05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/10 HABERLER 12 KASIM 1990 Çorlu'da meslek eğitimi • ÇORLU (Cumhuriyet) — Çorlu'da Avusturyalılara ait Humanic ayakkabı fabrikasına nitelikli eleman yetiştirmek amacıyla Tekirdağ tş ve İşçi Bulma Kurumu ve Humanic Fabrikası ortaklığıyla meslek eğitim kursu açıldı. Kursa katılan 34 elemanın her birinin 3 bin lira yevmiye ile çalışmalara katıldığı ve topiam maliyetin 16 milyon lira olduğu belirtildi. Soğuk hava doguya gidiyor • Haber Merkezi — Soğuk ve yağışlı havanın Doğu Anadolu Bölgesi'nde süreceği bildirilirken Marmara ve Trakya'da etkisinin yitireceği kaydedildi. Meteoroloji bölge müdürlüğünden alınan bilgiye göre, geçen hafta tüm yurdu etkisi altına alan soğuk ve yağışlı hava başta İstanbul olmak ilzere Marmara Bölgesi'nde etkisini kaybedecek. Yetkililer tstanbul'da önümüzdeki günlerde yağış beklemediklerini kaydederken, hava sıcaklığını en düşuk 5, en yüksek de 12 derece olarak tahmin ediyorlar. Bu arada Devlet Meteoroloji Genel Müdürlüğü yetkilileri Doğu Anadolu Bölgesi'nde soğuk ve yağışlı havanın etkisini sürdUreceğini bildirdiler. Baklan'da ANAP kazandı • DENİZLt (Cumburiyet) — Denizli'nin Baklan ilçesinde dün yapılan belediye başkanlığı seçimini ANAP adayı Celal Tuğcu kazandı. Bin 674 seçmenden bin 570'inin katıldığı seçimde, ANAP adayı Celal Tiığcu geçerli oyların 918'ini alarak başkan seçildi. DYP adayı Mehmet Kiriş ise 602 oy alabildi. Başka partinin katılmadığı seçimlerde 50 oy da geçersiz sayıldı. 1989 yıhnda yapılan yerel seçimlerde belediye başkanı seçilen ANAP'lı Hüsamettin Tlığcu ağustos ayında geçirdiği kalp krizi sonucu ölmüştü. Dün yapılan seçimde başkan seçilen Celal 1\ığcu Hüsamettin Tuğcu'nun oğlu. Hamburg'da Atatürk'ü annıa • HAMBURG (Cumhuriyet) — Halkçı Devrimci Dernekler Federasyonu'nun (HDF) Hamburg Üniversitesi'nde düzenlediği Atatürk ve Laiklik konulu toplantıda konuşmacılara soru yönelten izleyiciler, SHP'yi laiklik konusunda pasiflikle suçladılar. Topiantıda konuşan gazetemiz yazarı Uğur Mumcu, hiçbir konunun laiklik kadar önemli olmadığını vurguladı. Mumcu, laikliğe, bütün Atatürkçü güçlerin sahip çıkmalan gereğine işaret etti. SHP Parti Meclisi üyesi Fikri Sağlar da, SHP'nin en çok önem verdiği konunun laiklik olduğunu, Atatürk ilkelerinin ödün verilmeden savunulması gerektiğini söyledi. SHP Dış tlişkiler Sekreter Yardımcısı Dr. Etem Ete de, laiklik ilkesinin Türkiye'nin çağdaşlaşması açısından önemine işaret etti. Semra ÖzaTın silahlan • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Türk Kadınını Güçlendirme ve Tanıtma Vakfı Başkanı Semra Özal'ın ABD'den aldığı bildirilen iki adet altın kaplamalı tabancayı, Gümriik Kanunu'nun özel hükümlerinden yararlanarak yurda sokabileceği öğrenildi. Yolcu beraberinde getirilen silahlann yurda sokulması için Emniyet Genel Müdürlüğü'nün izni olması gerektiğini belirten yetkililer, cumhurbaşkanının kendisi ve ikameti için getirilen eşyalar için Gümrük Kanunu'nda özel düzenleme olduğunu anımsattılar. Silahlann bu özel düzenlemeden yararlanılarak, Emniyet Genel Müdürlüğü'nün izni olmadan yurda girebileceği ifade edildi. Gümrük Kanunu'nda, Cumhurbaşkanının "zat ve ikametgâhı" için getirilen eşyalara özel düzenleme öngörülüyor ve bunlar, beyansız, vergisiz yurda sokulabiliyor. BBC'de Ktirt sorunıı programı • Haber Merkezi — BBC Türkçe Yayınlar Servisi, dün sabah yayımlanan bir programında 51 yıllık tarihinde ilk kez Kürtçe konuşmalara ve Kürtçe müziğe yer verdi. "Olayların Izinde" başlıklı 20 dakikalık programda, 'Türkiye-AT ilişkileri çerçevesinde insan hakları" konusu ele alınırken, Güneydoğu'daki olaylara ve Kürt sorununa ağırhk verildi. Şımak'ın çevresinde, köylerinden "jandanna ve özel tim baskıaı sonucu" aynlmak zorunda kaldıklarını ileri süren köylüler Kürtçe olarak sorunlannı anlattılar. BBC bu açıklamaları yöredeki tercümanlar aracıhğıyla Türkçe olarak da yayımladı. BBC aynı programda Olağanüstü Hal Bölge Valisi Hayri Kozakçıoğlu, ANAP Milletvekili Bülent Akarcah ve DYP Milletvekili Tevfık Ertüzün'ün görüşlerine de yer verdi. Programda aynca İHD Diyarbakır Şube Başkanı Hatip Dicle ve Cizreli âvukat Orhan Doğan'ın açıklamaları da yayımlandı. Park tartışması: 1 ölti, 5 yarah • İstanbul Haber Servisi — Bakırköy Kocasinan'da bir düğün salonunda araç park etme sorunu yüzünden çıkan tartışmada bir kişi öldü, 5 kişi yaralandı. Bakırköy Kocasinan'daki Mesut Düğün Salonu önünde araç park etme yüzünden çıkan tartışma sonucu Ömer Faruk Tunç adh kişi, kalbinden aldığı bıçak yarası ile öldü. Olayda yaralanan Hikmet Tunç ile Abdurrahman Tünç, Bakırköy Yaşam Hastanesi'ne kaldırılırken, Aydın Ayaydın, Yalçın Ayaydın ve Doğan Ayaydın adh kişiler, Yeşilköy International Hospital'da tedavi altına alındılar. Yetkililer, olaydan hemen sonra kaçan bıçakla adam öldürmek ve yaralamaktan sanık Mesut Düğün Salonu sahiplerinden Fevzi Özdemir ile Şefik Özdemir'in yakalandığmı belirttiler. Diğer sanık Metin Özdemir'in ise yakalanmasına çalışıldığı bildirildi. TBMM'de yolsuzhık olayı • ANKARA (AA) — TBMM Genel Sekreterliği, yurtdışında hayali bir toplantı düzenleyerek milletvekillerinin imzalarını taklit edip Meclisi 89 milyon lira dolandıran Güray öztek'in açığa almdığını, olayın cumhuriyet savcıhğına bildirildiğini açıkladı. TBMM Genel Sekreterliği'nden konuyla ilgili olarak yapılan açıklamada, "TBMM idari teşkilatında görevli bir memurun, yurtdışında hayali bir toplantıyla ilgili tamamen sahte bir onay düzenleyerek ve daha sonra da sahte yolluk bildirimleri tanzim edip 9 milletvekilinin imzalarını taklit etmek suretiyle topiam 89 milyon 615 bin 808 Türk Lirası çektiği tespit edilmiştir" denildi. Ovacık'ta çatışma • DtYARBAKIR (Cumhuriyet) — Tunceli'nin Ovacık ilçesi kırsal kesiminde güvenlik güçleriyle çatışmaya giren teröristlerden biri ölü olarak ele geçirildi. Cizre'nin Yeşilyurt köyü yakınlarında da bir teröristin toprağa gömülü cesedi bulundu. Olağanüstü Hal Bölge Valiliği'nden yapılan açıklamaya göre Tunceli'nin Ovacık ilçesi Kozluca köyü yakınlannda güvenlik güçleri bir gnıp teröristle karşılaştı. Uyanlara ateşle karşılık veren teröristlerden biri çıkan çatışmada ölü olarak ele geçirildi. Öte yandan Diyarbakır'ın Bismil ilçesinde devriye görevi yapan polis otosuna Atatürk flkokulu bahçesinden önceki gün kimliği belirsiz kişilerce ateş açıldı. Olayda bir güvenlik görevlisinin ağır yaralandığj bildirilirken konuyla ilgili yapılan operasyonlarda 50 kişinin gözaltına ahndığı öğrenildi. Prof. Araslı üniversitelerde türban serbestisini değerlendirdi Türban,yasa tekniğine aykırıAnayasa profesörü Prof. Oya Arasb, türban yasasının, kanun tekniğine aykın biçimde çıkanldığını savunarak, "KHK'larla kişi hak ve özgürlükleri düzenlenemez. Şu anda kanunlarda öğrencilerin türban takmasını yasaklayan bir düzenleme yok" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — SHP tarafından iptal edilmesi istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne götürüleceği açıklanan, üniversitelerde tür- ban ve başortüsü serbestisi ge- tiren yeni yasal düzenlemenin, Anayasa ve Meclis lç Tüzüğü'- nde belirtilen "yasa yapma tek- •i|i"ne tümüyle aykın bir bi- çimde çıkanldığı savunuldu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fa- kültesi Anayasa Hukuku Kür- süsü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Oya Araslı, anayasa huku- ku ve hukuk devleti ilkeleri yö- nünden durumu değerlendirir- ken, "Kadının Statüsti ve So- nınlan Genel Müdürlüğü "nün kunılmasına ilişkin KHK'nın Bakanlar Kurulu'ndan çıkan ilk şeklinde türban ve başörtüsü serbestisine Uişkin herhangi bir hüküm bulunmadığını, bunun sonradan TBMM'deki görüş- melerde eklendiğini anımsata- rak "TBMM'nin yetkisi, KHK'lan yg degiştirerek ya ol- duğu gibi kabnl etme ya da tn- müyle reddetme ile sımriıdır. KHK'da yer almayan bir hük- mü, sonradan ekleyemez" dedi. Araslı, KHK'larla kişi hak ve özgürlüklerinin düzenlenemeye- ceğini de anımsattı. Prof. Dr. Oya Araslı, türban ve başörtü- sü serbestisi öngören yeni yasal düzenlemede, saptadığı, anaya- sa hukuku ve genelde hukuk devleti ilkelerine aykınlıldan şöyle sıraladı: • "422 sayıh bu KHK'nın de- ğiştirilerek kabulüne dair ka- nun, kanun yapma tekniğine ta- mamen aykırıdır. Çünkü, aynı kanun içerisinde birbirinden çok farkh konularda düzenleme ya- pılmıstır. örneğin, Kadımn Sta- tüsü ve Sorunlan Genel Müdür- lüğü'nün kurulması, Merkez Bankası ile ilgili degişiklik, Yük- seköğretim Kanunu ile ilgili de- ğişiklik, bu kanunda yer almış- tır. Görüldüğü gibi bu konula- nn birbirleri ile uzaktan yakın- dan bir ilgileri yoktur. Ayn ko- nulann birbirinden ayn kanun- larla düzenlenmesi gerekir. Bu, Roma hukukundan bu yana hu- kuk düzenlemelerine hâkim olan genel bir hukuk ilkesinin gereğidir. • TBMM, KHK'lardaki hü- kümleri ya degiştirerek ya oldu- ğu gibi kabul eder ya da redde- der. Ama KHK'ları görüşürken KHK'da yer almayan bir hük- mü, bu düzenlemenin metnine eklemesi mümkün değildir. Böyle bir düzenleme için yeni bir kanun yapılması gerekir. Meclisin bu konudaki yetkisi bununla sınırlıdır. TBMM, bu kanunu kabul ederken bu kural- lann dışına taşmıştır. • Anayasanın 91. maddesi, "Sıkıyönetim ve olağanüstü haller sakJı kalmak üzere, ana- yasanın 2. kısmının 1 ve 2. bö- lümlerinde yer alan temel hak- lar, kişi haklan ve ödevleri ile 4. bölümünde yer alan siyasi hak- lar ve ödevler KHK'larda düzenlenemez" demektedir. 422 sayüı KHK'mn çıkartıl- masında dayanak olan yetki ka- nununda da bu konuda, Bakan- lar Kurulu'na KHK çıkarma yetkisinin verilmiş olması düşü- nülemez. Aksi takdirde bu, ana- yasanın 91. maddesine aykın olur. Yani KHK'larla hak ve öz- gürlükler düzenlenemez. Eğer, kılık kıyafet serbestisiyle ilgili hüküm, KHK'nın Bakanlar Ku- rulu'nca hazırlanan metninde yer alsaydı, bu da yine aynı ana- yasa maddesine aykın olacaktı. • 422 sayıh KHK'nın dayana- ğını oluşturan yetki kanunu, TBMM bu kararnameyi degiş- tirerek kabul etmeden önce, Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilerek yürürlükten kalkmıştı. Anayasaya aykın bir yetki ka- nununun ürunü olan KHK'nın da anayasaya ne ölçüde uygun düşeceğini tartışmak gerekir." Yetki kanununun iptal gerek- çesinin, bu KHK'nın TBMM'de yasalaşmasından bir gün sonra Resmi Gazete'de yayımlandığı- nı da anımsatan Prof. Dr. Aras- h, "Üniversitelerde şu an türban ve başörtüsü serbest mi?" soru- suna da şu yanıtı verdi: "Öğrencilerin türban takma- smın yasak ohıp olmayacağı k«- nusuna getince, bu bakımdan su •nda kanunlarda bir yasaga rastlaumıyor, ancak Anayasa Mahkememiz bu konayla ilgili olarak daha önce verdiği kara- nnda, anayasanın türban tak- maya ian vennedigi yoranda bir yorum yapmışür. Bu yonundaa yola çıkılırsa, anayasanın ken- disinin türbanı yasaklayıa bir norm ohıp oimadığıııı tarbsmafc gerekir." BAŞBAKAN, ÖĞRETİM ÜYELERtNİN DERS BOYKOTLARINA KARŞIÇIKTI Akbıılut: Boykot eyleıni hukuk dışı "Böyle bir davranış bizim öğretmenlerimize, hocalarımıza uygun değil. Tavsiyem, demokratik kurallar içerisinde hareket edilmesidir. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Başbakan Yıldınm Akbulut, öğretim üyelerinin bugün başlayacak boykot ey- leminin "hukuk dışı" olduğunu savun- du. Başbakan Akbulut, "Böyle bir dav- ranış bizim öğretmenlerimize, hocala- rımıza uygun değildir" dedi. Akbulut, Nakşibendi lideri M. Zahit Kotku'nun ölüm yıldönümünün 10 kasıma rastla- tılan kutlamasına ilişkin soru yönelten gazeteciye sinirlendi. Akbulut, "son günlerde ortaya çıkan laiklik tartışma- suun milleti kamplara bölmeye yönelik olduğunu" savundu. Başbakan Akbulut, dün katıldığı Eti- mesgut belediye binası açüış törenindeki konuşmasında, son günlerdeki "irtica tarüşmalarT'na da değindi. "Dünyada solculuk kalktı, onun yerine laiklikten yana olanlar-olmayanlar diye tartışma çıkanyortar" diyen Akbulut, Turkiye Cumhuriyeti'nin laik olduğunu söyle- di. Akbulut, "Laiklik prensibinin en iyi tatbikçisi blziz. Baa insanlan buna kar- şı gibi göstermek yanlıştır" diye konuştu. Akbulut, tören sonrasında gazeteci- lerin, öğretim üyelerinin, laiklik için bu- gün başlatacakları eylemleri konusun- daki bir soruya, özetle şu yanıtı verdi: "Laiklik prensibinin hiç kimsenin in- faisarında olmadığını ve böyle bir konu varmışçasına bareket etmenin pek isa- betli olmadığını söylemek istiyonım. Demokratik kurallar içerisinde herkes düşüncesini söyleyebilir. Ama, herkes isi sade bir kenanodan degil, tüm iti- barıyla tutmak ve düşünmek duru- mundadır. Tavsiyem, demokratik kurallar içe- risinde hareket edilmesidir. Herkes dü- şüncesini söyleyebilir, buna mani hal yoktur. Ama bunun boykotla alakası da. Neyi boykot edecek? Hukuki ise yapsınlar. Ama bana göre hukuk dışı- dır. Hukuk dışı bir hareket ise herhal- de bizim öğreünenlerimize, hocalarımı- za böyle bir davranış da uygun değil- dir. 1980 öncesi Türkiye'de sağ sol ayn- mının yapıldıgını hatırlatan Akbulut, bugün sağ sol aynmının olmadığını, an- cak milletin laik, laik olmayan şekilde aynlmaya çauşıldıgını söyledi. Akbulut, "Turkiye Cumhuriyeti laik bir devlet- ür. Laiklik de dinsizlik değildir. Biz la- ikliğe herkesten daha çok önem veriyoruz" diye konuştu. Burası hukuk devleti ise herkes ka- nunlara uygun hareket edecektir. Yani hoca olmanın veya başka bir meslek mensubu olmanın bir ayncahğı var mı- dır? Hukuka, kanuna uygun ise yapsın- lar, değilse yapmamahlar." Akbulut, bir gazetecinin, kendisinin de telgraf gönderdiği Nakşi lideri Kot- ku için düzenlenen sempozyumla ilgili sorusuna sinirlenerek, "Yahu, siz ne- yin peşindesiniz yahu? Neyi halletmek istiyorsunuz?" karşılığını verdi. Akbu- lut, sözlerini "Yani bu memlekette böy- le bir bava olsun da nasıl yaratırsanız yaraün. Neyi yaratmak istiyorsunuz?" diye sürdürdü. Başbakan, konulann din ve vicdan hürriyeti ile yasalar çer- çevesinde ele alınması gerektiğini de kaydetti. Hasbakan Akbulut, CIA Başkanı William VVebster'ın Türkiye'yi ziyare- tiyle ilgili bir soruyu ise yamtsız bıraktı. "Turkiye ve Ortadoğu" Körfez krizinin nedeni Batı'ııııı petrol çıkan ANKARA (Cumhariyet Bü- rosu) — Mülkiyeliler Birliği'nce düzenlenen "Tnrkiye ve Ortado- ğu" konulu açıkoturum dün Türlc-tş konferans salonunda yapıldı. Atatürk için saygı duruşunda bulunulmasından sonra ilk ko- nuşmayı yapan Türk-îş Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Meh- met Bamyaa, Ortadoğu'daki ça- tışmanın ana nedeııinın Batı'nın petrol çıkarlan olduğunu öne sürdü. Hükümetin son 10 yılda işçilere karşı düşmanca bir po- litika izlediğinı savunan Bamya- a, "Son dönemde iktidar süûn- tmın Körfez krizinden kaynak- landığım öne sürüyor. Bu ne- denle de grevleri erteliyor. Kri- ze önem adı alünda dar gelirii- niu kemerleri daha sdulnuku ve calışanlara baslu arttınlmakta- dır" dedi. Prof. Dr. Işıkh, Ortadoğu so- runlarının "gercekte mazlum uİHSİann kurtuluş hareketinden temellendiğini" kaydetti. Işıkh, "Bizira Ortadoğu sonınlanyla bagtantımız, dünyanın küçül- mekte olduğu gerçeğini bir kere daha gözler önüne seriyor. Öy- le anlasılıyor ki Ortadoğu so- nınlanyla ilgimiz yalnızca sınır ortaklığımızdan kaynaklanmı- yor. Asd ilgiyi Adantik ötesi itis- kilerimiz beluiemekte" diye ko- nuştu. Gazeteci-yazar Abdurrahman Dilipak da Ortadoğu'da Irak'uı Kuveyt'e değil, Kuveyt'in Irak'a saldırdığını öne sürdü. Dilipek, Kuveyt-Irak arasındaki tarafsız bölgeyi Kuveyt'in işgal ettiğini ve bunun Irak'ın işgaline neden ol- duğunu kaydetti. ABD'nin böl- gede izlediği politikanın asıl amacının lsrail-Türkiye yakın- laşmasını sağlamak olduğunu öne süren Dilipak ABD'nin Irak'a müdahale etmesi halinde Türkiye'nin de savaşın içine gi- receğini belirtti. tşadamı Ali Kocman da Türkiye'nin hiçbir zaman koüniyar bir ülke olma- dığını söyleyerek, "Irak giiney budutlanna dönmeden kuzey hudutlannda arayış içindeydi. Yani Irak.Tiirkiye açısından po- tansiyel bir tehdittir. Türkiye'nin ABD'nin yanında yer alması da gerçekçi bir politikadır" dedi. Emekli Büyükelçi Osman Ol- cay, Türkiye'nin kendisinden başka hiç kimseye güvenmeme- si gerektiğini belirterek, "Tiirki- ye'den destek bekleyen, OrUdo- ğn ve Islam ülkelerinin KKTCyi tammamalanmn merak konusu olduğunu" söyledi. Son konuşmacı Doğu Perin- çek "Ortadoğu'daki sınırian emperyalistler çizmiştir, Arapla- nn ve Kürtlerin inisiyatiflyle çi- zümemiştir. Şimdi sınıriar tari- •in gündemindedir. Kuveyt bir devlet değildir. Kuveyt bir cift- liktir. Irak'ın lzmiri'dir. Önü- müzdeki dönemde 21 tane Arap ülkesi olmayacaktır. Sınıriar değişecektir" dedi. HINCAHINÇ — Nakşi lideri Mehmet Zahit Kotku dı. Toplanünın ikinci günüude de Aya trini Konser Salonu hınca- ölümünün 10. yıhnda Aya trini'de düzenlenen sempozyumla anıl- hınç doluydu. (Fotoğraf: Uğur Saner) 4 ÖLÜMÜNÜN 10. YILJNDA ZAHİT KOTKU VE TASAVVUF^ SEMPOZYUMU Nakşibendi şeyhi Kotku'ya övgü MEHMET EMİN SARAÇ "Vefatının 10. Yılında Meh- met Zahit Kotku ve TasavvuP' Sempozyumu "övgüyle" sona erdi. Sempozyumun "Haüralar- da Mehmet Zahit Kotku" bölu- münde konuşan Yaşar Tunagür ' Kac kişi vardır bunu yapan, bu cemaati hem de bu kilisede bir araya getiren" dedi. Hakyol Vakfı Başkanı, Nakşibendi tari- katı lideri Mehmet Zahit Kot- ku'nun damadı Prof. Dr. Mah- mut Esat Coşan da yaptığı ka- panış konuşmasında "Toplantı münasebetiyle Turkiye çapında berkesin ilgisine mazhar olduk" dedi. Sempozyumun ikinci ve son günü yine Kuranı Kerim okuna- rak başladı. Sabahki oturumda ilk günkü kalabalığa rastlan- mazken, "Hatıralarda Mehmet Zahit Kotku" bolürnü büyük il- gi gordü. Sunuculuk yapan bir kişi önceki gün sempozyumla il- gili olarak basında yer alanlar- la ilgili olarak şunları söyledi: "Mevlana'ya, Yunus'a gösterilen hoşgörü ve ilgi Mehmet Zahit Kotku hazretleriae de gösteril- sin, bunu bekliyoruz." Marma- ra Üniversitesi Ilahiyat Fakültesi öğretim üyesi Dr. tsmail Kıllıoğ- lu'nun yönettiği sabahki oturu- ma, yine aym fakültede öğretim üyesi olan Doç. Dr. Sdctık Eray- dın katılırken, araştırmacı-yazar Besir Ayvazoğlu, Uludağ Üni- versitesi thaliyat Fakültesi öğre- tim Uyesi Doç. Dr. Mustafa Ka- ra ve Marmara Üniversitesi lla- hiyat Fakültesi öğretim Oyesi Doç. Dr. Emin Işık SIEMENS Modern tıbbın insan sağlığına sunduğu doğru, hızlı teşhis yöntemlerinin gerçekleşmesirri sağlayan Klasik Röntgen, Digital Röntgen, Bilgisayarlı Tomografi, Magnetik Rezonans gibi görüntüleme sistemleri ile; Lıneer hızlandıncılar vasıtasıyla tümör tedavisinde kullanılan SIEMENS AG üretimi sistemlerin Türkiye'de pazarlama, montaj, bakım, servis hizmetlerini yürüten firmamız, Bursa, Ankara ve tzmir Bürolarında Servis Mühendisi olarak çalıştırılmak ve bir program uyarınca SIEMENS AG bünyesinde eğitilmek üzere: Elemanlar arıyor• Analog ve digital elektronik konularını bilen, • Mıkroprosessörlerden anlayan, • Mikrodalga tekniğine aşina, • Almanca veya Ingilizce bilen, • Askerlikle ilişkisi olmayan, • 30 yaş civannda • Seyahate engel hali bulunmayan ELEKTRONİK MÜHENDİSLERİ aranmaktadır. ilgılenenlerin özgeçmişlerini bir fotoğraf ile beraber SIEMENS, SİMKO TIP TEKNİĞİ, P.K. 917 Karaköy - İstanbul adresine Personel rumuzu ile göndermeleri rica olunur. Bütün müracaatlar gizli tutulacaktır. "mazeretlerini" belirterek katıl- madı. Bu bölümün tek konuş- macısı Doç. Dr. Eraydın tasav- vufu "ruh ve şekil düşüncesini bir araya getiren şeyi anlatmaktır" diye tanımlarken, "Kavanozun içindeki baiı kava- nozun dışından yalayanlar onun tadına vakıf olamazlar" dedi. Haremlik-selamlık "Hatıralarda Mehmet Zahit Kotku" bölümünün başladığı IV. oturumda Sultanahmet'teki Aya İrini Konser Salonu dışan- da yağmur olmasına rağmen "hıncahınç" doldu. tlk günkü gibi "haremlik-selamlık" olarak düzenlenen salonda gazetecile- rin fotoğraf çekmek için kadın- lann bulunduğu üst balkona çıkmalanna izin verihnedi. Nak- şibendi tarikatı lideri Mehmet Zahit Kotku'nun yakınmda bu- lunmuş, "onun sevgisine mazhar olmuş" kişilerin hatıralarını an- lattığı bölümde konuşmacılar- dan Prof. Dr. Mazhar Özmen, Kotku'nun sağlığıyla da ilgilen- diğini, ona "bekimlik >-apmak için müsaadelerini istediğini" belirtti. Özmen, Kotku'nun ga- zetelere konu olmaktan hoşlan- madığını belirterek bir anısını anlattı. Özmen'in konuyla ilgili anısı şöyle: "Bir gün arabayla bir yere gidiyorduk. Arkada da Korkut'la (Ozal) Osman otunı- yoriardı. Kendisine gazetelerde- ki fotografını goslerdiler, hoşu- na gideceği bir tarzda. Arkası- na dönerek sinirlendi, onlara dönerek, 'evet sayenizde meşhur olduk' dedi." Kotku'nun bu gi- bi konulara çok hassas olduğu- nu anlatan Özmen onu anma günü olarak düzenlenen se- mpozyuma da karşı çıktı. "ts- lam ölüm günü bilmez" diyen özmen konuyla ilgili olarak şunlan söyledi: "tslam geldiği günden beri ölüm günü yapmı- yor. Ölümü anmak demek onu unutarek anmak demektir. Hal- buki böyle hoca efendilerin unu- tulmaları mümkün değildir ki anılması olsun. Unutamayacağı- nız bir şeyi nasıl anarsınız?" Öğretim uyeleri MGK-YOK işbirtiğine tepki Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Kepenek, 'emir-komuta ile araştırma yapılamaz' diye olaya tepki gösterirken Doç. Baskın Oran, 'Resmi ideolojiyi üniversiteye onaylatmak istiyorlar' dedi. ALİ DOCAN ANKARA — Milli Güvenük Kurulu'nun (MGK), YÖK ara- cüığıyla üniversitelerden Doğu ve Güneydoğu bölgesinin "et- nik, dinsel, kultürel ve dil" ya- pısının araştınlmasını istemesi öğretim üyelerinin tepkisine ne- den oldu. öğretim Üyeleri Der- neği Başkanı Prof. Dr. Yaknp Kepenek, "Bilimsel araştırma- lann özgürlük ortamında ger- çekleri yansıtabileceğini" belir- terek, "Emir komuta ile araşûr- ma yapılamaz" dedi. A.Ü. Si- yasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Yard. Doç. Dr. Baslun Oran, "MGK'nın ve YÖK'ün amacının resmi ideolojiyi üni- versiteye de onaylatmak oldu- ğunu" söyledi. MGK'nın istemi üzerine YÖK başkanlığının 1990-1991 yüksek Öğretim planına eldenmesi ama- cıyla üniversite rektörlüklerine gönderdiği "Doğu ve Güneydo- ğu Bölgesi'nde yapüacak araş- tırma programı" üniversite çev- relerınde "Totaliter devlet anla- yışının üniversiteye direktif vermesi" biçiminde değerlendi- rildi. MGK'nın istemine YÖK'- ün aracı olmasını "Ancak YÖK'ün varağı ve mantığıyla bagdaşır bir dvmm" olarak ni- telendiren öğretim üyeleri, ya- pılması istenen araştırmalann sonuçlarının YÖK'ün rektörlü- ğe gönderdiği yanda önceden belirtildiği görüşünü savundu- lar. Öğretim üyeleri, MGK'nın konulan belirlemesini ve araştır- ma yapanların "Bste" halinde kendisine bildirilmesini isteme- sini eleştirerek, "Tirkiye'deki üniversiteleri Nazj Aonaayası'a- daki üniversiteler gibi algılayan bir zjhniyet için biHmsel araştır- ma yapılamaz" dediler. Öğretim Üyeleri Derneği Baş- kanı Prof. Dr. Yakup Kepenek, üniversitede her konuda araştır- ma yapılabileceğini, ancak üni- versitenin "Emir-komuta zindri alünda arasürmaya zorfauunası- nın yanlış oiduğunu" bildirdi. Kepenek bilimsel araştırmanın "Gerçekleri yansıUbUmesi için, özgür ve rahat bir akademik or- tam gerekir. Üniversiteye önce- den kısıtlama konulamaz" dedi. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ne yargı kara- rıyla yeniden dönen Yard. Doç. Dr. Baskın Oran, üniversitele- rin asıl görevinin "resmi ideo- loji dahil olmak üzere her tür ideolojiye eleştirel yaklaşması" olduğunu söyledi. MGK'nın asıl istediğinin "Doğu ve Güneydo- ğu Anadolu Bölgesi konusunda- ki resmi ideolojiyi üniversiteye tasdik ettirmek olduğunu" kay- deden Oran, "Burada araaç bel- li. Türkiye'de Kürt diye bir var- lıgın olmadığı söylettirmek iste- niyor. Bu zihniyet, bir tek sonu- ca yol açar, o da Ulkenin gerçek- ten parçalanmasıdır. Öncelikle sorunun varlığuun kabnl edil- mesi gerekir" diye konuştu. öğretim üyelerinin, MGK'nın YÖK aracıhğıyla yol- ladığı yazıya tepkileri şu nokta- lar etrafında toplanıyor: • Yürütmenin bilimsel çalış- malan kendi politik amaçlar doğrultusunda yönlendirmeye çahşıyor. • 1990-1991 öğretim yıhnda hazırlanacak tezlere MGK iste- mi doğrultusunda konu ve içe- rik kısıtlaması getiriliyor. • Bundan sonra konuyla ilgili araşürma yapacak kişiler MGK tarafından "fışlenecek." • Doğu ve Güneydoğu Ana- dolu'daki sorunlann çarpıalma- ya ve böylelikle hangi doğnıltu- da araştırma yapılacağıru önce- den belirlemis oluyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle