25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/14 'Dayağı Protesto'yürüyüşü ile başlayan feminist hareket, 'cinsel tacize hayır kampanyası ile dikkat çekti 17 Mayıs 1987'de İstanbul'da Yoğurtçu Parkı'nda "dayağı protesto" yürüyüşü ile dikkat çeken feminîstler, geçen şubat ayında Ankara'da düzenlenen "feminist kongrede" ilk kez "cinsel taciz" olayını gündeme getirdiler. 'Sanık' fılmini topluca izleyen feminist gruplar, paneller düzenleyerek 'cinsel tacize son' kampanyasını başlatmış oldular. 'Mor iğne' olayı ise geçen günlerde şehir hatları vapurlarında bir grup kadın tarafından başlatıldı. Ardmdan Beyoğlu'ndaki birahaneye giden kadınlar, kampanyalarının oldukça başarıh olduğunu savundular. SERPİL GÜNDÜZ V«y feminist kadınlar vay! Canım siz de inmek için acele etmeyin. Bir kenara çekilip erkekler indikten sonra inersiniz değil mi? Beyoğlu'nun arka sokaklannda gezerseniz tabii yaparlar! Doğru kadma hiçbir şey yapmazlar! Herkese mi sarkıablık yapıyoriar? Ben kac yasıadayım hiç bövfc şey yaşamadun! Vay anasını sanki her gün sarkıntıhk oluyor! Scn hangi saatte gidiyorsun kievine?.. Herkcse yapılmıyor ki.. Sanki her saat sarkıntıhk ohtyor.. tğnenin boyu da çok büyük.. Laf aüian kadın bellidir! Geçen günlerde, Kadıköy vapur iskelesi önünde toplanan kadınlar ellerinde mor kurdeleler bağlanmış iğne demetleriyle vapura bindiler. "Buıiıan Pazariama"ya taş çıkartırcasına iğnelerini satışa sundular. Kadın bedenine karşı yönelen sarkıntılığa hedef olmak istemediklerini, bir simge olarak Mor iğnelilerin onur savaşı 9 2 ARALIK 1989 Dayak Evi'nden sonra Şimdi sıra Kadın Kütüphanesi'nde E r k e k y a z a r Kadın Eserleri Kütüphanesi'nde yazan kadın olmak kaydıyla genel konularda ve kadın konusunda kitaplar bulunacak. Kadın konusunda yazılmış ise erkek yazarların eserlerine de yer verilecek. Haber Merkezi Gerektiğinde kadınlann sığınabileceği bir Dayak Evi kurma ginşimleri sürerken, şimdi de bir Kadın Eserleri Kütuphanesi kurulması yö. nünde yeni bir kampanya başlatıldı. Doc. Dr. Şirin Tekeli. Prof. DT. Jale Baysai, Doc. Dr. Fusun Akatlı, kütuphaneci çevırmen Aslı Mardin ve önasyacı, antropolog, fotoğrafçı Füsun Yaras, İstanbul'da bir Kadın Eserleri Kütuphanesi kurulması yönünde adımlar atıyorlar. Eskiden de kütüphane olan bir binada kurulması amaçlanan Kadın Eserleri Kütuphanesi için 5 kadının başlattığı bağış kampanyası, asgari 100 bin TL ile sınırh. Doç. Dr. Şirin Tekeli, Cumhuriyet'e verdiği bilgide, kütüphanenin kurulması için kuruculann ve yakın çevrelerinin maddi destekte bulunduğunu ve 5 milyon TL toplandığını söyledi. Tekeli, asgari katkı miktanrun 100 bin TL olduğunu ve projeyi gönülden destekleyen kişilerin zıncirleme bağışlarıyla gerekli olan 50 milyonun toplanabileceğini sandığımayı planladıklan kütüphanenin ihtiyaç duyduğu diğer malzemeleri, paranın geri kalanından ve bağış yoluyla sağlamayı düşündüklerini ifade etti. Kütüphane için şu anda planladıklan bütçenin 12 milyon TL olduğunu belirten Tekeli, yayıncılarla ve üniversıtelerle temasa geçerek kıtap temin etmeye çalışacaklarını söyledi. Tekeli, Avnıpa'daki benzeri kütüphanelerle halen ilişkileri olduğunu belirtirken, Istanbui'daki Kadın Eserleri Kütuphanesi kurulduktan sonra bilgi ve belge alışverişi yapacaklannı anlattı. Tekeli, başta UNESCO olmak üzere çeşitli uluslararası kuruluşların da daha sonra kendilerine maddi destekte bulunacaklanru umduğunu bildirdi. Erkek yazarlar Kadın Eserleri Kütüphanesi'nde, yazan kadın olmak kaydıyla genel konularda ve kadın konusunda kitaplar bulunacağmı hatırlatan Tekeli, aynca kadın BİR MOR İG.NE DE NINEYL \ apur yolculannın hiç de alışık olmadıgı satıcılardı bunlar. Ellerinde birer mor iğne ve çok sayıda kadın bu iğneleri satıyor. Bir da bu iğneleri sattıklanru söylediler. Yukandakı sözler de vapurdaki yolculann ilgisıni gösteriyordu. "Vapur ve otobttsle seyahat eden erkekkrin dikkatine! Şu anda İstanbul'da yakasında mor iğne tasıyan 2 bin kadın var. Kendinize dikkat edin." »7 Mayıs 1987'de istanbul'da Yoğurtçu Parkı'nda "Dayağı Protesto" yürüyüşü ile dikkat çeken feministler, geçen şubat ayında Ankara'da düzenlenen "Feminist Kongre"de ılk kez "cinsel Uciz" olayını gündeme getirdiler. Ekim ayında sınemalarda gösteriıne giren "Saıuk" filmini topluca seyreden Ankaralı feminist gruplar, sloganlann yazılı bulunduğu rozetlen dağıtarak paneller düzenleyerek "Cinsel Tacize Son" kampanyasını başlatmış oldular. Ankara'daki kongrede düşünce olarak şekillenen "mor iğne" satışı îstanbul'da "kendisini feminist diye tanımlayan, kadın bakış açısına sahip ve daha once bu konuda birlikte çalışmtş olan" kadınlar tarafından KadıköyKaraköy vapurunda şaşkın ve meraklı bakışlar altında şu sözlerle başlatıldı: "Biz kadınlara erkeksiz sokağa çıkma yasağı var. Gıinun belli saatlerinden sonra ozellikle sarkıntılığa uğradığımızı söyledigimizde bemen sorarlar 'Hangi kıhkla, hangi saatte, orada işin ne?' Bun >andan da "Sarkıntılıklan tcshir edeceğiz, susmayacagız, ntanmayacağız" diye bağınyorlardı. Mor igneler alıcı buinrken ekstirfler de yapılıyordu. (Behzat Şahin) lu'ndaki birahaneye giren kadın grubuna ilk söz "Ustte aile salonumnz var" şeklınde oldu. Fakat kadınJarın art arda birahaneye girmeleri, şaşkınlıkları bir kat daha arttınrken kimileri kadınlara hak verdiler, kimi erkeklerin tepkisi ise şöyleydi: "Buraya kadın gelmesi doğnı değil. Ne işiniz var, evinizde oturnn." Bir baska gece Beyoğlu'nda bir kahveye giren kadın gruplanna yine şaşkın bakan erkeklerle, "Siz kanlannızdan izin almadan lcabveye gelebiliyorsunuz, kadınlann da izin almadan kahveye gelebütne anlayişını kabul etmelisiniz" dediler. "Bedenimiz bizündir Cinsel tacize hayır" kampanyasıru başlatan, kadın kurtuluşu için mücadele eden kadınlar, kasım ayı süresince bu etkinliklerini TÜYAP Kitap Fuan'nda ve Ortaköy'de açılan standlarda sürdürduler. TÜYAP Kitap Fuan'ndaki izlenimlerini anlatan Nermin C (Feministler soyad kullanmıyorlar) kadınlann olaya tepkisel yaklaşmadığını, erkeklerin değişik noktalardan çıkarak mutlaka "tepkid" olduklanru söyledi. Nermin C. "çok klasik" olarak nitelediği erkeklerin "mor iğne" olayına tümden karşı olduğunu, destekleyen, hak veren erkeklerin ise sokâkta sarkıntılığa karşı olduklanru ve akıl vermeye kalkıştıklannı, "Her türden erkeğin ortak yaUssbğı tek ortak noktanın, iğnenin boyu çok büyuk değil mi?" şeklinde olduğunu anlattı. Bizim de merakla, "Mor iğnelcr, kesici ve deiici silah kapsamına giriyor mo?" şeklindeki sorumuza Nermin C. "tğnenin sîlahla Ugjsi yok. Ağıriıkb noktası sembol oluşu, dikkate değer bir göriıBumıı var. Kadınlann kullanıp knllanmayacaklan kendilerinin bOeceği iş, yakalanna takarak mesaj veriyorlar" yanıtını verdi. lann anlamı 'Aradın mı, çanak mı tuttun, kuyruk mu salladın'dır. Bedenlerimizi yuk gibi taşıyan biz kadınlar, kamburlanmızı borçlu oldugumuz erkeklerin yapoğı sarkınhltgın utancım taşımak istemiyoruz. Gönlumuzce gijineceğiz, başımız onde değil, dik yürüyeceğiz. Sarkınbhklan teşhir edeceğiz, susmayacağız, utanmayacağız." "Mor iğne" kampanyası bütün hızıyla sürerken femınıstier bu kez geceleri de erkeklenn gittiği meyhane ve kahvelere girme karan aldılar. Beyoğlu'nda bu: birahaneye giren 30 kadar kadın, erkekleri, kadın sorunlannı tartışmaya davet ettiler. Eylemin biçimi grup içi tartışmaya neden olurken, Beyoğ Kadın Eserleri Kütuphanesi kurulması için yeni bir kampanya başlatıldı. Doç. Dr. Şirin Tekeli kütüphane için planlanan bütçenin 12. milyon olduğunu açıkladı. Tekeli, UNESCO başta olmak üzere çeşitli uluslararası kuruluşların yardım edeceklerini umduğunu söyledi. m belirtti. Doç. Dr. Şirin Tekeli, Kadın Eserleri Kütüphanesi1 nin kurulmasına katkıda bulunan kişilerin kütüphanenin doğal üyeleri sayılabileceğini ve ileride kütüphane kurulunca hiçbir ödemede bulunmadan butün hizmetlerden yararlanabüeceklerini ifade etti. Doç. Dr. Şiriı Tekeli konusunda yazılmış ise erkek yazarların kkaplannın da kütüphanede bulunacağmı söyledi. Kütüphanenin vermeyi planladığı hızmetlerin başında, araştırmayı teşvik etmek amacıyla bilgi Uretmeye yönelik çahşmalar yapacaklanru ve ozellikle Osmanlı döneminde kadınlann ürettiği dağımk durumdaki bir çok eseri toplayacaklannı belirtti. Kütüphaneyi en çok kadınlann kullanacağını sandığıru belirten Tekeli, açık olacağı gün ve saatlerin, çalışan kadının programına göre düzenleneceğini ve ozellikle cutnartesi pazar gunleri kütüphanenin açık tutulacağını kesin bir dille ifade etti. Böyle bir kadın eserleri kütüphanesini kadınlann olanaklanyla desteklemek istedıklerini de aktaran Doç. Dr. Şirin Tekeli, ancak kadınlann imkânlannın ekonomik acıdan dar olması yüzunden, bu kütüphanenin kunılmasının aslında zor bir girişim oiduğunu kabul ediyor. Ama Tekeli, ozellikle Batı Avmpa'daki kütüphanelerin de aynı yolla kurulduğunu hatırlatıyor ve "Neden olmasın" diyor. Kadınlar daha çok çalıştıkları yerde cinsel tacize uğruyor Cinsel suçu işleyen erkekler Bina bulundu Doç. Dr. Tekeli, restorasyon mimarisı konusunda uzman Hüsrev Tayla'nın kendileri ile birlikte gönullü çalışması sonucunda tstanbul'da Şehzadebaşı'nda eskiden de kütüphane olan bir bina bulduklannı ve bu bınanın kendilerine verilmesi için Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne başvurduklanm söyledi. Vakıf senedınin taslağını Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne gönderdiklerini de beUrten Doç. Dr. Şirin Tekeli, vakıf kurabilmek için 50 milyon TL gerektiğini belirtti. Genel yöntemin, bu paranın Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından bloke edilmesi şeklinde olduğunu söyleyen Doç. Dr. Tekeli, toplanan 50 milyonun buyuk bir bölümünun restorasyona harcanacağını ve kur YELDA Avnıpa'da ve Amerika Birleşik Devletlerı'nde 70"lerde feministlerin gündeme getirdiği cinsel taciz, Türkiye'de bugünlerde "Bedenimiz BizimdirCinsel Tacize Son" kampanyasıyla bırbkte yoğun tartışmalarla gündeme girdi. Yasalarda "Umumi adap ve aile nizamı aleyhine curnmler" olarak geçen cinsel suçlarda adalet istatistiklenne giren olaylara baktığımızda, 1987'de ırza geçme suçundan hüküm giyen 1940 kişiden 1924'ü erkek, 16'sı kadın. 1924 erkeğin 7Tsi suça katılan kisi, 3'u azmettiren olarak hükum giymiş. Irza geçme olaylarında birden fazla kişinin suçlu olabileceğini göstermesi açısından ilginç. Yine bu 1924 erkeğin 489'unun 15 yaşından küçük çocuklann ırzına geçmiş olması da kadınlar kadar çocuklann da böyle bir tehdidi yaşadığını gösteriyor. Yasalarda cinsel suçlar için ayn bir bölum olmadığmdan sayısal bilgiler oldukça yetersiz ve karışık. örneğin adalet istatistiklerinde bir cinsel suç olarak kız kaçırma oldukça yaygın bir durum olduğu halde tanımlarda "kız ve erkek kaçırma" başhğı altında geçiyor. "Cebir ve şiddet üe kız ve erkek kaçırma" suçunu işleyen 943 «•keğın 491'i reşıt olmayan kız ve erkek ka KAHVEDEKİLER ŞAŞKIN Muşteriler hiçte alışık olmadıklan konuklan karşılannda görünce şaşırdılar şüpbesiz, Bu yeni konuklar çok şey anlatıp gittiler. Hem de, "kadınlar kahveje gelebilsinler" diyerek. (Fotoğraf: Esat Pala) çırma suçunu işlemiş. Cinsellik ve şiddet üzerine çeşitli çalışmalan olan Prof. Şahika Yuksel, sanüdığından çok daha yaygın olan sır olarak kalan aile içi cinsel tacize değınerek bize şu örneği aktardı: "12 yaşında bir hastam vardı, 5 yaşından beri babasının sarkıntılığına uğnıyordu. Babası, neşeliyken yatağına geldiği için babasının neşeli halinden korkuyordu. Bir gun annesi kocasını kızının yatagında yakaladığında durum ortaya cıkmıştı. Çocuklara zor kullanarak değil, genellikle sevecen yaklaşılıyor, hedi>eler veriliyor, veya çocuklar tehditle susturuluyor. Çocuğun kaçıp sığınacağı başka bir yer olmadıgı gibi ailenin devam edip etmemesi gibi büyük bir sorumluluk da fazla geliyor." sokaklarda götürmesi, kızlık zannı parmakla bozraası, eli kolu ve ağzı kapah olarak 1.5 gun hapis tutması ve doktor raporuyla belirtilen olgular da goz onunde turulduğunda, 'evlıiik bırlığınin bozulmaması, yuvanın dağılrnaması'amacıyla hareket ettiğini kabul etmek olanaksızdır. Sanığın eylemine, TCK'nın 179. maddesinin (şahsın hurnyeti aleyhinde cunım) yollamasıyla 180/1 maddenin uygulanması gerekir." Yasa koyucunun, kocanın kansıyla zorla cinsel ilişki kurmasını ırza geçme olarak değerlendirmediğini belirten Av. Birsen Berkitçi, bu durumun yasalardaki gerekçesıni şöyle açıkladı: "Çoğu zaman ırza geçmenin unsuru olan cebir ve şiddetin gayri meşru olması gerekmektedir. Oysa eşler arasında normal şartlar altında normal Uişkiye matuf hallerde cebir ve şiddet gaynmeşru kabul edümemiştir. Sonuçlarına göre bu durum yz "müessir fıil" ya da "aile efradına fena muamele" olarak nitelendirilecektir." Yine Turk Ceza Yasası'na göre kadının toplumdaki statüsü açısından sanığa verilecek cezanın arttmlacağı veya indirileceğinin ongörülduğunu belirten Berkitçi, "Örneğin şehvet hissi ile kaçırma suçunda, kaçınlan kadın evli ise verilecek ceza en az 7 vıl, evli değilse en az 3 yıl hapistir. Hele ki kadın fubuşu keodisine meslek edinmisse verilecek ceza üçte ikiye kadar indirilir. Aynı indirim fahişenln ı r a n ı geçilmesinde de uygulanacaktır " dedi. lanna karşüık olabilecek sarkıntılık suçundan 27, ırza ve namusa tasaddi suçundan ise 5 olay, Yargıtay İkinci Dairesi'ne kadar gelebilmiş. Bu 27 sarkıntılık suçundan sadece 7'sinde, 5 ırza ve namusa tasaddi suçundan sadece 2'sinde yargılamanın gereklihğine karar verümiş. Ayn otobtts "İğneyle ne eMe edebillrsmiz?" diyen erkeklerin çoğunlukta olduğuna dikkat çeken Saadet Ö. ise dinci kesimden gelen erkeklerin tepkilerinin "Siz de ayn otoboslerde seyahat edin" şeklinde yoğunlaştığına dikkat çekti. Kampanyalannın çok başanlı olduğunu savunan Tülin K. ise, Türkiye'de ilk kez cinsel taciz olayırun sorunsaUastınldığını, sorun olarak ortaya konduğuna inandığmı söyledi. BtLSAK'ta üç gun süren paneller ve toplantılar süresince, cinsel taciz olayını tartışan kadın kurtuluşu için mücadele edenler, Doç.Dr. Şahika Yüksel ve Ayse Duzkan'ın da katıldığı panellerde, kadınlann tum yaşam alanlanmn erkek egemenliği uzerinde olduğu konusunda düşuncelenni odaklaştırdılar. "Haydi yerimizden kalkalım, sokaklara çıkalım, sokaklar bizim olsnn" diyerek birahane ve kahvehanelere gittiler. İlki Paris'te açıldı ABD'de ve Avrupa'da oldukça yaygın 1 9 3 2 yümda Paris'te kurulan Marguerite Durand Kadın Eserleri Kütüphanesi gönüllülerin kurduğu ilk kütüphane. Bugun Batı Avnıpa'da tüm başkentlerde, değişik adlar altında en az bir tane Kadın Eserleri Kütüphanesi bulunuyoT. Buna birinci örnek olarak, 1932 yılında Paris'te kurulan Marguerite Durand Kadın Eserleri Kütüpbanesi'nı verebiliru. tlk Önce gönüllülerle ve zor koşullarda vakıf olarak oluşturulan bu kütüphane, bugün Fransa Kültur Bakanlığı kütüphaneler bölümune bağlı olarak calışmakta. Şu anda 23 bin kitabın bulunduğu bu kütüphane, Fransa'da faal bir kadın haklan savunucusu olan Marguerite Durand'ın adını taşımakta. Durand kütüphanenin kuruluşuna öncülük etmişü. Londra'daki Fewcett Kütüphanesi, kadınlann durumuyla ilgilı, tngiltere'nin en önemli tarihi araştırma kütüphanesi. Kadınlann oy hakkı için mücadele eden Milicent Garett Fawcett'ın 1953'ten beri adım taşıyan bu kütupnanede 40 bin dolayında kitap ve broşür bulunmakta. Londra'daki ikinci Kadın Eserleri Kütüphanesi de Feminist adım taşımakta. Birkaç yıl önce kurulan bu kütüphanenin özelliği kadın hareketi konusunda çok zengin belgelere sahip olması. Kuruluşu sırasında kamu yaranna çalışan kuruluştu ve Büyük Londra Belediyesi tarafından desteklenmişti. Amsterdam'da bulunan Kadın Hareketi lcfaı Uluslararası Arsiv ve Bilgi Merkezi, kadınlann geçmişe ve bugune ait kültürel üretimini bir araya getirmesi açısından oldukça önem taşıyor. Üç ayn kadın kuruluşumın birleşmesiyle 8 Mart 1988'de (Dünya Kadınlar Günü) kurulan bu merkez Hollanda Sosyal tşler Bakanlığı'mn Kadın Eşitliği Bürosu tarafından fınanse edilmekte. ABD'de ise hemen hemen her kentte bir Kadın Eserleri Kütüphanesi bulunmakta. Özgflriük mti görev mi? Bazı hukukçular cinselliği, "dnsi münasebet nürriyeti" olarak ele ahrken, bazılan da kişinin "dnsi görevi" diye yorumluyor. Bu yuzden, kocamn kansına isteği dışında cinsel teması, tecavüz olarak değerlendiriuniyor. 22.4.V985 tarihli Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararında olduğu gibi sanığın davranışı cinsel suçtan sayümamış, "şahsın hürriyeti aleyhine cüriim" olarak cezalandırılmış: "...sanıfcın, köy yerinde eşini çınlçıpl&k Panellerde yaşadıklan ve tanık olduklan cinsel saldın olaylanm dile getiren kadınlar, "yüksek sesYasalar, bu şekilde cinsel tacize uğrayan le hayır" diyebilmek gereküğini kadınları farklı farklı değerlendirirken, savundular. Avrupa ülkelerinde Prof. Şahika Yüksel, her yaştan her kosokakta cinsel taciz olayuun yasanumdan kadının cinsel tacize uğrayabilelarla sınırlandınldığım, buna karceği, fakat ozellikle çok kolay saldırıya uğşın ABD'de her 6 dakikada bir terayabilecek bir kadın grubu olduğuna dikcavüz olayı yaşandığı anlatıldı. kat çekerek bu riskli gruptakileri şöyle sayAT'ye üye ulkelerdeki araştırmalar Vo35 Kadınlar, Türkiye'de tecavüz olaydı: "Vasıflı olmayan, deneyimsiz, ikinci bir ila % 8 4 arasında çalışan kadının işyerin lannın fazla olmasma karşın baiş bulma şansı zayıf olan çalışan kadınlar, de cinsel tacize uğradıklannı ortaya çıkar sına yansımadığına dikkat çektiduşük notla tehdit edilen kız öğrenciler, dul mış. ABD'de de G.R. Chapman'ın yaptığı ler. kadınlar, işyerinde hlyerarşik olarak bir erçalışmada 198587 yıllarmda kadınlann Haarladıklan rozetlerde şu slokeğe bağlı olan hemşire, hostes ve sekre%42'sinin işyerinde cinsel tacize uğradığı ganlara yer verdiler: terler!' ve cinsel saldın girişimi gibi ağır olanlan, "Giysim daveüyt dejildir". hiyerarşik olarak d^ha üst konumda yöne "Sarkınblığın utancı bana ait deÇok karşılaşılan, ama yine pek ifade tici, denetleyici konumdaki erkeklerin yap ğil", "Birimize yapılan sarkıntılık, edilmeyen bir cinsel taciz örneği olan doktığı saptanmış. Türkiye'de de benzer bu ör hepimize yapılmtşnr". "Sokaklartor muayenelerinde yaşanan cinsel tacize neği Tekel fabrikasında işçi Sema Şemsi da erkek işgaline son", "Hayır de deginen Yüksel, "Erkek, mesleği gereDağdeviren yaşadı. Yaşlı müdürünün ken dersem, hayır", "Giyinmek istiyoği çok doğal olarak so>'un' diyor. Ozellikle disine sarkıntüık yapbğıru, asansörde sıkış rnm, örtünmek değil", "Susma, jinekolojik muayenede kadının cinsel tatırdığını, cinsel organını gösterdiğini yakın haykır, ntanma, iğneyi batır." cize hedef olması kolaylaşıyor" dedı. larına söyledığinde. kendisine inanılmadı"Cinsel tacize hayır" konulu Kadınlann, uğradıkları cinsel tacizi ifa ğını, "o yaşlı adamdır, yapmaz' denılince, panelleri izleyen, ancak feminist de etmemelerinın yanında olaylann kara bileziğini satıp bir teyp edinen Sema, sar olmayan kadınlar ne yaptılar? kollarda bitinldiğıni, mahkemelerde bu tur kıntılık eden mudürunun sesinı gizlicc tey Toplantı sonrası o kadar ürktuler davaların ciddiye alınmadıgını duşundür be kaydederek mahkemeye verdi. Teyp ban ki, vapura gitmek ve gece saat 9'da ten sayısal venler söz konusu. 1987'de tüm dındaki sesin yaşlı müdüre ait olduğu in bile evlerine yalnız dönmekten çeTürkiye'de, feministlerin cinsel taciz tanıra celeme sonucu saptandı. kinir oldular. "O yaşlı adamdır, yapmaz"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle