18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 ARALIK 1989 Faizde yeni iııdirim • ANKARA (AA) Emlakbank, Osmanlı Bankası, Töbank ve Sümerbank, değişik vadelerdeki mevduat faizlerini düşürdüler. Osmanlı Bankası ve Töbank dünden itibaren yeni faizlerini uygularken Emlakbank ve SUmerbank'm yeni oranlan pazartesi gününden itibaren geçerli olacak. Kamu ve özel bankalann değişik vadelere uyguladıklan faiz oranlan yuzde olarak şu şekilde: iş Bankas: Akbank Yaçx Kredi Osmanlı Garanti Turkbank Pamukbank Ziraat Emlakbank Töbank Halkbank Şeterbank Sümerbank Vâkıflar Efcbank Denizbank 1 % 3 % 6 % 1 Yıt 40 40 40 40 40 425 42 41 42 41 42 43 41 435 43 49 49 49 49 50 51.5 52 51 52 52 52 52 52 555 55 54 54 55 56 54 555 57.5 59 59 59 59 59 615 62 61 60 61 61 59 62 625 EKONOMİ CUMHURÎYET/13 Borçlar ertelensin Don't worry, be happy MERALTAMER Borsa şarkısu Erez: Bütçenin enflasyonist yapısını İTO Başkanı Erez, Türkiye'nin içinde düzeltmek için iç ve dış borçlarda bulunduğu sorunların çözümü için istikrar gerektiğini vurgulayarak 'Ekonominin ulaştığı en az 2 senelik ödemesiz nokta, halkın büyük çoğunluğunun siyasi bir dönem sağlanmalı ve bu süre desteğine sahip iktidarların başanlı olabileceği içinde üretken yatınmlara ağırlık devasa sorunlar yumağıdır' dedi. verilmelidir. manın yollan aranmalıdır." Ekonomi Servisi tstanbul Ticaret Odası, butçe açıklarının kapatılarak enflasyonun aşağıya çekilebilmesi için 'iç ve dış borçlarda acil erteleme" çağrısında bulundu. tTO Yönetim Kurulu, ekonominin içinde bulunduğu sorunların "Halkın büyük çoğunluğunun desteğine sahip siyasi iktidarlar" tarafından çözümlenebileceğini vurguladı. İTO'nun yeni yönetim kurulu, 1989 değerlendirmesi ve 1990 beklentileri konularında bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıda yönetim kurulu adına konuşan Başkan Yalım Erez, 1989 yılında ekonomik buyumenin "negatif" sınırına dayandığını hatırlatarak, 1990 programında öngörulen yüzde 5.7'lik büyume hızını gerçekçi' bulmadıklarını söyledi. Ekonomik büyume konularında ısrarh olduklanıu belirten Erez, ekonomik büyume için de kaynak gerektiğini, bu nedenle "zamanın tartışmak degil çare bulmak zamanı" olduğunu belirterek, "Biz de tTO olarak iç ve dış borçlarda erteleme zamanının geldiğine inanıyoruz. Ekonomik büyümeyi, yatınm artışını sağlayacak kaynaklar, ancak ve ancak borç erideyerek sağlanabilir. Bu çözüm yolunu ortaya atıyonız ve sürdureceğiz. Bu sorun tartışılmalı ve bemen bir sonuca ulaşümalıdır" dedi. Yalım Erez, 1990 bütçesinde açık rakamının 10.S trilyon olarak bağlandığını hatırlatarak "Arsa sertjfikalannın sabşının gerçekleşmemesi dunımunda bütçe açıgı bemen 13.5 trilyona çtkacaktır. Diger gelir kalemlerinden de beklenen hasılal sağlanamadığı lakdirde biitçe açığı 15 trilyona yiikselecektir" dedi. Butçe açıklarının temelde borç servislerinden kaynaklandığını belirten Yalım Erez, bu duromun bütçeye enflasyonist bir yapı kazandırdığıru vurguladı. Erez, bu konuda şunlan söyledi: "Btttçenin enflasyonist yapuuı dnzeltmek için iç ve dış borçlarda yeni bir düzenlemeye gidllerek en az 2 senelik. ödemesiz bir dönem sağlanmalı ve bu süre içinde üretken ystınmlara ağırlık verilerek ekonomide yuksek büyume hızı sağlanmasının yollan aranmalıdır. Çeşitli borçlu ülkeler, dış borç odemelerinde bazı yollara başvarmaktadırlar. Bunlar üzerinde düşunerek kredi itibanmı/a zarar venneden bunlardan yararlan İTO Yönetim Kurulu'ndan 'acil çağrv 9 EKONOMDDE KULIS Enflasyona çare 1990 bütçe hedeflerinin, enflasyonun önümüzdeki yıl, 1989'dan "düşük olmayacagını" ortaya koyduğunu ifade eden Erez, enflasyonun gerçekte diğer alanlardaki başarısızlıkların sonucu olduğunu, bu nedenle 1983'ten sonra "önlenemeyen" enflasyonun siyasi iktidar tarafından "tek başarısızhk" olarak gösterilmesini yanlış değerlendirme olarak nitelendirdi. Enflasyona sürekli çare yerine "sebep" arandığını da hatırlatan Yalım Erez, "Kamuoyu sık sık değtşen enflasyon sebepleri karşısında adeta şaşkına dönmuş, hangisine inanacagını kestiremez hale gelmiştir" dedi ve ekledi: "Türkiye'deki enflasyon, bağımsız bir sorun olmayıp iç ve dış borç servisine ve bütçe açıklarına sıkı sıkıya bağlıdır. Bu sorunlar çözülmeden enflasyonun önlenmesi mümkün değildir." İTO Başkanı Yalım Erez, 1990 54 60 41 51 52 60 52 51 52 515 50 525 54 Döviz tevdiat oranlan • ANKARA (ANKA) Merkez Bankası'nca, aralık ayında, döviz tevdiat hesapları munzam karşılıklanna uygulanacak faiz oranları, Isviçre Frangı için değiştirilirken dolar, mark, Fransız Frangı ve Hollanda Florini için yükseltildi. Merkez Bankası'nın Resmi Gazete'de yayımlanan tebliğine göre söz konusu faiz oranları yüzde olarak ABD Doları için 4.2500'den 4.2812'ye, mark için 3.9375'ten 3.9687'ye Fransız Frangı için 5.0625'ten 5.1875'e Hollanda Florini için 4.0625'ten 4.1562'ye yükseltildi. Isviçre Frangı için kasım ayında uygulanan yüzde 3.7810 oranı ise aynı kaldı. bütçe yüında fonlann toplam kaynaklannın 21.5 trilyon lira olarak belirlendiğini de hatırlatarak "Bunun 10.4 trilyon liralık bölümii vergi gelirlerinden oluşmaktadır. Fonlann vergiye dayalı gellrlerinin heroen tamamı dolaylı vergilerden oluşmaktadır. 1989'a göre yüzde 78 artan vergi gelirierinin enflasyon ve zamlarla karşılanacağı anlaşılmaktadır" diye konuştu. Erez, fonlann, bu yapısıyla bütçe içinde kamu harcanabilir gelirierinin önemli bir bölümünü oluşturduğunu vurgulayarak birkaç istisna dışında tüm fonların bütçe içine almması ve bir "bütçe biriiği"nin sağlanması gerektiğini ifade etti. Böylece Meclis denetimi dışında tutulan fonlann denetlenebileceğini belirten Erez, bu yolla "tdarenin keyfi harcama yapma arzusu içinde olduğu. usulsuz ve kanunsuz işlemler yapüdığı ve vergi gelirierinin israf edildigi" yolundaki yaygın karunın da ortadan kaldırılabileceğini söyledi. tTO Başkanı Erez, yabancı sermaye ve özelleştirmeye karşt olmadıklarını, ancak hükümetin "yalnızca rakamlan kabank" gösterebilmek için her türlu yabancı sermayeye izin verdiğini söyledi, "yabana sermayede imalat sanayüne ağırlık verilmesini" istedi. Uygulanmakta olan özelleştirme politikalanru da "yabanalaşOrma, yabancıya blok saüş" diye nitelendiren Erez, özelleştirme politikalarında ülke kazancımn ön plana çıkanlması gerektiğini vurguladı. Yalım Erez sözlerini şöyle tamamladı: Son borsa skandalını da evelallah devletimizin ve toplu konutun desteğiyle ttrafa pek caktırmadan "aüatıyonız." Hastane koridorlannda işaret parmağını dudağına dayayan hemşire misali herkese "sos" talimatı verilmiş, kimseden tıs çıkmıyor. Dendiğine göre Türkinvest'in ödeme güçlüğüne düşmesinin ardından toplu konut hem bizzat hem de pek kör kör parmağım gözüne olmasın diye borsadaki diğer aracı kurumlara fon sağlayarak alım yaptırıyor ve "Bakın borsamız kapı gibi, endeks de yükseliyor" havası verdiriliyormuş. Kimisi borsadaki son olay için "fkinci KastelK olayı" diyor. Kimisi özellikle son günl'erde toplu konut aracılığryla borsada her şeyin güllük gülistanlıkmış gibi gösterilmesini "devlet eliyle komedi oynanıyor" şeklinde yorumluyor ve "Burası hukuk devleti mi degil mi? Turkiyenin hnkuk devleti olduğuna inancınuz her geçen gün azalıyor" diyor. n.ı amria Devlet Bakanıraız Güneş Taner, Türkinvest'e emanet makbuzu karşılığı paralanm teslim eden ve vade dolduğunda geri alamayan bankalar için "Olayda bankalann ihmali var" demiş. tngilizce konuşmaya pek meraklı bakanımız, para kaptıran bankacılan bir arada bulsa eminiz Amerika'da geçen yü Wall Street'te oynayanlar için bestdenmiş ve uzun süre liste başı kalmış "Don't worry, be happy" şarkısım terennüm edecektir. Can Kıraç'la 2000'li yıllara Koç Holding ldare Komitesi Başkanı Can Kıraç'ın DYP tstanbul ll Örgütü'nün düzenlediği bir panelde tek sanayici olarak konuşmaolar arasında yer aldığını görünce doğrusu biraz şaşırmıştık. Sayın Kıraç'ı izlemek amacıyla panele gidip de kalabalığı görünce şaşkınlığımu kat kat arttı. Çünkü izleyeceğimiz panelin son dönemin en pbpüler partisi tarafından düzenlendiğini göz ardı etmiştik. Hınca hınç kalabalık arasında kendimize zar zor yer bulup Can Kıraç'ı dinlerken 20O0'li yülar Türkiyesi'nin en önemli ihtiyaçlarından birinin de "Bderier" olduğunu yeniden hatırladık. Kıraç şöyle diyordu: • 2000'li yıllara doğru alternatifler azalmakta, teknokratlar giderek daha fazla politikaya hâkım olmaktadır. 1964 yılı; teknokrat formasyonlu bir kişinin Türk siyasi hayatında soramluluk olarak yeni bir kadro oluşturmay a başladığı tarihtir. • DPT'den gelen kadrolar, bugün Cumhurbaşkanhğı makamına kadar çıkmışlardır. İltifat için soylemiyonım, teknokratlann Türk siyasi ha> atına girişleri Sayın Demirel'le başlamıştır. • Siyasette deneyim çok onemlidir. Başan, ekip çalışmasına baglıdır. Türkiye'nin yetişmiş kadrolannı bir orkestra şefi gibi yönetecek liderlere ihtiyaç vardır. ken bu denli bir siyasi toplulukla karşılaşacağım ummadığmı belirtiyor ve şöyle diyordu: "lşimin başındayım. Benim yaşımdan sonra siyasi hayatta başanlı olmak çok zor. Panetdeki konuşmamda da soyledün. Siyasette deneyim çok önemlidir. Ben siyasette kişilerin yukardan inmesini dognı bulmayorum. Aşagıdan geJerek her şeyi ozümseyerek ve belli deneyimlerden geçerek siyaset basamaklannı tırmanmak gerek." Can Kıraç, Koç lmparatorluğu'ndaki köşkünde yıllarca suskun kalmaya özen gösterdikten sonra son 45 ay içinde 3 kez topluma hitap etmiş, hatta Yöntek'in toplantısında tek başına saatlerce kürsüde kalmıştı. Acaba bunun nedeni neydi? "Yavaş yavaş dışan acılmaya başladım," diyordu Sayın Kıraç ve DYP'nin çarşamba günkü toplantısmdan bir gün önce Harp Akademileri'nde de bir konferans verdiğini ve 3 saat süren sonılu yanıtlı bu toplantıda "Türk Sanayii ve Türk Sanayiinin Geleceği"ni anlattığını ekliyordu. Yabancı sermaye ve özelleştirme "Türkiye'nin içinde bulunduğu sorunlar çözumsuz degildir. Bunun için öncelikle ekonomik ve siyasi istikrann sağlanması şarttır. Ekonominin bugun ulaştığı nokta tuiarlı, sabırlı, bilimsel ve halkın büyük çoğunluğunun siyasi desteğine sahip iktidarlann başanlı oiabUeceği devasa sorunlar yumağıdır." Dolaylı vergilerin tırmanışı (% 1981 1988 2.1 Dolaylı vergi sancısı Ekonomi Servisi Toplam vergiler içindeki payı 1980'li yıllann başından itibaren hızla yükselen dolaylı vergiler, geçen yıl yüzde 60'ı da aştı. Sigara, içki ve çeşitli mal ve hizmetlerden alınan dolaylı vergileri herkesin eşit düzeyde ödemesi nedeniyle "adaletsiz" olarak nitelendiriyorlar. Dolaylı vergilerin tüm dünyada yüzde 4045 düzeyinde bulunmasına karşılık Türkiye'de yüzde 60'lara tırmanması da eleştirüen diğer bir konu. Dolaylı vergilerin toplam vergiler içindeki payı yüzde 39'dan yüzde 60.4'e kadar tırmanırken servetten alınan vergilerin payı yüzde 2 düzeyinde kaldı. Gelirden alınan vergilerin toplam vergiler içindeki payı da 1980'li yıllarda hızla düşerken, bu vergi kalemi içindeki ücretliden alınan vergilerin payı da yükseldi. Kıraç Maalesef Türkiye'de lider yaratma ve liderleri destekleme konusunda cesaret verici davranış yok. Aksine zaman zaman liderleri tasfiye etme geleneğimiz var. masının ardından kalabalık salonu terk ederken hâlâ Can Kıraç ve DYP ilişkisi aklımızın bir yanında asüı kalmıştı. Bu konuyu kendisine sorduğumuzda ise panelde konuşmayı kabul eder Doğrudan vergiler 1984 Ootaylt vergfter 1988 Servet vergileri Paris'teki2. Türk bankası için şampanyalar patlıyor Kıır farkı fonu kredileri • ANKARA (ANKA) Merkez Bankası'nca belirlenen dış krediler kur farkı fonu kapsamındaki kredilere aralık ayında, yüzde 44.77 faiz uygulanacak. Merkez Bankası'nın bugünkü Resmi Gazete'de yayımlanan tebliğine göre bu oran vadeye bakılmaksızın tüm krediler için geçerli olacak. Vakıflar Bankası, Emlak Kredi ve Finansbank'ın • Maalesef Türkiye'de lider ya Paris'teki ratma ve liderieri destekleme ko "bankaları" nusunda cesaret verici davranışlar yok, aksine zaman zaman tasfıye etme geleneğimiz var. Ama ben bunu siy asetteki liderler için değil, beyaz eşyada, otomotivde ya da başka sektörlerdeki liderler için söylüyorum. Çünkü liderliğin saıiece siyasi kesimlere has olduğu gibi çarpık bir bakışa karşıyım. • Artık Türk halkı yarınlar, gelecek nesiller için fedakârlık yapma tahammulünü aşmıştır. Türk halkı bugün rahat yaşamak istemektedir ve bunu sağlayacak liderlere ihtiyaç vardıı. Can Kıraç'ın bu ilginç konuş için ilk şampanyalar bugün patlatıhyor. tki devlet Alver Bilgisayar ihalesi • ANKARA (AA) Başbakanlık tarafından mayıs ayında açılan uluslararası bilgisayar sistemi ihalesi sonuçlandı. Ihaleyi, Biltek Ue ABD'li Data General firmalan üstlendi. Ihaleye aynca Eltek, Koç Uniysis ve IBM firmalan da teklif getirmişti. 7.1 milyon dolar yatınmla gerçekleştirilecek proje, Başbakanlık merkezinde ihtiyaç görülen birimlerde bilgisayar sistemi kurulmasını içeriyor. Bilgisayar sisteminden, cumhuriyet dönemi arşivlerinin yeniden ve sistematik bir şekilde düzenlenmest işlerinde de yararlanılacak. KoNUK BAKAN ATLIKÖSKTE Voroniırden yatırını çağrısı Sakıp Sabancı, Sovyet lideri Gorbaçov'a yazdığı mektupta, "Azim ve inanç ile başlattığımz glasnost ve perestroyka doktrininiz, dünya tarihinde bir çığır açacak niteliktedir" dedi. İSTANBUL (AA) Sovyetler Birliği Başbakan Birinci Yardımcısı Lev Voronin, Sabancı Topluluğu ile ortak yatınm yapabileceklerini söyledi. Maliye ve Gümrük Bakanı Ekrem Pakdemirli'nin resmi konuğu olarak tstanbul'da bulunan Lev Voronin, dün işadamı Şakıp Sabancı'yı, Atlı Köşk'te ziyaret ederek bir süre görüştü. Ziyaret sırasında bir konuşma yapan Voronin, önceki gün Kocaeli'nde Sabancı Topluluğu'na ait tesisleri gezerken üstün bir teknoloji ile çalıştıklannı saptadığını belirterek, "Tarafınızdan işbirliği konusunda detaylı bir teklif gelmesi halinde, teklifinizi olumlu olarak değerlendirebiliriz. Görevlendireceğiniz bir temsiki vasıtasıyla, göruşebilir ve ortak yatınmlara gidebiliriz" dedi. Sakıp Sabancı da Türkiye'nin SSCB'den doğalgaz aldığını belirterek, "Türkiye, aldığı bu gazın parasını sadece lunonportakal satarak ödeyemez. Sovyetler Birliği' nde birçok hammadde var, bnnlan ortak kuracağımız bir fsbrikada işler, hem So>yet pazannda, hem Türkiye pazannda hem de 3. ülke pazariannda değerlendirebiliriz" şeklinde konuştu. Sabancı, Japon Toyoto firma Sabancı'ıun mektubu sı ile Türkiye'de ortak yatınm yaSakıp Sabancı Sovyet lideri Konuk bakan, daha sonra tzpılması konusunda görüşmelerin sürdürüldüğünü de belirterek, Gorbaçov'a yazdığı mektupta mir'e gitti. "tsterseniz sizde bu projeye ortak olun, üçlu bir şekilde projeyi canlandıralım" dedi. Daha sonra Sabana, konuk bakana SSCB'de açtığı tablolardan ve hat sanatmdan oluşan koleksiyonunu gezdirdi ve içinde hat sanatıyla Sakıp Sabana yazıb bir gümüş tepsiyi hediye etti. Sabancı, Voronin'e, Gorbaçov'a verilmek üzere de bir tepsiyle bir mektup verdi. şöyle dedi: "Eksetanslan Gorbacov, Azim ve inanç Ue başlattığınız glasnost ve perestroyka doktrininiz, dünya tarihinde bir çığır açacak niteliktedir. tleride Avrupa tarihi yazarlan bu büyük başannızı değerlendirecekJerdir ve size layık oldnğnnuz yeri vertceklerine eminim. Aynca dünya banşı için yaptıklannızdan dolayı sizi bir Türk işadamı ve sanayici olarak yürekten alluşlıyonam. Saygılanmı sunuyorum." bankasıyla bir özel bankamn ortaklık kurarak dışanya açılmalarında ilk proje olan Emrak Bankası'nın Paris'teki temsilciliğinin, bir Fransız Bankası statüsüne dönüştürülmesinden vazgeçilmiş ve yepyeni bir banka oluşturulması kararlaştırünuş. Bu çerçevede işin içine bir de Fransız bankacı ortak alınmış: Bank Worms. 3 Türk bankası, Paris'te ku Ozyeğin Civan rulacak yeni bankaya yüzde 30'ar hisseyle ortak olacaklarmış. Fransız Bank VVorms ise yüzde 10 pay alacakmış. Sermayesi 50 milyon frank (yaklaşık 20 milyar lira) olan bu bankanın 1990ilkbaharında faaliyete geçmesi bekleniyor. Fransızlar .bu amaçla Türkiye'ye gelmişler ve ilk ortaklık protokolü bugün imzalanıyormuş. Metrekareye 3 bankacı Bankalar Birliği'nin tstanbul trtibat Bürosu'nun önceki akşamki açılışı, ekonomi basınındaki biz gazeteciler için adeta bir "cennetti". Merkez Bankası Başkanı Rüşdü Saracoğlu ve Bankalar Birliği Genel Sekreteri tjstün Sanver'in evsahipliğini yaptığı açılışta "metre kareye 3 bankacı" düşüyordu. Merkez Bankası Başkanlığı'na bir süre vekâlet eden Zekeriya Yıldırun, îş Bankası Genel Müdürü Ünal Korukçu, Sümerbank Genel Müdürü Ahmet Özerdim, bu açılış için Ankara'dan gelmişlerdi. Akbank Genel Müdürü Hamit Beili ve Yapı Kredi Bankası Genel Müdürü Barhan Karacam da ordaydılar. Bir ara Zekeriya Yüdınm, Pamukbank Genel Müdürü Bülent Şcnver, Manufacturers Hanover Türkiye Genel Müdürü AtJHa Uras ve Netbank Genel Müdürü Caner Ersoy'un bulunduğu taraftan kahkahalar yükseldi. Meğer Yüdınm, Şenver ve Uras Darüşşafakalıymışlar. Darüşşafaka Spor Derneği'nin de üyesi olan bu 3 bankacı adına Zekeriya Yüdınm, basketbol takımırun üniformasına Netbank'tan ilan istemiş. Caner Ersoy, "Burada sizler dururken bu ilan bana düşer mi?" diyecek olmuş. Yıldınm da "Olsun, zaten Darüşşafaka da ikinci ligde" diye yarut vermiş. Bu muhabbeti bize Caner Ersoy aktardı ve "birinci lige çıkarsa ilan işini düşünüriız" diye de espri yaptı. Açılışta Sümerbank Genel Müdürü Ahmet Özerdim'le de sohbet olanağı bulduk. Özerdim, "lstanbul'a geldikçe, böyte topluluklarda bulundukça şaşıyorum. Gerçi ben de eskiden özel sektördeydim, ama şimdi kamu sektöründe olunca bakışlar çok değişiyor. Bakıyonım baradaki bankacüar ve işadamlan kirian naal maksimize ederiz diye düşünüyoriar. Oysa Ankara'da kamu kuruluşlannın başındaki kişiler olarak bizim tek kafa yordugumuz şey zaran nünimize etmek" dedi. Tam o sırada Pamukbank Genel Müdürü Bülent Şenver de adaşı işadamı Bülent Eczaabaşı'na Pamukbank'ın "ECU mevduat hesabı"nı "satmaya" çalışıyordu. Çizgi filnıle vergi eğitimi • ANKARA (ANKA) Maliye ve Gümrük Bakanhğı Gelirler Genel Müdürü Altan Tufan, ANKA'ya televizyonda yayımlanan ve vergi ödeme ahlakını yerleştirmeyi amaçlayan "1 Dakika" spot programlarının başarıya ulaştığmı belirterek aynı amaçla çizgi fılmler hazırlatılmakta olduğunu açıkladı. Altan Tufan, eğitime yönelik ve vergi ödeme bilincini çocuktan yetişkinlere kadar tüm toplum kesimlere yerleştirmeyi amaçlayan çizgi fîlmlerin yılbaşından sonra televizyonda yayımlanmasına başlanacağını bildirdi. Nasco, Okumuş'a galip İstanbul 4. Ticaret Mahkemesi, Mehmet Okumuş'un, Nasco'nun elinde bulunan 21 şirkete koydurduğu tedbir karannı kaldırdı. Ekonomi Servisi 80'li yıllann yıldız işadamlanndan Mehmet Okumuş'un Nasco aleyhine açtığı dava reddedildi. Dün 4. Ticaret Mahkemesi'nde yapılan dava1 da, Mehmet Okumuş'un Nasco nun elindeki 21 şirkete koydurduğu ihtiyati tedbir de kaldmldı. Toplam 21 şirketi ile 80 milyar liralık borçlarımn merkezi Milano'da bulunan Nasco'ya devrinden sonra uzun süre sessiz kalan Mehmet Okumuş, birkaç ay önce sesini yeniden duyurdu. Saleh Nasreddin'in başmda bulunduğu Nasco Grubu'nun taahhütlerini yerine getirmediği gerekçesiyle mahkemeye başvuran ve 21 şirketin hisse senetlerine ihtiyati tedbir koyduran Okumuş'un davası dunkü mahkemede sonuçlandı. Mahkeme, Okumuş'un açtığı davayı reddetti, ihtiyati tedbiri de kaldırdı. Batık işadamı, dava sonuçlamncaya kadar şirketlerin başkasına devrini önlemek için ihtiyati tedbir koydurmuştu. Suikast ve Korukçu tş Bankası, Ercan Holding'in maii sıkıntıya düşmesi sonucu alacaklanna karşılık devraldığı MAN hisselerini tam elden çıkanyormuş ki bir ölüm olayı işe taş koymuş. İş Bankası Genel Müdürü Ünal Korukçu, arkadaşımız Esin Sungur'a anlattığına göre önceki gün suikast sonucu öldürülen Alman Deutsche Bank'ın Yönetim Kurulu Başkam Alfred Herrhausen Ue iki hafta kadar önce Viyana'da buluş' muş ve elindeki MAN hisselerinin Deutsche Bank'a satışı için prensip anlaşmasına varmışnuş. Şimdi her şeye sil baştan başlamak gerekecekrrüş. Korukçu, bu yüzden bugünlerde çok üzgünmüş. Bu arada Deutsche Bank'ın Alman Daimler Benz'in yüzde 30 hissesine sahip olduğunu hatırlamakta yarar var. Deutsche Bank MAN'a da ortak olursa, Türkiye pazannı paylaşan Mercedes ve MAN açısından oldukça ilginç bir durum ortaya çıkacak. Bankalann yükü hafifleyecek Y&RReklamevi evliliği ilan edildi Merkez Bankası Başkanı Rüşdü Saracoğlu, 1990 yılı hedefleri arasmda munzam karşılık ve disponibilite oranının düşürülmesi, faizden alınan banka ve sigorta muameleleri vergisi ile mevduat sigorta fonunun düşürülmesinin bulunduğunu açıkladı. Ekonomi Servisi Merkez Bankası bankalann yükünü hafifletmeye hazırlanıyor. Merkez Bankası Başkanı Rüşdü Saracoglu, 1990 yılında mevduat munzam karşılıkları ve disponibilite oranı ile mevduat faizi üzerinden yapılan kesintilerin indirileceğini açıkladı. tktisat Fakültesi Mezunlan Cemiyeti tarafından düzenlenen, "1990'lara Girerken Mali Sektörün Yapısal Dönüşüm Sorunlan" konulu panelin açış konuşmasını yapan Merkez Bankası Başkanı Saracoğlu, 1989 yılında bankaların faiz yanşına girerek kârlarını düşürdüklerini söyledi. Merkez bankalannın faize müdahale etmesinin dünyada geçerli bir yöntikrarlı ve yanlış beklentiler yaratmadan indirmek gerekiyor. Bu amaçla munzam karşılık ve disponibilite oranının düşüriılmesi yanında faizden alınan banka ve sigorta muameleleri vergisi ile mevduat sigorta fonunun düşüriılmesi, 1990 yılı hedefleri içinde yer tem olduğunu anlatan Saracoğlu, alacaktır." "Biz artık Merkez Bankası olarak faize berhangi bir müdahalede Üretimdeki enflasyon bulunmuyoruz. Bankalar mali yaPanelde konuşan Hazine ve Dış pılanna göre karar verip faiz Ticaret Müsteşan Namık Kemal uyguluyorlar" dedi. Bankalann Kılıç, kamu açıklarının kapatılbu nedenle sosyal sorumluluk ması ve üretim maliyetinin düşüyüklendiklerini belirten Saracoğ rülmesi için gerek en tüm tedbirlu, faiz politikasımn rasyonelleş lerin alındığını belirterek, "Üretirilmesi için iki yönlü bir çaba ge timdeki enflasyonun nedenini rektiğini vurguladı. Saracoğlu, anlamıyorum" dedi. Kılıç, bazı şunlan söyledi: yazarlann yanlış beklenti yarata"Mevduat munzam karşılıkla rak enflasyonu körüklediğini öne rı ve disponibilite oranı çok yük sürerek sanayicilerin yanlış yönsek, bu bankalann plase edecek lendiğini belirtti. leri kaynaklan azaltıyor. Aynca Üretim maliyetini düşürmek kredi faizi uzerinde de ek külfet için ithalattan alınan gümrük ve ler var. Faiz politikasını rasyonel fon oranlannı önemli ölçüde düleştirmek için mevduat ve kredi fa şürdüklerini anlatan Kılıç, yapıizi arasındaki farkı kademeli, is lan düzenlemede lüks tüketim mallanndaki koruma oranlarının yüzde 100'e, normal tüketim mallannda yüzde 50'ye, ara mallarında yüzde 30'a, temel hammadde ve yatınm mallannda da sıfıra indirildiğini hatırlattı. Sanayileşmek isteniyorsa, Türkiye'nin bir enflasyon faturası ödemesinin kaçınılmaz olduğunu savunan Kılıç, Türkiye'deki tek sorunun enflasyon olduğunu belirterek, "Tek sorun enflasyonsa ona da bakanz. Zaten bakıyoruz" dedi. Kılıç, 1990 yılında yapılması planlanan bazı yasa değişikliklerine de değınerek şu bilgiyi verdi: de satan yerler de sigorta kapsamına alınacak. Finansal kiralama De ilgili mevzuatta da yatınm mallannın Idralanmasında fuıansman kolaylığı getirmeyi duşüaüyoruz." Gazetemiz yazarlarından Osman Ulagay da mali sektörün tıihai bir hedef değil, aracı olduğuna değinerek dış ve iç kaynak arttırma sonınuna dikkati çekti. 1980'den sonra Türkiye'nin dış kaynak kullanma olanaklarını çok aruırdığmı vurgulayan Ulagay, iç kaynaklarla ilgili KtT'ierde ve vergi politikasında atılım yapılmadığı için sorunlarla karşılaşıldığını ve enflasyonun artuğını söyledi. Panelde konuşan Kalkınma Bankası Genel Müdürü tsmail Emen, Merkez Bankası'nın uyguladığı kur politikası ile Türkiye'nin enflasyondevalüasyon kıskacından kurtulduğunu belirterek banka sektorünün 1990'larda zor rekabet koşulları ile karşılaşacağım öne sürdü. Ekonomi Servisi Young and Rubicam(Y&R) ile Reklamevi'nin evlilikleri dün düzenlenen basın toplantısıyla ilan edildi. Y&R Avrupa Başİcanı Joseph E.De Deo, Türkiye'ye gelişlerini üç nedene dayandırdı. Deo, Türkiye'ye gelişlerinin birinci nedeni olarak, "Türkiye'de temsil edilmeksizin Avrupa ve dünya çapındaki ağzınuzın tamamlanmış olarak düşünülmeyeceğine karar vermemiz gerekti" dedi. Deo, bu konudaki düşüncelerini şöyle ifade etti: "İkincisi, Türkiye'nin gelişen ekonomisinin açık ve belirgin olanaklan vardı: Büyüyen Turk şirketleri Ue çalışma fırsatı. Buraya gelişimizi hızlandıran ise nihayet doğnı ortağı bulmamız oldu. Bu, tarihimizdeki en yonıcu araşnrma oldu. İki yıl sürdü ve bu süre içinde altmıştan fazla ajansı inceledik. Sonunda Reklamevi'nde iş } apma fdsef emizi ve gelecege ilişkin görnşüınnzii paylaşan ortağı bulduk." Türkiye'deki müşterilerine, reklamın yanı sıra pazarlama danışmanlığı, satış geüştirme, direkt pazarlama, halkla ilişkiler ve tasarımdan oluşan iletişim destekleri vereceklerini anlatan Joseph E.De Deo, Young and Rubicam'\n dünya çapında 12 bin çalışam bulunduğunu söyledi. Deo sözlerini şöyle tamamladı: "Firma bürokrasisine, zorlama sistemlere, sabit tekniklerle inanmıyonız. Biz bireylere, bireylerin kendi işlerini, kendilerince ve kendi insanlannca dognı olan yöntemlerle, müşterilerine ve ülkelerine uyan tarzda kurmaianna inanıyoruz. Reklaroevi ve Young and Rubicam, büyük bir reklam ajansının bir hayati unsuru olmadan idare edilemeyeceğini düşünürler: tnsan. Bu insanlanmızın refahınailgi göstermek demektir." Ingiliz bakan geliyor • Ekonomi Servisi îngiltere Ticaret Bakanı Lord Trefgarne, Türkiye'deki yetkililerle ikili göriişmelerde bulunmak üzere pazartesi günü Türkiye'ye gelecek. İngiltere Ticaret Bakanı, Hazine ve dış ticaretten sorumlu Devlet Bakanı Güneş Taner, Sanayi ve Ticaret Bakanı Şükrü Yürür, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarı Namık Kemal Kılıç ve Ulaştırma Bakanhğı Müsteşan Ali Tigrel'le görüşmeler yapacak. "1990 yılında Bankalar Yasası'nın kredi limitleriyle ileili 38. maddesini degiştirerek KIT'lere açılan ve bankalararası kredilerin de limite girmesini sağlayacağız. Aynca, yatınm fonlannın içe ve dışa açılması için belirli bir rasyo duşlüyonız. Sigorta konusunda da zonınluluk kapsamı genişletilerek sinema gibi halka açık yerler, lokantalar ve patlayıcı mad
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle