Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahıbr Cumhumel Maıbaacılık \c Gazelecıhk Turk Anonım Şırketı adına
>»dir N«di 9 Gencl Vavın Muduru Hısul Cemal. Muessesc Muduru
Emiot Lşakkgil. Vaz> tjlerı Mudu-u Ok«> Gonensin. • Haber Me-kezı
Muduru' Vfclçıa Blytr, Sa'-fa Duzenı Yoneunem Mi Acaı, 0 Temsuater
ANKARA. AhnK* fan. IZMIR Hilunel Çttmkm. ADANA Çctin Y4tiK>0u
I; Pobtıka Otal BasbngK. Dış HabcrlCT E/pni Bakı. Ekonomı Oogıl Turiıu. h Scndıka Şoknın Kıwno. Kulluf Ctlal Isttt.
Eğıum Gcwa> Ş«)lan. Haber \ra$tırma tsmct B<rVan. Y_ırt Haberlen Nccdrt Dogan. Spor Danışman, AbduHutdir >ucHnun.
Dıa Vazı-ar Kavm Çahştan. \ra$urma ^«lıuı *Jp«v, DuzdtnKT AbdolaJl Vazıa # K.oordına[ör \hmd Korulsan. 0 Malı Işler
f-rol Effcul, # Muhascbe Bafcnt Vmcr • Bulç^Planlama S*vp Ogmnto^oghı # Rcklam V'K Tonın. # Ek Ya>ınlar Hulv»
\k-»ol 9 Idaıc Hustyın G n . # l;l«tme Ondtr Çckk. # Bıigı-lşlOT Naıl ln«l % Pmone Sr«gı Bonınootl».
Sasan !<• la«r. Cumhunw! MatMaakk w GaMeolık T^LŞ. TUrk O c * Cld. J9/4I
H'M Is PK 246-Isanbul Td 512 05 05 (20 'm), U R . 2ZM6 Fax (I) 526 60 72 #
Burolar \Am. Zı\* Cjokajp Bh Inmiap a No 19.4 Td 133 II 4!-4\ Titex. 423*4 Hx. (4) 1J3
m (.5 9 Lz«»r H Zj,a Bh 13*2 SJ/3. Td- 13 12 30 Tdn. 52359 Fta: (51) 19 53 «0
# U u : Inonn Cad l!<) S. No 1 Kjl I, Td 19 J"> 52 (4 hall, Ttk*. 62155. Fax (71) 19 37 52
TAKVÎM: 29 OCAK 1990 Imsak: 5.43 Guneş: 7.11 Öğle: 12.22 Ikindı: 14.59 Akşam: 17.23 Yatsı: 18.45
ONYAALTI
'Plaja oteV
kararına
uçurtmah tepki
Yeşiller Partisi'nin düzenlediği "Uçurtmalar
Rahat Uçsun" pikniğine çocuklar katıldı.
40yıllık radyoprogramcısı ve müzik konuları yazarı Fanık Yener:
Müziğinvaktibitmez
BÜLENT ECEVİT
ANTALYA — Antalya Beledı-
ye Başkanı Hasan Subaşı, Kon-
yaaltı sahili plajından yararlan-
mak için plajdan "muşterileri"
için yer isteyen Steıgenberger Fa-
lez ve Sheraton otellerinin plajı
halka kapatamayacağını, ancak
plajdan halkla birlikte turistin de
yararlanması için izin verebile-
ceklerini soyledi. Yeşilleı Partisi,
otelleri protesto etmek için Kon-
yaaltı falezleri uzerinde ve otel-
İerin önünde çocuklarla "L'çurt-
malar Rahat Uçsun" pikniği du-
zenledıler.
Antalyalı Çevre Gönulluleri,
Yeşiller Partisi, Sosyalisı Pam,
Insan Hakları Derneği ve Mimar-
lar Odası uyelerinin katıldığı top-
lantıda DYP'li Beledıye Başkanı
Subaşı, duşuncelerirun halka açık
bir plajdan yana olduğunu bıldir-
di. Subaşı şoyle konuştu:
•'Konyaaln sahilinin halka açıl-
ması gerekli. Şimdiki hali hiç
halk plajına benzemiyor. Beledi-
>e olarak yapacak giicumiiz yok.
Ne yapraak lazım? O oteller de
plajdan yararlanmak istiyorlar
mı? O zaman Antalya'nın mes-
lek odalannın, mimarlannın gos-
tereceği bir projevi gelişlirelim.
Gıinübirlik tesis haline getirelira.
Yani halkın da vararlanabileceği
belediye plajı haline gelirelim."
Plaj tesisleri ile ılgili kurallann
belediye tarafından konacağı şe-
kilde bir plaj tesısi yapılırsa otel-
lere bunun bir kenarından kul-
lanma iznı verebileceklerını soy-
leyen Hasan Subaşı, "Uznn va-
dede o oteller plajı kapatmazlaı
mı?" sorusunu şoyle yanıtladı:
"Korkunun ecele faydası yok.
Güç bizimdir, iktidar bizimdir.
Antalya hepimizindir. Sahili kim-
se elimizden alaroaz."
Çevre gönulluleri adına mımar
Safai Özer, açtığı imza kampan-
yasının 3 bin imzaya çıktığını ha-
tırlatarak "Sa>ın Başkan, eğer
konyaallı sahilini bakanlık tu-
rizm alanı olarak ilan ederse bi-
zimle beraber, buna karşı oldu-
gunuzu gostererek yasal eylemle-
re katılır mısınız" diye sordu.
Başkan Subaşı "Bazı yetkilerimi-
zi merkezi yönetim elimizden ala-
bilir. Btı endişeyi taşımıyor deği-
lim. Konyaaltı plajının halka ka-
pattınlması mıımkun değil midir.
Bunun için her şeye vanm. Mer-
kezi idarenin bu tutumundan çe-
kinmiyorum. Eğer boyle bir ka-
rar alıp 'halka kapatıyoruz' de-
seler bile her tavırda varız" şek-
lınde karşılık verdi.
Yeşiller Partisi Anıalya yone-
ticileri ile MKYK uyesı Feridun
Çalışır'ın, Konyaaltı falezleri uze-
nnde duzenledik\eri "L'çurtma-
lar Rahat Uçsun" pikniği yuz ka-
dar çocuğun katıimasıyla gerçek-
leştı. Çalışır, "Amacımız çocuk-
larımuın şimdiden çevreye karşı
duyarlı olmalannı sağlamaktır.
Bu iki otel plajı kapatacaklarsa
çocuklanmızdan izin almalan ge-
rekiyor" dive konuştu.
"Arabesk," halkın
beğenisini sömüren bir
araç. Başta ticari amaç
gelmek üzere, arabeskte
müzik dışı birtakım
etkenler rol oynuyor.
Bunun sonucu olarak
böyle yozlaşmış bir müziğe
geçerlilik kazandırılıyor."
ALPAY KABACALI
Faruk Yener, bir dunya reko-
runun sahıbi: 1949 kasımından bu
yana, hiç aravermeksizin, radyo-
da muzik programlan düzenliyor.
Adı değişse de ozu değişmiyor
programın. Sanat müziğini tanıt-
mayı, sevdirmeyi amaçlıyor. Da-
ha once "Operada Bir Gece",
"Bir Operet", "Her Plağın Bir
Öykusu Var" gibi adlarla yayım-
lanmış. 1990 başından bu yana
"Şimdi Müzik Vaktidir" başlığıv-
la cumartesı gunleri Radyo 3'te
yer alı>or.
Faruk Yener'in müzik tutkusu
, pek kuyukken başlıyor. Evdeki
borulu gramofondan bir >andan
Strauss'un valslennı dinliyor, bir
yandan yaşıyla bağdasmayan par-
çalar, sozgelımi VVagner'in Tan-
hauser'ini.. Ve kendıni bir or-
] kestra şefi olarak duşlüyor. Ay-
rıca Anadoluhisan'nda oturduk-
ları için kaptan olmayı, babasmın
mesleği dolayısıyla harkiyeci ol-
mayı da geçıriyor içinden...
Âile durumu ve yetişme koşul-
ları konservatuvara girip muzık
oğrenımi görmesini engelliyor.
Oysa sonradan piyano dersleri
alırken, kulağının duyarlı olduğu
\e guçlu bir muzik belleğine sahip
bulunduğu anlaşılacak.
Çok sevdiği mesleklerden biri
de radyoculuk. Ankara Radyo-
FARUK \TNER — Türk muziğindeki yodaşma sö-
ruyor. (Fotoğraf: Erdogan Köseoglu)
PORTRE FARUK YENER
Müziğin sorunları
1923"te Ankara"da doğdu. Ankara
Radyosu'nda spikerlik (1943). Istanbul
Radyosu'nda program mudürluğu ve
diskotek şefliği (1949-61) görevlerinde
bulundu. Federal Almanya, Italya, Fransa
(1952) ve ABD (1954) radyolarında
incelemelerde bulundu. 1949'dan bu yana
surekli olarak tstanbul Radyosu'nda haftalık
Batı müziği programlan hazırlıyor. Mımar
Sinan Üniversitesi Sahne ve Gorüntü
Sanatlan Bölümu'nde öğretim gorevlısi olan
Yener, 1989'da Avusturya hükümetinee
Birinci Derece Kültür ve Sanat Nişam'na
değer görüldu. 1942'den bu yana çeşitli
gazete ve dergilerde muzik eleştirileri, müzik
sorunları uzerine yazılar yayımlıyor. Musiki
Lugatı (1945), Küçük Batı Müziği
Ansiklopedisi (1950), Ünlu OperaJar
(genişletilmiş yeni basımı 100 Opera adıyla,
1961), Müzik Kılavuzu (1971), Müzik (1988),
Müzikte Kim Kimdir Ne Nedir (1988) adlı
kitapları ve kimi çevirileri basıldı.
su'nun açtığı spiker sınavına gi-
riyor 1942 sonunda. Vedat rsedim
Tor. Fuat Münir Bener, Hikmei
Munir Fbcioğlu'ndan oluşan jıı
ri, finale kalan beş altı aday ara-
sından onu seçıyor. On dokuz ya-
şındayken başladığı bu ilk radyo-
culuk yaşamı, altı ay sonra aske-
re gidişi üzerıne son buluyorsa da
yararlı deneyimler kazandınyor
Faruk Yener'e.
Yıllar sonra bir yandan yukse-
koğrenim yapar bir yandan çalı-
şarak geçiminisağlarken. Istanbu!
Radyosu'nun açılacağını habeı
alıyor ve "Diskotek Şefi" olmak
istediğini soyleyerek radyoevi mu-
durluğüne ba^vurur. "Bu konu-
da yeterli bilgiye sahip olduğuın
inancındaydım" diyor. "Çünkiı
daha 1943'tc Turkiyede Batı mü-
ziği alanında ilk kilaplardan biri
olan Musiki Lugatı adlı kitabım
basılraıştı."
Diskotek şefliğine atanır. Rad-
yoevi Muduru Hasan Refik Er-
tuğ, ayrıca program mudut luğu-
nu yürutmesini de ister. Böylece
Faruk Yener'in on ıki yıl sürecek
radyoculuk dönemi başlar.
1952'de Almanya'ya giderek iki
ay Munih'te, Bavyera Radyosu'n-
da ve Hamburg'da Kuzeybatı
Almanya Radyosu'nda inceleme-
lerde bulunur. Türkiye'ye döner-
ken ttalya'da RAI'yı, Fransa'da
Fransız Radyo Televizyonu'nu in-
celer. 1954'te dört ay süreyle
ABD'de kalır: "Almanya'da, Av-
rupa sisteminde radyo - televizyon
anlayışının örnekierini gördüm.
Amerikan radyo - televizyonculu-
ğu isc liberal bir radyo işlelmesi-
nin ne olduğu konusunda fikirler
ve esinler verdi. Bu bilgilerle
1954'ten başlayarak, yeni atılım-
lar yaptık. Halk onu programla-
n ile radyo yepyeni bir havaya bü-
riindu."
Faruk Yener'in radyoculuk tut-
kusunun önunde* çeşitli engeller
vardır. tlki, ödeme güçlukleri 11-
ginç bir anısını anlatıyor:
"Halk onu programlan, 'On
beş Gunde Bir' adıyla yayımlanı-
yordu. tstanbul gibi zengin biı
kaynaktan alabildiğine yararlan-
Savarona denize hasret kaldı60 yaşındaki Savarona,
uluslararası "süper yat"
klasmanına uygun biçimde
yeniden onarılıyor.
Sadıkoğlular'm Maliye ve
Gümrük Bakanhğı'ndan
49 yıllığına kiraladığı
Savarona'nın onarımı için
40 milyar lira harcanacak.
SERPtL GÜNDÜZ
Savarona'dan geriye ne kaldı?
Restore et-işlet-devret sistemiyle
turizm için kiralanan Ataturk'ün
yatı Savarona'da bugun için ne
Ataturk'u hatırlatan tek bir şey ne
de o gunlerdeki ihtışamını gozler
önune serecek eşya var.
Hakkında ka\galar kopan un-
lü yat, bugün sadece bir isim \e
bir kabuktan ibaret. Yüzmesi bi-
le mucize. 60 yaşındaki Savarona,
Tuzla'da sürmekte olan onarımın
tamamlanması halinde en azından
yeniden seyir yapabılır hale gele-
cek, ama o eski gunler asla yeni-
den yaşanamayacak.
Savarona, şimdı uluslararası
"süper yacht" klasmanına uygun
biçimde yeniden onarılıyor. Tuz-
la'da onarım çalışmaları sürdüru-
len Sa\arona'nın yeni sahiplerı
Kabraman ve Celal Sadıkoglu ile
Japon Kajima fırması. 49 yıllığı-
na Maliye ve Gumruk Bakanh-
ğı'ndan kiralanan Sa\arona'nın
onanmı için 40 milyar lira harca-
nacak.
Savarona'nın "özel sektor"e
devredilmesi çeşitli tepkilere yol
açmış, 12 Mayıs 1989'da Kültur
Bakanı Namık Kcmal Zeybek'in
yanıtlaması istemiyle TBMM'ye
yazılı bir soru onergesi verilerek
yatın "gezki muze" olması öneril-
mişti. Bakan Zeybek ıse onergeye
verdiği yanıtta, "bakım, onanm ve
işletme giderlerinin çok yüksek
olacağı kanaatine vanldığından,
geminin bakanlıkça, mıize olarak
kullamlamayacağı goruşune vanl-
dığıru" soylemışti.
Bu arada SHP Istanbul Millet-
vekili Mustafa Sangul'un Savaro-
na'nın 49 yıllık kira sozleşmesinin
"iptali" için Bölge Idare Mahke-
mesi'ne başvurması uzerine, mah-
keme de yurutmeyi durdurma ka-
rarı aldı. Sarıgul, "Tarih, tarihe
mal olmalıdır" derken, Savarona
yatındaki eserlerin bir tek çivisi-
ne kadar hesap sorulacağını soy-
ledi. Ama Savarona için bu tartış-
ma sürerken yatta tek bir çivi bile
zaten yoktu.
Geçmişten sadece 5 parça de-
mirbaş eşyası vardı Savarona'nın.
Onarımı suren Savarona'yı gor-
mek üzere Tuzla'daki tersaneye
gittiğimizde, iskelet halinde, için-
de çalışan 130 işçıyle karşıladı bi-
zi. Her şey yeniden yapılıyordu.Di-
le kolay, 60 yıllık bir seriiveni var-
dı. Şimdi ise yepyeni bir yolculu-
ğa hazırlanıyordu.
Gölcük Donanma Komutanlı-
ğı'ndan yapılan devir-teslim töre-
ninden sonra Tuzla'ya getirilmiş ve
ilk elde bütün kontrplaklar sökul-
müştü. Bızim de gözlemlediğimiz
gibi geminin bütun sacları delik
deşik ve çürumüştü. Geminin ya-
pıldığı 1930'larda kaynak olmadı-
ğı için, kaynak yapılabilecek yer-
ler, hep elle çivılenmiştı ve gemi
bu yüzden ayakta duruyordu.
1938 yılında Ataturk için satın
alınmasından sonra, 1951 yılında
okul gemisi olarak kullamlmak
üzere, Deniz Kuvvetleri Komutan-
llğı'na devredilen Savarona, 1986
ONARIMA 40 MİLYAR LİRA — 3 Ekim 1979da yangın geçiren
Savarona gemisinin, onanrnı için 40 rnilyar lira harcanacak. Sava-
rona. ci\alı olduğu için 90 derece yatmadıkça batmayacak şekilde
inşa edilmişti. (Fotoğraf: Erdogan Kbseoğlu)
1930 YILINDA KIZAGA KONDU
Kuğuya benzeyen bir yatHaber Araştırma Ser>isi —
Adını, Hindistan'da yaşadığı
soylenen siyah bir kuğu
türunden aldı Savarona.
Atatürk için Cumhurbaşkanı
yatı olarak satın alınmadan
once varlıklı bir Amerikalı
olan Bayan Richard M.
Cadwalader için Alman
Blohm und Voss
tezgâhlarında kızağa
konmuştu. Bayan
Cadvvalader, "Öyle bir yat
istiyorum ki kuğu gibi olsun"
demiştı. Savarona'nın oturma
odasına konmak uzere bir
koşkte beğendıği jomıne
kendisıne batılmadığı için de
tum köşku satın aldığı rivayet
edilmişti Bavan
Cadvvalader'in.
Savarona, doneminin özel
orneklerınden sayılıyor.
1930'da kızağa kondu ve 28
Şubat 1931 'de tamamlandı.
Aynı yılın temnıuz avında da
burnunda şampanya şışesi
kırılarak denize indirildi.
Şampanya şişesınin bir parçası
da gemide, eskı sahibı
Cadvvalader'in ozel dairesinde
fotoğrafının yanına
konmuştu. 6 bin 130 tonluk
Savarona, o gunun parasıyla
10 mılyon 400 bin dolara mal
olmuştu.
Savarona bugün 60 yaşında.
• Hayatının en buyuk acısını 3
Ekim 1979'da geçirdiği bir
yangınla yaşadı. "Kuğu" gibi
tekneden geriye kapkara bir
iskelet kaldı.
Ataturk'ün, olumunden once
54 gununu geçirdiği
Savarona'da yangın sırasında
pek çok anı da kullere karıştı.
Ataturk'e ait bir çok eşyanın
denize atılarak kurtarılmaya
çalışıldığı soylendi. Ancak pek
çok eşya ve yakın tarihe au
renkli ve guzel anılar yok
oldu. Sabotaj dendi, ıhmal
dendi, ihmali görülenler
tutuklandı ama sonuç
değişmedi. Giden gitti.
Yangın sırasında geminin 4
ayrı yerden kundaklandığı ve
en kuçuk bir söndurme
girişiminde bulumılmadığı yer
aldı basında. Yangın sırasında
Büyükada onlerinde karava
oturtularak batması önlendi.
Savarona, Atatürk için satın
alınmadan once ilk sahıbi
Bayan Cadvvalader, yatı önce
Hamburg sonra da
Ingılters nın Sounampıon
Limanı'nda satıhğa çıkardı.
Tam o sıralarda da sağlığı
bozulan Ataturk'e gerekli
deniz havası ıçın vat
aranıyordu.
Gemiye 24 Mart 1938 yılında
Southampton Limanı'nda
yapılan torenle Türk bayrağı
çekildi. 45 kışilik bir
murettebat 12 nisanda gemivi
Hamburg'a getirdi.
1 Haziran 1938'de
Dolmabahçe'ye demirledı.
Ataturk, berabennde Celal
Bayar, Başkâtip Hasan Rııa
Soyak, Başyaver Celal
Tolgay. milletvekillerinden
Kılıç Ali. Cevat Abbas Gürer.
Salih Bozok ve Istanbul Valısı
Muhittin t stundag ile birlikte
Acar motoruna bınerek
Savarona'ya gitti.
1986'da Savarona hizmetten
çekildi ve Kultur Bakanlığı'na
devredildi.
yılında hizmeıten çıkarılarak Gol-
cuk Askerı Tersanesi'nde koruma
altın alınmıştı. Sonra da muze ola-
rak kullamlmak uzere Kultür Ba-
kanlığı'na devredıimişti. Bakanlık,
daha sonra onarım ve işletme gi-
derlerıni gerekçe gostererek Sava-
rona'yı Maliye Bakanlığı'na dev-
retmişti. 1989'da da restore et-işlet-
devret sistemiyle ihaleye çıkarıl-
mıştı.
Savarona'yı kıralayan Kahra-
man Sadıkoglu, geminin en buyük
darbeyi Deniz Kuvvetleri Komu-
tanlığı'na geçtikten sonra yediğı-
ni soyluyordu. Bu dönemde Sava-
rona'nın tüm kamaralarının bile
şekli değişmişti.
Savarona'yı bize gezdirirken
vaptıklan çalışmaları anlatan Sa-
dıkoğlu. ilk elde 180 ton sac de-
ğiştırildiğıni ve şimdiye dek 3 mil-
yar 200 milyon lira para harcadık-
larını anlattı. Tuzla'da ayrıca Sa-
varona'nın onarımı için kullaml-
mak uzere 7500 metrekarelik ka-
palı bir tersane de yapılmıştı.
Deniz Kuvvetlen'nın 96 parça
eşyayla gemivi teslim ettiğini soy-
leyen Sadıkoglu, bunların apkik,
masa ve ıskemle turu eşyalar ol-
duğunu soyledı. Bu 96 parça da
zaten tarihi eşya değildi.
3 Ekim 19"9'da geçirdiği yan-
gın sırasında tarihi hiçbir şey kal-
mamıştı Savarona'da. Yakın tari-
he aıt bırçok anı da kul olmuştu.
Savarona'da tarihi 5 parça demir-
baj eşya gozukuyordu, Bir şomi-
ne, merdiven trabzanları. sauna,
vıne demır bir pano ve demirden
yapılmış masaı aletı orijınaldi. Bır
de banyodakı pembe favanslara
dokunulmamıştı. Savarona'nın
1979'da geçirdiği yangından son
ra, içindeki eşyalar Tepe Mobilya
tarafından yeniden yapılmıştı.
"Biz bu gemiyi yeniden vüzdu-
receğiz, 60 yıllık gemiye bir 49 yıl
daba veriyoruz" dıyen Sadıkoglu,
gemilere İngilizcede kadınlara hi-
tap edildiği şekilde "she" dendi-
ğinı belirtirken "Gemiler yaşadı-
ğı ve yüzdüğu için böyle soylenir.
Yoksa bu gemi de bir süre sonra
Yavuz gibi Aliağa'da parçalanıp
hurdaya çıkacaktı" dıyerek duşun-
celerini dile getıriyordu.
Yabancı sularda Türk bayrağı
taşıyacak Savarona'da Ataturk'ün
oturma odası ve yatak odasının
yeniden muze olarak duzenlenece-
ğini belırten Sadıkoglu, guverte
onarımı için Singapur'dan getırı-
len "tik" ağaçları için de 3^5 bin
dolar harcadıklannı soylerken,
"Maliye yaptığımız tüm harcama-
ları geriye verdikten sonra, isler-
se Savarona'yı tekrar geriye alabi-
lir" dıyordu.
Geminin farelerden arınması
için de 8 bin dolar harcanmış ve
Denizcilik Bankası'nın yaptığı
ilaçlama sırasında gemi 37 gun ka-
palı kalmış ve vuzlerce fare olmuş-
tu.
1991 haziranında sefere kona-
cak olan Savarona kışın Karaib-
ler'de, yazın Istanbul ve Ege'de tu-
rıstik tur yapacak. Her bin 48
metrekare olan 18 kamarası ola-
cak. Savarona'da açık ve kapalı
yuzme havuzları, sauna, dukkân
ve cimnastik salonları da yapıla-
cak. Modern ve klasik dekore edi-
lecek Savarona'nın iç dizaynı un-
lu Donald Starkey Designs tara-
fından 1 milyon 200 bin dolara
gerçekleştirilecek. Geminin moto-
runu ise 400 bin dolara Diana
Yatch Design yapacak.
Savarona için Maliye'ye her yıl
200 milyon lira kira odenecek ve
bu para her yıl yuzde 25 arttırıla-
cak.
Ozel donanımı ve estetik yapı-
sıyla Savarona bir donemın gemi
uretiminin ozel omeklerinden sa-
yılıyor. 5 katlı geminin dırekleri ile
birlikte yuksekhğı 45 metre, geıüş-
liği 16 metre, boyu ise 136 metre.
Savarona'yı ayakta tutabilmek
için her yıl 2-3 milyar gerektiğinı
soyleyen Sadıkoglu, 48 personelin
çalışacağı gemide, Ataturk muzesi
ıçın şimdiden ona ait eşvalann
toplandığını "Atatürk Kitaplı-
ğı"nda ise Turkıve've aiı turistik
kitap ve broşurlenn yer alacağını
soyluvor.
maya çalışıyorduk. Rahmetli li
yatro sanatçtsı Muammer Kara- \
ca'yı çağırmıştık. O gün, her şey
hazır olunca telefonlaştık,
Gelıyorum' dedi. Halk, stüdyo,
teknik ekip, her şey hazır... Gel-
di ve içeri girerken parasını iste-
di. 'Bılıyorsunuz, bordroyu ımza-
layacaksmız, gerekli işlemi yaptı-
rıp parayı mal mudürluğunden al-
dıktan sonra size teslim edeceğiz'
dedim. 'Ben anlamam' deyip,
yapmayın etmeyinlere aldırma-
dan, oyuncu arkadaşlannı da alıp
gitti. Bizi studyoda halkla başbaşa
bıraktı. Bu, karşılaştığım birçok
olaydan biri."
Öte yandan Demokrat Parti,
radyoyu kendi iktidannın bir pro-
paganda aracı olarak kullanmış,
"Partizan radyo" terimi siyasal
sozluğe bile girmiştir o dönemde.
1 Ekim 1958'den başlayarak her
haber bülteninde iktidar partisi-
ne, daha doğrusu DP'nin oluştur-
duğu "Vatan Cepnesi"ne katılaıı-
ların adlannın okunması büyuk
tepkiler yaratmıştır.
"O tarihte radyoculuk kesinlik-
le devlet denetimindeydi" diyor
Faruk Yener. "Bunu siyasal güç-
lerin alabildiğine kullanması do-
ğaldı. Nilekim oyle de oldu. O za-
manın bakanlanna pek çok kez
başvurduk, bunun sayısız zarar-
lan olduğunu anlattık. Ama din-
letemedik. Boyle sürıip gitti.
19S9'da aynldımsa da dönmek
zorunda bırakıldım. 27 Mayıs
1960 gunü saat 01'de de radyoe-
vine gittim ve o hareket içinde kal-
dım. Bir iki yıl daha bırakmadı-
lar. Programlan eski şekline koy-
duktan sonra izin isteyip aynl-
dım."
1963'te TRT Yasası çıkmadan
once on tasarı hazırlayan kurul-
da yer alan Faruk Yener, Türki-
ve'de İngiliz ve Alman radyo - te-
levizyonculuğunun ilkelerini temel
alan bır sisteme gidilmesini one-
nr. Bu oneri ontasarıda yer alır:
"İşltimecilik ve denetim bakımın-
dan, halkın sesini duyuran ve ko-
nulan aynntılanyla bilen kurullar
oluşturulmasım ongöruyordu.
Bunların temsilcilerinden oluşan
buyuk kunıl, kendi arasından yo-
netim kurulunu seçiyor, o da ge-
ncl muduru atıyordu. Bugün de
işleyişi saglayacak olan, bu sis-
temdir. Şimdiki kurullar huku-
metçe^eçildiğinden seçilenler. hıi-
kumetlerin etkisi altındadır."
Faruk Yener, kımi Avrupa ül-
kelerınde olduğu uzere, Turkiye'-
de de buyuk sermaye toplulukla-
rının kuracakları şirketlere ozel te-
levizyon yayını yapma yetkısinin
verilmesinin yararlı olacağı görü-
şunde. Buna karşılık, TRT dışın-
dakı kımi resmı kurumların rad-
yolannı, duzeysiz muzik parçalan
yayımladıkları için eleştirivor.
Faruk Yener'in muzik yazarlı-
ğı 1942'de Radyo Dergisi'nde ya-
yımlanan "Sehumann'ın Hayatı"
konulu yazısıjla başlıyor.
1950-54'te! Cemal Reşit Rey'in
yonlendirmesiyle Vatan'da yazı-
yor. 1954'te Abdi Ipekçı'nın çağ-
rısı uzerine muzik eleştırıleriııi
Milliyet'te surduruyor. 1953'te,
Nadir Nadi'nın isteğiyle Cumhu-
riyet'ın haftalık "Radyo" eklerıni
hazırlamaya girişiyor. İki yıl bo-
yunca yarım gazete boyunda, bol
fotoğraflı radyo program ve ha-
berleri, muzikçi ve sanatçılarla il-
gıli haberler veren bu eki hazırlı-
vor. Ona goreCumhuriyel, "Ba-
sınımızda radyo - televizyon eki-
nı ilk kez öngören ve yayımlayan
gazetedir."
Ulkemızde çoksesli müziğin
yavgınlaşmakta olduğuna inanı-
yor Faruk Yener. Konservatuvar
sayısının artıji, kuruluş duşunce-
sıvle birlikte katıldığı Istanbul
Festivali'nın on sekizinci kez du-
zenlenmesi için hazırlıkların surü-
şü gibi olçutlere dayanarak bu
yargıya vanyor. Bu ilgive karşı-
lık verecek yeterli konser salonu
bulunmayışından yakınıvor.
Hafif Batı muzığını halkın çok-
sesli muziğe yonelışi yonunden ya-
rarlı bulan. birtakım parçalan
öteden ben beğeniyle ızledığinı
belırten Faruk Yener, "Mesut Ce-
mil, Sadeltin Kaynak, Munir Nu-
rettin gibi değerlerin koruyucu ka-
nat açmalanna karşın" Turk mu-
zığindekı yozla^manın surduğunu
ve bugunku noktaya gelindiğinı
ıfade ediyor.
Ya arabesk?
"Arabesk, halkın beğenisini sö-
muren bir araç" dıvor. "Başta ti-
cari amaç gelmek uzere arabesk-
te birtakım muzik dışı etkenlerin
rol oynadığına inanıyorum. Bun-
ların sonucu olarak boyle yozlaş-
mış bir müziğe geçerlik kazandı-
rılıyor."
yayın
hayatında
• LONDRA (Cumhuriyet)
— Yayın hayauna üç yıl
önce başlayan ve haftada 6
gıin yayımlanan
"lndependent" Gazetesi'nin
Pazar Gazetesi piyasaya
çıkmaya başladı.
"lndependent", geçen
aylarda "Indy" adlı
haftalık bir çocuk gazetesi
de yayımladıgı için
"Independent on Sunday"
adlı yeni gaietesinden,
basın çevreleri kısaca
"Sindy" diye söz ediyorlar.
Televizyonda renkli değil,
siyah - beya2 ve çok sakin
tek bir reklam filmi ile
tanıtılan gazete, büyük boy
siyah - beyaz 28 sayfa. 64
sayfalık bir yarım sayfa
büyüklüğünde (tabloid) iş
ve ekonomi eki, aynca yine
aynı boyda 64 sayfa sanat -
edebiyat eki var.
w
Çevre
Bakanlığı
• tZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) — Mimarlar Odası
Izmir Şube Başkanı Şükrü
Kocagöz, Çevre
Bakanlığı'nın kurulmasımn
şart olduğunu belirterek,
"Bu fikrin öncüleri olarak,
yılmadan, sabırla sonuç
alınıncaya kadar bu konuyu
gundemde tutacağız" dedi.
Kıyı yasasının bir an önce
ve "doğru olarak"
çıkmasını talep ettiklerini
belirten Mimarlar Odası
İzmir Şube Başkanı Şükrü
Kocagöz şunlan söyledi:
"Mimarlar Odası ülke
çapındaki sorunlanmıza her
zaman duyarlı olmuştur.
Mimarlık sorunlanndan
kültür sorunlanmıza kadar
her alanda ilgi ve katkısını
koymuştur. Bu bağlamda
bir kez daha kamuya çevre
bakanhğının kurulmasını
talep ediyoruz!'
Hobi turiznıi
• KUŞADASI (AA) —
Doğasever turistlerin,
Avrupa'da aşın sanayileşme
nedeniyle ortadan kalkan
kuş ve bitki türlerini, doğal
yaşamları içinde
gozlemlemek için seyahat
acentelerinin ülkemize
düzenlemeye başladıkları
"hobi turlan"na yoğun ilgi
gösterdikleri bildirıldi.
Merkezi Kuşadası'nda
bulunan "Umay Türizm"
Genel Muduru Demir
Ünsal, Avrupa'da a>Ti bir
sektor haline gelen bu
turizm kolunun Türkiye'de
de hızla yaygınlaştığını
söyledi.
Gürültüye karşı
kampanya
• ANTALYA (AA) —
Turkiye Tabiatını Koruma
Derneği Antalya Şubesi
tarafından kent merkezinde
giderek artan gürültüye
karşı, ilginç bir kampanya
başlaulacak. Derneğin
Antalya şubesi Başkanı Dr.
Tüncay Neyışçi, şubat
ayının ilk haftasında, kent
merkezinin en yoğun
kalabalığa sahne olduğu
akşam saaılerinde,
kulaklarına pamuk tıkayıp
dolaşacaklarını söyledi.
Süper
bilgisayar
• İZMİR (Cumburiyet Ege
Bürosu) — Turkiye'nin ilk
süper bilgisayarı Ege
Üniversitesi Bilgisayar
Araştırma ve Uygulama
Merkezi'nde kuruldu.
Merkez Muduru Prof.
Oğuz Manas "Artık
dünyada super
bilgisayarların devri
başlıyor. Bunlar normal
bilgisayarlardan çok daha
hızlı işlem yapıyor.
yakında bizim süper
bilgisayarımız da devreye
girecek" dedi. EARN
(Avrupa Üniversite ve
Araştırma Kurumlan
AğO'nın Türkiye'deki
merkezi Ege Üniversitesi
oldu. EARN Türkıye
Direktoru Prof. Manas şu
anda kendilerinin ODTÜ ile
birlikte Türkiye'de "en
guçlu makinelere" sahip
olduklarını sovledi.
Termik santralın ikiyeni ünitesinin yapımı hızla sürmekte
Soma 'canavarı' vavnduvorProf. Aysen Müezzinoğlu, termik santral kirliliği
konusunda bölgede inceleme yaptıklannı ve bu konuda
henüz ciddi önlem ahnmadığını saptadıklarını belirtti.
•/ %l
SERDAR K1Z1K
İZMİR — Soma Termik Sant-
rah'nın yapımı hızla sürdurulen
iki veni ünitesi. herkesi ur-
kutüyor. Yuksek bacasından gun-
de 500 ton atık çıkan Çevre Mü-
hendisı Prof. Dr. Aysen Muezzi-
noğlu'na gore kırliliğe karşı hiç-
bir ciddi onlemin alınmadığı So-
ma Termik Santralı, "her gun
beslenen, beslendikçe de buyuyen
bır canavar..."
Soma Beledıyesı'yle Dokuz E>-
lul Üniversitesi Çevre Muhendis-
liğı bölümü arasında imzalanan
bır protokol gereği Prof. Dr. Ay-
sen Müezzinoğlu başkanhğında
bir grup. onceki hafta ilçede bır
dızı inceleme yaptı. Hava ve su
kırlilığıni belırleveeek ornekler
alındı. tahliller başladı. Bu araş-
tırmanın bilımsel sonuçları henuz
ortaya çıkmadı, ama uzmanların
gozlemlenne gore Soma ve yore-
si için tehlike, azunsanmayacak
bır boyutta. Araştırma grubunun
başKanı Prof. Dr. Muezzınoğlu,
tehlıkeye ve ciddi onlem alınma-
dığına gozleriyle tanık olmuş.
Analız sonuçlarının gözlemlerin-
den daha da urkutucü çıkmasın-
dan kaynaklandığını söyluyor
Müezzinoğlu.
Prof. Dr Müezzinoğlu Soma
Termik Santralı'nın bacasından
gunde 500 tona yakın atık çıktı-
ğını. bunların kul, toz ve gazları
içerdığmi söyluyor ve asil yağmu-
runa dikkat çekiyor. Yine incele-
melerıne gore santralda çevre kir-
liliğine karşı alınan hıçbır ciddi
önlem yok. Fıltrelerin sadece toz
tuttuğunu, bunların da verimleri-
nin çok düşük olduğunu vurgu-
luyor Müezzinoğlu.
Soma Belediye Başkanı Cihan
Yazar da yûrede yaşayan yurttaş-
lar adına tehlikeyi vurguluyor.
Yazar, "Hiç olmazsa" dıvor,
"yeni üniteler yapılmasın. Gaz-
dan, külden tıkanan ciğerlerimiz
en azından daha çabuk ölmesin.
tukenmesin. Üreticiler daha çok
zarar görmesin. Veni filtreler ya-
pılsın."