18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Süh:N ( ımhıtrıvtM Mjıbdj^ılık ve (u/eıecıhk Tıırk ^nonım *>ırkclı jdınj NaıJiT Nadl O *.w;ncl >a\tn Mutluru IİKan Cçmal. Mııo^ese Muduru tmıac l ^akhgil. \a/> Ulcrı Mııiluru Ok«* (•ı>ıwHMn. 9 Hahcr McrUvı Muduru lalvın Baırr, Vt\U Dı*/ı.'[H ^oncunenı \lî \car. 0 Tiınsıktlt'r \hmrl lan. I/Mlk Hikmel «. clınkma. \ D \ N \ < rlal Ba>l«nı;u, I)'.. H.ırvrlıt t rguıı Bakı. )urelman. Du/ılımc Rrfık S « d f l llnte». l)ı/ı '>a/ılj# Mııh.i~tbc Bulent Ntner lar Hulv. *k»ol 9 Idjrc I ki'nomı < engi/ lurhan. Kullur t elal I Mer. Spor Djmynjııı Ahdulkadir l)urtıa>. Vıjjlırma Ijahin Alp«>. h Vndıka Şukran kelenri. "ııır: Haherkrı Kfrem (,att>kan, # KtHvdınau» Ahm«t karuUan. # \1alı l>lcr t.nıl hrkııl. 0 Hu\t l'Ucıljn.ı Sevgı <>snıaııbf)eo£lu 0 Kckianı A\>r lıırun. 0 ' l \JMII H a i o i n (lUrrr. # Işlmnc Ondrt ( rlik. # llıltı Klcnı Nail lı»l. »ıu.ı . hı«r/t ( ıımhurı 't Mathaaıılık leCutlrcılık T J\Ş. Tuık OcağıCad 3»'4I Cajalojlt Pk. 24* Kıanhul Tcl 512 '(< 05 <2fl naıı. 7dc< 22246 tıx II; 526 60 72 # 143V4 «omtor \»k«cı./ıva (,r.lalp Bn Inkılap • So 19 4. Tel 133 II 4141. Tclcx 42344 Fu < J > 4 133 V ft< % tımır H /JJ» BK 1352 S2/3. Td IJ 12 50. Telcx 52559 F « (51) 19 SJ «0 InonuCaa 1HS V ! Kaı 1. Td 19 37 52 14 hmı, Tclex «155. Fax (71) 19 37 52 TAKVtM: 28 EYLÜL 1989 lmsak 4.25 Güneş 5.50 öğte 12.00 Ikindi 15.20 Akşam 17.59 Yatsı 19.19 Avrupa ile Japonya 92 savaşmda Dtş Haberler Servisi Japonya, 1992'de tek bir pazar halirıe gelecek olan Avrupa Topluluğu'nda iyi biı pay kapma çabalannı hızlandırarak sürdüıüyor. Haberi veren "Newsweek" Dergisi, 12 Avrupa Topluluğu üyesi ülkenin 92'de birleşmesi plaruna her zaman kuşkuyla yaklaşan Japonya'da olayı bir sorun değil, bir fırsat olarak görme eğiliminin arttığını belirtiyor. Güçltt Japon şirketleri, bu geniş ticaret bloğuna yatınm yapnva stratejileri geliştirirken, kültür ve ırk engellerinin en aza indirilmesi için çalışmalar yapılıyor. Japonya'run ekonomik destefini olumlu karşüayan Avrupa ise bir yandan da olası bir "Tokyo istilasına" karşı nasıl bir politika güdüleceğini tartışıyor. Japonya 1985 yılından beri Avrupa ttlkelerinde doğrudan yatınm yapıyor. özellikle îngiltere'de yoğunlaşan bu yatınmlar, otomobıl ve yan iletkenler alanında gerçekleşiyor. Otomobil ürcten Avnıpa firmaları ise Toyota ve Nissan'ın güçlü rekabetinden hiç hoşlanmıyorlar. özellikle BMW ve MercedesBenz dışındaki üreticiler, bu rekabeün pazar paylanru kaybetmelerine yol açmasından endişe ediyorlar. Avrupa iş gücünün yüzde 10'unu istihdam eden otomobil endüstrisinde Japon rekabetinin artrnasıyla Fiat'ın satış hacminin yüzde 10 azalacağı, Peugeot'un yüzde 50 ila yüzde 80 ve nihayet Renaulfun yüzde 90 pay kaybetmesine neden olacağı 'düşünülüyor. Japonya, 1992 birleşme planlarına her zaman bu denli olumlu yaklaşmıyor, aksine ihracatına vuracağı darbe açısından kuşkuyla bakıyordu. Japonya'run yeni tutumu özeüikle son bir yılın urünü. Geçen yaz Avrupa, Japonya ve Amerika'dan gelerek Tokyo'da toplanan iş ve hükümet çevreleri, resmi toplantılar dışında sadece 1992'yi tartışmışlardı. "Avrupa Kalesi" hakkında ciddi bir paranoyaya sahip olan Amerika, bu göruşlerini Japonya'ya da yansıtmış, yapılan bir kamuoyu araştırması bellibaşlı Japon şirketlerinin 1992'ye korkuyla yakla$tıklarıru belirlemişti. Geçen ilkbaharda ise Fransa'nın Avrupa işleriyle ilgili dış işleri bakanı Edith Cresson bir görüştne sırasında Amerika'mn Japonya'ya çoktan teslim olduğunun, Avrupa'nm aynı şeyi yapmaması gerektiğini belirtti. Bu açıklama JaponAT ilişkilerinde sarsıntılara neden olurken, AT kısa sürede Tokyo'nun sinirlerini yatıştırmasmı bildi. 1989'un başında, ABD'nin güçlü lobisi sayesinde Amerika ve Japonya'yı korkutan yabancı bankalann Avrupa içinde çalışmasını engelleyen kararlar kaldınldı. Avrupa Komisyonu'nda önemli bir göreve getirilen serbest piyasa uzmanlan, bu konuda çok etkili oldular. Japonya için Avrupa artık bir "kale" degil. Japon şirketleri Avrupa ile iş yapmanın daha kolaylaştığını düşunüyorlar. Ne var ki Japonya 1992'den sonra AT'nin kötü bir ticari ortak olacağını biliyor. Sonbaharla birlikte anababalar 'kaüteli yuva' arayışına giriyor Yuvalar ateş pahası ldeal bir yuvanın şartları şoyle sıralanıyor: Fiziksel koşnllar: • Bina aydınlık, ferah ve geniş olmalk • Oyun odaları halı ile kaplanmalı, • Çocuklann boyuna uygun tuvaletler (lavabo, musluk, havluluk ve diş fırçalarını koyacaklan yerler), temiz ve bakımlı • Bahçede çocuk başına 5 ile 7 metre karelik alan düşmeli, • Binanın ısı kontrolü (2022 derece), Niteliksd özellikler: • ldeal olanı 20 çocuğa bir çocuk gelışim ve eğitim uzmanı ve yardımcısı ile bir bakıcı düşmesi, • Öğretmen pedagoji formasyonuna sahip olmalı, • Oyun odalannda zengin oyun köşeleri ve oyuncaklar bulunmalı, • Yıtlık eğitim programı incelenmeli. Tüp bebek konferansı • ANKARA (ANKA) Çocuk sahibi olamayan çiftlerin umudu olarak gösterilen tüp bebek yönteminin en başanlı uzmanları arasında yer alan iki tngiliz doktor Türkiye'de konferans verecek. Merkezi Londra'da bulunan Cromwell Hastanesi'nden Prof. Norman Morris Frcog ile lngiltere'de ilk tüp bebek merkezini kuran Dr. Kamal Ahuja, bu konudaki son gelişmeleri Istanbul Hilton Oteli'nde 29 Eylül cuma günü düzenlenecek bir konferansta anlatacaklar. 36 yaş çocuklan için okul öncesi eğitimin önemli bir unsuru olan yuva ve anaokullannm sayıst Türkiye'de çok az. Oianlar da yılda ortalama 34 milyon lira ücret istiyor. Okul öncesi eğitim gören çocuk oranı yüzde 4. Biryuvada nelerolmalı? NtLAY KARMAN ~ Sonbahara girerken pek çok aıle, maddi kosullan elverdiği ölçüde, 6 ya^ın altındaki çocuklannı, okul öncesi eğitim kurumlanna gönderme çabası içindeler. Ne var ki yılda ortalama 34 milyon TLÎye varan yuva Ryatlan ve devletin açtığı yuvalann sayısının yetersizliği, birçok ebeveyni kara kara düşündürüyor. Çocuk psikiyatristi uzmanı Prof. Dr. Haluk Yavnzer, Türkiye'de okul öncesi eğitim sisteminin son derece yetersiz olduğunu belirtirken, ülkemizde okul öncesi eğitim çağında olan çocuklardan sadece yüzde 4'unün bu eğitim kurumlarından yararlanabildiğini söyluyor. Oysa 36 yaş arası çocuklann, okul öncesinde eğitim görmelerinin önemi yadsınamayan bir gerçek. Prof. DT. Yavuzer, okul öncesi eğitimin önemini an lara, sağlıkh ruh ve kişilik yapısı kazandınlmasının fiziksel, zihinlatırken şöyle diyor: sel, duygusal, sosyal ve dil gelişimlerinin desteklenmesinin amaçlan36 yaş eğitimi dığını söyluyor. "Çocugun psikolojik ve sosyal Özer, anaokuluna başlama yagelişimi için gerekii imkânlan ha şı olarak önerdiği 3.54 yaş arası nrlar. Onu sosyalleştirir. Çocu dönemin, çocugun tuvalet eğitimigun, topluma ve kolektif hayata ni lamamladığı, giyinme, soyunhazırlanmasında ideal bir basa ma, el yıkama, diş fırçalama gibi öz bakım becerilerini oğrendiği, mak olur." tstanbul'da devlete ait bir yu paylaşma, işbirliği, sorumluluk alvada, çocuk gelişim ve eğitim uz rna gibi yetenekleri kazanmaya manı olarak çalişan Dttara Özer başlartığım ve psikososyal olgunde 36 yaş arası eğitimde çocuk luğa hazırlanma devresi olduğu Stresin bir zaran daha • DENtZLİ (Cumhuriyet) Başta stres olmak üzere bilinçsiz ilaç kullanımı, aşın egzersiz ve kilo kaybının gebeliği önlediği bildirildi. Bu faktörlerin ovulasyon indüksiyonunu (yumurtalığın hareketi) olumsuz yönde etkilediği belirtilerek, gebe kalmayan kadınların özellikle stresten kaçınmaları gerektiği kaydedildi. Denizli'de "ovulasyon indüksiyonu" konulu bir konferans veren lstanbul Universitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğretim görevüsi Doç. Umur Colgar, yumurtalık bozukluklarının 25 yıldır jinekolojinin gündeminde önemli yer teşkil ettiğini söyledi. Kısırlığın tedavisi için yumurtalığın hareket zamanının mutlaka bilinmesi gerektiğini ifade eden Colgar, âdet görmeyen kadınların "gestagon" adı verilen testten geçmelerini istedi. Okul öncesi eğitimin öaeml36 yaş arası çocuklann okul öncesınde eğitim görmelerinin önemi artık inkâr edilmiyor. Ancak yuva fıyaüarı da birçok annebabayı kara kara düşündürüyor. J^ nu belirtirken, "anaok.aluna başlama, cocnğun bir mekâna girtnesi ve bu ortama uyum sağlaması yönıinden toplumsal ile gelişim sürecinde çok önemli bir aşamadır" diyor. özel bir yuva sahibi ve aynı zamanda çocuk eğitim ve gelişim uzmanı olan A>şe Lrfıofelu da okul öncesi eğitimle, çocuğun yaşamının bir düzene girdiğini, yemek ve uyku saati sorunlarının genellik le ortadan kalktıgım ve baa öz bakım becerilerinin hızla geliştiğini dile getiriyor. 4 Antik kentte barbar' karar SERDAR KIZIK ERYTHR Aİ YAPILAŞMAYA AÇILIYOR Prof. Ekrem Akurgal, Erythrai antik kentinin 3. derece StT kapsamına alınıp yapılaşmaya açılması üzerine "Dünyaca tanınan kent yapılaşınca bize barbar diyenlere neyanıt vereceğiz" dedi. Oysa bu bolgede yaklaşık 15 yü kaa yapan OT. Prof. Dr. Ekrem Akurgal Erythrai'yi şöyle tammlıyordu; sanki büyütüp yetiştirdiği bir çocuk gibi: "Erythrai, Batı Anadolu'nun dünya ölçeğinde onemli yerleşimlerinden birisidir. Kent, aynı zamanda, içinde bulunan eserlerin eskiliği bakımından diğer Batı Anadolu uygarlıklanndan daha ön plandadır. Bu yörenin 1. derecede StT alanı olarak korunması gerekir. Bolgede yapılacak konut inşaallan, kentin çevresinde bulunan seramik atöljelerinin yılulmasına, yok olmasına neden olacaktır. Seramik atolyeteri Erythrai'nin sanayi bolgesidir. Aslında bu kentte kazılann daha da siirdünılmesi gerekiyor." Antik kentin 3. derece SİT alanı olmasıyla ilgili muhalefet işte böyle. Gelelim konuyu karara bağlayan Izmir 1 Nolu Bölge Kurulu Başkanı Prof. Dr. Gönül Öney'in söylediklerine: "Bu konuda çok spekülasyon yapıldı. Bizler gereksiz yere yıpratıhyonız. Birincisi Eryihrai yok olrouyor. Kentin çevresine yüz metrelik bir koruma kuşağı koyduk, ikincisi bu kuşağın dışında kalan bolgede inşaatiann temel kazüan Muze Muduriıiğu'nun denetiminde yapılacak." İZMİR Erythrai antik kenti yapılaşmaya açılıyor. Ege'deki 12 ton kentinin en önemlilerinden birisi olan Erythıai 1. derecede StT alaıu olmaktan çıkanlıp 3. derecede StT alanı olarak benimsenince yörede yapılaşmaya olanak tanındı. tzmir 1 Nolu Kültur ve Tabiat Varlıkları'nı Koruma Kurulu Başkanı Prof. Gönül Öney, aralannda konunun uzmanı beş profesörün yer aldığı Yüksek Kurul'un önerisiyle Erythrai'yi 3. derecede StT alanı yaptıklarını söyledi. Erythrai'de 15 yıl boyunca kaa yapan Ord. Prof. Ekrem Akurgal, "Kentin 1. derecede SİT alanı olarak koruoması gerekiyor. Dünyanın tanıdığı Erythrai yapılaşmaya açüdığında bize 'barbar' diyenlere nasıl bir yanıt verilecek bilmiyorum" dedi. Yörede bazı öğretim görevlilerinin de üye olduğu Yeşil Ildır Kooperatifı söz konusu karardan sonra inşaat hazırhklarını hızlandırdı. Zengin tarihiyle 600'e yakm uygarbğı bağrında yaşatan Anadolu, bunlardan birisini yitirmekle yüz yuze. Erythrai'yi yapılaşmaya açan kararın öykiısü şöyle başladı: 1968 yılından başlayarak 1983'e kadar Erythrai'de kaa yakent, 1. derecede StT alanı olarak kabul edildi. Bu dönemde StT alanlannı belirleme yetkisi, Ankara'daki Yüksek Kurulu'nundu. Bölge kurullannın oluşturulmasıyla birlikte StT alanlannı belirleme yetkisi, bu yerel kuruluşlara devredildi. Bu aşamada Erythrai'nin çevresinin de 1. derecede StT alanı ilan edilmesi doğnıltusunda bir uzmanın raporunu görüşen tzmir 1 Nolu Bölge Kurulu, antik kentin çevTesinde sondaj kazıları yaptırdı. Kurul, muze görevlisinin görüşünün tersine raporu hazırlayan uzmana hak vererek bu bölgenin de 1. derecede StT alanı olması için konuyu Yüksek Kurul'a götürdü. Yüksek Kurulu oluşturan üyeler, bir dizi incelemenin ardından Erythrai'nin 3. derecede StT alanı olması doğnıltusunda bir rapor hazırladı. tşte işler bu noktada karışmaya başhyordu. Erythrai'nin çevresinde arazi alan, aralannda Dokuz Eylül Universitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Adnan Gulerman ve bazı öğretim görevlilerinin de üye olduğu Yeşil Ildır Yapı Kooperatifi, Yüksek Kurul'un önerisinden çok önce, haziran ayında yaptığı toplantıda Erythrai'nin 3. derecede StT alanı olacağını üyelerine duyurmuş ve paralann hazırlanmasını istemişti. Sonunda tzmir 1 Nolu Bölge Kurulu'nun karan kesinleşti. Erythrai 1 Nolu tzmir Bölge Kurulu tarafından 3. derecede StT alanı ilan ediliyordu. uyum gösterdiğini belirtiyor. Prof. Dr. %vuzer'in üzerinde titizlikle durduğu bir diğer nokta; okul öncesi eğitim kurumlannda çalişan personelin yetersizliği. 36 yaş arası dönemde çocuğun kişiİiğinin yapılaştığına işaret eden Prof. Dr. Yavuzer, "Anaokullanndaki ögretmenler ve yoneticiler, anne ve babalardan sonra belirli bir ikinci model oluşturuyoriar, PerSOIlCİ oysa bu ülkemizde yeterli Prof. Dr. Haluk Yavuzer, ana olmuyor" diyor. Prof. Dr. Yavuzer'e göre devletçe herhangi bir deokuluna gitmiş bir Yocuğun, okul netim ve seçim yapılmadığı için kurumunda çok daha sağlıkh bir konuyu bilen, bilmeyen ticari arnaçla bir anaokulu açıyor. Çocuk gelişim ve eğitim uzmaru Ayşe Ürfıoğlu da anaokullannda amaan öğreruneye ilgi uyandırmak olduğunu vurguluyor. "tşte bn nedenle" diyor Ürfıoğlu, "öfretmen modeli bence çok önemli. Mutlaka pedagojik kökenli eğitimci çaİLşmalıdır anaokulunda." Prof. Dr. Yavuzer, Türkiye'de ebeveynlerin de körüklemesiyle bazı anaokullannda yabancı dil, bilgisayar ve alfabe eğitimi verildiğini hatırlatırken, "Bn çok yanbş, çünkıi okul öncesi kuriımu çocuğu oyun yoluyla birtakım kavramlan veren en iyi örgiıtlenmiş oyun kunırau olarak tanımlanıyor ve bn tanıma da uyulması bekleniyor" diyor. Dilara özer, okul öncesi eğitimin çocuğun ev yaşantısını olumlu etkiledigu görüşunü paylaşıyor. özer'e göre anaokulu ile aile arasında işbirligine gidildiği takdirde, çocuğun anaokulundan kazançlan en ust düzeyde olacak ve çocuk bu kazançlarını ev ortamına da aktarabilecek. Kreşle anaokulu arasındaki farkı da Prof. Dr. Yavuzer şöyle anlatıyor: "Kreşler 03 yaş arasındaki çocuklara hizmet veren eğitim knrumlandır. Burada sağlık da eğitim kadar ön plandadır. Ögretmenin yam sıra doktor. hemşire ve bakıcı da kreşte bulunmahdır." Çocuk gelişim ve eğitim uzmanı Dilara özer, 03 yaş arası dönemde çocuğun, annenin sevgi, ilgi ve şefkatine yoğun olarak gereksinim duyduğunu hatırlatırken, ideal olanın çocuğun bu dönemi evde anne ile geçirmesi olduğunu söyluyor. Akupıınktur ııznıaıılan • ANKARA (ANKA) Akupunkturun en yaygın olarak uygulandığı ülke olan Çin Halk Cumhuriyeti'nden iki akupunktur uzmanı, hafta sonunda Tjlrkiye'ye geliyor. Sağhk Bakanhğı yetkililerinden alınan bilgiye göre, Çinli iki akupunktUT uzmanı, Türkiye'de bulunduklan süre içinde anesteziyoloji, fizik tedavi ve nöroloji uzmanlanndan oluşan 10 kişilik bir Türk hekimler grubunu eğitecek. Avşar Münih'e • tSTANBUL (AA) Sinema ve ses sanatçısı HUlya Avşar, dün uçakla Münih'e gitti. Atatürk Havalimanı'nda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Hülya Avşar, Federal Almanya'ya gözel bir iş için gittiğini söyledi. Avşar, "Tanju ile görüşecek misiniz?" sorusuna da, "Böyle bir planım yok. Ancak görüşebilirim de" şeklinde karşıhk verdi. Silah ithali için yeni bir dernek kuruluyor StxNA KOLOĞLU n i İ İ m c İ İ 7 O İ m S I G İ a r rotoğrafta görulen elmas ve değerli tığı yuzükierin I.Ö. 2. yuzyıldan başlayarak günümuze dek uzanan geniş bir U I U I I I O U I i d l l i a o i a i taşjanjart yapılmış yüzukJer 9 ekim tarih kssitini simgelediğinı söyluyor Orta parmağın dibindeki yüzuk ise Paekimgğ yy pğ k P ' k Chriti d kdii kdil de Londra'da düzenlenen mü2ayede ile satışa çıkarılacak. Parıs'tekı Christie pa Pius VII tarafından kendısini kardinal yapan L Lorenzo Caleppi'ye hediye Muzayede Şirketi'nin temsilcisi Bayan Mane Anne Bohan, parmaklarına tak edilmiş ve bu nedenle ayrı bir tarihi değer taştyor. (Fötograf: AP) Çevre şurası • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Çevre Şura hazırlık toplantısı bugun Ankara'da başlıyor. TBMM Çevre Araştırma Komisyonu Başkanlığı ve Başkanlık ÇevTe Genel Müdürlüğü'nün işbirliğiyle gerçekleştirilecek olan 1. Ulusal Çevre şurasına hazırlık amacıyla yapılan toplantıda program ve komisyonlan belirleyecek. Beş ana konu ele alınacak Devlet Bakanı Işın Çelebi dıizenlediği basın toplantısında 1. Ulusal Çevre Şurası hazırlık çalışmaları konusunda bilgj verdi ve çevre konusunun Türkiye'de kader olmaktan çıkarılması gerektiğini söyledi. TBMM Genel Kurulu Çevre Sorunlarını Araştırma Komisyonu'nun çalışma süresini üç ay uzattı. Silah ithalatçılan dernek kuruyorlar. Şimdilik av silahlan ithaİatçılarını kapsayan dernekleşme çalışmalanmn ileride yivli silah ithalatçılannı da kapsayacağı belirtildi. Yivli silah ithalatında belirsizl|k devam ederken, ithal av silahlan piyasası hareketliliğini sürdürüyor. Türkiye'ye gelecek silahların yavaş yavaş belirlenmesinin ardından av silahlan ithalatçılan dernek kurmaya karar verdüer. 1 İZMtR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Çevre Fonu'ndan kazanaırıiması ıçın çalışrnaların yürütülduğunu belirte ları göle ulaşıyor. Araştırmalar sırasında bu atık sularda Edinilen bilgilere göre Brovming in Türkiye temsilcisi Hema Holilk kredi, Manyas Gölü yöresindeki kuruluşlara verilecek. rek şu bilgileri verdi: çinko, kurşun, arsenik, bor gibi maddelere rastlandı. AyBaşbakanlık Çevre Genel Muduru Zeynep Arat, "Fonda "Fonda şu anda çok az, sadece 20 milyar lira paramız rıca yöredeki 34 yerleşim alanındaki tüm evsel atıklar da ding ile Baretta Türkiye temsilcişu anda 20 milyar lira var. Öncelikle Manyas Gölü gibi var. Vakıflar Bankası ile gönişmeler yapıyoruz. Onlann göle ulaşıyor. Manyas Gölü'nün kirlenmesini durdurabil si Ömer Borovalı'mn katkıları ile hassas yöreleri belirleyerek, bu yörelere kredi vereceğiz" ekipleri çevreye hassas, onlann aracılığı ile kredi vermeye mek için kanalizasyon sorununun çözülmesinin yanı sı oluşacak derneğin adı büyük olabaşlayabiliriz. Fondan öncelikle Manyas gibi gollere, iç ra, yöredeki sanayi kuruluşlarının antma tesislerinin de sılıkla "Türkiye Silab tthalatçıladedi. n Derneği" şeklinde belirlenecek. 2872 sayüı Çevre Yasası'nın ilk yönetmeliği olan Çevre me suyu sağlayan gollere oncelik vereceğiz. Sadece Man bir an önce tamamlanması gerekiyor. Kirliliğini önleme Fonu Yönetmeliği 17.5.1985 tarihinde yas'a kredi versek, Sapanca'yı kurtarsak bu kuçumsenmeBaşbakanlık Çevre Genel Mudürü Arat, Manyas ve di Edinilen bilgilere göre dernek şimResmi Gazete'de yayımlanmıştı. Bu yönetmelikte, çevreyi yecek bir şey olur. Buyuk antma tesisleri isteyenlere kre ğer göllerdeki çevre sorunlanna çözüm bulabilmek için dilik yanlızca av sılahlarına ithal kirleten kuruluşlann arıtrna tesisi yapması ya da diğer iyi di vermeye bizim gücumüz yetmez. En başta sadece has kredi verilirken, bu gollere öncelik verileceğini söyledi. izni olduğu için kapsamım burada sınırlı tutacak. Verilen bilgileleştirici önlemler almalannı sağlamak için fondan sas yörelere kredi verebileceğiz." Arat, sanayicilerin fondan kredi almak için başvuruda bure göre derneğin ileride "yivli si"antma" ve "önleme ve iyileştirme" kredileri verümesi önÇevre Fonu'ndan öncelikle kredi verilmesi ve lunup bulunmadığına ilişkin soruya da, "Yok denecek kalahlara da ithal izni çıkması hagörülüyordu. Ancak fonda kaynak birikimi sağlanama "kurtanlması" hedeflenen Manyas Kuş Gölü, Avrupa dar az başvuru \%r. Biz kriterlerimizi belirleyip hassas yölinde kapsamım genişletebilecek. dığından, yonetmelik bugüne dek işlerlik kazanamadı. Konseyi'nin "a sınıfı diplomasına" sahip tek kuş cenneti releri ayırdıktan sonra kredi vermeye baslayınca başvuBaşbakanlık Çevre Genel Müdürii Arat, fona işlerlik olarak biliniyor. Yöredeki 17 sanayi kuruluşunun tüm atık rular da artar. Simdi paramız çok az" dedi. Öte yandan ithal av silahlan ile ilgili pazann oldukça hareketli olduğu belirtiliyor. Hema Holdingin getirmeyi duşundüğu Browning ve VVincester marka av silahlannın fiyat listeleri belirlendi. Buna göre en ucuz silah 1 milyon 750 Deniz kirliliği bahklarda davramş bozukluğuna da eklenince özellikle Karade raurtlama yerierini değiştiriyoriar. lanılan bu deniz yosunlannı bazı bin, en pahalı av silahı ise 4 milniz"deki kirlilik konusu tartışıl Bu son derece önemli. Diinyada ihracatçılar loplatıp, Uzakdoğu yon 250 bin lira olacak. Bu yü için yolaçıyor. Gelenekselyumurtlama alanlannı maya başlandı. Son yıllarda erkcn ki tum yılan balıkları uremek için kirlilik nedeni ile terk eden balıklar başkayerlere avlanma nedeniyle Karadeniz'de Meksika Körfezi'ne gider. Mulhiş pazarlanna ihraç etmeye başladı getirilmesi planlanan 2500 av silar. Yine balıklarda tarımsal mü lahı miktarının 1990 yıhnda 15 ile ki hamsi miktan azaldı. Deniz bir mesafe kat ederler. ama mut cadelede kullanılması yasaklanan 16 bin arasında olacağı yetkililergöç edince, bahk üretimi hızla düşüyor. tZMİR (Cumhuriyet Ege Büro deniyke davranışlannı değiştiriyor, canlılannda başka değişiklikler de laka bu korfeze giderler. Bu liir DDT'nin kalıntılarına bugun bi ce belirtiliyor. Bu arada Koç Holsu) Denizlerdeki kirlilik sade yumurtlama yerierini degJştiriyor gorulmeye başlandı. Dokuz Eylül den davranıslar kirlilik elkisiyle , e r a s t l a n ı y o r . | z m i r Rörfezi'nde ding'in dış ticaret kuruluşu olan Universitesi Deniz Bilimleri ve değişebiliyor. ce zaman zaman toplu bahk lar" dedi. balık avlanması yasaklanmasına Ram Dış Ticaret'in de Rus malı Teknolojisi Enstitusü'nden Doç. ölumlerine yol açmıyor, balıkların Endustriyel gelişim ve turizmin Dr. Tosun Konuk, bu konudaki Karadeniz'in yanı sıra, diğer de karşın, etkili bir denetim mekaniz Baykal av silahlannı getirme giri"davranışlannı da değiştiriyor." altyapısız olarak geüşmesi sonunnizlerde de kirliliğin önemli so ması oluşturulamadı. V'alj Nevzat şimı içinde olduğu öğrenildi. SiDokuz Eylul Universitesi Deniz da Marmara, Ege ve Akdeniz'in gozlemlerini şoyle özetlçdi: nuçları gorulmeye başladı. lzmir Ayaz, "Körfezde belirli bir bolge lah piyasası uzmanları Rus malı av silahlarının henı ucuz hem de Bilimleri ve Teknolojisi Enstitü ardından Karadeniz de hızla kir"Hamsi miklannda azalma ol ve Izmit körfezlerinde kirlilik ba de bahk avlanması yasak, şimdi o sü'nden Doç. Dr. Tosun Konuk, lenmeye başladı. Nehırleriıı taşı duğu soyleniyor. Bunun yanı sıra lıkların yaşamasını olanaksız ha bölgenin avlanan balıklann satı kaliteli olmasından dolayı piyasa"Kirlilik, denizlerin verimliliğini dığı kirliliğe, radyasyon, zehirli va balıkların davranışlarında da de le getirirken, deniz yosunlannın şı da il hıfzıssıhha kurulunun ka ya girmesinin av silah pazarı dengesini etkileyeceğinı soyluyorlar. etkiliyor. Bazı balıklar kirlilik ne riller gibi yeni kirlilik kaynakları ebiklikler eörulmeye başladı. Yu miktan arttı. Jöle yapımında kul rarı ile vasaklandı" dedi. Başbakanlık Çevre Genel Müdürü Zeynep Arat kaynak yetersizJiğinden yakındu Paramız olsa da Manyas'a versek Çevre temizleyiciler • WASHINGTON (AA) Amerikan Uzay ve Havacıhk Dairesi'nin elde ettiği sonuçlara göre, evlerde yeîiştirilen çiçekler, ev içindeki hava kirliliğinln giderilmesinde rol oynuyorlar. Aynı araştırmaya göre, bir düzine kadar bitki türünün, bulunduklan ortamdaki kirliliğin yok edilmesinde çok yararlı olduklan ortaya çıktı. NASA'ya göre, evde yetiştirilebilecek ağaçlar arasında incirağacı, çiçek açan bitkiler arasında ise papatya ve kasımpaü, en "temizleyici" bitkiler arasında bulunuyor. Balıklar yumurtlayacak yer arıyor
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle