22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 EKÎM 1990 EKONOMÎ CUMHURİYET/13 Borsaya Fransız aracı • ANKARA (ANKA) — Fransız Compagnie Fiannaciere de Comando şirketi, Mesut Şişman, Erol Toksöz, Yaşar Varol Sezen ve Şefik Çakmak'la ortaklaşa Taksim Menkul Değerler Anonim Şirketi'ni kurdu. 1 milyar lira sermayeli şirketin hisselerinin yüzde 55.4'ü Fransız ortağa ait bulunuyor. Diğer ortaklar Şişman, Toksöz ve Sczen'in yüzde 15'er hissesini kontrol ettiği şirketin hisselerinin binde biri ise Şefik Çakmak isimJi ortağa verildi. TOBB Sanayi Konseyi • İZMİR (Cumhuriyel Ege Bürosu) — TOBB Sanayi Konseyi bugün Eskişehir'de toplanıyor. Toplantıda özellikle Körfez krizinin Türk ekonomisine çıkarttığı fatura, işçi-işveren ilişkileri, 1991 yılı bütçesi, sanayileşme konuları ele ahnacak. TOBB Sanayi Konseyi Başkanı Şinasi Ertan, "Enflasyon görüldüğü kadar önlenemiyor. Bunun etkilerini de görüşeceğiz. Çünkü kamu ve bütçe açığı çok arttı" dedi. Ertan aynca sanayi odaları başkanlarının hazırladıklan raporları da toplantıda sunacaklannı söyledi. Bilgisayarla tüketiei koruma • İZMİR (ANKA) — Türkiye;de ilk kez DFT, Tüketiei Koruma Vakfı ve Ege Universitesi arasında sağlanan işbirliği ile Izmir'de dayanaklı tüketim mallannm fiyatlan düzenli olarak bilgısayarlara yüklenerek Bilgisayar Araştırma ve Uygulama Merkezi aracıhğı ile 1991 başından itibaren kentin üç merkezine konulacak ekranlarla tüketicilerin bilgisine sunulacak. Renault SSCB'de • BURSA (Cumhuriyet Bürosn) — OYAK-Renault otpmobil fabrikası Sovyetler Birliği'ne otomobil ihracına başladi,.. , Fabrika yetkilileri,. yıl ,;J'f v sonuna dek 400 adet otomobil için bağlantı yapıldığını, bundan yaklaşık 2.5 milyon dolarlık döviz girdisi elde edileceğini söylediler. Sovyet firmalarıyla yapılan anlaşma gereğince dün Mudanya limanından 80 adet Renault-9 marka otomobil gemiye ytlklenerek Odesa Limanı'na gönderildi. tç piyasada tüketiciye 35 milyon lira dolayında satılan Renault 9'lann Sovyetler Birliği'ne 18 milyon lira karşıhğında şatıldığı bildirildi. Alıtıan ve Belçika kredileri • ANKARA (AA) — OECD Türkiye Konsorsiyumu çerçevesinde Almanya'dan 115 milyon markı proje, 15 milyon markı da program kredisi olmak üzere toplam 130 milyon mark (Yaklaşık 87 milyon dolar) kredi sağlandı. OECD Konsorsiyumu çerçevesinde Belçika'dan da bu ülke menşeli hizmetlerin finansmanında kullanılmak üzere 200 milyon Belçika Frangı tutarında kredi sağlandı. KISA KISA • TÜGEV Turizm Gelistinne ve Eğitim Vakfı, 1990-91 eğitim dönemine 12 kasımda baslayacak. Devam eden ön kayıtlardan sonra test ve mülakat sınavlan Istanbul'da 31 ekim, Kemefde ise 1-2 kasımda yapılacak. • ALARKO, telekomünikasyon, bilgisayar ve yazılım mühendisliği alanında Belçika kökenli Telinfo Grubu ile ortaklık kuruyor. Ortaklık sonucu oluşan yeni şirket, Alis Alarko Bilişim HizmetleriAŞ adı altında faaliyet gösterecek. • ZtRAAT BANKASI'nda Bireysel Bankacılık MüdOrlüğü kuruldu. Bireyin mali sistem içindeki tüm ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik hizmet sunmayı amaçlayan bölümün başına ErdaJ Arıkan atandı. • MERKEZ SİGORTA'nın temmuz ayından itibaren Türkiye'de Uk kez uygulamaya koyduğu yüzde 95 kâr paylı dövize bağlı Merkez Emeklilik Sigortası'nın aylık satış miktannın 10 bin adedi geçtiği belirtildi. Sigara yatırmıı dıırdu T U K E T I C I G O Z U Y L E MERAL TAMER Philip Morris'in, Sabancı Holding ve Tekel ile ortak olarak kuracağı sigara fabrikasının yapımı gecikiyor. Şirket yetkilileri, gecikmenin Tekel'e genel müdür atanamaması ve yatmmla doğrudan ilgili kişi bulunamamasından kaynaklandığı görüşündeler. VECDİ SEVİĞ NEW YORK — Philip Mor- ris firmasıyla Sabancı Holding ve Tekel'in İzmir'de kuracağı si- gara fabrikasının yapımı geciki- yor. Philip Morris fırması, pro- jenin "sahipsiz" kalmasmdan yakımyor. 5 nisanda imzalanan anlaşma uyannca 30 eylülde başlaması gereken projenin ilk aşaması olan Çiğli'deki fabrika alanına kunılan Philipsa firmasına devri gerçekleştirilemedi. Yüzde 65 Philip Morris, yüzde 20 Saban- cı grubu ve yüzde 15 Tekel'in sermaye yatınmıyla kunılan 120 milyar lira başlangıç sermayeli Philipsa fırmasuun yatınm pro- jesindeki gecikme, ABD'li ortak tarafından "ilgili bürokratlann görevden aynlmalanna" bağ- lamyor. Philip Morris'in Türkiye bo- lümü sommlusu Norman Janel- le, New York'ta Türk gazeteci- lerin sorulanm yanıtlarken "Bu proje için bizimİe çabşanlar şim- di başka yeriere gittiler, 15 ma- yıstan bu yana Tekel'de genel miidür yok, Yabancı Sermaye Başkanı İbrahira Çakır da Ha- zine Musteşar Yardımcüıgı'na atandı" dedi. Janelle, gecikme- ye rağmen projenin geleceğin- den umutlu olduklannı bildirdi ve şunları söyledi: "Bizim Türkiye'de yatınma ilgimizin geçmişi bir hayli eski. 1979 yılında zamanın Başbaka- DI Süleyman Demirel ile konu- yu göriişmüştük, o tarihlerde yatırım yolu açılamadı. Sonra 1984'de sigara ithalatına Lan ve- rilirken yatınm şartı da arandı. Hemen girişimlerinıizi başiatük. 1986 yılında zamanın başbaka- nı Turgut ÖzaJ'a öneride bulun- duk. 1989'a kadar hiçbir şey ol- madı. Özal, o zamanlar Yaban- cı Sermaye Başkanı olan İbra- him Çakır'ı projemizle ilgili oia- rak görcvlendirince işler hızlan- dı. Her zaman Türkiye'de yan- nm yapacağımıza inanıyorduk ve uzun süre aldı ama anlaşma imzalandı." Janelle, projenin daha önce başlatılamamasının lran ve SSCB gibi Türkiye'ye yakın pa- zarlara ihracat imkânlarını etki- lediğini anımsatarak "Bütün te- maslanmızda gördük ki Türki- ye'de kimse, yatınm yapmamı- za karşı çıkmıyor, ama yine iş- ler gecikiyordu" dedi. 5 nisan- da imzalanan anlaşmayla fiyat ve ihracat konusunda ortaya çı- kacak sorunlann çözümünün de hedeflendiğini kaydeden Janel- le, "Tekel yeni genel müdürü atanmaması, projeraizi tama- men sahipsiz bıraktı, şimdi bü- rokratik aşamada uygulamaya dÖDük çalışma yüriitülebiliyor" diye konuştu. Bjr soru uzerine Süreyya Yücel Özden'in Tekel Genel Müdürlüğü görevinden alınması ile projenin bir ilgisi bulunduğunu sanmadığını bildi- ren Janelle, Maliye ve Gümrük Bakanı Adnan Kahveci'ye pro- jedeki duraklama konusunu ak- tararak çözüm bulunmasını is- teyeceklerini belirtti. Projenin zamanında uygulan- ması durumunda 1993'te yılhk 6.3 milyar adet sigara ile üreti- rae baslayacak olan Çiğli'deki fabrikada, Türk tütünü ile ABD tütününün kanşımından Marl- boro üretilecek. Birinci aşama- da, ABD'de harmanlanmış tü- tün kullanılacak olan fabrikada daha sonraki yıllar tütün har- manı da gerçekleşecek. 2000 yı- lında 28.5 milyar adet sigara uretecek olan fabrikanın kurul- ması ve işletilmesi için 1990-2000 yüları arasında 2.5 milyar dolarlık ithal gereğinin ortaya çıkacağı hesaplanıyor. Projenin sağlayacağı döviz ge- liri ve tasarrufunun ise ihracat olanakları hariç aynı dönemde 3.9 milyar dolar olacağı tahmin ediliyor. Tesislerde 1995'ten iti- baren Philip Morris firmasının Marlboro dışındaki sigaraları- nın da imali programlanıyor. Üretime başlamasından itiba- ren 3 yılda kâra geçrnesi bekle- nen tesislerin teknolojik ömrü- nün 10 yıl olduğu hesaplanıyor. Gemi yapımında krîz var Navlunların son bir- iki yıldır artış göstermesinden cesaretlenerek gemi sipariş eden arrnatörler, Körfez krizinin patlaması üzerine gemileri kızakta bırakmak zorunda kaldılar. Ekonomi Senisi — Gemi in- şa sanayiinde beklenen patlama bir başka bahara kaldı. Körfez krizinin daha da ağırlaştırdığı fi- nansman sorunları bu sektörü kıskaca aldı. E>eniz Ticaret Odası ile Gemi Inşa Sanayicileri Birliği yetkili- lerinin verdiği bilgiye göre kre- di alma konusunda güçlükle karşılaşan armatörler yeni gemi yaptırmayı riskli buluyor. Gemi ithalatının geçen yıl libere edil- diğini hatırlatan yetkililer, ar- matörlerin yeni gemi yaptırmak yerine yaşlı gemi almayı tercih ettiğini söylediler. Navlunların son bir iki yıldır artış gösterme- sinden cesaıetlenerek gemi sipa- riş eden armatörlerin de Körfez krizinin patlaması üzerine gemi- leri kızakta bırakmak zorunda kaldığı belirtiliyor. Dış ticaretteki olumlu geliş- melerin bir yandan navlunları yükseltirken, bir yandan da ar- matörlerin yeni gemi talepleri- ni arttırdığniı söyleyen Gemi In- şa Sanayicileri Birliği yetkilile- ri, geçen yıl 15 geminin yapımı- na başlanmasımn bu gelişmenin işareti olduğunu vurguladılar. Büyüklükleri 1500 DW ton ile 18 bin DW ton arasında değişen bu gemilerin yapımı için gere- ken kredinin bulunamaması üzerine armatörlerin sıkıntıya düştüğünü anlatan yetkililer, bir kısım armatörün dış ticaretin li- bere edilmesinden yararlanarak daha düşük maliyetle ikinci el yaşlı gemi getirdiğini belirttiler. Bu eğilim sonucu Türk ticaret filosunun ortalama yaşının 18.4 yıldan 19.8 yıla çıktığını Petrol înişe geçti Körfez krizinin banşçı çözümü yönündeki vurguları ağır basan haberlerin artması üzerine hampetrol fiyatları düşüş eğilimine girdi. Kuzey Denizi türü petrol dün öğleden sonr Londra Borsası'nda 29.10 dolara kadar geriledi. Ekonomi Servisi — Petrol fi- yat lan Körfez krizinin banşçı çözümü yolundaki umutlan art- tıncı bazı haberler üzerine yeni- den düşüşe geçti. Batı Teksas ve Kuzey Denizi petrollerindeki fi- yat düşüşü varil başına 1,5-3 do- lar oldu. Kuzey Denizi petrolü, Mehmet Kececiler'in "altına dü- şerse akaryakıt fiyatlannda in- dirim yapanm" dedîği 32 dolar sınırının altına indi. Suudi Arabistan Savunma Bakanı'nın Arap ulkelerinin Irak'a haklannı vermekten yana olduklannı söylemesi, Saddam Huseyin'in "banşçı bir çözüm için her şeyi yapacâklannı" açık- laması petrol fiyatlarını dün 3 dolar kadar aşağıya çekti. Lond- ra Borsası'nda cuma akşamı 32.40 dolar düzeyinde olan Ku- zey Denizi türü petrolün aralık teslim fiyatı dün öğleden sonr 29.10 dolara kadar geriledi. An- cak alışverişin pek canlı olma- dığı gözlendi. Körfez krizi önce- sinde 22 dolar olan Kuzey De- nizi petrolünün varil fiyatı bu ayın başında 40 doları aşmıştı. Singapur Borsası'nda Batı Teksas türü petrolün kasım tes- limi fiyatı 1.5 dolar geriledi. Ge- çen cuma günü 3.01 dolarhk bir gerilemeyle 33.79 .dolara düşen Batı Teksas petrolü dün Singa- pur Borsası'nın kapanışında 32.29 dolar olarak fiyatlandı. Öte yandan OPEC üyesi ülkı- lerin günlük petrol Uretimlerinin önceki tahminleri 200 bin varil kadar aştığı bildirildi. Fazla üre- timin tran ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından gerçekleş- tirildiği belirlendi. Körfez krizi- nin başlamasından bu yana gün- lük üretimini 2 milyon varilden 7.8 milyon varile cıkaran Suudi Arabistan'ın da üretimini arttır- mayı sürdüreceği bildiriliyor. Suudi Arabistan'ın günlük pet- rol üretimi kasım başlannda 8,5 milyon varile ulaşacak. Sovyetler Birliği'nin gerileyen -petrol üretiminin ise, 1991'de de bu eğılimini sürdüreceği bildiri- liyor. Söz konusu haber Pravda gazetesinde yüksek düzeyde bir Sovyet yetkilisinin, "gelecek yıl petrol üretimi daha da diişecek" biçimindeki ifadesine dayandın- lıyor. 1990'ın ilk 9 ayında resmi rakamlara göre Sovyetler Birli- ği'ndeki petrol üretimi 23.5 mil- yon ton düşerek 433 milyon to- na geriledi. Ham petroi ihraca- tında da 6.3 milyon tonluk bir gerileme oldu. Küçüklere, borsa'Ekonomi Servisi — Sokak borsasının gücünü azaltması ve küçük yatırımcıya yeni bir ola- nak sağlaması beklenen, hisse senedi alım satımım bütün bir güne yayan "borsa dışı satışlar" dünden itibaren Istanbul'da baş- latıldı. 6 aracı üyenin 34 hisse se- nedi üzerindeki işlemleri de Bor- sa'nm güvencesinde ve sigorta kapsamında olacak. Bir lotun altında olacak bor- sa dısı satışlar, iş günlerinde sa- at 13.00 ile ertesi gün saat 08.00 arasmda gercekleştirilecek. Yetki almış aracı üyeler işlem yaptık- lan hisselerde fiyatlarını kapa- nış fiyatlarının yüzde 10 altında veya üstünde beürleyecekler. Ay- nı hissede hem alış hem de satış fiyatını saptayacak olan üyeler, alım satım arasında en fazla yüzde 4 fiyat marjı koyabilecek- ler. Aracı üyeler müşterilerin- den, ahm satımdan dolayı her- hangi bir komisyon almayacak- lar. Eski hisse senedi fiyatlannın esas alınacağı işlemlerde yeni hisseler için borsanm belirledi- ği fiyat farkları uygulanacak. Borsa dışı satışlarda hisse sene- dinin teslimi ve para ödemesi ay- nı anda yapılacak. Yılbaşuıa ka- dar Istanbul'da deneme niteli- ğinde sürdürülecek borsa dışı iş- lemler eğer olumlu sonuç alınır- sa öteki şehirlere de yaygınlaş- Urılacak. Borsa başkanlığı, yaptığı aciklamada lot altı satışlarda ya- LOT ALTI SATIŞLAR NEDİR? Borsada işlem birimi olarak kullanılan lot, 200 adet hisse senedini temsil ediyor. "Bir lot"un altındaki i hisseler yani 200 adedin altındaki hisseler ise "küsuraf" ı olarak ifade ediliyor ve Borsada işlem göremiyor. "Lot | altı sattşları" 200 adetten daha küçük miktarlarda alım- | satım yapmak isteyenlere, borsa dışında bu alımı yapmalarına olanak sağlıyor. Borsanm öğlene kadar süren resmi seansı dışında alışveriş yapılabildiği için "Akşam borsası" olarak da bilinen borsa dışı satışlar altı aracı üye tarafından yapılacak. Borsa yönetimi bir lotu 200 hisse senedinden 500 adet hisse senedine yükseltme kararı almıştı. Bu karar henüz yürürlüğe konmadı. tınmcılann mutlaka bordro dol- durması ve bunun üzerinde fi- yat, miktar ve seri numarasının eksiksiz yazıhnasım istedi. Bor- sa dışı satışlar Eczacıbaşı Men- kul Degerler, Koç Amerikan Bankası, Pamukbank, İş Banka- sı, T. Kalkınma Bankası ve Ya- tınm Finansman'da gerçekleşti- riliyor. Bu arada Türkiye Şişe Cam Fabrikaları'nın en büyük sana- yi kuruluşu Trakya Cam'ın hal- ka açılan yüzde 15'lik hissesi "kapatıldı." Yerli ve yabancılar tarafından büyük bir talep gö- ren Trakya Cam hisselerini ge- çen haftadan rezerve ettirenler dün satış işlemleri için İş Ban- kası ve Camiş Menkul Değerler merkezlerinde kuyruğa girdiler. Şirketin hisselerine, özellikle Şi- şe Cam ve İş Bankası çalışanla- rının gösterdiği talep de büyük oidu. İş Bankası'nın, Trakya Cam hissesi alabilmesi için per- soneline 7 milyon liraya kadar faizsiz kredi açtığı öğrenildi. Ödenmiş sermayesi 195 mil- yar 160 milyon lira olan Trakya Cam'ın yüzde 15 hissesinin 7 bin liradan halka arzedilmesiyle 210 milyar lirabk bir kaynak sağlan- dı. , Dün başlayan borsa dışı satış- lara yatırımcılann ilgisinin nor- mal olduğu gözlendi. Aracı üye- lerin de işlem yaptıkları hisseler- de yuzde 20'liİc fiyat bandı içinde değişik alım satım fiyatları belir- ledikleri, örneğin Arcelik hissele- rine 23-23.100 lira arasında alış, 23.500-24.000 lira arasında deği- şen satış fiyatları konuldu. Aracı üyelerin genellikle fiyat bandının sınırlarmayaklaşmadıkları dik- kati çekti. hatırlatan yetkililer, yeni gemi yapımının teşvik edilmesi için fi- nansman sorununun çözülmesi gerektiğini söylediler. Bir kısım armatörün sayılan 20'ye ulaşan 2500 DW ton ile 5000 DW ton arası büyüklükte gemisinin de finansman sıkıntısı nedeniyle kızakta kaldığını an- latan birlik yetkilileri, şu değer- lendirmeyi yapıyorlar: "Yapımı yanm kalan bu ge- milerin bitirilebOnıesi için arma- törierin özkaynak koymalanna da imkân kaimadı. Çünku nav- lunlardaki artışla sağlanan biri- kimler artık Körfez krizinden sonra yükselmeye başlayan pet- role gidivor. Eğer armatöıier için acil olarak 50-55 milyon do- larlık kredi imkânı sağlanmaz- sa gemiler bitirilemeyecek." Deniz Ticaret Odası yetkilile- ri, gemi inşa sanayiinin finans- man darboğazını asabilmesi için devletin kredi imkânı tamması gerektiğini belirterek tonaj di- limJerine ve gemi tiplerine göre faiz oranı değişebilecek olan bu kredinin 3 yılı ödemesiz 8 yıl va- deli olması gerektiğini söyledi- ler. Belçika Başbakan Yardımcısı Claes: "Enflasyonla iyi mücadele etmeniz şart w Ekonomi Servisi — Dış Eko- nomik İlişkiler Kurulu (DEİK), bünyesinde faaliyet gösteren Türk-Betçika Is Konse>i'nin or- tak toplantısı dün İstanbul She- raton Oteli'nde başladi. Top- lantıya Belçika Başbakan Yar- dımcısı ve Ekonomik İşler Ba- kanı M.Willy Oaes da katıldı. Önceki gün resmi yetkililer, işadamlan ve gazetecilerden oluşan Belçikalı grup Boğaz'da bir yat gezisi yaptı. Gezi sırasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Belçika Başbakan Yarduncısı ve Ekono- mik İşler Bakanı M.Willy Cla- es Avrupa Topluluğu ve Körfez krizi konusunda şunlara değin- di: Türkiye'nin AT'ye üyelik şansı Doğu Avrupa ülkelerine göre daha oncelikli. Çünkü Türkiye hem bu ülkelerden çok daha önce üyelik başvurusu yaptı. Hem de ekonomik olarak bu ülkelerden çok daha iyi du- rumda. Önümüzdeki 3-4 yıl içinde enflasyona karşı iyi bir mücade- le vermek zorundasınız. Aksi halde bu enflasyonla topluluğa girerseniz kendinizi müdafaa edemezsiniz. Portekiz'in ekonomik dunı- mu Türkiye'den daha iyi değil ama onlar başvuru yaptıktan sonra 10 yıl beklediler. Avustnr- ya ise ekonomik açıdan toplu- luğa rahatça katılabilecek bir ül- ke. Insan haklarına saygı ve 157 mahkûm meselesi de bilinen ve üzerinde durulan bir konu. Batı dünyası, Körfez Krizi'- nde Türkiye'nin oynadığı rolün bilincinde. Türkiye'ye çıkacak faturanın da bilincinde. Faturarun bilincindeyiz ancak topluluk da şu sıralarda büyük yüklerin altında. Doğu Avrupa ülkeleri ve SSCB'ye daha önce hesapta olmayan yardımlar ya- pılıyor. Aynca yükselen petrol fiyatları, topluluk ulkelerinin büyüme hızlantu düşürürken, enflasyon oranlanru da arttırı- yor. Bu arada Ulaştırma Bakanı Cengiz Tuncer Türk-Belçika İş Konseyi'nin 2. olağan toplantı- sı için düzenlenen yemekte yap- tığı konuşmada, Türkiye'nin ait ve üst yapısıyla, özellikle ekono- mik açıdan topluluk içindeki bazı Avrupa ülkelerinden daha önde olduğunu belirterek, Av- rupa Topluluğu'na (AT) girin- ceye kadar mücadelenin devam edeceğini söyledi. Borsayanasıl güveneyim? Başta Cumhurbaşkanı Turgut Özal olmak üzere ekonomiden sorumlu bakanlar, Borsa- dan sorumlu Devlet Bakanı Güneş Taner, Ha- zine üst düzey bürokratlan, SPK ve İMKB yet- kilileri, he>- fırsatta tasarruf sahibini borsaya yöneltmek için çağnlar yapıyorlar. Ancak ye- terli önlemler alınmadan yapılan bu çağnlar, sonuçta yülann emeği neticesinde tasarruf edi- lebümiş bir parayı "güvenli bir vatınma yönlendirdigini" sanan için "hüsran" olabili- yor. Işte örneği: "Kasım 1989'da babamın çahşıp biriktirdi- ği parayı değerlendirmek amaayla nominal de- ğeri 200 bin lira olan 400 Çukurova Elektrik hisse senedi aldım. Bana bu alışverişte yıllar- dır hisse senedi işiyle ilgilenen bir tanıdık yar- dıma oldu. Birljkte borsaya gittik. Aracı üye Yener Selimoglu'na bu senetlere karşılık 2 ^ milyon lira ve aynca 25 bin lira da komisyon ücreti ödedik. Bu para emeklilik çağındaki ba- bamın hiç tatil yapmadan 90 günlük çalışma- sının karşılığıydı ve ben akhm sıra ona sağlam bir yatınm yapmak istiyordum. Ocak 1990'dasenet- lerin sahte olduğu or- taya çıktı. İlan edildiği gibi aracı uyeye bir di- lekçeyle başvurdum. Daha sonra sahte se- netlerin Ziraat Banka- sı tarafından geri alı- nacağı duyunıldu. Bu amaçla tekrar Yener Selimoglu'na gittiğim- de, bana sattığı senet- leri takas merkezinden geçmemiş olduğu için geri alamayacağını söyledi. Bunun üzerine Borsa Başkanlığı'na durumu anlatan, an- cak henüz cevap ala- madığım bir dilekçe yazdım. Fakat yaptığım araştırmalardan anladım ki babamın parasını geri alabilmemiz söz konusu değil. Bu arada senetlerin rüçhan haklannı tamamen unuttuk tabii. Ne kadar garip! Bu olayda her nedense hiç kimse sorumlu ve suçlu değil. Ne kolayca tak- lit edilebilecek kâğıtlara milyonluk hisse senedi basan şirket, ne bu senetleri güvencesi altında satın aldığınuz Borsa Başkanlığı, ne takastan bile geçmemiş hisse senetlerini komisyon pa- rası aiarak bizlere aatan aracı üye Yener Seli- moğlu, ne de borsanın kuruluş ve çalışmalan- nı denetlemekle görevli devlet.. Kala kala suçlu ben kaldım. Başvurduğum Cumhuriyet Savcısı, davanın genel olarak ele alındığı, tek tek şikâ- yet kabul edemeyeceği gerekçesiyle beni ma- kamından neredeyse kovdu. Bu durumda yapabileceğim hiçbir şey kal- mıyor. Aynca sahte senetlerin tümümün geri alındığı, böylece senetzedelerin geç de olsa pa- ralannı geri alabilecekleri gibi yanhş bir imaj da kamuoyunda yaratılmış oluyor. Bana bun- dan böyle devlete ve onun kuruluşlanna gü- venmemek dışında ne önerebilirsiniz?" Dr. Mine Hanoğlu'nun mektubunu okuyun- ca kesinkes bu olayı çözebileceğimizi sandık. önce Yener Sclimoglu'nu aradık. Bize ilk söy- lediği "23 milyon mu, hiç önemli bir rakam değil. Ben olayı bir sonıştnrayım. Tasarruf sa- hibini magdur etmeyiz" oldu. Ancak sonradan konuyla ilgilenmedi. Israrlı aramalanmız üze- rine bizimle temas kuran yardımcısı Fazlı Öz- can, Mine Hanoğlu'na hisse senedi sattıklan- nı inkâr etmediklerini, zaten dilekçesinin de dosyalannda durduğunu, ancak o dönemde aynı gün alınıp satılan senetleri mahsup usu- luyle takastan geçirildiği için her yönüyle ya- sal olan bir işlem sonu- cu bu senetlerin taka- sa verilmediğini söyle- di. Yani onların cephe- sinde her şey yasaldı. Herhangi bir ödeme yapmalan gerekmiyor- du. Ardından Borsa Başkanı Yaman Törii- ner'i aradık. Onun da "yapacak bir şeyi yok- tu." Çünkü o dönemde iş başında olmadığını söylüyordu. Kendisi başa geçtikten sonra ve "sahte senet olayından aldıklan ders" çerçeve- sinde mayıstan beri Borsa'da mahsupla satılan hisse senetlerinin numaralarının da takas odasına bildirilmesi şartını getirdiklerini belirtiyordu. Ama bu "ders" acaba Hanoğlu gibi tasanuf sahipleri- nin sırtından mı alınmalıydı? Törüner'den aldığım bu yanıt üzerine An- kara'daki SPK Başkanı Mehmet Şükrü Tek- baş'a, Hazine Müsteşan Namık Kemal Kılıç'a ve borsamızın bağlı olduğu Devlet Bakanı Gü- neş Taner'e buradan sormak istiyorum: Gerçekten yapacak bir şey yok mu? Tek ku- suru devlet yetkililerine ve borsaya güvenmek olan bu vatandaşımızın zarannı kim telafi ede- cek? T U K E T I C I N I N S E S I NAKO'nun dikkatine... lzmir Karşıyaka'nın Bostan- h semıinde her çeşit NAKO yünlerinin tek bayiisi olan ma- ğazadan 28 eylül günü 90 gram- lık NAKO yünlerinden aldım. Ancak yumaklan açtığımda ki- mi yeri incecik, kimi yeri lapa lapa hiç işlenmemiş çıktı. Bu kesimleri atmak zorunda kal- dım. Bu durumda da ördüğüm kazak düğümlerle doldu. Buna çok uzüldüm. Yünlerin tanesi- ne 4500 İira vermiştim. Kazağı ve artan yumağı alıp mağaza- ya götürdüm. "Fabrikanıza ha- ber verin, paramıza yazık degil mi?" dedim. Yüncünün cevabı "Ben yumaklann içinde degl- lim ki bunlaıia uğraşamam" ol- du. Haksız olan ben miyim, yüncü mü, yoksa imalatçı fab- rika mı? NAKO'nun bu konu- da beni aydınlatmasını bekliyo- rum. Ü.K. - tZMİR Ozel ambıılansın fiyatı Hastamız beyin kanaması tehlikesiyle Çapa Hastanesi'nde acitdeydi. Tehlike süresini atla- tınca çıkabileceğimizi söyledi- ler. Hastanenin karşısındaki Çapa Özel Ambulans'tan ara- ba istedik ve hastamız gece 23.20^ hastaneden aynldı. Sa- at 23.50'de Rami'deki evimiz- deydik. Evimiz birinci kat. 175 bin lira istediler, ödedik ve fa- tura da verdiler. Ancak fiyat bi- ze çok göründu. Hastamızı da zaten kendimiz taşımıştık. Tak- siyle gitsek 10 bin lira ederdi. Ertesi gün eşim yeniden Çapa Özel Ambulans Servisi'ne gide- rek başka bir hasta içinmiş gi- bi fiyat sordu. Yine Rami için 75 bin lira dediler. Hatta biraz pazarhk edince 50 bine indiler. Ben aynı gün telefonla 2 ayn ambulans servisini aradım. Bi- ri 90 bin lira, diğeri 35 bin lira istedi. Bu durumda aldatılmış olduğumuza inanıyorum. MİNE IŞIK - İSTANBUL %Jkurumuzun verdiği telefondan biz de Çapa Özel Ambulans'ın sahiplerinden Ismet Artık'la göruştük. Özel ambulansla hasta taşımada bir tarife olmadığını, eğer 150 kiloluk hastayı 8. kata çıkartmak gerekiyorsa başka fiyat, eğer hasta kendi yürüyebilecek durumdaysa ve birinci-ikinci katta ise başka fiyat istediklerini söyledL Mine Işıkhn hastasıyla ilgili olarak da "Gece yansından sonra yüzde 100 zamlı tarife uygularız" yamtını verdi. Bu durumda eğer çok acil bir olay söz konusu değilse birkaç ambulans servisine danışmakta, buna vakit olmasa bile hastanın koşullarmı belirterek kaç lira taşıma bedeli ödeneceğini önceden öğrenmekte sanınz yarar var. \ola çıkmayan otobtis İki aile olarak çıktığmız Ege gezisinden 19.8.1990 günü dön- mek üzere 3 gün öncesinden Akçay Turizm'in Küçükkuyu bürosundan saat 1530 için bi- let aldık. Hareket günü Akçay Turizm'in bürosuna gittiğimiz- de bize bilet satarken gösterdik- Ieri konforlu otobüs yerine âde- ta hurda yığını halinde bir oto- büsle karşılaşınca hayal kırık- hğına uğradık ve hatta yola çık- maktan korktuk. Ama ertesi gun Istanbul'da önemli iş ran- devulanmız olduğu için mecbu- ren bindik. Ancak Altmoluk- tan binen yolcular, beklemedik- leri bu durum nedeniyle haklı olarak itiraz ettiler ve bu oto- büsle yolculuk edemeyecekleri- ni bildirerek paralannın iadesi- ni istediler. Ağız münakaşasıyla yol ala ala Akçay bürosuna gel- dik. Oradan binecek olan yol- cular da otobüsü beğenmeyip münakaşaya katılınca yazıhane ilgilileri otobüs seferinin iptal edildiğini açıklayıverdiler. O ana kadar olaylara seyirci ka- lan bizler, otobüsü beğenmesek de tstanbul'a gitmek zorunda olduğumuzu ve bizim durumu- muzda en az 10-12 kişi olduğu- nu söyledik. "Ne yapalım, di- ger yolculan ikna etseydiniz" deyip kestirip attılar. Biz, ken- dilerinin bilet satmakla taahhüt altına girdiklerini, değil 12 yol- cu, 1 yolcu olsa bile o seferi yapmalan gerektiğini anlatma- ya çalıştıysak da durum değiş- medi. Otobüsten indirildik, sa- atlerce Akçay'da perişan olduk Sonunda bir başka firmanın gece 23.15'te koyduğu ek seferi yakalayarak uykusuz, öfkeli ve derdini anlatacak merci bulu- mamaktan caresiz Istanbul'a döndük. O günden beri Istan- bul'da mümkün olan her fırsat- ta bir muhatap aradım, ama onu da bulamadım. ORHAN KÜLÇE - İSTANBUL ÜRETİCİNtN SESİ Letoon'un telefonlan Geçen haftaki köşenizden yaptığımız çağrıda telefon- larjn yanlış yazılmasına rağ- men 011 'den şirketimizin te- lefonunu alan yüzlerce tüke- tiei bizi arayarak şikâyetle- rini belirttiler. Bazı tüketici- lerin ayakkabılan değiştiril- di. Bu olay karşısmda çok duygulandık ve bazı hatala- nmızı gördük. Bugünden itibaren meydana çıkan ha- talan düzeltmek için çalış- malara başladik. Aynca it- hal ettiğimiz Letoon ve Sla- zenger markalarında fabri- kasyon hatalannı ve tüketi- ei şikâyetlerini duyabilmek için firma içinde "Tüketiei Sonınlan Böhlmü" oluştur- duk. Adresimiz: SASTAŞ, Gedikpaşa Camii Sok. 39, Beyazıt. Tel: 55O 10 31 (4 hat) (beşyüzelli-on-otnzbir) M E H M E T BÖLÜKGİRAY-SASTAŞ Ifemeğe standart Dünyadaki sayüı mutfak- lardan olan Türk mutfağı- mn en belirgin özelliklerin- den biri, zeytinyağlı Türk yemekleridir. Bir zeytinyağlı enginar, imam bayıldı, zey- tinyağlı dolma, zeytinyağla. piştiği zaman geleneksel Türk yemeğidir. Bu yemek- ler, başka bitkisel yağla piş- mez mi? Elbette pişer, ama tadı başka olur, standardı değişir, adı başka olur, Gü- nümüzde çok az sayıda lo- kanta ve otel mutfaklannda zeytinyağı kullanılmakta, bu yemeklerimiz daha ucuz olan bitkisel yağlarla pişiril- mektedir. Fakat halka ye- mek satan bu yerlerin he- men hepsinin mönüsüne baktığımızda, bu yemekler 'zeytinyağlı çeşitlerimiz' adı altında halka sunulmakta- dır. Burada bir yandan tü- ketiei aldatıkrken, diğer yandan da bilerek ya da bil- meyerek suç işlenmektedir. Bütün yetkili ve ilgililer, bu suça karşı çıkmalı ve yanlış Iistelerin düzeltilmesi için çaba harcamalıdır. Bu aynı zamanda Türk mutfağının yozlasmasına engel olma ça- bası olacaktır. Herhalde bir Türk yemekleri standardı çı- kanlması zamanı gelmiştir. ÖZKUL AKIN - Madra Yafcılık ve Sabunculnk
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle