Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHÜRİYET/14
tngiWz
y baglı oldugunun göstergelerinden
biri de kndiyet ailesinin yaşam tarzı. Kraliçeyi ziyaret eden devlet baş-
kanlan da bu gelenege uygun olarak karsılanıyor ve agırlanıyor. Res-
mi bir ziyaret için Londra'ya giden ttalya Cumhurbaşkanı Francesco
Cossiga da Kraliçe Elizabeth tarafından böyle karşılandı. (Reuter)
MODA
FIRTINASI —
Dünyanın moda
merkezi Paris'te ünlıi
modacıların
kreasyonlarının
sergilendiği fırtına
süriiyor.
Emmanuel
Ungaro'nun leylak
rengî parlak
kumaştan hazırladığı
ve abartılı çizgiler
taşıyan hafif elbise
defilenin en ilgi
çeken parçası oldu.
(Fotograf: AP)
24 EKİM 1990
htanbul DGM:
Horzum
hayali
ihracattan
yargılanamaz
tstanbul Haber Servisi — Is-
tanbul 1 Nolu Devlet Güvenlik
Mahkemesi Kemal Horzum'un
İsviçre'den Emlak Bankası dava-
sında yargılanmak üzere şarth
olarak iade edildiği gerekçesiyle
hayali ihracattan yargılanamaya-
cağına karar verdi. Horzum'un
kurucusu olduğu ACA (Anado-
lu Kargo HavaYolları A.Ş.) hak-
kında, HaydarKoç'un ihban üze-
rine hayali ihracat davası açılmış-
tı. Aralarında Kemal Horzum'un
da bulunduğu 27 kişi, Atatürk
Havalimam'ndan ve İzmit Seka
limanından Italya, Isviçre ve In-
giltere'ye hayali ihracat yaparak
haksız vergi iadesi almaktanyar-
gılanmaya başlamıstı.
Füarabavanasılbiner?
başkenti Viyana'daki
dans okullanndan biri reklamını
yapmak için çok ilginç bir yol seçti. Dans okulunun Yolksvvagen marka ara-
basının iizerine yerleştirilen plastikten yapılmış fi), Viyanahlarca meraklı ba-
kıslarla izlendi. (Fotograf: Reuter)
HABERLERIN DEVAMI
Business Intemational-Türk hükümeti arasındaki 9. îoplantı Ankara'da başladı :
Ozal, başkanlık için krizikııllanıyor
Özal, ANAP'ta yîne arabulucu
Uluslararası damşmanlık kuruluşu Business
International'ın hazırladığı 1990 Türkiye
raporunda şu görüşlere yer verildi: Özal
başkanlık sistemi için Körfez krizini
kullanıyor. Uluslararası iş çevreleri
ANAP'ı desteklerken SHP'yi iktidara aday
görmüyor. Enflasyon kolay kolay düşmez.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Cumhurbaşkanı Turgut
Özal, uluslararası damşmanlık
kuruluşu Business Internatio-
nal'ın Türk hükümetiyle yaptı-
ğı 9. yuvarlak masa toplantısı-
nın açılışında konuşurken,
"Diınya istikran için Körfez'de
ngerekiyorsa olacaktır" de-
zal, Turkiye'nin aldığı tav-
n Irak'ın unutmayacağını, Irak-
la ilişkilerin bundan sonra zor
olacağını da vurguladı. Business
International'ın dün acıklanan
1990 yılı Türkiye raporunda,
"Özal'ın Körfez krizini Fransız
modeli bir başkanlık sistemi
kurmak için kullanıldığı" görü-
şüne yer verildi.
Business International'ın
Türk hükümetiyle dokuzuncu
yuvarlak masa toplantısı dün
Ankara'da başladı. Toplantı ön-
cesinde acıklanan "Türkiye dört
yol aynmında" başlıklı 36 say-
falık raporda, Türkiye'de son bir
yıl içinde yaşanan siyasi ve eko-
nomik gelişmeler aynntılı biçim-
tie incelendi. Raporun "Siyasi
lâlikrar" bashklı bölümünde
Cumhurbaşkanı özal'ın Körfez
kriziyle ilgili politikaları şöyle
değerlendirildi:
"Körfez krizi, muhalefetin
anayasaya aykın davrandıgı yo-
lundaki suçlamalanna karşın,
Cumhurbaşkanı Özal'ın hükiı-
raetin yonetimini dinde tuttuğu-
nu ortaya koydu. Özal, krizi
kendi tercih ettiği ve Amerikan
sisteminden çok Fransız mode-
line benzeyen giiçlü başkanlığa
ulaşmak için açık biçimde kul-
lanıyor.
Türk yönetim gelenegi (devlet
baba)nın güçlü, otoriter rehber-
liğine dayanır ve şimdi Özal da
yavaş yavaş, ama kesin olarak bu
konuma kazanıyor. Bu açıdan,
kriz, geçen kasım ayında
ANAP'ın parlamentoda çogun-
luğuyla cumhurbaşkanlığına
yükseUildiği zaman sahip ohna-
dığı popüler meşruiyeti Özal'a
sağlamiştır."
Siyasi
değerlendirmeler
Business International rapo-
runun siyasi değerlendirmeleri
arasında, "hükümetin istikran,
ANAP ve muhalefet partüerinin
durumu konusunda da aynntılı
yorumlar yer alıyor. Bu kapsam-
da, ANAP'ın 1992'den sonra ik-
tidannı sürdurüp sürdüremeye-
ceğinin büyük ölçüde gelecek yıl
Cumhurbaşkanı Özal, Körfez krizine ağırlık
yerdiği açış konuşmasında "Dünya istikrarı
için Körfez'de eğer bir şavaş gerekiyorsa,
savaş olacaktır" dedi. Özal, Turkiye'nin
krizde takındığı tavrm Irak tarafından
unutulmayacağmı belirterek, Irak'la ilişkilerin
bundan sonra "zor olacağını" söyledi.
enflasyon ve büyüme htarun na-
sıl gerçekleşeceğine bağlı oldu-
ğu belirtiliyor. Raporda özetle şu
görüşlere yer veriliyor:
"ANAP içinde Akbulut'un
yerine gelmeyi uman birçok ki-
şi var. Eski Dışişleri Bakanı Me-
sut Yılmaz, ocaktaki parti kong-
resinden çok önce ağustos ba-
şında genel başkanlığa adaylığı-
nı açıkladı. Özal'ın kendisinin,
Akbulut'un yerinde görmek is-
teyebileceği yakınlan ise devlet
bakanlan Güneş Taner ve Işın
Çelebi ile gene Devlet Bakanı
Mehmet Keçeciler.
Bir askeri darbe olasılığı öy-
lesine zayıfladı ki artık basında
bile pek sözü geçmiyor. Silablı
kuvvetler daha profesyonel ol-
du ve Genelkurmay Başkanı Ne-
cip Torumtay ise zaten Özal'ın
tercih ettigi bir kişidir."
ANAP: özal'ın cumhurbaş-
kanlığı sonrasında partinin par-
çalanacağı kaygılan öne çıktı.
Ocaktaki kongrede genel başkan
adayları Yılmaz ve Güzel'in
özal'ın sempatisini alamayaca-
ğı sanılıyor. Dolayısıyla, Akbu-
lut'un 1992'ye kadar görevde
kalması ya da özal'a yakın bir
başka adın onun yerini alması
mümkün. Keçeciler de tutucu
yapısına karşın yabana atılma-
ması gereken bir aday.
SHP: Deniz BaykaPın düsü-
şü, yerini CHP'nin merkez ka-
nadından gelen Hikmet Çetın'e
bırakmasına karşm, sosyal de-
mokratlardaki pragmatizmin
önemli bir istikrar unsurunu or-
tadan kaldırmış oldu. Bu karar
Inönü'yü de zor durumda bıra-
kıyor. Çünkü şimdi canh politi-
kalarla SHP'nin iç krizden kur-
tulduğunu kanıtlaması gereki-
yor.
DYP: Üç defa başbakanlık
yapan Demirel'in liderliğindeki
parti, ANAP'a esnek ekonomik
alternatifler getiremedi ve one
man show (tek adam partisi) gö-
rünümünden kurtulamadı. Bü-
yük kentlerde başarısız oldu.
Eğer DYP kendisini yenilemez-
se, iktidara gelmesinin tek yolu
koalisyon aracılığıyla olur.
ANAP'a dış destek
sürüyor
Business Internaitonal'ın ra-
porunda, yuvarlak masa toplan-
tısına katılacak yuz kuruluştan
33'ilnün yarutladığı bir anketin
sonuçlan da yer aldı. Business
International'ın Batı Avrupa,
Ortadoğu ve Afrika'da düzenle-
ANAYASA MAHKEMESt YEDEK ÜYELİĞİ Asİl N a d İ r ' İ l l CI1 k r i t İ k
Saıııia Akbulut'un
adaylığuıa tepki
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Başbakan Yıldınm Ak-
bulut'un eşi Yargıtay 5. Hukuk
Dairesi üyesi Samia Akbulut'-
un, Anayasa Mahkemesi yedek
üyeliği için aday gösterilmesi
tepkiyle karşılandı. SHP lideri
Erdal tnönü, "Aile-devlet gö-
revleri birbirine kanştınlmama-
lıdır. Bunu mecburen hatırlatı-
yorum. Göruyonım ki bir de bu
tehlike karşısındayız"dedi.
DYP Genel Başkanı Süleyman
Demird de konuyla ilgili soru
üzerine, "Hakkı ise olur" de-
mekle yetindi.
Türk Hukuk Kurumu Başka-
nı Kazım Yetıice de Yargııay'ın
sectiği üç aday arasından yedek
üyeyi Cumhurbaşkanı 'nın seçe-
ceğini anımsatarak, "Comhur-
başkam'nın ve Başbakan'ın yü-
ce divana sevk edilebilecekleri
de diişünüliirse, bu seçimde ge-
rekli titizliğin gösterilmesi, hiç
degilse kamuoyunu tatmin ba-
kımından gereklidir" dedi.
"Yargıtay herhalde Samia Ak-
bulut'u seçilsin diye belirledi"
diyen Yenice, "Bu hahte 3 aday-
dan defil, ancak tek bir aday-
dan söz edilebüir. Çünkü Sayın
Cumhurbaşkam'nın, Başba-
kan'ın eşini seçmemesi halinde
bu büyük bir siyasi olay olur.
Kimse de buna meydan vermek
tstemez tabii" dedi.
Cumhuriyet'in görüşlerine
başvurduğu bazı Yargıtay üye-
leri, bu aday gösterme işlemine
ilk tepkinin Yargıtay bünyesin-
de oluştuğunu söyiediler. Buna
kimi üyelerin karşı olduğunu
belirten Yargıtay üyeleri, bu
tepkinin seçim işlemi sonucun-
da ortaya çıkan oy dağılımından
da anlaşılabileceğini belirttiler.
Edinilen bilgilere göre, Yargıtay
Genel Kurulu, Lemi Özatakan'-
ın yaş haddinden emekli olma-
sıyla boşalan Anayaşa Mahke-
mesi yedek üyeliği için gösteri-
lecek üç adayı belirlemek aına-
cıyla 180 üyenin katılımıyla top-
landı. Genel kurula katılan üye-
lerden en az oyu Samia Akbulut
aldı. Samia Akbulut, 105 üye-
nin oyunu ahrken, 8. Ceza Da-
iresi üyesi Yılmaz Alasu'ya 113
oy, 3. Hukuk Dairesi üyesi İl-
haıt Çavlı'ya da 140 oy çıktı.
Türkiye Barolar Birliği Baş-
kanı Önder Sav, Başbakan Ak-
bulut'un eşinin Anayasa Mah-
kemesi yedek üyeliği için aday
gösterilmesini eleştirerek, şöyie
dedi:
"Bir Başbakan'ın eşinin de-
ğerli bir hukukçu, iyi bir Yargı-
tay üyesi olması ayn bir olay,
ama eşinin Basbakanlıgı devam
ederken Cumhurbaşkam'nın iç-
lerinden seçim yapacağı adaylar
arasına seçilip katılması ayn bir
olaydır. Bu, oteden beri Türki-
ye Barolar Biriiği'nin, yürütme-
nin yargı üzerindeki etkisinin
gittikçe artmakta olduğu konu-
sundaki endişesini güçlendirici
niteliktedir."
Akbulut memnun
Başbakan Yıldınm Akbulut,
eşi Samia Akbulut'un Anayasa
Mahkemesi yedek üyeliğine
aday gösterilmesini memnuni-
yetle karşıladığını belirterek,
"Kendisinin bu şerefli görevi ar-
zulaması tabüdir" dedi.
Akbulut, Samia Akbulut'un
arkadaşlan tarafından aday
gösterildiğini ve seçildiğini söy-
ledi. Akbulut, TBMM'ye gelir-
ken gazetecilerin sorusu üzerine,
seçme ya da seçmeme takdirinin
Cumhurbaşkanı Özal'a ait ol-
duğunu belirterek, "Benim eşim
- aday olarak kendisi çıkmış de-
ğil. Arkadaşlan tarafından aday
gösterilmiş ve seçilmiş" dedi.
Süper
(Baftamfı 1. Sayfada)
temsilciler daha sonra ANAP
Grup Başkanvekili Yasin Boz-
kurt ile bir görüşme yaptı.
Daha önceden hazırlanan ve sü-
per emekli maaşlarının iyileşti-
rilmesi isteklerini kapsayan di-
lekçe de TBMM Başkanlığı'na
iletilmek üzere görevlilere
verildî.
Tartışmalar sırasında 58 ya-
şındaki Tevfik Gülen adındaki
bir süper emekli rahatsızlanarak
hastaneye kaldınldı.
ANAP iktidan tarafından
1987 yılında çıkarılan bir yasa
ile 60 bine yakın kişi süper
emeklilik statüsüne geçmişti.
Ancak normal emeklilerin açtı-
ğı bir dava sonucu süper. emek-
lilikle ilgili bir yasa maddesi
Anayasa Mahkemesi'nce iptal
edilmişti. Bunun uzerıne ANAP
iktidarı TBMM'den çıkardığı bir
yasa ile süper emeklilerin maaş-
lannı dondurmuştu.
(Baştamfı 1. Sayfada)
rumu şöyle özetlendi:
• Polly Peck'in tüm borcu 1.3
milyar sterlin. Bunun bankala-
ra düşen miktarı 400 milyon
sterlin. Asil Nadir şimdiye kadar
Kuzey Kıbrıs'tan 5 milyon ster-
lin sağladı. Başka taze para bu-
lamazsa bankalann çarsamba-
dan sonrası için ümidi kalmadı.
10 kişilik komisyonun "şirketin
sonunun geMiği" kanaatiyle
mahkemeye başvurarak şirketin
iflasım isteme aşamasında oldu-
ğu anlaşılıyor.
• Polly Peck'in ticari senetleri-
ni ellerinde tutanlara 44 milyon
sterlinlik ödemenin çoktan ya-
pılmış olması gerekiyordu. Ala-
caklılardan biri olan "British
Land" firması, icraya başvur-
muş durumda.
• Polly Peck'den lsviçre ve Al-
manya'da emre yazılı tahvil
alanlara olan borç 300 milyoa
sterlin. Ancak lsviçreli alacak-
lılar için ödemenin gelecek ay,
Almanlaı için 1993'te yapüma-
sı gerekiyor.
Şirketin durumu' hakkında
Türkiye'deki görüşleri yansıtan
"Financial Times"da, "Türki-
ye'de bir kurtanna operasyonu
olasılığı kayboluyor. Polly
Peck'in iflası olasılığı İstanbul-
dan. şirketin yan kuruluşlannın
bulunduğu Akdeniz kıyılanna
kadar uzun bir gölge halinde.
Mersin'de çiftçiler bu yıl kendi-
lerine hiç ödeme yapılacak mı
diye düşünüyoriar" dendi.
Asil Nadir'in kişisel yatırım-
ları arasında yer alan gazete ve
dergilerine de değinilerek Özet-
le şöyle dendi: "Bunlann ayda
1 miyon sterlin ka> bettikleri he-
saplanryor. Bu kayıpların nasıl
karşılandığı hiçbir zaman anla-
şılamadı. Yakın zamana kadar
gazeteler, kaybı düşünmüyordu.
Tek amaç ANAP ve Turgut
Özal'a siyasal destek saglamak-
tı. Güneş Gazetesi Genel Yayın
Yönetmeni Metin Münir de ka-
ramsarlıga uyarak şirketin bir-
kaç gun içinde kayyıma devre-
dilecegi görüşünb paylaşıyor."
Aynı konuda "Daily
Telegraph" gazetesi de Asil Na-
dir'in, Sabah gazetesi sahibi
Dinç Bilgin ile pazartesi gecesi
görüştüğünü öne sürdü ve "Bil-
gin'in, Nadir'in gazetelerinden
biriyle ügikndiginin samldıguu"
yazdı. Ancak Sabah gazetesi
yetkilileri, böyle bir ahşverişin
söz konusu olmadığını belirtti-
ler.
Şirket tarafından ay başmda,
iirketin mali durumunu incele-
me amacıyla atanan bağımsız
muhasebe fırması "Coopers aıtd
Lybrand Deloitte"in, hazırla-
makla yükümlü olduğu malı ra-
por için gerekli belgeleri temin
etmekte güçlük çektiği de bildi-
riliyor. Basında, bu yönde bir
süredir yayımlanan haberlere ye-
nileri eklendi. Financial Times,
KKTC'de bir mahkemenin, ba-
zı belgelerin fırmaya verilmesi
aleyhinde karar aldığını açıkla-
dı. Karar, Polly Peck'e ait 9 şir-
ketle ilgili her türlü haberin ya-
yımlanmasuu da yasaklıyor. Ga-
zete, Kuzey Kıbrıs'taki bir kay-
nağın, "Önce muhasebe firma-
sının gelmesini onlemeye çalış-
tılar, bunu başaramaşınca Asil
Nadir'e yakın portakal üretici-
leri mahkemeden böyle bir ya-
saklama karan çıkarttüar" şek-
lindeki görüşune yer verdi.
tzzet Rıza Yalın'ın Lefkoşa-
dan bildirdiğine göre söz konu-
su olay şöyle gelişti: KKTC'de
bir turunçgil üreticileri grubu,
Lefkoşa Kaza Mahkemesi'ne
başvurarak Polly Peck'e bağlı
şirketlere ilişkin evrakların yal-
nızca şirket yönetim kurulu baş-
kanı, yönetim kurulu üyeleri,
şirket yöneticileri ve KKTC yet-
kililerince incelenebileceğine iliş-
kin üç günlük bir ara karar
aldırdı.
Üreticiler dava dilekçelerinde,
"şirketin daha önce iki kez de-
netime açılan hcsap ve belgele-
rinin içeriklerinin dışan sızdınl-
ması nedeniyk şirketle ilişkisi
bulunan üreticilerin büyük za-
rar gördüklerini" öne sürdüler.
Mahkeme esas karannı bugün
verecek.
Polly Peck hisselerinin Zürih
Borsası'nda alım-satımı da pa-
zartesi günü yeniden durdu.
Polly Peck'in Japonya'daki
"Sansui" şirketi hisselerinin de
iki hafta içinde 770 yenden 440
yene düştüğü bildiriliyor. 'Daily
Telegraph" gazetesi, Amerika1
da "Grey Market" olarak bili-
nen, hisselere borsa fıyatlannın
üstünde fiyat önerilen piyasada
ise Polly Peck hisselerine sade-
ce 10 peni değer biçildiğini ha-
ber verdi.
öte yandan borsaa NasruOah
Ayan, Asil Nadir'le olan kavga-
sından, Polly Peck krizi nede-
nıyle vazgeçtiğıni açıkladı. Hak-
kında yayımlanan bir haber ne-
deniyle Asil Nadir'in sahibi ol-
duğu Güneş gazetesi aleyhine
dava açan Nasrullah Ayan,
Polly Peck krizinin arkasında
Güney Kıbns Rum Devleti iie
Yunan sermayesinin bulunduğu-
nu iddia ederek "railli bir daya-
mşmantn örneği olarak" davala-
rını geri aldı.
diği seminer, konferans ve yu-
varlak masa toplantılarından
sorumlu James OToole tarafın-
dan acıklanan anket sonuçları-
na göre, uluslararası iş çevreleri
yapılacak bir seçimde ANAP'ı
destekleyecekler. O'Toole'un
verdiği bilgiye göre, SHP ulus-
lararası iş çevreleri tarafından
"örgütsel sonınlan ve ekonomi-
de inandıncı bir alternatif orta-
ya koyamaması nedeniyle" ikti-
dara aday görünmüyor. Muha-
lefet partilerinin ciddi bir iktidar
alternatifi oluşturacak şekilde
gelişmeleri fıkrini de destekleyen
iş çevreleri, SHP ve DYP'nin he-
nüz bu olgunluğa ulaşamadığı-
nı savunuyorlar.
Ankete göre, hükümetin pa-
ra ve ithalatın liberalleştirilme-
si politikalarını destekleyen
uluslararası iş çevreleri, Türki-
ye'yi cazip bir pazar olarak gör-
meye devam ediyor. Ancak ver-
gilerin belirlenmesi ve tahsili ko-
nusundaki sorunlann çözülme-
si ve vergi sisteminin basitleşti-
rilmesi isteniyor.
tş çevreleri ayrıca gelir dağı-
lımı politikası ile eğitim ve sağ-
lık hizmetlerindeki yetersizlikten
de kaygı duyuyor. Bu çerçevede
sosyal rahatsızlığın Turkiye'nin
ekonomik başansını olumsuz
etkileyeceği ve sendikalarda mi-
litanlaşmamn artacağı tahmini
yapıhyor.
Ekonomik beklentiler
Merkezi Londra'da bulunan
Business International'ın bu yıl-
ki raporuna göre, Türkiye eko-
nomisi 1990-1994 döneminde
yüzde 6 dolayında büyüyecek.
Bu dönemde enflasyon ortala-
ma yüzde 40 olacak. 1991 yıhn-
da dış açık 3 milyar doları bu-
lacak ve enflasyon yüzde 40'ın
altma düşürülmeyecek.
Rapordaki tahminlere göre,
Körfez krizi de Türkiye ekono-
misine her koşulda ciddi darbe-
ler indirmeye devam edecek.
Kriz kısa süreli bir askeri müda-
hale ya da diplomatik yollarla
çözülürse, Türkiye ekonomisi
1991'de yüzde 4.5 oranında bü-
yüyecek, enflasyonist baskı ise
artma eğilimi gösterecek. "Kö-
tümser senaryo" olarak adlan-
dırılan ikinci olasılıkta ise, kriz
ancak bütün bölgeyi kapsayacak
bir sıcak çatışma ile giderilebi-
lecek. Bu durumda, Türk eko-
nomisindeki büyüme hızı yüzde
2.6'ya gerileyecek ve dış açık 7-8
milyar doları bulacak.
Özal krizi anlattı
Cumhurbaşkanı özal, Busi-
ness International tarafından
düzenlenen Türkiye hükümeti
ile 9. yuvarlak masa toplantısı-
nın açıhşında verilen akşam ye-
meğine katılarak bir konuşma
yaptı. Özal, Körfez krizine ağır-
lık verdiği konuşmasında, Kör-
fez'de bir savaş olmayacağını
söylemediğini kaydetti. Özal,
Saddam Hüseyin'in Kuveyt'ten
kendiliğinden çekilmesini um-
duğunu belirterek, "Hepûniz bi-
liyonız ki, dünya istikran için
Körfez'de eger bir savaş gereki-
yorsa, savaş olacaktır" dedi.
Doğu-Batı ilişkilerinin gelişti-
ği ve dünyanın barışçı bir çağa
girdiğinin düşünüldüğu bir dö-
nemde, Körfez krizinin patladı-
ğını hatırlatan Özal, "Türkiye^
nin konuyla ilgili tavrının Irak
tarafından unutulmayacagını ve
bunun krizin çözümünden son-
raki ilişkilere de yansıyacagını"
kaydetti. Özal, Irak'la ilişkilerin
bundan sonra "zor olacağını"
söyledi.
Özal, Turkiye'nin konumu
nedeniyle ambargoya uyan diğer
ülkelerden çok fazla kaybı göze
'aldığını belirterek, Irak'ın Tür-
kiye'ye 2 yıl söreyle bedava pet-
rol verme teklifinin reddedildi-
ğini ifade etti.
Özal, Türk ekonomisine iliş-
kin görüşlerini açıklarken de
kimsenin Türk işçilerinin düşük
ücret aldığını söyleyemeyeceğini
savunarak, "Eğer Turkiye'nin
durumu yakın koşullarda bulu-
nan ülkelerle karşılastınlırsa bu
açıkça görülebilir" dedi.
Cumhurbaşkanı özal konuş-
masında enflasyon, ödemeler
dengesi ve Körfez krizinin Türk
ekonomisine olan etkilerini de
değerlendirdi.
(Baftarafi 1. Sayfada)
da ANAP Meclis grubunun
dünkü toplantısında Mesut Yıl-
maz'a "O yollarla bu makama
gelinmez" diyerek ANAP için-
deki tartışmalan yeniden tır-
mandırdı. Akbulut, Yılmaz ve
arkadaşlanna yanıt hakkı tanı-
madan yaptığı sert konuşmada,
parti yetkili organlannın karar-
İanna gölge duşürulmesine izin
vermeyeceğini söyledi. Başba-
kan Akbulut, baanı da ANAP
içindeki gelişmelere "çanak
tutmak" la suçladı ve "Hare-
ketlerimiz bizim kastırnıa aşa-
cak boyutta dışarı yanstyor"
görüşünü savundu. Akbulut,
grup konuşmasından sonra "ts-
teyen istifa eder" sözüyle Yıl-
maz'ı mı kastettiği yolundaki
bir soruyu, "Kimseye öyle bir
şey demedim. Herkesin verece-
gi karara saygıtayım" biçiminde
yanıtladı. Yılmaz ve arkadaşla-
rı, Akbulut'un sözlerine tepki
göstererek"Genel başkan gibi
degil, adayı gibi konuştu" de-
ğerlendirmesini yaptılar.
Cumhurbaşkam Turgut özal,
dün Avrupa Konseyi Genel Sek-
reteri Lalumiere'i kabul ettikten
sonra Mesut Yılmaz yanlısı es-
ki bakan, Sıvas Milletvekili Mü--
kerrem Taşçıoglu ile görüştü.
Taşçıoğlu'nun isteği üzerine ger-
çeklesen görüşmede, ANAP
içindeki çekişme ve genel baş-
kanlık yarışı değerlendirildi.
Taşçıoglu, parti icerisindeki mu-
hafazakâr eğilimin, grupta ço-
ğunluğu olustutan liberal eğili-
mi tasfıye etme amacında oldu-
ğunu, Başbakan Akbulut'un da
muhafazakârlann bu "oyunu-
na" geldiğini anlattı. Akbulut'-
un genel başkan olarak parti içi
çekişmeleri yatıştıracağı yerde
daha da sertleştirme yoluna git-
tiğini vurgulayan Taşçıoglu,
"Bu grup sizin de kendilerini
desteklediginiz imajını yarat-
mak istiyorlar" dedi.
Edinilen bilgiye göre Cum-
hurbaşkanı özal da ANAP ice-
risindeki genel başkanlık yanşı-
na kanşmak istemediğini ve
"taraf olmadığını" anlattı.
Özal'ın "Işler iyi gitmiyor. Ku-
rucusu olduğum partinin yara
alması beni fazlasıyla üzer. Ku-
rucu olarak sizler sükûnetinizi
muhafaza ediniz" dediği öğre-
nildi.
özal'ın ANAP'h milletvekil-
leri ile gruplar halinde toplan-
tılar yapmak istediğini de bildir-
diği ifade edildi. Taşçıoglu,
özal ile görüşmesinden sonra
TBMM'ye gelerek Yılmaz ve ar-
kadaşlanna bilgi verdi.
ANAP Meclis grubunun dün-
kü toplantısının basına kapalı
bölümünde bazı milletvekilleri
guncel konular hakkında görüş-
lerini aktardılar. Daha sonra
kürsüye gelen Başbakan Yıldı-
nm Akbulut, basm mensupları-
nın da salona alınmasını istedi.
Bu arada konuşmaya başlayan
Başbakan Akbulut, Safa Gi-
ray'ın Milli Savunma
Bakanhğı'ndan istifa ettiğini
anımsatarak, "üzüldüğünü"
ifade etti. Sözlerini "Neden is-
tifa ettiğini de anlatayım. Kadı-
köy delege seçimlerinden
dolayı" diye sürduren Akbulut,
cümlesini tamamlamadan uzun
süre susarak gazetecilerin içeri
gelmesini bekledi.
Bu sırada gazeteciler salona
girdiler ve Akbulut konuşması-
nı, "Giray'ın istifasına şaşırdı-
gını, ama bunun MKYK'nın ka-
ranna saygısızlık olduğunu"
söyleyerek savundu. Parti içi
demokrasiye işlerlik kazandırıl-
masım, göreve geldiği ilk gün-
den beri vurguladığını kaydeden
Akbulut, "Parti organlannın
karariannı kişisel olarak begen-
memek mümkündür. Ama o
karariara gölge duşürecek tavır-
lar içerisine girilmesini katiyen
kabul edemem" deii.
Parti içinde hiç kimseyle ki-
şisel sonınu olmadığını söyleyen
Akbulut, partinin yara alması-
rfa gönlünün razı olmadığını be-
lirtti. Akbulut, basını, ANAP
içindeki gelişmelere "çanak
tutmak" ile suçladı ve ANAP
dışındaki bazı kişilerin bu konu-
ları "istismar ettiğini" öne sür-
dü.
ANAP grubunda konuyu
gündeme getirmek konusunda
tereddüt ettiğini, ancak "bazı
arkadaşlanna sorduktan sonra
bu konuda konuşmaya karar
verdigini" anlatan Akbulut, ko-
nuyu, Mesut Yılmaz ve arka-
daşlarının kendisine verdikleri
bildirilen "muhtıra"ya getirerek
"Ben yazdı veya sozlü bir muh-
tıra almadım" dedi.
Akbulut, "Kim liberal, kim
muhafazakâr, bunun cevabını
bilmiyorum. ANAP'lıhk var,
ANAP'a inananlar var, işin as-
lı bu" diyerek sözlerini sürdür-
dü. Bu sırada Göksel Kalaycı-
oğlu da oturduğu yerden, "Biz
Atatürkçü febefeye inanıyoruz.
Tarikatçı felsefeye degil" diye
seslendi.
Akbulut, konuşmasını özetle
IstanbuPu kar kurtaracak
(Bajtarafi 1. Sayfada)
Müdürü Ercan Erus da önü-
müzdeki günlerde yağışlı hava
kütlesinin lstanbui çevresinde
etkili olacağını söyledi. îstan-
bul'da dün metrekareye 17.9 ki-
logram yağış düştü.
Kentin Anadolu yakasındaki
barajlardan sonra Avrupa ya-
kasındaki en kritik dunımdaki
Terkos ve Büyükçekmece baraj-
lan üzerine dün sabah gümüş
iyodür püskürtüldü. Saat
9.20'de Atatürk Havalimanı'n-
dan havalanan uygulama uçağ^,
saat 9.44'te taşıdığı 1 tüp gümüş
iyodürü yağmur bulutuna püs-
kürttü. Bölgedeki uygulamayı
tamamlayan uçak Büyükçekme-
ce Havzası'na yöneldi. Saat
10.25'te aynı uygulamayı Bü-
yükçekmece'de yapan uçak,
Atatürk Havalimanı'na geri
döndü. Uygulamadan sonra
Terkos Barajı yetkilileri, bölge-
de yağışın başladığını ve dün sa-
at 11 .OO'e kadar aralıksız devam
ettiğini belirttiler. Aynı şekilde
Büyükçekmece barajı çevresin-
de de yağışın devam ettiği bil-
dirildi.
Yapay yağış sisteminin uygu-
lanmaya başlanmasından sonra
Istanbul'a su sağlayan 7 bara-
jın da su seviyeleri arttı. İlk uy-
gulamanın başladığı Darlık Ba-
rajı' nda su seviyesi 15 santim
arttı. Terkos, Ömerli, Eski ve
Yeni Elmah barajlarında su se-
viyesi 3'er santim artarken Ali-
beyköy ve Büyükçekmece ba-
rajlarındaki seviye l'er santim
arttı. Kuraklık bakımmdan en
kritik noktada bulunan ve çok
az miktarda su bulunan
"emektar" Terkos Gölü'nde
son yağışlarla 517 bin metreküp
artış sağlandı. Buna göre Ter-
kos gölünde 3 günlük su birik-
ti. Istanbul'un en geniş su top-
lama havzasına sahip ömerli
Barajı'nda da son yağışlarla bir-
likte 366 bin 900 metreküp su
toplandı. Yapılan ölçümlerden
sonra son 1 günde Istanbul'a su
sağlayan diğer barajlarda biri-
ken su miktan şöyle: Alibeyköy
7 bin metreküp, Eski Elmalı 5
bin 400 metreküp, Yeni Elmaiı
4 bin 500 metreküp, Büyükçek-
mece 159 bin 800 metreküp,
Darhk'216 bin metreküp, baraj-
lann toplam doluluk oranı yüz-
de 5.58'den, 5.76'ya yükseldi.
Son yağışlarla birlikte Istan-
bul'a su sağlayan 7 barajda top-
lam 1 milyon 275 bin 500 met-
reküp su artışı sağlandı.
İSKİ Genel Mudürü Ergun
Göknel, yapay yağışın barajlar-
daki su orarunı ne ölçüde arttır-
dığinı kasım ayı sonunda grafık-
lere bakılarak belirleneceğini
söylerken tstanbul Meteoroloji
Müdürü Ercan Erus, yapay ya-
ğış sistemiyle meteorolojik ola-
rak ilgilendiklerini, proje olarak
sorumlu olmadıklarını belirtti.
Erus, önümüzdeki günlerde ya-
ğışlı hava kütlesinin bölgede et-
kili olacağını, bugün ve yann da
yağış beklendiğini söyledi. Me-
teoroloji'den verilen bilgiye gö-
re son 24 saatte tstanbui'a or-
talama 17.9 kilogram yağış düş-
tü. Hava sıcaklığıda 10-15 de-
rece arasında düşüş göstererek
mevsim normallannm altma in-
di. lstanbul'un çeşitli bölgeleri-
ne düşen yağış miktarı şöyle:
Yeşilköy 8 kg., Göztepe ve Flor-
ya 10.4 kg., Kartal 6.7 kg., Bah-
çeköy 28.7 kg.
öte yandan yağış lstanbui
trafiğini olumsuz etkiledi. Ken-
tin yoğun merkezlerinden Un-
kapanı, Eminönü, Aksaray, Be-
yazıt, Mecidiyeköy, Zincirliku-
yu ve 1. Boğaz Köprüsu Çevre
Yollarında trafık diğer gunlere
göre daha da yoğunlastı.
şöyle tamamladr.
"Demokratik usullerle bazı
makamlara gelmenin yolu ka-
palı degildir. Bunun yolunu ka-
patmak için tedbirimiz, teşeb-
büsümüz söz konusu degildir. O
yollarla bu makamlara gelin-
mez. Bu makamlara yetkili or-
ganlann karan ile gelinir.
Partilerin muvaffakiyetinin
önlenmesi hiçbir zaman muha-
lefet tarafından gerçekleştirilmiş
degildir. Partilerin zaafiyeti her
zaman kendi aralarındaki mü-
cadeleden kaynaklanmıstır. Biz
yeniden iktidar olacağız. Bu ide-
aü unutup şahıslanmızı ön plan-
da tutamayız. Hareketlerimiz
bizim kastımızı aşacak boyutta
dışanya yansıyor, onun için bu
açıklamayı yapıyomm.
Ben partinin genel başkanı-
yım ve başbakanım. Her arka-
daşım benim için muteberdir.
Hiç kimseyle şahsi problemim
yoktur. Onun için biz yine be-
raberiz, yumruk gibi güçlüyüz
ve güçlü olmaya devam edece-
ğiz."
Akbulut'un konuşmasını Sa-
fa Giray, "Söylediklerinin hepsi
dogru. Hepimiz altına imza ata-
rız. Önemli olan, bu söyledik-
lerinin partinin her kademesin-
de uygulanması. Ben de zaten
bu yüzden istifa ettim" diyerek
değerlendirdi. Hasan Celal Gü-
zel de "Başbakan bazen bu tip
konuşmalar yapıyor. Ama il-
ginç olan, ilk kez parti içi bir
meseleyi basının önünde
konuşması" değerlendirmesini
yaptı.
Akbulut'a soru-yanıtlar
Akbulut, Meclis'ten ayrılır-
ken gazetecilerin "Disiplin ku-
rullannı isletecek misiniz" sonı-
suna, "Şimdiye kadar öyle bir
yol seçmedim. Meselelerin tar-
tışılrnasından yanayım" yanıtı-
nı verdi. Akbulut, "Isteyen is-
tifa eder sözüyle Mesut Yılmaz'ı
mı kastettiniz" sorusunu da
şöyle yanıtladı:
"tsteyen istifa eder demedim.
Herkesin vereceği karara saygı-
lıyım. Şahsi olarak şimdi sen bir
şeye karar verdinse ben diyebi-
lirim ki, yapma. Bu karann
doğru degildir derim. Ama sen
ikna olmazsan, onu yerine ge-
tirirsin tabii. Hiç kimse de ma-
ni otamaz. Onu söytemek istiyo-
rum."
Mesut Yılmaz, ANAP grup
toplantısından sonra
TBMM'deki odasında arkadaş-
lanyla yeniden bir araya gelerek
Akbulut'un konuşmasını değer-
lendirdi. Yılmaz, daha sonra ga-
zetecilerin sorulanna, "Başba-
kan'ın konuşmasını inceledim.
Ama değerlendirecek bir şey
bulamadım" yamtını verdi.
İstanbul tartışılamadı
ANAP'ın dün akşam yapılan
MKYK toplantısında, Sıvas Yıl-
dızeli ilçe örgütü feshedilerek bu
ilçede yapılan delege seçimleri
ile merkez ilçedeki 10 mahalle-
de gerçekleştirilen delege seçim-
lerinin iptali kararlaştınldı.
Toplantıda Ankara Milletve-
kili Mehmet Çevik'in "tstanbul
delege seçimlerine ilişkin müfet-
tiş raporunu hazırlayanlardan
Üker Tuncay'ın dinlenmesi" yo-
lundaki önerisi, Yıldınm Akbo-
lut ve Mehmet Keçeciler'in, "O
konu karara bağlandı. Yeniden
gündeme gelmesinde fayda yok"
sözleriyle reddedildi. Bunun
üzerine Mesut Yılmaz'm Başba-
kan'a, "Bir ay önce Orhan De-
mirtaş ile Eymen Topbaş'ın
Mehmet Keçeciler'in evinde top-
lanarak Kadıköy ve Üskudar de-
lege seçimlerinin iptal edilmesi
konusunda karar aldıklannı,
daha sonra MKYK'nın bu ko-
nuyu karara bağladıgını bir ga-
zete yayımladı. Bu doğru mu?"
diye sorduğu belirtildi. Akbu-
lut'un MKYK kararının bu tür
toplantılarla ilgisi otmadığsnı sa-
vunduğu ve Yılmaz'ın ısrarh so-
rulannı yanıtsız bıraktığı öğre-
nildi. Akbulut'un, Yılmaz'ın
"konunun görüşülmesi"ne iliş-
kin ısran karşısında, "Anlaşıldı.
Bu yüzden birbirimizi kıracağız.
Toplantıyı kapatıyonım" diye-
rek görüşmeleri sona erdirdiği
kaydedildi.
Mesut Yılmaz toplantıdan çı-
karken, gazetecilerin "toplantı-
nın kısa sürdiigünü" belirtmele-
ri üzerine, sinirli bir şekilde,
"Tabii, tstanbul konusu günde-
me geldi, o yüzden erken bitti"
dedi.