Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 KASIM 1990 HABERLER CUMHURİYET/U
İşçilerden sendikaya eleştiri
• tş Sendika Servisi — Harb-lş Sendikası'na bağlı
olarak çalışan askeri dikimevi işçileri, sendika
Zeytinburnu şube yetkililerini ilgisizlikle suçlayarak
eleştirdiler. Kartal ve Tuzla'dan heyetler halinde gelen işçi
gruplan randevulu olmalanna karşın sendika yetkilileri
ile görüşemediklerini belirttiler. Işçiler sendikadan
öncelikle 40 bin işçiyi kapsayacak olan yeni dönem toplu
sözleşme taslağının hazırlanmasını ve çaiıştıklan
yerlerdeki "işten çıkarma"lara önlem alınmasını
isteyeceklerini söylediler. Işçiler dün gazeteleıe gelerek
sendikayı kınadıklannı bildirdiler.
Türkiye'de kalmak istiyorıız'
• VAN (Cumhuriyet) — Bir süre önce Türkiye'ye
sığınan çoğunluğunu Iraklı askerlerin oluşturduğu 130
kişi dün Van'da yerli ve yabancı gazetecilerle görüştüler.
Hakkâri'den Van'a getirilen lOCü er, erbaş ve subay, 30'u
sivil olan Iraklılardan, 4O'ı Türkiye'de kalmak için talepte
bulundular. Diğerleri ise ABD, Kanada, Almanya ve
Isveç'e gitmek istediklerini bildirdiler.
Atattirk büstleri için kural
• ANKARA (AA) — Atatürk büst, heykel ve anıtlan,
oluşturulan kurul denetiminden geçerek "yapılabilir"
onayı aldıktan sonra inşa edilecek. Atatürk'ü küçük
düşürücü tüm eserler de sökülecek. AA'nın Kültür
îîakanlığı Giizel Sanatlar Genel Müdürü Mehmet
özel'den aldığı bilgiye göre Atatürk büst, heykel ve
anıtlan için özel bir kurul oluşturularak artistik, estetik
ve gerçeğe uygunluk açısından kontrol yapılacak.
Oluşturulacak kurulun "sansür kurulu" niteliği
taşımayacağmı belirten Mehmet özei, Türkiye'nin birçok
yerinden çeşitli eserlerle ilgili şikâyetler geldiğini, bu
nedenle Atatürk konulu tüm eserleri denetleyecek bir
kurul için yönerge hazırladıklarını söyledi.
Hayalicilere 45 yıl istendi
• İZMİR (Cumhuriyet Ege Biirosu) — Türkiye'de açılan
en buyük hayali ihracat davalarından olan 198 milyon
dolarlık "Kaş-Kalkan Hayali İhracat Davası"nda tzmir
DGM Savcısı, 14 sanık hakkında 7,5 ile 45 yıl arasında
değişen hapis cezaları istedi. DGM'deki dünkü
duruşmada Savcı Binbaşı Güner Yiğitbaşı, Nazar-R
gemisine ihraç malı diye patates yükleyen Cüneyt
Bozkurt, Zafer Titku, özcan Bezel, Ismail Akdağ,
Hikmet Adıyaman, Osman Nuri Nergün, Ahmet Aysel,
Sabahattin Hacıhamamoğlu, Cemal özsepet, Münir
Tosun ve Coşkun Şengüllü'nün 15 ile 22,5 hapsini istedi.
Gümrük memurları Mehmet Gökoğlu, Abdullah Demir
ve Tahsin Yetkiner'in 30-45 yıl arasında agır hapisle
cezalandınlmalarını mahkemeden isteyen Savcı Yiğitbaşı,
Tevfik Rıdvan Yenipazar ile Vefa fbrahim Aracı hakkında
görevsizlik kararı verilmesini önerdi. Duruşma, avukat
savunmaları için ileri bir tarihe ertelendi.
Alver, müşahede ahına alınacak
• ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) — Irak hesabına
casusluk yaptığı öne sürülen Türkiye Petrolleri eski
kontrolörü Ahmet Alver'in akli dengesinin yerinde olup
olmadığının saptanması için müşahede altına alınması
kararlaştınldı. Alver'in duruşmasına dün Genelkurmay
Askeri Mahkemesi'nde başlandı. Askeri savcı
iddianamesinde, Alver'in verdiği bilgilerin ülke
güvenliğini tehlikeye düşürür nitelikte olduğunu söyledi.
Savcı, Alver'in "milli müdafaya hiyanet" suçundan 15
yıldan az olmamak üzere cezalandırılmasını istedi.
Bir teröıist ölü ele geçirildi
• KARS (Cumhuriyet) — Kars'ın Kağızman ilçesi
Akçakale köyü yakmlarında güvenlik güçleriyle
çatışmaya giren silahlı teröristlerden birinin ölü, 5'inin de
yaralı olarak ele geçirildiği öğrenildi. Çatışmada özel
harekât timinde görevli biri komiser yardıması ile iki tim
mensubunun da yaralandığı belirtildi. Dün saat 16.00
sıralarında başlayan çatışmadan sonra bölgede
operasyonların sürdürüldüğü, kaydedildi.
Dogu'da soguk kı$
• ERZURUM/VAN (AA) — Soğuk ve yağışlı hava
doğuda etkisini sürdürüyor. Yoğun sis nedeniyle Erzurum
Havaalanı'nda uçak iniş kalkışlarına izin verilmiyor.
Alanda görüş mesafesinin zaman zaman 100 metrenin
altına düştüğünü belirten yetkililer, pistin kardan
temizlendiğini, ancak yoğun sisin seferlerin yapılmasına
enge) olduğunu bildirdiler. Erzurum, Erzincan, Kars ve
Ağrı'da hava sıcaklıklannda önemli azalmalar oldu.
Erzurum'da hava sıcakhğı önceki gece sıfınn altında 21
dereceye kadar düştü. Kars ve Ağrı'da ise gece hava
sıcaklığı eksi 17 derece olarak ölçüldü. Kar yağışı
Erzunım, Erzincan, Kars ve Agrı'da aralıklarla devam
ediyor.
Kocaeli Satranç Birincüigi
• KOCAELİ (AA) — tzmit Belediyesi'nin öncülüğünde
diizenlenen "Kocaeli Satranç Birinciliği" sona erdi.
Yapılan karşılaşmalar sonunda, ilk sırayı 6.5 eş puan
alan Reha Bilgin ile Aydın Satıcı paylaştılar. 34
oyuncunun katıldığı, Isviçre sistemi ile 7 tur üzerinden 3
hafta sonu devam eden karşılaşmalarda, ikinciliği 5
puanla Jsmail Gedik, üçüncülüğü yine 5 puanla Murat
Baran kazandılar. Ayrıca karşılaşmalara katılan bir
bilgisayar da 4.5 puanla beşinci sırayı aldı. Birinciliğin
ödül töreninden sonra Istanbul eski birincilerinden
Demir Büyüközkaya, 17 yanşmacıya karşı eğitim amaçlı
bir "simuJtane" gösterisi de yaptı.
BAŞSAĞLIĞI
SEKA eski Genel Müdür Yardıması
ALAADDİN
KISAKÜREK'in
vefatını üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz.
Merhuma Allah'tan rahmet, kederli ailesine ve
SEKA camiasına başsağlığı dileriz.
SEKA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
SHP lideriİnönü, Özal'ın 'savaş kaçınılmaz'sözlerini değerlendirdv
Savaş çığırtkanlığı bırakılsın'Mehmetçiğin kanıyla Sayın Özal prestijini
arttıramaz" diyen SHP Genel Başkanı İnönü,
"Savaşta öncülük yaparak değil, insan
haklarına ve sınırların korunmasına saygı
göstermekle prestij sağlanır" şeklinde konuştu.
ANKARA (Cnmhuriyet Bü-
rosu) — SHP Genel Başkanı Er-
dal tnönü. Cumhurbaşkanı
Targut Özal'ın, "Savaş
kacnulmaz" görüşünU eleştirir-
ken, "Savaş CJğırtkanlığı bir U-
rafa bırakjlmalı. Kacınümaz
olan savaş degil, Irak'ın Ku-
veyt'ten çekilmesidir. Savaş çö-
tnm degUdir... Sayın Özal pres-
tijini Mehmetçiğin kanıyla
arttıramaz" dedi.
İnönü, dün partisinin grup
toplantısında yaptığı konuşma-
da, özal'ın prestijini "savaşta
oncülük yaparak degil, insan
haklanna ve sınıriannın konın-
masına saygı göstermekle" sağ-
layabileceğini ifade ederken
TRT'yi de muhalefetin görüşle-
rinc yer vermemesi nedeniyle
suçladı. İnönü, "Savaş tehlike-
si konusBiKİa konssacagım" de-
dikten sonra özal'ın Tokyo'da
söylediği "Savaş kaçınılmaz"
sözlerine değinerek özetle şöyle
konuştu:
"Bu son derece yanlış bir de-
meçtir. Hem diinya, hem de
Türkiye'nin kamuoyunıı yanıl-
tan bir demeçtir. Kaçınılmaz
olan Irak'ın Kuveyt'ten çekil-
mesidir. Savaş bunun için tek
çare degildir. Savaş hiç çare de-
ğildir. Irak'a karşı bütün diin-
ya birleşmiş dunımda. Irak so-
per giiç de değil. tran'la yıllar-
ca savaştı. Sonunda berabere
kaldı. Tekrarediyonım, kaçuul-
maz olan Irak'ın Kuveyt'ten çe-
kilmesidir ve dünyanın gücii bu-
nu saglamaya >eter. Irak'ın Ku-
veyt'ten çekilmesi kayıtsız ve
şartsız olmalıdır. Oysa Sayın
Özal, Tokyo'da bir şart kosu-
yor, "Irak'ın toprak bütünlüğü-
nü korumaya kararlıyız, Irak'-
ın sınırları degişmeyecek" di-
yor. Bu şartı hernalde Sayın
Busn ile konuşarak açıkiıyor.
Irak'ın toprak bütünlüğü konı-
nacaksa sınırian degişmeyecek-
se niye savaş kaçuulmaz oluyor?
Savaştan başka çare yok mu?
EJbette var, ama buradaki yan-
tıslık Sayın Özal'ın katkı yaptı-
gı ABD'nin bugünkü politika-
sındadır. "
Körfez'de de Avrupa'dakine
benzer bir güvenlik işbirliği an-
laşmasının imzalanabileceğini
anlatan tnönü, bunun şartının
ise "savaş çıgırtkanlığının bıra-
kılması ve savaşın çözüm
olmadığının" oriaya konulma-
sı olduğunu bildirdi. tnönü, sa-
vaş halinde Irak'ın sınıriannın
korunacağı açıklamasını da
"Bir aMatmaca" diye niteleye-
rek, savaşan ülkelerin böyle bir
durumu istemeyeceğini ifade
etti.
özal'ın kişisel prestij için kri-
zi fırsat bildiğini ve Türkiye'ye
bu nedenle büyük zararlar ver-
diğini belirten İnönü, ABD Dı-
şişleri Bakanı James Baker'ın
"Türkiye'nin savaşa ginneye ni-
yetli olmadığı izlenimi
edindiğini" açıklamasına kar-
şın, özal'ın "Savaş çtkarsa ye-
rimizi alınz" dediğine işaret et-
ti. İnönü, "Sayın Özal kimi
kandınyor? Kişisel prestiji için
savaş olasılıgını alabildiğine is-
tismar ediyor. Savaşa girilirse o
yapma prestiji olduğu gibi
çökecektir" dedi.
özal'ın dünyaya Türkiye'nin
dış politika ve ekonomide ken-
disinin tek lider olduğunu gös-
termeye çalıştığını, bu nedenle
dünyayı dolaştığını ve ABD'nin
gözünde Türkiye'nin en yararh
insanı olarak ortaya çıktığmı
anlatan İnönü, AKKUM görüş-
melerine de değinerek "Oraya
da gidiyor. Bu anlaşmayı Sayın
Özal imzalarsa Türkiye açısın-
dan geçersiz olur. Sayın Akbu-
lut'a bir kez daha sonıyonım.
Bu anlaşmayı kim imzalayacak?
Eğer Sayın Akbulut imzalamaz-
sa benim nazarımda Başbakan
sıfatı o dakikada bitmiştir. Ar-
tık Başbakan degildir. Eğer
Özal imzalamayacaksa oraya
niye gidiyor? Böyle bir gezinrJ
için bizim bütçemizden para
çıkamaz" diye konuştu.
İnönü, Özal'ın her fırsatta
kendini Türkiye'nin "en yetki-
li insanı" gibi göstermeye çalış-
tığını ve Türkiye'de de "Dunya
beni Türkiye'nin başkanı olarak
görüyor, siz de kabul edin" de-
mek istediğini dile getirirken,
konuşmasını şöyle tamamladı:
"Sonunda iş bizim Mehmet-
çiğe bırakılıyor. Mehmetçiğin
kanını boşuna akıtacak oyunla-
ra karşıyız. Buradan bütün dün-
yayı uyanvorum; bu oyuna
Türkiye'de kimse gelmez. Sayın
Özal prestijini başka lürlü yük-
seltmeye çalışsın. Mehmetçiğin
canıyla, kanıyla oynayarak de-
ğil. Bu savaştan Türkiye hiçbir
şey kazanmaz. Savaşta Türki-
ye'nin yeri yoktnr. Bunu ABD'-
ye de Sovyetler Birliği'ne de
söylesin. Büyük ulkeler çıkan
olmazsa savaş çıkarmazlar. Bı-
rakın savaşı, sınırların korun-
masına saygıda, insan haklan-
na saygıda öncülük edelim."
SHP GRUBUNUN BASINA KAPAU BOLUMUNDE ADANA TARTIŞILDI
'Seçimle gelen seçimle gider'SHP GeneJ Başkanı İnönü,
seçimle gelenin her şeyi
yapamayacağmı söyledi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosıı) —
SHP TBMM grubunun dünkü toplan-
tısı bu kez de Adana ve Seyhan yönetim-
lerinin görevden alınması ile ilgili tartış-
malarla geçti.
Eski Genel Sekreter Deniz Baykal
yartlısı olarak bilinen Adana Milletvekili
Mahmut Keceli'nin eleştirilerine yanıt
veren Genel Başkan Erdal İnönü, "Ku-
rultayda verilen söze bağlıyız. Seçimle
gelen seçimle gider ama MYK üyesine fi-
ziki saldırı oldu. Inceleme yapma fırsa-
tı dahi vermediler. Seçimle gelen, her şe-
yi yapar anlamına gelmez" dedi.
Grupta gündem dışı ilk sözü alan Ke-
çeli, görevden almaların partiyi tahrip
ettiğini, Adana'ya giden MYK üyesi Ha-
san Zengin'in yöneticilere karşı kırıcı
davrandığını ve bir otelde "ekip" ola-
rak nitelenebilecek arkadaşlanyla bir
araya gelerek çıkanlan olaylar ardından
görevden almaların gerçekleştirildiğini
one sürdü. Keçeli, Zengin'in il başkanı
ve partilileri odasından kovduğunu, kü-
çük düşürdüğünü ve uydurma bir gerek-
çe ile görevden aldırdığını savundu.
Keçeli daha sonra Inönü'ye hitaben
özetle şunlan söyledi:
"Biz partimizin ve partililerin güven-
cesi olarak sizi görüyonız. Fesihler par-
timizi büyütme/. bilakis küçültür. Par-
tiHleri birbirine duşman haline getirir.
Sizden istirhamım sözlerinize ve taah-
hütlerinize sahip çıkın. Sizin güvenilir-
liğiniz bunu gerektirir. Bugün Adana ya-
rın başka örgutlere el atılmasına parti-
ye ne de yönetimi elinde bulunduranla-
ra hayır getirir. Bu karan gözden geçi-
rin, yanlışlığı dıizeltin."
Bu sözler üzerine oturduğu yerden
ayağa kalkarak söz alan İnönü, "Seçim-
le gelen seçimle gider sözüne bağlıyız.
Ancak tüzüğe ve parti disiplinine uymak
gereklidir. Bizim aldığımız kararı uygu-
lamadıklan gibi, oraya giden MYK üyesi
arkadaşımıza da inceleme fırsatı dahi
vermediler. Fiziki bir saldın oldu. Or-
tada bir disiplin suçu vardı ve görevden
almaktan başka çare kalmamıştı. Seçim-
le gelen seçimle gider ama seçimle gelen-
ler her şeyi yapar, kimse kanşamaz an-
lamına gelmez bu" dedi.
MYK üyesi Zengin de cevabi konuş-
masında, olay hakkındaki ayrıntıları an-
latarak üye sahteciliği yapıldığını, ken-
disine belediye araçları ile gelen beledi-
ye işçilerinin saldırtıldığını söyledi. Zen-
gin, ilce yönetimlerinin haberi olmadan,
mahalle muhtarlıklarından alınan ika-
metgâh ilmuhabirleri ile yüzlerce üye ya-
pıldığını ve aidatlannın Belediye Başkanı
Selahattin Çolak'a ödettirildiğini, sah-
te mühürle kaydedilen bazı üyelerin
formlarının da çuvallarla belediye bina-
sına taşındığını söyledi.
Genel sekreter yardımcılan Cevdet
Selvi ve Abdülkadir Ateş, geçen grup
toplantılannı örnek göstererek grup baş-
kanvekili Hasan Fehmi Güneş'in, "Bu
tür tartışmaJarın grupta yapılmasına izin
vermediğini, oysa şimdi grupta parla-
mento faaliyetleri konuşulacakken bu
tur tartışmalarla boşu boşuna zaman
kaybedildiğini" söylediler.
Daha sonra geçılen genel görüşmede
söz alan İstanbul Milletvekili Ismail
Cem, partinin değişik projeler üretmesi
gerektiğini, laiklik yanında, vergi poli-
tikalan konusunda boşluk olduğunu an-
lattı. Cem, cumhurbaşkanlığı ve erken
seçim konusunda da özetle şu gorüşlere
yer verdi:
"Şimdi geç oldu ama cumhurbaşkan-
lığı seçimlerinde biz aday çıkarabilirdik.
Ayrıca, 'Köşke çıktım, elini sıktım' gi-
bi terminolojik, üstyapısal tartışmalar
yerine, köklü ve somut politikilar iıre-
tebilirdik."
Tabansız
iktidara
gidilmez'
Görevden alınan SHP
Adana İl Başkanı 15
bin kaydın gerçek
olduğunu söyledi.
ADANA (Cumfcuriyet
Güney tlleri BUrosu) —
MYK karanyla görevden alı-
nan SHP eski il başkanı Fev-
zi Ciritçi, SHP Genel Başka-
nı Erdal Inönü'nün son ola-
ğanüstü kurultayda söyledi-
ği "örgutlere dokundurt-
mam" sözünün üzerinden 45
gün geçmeden görevden alın-
malannın "demokrasi nutuk-
lan çekenlerin nasıl kişiler ol-
duğunu gösterdiğini" söyle-
di. MYK üyelerini "tabansız"
olmakla suçlayan Ciritçi, tar-
tışmalı 15 bin kaydın hiçbir
sorunu olmadığını öne sürdü
ve "Bu zihniyete karşı müca-
delemi sürdüreceğim" dedi.
Fevzi Ciritçi dün bazı be-
lediye calışanlan, Meclis üye-
leri ve bir grup partilinin de
katıldığı bir basın toplantısı
düzenleyerek görevden alın-
malannı, "Kendilerinden ol-
madığı için MYK'nın ceza-
landırması" olarak değerlen-
dirdi. SHP Genel Başkanı
tnönü'nün kurultaydaki
"Eğer genel başkan olursam,
ne olursa olsun örgutlere do-
kundurtmam" biçimindeki
sözlerine, görevden alınma
kararının ters düştüğünü vur-
gulayan Fevzi Ciritçi, sahte-
liği ve tüzüğe aykınlığı sav-
lanan 15 bin üyenin de "ta-
mamen gerçek kayıt" oldu-
ğunu öne sürdü. Seyhan llçe
Başkanı Mehmet Salıcı'yı ba-
zı üyeleri kaydettirmemek,
kaydedilenleri de genel mer-
keze göndermemekle suçla-
yan Ciritçi, "Cezalandınlan
arkadaşlar mecbur kalıp ka-
yıtları genel merkeze götür-
müşlerdir. Kayıtlar ilçeden
geçmişür. Eğer bu arkadaş-
lar suçjuysa parti üyeUğinden
istifa etmeye hazınm" diye
konuştu.
DSPGenelBaşkanı Ecevit, "Terörün sorumlusupolis değil" dedl
'Gddi bir irtica tehlikesi Var'
DSP
"Dinci kesimle dini
siyasetten uzak tutmak
isteyen kesim arasında
kutuplaşma eğilimleri
görülüyor" diyen DSP lideri
Ecevit, lçişleri ve Emniyet
teşkilatında çok sakıncalı
düzenlemeler yapıldığını
söyledi.
BETÜL UNCULAR
ANKARA — Bölent Eccrit,
DSP'nin 5. kuruluş yıldönümü
nedeniyle Cumhuriyet'in soru-
lannı yanıtlarken, "terörün so-
ramlusunun polis olmadığını",
lçişleri ve Emniyet örgütünde
çok sakıncalı bazı düzenlemeler
yapıldığını söyledi. Son zaman-
larda dinci kesimle dini siyaset-
ten uzak tutmak isteyen kesim
arasında kutuplaşma eğilimleri-
nin görüldüğünü belirten DSP
lideri, yurtdışından kaynakla-
nan ciddi bir irtica tehlikesi gor-
düğünü anlattı. Ecevit, Alman-
ya'dan kaba tehditler de içeren
tepki yaalan aldığını acıklad.
DSP'nin 5. kuruluş yıldönü-
münün bugün yerine 17 kasım
cumartesi günü Izmir Bomova'-
da düzenlenecek bir toplantıy-
la kutlanacağını belirten Ecevit,
sorulanmıa şöyle yanıtladı:
Terörde kaygı verici
farmanış
— Tırmanan terörle ilgili gö-
rtlşlerinizi alabilir miyim?
ECEVİT — Son zamanlarda
terör eylemlerinde ciddi, kaygı
verici bir tırmanış görülüyor.
Oysa kanımca, bugünkü terör-
le başa çıkmanın 12 Eylul öncesi
terörle başa çıkmaktan çok da-
ha kolay olması gerekir. Çünkü
12 Eylül öncesi terör eylemlerin-
de gerek sağcı gerek solcu diye
ECEVİT — Terör eylemleri kaygı verici tırmamşta.
nitelenen eylemlerin arkasında
bazı yasal ve yasal görüntülü ör-
gütler vardı. Toplum içinde o
gruplan destekleyen kesimler
vardı. Oysa şimdiki terör eylem-
lerinin, ozellikJe İstanbul Anka-
ra gibi büyük kentlerde yer alan
eylemlerin arkasında örgütlü ve-
ya örgutsüz herhangi bir toplum
desteği yok. Bunlar, belli ki kü-
çük ve profesyonel terör ekip-
leridir. Onun için iyi önlemler
alınırsa, yeterli bir istihbarat dü-
zenı oJuşturulursa, terörle eski-
sine göre daha kolayhkla başe-
dilebilir. Fakat iç güvenlik kuv-
vetlerinin bu bakımdan ciddi
eksiklikleri ve yetersizlikleri var-
dır. Bunun sorumlusu polis de-
gildir. lçişleri Bakanlığı'nda ve
emniyet teşkilatında çok sakın-
calı bazı düzenlemeler yapdmış-
tır veya düzensiziik vardır. Po-
lisin tüm çabasına karşın etkili
önlemler almamamaktadır.
12 Eylül öncesinde daha çok
sağın ve solun uç kesimlerinde
yoğunlaşan, odaklaşan eylemler
vardı. Artık sağ-sol kutuplaş-
ması bütün dünyada geçerliğini
yitirdi. Şimdi, özellikle son Kör-
fez bunahmının neden olacağı
olumsuz gelişmeler yüzünden
eski sağ-sol kutuplaşmasımn ye-
rini, dinsel kutuplaşma alabilir.
Türkiye'de de eski sağ-sol ku-
tuplaşmasımn yerine dinci ke-
simle dini siyasetten uzak tut-
mak isteyen kesim arasında ku-
tuplaşma eğilimleri görülüyor.
Fakat ben bunun ülke dışından
körüklendiği kanısındayım.
Türkiye'deki yasal örgütlerin,
yasal çerçevede faaliyet göster-
mek isteyen örgütlerin bu tür te-
rör eylemlerinden ve kutuplaş-
madan rahatsız olduklannı tah-
min ediyorum. Daha çok Türk-
iye dışından Türkiye'ye yönelik
terör kışkırtmalan var ve bunun
da hedefi Turkiye'de demokra-
siyi engellemek ve laikliği çö-
kertmek.
Ben ve DSP, dine bağlı fakat
laikliği de benimsemiş kesimler-
le diyalog kurmakta hiç güçlük
çekmiyoruz. Bunu kurarken la-
ikliğe ödünsüz biçimde bağlılı-
ğımızı her vesileyle vurguluyo-
ruz. Türkiye'deki dine bağlı ke-
simler bunu anlayışla karşdıyor.
Fakat yurtdışmdan, örneğin Al-
manya'dan kaba tehditler de
içeren tepki yazılan alıyorum.
Türkiye'ye yönelik kışkırtmalar
daha çok yurtdışından kaynak-
lanmaktadır.
— Siyasi iktidann ba tahrik-
lere yaklaşımını nasıl değerlen-
diriyorsunuz?
ECEVİT — Tabii bu kutup-
laşmanm en yoğun olduğu ku-
ruluş ANAP. ANAP içinde son
kutuplaşma, daha çok din ko-
nusuyla ilgili kutuplaşma çok
belirgin ve bu devlet yönetimi-
ni de çok olumsuz biçimde et-
kiliyor. Maalesef ANAP yöne-
timi parti içinde sorunu çözebil-
mek için gerekli siyasal iradeyi
göstermiyor. Parti düzeyinde
çözemeyince, Türkiye düzeyin-
de hiç çözemiyor.
Türk toplumundan kaynakla-
nan bir irtica tehlikesi görmüyo-
rum. Fakat yurtdışından, bazı
Ortadoğu ülkelerinden kaynak-
lanan ciddi bir tehlike gö-
riiyorum.
ISTAHBUL'dan HİKMET ÇETİNKAYA
i
Uye Yazımlan
İSTANBUL — Üye yazımları SHP'nin
başına çeşitli sorunlar açıyor. Adana
1
nın Seyhan örgütündeki karışıklık
SHP'de çalkantının giderek yoğunlaş-
masına neden oluyor.
Acaba bu aşamada kim haklı. kim
haksız? Adana ve Seyhan örgütlerinin
görevden alınmasmın ardında yatan
gerçek nedtr?
İsterseniz MYK üyesi Hasan Zengirf
in hazırladığı rapora bir göz atalım...
Seyhan ilçe Başkanı Mehmet Salıcı
ve İlçe Sekreteri Süleyman Timur,
19.10.1990 tarihinde SHP Genel Baş-
kanı Erdaj İnönü'ye bir dilekçeyle baş-
vurdular. İki yönetici, Ankara'dan sağ-
lanan üyelik formlan ve makbuzlaria
Adana Belediyesi çalısanlarının, il baş-
kanlığı aracılığıyla üye yapıldığını öne
^ördüter.
Bu savlar daha önce araştırılmaya
başlandı. Önce örgütlerden sorumlu
Gene Sekreter Yardımcısı Güneş Gür-
seler, ardından MYK üyesi Hasan Zen-
gin, iddiayı yerinde incelediler.
Seyhan İlçe Başkanlığı'nın genel
merkeze gönderdiği 4539 yenilemeyle
14.6.1990 tarihinde üç aylık sürelerinin
dolmasıyla üyeliğe alınma kararı veri-
len 10 bin 601 kişiyte birlikte toplam üye
sayısımn 15 bin 140 olduğu anlaşıldı.
Ancak genel merkeze gönderilen diğer
toplam 14 bin 113 üyeden Seyhan llçe
Yönetim Kurulu'nun bilgisi olmadığı,
bunlardan 7 bin 277 yeni üye ile 704 ye-
nileme kaydının üst yazısırtda ilçe Baş-
kanı Saltcı'nın yerine bir başkasının im-
za attığı saptandı. Belırtılen bu 14 bin
113 toplam üye kaydının üyelik başvu-
ru belgelerinin ilçede kalması gereken
kopyalannın kurultay sonrasında il baş-
kanı tarafından Seyhan İlçe Başkanlı-
ğı bolümüne kaydırıldığı ortaya çıktı.
Dinleyin, daha bitmedi...
İhtilaflı 14 bin 113 üye kaydı için ke-
silen makbuzların genel merkezden
doğrudan ya da dolaylı yollardan Ada-
na II Başkanlığı'na gönderildiği, il say-
manlığınca bunların düzenli olarak ka-
yıtlarının tutulmadığı, ilçelere aktarılma-
sında titiz davranılmadığı, sonuçta Sey-
han ilçesinde ihtilaflı üye kayıtlarıyla il-
gili olarak kesilen makbuzların değiş-
tirilmiş olduğu anlaşıldı.
Adı Cezmi Tünay. Seyhan Belediye-
si'nde işçi. SHP İlçe Yönetim Kurulu
üyesi. ilçe başkanıyla arası açık. 106
cildin tümünü kullanmış. Bu makbuz-
lar nedeniyle zimmetinde 22 milyon
500 bin lira gözüküyor.
Adı Berati Çelik. Büyükşehir Hal Mü-
dürlüğü'nde işçi. İlçe yönetim kurulu
üyesi. 274 cilt makbuzu ilçe başkanı-
nın bilgisi dışında kullanmış. Bu neden-
le zimmetinde 68 milyon 500 bin lira
gözüküyor.
Zabıta Müdür Yardımcısı Yılmaz Ya-
kar'ın 3 milyon 500 bin, kısaca toplam
103 milyon lira zimmet yolsuzluğu çı-
kıyor ortaya. Ayrıca Adana SHP İl Baş-
kanı Çukurova Belediyeler Birliği'nden
danışmanlık ücreti, bir bölüm il ve ilçe
yöneticilerinin Adana Büyükşehir
Belediyesi'yfe, Seyhan Belediyesi'nde
görevde bulunması ilginçtir.
Özetlersek, Adana'da yaşanan olay
budur...
Bakalım parti içi muhalefet bu konu
da neler söyleyecek?
Bekliyoruz...
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — 12 Eylul'le birlikte si-
yasetten yasaklanan Bülent
Ecevit, yaptığı konuşmalarda
açıkladığı görüşlerinden dolayı
mahkeme mahkeme dolaşırken
eşi Rahşan Ecevit ve çok sayıda
arkadaşının kurduğu "Demok-
ratik Sol Parti" için lçişleri Ba~
kanlığı'na 14 Kasım 1985 günü
resmen başvuruluyordu. Rahşan
Ecevit'in genel başkanlığında,
bugün artık yakın çevresinde
bulunmayan kişilerle siyasi ya-
şamda mücadeleye giren parti,
tarlada, fabrikada, çarşı ve pa-
zarda örgütlenmeyi amaçlıyor,
kendilerini "çile çiçekleri" ola-
rak tanımlıyorlardı.
HP'den ayrılan bir grupla
TBMM'de grup kuran ve sesini
TV'den de yaymaya başlayan
DSP'nin Genel Sekreteri Necat
Hamzaoğlu işçi olarak çalıştığı
Avusturya'dan dönerek aktif
politikaya katılmıştı. Bu arada
siyasi yasaklann kalkması konu-
sunda verilen mücadele miting-
lerinde önce Rahşan Ecevit
konuşuyor, sonra sözü, yasaklı
eşi Bülent Ecevit'e bırakıyordu.
Bütçeden Hazine yardımı al-
malan SHP tarafından "SHP*yi
bölmenin ANAP'ça
ödüllendirilmesi" olarak nite-
lendirildi. 1987 referandumuyla
yasağı kaldırılan Ecevit, partisi-
nin başına geçtikten sonra da
DSP, kuruluşundan beri sürek-
li yönetim kadrosu değiştiren bir
parti olma hüviyetinden kendi-
sini kurtaramadı. 1987 seçimle-
rinde barajı aşamayarak
parlamentoya giremeyince, Ece-
vit genel başkanük koltuğunu,
bir süre siyasetten ve genel baş-
kanlıktan uzaklaştığını söyleye-
rek Necdet Karababa'ya bıraktı.
Bu arada Celal Kürkoğlu is-
mindeki bir kurucu üye parti
içinde muhalefet bayrağı açtı ve
yönetimle mahkenıelik oldu.
Kürkoğlu SHP'ye geçti.
Siyasi mücadelesinde sürekli
olarak SHP'yi en acımasız söz-
lerle eleştiren ve SHP ile birleş-
menin ancak tabanda
gerçekleşebileceği tezini savunan
Ecevit'e göre, ufukta bir koalis-
yon gözüküyor. Ecevit, DSP ve
SHP'nin parlamentoda rahat
bir çoğunluk oluşturabileceğinin
görüldüğünü dile getiriyor. "Bu,
Meclis'te birleşme anlamına gel-
mez. İki partinin seçim sonra-
snda iktidan belirieyebilecekleri
anlamına gelir" diyen Ecevit,
nasıl bir iktidarın belirleneceği-
ni bugünden söylemenin ola-
naksızlığına işaret ediyor.
DSP kurucusu Haluk Özdal-
ga, partiye yönelik suçlama ve
eleştirileri nedeniyle MKYK ta-
rafından verildiği Merkez Disip-
lin Kurulu'nda yargılandı.
Savunma vermeyen Ozdalga,
partiden kesin olarak ihraç edil-
di.