Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/10 HABERLER 12 KASIM 1990
Çorlu'da meslek eğitimi
• ÇORLU (Cumhuriyet) — Çorlu'da Avusturyalılara ait
Humanic ayakkabı fabrikasına nitelikli eleman
yetiştirmek amacıyla Tekirdağ tş ve İşçi Bulma Kurumu
ve Humanic Fabrikası ortaklığıyla meslek eğitim kursu
açıldı. Kursa katılan 34 elemanın her birinin 3 bin lira
yevmiye ile çalışmalara katıldığı ve topiam maliyetin 16
milyon lira olduğu belirtildi.
Soğuk hava doguya gidiyor
• Haber Merkezi — Soğuk ve yağışlı havanın Doğu
Anadolu Bölgesi'nde süreceği bildirilirken Marmara ve
Trakya'da etkisinin yitireceği kaydedildi. Meteoroloji
bölge müdürlüğünden alınan bilgiye göre, geçen hafta
tüm yurdu etkisi altına alan soğuk ve yağışlı hava başta
İstanbul olmak ilzere Marmara Bölgesi'nde etkisini
kaybedecek. Yetkililer tstanbul'da önümüzdeki günlerde
yağış beklemediklerini kaydederken, hava sıcaklığını en
düşuk 5, en yüksek de 12 derece olarak tahmin ediyorlar.
Bu arada Devlet Meteoroloji Genel Müdürlüğü yetkilileri
Doğu Anadolu Bölgesi'nde soğuk ve yağışlı havanın
etkisini sürdUreceğini bildirdiler.
Baklan'da ANAP kazandı
• DENİZLt (Cumburiyet) — Denizli'nin Baklan
ilçesinde dün yapılan belediye başkanlığı seçimini ANAP
adayı Celal Tuğcu kazandı. Bin 674 seçmenden bin
570'inin katıldığı seçimde, ANAP adayı Celal Tiığcu
geçerli oyların 918'ini alarak başkan seçildi. DYP adayı
Mehmet Kiriş ise 602 oy alabildi. Başka partinin
katılmadığı seçimlerde 50 oy da geçersiz sayıldı. 1989
yıhnda yapılan yerel seçimlerde belediye başkanı seçilen
ANAP'lı Hüsamettin Tlığcu ağustos ayında geçirdiği kalp
krizi sonucu ölmüştü. Dün yapılan seçimde başkan
seçilen Celal 1\ığcu Hüsamettin Tuğcu'nun oğlu.
Hamburg'da Atatürk'ü annıa
• HAMBURG (Cumhuriyet) — Halkçı Devrimci
Dernekler Federasyonu'nun (HDF) Hamburg
Üniversitesi'nde düzenlediği Atatürk ve Laiklik konulu
toplantıda konuşmacılara soru yönelten izleyiciler,
SHP'yi laiklik konusunda pasiflikle suçladılar.
Topiantıda konuşan gazetemiz yazarı Uğur Mumcu,
hiçbir konunun laiklik kadar önemli olmadığını
vurguladı. Mumcu, laikliğe, bütün Atatürkçü güçlerin
sahip çıkmalan gereğine işaret etti. SHP Parti Meclisi
üyesi Fikri Sağlar da, SHP'nin en çok önem verdiği
konunun laiklik olduğunu, Atatürk ilkelerinin ödün
verilmeden savunulması gerektiğini söyledi. SHP Dış
tlişkiler Sekreter Yardımcısı Dr. Etem Ete de, laiklik
ilkesinin Türkiye'nin çağdaşlaşması açısından önemine
işaret etti.
Semra ÖzaTın silahlan
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Türk Kadınını
Güçlendirme ve Tanıtma Vakfı Başkanı Semra Özal'ın
ABD'den aldığı bildirilen iki adet altın kaplamalı
tabancayı, Gümriik Kanunu'nun özel hükümlerinden
yararlanarak yurda sokabileceği öğrenildi. Yolcu
beraberinde getirilen silahlann yurda sokulması için
Emniyet Genel Müdürlüğü'nün izni olması gerektiğini
belirten yetkililer, cumhurbaşkanının kendisi ve ikameti
için getirilen eşyalar için Gümrük Kanunu'nda özel
düzenleme olduğunu anımsattılar. Silahlann bu özel
düzenlemeden yararlanılarak, Emniyet Genel
Müdürlüğü'nün izni olmadan yurda girebileceği ifade
edildi. Gümrük Kanunu'nda, Cumhurbaşkanının "zat ve
ikametgâhı" için getirilen eşyalara özel düzenleme
öngörülüyor ve bunlar, beyansız, vergisiz yurda
sokulabiliyor.
BBC'de Ktirt sorunıı programı
• Haber Merkezi — BBC Türkçe Yayınlar Servisi, dün
sabah yayımlanan bir programında 51 yıllık tarihinde ilk
kez Kürtçe konuşmalara ve Kürtçe müziğe yer verdi.
"Olayların Izinde" başlıklı 20 dakikalık programda,
'Türkiye-AT ilişkileri çerçevesinde insan hakları" konusu
ele alınırken, Güneydoğu'daki olaylara ve Kürt sorununa
ağırhk verildi. Şımak'ın çevresinde, köylerinden
"jandanna ve özel tim baskıaı sonucu" aynlmak
zorunda kaldıklarını ileri süren köylüler Kürtçe olarak
sorunlannı anlattılar. BBC bu açıklamaları yöredeki
tercümanlar aracıhğıyla Türkçe olarak da yayımladı.
BBC aynı programda Olağanüstü Hal Bölge Valisi Hayri
Kozakçıoğlu, ANAP Milletvekili Bülent Akarcah ve DYP
Milletvekili Tevfık Ertüzün'ün görüşlerine de yer verdi.
Programda aynca İHD Diyarbakır Şube Başkanı Hatip
Dicle ve Cizreli âvukat Orhan Doğan'ın açıklamaları da
yayımlandı.
Park tartışması: 1 ölti, 5 yarah
• İstanbul Haber Servisi — Bakırköy Kocasinan'da bir
düğün salonunda araç park etme sorunu yüzünden çıkan
tartışmada bir kişi öldü, 5 kişi yaralandı. Bakırköy
Kocasinan'daki Mesut Düğün Salonu önünde araç park
etme yüzünden çıkan tartışma sonucu Ömer Faruk Tunç
adh kişi, kalbinden aldığı bıçak yarası ile öldü. Olayda
yaralanan Hikmet Tunç ile Abdurrahman Tünç, Bakırköy
Yaşam Hastanesi'ne kaldırılırken, Aydın Ayaydın, Yalçın
Ayaydın ve Doğan Ayaydın adh kişiler, Yeşilköy
International Hospital'da tedavi altına alındılar.
Yetkililer, olaydan hemen sonra kaçan bıçakla adam
öldürmek ve yaralamaktan sanık Mesut Düğün Salonu
sahiplerinden Fevzi Özdemir ile Şefik Özdemir'in
yakalandığmı belirttiler. Diğer sanık Metin Özdemir'in
ise yakalanmasına çalışıldığı bildirildi.
TBMM'de yolsuzhık olayı
• ANKARA (AA) — TBMM Genel Sekreterliği,
yurtdışında hayali bir toplantı düzenleyerek
milletvekillerinin imzalarını taklit edip Meclisi 89 milyon
lira dolandıran Güray öztek'in açığa almdığını, olayın
cumhuriyet savcıhğına bildirildiğini açıkladı. TBMM
Genel Sekreterliği'nden konuyla ilgili olarak yapılan
açıklamada, "TBMM idari teşkilatında görevli bir
memurun, yurtdışında hayali bir toplantıyla ilgili
tamamen sahte bir onay düzenleyerek ve daha sonra da
sahte yolluk bildirimleri tanzim edip 9 milletvekilinin
imzalarını taklit etmek suretiyle topiam 89 milyon 615
bin 808 Türk Lirası çektiği tespit edilmiştir" denildi.
Ovacık'ta çatışma
• DtYARBAKIR (Cumhuriyet) — Tunceli'nin Ovacık
ilçesi kırsal kesiminde güvenlik güçleriyle çatışmaya giren
teröristlerden biri ölü olarak ele geçirildi. Cizre'nin
Yeşilyurt köyü yakınlarında da bir teröristin toprağa
gömülü cesedi bulundu. Olağanüstü Hal Bölge
Valiliği'nden yapılan açıklamaya göre Tunceli'nin Ovacık
ilçesi Kozluca köyü yakınlannda güvenlik güçleri bir
gnıp teröristle karşılaştı. Uyanlara ateşle karşılık veren
teröristlerden biri çıkan çatışmada ölü olarak ele
geçirildi. Öte yandan Diyarbakır'ın Bismil ilçesinde
devriye görevi yapan polis otosuna Atatürk flkokulu
bahçesinden önceki gün kimliği belirsiz kişilerce ateş
açıldı. Olayda bir güvenlik görevlisinin ağır yaralandığj
bildirilirken konuyla ilgili yapılan operasyonlarda 50
kişinin gözaltına ahndığı öğrenildi.
Prof. Araslı üniversitelerde türban serbestisini değerlendirdi
Türban,yasa tekniğine aykırıAnayasa profesörü Prof. Oya Arasb, türban
yasasının, kanun tekniğine aykın biçimde
çıkanldığını savunarak, "KHK'larla kişi hak ve
özgürlükleri düzenlenemez. Şu anda kanunlarda
öğrencilerin türban takmasını yasaklayan bir
düzenleme yok" dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — SHP tarafından iptal
edilmesi istemiyle Anayasa
Mahkemesi'ne götürüleceği
açıklanan, üniversitelerde tür-
ban ve başortüsü serbestisi ge-
tiren yeni yasal düzenlemenin,
Anayasa ve Meclis lç Tüzüğü'-
nde belirtilen "yasa yapma tek-
•i|i"ne tümüyle aykın bir bi-
çimde çıkanldığı savunuldu.
Ankara Üniversitesi Hukuk Fa-
kültesi Anayasa Hukuku Kür-
süsü öğretim üyelerinden Prof.
Dr. Oya Araslı, anayasa huku-
ku ve hukuk devleti ilkeleri yö-
nünden durumu değerlendirir-
ken, "Kadının Statüsti ve So-
nınlan Genel Müdürlüğü "nün
kunılmasına ilişkin KHK'nın
Bakanlar Kurulu'ndan çıkan ilk
şeklinde türban ve başörtüsü
serbestisine Uişkin herhangi bir
hüküm bulunmadığını, bunun
sonradan TBMM'deki görüş-
melerde eklendiğini anımsata-
rak "TBMM'nin yetkisi,
KHK'lan yg degiştirerek ya ol-
duğu gibi kabnl etme ya da tn-
müyle reddetme ile sımriıdır.
KHK'da yer almayan bir hük-
mü, sonradan ekleyemez" dedi.
Araslı, KHK'larla kişi hak ve
özgürlüklerinin düzenlenemeye-
ceğini de anımsattı. Prof. Dr.
Oya Araslı, türban ve başörtü-
sü serbestisi öngören yeni yasal
düzenlemede, saptadığı, anaya-
sa hukuku ve genelde hukuk
devleti ilkelerine aykınlıldan
şöyle sıraladı:
• "422 sayıh bu KHK'nın de-
ğiştirilerek kabulüne dair ka-
nun, kanun yapma tekniğine ta-
mamen aykırıdır. Çünkü, aynı
kanun içerisinde birbirinden çok
farkh konularda düzenleme ya-
pılmıstır. örneğin, Kadımn Sta-
tüsü ve Sorunlan Genel Müdür-
lüğü'nün kurulması, Merkez
Bankası ile ilgili degişiklik, Yük-
seköğretim Kanunu ile ilgili de-
ğişiklik, bu kanunda yer almış-
tır. Görüldüğü gibi bu konula-
nn birbirleri ile uzaktan yakın-
dan bir ilgileri yoktur. Ayn ko-
nulann birbirinden ayn kanun-
larla düzenlenmesi gerekir. Bu,
Roma hukukundan bu yana hu-
kuk düzenlemelerine hâkim
olan genel bir hukuk ilkesinin
gereğidir.
• TBMM, KHK'lardaki hü-
kümleri ya degiştirerek ya oldu-
ğu gibi kabul eder ya da redde-
der. Ama KHK'ları görüşürken
KHK'da yer almayan bir hük-
mü, bu düzenlemenin metnine
eklemesi mümkün değildir.
Böyle bir düzenleme için yeni
bir kanun yapılması gerekir.
Meclisin bu konudaki yetkisi
bununla sınırlıdır. TBMM, bu
kanunu kabul ederken bu kural-
lann dışına taşmıştır.
• Anayasanın 91. maddesi,
"Sıkıyönetim ve olağanüstü
haller sakJı kalmak üzere, ana-
yasanın 2. kısmının 1 ve 2. bö-
lümlerinde yer alan temel hak-
lar, kişi haklan ve ödevleri ile 4.
bölümünde yer alan siyasi hak-
lar ve ödevler KHK'larda
düzenlenemez" demektedir.
422 sayüı KHK'mn çıkartıl-
masında dayanak olan yetki ka-
nununda da bu konuda, Bakan-
lar Kurulu'na KHK çıkarma
yetkisinin verilmiş olması düşü-
nülemez. Aksi takdirde bu, ana-
yasanın 91. maddesine aykın
olur.
Yani KHK'larla hak ve öz-
gürlükler düzenlenemez. Eğer,
kılık kıyafet serbestisiyle ilgili
hüküm, KHK'nın Bakanlar Ku-
rulu'nca hazırlanan metninde
yer alsaydı, bu da yine aynı ana-
yasa maddesine aykın olacaktı.
• 422 sayıh KHK'nın dayana-
ğını oluşturan yetki kanunu,
TBMM bu kararnameyi degiş-
tirerek kabul etmeden önce,
Anayasa Mahkemesi'nce iptal
edilerek yürürlükten kalkmıştı.
Anayasaya aykın bir yetki ka-
nununun ürunü olan KHK'nın
da anayasaya ne ölçüde uygun
düşeceğini tartışmak gerekir."
Yetki kanununun iptal gerek-
çesinin, bu KHK'nın TBMM'de
yasalaşmasından bir gün sonra
Resmi Gazete'de yayımlandığı-
nı da anımsatan Prof. Dr. Aras-
h, "Üniversitelerde şu an türban
ve başörtüsü serbest mi?" soru-
suna da şu yanıtı verdi:
"Öğrencilerin türban takma-
smın yasak ohıp olmayacağı k«-
nusuna getince, bu bakımdan su
•nda kanunlarda bir yasaga
rastlaumıyor, ancak Anayasa
Mahkememiz bu konayla ilgili
olarak daha önce verdiği kara-
nnda, anayasanın türban tak-
maya ian vennedigi yoranda bir
yorum yapmışür. Bu yonundaa
yola çıkılırsa, anayasanın ken-
disinin türbanı yasaklayıa bir
norm ohıp oimadığıııı tarbsmafc
gerekir."
BAŞBAKAN, ÖĞRETİM ÜYELERtNİN DERS BOYKOTLARINA KARŞIÇIKTI
Akbıılut: Boykot eyleıni hukuk dışı
"Böyle bir davranış bizim öğretmenlerimize,
hocalarımıza uygun değil. Tavsiyem, demokratik
kurallar içerisinde hareket edilmesidir.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) —
Başbakan Yıldınm Akbulut, öğretim
üyelerinin bugün başlayacak boykot ey-
leminin "hukuk dışı" olduğunu savun-
du. Başbakan Akbulut, "Böyle bir dav-
ranış bizim öğretmenlerimize, hocala-
rımıza uygun değildir" dedi. Akbulut,
Nakşibendi lideri M. Zahit Kotku'nun
ölüm yıldönümünün 10 kasıma rastla-
tılan kutlamasına ilişkin soru yönelten
gazeteciye sinirlendi. Akbulut, "son
günlerde ortaya çıkan laiklik tartışma-
suun milleti kamplara bölmeye yönelik
olduğunu" savundu.
Başbakan Akbulut, dün katıldığı Eti-
mesgut belediye binası açüış törenindeki
konuşmasında, son günlerdeki "irtica
tarüşmalarT'na da değindi. "Dünyada
solculuk kalktı, onun yerine laiklikten
yana olanlar-olmayanlar diye tartışma
çıkanyortar" diyen Akbulut, Turkiye
Cumhuriyeti'nin laik olduğunu söyle-
di. Akbulut, "Laiklik prensibinin en iyi
tatbikçisi blziz. Baa insanlan buna kar-
şı gibi göstermek yanlıştır" diye
konuştu.
Akbulut, tören sonrasında gazeteci-
lerin, öğretim üyelerinin, laiklik için bu-
gün başlatacakları eylemleri konusun-
daki bir soruya, özetle şu yanıtı verdi:
"Laiklik prensibinin hiç kimsenin in-
faisarında olmadığını ve böyle bir konu
varmışçasına bareket etmenin pek isa-
betli olmadığını söylemek istiyonım.
Demokratik kurallar içerisinde herkes
düşüncesini söyleyebilir. Ama, herkes
isi sade bir kenanodan degil, tüm iti-
barıyla tutmak ve düşünmek duru-
mundadır.
Tavsiyem, demokratik kurallar içe-
risinde hareket edilmesidir. Herkes dü-
şüncesini söyleyebilir, buna mani hal
yoktur. Ama bunun boykotla alakası
da. Neyi boykot edecek? Hukuki ise
yapsınlar. Ama bana göre hukuk dışı-
dır. Hukuk dışı bir hareket ise herhal-
de bizim öğreünenlerimize, hocalarımı-
za böyle bir davranış da uygun değil-
dir.
1980 öncesi Türkiye'de sağ sol ayn-
mının yapıldıgını hatırlatan Akbulut,
bugün sağ sol aynmının olmadığını, an-
cak milletin laik, laik olmayan şekilde
aynlmaya çauşıldıgını söyledi. Akbulut,
"Turkiye Cumhuriyeti laik bir devlet-
ür. Laiklik de dinsizlik değildir. Biz la-
ikliğe herkesten daha çok önem
veriyoruz" diye konuştu.
Burası hukuk devleti ise herkes ka-
nunlara uygun hareket edecektir. Yani
hoca olmanın veya başka bir meslek
mensubu olmanın bir ayncahğı var mı-
dır? Hukuka, kanuna uygun ise yapsın-
lar, değilse yapmamahlar."
Akbulut, bir gazetecinin, kendisinin
de telgraf gönderdiği Nakşi lideri Kot-
ku için düzenlenen sempozyumla ilgili
sorusuna sinirlenerek, "Yahu, siz ne-
yin peşindesiniz yahu? Neyi halletmek
istiyorsunuz?" karşılığını verdi. Akbu-
lut, sözlerini "Yani bu memlekette böy-
le bir bava olsun da nasıl yaratırsanız
yaraün. Neyi yaratmak istiyorsunuz?"
diye sürdürdü. Başbakan, konulann
din ve vicdan hürriyeti ile yasalar çer-
çevesinde ele alınması gerektiğini de
kaydetti.
Hasbakan Akbulut, CIA Başkanı
William VVebster'ın Türkiye'yi ziyare-
tiyle ilgili bir soruyu ise yamtsız bıraktı.
"Turkiye ve
Ortadoğu"
Körfez krizinin
nedeni Batı'ııııı
petrol çıkan
ANKARA (Cumhariyet Bü-
rosu) — Mülkiyeliler Birliği'nce
düzenlenen "Tnrkiye ve Ortado-
ğu" konulu açıkoturum dün
Türlc-tş konferans salonunda
yapıldı.
Atatürk için saygı duruşunda
bulunulmasından sonra ilk ko-
nuşmayı yapan Türk-îş Genel
Teşkilatlandırma Sekreteri Meh-
met Bamyaa, Ortadoğu'daki ça-
tışmanın ana nedeııinın Batı'nın
petrol çıkarlan olduğunu öne
sürdü. Hükümetin son 10 yılda
işçilere karşı düşmanca bir po-
litika izlediğinı savunan Bamya-
a, "Son dönemde iktidar süûn-
tmın Körfez krizinden kaynak-
landığım öne sürüyor. Bu ne-
denle de grevleri erteliyor. Kri-
ze önem adı alünda dar gelirii-
niu kemerleri daha sdulnuku ve
calışanlara baslu arttınlmakta-
dır" dedi.
Prof. Dr. Işıkh, Ortadoğu so-
runlarının "gercekte mazlum
uİHSİann kurtuluş hareketinden
temellendiğini" kaydetti. Işıkh,
"Bizira Ortadoğu sonınlanyla
bagtantımız, dünyanın küçül-
mekte olduğu gerçeğini bir kere
daha gözler önüne seriyor. Öy-
le anlasılıyor ki Ortadoğu so-
nınlanyla ilgimiz yalnızca sınır
ortaklığımızdan kaynaklanmı-
yor. Asd ilgiyi Adantik ötesi itis-
kilerimiz beluiemekte" diye ko-
nuştu.
Gazeteci-yazar Abdurrahman
Dilipak da Ortadoğu'da Irak'uı
Kuveyt'e değil, Kuveyt'in Irak'a
saldırdığını öne sürdü. Dilipek,
Kuveyt-Irak arasındaki tarafsız
bölgeyi Kuveyt'in işgal ettiğini ve
bunun Irak'ın işgaline neden ol-
duğunu kaydetti. ABD'nin böl-
gede izlediği politikanın asıl
amacının lsrail-Türkiye yakın-
laşmasını sağlamak olduğunu
öne süren Dilipak ABD'nin
Irak'a müdahale etmesi halinde
Türkiye'nin de savaşın içine gi-
receğini belirtti. tşadamı Ali
Kocman da Türkiye'nin hiçbir
zaman koüniyar bir ülke olma-
dığını söyleyerek, "Irak giiney
budutlanna dönmeden kuzey
hudutlannda arayış içindeydi.
Yani Irak.Tiirkiye açısından po-
tansiyel bir tehdittir. Türkiye'nin
ABD'nin yanında yer alması da
gerçekçi bir politikadır" dedi.
Emekli Büyükelçi Osman Ol-
cay, Türkiye'nin kendisinden
başka hiç kimseye güvenmeme-
si gerektiğini belirterek, "Tiirki-
ye'den destek bekleyen, OrUdo-
ğn ve Islam ülkelerinin KKTCyi
tammamalanmn merak konusu
olduğunu" söyledi.
Son konuşmacı Doğu Perin-
çek "Ortadoğu'daki sınırian
emperyalistler çizmiştir, Arapla-
nn ve Kürtlerin inisiyatiflyle çi-
zümemiştir. Şimdi sınıriar tari-
•in gündemindedir. Kuveyt bir
devlet değildir. Kuveyt bir cift-
liktir. Irak'ın lzmiri'dir. Önü-
müzdeki dönemde 21 tane Arap
ülkesi olmayacaktır. Sınıriar
değişecektir" dedi.
HINCAHINÇ — Nakşi lideri Mehmet Zahit Kotku dı. Toplanünın ikinci günüude de Aya trini Konser Salonu hınca-
ölümünün 10. yıhnda Aya trini'de düzenlenen sempozyumla anıl- hınç doluydu. (Fotoğraf: Uğur Saner)
4
ÖLÜMÜNÜN 10. YILJNDA ZAHİT KOTKU VE TASAVVUF^ SEMPOZYUMU
Nakşibendi şeyhi Kotku'ya övgü
MEHMET EMİN SARAÇ
"Vefatının 10. Yılında Meh-
met Zahit Kotku ve TasavvuP'
Sempozyumu "övgüyle" sona
erdi. Sempozyumun "Haüralar-
da Mehmet Zahit Kotku" bölu-
münde konuşan Yaşar Tunagür
' Kac kişi vardır bunu yapan, bu
cemaati hem de bu kilisede bir
araya getiren" dedi. Hakyol
Vakfı Başkanı, Nakşibendi tari-
katı lideri Mehmet Zahit Kot-
ku'nun damadı Prof. Dr. Mah-
mut Esat Coşan da yaptığı ka-
panış konuşmasında "Toplantı
münasebetiyle Turkiye çapında
berkesin ilgisine mazhar olduk"
dedi.
Sempozyumun ikinci ve son
günü yine Kuranı Kerim okuna-
rak başladı. Sabahki oturumda
ilk günkü kalabalığa rastlan-
mazken, "Hatıralarda Mehmet
Zahit Kotku" bolürnü büyük il-
gi gordü. Sunuculuk yapan bir
kişi önceki gün sempozyumla il-
gili olarak basında yer alanlar-
la ilgili olarak şunları söyledi:
"Mevlana'ya, Yunus'a gösterilen
hoşgörü ve ilgi Mehmet Zahit
Kotku hazretleriae de gösteril-
sin, bunu bekliyoruz." Marma-
ra Üniversitesi Ilahiyat Fakültesi
öğretim üyesi Dr. tsmail Kıllıoğ-
lu'nun yönettiği sabahki oturu-
ma, yine aym fakültede öğretim
üyesi olan Doç. Dr. Sdctık Eray-
dın katılırken, araştırmacı-yazar
Besir Ayvazoğlu, Uludağ Üni-
versitesi thaliyat Fakültesi öğre-
tim Uyesi Doç. Dr. Mustafa Ka-
ra ve Marmara Üniversitesi lla-
hiyat Fakültesi öğretim Oyesi
Doç. Dr. Emin Işık
SIEMENS
Modern tıbbın insan sağlığına sunduğu doğru, hızlı teşhis
yöntemlerinin gerçekleşmesirri sağlayan Klasik Röntgen,
Digital Röntgen, Bilgisayarlı Tomografi, Magnetik Rezonans
gibi görüntüleme sistemleri ile; Lıneer hızlandıncılar
vasıtasıyla tümör tedavisinde kullanılan SIEMENS AG üretimi
sistemlerin Türkiye'de pazarlama, montaj, bakım, servis
hizmetlerini yürüten firmamız, Bursa, Ankara ve tzmir
Bürolarında Servis Mühendisi olarak çalıştırılmak ve bir
program uyarınca SIEMENS AG bünyesinde eğitilmek üzere:
Elemanlar arıyor• Analog ve digital elektronik konularını bilen,
• Mıkroprosessörlerden anlayan,
• Mikrodalga tekniğine aşina,
• Almanca veya Ingilizce bilen,
• Askerlikle ilişkisi olmayan,
• 30 yaş civannda
• Seyahate engel hali bulunmayan
ELEKTRONİK MÜHENDİSLERİ
aranmaktadır.
ilgılenenlerin özgeçmişlerini bir fotoğraf ile beraber SIEMENS,
SİMKO TIP TEKNİĞİ, P.K. 917 Karaköy - İstanbul adresine
Personel rumuzu ile göndermeleri rica olunur.
Bütün müracaatlar gizli tutulacaktır.
"mazeretlerini" belirterek katıl-
madı. Bu bölümün tek konuş-
macısı Doç. Dr. Eraydın tasav-
vufu "ruh ve şekil düşüncesini
bir araya getiren şeyi
anlatmaktır" diye tanımlarken,
"Kavanozun içindeki baiı kava-
nozun dışından yalayanlar onun
tadına vakıf olamazlar" dedi.
Haremlik-selamlık
"Hatıralarda Mehmet Zahit
Kotku" bölümünün başladığı
IV. oturumda Sultanahmet'teki
Aya İrini Konser Salonu dışan-
da yağmur olmasına rağmen
"hıncahınç" doldu. tlk günkü
gibi "haremlik-selamlık" olarak
düzenlenen salonda gazetecile-
rin fotoğraf çekmek için kadın-
lann bulunduğu üst balkona
çıkmalanna izin verihnedi. Nak-
şibendi tarikatı lideri Mehmet
Zahit Kotku'nun yakınmda bu-
lunmuş, "onun sevgisine mazhar
olmuş" kişilerin hatıralarını an-
lattığı bölümde konuşmacılar-
dan Prof. Dr. Mazhar Özmen,
Kotku'nun sağlığıyla da ilgilen-
diğini, ona "bekimlik >-apmak
için müsaadelerini istediğini"
belirtti. Özmen, Kotku'nun ga-
zetelere konu olmaktan hoşlan-
madığını belirterek bir anısını
anlattı. Özmen'in konuyla ilgili
anısı şöyle: "Bir gün arabayla
bir yere gidiyorduk. Arkada da
Korkut'la (Ozal) Osman otunı-
yoriardı. Kendisine gazetelerde-
ki fotografını goslerdiler, hoşu-
na gideceği bir tarzda. Arkası-
na dönerek sinirlendi, onlara
dönerek, 'evet sayenizde meşhur
olduk' dedi." Kotku'nun bu gi-
bi konulara çok hassas olduğu-
nu anlatan Özmen onu anma
günü olarak düzenlenen se-
mpozyuma da karşı çıktı. "ts-
lam ölüm günü bilmez" diyen
özmen konuyla ilgili olarak
şunlan söyledi: "tslam geldiği
günden beri ölüm günü yapmı-
yor. Ölümü anmak demek onu
unutarek anmak demektir. Hal-
buki böyle hoca efendilerin unu-
tulmaları mümkün değildir ki
anılması olsun. Unutamayacağı-
nız bir şeyi nasıl anarsınız?"
Öğretim uyeleri
MGK-YOK
işbirtiğine
tepki
Öğretim Üyeleri Derneği
Başkanı Prof. Kepenek,
'emir-komuta ile araştırma
yapılamaz' diye olaya
tepki gösterirken Doç.
Baskın Oran, 'Resmi
ideolojiyi üniversiteye
onaylatmak istiyorlar'
dedi.
ALİ DOCAN
ANKARA — Milli Güvenük
Kurulu'nun (MGK), YÖK ara-
cüığıyla üniversitelerden Doğu
ve Güneydoğu bölgesinin "et-
nik, dinsel, kultürel ve dil" ya-
pısının araştınlmasını istemesi
öğretim üyelerinin tepkisine ne-
den oldu. öğretim Üyeleri Der-
neği Başkanı Prof. Dr. Yaknp
Kepenek, "Bilimsel araştırma-
lann özgürlük ortamında ger-
çekleri yansıtabileceğini" belir-
terek, "Emir komuta ile araşûr-
ma yapılamaz" dedi. A.Ü. Si-
yasal Bilgiler Fakültesi öğretim
üyesi Yard. Doç. Dr. Baslun
Oran, "MGK'nın ve YÖK'ün
amacının resmi ideolojiyi üni-
versiteye de onaylatmak oldu-
ğunu" söyledi.
MGK'nın istemi üzerine YÖK
başkanlığının 1990-1991 yüksek
Öğretim planına eldenmesi ama-
cıyla üniversite rektörlüklerine
gönderdiği "Doğu ve Güneydo-
ğu Bölgesi'nde yapüacak araş-
tırma programı" üniversite çev-
relerınde "Totaliter devlet anla-
yışının üniversiteye direktif
vermesi" biçiminde değerlendi-
rildi. MGK'nın istemine YÖK'-
ün aracı olmasını "Ancak
YÖK'ün varağı ve mantığıyla
bagdaşır bir dvmm" olarak ni-
telendiren öğretim üyeleri, ya-
pılması istenen araştırmalann
sonuçlarının YÖK'ün rektörlü-
ğe gönderdiği yanda önceden
belirtildiği görüşünü savundu-
lar. Öğretim üyeleri, MGK'nın
konulan belirlemesini ve araştır-
ma yapanların "Bste" halinde
kendisine bildirilmesini isteme-
sini eleştirerek, "Tirkiye'deki
üniversiteleri Nazj Aonaayası'a-
daki üniversiteler gibi algılayan
bir zjhniyet için biHmsel araştır-
ma yapılamaz" dediler.
Öğretim Üyeleri Derneği Baş-
kanı Prof. Dr. Yakup Kepenek,
üniversitede her konuda araştır-
ma yapılabileceğini, ancak üni-
versitenin "Emir-komuta zindri
alünda arasürmaya zorfauunası-
nın yanlış oiduğunu" bildirdi.
Kepenek bilimsel araştırmanın
"Gerçekleri yansıUbUmesi için,
özgür ve rahat bir akademik or-
tam gerekir. Üniversiteye önce-
den kısıtlama konulamaz" dedi.
Ankara Üniversitesi Siyasal
Bilgiler Fakültesi'ne yargı kara-
rıyla yeniden dönen Yard. Doç.
Dr. Baskın Oran, üniversitele-
rin asıl görevinin "resmi ideo-
loji dahil olmak üzere her tür
ideolojiye eleştirel yaklaşması"
olduğunu söyledi. MGK'nın asıl
istediğinin "Doğu ve Güneydo-
ğu Anadolu Bölgesi konusunda-
ki resmi ideolojiyi üniversiteye
tasdik ettirmek olduğunu" kay-
deden Oran, "Burada araaç bel-
li. Türkiye'de Kürt diye bir var-
lıgın olmadığı söylettirmek iste-
niyor. Bu zihniyet, bir tek sonu-
ca yol açar, o da Ulkenin gerçek-
ten parçalanmasıdır. Öncelikle
sorunun varlığuun kabnl edil-
mesi gerekir" diye konuştu.
öğretim üyelerinin,
MGK'nın YÖK aracıhğıyla yol-
ladığı yazıya tepkileri şu nokta-
lar etrafında toplanıyor:
• Yürütmenin bilimsel çalış-
malan kendi politik amaçlar
doğrultusunda yönlendirmeye
çahşıyor.
• 1990-1991 öğretim yıhnda
hazırlanacak tezlere MGK iste-
mi doğrultusunda konu ve içe-
rik kısıtlaması getiriliyor.
• Bundan sonra konuyla ilgili
araşürma yapacak kişiler MGK
tarafından "fışlenecek."
• Doğu ve Güneydoğu Ana-
dolu'daki sorunlann çarpıalma-
ya ve böylelikle hangi doğnıltu-
da araştırma yapılacağıru önce-
den belirlemis oluyor.