Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
29 OCAK 1990 EKONOMİ CUMHURİYET/13
SEK'ten süte
zam
• ANKARA (ANKA) —
Türkiye Süt Endüstrisi
Kurumu (SEK), şişe sütune
yüzde 15 zam yaptı. Şişe
sütünıin fiyatı 650 liradan
750 liraya çıkarıldı.
Kurumun SEK bayilerine
gönderdiği yaa ile bildirilen
zammın uyguianmasına
başlandı. Karton ambalajda
satılan süte ise geçen hafta
içinde zam yapılmıştı. Daha
önce 1700 liraya satılan
kiloluk süt 1900 liraya,
yarım kiloluk paket süt 900
liradan 1000 liraya, çeyrek
kiloluk süt ise 550 liradan
600 liraya çıkanlmıştı.
Kurumun süt dışındaki
ürünlerine de zam
yapılacağı belirtiliyor.
Borsaya
tepki
• Ekonomi Servisi —
İstanbul Menkul Kıymetler
Borsası'na girmeleri
yasaklanan yatınmcılar,
durumu protesto ederek
borsanın kapatılma
karannın işlemleri
yatınmcılarının
kontrolünden çıkarmak için
alındığını örıe sürdüler.
Gazete burolanna basın
bildirisi gönderen
yatınmcılar, "Borsa
salonunun yatınmcılara
kapatılarak işlemlerin
tasarrufçuların her türlü
bilgi ve müdahale imkânlan
dışında cereyanın
sağlanması yasa
hükümlerine ve hatta
borsanın tanımına
aykırıdır" dediler.
Impexbank
yatınm fonu
• Ekonomi Servisi —
Impexbank, 5 milyar TL
tutannda menkul kıymetler
portföyünden oluşan Impex
Fon-I adıyla bir yatınm
fonu kurdu. Impex Fon-I
katılma belgeleri 2 Şubat
1990 cuma gününden
itibaren, Impexbank
şubelerinde satışa
sunulacaktir.
TOBB Konseyi
• MERSİN (Cumhuriyet
Guney İlleri Biirosu) —
TOBB'nin Mersin'de
yapılan Ticaret Borsaları
Konsey Toplantısı'nda, "20
aydır sorunlara karşı
duyarsız kalan hükümete
karşı ortak tavır alınması"
istendi. Turkiye Odalar ve
Borsalar Birliği Başkan
Vekili Yılmaz Testereci,
"ticaret sektoründe
karamsarlık ve belirsizliğin
hâkim olduğunu"
vurguladı.
ASELSAN'da
'yetki' itirazı
• A.NKARA (ANKA) —
Bağımsız Otomobil-lş
Sendikası'nın Askeri
Elektronik Sanayii Anonim
Şirketi'nde (ASELSAN)
geçen günlerde Çalışma ve
Sosyal Güvenlik
Bakanlığı'ndan aldığı yetki
tespitine ASELSAN işvereni
itiraz etti. ASELSAN
işvereninin Metal-İş
kolunda faaliyet gösteren
Otomobil-lş Sendikası'nın
"iş kolu yetkisine" sahip
olmadığı gerekçesiyle açtığı
dava 1 şubat perşembe
gunü l'inci Asliye
Mahkemesi'nde ele
alınacak.
\atırım
teşvikleri
• ANKARA (AA) —
Devlet Planlama Teşkilatı
(DPT), yatınm teşvikleriyle
ilgili mevzuatta girişimcilere
kolaylık sağlayıcı
değişiklikler yaptı. DPT'nin
önceki günkü Resmi
Gazete'de yayımlanan
tebliği ile DPT'de iş takibi
konusunda Türk Ticaret
Kanunu'na gore şirketi
temsile yetkili kişilerin yanı
sıra, "yeminli müşavirlik ve
muhasebecilik" yapabilecek
kişilerin de yetkili olması
imkânı getirildi.
Nükleer santral grrişimîTürkiye Atom Enerjisi Kurumu, Arjantin'le imzaladığı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fahrettin Kurt'a göre
anlaşma doğrultusunda 20 megavatlık bir reaktör kurmak nükleer santrallar çevre kirliliği yapmıyor.. Kurt şu görüşü
üzere harekete geçti. TAEK Başkanı Prof. Özmen, "İlk savunuyor: "Konu çevre kirliliğiyse hidrolik santrallar daha
aşamada Arjantin'de ortaklaşa bir reaktör kurulacak, sonra zararlıdır. Ben, nükleer enerjinin teknolojisinden çok fazla
Türkiye'de gerçekleştirilecek" dedi. anlamam ve ilgilenmem."
MUSTAFA BALBAY
A.NKARA — Türkiye'de nükleer ener-
ji santraJIarının kurulması için yeniden gi-
rişimler başladı. 1970'li >ıllarda büytik tar-
tışmalara neden olan nükleer enerji konu-
sunda Turkiye Atom Enerjisi Kurumu
(TAEK) Arjantin ile imzaladığı anlaşma
doğrultusunda harekete geçti. tlk aşama-
da 20 megavatlık bir reaktör kurulacak.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fahret-
tin Kurt, "Nükleer enerji için geç kalmak
izereyiz, mutlaka yapmalıyız" dedi. TEK
Genel Müdürü Muhittin Babaloglu da
TEK bunyesinde nükleer enerji için bir bi-
rim oluşturabileceklerini vurguladı.
Geçen günlerde Enerji ve Tabii Kaynak-
lar Bakanlığı'nın ilk kez organize ettiği
'nukleer enerji' konulu panelin ardından
konuya ilişkin kişi ve kuruluşlar ağızbirli-
ği etmişçesine nükleer enerjinin kaçınıl-
mazlığını savunuyorlar. Kurt, nükleer
santrallar yapmanın tam zamanı olduğu-
nu vurgularken nedenini şoyle açıkladı:
"Çernobil badisesi nedeniyle pazar bi-
raz tıkandı. Şimdi harekete geçerse daha
acuza mal edebiliriz. Bu konu daha önce-
ki yıllarda da gündeme gelmiş ve her sefe-
rinde vazgeçiimiş. Nükleer santrallar çev-
re kiriiligi falan yapmaz. Çernobil gibi ha*
diseler olursa da cevremizdeki ulkelerin co-
gunda bu santrallar var. Zaran bize de d o
kunuyor. Hem bence konu çevre kirliliğiy-
se hidrolik santrallar daha zararlıdır. Ben
nukleer enerjinin teknolojisinden çok fazla
anlamam ve ilgilenmem. Benim için elek-
trigin üreülmesi onemli."
TAEK Başkan/ Prof. Dr. Atiila Özmea
de kurumun ödeneğini sadece bir alana ka-
nalize etmenin daha faydalı olduğunu be-
lirterek Arjantin ile ortaklaşa bir çalışma
başlattıklannı söykdi. Türkiye'nin 2005 yı-
lında nukleer enerji kullanmayı hedefledi-
ğine dikkat çeken Prof. Özmen, "tlk aşa-
mada Arjantin'de ortaklaşa bir reaktör ku-
rulacak. Sonra Türkiye'de bu gerçekleşti-
rilecek. Sanıyorum 1994lerde biter. Özel
sermayeyi de işin içine alınak istiyoruz.
Halen STFA konuyla ilgileniyor" dedi.
Eski TAEK Başkanı ve Çernobil olayı-
nın ardından gorevden alınan Prof. Ah-
mer Yüksel Özemre ise nükleer enerji ko-
nusunda daha açık ve farklı bir yaklaşım
gösterdi. Özemre'ye göre nükleer enerjiyi
petrol ve komür kartelleri istemiyor. Çün-
kü bin megavatlık bir nükleer santral yıl-
da 1.6 milyon tonluk fuel-oilın ürettiği
enerjiye eşdeğer üretim yapıyor. Bu da kar-
tellerin işine gelmiyor. Prof. Özemre, "ile-
rici geçinen, yesil geçinen lakıın nedeniyle"
daha önce üç İcez gündeme gelen nükleer
santralların gerçekleşemediğini öne sürdü.
Prof. Özemre, bu konuda şu göriişleri sa-
vundu:
"Bunlar önce yalan haber vayarlar. Tar-
Uşmayı genel tabana ya> arlar. Nereden pa-
rasal destek bulduklan bilinmeyen miting-
lere, forumlara dikkat. Üç kez boyie du-
rum yaşadık."
Prof. Özemre, "Aralannda ben de ol-
raak üzere bilira adamları da hata yaptı"
dedi ve şoyle devam etti:
"Geçmişle hükümetleri yönlendirmeye
kaikhk. Vasilik yaptık. O>sa bizim gore-
vimiz sadece arz etmek olmalı. Bakanı, hiı-
kümeti ikna etmek bizim işimiz değildir."
Özemre, TAEK'in baslattığı "mini
reaktör" çalışması için ise "Ne zaman
nükleer enerji gündeme gelse boyle zıpzıplı
reaktörler olur. Kurulacaksa belli gerek-
sinimleri karşılayacak bir santral
kunılmalı" dedi.
TEK Genel Müduru Muhittin Babaloğ-
lu, nükleer santralın mutlaka yapılmasını,
konuşma yerine eksiklikierın tamamlan-
ması için çahşılmasını istedi. Babaloğlu,
"Geçmiste iki defa çozum noktasına ge-
lindi. Ama olmadı. Kullanılan maddenin
radyoaktif olması bizj urkuluyor. Ama el-
deki enerji kaynakları da 21. asnn >arısı-
na kadar yelmeyecek. Nükleer daire>i he-
men kurmahyız. Nukleer enerjide çevre
kirliliği yok, mevsimlerden etkilenme yok"
diye konuştu.
Dünyada halen yaklaşık 400 nükleer
santral bulunuyor. Çernobil olayı dışında
meydana gelen irili ufakh nükleer kaza sa-
yısı ise 300 dolayında. Nükleer santralla-
rın bütün enerji kaynakları içindeki payı
ise yüzde 5. Bu santrallarda en büyük so-
run olarak güvenlik gösteriliyor. Başta
ABD. SSCB ve Japonya olmak uzere 7-8
ulkenin tekelini elinde bulundurduğu nük-
leer santrallar, en iyi tahminle 5 yılda ta-
mamlanabiliyor. Bir santralın ömrü ise or-
talama 30 yıl.
'Gökyüzü sanayiinde' tekel
F-16'ların üretildiği TAI tesisleri uçak sanayiiprojelerinin bel kemiği olacak Kurulu
ANKARA (Cumburiyel Biirosu) — F-16
uçaklannm üretilmekte olduğu TAİ (Türk
Uçak Sanayi) tesisleri, Türkiye'nin tüm uçak
sanayii projelerinin bel kemiği olacak. TAİ
tesislerinde F-16 uçaklannm yanı sıra hafif
naklıye uçağı, eğitim uçağı, helikopter üreti-
mi projeleri de gerçekleştirilecek. Bu arada
Türkiye'nin üretmekte olduğu F-16 C/D pro-
jesinde Blok-40 adı verilen yeni bir modele de
geçildi. Yeni modelde uçaklann menzili ve al-
dığı yakıt miktarı da artıyor.
TAl'ye yakın çevrelerden alınan bilgilere
göre Türkiye uçak sanayii alanındaki tüm
projelerini TAl tesislerinde gerçekleştirmek is-
tiyor. Bu konuda TAİ'y»veriIen yetki çerçe-
vesinde de TAt yetkilileri projelerle ilgili fi-
zibilite çahşmaları yapıyorlar. Bilindiği .gibi
bu yıl başında sonuçlandırılan hafıf nakliye öte yandan F-16 C/D uçakları bundan
uçağı üretimi projesinde tspanyolların Casa böyle yeni bir model olan Blok-40 modeline
fîrması ile anlaşılmıştı. Savunma Sanayi Müs- göre dizayn edilecek. Yeni model ile ilgili bilgi
teşarlığı (SSM) de tspanyolların Casa firma- veren TAl'ye yakın çevreler şunlan söylediler:
sının TAİ'ye bu uçaklann üretimi için sipa- "Bu uçaklann havalıgı daha geniş olacak.
riş vereceğini ve Türkiye'nin uçakları bura- Dolavısıyla daha fazla çekiş gucıi oluyor. Mo-
dan alacağını açıklamıştı. tonın itiş gucü artıyor. tniş takımları daha
TAl'ye yakın çevreler, eğitim uçağı ve he-
likopter projelerinin de bu tesislerde gerçek-
lestirileceğini açıkladılar. Eğitim uçağı proje-
sinde iki fırmarun yanstığını kaydeden bu çev-
reler, önümuzdeki ay içerisinde bu projenin
karara bağlanacağını ve üretimi için de TA-
l'ye yetki verileceğini doğruladılar. Aynı yet-
kililer, helikopter projesinde şu anda herhangi
takviyeli hale getiriliyor. Gövdesi ve kanat-
lan daha güçlü olacak. Ajnca daha fazla ya-
kıt alacak. Bo>lece menzili de yuzde 50'ye ya-
kın oranda arlacak. Pilol kabinindeki tıim
aletler de elden geçirildi ve hepsi dijital siste-
me göre dizayn ediliyor."
Bu arada 1991 yılı ortalarından itibaren
F-16 uçaklarına takılacak olan elektronik
bir ilerlemenin olmadığını \e projenin bekle- harp sistemi Yunan uçaklarına karşı önlem-
mede olduğunu da kaydettiler. lerle donatılıyor.
BlRMESLEK- TASARIMCILIK
Dtiştinceyi elle tutmak
ESER ATİLLÂ
"Bir atletin birinci olmasında
koşarken giydiği ayakkabının da
rolıi olduğunu hiç düşündünuz
mü?"
Bu soruyu gündeme getiren bir
spor ayakkabı tasanmcısı olan
Hüseyin Türkoğlu, "Tasarım,
fonksiyonlarına göre ayakkabıyı
düşünmekle başlıyor" diyor. Dü-
şünce adım adım ayakkabıya dö-
nüşüyor: "Ayakkabıyı çiziyoram,
aynısını da uyguluyorum."
HüseyinTurkoğlu, Mimar Sinan
Üniversitesi Endüstri Tasarınıcılığı
Bölümu'nden mezun. Aynı za-
manda Batı Müziği Konservatu-
van Şan Bölumü'nde okumuş. Bir
zamanların Mekap'ını yaratan o.
Şimdi Sastaş Ayakkabı firmasm-
da spor ayakkabı tasarlıyor. Fet-
hiye doğumlu olan Türkoğlu Fet-
hiye yöresinden Letoon'u ayak-
kabı markası yapmış. Müzikle de
yakından ilgilenen Hüseyin Türk-
oğlu'nun piyasada satılan birkaç
kaseti var.
"Tasarım yapabilmek için hangi
ülkeye, hangi pazara, hangi paray-
la, hangi renklerle, hangi tekno-
lojiyle ve nasıiı tespit etmek lazım.
tşte bunun için bir pazar araştır-
ma bolümü kurduk. Bolümün iş-
levi, tasarımcının sorulanna yamt
bulmak. Bu araştırma işleminden
sonra bana o tanımlara uyan ka-
tegorilerde ayakkabı çizmek kalı-
yor"
"ÇHmek" sözünün altını çize-
rek Türkojlu'na "Nasıl bir
birikimle" diye soruyoruz: "Ben
bu işe girerken ayak nedir, vucut
üzerindeki fonksiyonlan nelerdir,
bir ayakkabı nasıl yapılır bunlan
öğrendim. Atölyeleri dolaştım.
Bunlar bir birikim. Sonra sanat-
sal altyapı, resim, geomelri, oran,
renk bitgisi, ekonomi bilgisi, mal-
zeme. yaratıcılık. Bol bol bu ko-
nudaki dergileri okumak. sokak-
taki her şeye eleşlirel gözle baka-
bUmek. Günö yasamak ve giincei-
liği ayakkabıya taşıyabilmek." Bu-
rada bir örnek: Aerodinamik oto-
mobil, aerodinamik ayakkabı ya
da 1997'de radarlı ayakkabılar.
Bir ayakkabı tasarımımn one-
mine gelince Türkoğlu'nun yanı-
tı şöyle: "Amerikada Nike, Adi-
das. Reebok pazarlama ve dizayn
firmalarıdır. Vani bugün ayakka-
bıya isim vermiş markalar ayak-
kabı üretmez, tasarlarlar.' Tasanmcı, üniniin "elle tutulur" hale gelmesini de denetliyor.
sancısı
ANKARA (Cumhuriyet Biiro-
su) — Türk-lş'e bağlı sendikala-
rın buyük bir bölümü, Konfede-
rasyon Başkanlar Kurulu'nun bir
an önce toplanarak gündetndeki
sıcak konulan ele aJmasını istiyor.
Turk-İş yöneticileri, Başkanlar
Kurulu'nun şubat ayı sonunda
toplanabileceğini bildirdiler. Bir
bölüm Türk-lş yöneticisi de bu
konuda yönetim kurulunda bir
görüşme olmadığını belirtiyorlar.
Türk-lş, Genel Kurulu'nun ar-
dından bir ay geçmesine karşın,
Turk-tş'in yeni üst yonetiminin
Başkanlar Kurulu'nu toplamadı-
ğını dile getiren sendikalar, Türk-
Iş'in zaman geçirilmeden güncel
sorunlan tartışmasını ve 1990
programını çizmesı • gerektiğini
vurguluyorlar.
Türkiye Maden-tş Sendikası
Genel Başkanı Hasan Hüseyin
Kayabaşı, "Ne yapmak istiyoruz?
Turk-tş'in tutumu ne olacak?
Bunlar bdli degil. Oturup bir ara-
ya gelip bunlan tartışmalıyız"
dedi.
Petrol-lş Genel Başkanı Münir
Ceylan da, Türk-lş Genel Kurulu-
nda onemli kararlar alındığını, bu
kararların yaşama geçirilmesi için
neler yapılacağının ancak Başkan-
lar Kurulu'nda ele alınabileceğİRİ
belinti.
Türk Harb-fş 2. Başkanı Mus-
tafa Alpdündar da, Türk-tş Ge-
nel Kurulu'nda alınan kararların
bağlayıcılığı karşısında neler yapı-
lacağının belirlenmesi için Baş-
kanlar Kurulu'nun zorunlu oldu-
ğunu vurguladı.
EKONOMİ NOTLARI
OSMAN LfLAGAY
Dünya Kantannda24Ocak:
10 Yılın Ağır Faturası
'24 Ocak Kararlanyia başlayan on yıllık dönemin belirleyici
özelliklerinden birinın Türkiye'nin dövız gelirterini artırma yolunda
elde ettiği başarı olduğunu geçen yazımda belirtmiştım. Evet,
Türkiye 1980'lerde uluslararası finans kuruluşlarının yoğun des-
teğınden de yararlanarak ekonomisini dışa açma, ihracatını hızla
arttırma. piyasa ekonomısinin bazı attyapılarını geliştirme ve döviz
sorununu aşma yolunda onemli adımlar attı. Atmasına attı, ama
bunun için oldukça ağır bir bedel ödedi.
1980'lerde Türkiye döviz sorununu çözerek ekonomisinin çark-
larını döndürebildi, ama ekonomisinin yapısını değiştirecek ve
üretim ve ıhracat potansiyelini yükseltecek bir sanayileşme stra-
tejisi çizip uygulayamadığı için geniş toplum kesımlerine yukle-
nen külfet kısmen boşa harcanmış oldu. işçinin, memurun, da/
gelirlinin özverisi yeni üretim kapasitesıne dönüşmedı. Gelir da-
ğılımı hızla bozulurken kışi başına mılli gelir artışında da Turki-
ye, kalkınma yarışında söz sahıbi ülkelerın çok gerisınde kaldı.
Ûnce 1980 yılını 100 olarak kabul edersek, 1989'da çeşitli ül-
kelerde ve ülke gruplarında kişi başına milli gelırın hangi düze-
ye geldiğıne bir bakalım. The Economıst Dergısı'nde yer alan
verilere Türkiye'nin verilerini eklediğimizde. ortaya şöyle bir tablo
çıkıyor:
Kişi başına GSMH endeksi: (1980: 100)
Asya ülkelen (Japonya hariç) 160
Japonya 136
ABD 120
Avrupa Topluluğu 120
Afrika .• 90
Latın Amerika 90
Ortadoğu ülkeleri 78
Türkiye (dolar bazlı) 110
Türkiye (sabit TL. bazlı) 122
Görülüyor ki Türkiye, 1980'li yıllarda büyük atılım yapan 'Asya
kaplanları' ve diğer Asya ülkelerinin çok gerisinde kalmış, kişi
başına GSMH'sını artırma açısından. Dolar bazlı kişi başına
GSMH rakamını esas alırsak Türkiye'nin kişi başına GSMH ar-
tışı, ABD'de ve AT'de sağlanan artışın da gerisınde kalmış. Tür-
kiye'nin durumu yalnızca petrol fiyatlarındaki düşüşten büyük
darbe yiyen Ortadoğu ülkelerinden, 'borç krizi'nin pençesinde
bocalayan Latın Amerika ülkelerinden ve yoksul Afrika ülkele-
rinden daha iyi.
Kişi başına gelir düzeyini artırma açısından 1980'li yıllarda bü-
yük başarı sağlayan Asya'nın "yeni sanayileşen" ülkelennin, bu
on yıl içinde sanayi yatırımlarını geliştirme, yeni yeni alanlarda
dünya pazarlarında öne çıkma ve geleceğin dünyasında söz sa-
hibi olma yolunda da çok onemli adımlar attiklannı biliyoruz. Baş-
ta Japonya olmak üzere ileri sanayileşmış ulkelerin birçoğunun
da 1980'li yıllarda üretim kapasitelerini yenileme ve geliştirme
yolunda onemli adımlar attıkları biliniyor.
Pekiyi Türkiye'nin sanayi yatırımları nasıl gelişmiş bu on yıl-
da? İmalat sanayii yatırımlarının gelişimini gösteren, 1983 sabit
fiyatlarıyla hesaplanmış 1973:100 bazlı endeksin 1977-88 döne-
mindeki gelişımi şöyle:
Özel Kamu Toplam
1977 150 202 154
1978 135 165 134
1979 92 204 120
1980 79 224 118
1981 79 205 112
1982 80 163 100
1983 81 158 98
1984.' 84 130 92
1985 89 139 98
1986 101 112 97
1987 97 66..... 80
1988 100 54 78'
Değerli araştırmacı Erdoğan Özötün'ün 15 Eylül 1989 tarihli
İSO Dergisi'nde yer alan yazısından aktardığım bu rakamlar du-
rumu açıklıkla gösteriyor. Türkiye'de özel kesim 1979'dan beri
imalat sanayiine dogru dürüst yatınm yapmamış, kamu kesımi
de son yıllarda elini bu alandan çekince 1973'dekınin de çok al-
tında yatınm düzeylerine ınilmiş. Bu koşullar altında Türkiye'nin
199O'lı yıllarda da bir üretim atılımı yapması, ihracat atılımı yeni-
lemesi ve gelir düzeyinde hızlı artışlar kaydetmesı oldukça zor
görünüyor.
19801i yıllarda Türkiye'nin enflasyon cephesindeki performansı
da ne yazık ki içler acısı. Sanayileşmiş ülkeler 1980'lere girilır-
ken iki haneli rakamlara doğru tırmanan enflasyon oranlarını kont-
rol altına alıp yüzde 3-4 dolaylannda istikrara kavuştururken Tür-
kiye 1980'lerin başında, 12 Eylül yönetimi altında yüzde
100'lerden yüzde 25'lere doğru çekebildiği enflasyonu daha son-
ra önce yüzde 40'lara, 50'lere, daha sonra yüzde 70'lere, 80'lere
doğru tırmandırmış; 1990'lara yüzde 70 dolayında bir enflasyonla
girmiş. 1980'li yıllarda dış borç kıskacında bocalayan Latın Ame-
rika ülkeleri dışında, enflasyon performansı Türkiye'ninki kadar
kötü olan başka bir ülke grubu yok. Türkiye, enflasyon perfor-
mansı açısından 1980'lerin en başarısız ülkelerinden biri. Kro-
nıkleşen yüksek enflasyon, bozulan gelir dağılımının ve bir tür-
lü atılım yapamayan sanayi yatırımlarının onemli nedenlerinden
biri.
Evet, Türkiye, 1980'lerde dış desteklerden de yararlanarak dö-
viz cephesinde bir başarı sağlamış görünüyor, ama ödediği ve
ödeyecegi fatura çok ağır. 1980'lerde Türkiye ekonomisındeki per-
formansın sorumlulan olarak Sayın Özal ve uluslararası finans
kuruluşları geçer notu hak ediyorlar mı bu karneyle?
ŞlRKETLERDEN HABERLER
• BORUSAN Amortisör İmalat
ve Ticaret Şirketi 1990 bayi
toplantısı yaptldı.
• DEC Bilgisayarları
Kullamcılan Derneği kuruldu.
Dernek baskanlığına Çiğdem
Harrison getirildi.
• EKİN TURİZM merkezi
tngillere'de bulunan ve
dünyanın en geniş hizmet ağuıa
sahip Thomas Cook Seyahat
Acentası ile temsilcilik
anlaşması imzaladı.
• LOCKHEED
CORPORATION Başkan
Yardımcılığı'na Walter
Skowronski atandı.
• OLİVETTÎ çok kuljanıcıh
ortamlar için geliştirdiği iş
istasy"onlarının en son modeli
WS 785'i piyasaya sundu.
• OTEL ALTINORFOZ Merit
International Otel zincirıne
katıldı.
• USAŞ 1990 yılında 9 milyar
dolarhk yatınm yapmayı
planlıyor.
DÖVİZ KURLARI
Dövızın
Cınsi
1 ABD Doları
1 B.AIman Marto
1 Avustralya Doları
1 Avusturya Şilini
1 Belçıka Frangı
1 Danimarka Kronu
1 Fın Markkası
1 Fransız Frangı
1 Hollanda Florini
1 İsveç Kronu
1 isvıçre Frangı
100 Italyan Lireti
1 Japon Yeni
1 Kuveyt Dinan
1 Sterlin
1 S.Araöistan Rıyali
Döviz
Alış
2350.29
1388.16
1789 04
197 42
66.47
358.99
590.97
408.96
1233.04
381.17
1573 68
187.13
16.40
8080.77
3908.54
626.82
Döviz
Satış
2355 00
1390.94
1792 63
197 82
66 60
359.71
592.15
409.78
1235.51
381.93
1576.83
187.50
16.43
8096.96
3916.37
628.08
29 OCAK 1990
Efeköf
Alış
2347.94
1386.77
1758.63
197.22
65.34
355.40
580.92
408.55
1231.81
377.36
1572.11
183.95
16.24
7943.40
3904.63
616.16
Efektif
Satış
2362.07
1395.11
1798.01
198.41
66.80
360 79
593.93
411.01
1239.22
383.08
1581.56
188.06
16 48
8121.25
3928.12
629.96
FAXCOK HIZLI ^PitneyBovves
GONP4AS IST 13*3J S6 • 161 2208 • 132S761 »NK 136 39 65 •'37 25 65 I2M ?»215
DERBORSA
Hisse senedi ılım satımmJı İstanbul ve Ankara'daki
merkez ve şubelerinde, genişletilmiş ve yetijtirilmiş
elemanlan ile borsayı halkımıza daha da yakınla^ırdı.
Bu bilinç ve gururla hizmetlerine devam etmektedir.
DERBORSA BORSA BANKERÜĞÎA.Ş.
Mtrka: SIRKEC1, Dmifogu. Sok Drrvi} Han Sa 14
Tel: İU S2 20
Şubt ŞİŞU AMe-ı Humyct Cad. No. 12S
TtL- 141 41 66
ŞUIK. KADIKÖY. frmiöı Bıfrüt Cad. Dnan Pmuntsı yam, Mr 1/5 Kmum
Tei 363 18 02
Ş*ix. KIZILAY. Mıilı MusLfa Cad. Cuvenp^rk Apt KM: 2 So 14/4
Tcl 118 4) $8
sayın doktor ve eczacılara
Lokal antimikotik-antienflamatuvar-
antibakteriyel, naftil-allilamin türevi
EXODERIL
(naftifin) krem % 1
15 gMık tüplerde tıp kullanımına
sunulmuştur.
BIOCHEMIE Ges. m.b.H
Kundl-Avusturya tarafından geliştirilmiştir.
Eczacıbası
»Tescıl edilmış marka
Büyukdere Cad 185Levent 80710. Istanbul