Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/6 DİZİ-RÖPORTAJ 27 EKİM 1990
Belli birprogram çerçevesinde ve bilinçli bir çabayla, isteyen herkes sağlığını tehdit eden alışkanlıktan vazgeçebilir
Sigarayı bırakmak çok zor değilTiryakilerde en önemli konu
bıraktıktan sonra sigara içme
isteğini giderme olarak ortaya
çıkıyor. Uzmanlar bu istek
ortaya çıktığı anda o kişinin
"Sigara içsem de içmesem de
şu andaki istek geçecek" diye
düşünmesini öneriyor.
Derin nefes alma, havayı
ağzında üç saniye tutma ve
sigara dumanı gibi dışarıya
üneme de sigara isteğini
yenmede uygulanan
yöntemlerden biri.
— 7 —
Çevrenizdeki sigara tiryakilerini yakın bir
gözleme ahrsanız, çoğu kez nefes alma, ça-
buk yorulma, ağız kokusu, öksürük, yük-
sek tansiyon ya da benzeri bir rahatsızlık-
tan sürekli şikâyetçi oldukJarını görürsu-
nüz. Hatta gözleminizi biraz daha yoğun-
laştırdığımzda, hemen hepsinin bir gün,
herhangi bir ortamda sigarayı bırakma oz-
lemlerini dile getirdiğini duyabilirsiniz. Ba-
zılarının, sigarayı bırakma konusu günde-
me geldiğinde "Bıraktıktan sonra deliler gi-
bi yiyorum", "Çok denedim olmuyor".
"Istesem hemen bırakınm" gibi gerekçe-
ler öne sürdüklerini rahatlıkla saptayabilir-
siniz.
Hangi neden öne sürülürse sürülsün, ar-
tık sigara içenler, toplum içinde ciddi bir
biçimde sorgulanıyorlar. Yapılan araştır-
malar son yıllarda "Keşke hiç
başlamasaydım" diyen tiryakilerin sayısın-
da artış olduğunu gösteriyor. Artık birçok
tıp merkezinde sigarayı bıraktırma prog-
ramlan uygulanıyor. Toplumda dışlanmak-
tan bıkan ve sağhğına kavuşmak isteyen-
Ier bu tür merkezlerde buluşuyor.
Türkiye'de ilk kez Amiral Bristol Has-
tanesi Koruyucu Tıp Merkeri'nde sigarayı
bıraktırma programları uygulanıyor. Bu
programın Türkiye'deki ilk uygulayıcısı
olan Boğaziçi Üniversitesi öğretün üyelerin-
den Psikolog Dr. Giiliz Elal Lawrence.
programa başlamalarının, sigara içenlerin
çoğunun bırakmayı arzulamasından kay-
naklandığını söylüyor. Lawrence, sigarayı
bırakmaya çalışanlarm zor başarı sağladık-
larını, bırakanların ise yeniden başlayabil-
diklerini vurgulayarak sigarayı bırakma
programlarının 2 ayn düzeyde olması gerek-
tigini belirtiyor.
"Ük olarak, toplumsal duzeyde uygulan-
ması gerekir. Bu da kitleye hitap eden prog-
nunlar oluyor: a) Basın-yayın aracılığıyla
sigarayı bırakma kampanyalan, eğitim
programları, b) Halkın kolayca erişebile-
ceği sigarayı bırakma yontemlerini içeren
kitapçıklar ve tevp bantları. İkinci olarak
ise uzmanlar tarafından hazıriaaıp standar-
dize edUmiş programlar var. Bunlar birey-
sel olabildiği gibi grup halinde de yüriitü-
liiyor. Ayrıca sigara içmeyenler cemiyeti,
kanserle savaş dernegi gibi kuruluşlann gö-
•ülluleri uzmanlarca eğitilerek bu tür prog-
ramlan uygulayabilirler. Bu olay toplum
içinde yaygınlaştırılabilir."
Batılı ülkelerde sigara bırakma program-
lannın ve çalışmalannın yoğunlaştığı üç
alanın okullar, işyerleri ve sağlık kuruluş-
ESÎIN AFŞAR
Yalnızca
rol icabı
sigara içtim
ESİB Afşar, sigara
sevmeyenlerden. Hatta
sigarayı bırakma kampanyası
sırasında, Taksim
meydanında sigara karşıtı
pankartlarla bile yürümüş.
3 HAFTADA BIRAKIN — Psikolojik bir program çerçevesinde sigara aniden değil, 3 haftada yavaş yavaş azaltılarak bırakılabiliyor.
Sigarayı "hiçbir
sevmediğini, sigara içenlerden
de rahatsız olduğunu söyleyen
Afşar, sigara ile ilgili ilginç
bir anısını ise şöyle anlatıyor:
Meydan Sahnesi'nde KartaJ
Tibet'le birlikte 'Poker
Partisi' adlı bir oymn
oyauyordok. Benin o oynada
sigara içmcaı gerekiyordu.
Perde apMıgiBds Kartal
Tibet bcata sigaruu
yaluyor, ben de » z e
bafhyorduı. Fakat daha
ÖMC hiç ligara içnM«tim
içia ber •eferİMİe d n u u
bogazuna kaçıyor ve
öksürmektea bir türlü soze
başlayamıyordunı. Çok
zoriandım ve 'Bu iş böyle
olmaz' dlyerek, sanaüm
Dgrana oyunda sorun
çtkmaması için sigara içmeyi
ögrendiın. Ama atışmadım.
Oynn bittikten sonra hk
tçmcdim. "
ları olduğunu vurgulayan Lawrence, bu ça-
lışma alanlannda yapılanlar ile ilgili şun-
ları söylüyor:
"Eğitim programları bilinçli, etkin oldu-
ğu kanıtlanmış yöntemlerle sistemli bir bi-
çimde gerçekleştiriliyor. Örneğin yalnızca
sigaranın zararlannı anlatan korkutncu me-
sajların kişilerin davranışlannda hiçbir et-
kisi olmadığı biliniyor. Sigaranın fiyatının,
kola> elde edilebilirliğinin ve reklamlannın
tüketimi elkiledigi biliniyor. Baüh iükelerde
sigara tüketiminin duşmesiyle sigara ima-
latçılan gelişen ve geri kalan ülkeleri hedef-
lediler. Dışanda kesinlikle yasak olan rek-
lamlar bizim sokaklanmızda, dergilerimiz-
de sık görülüyor. Örneğin kovboy simgeli
sigara firmasının Batı'da büyük antipati
toplayan ve Kanada'da hemen hemen şa-
tıştan kaldmlan reklam iislubu, ne yazık ki
Türkiye'de çok revaçta. Bunun için koru-
yucu tıp çalışmalannın, sigarayı bırakma
programlarının ülkemizde yaygınlaşması
gerekiyor. Yani toplumsal düzeyde sigara-
nın fiyatı, satıldığı yerler, içilebildiği yer-
ler, reklamlan kısıtlayıcı olma, basın ve ya-
yında, geniş eğitim programları, okullarda
sağlık tesküatı aracılığı ile bilinçlendirilmeü.
Sigarasızlıgı arzulayan toplumsal bir bilinç
oluşmalı. Sigara bırakmaya yardımcı oiu-
cu programlar oluşturulmau."
Amerikan Bristol Hastanesi'nde 8 hafta
suren, haftada 1 saat bir klinik psikolog ta-
rafından yurütülen sigarayı bırakma prog-
ramı şu yöntemi izliyor:
1- Bırakmaya hazırlık: Sigara aniden de-
ğil, belki bu programla 3 haftada yavaş ya-
vaş azaltılarak bırakılıyor. Çünkü kişi bu
süre içinde kendisini kesin olarak sigarayı
bırakmaya kafaca hazırlıyor. Bıraktıktan
sonra belli şeylerle nasıl başedeceğini öğre-
niyor. Bırakma konusundaki kararlılığını
yeniden gözden geçiriyor. Kendisine güve-
ni artıyor. Nikotin alışkanlığı yavaş yavaş
azaltılarak kesin olarak sigara bırakıldığın-
da ortaya çıkan fiziksel belirtilerin hafif ol-
ması sağlanıyor.
2- Uyan Kontrolü: İçinde bulunulan çev-
resel ve bireysel pek çok durum ile yakın-
dan ilişkili davranış, zaman içinde uyarılar
ya da durumlar, sigarayı simgeler duruma
geliyor. örneğin çay içme. Kahve içme, ye-
mek sonrası, sohbet, konsantrasyon gerek-
tiren bir işle uğraşmak, sinirlenmek vs. Ya-
ni bu durumlardan her biriyle örneğin çay
içme dunımunda kalındığında kişi sigara iç-
mek istiyor. İçtiği sigara o isteği geçirdiği
için daha sonra canı yeniden sigara istiyor.
Bu ilişkiler, zaman içinde nasıl oluşuyor-
sa, uyan kontrolü bu zincırin bozulmasını
sağüyor.
3- a) Nikotin insanlan neden ve nasıl et-
kiliyor? Sigarayı bırakınca nikotin bağım-
lıhğı sonucu ortaya çıkan belirtiler. b) Si-
gara bırakmanın bireysel olumlu sonuçla-
rı, yararları,
4- Bıraktıktan sonra sigara isteğini gider-
me. Bunun için verilen listerün yöntemleri
üzerinden geçiliyor.
5- Sigaradan başka yollarla rahatlamak:
Kas gevşetme yöntemi, jimnastiğın önemi
ve etkileri, hayat tarzı değişiklikleri.
6- Sigara içmemeyi ödullendirme: ödül
yalnızca hak edildiğinde verilmeli ve kişi
için gerçekten ödül olacak anlamda ve de-
ğerde olmalı. Bunun mutlaka parasal olma-
sı gerekmez. Zaten gunlük hayatta yapılı-
yor olmaması şartı, yani bir extra teşkil et-
mesi şart. Kişinin kendisine günde yanm sa-
at zaman ayırması, bir sinemaya gitmesi,
arkadışıyla telefonda konuşması gibi şey-
ler de olabilir. Sigaranın mali portesi or-
taya çıktığında parasal değeri olan ödülle-
ri de programlamak etkili oluyor. (Günde
bir paket yerli sigara için kişinin haftalık
masrafı 7.700'de, aylık 33.000, senelik 400
bin, yabancı sigara için ise bu rakkam 1
milyonun uzerinde mali külfet oluşturu-
yor.) Ödöl etkili olması için küçök fakat sık
ve muntazam olmalı. Yani haftada bir si-
nema gezme v.s. ile sigara içmemeyi ödül-
lendirmek, bir senenin sonunda bir hafta-
lık tatil vaadi de çok etkili. Sigaranın pa-
rası ödüllendirici bir maksat için ayrılıyor
ise her günün sigara parası bir yerde birik-
tirilir.
Güliz Elal Lavvrence 'bıraktıktan sonra
sigara isteğini giderme' tekniklerini şöyle
özetliyor.
1- Bırakma inancı: Kendi kendinize "bir
sigara içsem de içmesem de şu andaki is-
tek geçecek" deyiniz. Hatırlarsanız, fizyo-
lojik olarak sigara içtikten bir süre sonra
viicut bir sigara daha istiyor. Halbuki her
sigara isteğini içmeden geçişfirmek, o iste-
ğin siklığının ve şiddetinin azalarak yok ol-
masına yol acacak.
2- Derin nefes alma: Ağanızdan derin bir
nefes alın. 3 saniye tutun ve yavaşça sanki
sigara dumanı üfler gibi nefesinizi verin. Si-
gara isteği geçene kadar tekrar edin.
3- Sigaranın kötü etkilerinin göz önüne
getirme: Sizin için önemli olan sigaranın
kötü tesirlerinden bir tanesini seçin (Ör. Ne-
fes tıkanıklığı, göğüs ağrısı, öksürük, en-
farktüs, akciğer kanseri, ülser ağrısı, kont-
rolsüz peş peşe sigara »içmek) seçtiğiniz
manzarayı mümkün olduğu kadar detaylı,
gerçek ve canlı bir şekilde 15 saniye gözü-
nüzün önüne getirin. Canlı olabilmesi için
bu sahneye görüntü, ses, koku ve tad gibi
değişik duyuları dahil edin. Kötü sahneyi
15 dakika hayal ettikten sonra sizin için ra-
hatlatıcı olan bir sahneyi birkaç dakika ha-
yal edin. (örneğin sıcak bir plaj, dağ veya
çayır manzarası, rahat bir koltuk) Eğer si-
gara isteği devam eder ise yine 15 saniye kö-
tü manzarayı ve ardından birkaç dakika ra-
hatlatıcı manzarayı hayal edin. İstek geçe-
ne kadar devam edin.
4- Sigaraya sırtını dönme: Eğer herhan-
gi bir durum veya görüntü sigara ısteğine
yol açıyor ise hemen o durumdan çıkmaya
gayret edin. Kısa bir yürüyüş yapın. Oda-1
dan çıkın veya sadece sigarayı hatırlatan'
sinyale sırtımzı dönün. Sigaraya bakarak
iradenizi zorlamayın.
5- Dost desteği: Yakın bir dostunuzun
desteğinden yararlanın. Grup arkadaşlan-
nızdan birisine telefon edin. Çevrenizdeki-
ler sizin hedefınize ulaşmanıza yardımcı ol-
maktan memnunluk duyacaktır.
6- Mantıksız düşünceleri yenme: Hisset-
tiğiniz rahatsızlıkları, canınızın sigara iste-
mesini sigarayı bırakmaya bağlamayın.
Kendi kendinizle olumlu ve yapıcı bir şe-'
kilde konuşun. Unutmayın gerginlik, sinir-1
lilik, canın sigara istemesi, sigarayı bırak-
manın değil, onca yıl sigara içmiş olmanın
sonuçlan. Sigara içmeyi durumsal özellik-
lerden ayırt etmeyi öğrenin. Rapor hazır-
layan, otomobilin lastiğini değiştiren, ders-
Ieri öğrenen sigara değil. Şu ana kadar tra-
fik sıkıştığında beklediğtniz kişi randevu-
suna geç kaldığında, çevrenizdekiler hata
yaptığında hep sigara yakmaya alışık ise-
niz bundan böyle rahatlama tekniklerinden
birisini daha "sabırlı olmayı" öğrenin.
7- Sigara içmiyorum "deme pratiği."
Her sabah aynada kendi gözlerinizin içine
bakarak "Ben sigara içmiyorum. Ben siga-
rayı bıraktım" deyin. Çevrenizdekilere si-
garayı bıraktığınızı ilan edin.
8- İsteği cezalandırma: Bileğinize bir pa-
ket lastiği takın. Sigara isteğinin güçlendi-
ğini hissederseniz, lastiği gerip bırakın.
Böylece canıruzı yakarak kendinize sigara-
nın ne kadar hoş olmadığını hatırlatın.
9- Dikkati başka bir şe> uzerinde topla-
ma: Kuvvetli bir sigara isteği hissettiğiniz-
de dikkatinizi başka yöne çevirip kendi ken-
dinize "Ben şu anda nun farkındayım.
Ve dikkat ediyorum" deyin. Örneğin ye-
mek masasındaki tuzluk, çalışma masasın-
daki dolmakalem.
10- Duşünce durdurma: Eğer sigara dü-
şüncesi aklınıza iyice takılmış ise o zaman
yüksek sesle veya içinizden 'dur' diye ba-
ğırmak yararlı olabilir. Eğer içinizden di-
yorsanız, kocaman dur harflerini kâğıt uze-
rinde, yanıp sönen parlak ışıklar halinde ve-
ya trafik işaretleri gibi bir lehvada gözünü-
zün önüne getirin veya bir dağ tepesinden
dur diye bağırdığınızı ve sesinizin yankı
yaptığını hayal edin.
Tabii bu programın uygulanmasında en
önemli etkenin sigarayı bırakma inanacı ve ira-
deden kaynaklanacağı unutulmamalı. Uz-
manlar sigarayı bırakma durumunda en
önemli kazançları ise şöyle sıralıyorlar.
"Kalp krizi tehlikesi ortadan kalkar, öksü-
riikte rahatlama ve kesilme dikkat çekici bir
şekilde gelişir. Nefes almanın tadına van-
lır. Enerjiniz her geçen gün biraz daha ar-
tar. Eskiden zorlandığınız bazı seylerin çok
koiay gerçekleştiğini fark edersiniz. Tad al-
ma duyunuz farklılaşır. Bugüne kadar ye-
diklerinizin gerçek tadını almaya başlarsa-
nız. Önemli bir para tasarrufu sağlanır.
Hatta olaya bağlı içmenin de azalması dik-
kate alınırsa çok önemli isteklerinizi gerçek-
leştirebilecek paraların biriktiğini görürsii-
nüz. Bebeğiniz saglıkh dogar, düşük tehli-
kesi ya da herhangi bir istenmeyen rahat-
sızlığa sahip bir bebeğiniz olmaz. Çevreni-
ze ivi örnek olursunuz. Temizlik kolayla-
şır.
BtTTİ
Italyan askeri strateji uzmanı Stefano Silvestri ile Körfez krizi, NATO ve Türkiye üzerine birsöyleşi
^TürkordusuNATO'yadaha entegre olmal
NİLGÜN CERRAHOĞLU
ROMA — Italya'mn sayılı
askeri ve strateji uzmanlanndan
Stefano Silvestri, Körfez krizi
üzerine yaptığımız söyleşide
Türkiye'nin, olayın askeri yö-
nflne fazla karışacağını tahmin
etmediğini, muttefiklere üsleri
açmakla yetineceğini sandığını
vurguluyor.
Silvestri'ye göre şu anki en
bûytik kördüğüm kriz sonrası
banşın nasıl çizileceği konusun-
da kimsenin acık bir fikri olma-
ması ve bu konuda tam bir bi-
linmezlik yaşanması.
Irak'ın parçalanmasım kim-
senin istemeyeceğini, böyle bir
parçalanma durumunda bölge-
de bir Kürdistan kurulacağını,
bunun da Türkiye'nin çıkanna
olmayacağım dile getiren Sil-
vestri, krizden sonra bir Sevres
süreci başlamayacağı görüşün-
de olduğunu söylüyor.
Stefano Silvestri ile söyleşimi-
zin bu bölümünde Türkiye'nin
stratejik önemi üzerine konuşu-
yoruz:
— Körfez'den sonra Türki-
ye'nin stratejik önemi, Soğuk
Savaş yülanndakj eski düzeyin-
dedir denilebilir mi?
SİLVESTRİ — Evet tabii.
Amerika açısından Türkiye öne-
mini gerek bir ileri üs olarak ge-
> rekse de Ortadoğu'ya karşı güç-
Ifl bir kale olarak bir kez daha
kanıtlamıştır. NATO açısından
ise mesele biraz daha girifttir.
NATO, Doğu Akdeniz'e yö-
nelik tehdidin geçmişte Doğu
Bloku'ndan gelebilecek olan
herhangi bir tehditten daha kar-
maşık olduğunu görmüştür. Ve
bu, Doğu-Batı çerçevesi dışında
kriz yönetimi yapamayan NA-
TO için büyük bir problem ya-
ratmıştır.
NATO, Türkiye'yi şimdi
mümkün olan tek depar nokta-
sı olarak görmektedir ve ortaya
çokuluslu bir güç olan "Allied
Command Europe"in ülkenize
gönderilmesi gibi öneriler atıl-
maktadır. Zaten normal olarak
yılda bir kez Norveç, bir kez de
Türkiye'de talim yapan, hava ve
kara güçlerinden oluşan bu ha-
reketli gücün, kriz anında Tür-
kiye"ye gönderilmesi güçlü bir
olasılıktır.
Bu arada Türkiye'nin önemi
Avrupa açısından da artmıştır.
Körfez bunalımı sayesinde Av-
nıpa, bir alan dışı (out of area)
kriz olasılığını çok fazla göz ar-
dı ettiğini anlamıştır. Avrupa
şimdiye dek Ortadoğu yöresin-
de çıkacak herhangi bir krizin
üstünden hep Amerika'nın ge-
leceğini düşünmüştür.
ABD'ye bel bağlamıştır. Ama
bu kriz Amerikalıların gelecek-
te bu tarz bir yükü almak konu-
sunda aym istekliliği gösterme-
yeceğini ortaya koymuştur. Siz-
ce ABD bir kez daha böyle bir
egzersize girişmeye kalkar mı?
Ben hiç sanmıyorum. Bu tezim
doğruysa, Türkiye'nin önemi-
nüı Avrupa'nın gözünde fevka-
lade çok artmış olması gerekir.
— BUiyorsunuz bunaumın ilk
günlerinde James Baker ortaya
bir "Ortadoğu NATO'su"
(METO - Middle Esat Treaty
Organisation) nkrini attı. Bu fi-
kir hâlâ ortalıkta doiaşıyor. Siz-
ce gerçekten bir Ortadoğu NA-
TO'su kuruiabilir mi?
SİLVESTRİ — Bence hayır.
Bu pek mantıklı bir operasyon
omıaz sanıyorum. Ortadoğu ül-
keleriyle müttefik olmak başka,
bu ülkelerle NATO gibi bir sa-
vunma örgütü kurmak başka-
dır.
Nitekim benzeri bir teşebbüs
geçmişte yapılmış ve netice ver-
memiştir. CENTO örneğidir bu.
CENTO, NATO'nun Türkiye,
Iran, Pakistan ve hatta bir nok-
tada Irak'a uzaaması gereken
koluydu. Fakat bu ittifak hiçbir
zaman işlerlik kazanamadı.
Olmadı, çunkü aym zaman-
da NATO üyesi olan Türkiye'-
nin dışındaki ülkeler NATO ül-
keleriyle benzer bir gerçek ve
değerler sistemini paylaşmıyor-
lardı. Oysa bir ittifak kurabil-
mek için bu şartır.
Ortada ortak olarak paylaşı-
lan siyasi idealler ve ortak teh-
dit öğesi olması gerekir. Bugün
için Suudi Arabistan'ın düşma-
nı Irak'tır. Ama bugün için böy-
ledir bu. Neticede dün Suudile-
rin düşmanı Irak değUdi. Iran'-
dı. Evvelsi gün ise Iran da de-
ğildi, Mısır'dı. Daha evvelsi gün
düşman Mısu- mıydı? Hayır ts-
rail'di.
Bu durumda nasıl ittifak ya-
pacaksınız? Hani nerede ortak
risk algılaması?
Bu, Ortadoğu NATO'su fik-
ri beni hiç ikna etmiyor. Üste
lik bu ittifakı hangi rejimleri
ayakta tutmak için yapacaksı-
mz? tttifakı Suud Kralhğı'ru
ebediyen korumak ya da Kuveyt
Emiri'ni ilanihai yaşatmak için
mi kuracağız? Bir agresyonu
önlemek için bir araya gel-
mek,başka, ortaçağda yaşayan
giderek önem kazanan bir Batı
Avrupa Birliği'nin dışında kal-
mak olasılığı Türkiye'yi tedir-
gin ediyor. Şu sırada ise AT-
nin BAB'ı da içine alan bir ör-
güte dönüşmesi; AT'nin teme-
lindeki sosyo-ekonomik anlaş-
malann bu güvenlik örgütünü
de kapsayacak şekilde genişieti)-
mesi tartişılıyor. Siz BAB'ın ge-
leceği hakkında ne düşünüyor-
sunnz?
SİLVESTRİ — Türkiye'nin
yani sıra bir AT ülkesi olmayan
Norveç de BAB'a katılmak is-
tiyor. Fakat AT üyesi olmayan
bu iki ülkenin BAB'a girmesiy-
le işler kanşacak, BAB, AT'de-
kinden farkh Uyelere sahip ola-
caktır. Dolayısıyla Avrupa dü-
yacak bir anlaşma mı olmalı;
konuyu şimdiye dek olduğu gi-
bi havada mı bırakmalı, yoksa
Türkiye ile bu mesele kapatıl-
malı mı? Şimdi tartışma konu-
su olan sorular bunlar. Ben
Türkiye ile en azından AT üye-
liğinin ilerisi için açık bırakıla-
cağı bir anlaşma tipi yapılaca-
ğuıı sanıyorum. öte yandan bu-
nin değişeceğini sanmıyorum.
Aralıkta yapılacak hükümetler
arası konferansta BAB'ın gele-
ceği az çok belli olacak.
Mevcut olasıbklar şunlar:
1. BAB'la AT'nin füzyonu.
Bu, (AT dönem başkaru) ttal-
yanlann önerisi. En iddialı öneri
bu. Bunun gerçekleşmesi halin-
de ne AT'nin, ne BAB'ın üye-
gün için Türkiye'nin AT üyeli- leri değişecek. Çünkü bu, siya-
ğinin de söz konusu olacağını si işbirliğine doğru atılan bir
adım gibi olacak ve işbirliğininsanmıyorum, çünkü AT'nin ge-
nişleyeceğini düşünmüyorum.
Tabii güvenlik açısından
Türkiye'yi yalnız bırakmak bir
hata. Sorun BAB'ın AT'nin
kapsamına alınıp alınmamasın-
da. Bu, Türkiye'nin BAB üye-
liğini çok komplike bir hale ge-
'derinleşmesi" anlamına gele-
cek.
2. Konferans bütün bunlar
hakkında herhangi bir karar ve-
remeyecek ve neticede hiçbir ye-
ni girişimde bulunulmayacak.
tki örgüt, ayn kalacaklar ve AT
JJen Türk olsam Türk silahlı güçlerini NATO içinde daha çok
entegre ederim. Mümkünse çokuluslu güçlere katılırım. Neden
olmasm? Eğer maksat Avrupa'dakî güçler arasında hareketliliği ve
entegrasyonu arttırmaksa bence olayın içindeolmakta fayda var.
ö u n u n karşılığında Türkiye'de daha fazla bir çokuluslu güç
bulunabilir. Bu tip güçler daha kalıcı olabilir. NATO yeniden
örgütlenirse Almanya'da uluslararası tugaylar kullanılabılir, Türkiye
bu güce asker gönderebilir.
Avrupa ülkeleri nöbetleşe dönen hava gücü kurabilir
rejimleri sonsuza dek korumak
amacıyla ittifak kurmak başka
şeydir.
Bizim bu mutlak monarşiler,
ortaçağ şeyhlikleriyle ne ortak
noktamız var? Bir askeri ittifak-
ta bu tip siyasi faktörler çok
önemlidir. NATO içinde bile
Yunanistan'da, Türkiye'de as-
keri darbeler olduğunda çok ba-
şımız ağrımış; Portekiz nihayet
demokrasiye döndüğünde rahat
bir nefes almıştık. Bütün bun-
lar göz ardı edilebilir mi?
— NATO'nun askeri önemi-
ni yitirip giderek siyasi niteük-
te bir örgüte dönüşmesi olasüı-
gı ve öte yandan yalnız AT iil-
kelerini kapsayan ve gelecekte
zeyinde ne yapılacağı kestirilme-
den BAB'ın üye sayısının arttı-
nlacağını sanmıyorum. Ortada
pek çok sorun var.
Bir de Doğu Avnıpa ülkeleri
var. Onlarla da şimdi AT için
bir çeşit "süper ortakhk an-
laşması" yapılması söz konusu.
Bu, Türkiye ile yapılan ortakhk
anlaşması gibi ileride tam üyeli-
ği öngörmeyecek, ama bir dizi
avantaj tanıyacak. Şimdi bütün
bunlar tartışılırken tabii Türki-
ye de gündeme geliyor. Türki-
ye ne olacak deniyor. Acaba
Türkiye için farkh bir anlaşma
mı öngörülmeli?
Bu anlaşma ilerde Türkiye'-
nin topluluğa katümasını sağla-
tiriyor. Eğer BAB, AT'den ay-
n bir kunım olarak kalırsa o za-
man iş kolaylaşıyor ki bu du-
rumda bile gene Yunanistan so-
runu ile karşılaşıyoruz.
Öte yandan BAB'ın çok faz-
la genişlemesini de kimse istemi-
yor. Eğer Türkiye BAB'a girer-
se, Norveç'e nasıl "hayır" diye-
ceksiniz? O zaman BAB'ın sırf
Batı Avrupa ülkeleriyle sınırlı
kalması da Batı'ya dönmek is-
teyen Doğu Avrupa ulkelerine
karşı tuhaf kaçacak. Macanstan
da gelmek isteyecek. Bu sefer
ona nasıl "hayır" diyeceksiniz?
Tüm bu nedenlerden ötürü
ben kısa dönemde BAB üyeiiği-
güvenlik konularını "genel" dü-
zeyde inceleyecek. Ve BAB,
NATO içinde bir çeşit Avrupa
sütununa dönüşecek. Neticede
AT ile BAB'ın ayn üyeleri olup
olamayacağı konusu açıkta ka-
lacak.
3. Üçüncüsü Fransızların
önerisi ki bu diğerlerine nazaran
daha fazla destek toplayan öne-
ri. Benim de izlenimime göre
meseleler bu yönde gelişecek.
Bu öneriye göre güvenlik konu-
lan bundan böyle AT zirvelerin-
de tartışüacak fakat BAB ve AT
aynı şapkayı paylaşan ayn birer
kurum olarak kalacak.
Bu durumda gene AT Uyesi
olmayan bir ülkenin BAB'a gir-
mesi zor. Bu ancak özel bir or-
taklık anlaşması çerçevesinde
olabilir. Böylece Norveç ve
Türkiye gibi ülkeler de karar
mekanizmasına katılabilir.
Şimdilik bütün bu konular
havada. Olayların hangi yöne
gideceğini aralık ayındaki hükü-
metler arası konferanstan son-
ra göreceğiz.
— Bütün bu nedenlerden ötü-
rii Türkiye NATO'nun eski gü-
cünü korumasını istiyor...
SİLVESTRİ — Evet, ama
ABD Avrupa'daki varlığını gi-
derek azaltacak. ABD Orta Av-
rupa'daki varlığını sanılandan
çok daha fazla bir biçimde azal-
tacak. Aynca Amerikan silahlı
güçlerinin yeniden örgütlenme-
si planları gerçekleştirilirse,
ABD Akdeniz'deki askeri var-
lığını da azaltacak.
Bu durumda NATO ittifakı-
nı devam ettirmek iyiden iyiye
güçleşecek ve Avrupa'nın gü-
venlik konulanna daha büyük
katkı yapması gerekecek. NA-
TO içinde bir yeniden örgütlen-
me kaçınılmaz olacak. Bu na-
sıl yapılacak? Bu "Eurogroup"
tarafından yapılabilir örneğin.
Türkiye de "Eurogroup"a üye-
dir. Fakat "Eurogroup" şimdi-
ye dek pek etkin olmarruştır.
Sonra üye olmıyan Fransa'-
nın da "Eurogroup"a katılma-
sı gerekiyor. Bu da bir sorun.
"Eurogroup"ta yer almayan
Fransa BAB'ta yer alıyor. Bu,
işi çetrefilleştiriyor. Eğer böyle
bir problem olmasaydı, NA-
TO'nun içinde "Eurogroup"la
pekâlâ yeniden örgütlenilebilir-
di.
— Sizce Avrupa Türkiye'yi
kendi güvenlik sistemine bir şe-
kilde dahil etmeyi gerçekten is-
tiyor mu? Bu konuda gerçek bir
iigi, istek var mı?
SİLVESTRİ — Sanıyomm ki
evet. NATO'nun ileride siyasi
nitelikli bir organa dönüşmesi
riski göz önüne alındığında,
Türkiye'yi Avrupa'nın savunma
sistemine dahil etmenin önemi
anlaşılıyor. Ama tamamen be-
lirsizliklerin hâkim olduğu bir
dönemden geçiyoruz. Sorunu-
zun cevabı dünyada nasıl bir ye-
ni düzen kurulacağına bağlı.
— NATO'nun giderek hare-
ketli güçlerden oluşan bir irtifa-
ka dönüşecegı de ileri süriilen
görüşler arasında.
SİLVESTRİ — Evet herkes
daha hareketli güçlerden yana.
Ama bu NATO'yla mı yapıla-
cak; NATO'suz mu yapılacak o
belli değil. Çünkü biliyorsunuz
NATO, alan dışı "out of area"
durumlarda siyasi sınırlamalara
tabi. NATO'nun Avrupa'daki
askeri varlığını azaltırken bu as-
keri varlığı alan dışında arttıra-
bilir miyiz? Bunun mümkün
olabileceğini sanmıyorum. NA-
TO'nun alan dışı bir örgüte kay-
dırılması mümkün değil bence.
Fakat Avrupa'da NATO alam
içinde yapılabilecek çok şey de
var.
Örneğin ben Türk olursam,
Türk silahlı güçlerini NATO
içinde daha çok entegre ederim.
Mümkünse çokuluslu güçlere
katılınm. Neden olmasın?
Çünkü eğer maksat Avrupa'-
daki güçler arasında hareketli-
liği ve entegrasyonu arttırmak-
sa, bence olayın içinde olmak-
ta fayda var.
Tabii bunun karşılığında
Türkiye de daha fazla bir çoku-
luslu güç bulundurabilir. Bu
güçler Türkiye'ye zaten belli dö-
nemlerde "Allied Command
Europe Mobile Forces" kapsa-
mında tatbikat yapmak için ge-
liyordu.
Bu tip güçler daha kalıcı ola-
bilir. NATO yeniden örgütlen-
diği takdirde, örneğin Alman-
ya'da uluslararası tugaylann
kulanılması söz konusu. Türki-
ye'de Almanya'daki çokuluslu
güçlere askerlerini gönderebilir.
Yahut örneğin Türkiye, Yu-
nanistan, Italya, Almanya ve
tspanya arasında nöbetleşe dö-
nen bir hava güçleri kuruiabilir.
Bunu şimdiye dek Amerikalılar
yapıyordu. Şimdi bu tip bir dü-
zenlemenin içine girmekten
maksat isteklilik ve katılımcüık'
göstermek bence.
BlTTl