Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
NÂTO'da yenî yön arayışı Soğuk savaş nostaljisi ABD Başkanı George Bush, Batılı müttefikleriyle buluşmaya Brüksel'e giderken çantasında biraz da soğuk savaş dönemine özlem ve o dönemin izleri bulunuyor. anre jrann NATO'ya üye 16 ulkenin liderteri yann en üst düzeyde Belçika'nın başkenti Brüksel'de bir araya geliyorlar. Geçen yıl yapılan zirveden bu yana, hızla dejjişen ve dengeleri WASHINGTON Soğuk savaş bir çelişkiler yu farklılaşan dünyada Doğu ile Baü blokları arasındaki ilişkiler gözden geçirilecek. Lıderler ittifakın nereye gittiğini ve nereye gitmesi gerektiğini irdeleyecekJer. mağı idi. 7 Batılı ülke güvenliklerinin tehdit edildigi gerekçesiyle sıkı sıkıya birbinne sanlmış, nükleer tehlikenin de korkusuyla Doğu ve Batı Bloklan arasında ilginç bir ıstikrar doğnıuştu. Bu 40 yılhk zorunlu barış yıllarına "soğuk savaş" adı verildi. Sovyetlerdeki "Yeni diişiinceler" bu dengeyj alt üst edene kadar da kimsenin fazla bir şikâyeti olmadı. Sonra, bu kırk yıllık denge sarsılmaya başladı ve bugün yüzeyde"kısa menziBi nükleer fiize Zirvede DoğuBatı ilişkileri Zirveden ne çıkacağı krizi"ne aslında ise ittifakın yazgısı uzerinde cereyan eden tartışmalara gelindi. tahlil edilip teorikplanda bir CUMHURİYET/14 28 MA YIS 1989 WASHINGTON Kısa menzillifüzelerin modernizasyonunun 1991 'den sonraya £ ertelenmesini isteyen Kohl, bir adım daha atarak Sovyetler'le SNF'lerin indirimi için görüşmelere başlanmasını isteyince, NA TO içinde son yıllann ciddi krizi başladı. ULYA ÜÇER BONN ABD'nin NATO içinde en sadık müttefiklerinden Federal Almanya, kısa menzilli nükleer füzeler (SNF) konusundaki çıkışı ile ittifakın en ciddi krizlerinden birini başlatmış durumda. Federal Almanya Başbakaru Hdmnt Kohl, bir süredir içeride sürekli oy yitiriyordu. Kohl, kısa menzilli nükleer füzelerin modernizasyonunu kabul ettiği takdirde gelecek yıl yapüacak genel seçimlerde hiçbir şansının kalmayacağını anlayınca, bu yılın başlarında modernizasyon kararımn 1991'den sonraya ertelenmesini istedi. Kohl'ü güç durumda bırakmak istemeyen ABD ve tngiltere bu öneriyi kabul ettikr. Çünkü Kohl'ün seçimleri kaybederek yerini sosyal demokratlara terk etmesini iki ülke de istemiyordu. Ne var ki, Kohl'a gerek kamuoyundan gerekse koalisyon ortağı HürDemokratlar'dan yoğun baskı geliyordu. Bir savaş çıktığı takdirde 500 km. menzilli SNF'ler Alman topraklarında patlayacak ve Almanlar ölecekti. Kohl, bunun üzerine bir adım daha attı ve zaman geçirilmeden Sovyetler'le SNFlerin indirimi için görüşmelere başlanmasını istedi. Bu önerisi ile de NATO içinde son yılların en ciddi krizini başlatmış oldu. SNF'ler konusunda muzakere masasına oturulduğu takdirde, bu süahlann da orta menzilli füzeler (INF) gibi sıfırlanmasının gündeme gelebileceğinden korkan ABD ile lngiltere, Bonn'un önerisine şiddetle karşı çıktılar. Hollanda bu konuda ABD ile Ingiltere'yi desteklerken, Belçika, Norveç, Danimarka, ttalya, Yunanistan ve Portekiz Federal Almanya'nın yanında yer dldılar. ABD son zamanlarda tutumunu yumuşatarak, kısa menzilli nükleer füzeler konusunda ileride görüşmeler yapılabileceğini kabul etti. Washington, daha önce bu göriişmeleri hiçbir zaman kabul etmeyeceğini belirtmişti. Ancak, ABD verdiği bu tavize karsılık, Federal Almanya'nın da önemli bazı tavizler vermesini istiyor. Washington gerçi Bonnun SNFlerin modernizasyonu konusunda karannı üç yıl ertelemesini kabul etti. Ama buna karsılık, Bonn'un modernizasyon için araştırma yapılmasını desteklemesini istiyor. Kohl hükümeti ise bu öneriyi kabul etmiyor. İttifakın kilit ülkesi BöNN UFUK GÜLDEMİR Ittifakta sancılı zirve HADİ ULUENGİN mesini istiyorlar. Federal Almanya, Belçika ve Danimarka ise Mihail Gorbaçov'un samimi olduğu varsayımından yola çıkarak Batı ülkelerinin Sovyet liderine yardıma olması gerektiğini ve bu yüzden de askeri ve siyasi yaklaşımlannda artık eski katılığı bırakrnalan gerektiğini söylüyorlar. Öteki ülkelerin değerlendirmeleri ise bazen ve bazı konularda birincilere, bazen ve bazı konularda da ikincilere yakın. NATO içindeki "Federal Alman faktörii" ise Almanyaların lkinci Dünya Savası ertesiDdeki bölüıımüşlüğunde yatan özel konumdan kaynaklanıyor. Doğu ve Batı Almanya haJklan, bir gün yeniden aynı devlet sırurlan içinde buluşmak ütopyasını unutmuş değiller. Bu, özelÜkle demokratik ve özgür bir kamuoyuna sahip olan Federal AJmanya'da, hükümetlerin ileBrüksel zirvesinin "çıbanbaşıaı" oluşturan kısa menzilli nükleer silahlar (SNF) konusu ise Gorbaçov ve Federal Almanya faktörlerinin NATO bünyesine siyasi ve askeri planda yansıyışmdan başka bir şey değil. ABD'nin başını çektiği grup, Varşova Paktı'nın hem konvansiyonel hem de kısa menzilli nükleer silahlardaki ezici üstünlUğünden dolayı, NATO'nun elindeki SNF'lerin modernleştirilmesini istiyorlar. ABD, Avrupa'daki Amenkan askerlerinin ancak yaşlı kıtada Amerikan nükleer silahı olduğu sürece kalabileceğini belirtiyor. Diğer bir deyişle, nükleer şemsiye olmadan süngü kuvvetinin de olamayacağını söylüyor. Bu yüzden de SNFler konusunda Sovyetler Birliği ile müzakerelere oturulması fikrini reddediyor. Federal Almanya'nın başını çektiği görüş ise bunun tam zıddını oluşturuyor. Bonn'un yaklaşımı, NATO'nun yapacağı herhangi bir SNF modernızasyonunun Doğu Batı ilişkilerinde yeni bir gerginlije yol açacağı doğrultusunda. Almanya, bütün Avrupa1 nın nükleer silahlardan arındınlmasını öngören "sıfır seçenegine" açık kapı bırakıyor ve SNF'lere ilişkin müzakerelerin Sovyetler Birliği ile başlatılmasrnı istiyor. Federal Almanya'nın bu tutumu, hem yukanda sözünü ettiğimiz nedenlerden hem de bunun zıddı bir siyaset izlenmesi durumunda hükümetin kamuoyu desteğiııi kaybedecek olmasından kaynaklanıyor. NATO'nun kırkıncı yıldönümünde, Brüksel zirvesinden ne çıkacağı henüz bilinmiyor. Bu belirsizlik, ittifak tarihinin dönüm noktalarından birisine rastlıyor. Kesin olan şey, pazartesi günkü zirvenin NATO için yeni bir başlangıcı gündeme getirdiği. Bu başHartışılan füzeler Nükleer füzeler. özellikJe de kısa menzilli nükleer füze langıç, eski değer ve stratejilerin ler, Kuzey AOantık İttifakı içinde en çok tartışılan konu. Kısa menzilli nükleer gözden geçirilme ve NATO'nun füzelerin (SNF) modernizasyonu konusu da 2930 mayıs zirvesinin önde ge "yeniden yapılanma" sürecinin len tıbanbaşları' arasında bulunuyor. başlangıcı riye dönük politikalannı büyük ölçude etkiliyor. Dolayısıyla, Bonn, her yumuşamanın iki ülkeyi birbinne yaklaştıracagı, her gerilimin ise bunları birbirinden uzaklaştıracağı varsayımından yola çıkarak, NATO içinde en "pasifist" ulke durumuna geçiyor. Federal Almanya'nın söz konusu "pasifistligindrki" baska ve çok önemli bir nedeni ise Avrupa'da muhtemel bir savaş durumunda, bu savaşın ilk planda iki Almanya topraklan uzerinde gerçekleşecek olması oluşturuyor. Federal hükümetin bu politikası ise tttifak bünyesinde sürekli olarak Almanya'nın Sovyetler Birliği tarafından "Finlandiyaiılaştınlmasını" gündeme getiriyor. Bütün müttefıkler, Bonn'un NATO'ya olan büyük katkısından dolayı onsuz bir Avrupa siyasetinin belirlenemeyeceğinin bilincindeler. Bu yüzden de Federal Almanya'nın "Finlandivalılaştınlmasının" bütün Batı Avrupa için aynı sonucu doğuracağı görıişündeler. Dolayısıyla da Almanya'nın NATO içindeki "kilit ülke" konumu şimdi her zamankinden daha çok geçerli durumda. JŞRÜKSEL ABD Başkanı George Bnsh, Batılı müttefıklerin NATO'nun 40. yüı için biraraya geleceği Brüksel'e, hiç kuşku olmasın, bu duygulardan yoksun olarak gitmiyor. Hatta birazcık "soğuk savaş nostaljisi" bile var çantasında. Ne de olsa yeni dengelerin en zor durumda bıraktığı lider o; eski günieri özlemekte haklı: Türkiye'nin Mig 29'ları hızla iade etmediği, Federal Almanya'nın kendisine uzatılan her füzeyi kabullendiği günleri, Jaruzelski Polonyası'nı. Nerede o güzel soğuk savaş gunleri. Son kırk yıldır tüm ABD başkanlan Doğu politikaiannı iki kutuplu bir dunya dengesi üzerine kurmuştu. Bush, bu durumun ilk istisnası olmak zorunda. Yaşadığı güçlük, zaman zaman kamuoyuna yansıyan kararsızlık belirtileri bundan kaynaklanıycr. Kendisi de yakın çevresi de soğuk savaş kuşağına mensup. Sovyetlerle ilgili tüm bilgiler o dönemi sarmalayan siyasal atmosferin süzgecinden geçerek kendilerine ulaşmış. Bu bakımdan Sovyetlerin değiştiğini kabullenmekte güçlük çekiyorlar ve hatta buna inanmıyorlar. Daruşmanlan onu temkinli ve ağır davranmaya ikna ettiğinden ABD Başkanı, Gorbaçov'un inisiyatiflerine zamanında karsılık veremiyor ve kısa menzilli nükleer füze (SNF) bunahmında cörüldüğü gibi, önce " S N F k r i kesinlikle muzakere etmeyiz" deyip, iki gün sonra Almanlarla müzakere koşullan uzerinde pazarbğa başladığı durumlar ortaya çıkıyor. NATO'nun 40. yılı toplantılan bu bakımdan Bush'un liderlik vasfının sınavdan geçeceği bir platform olarak da beliriyor. konusundaki belirsizlik fıkir cimnastiği sürüyor.Kesin olan tekşey gerçekleştirilirken NATO'nun NA TO için yeni bir başlangıcın artık eskideğerve stratejileri gözden ve bir yeniden yapılanma sürecinin geçirilecek. gündeme geldiği. BRÜKSEL Nükleer füzelerin sallantısında ve on altı devlet ve hükümet başkanmın katılımıyla yann Brüksel'de başlayacak olan NATO zirvesi, hiç şüphesiz, önceden hayal edildiği gibi, kuruluşunun kırkıncı yıldönümünde Batı ittifakının "taçlandınldıgı" toplantı olmayacak. Liderler, oturum bitiminde, "çıbanbaşı" durumundaki kısa menzilli nükleer silahlar (SNF) konusunda bir "son an uzlaşmasına" varıldığını açıklayacak olsalar dahi, yine de NATO'nun yaşadığı bunalım sona ermeyecek. tttifak zirvesinde ABD Başkanı sıfatıyla ilk kez yer alacak olan George Bush, anlaşma olduğu takdirde, belki basın toplamısında, "Atlantik'in iki yakası arasındaki uyumdan biiyük memnuniyet duydugunıT söyleyecek. Ancak bu, Atlantik'in iki yakası arasındaki gediklerin gerçekte de kapandığı anlamına gelmeyecek. SNF'ler sorununun dışında, yeni Doğu Batı ilişkilerinin bütün liderler tarafından tahlil edileceği ve teorik planda önemli bir "fikir cimnastiğinin" gerçekleştirileceği doruk toplantısında, pratik sonuç ne olursa olsun, gözlemciler salı akşanu, soğuk savaş döneminde 'hür dünya'yı koruyabilmek için kurulmuş olan NATO1 nun, artık eski değer ve stratejilerini gözden geçirmek zorunda olduğunu belirtecekler. Pazartesi günü başlayacak doruk toplantısında odaklaşan çelişkilerin iki ana kaynağı mevcut. Bunlardan birincisini "Gorbaçov faktörü", ikincisini ise "Almanya sorunu" oluşturuyor. Zirvenin somut "çıbanbaşı" kısa menzilli nükleer silahlar konusu ise aslında bu iki nedene bağunlı ve bu unsurlann NATO içindeki pratik uzantısı durtımunda. "Gorbaçov faktöriinü", Sovyet Iiderinin ve onun uyguladığı iç ve dış politikalann Batı ittifakı ülkeleri tarafından değerlendiriliş biçimi olarak adlandırmak mümkün. Şematik bir açıklama yaparsak, bu değerlendirmede ABD, tngiltere ve bir ölçude Fransa, Sovyetler Birliği'ndeki olumlu gelişmelere rağmen "ihtiyalın eM«n bırakılmamasını" ve geleneksel NATO stratejilerinde henüz köklu bir dönüşüm gerçeklestirilme LONDRA Thatcher: NATO'nun şahini ISürekli 'taviz \vermemeyi'savunan ve I uzlaşmayayanaşmayan lİngiltere'yi, NA TO'da legemen olan 'nükleer f pazarlığa girişmeden önce konvansiyonel Isilah müzakerelerindeki duruma bakalım' şeklindeki görüş yalnız bıraktı. EDtP EMÎL ÖYMEN LONDRA tngiltere, Brüksel'de yapüacak NATO doruğuna şu görüşle gidiyor: "Sovyetler'le karada konuşlandınlan kısa menzilli nükleer füzelerin de azaltılması amacnla bir kez görüşme masasına oturursak, bu süahlann da tıpkj orta menzilliler gibi kaldınlması mü'mkün olacak. Araa o zaman Batı Avrupa'nın elinde. Fransa'nın bir avuç silahından başka kendini savunacak nükleer silah kalır mı? Avrupa yalandan mı nükleer silahtan annmış olacak? Ya Sovyetler'in elindeki luun menzilli silablar ne olacak?" fngiltere, elrafını saran tecrübesiz ve hevesli "geoçlere" ihtiyat, sükunet ve sağduyu aşılamaya çalışan tecrübeli ve yaşlı bir bilge gibi. Baş güvencesi Amerika bile Batı Almanya'nın "kısa menzilli füzeteri bizden alın" şeklindeki isteğine karşı çıkmadan, bu istemi buzdolabına kaldırma yolunu tercih edecek. Böylece sorun, "olmamış" sayılacak. O halde doruk öncesinde durum: "AJmanlan yalnız bırakmayalım, nükleer pazarlığa girişmeden önce, Viyana'daki konvansiyonel kuvvet müzakerelerindeki duruma bakalım." NATO'ya egemen oJan bu görüş, Ingiltere'yi yalnız bıraktı. Nasıi Avrupa Topluluğu konusunda tngiltere, sürekli kendi görüşünü vurguluyor ve başkalarıyla uzlaşmayı hiç düşünmüyorsa, NATO içindeki tartışma da aynı. Ama bunun bir yaran da yok değil. Brüksel'de eğer bütün NATO bir yana, tngdltere bir yana olacaksa, kısa menzilli füzeler konusunda bundan sonra atılacak adımlar için tngiltere, NATO'ya "daha bassas ve ihtiyatlı" adımlar atması için baskısını arttırabilecek. Başbakan Thatcher, NATO'nun en şahini ne de olsa. Bu da Avrupa güvenliği açısından elbette yararlı. Ama düğüm Lance füzelerinin ne olacağı konusunda. tngiltere, bu füzeler hakkında da çabuk karara varılmasını ve yerlerini alacak olan Lance2'lerin üretim ve konuşlandırma sürecinin hızlandırılmasını istiyor. Dünya kamuoyunun dikkatinden kaçan nokta, yeni füzelerin zaten konvansiyonel füze sisteminin geliştirilmiş biçimi olacağı ve bunların zaten imalat aşamasında olduğu. ÇiN'DE YENİ DEVRİM Liberallerin düzeni tutmadı. Deng, Kültür Devrimi'nden sonra bir kez daha halkın hedef tahtasında. Çin'de piyasacılığın acı bilançosu: Yolsuzluk, rüşvet, "sosyalist" yuppiler. Gorbaçov: "Ziyarete geldik, meğer sizde devrim varmış." Mao'nun karısına mektubu: "Halk sağcıları devirir." Çin'de "üçüncü halk devrimi" HASBAHÇE'pE VUKUAT VAR. SALTANATIN SON PERDESİ. URFALI ZENGİNLERİN SEMRA ÖZAL'A "HEDAYESİ": YARIM KİLO SOM ALTIN NE OLDU? MEHMET EYMÜR, ÖZAL SUİKASTI KONUSUNDA KİMDEN ŞÜPHELENİYOR? SHP'DEKİ KORKU: KOPMALAR OLACAK MI? DENKTAŞ: "DEVLETİ AIDS SARMIŞ" SOSYAÜST PARTİ'DEN İSTİFALAR KONUSUNDA BASININ YALANLARI CEMAL SÜREYA'NIN SÖZ SENARYOSU: "HAYVANURDA KIZLIK ZARI VAR MI? • Tarımda ANAP felaketi • Yargıçtaki inada bak: "Suçlu" suçsuzu kurtaramıyor. • İşçiler kurultaya hazırlanıyor • Polis aileleri soruyor: "Bugün kaç kişiyi dövdün?" • Matematikten artık korkulmuyor • Öğrenciler üniforma istemiyor • Peşmergeler karga mıydı? • Doğu Perinçek Çin'deki halk fırtınasını tahlil ediyor. • NATO: Soğuk savaşm gerginleşmesinden sonra, siyasi ve askeri bir pakt olarak 1949 yıhnda kuruldu. Türkiye ve Yıınanistan ı952'de üye oldular. Halen on altı üyesi var. Savaş da dahil olmak üzere, butün kararların oybirligi ile almması gerekiyor. • STRATEJİ: NATO askeri stratejisı, "cajdıncılık" ve "esnck ve kademeli mukabdc" ılkeleri üzerine kurulu. Bu, Varşova Paktı'nın konvansiyonel bir saldırıya geçmesi durumunda bile, NATO'nun nükleer silahlara başvurabileceği anlamına geliyor. Nedeni, Doğu ülkelerinin konvansiyonel kuvvetlerinin Batı'nınkilerden çok fazla olmasından kaynaklanıyor. • DOKTRİN: 1967 yılında kabul edilen "Harmel rapora", NATO'nun şu anda da işlerlik taşıyan genel siyasi doktrinini oluşturuyor. Özelliği, Batı'mn bir yandan kendi sa\unmasını güçlendirmeye özen göstermesi gerektiğini vurgulaması, bir yandan da Doğu ile işbirb'ğine gidilrnesi yollannın araştınlmasını ve silahsızlanmanın gerçekleştirilmesini öngörmesinden kaynaklanıyor. • KONVANSİYONEL SlLAH: Nükleer olmayan bütün silah kategorileri. Söz konusu süahlarda eşitlik sağlanması amacıyla, ocak ayından beri, Doğu ve Batı blokları arasında Viyana'da AKKUM görüşmeleri yürütüluyor. Burada bir anlaşmamn gerçekleşmesi için, Varşova Paktı ülkelerinin, NATO üyelerinden çok daha fazla indirirn yapması gerekiyor. • KİMYASAL SİLAH: Konvansiyonel silahlar kategorisine dahil olmasına rağmen, Cenevre ve Paris'te, bu tur süahlann ortadan kaldınlması için ayn müzakereler yürütulüyor. • NÜKLEER SİLAH: Atom ve hidrojen çekirdeği enerjisinin yarattığı bütün silahlar. Basltcalannı füze, uçak ve denizaltılardan atılanlar oluşturuyor. • STRATEJİK SİLAHLAR VE START: Menzili 5.000 km'den fazla olan kıtalararası nükleer silahlara verilen ad. Bu silahlarda yüzde elli ipdirime gidilmesi için, ABD ve Sovyetlet Birliği, START adı verilen müzakereleri Viyana'da sürdürüyorlar. • MODERNİZASYON: NATO SNFlerinin yenileştirilroesine verilen genel ad. ABD ve ittifak komutanlığı, 1995 yılından itibaren hurdaya çıkacak olan "Lance 1" füzelerinin, henüz proje aşamasında olan 470 km menzilli "Lance I I " füzeleri (FOTL) ve TASM adı verilen, bavadan karaya atılan seyir füzeleriyle yenilenmesini istiyorlar. • KISA MENZtLLt SİLAHLAR (SNF): Atış yetenegi 0500 km arasında değişen butün nükleer silahlar. Topçu bataryaları, mayın, füze ve seyir fuzelerini kapsıyor. Şu anda NATO'nun en önemli sorununu oluşturuyor. Batı'nın elinde, 88 tanesi füze olmak üzere (110 km menzilli Lance 1), toplara 4.600 SNF silahı var. Sovyetler Birliği'nin başlık sayısı 9.870. Bunlardan 1.608 tanesinı (70 km menzilli FROG, 300 km menzilli SCUD, 120 km menzilli SS21 SACARAB, 500 km menzilli SS23) nükleer füzeler oluşturuyor. • SIFIR SEÇENEGİ: Muhtemel görüşmeler sonucunda SNF'lerin Avrupa'dan tamamen kaldınlması olasılığı. ABD, bu ihtimalin NATO'nun "esnek ve caydına mukabele" siratejisini tehlikeye sokacağı ve Avrupadan Amerikan askerlerinin çekilmesine yol açacağını öne surüyor ve kesinlikle reddediyor. Başta Federal Almanya olmak üzere, Batı ülkelerinin bir bölumü bu seçeneğe açık. NATO sözlüğü PARÎS MATO'nun askeri kanadına üye olmayan Fransa, F.Almanya ile. ABD ve lngiltere arasındaki nükleer modernizasyon ihtilafında doğrudan m flB taraf olmamaya dikkat ediyor. Ancak tavrını da açıkça ortaya koyuyor. SABETAY VAROL PARİS NATO'nun askeri kanadına üye olmayan Fransa, müttefikler arası ihtilafta doğrudan taraf olmamaya dikkat ediyor. öte yandan Paris'in bağımsız nükleer vurucu güce sahip olması, bu ülke yöneticilerini ister istemez konuyla ilgilenmeye sevk ediyor. Fransa, kısa menzilli füzelere ilişkin blokiararası muzakere açılsın ya da açılmasın, kendi sahip olduğu nükleer füzelerin "muharebe" aracı olınadığını öne sürerek pazarlık konusu edilemeyeceği varsayımım savunuyor. Fransa'nın nükleer stratejisı NATO'nunkinden temelde ayrılıyor. ittifak esnek mukabele doktrinini savunmaya devam ederken Paris, "tek ihtar"lı vurucu güç stratejisini benimsiyor. Bu stratejiye göre, ülke saldırıya uğrarsa, yapılacak tek ve kesin ihtardan sonra Fransa nükleer silah kullanacak. Geçen perşembe günü, ikinci yedi yülık görev döneminin ilk basın toplantısını yapan Cumhurbaşkanı Mitterrand, kısa menzilli füzelerin sökülmesi anlamına gelecek "üçlii sıfır" çözümünün şimdilik çok uzak bir olasılık olduğunu belirtti ve Batıh ülkelerin Sovyetler Birliği'nden gelen silahsızlanma davetlerine karşı, temkinli davranmaları gerektiğini belirtti. Buna karsılık, François Mitterrand, NATO'nun kısa menzilli nükleer füzelerini yenileme çalışmalannın 1992'ye ertelenme karannın "bilgece" bir karar olduğunu belirtmeyi ihmal etmedi. Mitterrand sadece konvansiyonel silahlar alanında gerçekleşecek köklü uzlaşmalardan sonra, kısa menzilli füzeler konusunun pazarlık masasına getirilebileceğini de sozlerine ekledi. Gerçekten de, hafta sonunu George Bush'un tatil evinde geçiren Mitterrand'm, ABD'li ev sahibiyle nükleer silahsızlanma konusunda "tam bir görüş birliği" içinde olduğu iki ülke Iiderinin yaptıkları ortak bir basın toplantısıyla dünyaya duyuruldu. Ancak, Fransa'nın Sovyetler'den gelen silahsızlanma davetleri karşısmda ABD'den daha duyarlı olduğu ve Mitterrand'm, AT içindeki en yakın dostu Batı Almanya Başbakanı Helrnul Kobl'u içine düştiiğü güç durumda yalnız bırakmayacağı biliniyor. Nitekim Mitterrand Bonn'la Washington arasında uzlaşmanın rnumkün gözüktüğtınü gerek Paris'te gerekse Amerika'da olduğu sırada vurgulayarak, "araa" pozisyonunu benimsemekten kaçınmadığını kanıtladı. Krize 'kenardan' müdahale