27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 EYLÜL 1989 CUMHURİYET/U OPORTUNIZM Usta ve çırak DYP lideri Demirel'in meşhur sözü: "Dün dündür, bugün de bugün," Başbakan Özal'ın geçen günlerde yaptığı biri Bulgaristan Devlet Başkanı Jiykov'a, diğeri SHP lideri inönü'ye yörtelik iki açıklaması, "Çırağın; ustanın yolunu Izlediğini" gösterdi: Ozal (7 Eylür 1989): "Bulgaristan'la gündemsiz görüşmemiz söz konusu olamaz. Jivkov'la blr araya geMlğimizde gündem olması lazım değil mi? Göç konusunun gündeme gelmesi önsartımızdır.' uzal (19 Eylül 1989): "Cumhurbaşkanlığı secimini inönü fle önkoşulsuz görüşürüm. Lldeıier dışmda bir aday konusunda anlasabiliriz diye bir şey söylemedim. Oturalım, konusalım; yani önşartla konuşma olur mu?" Şimdi DYP'liler Özal'ın Köşk'e çıkıp, şapka takmasını bekliyorlar. Demirel'in "Şapkamızı alırız giderlz" sözünü de özal'a dedirtmek için. ANKARA GÜNÜN FOTOĞRAR MECLIS KORIDORU Makam, mevki, vs. ANAP grubunda, TBMM Başkanlık Dıvanı üyelikleri için seçim yapılırken, DYP Genel Başkanı Yardımcısı ömer Barutçu, ANAP kulisine geldı. Bir milletvekilı arkadaşıyla birlikte ANAP kulısinde volta atmaya başlayan Barutçu, çevresindekı gazetecılere, "yakında burası bizim olacak, şimdlden ayaklanmızı alıstınyoruz" dedi. Ömer Barutçu, voltasına devam ederken, grupta oyunu kullanarak kulise çıkan eskı Adalet Bakanı Mehmet Topaç ile karşılaştı. Topaç ile Barutçu, arasında şöyle bir dıyaiog yaşandı: BARUTÇU Efendlm, sizln de TBMM başkan vekllllği için aday olacağınız soylenlyor. TOPAÇ Bana böyle bir teklif geldi, ama oylama sürerken adaylığımı koymamın esprisi yanlış anlaşılır. BARUTÇU Siz zaten bu makamın çoktan üzerine çıkıp, astınız sayın Topaç, bu makam size yetmez. Topaç, Barutçu'nun bu sözlerine mütevazi bir gülümseme ile karşılık verip, sessizce kulisten ayrılırken, ardında bıraktığı DYP'li milletvekillerinin muzip gülümsemelerini göremedı. HAVASI Cumhuriyet Ankara Burosu PARAPARAPARA İKİ OLAY Ne olacak bu öğretmenler Ankara'da Yenimahalle Mustafa Kemal Liseal'nde çocukları okuyan bir grup velı okul müdurüne başvurdu: "Dln ve ahlak bilgisi ögretmenl Abdullah Ünalan çocuklantnıza derste Alevtlerin ytkanmayı sevmedikleri içln koktuklarını, Atatürfc'ün putlastınldığını, calısan kadınların fahişe olduğunu anlatmakta, çocuklanmız da eve getip bize 'Alevılık nedır, Atatürk niye put" gibi garip sorular yöneltmektedirler. Gerekenln yapılmasım" Şikâyet dılekçesı, okul müdürü Hüseyln Kahveci tarafından hasıraltı edıldı. Bunun üzerine veliler ikinci bir dilekçe verdiler, kendısi de dın bilgisi öğretmeni olan müdür, durumu ıl milli eğitım müdürlüğüne aksettirmek zorunda kaldı. Şimdi öğrenci velileri ıfade verecek. İkinci olay ıse Ayrancı Lisesi'nde yaşandı. Dın bilgisi öğretmeni Ahmet Günay'ın "Alevl toplumunda aile mefhumu yoktur, babalar kızlanyla yatar" şeklındeki sözlerı velılerın ısyanına yol açtı. Avukat Süleyman Ateş Ankara DGM'ye suç duyurusunda bulundu. önümüzdeki günlerde ılk duruşma yapılacak. Bakalım her iki olayın sonucu ne olacak? Daha da önemlisi bu öğretmenlerden ders alan öğrencilerin hali ne olacak? Korucular ve istikbaldekı korucular. (Fotoğraf: Ercan Ipekçi/AA) Hazıne ve Dış Tıcaret Müsteşarlığı açıkladı: "Kamuoyunda halen tedavülde bulunan alüminyum rrvnseli 1, 5,1 10 ve 25 llralık madenl ufaklık paralann tedavülde olup olmadığı hakkında bazı tereddütler vardır. 1264 sayılı kanun uyannca bastınlmıs bulunan bu madenl paralar tedavülde olup alışvertşlerde kabul edilmelerl yasal zorunluluktur". Açıklamayı duyan vatandaşlar bir köşede "enflasyon hatırast" olarak sakladıkları bu ufaklıkları ortaya çıkardılar. Halen de bunlaria ne satın alabileceklerini araştırmakla meşguller. Malulen emekli PCMKOKTEYLI Toroslahlan Köşk'e bakış Toros Dağları'ndaki yörükler için cumhurbaşkanlığı seçimi önemli değil. Onları asıl kızdıran Bulgarıstan'dan gelen Türkler: "Nereden biliyoruz onların safi Türk olduğunu?" Göçmenlerin mallarını mülklerinı getirmeden Türkiye'ye kabul edılmelenni eleştıren yörükler, bu görüşlerini ANAP Içel milletvekilleri Rüstü Kazım Yücelen ve Ali Rıza Yılmaz'a aktardılar. Yücelen ve Yılmaz, Toros Dağları'nın iki bın metre yükseklığindeki Sarıova Yaylası'na giderek, börada Güney Bahşiş Köyü'nü ziyaret ettiler. Yörükler, milletvekıllerıne kuzu kavurma ikram edip sorunlarını anlattılar. Yemek sonunda konu cumhurbaşkanlığı seçimine geldı. Bırçok köylü, kımın cumhurbaşkanı olacağıyla ilgili olmadığını yanıtlarıyla bellı etti. Ama yörüklerin cumhurbaşkanının niteliğıne ilişkin bakışı netti: "Cumhurbaşkanı asker olmasın." DAĞBASIDUMANSIZ ÖZAL VE COCUKLAR Ne yapalım, elıne düştük bir kere Bir üst düzey yetkili: "Bizım ülkemiz henüz tdam cezalannın kaldınlacağı düzeye gelmemıştir." Ülkemiz bundan daha fazia aşağılanamaz! * * Rize'de yapılan "icazet töreni"nde imam Resul Bölükbaş demiş ki: "insanrn günahı varsa, önce cehennemde cezasını çeker, sonra da bir daha çıkmamak üzere cennete gider." Cezaevlerindeki mahkumlara cennet yolu göründü demek! ** ANAP'lı bakan ve milletvekilleri son günlerde zayıflama çarelen anyorlarmış. Boşuna... Yerel seçimterde yeter derecede zayıf düştünüz! * * Gazetede başlrk: "Hipokrat yemmine gözaltı." Gözaltma almadığımız bir hipokrat yemırn kalmıştı! * * Dünya Bankası'na göre kaderimiz kemer sıkmakmış... Kaderimiz böyleymiş ne söylesek boş! Başbakan Özal'ın DÇM borçlarının ödenmesı nedeniyle verdiği kokteylde gözler "maymun beyni yediği" öne sürulen Devlet Bakanı 'Güneş Taner'deydı. Davetliler ve gazetecıler ışı gücü bırakmış, "Taner, bakalım burada ne yiyecek? " diye bekleşıyorlardı. Ama gecenin ılerleyen saatlerinde Taner, kanapelerden başka bir yiyeceğe yaklaşmayınca umutlar suya düştü. Taner, kokteyt sırasında gazetecilere dertyandı "Gazeteler yanlış şeyler yazıyorlar. Ben hayatımda maymun beyni yemedim, yedi diye yazdılar. Herhalde bu adam Singapur'a gitti, nasıl olsa yemiştir diye düşünüp yazmışlardır" Taner yakınmasını şöyle sürdürdu: "Haberlerde, köşe yazılarında da hakkımda yalan yanlış şeyler yer alıyor. Rolex saatli Davidoff Purolu' dlyoriar. İçtiğim puro Partagas marka, ustelik Davidoff'lann üzerinde marka yazmaz. Nereden bilecekler ki? Saatimin de markası Rolex değil, Bulgarl. Yazılanların gerçekle ilgisi yok." Maymun başı yemedim BELEDİYE DĞM Dilekçe kavgası Yeşılyurt köylülerıne dışkı yedirdığı, ayrıca işkence yaptığı öne sürülen Bınbaşı Cafer Tayyar Çağlayan'ın, yargılanması oldukça elektnklı havada geçti. Bu gergınlıkte, Ankara 3. Ceza Mahkemesi Başkanı Ekrem Çelenk'in de rolünün olduğu, Yeşilyurt köylülerının avukatlarınca savunuldu. Mahkemede, müdahil avukalların davaya müdahale dilekçelerinın okunuş biçimı de ayrı bir tartışma konusu oldu. İHD Genel Bakanı avukat Nevzat Helvacı, dılekceyi kendısi okumak ısterken, başkan Çelenk, "Verin dilekçeyi önce bir karar verelim, sonra okursunuz" dedı Boylece Helvact'nın elınden dilekçeyi alan Çelenk, bir güzel okumaya ftzal "Çap atladık, DÇM, enflasyon, transformasyon, halamın şeyı, köşk, ümüğünü sıkarım, oturturum vs. vs." Sinasi Nahit Berker başladı. Dilekçede, Binbaşı Çağlayan'ın köylülere dışkı yedırmesi "insanlık dışı bir olay" olarak nıtelenıyor ve bu olayın tarihe kara bir leke olarak geçeceğı vurgulanıyordu. Bu okuma yöntemine müdahil avukatların karsı çıkması uzerne Çelenk havayı yumuşatmak ıçın "Hepiniz çok sinirlisiniz. Acaba neden? Bizde 10 senedir sinir minlr kalmadı. Kaderimiz midir nedir?" sözleriyle, 1980'den bu yana Sıkıyönetım Mahkemesı'nde ve Ankara DGM'de görev alıp bu tür olayların başından çok geçtiğini anımsattı. Bu arada da atı alan Üsküdar'ı geçmiş, dilekçe bir güzel okunmuştu. Çocuk Esirgeme'de başlattığı "tayin ve kadrolasma furyası"yla dikkat çeken Melih Gökçek'ın, Keçıören Belediye Başkanı ıken cadde ve parklara verdiği isımlerden bazıları şöyle: "Anavatan Caddesi, özai1 parta, özal2 Parkı, Ozal3 Parkı, Goktürk Parkı, Ergenekon Parkı, Kanuni parkı, Kocayusuf parkı, Zlyaül Hak parkı" SHP'lı Belediye Başkanı Hamza Kırmızı göreve gelince ilk yaptığı işlerden birı bu "nostaljik ve politik" ısimlere el atmak oldu: "Ziya Ül Hak parkı", "Butto parkı", "Anavatan caddesi" de "Rafet Genç caddesi" oldu. Kırmızı, Gökçek'in "tarih ansiklopedileri ve ANAP albümüne" bakarak verdiği bu ısımlerı yenılemekle uğraşıyor. Keşke Kırmızı'nın diğer SHP'li belediye başkanları gibi sorunlarının tümü isim değıştırmek kadar kolay olsa... Bir zamanlar maziye bak  § Y o l u n u B iIi r ı, ç o k y a k
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle