05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 KASIM 1990 HABERLER CUMHURİYET/Ü P A R L A M E N T O D A N TBMM gündemi bütçe yasa tasarısı üzerindeki çalısmalarını bu hafta da sürdürecek. Komisyonda yarın Milli Eğitim Bakanlığı ve YÖK ile toplam 28 üniversitenin bütçeleri ele alınacak. Bu bütçelerin görüşülmesi için iki gün ayrılmış bulunuyor. Daha sonraki günlerde de sırasıyla Bayındırlık ve tskân Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı, Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı ile bağlı kuruluşlarııı bütçeleri ele alınacak. TBMM Genel Kurulu'nda SHP Aydın Milletvekili Hilmi Ziya Postacı ve arkadaşlannın "ilaç ve ilaç sanayii" konusunda genel görüşme acılmasına ilişkin önergeleri ele alınacak. ANAP, SHP ve DYP gruplannın salı günkü toplantılannda ise iç ve dış gelişmelerin genel değerlendirmesi yapılacak. Öte yandan TBMM Milli Savunma Komisyonu'nun çarşamba günkü toplantısında, ANAP Çanakkale Milletvekili Ayhan Uysal ve 9 arkadaşının, "Çanakkale savasına kaiılanlara şeref madalyası verilmesine" ilişkin yasa önerisi ele alınacak. TBMM tçişleri Komisyonu'nda ise DYP Erzurum Milletvekili Erol Köse ile ANAP Yozgat Milletvekili Ali Şakir Ergin'in, Emniyet teşkilatı yasasında değişiklik yapılmasına ilişkin yasa önerileri göruşülecek. Adalet Komisyonu'nun gündeminde ise "Çiftçi maJlannın korunması" konusunda hazırlanan yasa tasarısı bulunuyor. (Ankara/AA) P A B T İ L E B D E N genel merkez yöneticileri y g v e mi)|etvekilleri örgüt sorunlarını belirlemek ve örgütle ilişkileri geliştirmek amaayla grupları halinde bölgelere dağılacaklar. Diyarbakır il örgütüyle görüşmeler yapmak ve yoğunlaşan açlık grevleri nedeniyle cezaevlerinde incelemelerde bulunmak üzere Güneydoğu'ya Mustafa Kul, ömer Çiftçi, Orhan Veli Yıldırım, Mehraet Kahraman ve Sedat Doğan'dan oluşan bir heyet gönderilecek. Genel Sekreter Yardımcısı Güneş Gürseler ile MYK üyeleri Hasan Zengin ve Tahir Ünlü örgüt açıhşı yapmak ve yaklaşan TTK greviyle birlikte yoğunlaşan bolge sorunları hakkında bilgi edinmek üzere Zonguldak'a giderken Seyfî Tay, Ekrem Kangal ve Mehmet Dönen'den oluşan bir heyet de Malatya'ya gıdecekler. Ankara (UBA) A N A P t a n i s t i f a e d e n v e b u h a f t a i ç i n d e kuracakları partiyi feshederek DYP'ye katılacak olan 6 kişilik milletvekili grubunun lideri Veysel Atasoy, DYP'nin yaklasan kongresini değerlendirirken partide vitrin değişikliği gerektiğini söyledi. Atasoy kongrede, partinin yönetimine adaylığı konusunda da "Şu anda böyle bir talebim yok" dedi. Atasoy, diğer arkadaşlanyla birlikte DYP'ye katılmalanna "milletvekili olmak için bekleyenlerden" tepki gelebileceğini de kaydetti. Atasoy, "Benim için bir problem yok, diğer arkadaşlanm için dc bir problem olacağını zannetmiyorum. Bir iki ses çıkabilir, ama bu demokrasinin gereğidir. Miiletvekili olmak isteyenler bizi rakip görüyorsa buna söylenecek bir şey yok. Muhalefet etmek de haklarıdır" şeklinde konuştu. (Ankara/ANKA) D Y P Genel Başkan Yardımcısı selahattin Kılıç, Cumhurbaşkanı Turgut özal ile Japonya'da buluşan Türk Kadmını Tanıtma ve Guçlendirme Vakfı Başkanı Semra Özal'ın, "dünyanın yuvarlaklığını ispat eden ilk first leydi olduğunu" söyledi. Bunun millet için "büyük bir şeref" olduğunu kaydeden Kılıç, J"Helal olsun" dedi. Kılıç, dün düzenlediği fjbasm toplantısında, hükümetin *" uygulamalannı eleştirdi. Hükümetin, Türkiye'nin Körfez krizinden etkilenmediği yolundaki açıklamaları anımsatan Kılıç, eylül ve ekim ayındaki enflasyonun yüzde 16 olduğuna dikkat çekerek Türkiye'nin krizden etkilendiğini görmek için bunun yeterli olup olmadığını sordu. Kılıç, hükümete, "Siz etkilenmeyenler grubundansınız. Ama büyük vatandas kitleleri değil" dedi. (Ankara/Cumhuriyet Biirosu) ANAP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu'nun 23 kasımda başlamasını kararlaştırdığı ilçe kongrelerinden ilki Mus'un Malazgirt ilçesinde yapılacak. ANAP Teşkilat Başkan Yardımcısı Ercan Vuralhan'ın verdiği bilgiye göre 841 ilçede yapılacak kongreler 23 kasımda baslayacak ve TBMM Genel Kurulu'nda bütçe görüşmelerinin başlayacağı 7 aralık tarihine kadar sürecek. Bütçe nedeniyle 7-27 aralık tarihleri arasmda ara verilecek olan ilçe kongrelerine, bütçe görüşmelerinin tamamlanmasından sonra devam edilecek. ANAP Teşkilat Başkanlığı, kongresini yapmaya hazır olduğunu belirterek başvuruda bulunan ilçe yönetimlerine kongre tarihi vermeye başladı. Bu arada 1988 büyük kongre öncesi olduğu gibi 3. olağan kongre öncesinde de kongresini yapacak ilk ilçe, Malazgirt olarak belirlendi. Malazgirt'te 24 kasım günil kongre yapılacak. (Ankara/AA) TBKP 1 v e tstanbul Kâğıthane ilçe kongreleri dün yapıldı. Karşıyaka'da açılış konuşmasmı yapan MKYK üyesi Ahmet Bilge, "Çankaya kiracısını Salazar olmaktan kurtaralım" dedi. Kongreye üyelerin yanı sıra Dikili Belediye Başkanı Osman özgüven, Aliağa Belediye Başkanı Hakkı Ülkü, sendikacılar ve bazı SHP'liler katıldı. Salonda "Yaşasın Marksistlerin Birlik, Partisi" pankartları ilgi çekti. Seçimler sonunda eski ilçe başkanı ldris Lütfü Melek yeniden ilçe başkanı secildi. Kağıthane kongresi de hayJi hareketli başladı. Katılımın yüksek olduğu kongrede önce çalışma raporu sunuldu. SHP Kâğıthane fiçe Başkanı Zeynel öztürk, TBKP îstanbul İl Başkanı Zakarya Mildanoğlu ve Hidayet Meral birer konuşma yaptılar. Daha sonra yapılan seçimler sonunda Kemal Bulut yeniden ilçe başkaniığına seçilirken, yönetim kurulu şu kişilerden oluştu: Fatma öz, Kenan Kılıç, Bedia, Cemal Türkden. (Fotoğraf: Uğur Saner) ÖLÜM Eski milletvekili Kısakürek • ANKARA (AA) — Anavatan Partisi kurucu üyesi ve 17. dönern Kahramanmaraş milletvekili Alaeddin Kısakürek, önceki gece Istanbul'da geçirdiği bir kalp krizi sonucu öldü. 68 yaşında hayatını kaybeden Alaeddin Kısakürek'in cenazesi, yarın tstanbul Söğütlüçeşme Camii'nde kılınacak namazdan sonra Karacaahmet MezarhğVnda toprağa verilecek. 1922 yıitnda doğan Alaeddin Kısakürek, Gazi Eğitim Enstitüsü'nü bitirdikten sonra öğretmenlik yaptı. Bir süre îstanbul Kadıköy Kız Lisesi Müdürlüğü görevinde de bulunan Kısakürek, daha sonra özel sektörde yöneticilik yaptı. Kısakürek, evli ve iki çocuk babasıydı. DÜZELTME Pazar yansı- Dünkü gazetemizde Sabetay Varol'un Paris'ten yazJığı "Gizli Servis Zor Durumda" adlı pazar yazısının 1. sayfadaki anonsu, bir yanlışhk sonucu Mine G. Saulnier imzasıyla yayımlanmıştır. Düzeltiriz. Taşafın kişiselreklamyaptığı iddia edildi ANÂPta rapor kavgasıMİT'in kabineye brifing vermesini öneren ve ANAP raporu hazırlayan Bakan Taşar, tslamiyeti amaçlarına alet etmek isteyenlerin Islamiyete zarar vereceklerini söyledi. ANAP Teşkilat Başkanı Demirtaş, raporu görmediğini açıkladı. Taşar, Demirtaş'a "Yalancı" dedi. FARUK BtLDtRİCİ ANKARA — Devlet Bakanı Mustafa Taşar, MİT Müsteşan^ nın kabineye brifing vermesi önerisinden sonra hazırladığı bir raporda, "A.NAP'ın miadını doldnnnus bir parti biiviyetjne ginnesf ve "RPnin ANAP'ın imkflnlannı kullanarak oyunu artarması" yolundaki kaygılan- nı belirterek yeni bir tartışma başlattı. Taşar, "tslamiyeti pa- yutda yaparak bunu kendi emel- lerine akt etmek isteyenlerin Is- lamiyete ve memlekete zanr verecefini" söyledi. Taşar, ANAP içindeki bazı kişilerin RP yandaşlanna yardım etme- melerini istedi. ANAP Teşilat Başkanı Orhan Demirtaş, Devlet Bakanı Taşar- ın hazırladığı raporun eline geç- mediğini söyleyerek bu konuda- ki sorulara, "Mustafa Taşar'ın kamuoyuna reklamını yapmak için alel olmam" diyerek yanıt- sız bıraktı. Demirtaş, parti so- nınlannın partinin yetkili kurul- larında görüşüleceğini, raporda belirtilen konulann her hafta toplanan Merkez Karar Kurulu gündemine getirilmediğini sa- vundu. Devlet Bakanı Mehmet Keçe- ciler ise Tasar'ın raporu üzerin- de yorum yapmaktan kaçındı ve "Genel merkez yöneticilerine sorun" dedi. Mustafa Taşar, hazırladığı ra- poru başbakan Yüdınm Akbu- Int'a "ANAP'uı iktidar oluşu- nun 7. yıldönümü olan 6 kasımda" verdiğini ve olumlu karşılandığmı ifade etti. Taşar, bir soru üzerine, "Cnmhurbas- kanımıza da gitmiştir" demek- le yetindi. Raporunun basında yer almasından önce tüm MKYK üyeleri-ile ANAP miUet- vekillerine de gönderdiğini söy- leyen Taşar, Demirtaş'ın raporu almadığı yolundaki sözlerini "vaten" diye niteledi ve "Anka- ra'da kalsaydı, raporu okuma fırsatı bulurdu" dedi. Kabine- den aynlmayı düşünmediğini bildiren Taşar, "1992 seçimleri- ne yeni fikirler ııreterek girelim diyorum. Ama bu konudaki dii- süaceierimj şimdi söylemem. Herkesin bu yönde düsünmesi- ni istiyonım" diye konuştu. Taşar, başkanlık sisteminin de tartışılması gerektiğini vurgula- dı. ANAP'ı kendi evladı gibi gördüğünü ve başına bir şey gel- memesini istediğini söyleyen Ta- şar, "Mesut Yılmaz'ı genel baş- kanlık mücadetesinde güçlendir- mevi mi amaçladınız?" sorusu- nu, "Bunun kimseyle bir ilgisi yoktu. Mesul be>, önceden de bilmiyordn" yanıtını verdi. Ta- şar, RP ve irtica yanlılanyla il- c n v ı Yasadısı Dev-Sol örgütiine taraftar loplamak, bil- OOV1 jjri dağıtmak ve korsan gösteri yapmak savıyla göz- altına alındıktan sonra serbesl bıraiutanlar "araianndaki 4 lise öğrencisine de işkence >-apıldıgını" öne surdüler. Dıin tHDAdana Şubesi'nde basın toplantısı düzenle>en Mucadeledergisi muha- birieri Tank Koçoglu, Efkan Şeşen ve hemşire Şerife Doğan gözaltında kaldıklan 5 gün poliste işkence gördüklerini iddia ettiler. Efkan Şeşen, "Poliste üzerimize işediler" iddiasında bulunur- ketı Şerife Doğan, "Tecaviız dışında her tiirlii işkenceyi yaptılar" dedi. Yasadısı orgiite iiye oldu- ğu savıyla sınıftan alınarak emniyete götüriilen 16 yasındaki lise öğrencisi Y.K. da önceki gün mahkemece serbest bırakıldı. (Fotoğraf: Yusuf Toprak) gili sorularımızı şoyle yanıtladı: — Hazırladığınız rapor, Türkiyede irtica tehlikesi oldu- ğu düşüncelerine giiç kazandır- mıyor mu? Raporunuz bu Ur- tışmalaria ne denli ilgili? TAŞAR— Bu tartışmalarla bir ilgisi yok. Ben ilk kez rapor veren bir adam değilim. Bu ra- poru dört aydır hazırlıyorum. Ben doğru bÛdiğimi yaayorum. Şu fikri destekler veya köstekler- miş, o benim işim değil, bilmi- yormu. Ben doğru bildiğimi, tespit ettiğimi yazdım. Şimdi herkes bunu düşünsün, tartışsın. — Sizct Türkiye'de laikliğe yöneiik tehlikeler var mı ya da bu tehlikeler ne kadar ciddi? TAŞAR— Bugün laiklik yan- lıları da aşınlıklara zaman za- man kagyorlar. Muhafazakânm diyenlerin bir bölümü de zaman zaman aşınhklara kaçıyorlar. Her iki taraf da bu aşınlıklardan arındığı zaman memlekette bu meselelerin tartışılması söz ko- nusu oünayacaktır. Yani her iki taraf da daha demokrat olmak zorunda. Hem laik hem demok- rat olacaksın hem de türbana karşı olacaksın, bu olmaz. — Ama Türkiye'de sorun io- sanlann laiklik kavramına nasd baküğindan ziyade, laiklige yö- nelik birtakım güçlerin giderek vaygınlaşıp, artıp artmadıfı ol- sa gerek. TAŞAR— tslamiyetin adını kullanarak öyle bir görüntii al- tına girerek bazı şeyler yapmak isteyenler var. Bunu bilerek ve- ya bilmeyerek yapıyorlar. Bu hem memlekete, hem de Islami- yete zarar. Arkasında başka maksatlar olabiür, ona herkesin dikkatli olması lazım. — Sizce bunbr ne kadar göçlü? TAŞAR— Türk devletinin karşısında bunların hiçbirisi güçiü değil. — Arkasındaki başka güçler- âtm kastınız nedir? TAŞAR— Yurtici, yurtdışı çe- şitli güçler olabilir. Asf.nda İs- lamiyet ile alakâsı olmamasına rağmen lslamiyeti payanda ya- parak kullananlar olabilir. Na- sıl AtatUrkçülUğü payanda ya- parak başka emellerine kullan- mak isteyenler varsa, lslamiyeti de payanda yaparak kendi emel- lerine alet etmek isteyenler ola- bilir. Bunlara dikkatli olmak gerekli. Bir soru üzerine MİT müste- san Teoman Koman'ın kendisi- nin önerisi üzerine Bakanlar Ku- rulu'nda brifing verdiğini kayde- den Taşar, Koman'ın "irtica yan- hJannın emniyeti ele gecirdigi" yolundaki sözleriyle ilgili olarak da "Gazetelerde yazılanlann yiizde 9O'ı oimamış şeyler? Kim söytüyor, kim yönlendiriyor? Bu tür görüşmeler gizlidir" değer- lendirmesinde bulundu. "Ko- man'ın brifingi sizin için tatmin edki ya da kaygı verid oldu mu?" sorusuna, Taşar, "Ben Türkiye'nin meseiekrini bilen bir adamım. Hiçbir brifing be- nim için ne kaygı verici olur ne de endişeye sevkeder. Arkadaş- huımızı aydınlatmıştır" karşılı- ğuıı verdi. Akbıılııt, Karayalçıırı azarladı Başbakan Yıldınm Akbulut, Ankara ve Istanbul belediye başkanlarının halkı temsil etmediğini öne sürdü. ANKARA (Cumburiyet Bö- Anakent Belediye Başkanı Mu- rosıı) — Başbakan Yildınm Ak- rat Karayalçın ile yine SHP'li bulut, SHP'li Ankara Anakent bazı ilçe belediye başkanlan da Belediye Başkanı Murat Kara- hazır bulundular. yalcın'ı ANAP"b Etünesgut Be- Akbulut, törenin başlangıcın- lediyesi'ne de "özkardeş"i gibi -da, yanındakilerle neşeli bir şe- davranacağını söylemesi ve An- kilde sohbet etti. Ama teknik kara Belediyesi'ne yardım iste- danışmanı Erkal Zenger'in ken- mesinden sonra azarladı. Akbu- disini üzun uzun överek anons lut, "26 mart seçimlerinden son- etmesinden sonra konuşma yap- ra seçim diyeniere soruyonım; ması için kürsüye çağırmaması- simdi son seçimlerde aldıklan na şaşıran Akbulut, Zenger'e si- yttzde 18 oyla Ankara Belediye- nirlendi. si, yüzde 8 oyla lstaabul Bele- ANAP'b Tosun'un sönük ko- diyea haikı nasd temsil edryor?" nuşmasından sonra kürsüye ge- dedi. len Murat Karayalçın, çevrede- 19 ağustosta yapılan seçimi kilerin çoğunluğu ANAP'h ol- kazanan ANAP'h Belediye Baş- masına rağmen çok alkış aldı. kam Ramazan Tosun'un düzen- Karayalçın, sosyaJ demokrat be- lediği Etimesgut Belediye Baş- ledivelerin "kardeşük havası ice- kanlığı binasırun açılış törenine risinde Ankmra'ya hizmet eüne- Akbulut'un yanı sıra bakanlar ye çalıştıklannı" vurgulayarak, Mustafa Taşar, Abdülkadir Ak- "Etimesgut Belediyesi'ni şu, bhan Akiizum, Hüsamettin ANAP'ın kazanmış olması da Öriiç ve Cemil Çiçek de katıldı. bn havayı degistirmeyecektir. Törende çok sayıda ANAP'h Anunıza yeni bir kardeş girmiş- milletvekilinin yanı sıra SHP'li tir, ama üvey kardeş defildir" dedi. Maliye Bakanlığı ile araiann- daki anlaşmazüğın çözülmesin- den sonra Eryaman ve Elvan- köy'de toplam 22 bin 500 konut- luk inşaatlara başlayacaklannı anlatan Karayalçm, Etimesgut'a yaptıklan hizmetleri anlattı. Ka- rayalçın, konuşmasını coşkulu bir hava içerisinde "Başkentler her ülkede prestij kentidir. Bu- ralara yapılacak yardımda fay- da gözetilmez. Başkentimize özel bir yaklaşım bekliyoruz" biçiminde tamamladı. Akbulut, Karayalçın'ı gönül- süz şekilde alkışlarken, Içişleri Bakanı Aksu ve bazı ANAP'h- lar tebrik ettiler. Akbulut da ko- nuşmasına "Belki söyledikleri- mi sizler biliyorsunuz ama ben tekrarlayacağım" diye başladı. Akbulut, "Etimesgut'a biz ilçe yapnk" deyince, konuşmayı din- leyen bir partili, "Her şeyi biz yap&k" şeklinde bagırdı. Başba- kan da sözlerini, "Ve bu knrsü- lere çıktiğunızda bep vaatlerimi- zi değil, yaptıkJanrmzı söyledik. Ankara'} ı gözden geçirin, yol yapılmışsa hangi dönemde ya- pılmış?" diye sordu. Dinleyen- lerin "ANAP" karşıhgını verme- sinden sonra Akbulut aynı so- rularını su ve kanalizasyon hiz- metleri için de yineledi. Akbu- lut, "Ankara'ya baktığımızda her hizmette ANAP'ın damga- sı var" derken, kendisini dinle- yen Karayalçın'ın suratının asıl- dığı gözlendi. Muhalefet belediyelerini eleş- tiren Akbulut, "Bazüan kalkı- yor, bahane buluyor, 'Para vennediler' diyor. Aldatmaca yok" dedi. Başbakan, daha son- ra rakamlar vererek ANAP ve muhalefet dönemlerinde beledi- yelere genel bütçeden yapılan yardımların aynı oranlarda ol- duğunu savundu. "TV'nin karşısına geçip hii- kümet para vermiyor demek aldatmaktır" görüşünü yinele- yen Akbulut, "26 mart seçimle- rinden sonra seçim diyenlere so- ruyonım; şimdi son seçimlerde aldıklan yüzde 18 oyla Ankara Belediyesi, yüzde 8 oyla lsUn- bul Belediyesi halkı nasıl temsil ediyor?" şeklinde konuştu. SHP'de görevden alıııaya tepki ANKARA (Cnmhoriyet Bü- roso) — SHP Genel Merkez yö- netiminin Adana ili ve Seyhan il- çe yönetimlerini görevden alma- sını eski Genel Sekreter Deniz Baykal yanlılan, "Knrnltaya ve- rflen söz yerine gedrilmiyor" di- ye değerlendirirken, bunun ilk görevden alma olmadıgını, da- ha önce de Gaziantep'te iki aşa- malı olarak görevden alma ya- şandığmı bildirdiler. SHP Mer- kez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi ve Adana'daki incelemele- rinden yeni dönen Hasan Zen- gin ise "Herkesin üyelik hakkı korunacak. Adana'da uye yazı- mı ile ilgili ıısulsuzlüklerin dü- zeltilmesini istiyoruz. Ancak yo- netim buna yardımcı olmadı, görevden alınma zorunluydu" dedi. Mehmet Can (Adana Millet- vekili): Olayı basından izledim. Nahoş olaylar olmuş Sayın Ha- san Zengin'e karşı. Ama tüm boyutlanyla bümediğim için gö- riiş belirtemiyorum, detayım da biiniyorum. Önder Kıriı (Eski Genel Sek- reter Yardımcısı, Balıkesir Mil- letvekili): Çok kesin değerlen- dirmelerde bulunmak istemiyo- rum. Ancak kurultayda verilen "Seçimle gelen seçimle gider" sözünün işlemediği ortaya çık- tı. Balıkesir'in de görevden alı- nacağı söylentileri var. Ben ilke olarak genel merkez yönetimi- nin illeri görevden alamayacağı görüşüne katılrnıyorum. Böyle mutlak bir yasa yok. Ama bu tür çabalann Özellikle Mersin, Adana gibi yerlerde ortaya çık- ması tabansız bir yönetimin ta- ban yaratma çabası gibi gözü- küyor. Hasan Zengin (MYK üyesi): Bunlar yönetimin taban yarat- ma çabaları değildir. 'Sosyal demokratım' diyen insanlann üye yapılanması içinde tüzüğe uygun olarak üye olmalarının sağlanması amaçlanmaktadır. Kurultayda bizim listemizden aday olan Mehmet Salıcı da gö- revden alınmıştır. Adana'da ilk Uç ayda üye yapılmış, daha son- ra sağlıksız bir biçimde ilçe yö- netiminin kabul etmediği 14 bin üye ortaya çıkmıştır. Biz taban yaratmak isteseydik, bunu ilçe yönetimi görüsü doğrultusunda yok sayabilirdik. Bizim yapmak istediğimiz şudur: Üyelerin hak- larının korunması, tüzüğe uy- gun üye kaydınm gerçeklestirü- mesi ve partinin "Sosyal demokratım" diyen herkese açık olması. Bunun için bütün sosyal demokratlan Adana'da göreve çağu"iyoruz. Aynca, ben Ada- na'ya gjttiğimde kayıtları gör- mek istediğimde il başkanı ba- na kayıtlan göstermiyor. Böyle bir ilişki nasıl olabilir? Aynca genel merkezin disipline sevk uygulamasına karşı çıkıyor ve yerine getirmiyor. Böyle bir yö-' netim zoraki olarak görevden alınmıştır. Gnler Tanyolaç: "Secimle ge- len seçimle gider" edebiyatıyla olağanüstü kongreye gidenlerin bir icraatı. Her şey kamuoyunun gözleri önünde oluyor. Biz de iz- liyoruz. • • • • ^ • • GUNLERCV KOPUGU AHMETT4N Takamikura TOKYO — Japonya'dan şöyle bir,"manşet çekmek" mümkün: "Semra Özal başbakanlık için hâlâ kararsız...Japon Times gazetesine bir demeç veren Semra Hanım 'si- yasal bir amacınız var mı' sorusunu 'geleceği kimse bilemez' diye yanıtladı." Gazetenin iç sayfalannda dört sütunluk bu resimli ha- ber, bu soru ve yanıtla brtiyor. Yazıda muhabirin gözle- nimleri de var. Semra Hanım bu soru sorulunca, başını kaldınp geleceğe bakar gibi ilerilere, belki de kendi iç dün- yasına gözlerini dikmiş... Kararsız görüntülerle, müphem sözlerle başlar. Semra Hanım'ın eşi de, geçen yılın ekim ayının son haftasına dek "cumhurbaşkanlığını düşünüyor musunuz?" sorulan- nı, "hJç belli olmaz", "o gün gelsin de bakalım" diye yanıtlardı. Mesut Yılmaz'ın genel başkan adaylığı da böyle gelişti. Yılmaz, Semra Hanım gibi "geleceği kimse bilemez" bile demezdi. Yalnızca gözlerini ılerıye dikerdi. Ama sonunda adaylığını açıkladı. ANAP dışından da örnekler var. En yakını Deniz Bay- kal.. .İnönü'nün, "aday ol" çağrısına Baykal uzun süre "Bakalım...Geleceği kimse bilemez" türünden yanıtlar verdi. Ama, sonunda adaylığını o da açıkladı. Semra Hanım da günün birinde Akbulut'tan, Mesut Yıl- maz'dan, Hasan Celal'den, yeğen Hüsnü'den ne eksiğim var diyerek niye politikaya girmesin ki? Cumhurbaskanı'nın tarafsızlığı elbette eşini destekleme- sine engel. Ama Semra Hanım'ın "koca desteği"ne muh- taç olduğunu kim söylüyor ki? Türkiye'de, yakın tarihe dek özal dışında hiçbir devlet adamının, Semra Özal kadar dış ilişkiler deneyimi kazan- dığı söylenemez. Aynca, ANAP büyük kongresinde aday bolluğunun sa- kıncalarını yok edecek aday bizce Semra Hanım'dır. So- yadının, Türk seçmen ve delegesi için güvence mektubu olduğunu yakın siyasal tarihimiz göstermiştir. Kaldı ki, Semra Hanım politikaya, sevdiği ve halka, Türk kadınlanna doğrudan hizmet etme olanağı için girecek. Bu- nun için de başbakan olmak şart değil. Nasıl, Erdal İnönü bir ideal uğruna politikaya atılarak parti kurdu ve yöneti- yor. Aynı şeyi Semra Hanım niye yapmasın ki? Özal so- yadından kompleks duyduğunu gösteren hiçbir belirti bi- zim gözümüze çarpmadı. Ayrıca eşinin Başbakan olma- sa da, bir siyasal.parti lideri olması Turgut Özal'ın da işi- ne gelir. Çünkü,"tabuları gerçekten yıkan bir Cumhurbas- kanı olduğunu " böylece hem muhalefete, hem dünyaya göstermiş olur... Bir nokta daha var. Bir cumhurbaşkanının eşi, eğer politika yapmak istiyor- sa, Tanrı saklasın, niye kocasımn ölümünü beklesin ki? Bayan Corazon Aquino kocası ölmeden siyasete soyun- saydı ülkesi için daha iyi , ,• . .4 olmaz mıydı, muhalifleri ıle Jt ?° n ?Pa™toru"un tahta daha rahat başa ç.kmaz &?? °^ n '"'" Ş 0 ^ - mıvdı? Akihito nun bugun 157 ulke „ '. A n .1 u-.ı-ı temsilcisi huzurunda Bunlar, öza lar la b.rlık- kacağl ve .Takamlkura. te b.r ımparatorun tahta ^ J ^ tahtm 6 metrg çıkma toren.ne kat.lıyor ol- yûksekliğinde 0,maslndan manınçağrışımlarıylayaz- kaynak,lnmıyor Görkem, mıyoruz. dünyanın en ileri teknotoji Bu gorkemlı olay nede- toplumunun. anayasaya nıyle Semra Hanım ın göre cumhurbaşkanı "ileriye bakışı" konusun- saydlğ, nderine 'güneşin da gazeteye manşet değil o g l u > dıye takması de, tarihe küçük bir not olgusunda düşürmek istiyoruz. „ Son 7 yıldır Türkiye'deki tüm siyasal, hukuksal, toplum- sal kurum ve kuralların limitleri Özal elfyle sürekli test edi- liyor. İki yılda bir yurtdışına çıkma yasağını,"ülke batar" diyenlere aldırmadan sonsuza dek uzatan Özal, serbest ekonominin iimitini zorlamıştı. Yabana sigara, içki, poli- sin beylik silahını satıp parasını cebine koyması da bir test- ti. Cumhurbaşkanı seçildiğinin ilk günü, fors çekilmiş ma- kam arabasıyla cuma namazına gitmesi de öyle... Silahlı kuvvetlerin milletvekili olmasına bile karşı çıktığı bir akrabayt, Milli Savunma Bakanlığı'na getirmek de az test değildi. Eşinin siyasete atılma koşullarının geldiğine hükmetti- ği gün, Semra Hanım'ın siyaset sahnesine çıkmasını da test edeceğinden kimsenin kuşkusu olmasın... Imparatorun tahta çıkma töreni, yine de Semra Hanım'ın siyasete atılmaşı, çifte altın tabancası haberleri ve Japon Mafyası'ndan Özal'a "dandik doktora'Marıyla gölgelen- meyecek görkemde. Görkem, İmparator Akihito'nun bugün 157 ülke temsil- cisi huzurunda çıkacağı ve "Takamikura" adı verilen tah- tın 6 metre yûksekliğinde olmasından kaynaklanmıyor. Görkem, dünyanın en ileri teknoloji toplumunun, ana- yasaya göre cumhurbaşkanı saydığı liderine "güneşin oğlu" diye bakması olgusunda. 57 yasındaki İmparator, 2 bin 600 yıldan bu yana sür- dürülen bir geleneği 2000'li yıllara taşıyacak. Buda ve Şinto ayinleriyle, bilgisayar teknolojisinin dina- miklerini içiçe yasayan Japon toplumunu, belki süper konv pütür programlarıyla bile çözmek zor. Ama yine de anlamaya çalışmak gerek. Çünkü, onların otomobillerine binip, onların köprülerinden geçiyor, onla- rın kredileriyle yiyip içiyoruz. Belki de onların verdiği, ve- reçeği parayla Körfez'de savaşacağız. Özal'ı anlamadan, tanımadan bir ülkenin Türkiye ile iliş- kiye girmesi nasıl riskli ise, Türkiye için de Japonya'yı kav- ramaya çalışmadan, onunla dış ticareti, dış siyaseti geliş- tirmek öyle._ Japon toplumu yüzlerce yılın durağanlığı ile dijital tek- nolojinin kıpır kıpır salıncağında...Video kameralar, telsiz telefonlar, bilgisayarlar sigara paketine sığacak hale ge- tirilirken, Imparatorlarını yeniden doğurtmak için "güne- şin rahmine" kapatıyorlar. Bu ayın son haftasında yalnız başına bir tapınağa kapatılacak olan Akihito, burada impa- rator dedeleriyle buluşacak. Onlardan kutsal nitelikler dev- ralacak ve pirinç dofu bir kâse ile yeniden doğacak. Bu doğum, başka doğumların habercisi. Bu İmparator'- un babası Hirohito, geçtiğimiz yılın ocak ayında 60 küsur yıllık hükümdarlıktan sonra güneşle buluştu. Hirohito ül- kesinin atom bombasıyla dize getirildiği 2. Dünya Sava- şı'nda ABD ile olan ilişkileri nedeniyle hep açıklanmamış bir kuşkunun gölgesinde yaşadı. Amerikalıların yaptırdığı anayasa ve "güneşin oğlu" olmaktan sıkıldığını göste- ren tavıriar nedeniyle eleştirilere uğradı. ABD Hirohito'yu "turistik İskandinav krallanna" dönüştürmek istedi. Bun- da da başarıya ulaştı. Şimdi Hirohito'nun oğlu Akihito, babasının yolundan ay- rılıp yeniden güneşin rahmine dönüyor. Bunu Amerika'- ya başkatdırı olarak tercüme edenler var... Japonya'da halkın bir bölümü bu olayı yalnızca seyre- diyor, bir bölümü alkışlıyor, bir bölümü ise eleştiriyor. Ki- min kime üstün olacağını, güneşin rahminden 23 kasım- da çıkacak olan yeni Imparator'un siyasi iktidarla ilişkisi gösterecek. Japonya'daki siyasi partiler tabuları yıkmaya cesaret ederler mi, kimse bilemiyor. Ama yeni İmparator'- un bu tabulara sahip çıkacağı anlaşılıyor. Ancak yine de, geleceği beklemek gerek. Tıpkı, Semra Hanım'ın başbakanlığını görüp görmemek gibi... MAZGİRT 2. NOLU KADASTRO MAHKEMESİ Parsel No: 475, Dosya No: 1956/2519 Es. 1989/347 Ka. Mahkememizin 24.10.1989 tarih ve 1956/2519 Es. 1989/347 Ka. sayılı karar ile Mazgirt ilçesi Kızılkale köyü hudutlannda kain 475 nolu parselin davacıların itirazlannın reddine davalılar adına tesçili- ne karar verildiği davacı ölü Kaya Kaya mirasçılan Sakine Kaya, Düz- gün Kaya, Fetih Kaya, Kibar Kaya, Reşat Kaya, Tosun Kaya, Meh- raet Kaya, Murat Kaya'nın adresleri meçhul olduğundan kendileri- ne karar tebliğ edilemedıği, işbu ilanın gazete ilanından 15 gün son- ra davacıya ilan edilmiş sayılacağı ilan olunur. Basın: 48625
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle