27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 OCAK 1990 SSCB'de anket • TOKYO (AP) — Sovyetler Birliği'nde yapılan bir araştırmaya göre Sovyet vatandaşlannın yüzde 51'i, kapitalizmin sosyalizmden daha iyi bir sistem olduğunu düşünüyor. Bir Japon araştırma kuruluşu tarafından yapılan ankete katılanların verdikieri yanıtlara göre Sovyetler'in beğendiği yabancı ülkelerin başında ABD gelıyor. Japonya'da yayımlanan Mainichi Shimbun Gazetesi'nin dünktt sayısında yayımlanan araştırma sonuçlanna göre, Sovyet vatandaşlarmın yüzde 6O'ı, ABD'lilerin ise yüzde 72'si, ülkelerindeki yönetimi destekliyor. Havel, af ilan etti • PRAG (AA) — Çekoslovakya'nın yeni Devlet Başkanı Vaclav Havel, tüm suçlardan hükilm giyenlerin cezalannda değişik oranlarda indirim getiren geniş çaplı af ilan etti. Yalnızca, "Kamu görevlilerinin görevini kötüye kullanma" suçu af kapsamı dışında tutuldu. • Gözlemciler, eski komünist yönetimde görev alan yöneticiler ve polislerden birçoğunun hakkında bu suçtan kovuşturma açıldığını hatırlatıyorlar. Havel, Papa 2. Jean- Paul'ün 1990 yılının ilk yansında ülkesini ziyaret etmesini temenni ettiğini bildirdi. Kore'nin utanç duvarı • TOKYO (AA) — Kuzey Kore Devlet Başkanı Kim tl Sung, Güney Kore ile ülkesi arasındaki askerden aruıdırümış bölgede bulunan beton duvann kaldınlmasını önerdi. Tokyo'dan dinlenen Kuzey Kore Haber Ajansı'na göre Kim tl Sung, duvann ulusal bölünme ve Kuzey-Güney çatıjmasının bir sembolü olduğunu belirtti ve duvann kaldırılması için en yüksek düzeyde bit Kuzey-Güney konferansı düzenlemeyi önerdi. öüney Kore de Kim ll Sung'un çağnsını memnunlukla karşıladığıru açıkladı. Seul'deki resmi kaynaklar, yakın bir gelecekte K.Kore'nin iki ülke arasında serbest geçişle ilgili bir anlaşma önerisinde bulunacağını da açıkladılar. Lübnanlda 59 ölü • SAYDA (AA) — Lübnan'm güneyinde Şii toplumun çoğunlukta olduğu bölgeyi denetim altına almak için Emel ve Hizbullah örgütleri arasında 10 gün önce başJayan çatışma dün de devam etti. İklim At-Tuffah dağhk bölgesinde sürdürülen çatışmalarda ölü sayısınm 59'u aştığı, yaralılann da 223'e ulaştıgı bildirildi. Nijerya'da genel af • LAGOS (AA) — Nijerya Devlet Başkanı Ibrahim Babangida genel af ilan etti. Genel aftan, binlerce mahkûmun yararlanacağı bildirildL Babangida, TV ve radyodan dün yaptığı konuşmada, cezalannın dörtte üçünü tamamlayanlar, cezası bir yılı aşmayan suçlardan hüküm giyenler ve ömürboyu hapse mahkûm olanlardan 10 yılı aşkın bir süredir cezaevlerinde bulunanlann aftan yararlanacağını söyledi. Devlet Başkanı Babangida, uyuşturucu bağlantılı suçlar, rinayet, ekonomik sabotaj, silahlı soygun gibi suçlara karışanlar dışında, bir yıldan fazla bir süredir gözaltında tutulanlann da serbest bırakılmalannı emrettiğini de kaydetti. G.Afrika'da çatışma • PRETORIA (AA) —' Güney Afrika'nın VVartburg kentinde önceki gece liberal Birleşik Demokratik Cephe ve Muhafazakâr Zulu înkata Hareketi üyeleri arasında çıkan çatışmada !0 kişi öldü. Polis, ölenlerin tümünün Birleşik Demokratik Cephe üyesi olduğunu bildirdi. Çatışmanın, Birleşik Demokratik Cephe üyelerinin bir tnkata üyesinin evini ateşe vermek istemeleri üzerine çıktığj haber verildi. 1986'dan bu yana iki karşıt grup arasındaki çatışmalarda ölenlerin sayısının 2600'e ulaştığı belirtiliyor. DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Ion Iliescu, yönetimin yeni kararlarını açıkladı Romanyaüa köylüye toprak ILİESCU — Yeni program BÜKREŞ (AP) — Romanya Ulusal Kurtuluş Cephesi Konseyi Başkanı Ion Ibescu yeni yıl k o nuşmasında Olkede çoğulcu siste- mi kuracaklannı yineleyerek, "Ro- manya Devrimi'ni »rûk kimst ge- riye görüremez" dedi. Iliescu, ölüm cezasının kaldırüdığını ve ta- nmda özel mülkiyetin tekrar ku- rulduğunu açıkladı. Dışişleri Bakan Yardımcısı Bog- dan ise gazetelere verdiği demeç- te, "Komünist Parti öldü" dedi. Bogdan, nisan ayında yapılacak serbest seçimlere kadar ülkeyi yö- netmekle görevli geçici hükümet- te komünistlerin azınlıkta bulun- duklannı belırterek, "Onların uz- nunlıgına ibtjyaaraız olduğn için httkümete aldık" şeklinde konuş- tu. Bogdan, SSCB Dısişleri Baka- nı Ednaıd Şevardnadze'nin de 5 ya da 6 ocakta Roraanya'yı ziyaret edeceğini açıkladı. UKC Konseyi Başkanı Ion Ili- escu ise Romanya tdevizyonundan Ulusal Kurtuluş Cephesi Konseyi Başkanı Ion Iliescu, yeni yıl konuşmasında köylülerin çalıştıklan topraklann sahibi olacaklarını, ayrıca ölüm cezasının da kaldınldığını açıkladı. Iliescu, "Hedefimiz çoğulcu sistemdir" dedi. Dısişleri Bakan Yardımcısı Corneliu Bogdan gazetecilere verdiği demeçte, "Komünist Parti öldü" dedi. yaptığı yeni yıl konuşmasında, "Çavuşesko yanlısı güclerin inat- çı direnmesine ragmen devrimin zafer kazandıgını ve artık geriye dönmenin söz konusn olmadıgı- nı" söyledi. , .. Ulkede çoğulcu sistemin kuru- lacağını yineleyen Iliescu, yeni hü- kümetin aldığı bir dizi önemli ka- ran da açıkladı. Bu kararlar şoy- le: • Köylülerin üzerinde yaşayıp çalıştıkları toprak bundan böyle özel mülkiyet olacak. Köylüler ay- nca ürünlerini pazarda satabile- cekler. Böylece Romanya'da uzun süredir uygulanan toprağm kamu- sal mülkiyeti ilkesi kaldınlmış olu- yor. • Idam '•>"«' kaldınldı. Ancak Iliescu, eski yönetimin suçlu un- surlannın ağır bir şekilde cezalan- dınlacaklannı vurguladı. • Çavuşesku yönetimi tarafın- dan başlatüan pahab projeler dondurulacak. Bunlar arasında Romanya'da yılbaşı ilk kez özgörlük içinde kutlandı. Ancak ayaklanmada ölenler de unntulmadı. Bükreş-Tuna kanalı projesi (maJi- yeti 2.5 milyar dolar) ve büyük öl- çüde tamamlanmış olan Cumhu- riyet Sarayı'mn inşaatı donduru- lacak. Iliescu, konuşmasında Roman- ya'mn tanmsal üretimi hakkında- ki gerçek istatistikleri de açıkladı. Iliescu'ya göre Romanya 1989'da toplam 16.9 milyon ton tahıl üret- ti. Çavuşesku yönetimi ise geçen yıl ülkenin tahıl üretiminin 60 mil- yon ton olduğunu öne sürmüştü. Romanya'nın resmi ajansı Agerpres, yeni yönetimin ulkede gerçek demokratik bir toplum kurmayı hedeflediğini bildirdi. Ajans, "Yeni dıizende vatandaşla- nn temel hak ve özgürlükleri gü- vence altına alınacak. siyasal ço- ğulculuk kurulacakur" dedi. Romanya'da Çavuşesku'nun devrilmesinden bu yana en az 6 yeni siyasal parti kuruldu. Bu ara- da Ulusal Kurtuluş Cephesi'nin al- dığı bir kararla, Savunma ve tçiş- leri Bakanlıklan yetkilUeri ile yar- gıç, savcı ve radyo - tdevizyon üye- lerinin siyasal partilere üye olma- ları yasaklandı. Ulusal Kurtuluş Cephesi bu karann, yetkililerin ta- rafsız olmasını sağlamak için alın- dığım açıkladı. Gorbaçov: Sosyalizm ölmedi GORBAÇOV — tyimser. Sovyet lideri Doğu Avrupa'daki gelişmelerin. "sosyalizmin demokrasi ile bütünleşmesi gerektiğini" ortaya koyduğunu, 1990'ların insanlık tarihinin en verimli yılları olmaya aday olduğunu belirtti. MOSKOVA (AP) — Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov, geçen yılın Sovyetler Birliği için kötü geçtiğini, ancak 1990'lar için umutlu olduğunu söyledi. Gorbaçov, sosyalizmin öl- düğü görüşüne katılmadığını be- lirterek 90'lann, uygarhk tarihin- deki en verimli yıllar olabileceği- ni söyledi. Sovyet televizyonundan önceki akşam geleneksel yılbaşı konuş- masını yapan Gorbaçov, 1989 yı- lırun Sovyetler Birliği için grevler, etnik çatışmalar ve ekonomik so- runlar nedeniyle oldukça kötü geçtiğini söyleyerek 1990 yıhmn, Sovyet halkı için "karşdıklı anla- yış ve birlik" içinde geçmesini di- ledi. Gorbaçov, 1989 yılınuı her ne kadar acı bir yıl olarak anılsa da aslmda yapılması gereken pek çok şeyin, geçen yıl içinde halledildi- ğini söyledi. Sovyetler Biriiği'nin ilk serbest seçimlerinin geçen yıl gerçekleştirildiğini anımsatan Gorbaçov, ilk kongrenin geçen yıl oluşturulduğunu ve halkın de- mokratik kültüründe sürekli bir artış kaydedildiğini de belirtti. Gorbaçov konuşmasında, In- giltere Başbakanı Margareı Tha<c- ber'ın, "sosyalizmin öldüğü" y o lundaki görüşlerine katılmadığını da açıkladı. Doğu Avrupa'da son zamanlarda yaşanan olaylann, "sosyalizmin, demokrasi Ue bü- tüoleştirilmesi gerektiğini" ortaya koyduğunu vuıgulayan Gorbaçov, Doğu Avrupalılara mücadelelerin- de başarılar diledi. Panama Devlet Başkanu Yasalar, Noriega'yı yargılamaya uygun değil Noriega'ya^iuayet suçlamasıAntonio Noriega'nın yargılanmak üzere iade edilmesi konusundaki ABD-Vatikan-Panama arasındaki müzakereler sürerken, Panama Başsavcısı Noriega'yı, 3 ekimdeki darbe girişiminde 10 subayı öldürmekle suçladı. riega'run durumuyla ilgili olarak bir açıklama yapan Endara, "Pa- pa, General Noriega'yı bize tes- Um etmez. Çünkii kendisini ge- rektiği gibi yargılayacai dunım- da dcgüiz. Hnknk sistemimiz, Noriega'ya böyle bir nukkemeyi garanti elmlyor" diye konuştu. Panama'da yargılanması duru- munda, Nariega'nın can güvenli- ğini sağlayamayacaklanm söyle- yen Endara, Noriega'nın, Vati- kan Büyükelçiliği'ni en kısa za- manda terk etmesi gerektiğini de PANAMA CITY (AJanslar) — Panama'da Vatikan Büyükelçili- ği'ne sığınan, ülkenin eski fiili li- deri General Mannel Antonio No- riega'run yargılanmak uzere iade edilmesi konusundaki ABD - Vatikan-Panama müzakereleri sürüyor. Panama'mn, ABD des- teğiyle göreve gelen Devlet Başka- nı Guülermo Endara, Panama'- mn hukuk sisteminin Noriega'yı yargılamaya uygun olmadığım açıkladı. General Manuel Antonio No- belirtti. Bu arada, Başsavcı Rogelio Cnız ise, Vatikan'dan, yargılan- mak üzere Noriega'yı kendilerine teslim etmesini isteyeceklerini söy- ledi. Cruz, düzenlediği basın top- lantısında, "General ıNoriega'yâ karşı snçlamalar var, Panama'} a teslim edilmesıni isteyeceğlz" de- di. Suçlamalann neler olduğuna açıklık getirmeyen Cruz, bunlann uyuşturucu kaçakçılığı ile 3 ekim- deki darbe girişiminde öldürülen subaylarla ilgili olduğunu ima et- ti. Rogelio Cruz, Noriega'nın ya- nn resmen mahkemeye çağrılaca- ğını da sözlerine ekledi. 3 ekim tarihindeki darbe giri- şimi sırasında darbeci on subay öldürülmüş, Noriega yönetimi, subaylann silahlı çatışma sırasın- da öldüklerini açıklamıştı. Ancak Başsavcı Cruz, subayiarın teslim olduktan sonra işkence gördükleri ve kurşuna dizildikleri yolunda güçlü belirtiler bulunduğunu öne sürmüştü. Bir kilise yetkilisi de Noriega çıkmazına bir çözüm bulunması için Panama, ABD ve Vatikan arasında yoğun görüşmelerin sür- dürüldüğünü söyledi. Panama Başpiskoposu Marcos McGrath'ın danışmanlarından olan rahip Fernando Gnardia, "Danden bn yana yoğunlaşan gö- ruşmeterde, Noriega'nın kime tes- lim edüecegi ve bnnan koşollan ele alınıyor" dedi, ancak aynntı- lara girmedi. Vatikan yönetimi, 24 aralık ta- rihinden beri Panama City'deki Vatikan Büyükelçüiği'nde bulu- nan General Manuel Antonio No- riega'nın hiçbir şekilde ABD ve- ya Panama hükümetlerine teslim edilmeyeceğini belirterek, Norie- ga'yı büyükelcilikten kendi iste- ğiyle ayrılması için ikna etmeye çalışıyor. Öte yandan ABD Başkanı Ge- orge Bush, Texas eyaletinin San Antonio kentındeki bir hastane- de Panama operasyonu sırasında yaralanan askerleri ziyaret etti. Bush, yaralılar ile yaptığı konuş- mada, "Sizinle çok gurur dnyn- yonım, bütün ülke sizinle bera- berdir" diye konuştu. VVashington, ABD mahkemele- rince aranan Noriega'mn uyuştu- rucu kaçakçılfğma kanştığını id- dia ediyor. DUN1ADA BUGUN ALtSİRMEN Doksanlı Yıllar ve Türkiye Yeni yıla girerken gazeteler, ünlü falcılara başvurup önümüz- deki dönemin neler getireceği konusundaki kehanetlerini sorariar. Her yana çekilebilen lastikli tümcelerle dile getirilen bu öngörü- lerin büyük bir bölümü çıkmaz. Ama atılanlar içinde tutanlar ol- du mu, "ben dememiş miydim" diye kasım kasım kasılır falcılar. Oysa geleceğin en iyi falcısı yakın gecmiş ve bugündür. On- ları iyi okuyabilirseniz, önünüzdeki zaman parçası için değeri ölçülemez ipuçları elde edersiniz. Doksanlı yıllann Türkiye'ye neler getireceğini görebilmek için ülkemizin seksenli yıllanna ve bugünkü yapısına göz atmak ge- rekir. Türkiye, içinde bulunduğu ve tam bir üyesi olmaya çaiıştığı Avrupa'nın (burada hem siyasal hem coğrafı bir birim olarak ele alınıyor kavram) seksenli yıllarını en kötü geçirmiş, en boşa har- camış olan ülkesi. Yetmişli yıllann biriken sorunlan erteleme alış- kanlıgının, bağnaz terörünün, siyasal sorumsuzluğunun, lider- lerinin sağduyu ve ileriyi görüş yoksunluğunun sonucunda, 1980 yılının 12 Eylülü'nde Türkiye, etkıleri ve hatta biraz yumuşatıl- mış bile olsa, yontemi günümüze değin süren bir askeri yöneti- min sultasına düştü. 12 Eylül'ün ne olduğunu herkes biliyor, uzun uzun anlatmaya gerek yok. Yalnızca Kenan Evren Yönetimi'nin, aralarında laik- lik de olmak üzere Cumhuriyet Devrımi'nın tüm kazanımlarının, Atatürk'ten miras kalan tüm kurumlarının temelıne dınamit koy- duğunu ve hepsini ayaklar altına aldığını söylemekle yetinelim. Seksenli yıllarını boşa harcayan, hatta onun da ötesınde eski kazanımlarını yıkmakla geçıren Türkiye, doksanlı yıllann eşiğin- de, 7D'Iİ yıllann kalıtı olan sorunların 10 ile çarpıldığını görmek zorundadır. Uğur Mumcu'nun son günlerde sürekli olarak an- latmaya çaiıştığı gerçek, terörün de 7D'fi yıllardakinden daha aşa- ğı düzeyde olmadığıdır. Hele terör gizilgücü (potansiyeli) daha da büyümüş durumdadır. Yetmişli ve seksenli yıllarda biriken sorunlar, artık ertelenemez duruma gelmiş. Sayın Necdet Uğur'un da deyimiyle, gerçek Tür- kiye ve resmi Türkiye olmak üzere iki ayrı birim oluşmuştur. Ülkemizin doksanlı yıllardaki savaşımı, gerçek Türkiye ile resmi Türkiye'yi önce uzlastırmak, sonra bağdastırarak ikiliği ortadan kaidırmak noktasında odaklanacaktır. Sözü edilen girişim, yalnızca anayasadan başlayarak tüm te- mel yasalanmızın değiştirilip gûnümüz gerçeklerine ve evren- sel demokrasi ölçütlerine uydurmakla sınırlı degildır. insan haklan sorununun çözülmesini de içeren bu birincı çözümün yanı sıra artık günün gerçeğini yansıtmayan idari yapıyı temelden tepe- ye değiştirmek, ayrıca gittikçe laçkalaştığı ve kamu vicdanını bi- le zedeler hale geldiği görülen adaJet kurumunu yeni baştan eski dokunulmazlığına ve saygınlığına kavustururken, ona hızlı bir iş- leyiş sağlamak da vakit geçirilmeden ele alınması gereken bir konudur. Ekonominin iki temel sorunu olan enftasyon ile üretkenlik dü- şüklüğünü ortadan kaldırabilmek aynı zamanda yalnız büyük bir sorun değil, büyük bir bela olan nüfus artış hızının düşmesini sağlayacak önlemlerı, sonuçları uzun erımli olacak dahi olsa, hemen bugünden yürürlüge koymak, insan ögesinı, gelişmiş ül- keler ölçütlerine değılse bile, hiç olmazsa altmışlı yıllann düze- yıne çıkarmak için zorunludur. Kalkınmanın, demokrasinin, hatta gerçek ve anlamlı bir ba- ğımsızlığın ön koşulu olan insan öğesinin düzeyı sorunu, kaçı- nılmaz olarak eğitimin içinde bulunduğu durumu gündeme ge- tirıyor. Bu alandaki ciddi sorunumuz, gerçekten yüksek öğreni- mi kemıren bir mıkrop olan YOK ile sınırlı değil llkokuldan üni- versiteye ve ülkemizde hemen hemen hiç bilinmeyen bir kav- ram olan sürekli eğitime kadar tüm kurumlar yeniden düzenlen- melidir. Doğallıkla egitim birliği (tevhid-i tedrisat) ilkesi gerçek- ten uygulanmadan bu sorunların çözülmesi söz konusu olmayacaktır. -Laiklik ise hem demokrasimizin hem kalkınmamızın hem eği- timimizin ortak sorunudur. Cumhuriyetin üniter devlet yapısı içinde, çoğulcu birlik ve be- rabertiğin sağlanması, yalnız demokrasinin ayakları üstüne otuf- tulmasıyla değil, ama aynı zamanda Kûrt sorununa, ekonomik ve sosyal sorunlara da gerçekçi çözüm getirmeye yönelik yak- laşım ile olanaklıdır. Görülüyor ki Türkiye Cumhuriyeti Devrimi'nin ana ilkeleri, ev- rensel demokrasinin ölçütleri ve cağdaş ekonomik koşullann ge- rekleri ışığında bir yeniden yapılanma dönemine girmek zorun- dadır doksanlı yıllarda. Tabii eğer iki binli yıllara daha sağlıklı bir yapı içinde girmek isteniyorsa. Bu yeniden yapılanmanın Ön koşulu ise demokrasinin kendi- si demek olan açıklık politikasının bir an önce uygulanmasıdır. Kısacası, Türkiye doksanlı yıllarda bir dışalım malı olmayan, yani kimsenin modelini kopya etmeyen, moda deyişle, bir pe- restroyka ile glasnostu yaşamak zorundadır. Böylesi asal bir girişimin tek bir partinin boyutlarını aştığını ve sözünü ettiğimiz hedefler çerçevesinde bir araya gelebilecek olan tüm partilerin oluşturacağı demokrasi plarformunun işi ol- duğunu görmemek elde değii. Türkiye doksanlı yıllarda bütün bunlan gerçeklestirebilecek mi? Bugünkü siyasal yapı ve siyaset sahnesinde başrole çıkanla- rın çapı fazla umut vermiyor gerçi, ama yaşamsa! sorunlar artık patlama noktasının eşiğine geldiğine göre toplumun, güçlükle- rini aşacak güçlerl yaratacağını umarız. Yalnız 1990'ın değil, tüm doksanlı yıllann hepimize ve ülke- mize daha iyi günleri getirmesini dilerim. Weizmann'ın görevden alınmasından sonra koalisyon çaîırdamaya başladı îsraiTde hükümet kriziKUDÜS (AA) — Israil'de Baş- bakan tzak Şamir'in FKÖ ile te- maslarda bulunduğu gerekçesiyle tşçi Partili Büim Bakanı Eıer We- izmann'ın görevine son vermesiyle patlak veren siyasi bunalımdan sonra Ulusal Birlik Koalisyonu- nu "ayakta tutma" çabaları sürü- yor. tşçi Partisi lideri ve Savunma Bakanı İzak Rabin dün yaptığı açıklamada, "İçinde bulundugu- muz aşamada Ulusal Birlik Koa- lisyonu'nun devam etmesi için çö- züm yoüan aramamız gerekügine inanıyorum" dedi. Ezer VV'eizmann'm hiçbir yasa- yı ihlai etmediğini soyleyen Rabin, "Bir yüdır yönetimde bnlnaan Uknd-lsçi Partisi Koalisyonu ya VVeizraann'ı kabinede rutmanın bir yolunn bulacak ya da cökccektir" diye konuştu. tşçi Partisi'nin Likud ile uzlaş- ma önerileri arasında VVeizmann- ın sandalyesiz bakan olarak kabi- nede kalması ve alınacak önemli kararlardan uzak tutulmasının bulunduğu belirtiliyor. İsrail Devlet Başkanı Haim Herzog, ise Başbakan tzak Şa- mir'in, FKÖ ile temas kurduğu ge- rekçesiyle görevine son verdiği Bi- lim Bakanı Ezer VVeizmann'ın, hakkında açılacak soruşturmanın sonuçlanmasına kadar geçici ola- rak görev inden uzaklaşUrümasım önerdi. İsrail televizyonunun verdiği ha- bere göre, kendisi de ^Veizmann 1 ın bağlı olduğu tşçi Partisi'nin eski bir yöneticisi olan Herzog, bu öneriyi Şamir'le dün yaptığı gö- rüşmede dile getirdi. - İyi haber alan kaynaklar da Herzog'un, Weizmann bakkında- ki suçlamalann doğru olup olma- dığının bağımsız bir soruşturma Başbakan İzak Şamir'in, FKÖ ile temasta bulunduğu gerekçesiyle Bilim Bakanı Weizmann'ı görevden almaşı siyasi krize yol açtı. İşçi Partili Savunma Bakanı İzak Rabin "Weizmann hiçbir yasayı ihlal etmedi. Tekrar koalisyona almmalıdır" dedi. komisyonu tarafından belirlenme- sine kadar, bakanın geçici olarak kabine dışı bırakılması gerektiği görüşünde olduğunu doğruladılar. Şamir, Weizmann'ın görevine önceki gün son vermişti. Şamir- in karan bugünden itibaren gecerli olacak. Ilımlı bir kişi olarak bilinen We- izmann, İsrail ile Mısır arasında 1979 Camp David Antlaşması'yla sonuçlanan tarihi görüşmelerde etkin rol oynanuştı. Başbakan Şamir'in koalisyonun çökmesi olasılığım dikkate alarak iki küçük aşırı sağcı partinin lider- leriyle görüşmelerde bulunduğu haber verildi. VVeizmann'ın açıklaması FKÖ ile temaslarda bulunduğu gerekçesiyle İsrail Başbakanı İzak Şamir tarafından görevinden alı- nan Bilim Bakanı Ezer Weiz- mann, "çok yüksek düzeyde bir FKÖ yelkilisinden telefon aldıgı- m" açıkladı. VVeJzmann, uyesi bulunduğu İş- çi Partisi'nin grup toplantısmda yaptığı ve tsral Askeri Radyosu ta- DIŞ BASEV Yugoslavya'da esneklik W EIZMANN — FKÖ ile diyalog. ŞAMİR — Katı tutum. rafından yayımlanan konuşmasın- da şöyle dedi: "Bana Tunus'lan telefon eden bu yetkiliyi, İsrail-Filistin diyalo- gunun başlanlması amacıyla ABD Dısişleri Bakanı James Baker ta- rafından hazırlanan 5 maddelik planı kabul etmeleri için iknaya çalışUm." Weizmann, konuştuğu yetkili- nin kimliğini açıklamadı, ancak gözlemciler kullamlan ifadeden bu kişüıin Arafat olabileceğini be- lirttiler. FKÖ temsilcileri iie baş başa görüşmeler yaptığı yolundaki id- dialan ise yalanlayan Vveizmann, öte yandan Arafat'ın yakını ola- rak bilinen İsrail vatandaşı Arap Doktor Ahmet Tivi ile sürekli ola- rak görüştüğünü doğruladı. Tivi, tutukluların iadesi konu- sundaki çalışmalan için, İsrail giz- li servisinin de onayı ile Tunus'a gidip geliyordu. Arafat'ın demeci Filistin Devlet Başkanı Yaser Arafat, Fransız FR 3 Televizyonu L na ılginç açıklamalarda bulundu. Arafat, Bâğdat'ta verdiği de- meçte. Romanya'nın halk ayaklan- ması sonucu devrilerek idam edi- len Nikolay Çavuşesku'ya değin- di ve Çavuşesku'nun İsrail ile FKÖ arasında "aracılık" yaptığını apk- layarak şöyle dedi: "FKÖ ile İsrailli gruplar arasın- daki ilk temaslar. 1,5 yıl önce Bükreş'te başladı. Bu temasın ku- rulmasına Çavuşesku aracılık >ap- u -Arafat, VVetzraann'la ise "uzak- tan yakından biçbir teması olmadığım" söyledi. Bununla birlikte FKÖ ile tsra- illi >etkililer arasında "mesajcılar" bulunduğunu doğrulayan Arafat, "Temaslar var, bunlara Başbakan Şamir de dahildir. Kendisi bana birçok mektup gönderdi, ama doğrudan temas yoktur" şeklinde konuştu. Öte yandan İsrail ordusunca iş- gal topraklanndan Gazze Şeridi- nde süresiz sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Sokağa çıkma yasağı- nın Yaser Arafat'ın lideri bulun- duğu ve FKÖ bünyesindeki en bü- yük grup olan El Fetih'in 25. ku- ruluş yıldönümü dolayısıyla çıka- bilecek olaylan önlemek amacıy- la ilan edildiği kaydedildi. Yugoslavya, diğer Doğu Avrupa Ulkeleri gibi bir ayaklanmaya mı sahne olacak, yoksa serbest seçimler, patlamaya hazır durumdaki milliyetlerin yatışunlmasını sağlayabilecek mi? Yugoslavya'mn altı cumhuriyetinin içinde en Batılı göriinenleri olan Hırvatistan ve Siovenya'daki komünistler ulkede serbest seçimlere gidilmesini istiyorlar. Cumhuriyetlerin en büyüğü olan Sırbistan'da ise komünist örgütler bu görüşe karşı çıkıyorlar. Yugoslavya federasyonunun Komünist Parti merkez komitesi bu tartışmada Hırvatlann ve Slovenyalılann tarafım tutuyor. Komünistlerin siyasetteki tekelini sona erdirme yolunda merkez komite bir gerçeğin ayırdına vardu Yugoslavya gibi çokuluslu bir devlette birliği korumanm tek yolunun, daha çok özerkliğe izin vermekten geçtiğinin. Cumhuriyetler için daha fazla özerklik isteğinin gözardı edilmesi veya reddedilmesi durumunda, buna kızan milliyetçüer daha radikal istekler pesınde koşmaya başlayabilir, hatta federasyondan aynlmayı bile hedefleyebilirlerdi. Yugoslavya'mn, zaten güç sağlanmış olan birliği, bundan önce de iki kez tehlikeyle karşı karşıya geimişti. Belgrad yönetimi, uzun süredir kendini gösteren ekonomik durgunluk ve aylık yüzde 40 civannda olan enflasyon ile belirtilerini göstermekte olan büyük bir ekonomik krize çare bulmaya çalışıyor. Bu arada, daha fazla özerklik için savaşım veren milliyetçi hareketlerle de uğraşmak zorunda kalıyor. Hırvat Başbakan Ante Markoviç, pek çok sektörde fîyatlan serbest bırakarak, özel ve yabancı girişimi teşvik ederek ekonomi üzerindeki bürokratik engelleri bir ölçüde ortadan kaldırmak yanlısı. Bu reformlar, bölgesel dengeleri olumsuz yönde etkileyebilir, çünkü Slovenya ve Hu-vatistan, coğrafi konumlan nedeniyle serbestleşen piyasamn nimetlerinden daha fazla yararlanabilecektir. Sırbistan Cumhurbaşkam Slobodan Miloseviç, ekonomik durumun Belgrad yönetiminin denetiminde kalmasından yana. Otoriter görüşun temsilcisi olan Başkan Miloseviç, komünistlerin, partinin öncü rolünün örselenmemesi gerektiği yolundaki doktrinine de katılıyor. Başkan Miloseviç, Hırvatistan ve Slovenya'nın komünist çizgiden çıkmamasımn sağlanması için federal hükümete baskı yapıyor. Bu konudaki ısran, diğer cumhuriyetlerde bir Sırp egemenliği korkusuna neden oldu. Ekonomik ve siyasal dCzenlemelerin farkhlığı, Yugoslavya'da etnik sorunların büyümesine neden olabilir. Cumhuriyetler arasındaki farkhlıklar, göçlere neden olarak, bir zamanlar Balkanlar ve Avrupa'yı savaşa sürükleyen türden bir dengesiziiğin ortaya çıkması sonucunu doğurabilir. Yugoslavlann, ülkelerinde ne gibi siyasal ve ekonomik düzenlemeler yapacaklan kendi bilecekieri iş. Ancak cumhuriyetlere daha fazla özerklik vermenin, hem kendileri hem de diğer ülkeler için çok daha iyi olacağı bir gerçek. (30 Aralık)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle