25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURtYET/16 23 EYLÜL 1989 * Adalet BakaıılığiTida atamalar ANKARA (AA) Adalet Bakanlığı'nda Avrupa Topluluğu Koordinasyon Dairesi Başkanlığı'na, bakanlık tetkik hâkimi Şeref Ünai getirildi. Adalet Bakanlığı'nda bazı genel müdür yardımcılıklarına da atamalar yapıldı. Resmi Gazete'de dün yayımlanan atama kararlanna göre, personel genel müdür yardımcılıklanna Abdülvahap Erkan, Muhammet Zafer Erdoğan ve Bekir Aksoylu getirildiler. Ceza işleri genel müdür yardımalıklanna Ahmet Tank Budak, Rıfat Karasoy, Aydın Motlu; ceza ve tevkifevleri genel mudür yardımcıhklanna Abdülkadir Özgöz, Muammer Coşkun, Hüseyin Turgut tayin edildiler. Okul taşıtlaruıda zorunluluk ANKARA (AA) İçişleri Bakanlığı valiliklere gönderdiği genelgede, okul servisi yapan araçlann arkasında kırmızı ışıklı " d a r " yazjsının bulundurulmasının zorunlu olduğunu bildirdi. Bakanlığın genelgesi ve Karayolları Trafık Kanunu'nun ilgili maddesi uyannca, okul taşıtlarının arkasında "okul taşıtı" levhası ile sadece öğrencilerin indirilip bindirilmesi sırasında frene basıldığmda yanan "dur" yazılı kırmızı lamba bulundurulması zorunlu olacak. Polonya'da Dayanışma lideri Lech VValesa ulkeyi ziyaret eden ABD Ticaret Bakanı Robert A.Mosbacher'la Gdansk'ta yaptıkları göruşmeden sonra bir Dayanışma rozeti armağan etti. (Fotoğraf: AP) Yuzterce Çinli tanm işçisi SovyetÇin ilişkilerindeki normalleşme sayesinde SovyeBer'e geçerek buradaki çıfttiklerde çalışıyoriar. SovyetÇin smırı yakınlarındakı Blagoveshchensk teki Volkhovsky çiftliğinde de durum aynı. Fotoğrafta patatesleri tasnif eden Çinliler görulüyor. (Fotoğraf: AP) Dayanışma hatırası Genelgede, özellikle büyükşehirlerde çalışan okul taşıtlarında, gerekli işaretlerin bulunmadığı veya kullamlmadığının görüldüğü belirtildi. Rl dosttan Fransa'da fildişi ithalatı ve satışının yasaklanması için mucadete veren "Robin Des Bois" (Robin Hood) adlı grup eylemlerini aralıksız surduruyor. Fransız Robin Hoodları dişleri için avlanan fillerin soylannın tükenmesi tehlikesine karşı kamuoyunu harekete geçirmek amacında. (Fotoğraf Reuter) HABERLERİN DEVAMI Babamız, ağabeyimiz, (Baftarafi 1. Sayfada) dostları şunları söylediler: Metin Akpınar: ö n c e Tann'dan rahmet diliyorum. Ertem ağbi bir çağdaş filozoftu. Yarattığı, Orettiği eserlerle topluma çok yararlı oldu, ama bu yarardan kendisi hiç yararlanamadı. Dönenıdönem ekonomik doruklara çıkrnış, dönem dönem sıfırlara inmişti. Bu ekonomik doruklara çıkış inişi maalesef sağlığında da oldu. Yanız son inişi biraz erken oldu, hepimizi çok üzdü. Geride kalanlara, özellikle çok kahnnı çeken eşi Nuran Abla'ya, önce öz çocuklanna, sonra da biz çocuklanna sabırlar diliyorum. ölünün ardından ah vah etmek hiçbir şey demek degildir. Onun her yönüyle irdelenip açıkhğa kavuşturulması, ölümünden sonra da topluma yarannın sürdürülmesi, ona en güzel ölüm hediyesi olacaktır. Daha doğrusu ikinci doğum günü hediyesi olacaktır. Başar Sabencu Sevgili Ertem Eğilmez, duyarhğımn hoyrat ilişkilerle örselenmesinden mi çekinirdi bilmem, kavgacı yırtıcı bir maskenin ardına sığınırdı özenle. Onu uzaktan tanıyanlar bu maskeye kanmışlardır çoğunlukla. Benim tanıdığım Ertem Eğilmez sevecenliği yasama biçimine dönüştürmüş bir üstün zekâdır. ömrümde "ağbi" dediğim tek kişidir; beni neredeyse arkamdan iteleyerek soktuğu Türk sinemasının sahici ustalarından biri, galiba sinemamızın da "agbisi." Halit Akçatepe Ertem Eğilmez Türk sinemasımn en önde gelen yönetmenlerinden biridir mutlaka. Onun yaptığı olayı Türkiye'de başka yönetmenlerin yapıp yapmadığım ben bilmiyorum, ama Ertem Eğilmez bir okuldu. Bu okuldan yalnız oyuncu değil, yönetmen de senarist de her tür10 sinema adamları da yetişti. Eğilmez sinemaya insan kazandırmaktan zevk alan bir insandı. Aynca kendisi de sadece yönetmenlik değil sinemanın her dalında görev yapmayı kendine iş edinmiş bir inandı. Adını zannediyorum çok derin kaamıştır Türk sinemasına. Ben 1971 yıbnda yanında, Arzu Film'de çalışmaya başlamıştım. Sonra yalnızca oyunculuk değil, her türlü işi yaptım onunla. Acımız sonsuzdur. Münir Özknl Her an anıydı Ertem için. Ertem'siz bir dünya zor. Son zamanlarda göremiyordum. Heyecanlamr diye doktoru izin vermiyordu. Dün sonunda görüşmek için gidecektim, ama doktoru gitmememi söyledi. Son bir kez göremedim, bunun için üzülüyonım. Duygusal tarafı ağır basardı, tam bir duygu insanıydı. Bana sigarayı yasaklamıştı, içiyorum diye de ziyaretine gidemezdim. Şimdi sigaraya düşman oldum. Hülya Kocyiğit O hayatını Türk sinemasına adamıştı. Çok güçlü bir insandı. Bugün sinemada yer alan birçok sanatçımn sinemaya kazandınlmasında emeği vardır. Çok sevilen bir insandı. Onun öldüğünü kabul etmek istemiyorum. Türk sineması için büyük bir kayıp. Sinemada hep herkesin akıl babası olmuştur. Yeri hiçbir zaman doldurulamayacaktır. Birçok fılm yaptık ve hepsi başanlıydı. " S o n Hıçlunk" da onunla beraber yaptığımız ve benim en çok sevdiğinı filralerden biriydi. Aşırı duygusal bir insandı. Ama mantıksız değildi. Onunla her an çok zevkli gecerdi. Çok geniş kültürü olan bir insandı ve onunla beraber olmak özlenen ve aranan anlardı. Keşke her zaman biriikte olabilseydik... Bir hoca gibiydi. Sinema yasantımız, yaşamımız ve hatta özel yaşamımıza varana dek bizlerle ilgilenirdi. Bizi evlatları gibi görürdü. Onunla ilgili bir anımı anlatmak istiyorum: Beş buçuk aylık hamileydim Gülşah'a. Bir filnı çekiyorduk ve fılmde atla çiftlikte gezinme sahnesi vardı. At biraz huysuzluk yaptı, ama biz sonuçta o sahneyi çektik. Çekim tamamlandıktan sonra benim yanıma geldi ve iki elimden tutarak ağlamaya başladı. 'Senin ve bebeğinin mesuliyetini nasıl alabildim ben' diye. İş için gerekli olan hiçbir şeyi yapmaktan çekinmezdi. Pazarlığa oturmam (Baftarafi l. Sayfada) ne bakanlar Cemi] Çiçek, Saf fet Sert, Erciiment Konukman, tsmet Özaslan, Lütfullah Kayalar, Şükrii Yüriir katıldılar. "T.C G A P " adlı özel uçakla saat 10.45'te Sıvas Havaalam'na inen Başbakan özal, burada tekbir sesleri arasında üç koyun kurban edilerek karşılandı. Özal, buradan kalabalık bir araç konvoyuyla, halka hitaben bir konuşma yapmak için hükümet meydanına geldi. özal, meydana girerken "Petek" otobüsü durdurularak bir hocaya otobüsün hoparlöründen Arapça dua okutuldu. Hocanın duasınm ardından vatandaşlarla biriikte topluca tekbir getirildi. Otobüsün önünde bulunan koyunlar tekbir sesleri nden sonra "ya Allah" denilerek kesildi. Özal'ın da otobüsün ön tarafında dua ettiği ve kurban kesilişini izlediği dikkati çekti. Daha sonra özal, Mehter Marşı'yla hükümet meydanına girdi. Özel olarak hazırlanan bir platform üstüne yerleştirilen kurşun geçinnez cam korumalı özel bir kursüde halka hitap eden Başbakan Turgut özal, muhalefetin cumhurbaşkanlığı secimlerine ilişkin tavrı konusunda eleştirilerde bulundu. Iifini Meclise oya sunar. Destekler misiniz? ÖZAL Hayır. Ne demek desteklemek? Ben Meclisin iradesine karışmam. Veya gelin gizli oy yapalım dedim. Bakalım kaç tanesi isteyecek? Siz cumhurbaşkanı olursanız sonrasında partinin başına... ÖZAL Dur bakalım. Oraya hiç girmeyelim. ANAP gnıbundan aday çıkar mı? ÖZAL Kimsenin mani olacağı yok ki. Buyursun aday olsunlar. Yani Meclis başkanlığına aday özal, konuşmasında bir ara oldular, mani olabildik mi? Yok. "Allah kimsenin hırsını aklının Demirel'le aranızda söz düöniine çıkarmasın. Kimsenin has ellosu var. 1 talanıp çatlamasını da istemeyiz. ÖZAL Ben girmedim. O çirÇok üzülürüz" dedikten sonra, kin şeyler söylüyor, ayıp oluyor. halka hitaben "Amin deyin" diye Bulgaristan'm siz iktidara seslendi. Kalabalık "amin" diye geldikten sonra Ttirklere baskı ya toplu halde karşılık verdi. Başbakan özal'ın hükümet meydanın başladığını muhalefet öne süriida yaptığı konuşma sırasında yor. ÖZAL O doğru değil. Onla"Özal seni Çankaya'da görmek istiyonız" pankartırun da yer al ra sormak lazım. Kendi dönemledığı gözlendi. Konuşması sık sık rinde kitaplarda Türkçe adları, halkın çeşitli isteklerini dile geti bölümleri çıkarttılar. Bütün onlaren sloganlanyla kesilen Başba nn devrinde hiç seslerini çıkarmakan Özal, Tekel ve şeker fabrika mışlardır. Zamanı gelince gensosı konusunda gelen istekleri, "Ko ruda açıklayacağız. lay, kolay; onlan da haUedecegiz" Cumhurbaşkanlığı ile ilgili diyerek yanıtladı. nasıl bir görüşme yaparsınız muBaşbakan özal, konuşmasımn balefetle? ÖZAL Görüşme cumhurardından Ulucami'de cuma namazı kıldı. Daha sonra Sıvas Demir başkanlığı konusunda fıkir teatiÇelik Haddehanesi'nin açılışını si şeklinde de olur. Onlar bir tutyaptı. özal, DemirÇelik Hadde turmuşlar erken seçim. Erken sehanesi ile ilgili olarak da Özal, çimi özal yapsın. Bunun manası "tşte yapük. Dünyanın en ileri tek var mı? tngiltere, Ispanya olsa nolojisi var. Muhalefettekiler gel olur. Oralarda başbakanın karar sin, görsiinler, agızlan açık kalır" verme yetkisi var seçime. Bizde erken seçime TBMM karar veriyor. biçiminde konuştu. Şimdi bunu kabul ediyorlarsa benim irademi Meclisinkinin üstünSorularyanıtlar de olduğu gibi bir duruma getiriÖzal, hazır giyim sanayii tesis yorlar. Yok öyle şey. 1987'de 8 kalerini gezdikten sonra dinlenirken, sımda DYP erken seçim için önerkendisini izleyen gazetecileri yanı ge verdi. Biz 1 kasım dedik. Sonna çağırarak, sorulanmn olug ol ra kıyamet koptu. Baskın seçim madığını sordu. Uzun süreden be diye. Sonra o da 29 kasıma erri tspanya gezisi hariç ilk kez ga telendi. zetecilere bu kadar "sempatik" Böyle baskın bir seçim... davranan özal, soru yağmuruna ÖZAL Hayır 1992'den evvel tutuldu. ö z a l ile gazeteciler arasında saat 18.00 sıralarında mey seçim yok, kimse hayal görmesin. dana gelen konuşma şöyle: kez daha elestiren Başbakan özal, Türkiye'nin en büyük hedefînin Avrupa ile yarış olduğunu belirtti. "Allah'ın durumudur, hikmetidir, sual olunmaz. Kuraklık oldu. Bu bizim için bir sınav. 1980 yılında olsaydı ülkenin bir yansı aç kalır, bir yansı diğer yansına göç ederdi" diyen Özal, yarım kalan toplu konutlara kredi verileceğini, olağanüstü hal bölgesi kapsamı dışında kalan Doğu illerinin de olağanüstü hal bölgesinde görev yapan memurlann yararlandığı tazminattan yararlanacaklarını açıkladı. ÖzaPın basına bakışı (Baftarafi 1. Sayfada) zetelerin tekzibi yayımladıktan sonra mahkemeye gitmesi şeklinde yasa değişikiiği düşundüğünü söyledi. Aylık Babıali Magazin dergisinin basınla ilgili çeşitli sorularını yanıtlayan Başbakan Turgut özal, tercih ettikleri sistem gereği kâğtttan sübvansiyonu kaldırdıklarını, kâğıt fiyatlarını serbest rekabete açtıklannı söyledi. "Evvefld yılbrda ben hatırlıyonım, basınımızın, bazı büyük basının milletvekili kontenjanlan vardı. Bakan kontenjanları olduğu söyleniyor. 1980'den sonra bütün bunlann bepsi sistemin icabı kesilmiştir" diyen Özal, Tekzip Kanunu'yla ilgili görüşlerini şöyle açıkladı: "Kanaatim o ki, şimdi başka türlü geliştirmemiz lazım. Şimdi başka yolunu bulmuşlar. Yok mahkemeye gidiyorlar, yanlış şey yapıyoriar. Falan filan. Bu durumlara gitmeye lüzum yok. Yapılmaması lazım. Tekzip neşredilecekse nesredilir. Belki ileride şu nokUya gidilir. Tekzibi göndeririz, neşrettiklen sonra gitsin mahkemeye." Basında hapis cezasına karşı olduğunu belirten Başbakan Turgut Özal, buna karşın Türk Ceza Yasası'ndaki para cezalarının "komik" olduğunu, tngiltere'deki ve ABD'deki gibi yükseltilmesi gerektiğini savundu. Hürriyet gazetesi hakkında 100 milyon, Gazete gazetesi hakkında 100 milyon> Sabah gazetesi hakkında 100 milyon, Yeni Asır gazetesi hakkında 20 milyon ve Bugün gazetesi hakkırîda da 50 milyon liralık manevi tazminat davası süren Başbakan Özal, mahkemelerin verdiği cezaların az olduğunu öne surerek, "Şimdi ben başbakanım, bana hakaret edenler var. Çok tipik misaldir, ya 3 milyon, ya 5 milyon, en fazla 10 milyon tazminat verildi. Ama Üruğ Paşa ile ilgili ne idügn beiirsiz bir MIT raponı diye bir şey çıkardılar. Ben Başbakanlık olarak 40 milyon tazminat ödüyonım" dedi. Bazen yargının da kişiyi koruyamadığını öne süren Başbakan Özal, "En çok ıstırap duyduğum nokta, insanın ailesiyle oynanması, çocuklanyla oynanması. ondan sonra da haksız yere itham edilmesi..." diye konuştu. Aldıklan tedbirlerle Türk basınının muzır neşriyattan büyük ölçude kurtulduğunu öne süren Özal, iki yayının buna devam etmek istediğini gördüğünü, onlan da savcılann nazan dikkatine celbettiğini söyledi. "Gazete patronlan ve yöneticileriyle bir ihtilafı olmadığt, ancak bazı köşe ve not yazarianyla arasının açık olduğu" belirtilerek yöneltilen soruyu Başbakan Özal şöyle yanıtladı: "Hepsi değil tabü. Bazilan. Bazılan yazarlar, bazılan yazmaziar. Ama bizden başka ilaç gibi mevzulan olmayan insanlar olduğunu da biliyorum. Köşe yazarlan olarak tipik adamlar var. Bir tanesi çok akıllı, iyi yazılar yazdığı kanaatinde degilim. Bazılan iyi yazılar yazanm, düşmanınız olur da, dersiniz ki bu adam hakikaten çok iyi yazıyor. Dokunduruyor. Oyle yazdığı kanaatinde degilinı. Bir Güngör Mengi var. Çok zayıf yazılar yazıyor. Ama aleyhimizde. Başka da yazacak mevzuu yok herhalde. Onun gibi biriki tane daha var. Milli Damat. Bazılannı hiç okumam ben bunlann. Okuyup da ne yapacağım? Zaten başını gorduk mü «onunun ne olduğu meydana çıkıyor. Güneri Civaoğlu biraz Giiniz Sokak yazan oldu. Bir zamanlar ona konut yazan diyoriardı. Bazı köşe yazarlan var. Tipiktir, soldur, belli gazetelerde yazarlar bunlar. Biriki tane yazan biliyorum. Onlann daha başını okuduğunuz zaman sonunu tahmin edersiniz. Çünkii bazen şunu da kabul ediyorum. Köşe yazarlan için, her gün yaa vazmak hakikaten çok zor bir şey. Her gün mevzu bulup yazmak, hele bunlan en sıhhatli ve lutarlı bir şekilde yazmak fe> kâlâde zor bir hadise. Bunu kabul ediyorum. Şöyle bir otursunlar bunlar, iki senelik yazdıklannı arka arkaya koysalar, emin olun ki başıyla sonu, başıyla ortası, iiçte biriyle üçte dördü birbirini tutraaz. Hepsi için değil tabii. Bazılannın böyle olduğunu göniyorum." Tercüman gazetesi sahibi Kemal Brcak'a yardımcı olması karşıbğında, eşi Nazlı Dıcak'ın köşe yazmasını engellediği konusunda ise Başbakan Özal, şöyle dedi: "Ben Nazlı Hanım'ın yazmasının da yazmamasının da karşısında degilim. Benim için hiçbir şey fark etmez. O kadar çok yazan var ki aleyhimde... Ha bir tane eksik olmuş. ha bir tane fazla. Hiç farketmez. İstedikleri gibi yazsınlar." Yakını olan bir işadamına gazeteler satın aldırttığı iddialan konusunda ise "Hiçbir işadamıyla bizim alakamız yoktur" yanıtını veren Özal, televizyonda basın reklamlarımn yasaklanması ile ilgili olarak da şöyle dedi: "Gazete patronlan bana geldiler, bnnu söylediler. Ben de 'Meşgul olurum bu konuyla, bakanm' dedim. Ama istemeye istemeye söyledim. Sebebi şu: Ben serbest rekabetten yanayım. Fakat bundan sonra onlarla konuşmam. Çünkii konuşmaya kalkbğımız zaman bu gazeteye konu olamaz. Bana özel olarak gdmişsiniz. Derdinizi söylemişsiniz. Biz yapanz ve>a yapmayız, ama bu basına, hem de maksatlı olarak intikal ettirilirse bundan sonra kendileriyle konuşmayız. Sabah gazetesi yazdı. Bu, hoş bir şey degildir. Biz insanlara itimal ederek bir konuşma yapıvoruz. O konuşma yapılırken tabii ki fikirlerini söylüyorlar, biz de fıkirierimizi söylüyonız. Bunlar herkese açık şeyler degildir. Belki onun bir derdi var, belki başka birinin derdi var. Biz bunlan kimseye açıklamayız. Biraz örtülü olması lazım, bazı konulann. Bana söyledikleri budur, ama ben genellikle rekabetten ya nayim. Kendi aralannda anlaşma lannı tercih ederim." Uzlaşma hikâyesi Başbakan Turgut özal konuşmasmda cumhurbaşkanlığı seeimi konusunda şimdiye kadar hep uzlaşma yolunun seçildiğini, kendilerinin de bu yolu seçmelerinın istendiğini belirterek, "Şimdi bir de uzlaşma hikâyesi çıkardılar. Anayasa yazıyor. Gizli oydur. Grup aday gösteremez. Birinci turda uzlaşma olsun diye her halde 300 oy lazım. İkinci turda da o laznn. 3. turda 226 oy kâfi. 4. turda kalan iki aday arasında 226 oy aranır. Olmazsa Medis feshedilir. Ne ben, ne başkası TBMM'ye bu konuyu dikte edemez. Benimle konuşmak istiyorlarsa konuşurum, ama kimsenin TBMM'nin iradesinin yerine gececek durum almasına müsade etmem. Adaylan varsa göstersinler" biçiminde konuştu. Özal, cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili olarak devamla şunları söyledi: "Ben, aday Meclisin içioden olacak diye bir şey söyledim. tçerden olur. Kuvvetle muhtemel A.NAP gnıbundan olur. Yani onlann adayı iyi olursa ona da oy veririz. Bir açık kapı bıraktık yani. 1961'de rahmetli Gursel zorla seçtirildi. Bunu gençler bilmez, yaşlılar bilir. Bir aday çıkartıyorlardı karşısına, onu kaçırdılar. 66'da kim seçildi? AP'nin tek başına çoğunluğu vardı, ama seçmeye yürekleri, cesaretleri ve gıiçleri yoktu. Şapkayı bırakıp gitmekten korktular. Buna o zamanlarki Halk Partisi de ortak oldu. 73'te de oturdular bir uzlaşmaya vardılar. Şimdi, 'Özal gel sen de anlaş' diyorlar. Ben onlann hatelannı niye yapayım? 1987'de bu Meclise cumnurbaşkamnı seçme yetkisi verilmiştir. 1992'de ne yapacaklar, göreceğiz. Nefesieri oraya kadar giderse tabii. Bu seeimi biz yapıp onyi bir ANAP'lıyı çıkardığımızda onlann delilleri, sahte delilleri bitecektir. Bu meselede pazarlık yapılmaz. Cumhurbaşkanı kuvvetle muhtemel Anavatan gnıbundan olur. Bunlar pazarlığa alışmışlar. Çünkıi cumhurbaşkanını zamanında seeemediler. Törkiye Büyük Millet Meclisi bu milleli temsil gücüne haizdir ve sizin tarafmızdan, bu millet tarafından seçilmiştir. Gerisi kandırmacadır, aldatmacadır. Bu laflan söyleyenler 1992'de ne yapacaklar, göreceğiz bakalım." Özal, halktan muhalefete inanmamalannı isteyerek konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bir ANAP'lıyı oraya çıkardıgımızda onlann işi bitecektir. Artık nırslan betki onlan, Allah göstermesin, çatlatabilir. lnsanın bu kadar hırslı olmasını anlamak mümkün değil. Birader affettik, millet ona acıdı, zamanından evvel getirdik koyduk koltuğa. Az kalsuı affedilemiyordu. Bu kadar koltuk için kavga niye? Şimdi memlekete hizmet eden insanlara olur olmaz şeyleri söylemck doğru bir şey midir? tnsaflarınu kurusun, ama ben onlan millete ve Ailaha havale ediyorura." Türkiye'nin gecmiş dönemde Lüksemburg gibi ufacık ülkeden dahi 1 milyon dolar aldığını, " O günleri yaratanlann şimdi sıkılmadan sanki hiçbir şey olmamış gibi, sanki gokten zembille inmişler gibi, dışanda kasım kasım kasılarak gezdiklerini, bu memleketi krediye ve paraya muhtaç bırakanların, bu kasım kasım gezinenler olduğunu" belinerek, DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel'i bir Bir boşhık kaldı (Baftarafi 1. Sayfada) nemayı yönlendiren, kendi ekolüne bağladığı bir ekiple film oluşturan kişi olarak sık sık gündeme geliyor, tartışma konusu oluyordu. Yeşilcam'la Eğilmez arasında her zaman bir uzlaşmazlık, bir uçurum vardı. Kendi kurallarını yerleştirmek için savaş vermiş, bazen yitirmiş, çoğu kez de kazanmıştı. Çok hareketli, dikbaslı, atılgan, kural tanımayan, sözünü esirgemeyen, biraz hırçm, ama çok sevilen bir yaradılışa sahipti. Onun film setleri baştan aşağı gırgır, küfürlü, argolu, esprili, tadına doyum olmayan görsel bir gösteriye dönüşürdü. Sinema onun için her şeydi. Mesleğine etiyle, kemiğiyle bağlanmıştı. Son fîlmi "Arabesk"i hasta hasta, tekerlekli sandalyede yönetmesi de işine ne denli tutkulu olduğunu, onu ölesiye sevdiğini kanıtlamaya yeter. Başansında da bu tutkusunun büyük payı vardı. Eğilmez'in güldürüleri Münir Özkul, Adile Naşit. Kemal Sunal, İlyas Salman. Halit Akçatepe gibi oyunculan ön plana, Zeki Alasya Metin Akpuar iküisini de doruğa çıkarıp, popüler olmasına neden oldu. Kıvrak, akıcı bir dille anlattığı güldürülerinde, toplumsal çağnşımlar da seziliyordu. Böylece sinemamızda kendine özgü bir "Eğilmez ekolü"nün doğmasına önayak oldu. Sinemamızda yapılmamış en başarılı "çağ fUmleri"nin yaratıcısı olarak onur kazandı. Ertem Eğilmez'in sinemamızdaki en büyük aşaması, hiç kuşkusuz yıllardır hiçbir filmcinin gerçekleştiremediği Rıfat Hgaz'ın ölürnsüz yapıtı "Hababam Sınıfı"nı sinemalaştırması oldu. Halka dönük "Hababam Sınıfı" öylesine beğeni kazandı, öylesine tutuldu ki bunu altı filmlik bir seriye dönüştürdü. " H a b a b a m Sınıfı" başka yönetmenlerin aynı konudaki taklit filmlerine de tktisat fakültesinden sonra yö esin kaynağı oldu. neldiği yayıncılık alanında çığır Bu diziyle artık Eğilmez'in siaçmış Çağlayan Yayınevi kuruculuğu, Tef Dergisi yöneticiliği gibi nemadaki çizgisi belirginleşmişti. geciş döneminden sonra Ertem En zor türlerden biri olan güldüEğilmez'i bu kez de sinema ken rüyü seçmişti. Bu dönemde "Cadisine çekmişti. 1960'ta kurduğu mm Kardeşim", "Oh CHsun", Arzu Film'de yapımcılıkla işe gi '•Sev Kardeşim". "Yalancı Yarisen Ertem Eğilmez, 1964'te de rim", "Köyden Indim Şehire", "tyi bir yönetmen bulamadıgım 'Mavi Boncuk", "Salak Milyoiçin bu işi kendim iistlendim" di ner", "Sütkardeşler", "Biam Aiyerek yönetmenliğe soyunmuş ve le", "Erkek Güzeli Sefll Bilo", bu uğraşı ölümüne dek sürdür "Banker BUo ", "Şaban Oglu Şaban" onun bitip tükenmeyen müştü. uğraşının ürünleri oldu. Çoğun"Fatoş'un Fendi Tayfnr'u lukla senaryocu Sadık Şendil'le Yendi" ile başladığı yönetmenlik çalışan Ertem Eğilmez, fılmleri dıserüveninde önceleri her türlü şında "Kanlı Nigâr" gibi müzikfılm yapmayı denedi. Melodram, li oyun sahneye koyarak bir başgüldürü, dram, tarihsel, serüven, ka yeteneğini daha ortaya çıkaravantür Eğilmez'in hiç aynm yap dı. madan eğildiği konulardı. "Sürtük", "Senede Bir Giin", "Ben Satılık köpek yavruları Bir Sokak Kadınıyım", "Bir Millet Uyanıyor", "Sürtüğun Kın", Tel: 177 90 01 " N i l g ü B " , "tngiliz Kemal", "Yaşlı Göder", "Son Hıçlunk", Nüfus cüzdanımı kaybettim. "Küçiık Hanımefendi" ilk doneHükümsüzdür. min öne çıkan yapıtlarından baGABRtS MANTO zılarıydı. "Benim için ticari film, sanat filmi yoktur" diyen Eğilmez, her alanda korkusuzca kaAskeri kimliğimi kaybettim. mera oynattı. Geçersizdir. Özellikle son dönemde güldüMELEK GÜLERYÜZ rü alanında başan kazandı. Zengin bir oyuncu kadrosuna dayanan, "star" oyunculara küçük Boğaziçi Bağırsak San. ve roller ya da kıyı bucakta kalmış Tic. Ltd. Şti. Halkah çıkış güm.'nün 16.06.989 40707, "karakter" oyuncularına başrol23.06.989 42526 No'lu çıkış ler vererek sinemamızda alışılrrubeyannamelerinin KDV şın dışında bir çığır açtı. Genç nüshalan zayi olmustur. oyunculann önünde tıkanan yolHükümsüzdür. ları açmayı başlıca ilke saydı. Cumhurbaşkanı olacak mısınız? ÖZAL Söyledim, aday olur (Baftarafi 1. Sayfada) • sam seçilirim. Meclisi "gayri meşru" ilan ede Sizin olma ihtimaliniz var miyor. mı? Gayri meşruluğun yayılması ÖZAL thtimal olabilir. fıalinde, siyasal ve sosyal sonuçANAP'lı biri olma ihtimali yük ların ne olacağını biliyor. Tabii sektir. Ben de ANAP'lı biri olduÖzal'da tarih bilgisi namevcut! ğuma göre, şans kuvvetli. MilletKırık dökük bilgileri yutturmavekili olan bir ANAP'lı olacak. cada kullanıyor. 1961'de Gür Sizin aday olma ihtimaliniz sel'in "zorla" seçtirildiğinden de kuvvetli mi? söz açıyor. Ülke bir ihtilalden çıkÖZAL Tabii. Ben de milletmış. Sivil rjöneme geçişin sarsınvekilı olduğuma göre onlannki gibi benimki de kuvvetli. Biraz da tılan yaşanıyor. Hele siz Sayın Özal 1960 ihtilalinden geçseydiha kuvvetli. Muhalefete kapıyı açık bıra niz acaba bugünkü gibi rnangalkıyorsunuz son konuşmalannız da toz bırakmayan konuşmaları yapabilir miydiniz? Daha altı yıl da... ÖZAL Daha evvel de söyle önce parti kurrna iznini kopardim. Beğenirsek rey veririz dedim. mak için Çankaya yollarını üç Ben ne bileyim kim kime rey ve kez aşındırdığınızı daha dun kendi grubunuzda söylemiyor muyriyor? Cumhurbaşkanımn Meclis dunuz? Sunay'ı, çoğunluktaki AP "uziçinden seçilmesi kesin mi? ÖZAL Farazilerle konuşu laşma yolu" ile seçtırmiş. Çok da yorsunuz. O kadar çok farazi ol iyi yapmış. Demirel'in öne sürdüğü savunu gerekçeleri bir yana, maz. Aday olup olmayeoağınız ne bk iktidann ana muhalefetin gözamana kadar belli olur? rüşünü alarak 1966'da cumhurÖZAL 19'u akşam, 24.00'e başkanı seçmesi zarardan çok kadar süre var. fayda getirmişti. Sayın Mesut Yılmaz'ın cumZira Özal'daki "çoğunluk benhurbaşkanlığı konusunda uzlaşma de, dilediğimi yaparım" mantığı öneren bir demeci var. egemen olsaydı, günübirlik darÖZAL Görmedim, bir şey be söylentilerinin yayıldığı başdiyemem. Şunu, fılanca yapalım kentte sular daha hızla kaynarşeklinde pazarhk olmaz. Bu, Mec dı. Üstelik bugün Özal'a sevgilisin iradesine ipotek koymaktır. sinden değil, ne var ki demokraBenim arkadaşlanmdan beni setik rejimin "anzaya" uğramasıvenler de var, diyebüirler ki Özal'a na titizlikle karşı çıkan bir basın veya şu adaya oy vermeyeceğiz didünyası aydın çevre var. Özal'a yenler var. Yani Meclisin iradesine ipotek koymamak lazım. Şim karşı daha şiddetli bir kampanya di biz anlaşıp filanca adayı seçe sürdürülmüyorsa, Özal'a aşklalim mi diyeceğiz? Ama evet, dü rından değii, rejıme bağlılıktan. şüncelerim nedir bakımından ko Hazretin şansı bu. nuşurum diyorum. Özal aday olmasın deniyor? ÖZAL Canım olur mu? Kimse kimseyi baskı altında tutamaz. tnsan haklanna aykırı. En tabii hakkı aday olmak. Yaptıkları anayasaya da aykırı. Ben her zaman konuşmaya hazınm. Konuşmak istediklerini söylesinler, davet edelim. Her meseleyi konuşurum. Ama şartsız konuşurum. Başımıza bir gun geldi. Yerel seçimler için referanduma gidelim, anayasayı değiştirelim, var mısınız, varız dediler. Bu sefer şartlar ileri surdüler. Yani akıllan sıra Bizans oyunu yaptılar. SHP ve DYP'nin erken seçim için önerisi var. SHP vatandaslardan imza topluyor. ÖZAL Yahu erken seçime karar verecek olan TBMM'dir. Ama DYP teklifini getirmiş. Tek CUNEYT ARCAYUREK yazıyor sakların kaldınlması strasında, Özal "hayır"ı söylemeden, bu türden "tertip pankartlarla" niyetini ortaya koymuştu. Şimdi de Çankaya için aynı yolda. Böylece halkın kendisini yukarda görmek istediğinden esinlenerek adaylığa soyunacak. Yutturmacanın dik âlâsı! Git yeni seçime, sonra çık yukarıya ya da yap bir halkoylaması boyunun ölçüsünü al! Yok, o zaman TBMM'nin iradesinden dem vuran saksılık laflar. Demirel'i "affetmiş" ve koltuğuna oturtmuş. Yalanın daniskası. Siyasete dönmesin diye elinden geleni ardına koymadığını ilkokul cocukları bile biliyor. Asıl "çatlayan kim?" Halk indinde gümbür gümbür hem oyda hem de itibarda aşağıya inerken, başkalarmın yüksekJiğini gören Özal. "Bunalım körüğü"ne dönüşen Özal'a göre Çankaya'ya bir ANAP'lıyı çıkardıklarında muhalefetin işi bitecekmiş. Tersine, Semra Hanım'ın biricik eşi Çankaya'ya ayak attığında işini bitirmek için kollar sıvanacak! Erdal İnönü de artık şapkayı koysun önüne.. Bu tür demokratla, hele demokratik gelenek ve göreneklerle bir yere vanlamayacağını artık anlasın. Ne yapacaksa, Özal seçilirse hangi yöntemleri uygulayacaksa karar versin. İster bugün açıklasın, ister yarın. Baba mirası üslubuyla hiç değilse dokundursun. Yukarı çıktığında ülkenin çözüm bekleyen sorunlarının bir yana atılarak, nasıl indirileceği ile uğraşma dönemine girileceği gibi gözdağı niteliğindeki "uyanlardan" vazgeçsin. İnönü ile Baykal, tutturmuş bir yot, Özal'ı uyardıklarını sürekli söylüyorlar. Ne işe yarıyor? Hiç! Uyarı bir görevse yapıldı." "Nush ile uslanmadığını", tersine daha da şımarıp muhalefetin üstüne yürü.düğünü, bunalımı körüklediğini dün kanıtladı. Muhalefet ne söylerse söylesin, hepsi lafu güzâf! Pentagon'un hazırladığı raporu açıklayan Long Island Newsday gazetesi, Özal için "adaylar arasında kötulerin en iyisi" diyormuş. Ne de olsa görevi, "Amerikan muhibbine" kol kanat gerecek. Amerikalının aklına "iyiler arasında en kötüsü" demek neden gelmiyor?" Özal: Köklerînî kazmıaya kararhyım SI\ AS (Cumhuriyet) Başbakan Turgnt Özal, Sıvas'ta yaptığı konuşmada "Güneydogu'da birtakım kendini bilmezler dışannın, şuranın buranın tahrikiyle bu işe girdiler. Teker teker temizienecekler" dedi. Özal, Ankara'ya dönmeden önce gazetecilerin sorulannı yanıtlarken de Güneydoğu'daki saldırılara değinerek, "Kesin olarak söyledim. Kökünü kazımaya kararbyıra. Bölgede insan haklannı bahane ederek bölücülük propagandası yapıyoriar. Artık gazetelerimizin bu konuda tavır almalannın zamanı geldi, geçtiğini zannediyorum. Bölücülerin tuzaklanna düşmemeliyiz" dedi. Silopi'de öldürülen 9 kişinin 6'sının PKK'lı olmadığı iddialan konusunda da Özal, olaya tepki gösteren vatandaşlar için, "Kaymakamlığa filan yüriirken altıklan çok çirkin sloganlar var. .Bütün melanetlerini ortaya koydular" dedi. Özal, Ankara'ya hareket etmeden önce Sıvas'ta basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Başbakan Özal'a yöneltilen sorular ve yanıtlar şöyle: Silopi olayıyla ilgili ne diyorşunuz? ÖZAL Silopi'deki olayda iddialar var. Iddialar resmi makamlara gider. Resmi makamlar incelerler. Ve hakikatı bulurlar. Bize gelen bilgilere göre konuşuyorum. Gecenin saat 2'sinde olan bir hadisedir. Orodaki birlik; polis veya jandarma timi degildir. Oraya ilk defa giden özel bir birliktir. Özel birlik deTken Kara Kuvvetleri'nin birliğidir. Onun için oradaki falancayla filancayla bir problemi olması da mümkün degildir. Gece 24 arasında kendilerine ateş açan olursa tabii ateş ederler. Dün de 9 terörist daha vuruldu orada. Tabii ki bu mesele devam edecek. Ama orada bizim dikkat edeceğinıiz, basın olarak dikkat edeceğimiz memleket için, memleketin bölünmemesi için bu mücadeleyi yapmak gerekir. Silopi'de slogan atanların çoğunun nasıl slogan attığını birçok gazetemiz yazdı. Hadiseyi yazarken, kaymakamlığa filan yürürken attıkları çok çirkin sloganlar var. Bütün melanetlerini ortaya koydular. Sayın Ecevit'in de nitekim dışarıda aynı şey başına geldi. Artık gazetelerimizin bu konuda tavır almalannın zamanı geldi, geçtiğini zannediyorum. tş işten geçtikten sonra bu bölücülerin tuzaklanna düşmemeliyiz. Basında farklı bir göruş mü var? ÖZAL Bazı gazetelerimizin farklı tutum içinde olduğunu görüyorum. Ama büyük bir kısmı değişmeye başladı. Bölgedeki insan haklan sorununu nasıl değerlendiriyorsunuz? ÖZAL Bolgede insan haklannı bahane ederek bölücülük propagandası yapıyorlar. Onu söylüyorum. tnsan haklan meselesi müracaat edilir, her türlü şey araştırılır. Türkiye Cumhuriyeti insan haklanna riayet eden bir devlettir. Bize gelen her başvunıyu inceledik. Hatta bundan raahkum olanlar bile oldu. Ama o hadiselerin bir kısmının da propaganda amacıyla yapıldığı gerçektir. Sormak lazım, 2 ile 4 arasında ne işin vardı? Köyden de 7 kilometre uzakta. Eğer sende silah yoksa bile, silahlı adamlarla ne işin var? Saat konusu kesin mi? ÖZAL Kesin. Bir muhtann ifadesi var. ÖZAL Var, ama o ifade sonra. Olayı gören var mı? ÖZAL Gören... onlar görmüştür, vuruşanlardır bu işi bilen. Ölenler bilmediğine göre, bu işi bilenler tim. Oraya yeni gelen bir Kara Kuvvetleri timi. Kayseri'den yeni gelmişler. Doğu'da görev yapan Silaiüı Ku\~vetlerimizi güçlendireceğinizi açıkladınız. Bunlar neier olacak? ÖZAL Silahlı Kuvvetlerimiz bizim, en modern silahlara sahip olmalı. Bazı kimseler, muhaliflerimiz, bazı, zaman zaman pusuya düşürülünce işi alevlendiriyorlar. Orada bir gerilla tipi, daha doğrusu teröristlerle mücadele var. Meydan muharebesi, kent muhaberesi değil. Düşman her an bir yerden çıkabilir. Avantaj ondadır. Arayan sizsiniz. Arazi şartları da kötüdür. Bir kere teorik olarak bu gibi mücadelelerde nizami kuvvetler bire karşı 7 kaybederler. Ama bizim şimdiye kadar olan mücadele bire birdir, vetabii ne kadar çok modern araç gereçle donanırsa o kadar iyi. Mesala helitopter. Çünkü bir yerde çatışma varsa arkasına indirme yapabilirsin. Silahlı helikopter daha önemli. Gece de görüş özelliği var. Dosdoğru üstüne gidip orayı imha edebilir. Tersine dünya Ana muhalefet, bir ANAP'lı tabii Özal Çankaya'ya çıkarsa, doğacak bunalımları önlemeye cabalıyor. Bunalım önlemeye çalışan bir muhalefet Türkiye'de görulüyor. Böylesine bunalım körükleyen, ne ki tabansız bir iktidara Türkiye'de rastlanıyor, Özal ateşe benzin döküyor. İlk kez yeni il Aksaray'a teşriflerinde göruldü. Tek bir pankart. "Özal cumhurbaşkanı." Devletin araçlarıyla hız rekoru araştıran Başbakanla biricik eşlerinin dudakları kulaklarındaydı. Vakit geliyor ya. dün de Sıvas'ta daha bol "Özal Çankaya'ya" dövızleri. Her biri "tertip." Parti merkezinden emirle günlerce önceden hazırlandıkları belli. Siyasal ya
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle