05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
73 EKÎM 1990 EKONOMİ CUMHURİYET/13 Mobil Radar'a kredi paketi • ANKARA (AA) — Mobil Radar kompleksleri projesinin radar kısmı ile ilgili olarak Fransız Thomson CSF ve Tekfen Holding ortaklığı ile imzalanmış bulunan kontratın finansmanına yönelik 117 milyon dolarlık kredi anlaşması Ankara'da Lmzalandı. Thomson CSF firmasınca sağlanan fınansman paketinin yüzde 85'ini oluşturan yaklaşık 97 , milyon ABD Dolan tutanndaki birinci kredi 4.5 , yıh ödemesiz 14 yıl süreli olup yüzde 11.99 yılhk ' faizli. Finansman paketinin , yüzde 15'lik kısmını oluşturan yaklaşık 17 milyon dolar tutanndaki ikinci kredi ise 4.5 yılı ödemesiz, 8 yıl süreli, yılhk faiz oram libor artı yüzde '. 1.125. Toplam tutan 117 milyon dolara ulaşan bu kredi paketi Fransız hükümetinin desteği ile . Banque National De Paris ' (BNP) liderliginde oluşturulan bankalar konsorsiyumu tarafından sağlanıyor. lş Bankası konut kredisi • ANKARA (AA) — Türkiye tş Bankası, tüm : mekanize şubelerinden . konut kredisi vermeye . başladığını bildirdi. Bankadan yapılan açıklamaya göre, 15 milyon : liradan 100 milyon liraya kadar değişen kredi miktarı, müşterilerin gelir seviyesine ve alınan , konutun niteliklerine göre ' belirleniyor. Kredi vadesi ise isteğe bağlı olarak 3 ay ile 2 yıl arasında değişiyor. Bir yıUık kredi faizi ayhk yüzde 5 olan konut kredisinden istikrarü ve yeterli duzeyde belgelenebih'r geliri bulunan herkes faydalanabilecek. Konut sertifikalan • ANKARA (AA) — Başbakanlık Toplu Konut Idaresi, Halkalı Konut Sertifikaları'nın ekim ayı nakte çevirme değerini 1 milyon 40 bin lira olarak açıkladı. Buna göre, geçen yıl 19 ekimde 735 bin lira fiyatla satışına başlanan .sectffikalar, yaklaşık son bir yılda 305 bin lira değer kazanarak, yüzde 41.5 oranında prim yaptı. ÎMKB'ye sigorta • tSTANBUL (AA) — tstanbul Menkul Kıymetler Borsası'ndaki (İMKB), faaliyetler dün TSl 12.01'den itibaren sigorta şemsiyesi altına alındı. İMKB'nin sigortalanmasıyla ilgili olarak bir açıklama yapan İMKB Başkanı Yaman Törüner, bütün sistemi kapsaması bakımından, dünyada ilk defa 'gerçekleştirilmiş bulunan "Şemsiye Sigorta Poliçesi"nin, Londra'da bir sendikasyon yapılarak gerçekleştirildiğini bildirdi. Törüner, poliçenin başlangıç tahhinden itibaren komisyoncular dışındaki bütün aracı kurumların, yapacakları her türlü ödeme ve talimatlarında yetkili iki imza kullanacaklarını ve bağımsız dış denetime tabi olacaklanm ifade etti. Şahinoğlu: Vergi kaçağı yok • İSTANBUL (ANKA) — Istanbul Ticaret Odası (JTO) Yönetim Kunılu Başkanı Atalay Şahinoğlu vergi oranlarını yükselterek dolayb vergiler üzerine ekleyerek bir sonuca vanlamayacağım belirttı. Şahinoğlu ülkenin vergi kaosu haiine dönüştürüldüğünü ifade ederek "Bu memlekette vergi kaçağı yoktur" dedi. İTO'nun aylık meclis toplantısında konuşan Atalay Şahinoğlu, Türkiye'de vatandaşların her yıl enflasyon oranı nispetinde vergi ödediğini belirterek "Türkiye'de enflasyon muhasebesi uygulansa, gelirler reel olarak tespit edilecek, enflasyon karşısında sermaye ve gelirler korunacak Körfezbank sermaye arttırdı • Ekonomi Servisi — 4 Ekim 1990 günü yapılan olağanüstU genel kurul toplantısında Körfezbank, sermayesini 24 milyardan 50 milyara yükseltme kararı aldı. Körfezbank'ın 1990 yılı ilk 9 aylık dönem kârı 24 milyar TL olarak gerçekleşti. Metro, üreticiyî böldü/Bi ü i i büük t t kti / ^ / ^^ka • öde r Bir grup üretici, büyük toptancı marketi r Metro ile çalışmaktan memnun. Tek satılan miktar büyüyor. Bazı r ödemeler peşin yapılıyor. Nakliye ve depo tasarrufu sağlanıyor. ESER ATtLLÂ Türk toptancı piyasasuu bir- birine sokan Metro Grosmar- ket, ûreticileri de ikiye böldü. Bazı üreticiler, Metro'ya ver- yansın ederlerken birçoklan da Metro ve benzeri kuruluşlann flyatlarda piyasayı dengeleyici bir unsur olacağmı ileri sürüyor- lar. "Nasıl oiuyor da üreticikr, fabrika satış fiyaönın daba al- nna markeie mal veriyorlar? Bi- ze göstermedikleri kolaylıklan. Metro'ya gösteriyorlar?" Toptancılann bu sorularını üreticiler "Biz fabrika satış fi- yatının altında kimseye mal sat- madık. Sadece Metro açılmadan çok önce alım yaptıgı için şu an- da fiyatlan çok düşük. Bu fiyat- lar pek fazla uzun sünnez, an- cak yine de piyasanın aJtında kalır" diye yanıthyor. özellikle düşük kâr marjıyla çalışan makarna, yağ ve deter- jan üreticilerinin ucuza mal ver- meleri toptancılar arasında bü- yük bir "muamma" olarak gös- terilirken, üreticiler bu ucuzlu- ğu şöyle açıklıyorlar. "Metro'nun stok, nakliye ve ambalaj mahŞeti olmadığından fiyatlan piyasaya göre daha dü- şük. Aynca bizden büyük ha- cimlerde mal alıyor. 1-2 kamyo- nun değil 10-15 kamyonun pa- zarüğını yapı\or. Sürekli, planlı bir şekilde mal alması ve hızlı Toptancüıktayeni dönem Üreticilere bu kez de sistem olarak Metro'yu sorduk. Met- ro Grosmarket gibi çağdaş, modern marketlerin Türk pa- zanna ne gibi yenilikler geti- receğme üreticilerin verdiği yanıtlar şöyle özetleniyor: "Bu gibi kuruluşlar piyasa- da fiyatlan dengeleyici bir etki yapacak. Şimdiye dek hep fi- yatlan şişirdikleri ileri sürülen aracılar, artık fiyatlarla pek fazla oynayamayacaklar. Bu ve benzeri kuruluşlann en önemli yaran lüketicilere. Bu tip büyük organizasyonlar hızlı mal akıtnı nedeniyle pi- yasadan daha düşük kâr marjlarıyla daha ucuza mal satabüecekler. Bu toptancı marketlerden alım yapan pe- rakendeciler de malları daha ucuza temin edebilecekler. Ve Bazı beyaz ve kahverengi eşya üreticileri ise bu markette satılan malların kendilerinden alınmadığını, 'spot piyasadan' temin edildiğini, bu kuruluşun bir tür bankerlik yaptığını savunuyor. birleşip geim" çağnsmda bulu- nuyorlar. Bazı beyaz ve kahverengi eş- ya ûreticileri ise gıda maddeleri üreticileriyle aynı görüşte değil- ler. Bu sektördeki en büyük üre- ticilerden biri, marketin fabri- kalardan değil de "spot piyasadan" mal aldığını, bunun da daha ucuza satma avantajı- nı getirdiğini, ancak sürekliliği sağlamayacağıru söylüyor. Çün- ku spot piyasa kredili mal alıp da daha sonra nakite sıkışan tüccardan fabrika çıkış fiyatuun altında nakit parayla mal alan yerler olarak tanımlanıyor. fiyatlann sürekli yayımlanma- sıyla da toptancıdan bir ma- un kaça çıkıp perakendeciye kaça girdıgini tüketici gözlem- ieyebilecek. Şimdiye dek istedikleri gi- bi at koşturan toptancılar bu marketlerle dizginlenebilecek. Ve belki de sadece İstanbul'- da sayılan 1000*1 aşan toptan- cılar da bir çatı altında top- lanabilecekler. Üreticiler açısından da mal- ların tanıtırru ve daha iyi gös- terilebilmesi için bu tip mar- ketler çok yararlı. Aynca bu raarketlerin üreticiler için bir başka avantajı planb, sürekli mal alan bir marketin bulun- ması. Metro daha ilk. Bunu diğerleri de izleyecek. Türk toptana piyasası yeni bir dö- neme girdiî' mal akışına sahip olması üreti- ciler için büyük bir avantaj. Ay- nca biz çogu kez malı fabrika- dan depoya, depodan da top- tancıiara verirken Metro depo- yu aradan kaldınp doğnıdan fabrikadan alım yapıyor. Bu da fiyatlarda beJirii bir miktarda ucuzluğa neden oluyor." Rami'ye gösterümeyen kolay- lıklann Metro'ya gösterildiği suçlamasına da katılmayan üre- ticüer, "Her fabrika beUrii mik- tariann üzerine mal alan top- tancüara bazı kolaylıklar göste- rir. Bu ya armagan olur ya da iskonto, Metro'ya armagan ve- remeyeceğimize göre biz de is- konto uyguluyoruz" diyorlar. Marketin bazı mallan peşin fi- yatına almasının da belli bir in- dirime neden olduğunu belirten üreticiler, Türk toptana piyasa- sına da "Bize teker teker defil, Metro'ya mal vermediklerini söyleyen aynı yetkili, "Tedarik kaynagı fabrika olmayınca mal- lann devamlıhğı söz konusu de- ğil. Hatta bu malların seri nu- marası bile yoktur. Seri nnma- ralan yırtılmışür" diyor. Met- ro'nun bu sistemle alışveriş yap- masını "mal üzerinden banker- bği teşvik etmek" olarak tamm- layan yetkili, bu sistemin eko- nomiye zarar vereceği görüşünü ileri sürüyor. Beyaz ve kahve- rengi eşyadaki bazı üreticiler ise "Biz fabrika olarak genel dist- ribütörierimizden başka kimse- ye mal vermeyiz. Ancak genel distribütörler müşterilerini seç- mekte özgüıier. İster Metro'ya satsınlar, ister başka yere, bizi ilgilendinnez" diyorlar. Kota île motorîn satışıAkaryakıtta mevsim dolayısıyla talebin artması ve motorin üretimindeki aksaklıklar sanayii tehdit ediyor. Yarımca ve Haramidere'de dolum tesisleri bayilere "kotalı" mal veriyor. Ekonomi Servisi — Motorin sıkıntısı "can sıkmaya" başla- dı. özellikle büyük tüketiciler yakıt temininde güçlük çekerler- ken akaryakıt bayilerinin gün- lük stoklarla çalıştıkları belirti- liyor. Piyasada sıkıntımn benzi- ne de atlanlak üzere olduğu be- lirtiliyor. Yabancı petrol şirket- lerinin ithalatı kısması Petrol Ofisi'ni "zaranna ücarete" sü- rüklüyor. Kışla birlikte akaryakıt tale- binin artması ve motorin üreti- mindeki aksaklıklar özellikle sa- nayi kesimini tehdit eder hale geldi. Yüklü miktarda motorin ihtiyacı olan fabrikalann yete- rince mal alamadığı ve "iç rahatlaucı" stoklann henüz sağ- lanamadığı belirtiliyor. Akaryakıt sıkıntısıyla ilgili sorulanmızı cevaplayan TAB- GtS Genel Sekreteri Hasan Ali Göksoy, tstanbul'un ihtiyacını karşılayan Yanmca ve Harami- dere dolum tesislerinden bayile- re istedikleri kadar değil, "kota" sistemiyle motorin verildiğini belirterek "Bü- yük tüketici iktiyacını kar- şılayamıyor" dedi. Harami- dere Dolum Tesisleri'ne mal al- mak için gelen tankerlerin 2-3 gün beklemek zorunda kaldık- lannı belirten Göksoy şöyle ko- nuştu. "Trakya'da ber birinde 2-3 bin kisinin çahştığ] kömür ocak- lan var. Bunlar ocaklarda dizel motorlu makineler kullanıyor- lar. Dolayısıyla raotorine ihti- yaçlan var. Fakat yeterince mal balamadıkları ve gerekli stoku yapamadıklan için sıkıntıdalar. Gecenlerde, balıkcılann yine ay- nı sıkıntı yüzünden Mehmet Ke- çeciler'e kadar çıktıklannı duy- dum." Yabancı petrol şirketlerinin ithalatı kıstıklarını, bunu yap- malarının doğal olduğunu vur- gulayan Göksoy, bu konuda da şunları söyledi: "Türkiye'deki rafinaj işinin yüzde 87'sini devlet yapıyor. Dagıtımın da yüzde 6O'ı devle- tin elindeydi. Bu oran şimdiler- de yüzde 70'e kadar çıktı. Dev- let bu işten bu kadar büyük pay aldıgı için şimdi de zaranna ti- caret yapmak zorunda kalıyor. Dünya piyasalanndaki fiyat ile piyasa fiyatı arasındaki farkı Kuzey Denizi petrolü Londra {Kasutı îesfimı. varil/$) 33 24 25 26 Z/ 28 1 Eyga ' Bm 10 11 Batı Teksas petrolü {Kasım tesümi, vartt/S) 36 2* 24 31 7 14 21 AgustOS Eytüi 28 2 3 4 8 9 10 11 Petrol hrıldak gibi Ekonomi Servisi — Ekim ayı boyunca hem Londra hem de New York borsalannda ham petrolün varil başına fiyatı, 40 dolar civarında gezindi. Londra'da Kuzey Denizi türü petrolün, eylül ayı sonuna doğru 41 doların üstüne çıkarak 10 yılhk bir rekor kırmasından sonra, 9 ekim tarihinde de New York borsasında Batı Teksas türü ham petrol, kapanışta 40 dolar 40 sente çıkarak kendi tarihinde 10 yılhk bir rekor kırmış oldu. Perşembe günü bu rekoru da kıran Batı Teksas petrolü, 40 dolar 42 sentle seansı kapadı. Dün ise Saddam Huseyin'in geçen hafta Primakov'a Kuveyt'ten çekilebileceklerini söylediği yolundaki haber BBC tarafından verilince, Londra Borsası'nda petrol fiyatlan düşüşe geçti. Bu arada Hindistan Maliye Bakanı Madhu Dandavate, petrol tüketimini yüzde 15 oranında azaltmayı, planladıklannı bildirdi. devlet karşılıyor. Bu dnrumon da Petrol Ofisi'ni zora sokması dogal." Batman'da durum Hammadde yetersizliği nede- niyle Tüpraş Batman Rafineri- si'nde düşük kapasiteyle üretim yapümasının Doğu ve Güney- doğu Anadolu bölgelerinde yol açtığı akaryakıt sıkıntısı sürü- yor. BM Güvenlik Konseyi'nin karan uyarınca Irak'tan alınan ham petrolün kesilmesinden sonra, Batman Rafinerisi'nin daralan üretim kapasitesi çevre illerdeki akaryakıt bayüerini zor durumda bıraktı. Cumhuriyet muhabirinin Batman'dan edin- diği bilgiye göre bölgedeki akar- kayıt bayilerine üç günde bir 20-30 ton benzin ve motorin ve- rilebiliyor. Ba>iler gereksmim- lerini lskenderun, Malatya ve Trabzon'daki dolum tesislerin- den karşılamaya çalışıyorlar. Batman Rafinerisi'ndeki yet- kililer, stoklann tamamen tü- kendiğini, bu nedenle bölgede- ki 350 bayinin taleplerini yanıt- layamadıklannı belirttiler. Du- rumu Tüpraş Genel Müdürlü- ğü'ne ilettiklerini söyleyen yet- kililer. "Sıkıntı sürerse 15 güne kadar askeri biriik ve resmi ku- ruloşlann ihtiyacını da karşda- yamayacagız" şeklinde konuş- tular. Bu arada, aynı bölgede Likit Petrol Gazı (LPG) sıkıntısı da hissedilmeye başlandı. Ancak rafıneriye Izmit'ten LPG getiril- diği ve bu sıkıntımn 10 güne ka- dar çözümleneceği bildirildi. Ihtiyaçlannı tamamen Bat- man'dan karşılayan illerde sı- kıntı sürerken Trabzon Dolum Tesisleri'ne yakın illerde henüz sıkıntımn olmadığı bildiriliyor. Erzurum'daki akaryakıt bayile- ri, Trabzon'dan mal çektikleri- ni belirterek "Sıkıntımız yok. Sadece taokerlerimtz eskiye gö- re birkaç saat daha geç geri dönebiliyoriar" şeklinde konuş- tular. öte yandan UBA'mn haberi- ne göre Türkiye'nin ilk 8 ayhk ham petrol faturası geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 12.9 oranında arttı. 1989yıünın ocak-ağustos döneminde 1 mil- yar 605 milyon dolar olan pet- rol faturası, bir ayı krizle geçen bu yıhn aynı döneminde yüzde 12.9 büyüyerek 1 milyar 812 milyon dolara yükseldi. EKONOMDE KUUS MERALIAMER Alarko, Bank pf Boston'u alıyor "Alarko HokUng hangi ban- kayı satın alıyor?" diye bir bankacı dostumuza sorduğu- muzda, "Yok canım, onlar hiç- birini alamaz. Yıllardır incele- yip duruyorlar. tnceleme ko- nusunda Japonları bile geçti- ler, ama sonuç çıkmıyor bir türlü... Bn kez de inceliyor- lardır" yanıtını aldık. Bankacıhk çevrelerinden be- lirtildiğine göre Alarko'nun sa- hiplerı Üzeyir Garih ve tsfaak Alaton, uzunca süreden beri zaman zaman bankacıhk ko- nusunda girişimlerde bulunur- lar, bankacılara bu konuyu da- nışırlarmış. Kendilerine verilen dosyalar "dağ boyu" olduğu halde, onlar araştırma konu- Özerdim'in gözü Istanburdamı? Yaklaşık 2.5 yıldır Sü- merbank Ge- nel Müdürlü- ğü koltuğun- da oturarak bu alanda bir rekora yakla- şan Ahmet Ozerdim, bu görevinden ayrıldı. Ankara'dan yapılan açıkla- maya göre Özerdim, Hazine ve Dış Ticaret Musteşar Yardım- cısı tbrahim Çakır'dan boşalan Sümerbank Yönetim Kurulu Başkanlığı koltuğuna oturdu. Kulislerde konuşulanlara bakılırsa Özerdim, Sümerbank Yönetim Kurulu Başkanlığı üe yetinmez. Ailesı de tstanbul 1 da yaşayan özerdim'i Sümer- bank'taki yeni görevinin yanı sıra yakında özel sektörde ak- tif bir görevde gorürsek şaşma- mak gerek. Bu arada özerdim'in boşalt- tığı koltuğun sahibinin kim olacağına ilişkin çeşıtli söylen- tiler de var. Sümerbank Genel Müdür- lüğü koltuğunun en kuvvetli adayı ise Savunma Sanayii Müsteşan Vahit Eldem'in yar- dımasıyken mayısta istifa eden ve halen Başbakanlık danış- manı olan Ahmet Söyle- mezoglu. sunda Japonlan sollayıp "in- celemderine" devam ederler- miş... Ama hayır! Bize ulaşan is- tihbaratlar Alarko'nun bu kez "incelemelerini" tamamlayıp "fnli>Tita" geçtiği yönündeydi. Yoksa ozelleştirilme kapsa- mındaki Töbank ya da Deniz- bank'ı mı alıyorlardı? Banka- cıhk çevreleri "teredjdütsüz" reddediyorlardı: "Garih de Alaton da işlerini bilirler. O kadar para vermezler. Sen gö- zünü küçük bankalara çevir. Şö\le A.Ş. olmaya hazırlanan Bank of Boston'a, Manifactu- rers Hanover'a. Bank of Bah- reyn and Kuwait'e bak.~" Alarko Holding sahiplerin- den Üzeyir Garih ise bu yön- deki sorularımızı yanıtlama- makta ısrarlı davranıyor, gü- lümseyerek konuyu değiştiri- yordu. Ama sonunda haber Ankara'dan sızdı: Türkiye'deki hareket kabili- yetini genişletmek amacıyla önceki aylarda "şnbe" niteli- ğinden çıkıp "A.Ş." olan Bank of Boston, Alarko Holding ve Ordu Yardımlaşma Kunımu Ovnk'la birlikte bir "evülige" hazırlanıyordu. Yeni ortakük- ta 3 ortak da eşit paya sahip olacaklar ve 20 milyon dolar (yaklaşık 55 milyar lira) dolay- lannda sermaye koyacaklardı. Konuyla ilgili izin ise bugün- yann Hazine*den çıkacaktı. Garih kitap yazdı Alarko Holding sahiple- rinden Üzeyir Garih, "DENEYtMLERÎM-I" baş- hkh kitabıyla Vehbi Koç ve Sakıp Sabancı gibi iş dünya- sındaki deneyimlerini gelecek kuşaklara aktanyor. 163 sayfalık kitapta özel- likle gençlere ve şirket yöne- ticilerine mesajlar var. 6 bö- lümden oluşan kitapta iş ha- yatında motivasyonun nasıl sağlanacağından pazarlama tekniklerine, gençlerin iş ha- yatma girişlerinden şirketler- de yönetim tekniklerine ka- dar Garih'in 35 yılhk iş yaşa- mıpdan süzülen birikimler yer alıyor. Kitabın adı Deneyimler-I olduğuna göre bunu sanınz ikincisi, üçüncüsü de iz- leyecek. Saracoğlu'nun eşi Merkez Bankası Başkanı Riişdü Saracoflu, hafta ba- şında Finans Kulüp'ün top- lantısında eşi Nurdan Sara- coğlu'nun "işsiz" olduğunu söylemiş. Finans Kulüp toplantısın- da ev sahibi, Saracoğlu'nun kısa biyografisini okurken "Evli, eşi Amerika'da Dünya Bankası'nda çalışıyor..." de- yince Saracoğlu bir düzeltme yapma gereğını duymuş ve "Eşim 28 eylül itibanyla Dünya Bankası'ndaki göre- vinden ayrıldı. Şimdi işsiz" demiş. Dünya Bankası'nda başa- rılı bir uzman olarak yıllar- ca çalışan Nurdan Saracoğ- lu, artık sürekli Ankara'da yasayacak. İstanbul'daki özel sektör patronlannın Bayan Saracoğlu'nu Ankara'daki yönetici kadrolanna çekmek için cazip teklifîer götürebi- lecekleri, şu günlerde kulis- lerde konuşuluyor. Zil takıp oynayalım mı? Finans dergisi sahibi Şeref Özgencil, önce- ki akşam ENKA'nın Rönesans Lokantası'nda kolay kolay bir araya gelemeyecek etkin bir grubu bir araya getirdi. Merkez Bankası Baş- kan Yardımcısı Ercan Kumcu, Hazine Müste- şar Yardımcısı Mahfi Eğilmez, DPT Yabancı Sermaye Başkanı Osman Ünsal, Merkez Ban- kası'nın eski yöneticileri Yavuz Canevi ve Ze- keriya Yıldırım, Selahattin Be>«zıt, Feyyaz To- kar, Üzeyir Garih, Fethi Ağaiar, Raks'ın sahi- bi Arslan Önel gibi işadamları, Hüsnü Özye- ğin, Özer Güney, Atilla Uras, Caner Ersoy gi- bi bankacılar ve az sayıda gazeteci, bir masa- nın etrafında toplanıp sere serpe konuştular. Toplanüyı yöneten Zekeri- ya Yüdınm, konuşmalann basına yansımamasıaı rica edince tam not defterimizi çantamıza koyuyorduk ki he- men yanımızda oturan ev sa- hibi Özgencil dostumuz bize "yazma izni" verdi. Toplantının konusu Körfez bunahmının ülkemize etkile- riydi. Ankara'dan gelen 3 ko- nuşmacı Eğilmez, Kumcu ve Ünsal'ın vermek istedikleri ana mesaj ise Körfez krizinin Türkiye'ye etkilerinin abartü- maması gerektiğiydi. Türki- ye bu faturayı karşılayabile- cek güçteydi. Uluslararası çevrelere 8 milyar 10 mil- yar dolar gibi kabarık faturalann yansıtılma- sı, Türkiye'nin dıştaki itibarı açısından sakın- calı oluyordu. Kaldı ki kriz nedeniyle Türki- ye'ye gelen ek petrol yükü, petrol üretmeyen tüm Batı ülkelerine de gehıüşti. Dolayısıyla on- lardan istenecek miktar ancak onlara da yan- sımayan, sadece Türkiye'nin zarar görduğu bö- lümün paylaşılması olmalıydı. Ankaralı konuşmacılar kriz ertesinde hükü- metin hızü hareket ederek petrol fiyatlannı der- hal yükselttiğini ve KDV oranlarını arttırdığı- m hatırlatıyorlar ve bu sayede daha krizin söz konusu olmadığı aylarda bütçe için öngörülen 16 trilyonluk açığın bile azaltıldığını, krize rağ- men yıl sonunda bu açığın 14 trilyona duşme- sinin beklendiğini söylüyorlardı. Feyyaz Tokar ve Selahattin Beyazıt'ın ise bu görüşe itirazları vardı. Tokar, "Bu anlatılan- lan duyunca neredeyse Saddam'a bu krizi ya- rattıgı için tebrik mesajı yollar hale geleceğiz" diyor ve hemen ardından bu faturanın kimin sırtından çıktığının hafıfe alındığı kaygısını ta- şıdığını dile getirerek, "Keşke burada bir de derdini anlatabilecek bir emekli ve işçi olsay- dı da onlan da dinleseydik" diyordu. Tokar, sözlerini "tktidariar halkla olan köprüleri, ile- tişimi sıcak tutmayı başarabilmeli" diyerek noktalıyordu. Selahattin Beyazıt da "Bu sadece Türkiye^ de olur. Krizi âdeta düğün beyetine dönüştür- dük. Neredeyse Saddam'a tesekkür telgrafı çekecegiz" diyerek krizin "Eğer enflasyo- nu aşağı çekme gayreti ger- çekten var idiyse bunu en az 2 yıl geriye attığını, milli sa- vunma harcamalan için ge- tirdiği iddia edilen 1 trilyon- luk yükün ise bu rakamın çok çok üstünde olacağım" söylüyordu. Beyazıt'a göre olumlu olan tek nokta, bu kriz vesilesiyle Türkiye'nin dünyadaki öneminin kavran- mış olmasıydı. Eski Merkez Bankası eski Başkanı Yavuz Canevi ise ko- nuşmalan bir anlamda to- parlayan önenüi bir uyanda bulundu. Canevi özetle şöy- le dedi: "19801er kazanılmış yıllardı. 19901ar da öy- k olmalıdır. Buna kendimizi zorlamahyız. Kör- fez krizi bize bu fırsatı vermiştir. Eğer kriz ol- masaydı 1980'lerde sağlananlann rehaveti için- de belki de 1990'lar kaybedilmiş yıllar olabi- lirdi. Bu krizi fırsat bilmeliyiz. Kriz nedeniyle yüklenen ek faturayı karşılayabilmek için baş- ka yerierden tasarnıflar yapmalıyız. Burada bi- zim herkese, işadamına da işçiye de toplumun ber kesiminde bir alarm vermemiz lazım." Tüm bu konuşmalardan sonra ortaya çıkan tablo, 1991'de Türk halkını Körfez krizi nede- niyle yeni bir kemer sıkma döneminin bekle- diğiydi. 1980'inkine benzemese de yeni bir "is- tikrar paketi" gündemdeydi ve 1991 Türkiye- sinin ekonomisine bu paket damgasını vu- racaktı. Petkim ürünlerinde spekülasyon GenelMüdürYağız, düşük düzeydeki darlığın spekülasyonazeminyarattığını söyledi İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) — Petkim Holding Genel Müdürü Faruk Yağız, Türkiye'de petro kimya urünle- rine olan talebin beklenenin üzerinde arttığını açıkladı. 1990 için petro kim- ya ürünlerinde yüzde 8 oranında bir ta- İep artışı düşunduklerini belirten Yağız, "Oysa artış yaklaşık olarak yüzde 12 do- layında gerçekleşecek. Türkije petro kimyada yeni yatınmlara başlamalıdır" dedi. Yağız, üretimin talebi karşılaya- maması nedeniyle 6 çeşit üründe mayıs ayından bu yana sıkıntı çekildiğini söy- ledi. Ancak sıkıntımn düşük düzeyde ol- duğunu vurgulayan Yağız, darlığın spe- külasyon konusu yapıldığını açıkladı. Alçak ve yüksek yoğunluklu polieti- len, polipropilen, polıvinilklörür, polis- tıren ve toluende yaşanan talep artışı ne- deniyle mayıs ayından bu yana sıkıntı yasandığını belirten Petkim Holding Ge- nel Müdüru Faruk Yağız, bu ürünlerde taleplenn 15-20 gun gecikmeyle karşılan- dığını söyledi. Ancak var olan sıkıntımn abartıldığını ve spekülasyon konusu ya- pıldığını öne süren Yağız, "Sıkıntı ilha- latla giderilir. Ancak ilhal edilen tüm ürünlerin hemen piyasaya yansıtılmadı- ğını düşünüyorum. Bize gelen bilgiye gö- re bu üriinler oiv^«-»rt!» Petkim fbatın- miştir. Sorun da buradan kaynaklanı- yor. Kısa dönemli onlemlerle soruna köklü çozüm gelirilemez. V apılması ge- reken, petro kimya alanındaki yatmm- ları hızlandırmaktır. Biz petkim olarak sıkıntıların büyümemesi için geçen yıla göre ihracatı bu ürünlerde azalttık. Ey- lül sonu itibarıyla geçen yıl Petkim'in Alçak ve yüksek yoğunluklu polietilen, polipropilen, polivinilklorür polistiren ve toluende yaşanan darlığın talep artışından kaynaklandığı savunuluyor. Petkim Genel Müdürü ithalatçılan fahiş fiyat uygulamakla sucluyor. dan yüzde 25-30 daha pahalıya satı- lıyor" diye konuştu. Ancak konuya da- ha geniş açıdan bakılması gerektiğini be- lirten Yağız şunları söyledi: "Ortada olan gerçek şu Türkiye'de petro kimya ürünlerine olan talep. plan- İanan talep artışının üzerinde gerçekleş- yaplıgı ihracat 200 milyon dolar düze- yindeydi. Bu yıl ise 150 milyon dolar ola- rak gerçekleşti." Petkim'in halen ülke ihtiyacının yüz- de 67'sini karşılayabildiğini haiırlatan Yağız, sıkıntımn giderilmesi amacıyla, kısa vadede, özel sektörun bu tür ürün- lerin ithalatını artırması gerektiğini be- lirterek şunları söyledi: "Biz üretici kuruluşuz, lalebi karşıla- mak için ürettiğimiz üründen ithal edip satamayız. O zaman, ürettiğimiz üriin için ayrı, ithal edilen için ayrı fiyat uy- gulamak durumunda kalınz ki bu im- kânsız. Biz hem sıkıntıyı, hem de öne- rilerimizi ilgili yerlere ilettik. Yine de darlığı görülen ve ilhal maliyeti iç satış fiyallarımızdan çok farklı olmayan ürünleri ithal ederek satıyoruz. Son iki ayda 8 bin 500 metrik-ton ürün ithal edildi." Petkim Holding Genel Müdürü Faruk Yağız, 1989 yıhnda başlatılan yatırım- ların 1991'de tamamlanacağını ve halen 1.6 milyon ton olan ürun kapasitesinin 160 bin ton arttırılacağını söyledi. Ya- ğız sıkıntı çekilen ürünlerdeki üretim ar- tışının ise yüzde 16 olacağını vurguladı. KISA KISA • ŞEKERBANK kuruluşunun 37. yıhnı kutluyor. 12 Ekim 1953 yıhnda Pancar Kooperatifleri Bankası adıyla kurulan banka, son bir yıl içinde ödenmiş sermayesini yüzde 125, özkaynaklanm yüzde 79, genel mevduatını da yüzde 93 arttırdı. • İNTERLEASE Uluslararası Finansal Kiralama Şirketi A.Ş. kuruldu. tnterbank'ın bir yan kunıluşu olarak faaliyet gösterecek şirketin genel müdürlüğüne Emel Çabukoğlu atandı. • PAMUKBANK Teftiş Kurulu BaşkanlığVna Mehmet Sürgit getirildi. Sürgit, daha önce Pamukbank Genel Müdür Danışmanbğı görevini yürütüyordu. • YAP1 KREDİ, şirket adına yapılacak harcamalarda kullanılan kredi kartı olan Businesscard'ı şirket amaçlan dışında kullamma karşı sigortahyor. • EGE-BALTİCA SİGORTA'nuı Genel Müdür Yardımcıhğı'na Levent Bozdere getirildi. Bozdere, son olarak Cigna-Sabancı Sigorta'da aynı görevi yürütüyordu. • TÜRK TtCARET Bankası'nın çeşitli kademelerinde çalışan personelin modern bankacıhk bilgileriyle yetiştirilmesi amacıyla düzenlenen eğitim kurslarının 52'si dün Aksaray'daki eğitim merkezinde açıldı. Kurslar 11 hafta sürecek. • GÜVEN SİGORTA'mn yılhk acenteler toplantısı Kıbns'ta Gazi Magosa'da yapıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle