Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER du Işgüzarlar da çıkmıstı ortaya, hayvanın ardından koşanlar çoğalıyordu Ben durmuş bekhyordum Telaşın yennı gülmelerın aldığını gönlnce ışı anladım, horoz yakalanmıştı Nıtekım bıraz sonra Afif Yesan elınde horozla ortaya çıktı Yanıma gelınce Bırakacaktım gıtsın, dedı Fakat gelerüerden bın yakaladı onu Bıranızı ıçın de dmlenın ban, dedım Neşesı kaçmıştı Yo, hayvanı bağlayayım da eve döneyım, dedı ' Ünlu Latın ozanı Horatıus azatlı bır kölenın oğlu ıdı, ama ıyı öğrenım gördü Geçımım zar zor karşüamasma karşın tmparator Augustus'un önerdığı özel sekreterhk görevını kabul etmemıştır Ama bu büyük ozan, 38 yılında Vergılıus'un onu tanıştırdığı zengın Maecenas'ın koruvuculuğuna gırmek te bır sakınca görmedı Işte o gün bu gün, sanatçıları, ozanlan, bılım adamlarım koruyan zengınlere, Maecenas'a benzetüerek, "mesen" (Fr mecene) denır Bu konunun açıldığı bır gun, Saıt Faık, "Benım mesenım annemdır" demış dıye anlatırlar Sanat, edebıyat tanhlenne şöyle bır göz atarsak, aşağı yukan her ulkede ve her zaman bu tür korumacılığı üstlenmış kışder bulunduğunu görürüz Eskıden şahlar, padışahlar, kırallar, devlet adamları mesenlıkle övunurlerdı Bu, belkı de sanatçının ölümsüzlOğüne ınanmaktan ve bu ölümsuzluğe sığınma ısteğınden kaynaklanan bır davranıştır Kırallan, padışahları bılmem ama, şu Maecenas'ın adını kım, nerden büecektı Horatıus'un konımacısı olraasaydı' Sanatı, şurı, edebıyatı korumak, kırala, padışaha şeref kazandıncı bu tutumdu eskıden Eskıden dıyorum, çünkü sanatçı, malını halka satabılme olanağına çok geç kavuşmuştur Ancak şunu da unutmamalı kı, kıralın, padışahın, devlet adamının korumasmdan ötürü bır asağıbk duygusuna kapılmazdı sanatçı, bunu olağan karşılardı, ortada başka alıcı yoktu kı' Işte asıl sorun bundan sonra çıktı Mesenlık, kese, caıze ortadan kalkınca, ozan, yazar, sanatçı kendını pıyasa ıle karşı karşıya buluverdı Pıyasanın ıse ıyı bır sanat yapıtını değerlendırecek nıtelıkte olduğu hıç de savunulamaz Hele geleneklere karşı çıkan, ahşkanhklan sarsan bır yaratıcı ıçın olanaksızdır bu Dahası var, ışten guçten baş alıp da. sanatlara, bılımlere merak salamayan halkta boyle bır yeteneğı aramaya kalkmak tümden boşuna olurdu tşte senyörlüğün kalkması ıle halkın kendını yetıştırmesı arasında kalan dönemde ozan, yazar, sanatçı adamakıllı perışan oldu Bu perışanhğın tümden sıhndığını söyleyecek durumda değılız elbet, öyle kı, bugün sanatçının yoksulluğu normal görülmektedır Hatta açlığın sanatçıya yararlı olduğuna mananlar bıle vardır, bu yuzden sofralannda rahat yıyıp ıçerleT Açlık, yaratıcılığı kırbaçlar mı, bılmem, ama açlıklannı unutmağa çalışarak yaratıcılığa hız vernuş sanatçılan tanıyoruz Van Gogh, kardeşı Teo'ya yazdığı bır mektupta, üç günde bır öğün yemek yedığını söylemektedır Ne yapsaydı, resmı bıraksa mıydı' Sanatçının, sanatına düşkünlüğünu anlamak basıt bır ınsan ıçın kolay değüdır elbette Bu yuzden onu yarı delı yenne de koyarlar Insan gıbı çalışıp ınsan gıbı yaşayacağma, para etmez ışlerle uğraşarak açhğı göze alan adamda akıl ne gezer' • Bır ozanın, bır yazann, bır sanatçının yaptığı ış nedır7 Bütün sorun, bu soruya venlecek yanıtta gızlıdır Bu ışın bır üretım sayılıp sayılmayacağı tartışmalıdır Çünkü şıırsız, sanatsız yaşanabıleceğıne mananlar çoğunluktadır Blr ozan bır şıınnı başka bır malla takas edemez. Dahası, bır şunn kaç ış gününde ortaya çıktığı kesın olarak söylenememektedır Bu yuzden de bu tür üretımlere değer bıçmek zorlaşmakta ve yaratıcı, "ışsız guçsuzler" talcımınHan sayılmaktadır, düş ardında koşan boş gezenın boş kalfası Balıkçıhkla geçınen küçük bır köy varmış dünyanın bır yennde Bu köyde de tembel bır delıkanlı yaşannış Balıkçılarla denıze çıkmaz, bütün gün dağ bayır dolaşırmış Ama akşam oldu da yemeğe oturuldu mu, merakh, ınanılmaz, şaşırtıa öyküler anlatınnış yorgun bahkçılara Onlar da, ışte bu yuzden, zorlamazlannış dehkanlıyı çalışmaya, akşamı ıple çekerlermış ne anlatacak dıye Bır akşam bu tembel dehkanlı, o gün kıyıda bır denızkın gör düğünü anlatmış ballandıra ballandıra, bu masalla büyulemış bahkçılan Derler kı, ertesı gün gerçekten görmüş demzkmnı Ve o akşam, " E bugün neler gördün, anlat bakalım 7 " dıye soran bahkçılara hıçbır öyku anlatmamış, susmuş kalmış öyle 8 EYLÜL 1989 Horoz, Meşen ve Denizkızı ÎJstâne MELİH CEVDET ANDAY Ağustos ayı sonlanna doğru yıtırdığunız >azar Afîf Yesan'yı yülardan ben tanırdım, buluşmamız yoktu ama karşılaştığımızda uzun uzun konuşurduk Bır lstanbul efendısı ıdı Geçen akşam televızyondan verdıklen konuşmasını dınlerken duşündüm de, daha heyecanh, hatta hırçın bır ınsan ızlenımı bırakmıştır bende Eskı konuşmalarımızda daha çok geçım sıkıntısı ıdı konumuz, aklımda yanlış kaimadı ıse Ben dınlemeğı yeğlerdım çoğun, çünkü para durumum onunkınden daha kötüydü sanınm. Yazılarına az mı para venyorlardı, yoksa parasını kurtaramıyor muydu, tam olarak anlayamazdım, fakat anlaraaya çalışmanın da pek gereğı yoktu, yazarhğın süregelen dertlerı ıdı bunlar "Yanı bız bu toplumdan değılsek, çekıp gıdehm" demıştı bır gün. Anlaşılmadığını, değennın bılınmedığını gören yazann başkaldınsı. Sonra sonra değıştığını düşünüyorum konulanmızın, şııre, edebıyata değınıyorduk, parasal durumunun düzelraekte olduğunu sezıyordum. Bır yaz günü, aksama doğru, Sabahattın Eyuboglu ve Ferruh Doğan'la Beyoğlu'nda Çıçek Pasajı'nın önünden geçerken, onlan bırer bıra ıçmej e davet ettım Gırdık pasaja, bır raasaya oturduk. Demeğe kaimadı, Afıf Yesarı de bır arkadaşı ıle geüp bıze yakın bır masaya oturdu. Tuhaf şey, Afıf Yesan'run elınde, kaba kâğıda, kasap kâğıdına sanlı canlı bır horoz vardı Hayvan çok sınırlı ıdı, kendı kendme konuşup dunıyordu Hayır ola üstat, dedım, horozu ne yapacaksınız7 Afıf Yesan Kırk yılda bır kat sahıbı olduk, dıye yanıtladı benı, kurban gerekli ımış, bız zengın değılız kı koyun keselım Bunu aldım Çok da gü7el hayvan, dedım, acımıyor musunuz 7 Adet olmuş, dedı Afif Yesan, kurbana acınmaz Ben, horozun kaçınılmaz sonunu hüzünle düşiıne durayım, arka masalardan bın Günahtır günah, dıye seslenmez mı1 Afıf Yesan şaşırdı, dönüp gözlerı ıle adamı aradı Ben de ılgılenmıştım Horoz ıçın bır umut mu doğuyordu yoksa? "Günahtır" dıye seslenen adam, dın adına durumu açıkJadı Kurban edılecek hayvanın yere basması şarttır Kâğıdın Ustündekı bağı çözün, horozu çıkann, bır ayağından masaya ya da ıskemlerun ayağına bağlayın önen dınsel bır buyruk nıtehğınde olduğu ıçın, dostum buna hemen uydu, kaba kâğıdın ustündekı sıcımı çözdü, hayvanı çıkardı, kanadından mı tutayım, basından mı diye çabalar dururken horoz fırlayıp kaçmaz mı! Afıf Yesan ne yapacağını şaşırmış dunımdaydı Herkes tedırgmdı, herkes ayağa kalknuştı Horoz masalann altını üstune getınyor, bır saldırıdan kurtulup da başka bır masaya atladı mı, guzel sesıyle çıngır çıngır ötüyordu Hayvanı yakalamak da kolay değıldı hanı, bır yere atlıyor, bır masalann üstüne çıkıyordu Tabak çanak kırıbyordu Ve kan ter ıçınde kalmış olan yazar, kurbanını yakalayıp eve göturebılmek ıçın var gücti ıle çabaüyordu Bense horozdan yanaydım, pasajdan bır çıkabılse dıye düşünüyordum Ama sonra 7 Bunca canavann arasından yurüye yürüye nereye gıdebıhrdı kı 7 Derken, benım aklımdan geçen oldu, pasajdakı masalann bır altına gıren, bır üstüne çıkan horoz, kendını Beyoğlu Caddesı'ne attı, arkasından Afif Yesan, arkasından ben ve daha başkalan Beyoğlu'ndakı durum daha da kanşıktı, pasajdan dışan uğrayanlann telaşını görenler sorunu bır türlü öğrenemıyorlar, bu adamlann yerlere düşercesıne koşmalanna bır anlam veremıyorlardı "Hırsız kaçıyor" dıye bağıranlar da vardı Ama horozun Taksım'e doğru epey yol aldığı da anlaşüıyor PENCERE Taşra, İstanbul, Londral?.. Yıl 1920 "fem Gün" gazetesı Ankara'da Karaoğlan Caddesı'ndekı eski bır ahşap evın alt katında 2500 adet basılıyor Önemı baskı sayısryla orantılı degıl Bır dava gazetesı Yenı Gün, Anadolu'da Nuh Peygamber dönemınden kalma bır makıneyle basılmasına karşın savunduğu fikırter öylesıne önemlı kı, bütün dunyaya sesını duyuruyor, Başyazar Yunus Nadı, Ulusal Bağımsızlık Savaşı'nın en ateşlı kalemlerınden bırıdır Gazetealık gızemh bır meslek, sıraa geiır, en son teknıkte, çok pahalı makınelerle, parlak kâğıtlara basılan bır gazetenın yapamadığını, alçakgonüllü bır yayın organı yapabilır. Gösteriş, şatafat, gürültu, patırtı, renk, reklam lyıdır de gazete bır ıncır çekırdegı doldurmaz haberlerle donatılıyorsa, cım karnında bır noktadır Venı Gün bu gerçegın tanhsel örnekJennden bıristdır, Anadolu basınına hep bu gozle bakarım, bana gönderılen taşra gazetelerını de bu ölçüye göre değerlendırmeye çalışınm, temel soru hıç değışmez Bu gazete ne söytüyor? Vfenı Gün'den bu yana ne kadar zaman gecti? Yetmiş yıl 211nd yüzyıla yaklaşıyoruz, ama televızyon ağı gezegenımızı sardıktan sonra bu soru daha önem kazandı. Anadolu'dan gönderılen günlük ya da haftalık gazetetor masamın üstünde duruyor Sandıklı Postası, Körfeze Bakış (Gemlık), Bartın, önder (Kesan), Çağdaş (Batman), Gemlık Körtez, Dıdım Imece (Söke), Demokrat Gebze gazetelenne bır süreden ben "¥ani Muğttf' da katıldı Bu gazetelenn soyleyeceklerı var, yazartarı var, dünya göruslerı var, okudukça Anadolu aydınlarına ılışkın guvenimı tazeliyorum Ayaklannı toprağa dayamış aydın, Türktyemız ıçın paha btçılmez btr değerdır Anadolu aydını, yöresının kat genceklennde yetışmış, soyut fıkırierle somut yaşam gerçeklen arasındakı bağıntıyı ruhsal dengelennde kurabılmış kışıdır Mesleğı önemlı değıl, mimardır, muhendıstır, doktordur, köftectdır, lokantacKİır.'bakkaldır, öğretmendır üretıcıdır, kahvecıdır, tuhafiyectdır, emeklı assubaydır, işçıdır, ya da çıftçıdır, ılınde, kasabasında, köyünde ıslev sahibıdır, kımltğınt çevresınde kanrtJamış ve tanıtlamıstır, evrensellıMe yöresellığı benlığınde bagdaştınmıştır, çevresıyte ılışkılen sıcaktır, kıtapla haşır neşırdır, hayatla barışıktır, halkla bırdır, butündür, kaynaşmıştır Anadolu'nun kımı gazetesınde Anadolu aydınının sesı yükselmeye başladt • istanbul basınında bır süreden ben uç veren tekelcı sermayenın bütün Anadolu'da altyapı oluşturmaya yonelmesı, Türkıye'de gazetelerı tek merkezlı emrü kumanda zıncırıne bağlayacak bır ekonomik yapılaşmaya doğru sürükleyebılır Daha da sakıncalısı, basındakı tekelleşmenın kaynağında Amenkan Doları ya da İngılız Steriını türünden bir zengınlığın bulunmasıdır Babıâlı ülkemizde basının merkezı sayılır Bu merkezde önce yerlı ışadamlarının ılgılendığı bır pıyasa oluştu "Gazetecı gazete sahıplen" Bızım Yokuş'ta dışlandılar, paranın egemenliğı ağırlığını duyurdu, ama el elden üstundür, bır kez bu yol açıldı mı, işın nereye varacağı bılınır mı? Şımdı de yabancı sermaye, tekelleşmeye ddnüşen basını ele geçırme yolundadır Ancak Babıâlı de egemenleşmeye çalışan yabancı sermayenin ardtndakı soru ısaretterını ortaya çıkarmak gerekıyor ve bu soru ısaretlennm ortaya çıkması basın özgüriOğü ıçın kaçınılmaz bır sorgulamayı gündeme getınyor • öyle görünuyor kı Türk basını yaJnız özgörtük değil, bir bağımsızlık savaşımı vermek zorunda ister Anadolu'da olsun, ıster Istanbul'da, dış sermayenın saldınsı karşısında bütün gazeteler eşıtlenıyor Bu alanda gerçeklen n perde arkasındakı ayrıntılarıyla ortaya dökülmesi aynı zamanda demokrasının geregıdır ARADABIR ALPASLAN KOYUNLU Y. Müh. Mim. OKURLARDAN Öğretmenlerin kalamadıgı Erciş öğretmenevi Erctş'e gıttık. Geceyı orada geçıreceğımızden, ılk ış olarak oğretmenevıne gıdtp rezervasyon yaptırmak ıstedık. Amma \e lakın bır tek yctkılı Patnos 'ta gorevlı olan bır grup zatı muhteremle goruşebüme şerefıne naıl olamadık. Uzunca oğretmen arkadaşla, hafta bır arayıp tarama surecınden sonunda (26.08 1989'da) * sonra, nıhayet bır mustahdem bulabıldık. Öğretmenevi muduruyle goruşmek ve rezervasyon yaptırmak ıstedtğtmızı soyledık. Mustahdem, bıze, mütturun dışan çıktığından dolayı kaytt yaptıramayacağımızı, ancak oğretmenevınde çok sayıda boş yatağın bulunduğunu, bunun ıçın endışe etmememız gerektığını \e bır ikı saat sonra geldığımızde kayıt da yaptırabıleceğımızı soyledı. Biz de adamın dedıklennı kabullendık ve oradan ayrtldık Bırkaç saat sonra gıttiğımızde yıne mustahdemden başka kımseyı bulamadt', Mustahdem bıze, müdur bey boş odaları başkalarma vermış, geceyı oğretmene\ınde geçıremeyeceksınız deyınce başımıza soğuk sular dokulmuş gıbı olduk Mudur Beyı gormek ıstedığımızı soyleyınce, televızyondakı futbol maçını seyretmek uzere e\ıne gıttığı cevabını aldık. Bız, mudur beyı gormek te ısrar edınce, mustahdem hakarete varan sozler sarf ederek bızı kapı dışan ettı. Bızlerın kalamadıgı bu oğretmene\ ınde kımler kalıyor? PATNOS'TAN B/R GRUP OĞRETMEN Pansiyon KeyfiL Ev pansıyonculuğu, bır aılenın devamlı oturmakta olduğu ve kendısıne aıt evın bır veya bırkaç odasını tunzm mevsımı boyunca normal bır ev duzenı ıçınde pansiyon halıne dönüşturmesı ve gerek yerlı turıste ve gerekse yabancı turıste bır ücret karşılığı kıraya vermesıdır' dıye tanımlamaktadır Tunzm Bakanlığı Tunzm Bankası eklemektedır "Ev pansıyonculuğunun en belırgın özellığı ev sahıbının aynı bınada oturması veya aynı mahalde ıkamet ederek alışılmış hızmetlerı yerıne getırmesıdır" Evet, boyle tanf edılmektedır pansıyonculuk Kıyılarımızı dolaşanlar bılır Yer adı belırtmeden şoyle sıralayalım Bahçe ıçınde bungalovlara otel olçusunde yapılara apartmandan bozma bınalara, hatta ınşaat sırasında levhasına şımdıden pansiyon yazılmış ucube ınşaatlara nedense pansiyon denıyor Tumü pansiyon olarak kullanılan apartman bozması bır yapıda eskı mutfaklanna karyolanın nasıl sığdınldığına sasıyorsunuz Kapıyı açıp ıçerı gırınce tekrar kapamak ıçın cambazlık gereken odacıklar konuklara kıralanıyor Herkesın akın ettığı kıyı koy ve kasabalarındakı evlerın en ızbe koşe bucağı, havasız bodrumları konaklamaya acılabılıyor Kım denetler, nasıl ruhsat verılır, hangı olçutlerle değerlendırılır bellı değıldır Genelde ıkı sınıfa ayrılan pansıyonlann değısık kent ve kasabalardakı ucretlerı nasıl belırlenmektedır? Aynı nıtelıklere sahıp pansıyonlara uygulanan fiyat farkları nasıl gıderılebılır? Orneğın Selçuk'ta 8 bın lıra olan ıkıncı sınıf pansiyon yatağına karşılık, 12 km yakınındakı Kuşadası'nda bır katı fıyata yatak bulunmamaktadır Antalya'da yatak yerıne oda kıralanarak sorun bır şekılde cözulmuştur Bır kışı üç yataklı oddda kalmak zorunda ıse hepsının parasını ödemektedır Bu durum ıse, haklı şıkâyetlere neden olmaktadır Sanınm başka bır şıkâyet konusu da sık sık ve buyuk bır tıtızlıkle yurütulmesıne taraftar olduğumuz malıye ve polıs denetımının gece uygulanmasıdır Yorgunluğun yemek ustu rehavetın çöktüğu dostlukların yoğunlaştığı gece saatlerınde resmı kışılerın baskın' yapması tedırgınlık yaratmaktadır Oncekı yıllarda görülen, sılahlı jandarmaların bu denetımlere katılması uygulamasının bu yıl kaldınldığını oğrenıyor ve rahatlıyoruz Maiıye ve polısın gorev duyarlılığının temızlık sağlık ve ruhsat denetımlerınde de gösterılmesı olumlu bır anlayısı beraberınde getırecektır "Pansıyonlara kım gelmektedır, nasıl gelmektedır7' sorusu nun yanıtları ılgınç bılgıler ıçermektedır Garajda ya da otobus duraklarındakı sımsarların çokluğu, bazılarının davranışlarının bağışlanmayacak gıbı olması üzuntülerı arttırmaktadır Bır Kanadalı cıft 'Bızı paralıyorlardı" dıyordu Tek başına gezen bır guzel Fransız kızı. çantasını kapıp kacan pansıyoncunun pesınden koştuğunu zorlukla yakalayıp bagajını kurtardığını, bu davranıştakı bır kımseye nasıl guvenerek pansıvonunda kalabıleceğını şakaya vurarak soruyordu Sabah ezanında bır Fransız kızı gelıyor pansıyona Bellı kı uykusuz Anlaşılan otobuste uyumamış dıye duşunuyorsunuz On saat once garaja gıttığını, Marmarıs'e bılet aldığını, beklenen otobusun garaja gırmeden geçtığını başka bır otobusun kendısını kabul etmedığını, yazıhanedekılerın ısrarla yenı otobus kaldıracaklarını soyleyerek nasıl kendısını oyaladıklarını anlatıyor Dıl bılsın bılmesın hemen herkesın kendısıyle ılgılendığını, bundan dolayı uyuklayacak zaman bıle bulamadığını dıle getınyor Parasını gerı vermedıklerı bıletı elınde, kaybettığı on saate hayıflanıyor Gece seyahat ederek hem zamandan hem konaklama parasından tasarrul edeceğını tasarlamasına karsın gün kaybetmesını ayrıca fazladan ödeyeceğı parayı duşünerek kendısını yatağa atmak uzere odasına çekılıyor Pansiyon ve pansıyonculuk guzel bır uğraş Hele ev havası kaybolmamışsa, bahcede cıçek ıçerıde kılım, geleneksel mısafırseverlık, üstüne üstlük bır de sessızlık oluşabılmışse deyme keyfıne Genelde ve ayrıntıda ufak tefek sıkıntılar tatlı acı taraflar varsa da hoşgoru. lyınıyet her şeyın ustesınden gelebılıyor Geten gıdenın hızlı değısmesı, ınsanların ceşıtlılığı dıllerının farklılığı kısa sürelı dostluklar gıttıklerı yerlerden yolladıkları konuklann gelışlerı en belırgın oğeler Gıtmedığınız uzak ulkelerı ayak larınıza getıren konuklar ışın başka bır ılgınç yanı Goçmen kuşlara hıç benzemeden bır yerlerden gelen bır yerlere gıdenler Kısa sure konakladıkları pansiyon, karşılıklı ıkramlar ve sağlıklı, hep güler yüzlu davranışlar Brezılya'dan hareketle Uzakdoğu'yu, Hındıstan'ı, Pakıstan'ı dolaşıp Mısır'a gelmışler Turkıye'nın varlığını orada oğrendıklerını açık kalplılıkle anlatıyorlar Ama onlar da dolaştıklan Asya ulkelerınde Brezılya'nın adını duymayan kımselerle karşılastıklarını söyluyorlar Gelenlerın çoğunun tek bırleştıklert konu, ulkemızde hızla yeşıllıksız yerleşımlere yönelen ınşaatlar sorunu Her ne nedenle olursa olsun yıneledığım 'Yapılar yeşılın uzerıne cıkıyor" benzetmesını beğenıyorlar Parmak bastıkları bır sorun da gürültu Yol üstu olmayan oda arıyorlar Kent merkezınden uzaklarda konaklamayı yeğlıyorlar Bahçelı, avlulu, sessız, temız dıngın (sakın) yer arıyorlar AIOS ve bulaşıcı hastalıklar korkusu nedenıyle, tuvalet ve duşun odalann ıçınde olmasını ıstıyorlar Tunzm Bakanhğı'nın koymus olduğu zorunluluğa karşın, hâlâ alafranga tuvaletlerın yaygınlaşmamış oluşu da bır sorun olarak duruyor YAPI KREDI FİNANSAL KİRALAMA ANONİM ORTAKLIĞI'NDAN TASARRUF SAHİPLERİNE DUYURUDUR Şırketımızın yıllık faız odemelı % 75 sabıt faızlı I lertıp tahvıllerı 18 9 1988 tarıhınden ıtıbaren YAPI VE KREDI BANKASI A.Ş MENKUL DEĞERLER MERKEZI, bırımlen ve tum şubelennde satışa sunulacaktır Bu tahvıllerın halka arzı Sermaye Pıyasası Kurulu nun 25/8/1969 tarıh ve 108/y5 sayıh ıznıne dayanmaktadır Ancak bu ızın tahvıllenmız ve ortakhgımızın Kurul veya Kamuca tekeffulu anlamına gelmez 1 Ortaklıgın a Tıcaret Unvanı YAPI KREDI FINANSAL KİRALAMA ANONİM ORTAKLIĞI b Merkez Adresı Şehıt Muhtar Cad 5 K 67 80080 Taksım Istanbul c Sermayesı ı) Esas sermayesı 20 000 000 000TL (*) ıı) Odenmış sermayesı 20 000 000 000 TL d Faaiıyet konusu Fınansal Kıralama Işlemlerı e Suresı Smırsız f Çıkarılacak tahvıllerden saglanacak fonun kuilanım yerterı Çıkanlacak tanvıtlerden saglanacak fon ışletme sermayesı ıhtıyacım kısa vadelı kaynaklar yenne orta vadelı kaynaklarla fınanse etmek ıçın kullanılacaktır 2 Izahnamenın a Yayınlandıgı T Tıcaret Sıcılı Gazete sının tanh ve numarası 1 9 1989 2348 b Halkın ıncelemesıne açık tutuldugu yerler Şırket merkezı ve Yapı ve Kredı Bankası A Ş Menkul Degerler Muduıiugu 3 Çıkarılacak tahvıllenn a kıbarı degerı tutarı 4 500 000 000 TL b Tertıbı I tertıp c Kupurler ıtıbarıyle dağılımı KUPUR DEGERI ADET TOPLAM TUTARI (TL) 100 000TL 4 500 450 000 000500 000TL 1 800 900 000 000 1 000 000 TL 2 250 2 250 000 000 5 000 000 TL 180 900 000 000 TOPLAM 8 730 4500 000 000d Satış suresı 10 gun Başlangıç tarıhı 18 09 1989 Bıtıştarıhı 27 09 1989 e Satış fiyatı Tahvıller satış tarıhı ıle satış suresının bıtım tanhı arasındakı muddete aıt faız tutan kadar nomınal degerden duşuk bır bedelle satılacaktır f Tahvıllenn tamamı harnılıne yazılıdır g Vadesı 2 yıl h Tahvıllerın odeme planı ÖDEME TARIHI FAIZ(BRÖT) ANAPARA TOPLAM 27 09 1990 3 375 000 000 3 375 000 000 27 09 1991 C 375 000 000 4 500 000 000 7 875 000 000 TOPLAM 6 750 000 000 4 500 000 000 11 250 000 000 Giyimkuş€un hakkunızı Sümerbank'ta kııUanahm BUindiği gıbı sağlık emekçiUrinın yıllık giyim kuşam yardım haklan vardır. Bu haklarmı kurumun anlaştığı bbr gıyım kuşam mağazastnda alışveriş yaparak kullanmalan istenır. tçel Sağlık Mudurluğu geçen yıllarda Mersin 'm buyuk, luks ve pahah bir mağazası ile anlasarak sağlık emekçüennin bu ekonomik haklarmı zorunhı olarak, soz konusu mağazada harcayarak kullanmasım istedi. Oysa ki ortalama bir sağlık emekçısımn bu ekonomik hakkı yılda bir kez olmak uzere 80100.000 lıra iken söz konusu mağazadan bu paranın karşılığı ozel çek üe ancak bir gomlek ve pantolon alabümekte. Bu yıl bizler bu hakkın ya para olarak odenmesını ya da Sumerbank gibi bir kunıluştan alışveriş yapıiarak kullamlmasmı istiyoruz. Aynca dığer devlet dairelerinde bu hak 6. 7.8. aylarda verilirken, bizde neden 11. 12. aylara bekUtiliyor? Yetkililerin yanıtlamasını ve ilgilenmesini istiyoruz. BİR GRUP SAĞLIK EMEKÇlSt T.C. SANAYİ VE TtCARET BAKANLIĞI İÇ TtCARET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Sayı: 10 (04.0130.3/279) KODU: Şırketler Şube açüması ANKARA 37575 29 AĞUSTOS 1989 tLAN SANAYt VE TİCARET BAKANLIĞI tÇ TİCARET GENEL MÜDURLÜĞÜ'NDEN Merkezı Federal Almanya'da bulunan "KARSTADT AKTIENGESELLSCHAFT" şırketı bakanüğımıza müracaatla; (30 Teşnnısanı 1330) 30 Kasım 1914 tanhlı Ecnebı Anonım ve Sermayesı Eshama Münkasem Şırketler Hakkında Kanun hükümlenne göre tstanbulTurkıye'de şube acarak faaiıyet göstermek ıstedığını ve aslı 18.5 1989 tarıhınde Essen/Federal Almanya'da Noter Helmut Stüber tarafından, Türkçe tercümesı ıse 29 5 1989 tanh, 26406 sayı de Beyoğlu Beşıncı Noterhğı'nce tasdık edılmış vekaletnamede yazılı yetkılerle, şırket adına yapılacak ışlerden doğacak davaİarda; davah, davacı ve uçuncü şahıs sıfatıyla hazır bulunmak üzere Batı Almanya uyruklu ULX) WIETRYCHOWSKl'nın şırketm IstanbulTürkıye şubesı vekülığıne atandığını ve şubeye 400 000 000 TL sermaye tahsıs edıldıgını bıldırmıs ve gereken belgelen vermışür. Arulan şırketın İstanbul'da şube acarak "yurürlükteki ithalat ıhracat rejımlerı ıle bazı maddelenn ithalı ve ıhracına daır özel mevzuat hukümlerı çerçevesınde her türlfl ıthalat, perakende olmamak kaydıyla yuıtıçı tıcaret, pazarlama ve ayrıca mal alımlarının koordınasyonu, kalıte kontrolü ile konuyla ılgılı danışmanlık hızmetlerı" konusunda faaliyet göstermesı, Başbakanlık D.P.T. Müsteşarlığı Yabana Sermaye Başkanhğı'nın 29.6.1989 günlü, 5714 sayıh yazısı ekinde yer alan 29.6.1989 günlü 30/1292 sayıh ızin belgesı ile uygun görulmüştür Bu ışe aıt belgeler ıncelenerek mevzuat hükümlenne uygun göruldüğünden keyfıyet ılan olunur. BAKAN ADINA EKİ: Vekaletname A b d u r r a h m a n ÖZENBAŞ Iç Tıcaret Genel Müdür Yardıması ı Faız ve anapara odeme yerlerı Yapı ve Kredı Bankası A Ş nın Menkul Degerler Merkezı, Bırımlen ve tum şubeler 4 Varsa anapara ve faızlerın vadelennde odenmesını taahhut eden kışı ya da kurum Anapara ve faızlerın vadelennde odenmesını taahhut eden kışı ya da kurum yoktur (*) Ortaklıgın esas sermayesı 26 6 1989 tarıhınde tescıl edılerek 5 mılyar T L ndan 20 mılyar TL na yukseltılmıştır LEASING»» Cumhuriyet Kitap Kulübü Antalya Temsilaliği GençRk Kitabevi İMZA GÜNÜ 9 •ylül cumartesi 15.0018.00 FÜRUZAN TOPRAK ABDULLAH ŞANAL HükümetCd 1 Sk 3IB IİAKIKSIYAS MJ TUHEL DEBGl Ozgurlük 1 Yaşında Yenı Eylul ler Yaşanmayacak Arnavutluk Gezı Izlenımlerı/lmdat Ulusoy '80'lerde Türklş N Onaran Ornek Sosyalıst Ulke Polonya Askerı Dıktatoriukten Parlamenterızme HUSEYIN TURKOGLU er ayın 1 vc 15'indc çıkar DAHA SAGUKLi BIR YASAM TÜRKlYE AİLE SAĞLIĞI VE PLANLAMASI VAKFI EvNNk Danışmanlığı Kadın Hastalıklan Çocufc Sağltğı ve Hastalıklan Aıle Plaolaması Gebetik tam ve takıbı Laboratuvar Akşam Erken Iner Mapushaneye Yol Turkusu • Kara Hatoer Uana Guzel • Goze Goz Dışe Dış Ozgurluk • Tepemızde Sarı Sıcak < Çoban • Panzerler Ustumu28 Kalkar 1 Amme Marşı • Oayan Ha Yıkılma Genel Oairtıtn Modern Plakevı IMÇ 6 Btok Tel 522 7 i 06 ISTANBUL Şube lz& Kaset Karanfl Sok 3/14 Tel 132 41 48 LALE BELKIS Kişisel Resim Sergisi 4 Eyltil 14 Eylül . Antalya Devlet Giızel Sanatlar Galensi İLAN ELMADAĞ CUMHURİYET BAŞSAVCILIGI'NDAN Karacabey ılçesı Dağkapı köyflnden olup Elmadağ Hasanoğlan köyünde SarayNann marka sucuklan mesul rnüdürlük görevı yapan Kasım oğlu 1955 D lu Vevsel örenlılı'nın 17/12/1988 tarıhınde sağlığa az ve çok zarar verecek derecede sucuk ıma! edıp sattığı tespıt edılmesı üzenne Elmadağ Sulh Ceza Mahkemesı'mn 6/3/1989 tanh ve 1988/388 Esas, 1989/47 karar sayılı ılamı ıle 37 333 TL para cezası, 3 ay 15 gün meslekten men, 10 gun ış yen kapatma cezası venlmıştır ÇK 402/12 maddelerı gereğmce ılan olunur Basın 31379 385 537656912 45 YOL TURKUSU