26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 OCAK 1990 * * * * HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/17 Universite... (Baftarafı 1. Sayfada) dilerini yönetebilirler mi, yönetemezler mi? YÖK benzeri bir kışla düzeni başka bir kılıf altında devam edecek mi, etmeye- cek mi? Universite kavramıyla bağdaşmayan, böylesine bir fe- peden inme yönetim anlayışını yine içlerine sindirebilecekler mi öğretim üyeleri? Bu sorunların düğümlendığı nokta, akademik ve yönetsel (idari) özerkliktir; üniversitelerin, fakültelerin ve bölümlerin ken- di işlerini kendi başlarına görüp göremeyecekleridir. Bu konuda, Boğaziçi Üniversitesi Fen ve Edebiyat Fakül- tesi öğretim üyelerinden 15'inin 17Ocak 1990'dayayımladık- ları duyuru yerindedir: "Bilim, kültür ve sanatta, muasır medeniyet seviyesine eri- şebilmek için öğrencilerimizi, düşünebilen, soru soran, yaratı- cı ve kişilikli bireyler olarak eğitmek zorundayız. Otoriter ve tek tip bir düzenleme ile üniversitelerin vesayet altında tutulduğu yülar göstermiştir ki öğretim üyelerinin karar mekanizmaların- dan dışlandığı bir sistem, bu amaca ulaşmaya engel teşkil et- mektedir." Üniversitelerin vesayet altında tutulması... Türkiye gibi demokrasi geleneği yeterince olmayan, aydın- lanma çağı yaşamamış ülkelerde siyasal iktidar, üniversitele- ri her zaman kendi denetimi altında tutmak istemiştir; kendi dışında bağımsız güç odaklarına hoşgörüyle bakmamıştır. Gerçeğin ifadesini veren bilimin kendi başına bir güç oldu- ğu düşünülürse. bilgi üreten kişi ve kuruluşlarla iktidarlar ara- sındaki gerılim ve çatışma daha kolay anlaşılabilir. Ülkemizin son yarım yüzyıllık tarihine bakıldığında. bu ge- rilimin birçok izi veörnegi görülür. Siyasal iktidarlann baskısı karşısında, güven arayışı içindeki öğretim üyeleri... Bilimsel çalışmalarından ötürü kendilerini güvenceye almak isteyen- ler... Ve ara rejim dönemlerinde sürekli tasfiyelerin yaşandı- ğı bir yükseköğretim kurumunda sergilenen utanç verici sus- kunluk... Türkiye'de universite universite kavramına tayık bir hale ge- tirilmek isteniyorsa, öncelikle akademik ve yönetsel özerklik sağlanmalıdır. ikincisi, bilimsel kalite ve akademik düzeyin hangi koşullarda gerçekleşebileceğinin bir sisteme bağlan- masıdır. Türkiye'nin bilgi çağını yakalayabilmesi açısından ya- şamsaldır bu konu. Son olarak, daha çok Anglosakson ülkelerinde geçerli ve oralarda sorunlu olmayan mütevelli heyet sisteminin ülkemi- ze taşınmasına do'nük haklı kaygılann göz önünde tutulması gerekir. Yükseköğretim sisteminin demokratik ve yaşanılan bilgi ça- ğına yaraşır duruma getirilmesinin önemi yadsınamaz. Bu ko- nudaki savaşım en başta universite öğretim üyelerine düşü- yor. Buyrun! : ' ' Merkez'in eli sıkı BİLAL ÇETİN ANKARA — Merkez Banka- sı'nın enflasyonla daha etkili mü- cadele amacıyla uygulamaya koy- duğu parasal program kamu ke- simine kemer sıktıracak. Merkez Bankası Başkanı Riişdii Saracoğ- lu'nun, "Para programında taviz verilmemeli" dediği öne sürülü- yor. Merkez Bankası'nın kasası kamuya büyük ölçüde kapatılı- yor. 1990 yılı biitçe ve kalkınma programında öngörülen yaklaşık 15 trilyon liralık kamu açığı he- definin aşağı çekilmesi için çalış- malar yapılıyor. Öncelikle kamu harcamalarının kısılması ve ver- gi gelirlerinin arttınlması ilzerin- Türkiye'de bir kredi kartı var! / • ' % J ™ ı . .. ., ,;,,, t MT ; Iş Bankası KrediKartıVjrU.HllJ.JC V â Ş â l l t l I l l Z l ^ ^ Türkiye'de sizi para taşıma zahmetinden ve kolaylaştırın Iş Bankası Kredi Kartıyla • Türkiye'de sizi para taşıma zahmetinden ve risklerinden kurtaran bir kredi kartı var. İş Bankası Kredi Kartı. İş Bankası yaygınlığında. İş Bankası saygınlığında. Kartınızı tüm ihtiyaçlarınız için kullanabilirsiniz. Her türlü alışverişte para yerine geçer. Kartınızı Bankamatik'lerde kullanabilir, Bankamatik' lerin bütün imkânlarından yararlanabilirsiniz. Dilerseniz İş Bankası Yurtdışı Kredi Kartı alarak seyahatlerinizde de alışveriş yapabilir, nakit ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz. Yurtiçinde ve yurtdışında yapacağınız harcamaiarı, sizin seçtiğiniz taksitlerle ödeyebilirsiniz. İş Bankası Kredi Kartına sahip olmak için, bir İş Bankası şubesine uğrayınız. "Bu kartla her şeyi yapabilirsiniz" TURKIYE IŞ BANKASI de duruluyor. 1 oplu Konut ve Kamu Ortaklığı İdaresi'nin özel- leştirmeden elde edeceği paralann KİT ve kamu açıklarının finans- manı için kullanılması kararlaştı- rıldı. Parasal kontrolde emisyon değıl, emisyonla birlikte Merkez Bankası bilançosunda yer alan zo- runlu ve serbest mevduatları da kapsayan Merkez Bankası parası temel gösterge olarak kabul edi- liyor. Parasal program ve Merkez Bankası kasasının kamu kesimi- ne kapatılması konusunda Baş- kan Rüşdü Saracoğlu'nun Devlet Planlama Teşkilatı ve Hazine'nin de desteğini sağladığı öğrenildi. Söz konusu iki kurumun üst dü- zey yöneticilennin de para prog- ramını genel olarak benimsedik- leri, ancak DPT'nin özellikledö- viz kurlarındaki yavaş artışın ih- racat üzennde bazı olumsuz etki- ler yaratabileceği, ayrıca bu yıl öngörülen yüzde 5.7'lik hedefin daha üstünde bir kalkınma hızı beklentisi nedeniyle de uygulana- cak para politikasımn beklenen bu gelişmeyi olumsuz etkileyebi- leceeı endişesini iaşıdığı öğrenil- di. Ancak DPT ust yönetiminin de bütün bu endişelere karşın >liz- de 70'ler düzeyindeki enflasyonu aşağı çekebilmek ve istıkrarlı bir ekonomik büyüme ortamına ge- çebilmek için de parasal kontro- lün ön koşul olacağını benimsedı- ği kaydedıldi. Hazıne ve Uış 1 ıcaret Müste- şarlığı'nın da para programına paralel olarak kamu kesimi için bir nakit akımı planı hazırlıkları- na başladığı öğrenildi. Merkez Bankası Başkanı Rüş- dü Saracoğlu'nun kamu kesimi- nin kaynak açıklan sonucu Mer- kez Bankası'na kredisini genişlet- me yönünde gelebilecek baskıla- ra direnmeye kaıarlı olduğu bil- diriliyor. Saraçoğlu'nun yakın çev resine, yürürluğe konulan para programı konusunda hükümetin onayının da alındığını belirterek "programdan taviz verilmemesi" gerektiğini söylediği öğrenildi. Saracoğlu'nun. "Merkez Banka- sının kamu açıklarını finanse el- mek dive bir görevi oimamalıdır. Artık bunun iyice anla^ılması ge- rekir. Bu Türkiye'de yıllardan be- ri yapıldı ve sonuçla da enflasyon tatminkâr bir düzeye indirileme- di. Merkez Bankası bundan son- ra asli görevine dönmeli ve çaba- larını fiyal istikrannın sağlanması yönünde yoğunlaştırmalıdır" de- diği öğrenildi. Bu arada Merkez Bankası yet- kılileri, emisyonla ilgilı değerlen- dirmeleri çok fâzla dikkate alma- dıklarını da belirterek parasal kontrolün emisyonla değil. emis- yonun da içinde yer aldığı "Mer- kez Bankası parası" üzerinden ya- pılacağını söylediler. Merkez Ban- kası yetkililerinin verdiği bilgiye göre önümüzdeki dönemde bilan- çoyu daha sağlıklı bir yapıya ka- vuşturmak amacıyla emisyon ar- tışı beklenenin üzerinde olabile- cek. Bu yıl sonuna kadar Merkez Bankası parasının en fazla yüzde 48 arttınlması öngörülurken,. emisyon genişlemesi ise yüzde 50'nin üzerine çıkarılabilecek. WASHINGTON POST Türkivede hükümet sessiz bir canavar' W"ASH1NGTO.N (Cumhuriyel) — ABD'de yayımlanan "'Was- hinglon Posl" Gazetesi'nin önce- ki günkü sayısında Türkiye'deki insan hakları ihlalleri ağır bir dille eleştirilerek. "Türkiye'de hükü- met sessiz bir canavar olmaya de- vam ediyor" denildi. Türkiye'de hükümetler, insan hakları konusunda dışarıdan ge- len eleştirileri, genellikle Türkiye'- nin düşmanlarının, hatta Ermeni veya Rum lobisinin marifeti ola- rak algılar. Durum bu sefer deği- şik, NV'ashington Post'ta yayımla- nan makaleyi kaleme alan Prof. Juslin McCarthy, Türkiye'yi Er- meni konularında Amerika'da aktif olarak savunan, Ermeniler tarafından zaman zaman tehdit edilmiş, su gibi Türkçe bilen bir Türk dostu. McCarthy. makalesine, sanat- çı Ali Taygun, Banş Derneği Da- vası dolayısıyla cezaevinde iken aralannda geçen mektuplaşmaya atıfta bulunarak giriyor. Geçen günlerde Washington'a gelen Ali Taygun'un Türkiye'de insan hak- ları konusunda kendisine anlattık- larının Uluslararası Af Örgütü. Helsinki Gözlem Komitesi, New York şehri barosunun raporları- nı teyit ettiğini belirtiyor ve "Do- ğu Avnıpa'da komunisl diktator- lüklerin tek tek yıkıldığı bir dö- nemde, Türkiye'de sevilmiş bir hükümet. dünyanm gözlerinden uzakta sessiz bir canavar olmaya devam ediyor" diyor. Prof. McCarthy, yazısında, Türkiye'de hükümetlerin alıngan olmayı bir tarafa bırakıp durumu düzeltmemeleri halinde Türki- ye'nin haklı olduğu birçok ulus- lararas: konuda zor duruma dü- şeceğini kaydettikten sonra şöyle devam edivor: "1983'ten bu yana 2000 gaze- teci hakkında. hükümetin beğen- mediği şeyleri yazdıkları için da- va açılmış. Demek ki Budapeşte, Prag. Bükreş ve hatta Moskova'- nın dahi bağımsız kafalı insanlar için (yoneticilerden tarklı duşüne- bilme özgürlüğu anlamında) An- kara ve İslanbul'dan daha güvenli olduğu soylenebilir."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle