25 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 OCAK 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Crack kullanan başkan • VVASHINGTON (AA) — VVashington Belediye Başkanı Marion Barry, kokainin bir turevi olan "crack" bulundurmakla resmen suçlandı. ABD başkentinin tartışmalı siyah belediye başkanı öncekı gün, satıcı kılığına girmiş, polisten 'crack' alırken, tutuklantnıştı. Federal Mahkeme, Barry'yi, üzerinde 'crack' laşımakla suçladı. Şubat ayında başlayacak yargılanması sonucunda, Barry'nin bir yıl hapis ve 1000 dolar para cezasma carptırılabileceği belirtildi. Amerika'nın en tanınmış politikacılarından olan Barry, başkentte uyuşturuculara karşı mücadeleyi bizzat yürütiiyordu ve uyuşturucu kullandığını daha.önce yalanlamıştı. Uyuşturucu operasyonu • BOLONYA (AA) — ttalya'da, Türkiye ve Kolombiya üzerinden getirilen uyuşturucu maddeyi piyasaya süren uluslararası bir uyuşturucu şebekesinin 87 üyesi tutuklandı. Polis yetkilileri, Italya'nın kuzeyinde 12 kentte dün düzenlenen geniş çaplı operasyonlar sonunda, Bolonva sorgu yargıcının, hakkında tutuklama emri çıkardıgı 110 kişiden 87'sinin tutuklandığını duyurdular. Tutuklananlann çoğunun İtalyan olduklan, aralannda Türk ve Yugoslav vatandaşlarının da bulunduğu, ancak hic birinin şebekenin elebaşısı olmadığı kaydedildi. Soydaşlara sınırdışı • STOCKHOLM (AA) — lsviç hükümeti, Bulgaristan'dan ulkeye sığınan Türklerin sınırdışı edilmesine başlanacağım açıkladı. İsvec, sınırdışı işlemini bu ay başında askıya almış ve Bulgaristan'daki Türk azınlığın baskı görüp görmediğini belirlemek için Sofya'ya bir heyet göndermişti. Heyet, tsveç'e dönüşünde, Bulgaristan'da demokrasi ve dini-kültürel haklann geri verilraesine "• " doğru adım atıldığını bildirmiş ve sığınmacı Türklerin Bulgaristan'a geri dönebileceklerini kaydetmişti. Geçen yazdan bu yana lsveç'e Bulgaristan'dan 5 bin Türk gelmişti. ATden Doğu Avrupa'ya ilgi • DLBLİN (AA) — Avrupa Topluluğu Bakanlar Konseyi, Doğu Avrupa'daki son gelişmeleri göriişmek ve Topluluğun bu ulkelere yönelik politikasını belirlemek üzere dönem başkanı lrlanda'nın başkenti Dublin'de bu akşam özel bir toplantı yapacak. Topluluğa üye 12 ülkenin dışişleri bakanlan ile birlikte AT Komisyonu Başkanı Jacques Delors ve komisyonun dış ilişkiler, ticaret politikası ve Avrupa ülkeleri ile işbirliğinden sorumlu başkan yardımcısı Frans Andriessen'in katılacağı toplantıda, Doğu Avrupa ülkelerinde meydana gelen son değişikliklerden sonra, AT'nin bu ulkelere yapacağı yardım ve işbirliği politikası tartışılacak. 'Bagvan Rajniş öldti • YENt DELHİ (AA)— Dünyanın önde gelen zengin ve ünlüleri arasında bile müritleri bulunan ve 1985'te ABD'den sınırdışı edilen Hint guru "Bagvan" Rajniş öldü. Sözcüsü tarafından Yeni Delhi'de yapılan acıklamada, 58 yaşmdaki Rajniş'in, dün, ülkenin güneyindeki Poon'da bulunan komününde, kalp krizi sonucu öldüğü kaydedildi. Asıl adı Osho olan Rajniş, daha sonra "Bagvan" (Tanrı) ismini kullanmaya başlamıştı. Colombia bugün dönüyor • CALtFORNİA (AA) — Yörüngeden aldığı arızalı bir uyduyu dünyaya getiren uzay mekiği Colombia'nın inişi bugüne enelendi. Erteleme karannın, iniş pistinin bulunduğu Mojave Çölü'ndeki olumsuz bava koşulları nedeniyle alındığı bildirildi. ABD Uzay Ajansı sözcüsu, 102 ton yükü olan mekiğin, en erken bu sabah dünyaya inebileceğini, bu süre içerisinde dünya çevresinde döneceğini açıkladı. Son bir haftada 3 ihaleyi3 AT üyesi ülke kazandı Savunmada AFye 'yatırım' EVREN DEĞER ANKARA — Türkiye, son dönemde bü- yük savunma sanayii ihalelerini Avrupa fır- malarına vererek AT üyesi ulkelere göz kır- pıyor. Son bir hafta içerisinde yaklaşık 2.5 trilyon Türk Lirası değerindeki 3 savunnıa sanayii ihalesinde 3 değişik AT üyesi ülke firmasının seçilmesi, askeri ve Savunma Sanayii Müsteşarlığı'na yakın çevrelerce, "Hükümetin, AT'ye girme umudunu can- iı tutma yolunda siyasi bir seçimi" olarak değerlendirildi. Türkiye son bir hafta içerisinde HE/SSB olarak bilinen telsiz ihalesinde îngılizlerin Marconi, hafif nakliye uçağı projesinde İspanyolların CASA ve mobil radar komp- leksi projesinde de Fransızların Thomson- CSF firmalannı birinci secti. Daha önee- den sonuçlandınlan 5 büyük savunma sa- nayii ihalesinde peşpeşe ABD'li firmalar birinci seçüirken, özellikle son bir hafta içe- risinde sonuçlandınlan 3 büyük savunma sanayii ihalesinin AT üyesi ülkelerin firma- lanna verilmesi dikkat çekti. AT'nin Türki- ye'nin tam üyeligine "hayır" demesini zor- laştıracağı savıyla Avmpalı firmalara ve- rilen bu 3 büyük savunma sanayii ihalesiyle ilgili genel döküm şöyle: Telsiz projesi: Proje, Türk Silahlı Kuv- velleri'ni elektronik harbe karşı korumak, uzun ve kısa mesafede haberleşme gerek- sinimini karsılayacak telsiz sistemlerini yurt içirtde üretme amacına yönelik. Proje kap- samında toplam 2 bin 579 adet lelsizin üre- timi öngörülüyor. Proje için Savunma Sa- nayii Müsteşarlığı'na çeşitli firmalardan ge- len teklifler incelendikten sonra, ağırlıklı olarak 3 Avrupa firması üzerinde duruldu. Bunlar, İngilizlerin Plessey ve Marconi fir- malan ile F. Almanya'nın Siemens firma- sıydı. Savunma Sanayii tcra Komitesi tek- nik, mali ve teknoloji ıransferi yönünden yaptığı incelemeler sonucunda, İngilizlerin ladılar. Hafif nakliye uçagı projesi: Proje kap- sanunda 30-35 kişilik paraşütçü taşıyan 52 adet uçagın üretımi öngörülüyor. thalenin toplam tedarik bedeli ise 600 milyon do- lar (1.5 trilyon civannda) olarak bildirildi. lhalede İspanyolların CASA firması ile ttalyanların Aeritalia firmalan yarıştı. Haf- Marconi firmasında karar kıldı. Projenin ta başında toplanan Savunma Sanayii tc- toplam tedarik bedeli ise 96 milyon sterlin ra Komitesi ise CASA firması lehinde ka- (374 milyar Türk lirası) olarak bildirildi. thalenin, Türkiye'nin en büyük telsiz üre- rar aldı. Bu arada bir tstanbul gazetesin- de yer alan ihalede yarışan Aeritalia firma- Savunma Sanayii Müsteşarlığı'na yakın çevreler, son dönemde önemli savunma sanayii projesi ihalelerinin peş peşe Avrupalı firmalara verilmesini 'hükümetin AT'ye girme umudunu canlı tutma yolunda bir seçimi' olarak değerlendirdiler. ticisi olan Aselsan'a verilmemesi de dikkat çekti. Aselsan yetkilileri, Milli Savunma Bakanlığı'na ve Savunma Sanayii Müste- şarlığı'na "aynı telsizleri kendi fabrikala- nnda çok daha ucuza mal edecekleri" yo- lunda raporlar gönderdikienni ifade etti- ler. MSB çevreleri, Aselsan'ın bu konuda kendilerine başvuruda bulunduğunu doğ- rularken, Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM) yetkilileri Aselsan'ı, "şımank ve kaprisii" bir çocuk gibi davranmakla suç- sının yetkililerinin, "tspaııya'nın, Türkiye1 nin AT'ye girmesi yolunda yakügı yeşil tşık kararda etküi oldu" şeklindeki değerlen- dirmeleri dikkat çekti. Mobil radar kompleksi: Proje kapsamın- da toplam 14 radar ve 18 komuta kontrol merkezi sisteminin yurtiçinde ortak üreti- mi öngörülüyor. thalenin toplam tedarik bedeli ise 350 milyon dolar. thalede ABD- nin General Electric ve Aydın Corp. firma- larıyla Fransızlann Thomson-CSF firma- İş mi arıyorsunuz? fi Pssst. It'II have pages and pages of top jobs every Sunday- Dünyada geçen yıldan bu yana başdöndiinicü bir hızla geiişen siyasi olaylar ve birbiri ardı sıra devrilen liderler artık rcklam scktörane de konu olmaya basladı. The Independeııt Gazetesi de onumuzdeki hafta yayına çıkaracağı pazar gazetesindeki ekonomi ekinin reklamında bu yönleme başvurdu. Ekle, "Hsssll. Is mi anyorsunnz?" çagnsıvla, Eric Honecker, Augusto Pinochel, Noboru Takesila, P.VV. Bolba, Egon Krenz, Rajiv Gaudhi, Zao Ziyang, Manuel Noriega, Gnstav Hnsak'ın resimleri kullanılarak siyasi bir espri yapılmıs. KKTC ları yanştı. Savunma Sanayii tcra Komi- tesi üç gün önce Başbakanlık'ta "ani*t bir toplantı yaparak, ihalede Fransızlann Thomson-CSF firmasmı birinci seçti. SSM'nin teknik, mali ve »eknoloji trans- feri yönünden yaptığı sıralamada ABD'nin General Electric firması birinci sırada iken, tcra Komitesi'nden Fransızların lehine ka- rar cıkması da, hükümetin "siyasi karar aldıgı" yolundaki iddiaları bir anlamda doğruladı. öte yandan Savunma Sanayii Müsteşar- lığı yetkilileri, telsiz ve hafif nakliye uçagı projesinde "herbangi bir siyasi kaygının" gözetilmediğini, her iki ihalede Avrupalı firmalar dışında başka ülke firmalarırun bulunmadıgına dikkat çektiler. Ancak as- keri ve Savunma Sanayii Müsteşarlığı'na yakın çevreler, SSM'nin her iki ihalede de yaptığı önseçimlerde politik bir tavrın iz- lendiğini ve AT üyesi ülkeler dışındaki ül- kelerin firmalarına bu ihalelerde sans ve- rilmediğini belirttiler. Aym çevreler, ihale- lerin Avrupalı fırmalara verilmesi konu- sundaki görüşlerini şöyle dile getirdiler: "Türkiye büyük savunma sanayii ihale- lerini AT üyesi ulkelere vererek onlara göz lurpıyor. Milyariık ihalelerin Avrupalı fir- malara verilmesiyle topluluk ile Türkiye arasındaki ekonomik ilişkiler pekiştirilme- ye çalışılıyor. Hükümet boylece uzun dö- nemde ATnin Türkiye'nin üyeligine 'hayır' demesini zorlaştıracagını umut ediyor. Ya- pıian seçimlerin ne kadar dogru ne kadar yanlış olduğu sureç içerisinde anlaşılacak- ür." Denktaş: G^örüşmeden kesinlikle kaçmıyoruz BM Genel Şekreteri'nin Kıbns Özel Temsilcisi Oscar Camilyon ile görüşen KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Kıbrıs görüşmeleri için yeni bir tarih saptamaya çahştıklarını belirtti. İZZET RIZA YALIN LEFKOŞA — Kıbrıs Türk ta- rafının, kendilerine danışılmadı- ğı için 12 şubatta Perez De Cuel- lar ve Vasiiiu ile bir araya gelme ve göruşme çağrısını reddettikten sonra, Kıbns görüşmelerine yeıü bir tarih saptanıyor. Bu yöndeki ilk temas, dün ya- pıldı. BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs özel Temsilcisi Oscar Ca- minktB, dün Lefkoşa'run Türk kesimine geçerek, KKTC Cum- hurbaşkanı Rauf Denktaş ile bu konuyu görüştü. Saat 12.00'de başlayan görüşme, bir saat sürdü. KKTC Cumhurbaşkanı Denk- taş, görüşmeden sonra, "Kıbns'a ilişkin göriişmelerin yeaiden baş- layabilmesi için yeni bir tarih sap- tanması konusunu tk aidıklannı" açıklarken, "Türk tarafının bu alandaki görüşlerini Camillion'a yenkten duyurdugunu" söyledı. Denktaş görüşme sırasında, Camillion'a, "Türk Urafının gö- rüsroelerden kaçmadıgı, New York'ta uzun sireü görüşmelere karşı olduğu" vurgulandı. Denktaş, görüşmenin kesinlik- le şubatın 12'sinde değil, 12'sinden sonra herhangi bir ta- rihte yapılabileceğini ifade etti. KKTC Cumhurbaşkanı, görüs- menin anlamlı olması için bazı düşünceleri olduğunu, ortaya koyduğu iyi niyet belgesinin de bundan kaynaklandığıru kaydetti. Denktaş şöyle dedi: "Niyet belgemizi görüşmeyi sa- yın Vasiiiu kabul edince, Jtiç ol- mazsa bakmayı ve görüsünü bil- dirmeyi kabul ettigine göre, gö- riismeye gideriz dururnundayken biremrivaki olmuştu. Bu oedeo- le baJkımızın hakkını koramak için gereği yapıldı. Şimdi yeni bir tarih üzerinde göriisüyontz." KKTC Cumhurbaşkanı Denk- taş, bugün lstanbul'a gelerek Taksim grubunda "Sdf Determi- nasjon Hakkı" konulu bir kon- ferans verdikten sonra, on günlük bir ziyaret için programı henüz açıklanmayan dış ulkelerde aydın- latma gezilerine çıkacak. Bu arada KKTC Dışişleri Baka- nı Kenan Atakol, "KKTC halkı- nın Azeri haikına, istenebilecek her türlü insani yardımı yapma- ya bazır olduğunu" duyurdu. KGB, ABD'li casusu ortaya çıkardı Köstebek 28 yıl sonra yakalandı 28 yıl boytmca ABD hesabına casusluk yapan Sovyet askeri uzmanına,CIA'nın New York Times Gazetesi'nde çıkan ilaniar aracılığıyla haber gönderdiği belirlendi. düşkün, aşırı hırslı biri "Do- nald". 1961'den beri ABD için ajanlık yaptığı söylenen "Donald" aynı zamanda çok us- ta biri. KGB "Donald"m artık yorulduğunu, yorgunluk ve bık- kmlık içinde yakalandığım, yaka- landığı zaman en ufak bir korku ve panik belirtisi gösterraediğini öne sürüyor. Üstüne üstlük aja- nın bu işi para için değil esas ola- rak zevk ve ideolojik yılgınlıktan yaptığım söylüyor. Birleşmiş Milletler'de Rus mis- yonunda askeri ataşelik yaptığı sı- rada, 1%1'de Amerikalılarayak- laşan "Donald" o günden beri te- ŞEBNEM ATtYAS NEW YORK — The New York Times Gazetesi'nde ilaniar arasın- da bir mesaj: "Parcalı bulnüu. Donald F. söz verdiğiniz mektup- lannızı bekliyoruz. Charies An- ca ve Clara Teyze çok iyi durum- dadır." Başka bir mesaj daha: "Şansınızın çok iyi olduğunu ög- rendiğime çok sevindim, en kısa zamanda sizi ziyaret edecegim. Herşey yolunda". Sovyetler Bir- liği'nde yakalanan ve halen asıl adı açıklanmayan casus "DonaJd" Amerikan ajanlan ile böyle haberleşmiş. Bütün ajanlar gibi tebiikeye reyağından kıl çeker gibi ajanlık yapmış. Uzun süre "Donald"ın ikili ajan olduğuna inanan Ame- rikan istihbarat gazete ilanları, el yapunı manyetik kutularda dokü- rnan saklayarak "Dooald" ile ha- berleşmişler. Amerikalılar "Do- nald"m uzun yıllar ABD'ye çok önemli bilgiler temin ettiğini soy- lüyorlar. Amerikan istihbaratı genellik- le Sovyetler'in yakaladıgı ajanlar konusunda resmi acıklamada bu- lunmamayı yeğliyor. Ancak Do- nald'ın yakalandığı açıklandıktan sonra bu tutumda değjşiklik oldu. ABD istihbarat görevlileri Donald için duyduklan üzüntüyü dile ge- tirdiler. Sovyetler'in olayı açıkla- masının şüphe uyandırdığını öne sürdüler. Sovyetler genellikle Amerikalılar'a çalışan kendi va- tandaşlannı yakaJadıklanm ka- muya açıklamaktan kaçıruyor. Gorbaçov'dan beri bu uygulama- da da değişiklik olduğu söyleni- yor. Şimdiye değin Sovyetler'deki Amerikan ajanlarından yakala- nanların pek azı kamuya açıklan- mış. Bunlardan biri 1959'da ya- kalanan Binbaşı Pyotr Popov. Sovyet askeri istihbaratında çalı- şan Popov'un infaz edildiği 1%2'de yayımlanan bir Kremlin raporunda yer aldı. Bir başka örnek ünlü ajan Al- bay Oleg Penkovsky, Küba füze krizi sırasında ABD'ye Sovyet fü- zeleri ile ilgili çok değerli bilgiler verdiğinden ABD'nin "kafakola aidıgı" en iyi ajan olarak bilini- yordu. Penkovsky de yakalandı ve infaz edildi. Lsrail, Ortadoğulda yine bıldiğini okuyor Dış Haberler Servisi — Filistin davasının ünlü adlarından Faysal Hüseyni, dün Lsrail polisj tarafın- dan tutuklandı. tşgal altındaki topraklarda Israil'in Filistinlilere yönelik saldırdarı sürerken, lsra- il savaş uçakları Lübnan'da Hiz- bullah örgütüne ait mevzileri bombaladı. tşgal altındaki topraklarda ya- şayan Filistinlilerin önde gelen li- derlerinden Hüseyni, tsrail polisi tarafından evinden telefonla çağ- nlarak tutuklandı. Ailesi, Hüsey- nj'nin suçunun daha sonra açık- lanacağının kendilerine bildirildi- ğini, ancak bu konuda şimdiye ka- dar herhangi bir açıklama yapıl- madığını söyledi. Bir İsrail askeri mahkemesinde. yollara barikat kurmak ve tsrail güvenlik kuvvetlerine taş atmak- la suçlanan Filistin Halk Ordusu adlı gruba bağu 5 Filıstinli hak- kında açıklanan iddianamede, Hüseyni'den, yasadışı Filistinli mi- litanların mali destekçisi olarak söz edilmiş, ancak Hüseyni res- men suçlanmamıştı. Hüseyni'nin bir yardımcısı, Reuter'e, Hüseyni- nin grupla bir ilişkisi olmadığını açıklamıştı. tsrail tçişleri Bakanhğı bir süre önce, tsrail'le Filistinliler arasın- da yapılacak herhangi bir görüş- meyckatılacaklann başında gelen Hüseyni'nin güvenlik gerekçesiy- le üç ay süreyle yurtdışına çıkma- sını yasaklamıştı. VEE4T SABAHATTİN SELEK'İ kaybettik. Acımız sonsuzdur. , Cenazesi 21 Ocak Pazar günü Erenköy Galippaşa Camii'nde kıhnacak öğle namazını müteakip Karacaahmet Mezarlığı'nda toprağa verilecektir. AİLESÎ • VEFAT Basın tlan Kurumu'nun ilk Genel Müdürü, değerli büyüğümüz, dostumuz, yazar ve eski milletvekillennden SABAILOTİN SELEK 19 Ocak 1990 günü vefat etmiştir. Cenazesi 21 Ocak Pazar günü Erenköy Galippaşa Camii'nde kıhnacak öğle namazını müteakip Karacaahmet Mezarlığı*nda toprağa verilecektir. Kendisine Allah'tan rahmet ve kederli ailesine başsağhğı dileriz. BASIN İLAN KURUMU ANKARA Yunanistarih 'Kükürel miras' uyarısı ANKARA (AA) — Dışişleri Bakanlığı Sözcüsu Murat Songar, Türkiye'nin dış ülkelerdeki Türk - İslam eserlerinin tahrip edilme- sine seyirci kalmasının bekleneme- yecegıni söyledi. Sungar, Yunanistan Dışişleri Bakanı Antonis Samaras'ın "Yu- nanistan'daki tslami kültürel miras" ve "serbesl semalar" ko- nusunda yaptığı açıklamalara iliş- kin bazı soruları yanıtladı. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsu Sungar, günümüzde kültür varlık- larının korunmasının evrensel bir nitelik kazandığını, bir ülkede bu- lunan kültür mirasının, o ülkenin sınırlarım aştığını ve bütün insan- lığın kültür varhğımn bir parçası olarak değerlendirildiğini söyledi. Sungar, şöyle devam etti: "Gerek uluslararası kuraluslar, gerek muhtelif ülkeier, kendi sınır- lan dışındaki küllür >^rlıkları>la da ilgilenmekte, gerektiğinde bun- ların yardımına koşmaktadırlar. A>nca din ve hayır kunıluşlannın himayesi, ülkeierimizin de laraf olduğu Lozan Antlaşması'nda açıkca ifade edilmektedir." Yunanistan Dışişleri Bakanı Sa- maras'ın "serbesl semalar" konu- sundaki açıklarnasına da deginen Sungar, bakanın Lçuş Malumat Bölgesi'ne (Flight Intormatıon Region-FIR) ilişkin sözlerinin, Yu- nanistan'ın F1R sorumluluğunu ve uluslararası söziesmelerin açık hü- kumlerini keyfi bir şekilde yorum- ladığını gösterdiğini söyledi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsu Murat Sungar, uluslararası hukuk kurallanna göre bir ülkenin açık denizler üzerindeki hava sahasın- da hava trafik hızmetleri verme- sinin egemenlikle hiçbir ilgisi ol- madığını, bir devletin bir bölgede FIR sorumluluğuna sahip olma- sının, söz konusu hava sahasında hükümranlık hakkı bulunduğu anlamına gelmediğini beürtti. DUNYADA BUGUN ALİSİRMEN Balıkçı ve MartıBir el dürttü omzumu. Kan uykumdaydım. Homurdanıp öbür yantma döndüm, yorgana da iyîce sarındım. O bırakmadı. üstü- me üstüme geliyordu. — Kalk diyordu kalk, önemli olan çağdan da önce günü ya- kalamak. Saati bilmiyordum, ama sabahın geldiğinin ayırdındaydım. Ni- tekim yatak odasının perdesine baktım, sokak lambalarının sarı ışıklarını soldurmuştu günün ilk aydmltğı. Sabah oluyordu. — Peki dedim, olmadığı için görünmesi olanaksız ele, kalka- cağım üsteleme. — Bu sabah da dedim kendi kendime, günü yakaiamak var- mış kaderde. Kalktım. Musluğa seyirttim, su akıyordu Yüzümü yıkadım. Ka- famda bir nakarat, "Su bulsan da kadınım, cevreni yuğsan." Mutfağa yönelip, ocağı yakmadan, karımın her sabah ise git- meden alelacele kahvesini yudumlayarak btr avuç denize bak- tığı, kaptan köşküne benzeyen camlı balkon kapısının önüne git- tim. Çamlıca'nın ardından güneş doğdu doğacak. Kahveyi koydum. Döndüm ve aslında benim olmayan koltuğa oturdum. TÖ ABD'de, imzaladıklarının ne olduğunu bilmedikle- rini ileri sürüp sorumluluğu iyi cins yağmurtuk gibi üzerierinden süzültüp, kupkuru çıkmaya çalışanlar iktidarda. Jivkov tutuklan- mış hapiste, ÇİTOSAN'ın fabrikalarının Danıştay tarafından alı- nan yürütmeyi durdurma kararı ile çıkmaza giren satışları, şim- di taraflar arasında kulistö. Laiklik çevresinde tartışma, Azerbay- can'da çatışma, SHP'de alttan alta süren ve çözüme bağlanıp bağlanmayacağı bilinmeyen tartışma, Denktaş fena halde sıkı- lıyor Kıbrıs'ta. Tek bir yağmur bulutu ise yok ufukta. Güneş doğuyor yavaş yavaş. Günü yakaladık, ama ya olaylar? Hangisinden başlamalı, hangi birini öne almalı? Dalmışım. Yavaş yavaş süzülerek günün birazdan koyulacak olan, ama şimdilık hâlâ uçuk mavisini kesen bembeyaz bir martı gelip kondu karşı dama. Genellikle bu saatlerde gelmezler. Sabahın ilk ışıklannı de- nizde yakalarlar karabataklarla birlikte. Ama bir süredir martılar da bir tuhaf oldu her şey gibi. Uzun zamandır, buralarda oturmadığım için önce neyin tuhaf olup neyin bozulduğunu tam olarak bilemiyorum. Herhalde önce ekmek- ler bozulmuş olmalı. Martılarla ekmekler arasında bozulma önceliğinin kimde ol- duğunu bilmesem bile, artık o beyaz ve yakından dikkatle baktı- ğınızda uzaktan görülmeyen ürkütücülüğün ayırdıpa varabilece- ğiniz martıların da kesinlikle bozulduğuna adım gibi eminim. Eskiden bu kuşlar denizde, kendi yemlerinin peşindeki ken- dilerinden küçük balıklan avlayan, balıkları sotalar ve gagala- yıp yakalarlardı. Ve onlarla balıkların serüvenini, tıpkı martı gibi o saatlerde, denizin içinden rızkını çıkarmaya çaltşan balıkçı iz- leyebilirdi sabahları. Martılarla balıkçılar, Sait Faik'in iki dosttan Dİrini, birinde Rum, birinde Ermeni yaptığı Topal Martı ile Balıkçı' öyküsünde oldu- ğu gibi anlaşıp konuşurlar, birbirlerıni taa uzaktan tanırlar mıydı bilemem? Bildiğim bir şey varsa artık ne balıkçılar o mavi gözlü yazarın donemındeki gibidirler, ne de martılar Denizde rızkını kaybeden martı, şimdi apartman balkonların- dan atılan suda ıslatılmış bayat ekmekleri yiyor. Bizim beyaz martı geldi, karşı dama kondu ve çevreyi kola- çan etmeye koyuldu. Belli ki bu her gün gelenlerden.' Günün belirli saatlerinde karım o dama ekmek atıyor ve he- men ekmeğin çevresine kuşlar damlıyor Yazın cerbezeli serçe- ler ürkekleri, güvercınter serçeleri ve martılar, hemcinsleri ile bir- likte hepsini kovalayarak ekmek kavgasına'tutusuyorlar. Sonunda da garip bir doğa dengesi oluyor. Büyük lokmaları deve hamu- ru flibi martılar kapıyorlar, onlar kaptıklarını yutarlarken, güver- cinler daha küçük lokmalara dalıyoriar, kırıntılar da serçelere ka- lıyor. Pas rengi iki muhabbetkuşu ise bizlerın tüm yürekten des- tekterıne karşın riamdan pek fazla nasiplenemiyorlar. Sabahçı martı, etemit damın üzerinde gezindi, baktı, aradı ta- radı, bir gün önceden bir şey kalmamıştı, öylece kalakaldı. Martı şaşkındı. Tam o sırada Adalar açıklarında oltasını deni- ze salmış olan balıkçı ise üzgün. Günlerin ve olaylann kahramanları olan alıklar, denizi öldü- rüp yaşam yolunu kesmişlerdi balıkların. Alıklar çoğaldıkça ba- lıklar azalıyor, balıklar azaldıkça, martılar şaşırıp damlara vuru- yorlardı. ' Balıkçı üzgün, martı şaşkın, alıklar hoşnuttu. Yeni bir sabah başlıyordu Günü yakalamıştım, ama olaylara, neresınden, hangisinden başlamalıydı? Yoksa hay huy içinde hiç ayırdına varmasak bile ûzgün balık- çı ile şaşkın martının gergefinde alıklann ipliğiyle mi örülüyordu yazgımızın en korkunç motifi? ?. O T E L KERVANSARAY • • • • Otomatik telefon sistemli, müzik ya- [yınlı, banyolu 135 oda, 8 suit Kapalı yüzme havuzu, havuz bar ve1 kcafe, 24 saal hizmet veren Cafe Montano. Şömineli salon ve Cafe Pronto. * C.itar müziği eşliğinde romanlik havasıyla Sultan Bar. * Açık büfesinde Türk ve dünya mut- faklanndan mükemmel seçmeler sunan restaurant. * Modern sistemlerie donatılmış disco, J tavernası. Sağlık kulübü (Jimnastik, masa, gü- | leilik salonu, solaryum, sauna, tenis, |squash) * 500 kişi kapasüeli simultane sistem- J li seminer salonu. * Şahane bir tepe üzerindeki KARTAL YUVASI. l ludağ'ın en modern, hızlı telesiye-^ Iji ile. SniVIESTRE JV KIS /FRVASYONLARI DFVAM r TMEKTEO!P Yetkili acenteler JOLLY TOLR IGALAKSİ TURİZM \ alikonağı Cad. Ba>aran Ap. |< umhuriyel Cad. 259 Kat: 33 I Harbi>e-İscanbul IHarbiye-İstanbul 147 98 11-131 50 18-131 50 191130 63 95-132 98 90 SIVAS İKİNCİ SULH CEZA HAKİMLİĞİNDEN Esas No: 988/816 Karar No: 989/471 9.5.1985 tarihinde Gıda Maddeleri Nizamnamesine aykınhk su- çundan Sıvas Küçükminare Mah. nf. kayıtlı halen Emek Mah. 21 Sokak No: lO'da oturan Kahriman oğlu, Aişe'den olma, 1930 D.lu, Osman Laçiner hakkında mahkememizde yapılan duruşma sonunda: 3.7.1989 tarihli ilam ile sanıgın TCK.nun 396raad.gereğince üç ay hapis ve 5000 TL. ağır para cezası ile cezalandırılmasına, 647 sa- yılı kanunun 4. mad. gereğince hapis cezasının 27.000 TL ağır para cezasma çevrilmesine, TCK'nun 72 mad. gereğince para cezalarının toplamı ile sanıgın 32.000 TL ağır para cezası ile cezalandınlması- na, sanıgın cürme vasıta kıldığı meslek ve sanatımn üç ay süre ile tatili icrasına, sanıgın işyerinin 7 gün süre ile kapatılmasına, TCK.nun 402/2.- mad. gereğince diğer işlemlerin yerine getirilmesine, yargıla- ma gıderlerinin saruktan tahsüine karar verilmiştir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle