22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyel Sahıbı Cumhurıye! Malbaacılık ve Gazetecılık Turk \nomm Şırketı ad na Nadır Nftdı £ Gcnel Yavm Muduru Hasan Ceınal, Muessese Muduru Eaıae Işaktagil. taı Işlerı Muduru Oka> GoiKnsa. # Haber Merkezı Muduru Yalçıa Ba>er, Savfa Duzenı Yonetmenı Ali Acar 0 TemsJcner ANK^RA VhmtlTan, İZMIR Hikmn ÇMmka>», ADANA Çrtin tıgenoglu I. Polmka Cehd laqlaııtK. Dı; Habeıle- Lftaa aakl. Ekonomı Cnılz Turlıa. Is Sendika Şakna kflncı. Kukuc CHal lacr. Isıanbııl Haberltn İMal koçafc. Eğıtım GeflO) Şa»bu. Hab« \n^tiTina tıacl Beriun >ur Haberterı \ccdrl DofM. Spoı Danışmanı Abdulkadır Yaccimuı Dızı Yaztlaı IkfRm Çaktkaa Arasl.rma Şaakı Alpa». Dızetmc AMaHsa \*ım 0 koordıralûr tanet konfeaa # Maiı !>ie- fcrol Eriut 0 Muhasebe Bolraı feaer 0 Buve Planlama S«*tı OsaMabe*«ttn £ Rck ım A«* lonm 0 Ek tera,- Haln \k>ol 9 Idaıe l s n > G«nr 0 lı.tmt Ctearr Çckk 0 Büf Hltm » a Inal 0 Ptnoocl ^ Kmf!Xun,.uBa>kan \ a f c N l » « u . UbaL lmkı. Brof. Hnan Ccaul. Hılıawt Çrlmkıj*. Ofcs* tftar MuaKO. IHMH MınM T n fienrn ı* ya^OTi Cumhunjtt Marbaacıhk vc Cazetecılık T A §. Tftrk Ocaftı Ca<l 39'41 Ca|akıiiu Î43'4 Isı PK K« Istınbul Td 512 05 05 120 'ııl). Tdî» 22246 Fax (1) i » 60 72 0 Bumlar \ a k n Ziya Cckalp Bı. ink;UP S. No I9'4. Td 133 II 4M7, Teld 42344, Faı: (4) 133 0! 6! 9 Izadr H Zı>a Blv 1352 S 2'3. Td. 13 12 30 Tekx 52359. Fu: (!l) I» 53 «0 0 Mmaa lnenu Cad. n t S N o I Kaı 1, Ttl 1» 31 52 (» ha». Tdec «2155, F u (71) » 25 71 TAKVIM: 23 EKIM 1990 Imsak: 4.52 Guneş: 6 17 Ögle: 11.53 Ikindi: 14.50 Akşam: 17.20 Yatsı: 18 40 700 yaşındaki Cenovalı • • 1 "I** • •"!•• oldurtduyorGalata'dan. Şair Ziya Paşa Caddesi boyunca inerseniz, sol kolda 15 metre yüksekliğinde bir Cenovalıyla karşılaşacaksınız. İstanbul'un "Konstantiniye kültürü" ilginizi çekiyorsa gidin, onu "son" bir kez görün. ÜMtD BAYAZOĞLU Galata'dan Şair Ziya Paşa Caddesi boyunca aşağıya iner- seniz, sol kolda, 15 metre yük- sekliğinde, en azından yedi yuz yaşında bir Cenovahyla karşı- laşacaksınız. İstanbul'un "Konstantiniye kültürii" eğer ilginizi çekiyorsa gidin, mutla- ka onu "son" bir kez görun. Çünkü pek yakında önune dev bir işhanı yapılacak ve bir da- ha onu göremeyeceksiniz. On ikinci yüzyılda Bizans'ın iradesiyle Galata'da yerleşen Cenovalılar, imtiyaz bölgelerini 2 bin 800 metre uzunluğunda surlarla çevreleyerek guvence altına almışlar, riskli yerleri de burçlarla takviye etmişlerdi. Depremler, yangınlar ve sa- GÖREMEV ECEĞtZ — Son Cenovalı'nın onune pek yakın- da dev bir işhanı yapılacak ve onu bir daha goremeyeceğiz. vaşlar zaman içinde Cenova surlannı kemirip durdu. Ancak 1864 yılına kadar harabe hal- de de olsa kale duvarlan ayak- taydı. O yıl, Şehir Emaneti Teş- kilatı yani Istanbul Belediyesi kuruldu. Ilk Başkan Server Pa- şa'nın (1821-1886) ilk icraatı da Cenova surlannı yıktırmak ol- du. Bölge, bitişik nizam yapı- larla dolduruldu. Yıkımdan her nasılsa yakasını kurtarmış bu burç da yapılar arasında kay- bolup gitti. Geçenlerde yıllar boyu sakh kalmış kulenin önündeki duk- kânlar yıkıldı. Yerine bir işha- nı yapılacak. Pafta 106, ada 162, parsel 48 diye kodlanan ve halen otopark olarak kullanı- lan arsanın sahibi Nur Görpe, bu amacla Beyoğlu Belediyesi'- ne ve Arutlar Kunılu'na müra- caat etti. Muhteşem Giray, Ah- met Keskin, Aptullah Kuran, Biilent Bilgin ve İiban Öz'den oluşan heyet, mulk sahibinden imar planı istedi. Beyoğlu Be- lediyesi'nce hazırlanan imar planına göre burçtan 17 metre uzakta olmak kaydıyla inşaata izin de çıktı. Ancak mulk sahi- bi, burcun bir "mezbelelik" ol- duğunu öne surerek arsanın ta- mamını kullanmak istiyor. Ve bu yüzden de inşaatı başlatmı- yor. îşte fırsat bu fırsat, eğer bir Cenovalıyla tanışmak istiyorsa- nız, boş bir vaktinizde Voyvo- do Caddesi'nden Galata'ya doğru tırmanın. Haclılara, La- tinlere, Araplara ve hatta "velinimeti" Bizans'a karşı asırlar boyu kafa tutmuş son Cenovalıyı önü kapanmadan son bir kez görün. Sayım, turiznıe canlılık getirditndirimli tatil kampanyasınınaa etkisiyle Çeşme'ye talep fazlaydı. Belediye Başkanı Tütüncüoğlu, "Sanırım bu sayımda 20 bini aştık" dedi. Kuşadası ve Foça'da da yazlıklann bir bolümü doldu. İZMİR (Cumhuriyel Ege duğunu vnrularken de "Çünkü Bttrosu) — Genel nüfus sayımı- na beldelerinde katılmalan için yurttaşlara çağn yapan turistik yörelerden bazıları umduklan- m buldu. Çeşme ve Kuşadası'n- da özellikle 2. konut sahipleri belediye başkanlannın çağnsı- na uyarak sayımda yazlık ko- nutlannda bulundular. Bod- rum'da ise belediyenin çağrısı umulan sonucu vermedi. lller Bankası gelirlerinden daha çok yararlanmak ve nüfu- sa göre verilen kadrolannı art- tırmak amacıyla pazar günü yapılan genel nüfus sayımında yurttaşlara "sayıma burada katılııT çağrısı yapan belediye- lerden bir bölumü isteklerine ulaştı. Çağnya en çok kattlımın gösterildiği Çeşme'de indirimli tatil kampanyasının da etkisiyle çevre il ve ilçelerden birçok in- san geldi. Çeşme Belediye Baş- kanı Faik Tütüncüoğlu, sayım günü özellikle Izmir'den Çeş- me'ye doğru büyük bir akımın olduğunu söylerken "Beklenti- lerimiz gerçekleşti. Yazlık site- lerin yaklaşık yansı doldu. OteUerde de boş yer kalmadı. Bu dunıma sevindik, çünkü sağlık ocagından okula, beledi- ye hizmetlerinden altyapıya ka- dar her şey nüfusa göre belir- leniyor. Sanınm bu sayımda 20 bini aştık" dedi. yazın 150-200 bin kişiye hizmet götürüyonız. Hukümet bunu göz önüne almalı. Durumu Cumhurbaşkanı da dahil Çeş- me'ye gelen birçok bakana ilet- tik. En azından gelüier, belde- deki konut sayısına göre olmalı" diye konuştu. Bodrum'da yapılan çağn, beklentiler doğrultusunda ger- çekleşmedi. Bodrum Belediye Başkanı Emin Anter ilçeye 3 bin dolayında kişinin geldiğini belirtirken "Önemli bir fırsatı kaçırdık. Yazlıklar boştu. Hu- kümete birçok kez söyledik. '13 bin kişiye göre belirlenen gelir- lerie >azın 200 bin kişiye hizmet vermek mıimkun degiT dedik. Ama degişen hiçbir şey olma- dı" dedi. Foça'da da 2. konut sahiple- ri belediyenin çağnsına uydu- lar. Foça Belediye Başkanı Ni- hat Dirim yaz nüfusunun kışa göre 5-10 kat arttığını anımsa- tırken "Kış nüfusuna göre be- lirienen gelirler yazın yeterli ol- muyor. Büyük sıkıntı doğuyor. Turistik beldder için başka ön- lemler gerekli. En azından ko- nut sayısı baz alınmalı" dedi. Kuşadası'nda da yazlıklann bir bölümü doldu. Kuşadası Belediye Başkanı Lütfi Suyol- cu, 2. konut sahiplerine Kuş- adası'ında sayılmalan için çağn klFaik Tütüncüoğlu aslında ll- yaptıklannı, sitelerinin yuzde ler Bankası gelirlerinin nüfusa 40-50 oramnda dolduğunu be- göre belirlenmesinin yanlış ol- lirtti. Sovyet halkı, gıda maddeleri giderek azalırken en zor mevsime hazırlanıyor Moskovada kış korkusuYASEMİN ÇONGAR MOSKOVA — "Arbat soka- ğının Ortaköy'den farkı yok"... Hediyelik eşya satıcılan, işpor- tacılar, ayı oynatanlar, tabela ressamlannınkini anımsatan fır- ça darbeleriyle yapılmış kış manzaralan, Pokrovsky Kated- rali'nin o çok ünlü rengârenk kubbelerini gösteren sulu- boyalar... Puşkin'in bir zamanlar evinin penceresinden uzun uzun seyret- tiği kaldırımın kenarında birbi- rinin içine geçen sekiz Rus be- beğini yirmi dolara satmaya ca- lışan bir adam. ABD'nin en ün- lü dondurma panayırlannın sa- hibi Baskin-Robbins zincirinin Moskova'daki ilk dükkânının önünde uzun bir kuyruk... He- men her binanın önünde fotoğ- raf çektiren Japon turistler... Gökhan Dinçer bu manzara- ya şöyle bir bakıp "Ortaköy'- den farkı yok" diyor yeniden. Dinçer, Turk muteahhitlerinin Moskova yakmlannda sürdür- düğü 1000 yataklı hastane inşa- atının şantiyesinde çalışıyor, elektrik mühendisi. Sekiz aydır Moskova'da. Onun bir lstan- bullu olarak Ortaköy'le özdeş- leştirdiği Arbat'ı, herhangi bir kentin en turistik, en civcivli, trafiğe kapalı olduğu için de en kalabalık sokağına benzetebilir- siniz. Ama Batı'da gazetelerin, dergilerin son donemde âdeta Yanıtsız sorular: MoskovaUlar bugünlerde şu sorulara yanıt arıyor: Et, süt, sigara bulabilecek miyiz? Fiyatlar artacak mı? Mafya tütün kooperatifini mi ele geçirdi? Diğer cumhuriyetler Rusya'dan kopacak mı? Ailecek tek bir apartmana çıkabilecek miyiz? Kapkalizmin cafcafı: Bütün zorluklara rağmen özellikle orta yaşlı kuşak geleceğe inancını ve yurtseverliğini korumaya çalışıyor. Gençlerin büyük değer aşınmasına uğraması, yurtseverlik duygusunu yitirdiği, kapitalizmin cafcafına kapıldığıbu kesimin yakındığı konular. efsaneleştirdikleri Arbat'a siyasi bir merkez diye bakmak biraz zorluyor insanı. Sovyet insanı- nın yaşadığı büyuk, ağır ve san- cılı değişimin Batı'da nasıl ro- mantikleştirildiğine kuçük bir örnek Arbat oykuleri. Tarihle- rinin en zor, bilinmeyenle en yüklü kışlanndan birine hazır- lanan Moskovalıların bu oykü- lerin romantizmini aşan gunluk cabalarıysa sorularla yüklü: "Et, süt, sigara bulabilecek miyiz? Fiyatlar artacak mı? Mafya tütün kooperatifini mi ele geçirdi? Diğer cumhuriyetler Rusya'dan kopacak mı? Vergi- ler nasıl odenecek? Ailecek bu komünal daireden ayrüıp tek bir apartmana çıkabilecek miyiz? Genç kmmız bu ülkeyi terk edip Batı'ya mı gidecek? Karaborsa- da tutuklananlar ne zaman sa- lıverilecek? Yarın ne olacak?" Sonbahar güneşi son yıüarda hiç yapmadığı bir şeyi yapıyor; gri, kahverengi Sovyet başken- tinin üzerine düşerken ısıtıyor- du. Yüksek Sovyet, iki ünlü ekonomist Şatalin ve Abalkin arasındaki tartışmalar sonucun- da "radikal" bir ekonomi pla- nını kabul etmişti. Merkezi plancılann ticaret üzerindeki te- keli sona erecek, cumhuriyetler kendi borsalannı oluşturacak, merkezi vergi sistemi deği- şecekti. Yiyecek satan en büyuk dev- let mağazası zincıri "product" (ürün) dükkânlarında tavuk al- mayı bekleyen Sovyet kadmla- n, planı tartışıyordu. Resmi kurda bire 6 dövizle alışveriş edilen Beriozkalarda bire 1.8 olan dolar / ruble oram sokak- ta bire 20'ye kadar yükselmiş- ti. Ancak ekim ayımn başından itibaren Moskova'da 8 bin kişi karaborsa para bozduğu gerek- çesiyle tutuklanmıştı. Elmacık kernikleri çıkık ve pembe pem- be bir Rus kadını, "Yeni plana göre ruble her yerde geçerli ol- maya devam edecek" dedi. "Oysa ruble hiçbir yerde geçerli degil ki... Her şey dolarla satı- lıyor, insanlar bile..." Moskova'da dokuzuncu - on ikinci sınıfa giden genç kızlar arasında yapılan bir ankette, "Geciminizi nasıl sağlamak is- tiyorsunuz" sorusuna "ulusla- rarası kız olarak" yanıtını ve- renler yanva yakın. "uluslara- rası kız" olmak, yabancılarla para karşılığı ilişki kurmak de- mek. Yalnızca yabancılann gi- rebildiği otellere, lokantalara, dükkânlara girmek... Dolarla alışveriş etmek... Belki de Batı'- ya kaçışın yolunu aralamak... "Hem hayat güçleşiyor hem de değerlerimiz yitiyor... Batı gençliğimizi satın alıyor bizden; dolarını gösterip gururunuzu, geçmişinizi unutun diyor...", Nataşa Şnitke dolarla girilen barların birinde erkeksi sesiyle caz söylüyor. Kahve için verdi- ği bir arada da böyle yakınıyor gidişten. Moskovahlann ortak kaygısı, orta y'aşı hissetmeye çoktan başlamış bu otuzunu aş- Modada şiddet mesajları J Japon modacılar 1991 ilkbahar-yaz mevsimi için akıl almaz çıl- gınlıkta kreasyonlarını sergilemeye devam ediyorlar. Cinselliğin kadında ön plana çıkarıldığı bu yeni kıyafetlerden bazıları şid- det mesajlan bile veriyor. Kansai Yamomoto adlı Japon moda- cının bu kreasyonu en güzel örnek. Parlak vinilden yapılmış bluzun goğüs üzeri metal halkalarla kaplı, bluzun çeşitli yerle- rine ise pleksiglastan bıçak biçimi cisimler saplanmış. (Fotoğ- raf: AP) kın kadının gözlerine de yansıyor. Pazar ekonomisine geçişin sancılan, kayın ormanına yas- lanmış Sovyet başkentinde gide- rek daha yoğun yaşamyor. Bu koca kent, ülkenin diğer bölge- lerine her yıl kendi ekonomisin- den 70 milyar ruble akıtıyor. Rusya Federasyonu Başkanı Boris Yeltsin'in desteklediği ye- ni ekonomik plan, bu tutarı ilk aşamada 20 milyar rubleye dü- şürmeyi amaçlıyor. Bu hedefe ulaşmaya Moskovalılann solu- ğu yetecek mi? 1990 haziranında alman eko- nomik kararlara göre başkent mağazalanndan yalnızca özel izin kartına sahip Moskovalılar abşveriş edebiliyor. Diğer kent- ler ise kapılannı kendilerine ka- patan dükkânlara misilleme ya- pıyorlar. Moskova çevresindeki üretme çiftliklerinden gelen yi- yecek maddeleri son aylarda yuzde kırk duzeyinde azalıyor. Başkentte ilk kez, bu kadar yo- ğun bir temel tüketim maddesi sıkıntısımn yasanmaya başladığı söyleniyor. "Sanki gizli bir d, perestroy- kanın başansulığı için çalışıyor, ülkeyi hızla çüriimeye suriikle- mek istiyor... Sanki bir hayalet dolaşıyor Moskova'nın üzerin- de... fşleri aksatıyor, isteyince çözüyor, isteyince kördüğüm yapıyor..." 1960 doğumlu Alman yazan Adrian Geigcs, Sovyetler Birli- ği'nde 1985'ten sonraki dönemi anlattığı "Kansız Devrim" ve "Sovyetier'de Cinsellik" kitap- lanmn satış rekorlan kırmasın- dan sonra Moskova'ya yer- leşmiş. Progress Yayınevi'nin Al- manca bölümünde calışıyor. Sovyetolog olmak istiyor. Ad- rian'a göre "ordunun, Gorba- çov'un, Yeltsin'in, tutuculann, hatta mafyanın dizginleri ne öl- çüde ellerinde tuttuğu soru işa- reti..." Gene de inançh Moskova in- sanı. Orta yaşlı kuşak bu inanç- lılıkta başı çekiyor. Gençlerin buyük bir değer aşınması yaşa- dığıru, memleketseverlik duygu- larını yitirdiğini, kapitalizmin cafcafına kapıldığmı anlatıp ya- kınıyorlar. Bir donem partili olup ar- tık sadece iade etmek istediği bir kartı kalmış Türkolog bir dost konuşuyor: "Biz pazar ekonomisine geçsek de sosyaliz- min kazanımlarııu, değerlerini kaybetmek isiemiyoruz. Sistem içi bir çözüm mutlaka var. Bu- nun yolu sabırlı ve dikkafli eko- nomik yenileşmeden geçiyor. Bir de psikolojik savaşı kazan- mamız gerek. Bu ülkeyi seven- lerin savaşı bu... Ne Gorbaçov'- un ne partinin... Ülkeyi seven herkesin, bu ülkede kalıp bu ül- kenin sorunlannı aşmak için el- birliğiyle çalışma azmini yasat- ması gerek..." Arbat sokağının çarlık döne- minde de perestroykanın ilk gunlerinde yaşatıp artık yitirdi- ği siyasi canlıhk, metro istas- yonlanna kaymış durumda. Akşamları çarcıların, anar- şistlerin, Demokratik Forumcu- lann gazeteleri, bildirileri toplu halde okunuyor istasyonlarda. Tartışmalar yapıhyor. Ve Kremlin duvannın yanın- da bir grup yaşlı kadm toplanı- yor bir akşamüstü. Ellerinde pankartlan: "Savaşa hayır"... Banş zamaru olmasına karşın son bir yıl içinde 25 bin kişinin orduda öldüğünü söylüyorlar. Ölen genç askerlerin fotoğrafla- nnı, çiçeklerle, yazılarla göğüs- lerinde taşıyorlar... "Artık or- dular olmasın, savaş olmasın, askerlik olmasın..." II. Dünya Savaşı'nda yirmi milyon insanı- nı kaybeden bu ülkenin o gün- leri çok iyi anımsayan kadınla- n hâlâ mücadeleci, hâlâ inanç- h... Yannını merak eden Mos- kova'mn mavi gözlü, pembe ya- nakh umutlan onlar... Göklerde bir kadın albay"Bizim orduya girmemizin bir amacı da erkekler arasında küfürbazlığın kalkması, daha temiz ve titiz olunması" diyor emekli albay Asimet Karahasan. SERPİL GÜNDÜZ Bir kadm. Gökyüzunde koca- man bir jetle hem de... Yıl 1958. Kadınların Hava Harp Okulu'na alınışının ikin- ci dönemi. "tlk ve ortaokulu Sıvas'ın Divriği ilçesinde okudum" diye- rek anlatmaya başlıyor. "Yeşilköy'de ilk uçuş okulunu kuran ve ilk uçak fabrikası sa- hibi Nuri Demirağ, Divriğili ol- duğu için sık sık kendi uçağıyla uçuş yapmaya gelirdi. Ben ço- cuktum. L çmayı çok istemiştim, ama çok uzağımdaydı. Nasıl ye- tişebileceğimi bilmiyordum. 1956da liseyi bitirince Hava Harp Okolu Uanlannı gönnüş- tüm. Oknl Izmir'deydi o zaman- lar. 2 yıllık döneminden mezu- num. Uçuş personeli yetiştiril- mek amacıyla bizi almışlardı." Aradan 32 yıl geçti. Bu soz- lerin sahibi şimdi emekli bir albay. Asimet Karahasan, harp okullanna alınan kadm öğren- cilerin ilklerinden. 1955'ten 1960"a dek 5 dönem alman 25 kadın subaydan birisi. Harbiye'de okuduğu iki yılı özlemle anlatıyor Albay Asimet Karahasan. Gökyüzunde koca- man bir aletle tek başına... Çok zevkli. Tek kişilik uçaklarda ön- ce öğretmenlerle birlikte uçuyor- lar sonra yalnız. En son T-33 de- nilen bir jetle uçmuş Asimet Ka- rahasan. V 2 yıllık eğitim döne- minde toplam 300 saat uçuşu var. Üsteğmenken evlenmiş, eşi de pilotmuş. İki kın olmuş, eşi sivÛ hava yollanna geçmiş, son- ra da ayrılmışlar. Asimet Albay'a "Türk ordu- sunda kadın olmak ve kadın gözüyle askerlik nasıl" diye so- ruyoruz. "Yatılı bir okul gibi kabul ediyorum" diyor. "Kadın ve er- kek değil önemli olan. Kendimi o şekilde şartlandırdığım için hiçbir konu beni rahatsız etme- miştir." Erkek arkadaşlannın arasın- da kendisini hiç farklı hissetme- miş Asimet Karahasan. Ama komutanlar kadm subaylara bi- razcık farklı davranmışlar. O go- revi bir kadın subay yapamaz duşüncesiyle, belki de İcorumak ve kollamak amacıyla. "Bu beni çok rahatsız ederdi" diyor Asimet Karahasan. "Bizim orduya girmemizin bir amacı da erkekler arasında kü- fürbazlığın kalkması. Daha te- miz ve titiz olunması. Arkadaş- lanmız tıraş olmadan sınıfa gir- diklerinde ben bugün saçımı la- ramak istemiyorum diyordum. Özür diliyorlardı. Belki de biz olmasak kendi aralarında tıraş olmadan yaşayacaklar. Biz de onlann arasuıa kanştık ve rahat- sız olmadık." "Kadın gözüyle askerlik na- sıl?" "Titiz bir kadm için hiçbir so- run yok" diyor Asimet Albay. Ama dağınık bir kadm için so- run olabilir. "Bir yazışma askeri bürolar- da çok az bekler. Diğer yerler- de bürokrasiden, bir işlemi gün- lerce yurütemezsiniz. Bütün ya- şamımda çok düzenli oldum. Evimde de öyle. Bütün ev işini, alışverişi kendim yaptım. Ha\at boyu yedide kalkıyorsunuz. Di- namik oluyorsunuz. Mutlaka yataklar muntazam yapılacak. Insana, temizlik, muntazamlık ve disiplin getiriyor askerlik." "SUrekli üniforma giydiniz? Bütün bir gün o üniformayı ta- şıdınız. Bir kadın olarak ünifor- ma içinde olmak nasıl bir şey" diye sonıyoruz Asimet Karaha- san'a. Yanıtı şöyle: "Liseyi bitirince bir amaç için askeri okula gidiyorsunuz. Za- manla alışkanlıklannız devam ediyor ve hiç yadırgamıyorsu- nuz. Cumartesi - pazar günü evimde süslü şeyler giyiyordum tabii. Saçlanmızı boyamak ya- sakü. Kulak memesi hizasında olacaktı. Gözlerinize hafif bir makyaj yapabilirdiniz. Dudak- lar kendi renginde olacak. Kup- kuru insan da olmaz. Çalışan kadın bakımlı olmalı. Devamlı arkadaşlannızın karşısmdasınız. Siz bakımlı olmayınca onlardan da bakım isteyemezsiniz. Sonra bizim bulunduğumuz ortamlar- da düzen fazla. tşi çok ciddi gö- türdük." • PTTninl50. yJdöntimü • ANKARA (AA) — PTT'nin 150. kunıluş yıldönümü, bugün törensiz kutlanacak. Hazırhklanna altı ay önce başlanan geniş kapsamh kutlama törenleri, seçim yasaklan nedeniyle bir ay sonraya ertelendi. PTT Genel Müdürlüğü, 150. yıl kutlamalan nedeniyle, kurumun bugün vardığı düzeyi gösteren rakamlan da saptadı. Bu verilere gore son beş yıl içinde abone sayısı iki milyon 250 binden 6 milyon 300"e yukseltildi. Türkiye'de en fazla telefon abonesi, 1.5 milyonla tstanbul'da bulunuyor. Ankara'da 650, tzmir'de de 400 bin abonenin telefon kaydı var. En az abone sayısı, 5375 ile Hakkâri. Magic Box'a suç duyurusu • ANKARA (AA) — Radyo Televizyon Yüksek Kurulu, TRT ve Ulaştırma Bakanhğı'nın SHP ve Magic Box hakkında hazırladıklan suç duyurusu dilekçelerini Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na iletti. Hazırlanan 4ilekçede, olağanüstu kurultayda, SHP'nin çevreye TV yayım yapmasınm 3517 sayıh Telsiz Kanunu'na aykın olduğu belirtildi. Magic Box için hazırlanan dilekçede de bu kuruluşun aynı kanunun 4. maddesine aykın yayın yaptığı ileri surüldü. TRT, Radyo Televizyon Yüksek Kunılu'na başvurarak Magic Box'm yayınlannın kanunlara aykın olduğunu belirtmiş, Yüksek Kurul da bu konunun Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na iletilmesini kararlaştırmıştı. öte yandan, Yüksek Kurul, SHP'nin olağanüstu kurultayda çevreye TV yayım yapmasıyla ilgili olarak Ulaştırma Bakanhğı'nın başvurusunun da Cumhuriyet Başsavcılığı'na iletilmesine karar vermişti. Radyo Televizyon Yüksek Kurulu'nun gönderdiği dosyanın Ankara basın savcılan tarafından incelenmeye başlandığı öğrenildi. Sedir Sempozyumu • ANTALYA (Cumhuriyet Bürosn) — "Uluslararası Sedir Sempozyumu" Antalya'da başladı. Sempozyumda "Lubnan Sediri" de denilen sedir ağaçlannın dağların zirvelerine çekilmeye başladığı, bunların daha da yaygınlaştırılması için gerekli çalışmalann yapılması gerektiği belirtildi. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tanm Teşkilatı (FAO) adına konuşan Orman Kaynaklan Bölümü Başkanı Jean Paul Lanly, dünyanın her tarafında ormanlann tehdit altında olduğunu hatırlatarak "Uluslararası Orman Hukuki Enstrümanı'nın hazırlanması için bütün ülke ormancüarı hükümetlerini uyarmalıdır" dedi. Halk edebiyatı ve folklor • KONYA (AA) — Selçuk Üniversitesi Türk Halk Kültürü Uygulama ve Araştırma Merkezi'nce düzenlenen 4. Milli Türk Halk Edebiyatı ve Folklor Kongresi dün Konya'da başladı. Rektör Prof. Halü Cin kongreyi açarken Türk külturünun madde ile mananın dengeli bir sentezi olduğunu söyledi. Halk edebiyatı ve folklor olarak da dışa açıldığımızı, bu konudaki uzman ve bilim adamlarının dış ülkelerdeki toplantı ve kongrelere davet edilerek tebliğler verdiklerini anlatan Prof. Halil Cin, "Türk kültürünün ürünleri olan halk edebiyatı ve folklor, geçmişimizle geleceğimiz arasında bağ kuran en önemli köprülerdir" dedi. Stilist yarışması • Haber Merkezi — Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği, Istanbul Tekstil ve Konfeksiyon thracatçıları Birliği ve Sabah gazetesinin ortaklaşa düzenlediği 1990 Türkiye Genç Stilist Yarışması birincisi Su Evin Tunaşar 26-30 Ekim 1990 tarihleri arasında Taivvan- Taipei Moda Haftası sırasında duzenlenecek Asya Genç Stilist Yanşması'nda Türkiye"yi temsil edecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle