunılu'nda görü-
şüleceğini belirterek Erdem'in is-
tifaya zorlamasının söz konusu
olmadığmı yineledi.
TBMM Başkam Kaya Erdem
de ban ANAP mületvekillerinm
kendisinin Mechs Başkanlığı'n-
dan istifasını isteyecekleri yolun-
daki haberleri yalanladı.
Erdem, TBMM Basın ve
Halkla tlişkiler Daire Başkanı
Engin Karapınar aracıhğıyla
yaptığı açıklamada, "tsüfa söı
konusu degil, görevimin başın-
dayım" dedi.
Erdem, bugün Istanbul'a ge-
çecek, daha sonra da Singapur'a
gidecek.