05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/6 DİZİ-RÖPORTAJ 12 KASIM 1990 'Insan gereksinmelerine en uygun yaşama mekânı neresidir' tartışması sürüyor m Gecekondu mu toplu konut mu?1980'lerden bu yana ülkede giderek yaygınlaşan toplu konutlara, gecekondularda yaşayanlar nasıl bakıyor? Bu konutları benimseyebiliyorlar mı? Seçme şanslan olsa toplu konutlarda mı yoksa gecekondularda mı yaşamayı yeğlerdi? - 2 — TÜREY KÖSE İZMİR — Mimar Cengiz Bektaş toplu ko- nutların "en ufak bir biçimde bile biziın in- sanımız için diişünülmüş >anı olmadığını, standart yaşam biçimi öngören standart konutlar" olduğunu söyluyor. Ve Bekjaş'a göre insanlar bu konutları "yuva" değil "mal" gibi görüyorlar. lnsanlann "yuva"- larını yitirmelerinin sonuçları ne oluyor? Bektaş bu soruya şu yanıtı veriyor: "İnsanlar beton kutularda yalnızlığa iti- llyor. Türkiye'nin sorunlarıyla ilgisi olma- yma insanlar üretiyoruz. On yd sonra o in- sanlar çok daha biı>uk sorunlara yol aça- cak. Viyana'da bu tıir bloklar >apıldı, son- ra yeni bir meslek türedi: Sosyal doktorlar. Biz kimiz, neyiz, bnnlar gozetilmeden tek dden çıkraışçasına aynı tip konutlar üreti- liyor. O zaman bu yuva olmuyor, mal olu- yor. Kiilıür kirlenmesi yaşanıyor. Felaket tel- talifı yapmak istemiyonım, ama kenderimi- zin geleceğini iyi görmuyorum. Buyük so- ranlar yaşanacak. Ülkeye yabancı, garip kuklalar gibi olacağu." Cengiz Bektaş yaşadıkları konutlara in- sanların hiçbir katkılarının olmamasından da yakınıyor. "Demokrasi sadece oy vermek gibi görülüyor. Oysa insanlar apartman yö- netim kunılu gibi kendi yaşama birimleri- ni de yönetmelidir" diyor. Mimar Hasan Özbay toplu konut alan- lannı insanların isteyebÛeceği mekânlar ola- rak kabul etmenin ve bunlara "ev" deme- nin çok zor olduğunu vurguluyor. "Bunlar insan silolandır" diyen Özbay, sozlerinı şöy- le surdürüyor: "L'lkemizde son yıllarda gerek koopera- tifler gerekse de özel girişimciler eliyle üre- tilen konut alanları mekânsal kaliteyi salt flziki düzevde içermektedir. Çoğunun fizi- ki nitelikleri de ayrıca tartışma konusudur. Ancak bunlar ekonomik gerekcelerle tek bir tipin defalarca tekrar edilmesiyle üretilmiş kentsel mekânlardır. Çeşitlilik >oktur. mo- notondur, kimliksizdir. Bu mekânlann ta- sarianmasında estetik kaygı yoktur. Bunlar ancak insan silolandır. Fakat toplumun bu- nu anlaması da zordur. Gunumuzde bu ko- nutiar toplumun ozlemi haline gelmiştir. Kitleier başını sokacak yer bulma telaşın- dadır. estetik kajgıları gözetecek hali yok- tur. Tehlikeli olan da budur." özbay toplu konutlardaki mimari katkı- nın arttırılmasını mimarın tek başına başa- ramayacağı kanısında. Olayın temelde kül- türel bir sorun olduğunu, toplumun mimar- dan böyle bir hizmet beklemediğini, işi ucuzlatmak için mimardan tek tip talep edildiğini söyluyor. Özbay'a göre kentsel çevre, mimar, şehirci, ekonomist, altyapı uz- manlan, peyzaj miman gibi tüm ihtisas dal- Gecekondu taalkı toplu konut yaşamını reddediyor, aityapısızlığa ragmen kendine ait 'bahçeli bir ev'i tercih ediyor. (Fotograf: Ergun Çagatay) laruıın birlikte ürün vermesiyle oluştu- rulmalı. Mimar Oktay Ekinci toplu konutlann ge- lecekte önemli sosyal sorunlara yol açaca- ğına inanıyor. Ucuz oluyor diye tip proje- ler uygulanmasınm kentleri kimliksizleştir- diğini söyluyor. Ekinci aynca bir başka teh- likeye dikkat çekiyor: Kentlerde yaşayanla- nn "mutena semüer" ile "tophı konut Mok- larT'nda oturanlar olarak iki ana sosyal di- lime ayrılması. Ekinci, iki farkh kültür, iki farklı yaşam tarzı, iki farklı hizmet anlayı- şının sürekli çatışması sonunda kentlerin "ne şehir ne de köy olan, ama kişiliksizlik- leri açısından giderek birbirine benzeyen bi- rer yapı yığmlart alanlan" durumuna gel- diğini vurguluyor. Ekinci, "Ne yapılmah" sorusuna da şu yanıtı veriyor: "Kentlerde kunılan yeni mahalleler salt olabildigince çok konut üretmek iızere de- ğil, daha da önemli olarak kentlerimizin fı- ziksel, kultürei, sosyal ve ekonomik özellik- leri ve ilişkilerivle butünleşecek şekilde ele ahnmalı. Bir kentte yaşayan herkesin o kenti şehir yapan ozelliklerden sonuna kadar ya- rarlanması ve bu anlamda şebirli olarak kent yasamına katılması giinümuzde en te- mel insan haklarından biri durumuna gel- miştir." 'Toplu konut. bir kümestir' DYP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Diilger de bir mimar. Dülger "mimar" sı- fatıyla konuşurken toplu konutlan bir "kümes" olarak nitelendiriyor. "Eğer po- litikacı olmasaydun, Tiirk ailesinin yaşamı- na uygun konut nasıl olur, bunu araştınrdım" diyen Dülger, sözlerini şöyle surdürüyor: "Toplu konutlar ortalama bir Türk aile- si ne diişünür, ne yer, nasıl geçinir, nasıl ya- şar soruları yamtlanmadan yapılıyor. Yağ- mur yagarken dam altına girmekle, bugii- nttn kooperatif konutlarında yaşamak ara- sında fark yok. Konutlarda hiçbir mimari katkı yok. Tiirkiye heniu ikamet etmiyor, mimarlar da ikamete uygun bir şey yapmı- yor. Daha barınma seviyesindeyiz. Toplu konut bir kümestir. O kümeste yaşayıp in- sanlar ne yapacak? Mahalle birimi yok ol- du. Eskiden mahallenin zengini vardı, yok- sulu vardı, mahallede sosyaJ dayanışma var- dı. Şimdi btttiin bunlar yok oldu." Mehmet Dülger 'iıst üste binmiş binalar- dan vazgeçmenin mümkün olmadıgını" go- ruşünde. "BugUnkii nıifus artışı mutlaka iist üsteliği gerektiriyor. Ama evler 120 met- rekareden aşağı olmamalı. Türk ailesi da- racık evlerde yaşayamaz. Aynca konutlar dört beş kattan yüksek olmamalı, çevreleri yeşil olmalı. insanlann ihtiyaçlan gözetile- rek planlanmalı" diyor. Gecekondu ve toplu konut Gecekondu mu toplu konut mu? Bu tar- tışma henüz sonuçlanmış bir tartışma de- ğil. Kolay kolay da sonuçlanacak gibi gö- zükmüyor. Bazıları insanlann kendi gerek- sinimlerine göre yaptıkları gecekonduları savunuyor, bazıları da "yasal ve altyapılı" toplu konutları... 1980'lerden bu yana ülkede giderek yay- gınlaşan toplu konutlara, gecekondularda yaşayanlar nasıl bakıyor? Bu konutları be- nimseyebiliyorlar mı? Seçme şanslan olsa toplu konutlarda mı yoksa gecekondular- da mı yaşamayı yeğlerlerdi? Sosyolog yazar Prof. Dr. Emre Kongar gecekondu halkının toplu konut yaşamını reddettiğini söyluyor. "Yani kabul etmemek falan değil, yapıyorsunuz, inşa ediyorsunuz, bu zelzele bölgelerinde görüldii, insanlar gitmiyor" diyor. Prof. Dr. Emre Kongar bu- nun gerekçelerini ise şöyle anlatıyor: "Gecekondu halkı, istediğiniz kadar top- lu konutun tçine konforu kovun. o tek kat- lı, kuçük, bahçeli evi tercih ediyor ve hangi standarta göre bakarsanız bakın bence doğ- ru da bir tercih bu. Dünyanın neresinde siz bahçeli bir villadan insanı alıp da apartman içindeki 50 veya 80 metrekarelik eve soka- bilirsiniz. Dtinyada, nufiis yogunluğunun artışından ortaya çıkan yüksek katlı apart- manlara dayalı bu toplu knnut projeleri tar- tışüıyor. Turkiye'de bu tartışma iyice aleyhte bir sonuç verir durumda. Sosyolojik açıdan bakıldığında da gecekondu bir yaşam biçi- mi olarak ortaya çıkıyor. Üstelik bu yaşa- ma biçimi, en liiks, en üstün yaşama biçi- mi olan tek katlı villa tipi evdeki yaşama bi- çimi." Prof. Dr. Emre Kongar gecekondularda çağdaş ölçülere göre özlenen insan-doğa ilişkisinin gerçekleştirildiği kanısında. Ge- cekondularda yaşayanların hem kırsal ya- şamı kente taşıdıklannı hem de kentin ola- naklarından yararlandıklannı söylüyor. Prof. Dr. Emre Kongar dunyada toplu ko- nut uygulamasının ciddi bir kent planlaması alternatifi olarak ortaya çıktığını belirterek "Türkiye'deki duruma bakarsak toplu ko- nut projeleri açısından en önemli öğenin, toprak rantını kontrol etme öğesinin olma- dıgını görürüz. Çunku gecekondulaşma olayı denilen biçimde yeni kent bolgelerini mafya kontrol ediyor. Boyle olunca da ge- lişürtten toplu konut projeleri bir defa kente yeni gelen halkın ihtiyaçlanna cevap veren projeler olmaktan uzak bir niteiik taşıyor" diyor. Prof. Dr. Emre Kongar'a göre Türkiyei de toplu konut kavramı gecekondu mode- line uygun biçimde yeniden oluşturulmalı. Bunun için de toplu konutlar yüksek katlı olmamalı, bahçeli olmalı, yaygın alanlara dağılmalı ve devletin altyapı yapmasından sonra kişist'I becerileriyle evlerini tamam- lamak isteyenlere kredi benzeri olanaklar ta- nınıp "dinamik gecekondu halkının girişim- ciliğiyle devlet olanakları buluşturulmalı." 'Toplu konutlar zorunlu' Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fa- kültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Ce- vat Geray toplu konutlara yönelik eleştiri- lere katılmıyor. Geray, hem Kent-Koop'ta görev yapmış bir kişi hem de Batı Kent'te yaşayan bir yurttaş olarak toplu konutlar- dan memnun. Mimarlarırı sert eleştirileri- ne "Mimarlar her zaman estetik açıdan be- ğenmezler. Ama mimaıiık kadar ekonomi ve sosyal işlevler de önemli. Toplu konut- lar savaş sonrası sıkıntılan gidermede, bora- balanmış, yok edümiş kentlerde biiyüyen konut sorununun çözümüne yaradı. Fran- sa'da, tsveç'te, Polonya'da bunun giizel ör- nekleri var. Toplu konutlardan çok, yap- satçılann yaptığı beton yığıolarına yüklen- mek gerekli" karşıhğını veriyor. Prof. Dr. Cevat Geray da toplu konutla- rı savunurken artan konut gereksinimine dikkat çekiyor ve bugün anakentlerde nü- fusun büyük çoğunluğunun imarsız, izin- siz gecekondu alanlarında yaşadığını söy- lüyor. Prof. Dr. Cevat Geray son söz ola- rak, "Çagdaş kentleşme açısından çöziim yolu toplu konuta yönelmektir. Bunun ba- şanlı örnekleri de vardır, başansız örnek- leri de" diyor. Başarı için de devlet desteği ve yerel yönetim desteğinin zorunlu oldu- ğunu sözlerine ekliyor. Siyasi partiler nasıl bakıyor? ANAP "toplu konut" modeline büyük önem verirken diğer siyasi partiler bu mo- dele nasıl bakıyor? SHP programında "Ko- nut sorununa bir yaşam çevresi yaratılması açısından bakıldığından, toplu konut giri- şimlerine özellikle önem verildiği" vurgu- lanıyor. Aynca devletin yalnızca "miilk konut" üretimine dayanan bir politika iz- lemesinin doğru bulunmadığı, "kiralık konut" arzını da arttıncı bir politika izlen- mesi gereğine dikkat çekiliyor. DYP programında da "herkesin bir mes- kene sahip olması hedefimizdir' denilerek şu göruşlere yer veriliyor: "Gecekondu problemini sosyal mesken ve mevcutlardan ıslahı mümkün olanlann, bel- li bir plan içinde ı>lah yolu ile çözümü ko- nut meselesinde devletin emrivakileri düzen- leme yerine, önceden tedbir almasını, bu maksatla/şehir gelişme alanlannda altya- pısı hazırlanmış, önceden planlanmış arsa- lann alt gelir gruplarındaki vatandaşlardan ev yapacaklara, belli vasıflara uygun inşa- at yapmalan şartı ile kredili olarak verilme- sini, böylelikle yeni gecekondu yapılması- nın önlenmesi ve mevcutların ıslahında bu yoldan faydalanılmasını uygun buluruz." Yaşanan mekânlar üzerine düşünmek Bir yanda bazı ülkelerde yıkımlarla so- nuçlanan toplu konut deneyimi, diğer yan- da giderek artan nüfus ve kentleşme nede- niyle artık milyonlarla anılmaya başlayan konut gereksinimi. Soruna "5 milyon ko- nut açığımız var" diye bakıldığında, ureti- len toplu konutlara estetik kaygılar ya da "uzun erimde burada yaşayanlar mutlu ola- cak mı?" diye yaklaşmak bugün için "lüks kaygılar" olarak nitelendirilebilir. Oysa da- ha önce bu deneyimi yaşayan ulkelerdeki so- nuçlara bakıldığında, bunların hiç de "lüks kaygılar" olmadığı görülüyor. önemli olan insanlann yaşadıkları mekânlann oluşumu- na katkıda bulunmalan, yaşadiKİan mekân- lar üzerine düşünmeleri ve tartışmalan, ka- tılmalan... Felsefeci-yazar Kiirşat Bumin "Demok- rasi Arayışında Kent" adlı kitabının önsö- zünde "Batı'da devlet 'ev 'i ve 'şehir'i kurar- ken eyleminin yamnda bir siirii de laf etmiş- ken bizde tamamen farklı olarak insanla- nn 'yuvasını yapmak' için bildik yöntem- •erle yetinmiş" diyor. Bumin "ne yapmalı" sorusuna da şu karşılığı veriyor: "Diğerlerinin olduğu gibi şehri konu alan bir duşuncenin önündeki engelin de iilke- deki politika anlayışının değişmesiyle kal- kacağını söyleyebiliriz. Bu anlayış, içerisinde kulturun, şehir kulturunun en fazla geliş- me imkânı bulacağı bir politik-idari refor- ma yönelmelidir. Yeni politik yapı gerçek bir adem-i merkeziyetçi yapı olmalıdır. Ekono- mik, toplumsal, kultürei bütün alanlarda güçlenmiş, hemşerileriyle gerçek bir diya- log içine girmiş yerel yöneümler; insanlan olduğu gibi şehirleri de birbirinin aynı yap- maya çalışan, bir buyük 'bir' peşinde ko- şan merkeziyetçi bir yapının karşısında tek çıkış yolu gibi görünmektedir. İnsanlan ve şehirleri kendi malı gibi gören bir giiciin karşısında 'bu bizim şehrimiz' diyerek dü- şiinmeye ve yaşamaya başlayacak şchiriile- re herhalde bu yoldan ulaşüabilecektir." —BtTTt— MALİYE VE GÜMRÜK BAKANLIĞI MUHASEBAT GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN Maliye ve Gümrük Bakanhğı Muhasebat Genel Müdürlüğunce 15.12.1990 (Curaanesi) tarihinde bakanlığımızda ve diğer kamu ku- rumlanndaki memurlann kalüabileceti devlet muhasebe uzman aday- hğı yarışma sınavı açıklanacaktır. SINAVA KATILACAK ADAYLARIN a) Siyasal Bilgiler, Iktısat, Hukuk, Ona Doğu Teknık Üniversite- si, Iktisadı ve İdari Bilimler Fakultesi ile bunlara bağlı yüksek okul- lar veya bu okullar gibi; Maliye, Muhasebe, Iktisat, Işletme, Hukuk konularında a&rlıklı olarak eğitim veren en az4 vıl sureli ve yukan- da belirtılen eğitim kurumlanna eşitliği yetkili kurumlarca belirle- nen yerli ve yabancı fakulte, akademi ve yüksek okullardan birini bitirmi; olmaları, b) Erkek adaylann askerliklerini yapmış olmaları, askerlikten muaf (bağışık) tutulmalan veya tecilli olmaları, c) 1.1.1990 tarihi itibariyle 35 yaşını doldurmamış bulunmalan, d) Yapılacak inceleme ve soruşturma sonucunda uzman olmalan- na engel hallerinin bulunmadığının anlaşılması gerekmektedir. Smava giriş şartları ve sınav konulannı gösteren duyuru ık baş- vuru formu, Ankara'da Muhasebat Genel Müdurlüğu Personel Ata- ma Şubesi Mudurlugıi'nden, İUerde Oefterdarlıklardan, llçelerde Malmüdürlüklerinden sağlanabilir. Yazüı ve sözlü sınavian kazanan adaylar Devlet Muhasebe Uzmanı olarak yetiştirilmek ve Ankara'da istihdam edilmek üzer&aıanacak- lardır. Bu sınav için son başvuru tarihi 30.11.1990 olup, posladaki ge- çikmeler dikkale alınmayacaktır. llan olunur. Basın: 38410 T.C ACIPAYAM KADASTRO MAHKEMESİ Karar: 1990/81 Acıpa^m Kadastro Mahkemesi'nin 1984/134 esas, 1986/24 karar sayılı da« dosyası davalı AIi Rıza Ün&al tarafından temyiz edilmiş olup 25.4.1986 tarihli mahkeme kararına gorç 149 numarah parselin tamamı 64 pa> kabul edilerek 30 payımn Hasan Ali Kızı Elif Dikici, 17 payımn Fatma Zengin, 17 payının da davalı Ali Rıza Ünsal'a ve- rilmesinekarar verilmiş ve bu verilen karar Yargıtay 7'nci Hukuk Da- iresi'nin 16.5.1990 tarih ve 1986/13509 esas, 19905912 karar sayılı ilamı ile tespitte 15/32 pay sahibi olarak gözuken Elif Dikıcı ıtiraz etmediğinden onun payı yönunden tespıt davalı taraf yararına kesin- leşmiştir. Dava dışına çıkılarak Elif Dikici'ye pa> verilmesi ısabet- sizdir. Davahnın temyiz ıtirazları bu nedenle yerinde goruldügunden kabulü ile Elife, payına yonelik olmak uzere hukmun bozıılmasına karar verilmiş olup Ebf Dikici'nin adresi tespit edilemedığinden Yar- gıtay bozma ilamı ve duruşma gunu ilanen tebliğ olunur. 17 10.1990 Duruşma gunu: 13.2.1991 Basın: 48517 OZEL BORA SURUCU KURSU DERŞHANE: ÜSKÜDAR: 343 67 82 PİSTLERİMİZ KOZYATAĞI: 362 47 33 TARABYA :16208 18 Tercihinızi yaparken dersharte ve pıstlerimizi yerinde ınceleyın GÖKŞEN SÜRÜCÛ KURSU ÖOEMEDE KOLAYLIK Millet Cad. 20 Aksaray 525 30 00 ANKARA 9. SULH CEZA MAHKEMESİ HÜKÜM ÖZETİ Esas 1990/407 Karar: 1990/596 Hâkim: Ertüzün Güner-17326 Kâtip: Hatice Yarkaya Sanık: YAVUZ OKUMUŞOĞLU, Abbas ve Ayse'den olma, 1957 D.lu Rize ili Çamlıhemşin ilçesi Asağışimşirli koyü nufusuna kayıtlı olup, Ankara'da Toros sokak 35/9 Sıhhiye adresinde mukim, okur- yazar fırıncı sabıkalı T.C. lslam. Suç: Gıda Maddeleri Nizamnamesine muhalefet etmek. Suç Tarihi: 22.11.1989 Samğın Gıda Maddeleri Nizamnamesine muhalefet etmek suçun- dan TCYnin 398. 402. 647/4, 402/1, uç ay curme vasıta kıldığı raes- lek ve sanatmın tadiline ve takdiren YEDÎ GÜN iş yerinin kapatıl- masına, huküm özetinin kapatma süresi kadar göze çarpan bir yeri- ne asılmasına, karann kesinleşmesini müteakip, hukum özetinin An- kara'da tirajı yuzbinin üzennde bulunan bir gazetede derhal ilan olun- masına, 600.TL yargılama giderinin alınmasına, samğın yokluğunda Yargıtay yolu açık olmak üzere karar verildi. 18/7/1990 Basın 37996 İLAN KAYSERİ 4. ASLİYE CEZA HÂKİMLİĞİ'NDEN Esas No: 1989/379 Karar No: 1990/70 Davacı: K.H. Samklar: 1. Badem Çiftçi: Çakır kızı Emine'den olma 1958 D.lu, Turkiye'de nüfusa kayıtlı değil Haymatlos, Kayseri Argıncık Kaya- başı mahailesinde oturur. 2. Fidan Uçyıldız: tbrahim Kızı Saliha'dan olma 1969 D.lu, Tür- kiye'de nüfusa kayıtlı değil Haymatlos, diğer sanıkla aynı adreste otu- rur. Suç: Anahtar uydurmak suretiyle binadan nırsızlığa teşebbüs. SuçTrh.: 4.7.1989 Yukanda açık kimlikleri ve müsnet suçîan yaalı sanıklaı hakla- rında mahkememizde yapılan açık yargılamalan sonunda; mahke- memizin 27.2.1990 tarih ve 1990/70 saydı kararı ile; TCK.'nun 491/4, 62, 522, 647 sayılı yasanın 4-6 maddeleri gereğınce 400.000'er lira ağır para cezasıyla cezalandınlmalanna ve cezalarımn teciline karar verilmiştir. Sanıklarm yokluklannda verilen karar, bütün aramalara rağmen samkların bulunamadıkları ve açık adreslerinin de tespit edilemedi- ğinden, 7201 sayılı tebligat yasasının 28, 29 ve 30. maddeleri gere- ğince karann ilanen tebliğine, ilan tarihinden itibaren 15 gün içerisinde temyiz edilmediği takdirde kesinleştirilerek infaza verileceği hususu ilanen tebliğ olunur. Basın: 38910 NİŞANTAŞI IRESTAURANT Duğun Salonları 16. V» 19.VJTJ» RU:f4762 39/147 7*40 Salanlaruuz kliaal ı ve *00-I0no klşilUtir. SANCHESİN ÇOCUKLARI 13.OO-15.30-18.OO-20.15 OKM Dereboyu Cad. 110 Ortaköy 158 69 87 ILAN KAYSERİ 4. ASLİYE CEZA HÂKİMLİĞİ'NDEN Esas No: 1989/697 Karar No: 1990/159 Davacı: K.H. Sanık: Şükrü Koç: Süleyman oğlu Nadire'den olma 1962 D.lu, Kay- seri Kocasinan Uçesi Salur köyü nufusuna kayıtlı olup halen aynı yerde oturur. Suç: Dolandırıcılık. Suç tarihi: 21.8.1989 Dolandırıcılık suçundan sanık Şükru Koç hakkında açılan kamu davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda; Samğın; TCK.nun 503/llk, 522 maddeleri gereğince 3 ay hapis ve 10.000 TL. ağır para cezasıyla cezalandınlmasına 28.3.1990 tarihin- de karar verilmiştir. Samğın yokluğunda verilen karar samğa tebliğ edilememiş ve bu- güne kadar yapılan yazışmalara rağmen açık adresi de tesbit edile- mediğinden, 7201 sayılı tebligat yasasının 28, 29 ve 30. maddeleri gereğince ilanen tebliğine, ılan tarihinden itibaren 15 gün içerisinde temyiz edilmediğı takdirde kesinleşerek infaza verileceği hususu ila- nen tebliğ olunur. Basın: 38913 İLAN HAVZA ASLİYE CEZA HÂKİMLİĞİNDEN HÜKÜM ÖZETİ . Dosya No: 1989/86 Vergi kaçakçılığına teşebbüs suçundan sanık Cevdet ve Cemile oğlu, 1955 doğumlu, Havza Şeyhali kö>Ti nufusuna kayıtlı Erdal Yüksel'- in yapılan yargılaması sonunda, samğın süresinde ödeme kayıt edici cihazı kullanmadığı ve vergi kaçakçılığına teşebbüs suçunu işlediği eylemine uyan 213 sayılı yasanın 358. maddesi yoluyla aym yasanın 369-1 maddesi gereğince takdiren 1 ay hapis bu kadar müddet tica- ret ve meslek icrasından mahrumiyetine 647/4 sayılı yasa gereğince 9000 lira ağır para cezasına çevrilmesine karann gerekli ilamnın ya- pılmasına yargılama giderlerinden sanıktan tahsiline karar verilmiş- tir. 12.9.1990 Basın: 38894 ANTALYA BİRİNCİ SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Esas: 1989/630 Karar: 1990/1076 Davacı Osman Sefalı tarafından davalılar Ayşe Manay vs. aleyhine açılan izaleyi şuyu davasının yapılmakta oian durusması sonunda: Davalı Ayse Manay'ın adresi belli olmadığından ve C.Savcılığı ka- nalı ile de adresi bulunamadığından karar tebligatlarımn ilanen teb- liğine karar verilmiştir. Buna göre dava konusu Antalya Merkez M.Pasa Mahallesi 2674 ada, 6 parselde kayıtlı gayrimenkulün hissedarlan arasında taksimi mümkün olmadığından satışı sureti ile şuyuun giderilmesine, Satış bedeli üzerinden ^oO5 harcın hıssedarlardan hisseleri nispe- tinde tahsiline, Taraf vekilleri için 120.000 TL. vekâlet ucretinin takdırı ile hısse- darlardan hisseleri nispetinde alınarak adı geçen ı ıraflara verilmesi- ne, Artan satış bedelinin hissedarlara hisseleri nispetinde levzıine, Davacı tarafından mahkeme masrafı olarak sarf edilen 437.333 TL.'nin hissedarlara hisseleri nispetinde tevzi edildikten sonra davalı- lara isabet eden oranda kendilerinden alınarak davaaya verilmesine karar verilmiştir. Karar özeti, davalı Ayşe Manay'a karar tebliği yerine geçmek üzere ilanen tebliğ olunur. 18.10.1990 Basın: 48520 Sigorta kartımı kaybettim, hükümsüzdür. NADİDE KA YAŞ T.C. GAZİANTEP 1. SULH CEZA MAHKEMESİ HÜKÜM ÖZETİ Esas : 1986/302 Karar : 1988/3260 Hakim: Nizamettin Haznedar-27662 Katip : Haşim Can Sanık : Murat Büyükuncu, Müslüm oğ. 955 D.lu, Ordu Cad. No: 9/2'de oturur, Un İmalatçısı. Gaziantep Suç : Gıda maddeleri nizamnamesine muhalefet Suç tarihi: 23.10.1985 Yukanda açık kimliği yazılı sanık hakkında; Samğın üzerine atılı müsnet suçtan TCK'nun 3%, 402 ve 647 sayı- lı kanun maddeleri uyannca 32.000 TL. lira ağır para ve cünne vası- ta kaldığı meslek ve sanatının 3 ay tatiline cürme vasıta kıldığı işyerinin 7 gün kapatılmasına, karar özetinin, lstanbul, Ankara, Izmir'de ya- yınlanan tirajı yüzbinin üzerindeki bir veya iki gazetede aynca bir mahalli gazetede ilan edilmesine ve masrafının sanıktan alınmasına karar verildi. 25/10/1990 Basın: 38917 T.C. GAZİANTEP 1. SULH CEZA MAHKEMESİ HÜKÜM ÖZETİ Esas : 1986/302 Karar : 1988/3260 Hakim: Nizamettin Haznedar-27662 Katip : Haşim Can Sanık : Murat Büyükuncu, Müslüm oğ. 955 D.lu, Ordu Cad. No: 9/2'da oturur, un imalatçısı. Gaziantep Suç : Gıda maddeleri nizamnamesine muhalefet Suç tarihi: 23.10.1985 Yukanda açık kimliği yazılı sanık hakkında; Samğın üzerine atılı müsnet suçtan TCK'nun 396,402 ve 647 sayı- lı kanun maddeleri uyannca 32.000 TL. lira ağır para ve cünne vası- ta kaldığı meslek ve sanaunın 3 ay tatiline cürme vasıta kıldığı iş yerinin 7 gun kapatılmasına, karar özetinin, lstanbul, Ankara, tzmir'de ya- yınlanan tirajı yüzbinin üzerindeki bir veya iki gazetede aynca bir mahalli gazetede ilan edilmesine ve masrafının sanıktan alınmasına karar verildi. 25/10/1990 Basın: 38915 MAZGİRT 1. NOLU KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 1955/1652 Karar No: 1988/173 Parsel No: 411 Mahkememizce verilen 27.12.1988 tarih ve 1955/1625 Es. 1988/173 Ka. sayılı karan ile Mazgin ilçesi Kabun köyü hudutlan dahilinde kalan 411 nolu parselin davalı Hasan Aydoğan adına tapuya tescili- ne karar verildiği, davacılardan Tuncer Çağlı mirascılan Elemsaba- no, Necati, Şirin, Aynur, Gülnur, Hüseyinonur, Semra, Nilüfer, Berrin, Kemal, Hasan, Emel Çağlı ve Emoş Yıldız'ın adresleri meç- hul olduğundan ve kendilerine karar tebliğ edilemediğinden iş bu ilanın gazetede ilanından 15 gün sonra davalı ve davacı mirasçılanna ilan edilmiş sayüacağı ilan olunur. Basın: 48624
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle