17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/16 21 MAYIS 1989 Doğayı kirietene af yok ABD tarihinin en büyük petrol sızıntısına neden olan Exxon şirketine karşı, protesto gösîerileri yapılıyor. Şirketin perşembe gunu yapılan ilk hissedarlar toplantısında, yönetim kurulu başkanı, kazadarı duyduktarı büyuk üzünluyü dile getirirken, hissedarlar, yönetimi ilgisizlikle suçladtlar ve kazanın sorumlulannın hesap vermesi gerektığini söylediler. (Fotoğraf: AP/AA) Özalbugün Tuniıs'a gidiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Turgut Özal, Tunus Başbakanı Hedi Bakkuş'un resmi konuğu olarak 3 günlük Tunus gezisine bugün çıkıyor. özal'a gezisine bazı milletvekilleri, çeşitli bakanhk ve kuruluşlaruı üst düzey yetkililerinden oluşan bir heyet de katılıyor. Geçen salı günü, gezinin hazırlık çakşmalannı yürütraek üzere Tunus'a giden Sanayi ve Ticaret Bakanı Şiikrii Yurür başkanlığındaki Türk heyetinin Özal'ı havaalanında karşılayacağı bildiriliyor. Ulaştırma Bakanı Cengiz Tuncer ise Avrupa Ulaştırma Bakanlan Konferansı Konsey Toplantısı'na katılmak üzere yarın Ingiltere'ye gidiyor. DGM savcılan hakkında kovuşturma Çikolata Eyfel Eyfel kutesinin 100. yaşını kurJamak amacryta çikolatadan yapılan bu kocaman Eyfel kulesi maketi, Singapur'da bir otelin lobisine yerteşrjrildi. Turistler tarafından büyuk ilgi gören maket, 7.2 metre yüksekliğinde, 1.600 kilo ağırtığında ve beş aşçının dört haftalık emeğinın sonucu ortaya çıkmış. (Fotograf: Reuter) Batı Yabancı düşmanlığı lanetiendiBeriin'de bir Alman tarafından geçen hafta bıçaklanarak öldürülen 24 yaşındaki Utuk Şahin'in anısına bir gösten düzenlendi. 1000'e yakın kışinin katıldığı gösteride, yabancı düşmanlığı lanetiendi. (Fotoöraf: AP/AA/Metin Yılmaz) ANKARA (Cnmhuriyet Bürosn) Keyfı olarak gözaltına alındığıru ve hücreye konulduğunu öne süren yazar Yalçın Küçük'ün Adalet Bakanı Oltan Sungurlu'ya başvurusu üzerine Ankara Cumhuriyel Savcüığj'nın, DGM sava yarduncıları Mete Yüksd ve Ülkü Coşkun hakkında kovuşturma başlattığı bildirildi. Toplumsal Kurtuluş Dergisi'nden dün yapılan acıklamada, Ankara Cumhuriyet Savcılığı'nın şikâyetçi Yalçın Küçük'ün ifadesine başvurduğu belirtilerek bundan sonra da haklannda şikâyet olan DGM savcı yardımcılarının ifadesinin alınacağı kaydedildi. Açıklamada, Yalçın Küçük'ün neredeyse her ay gözaltına alındığına dikkat çekildi. HABERLERİN DEVAMI Sol kimlik arayışında (Baştarafı 1. Sayfada) sürüyor. Gözlemcüer uluslararası sosyal demokrat harekette Olof Palme, WiBy Brandt ve Brnno Kreisky işbirliğinin ve önderliğinin simgelediği bir dönemin kapanmakta olduğuna işaret ediyor. Yeni dönemde uluslararası sosyal demokrat harekette "ideolojinin" giderek azaldığından, sosyal demokrat partilerin "yeni bir kimlik" arayışında olduğundan soz ediliyor. Sosyal demokrat ve sosyalist partilerin birçoğunda program tartışmalan sürerken Sosyalist Enternasyonal'in de 1922 haziran tarihleri arasında Stockholm'de toplanacak olan kongresinde yeni bir "bkeier BildirisTni görüşüp kabul etmesi bekleniyor. Sosyal demokrat ve sosyalist partiler için bir ortak programdan ziyade, bir ortak ilkeler deklarasyonu niteliğinde olan bildirinin taslağı W illy Brandt başkanlığındaki bir çalışma gnıbu tarafından hazırlandı ve görüşleri alınmak üzere üye partilere gönderildi. Bu yazıda, çalışma grubunun hazırladığı taslakta yer alan çözümleme ve görüşleri, çalışma grubunun tsveçli üyesi Mats HeUström'ün tsveç Sosyal Demokrat Partisi'nin teorik organı Tiden Dergisi'nin 1989 yüı ikinci sayısında yayımlanan yazısından yararlanarak aktaracağız. şıyor. Ama aym şekilde sorunlara uluslararası çözümler bulmak için olanaklar da artmış dunımda. 1970'lerin ortalannda yaşanan petrol krizinden bu yana dünya ekonomisinde meydana gelen değişmeler, özellikle 1980'Ierde teknolojik gelişmelen bugüne değin görülmemiş ölçüde hızlandırdı. Ekonomiler bugüne kadar görülmedik ölçüde birbirlerinden etkilenir hale geldiler. Petrol fiyatlannda, döviz kurlannda ve borsa degerlerinde meydana gelen değişmeler hemen tüm ülkelerde etkilerini gösteriyor. Mikroelektroniğe dayab enformasyon teknolojisi, dünyanın her yerine bir kitle külturünü yayıyor. Şirketler ve finansman gittikçe uluslararası bir nitelik kazanıyor ve çokuluslu şirketlerde alınan kararlann etkileri hızla her yerde hissediliyor. Brandt grubuna göre, yaşanan bu değişiklikler en az Birinci Dünya Savaşı öncesinde laissezfaire kapitalizmden tekelci kapitalizme ve emperyalizme geçiş kadar köklü ve dramatık gelişmeler. ikinci Dünya Savaşı sonrasının, dünyanın iki süper devletin nüfuz alanlan arasında bölünmesine dayanan iki kutuplu sistemi sarsılmış bulunuyor. Japonya ve öteki Uzakdoğu ülkeleri gibi yeni sınai ve ekonomik güç merkezleri ortaya çıktı. Başka tür bir uluslararasüaşma, bütün insanlıgın nükleer silahlarla yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunması. Ozon tabakasının delinmesi, iklim değişiklikleri ile çevre kirlenmesi de dünya çapında bir tehdit haline geldi. Demokratik sosyalizmin değerler sistemi, uluslararasılaşmanın doğurduğu sorunlarla başa çıkmada öteki politik felsefelere nazaran çok daha elverişlidir. şeye bağlıdır: Eskiye göre daha güçlü ve serbest bir kuzeygüney ticareti ve güney ülkelerinin kendi aralannda ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi. Birçok gelişmekte olan ülke için sanayi ülkelerindeki ticaret engellerinin yıkılması ve korumacılığın azaltılma.sı büyük önem taşımaktadır. Ama en yoksul ülkeler için yardımlar yoluyla önemli ölçüde kaynak transferine ihtiyaç vardır. OLAYLARIN ABDENDAKI Kitlesel göç Yeni mikroteknoloji birbirlerinden çok uzaktaki insanlar arasında yaygın ilişkileri raümkün hale getiriyor. Yığınlarla insan kıtalar ve ülkeler arasında seyahat ediyor; aynı şekilde AIDS gibi ciddi hastalıklar da yayılıyor. İkinci Dünya Savaşı'nm sonundan bu yana meydana gelen yüzlerce çatışma ve savaş, özellikle azgelişmiş ülkeler, fakat aynı zamanda kıtalar arasında trajik sonuçlar veren kitlesel göç olaylarına yol açtı. tşsizlik nedeniyle azgelişmiş ülkelerden sanayi ülkelerine dogru göç, birçok ülkede kültür hayatını derinden etkiledi. Yeni sorunlar "Brandt Grubu" tarafından hazırlanan taslak, son yıllarda Batı Avrupa toplumlarında köklü değişmeler meydana geldigi noktasından hareket ediyor. Taslağa göre, hızlı toplumsal değişmenin beraberinde getirdiği sorunlar, bugüne kadar olduğundan çok farklı bir ölçüde uluslararası nitelik ta Sosyal demokrasiyi muhafazakâr ve liberal ideolojilerden ayıran temel nokta, özgüriük, eşitlik, dayanışma ve demokrasi değerlerinin birbirlerine bağımlılığuıı vurgulamasında yatmakta. Sosyal demokrasinin sağdaki muhalifleri bireyin özgürlüğü adına toplumda adalet, eşitlik ve dayanışmayı Çevre kirliligi bir kenara itiyor. Sosyal demoİcYoksulluk gibi çevre kirliligi de rasinin soldaki muhalifleri komütkileme çöztim uluslararası önlemler alınmasım Brandt ürubu'nun hazırladığı nistler ise eşitlik ve dayanışma adı gerektirmektedir. Yoksul ülkelerin taslak, bu gelişmelerin neden ol na özgürlüğü ortadan kaldırıyor. kendi başlanna çevre sorunlarını duğu bir ikilemi vurguluyor: Bir Tarıhsel açıdan baküdığında, çözmeleri beklenemez. Çevre kiryanda ekonominin uluslararasılaş sosyal demokrasinin gelir dağılı liligi, önümüzdeki yirmi yıi içinması. Öte yanda bu uluslararası mında ve yasam koşullannda eşit de yeryüzündeki hayvan ve bitki laşmaya ayak uyduramayan poli lik sağlanması yönündeki katkıla türlerinin yaklaşık beşte birinin tatik yapılar. rı, birçok ülkede demokratik ge mamen ortadan kalkma tehlikeBu durum bütün ülkeler için as lişmeyi mümkün kılmıştır. Dün siyle karşı karşıya olduğunu göskeri, çevreyle ilgili ve toplumsal çe ya çapında demokratikleşmeyi termektedir. Bu durum, ancak şitli tehlikeleri beraberinde getiri gerçekleştirmek; dünya toplumla uluslararası katkılarla önlenebilir. yor. Oysa, uluslararasılaşma, kül nnın dünyanın karşı karşıya oldu Doğal çevrenin tahribinin önlentürler ve toplumlar arasında da ğu tehditleri göğüsleyebilmesi için mesine yönelik büyük projelerin ha iyi işbirliği için olanaklar da de buna benzer bir yaklaşıma ge fınansmam için bir kaynak askeri harcamalardan yapılacak kısınyaratmakta. Bu olanaklann de reksimi vardır. tüardır. Uluslararası ilişkilerde yağerlendirilebilmesi için demokratik sosyalizmin özünü oluşturan, Kuzey ile güney ülkeleri arasın yılmakta olan yumuşama ortademokrasi, eşitlik ve özgurlük gibi daki karşılıklı bağımlılık gittikçe mında, kaynakların askeri amaçiikelerin uluslararası ışbirligıne te daha büyük bir önem kazanmak lardan gelişme amaçlarına kaydımel oluşturması. tadır. 1970'lerdeki petrol krizinden nlması mümkün olmalıdır. Kaba Dünyanın karşı karşıya olduğu sonra birçok sanayi ülkesinde uy bir hesapla askeri harcamaların çeşitli tehditleri alt edebilmesi için gulanan muhafazakâr istikrar ön altıda biri çevre sorunlarının büsöz konusu uluslararası işbirliği lemleri azgelişmiş ülkelerin ihraç yük ölçüde giderilmesine yeteceknin yapılması zorunlu. Bildiri tas mallanna olan talebi azaltarak bu tir. lağında aynen şöyle denmekte: ülkelerde işsizliği arttırmıştır. BuYeni teknolojiler çalışma koşul"İnsaalık aiiesinin dayanışması na karşıhk, azgelişmiş ülkelerin lannın daha insani bir hale getiartık ütopik bir rü>a değil, pratik borç krizi sanayi ülkelerinin mal rilmesi, daha anlamlı işler yaratıllanna olan talebi azaltmış, sana ması ve çalışanların kararlara kabir zorunlnluk." yi ülkelerinde milyonlarca kişi işi tılmasını sağlamak için büyük ni kaybetmiştir. 2000'e program olanaklar vaat etmektedir. Ancak Sosyalist Enternasyonal'in Taslağa göre, 1990'larda dünya bu, tüm dünyada teknolojinin ya2000'lerde uygulayacağı progra ekonomisinin kendini toparlaması rarlannı değerlendirecek olan kunun taslağı şu noktayı vurguluyor: ve iş olanaklanmn arttınlması iki rumlann oluşturulmasım gerektirir. Bunun için gelışraekte olan ülkelerin yeni teknolojiler geliştirmelerinin teşvik edilmesi şarttıı. A Ğ I Y A Z I D I Z I S i HASRAHÇEDE SONBAHAR Bekir Coşkun Hanedan'ın ilk günlerinden bugünlere herşeyi araştırdı... ve bütün açıklığı ile yazdı: HASBAHÇEDE SONBAHAR Papatyaların Almanya'da otelden kovdukları bakan kimdi? Semra Hanım, Özal'a niye "Boşanahmf dedi? Özal'ın karşısına dikilen ve "Çek vur beni!" diyen belediye başkanı kimdi? 0 önemli görev niye MİT'e değil de, yeraltı dünyasına verildi? Papatyalar 150 milyarlık krediyi nasıl aldılar? Korkut Özal Konut'tan niye kovuldu? ... ve birinci parti durumundaki ANAP'ı "buçuk parti" durumuna getiren daha bir çok gerçekler... Bekir Coşkun yazdı... ağır bir dizi oldu! Türkiye'nin gündemini belirleyecek, dengelerini sarsacak bu yazı dizisini mutlaka okuyun...mutlaka! .• AĞIR YAZI DİZİSİ HASBAHÇEDE SONBAHAR SABAHTA ! Ele alınan başka bir konu, kadınerkek eşitliği. Taslağa göre, azgelişmiş ülkelerin kalkınmasının zorunlu koşullanndan biri kadınlann durumunun güçlendirilmesi. Bu, kuzey toplumlan için de önem taşımakta. Bildiri taslağma göre, uluslararasılaşma, ortak güvenlik kavramını gündeme getirmektedir. Günümüzde dünya toplumlan ekonomik ve sosyal anlamda birbirlerine daha çok yaklaşmışlardır, ama işbirliği ve dayanışma alanında durum bu değildir. tşyerlerinde ve ülkelerde demokratikleşme, ancak sosyal ve ekonomik eşitliğin sağlanması yolunda atılan adımlarla birlikte gerçekleştirilebilir. Tüm bunlar kısa zamanda ulaşılabilecek hedefler değildir. Ancak eğer insanhk 21. yüzyılda da ayakta kalmayı istiyorsa bu yönde atılacak adımlar hayati bir önem taşımaktadır. tnsanlık şimdi hem çok bü>1ik sorunlarla hem de büyük olanaklarla karşı karşıyadır. (Baftarafi I. Sayfada} ekonomide şaşkınlık başkente egemen olmuştur. tleri sürüldüğüne göre ülkede işçilere, memurlara, tarım kesimine "bir şeyier vermek " enflasyonu pompalamaktadır. Gerçekten böyle midir? Hayır; hızlı kalkınma ile enflasyon arasında doğrudan bir nedensonuç ilişkisi yoktur. Emekçîye ve üreticinin payına düşeni vermek de ekonominin dengelerini bozmayabilir. Bunun kanıtı da ortadadır. özal döneminde işçi ücretlerinde ve memur ayltklarında saptanan gerileme apaçık ortadayken, enflasyon düşmemiş, azgınlaşmış; kalkınma hızı da düşmüştür. 1980'lerden bu yana ekonomide parasal önlemlerle her şeyin üstesinden gelineceğine dönük bir inanç ülkemizde egemen oldu. Üretim unutuldu. 1^0'lara gelirken içine düştuğümüz durumun en çarpıcı gerekçesi budur. Parasal önlemlerin de ekonominin yönetiminde önemi elbette yadsmamaz, ama salt bu tür araçlarla basanya ulaşmanın olanaksızlığı ortaya çıkmıştır. Ekonomideki yamlgıların yarattığı karışık ortamda tehlikeli bir önyargı da "seçim ekonomisi" deyiminden kaynaklamyor. Bu deyim yanlış yorumlanabilir. Ekonominin dengeleriyle demokratik rejim arasında bir çeliski olduğu kanısı yaratabilir. Çünkü bugünkü ekonomik çöküşün nedenlerini özal yönetiminde sık sık seçim ve referandum yapılmasına bağlayanlar eksik değildir. Seçim, ekonominin düşmanı mıdır? Eğer aklı başında bir hükümet adamı, seçimi ille de kazanacağım diye her şeyi göze almazsa ve iktidar hırsını her şeyin üstünden tutmazsa, ekonominin dengeleri neden bozulsun?.. Sonuçta ANAP iktidan, ekonomide uğradığı başarısızlığı örtmek için gerçek dışı bir dizi açıklamayı Sayın Özal'ın ağzından ve televizyondan yaymaktabileriz ki bu tür propaganda, ekonominin iyileşmesiyle demokrasinin gerçekleştirilmesi arasında çelişki bulunduğu kamsının yayılmasına yol açmaz, Çünkü kimilerine göre "19801983 arasmdaki dönemde ekonominin derlenip toparlanması otoriter yönetimin basansjdtr." Bu tür yamlgılan doğru sayanlar, Batı'da sosyal adalet ve demokratik özgürlükler ortamında işleyen ekonomilerin nasıl başan kazandıklarım açıklamak zorundadırlar. GERÇEK UGUR MUMCU (Baftarafi 1. Sayfada) GOZLEM solcu aydınlarımızın da arasındadır. (Yön, 20 Aralık 1961, s:13) TRT eski genel müdürlerinden Prof. Tunca Toskay da aynı bildiriye imza koymuştu. TRT ekranları işçj gösterilerine kapalı, kadrolan, dönek Marksistlere açıktır. Son örnek, "bizim NurTtfır. Günümüzde "döneklik" bir çeşit moda ve hüner sayıldığından, Tekirfm adaylığı bu nedenle de uygun görülmelidir. Tekin, bu açıdan da tekindir. Nedim Tekin, milliyetçi ve muhafazakâr tavukçuluk Profesörü Şaban Karataş'm TRT Genel Müdürlüğü döneminde kurumda, Genel Müdür Program Yardımcılığı ve Dış Yayınlar Daire Elaşkan Vekilliği gibi etkin görevler üstlenmiştir. Tekin, bu görevlerde, devletin bütün kurumları ile bütünleşmiştir. Nedim Tekinr\n imzasını taşıyan 6 Mayıs 1976 gün ve 20 sayılı tç sirkülere, dilerseniz kısaca göz atalım. Turkrye'nin Sesı Radyosu'nun belirienen yaytn amaçlanna ters düştuğü için Türkiye'ye guven ve inancı sarsıcı, karamsarlık, umutsuzluk yaratıcı, yıldırıcı, bezdirici.. Türk devletini zaa içinde gösteren iddia ve olaylara, kim tarafından söylenmiş ya da yaratılmış olursa olsun, yer verilmeyecektir. TeMn'in bu sansürcü yayın anlayışı hemen uygulanmış; CHP ve DP sözcülerinin açıklamalan çöp tenekelerine atılırken MHP Genel Başkanı Alpaslan Türkeşr\r\ acıklamalarına en geniş ölçülerle yer verilmiştir. Tekin, bu açıdan, tam Özal'a uygun bir adaydır. Karataş yönetiminin etkili yöneticisi Nedim Tekin'm dış yayınların sorumluluğunu üstlendiği günlerde dış yayınlar, TRT haber birimlerinde görevli olanlarca değil, kurum dıştndan seçilen kişilere yaptırılmıştır. "Neden?" diye sorrrjayın. Tekin, kurum dışından, kendisine uygun bir "tekin kadro" bulmuş ve dış yayınları bu tekin kadroya, "taşeron usulü" ile teslim etmiştir. Nedim Tekin, ANAP iktidan için bu açıdan da bulunmaz bir adfeydır. O günlerde, bu uygulamalara karşı çıkan Yurtdışı Yayınlar Dairesi Haber Yayınları Şube Müdürü Fadıl Taylan hakkında Nedim Tekirfm Genel Müdür Karataş'a yazdığı 3 Haziran 1976 günlu yazısına da göz gezdirelim. Tekirfm "ihbar" nıteliğindeki bu yazısında Fadıl Taylan'm, "Baz parti yetkililerinin parti gömşlerini aşarak devletimiz hakkında çiz dikteri karanlık tabloyu, mümkün olan genişlikte ve derinlikte yurtdışına" aktardığı ileri sürülmüş. Eski solcularımızdan Nedim Tekin, cephe hükümetleri döneminde, Demirel, Feyzioğlu ve Türkeş'm dışındaki siyasal parti sözcülerinin acıklamalarına "sansür koyma" yetkisini kendisinde bulmuştur. Ülke sorunları hakkında hangi açıklama devletin yüksek çıkarlarına uygun, hangisi değil, bunları en iyi bilecek olan Nedim Tekin'den başkası değildir. Boylesine sansürcü bir yayıncının Özal için pek öyle kolay kolay bulunamayacağı kanısındayız. Devleti ve milletiyle bölünmezlik ilkesine.. Atatürk ilke ve inkılaplarına.. 12 Eylül ruh ve felsefesine.. muhafazakârlığa.. liberalltğe.. milliyetçiliğe.. 24 Ocak kararlarına tıpatıp uygun; hem çağdaş hem muhafazakâr hem de ilerici bir adaydır Tekin. Bu görev için Tekin'den başkası tekin değildir! BEZMİ KARATAŞ TRT'nin eski genel müdürlerinden tavukçuluk Profesorü Şaban Karataş, şu "Bezmi Âlem Üniversitesi" konusunda bir kıtap yayımlamış. Kitapta bana da veryansın ediyor. Anımsayacaksınız, Bezmi Âlem Üniversitesi ile ilgili vavımlar yapmış bu arada, mütevelli heyet üyelerini de tek tek tanıtmıştım Bu üyelerden biri, Doç Kemal Çevikiı. Çevik, 1968 oğrenci olaylan sırasında Ankara Hukuk Fakültesı'nı işgal eden ulkucü öğrencilerin lideriydi. Çevik'm seruveni de bu köşede anlatılmıstı. Karataş, bu yayımlar ile ilgili dehşetengız yanıtlar veriyor; verirken de benim "Bolşevık"(\) olduğumu da hemen kanıtiıyor Bolşeviklerin bir kısmı da ANAP'a sızmış, Özal'a "transformasyon" gıbi gereksız sözlerı de kullandınyorlarmış Sübversif faalıyetlerı, komünıstler, kapıtalistler ve Siyonistler yaparlarmış, zaten bu komünıstler, "detant hikâyeleri" ile dünyayı yanm asırdan beri uyuşturmuşlarmış. Allah, Allah! Sonra? Meğer, efendim, Kemal Çevik, benimle, hukuk fakültesinde "Talebe Cemıyetı Başkanhğı" ıçın çekişmış, ben seçimi kaybetmişim, Çevik kazanmış, bu yazıları bu nedenle yazıyormuşum. falan, fılan. Benim öğrencilik yıllanmda, Hukuk Fakültesı Öğrenci Başkanhğı seçımlerine gırdiğim doğrudur. Bu seçımlerde Çevik aday değikli, belki o tarihte öğrencı bile değildı. Seçimleri kaybetmedim; kazandım. Öğrenci Dernegi seçimlerine 1963 yılında girdım. Çevik'm fakülte basması tarihi ise 1968'dır. Aradan demek kı beş yıl geçmış. İnsan, hiç olmazsa, kitap yazarken, Bolşeviklık konusundakı görüşleri nı bu yaştan sonra ilerletemez. ama mütevelli heyet üyesı Çevıkrm öğrenct Dernegi seçimlerine hangi tarihte gırdığıni telefon edıp öğrenır. Atma Şaban Hoca, din kardeşıyiz!.. Erzıırum sallandı ERZURUM (Cumhuriyet) Erzurum ve çevresi dün gece sallandı. Gece 23.45 sıralarında meydana gelen ve Rihter ölçeğine göre şiddeti 5.1 olan deprem, bölgede heyecan yarattı. Deprem, Erzurum raerkez, Aşkale ve Çat ilçeleriyle Erzincan ve Gümüşhane illerinde de hissedildi. Kandilli Rasathanesi yetkilileri depremin merkez üssünün rasathaneye 1.100 kilometre uzaklıkta olduğunu bildirdiler. Depremde can kaybı olup olmadığı belirlenemedi, ancak AA muhabirlerinin illerin valileri ve ilçe kaymakamlanndan edindiği ilk bilgilere göre depremin can ve mal kayl ına yol açmadığını duyurdu. KAHTAUZM AŞKI OLDURUYOR Kapitalizm kadını işportaya düşürdü. Şimdi de bütün işporta mallarını kadın cinselliğine boyayarak satıyor. Arabada, tuzlukta, kalemlikte, gazoz açacağında, sehpamasakoltukta, gece lambasında, yediğiniz kurabiye piliçte, kül tablanızda ya göğüs ya da kalça! Kapitalizm beyin ve yüregi cinsel organa dönüştürüyor. Erkeğin duyguları da piyasada! DOGU'DA KITLE HAREKETI, HAKKARI'NIN KÜÇÜK GENERALLERİ ^ ANAP RUH ÇAĞIRIYOR. TÜRKİYE'Yİ GÖRÜNMEZ EL YÖNETİYOR • DENKTAŞ'LA AÇIK AÇIK: KIBRIS, TARİKAT, UYUŞTURUCU, ASİL NADİR... • FBI, IÜMBİÜM TANIMAZ • • Anayasa Mahkemesi'nden sosyalizme güvence • TKPML'den aynlan Devrimci Partizan'dan Açık Mektup • Dr. Steinbach: "Askerler islam'ın yolunu açtı" • İşçiler Özal'a helâl dedirtti ya sendikacılar... • Artık kaza olsa da ölen olmayacak • İntifada ve Filistin feministi • ZÖlümsüz. Politıkanın Z'si. Sinemanın? • Fatoş Güney Cannes'da ne dedi? • Cemal Süreya'nın kalemınden Şinasi Özdenoğlu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle