27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 OCAK 1990 EKONOMİ CUMHURİYET/13 SEK'ten süte zam • ANKARA (ANKA) — Türkiye Süt Endüstrisi Kurumu (SEK), şişe sütune yüzde 15 zam yaptı. Şişe sütünıin fiyatı 650 liradan 750 liraya çıkarıldı. Kurumun SEK bayilerine gönderdiği yaa ile bildirilen zammın uyguianmasına başlandı. Karton ambalajda satılan süte ise geçen hafta içinde zam yapılmıştı. Daha önce 1700 liraya satılan kiloluk süt 1900 liraya, yarım kiloluk paket süt 900 liradan 1000 liraya, çeyrek kiloluk süt ise 550 liradan 600 liraya çıkanlmıştı. Kurumun süt dışındaki ürünlerine de zam yapılacağı belirtiliyor. Borsaya tepki • Ekonomi Servisi — İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'na girmeleri yasaklanan yatınmcılar, durumu protesto ederek borsanın kapatılma karannın işlemleri yatınmcılarının kontrolünden çıkarmak için alındığını örıe sürdüler. Gazete burolanna basın bildirisi gönderen yatınmcılar, "Borsa salonunun yatınmcılara kapatılarak işlemlerin tasarrufçuların her türlü bilgi ve müdahale imkânlan dışında cereyanın sağlanması yasa hükümlerine ve hatta borsanın tanımına aykırıdır" dediler. Impexbank yatınm fonu • Ekonomi Servisi — Impexbank, 5 milyar TL tutannda menkul kıymetler portföyünden oluşan Impex Fon-I adıyla bir yatınm fonu kurdu. Impex Fon-I katılma belgeleri 2 Şubat 1990 cuma gününden itibaren, Impexbank şubelerinde satışa sunulacaktir. TOBB Konseyi • MERSİN (Cumhuriyet Guney İlleri Biirosu) — TOBB'nin Mersin'de yapılan Ticaret Borsaları Konsey Toplantısı'nda, "20 aydır sorunlara karşı duyarsız kalan hükümete karşı ortak tavır alınması" istendi. Turkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkan Vekili Yılmaz Testereci, "ticaret sektoründe karamsarlık ve belirsizliğin hâkim olduğunu" vurguladı. ASELSAN'da 'yetki' itirazı • A.NKARA (ANKA) — Bağımsız Otomobil-lş Sendikası'nın Askeri Elektronik Sanayii Anonim Şirketi'nde (ASELSAN) geçen günlerde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'ndan aldığı yetki tespitine ASELSAN işvereni itiraz etti. ASELSAN işvereninin Metal-İş kolunda faaliyet gösteren Otomobil-lş Sendikası'nın "iş kolu yetkisine" sahip olmadığı gerekçesiyle açtığı dava 1 şubat perşembe gunü l'inci Asliye Mahkemesi'nde ele alınacak. \atırım teşvikleri • ANKARA (AA) — Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), yatınm teşvikleriyle ilgili mevzuatta girişimcilere kolaylık sağlayıcı değişiklikler yaptı. DPT'nin önceki günkü Resmi Gazete'de yayımlanan tebliği ile DPT'de iş takibi konusunda Türk Ticaret Kanunu'na gore şirketi temsile yetkili kişilerin yanı sıra, "yeminli müşavirlik ve muhasebecilik" yapabilecek kişilerin de yetkili olması imkânı getirildi. Nükleer santral grrişimîTürkiye Atom Enerjisi Kurumu, Arjantin'le imzaladığı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fahrettin Kurt'a göre anlaşma doğrultusunda 20 megavatlık bir reaktör kurmak nükleer santrallar çevre kirliliği yapmıyor.. Kurt şu görüşü üzere harekete geçti. TAEK Başkanı Prof. Özmen, "İlk savunuyor: "Konu çevre kirliliğiyse hidrolik santrallar daha aşamada Arjantin'de ortaklaşa bir reaktör kurulacak, sonra zararlıdır. Ben, nükleer enerjinin teknolojisinden çok fazla Türkiye'de gerçekleştirilecek" dedi. anlamam ve ilgilenmem." MUSTAFA BALBAY A.NKARA — Türkiye'de nükleer ener- ji santraJIarının kurulması için yeniden gi- rişimler başladı. 1970'li >ıllarda büytik tar- tışmalara neden olan nükleer enerji konu- sunda Turkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) Arjantin ile imzaladığı anlaşma doğrultusunda harekete geçti. tlk aşama- da 20 megavatlık bir reaktör kurulacak. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fahret- tin Kurt, "Nükleer enerji için geç kalmak izereyiz, mutlaka yapmalıyız" dedi. TEK Genel Müdürü Muhittin Babaloglu da TEK bunyesinde nükleer enerji için bir bi- rim oluşturabileceklerini vurguladı. Geçen günlerde Enerji ve Tabii Kaynak- lar Bakanlığı'nın ilk kez organize ettiği 'nukleer enerji' konulu panelin ardından konuya ilişkin kişi ve kuruluşlar ağızbirli- ği etmişçesine nükleer enerjinin kaçınıl- mazlığını savunuyorlar. Kurt, nükleer santrallar yapmanın tam zamanı olduğu- nu vurgularken nedenini şoyle açıkladı: "Çernobil badisesi nedeniyle pazar bi- raz tıkandı. Şimdi harekete geçerse daha acuza mal edebiliriz. Bu konu daha önce- ki yıllarda da gündeme gelmiş ve her sefe- rinde vazgeçiimiş. Nükleer santrallar çev- re kiriiligi falan yapmaz. Çernobil gibi ha* diseler olursa da cevremizdeki ulkelerin co- gunda bu santrallar var. Zaran bize de d o kunuyor. Hem bence konu çevre kirliliğiy- se hidrolik santrallar daha zararlıdır. Ben nukleer enerjinin teknolojisinden çok fazla anlamam ve ilgilenmem. Benim için elek- trigin üreülmesi onemli." TAEK Başkan/ Prof. Dr. Atiila Özmea de kurumun ödeneğini sadece bir alana ka- nalize etmenin daha faydalı olduğunu be- lirterek Arjantin ile ortaklaşa bir çalışma başlattıklannı söykdi. Türkiye'nin 2005 yı- lında nukleer enerji kullanmayı hedefledi- ğine dikkat çeken Prof. Özmen, "tlk aşa- mada Arjantin'de ortaklaşa bir reaktör ku- rulacak. Sonra Türkiye'de bu gerçekleşti- rilecek. Sanıyorum 1994lerde biter. Özel sermayeyi de işin içine alınak istiyoruz. Halen STFA konuyla ilgileniyor" dedi. Eski TAEK Başkanı ve Çernobil olayı- nın ardından gorevden alınan Prof. Ah- mer Yüksel Özemre ise nükleer enerji ko- nusunda daha açık ve farklı bir yaklaşım gösterdi. Özemre'ye göre nükleer enerjiyi petrol ve komür kartelleri istemiyor. Çün- kü bin megavatlık bir nükleer santral yıl- da 1.6 milyon tonluk fuel-oilın ürettiği enerjiye eşdeğer üretim yapıyor. Bu da kar- tellerin işine gelmiyor. Prof. Özemre, "ile- rici geçinen, yesil geçinen lakıın nedeniyle" daha önce üç İcez gündeme gelen nükleer santralların gerçekleşemediğini öne sürdü. Prof. Özemre, bu konuda şu göriişleri sa- vundu: "Bunlar önce yalan haber vayarlar. Tar- Uşmayı genel tabana ya> arlar. Nereden pa- rasal destek bulduklan bilinmeyen miting- lere, forumlara dikkat. Üç kez boyie du- rum yaşadık." Prof. Özemre, "Aralannda ben de ol- raak üzere bilira adamları da hata yaptı" dedi ve şoyle devam etti: "Geçmişle hükümetleri yönlendirmeye kaikhk. Vasilik yaptık. O>sa bizim gore- vimiz sadece arz etmek olmalı. Bakanı, hiı- kümeti ikna etmek bizim işimiz değildir." Özemre, TAEK'in baslattığı "mini reaktör" çalışması için ise "Ne zaman nükleer enerji gündeme gelse boyle zıpzıplı reaktörler olur. Kurulacaksa belli gerek- sinimleri karşılayacak bir santral kunılmalı" dedi. TEK Genel Müduru Muhittin Babaloğ- lu, nükleer santralın mutlaka yapılmasını, konuşma yerine eksiklikierın tamamlan- ması için çahşılmasını istedi. Babaloğlu, "Geçmiste iki defa çozum noktasına ge- lindi. Ama olmadı. Kullanılan maddenin radyoaktif olması bizj urkuluyor. Ama el- deki enerji kaynakları da 21. asnn >arısı- na kadar yelmeyecek. Nükleer daire>i he- men kurmahyız. Nukleer enerjide çevre kirliliği yok, mevsimlerden etkilenme yok" diye konuştu. Dünyada halen yaklaşık 400 nükleer santral bulunuyor. Çernobil olayı dışında meydana gelen irili ufakh nükleer kaza sa- yısı ise 300 dolayında. Nükleer santralla- rın bütün enerji kaynakları içindeki payı ise yüzde 5. Bu santrallarda en büyük so- run olarak güvenlik gösteriliyor. Başta ABD. SSCB ve Japonya olmak uzere 7-8 ulkenin tekelini elinde bulundurduğu nük- leer santrallar, en iyi tahminle 5 yılda ta- mamlanabiliyor. Bir santralın ömrü ise or- talama 30 yıl. 'Gökyüzü sanayiinde' tekel F-16'ların üretildiği TAI tesisleri uçak sanayiiprojelerinin bel kemiği olacak Kurulu ANKARA (Cumburiyel Biirosu) — F-16 uçaklannm üretilmekte olduğu TAİ (Türk Uçak Sanayi) tesisleri, Türkiye'nin tüm uçak sanayii projelerinin bel kemiği olacak. TAİ tesislerinde F-16 uçaklannm yanı sıra hafif naklıye uçağı, eğitim uçağı, helikopter üreti- mi projeleri de gerçekleştirilecek. Bu arada Türkiye'nin üretmekte olduğu F-16 C/D pro- jesinde Blok-40 adı verilen yeni bir modele de geçildi. Yeni modelde uçaklann menzili ve al- dığı yakıt miktarı da artıyor. TAl'ye yakın çevrelerden alınan bilgilere göre Türkiye uçak sanayii alanındaki tüm projelerini TAl tesislerinde gerçekleştirmek is- tiyor. Bu konuda TAİ'y»veriIen yetki çerçe- vesinde de TAt yetkilileri projelerle ilgili fi- zibilite çahşmaları yapıyorlar. Bilindiği .gibi bu yıl başında sonuçlandırılan hafıf nakliye öte yandan F-16 C/D uçakları bundan uçağı üretimi projesinde tspanyolların Casa böyle yeni bir model olan Blok-40 modeline fîrması ile anlaşılmıştı. Savunma Sanayi Müs- göre dizayn edilecek. Yeni model ile ilgili bilgi teşarlığı (SSM) de tspanyolların Casa firma- veren TAl'ye yakın çevreler şunlan söylediler: sının TAİ'ye bu uçaklann üretimi için sipa- "Bu uçaklann havalıgı daha geniş olacak. riş vereceğini ve Türkiye'nin uçakları bura- Dolavısıyla daha fazla çekiş gucıi oluyor. Mo- dan alacağını açıklamıştı. tonın itiş gucü artıyor. tniş takımları daha TAl'ye yakın çevreler, eğitim uçağı ve he- likopter projelerinin de bu tesislerde gerçek- lestirileceğini açıkladılar. Eğitim uçağı proje- sinde iki fırmarun yanstığını kaydeden bu çev- reler, önümuzdeki ay içerisinde bu projenin karara bağlanacağını ve üretimi için de TA- l'ye yetki verileceğini doğruladılar. Aynı yet- kililer, helikopter projesinde şu anda herhangi takviyeli hale getiriliyor. Gövdesi ve kanat- lan daha güçlü olacak. Ajnca daha fazla ya- kıt alacak. Bo>lece menzili de yuzde 50'ye ya- kın oranda arlacak. Pilol kabinindeki tıim aletler de elden geçirildi ve hepsi dijital siste- me göre dizayn ediliyor." Bu arada 1991 yılı ortalarından itibaren F-16 uçaklarına takılacak olan elektronik bir ilerlemenin olmadığını \e projenin bekle- harp sistemi Yunan uçaklarına karşı önlem- mede olduğunu da kaydettiler. lerle donatılıyor. BlRMESLEK- TASARIMCILIK Dtiştinceyi elle tutmak ESER ATİLL "Bir atletin birinci olmasında koşarken giydiği ayakkabının da rolıi olduğunu hiç düşündünuz mü?" Bu soruyu gündeme getiren bir spor ayakkabı tasanmcısı olan Hüseyin Türkoğlu, "Tasarım, fonksiyonlarına göre ayakkabıyı düşünmekle başlıyor" diyor. Dü- şünce adım adım ayakkabıya dö- nüşüyor: "Ayakkabıyı çiziyoram, aynısını da uyguluyorum." HüseyinTurkoğlu, Mimar Sinan Üniversitesi Endüstri Tasarınıcılığı Bölümu'nden mezun. Aynı za- manda Batı Müziği Konservatu- van Şan Bölumü'nde okumuş. Bir zamanların Mekap'ını yaratan o. Şimdi Sastaş Ayakkabı firmasm- da spor ayakkabı tasarlıyor. Fet- hiye doğumlu olan Türkoğlu Fet- hiye yöresinden Letoon'u ayak- kabı markası yapmış. Müzikle de yakından ilgilenen Hüseyin Türk- oğlu'nun piyasada satılan birkaç kaseti var. "Tasarım yapabilmek için hangi ülkeye, hangi pazara, hangi paray- la, hangi renklerle, hangi tekno- lojiyle ve nasıiı tespit etmek lazım. tşte bunun için bir pazar araştır- ma bolümü kurduk. Bolümün iş- levi, tasarımcının sorulanna yamt bulmak. Bu araştırma işleminden sonra bana o tanımlara uyan ka- tegorilerde ayakkabı çizmek kalı- yor" "ÇHmek" sözünün altını çize- rek Türkojlu'na "Nasıl bir birikimle" diye soruyoruz: "Ben bu işe girerken ayak nedir, vucut üzerindeki fonksiyonlan nelerdir, bir ayakkabı nasıl yapılır bunlan öğrendim. Atölyeleri dolaştım. Bunlar bir birikim. Sonra sanat- sal altyapı, resim, geomelri, oran, renk bitgisi, ekonomi bilgisi, mal- zeme. yaratıcılık. Bol bol bu ko- nudaki dergileri okumak. sokak- taki her şeye eleşlirel gözle baka- bUmek. Günö yasamak ve giincei- liği ayakkabıya taşıyabilmek." Bu- rada bir örnek: Aerodinamik oto- mobil, aerodinamik ayakkabı ya da 1997'de radarlı ayakkabılar. Bir ayakkabı tasarımımn one- mine gelince Türkoğlu'nun yanı- tı şöyle: "Amerikada Nike, Adi- das. Reebok pazarlama ve dizayn firmalarıdır. Vani bugün ayakka- bıya isim vermiş markalar ayak- kabı üretmez, tasarlarlar.' Tasanmcı, üniniin "elle tutulur" hale gelmesini de denetliyor. sancısı ANKARA (Cumhuriyet Biiro- su) — Türk-lş'e bağlı sendikala- rın buyük bir bölümü, Konfede- rasyon Başkanlar Kurulu'nun bir an önce toplanarak gündetndeki sıcak konulan ele aJmasını istiyor. Turk-İş yöneticileri, Başkanlar Kurulu'nun şubat ayı sonunda toplanabileceğini bildirdiler. Bir bölüm Türk-lş yöneticisi de bu konuda yönetim kurulunda bir görüşme olmadığını belirtiyorlar. Türk-lş, Genel Kurulu'nun ar- dından bir ay geçmesine karşın, Turk-tş'in yeni üst yonetiminin Başkanlar Kurulu'nu toplamadı- ğını dile getiren sendikalar, Türk- Iş'in zaman geçirilmeden güncel sorunlan tartışmasını ve 1990 programını çizmesı • gerektiğini vurguluyorlar. Türkiye Maden-tş Sendikası Genel Başkanı Hasan Hüseyin Kayabaşı, "Ne yapmak istiyoruz? Turk-tş'in tutumu ne olacak? Bunlar bdli degil. Oturup bir ara- ya gelip bunlan tartışmalıyız" dedi. Petrol-lş Genel Başkanı Münir Ceylan da, Türk-lş Genel Kurulu- nda onemli kararlar alındığını, bu kararların yaşama geçirilmesi için neler yapılacağının ancak Başkan- lar Kurulu'nda ele alınabileceğİRİ belinti. Türk Harb-fş 2. Başkanı Mus- tafa Alpdündar da, Türk-tş Ge- nel Kurulu'nda alınan kararların bağlayıcılığı karşısında neler yapı- lacağının belirlenmesi için Baş- kanlar Kurulu'nun zorunlu oldu- ğunu vurguladı. EKONOMİ NOTLARI OSMAN LfLAGAY Dünya Kantannda24Ocak: 10 Yılın Ağır Faturası '24 Ocak Kararlanyia başlayan on yıllık dönemin belirleyici özelliklerinden birinın Türkiye'nin dövız gelirterini artırma yolunda elde ettiği başarı olduğunu geçen yazımda belirtmiştım. Evet, Türkiye 1980'lerde uluslararası finans kuruluşlarının yoğun des- teğınden de yararlanarak ekonomisini dışa açma, ihracatını hızla arttırma. piyasa ekonomısinin bazı attyapılarını geliştirme ve döviz sorununu aşma yolunda onemli adımlar attı. Atmasına attı, ama bunun için oldukça ağır bir bedel ödedi. 1980'lerde Türkiye döviz sorununu çözerek ekonomisinin çark- larını döndürebildi, ama ekonomisinin yapısını değiştirecek ve üretim ve ıhracat potansiyelini yükseltecek bir sanayileşme stra- tejisi çizip uygulayamadığı için geniş toplum kesımlerine yukle- nen külfet kısmen boşa harcanmış oldu. işçinin, memurun, da/ gelirlinin özverisi yeni üretim kapasitesıne dönüşmedı. Gelir da- ğılımı hızla bozulurken kışi başına mılli gelir artışında da Turki- ye, kalkınma yarışında söz sahıbi ülkelerın çok gerisınde kaldı. Ûnce 1980 yılını 100 olarak kabul edersek, 1989'da çeşitli ül- kelerde ve ülke gruplarında kişi başına milli gelırın hangi düze- ye geldiğıne bir bakalım. The Economıst Dergısı'nde yer alan verilere Türkiye'nin verilerini eklediğimizde. ortaya şöyle bir tablo çıkıyor: Kişi başına GSMH endeksi: (1980: 100) Asya ülkelen (Japonya hariç) 160 Japonya 136 ABD 120 Avrupa Topluluğu 120 Afrika .• 90 Latın Amerika 90 Ortadoğu ülkeleri 78 Türkiye (dolar bazlı) 110 Türkiye (sabit TL. bazlı) 122 Görülüyor ki Türkiye, 1980'li yıllarda büyük atılım yapan 'Asya kaplanları' ve diğer Asya ülkelerinin çok gerisinde kalmış, kişi başına GSMH'sını artırma açısından. Dolar bazlı kişi başına GSMH rakamını esas alırsak Türkiye'nin kişi başına GSMH ar- tışı, ABD'de ve AT'de sağlanan artışın da gerisınde kalmış. Tür- kiye'nin durumu yalnızca petrol fiyatlarındaki düşüşten büyük darbe yiyen Ortadoğu ülkelerinden, 'borç krizi'nin pençesinde bocalayan Latın Amerika ülkelerinden ve yoksul Afrika ülkele- rinden daha iyi. Kişi başına gelir düzeyini artırma açısından 1980'li yıllarda bü- yük başarı sağlayan Asya'nın "yeni sanayileşen" ülkelennin, bu on yıl içinde sanayi yatırımlarını geliştirme, yeni yeni alanlarda dünya pazarlarında öne çıkma ve geleceğin dünyasında söz sa- hibi olma yolunda da çok onemli adımlar attiklannı biliyoruz. Baş- ta Japonya olmak üzere ileri sanayileşmış ulkelerin birçoğunun da 1980'li yıllarda üretim kapasitelerini yenileme ve geliştirme yolunda onemli adımlar attıkları biliniyor. Pekiyi Türkiye'nin sanayi yatırımları nasıl gelişmiş bu on yıl- da? İmalat sanayii yatırımlarının gelişimini gösteren, 1983 sabit fiyatlarıyla hesaplanmış 1973:100 bazlı endeksin 1977-88 döne- mindeki gelişımi şöyle: Özel Kamu Toplam 1977 150 202 154 1978 135 165 134 1979 92 204 120 1980 79 224 118 1981 79 205 112 1982 80 163 100 1983 81 158 98 1984.' 84 130 92 1985 89 139 98 1986 101 112 97 1987 97 66..... 80 1988 100 54 78' Değerli araştırmacı Erdoğan Özötün'ün 15 Eylül 1989 tarihli İSO Dergisi'nde yer alan yazısından aktardığım bu rakamlar du- rumu açıklıkla gösteriyor. Türkiye'de özel kesim 1979'dan beri imalat sanayiine dogru dürüst yatınm yapmamış, kamu kesımi de son yıllarda elini bu alandan çekince 1973'dekınin de çok al- tında yatınm düzeylerine ınilmiş. Bu koşullar altında Türkiye'nin 199O'lı yıllarda da bir üretim atılımı yapması, ihracat atılımı yeni- lemesi ve gelir düzeyinde hızlı artışlar kaydetmesı oldukça zor görünüyor. 19801i yıllarda Türkiye'nin enflasyon cephesindeki performansı da ne yazık ki içler acısı. Sanayileşmiş ülkeler 1980'lere girilır- ken iki haneli rakamlara doğru tırmanan enflasyon oranlarını kont- rol altına alıp yüzde 3-4 dolaylannda istikrara kavuştururken Tür- kiye 1980'lerin başında, 12 Eylül yönetimi altında yüzde 100'lerden yüzde 25'lere doğru çekebildiği enflasyonu daha son- ra önce yüzde 40'lara, 50'lere, daha sonra yüzde 70'lere, 80'lere doğru tırmandırmış; 1990'lara yüzde 70 dolayında bir enflasyonla girmiş. 1980'li yıllarda dış borç kıskacında bocalayan Latın Ame- rika ülkeleri dışında, enflasyon performansı Türkiye'ninki kadar kötü olan başka bir ülke grubu yok. Türkiye, enflasyon perfor- mansı açısından 1980'lerin en başarısız ülkelerinden biri. Kro- nıkleşen yüksek enflasyon, bozulan gelir dağılımının ve bir tür- lü atılım yapamayan sanayi yatırımlarının onemli nedenlerinden biri. Evet, Türkiye, 1980'lerde dış desteklerden de yararlanarak dö- viz cephesinde bir başarı sağlamış görünüyor, ama ödediği ve ödeyecegi fatura çok ağır. 1980'lerde Türkiye ekonomisındeki per- formansın sorumlulan olarak Sayın Özal ve uluslararası finans kuruluşları geçer notu hak ediyorlar mı bu karneyle? ŞlRKETLERDEN HABERLER • BORUSAN Amortisör İmalat ve Ticaret Şirketi 1990 bayi toplantısı yaptldı. • DEC Bilgisayarları Kullamcılan Derneği kuruldu. Dernek baskanlığına Çiğdem Harrison getirildi. • EKİN TURİZM merkezi tngillere'de bulunan ve dünyanın en geniş hizmet ağuıa sahip Thomas Cook Seyahat Acentası ile temsilcilik anlaşması imzaladı. • LOCKHEED CORPORATION Başkan Yardımcılığı'na Walter Skowronski atandı. • OLİVETTÎ çok kuljanıcıh ortamlar için geliştirdiği iş istasy"onlarının en son modeli WS 785'i piyasaya sundu. • OTEL ALTINORFOZ Merit International Otel zincirıne katıldı. • USAŞ 1990 yılında 9 milyar dolarhk yatınm yapmayı planlıyor. DÖVİZ KURLARI Dövızın Cınsi 1 ABD Doları 1 B.AIman Marto 1 Avustralya Doları 1 Avusturya Şilini 1 Belçıka Frangı 1 Danimarka Kronu 1 Fın Markkası 1 Fransız Frangı 1 Hollanda Florini 1 İsveç Kronu 1 isvıçre Frangı 100 Italyan Lireti 1 Japon Yeni 1 Kuveyt Dinan 1 Sterlin 1 S.Araöistan Rıyali Döviz Alış 2350.29 1388.16 1789 04 197 42 66.47 358.99 590.97 408.96 1233.04 381.17 1573 68 187.13 16.40 8080.77 3908.54 626.82 Döviz Satış 2355 00 1390.94 1792 63 197 82 66 60 359.71 592.15 409.78 1235.51 381.93 1576.83 187.50 16.43 8096.96 3916.37 628.08 29 OCAK 1990 Efeköf Alış 2347.94 1386.77 1758.63 197.22 65.34 355.40 580.92 408.55 1231.81 377.36 1572.11 183.95 16.24 7943.40 3904.63 616.16 Efektif Satış 2362.07 1395.11 1798.01 198.41 66.80 360 79 593.93 411.01 1239.22 383.08 1581.56 188.06 16 48 8121.25 3928.12 629.96 FAXCOK HIZLI ^PitneyBovves GONP4AS IST 13*3J S6 • 161 2208 • 132S761 »NK 136 39 65 •'37 25 65 I2M ?»215 DERBORSA Hisse senedi ılım satımmJı İstanbul ve Ankara'daki merkez ve şubelerinde, genişletilmiş ve yetijtirilmiş elemanlan ile borsayı halkımıza daha da yakınla^ırdı. Bu bilinç ve gururla hizmetlerine devam etmektedir. DERBORSA BORSA BANKERÜĞÎA.Ş. Mtrka: SIRKEC1, Dmifogu. Sok Drrvi} Han Sa 14 Tel: İU S2 20 Şubt ŞİŞU AMe-ı Humyct Cad. No. 12S TtL- 141 41 66 ŞUIK. KADIKÖY. frmiöı Bıfrüt Cad. Dnan Pmuntsı yam, Mr 1/5 Kmum Tei 363 18 02 Ş*ix. KIZILAY. Mıilı MusLfa Cad. Cuvenp^rk Apt KM: 2 So 14/4 Tcl 118 4) $8 sayın doktor ve eczacılara Lokal antimikotik-antienflamatuvar- antibakteriyel, naftil-allilamin türevi EXODERIL (naftifin) krem % 1 15 gMık tüplerde tıp kullanımına sunulmuştur. BIOCHEMIE Ges. m.b.H Kundl-Avusturya tarafından geliştirilmiştir. Eczacıbası »Tescıl edilmış marka Büyukdere Cad 185Levent 80710. Istanbul
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle