25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ÇUMHURİYET/10 HAVA DURUMU Müteoroloji Genel Muduriüğü'nden alınan bilgiye göre; yurdun kuzeydoğu kesimleri parçaiı bulutlu. Dogu Karadeniz kıyılannın doğusu saganak yağışlı, öteki yerier az bulutlu ve açık geçecek. HAVA SICAKLIĞI: Oefiişmeyecek RÜZGÂR. Kuzey ve dogu yönlerden hafıf, ara sıra orta kuvvette, yurdun kuzey kesimlerinde zaman zaman kuvvetlice esecek Denizlerimi2de ruzgâr: Atöeniz'de günbatısı ve karayekJen. öteki denlzlerimizde yıldız ve poyrazdan 46, Ege'de 7 kuvvetnde saatte 1627, Ege'de 33 denizmili hızA A A A A A A A A A A A A 41° 24° Manısa 36°20°nyxtakıı A 3O°15°K.Maraş A 30°14°Metsn 41° 2G° Erancan A 27° 12° MuOb 48° 12° Erzunjm A 27° 22° Esloşehır 30°13°Muş A 39° 29° Nijjde 30° 12° Gaâantec A 26°20°0rt 28° 13° Gıresun A 39° 24° Giimüşnane B 25° 12° Fto A 35° 20° Samsun 25° 16° Hakkâri A 31° 16° Stırt 37° 20° |spara A 29°19°Stnop 31° 16° jstanbul A 35°21°&vas 3ff > 17°bmit A 27° 12° TekirdaJ 34°17°Kare A 34° 18° Kasîamonu B 27° 10° Trateon A 30° 11° "bnceli 28°13°Kayswi A 29°17°Usak 32° 16° Kjrtctareli A 28° 13° Van 30°20°konya A 28° 15° Yozgat 27° 11° Kütihya 35° 14° ZonguHak A 35°20°Malatya HABERLERİN DEVAMI TURKIYE'DE BUGÜN 36° 21° 27° 13° 33° 25° 36°21° 33° 17» 29° 11° 26° 20° 26° 20° 26° 20° 40° 15° 26° 18° 27° 10° 28° 17° 26° 20° 35° 18° 30° 15° 35° 22° 28° 15° 25° 16° 27 TEMMUZ 1989 DÜNYA'DA' BUGÜN B 26° B 40° B 32° 8 41° B 32° B 27° Bctgrad B 30° Berfn B 26° Bonn B 27° BfukseH B 26° Budapeste B 26° Amsfefdam Amman Atna BaOdat Barcdoıu Leningrad Londra Madrid Milano Montreal Moskova B 24° 6 27° B 30° B 30° B 31° B 26° B 27° B 28° B 24° B 28° B 25° S 43° B 32° B 25° B 40° B 32° B 33° B 26° B 31° B 32° MEHMED KEMAL POLİTİKA VE OTESI Mtirih Osk) Pans BaMosir Bilecik Cmem la esecek. DENİZ: Mütedil, yeTyer kaba dalgalı olacak. Dalga yükseklığı 05 ila 15. Egebe >er yer 2ta3 m göaış uz*lığı 10 km. dolayında bulunacak. Van Gölö nde hava: Az bulutlu ve açık geçecek. Ruzgâr kuzey ve dogu yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette esecek. Biuis A A **J A ç^Staie A A çomm 101 A O" ' Cczayır Gdde Oubayi Frankfu,! Gime ' 6 suutfc, r. Kahıre • Hefsnfc Kahre Kopenhag KMi Leflmşa B B B B B B B B B B 8 27° Prag Eleştiri Yollarında... Ne kadar çalışkan şu Asım Bezirci usta, durmadan araştırmış, aramış, yazmış, bıkmamış, usanmamış... Diyebilirim yılda birkaç kitabı çıkıyor. Bunlar yeni yazdıkları ya da eski yazdıklarının yeni basımları... Elimin altındaki Bilimden Yana' 1963'te bir basılmış, 1975'te bir basılmış, şimdi 1989 da bir daha basılıyor, yani üçüncü basım. Şu pahalılıkta kitap bastırmak çok zor. Asım Bezirci'nin okuyanı, arayanı var ki basıyorlar. Kitabın kapağını kaldırıyorum, 'Asım Bezirci'nin Eserteri'nin bir listesi var. 'Çok Kapılı Oda'dan başlayarak sayıyorum tam otuz üç kitap... Daha çıkacaklar da var: Sosyalizme Doğru, Oktay Akbal, Nezihe Meriç, Türk Halk Şiirleri... Bıkmadan, usanmadan yazan, çalışkan kitap karıncası kimdir? Açıyorum Şükran Kurdakul'un 'Şairler ve Yazarlar Sözlüğü'nü, şunlar yazılı: "Asım Bezirci (1927) Erzincan'da doğdu. Orta öğrenimini Erzurum Lisesi'nde (1945), yüksek öğrenimini lstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde tamamladı. İstanbul'da özel bir şirkerte çalıştı, isteğiyle emekliye ayntdi." Gerçek gazetesinde fıkra ve eleştiriler yazıyor. Dönem DP dönemidir, bir yazıdan dolayı kovuşturma açtlıyor, aylarca tutuklu kalıyor. Bereket suçlandığı yazıların hepsinden aklanıyor. Artık bir derviş gibi köşesine çekiliyor, kendini edebiyata veriyor. Geçende Ören'den bir mektubunu aldım Benim için yazdığını verdiği dergi kapanmış, üzülüyor. Bir başka dergi artyor. Yazısında, çizisinde böylesine de titiz Unutmuyor, unutturmuyor. Yayımladığı kitaplar listesine bakarsanız herkes için, her akım için yazdıkları var. Doğrudan yana bildiğini yazıyor. Şu kırk kuşağı tartışmalarında az mı yazdı, az mı üzüldü? Kimsenin hakkının yeniimesıni istemiyor. Baskılar, sürgünter, hapisler bu kuşağın canına okudu, bir de dostiar gibi görünenler hak yemesin istiyor. Zaman bu akıp gider, herkes de bu akıntıda layık olduğu yeri alır. Şimdi düşünüyorum da Asım Bezirci'yi ne zaman tantdım? Askerdi, Ankara'da, Salim Şengil'in Dost Dergisi'nde tanıştık. Ondan sonra dostulğumuz kesintisiz sürdü. Asker olduğu için yazılarını takma adla yazardı. Ama bilirdik kj, bu yazılar Asım Bezirci'nindir. Yıllar sonra, Bezirci'nin eleştirinin kuramı ve yöntemini, denemeciter ile eleştirmenleri anlatan yazılarını yeniden okuyorum, ilk çıktığında yazmışım. Asım da bu yazımı 'Bilimden Yana' üstüne yazılanlar arasına almış. Bundan aşağı yukarı on yıl önce şöyle demişım: 'Asım Bezirci son dönem edebiyat eleştiricilerimiz arasında ciddi, bilimsel ve yoğun çalışmalan ile haklı bir ün yapmıştır. Bezirci'nin ele aldığı her konu belli ölçü ve düzeyde değerini bulur. Ataç bir eleştirmen miydi? Kendisi kabul etmediğine göre, biz, onun ne yaptığına bakalım. Bildiğimiz klasik anlamda bir eleştirmen değildi. Belki bir kitap, bir şiir tanıtıcısıydı. Okuduğu kitapları da ince eleyip sık dokumaz, uzun araştırmalar sonucu bir şeyler yazmazdı. Kendi beğenisine göre bir şeyler yazar. Ama Asım Bezirci öyle değil, eleştiriye bilimsel bir yöntem getiriyor. Araştırmalar, karşılaştırmalar yapıyor, tarih ve sosyoloji içinde yerini belirliyor. Dahası var: Kendi bilim anlayışına, dünya görüşüne, politika inancına göre değeriendirmelerde bulunuyor. Belki bundan ötürü güncellikten kaçınıyor, uzun süreli ve sürekli konular üstünde duruyor. Bize bilimsel, öğretici, belli bir dünya görüşüne dayalı eleştirıyi Asım Bezirci getirmiştir" O gün öyle söylemişim, bugün de söylüyorum. Asım Bezirci, her gün daha iyi anlaşılıyor. Bildiği yolda dolu dizgin yazıyor Şu gucenecek, bu darılacak diye düşünenlerden değil. Günümüzde gittikçe boşalan eleştiri alanını, öyle sanıyorurn ki Asım Bezirci ve birkaç arkadaşı doldurmaktadır. Bu kadarı da yeter! 33° 41° 43° 27° 34° 25° 38° 26° 27° 34° Pjyad Roma Sofya Sam 1<IAnv Ijnus Varşova Venedik Viyana Vftstıingtaı B 26° Zürih B 27° BULMACA SOLDAN SACA: 1/ Birtakım bitkilerden elde edilen mavı boya maddesi. 2/ Dere, çay... Pamuk, keten ya da ipekten seyrek dokunmuş bir tür kumaş. 3/ Ölüm nedeninin saptanması için ölülerin konulduğu yer... Geminin arkası. 4/ " O yer" anlamında kullanılan sözcük... Eskiden Roma kentine verilen ad. 5/ Devlet büyüklerini yolculuklan sırasında koruyan konvoy... L'zaklık anlatmakta kullanılan söz. 6/ Bir masal dağı... Ege bölgesinde bir dağın, ovanın ve akarsuyun ortak adı. 7/ Edebiyatta etkiyi çoğaltmak için bir şeyin tersini söyleyerek alay etme.. özellikle Erzurum yöresine özgü bir halk oyunu. 8/ tri taneli bezelye... Bir cetvel türü. 9/ Argoda esrar... Zehirli bir bitki. YUKARIDAN AŞAGlYA: 1/ lran'da yetişen ve nargıle ile içilen tütün türü. * / Yunan rakısı... Büyük delikli kalbur. 3/ lçi küflü bir cins peynir. 4/ Zenci, karaderili... Cilve. 5/ Bir çalgı... Öknzgözü de denilen, papatyayı andırır bir çiçek. 6/ Demet durumundaki ekinler... Titan elementinin simgesi... Bir renk. 7/ Omurgayi oluşturan kemiklerden her biri... Bir spor kulübümüzün kısa yazılışı. 8/ Her tür organik yağa verilen ad... Iskambilde koz. 9/ Yabancı, el. Türk ordıısu işgalcidir demediırf (Baştarafı I. Sayfada) Kendilerine "Türk ordtısu işgalcidir" yönünde açıklama yaptıkları yolunda yöneltilen eleştirilerin asılsız olduğunu vurgulayan özker Özgür, "Biz Türk ordusuna 'işgalci' demedik. Türk ordıısu Kıbns'a garanti antaşmasının kendisine verdigi yetkiyle gdmiştir. Aynca Türk ordusunun Kıbns'ta bulunmasının yarattığı sorunlar yoktur, sadece ikili görüşmelerde yaratılan çözümsüzlüğun sonınlan vardır" diye konuştu. Özgür, aynca Türk ordusunun Kıbns'tan giünesi dunımunda sorunlann başlayabileceğini, kuzeyde ve güneyde Türklerin güvenliğini bozmayacak biçimde askeri azaltmalann yapılabileceğini vurguladı. "KKTC'de iki toplumun eşitlik temelinde kendi bölgelerinde. kendi guvenliklerini saglayarak yaşabilecekleri federal bir çözüm gelmiş geçmiş Türk hükümeılerinia diie getirdikleri çözümdür" görüşüne yer veren CTP Genel Başkanı Özker Özgür, Dikili'de kendilerine konuşma yasağı getirilmesinin anlamsız olduğuna değinerek, "Durum buyken, gelinen aşamada ANAP hukumeti Kıbnslı Türk parti başkanlannın Dikili'de konuşmalanna neden engel olmaktadır? Türkiye'de ANAP, Kıbns'ta Ulusal Birlik Partisi azınlık oylanyla iktidardadıriar. Ekonomik politikalan Turkiye halkını da, Kıbns Türklerini de perişan etmiştir" dedi. Basın toplantısmda Türkiye'nin ve Kıbns Türklerinin çıkarlarını bir ENOSIS'te değil, federal çozümde gördüklerini vurgulayan özker özgür, Denktaş'ın ikili ENOSIS yoluna girdiğini ve bundan da dönmek istemediğini savundu. Özgür daha sonra şöyle konuştu: "Kıbns'ta adil ve kalıcı bir banş için savaşım vermek, çok nluslu şirketleriD Kuzey Kıbns'ı ve Türkiye'yi sömürmelerine karşı çıkmak, başta düşünce ve anlatım özgürlüğü olmak üzere tüm insan haklannın dünyanın her yerinde eksiksiz bayata geçirilmesini istemek hainlikse dost da, düşman da bilsin ki biz bedeli ne olursa olsun bu hainliğe devam edecegiz. Bizim Turkiye halkından ve kendi insanımızdan saklayacak hiçbir şeyimiz yoktur. Bizim halkımıza verilemeyecek hesabımız da yoktur. " CTP Genel Baskanı Özker Özgür, KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın ikili ENOSIS yolundan dönmek istemediği için oyunbozanlık yaptığını belirtti ve şu görüşlere yer verdi: "Panelde bu gerçekleri dile gerirmemiz istenmedigi için olacak, konuşturulmuyoruz. A N A P , UBP ve Denktaş Kıbns'ın kuzeyini çok uluslu Poly Peck'e peşkeş çekmektedir. Girne sahillcri Asil Nadir'e 4050 yıllığına kiralanmıştır. Poly Peck'in niteligi, Asil Nadir'in Turkiye'ye kimler tarafından sokuldugu, sermaye birikimini nasıl sağladığı hakkında Türkiye baaıunda ilginç yayınlar yapılmakla. Poly Peck'in ve Asil Nadir'in KKTC'ye bugünkü halinde ihtiyaa var göninmektedir. ANAP, UBP ve Denktaş, Poly Peck, Asil Nadir ve Kıbnslı Türk savaş zenginlerinin çıkarian doğmltusunda politika ürelmekte ve uygulamaktadırlar. Bu politikalann Türkiye'\i ve Kıbnslı Türkleri felakete sürüklemekte olduğunu ısraıia vurguluyonım. Bizi Dikili'de konuşmaktan alıkoyanlardan Türkiye'nin banş ve demokrasi güçlerinin hesap soracaklanna inanıyorum." Dışişleri Bakanlığı, Dikili Festivali sırasında konuşturulmayan KKTC, CTP lideri Özker özgür ile TKP lideri Mustafa Akına'nm aynı kefeye konmamasını istedi. Ankara Cumhuriyet Bürosu'nun haberine göre Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Büyükelçi tnal Batu, CTP lideri Özgür'ün bir süre önce yaptığı "son derece talibsiz beyanı" nedeniyle Türkiye tarafından verilen pasaportunun geri ahndığını belirteTek özgür'ün durumu konusunda tzmir Valiliği'nin yaptığı açıklamaya ekleyecek bir şey olmadığını söyledi. BM'den Kıbns'a yakın (Baftara/ı 1. Sayfada) Rum tarafınm sorumlu olduğunu açıkladı. Şebncm Atiyas'ın New York'tan bildirdiğine göre, BM Güvenlik Konseyi, dün Kıbns konusunu üçüncü kez görüştü. Konsey Başkanı Yugoslav Büyükelçi Pejiç, Turkiye BM temsilici, KKTC New York temsilcisi ve Yunanistan BM temsilcisine konseyin "Kıbns'ta görüşmelere devam edilmesi, gelecek hafta planladığı gibi görüşmelerin )npılması için acilen ortamı yumuşatacak adımlar atılması çağnsını" iletti. Pejiç, Ada'da durumun ciddiyetini koruduğunu, konseyin endişesinin sürdüğünü belirtti, ortamın yumuşaması için aktif çaba harcanacağını da belirtti. Konsey Başkanı, coplantıdan sonra BM'deki Türk Büyükelçi Mustafa Akşin ile Yunan ve Rum daimi temsilcileri ile ayrı ayn görüştü. Pejiç'in 10 Rumun serbest bırakılmasını istemesi üzerine Akşin, bu durumun KKTC'nin iç sorunu olduğunu ve Ankara'yı ilgilendirmediğini söyledi. AA muhabirinin BM kaynaklanndan elde ettiği belge, Kıbrıs sorununun çözünıüne ilişkin bütün noktaları kapsıyor. Özel temsilci Oscar Camillion, Perez de Cuellar'ın önerilerini laraflara, tepki görmemek için resmi bir belge olarak değil, görüşmelere ve tarafların düşüncelerine yardımcı olacak "görüşler" olarak sundu. Birleşmiş Milletler belgesinde, Kıbns'ta, iki bölgeli ve iki toplumlu federal bir devlet öneriliyor. İki federe devletin eşit siyasi haklara sahip kılınacağı, federal cumhuriyetin tek uluslararası kimliği olacağı ve tek vatandaşhğın uygulanacağı belirtilen belgede, Federal Kıbns Cumhuriyeti'nln kısmen ya da tamamen başka bir ülkeyle birleşmesi ya da bölünmesi yasaklanıyor. Belgede, bu yöndeki bir girişimin federal suç sayılacağı ve cezalandmlacağı da belirtiliyor. deniz limanları, posta hizmetleri, federal memurların atanması ve kurulacak Kıbns Üniversitesi, federal hükümetin yetkileri içinde olacak. Federal hükümetin yetkisinde olmayan konular federe hükümetlerin yetki alanında olacak. • Federal mecliste 70 Rum, 30 Türk, senato ya da üst mecliste 50'şer Rum ve Türk temsilci olacak. Yasalar her iki mecliste ayrı ayrı kabul edilecek. • Yürütme organının başındaki başkan genel seçimle, öteki toplumdan seçilecek başkan yardınıcısı ise kendi toplumunca seçilecek. Her ikisi aynı toplumdan olmayacak. 10 kişilik hükümette 7 Rum, 3 Türk bakan olacak. Dışişleri, maliye ve savunma bakanlarından biri mutlaka Türk olacak. Bu Oç bakanlık rotasyonla iki topluma verilecek. llk seçim döneminde başkan ve dışişleri bakanı aynı toplumdan olamayacak. Başkan ve başkan yardımcısı yasalan ya da bakanlar kurulunun kararlannı ayn ayrı ya da birlikte veto yetkisine sahip olacaklar. • Federe yargının üst ü nde, eşit sayıda Türk ve Rum yargıçtan oluşacak bir yüksek mahkeme bulunacak. Her federe devlet kendi yargı yetkisini kullanacak. Yüksek mahkeme, federe hukümetlerin ve federal hükümetin uygulamalannı anayasaya uygunluk açısından denetleyecek. KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş dün sabah Camiluon'la yaptığı görüşmeden sonra BM Genel Sekreteri'nin Kıbns Özel Temsilcisi'nin herhangi bir öneri veya belge getirmediğini söyledi. E>enktaş, Camillion'un kapsamlı düşünceler ilettiğini, taraflan bağlamadığını, özel temsilcinin tüm konularda pazarlığın kendisi ile Vasiliu arasında yapılacağını teyit ettiği ni belirtti. Camillion da Denktaş'ın sözlerini doğruladı ve "sadece fikirler ilettiğini'' söyledi. Camillion, "tki taraf da bu fıkirleri kabul edip elmemekte tamamıyla serbesttir" dedi. Bu arada dün sabah KKTC'deki kurum ve kuruluş yöneticileri bir gösteri yürüyüşü yaparak Denktaş'a pazartesi günü sundukları muhtırayla ilgili istemlerini yinelediler. Denktaş 500 kadar göstericiye hitaben yaptığı konuşmada, "Camillion tarafından kendisine iletilen görüşmelerde Türk garantisinin sulandırılraış olduğunu" kaydetti. Denktaş "Bu bir örnektir. DoUyısıyla bunlan Rumlarla gönişmekte bir fayda yoktur. Gelişmeleri görmeraiz lazım. Bir anlaşma durumunda Rumlann yeniden Türk yöresine yerleşmesini Türk tarafı kesinlikle kabul etmemektedir. Halk da bunu istemiyor. Bu konu da sulandırılmaya çalışılıyor" dedi. OLAyLARIN ARDENDAKI 60 YIL ONCE Cumhuriyet Yunan enüakine vazhyei 27 TEMMUZ 1929 Yunan emlakine vaz'ıyet için hazırtıktara devam editmektedir. Tapu idaresi maliye şubesinden gelen cetvellere göre Yunan emlakinin kıymetlerini tesbit etmeye başlamıştır. Evvelki gün akşama kadar kıymeti fazla büyük Yunan emlakinden 27 parça tesbit edilmiştir. Bazı emlak sahipleri de. Yunan olmadıklannı iddiaya başlamışlardır. Bunlarda muvazaa bulunmamasına dikkat edüecektir. Bu meyanda mübadele komisyonunu Beyoğlunda isgal ettiği binanın sahibi olan Mavrokordatonun Yunan tabiyetinde olmayıp Rus olduğu iddia edilmiştir. Bu binanın hakiki vaziyeti de tapu kaydıyla anlaşılacaktır. Bir taraftan da tapu idaresi 3 milyonluk mektum firari emlakini kaydetmekle meşguldür. Hitammda bunlara vaziyet edilecekıir. Hariciye Vekili Tevfık Rüştü Bey yakında şehrimize geldiği zaman mukabele bilmisie ftilen başlıyacaktır. O zamana kadar ihzarat ta bitmiş olacaktır. Şehrimizdeki Rumlardan henuz etabli vesikası almıyarak vaziyetlehni layin edemiyenler müskül mevkide kalmalarım intac eden müzakerenin akim kalmasından çok müteessir olmuşlardır. GERCEK Festival sürüyor Fransada komünistler Komünistler arasmda yapdan toptan tevkifat bir ağustosta gürultülü ve kargaşalıkiı nümayişler yapmak hususundaki şevk ve arzulannı kırmış gibi göhinüyor. Fransız komünist partisinin bütün azalan hakkmda hükümetçe tevkif müzekkerelerinin istan alınan tedabirini vusat ve ehemmiyetini göstermektedir. Elde edilen vesait Fransız komünist fırkasınm hariçten mütemadiyen para aldığım meydana çıkarmıştır. Kraysler Otomobili 30 YIL ONCE Cumhuriyet ihian CephesVnde hadise 27 TEMMUZ 1959 D.P.'nin dün şehrimizdeki kongreleri hiziplerin çarpışması yüzünden gürultülü ve çekişmeli geçmiş bu arada bir kongrede de tabanca ile ateş edilmiştir. Yeşiltepede üç numarah Vatan Cephesi ocağının dün saat 9'da yapılmak istenen kongresinde D.P.liler birbirlerine tabanca ile ateş açmışlar ve çıkan kargaşalıklarda toplantmın yapıldığı Asmalıbahçe kahvesinin camları kırtlmış, tenteleri yırtılmıştır. Delegelerin kahvehaneye yoklama suretile alımşı sırasında işbaşında bulunan idare kuruluna muhalif bir hizbin taraftarları kahvehaneye alınmamak istenmiş ve bunurt üzerine tartışmalar başlamıştır. Tartışmalar kısa bir zamanda küfürle karışık kavgaya dönüşmüş ve daha sonra da delegelerden bazıları yanlarmda bulunan tabancalarını çekerek havaya ateş açmışlardır. Bu arada bazı delegeler de muhaliflerine ateş etmek istemişlerse de kurşun isabet etmemiş ve tam bu sırada gelen bir polis ekibi kanlı bir olayın çıkmasına mani olmuştur. Olay, Yeşiltepe halkını korkuyla ayağa kaldırmış ve 3 kadımn bayılıp kahvenin de kısmen harapolmasıyla polis tarafından yatıştmlmıştır. Görüşler neler içeriyor? Perez de Cuellar'ın Oscar Camillion aracıuğıyla Türk ve Rum taraflarına ilettiği 'görüşlerin' KKTC açısından en can alıcı noktaları Rum tarafının savunduğu 'üç özgürlükler' konusu, Türk askerlerinin çekilmesi ve Türkiye'nin garantisine ilişkin. Görüşlerde her toplumun bireylerine öteki federe devletin topraklarında dolaşım ve çalışma hakkı tanıruyor. Yerleşme ve mülk edinme hakkı için ise belli bir tavan getirilmesi öngörülüyor. Askerden armdırma konusunda, federal cumhuriyetle ilgili geçici düzenleme başlayıncaya kadar Türk ve KKTC askeri birlikleriyle Yunan ve Rum birlikleri arasında sayısal denge sağlanması öngörülüyor. Garantiye ilişkin olarak ise 196Ctaki Garanti ve Ittifak Anlaşması'nın güncelleştirilmesi öneriliyor. Buna göre Türkiye, Yunanistan ve İngiltere yeniden garantör devlet olacak lar. Ve Türkiye ve Yunanistan adada 'makul ve eşit sayıda' asker bulunduracaklar. Ancak bu konu BM kuruluş yasasının 52. maddesiyle ilişkilendirilecek, Güvenlik Konseyi'nin garantörlcrın müdahalesinı engelleyebilmesini sağlayacak hükümlere atıfta bulunuluyor. Son olarak Türk tarafına 'ya daha çok Rumu kabul et ya da Rum tarafına daha çok toprak ver' mesajını içeren 'Rum yönetiraine verilecek topraklann ölçüsüyle Türk tarafına yerleştirilecek Rumlann sayısı arasında bir korelasyon vardır' ifadesine yer veriliyor. Cuellar'ın görüşlerinin öteki ana öğeler şunlar: • Federal cumhuriyet iki bölgeli, iki toplumlu federe devletlerden oluşacak. Federal anayasada yapılacak değişiklikler her iki toplumun ayrı ayrı oyuna sunulacak. • Dış politika, maliye ve uluslararası ticaret, gümrük, bütçe, vergiler, vatandaşlık, savunma, federal yargı, federal polis, hava ve Batu'nun açıklaması Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Büyükelçi Inal Batu, dün Ankara'da düzenlediği haftalık basın brifinginde, Rum kadınların sınır delme eylemleri konusunda Yunanistan'ın Ankara nezdinde bir girişimi olduğu yolunda Yunan hükümet sözcüsünün açıklamasının doğru olmadığım bildirdi. Batu şunları söyledi: "Yunan hüküraet sözcüsü daha önce sınır delme e>lemi hakkında Türkiye'ye bir protesto notası verildiğini söylemişti. Biz de aynı gün tepki göstererek böyle bir notanın verilmemiş olduğunu. Yunan sözcünün niçin bö>le bir açıklama yaptığını anlamakta güçlük çektiğimizi belirtmiştik. Şimdi ikinci bir açıklamayla protesto notası verilmediğini, ancak Ankaradaki Yunan büyükelçisinin girişimde bulunduğunu söylüyoriar. Böyle bir girişim oimamıştır. Yunan sözcünün niçin böyle açıklamalar yaptığını anlamakta çektiğimiz güçlük de devam ediyor." Batu, BM Güvenlik Konseyi üyelerinin sınır delme eylemi konusunda kendi aralarında gayrı resmi temaslanm sürdürdüklerini belirterek, bir başkanlık bildirisi yayımlanmayacağı yolunda işaretler bulunduğunu ifade etti. "Doktor Civanım" şarkısı Basın Yaym ve Turizm Umum Mü'dürlüğü'nün emri üzerine bir müddetten beri radyolarda çalınması ve okunması yasak edilen "Doktor Civanım" şarkısı, cumartesi gecesi saat 19.45'te Izmir radyosunda yerli bir sanatkar tarafından okunmuştur. Bunun üzerine doktorlar radyo idaresini protesto etmişler bu arada Umum Müdürlüğün karannı hatırlatmışlardır. Radyo Müdürü izinli bulunduğundan spikerler konuşmuş ve bu hususta ellerinde yasak kararına dair bir tamim bulunmadığını söylemişlerdir. "Demokrasi ŞenligTnin 4. yüında konuşma yasaklannın uygulanmasına karşın, yapılan paneller, söyleşiler büyük ilgi görüyor. Sosyalist Parti Genel Başkanı Ferit Dsever Çamlaral^'nda verdiği 'Türkiye'nin geleceği ve biz emekçi alternatifi" konulu konferansta geçen on yılın değerlendirmesini yaptı. Türkiye'de laiklik konusu üzerinde duran tlsever, "Bir din propagandası ile sol düşünce kafalardan silinmeye çalışılmıştır" dedi. 4. Dikili Kültür ve Sanat Festivali'nde dün öğretmen örgütlenmesi ve eğitim sonınlan konulu paneli eğitmen Ayla Akbal yönetti. Ayla Akbal yaptığı konuşmada, "Herkes bilir ki bu sorunlar Savaş karmaşık bir konudur; toplumun öteki sonınlanndan soelbette korkaklan, kaçakları, yntlanamaz. Bileşik kaplar kurakahramanlan, atılganlarıyla bir mını anımsayalım, bir toplumun bütün oluşturur. Kimi zaman sonınlan da bir bütün olarak ele bir savaşta korkaklarm kahra abnıp çözümlenmelidir'' dedi. Akman, yüreklilerin de yetersiz gi bal daha sonra şunları söyledi: bi gösterilmesi olasıdır. Bütün bunlarda gerçeklere, ancak açık "Bir ülkede saglık konusu iyi degilse. ekonomik yaşantı bir balık ilkesine bağlı kalınırsa varıtakta ise, ya da bir başka konu eslabilir; ama gerçekleri örtmek kisinden beler bir durumdaysa için hamasi" bir coşku göstereğitim alanında daha başanlı olmek, olayları anlatmak yerine ma olanağı yoktur. Evet, her şeynutuk atmayı yeğlemek inandı den önce toplumda gerçek anlamrıa olamaz. da demokrasinin, yani halktan. En doğru yöntem, olan biten emekten yana bir anlayışın egelerin sade ve abartmasız biçim menliğini kurmak gerekir. Yani de gündeme getirilmesidir. Insa özgürlük, emeğe saygı, dayanışnoğlunun savaşta da barışta da ma, çağdaş uygarlığa yakışan bir aynı insan olduğunu unutmaya tutura ve anlayıştır. SHP iktidannda örgütlenrnenin önündeki enlım. geller kaldınlacak ve öğretmenlerimiz de grevli, toplu sözleşmeli sendikalar haklanna kavuşacak. lardır. Ögretmenleri bu karanlık gidise 'dur' demeve ve cumhuriyet (Baştarafı 1. Sayfada) kez, Erciş, Yüksekova, Hakkâri ilkeİerine sahip çıkmaya çagınyoHizan, Uşak merkez, Ordu; ruz." Knmru, Fatsa, Sakarya merkez, Dikili Festivali'nin dünkü bölüKarasu, Serdivan, Erenler, Akya münde aynca yazar Refik Durbaş, zı. Akçaova, Bolu, Sögütlü, Siiıi Oktay Akbal ve Şükran Ketenci, merkez, Aydınlar, Kurtalan, Şır "Türkiye'de demokrasi, edebiyat nak, Batman, Şirvan, Ankara ve şiir" konulu söyleşilere katıldıNevşehir, Kınkkale, Taüarin, Ba lar. Akşam da Demirtaş Ceyhun, Itşeyh, Mamak, Diyarbalur, Lice, Mustafa Ekmekçi. Bozkurt GüÇınar, Burdur merkez, Kastamo venç, Cumhuriyet Kitap Kulübü nu, Andınn, Pazarcık, Saruhan standında kitaplarını imzalayıp h." okurlarıyla söyleştiler. Bugün HaBelediyetş Sendikası Genel lit Çelenk, Tevfık Çavdar. Şükran Başkanvekili Çetin Göcer ve Ge Ketenci, Sadun Aren kitaplarını nel Sekreteri Fuat Alan, 26 Mart imzalayacaklar. seçimlerinden sonra 1864 belediye işçisinin işine son verildiğini açıkladılar. Göçer ve Alan, bu durumu önlemek için tavır alacaklannı ifade ediyorlar. Bazı belediyelerin sendikalanna 2 milyar 639 milyon lira aidat borcu bulunduğunu da İSTANBUL (AA) İngiltere kaydeden Göçer ve Alan, işçi Denizaşırı İşler Bakanı Linda borçlarını ödemeyen belediyeleri Chalker'ın lstanbul Anakent Bemahkemeye vereceklerini bildirdi lediye Başkanı Nurettin Sözen'i ziler. Türklş Başkanlar Kurulu' yareti, karşılıklı "sitemleşme" binun bu konuda karar aldığına çiminde geçti. Sözen, Chalker'la dikkat çeken Göçer ve Alan, şun görüşmesi sırasında, "İngiltere'nin ları söylediler: Tiirklere uyguladığı vize ve Bul"İşçi borçlannı ödeyemeyen 74 garistan sorunu karşısında geç il ve ilçe bdediye başkanma ilk tepki gösterilmesi" konusunda siönce birer ihtarname gönderece temlerini dile getirdi. Chalker'da ğiz. Bu ihtarnameye uymamalan görüşmede, lstanbul Belediyesihalinde ise işçilerimiz toplu ola ne çalışan tngiliz şirketlerinin rak mahkemeye başvuracakJar." borçlarının ödenmesini istedi. likte ilerleme, ancak eleştiri gücünün yetkinleşmesiyle gerçekleşebilecektir. Bir ordu eksiklerini, fazlalarmı, yetkinliğini, yetersizliğini apaçık eleştiri ve tartışmayla anlayabilir. Askeri kesimde belki bu eleştiri bir ölçüde yürütülmektedir, ama kapalı devre içinde kalmaktadır. Kamuoyuna açık tartışma anlayışına ulaşuamadan yeterli noktaya erişmiş sayılamayız, Batıda, en başta Amerika'da askerliğin vaktiyle kapalı görünen bütün alanları toplumun gözetim ve denetimine açılmıştır. Vietnam savaşında bu açıklığın büyük yararı görülmüştür. (Baştarafı 1. Sayfada) Bizler, tünel kazılması vb. bahanelerle cezaevlerinde uygulanmaya konulan insanlık dışı baskıları kınıyoruz. Açlık grevlerine neden olan haklı istekleri destekliyoruz. 1 Ağustos Genelgesi'nin yürürlükten kaldırılmasını ve uluslararası kuruluşlarca benimsenmiş bulunan minimum standart kuralların uygulamaya konulmasını istiyor, bu konularda tüm demokrasi güçlerini duyarlı olmaya çağırıyoruz. AHMET YILDIZ (Halkevlerı Genel Başkanı) NEVZAT HELVACI (İHD Genel Başkanı) FEYZULLAH ERTUĞRUL (EğitDer Genel Başkanı) TEOMAN ALPTÜRK (TMMOB Başkanı) ALPER AKTAN (Mülkiyeliler Birliği Genel Başkanı) İBRAHİM YETKİN (Türkiye Zıraatçılar Derneği Başkanı) LALEZAR MÜRŞİTPINAR (Türk Hemşireler Derneği Genel Başkanı) KAMUOYUNA 74 beledîye TEŞEKKÜR VE ÇAĞRI Bizi anayasal dayanaktan yoksun, 12 Eylül'ün Sıkıyönetim Mahkemesi sözde yargıladı. Yasalara, uluslararası sözleşmelere uyulmadı, işkence belgeleri mahkeme kararı haline getirildi ve onlara dayanılarak İDAM ve Müebbet ağır hapis cezaları verildi. Askeri Mahkemenin hukuk dışı ve haksız kararı karşısında, duruşmalara gelerek, telgrafla, yazıyla, mektupla dayanışma bildiren, tepki gösteren, 12 Eylül adaletsizliğine karşı çıkan herkese binlerce teşekkür... Bugün 12 Eylül Mahkemelerince haksız cezalara uğratılmış binlerce kişi cezaevlerinde çeşitli bahane ve baskılarla açlık grevlerine zorlanarak yavaş yavaş yok edilmek isteniyor. Türkiye'nin ve dünyanın tüm demokrat güçlerini ve insan hakları savunucularını 12 Eylül'ün bütün gayri meşru sonuçlarının ortadan kaldırılması için mücadele etmeye çağırıyoruz. Sözen'den Ingiliz bakana vize sitemi DEVRİMCİ YOL DAVASI SANIKLARI ADINA Oğuzhan MüftüoğluNasuh Mitap Gözler ek (Baştarafı 1. Sayfada) bugün büyük bir olasılıkla bu rakamlann açıklanacağını kaydetti. Ankara Büromuzun haberine göre, Türkiye DemirÇelik tşletmeleri'nin Divriği ve Hekimhan'daki işyerlerini kapsayan toplusözleşme, Türk KamuSen ile Madentş Sendikaları arasında dün törenle imzalandı. İmza törenine Devlet Bakanı Cemil Çiçek, Devlet Bakanı Işın Çdebi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı İmren Aykut ile sendikaların yöneticileri katıldılar. Türktş Genel Sekreteri Emin Kul da Çeliklş'i desteklediklerini belirterek, "MESS'in yöneticilerini insafa, uzlaşmaya ve bizim gibi örnek sözleşme imzalamaya çağınyonız" dedi. Dün akşamki zelzele Dün saat 19.07'de tstanbulda çok şiddetli bir şekilde hissedilen ve halkta büyük heyecan yaratan bir zelzele olmuştur. Zelzele yalnız bina içlerinde bulunanları değil aynı zamanda sokakta bulunanları da ürkütmüş ve heyecana vermiştir. Halk, zelzele olur olmaz sokaklara fırlamış ve hemen akabinde zelzele merkezinin nerde olduğunu öğrenmek üzere telefonlara sarılmıştır. Kandilli Rasathanesi zelzelenin orta şiddette vuku bulduğunu bildirirken, Teknik Üniversite Sismoloji Enstitüsü çok şiddetli bir yer sarsıntısımn hissedildiğini beyan etmiştir. GEÇENYIL BUGUN Cumhuriyet 27 TEMMUZ 1988 Kurban Bayramı nedeniyle gazetemiz bugün yayımlanmamıştır. Türkiye'ye Dışişleri'nden sorumlu Devlet Bakanı olarak gelen Linda Chalker, artan iltica talepleri karşısında vize konulduğunu, ancak bu kararın da istemeye istemeye alındığını söyledi. Sözen'in İngiltere'nin uyguladığı vizeyi protesto amacıyla bu ülkeye gitmediğini ve oğlunu da eğitim amacıyla göndermediğini söylemesi üzerine Chalker, "Bu bizim sistemimizin gereği" karşılığını verdi. Sözen, "Şimdi, Başbakanımız, Dışişleri Bakanımız, İngiltere'ye gitmek isleyince, büyükelçinizin karşısına raı çıkacak" diye sorunca, Chalker, şunları söyledi: "Böyle bir şey labii olmaz. Başbakan ve Dışişleri Bakanı bizim elçimizin yanına gelmeyecek. ancak herkes, bizim ülkemize girmek için pasaportuna vize aldığım gösteren bir isareti koydurmak zorunda." DOSTLAR; Biz, halkımızın kültürel değerlerine sahip çıkanlar olarak Mersin'de baskıya maruz kaldık. Içişleri Bakanlığı'nın olağanüstü hal uygulamasının olmadığı yerlerde kültürel ve sanatsal etkinliklerde bulunmak için önceden izin almaya gerek olmadığına dair kararı varken ve gecenin emniyet müdürlüğunce 24 saat önceden iptalinin bildirilmesi gerekirken bildirmediklerinden dolayı bu tutumu protesto etmek demokratik değil midir? Polisin hiçbir uyarıda bulunmadan tekme tokat üzerimize saldırıp bizleri zorla alması ve bu tutumu protesto etmek için «İnsanlık onuru işkenceyi yenecek» şeklinde slogan atmamız insanca bir talep değil midir? Dün olduğu gibi bugün de bizimle paylaşacağınız şeylerin olduğuna inanıyoruz. GRUPY0RUM
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle