Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 OCAK 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURÎYET/5
Sem'in kartpostal dizisi
• Kültiir Servisi — Görsel sanatlar ve edebiyata ilişkin
her türlü malzemeyi kartpostal albumler biçimde
yayımlamayı amaçlayan Sem Yayıncılık, yayın hayatında
altıncı ayını doldurdu. Sem Yayıncılık'tan bugüne kadar
Mengü Ertel'in afiş, Jan Faust, Quino, Tonguç Yaşar ve
Gıirbüz Doğan Ekşioğlu'nun (yukarıda bir çalışması
görülüyor) karikatür albümleri ile 19. yüzyıla ait iki
fotoğraf albumü, lstanbul gravürleri ve Munif Fehim'in
"Istanbul Hayatı" resimlemeleri yayımlandı. Turgut
Çeviker ile Mustafa Doğruer tarafından basıma
hazırlanan ve yazışmalarda kartpostal olarak
kullanılabileceği gibi albüm olarak da saklanabilecek
olan Sem Kartpostal Albüm Dizisi'nden önümüzdeki
günlerde Orhan Veli'nin resimlendirilmiş şiirleri, Türkân
Şoray ve Cahide Sonku'nun film afişleri çıkacak.
Destek'te resim ve seramik
• Küllür Servisi — Serpil Akyıl'ın resim, Bingul
Başarır'ın seramik sergisi 23 ocak salı güniı Destek
Reasürans Sanat Galerisi'nde açılacak. Sergiler 16 şubat
tarihine dek sürecek. Seramiğe 1960 yılında Füreya Koral
ile başlayan Bingül Başarır yurtiçinde ve dışında pek çok
sergi ve yanşmalara katıldı. Ankara ve Izmir'de birçok
yapıda seramik pano ve şomenie çalışmalan olan Başarır
1%2'de Prag Uluslararası Seramik Sergisi, 1975 ve 1979
yılında Faenza Uluslararası Seramik Yarışmasfnda altin
madalya ile ödüllendirildi. 1966'da DGSA resim
bolumunden mezun olan Serpil Akyıl ise halen Anadolu
Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim Bolumu'nde yardımcı
doçent olarak gorev yapıyor.
lfeni ZelandaVla konser rekoru
• Kültiir Servisi — Ünlu soprano Kiri Te Kanawa,
anayurdu Yeni Zelanda'da bir açıkhava konseri verdi. Te
Kanawa'nın Auckland'daki Domain Parkı'nda verdiği
konseri 140 bin kişi izledi. Bu rakamın, Yeni Zelanda'da
verilen konserler açısından bir rekor olduğu belirtildi.
Daha once aynı yerde U2 topluluğu, Mick Jagger ve
David Bo^ie'nftı vermiş olduklan konserlere, bu rakamın.
yarısı kadar izleyicinin geldiği vurgulandı. Uzun süredir
lngiltere'de yasayan Kiri Te Kanawa'mn, Yeni Zelanda'da
1984'ten bu yana ilk kez konser verdiği öğrenildi. Aslen
bir Maori olan Kiri Te Kanavva, konserini Maori dilinde
söylediği "Evim evim, guzel evim" şarkısıyla bitirdi.
'Fransa ve Kemalist Türkiye'
• Kültiir Servisi — Yargıtay üyesi Doç. Dr. Sami
Selçuk'un "Fransa ve Kemalist Türkiye" başlıklı
incelemesi Fransa'da yayımlanan "Revue des deux
Mondes" Dergisi'nin Ocak 1990 sayısında yer aldı. 1829
yılından bu yana yayımlanmakta olan, onur kurulunda
ve yönetim kurulunda dunyaca tanınmış duşünur, yazar
ve bilim adamlarmın bulunduğu dergıdeki bu yazıda
Sami Selçuk, "Tanzimat'tan bu yana Türkiye'deki
Batılılaşma hareketlerine" değiniyor. Atatürk'ün
batılılaşma yönündeki atılımlanndan Türkiye'deki
demokratikleşme hareketlerine geçen Doç. Dr. Sami
Selçuk şu sonuca ulaşıyor: "Eğer Türkiye Batı toplumu
bünyesine, APye katılırsa katalizör bir işlev oynayarak
Batı'yı zenginleştirecek, onun demokratikleşme sürecini
hızlandıracaktır. Bu isteği benimsenmese bile Türkiye
yine de Batı'ıun buruk, tüm insanhğın özverili ve barışçıl
bir dostu olarak kalmakla birlikte, yönünu asla Doğu'ya
döndürmeyecektir"
^Uzıın Hikâyenin Sonu'
• Kiiltur Servisi —
Türk tiyatrosunun
ustalanndan Vasfi Rıza
Zobu'nun anılanndan
oluşan "Uzun
Hikâyenin Sonu" adlı
kitap yayımlandı. Vasfi
Rıza Zobu, 1917
yılından 1950'ye kadar
başından geçenleri, "O
Günden Bugune" adını
taşıyan kitapta
toplamıştı. "Uzun
Hikâyenin Sonu" ise
1950'den sonraki
yıllarda Vasfi Rıza'nın
başından geçenleri ve
gözlemlerini yansıtıyor.
Kitap, yakın tiyatro tarihimize, Şehir Tiyatrosu'nda
yaşanan çeşitli gelişmelere ışık tutu>or, 1902 yılında
Istanbul'da dünyaya gelen, 1917 yılında Darülbedayi-i
Osmani Tiyatro Mektebi'ne giren Vasfi Rıza Zobu, 57 yıl
Şehir Tiyatrosu'nda görev yaptı.
Istıklal Cad No 140 Te! 151 18 65 - 66
PAZARTESİ
22 Ocak 1990 Pazartesi 21.00
ESİNAFSARÖn Dinleti Aysun Timurcan
KONSERLERİ
30 yıl önceyitirdiğimiz ressamın yapıtları Garanti Sanat Galerisi'nde
Portre ııstası Hasmet Akal26 ocağa kadar sürecek
sergide Haşmet Akal'ın
çeşitli özel
koleksiyonlardan
derlenmiş yapıtları yer
ahyor. Yeniler
Grubu'nun
kuruculanndan olan
Akal, 1940'taki Liman
sergisine de katılmıştı.
Andre Lhote ve
Fernand Leger'nin de
: öğrencisi olan sanatçı 42
j yaşında ölmüştü.
NURER UĞURLU
Çok uzun bir aradan sonra
portre ustası Haşmet Akal'la îs-
tanbul'da (Harbiye Garanti Sanat
Galerisi, 5-26 Ocak 1990) karşı-
laşlım. Sergiyi gezerken yılların
ardında kalan anıları, dostlukla-
n, izlenımleri, söyleşileri anırasa-
dım. Bir kere daha Haşmet Akal'-
ın, kuşağının en i>i portre ressam-
lanndan biri olduğu gerçeğini
vurguladım.
Haşmet Akal, (1918-1960) ts-
tanbul'da doğmuş, ilköğrenimini
Galatasaray Lisesi'nin ilk bölu-
münde yapmış, daha sonra Hay-
darpaşa Lisesi'ni bitirmiş,
1938'de Güzel Sanatlar Akademi-
si'ne girmiş, burada ünlu hoca
Leopold Ltvy'nin öğrencisi ol-
muş, bu yıllarda, Avni Arbaş,
Fernıh Başağa. Nuri tyem, Nejad
Devrim, Agop Arad, Selim Tu-
ran, Mümtaz Yener, Turgut Ata-
la> gibi arkadaşlarıyla birlikte Ye-
niler Grubu'nu kurmuş, toplulu-
ğun 28 Mart 1940'ta İstanbul Ga-
zeteciler Cemiyeti'nin Beyoğlu
Lokali'nde duzenledigi Liman
RAİFE ULUS KOLEKSİYONUNDAN — Hasmet Akal'ın, Orhan Veli portresi (yanda) ile "Karaköy
- Kadıköy Dolmuş Motoru" adlı biiyuk bo> tablosu (yukanda) da sergide yer alıyor. Her iki yapıt da
Raife Ulus koleksiyonundan. (Fotoğraf: Muharrem Aydın)
sergisine katılmıştır.
Liman sergisini düzenleyen Ye-
niler Grubu ressamları, resmin
toplum sorunlanyla ilgilenmesi
gerektiği gorüşünü savunmuşlar,
halkın yaşayışını, gunlük çalışma-
larını, sevinçlerini, acılanru ve
kavgılarını yansıtmayı amaçla-
mışlardır. Liman adını verdikleri
ilk sergilerinde bu ressamlar, da-
ha çok liman görünümleri çizmiş-
ler, ekmeğıni denizden çıkaran in-
sanların sorunlarını konu edin-
mişlerdir.
Sergi, Ahmet Köksal'ın da be-
lirttiği gibi, zamarun Mustafa Şe-
kip Tunç, Hilmi Zi>a İ'lken, Ah-
met Hamdi Tanpınar, Fikret Adil
gibi tanınmış ve etkin bilim ve sa-
nat adamlarmın ilgisini çekmiş,
övgusünü kazanmıştır. Bu yıllar-
da Haşmet Akal, Orhan Veli, Sait
Faik, Metin FJoğlu, Cahit Irgat,
Salih Tozan gibi şajr, yazar ve
oyuncularla dostluk kurmuş, ti-
yatro çalışmalarına katılmış, ba-
zı piyeslerin dekorlarını yapmış,
resim, sanat, edebiyat uzerine
eleştiriler, denemeler, makaleler
yayımlamışlar.
1949'da burslu olarak Paris'e
giden sanatçı, burada Andre' Lho-
te, Fernand Leger gibi resim us-
talannın yanında çalışmış, Jean
Metzinger'e asistanlık yapmıştır.
Yeni Gerçekçilik anlayışını be-
nimseyen Haşmet Akal, bu yıllar-
da yanında çalıştığı ustatarın et-
kisi altında kalarak biçimciliğe
yönelmiş, non-figüratif akıma il-
gi duymuş, bu doğrultuda resim-
ler çalışmıştır. Kuzey Fransa'da
restore edilen bir kilisenin kon-
kurlarını kazanan sanatçı, Valan-
cienne kasabasına gitmiş, burada
bir kilise ile bir hastanenin duva-
rına resimler yapmıştır.
1953'te yurda dönen Haşmet
Akal, bu- yü sonra Yapı ve Kredı
Bankası'nın açtığı "Crelim" ko-
nulu resim yanşmasında Balıkçı-
lar isimli tablosuyla derece almış,
aynı yıl lstanbul Şehir Galerisi'n-
de eski ve yeni çalışmalarını içine
alan bir sergi düzenlemiştir. Sa-
natçı bu sergisinde, fîgurlü resira-
leriyle birlikte soyut çalışmaları-
na da yer vermiştir. 1955'te Haş-
met Akal, Türkiye Buyuk Millet
Meclisi'nin düzenlediği yarışma
için Adana'ya gelmiş, yerel mo-
tifler ve çeşitli belgeler toplamış,
yaptığj "Dadaloglu". "Tahtacı-
lar", "Pamuk Toplayıcılan",
"Adana'nın Kurtuluşu" isimli
tablolarıyla bir resim sergisi aç-
mıştır. (Bu yazıda imzası bulunan
yazar, Haşmet Akal'ı Adana'da
bu sergisinde tanımıştır).
1956'da Mersin Lisesi resim öğ-
retmenliğine atanan sanatçı, bu-
rada kaldığı dört yıl içinde, özel-
likle portreler, figürler, çocuk
başları, naturmort ve çıplak, aka-
demık ve gerçekçi anlayışın ürün-
Olümünün 30. yılında hikâyeci ve romancı Nahit Sırrı Orik
\akıiı geçmişimizi yaşamaımş gibi
REFİK DURBAŞ
22 Mayıs 1895 tarihinde Istan-
bul'da doğmuş. Babası Rüsumat
müdir-ı umumiyeliğinden emekli
Örik Ağası-zâde Hasan Sırn Be>.
Beşiktaş'ta Afılab-ı Maarif Ruş-
tiyesi'nde okumuş. Galatasaray
Sultanisi'ne devam etmişse de bi-
tirememiş. 1913'te Hukuk Mek-
tebi'nde dersleri izlemiş. Daha
çok kendi kendini yetiştirmiş.
1915-1928 yılları arasında Tiflis,
Berlin, Paris, Viyana, Roma ve
Kopenhag'da bulunmuş. 1928 yı-
lında Cumhuri>et gazetesinde ya-
zarlığa başlamış. MUli Eğitim Ba-
kanlığı'nda çevirmenlik yapmış.
Uzun sure Anadolu'yu dolaşmış.
Hiç evlenmemiş. Yasamını gaze-
te yazıları ve çevirilerle kazanmış.
16 Ocak 1960 tarihinde Istan-
bul'da olmüş.
Kısaca bu, Nahit Sırn Örik'in
yaşamöyküsu.
Bunun ötesinde öykü ve roman
yazarı Nahit Sırn. En çok da
"Sultan Hamit Düşerken"in ya-
zan. Ne zaman, nerede Nahit Sırn
adını gorsem, bu romanın adı da
aklıma geliyor.
Peki, nedir Nahit Sırrı'nın ede-
biyatımızdaki yeri?
Behçet Necatigil, "Edebiyatı-
mızda İsiraler Sözluğü"nde şun-
ları yazıyor onun ıçin:
"İlk hikâyesi, 'Zeynep, la
Courtisane' adıyla Paris'le 'Les
Oeuvres Libres' dergisinde çıkan
(1927) Nahit Sırn hikâye, roman,
oyun, eleştiri, gea ve anı tiırierin-
de eserler verdi. Genel olarak,
Cumhuri)et devri hikâyeciligimiz-
deki yeni gelişmelerden uzakta,
eskice sa>ılabilecek bir anlatımla
yasadığı çocukluk konaklannda
hatıralan süregelmiş, eski zaman
"Eski zaman >aşayışının kenar-
da köşede kalmış kalıntılan, can
çekişen eski toreler ve insanlar,
Tanzimallan beri sıirup gelen bir
kibar tabakanın önce maddi ve
onun sonu manevi düşkünlükle-
rinin tasviri."
Yaşadığı sure içinde yirmi ya-
pıtı yayımlanmış Nahit Sırn'nın.
"Sultan Hamit
Düşerken"in yazan
Nahit Sırn Örik'in dergi
ve gazete sayfalarında
kalmış çok sayıda öykü,
roman ve yazısı gün
ışığına çıkmayı bekliyor.
Nahit Sırn da değerini
bilemediğimiz birçok
yazanmız gibi edebiyat
sözlüklerinin satırları
arasında yaşamını
sürdürüyor.
kadın ve erkeklerinin artık masal-
laşmış ha\atlannı tşledi. Yolculuk
yazılarında >ine hareket, gözlem
ve coğraf\adan çok tarih ayrınlı-
ları uzerinde durdu."
Tahir Alangu ise "Cumhuriyet-
ten Sonra Hikâ>e ve Roraan"da
Nahit Sırrı'nın oyku ve romanla-
rı için şunları soyluyor:
Bunlardan iki oyunu, "Para
Uğnında" 1949'da İstanbul Şehir
Tiyatrolan'nda, "Almyazısı" ise
1952'de Devlet Tiyatrosu'nda oy-
nanmış. Bir de "Düşiiş" var, Ke-
mal Bekir'in "Sultan Hamit
Düşerken" romanından oyunlaş-
tırdığı. Duşuş de 1976'da sahne-
lenmiş.
Bu yirmi yapıtın yanı sıra Na-
hit Sırrı'nın dergi ve gazetelerin
say falannda kalmış sayısı oıduk-
ça fazla öyku, roman ve yazıları
gün ışıgına çıkmayı bekliyor.
Olumunun 30. yılında neyi ifa-
de ediyor Nahit Sırn ve yaz-
dıkları?
O da işte değerini bilemediği-
miz birçok yazanmız gibi edebi-
yat sözlüklerinin satırları arasın-
da yaşamını sürdürüyor.
Yukanda üç beş satırla özetle-
diğim yaşamöykusü ve yapıt-
Iarıyla...
Ama bir yazarı tanımak için
bunlar yeterli mi?
Bir yazan yaşatan onun gerçek
yapıtları değil mi?
Örneğin, Hilmi Yavuz'un "ger-
çek bir tarihsel roman" olarak ta-
nımladığı "Sullan Hamit Düşer-
ken'M genç kuşaklar nerede bulup
aasıl okuyabilecekler?
Kendi adıma böyle bir yazann
30. ölum yılında böyle bir yazı ye-
rine, bugün onun yeniden yayım-
lanmış bir kitabı uzerinde yazmak
ısterdim.
Ancak böyle anlamı olabilir bir
yazarı, bir sanatçıyı anmanın.
"En yakın" geçmişimizi sanki
hiç yaşamamış gibi daha bugün-
den unutursak nasıl kuracağız ro-
man, oykü geleneğımizi?
Daha doğrusu edebiyatımızın
geleceğıni...
leri olan resimlerle çeşitli sergiler
açmıştır. Aynı yıllarda oğrencile-
rinden Haluk Aker, Zihni Balım,
Güven Oğuzbaş. A.Hilmi Tur-
han'la birlikte "Elek" adında bir
sanat dergısi çıkarmış (1957-58),
Adanalı ve Mersinli gençlerin or-
taklaşa düzenledikleri çağdaş ti-
yatro çalışmalarına katılmıştır.
Sanatçı, 1960'ta Ankara'da
sergilediği son dönem çalışmala-
rının gördüğü büyük ilgi üzerine
Gazi Eğitim Enstitüsü Resim Bö-
lumu oğretmenliğine atanmıştır.
Haşmet Akal bu yıllarda Salim
Sengil'ın Ankara'da çıkardığı
"Secilmiş Hikâyeler" ve "Dost"
dergilerinde sanatla ilgili yazılar-
la birlikte, kimi hikâye ve şiirleri
desenlemiş ve süslemiştir.
Haşmet Akal, 30 Aralık 1960
sabahı, beklenmedik bir kalp krizı
sonucu, en verimli döneminde (42
yaşında) Ankara'da aramızdan
ayrılmıştır.
Sanatçının ötumunden az bir
zaman sonra (1961), 21. Devlet
Resim ve Heykel Sergisi'nde yer
alan "Dadaloğlu" isimli tablosu,
Milli Eğitim BakanlığYnın aynı yıl
yayınüadığı "Sanat Takvimi"nin
ilk yaprağını süslemiştir.
Haşmet Akal'ın (olümünden
sonra) Ankara Milli Kütüphane
Galerisi'nde açılan ve bütün ça-
lışmalarını ıçine alan bir sergisin-
den sonra, resimleri günümüze
kadar süren haksız bir unutul-
muşluğa bırakdmıştır. Sanatçmın
aramızdan ayrılışının otuzuncu
yılında, Garanti Sanat Galerisi'-
nin düzenlediği sergiyi ilk görme-
ye giden dostlarından biri olmak-
la birlikte, bu yazıyı, usta bir
portre ressamını genç kuşaklara
tanıtma'k amacıyla kaleme aldım.
Haşmet Akal, "toplumsal ve
yöresel gerçekçiliğe yonelen res-
mimizin önculerinden biri olarak,
özellikle figıir anlatımında başa-
n gosteren sanatçılar" arasında
sayılırsa da, bence, sanatçı asıl ki-
şiliğini ve ustalığını, çok sayıda
yaptığı portre çalışmalannda gös-
termiştir.
Bilirim. en hovarda aydınlık
Akdeniz'dedir. Bunu Haşmet
Akal, Mersin'in yosunlu kıyıla-
nndan Akdeniz'in sonsuz mavi-
liklerine bakarken ve "Liseli
Kız", "Lzanıp Yaüvermiş", "Es-
merGözeli" gibi unlu portreleri-
ni yaparken şair Celâl Çumralı,
ressam Nuri Abaç, hikâyeci Be-
dii Demirseren, eleştirmen Ziya
Ankan'dan daha yoğun, daha et-
kin yaşamıştır. Ki buna Akdeniz
tanıktır
Bıletler Gıse ve
Vakkoramada YAPIM & 0RGANI2ASY0N H E D E F
Devlet
Tıyatrosu'nda
yeni oyunlar
Kültiir Servisi — lstanbul
Devlet Tiyatrosu'nun önümüz-
deki günlerde sahneleyeceği ye-
ni oyunlar belirlendi. Mehmet
Bavdur'un yazdığı, Can Gür-
zap'ın sahneye koyduğu "Yan-
gın Yerinde Orkideler" adlı
oyun 30 ocakta Taksım Sahne-
si'nde başlavacak. Dekorlarını
Ethem Özbora'nın, kostümlen-
nı Serpil Tezcan'ın hazırladığı
oyunda Metin Belgin, Levent
Öktem, Ayda Yungul, M. Ali
kaptanlar, Gönen Bozbej ve
Sadrettin Kılıç rol alıyor.
13 şubat gunu AKM Oda Ti-
yatrosu'nda ise Sabahattin Kud-
ret Aksal'm "Kıral Lşumesi"
adlı oyunu başlayacak. Ejder
Akışık'ın yönettıği oyunun de-
korları Refik Eren, kostumleri
ise Halen Eren'e ait. Oyunda rol
alanlar: Mahir Günşıray, Tiilin
Oral, Mustafa Aykıran, Meral
Bilgiler Gökdeniz, Cengiz Da-
ner, Şerif Sezer, Sıdıka Şenkan,
Cevza Şipal, Halil Doğan, Nu-
ri Gökseven, Mithat Demokan
ve Adnan Tönel.
27 şubat salı günü AKM Oda
Ti>alrosu'nda ikinci bir o>un
daha başla>acak: "Sevgili Soy-
tarı". George Bernard Shaw ile
Patrick Campbell'in mektupla-
nndan Jerome Kilty tarafından
sahneye uyarlanan oyunun çe-
vırmeni Sait Talat Halman.
Kartal Tibet'in sahneye koydu-
ğu oyunun dekorlarını Nureltin
Özkonu, kostumlerini Mihriban
Oran hazırladı. Oyunda Tijen
Par ve Attila Olgaç rol alıyor-
lar.
Bu arada lsıanbul Devlet Ti-
yatrosu'nun yayımını surdurdu-
ğü "Yeni Se\irci" adlı derginin
üçuncu sayısı da çıktı. Kapak
konusunu "Tiyalroda Yonel-
men'in oluşturduğu dergıde
Italyan yazar Lnigi Pirandello'-
ya da özel bir yer ayrılıyor.
Devlet Tiyatrosu'nda Fırıncıoğlu'nun atölye çalışması
Düşünceye yön değiştirtme
Tiyatro ve müzik
çahşmalannı ABD'de
sürdüren Fırıncıoğlu,
D?vlet Tiyatrosu
sanatçılarıyla bir
seminer - atölye
çalışması gerçekleştirdi.
Çalışmada çağdaş
tiyatro kuramsal ve
uygulamalı olarak ele
alındı.
ESEN ÇAMURDAN
Birikime donuşememiş bilgi za-
man ve uzam içinde unutulup gi-
der, ya da yüzeysel, kısır ve ka-
lıplaşmış bir biçimde olduğu yer-
de kalır; insana yarardan çok za-
rar getirir.
Yaşamın her alanında gozlem-
lenen bu durum tıyatroda da gos-
terir kendini. Bir tiyatro okulunu
bitiren genç bır öğrenci kendini
yenileyebilecek gerekli ortamı bu-
lamaz ya da yaratamazsa okuldan
öğrendikleriyle kalmaya, giderek
gerilemeye, hatta yok olmaja
mahkûmdur ne yazık ki. Hele bu
oyuncu genellikle sanat merkez-
lerini oluşturan metropollerin dı-
şında bir yerde tiyatro yapıyorsa
işi daha da guçleşir. Yaşayan sa-
nat ve külturle yeterince beslene-
meyen, alışverişte bulunamayan
bir tiyatro sanatçısının bu yoksun
durumu sahnesine de yansır, or-
taya niteliğı tanışılır, kendi içine
kapalı oyunlar çıkar.
Devlet Tiyatroları, büyük mer-
kezler dışında hizmet veren sanat-
çılannın "oyunculuk guçlerinin
devamlılıgını sağlamak" amacıyla
bir iç eğitim nıteliğinde olan
önemli bir girişimde bulundu.
Halen, New York ağırlıklı olmak
uzere ABD'nin çeşitli eyaletlerin-
de tiyatro ve müzik çalışmalarını
surdürmekte olan araştırmacı Se-
mih Fınncıoğlu Adana Devlet Ti-
yatrosu'nun konuğu oldu. Fırın-
1960'LARDAN BU YANA TtYATRO .— Semih Fınncıoğlu,
1960'lardan bu yana Batı tiyatrosundaki gelişmeleri de anlattı. Fı-
nncıoğlu yeni kuramlarla ilgili bilgi venrken, çağdaş gösteri anlayı-
şının temel ilkelerini de ortaya koydu.
cıoğlu sanatçılarla birlikte ABD'-
de tiyatro akademilerinde de uy-
guladığı on bır seanstan oluşan
bir seminer-atölye çalışması ger-
çekleştirdi.
Batı tiyatrosunda 1960'lardan
bu yana yer alan gelişmeler konu-
sunda bilgi vermek, yeni tiyatro
kuramlan ve bu kuramlardan do-
ğan sahneleme ve oyunculuk tek-
nıklerini anlatmaktan oluşan ça-
lışmamn amacı, tiyatroculuk mes-
leğinin özunu yeniden gözden ge-
çirmek ve onu tüm boyutlanyla
irdelemekti.
Çalışmalar, kuramsal ve uygu-
lamalı olarak iki duzlemde yapıl-
dı. Çağdaş tiyatroda, sanatta çe-
şitli yaklaşımlar, örnekleriyle ta-
nımlanırken değışık ifade biçım-
lennin nasıl kullamldığı gösteril-
di, keşfettirilmeyeçahşıldı. Çağ-
daş tiyatronun gelişim çizgisini ele
alırken 19. yüzyıl burjuva tiyat-
rosundan başlayan Fınncıoğlu,
anlatısının sınırlannı geniş tuttu,
tiyatronun yanı sıra başta müzik
ve resim olmak üzere, diğer sanat
dallanndan da örnekler verdi. Öte
yandan bunları aktanrken birbi-
ri ardına gelen sanayi devrimleri-
ni, sıyasal çöküntuleri, hızlı kent-
leşmeyi ve öteki toplumsal deği-
şimleri goz ardı etmedi. Doğalcı-
lık olgusundan evrensel armoni-
nin peşinde koşan Wagner'e ge-
çen, Wagner'in disiplinleri yan
yana getirişini anlatırken Brecht'-
in ayrıştırıcı ozellığini vurgulayan
ilginç, zekice hazırlanmış bir bil-
gi aktarımı...
Çağdaş gösteri kavramının baş-
lıca ilkelerini vurgularken olsun
gösteri sanatlarındaki birleşmeyi
açıklarken ya da aynı bağlamda
örnekler verirken olsun Fırıncıoğ-
lu'nun hedeflediği, sanatçmın da-
ha fazla gormesini, hissetmesini
sağlayabilmek, olayları daha de-
rin ve kapsamh yaşaması gerek-
tiğinin altını çizmekti. Bunun so-
nucu da doğal olarak kendini ifa-
de yolları aramak olacaktı.
Uvgulamalı bölümde ağırlık,
bedensel çabşmalardaydı. Temel
rahatlama-ısınma teknikleriyle
başlayan çalışmalar giderek
nefesleme-ritm ve zamanlama ha-
reketlerini içerecek biçimde geniş-
letildi.
Seminer-atölye çalışmalannın
sonuna doğru o güne dek söz ko-
nusu edilen kuramsal bilgiler uy-
gulamaya geçirilmeye başlandı.
"Formalizasyon" (biçimleştirme
denebilir) ve "Kurgu" olarak ad-
landırılan denemelerde oyuncu-
lar, tıyatroya yeni, değişik yakla-
şımlarda bulunabihnek için tiyat-
ro metinlerinden seçmelerin yanı
sıra tiyatro dışı metinlerden de ya-
rarlandılar. Tiyatroda soze dayalı
anlatı mantığından sıynlıp görsel-
leştirme kaygısı taşıyan bu araş-
tırmaların amacı genelde "tiyal-
rosal olanı" yakalamaktı. Bir
başka deyişle, "statik ortamdan
dinamik ortama geçmek", her
sozsel anlatının görsel ifadesini
bulabilmekti.
Ünlu sanatçı Picabia, "Başla-
rımız düşünceler yön değiştirebil-
sinler diye yuvarlaktır"' der. Dev-
let Tiyatrolan'nın ilk kez Adana'-
da başlattığı bu çalışma kanımca
"düşünceye yön değiştirme" de-
nemesi. Bu tur gırişimlerin yay-
gınlaştınlmasi, giderek birtakım
yapıcı urunlere donuştürulmesi
gerek tiyatro sanatçısına, gerek
seyircısine yeni ufuklar açacaktır
Sanlımaıı
sergisi MDlde
• Kültür Servisi — Ressam
Tayfun Sanüman'ın
yapıtları 13 şubat tarihine
dek Galeri MD'de
sergileniyor. 1960 yılında
Güzel Sanatlar Akademisi
Zeki Faik Izer
Atölyesi'nden mezun olan
Sanlıman, şimdiye kadar
onu aşkın kişisel sergi açtı.
Sanlıman, 1980 yılında
Günaydm Gazetesi'nin
Altın Palet ödülü'nü
kazandı.
James
Bond'ıuı ogju
• Kültiir Servisi — Eski
James Bond'lardan Sean
Connery'nin oğlu Jason
Connery, bir televiıyon
filminde, James Bond'un
yaratıcısı yazar Ian
Fleming'i canlandıracak.
Bilindiği gibi, Ian
Fleming'in James Bond
romanları bir zamanlar
satış rekorları kırmıştı.
Fleming'in romanlanndan
beyazperde>'e aktarılan ilk
James Bond filmleri de
ünlü ajanı canlandıran Sean
Connery'yi yıldızlar arasına
sokmuştu.
Rauf Aykut
öldti
• Kultür Servisi —
lstanbul Devlet Senfoni
Orkestrası üyelerinden,
viyolonsel sanatçısı Rauf
Aykut önceki gün öldü.
İDSO'ya 18 yıl hizmet
veren sanatçı, 1947'de
doğdu, lstanbul
Konservatuvarf nda eğitim
gördü. Aykut, 1968-1972
yılları arasında
Cumhurbaşkanlığı Senfoni
Orkestrası'nda çalıştı ve
1972 yılında lstanbul Devlet
Senfoni Orkestrası'na geçti.
'Bird' yeniden
gösterimde
• Kültür Servisi — 15
ocak tarihinde açılan,
ancak yurtdışından getirilen
makinelerin anza yapması
yüzünden salı gününden bu
yana film gösterimlerine
ara vermek zorunda kalan
Fitaş Cep Sineması,
'Bird'ün gösterimine devam
etmeye başladı. "Dolby-
stereo Sound" sistemle
donatılan ve 320 kişilik bir
kapasiteye sahip olan
sinemanın yöneticileri, bu
durumun teknik bir
arızadan kaynaklandığını ve
Clint Eastwood'un
yönettiği, ünlü cazcı
Charlie Parker'ın
yaşamöyküsünü yansıtan
"Bird" filminin dün 14.45
matinesinden itibaren
gösterildiğini belirttiler.
Ucretsiz riyatro
• tSTANBUL(AA) —
Zeytinburnu Belediyesi,
kültürel etkinlikler
kapsamında, ilçe halkından
bir bölumünu ucretsiz olarak
tiyatroya goturecek. llçeden
565 kişi, belediye araçlanyla
Harbiye Muhsin Ertuğrul
Tiyatrosu'na giderek "Ağrı
Dağı Efsanesi" adlı oyunu
izleyecek. Zeytinburnu
Belediye Başkanı Hasan
Yılmaz konuyla ilgili
açıklamasında, bu
organizasyonla vatandaşlara
tiyatroya sevgisini, tiyatroya
gitme, kültürel faaliyetlere
katılma gibi aiışkanuklan
edindirme amacında
olduklarını kaydetti.
BüGÜN ~
• Cemal Süreya anılıyor
Hilmi Yavuz, Meüsa
Gürpınar ve Şule Perinçek'in
katılacaklan "Şiirleriyle
Cemal Süreya" başlıkJj
toplantı 15.30'da Kadıköy
Gençlik Kitabevi'nde.
• İmza ve sohbet Güngör
Dilmen, Hulki Aktunç,
Hikmet Temel Akarsu ve
îbrahim Doğan 14.00-18.00
arası Kadıköy Kültür
Kitabevi'nde kitap
imzalayacak ve okurlanyla
söyleşecekler.
• 'Laiklik nedir?' Prof.Dr.
Emre Kongar'ın yöneteceği,
Prof.Dr. Toktamış Ateş,
Prof.Dr. Reşat Kaynar,
Necmiye Özer, Abdurrahman
Dilipak'ın katılacaklan
"Laiklik Nedir? Ne
Değildir?" başlıkh toplantı
12.00'deTaksimNikâh
Salonu'nda başlavacak.
BILSAK'TA
BUGÜN
20 Ocak Curaartesi:
14.00 GÜNLERİN
GÖTÜRDOĞÜ:
"Turk Basını 80'li yıllardaki
Demokrasiyi Tartışıyor."
18.00 Konferans: Enformatik
Cehalet. Nabi AVCI
19.00 TİYATRO: "İşte Baş,
tşte Gövde, İşte Kanatlar."
Yazan: Sevim BURAK,
Oynayan: BtLSAK TİYATRO
ATÖLYESI.
10.00-01.00 arası CAFE-
FOYER-BAR
B1LSAK, Herkese Açıktır.
B1LSAK, Sıraselviler, Sogancı
Sok.
No: 7 CİHANGİR
143 28 79 - 143 28 99