27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURtYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER konuyu sürekli gündemde tutabilmek, dünyamız için gerçekten büyük önem taşıyor. Bilelim ki gelecek hiç de aydınlık görünmüyor. Yine bir Dünya Ormancılık Günü'nde "Orman Bakanlığı Neden Gerekli" başlıklı bir yazımda (21 Mart 1985, Cumhuriyet) ülkemiz yönünden ormansızlaşmanın görünümünü ve sonuçlanm dile getirmeye çalışmıştım. Bugün yineleme de olsa, özetle şunları söyleme zorunluluğunu duyuyorum: Ülkemiz arazilerinin yüzde 79'unun eğimi (meyli) yüzde 10'dan fazladır ve bir mil karedeki alanda yılda, denizlere taşınan verimli toprak ortalama 1800 tonu aşmaktadır. Bu sayı Kuzey Ame? rika'da 245 ton imiş! Bilmemiz gerekir ki bir santim kalınlığındaki toprak tabakası 400 1000 yılda olusabilmektedir. Bunu 6.5 yıl gibi kısa bir sürede yitiriyonız da, önleme dikkati çekince, ilgisizliğe itiliveriyoruz... Isviçre'de bir hektar orman toprağından 2000 ton içme suyu alınabilirken, yılda yağışlardan 518 milyar ton su alan ülkemizde bunun sadece 4 milyar tonu yer altına geçebiliyor, 514 milyar tonu ise taşı toprağı da sürükleyerek, tanm ve yerleşim alanlarına sayıyla ölçülemeyecek can ve mal zararları da vererek, daha uyanmayacak mısınız? diyerek, barajlara ve denizlere taşınıyor. Orta Avrupa'da bir barajın ömril binli yıllara uzanırken, sürüklenip birikenler yüzünden bizde 100 yüı aşacağını sanmıyoruz. örneği Çubuk Barajı... Su, toprak, bitki dengesi ülkemizde alt üst olmuştur. 1950 yıhnda 14 milyon hektar dolayında olan tanm alanı 1982'de orman ve mera alanlan zaranna genişleyerek 28 milyon hektara ulaşmıştı. Bu tanm alanlannın ise en az yüzde 70'i erozyon, direnaj, çoraklaşma, hatta sanayinin altyapı alanına dönüşme yüzünden tanm alanı niteliğini yitirme durumuyla karşı karşıyadır. çıktığı görülecektir. Bu gidişin sonu ne olur? Milyarlarca yıl içinde dünyamız bir denge oluşturmuş, atmosferde şu şu oranlarda, yaşam için en uygun gazlar belirmiş. O yıllarda ağaçlar, bitkiler doğarun akciğeri olarak insandaki kan dolaşımıyla kanın temizlenmesinin benzeri olarak karbondioksiti oksijene çevirme işlevini dengeli ölçüde yapabiliyorlar, hava kirlenmesi de, doğa kirlenmesi de yok... Daha sonra ne oluyor? örneğin doğadaki dengenin gereği olarak yer altında kalmış kömürleri, petrolü (masallarda olduğu gibi şişesinden çıkmış dev örneği) guya insanlığın hizmetine dengeyi koruma önlemlerini almadan veriyoruz. Bunun dogal sonucu olarak da atmosferdeki karbondioksit ve benzerleri oranı alabildiğine yükseliyor. Yükseliyor, çünkü bunu oksijene dönüştürecek yeşil örtüyü, ağaçlan da o oranda arttıracakken tersine azalttıkça azaltıyoruz. İnsandaki kirli kanın akciğerde temizlenip kalbe dönmesi gibi bir denge kurulamayınca, ormanlann doğanın akciğeri olduğundan habersiz kalınca ne oluyor sonunda? Daha birçok zararb etkilerin de katkısıyla kutupîardaki ozon tabakalan zayıflıyor, oksijenle beslenip ozonlaşamıyor, hatta salt oksijene dönüşüp hovardaca harcanıyor ve deliniyor. Atmosferdeki oksijen karbondioksit oranı dengesi karbondioksit yaranna bozuluyor, bozuluyor... 21 MART 1989 Sömürgeciliğe, teslimiyete ve ihanete karşı direnmek yaşamaktır şianyla karşı koyan Uyanma ve Uyarma Günü Dünyadaki yaşam için kötü son şimdiden belli. Yaşam felce uğramakta, tüm canlılann sağlığı tehlikede. Doğa bağışlamıyor, bilinçli ilgi ve yardım bekliyor. tşte kutupîardaki ozon tabakası olayı ortada. Bu gidişe dur demek için dünya çapında örgütlenmek gerek. Eğer doğal dengeyi tekrar kuramazsak bilelim ki dünyada yaşam son bulacak. Dilerim bugünkü Dünya Ormancılık Günü, insanlık uyanır. H . A V N İ U S L U O Ğ L U Orman Bakanlığı Emekli Müsteşar Yard. tsviçre'nin Zürih kentinde 1974 yüında yapılan uluslararası bir toplantıda, dünyamızda her yıl 18 milyon hektar (ki ülkemiz ormanlarının hemen hemen tamamına yakın bir alandır) ormanın tahrip edilmekte olduğu ve doğal dengenin bu denli bir bozulmayla karşı karşıya bulunduğu saptatunış, belgelenmişti. Doğal dengenin yer yer de olsa artan bir hızla bozulması, sadece yöresel zararlar vermekle kalmamakta, bundan tüm dünya etkilenmektedir. Bu acı ve korkunç gerçek, ormanlann ülkeler için değil, tüm dünya için önemini büyük halk kitlelerine aktarma zorunluluğunu doğurdu. Ülkemizin de üyesi bulunduğu Avrupa Tarım Konfederasyonu (CEA) ekim 1961'de yapmış olduğu toplantıda bir "DÜNYA ORMANCILIK GÜNÜ" saptanmasını karara bağladı. Bir yü sonra da Roma'da düzenlenen Birleşmiş Milletler Gıda ve Tanm örgütü (FAO) toplantısında bu öneri, örgüte üye olan devletlerce de desteklendi; kuzey yanm kürede ilkbaharın, güney yarım kürede sonbahann ilk günü olan 21 mart günü "DÜNYA ORMANCILIK G Ü N ü " olarak kabul edildi. lannı, henüz önlem alma olanağı tamamen kaybedilmemişken, bütün çıplakhğıyla sergileme çabası ve heyecanıyla dile getirilecek bir gündür. Dünya Ormancılık Günü'nün amacı şöyle özetlenebilir: Dünya orman varhğının büinebilen gecrniş yıllardan bu yana hızla azalan görünümü sergileme, özelliklerini ve önemini geniş halk kitlelerine yansıtma, Ormanlann maddi ve manevi yararlannın yanında, doğayı koruma, rekreasyon yönünden yaptıkları hizmetleri açıklama, Ülkelerin genel orraancıhk çalışmalanru duyurma, ÇevTe sorunları içinde ormanın ve doğa insan ilişkilerinin, özellikle erozyon konusunun dünyada ve ülkemizdeki önemini vurgulama, Orman ürünlerine dünya çapında duyulan gereksinim ile orman kaynaklannın verimi arasındaki açığın gıdenlmesi amacıyla, ağaçlandırma çalışmalarının büyük önemini sergileme, . Ormanlardan çok yönlü yararlanma, sosyoekonomik değerlerinin belirlenip genişletilmesini olası kılma, Bu arada, dünyamızın iyi bir geleceğe, yanna, yannlara doğru gitmediğinin, hatta tüm canlılann yaşamını doğrudan etkileyerek insan yaşaraınının sona erebileceğinin belirtileri olan kutupîardaki ozon tabakalanndaki değişikliklerin, soluduğumuz havadaki karbondioksit ve benzerlerinde oluşmuş artım oranında görülen, korkunç denebilecek ölçüde çoğalmalann, düne, bugüne ve geleceğe dönük sonuçlarına dikkati çekme... Bu amaçlann her birisi için bugüne dek çok şeyler yazıldı, çok şeyler söylendi. Yazık ki bir arpa boyu yol alınabilmiş değil! Anımsatma düzeyinde de olsa bunlan durmadan yinelemek, vurdumduymazlığa ve sonuçlanna karşı MAZLUM DOGAN'ı anıyoruz. # • tstanbul'dan bir grup devrimci adına 195621.3.1982 MUAMMER TOPAL VEFAT Konya eşrafı, Hadımîzâde merhum Ahmet Efendi ve merhume Münire Hanım'ın kızı, Konya eşrafı Mevlâna Ahfâdı, eczacı merhum Hüsameddin Gürol'un eşi, Tâceddin Gürol, Münire Ulusan ve Feridun Gürol'un annesi; Firdevs ve Serap GüroPun ve merhum Celal Ulusan'ın kayınvalidesi; Evin ve Asuman Ulusan'ın anneannesi; Hüsam ve Verda Gürol'un babaannesi; Haluk ve Leyla Nomanoğlu'nun nenesi Sonuç Dünyadaki yaşam için kötü son, şimdiden belli. Yaşam felce uğramakta, tüm canlılann sağlığı tehlikede. Masal şişesinden çıkmış devin sillesi dünyamızda çok şeyin sonunu çabuklaştınyor, daha da cabuklaştıracak... Düşünenler, düşünecekler ve de düşünmekle görevleri gereği yükümlü bulunanlar için 21 Mart, yani Dünya Ormancılık Günleri'nin önemi gerçekten çok büyüktür. Doğada bu dengeyi sağlama seferberliği için daha fazla gecikmeyelim. Doğa bağışlamıyor, bu kavrama yabancıhk istemiyor; bilinçli ilgi, yardım bekliyor. Dünyamızdaki tüm canlılara, bu arada kendini kurtaracak olan insanlara, birbirimize seslenelim, diyelim ki, dogal dengeyi tekrar kuramazsak dünyada yaşam son bulacak!.. Bu gidişe dur demeye ve durduracak dünya çapında güçlü örgütlenmelere, (Ülkemizde hemen uğraşısı ormancılık ve doğa olacak bir bakanlığa) gereksinim, bugün dünyarun bir numaralı konusu olmalı idi! tlgisizlik gerçekten ürperticidir... Kammızca 21 mart günleri bu açıdan uyanma ve uyarma günleridir. MÜNİBE GÜROL Hanımefendi 18 Mart Cumartesi akşamı vefat etmiştir. Cenazesi bugün öğle namazından sonra Hacıbayram Camii'nden kaldınhp Karşıyaka Mezarlığı'na defnedilecektir. En büyük tehlikeyi görmek istemiyoruz Ülkemizde ilk kez, kutlama havası içinde, 1975 yıhnda bu, 21 Mart Dünya Ormancılık Günü olarak yaşama girdi. Bu yıl Dünya Ormancılık Günü'nün dünyada on beşincisini, ülkemizde on dördüncüsünü yaşıyoruz. lyi bilelim ki, Dünya Ormancılık Günü, ulusal bayram günü gibi coşkuyla kutlanmalı. Dünyamızı özellikle ülkemizi ormansızlaşmaktan ve bunun korkunç sonuçlanndan kurtarma gereğini halkımıza duyurma, ormansızlaşmanın ülkemizi, hatta tüm dünyamızı yaşamlabilir olmaktan çıkaran sonuç Dengeyi bozan onnansızlık Doğal dengenin bozulmasının en agırlıklı nedeninin ormana hücum olduğunun bUincine bir varabilsek çok şey yolnna girecek... Afrika'nın ve belli iklim kusaklarındaki bazı ülkelerin balta girmemiş ormanlarla kaplı geniş alanlan dunımunu koruyamadı. Yasadığımız çağların bir de canavarlaşmış, doğayı büinçsizce tahrip eden yanı var. Daha gerilere gitmeyelim bundan örneğin yüz yıl, elli yıl önceki dünya orman varlığı alanıyla bugünkü orman varüğı alanı bir karşılaştınlsa bugün belki yansının bile konınamayarak elden AİLESİ "Ey gönlü yttce dostlar deyin ki bir afaç daJından da] yaprağından incinmiş, deyin ki ya$amak kavgasından loy bir ozan kesilmiş " BURHANARPAD HESAPLAŞMA "Suçlular Aramızda" Türkiye'de son aylarda olup bitenler, Andr'e Cayet'nin ünlü filmi "Suçlular Aramızda"yı akla getiriyor. Evet, suçlular aramızda! Hukuk bilim mantığı gereği, yargı kesinleşinceye değin suçlu sozünü değil, sanıklar deyimini kullanmak koşuluyla! istanbul'da 4. Levent Sanayi mahallesinde korkunç patlama olayında 56 katlı apartmanlar çöktü, alev alev cesetler havada uçuştu. Facianın nedeni kısa sürede saptandı: Altı katlı apartmanın alt katında boya işliği (atölyesi) vardı ve patlayıcı maddeler, çabuk tutuşan boyalar depolanıyordu. Yakıniarı yanarak ölmüş yurttaslar gerçi ilgili ve yetkili kisilere ve belediye müdürlüklerine başvurarak boya atölyesinin kapatılmasını istemişlerdi. Ne var ki en üst kat olan İstanbul Belediye Başkanı Bedrettin Dalan, kapı gibi imza basarak bir yıllık geçici kullanım iznini verivermişti. Ditekçeciler gerçi işin ardını bırakmamışlardı. Böylesine tehlikeli bir işyerinin konutlarla bir yerde çalışmasına izin verilemeyeceğini, imar mevzuatının uygulanmasını, durumla ilgili bentlerini ve maddelerini ileri sürmüşlerdi. verilmiş olan bir yıllık geçici iznin sona ermtş olmasına karşın boya atölyesinin çalışmaları sürmüştü. Ne var ki ilgililer boş veriyoıiardı. İstanbul'da belediye işlerinin en büyük sorumlusu olan Bedrettin Dalan, görülmemiş bir sorumsuzlukla "Bu durumda daha yüzlerce işyeri var, istanbul'da hepsini kapatırsak iktisat alanında büyük çöküntü olur" diyor ve işi ağırlatan otobüs şoförleri gibi direksiyon başına geçip birinci vrtesle sürerek tramvaymetroculuk oynuyordu. Kimi bürokrat çevrelerin çıkar hesapları ağır basıyor olmalıydı! Ya çevre belediyelerde yolsuzluklar üzerine söylentiler! Söylentryi aşıp basında yer alan şaşırtıcı olaylar haberleri! İstanbul'da hiçbir dönemde görülmemiş yolsuzluklar! Boğaz sırtlannın ve yamaçlarının yağması ve söylentiyi aşan olaylar! Başka kıyılara oranla bakımsız kalmış bir Boğaz köyüne park yaptırmak için yüklenimciye (müteahhide) bir milyar ödeyen çevre belediye başkanları! Biraz toprak kazmak, fidanlar ve fideler dikip çim serpiştirip sulamaktan başka bir emek ve gider gerektirmeyen küçük bir park için yüklenimciye bir milyar ödeyenlere sormak gerekiyor: Belediye Bahçeler Müdürlüğü'nüz neye yarar ve ne iş yapar? Üç beş kuruş açığı için işine son verilen, adalete teslirn edilen alt basamaktan görevliler ağır hükümler giyerken kamunun cebinden ödenmiş bir milyarı bir çırpıda yüklenimciye bağışlarcasına veriverenlere ne yapıldı? İstanbul, iki kıtaya dağılmış topraklarıyla ulaşımı çetin ve çapraşık bir şehirdir. Bundan ötürudür ki eski İstanbul'da yakınların ve dosttanışların görüşmeleri için uzun yolculuklar olurdu. Günübirliği görüşmeler ancak mahalle komşuları arasında yapılırdı. İstanbul'un uzakça semtlerine yapılan konuKiuklar için "gece yatısı" gerekirdi. Yakın semtlere yaya gidilirdi. Şehir içi semtlere de çoğu yürünürdü. Şehzadebası'nda oturan aile bir Boğaz köyüne gidiyorsa önce Vtefa, K.Pazar üzerinden Köprü'ye yürürdü. Fayton araba tutanlar azınlıktaydı. Taşıma işlerinde de sırt hamalı ve sırık hamalı seçilirdi. İstanbul'a elektrikli tramyay çok geç girdi. Meşrutiyetten sonra! Her yanı denizle çevrili İstanbul'da uzak semtlere ulaşım, vapur işletmeyle başladı. Önceleri yandan çarklı vapurlarla. Sonraları arkadan pervanelilerie. Daha sonra araba vapurları her çeşit taşıtlar ve eşya taşıdı. Şimdilerde hızlı deniz otobüsü diye reklamı yapılan büyükçe ve pahalı motörler de İstanbul'un su yolları trafiğine girdi. Deniz otobüsteri için 10 milyon dolar gibi yüksek bir para ödenmesi de yasadışı yüksek komisyonlar ödendiği söylentilerine yol açtı. Türkiye'de çok şey ve pek çok değişti. 1950'li yıllar öncesi, bir vezne görevlisinin hesaplarında açık çıkması gazetede önemli haber olarak yer alırdı. Şimdilerin Türkiyesi'nde mılyarlık yolsuzluklar, yüzlerce, milyonlarca hayali ihracat (kafadan dış satımlar!) bakanların ve belediye başkanlarının pay sahibi olduğu ticaret ortaklıkları ve bu gibi işlere adı kanşmış kişilerin ellerini kollannı sallayarak ve özgürce aramızda doiaşması ister istemez Andre Cayet'ın filmini düşündürtüyor: "Suçlular Aramızda" dolaşıyor. Özür dilerim, yanlış söyledim; yasalara uygun söylemem gerekir: Sanıklar aramızda dolaşıyor. OKURLARDAN Rıdvan Sertlek'e açık mektup sarkıyı icra eden Sayın Yüksel Uzel ve Sayın Ayşe Mine hanımlarm, piyasaya sunduğu, değerli müzik kasetlerini rahatlıkla bulup 20.2.1989 tarihli Cumhuriyet dinleyebileceğiniz gibi, yine GazetesVnin, Okurlardan sayın Güzide Kasacı hanımm köşesinde eleştirdiğiniz, TRT 20.2.1989 günü, gece Denetleme Kurulu ve ses yayımlanan TRT banduıda sanatkân Güzide Kasacı Hanım gidip görebilirsiniz. tarafından 11.2.1989 cumartesi Sizi şimdiden sonraki gecesi icra edilen, Sevdadır şu yapacağınız tenkitlerde. daha kalbe dolan adlı şarkınm, güfte dikkatli olmaya davet eder, bu yazan olarak, bu şarkı gibi hatalara tekrar hakkındaki tenkidinize, yine düsmemenizi temenni ederim. aynı sütundan cevap vermek Sayguanmla. ihtiyacını duydum. Sizi çok rahatsız ettiğini belirttiğiniz şarkının sözleri, Berüm 2,5 ydhk Aktın ırmak seli gibi, estin ruzgâr yeli gibi değil, Aktın Istanbıdum ırmak seli gibi, estin bahar yeli Bundan yaklaşık 2.5 yıl önce gibi'dir. Bu şarkının sözlerinin bir pazar sabahı Haydarpaşa aynen bu şeküde olduğu ve bu garmdayım. İstanbul'a yerleşme fikri ondan çok Galata sokaklarından, Sultan önceleri akhmdan gelip Ahmet'ten, Tarlabası'ndan, geçiyordu elbet. Ama işte o Tünel'den, Beyazıt'tan. Günün pazar günü elimde kocaman 3 ile 5 arası girip çıkıyorum kırmızı bir bavul, sisli bir birbiri ardına İstanbul İstanbul sabahına iniyorum sokaklarından. Günün 3 ile 5 Haydarpaşa gannın arası bir başka oluyor İstanbul merdivenlerinden. Yüksek sokaklan. Günün rengi başka lisans çaltşmalannı İstanbul'da oluyor. Sohbetler daha aheste sürdürme gerekçesi İstanbul'un kuruluyor. Ders aralannda o "adını bile bilmediğimiz" Taşlığa çay içmeye gidiyoruz çekiciüğinin peşine düşmenin arkadaşlarla. Şimdi bir otel rasyonel bir gerekçesiydi inşaatı yükseliyor orada. Bir birçok tanıdık için. Ve Salih öğleden sonra Galata'yı ağabey, "Saraybumu aile çay dolaştık tüm sokaklannda. bahçesi" adlı şiirini henüz Kuleye çtktık. Bir turizm yavnamıstı. dergisine haber: Galata evleri tehlikede. O günlerde Yazmamış mıydı, yoksa daha istemesem de girdiğim kitabı mı basılmamıştı, şimdi sokaklara bir yıkun kokusu iyice hatırlayamıyorum. Ama bulaşıyor. Ve anlamsız bir telaş evet, herkesin bir İstanbul'u düşüyor gezilerhne. O yüzden vardı. Benim içinse bu kent midir bilmem, karştmda duran kendi sokaklarından geçiyordu. bu kent, içinden hüzünlü İstanbul ezgileri geçen uzun bir saksofon solosu gibi geliyordu bana. Ferhan Şensoy'un Muzır Müzikal'ini izlediğimiz günden üç gün sonra Şan Tiyatrosu yakıhyor. Ya da yanıyor. Merhume Hasna Hanım ve merhum Dr. Mustafa Nuri Bey'in oğlu, Serim özler, Her neyse, şimdi yok ya artık. Nil Ergün ve Nuri Gögen'in sevgili babaları, Tülay Gögen, Gökmen Ergün ve Akşam oldu mu, bazen köprü altına, Kuzguncuk 'a ya da Güntaç özler'in kayınpederi, Tipi ve İdil Ergün, Berk ve Ergin özler'in dedeleri; Arnavutköy'e bir bahkçı Emekli öğretmen, Mütercim meyhanesine rakı içmeye gidiyoruz. EMİN SÖZEN 1963... 8.3.1989 EŞİ HÜLYA SÖZEN ve ARKADAŞLARI TASFİYE HALİNDEKİ S.S. URLA MELTEM YAPI KOOPERATİFİ'NDEN ARSA SATISI Kooperatifimize ait Urla, İskele Mahallesi, Gebeş Çiftliği mevkiindeki 23 pafta, 5 ada, 72 parsel numaralı 2000 m 2 ve 90.000.000. lira muhammen bedelli, 2 pafta 847 ada, 1 parsel numaralı 329 m 2 ve 9.870.000. lira muhammen bedelli ve 2 pafta 1038 ada 2 parsel numaralı 198 m 2 ve 12.870.000 lira muhammen bedelli arsalar kurulumuz tarafından açık arttırma ile satılacaktır. Satış 7 Nisan 1989 güno saat 11.00'de (İzmir) Ziyagökalp Bul. 1399 Sok. 14/5'te yapılacaktır. Arttırma % 75'in altında kalması halinde satış 17 Nisan 1989 günü aynı yerde ve saatte yapılacakAçıfarttırmaya katılacak olanlar katılacağı arsanın muhammen bedelinin % 3'ü oranında teminatı kooperatifin Akbank, Konak (İzmir) şubesi nezdindeki 5148 numaralı hesabına yatırdıklarına dair dekontu kurulumuza ibraz edeceklerdir. Satış üzerinde kalan alıcı, satış bedelinin tamamı ile ihale ve ilan masraflarını on beş gün içinde kooperatif hesabına yatırmış olacaklardır. Aksi durumda teminat kooperatife irad kaydedilecektir. Kooperatifimiz, arttırma ve eksiltme kanununa tabi değildir. TASFİYE KURULU BAŞKANI HALİD TEKEÜ VEFAT MEHMET REŞAT GÖGEN ' İLAN ESKİŞEHİR 3'ÜNCÜ SULH CEZA MAHKEMESİ'NDEN BİLDİRİLMİŞTİR Saruk: Yakup DURMUŞ. Muştak ve Münire'den olma, 1960 doğumlu, Izmir Bergama Fevzipaja Mahallesi nüfusuna kayıtlı, halea Eskişehir Güllük Mahallesi Ayaz Sok. No: 1/3'te oturur. Hüküm özeti: Eskişehir Sakarya Caddesi No: 179 sayılı yerde Şaban Yemeniciler'e ait binanın alt kısmında ruhsatsız olarak kahvehane çahştırmak suretiyle resmi makamların emirlerine riayetsizlik suçundan yukarıda açık kimliği yazılı sanık hakkında mahkememizin 23.1.1989 tarih ve 1988/755 esas, 1989/58 karar sayılı ilamı ile TCK'nın 526, 647/4, 72'nci maddeleri gereğince onalııbinbeşyüzlira hafif para cezası ile cezalandırümasına karar verilmiştir. Karar sanığa gönderilmiş, bila tebliğ iade edilmiş, zabıtaca yapılan tahkikatta sanığın gösterilen adresinde^ulunması mümkün olmamıştır. Bu nedenle 7201 sayılı tebligat kanununun 28'inci maddesi uyannca hüküm özetinin ilanen tebliğine karar verilmiştir. Hüküm ilan edildiği tarihten 7 gün sonra sanığa tebliğ edilmiş sayılacaktır. îlan olunur. 1.3.1989 Basın: 18934 19.3.1989 tarihinde Tanrı'nın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 21.3.1989 günü Dıdim, Yenihisar Camii'ndeki öğle namazından sonra toprağa verilecektir. AİLESİ Bana o akşam üzeri yazdığı küçük öyküleri okuyordu Arnavutköy'de bir meyhanede. Bense hiçbir şey söylemeden öylece dinliyordum. Çok keyifli bir akşamdı. Denizin içinde gibiydik. tçerisi sıcak ve tenhaydı. Arasıra başımı çevirip dışanya, Boğaz'a bakıyorum onu dinlerken. Birden, koyu ve derin maviliğin içinden bir martı, önce gökyüzüne sonra beUeğime çakuıverdi. Çok etkileyici ve güzeldi. Şimdi düşünüyorum da orada çakıhkaldı. Bugün (o geceki gibi) Arnavutköy'de, Boğaziçi'nde öyle rakı içememeye üzülüyorum. Yalılann önündeki bir karış suya hapsolmus sandaUara da. Ama şimdi ne zaman o akşam üstünü yeniden düşlesem, düşümdeki martmın altından asfalt bir yol geçiyor. Gri ve üzerinde beyaz çizgileri olan. Ve artık hızla, buna benzeyen ya da benzemeyen kent düşlerinin içinden asfalt yollar geçiyor. Oysa kentlerin yaşaması onlartn yaşattığı düşler değil midir biraz da!.. Bir kent, içinde yaşayan insanlarıyla daha başka nasıl tutsaklastmlabtiir ki. ALt BÜLENTKUTVAN Emirgân/İstanbul 198990 Öğretim yılı Güz döneminden itibaren Üniversitemizin aşağıda belirtilen bilim dallarına sözleşmeli öğretim üyesi alınacaktır. Maaş tatminkâr olup, ayrıca döşenmiş lojman tahsis edilecektir. Sahasındaders verebilecekkadariyi İngilizce bilen adayların, özgeçmişleri ile birlikte engeç 28 Nisan 1989 tarihine kadar T.C. Başbakanlık Kıbrıs İşleri Müşavirliği'ne başvurmaları duyurulur. Ayrıntılı bilgi Gazi Mağusadaki Doğu Akdeniz Üniversitesi Rektörlüğünden (53664479), Orta Doğu Teknik Üniversitesi Rektörlüğünden (223 6941), KKTC Ankara Büyükelçiliginden (137 9538) veya KKTC istanbul Başkonsolosluğundan (1752990) alınabilir. KKTC DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ'NE ÖĞRETİM ÜYESİ ALINACAKTIR BOLU SULH HUKUK HÂKİMLİĞİNDEN Davaa Orrnan Genel Müdürlüğüne izafeten Orman Işletmesi Müdürlüğü vekili Av. Nihal Ertuğnıl tarafından davalı Yasar öz aleyhine mahkememize açılan ihaleden doğan tazminat davalanmn sonunda; 1 29.12.1988 gün ve 1988/2261306 sayılı kararla 5455 lira tazminatın kanuni faizi ve 67500 lira mahkeme masrafı, 8600 lira ücreti vekalet ile birlikte davalıdan ahnıp davacıya verilmesine, 2 29.12.1988 gün ve 1988/2251303 sayılı kararla 231.000 lira tazminatın kanuni faizi ve 23.100 lira ücreti vekalet ve 14700 lira yargılama giderinin davalıdan ahnıp davacıya verilmesine, 3 29.12.1988 gün ve 1988/2231304 sayüı kararla 216.000 lira tazminatın kanuni faizi ve 21.600 lira ücreti vekalet, 14700 lira yargılama gideri ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 429.12.1988 gün ve 1988/2211305 sayılı kararla 144.000 lira tazminatın kanuni faizi ve 14400 lira ücreti vekalet ile 14.700 lira mahkeme masrafı ile birlikte davalıdan ahnıp davacıya verilmesine karar verilmiştir. Bolu Cad. Kâzım Demir lşhanı Düzce adresinde oturduğu bildirilen davalı Yaşar Öz tüm aramalara rağmen bulunamadığından dava dilekçesi ve duruşma günü ilanen tebliğ edilmiş ve kararların da ilanen tebliğine karar verilmiştir. İş bu karann ilanından 15 gün sonra kararların davalı Yaşar öz'e tebliğ edilmiş sayılacağı hususu ilanen tebliğ olunur. Basm: 40682 MUHENDISLİK FAKÜLTESİ İnşaat Mühendisliği Bölümü Yapı Analizi Hidrolik Betonarme Zemin Mekaniği UlaştırmaKarayolları Elektrik/Elektronik Mühendisliği Bölümü Elektronik Devreler Tasarımı İletişim Sistemleri Bilgisayar Donanım Yazılım, Programlama Elektronik Cihazlar BakımOnarım Makine Mühendisliği Bölümü Makine Dinamiği Termodinamik, Isı Hidrolik Makineler Teknik Çizim FEN VE EDEBİYAT FAKÜLTESİ Matematik Bölümü Uygulamalı Matematik Cebir ve Analiz Bilgisayar/Programlama Kimya Bölümü Analitik Kimya Organik Kimya Fizik Bölümü Parçacık Fiziği Katı Hal Fiziği Teorik Fizik İngilizce Bölümü İngiliz Dili ve Edebiyatı İLAN BULANCAK ASLİYE HUKUK HÂKÎMLİĞİ'NDEN 1987/359 Esas Davacı Bulancak thsaniye mahallesinden Fatma Sanbayraktar ve Ibrahim Sanbayraktar tarafından davalılar Saraçlı mahallesinde mukim Ali Sanbayraktar, Uçarlı mahallesinden Fatma Sanbayraktar, Nesime Sanbayraktar, Hüseyin Sanbayraktar, Fevziye Sanbayraktar, Adem Sanbayraktar, Mümin Sanbayraktar ve Emine Sanbayraktar aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasının duruşmasında alınan ara karar uyannca: Davalılar Fatma Sanbayraktar, Nesime Sanbayraktar, Hüseyin Sanbayraktar, Adem Sanbayraktar, Mümün Sanbayraktar ve Emine Sanbayraktar adına çıkartılan dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğine ilişkin davetiyeler gösterilen adreste tanınmadıklanndan bila tebliğ iade edilmiş, zabıta marifetiyle yapılan araştırmada adreslerinin tespit edilernedigi bildirilmiştir. Adı geçenJerin duruşmamn bırakıldıgı 13.4.1989 günü saat 10'da Bulancak Asliye Hukuk mahkeme Salonu'nda hazır olmalan veya kendilerini bir vekille temsil ettirmeleri, aksi halde davaya yokluklannda devam edilip sonuçlandırılacağı, dava dilekçesi ve davetiye yerine kaim olmak üzere ilan olunur. (HUMK. 213 337. Mad.) Basın: 40799 İYİBİRY\ŞAM... İYİ BİR GELİRLE SAĞLANIR! Insan ilişkilerinde atılgan ve başanlı mısınız? Sevecenlik ve hoşgörü kişiliğinizin bir parçaa mı? Başan içjn firsatian kollar mısınız? Hayatta başanlı olma tutkunuz var mı? O halde gelin... görüşelim! Size İYİ BİR GELİR, İYİ BİR YAŞAM vaat ediyoruz. Müracaat: Büyükdere Cad. Üçyol Mevkü, No: 57 Kat: 2 Maslak İstanbul İŞLEJME VE EKONOMİ FAKÜLTESİ işletme Bölümü iş İdaresi ve Muhasebe Maliye ve Banka Turizm işletmeciliği Ekonomi Bölümü Ekonomi istatistik Hukuk HAZIRLIK OKULU İngilizce Okutman
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle