27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 SUBAT 1989 CUMHURİYET/15 Cankurtaran Holding Fenerbahçe'de Fenerbahçe'de Dalyan'da bir grup eski futbolcu, genç futbolcu çayırda kendi aralannda "gazozuna maç" ydparken uzerinde temiz eşofmanları, tenis çoraplarıyla gençten bir adam yaklaştı. "Ben de top oyna>abilir miyim" diye gırdi onlann aralarına. tşte, Ernin Cankurtaran'ın Fenerbahçeliler'in arasına ilk girişi böyle oldu. O sırada başkanlık koltuğunda Faruk Dgaz oturuyordu. Cankurtaran ticari hayata florans lamba alıp satmakla başladı. "Elektropak" adında bir şirket kurdu. Firma elektrik sayacı üretiyordu. Daha sonra ithalatçıhğa soyundu. Ondan sonra da elektrik malzemeleri üretrneye başladı. "Elektrik düğmesine basan her insan, bana 25 kunış ödcyecek" diyordu. Zaman zaman Romanya ve Macaristan'a gidiyor, ticari hayatını geliştirmeye çabalıyordu. Yüksek Kaldınm'da plastik elektrik malzemeleri satan bir dükkânda yurutuyordu ışlerini. Aslen Malatya'nın Arapgir ilçesinden olan Cankurtaran ileriki yıllarda Malatyalılığını unutmayacak, oraya da elektrik malzeraesi ureten fabrika kuracaktı. Ayrıca, yıllarca Sanayi Bakanhğı Musteşarhğı görevinde bulunmuş, hatta bir ara Sadi Irmak kabinesinde Sanayi Bakanı koltuğuna oturmuş olan Mehmet Gölhan, Cankurtaran'la akrabaydı. Gülhan'la Cankurtaran arasında "eHiştebacanak" ilişkisi vardı. Her ne kadar Gölhan, Süleyman Demirel'e bağlı ise de ve çok daha sonra Doğru Yol Partisi safiarında siyasete atılacaksa da APMSPMHP koalisyonunda Cankurtaran'a "bir başka dogru yolu" gösterecekti. Sanayi Bakanhğı MSP'lilerin elindeydi. 1977 seçimlerinde Cunkartaran MSP Genel Başkam Necmettin Erbakan'a bir Mercedes vererek onun seçim gezılerini rahatlıkla sürdürmesini sağlamıştı. 1974'te SanLacivertlilerin başında küçük imalattan büyük işadamına dönüşen bir isim vardı Faruk llgaz Fenerbahçe Başkanı, Emin Cankurtaran İkinci Başkan'dı. 1974'te artık şartlar Cankurtaran'ı başkan olmaya zorluyordu. llgaz "çekileceğim" demesine rağmen son anda adaylığını koydu. Ancak Cankurtaran 400 oyla başkan seçildi. Fenerbahçe Cumhuriyeti Yalçın Doğan'ın araştırması Cankurtaran, 197476 yılları arasında Fenerbahçe'ye "orta r büyüklükte bi banka sermayesi" kadar para verdiğini söylüyor. Cankurtaran, iş dünyası ile çok iyi geçinen bir adamdı. Halen yılda yaklaşıkyüz milyar ciroya uzanan holdingin sahibi oldu. Fenerbahçe'nin fırtına sağacığı o gun.gol kacırdiğı bir pozısyondan sonra kale onunde cluşünürkBn Dükkândan holdinge Yüksek Kaldınm'daki o dükkândan yavaş yavaş büyuyen Cankurtaran altı yedi yılda "Cankurtaran Holding"e yukselecekti. Holding, 1leri Elektrik ve Elektropak adında iki ana fırmanın uzerinde duruyordu. tleri Elektrik pazarlama, Elektropak uretim faaliyetini sürduruyordu. Buna daha sonra TV, müzik setleri, Rowenta elektrikli ev aletleri, elektrik anahtarlan, sayaçlar eklenecekti. Semih Bayıilken Fenerbahçe'nin geleceğini ve maddi olanaklann bir anda açüacağıru Emın Cankurtaran'da gördü. Faruk Ilgaz'ın yenıden başkan seçildiği 1970 kongresinde Emin Cankurtaran anık yavaş yavaş Fenerbahçe'de yükseliyordu. Yönetimde önce basketbol şubesinin sorumluluğunu üsttenmiş, Fenerbahçe'nin her geçen gün en popüler kişisi olma yolunda, adı gibi emin adımlarla yol almaya başlamıştı. Ikinci başkan seçildiği kongreye giderken "Ben muhalefetin de iktidann da parasal eksikliklerini taroamlanm, onları memnun ederim" diyordu. Aslında, bu tavn gerçekten hem muhalefetti hem de iktidan memnun etmiş, onlar da Cankurtaran'ı kongrede gerek muhalefetin, gerekse iktidann listesine almışlardı. Ancak, iki listede birden adırun yazılı olması, Bayulken'in carum sıktı. Kadıköy Grubu, Cankurtaran'a baskı yaparak "Ben mubalefetin listesinde yokum, diye açıklaraada bulun" diyor, Cankurtaran da "Kıirsüye çıka CaâcurtarM tnria 1974^75 liginde Fenerbahçe şampiyon. Fenerbahçe Başkanı Emin Cankurtaran şampıyonluk turunda. zerken Cankurtaran'ın spor dünyasındaki yerini ve etkinliğini çok iyi gördü. Bugün yılda on milyar liraya ulasan ADtDAS temsilciliği cirosuyla spor malzemelerinde piyasayı büyük ölçüde denetler hale geldi. Başkan olduğu dönemde özellikle transferlerle hep kendi ilgilendi. Çünku, parayı veren oydu. Semu. Bayülken'le birlikte Fenerbahçe'ye tam anlamıyla egemen oldu. Transfer dışında, herhangi bir futbolcu gelip de kendisinden para istediği zaman, hiç duraklamaz ve futbolcunun moralini sağlam tutmak açısından elini cebine atardı. rananlann başında, bugün bile, Cankurtaran en başta gehyor. Polveno marka elektrik malzemeleri ureten, ıthal eden Yüksek Kaldınm'daki dükkândan Cankurtaran Holding'e uzanan çizgi çok sıkı ilişkiler ağında gelişti. Cankurtaran herkesle iyi geçinen adam olarak tarundı iş dunyasında. Bu arada gazino dünyasının ünlü patronlarından Fahrettin Aslan'la zaman zaman Amerika'ya gitti. Dünyanın dört bir yanını dolaştı iş nedeniyle ve bugün yılda yaklaşık yuz milyar liralık ciroya uzanan holdingin sahibi oldu. Ce«B sevglsl Tribunler 70'li yıllarda "CemilCemıl" diye inlerdı. Cemil, taraftarlarla bir şampıyonluk turunda Îstanbul MlT Bölge Başkanı, Cengiz Abaoglu ise Nuri Gundeş'in en yakınında çalışan bir başka MÎT görev lisi. Emin Cankurtaran'ın yönetim kurullarında avukat ve şimdikı ANAP Milletvekili Orhan Ergüder, dayanıklı tüketim malları bayii Osman Karatoprak, muteahhıt Turgut Saydamer, eski hesap uzmanı, sonradan malimuşavir EnginBerker, ŞenezErzık, atletleri temsilen Çetin Gure, benzin bayii Keraal Atakul, eski futbolculardan Burhan Sargın, avukat Sadun Erdemir, kulubun perde arkasındaki guçlu adamlarından Muhittin Bulgurlu ve Yüksel lnşaat'ın sahıplerinden Guven Şazak görev aldı. Ama, maddi açıdan lokomotif kuşkusuz Emin Cankunaran'dı. Didi'nin takımı şampiyon yaptığı, Fenerbahçe'nin altı yıl ust usîe Galatasaray'a hiç yenilrnediği, SarıKırmızılıları ya yendiği ya da onlarla berabere kaldığı yıllar işte bu doneme rastlıyor. Cankurtaran, yıllar sonra "Ben on beş yıl Yunanistan Cumhurbaşkanlığı yaptım" diyecekti. Bunu şöyle MİT raporu iddiaları Banka sermayesi açıklıyordu: "Yunanistan'ın 9 Ancak, tum bunlar Turkiye'de 1988 yıhnda ortalığı 197476 yılları arasında, bugunku fiyatlarla Fenerbahçe'ye "bir orta büyuklükteki bankanın sermayesi" birbirine katan unlü "MtT raponında" adının geçmemilyon nüfusu var, kadar para verdı. Kadıköy Altıyol'da Efes Sineması o sini önlemedi. MlT raporunun hemen giriş bölümleFenerbahçe'nin 10 rnilyon tarihte 7.5 milyon liraya satüırken Cankurtaran Fener rinden birinde şu ifadeler yer aldı: "Cengiz'in uzun zaman kullandığı otomobil Emin bahçe'ye tam otuz milyon lira döktü. Yani, dolann o tarafîarı. Fenerbahçe gunkü ve bugunku fıyatı dikkate alındığında, buguıı Cankurtaran'a aitıir. Bu arabanın benzin ve sair masbaşkanlığının sağladığı prestij kü fiyatlarla yaklaşık dört milyar lira harcadı Fener raflan Emin Cankurtaran larafından odeniyordu. Cenbahçe'ye. Kulube para verenler arasında en bonkör dav giz, Antalya gibi uzun vola gittiginde ve hafta sonlaise herhalde Yunanistan Cumhurbaşkanlığından aşağı kalmaz." nm, iki listede de yokum derim" tavnyla iki tarafı da sıkıştırıyordu. Sonuçta iki listede de kaldı ve yönetime ikinci başkan olarak girdi. Bir yıl sonraki kongrede bu kez Fenerbahçe Genel Kurulu yönetimi aklamadı. Çok elektrikli bir genel kurul toplantısı geçiyor, Fenerbahçe uyelen yönetimi hallaç pamuğu gibi atıyordu ve iş sonunda geldi, yönetim kurulunun aklanmamasına karar verildi. Yıllann başkanı llgaz kongredeki bu havayı görilnce, "Benim için artık Fenerbahçe bitti, beo gidiyonım" diyecekti. Cankurtaran, Ilgaz'ın ceketınin eteğine asıldı, "Bir daldka" dedi ve kürsüye çıktı. nnda Topal Yaşar'a ait knmm Mercedes otomobili kullanıvordu. Ben bunlan kendi gozümle gorduğum için biliyorum. Cengiz çok buyuk kumar oynuyor. Nuri Gündeş'le Cengiz'in bunlarla karanlık işleri var. Bunlann İsviçre bankasında hesapları var. Ben bunu tespit edeceğim. Cengiz zaman zaman elinde bir deste para ile gelhor. bu paralar faiz parası diyor ve bazı arkadaşlara dağıtıyordu. (...) Cengiz, Nuri Bey ve Emin Cankurtaran sık sık Nişantaşı'nda buluşurlar. Cengiz bir devlet buyuğiınun karşısında gibi Emin Cankurtaran'ın önıinde ceketini ilikler. Emin Bey'in cantasını laşır. Havaalanından uğuriar ve karşılar. Adeta patronu gibi davranır. Üçiinün arasında çok yakın bir ilişki var. lsmet Alnıaçık Albay'm Kdirne'de olduğu zaman Emin Cankurtaran'ın bir TIR'ı Edirne'de takılmıştı. Bunun iızerine Nuri Bey, Cengiz"i Edirne'ye göndermiş. Kapıkule Gümriik Mudurii Birol Kalkan'la gönışerek TIR'ı kurtarmış". Yine MİT'te gorevli bir kişi tarafından verildiği one surülen bu ifadede adı geçen Nuri Gündeş bir tarihte SCÜECEK Uçaktan kelepçeyle indirilen Sasu Politikacının gözii futbolda Cajıkuıtaran başkan Kendi yönetimlerinın Fenerbahçe'ye yaptıkları hizmetleri uzun uzun anlatan Cankurtaran, "Her yıl bir önceki yıldan daha iyiye gidiyor. eğer yeniden görev verirseniz, gelecek yıl daha da iyi olacak" dedi. Kongre ikna olmuştu. Yönetimin aklanması yeniden oylandı ve yönetim bu kez aklandı. llgaz yeniden başkandı. 1974 yıhna gelindiğinde, arak her şey Cankurtaran'ın başkardığını zorluyordu. Birkaç yıl Cankarturan llgaz'a "Sen ne kadar benimle çalış dersen, ben o kadar çahşınrn" diyor, llgaz da yavaş yavaş Cankurtaran'ın yıikseldiğini görüyordu. 1974 kongresine giderken llgaz "artık benim yerime sen başkan ol" diyecekti. Ilginç olan ayrıntı, llgaz önce "ben aday degilim" dediği halde, son anda adaylığını yine koydu. Beş yıl süreyle "gelecek yıl başkan sensin" diyor ama hep adaylığını yineliyordu. Ancak, 1974'te durum farklıydı. Bu kez Cankurtaran da başkanlığa adaylığını ilan etmişti. Kongredeki havayı gören llgaz, oylamarun sonucunu beklemeden salondan ayrıldı. Hakhydı. Yıllann başkaruna sadece on iki oy çıkmış, Cankurtaran 400'ü aşkın oyla Fenerbahçe'nin başkanlığını kazanmıştı. Ecevit'in Fenerden ricası neydi? 1939 yıhnda Türk Spor Kurumu Başkaru ve CHP Aydın Milletvekili Adnan Menderes görevinder istifa etti. Çünkü, alınan bir kararla Türk Spor Kurumu, o tarihteki tek siyasa) parti olan Cumhuriyet Halk Partisi'nin "yan örgütüne" dönüşüyordu. Bolge başkaniığı görevi illerdeki CHP baskanlıklanna devrediliyor, spor tum ulkede "Tek Parti"nin denetimine bırakılıyordu. Sadece, bolgeler ve sporun yönetimi değil, tüm sporcular da CHP'ye geçmiş oluyordu! Böyle bir olay, 1914'lerde tttihat ve Terakki Fırkası'nın futbol kuluplerinin başına kendi nazırlannın seçilmesini sağlamasmdan da öte bir durumdu. Sadece futbolu değil, sporun her turlüsunu doğrudan doğruya CHP denetleyecek ve yönlendirecekti. Romen Hava Yolları'na ait uçak Yeşilkoy'e indı. Yolcular ellerinde çantalanyla tek tek indi. Uçaktan en son inen yolcunun elinde hiçbir çanta, pardösü ve benzeri eşya yoktu. Zaten olamazdı. Çünkü elleri kelepçeliydi. Uçaktan elleri kelepçeli bir biçimde inen atletik yapılı genç adam gelen yolculann pasaport işlemi yaptırdıkları bankın önune yoneldi. Orada kendisini heyecanla bekleyen iki kişi, inen yolcunun kelepçelerini gümruk memurlanmn onunde çözdü. Kısa bir gümrük ve polis kontrolünden sonra alanda bekleyen iki kişiyle uçaktan elleri kelepçeli inen genç yolcu son model bir Mercedes'le havaalanından hızla uzaklaştı. Dolmabahçe Stadı'nda kırk bin kişi, oynanacak Fenerbahçe Galatasaray maçınm kadrolannı merak ediyordu. Kadrolar aşağı yukarı belliydi, ama Fenerbahçe'de herkesin merak ettiği bir forvet oyuncu vardı. Acaba o oynayacak mıydı?.. Stat hoparlorunden Fenerbahçe takımı sayılırken, Romen oyuncu Sasu'nun da adı duyulunca Fenerbahçe tribunleri bir anda bayram sevincine boğuldu. Fenerbahçe bir önceki sezon transfer ettiği Romen futbolcuyu ancak elleri kelepçeli bir biçimde îstanbul'a getirebilmişti. Özellikle duran toplara falsolu \uruşla1 rıyla bir anda tanınan Romen asıllı Sasu, Fenerbahçe ye transfer olduktan sonra oynadığı yedi maçta Fenerbahçe hiç yenilmemiş, atılan on gelden dordune Sasu imzasını atmıştı. İşte 197071 sezonunun ilk devresi kapanırken Fenerbahçe iki frikik kazanmış ve Beşiktaş. maçında iki frikik de Sasu'nun vuruşlanyla Beşiktaş ağlarına takıbnca Fenerbahçe maçı 20 galip bıtirmışti. Devre arası tatil nedeniyle Romanya'ya giden Sasu1 dan bir haber çıkmadı. Fenerbahçe Kulubu İkinci Başkanı Emin Cankurtaran yönetim kurulunun isteğı uzerine Bukreş'e gitti. Once Romen Futbol Federasyonu Başkaru ile sonra da Sasu ile buluştu. Sasu "Ancak bir Ecevit'in ricası 1936 yıhnda ise bir başka olay yaşandı. 1936 Olimpiyatlan Berlin'de düzeruenmişü. Olimpiyatlara katüacak sporcular da "tek bir elise" giyecekti. Işte, bu ortak tip ceketlerin ustundeki armalar çok ılginçti. Sol cep kapağının uzerinde Tüık bayrağını temsilen ayyıldız, altında olimpiyatların uluslararası simgesi iç ıçe girmiş, beş kıtayı belirttiği anlamındaki beş halka ve... Halkalann içinde de CHP'nın simgesi olan "Altı ok"... Fenerbahçe Kulubu Başkanı Emin Cankurtaran'ın telefonu çaldı. Başbakan Bülent Ecevit kendisini anyor ve bir kokteyle çağırıyordu. 197374 sezonunda Fenerbahçe şampiyon olmuş, şampiyonluk Fenerbahçe'ye yeniden güncel bir populerlik kazandırmıştı. Turkiye'de aynı yıl genel seçimler de geçmiş, Bulent Ecevit'in liderliğindeki CHP ile MSP koalisyon kurmuştu. Yaklaşık on yıl sonra CHP'nin bu ilk iktidara gelmesi, MSP'nin de kurulduğundan bu yana ilk iktidar deneyi idi. Koalisyon hükümetinin başında CHP Genel Başkanı olarak Başbakan Bülent Ecevit sorumluluk yuklenmışti. Fenerbahçe Kulübu Başkanı Emin Cankurtaran, Hilton Oteli'ndeki kokteylde Başbakan Bülent Ecevit'in bir önerisiyle karşılaştı. Başbakan Bulent Ecevit, eşine ender rastlanır bir öneriyi getirıyordu Fenerbahçe başkanına: "Siz bu yıl şampiyon oldnnuz, bundan dolayı sizi ve futbolcularınızı kutlamak isterim. A>nca, bir ricada bulunmak istiyorum... Acaba, şampiyon olan Fenerbahçe takımı futbolculannı bir törenle CHP'ye kaydedcbilir miyiz?" Cankurtaran şaşkınlıktan dilını yutacaktı Boyle bir toren elbette hiçbir zaman duzenlenmedı. Romen futbolcu Sasu tam bir fnkik ustasıydı. Yunanistan Cumhurbaşkanlığı Yıllar sonda Cankurtaran, "Ben on beş yıl Yunanistan Cumhurbaşkanlığı yapüm" diyecekti. Bunun ne anlama geldığini soranlara, "Yunanistan'ın dokuz milyon nüfusu var. Fenerbahçe'nin on milyon taraftan var. Üstelik, iş sadece nufus meselesi de değil. Fenerbahçe başkanlığının sağladığı prestij, herhalde Yunanistan Cumhurbaşkanlığı' nın sağladığı prestijden hiç de geri kalmaz" karşıhğmı verecekti. Bir işadamı ve Fenerbahçe Başkanı olarak her gittiği yerde kendisine kapıların açıldığını görecek ve yaşayacaktı. Eskiden Fenerbahçe başkanları politikada rol oynar, politikayı yönlendirir ve bundan kendüerine zaman zaman politik gorevler verilmesini sağlardı. Ama anık devir değişiyordu. Fenerbahçe başkanı ve işadamı olarak îstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu'nda görev alıyor, sanayi odası seçimlerinde etkin rol oynuyordu. Fenerbahçe başkanı olmak, Sanayi Odası'ndaki gucünü arttınyordu. tşte, ESEM marka ile başlayan ayakkabı ve tokyo üretimine girmesi bu yıllardan sonraya rasthyor. Cankurtaran Türkiye'de spor malzemelerinin ve ayakkabılarının kötü üretimini gözluyor, bunda bir değişikliğe gidilmesini düşunuyordu. Aklında da hep ADİDAS vardı. ADİDAS'ın başına genç oğlu Horst Dassler geçmiş, o da "ADİDAS ajakkabıları ve spor malzemeleri için bir başka ulkeyi duşunmediklerini" her fırsatta açıklamıştı. Cankurtaran Dassler'le bağlantı kurdu. Onları Türkiye'ye davet ederek ESEM tesislerini gezdirdi. 1983'te ADÎDAS'ı ikna etmeyi başardı ve onlann Türkiye temsilciliğini ustlendi. Dassler Türkiye'yi ge araba verirseniz bana, gelirim, çunku transferim çok ucuz oldu" diyordu. Cankurtaran araba vermeyı kabul etti. Bukreş'e Istanbul'dan üçuncu gun bir araba geldi Sasu'nun mülkiyetine geçirildi. Bunun uzerine Romen futbolcu "Tamam, >ann tstanbul'a donüyoruz" sözunu verdi ve Cankurtaran'la Romen Futbol Federasyonu Başkanı yanından aynldı. Ancak ertesi gün kayıplara karıştı. Arabayı almış ve bır daha kimseye görunmemişti. Bukreş Havaalanında Cankurtaranla birlikte Romen federasyon yetkilileri de Sasu'yu boşuna beklediler. Cankurtaran çaresiz geriye döndu. Romen federasyon başkanına da oldukça ağır sözler soyledi. Sasu arabayı alıp kaçmıştı resmen. Romen başkanı "Merak etmeyin siz" dedi, sigarasıru elinde sinirden ovalarken "tki gün sonra İsianbul'da Romen Hava Yollan uçağını karşıla>ın goreceksiniz. uçaktan elleri kelepçeli olarak inecek." Cankurtaran guldü. Pek umudu yoktu, ancak konunun Romenlerın prestiji haline geldiğinı de fark etti. tki gün sonra Yeşilkoy'e inen uçaktan Sasu'nun elleri kelepçeli biçimde yolcular arasında yer aldığını kimse fark etmedi. Kelepçeli kişinin Sasu olduğunu hiç kimse hiçbir zaman öğrenemedi. Hatta iki gun sonraki Galatasaray maçma gelıp gelmediğıni, hâlâ Romanya'da "kaçak" olup olmadığını, futbolu yakından izleyenler, Dolmabahçe Stadı'ndaki takımlann anons edilişine kadar öğrenemedi. O gunlerde hakkında yığınla yazı çıkan Sasu, kendisinden niye bu olçude söz edildığını sahada kanıtladı. Maç başladı. İlk devre ortalarına doğru Fenerbahçe bir fnkik kazandı. Yaklaşık otuz metreden, Yasin'in koruduğu kaleye fnkik atan Sasu, Fenerbahçe'yi 10 one geçirdi. İkinci devre Galatasaray 11'lik beraberliği yakaladı. Ercan, Fenerbahçe adına penaltıyı kaçırmasaydı, SanLacivertliler ligde onemli bir avantaj sağlamış olacaklardı. Fener, Benfica'ya yenilince Didi gitti Taksiye biniyor Didi, şofor para almıyor. Didi alışveriş için manava gidiyor, para almıyor manav. Sokakta yüruyor, Fenerbahçeli taraftarlar çevirip sokakta boynuna sarılıyorlar Didi'nin. Brezilya'mn dunya çapında gelmış geçmiş en büyük oyunculanndan biri olan Didi, Fenerbahçe'ye antrenör olduğu zaman Fenerbahçe'de yer yerinden oynamıştı. Brezilya'nm Pele'li takımı Santos, dunya turuna çıkmış ve İstanbul'a da gelmişti. Pele'yi görmek isteyen binlerce futbolsever, Dolmabahçe Stadı'nda muthiş bir futbol show'u izlemiş, Santos, Fenerbahçe karşısında 61 galip gelmişti. İşte, Santos'u İstanbul'a getiren Lubnanlı organizator Zaccour, Fenerbahçe ile Didi arasında bağlantı kurdu ve 1972 yılında Didi Fenerbahçe'de antrenörluğe başladı. Didi'nin Fenerbahçe'ye gelişine taraftarlar inanamıyordu. Ona duyduğu hayranlığı her fırsatta dile getiriyor, değil Fenerbahçe maçlan, Fenerbahçe'nin antreıımanları bile seyirciyle dolup taşıyordu. Didi'nin her hareketi toplumda olay yaratıyordu. Bir gazinoda Emel Sayın'la resmi çıkıyor, ipe sapa gelmez laflar, kendisinin eşiyle arasını açıyordu. Ântrenmanda futbolculara şut çekme dersi verirken bır gol atıyor, herkes günlerce o golden sozediyordu. tstanbul sosyetesı Didi ile tanışmak için can atıyor, maçlarda Fenerbahçe seyir Didi, Turkiye'de gördüğü itıbarı hiçbir zaman unutmadı. cisi Didi'yi soyunma odasına çoğunlukla omuzlarda taşıyordu. Futbolcunun psikolojisinden çok iyi anlıyor, onlara kendini sevdiriyor, ancak zaman zaman yönetimin de baskısı altında kalıyordu. Herkes Didi ile tanışmak isterken, Didi de tek bir kişiyi görmek istedi: Süleyman DemireTı... Bır Izmir deplasmanında Süleyman Demirel de İzmir'de bir siyası gezideydi. Didi, Efes Oteli'nde Demırel'le tanıştığında çok mutlu oldu. Demirel kendisine başan dıledi, Didi de "bir siyasetçi olarak Demirel'i tanımış olraaklan duydugu memnuniyeti" dile getirdi. * * * 70'lık Benfica yenilgısi Didi ile balavmın sonunu getirdi. Fenerbahçe 197576 sezonuna gırerken Avrupa Şampiyon Kulupler Turnuvası'nda daha ilk turda Portekiz'in o yıllarda Avrupa sahalarında fırtına gibi esen Benfica'sı ile eşleşmişti. Yapacak pek bir şey yoktu. Ancak, böylesine bir yenilgi de beklenmiyordu doğrusu. tlk maç Lizbon'da o>nandı ve Fenerbahçe tarihinin en ağır yenilgilerınden bırini aldı. Uç yıllık antrenörluğu döneminde Fenerbahçe'yi iki yıl şampiyonluğa taşımış olmasına rağmen, 70'lık yenilgi Didi'nin Türkiye'deki perdesini kapatmasına yol açtı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle