27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/16 DIŞ HABERLER 11 ARALIK 1989 Komünist yönetim sonbuldu Devlet Başkanı Gustav Husak yeni hükümetin görevi devralmasından sonra istifa etti. 21 bakandan oluşan yeni hükümette komünistler 10 bakanlık, komünist olmayanlar ise 11 bakanlık aldılar. Dış Haberler Servisi Çekoslovakya'da dün ilk kez komıinistlerin azınlıkta kaldıkları hükümet kurulurken, Devlet Başkanı Gnstav Husak istifa etti. Ülkede dün kurulan yeni hükümette komünistler 41 yıldır ilk kez azınlığa düştüler, Devlet Başkanı Gustav Husak yeni hükümetin görevi almasından sonra istifasını sundu. Husak, önceki akşam televızyondan yaptığı açıklamada, yeni hükümetin görevi devralmasından sonra istifa edecegini belirtmişti. 1968'de Çekoslovakya'nın işgalinden sonra iktidara gelen Gustav Husak'ın istifası, muhalefetin önde gden koşullanndan biri idı. Muhalefet, Çekoslovakya'da istikrar ve huzumn sağlanabilmesi için Gustav Husak'ın istifa etmesinin zorunlu olduğunu belirtiyordu. Gözlemciler yeni hükümette komıinistlerin azınlığa düşmesinin ve Husak'ın istifa etmesinin muhalefet için büyuk zafer olduğunu belirtiyorlar. Başbakan Marian Calfa tarafından önceki akşam televizyonda açıklanan sandalye dağılraıına göre komünistler, tarihlerinde ilk kez olarak bir hükümette azıiüık durumuna düştüler. 21 kişiden oluşan kabinenin, yalnızca 10 sandalyesinin komunistlere ait olacağını açıklayan Başbakan Calfa, Halkçı Parti ile Sosyalist Parti'ye 2'şer, hiçbir siyası partiye bağlı olmayan kişilere de 7 bakanlık verileceğini söyledi. Calfa'nın bu sözleri, muhalefet gruplan arasında "zafer" olarak değerlendırildi. Sivil Forum, sonuçtan memnun olduğunu açıkladı, Komünist Parti'ye yakınlıklan ile bilinen Halkçı Parti ile Sosyalist Parti'nin de yeni hükümette "denge rolıi" oynamaları bekleniyor. Ajanslar, Çekoslovakya'da yeni cumhurbaşkanının 14 gun içinde seçilmesinin beklendiğini bildiriyorlar. Husak'ın yerine cum ÇEKOSLOVAKYA K.omünistler 41 yıldır ilk kez hükümette azmlığa düştü. hurbaşkaru olarak gösterilen iki aday ise Sivil Forum hderlerinden oyun yazarı Vaclav Havel ve eski Başbakan Ladislav Adamec. Prag'daki diplomatik kaynaklar, Havel'in, cumhurbaşkanı seçilmek için daha fazla şansa sahıp olduğunu belirtiyorlar. Çekoslovakya'da 1968'de yaşanan "Prag BaharT'mn lideri Alexander Dubçek, cumhurbaşkanı olabileceğini söyledi. Dubçek, devlet radyosuna verdiği demeçte, eğer kendisine bu görev önerilirse, cumhurbaşkanlığmı kabul edebüeceğini belirtti. Sovyet müdahalesi sonucu 1968'deki reform hareketi yanm kalarak KP liderliğinden ahnan Dubçek, 1970'te KP üyeüginden de atılnuştı. Dubçek'in, Komünist Parti açısından, cumhurbaşkanlığı için adı geçen diğer kişi olan rejim muhalifi yazar Vaclav Havel'den daha kabul edilebilir olduğu kaydediliyor. Yeni Başbakan Marian Calfa, cumhurbaşkanının kim olacağının daha belirlenemediğini söylemişti. Bu arada Sivil Forum tarafından yapılan genel grev çağnsının uygulanmayacağı bildirildi. Sivil Forum tarafından yapılan açıklamada, yeni oluşturulan federal hükümetin, muhalefetin istekleri doğmltusunda ger çekleştiği belirtilerek genel greve gitmek için artık neden kalmadığı bildirildi. Öte yandan, ç'ekoslovakya fçişleri Bakanı Frantisek Pinc, Komünist Partisi'nin polis içindeki etkisinin kaldınlacağını açıkladı. AP'nin haberine göre Pinc, terorizmle mucadele amacıyla kurulan karşı casusluk servislerinin yeniden gözden geçirileceğinj kaydetti. Çekoslovakya eski Başbakanı Lubomir Strtıgal, parlamento ve KP Merkez Komitesi uyeliklerinden aynldığmı açıkladı. Strugal, böylece son resmi görevlerini de bırakmış oldu. Strugal, parti yönetiminin yenilenme çabalannı kolaylaştırmak amacıyla bu görevlerini bıraktığını bildirdi. Çekoslovakya'da özellikle ekonomik alandaki reformlardan yana tutumuyla tanınan Strugal 1968'de, işgal ordulannın çekilmesini isteyen bir mektuba imzasım koyarak Alexander Dubçek'e destek vermişti. Ancak bu davranış Cumhurbaşkanı Gustav Husak'ın gözünde prestijini sarsmamıştı. Çekoslovakya'da Komünist Partisi'nin iktidar tekeline son veren yeni hükümetin açıklanmasına kadar ilginç gelişmeler yaşandı. Bir ay öncesine kadar reformlara karşı dii'nen Çekoslovakya'da 17 kasımda düzenlenen öğrenci yürüyüşü ve bu yürüyüşün polis zonıyla dağıtılması, gelişmelere büyük bir ivme kazandırdı. 29 kasımda alınan bir kararla Komünist Parti'nin öncü rolüne son verildi. Çekoslovakya'da daha sonra başını Sivil Forum'un çektiği muhalefet, birbiri ardına gelen istekJer paketini Komünist Parti yönetimine kabul ettirmeye çalıştı. Geçen haftaya gelindiğinde ise eski Başbakan Ladislav Adamec'in açıkladığı ve komünistlerin çoğunlukta olduğu hükümet tartışmalan daha da güçlendirdi. Sivil Forum, genel grev çağnsında bulunurken, Adamec, yeni bir federal hükümet kurulması için muhalefet liderleri ile görüşmelere başladı. Adamec, daha sonra da 7 aralıkta "grev ve ultimatom tehdidiyle hükümet kuramayacağını" belirterek görevinden istifa etti. Adamec'in yerine başbakanlık görevine gelinlen Marian Calfa, son iki gün içerisinde "yuvarlak masa" olarak adlandınlan görüşmelerde muhalefet liderleri ile bir araya geldi. Calfa, önceki gün de yeni federal hükümetteki sandalye dağıiımının belli olduğunu açıkladı. Bakanlann listesi: Valtr Komarek (KP), Jan Carnogurskyi (Partisız) (Başbakan birinci >ardımcılan) Frantisek Pitra (KP), Josef Hromadka (Partisiz), Frantisek Reichel (Halkçı Parti), Oldrich Bursky (Sosyalist Parti), Vladimir Dlouhy (KP). (Başbakan yardımcılan) Dışişleri Bakanı: Jıri Dienstbier (Partisiz) Milli Savunma Bakanı: Miroslav Vacek (KP) Maliye Bakanı: Vaclav Klaus (Partisiz) Dış Ticaret Bakanı: Andrej Barcak (KP) Çahsma ve Sosyal İsler Bakanı: Petr Miller (Partisiz) Enerji Bakanı: Frantisek Pinc (KP) Ulaşürma ve Haberleşme Bakanı: Frantisek Podlena (KP) DemirÇdik, Mekanik ve Elektronik Bakanı: Ladislav Vodrazka (KP) Federal Ücreller Bürosa Bakanı: Ladislav Dvorak (Sosyalist) Halk Denetim Komitesi Bakanı: Kvetoslava Korinkova (Partisiz) Ricnard Sacher (Halkçı Parti), Robert Martinko (Partisiz). Hükümette henuz tçişleri Bakanı atanmadı. Koltuksuz bakan. 50 bin kişi demokrasi ıçın yürudu SOFYA (AA) Bulgaristan'ın başkenti Sofya'da dün yaklaşık 50 bin kişinin katıldığı gösteride, hükümetle muhalefet arasında yuvarlak masa görüşmeleri yapı Iması çağrısında bulunuldu. Gösteriyi düzenleyen 19bağımsızkunıluşundesteğiylehazırlanankararda, 10 kasımda değişen Komünist Partisi yönetiminin reform girişimleri olumlu karşılandı, ancak reformların çok ya vaş olduğu belirtildi. Kararda, KP Merkez Komitesi' nin istifa etmesi de istendi. Kararda, Türk azınlık sorununa barışçı bir çözüm bulmak için bir parlamento komisyonu oluşturulması çağnsında da bulunuldu. KP'nin polis teşkilatı ve işyerlerinden çıkması ve partinin mali kaynaklanmn açıklanraası da istenilen kararda, hükümetle muhalefet arasında yapılacak görüşmelerde serbest seçimler, haberleşme özgürlüğu, toplantı özgurlüğü ve siyasi parti kurma özgürlüğunün tartışılması çağnsında bulunuldu. Kararda ayrıca, yeni bir anayasa hazırlanması talepedildi. Göstericiler," 1990'da serbest seçimler yapılsın", "Pariamentoda parti dışından iiyeleryiizdeSOolsun", "Musumanlara hoşgorii sağlansın" şeklinde pankartlar taşıdılar. Eyiem sırasında çevrede az sayıda polis bulunduğu bildirildi. Bu arada, gösteriye katılan yaklaşık 2 bin Türk, "tsimkrimizigeriistiyonız"diyeslogan attılar. tnsan HaklanTopluluğu'nun üyesi Husan Belkov, Türkler'in yaşadığı bazı İcasabalardan gösteriye katümak için Sofya'ya gelmek isteyen bazı kişilerin engellendiğini söyledi. Gösteride onaylanan bildiride aynca, Türk azınlık sorununu sonışturmak, sorunılularını belirlemek ve banşçı bir çözum bulmak amacıyla bağımsız üyelerin de dahil edileceği bir parlamento komisyonu oluşturulması istendi. BULGARİSTAN DEMOKRATİK ALMANYA Ülke ciddi ekonomik bunalım içinde İJaşbakan Hans Modrovv, dış borçların 20 milyar doları aştığını söyleyerek işletmelerin yetkisini arttıracaklarını ve Merkez Bankası'nın bağımsızlığını sağlayacaklarını belirtti. SEVlNÇ GÖZYAŞLARI Prag'da yeni hükümetin acıklanmasından sonra göstericilerin bazılan sevinçlen agladılar. İSPANYA Madrid'de AT kaygısı lspanya, AT'nin yardımlarının Doğu Avrupa'ya kaymasından ve kendisinin "kenar mahalle" durumuna düşmesinden kaygılanıyor. MtNE SAULNBER la daha kuzey ve daha doğuya kayacak. Ve îspanya, topluluğun "kenar mahallesi" kalacak. Portekiz ve Yunanistan için aynı tehlike daha da büyük. "Kenar mahalle" kalmak deyimi, AT yatınm ve yardımlannın uzağına düşmek anlamında kuUanılmakta. Bugün için AT üyeleri arasındaki göreceli yoksullan, göreceİi zenginlere yaklaştırmayı, bu iki grup arasındaki ekonomik düzey farkını azaltmayı amaçlayan topluluk yardımlanndan en çok üç ülke yararlanıyor: Îspanya, Portekiz ve Yunanistan. AT'nin fonlannı başka bir odağa yöneltmesi halinde ilk zarara uğrayacak olan bu üç ülke içinde en iyi durumiia olan Îspanya. (Örneğin Türkiye'nin girişi söz konusu olsa, İspanya için yine aynı tehlike var. (Demokratikleşme sürecine giren ve AT'nin kapısını çalmak için birbirini çiğneyen Doğu Avrupa ülkeleri arasında tspanya'nın kişi başına düşen, gayri safi ulusal hasılasını aşan bir tek Demokratik Almanya var. Diğerlerinin hepsi tspanya'nın altında. Bunlar, Avrupa Topluluğu'ndan ekonomik destek ve karşılıklı ticaret ayncalığı sağladıklan zaman, îspanya yardım zarfına veda etmenin yanı sıra ciddi bir ekonomik rekabetle karşı karşıya kalacak. Geçen hafta Strasbourg'da gerçekleşen AT devlet başkanlan ve bakanlar kurulu toplantısma, İspanya Başbakanı Felipe Gonzalez ile Dışişleri Bakanı Femandez Ordonez, söz konusu kuşku ve itirazlannı içeren kalın bir dosyayla katıldılar. İspanya, bu denklemde Yunanistan ve Portekiz'in avukatlığına da soyunmuş bulunuyor. Örneğin Ispanyol Devlet Sekreteri (Devlet Başkanı karşılığı) Pedro Solbes, konuyla ilgili olarak basına şöyle bir açıklamada bulundu: •Tüsi başına düsen geürieri düsük diye endüstri alanında kendilerinden kal be kat geUşmiş SSCB, Polonya ya da Çekoslovakya^ ya yardım diye Lizbon (Portekiz) ve Atina yönetimlerine haydi ceplerinizi bosaltın denemez!" Görüldüğü gibi İspanya, ATnin Doğu Avrupa'ya destek vermesine çok temkinli bir yaklaşım içerisinde. Hayır demiyor; Gonzalez yeni gittiği Macaristan'a bizzat ekonomik yardım sözü verdi, ama bu yardımların Akdeniz ülkeleri "pahasına" olmasına karşı. Gorbi: Öncü rol şimdilik korunmalı MOSKOVA (AA/AP) Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreteri Mihail Gorbaçov, ülkedeki reform sürecini aşın derecede hızlandırmamn hiçbir anlam tasımadığını belirterek Sovyet Komünist Partisi'nin toplumdaki öncü rolünün şimdilik konınması gerektiğini söyledi. Mihail Gorbaçov, Sovyetler Birliği Komünist Partisi (SBKP) Merkez Komitesinin önceki günkü toplantısında yaptığı ve metni dünkü gazetelerde yayımlanan konuştnasında Sovyet Komunist Partisi'ni toplumdaki yeniden yapılanma sürecinin öncüsü ve güvencesi olarak gördüğunü bildirdi. Toplumda yeni bir mekanizma oluşturularak iktidann kimler ve hangi organlarca, hangi yollarla kullanılacağı belirlenmeden, Sovyet Anayasası'nın değiştirilmesine karşı olduğunu kaydeden Mihail Gorbaçov, SBKP'nin bugünkü konumuyla varlığının ülkede serbest seçimlerin yapılması açısından bir engel oluşturmadığııu savundu. Sovyet lideri, ülkedeki yeniden yapılanma sürecinin belirli bir aşamasına ulaşdmasından ve yeni yapılann işlerlik kazanmasından sonra Sovyet Anayasası'nın SBKP'ye iktidar tekeli veren maddesi dahil tüm maddelerinin değiştirilebileceğini de vurguladı. SBKP'nin perestroykaya destek olacak tüm toplumsal güçlerle dayanışmaya haar olduğunu belirten Mihail Gorbaçov, ancak bu süreç içinde bazı grupların parti ile işçi sınıfını karşı karşıya getirmek istedikleri yolunda uyarıda bulundu. Sovyet liderinin bu uyansının yann başlayacak 2. Halk Temsilcileri Kongresi'nde Sovyet Anayasası'mn SBKP'ye iktidar tekeli sağlayan 6. maddesinin değiştirilmesi istemiyle tüm ülkede bugün iki saatlik genel greve gidilmesi çağnsında bulunan fızikçi Andrei Saharov'a yoneltilmiş sert bir eleştiri olduğu belirtiliyor. Mihail Gorbaçov, SBKP Merkez Komitesi toplantısında yaptığı konuşmada bu hafta düzenleyeceği kongrede SBKP'den ayrılma planlan yapmakta olan Litvanya Komünist Partisi'nin liderlerini de uyardı. Gorbaçov, bu yöndeki adtmlann, SBKP'nin öncü siyasi bir güç olarak bütünlüğünü yok etme tehlikesini yarattığmı kaydetti. Merkez komite toplanüsında Doğu Avrupa'daki gelişmelere de değinen Mihail Gorbaçov, "dostnmuz ve komşurauz" olarak nitelediği bu ülkelerdeki değişikliklerin yaşanan gelişim sürecinin "doğal bir sonuca" olduğunu kaydetti. SSCB yolsuzluk olayına tanık oluyorduk. Biz bunnn için mi çalıştık çabaladık" diyorlardı. Ve bu "kirii ismin" Sosyalist Birlik Partisi DOCU/BATl BERLİN Demokratik Almanya Başbakanı Hans Modrow, "Eko isminin mutlaka değiştirilmesini savunuyorlardı. nomik reform politikalannın sosyalist yePartisinin idealleri için canla başla çalınOenmehin temel taşını oluşturduğunu" şân bu insanlann bir tek isteği vardı kuruibildirdi. tayda, "Bir daha enâyi yerine konulmamak." Yabancı sennayeyi ülkeye çekmeyi ve sı Bunu simgelemek için seçimlerden sonra yenai tesislerin yöneticilerinin yetkililerini art ni Başkan Gregor Gysi'ye koca bir süpürtırmayı plarüadıklannı belirten Modrovv, ge armağan ediyorlardı. "Al bu süpürgeyi "Merkez Bankası'nın bağımsızlığını" sağ partide ne kadar pisiik varsa temizle" diyorlayacaklarını ifade etti. Yabancı şırketlerin lardı. Gysi de Stalinizme son verdiklerini, D. Almanya'da ortak fırmalar kurmaları ama Stalinist yapıdan ve düşüncelerden için gerekli düzenlemelerin anayasa degişik annmalannın uzun zaman isteyeceğini belikierinden önce yapılacağını belirten Mod lirtiyor bunun için buyük çaba harcamalarovv, ülke ekonomisinin "çok ciddi" bir bu rmın gerekeceğini vurguluyordu. Gysi dün nalımla karşı karşıya olduğunu kaydetti ve akşam kendisiyle yapılan bir röportajda, sosyalist olmayan ülkelere dış borçlar top TV'nin bir sonısunu şöyle yanıtlıyordu: lamının 20 milyar doları aştığını söyledi. Kunıltaydaki konuşmalannızda sık sık Modrow, ekonomik reform programım sosyalizm sözcügünü kullandınız, ama kohazırlamak için özel bir hükümet komisyo munizm kelimesini hiç agzınıza almadımz Sosyalist Birlik Partisi komiinist bir parti nu kurulduğunu da belirttkdegil mi artık? Kurultay yeri bu kez gdrkemli "Cumhu Biz pek çok gelenekten yararlanan bir riyet Sarayı" değil bir spor salonuydu. Sosparti olmak istiyoruz. Yani hem komünkt yalist Birlik Partisi adını taşıyan Demokrageleneğin ideallerinden hem de sosyal detik Alman Komünist Partisi ilk kez bir kumokrasinin reformcu geleneklerinden yararrultayını bir spor salonunda düzenliyor ve lanmak amaandayız. Sonuçta sınıfsız topsalonun önünde biriken halk, içerdeki lumu hedefleyen komünistleriz, ama sosyal "yofctaşlara" küfredebiliyordu. "Pis domozdemokratlardan da öğreneceğimiz çok şey lar, çıkın dısan", "44 yıllık diktatoıiiik >«tvar. mez mi?", "Ne loplandınız yine, istemiyoŞimdi Politbüro ile merkez komitenin yanu", "Yeter sizden çektiğimiz." m sıra, "genel sekreteriik" de.kaldınldı. BaşHoŞi Minh Caddesi'ndekı Dinamo Spor kan ve yönetim kurulu var sadece. Başkanı Salonu'nun içinde ise bir kader kurultayı yapılıyordu. Burada da ilk kez delegeler iste da artık merkez komite değil, doğrudan kudikleri gibi konuşabiliyorlar, hatta partinin rultay üçte iki oy çoğunluğuyla seçebiliyor. feshedilmesini bile önerebiliyorlardı. Bir de Sosyalist Birlik Partisi Kurultayı henuz talege "43 yıldır sustnk, önümüze konan lis mamlanmadı. Kurultaya bu hafta sonunda telere pannak kaldırdık. DUimizi, kişiligi da devam edilecek. Büyük bir bekientiye gömizi unuttuk" diyor. Tartışmalann kapatıl re partinin ismi de bu toplantıda değiştirilecek. "Demokratik Sosyalist Parti" baş ması önerisine karşı çıkıyordu. Tartışmalar aday yeni parti isimleri arasında. 3 ana noktada odaklanıyordu. GÜNER YÜREKLtK MADRİD Doğu Bloku olarak nitelenen Avrupa ülkelerinin Batı Avrupa'daki demokratik değerlere dev adımlarla vaklaşması ilk günlerde tspanya'da da sevinç alkışlanyla karşılandı. Ama birbirini izleyen sürpriz değişimlerin turfanda coşkusu, Ispanyol devlet adamlan arasında yerini derin bir kaygıya bırakmakta gecikmedi. Felipe Gonzalez hükümeti, Avrupa Topluluğu'na tam üye olduğundan beri lspanyanın önemini arttırarak yüruyen topluluk içi ilişkilerin, şimdi ülkenin aleyhine sonuçlanacak bir yörungeye girmesinden korkuluyor. Ve bu korkusunu, ustü kapalı diplomatik tümceler yerine doğrudan ve açıkça ifade ediyor. Ispanya'nın sorunu, aslında biraz da bütün Akdeniz ülkelerinin ortak endişesi. Doğu Aunanya, Batı Almanya ile birlejirse; Polonya, Çekoslovakya, Bulgaristan ve Macaristan devreye girerse, Avrupa Topluluğu'nun çekim merkezi; dev Amıanya onderlıgınue ıster ıstemez Akdeniz'e oraıı 1 tşlenen hatalar, 2 Yeni parti çizgisi, 3Isim değişikliği. Delegeler işlenen hatalann büyük bir öfke ve öz elestinyle bilincindeydiler. "Koyun gibi parti disiplinine uyduk, köriı köriine ber şeye inandık ve kullamldık. Bunun ne kadar yanlış oldoğunu goıüyoroz" diyorlar. Bu tecrübelerden sonra Stalinizmle, faşizm arasında ne denli benzerlik olduğunu anladıklannı belirtiyorlardı. Yer yer öfkeliydiler. Yer yer umutlu bir şeyleri yeniden değiştirmenin kavgasını vermenin heyecanıyla doluydular. Bazılan ise daha bir soğukkanlıydı. "Bauda da bir süni yolsuzluk olnyor, kimse aldınnıyor. Bizdeki kadar millet ayaklanmıyor. Orası alışmış yolsozluga, biz ise auşmadık. tdealleri olan bir toplnmuz" diyordu. Kimileri ise inanmış ve aptaJ yerine konularak aldatılmış bir insan dramım yansınyordu: "Ben şunca yıldır parti üyesoim. Komunistira, çabsüğun işyerinde parti üyesi arkadaslanm var, hep birlikte partimiz için bir şeyler yapmaya uğrasük. Son haftalarda ber aksam yorgun argın eve geliyor, ber akşam TV'de yeni bir PORTRE GREGOR GYSİ Liberal Başkan Komünist Parti'nin yeni Başkanı Gregor Gysi, 41 yaşında partinin başına gelmekle, Doğu Avrupa'nın en geçen komünist lideri olma özelliğini kazandı. Doğu Berlinü liberal bir avukat olan Gysi, yaşının yanı sıra, kişisel özellikleriyle de aJışılmış komünist yönetici tipinin çok dışında. Gysi, sakin, sempatik görünüşüyle, rahat ve akıcı konuşmasıyla, yuzünden eksik olmayan gülümsemesiyle, alışılmış bürokrat imajını değiştireceğe benziyor. Komünist Parti üyesi olmasına karşm, sık sık rejim karşıtlanmn avukatlığını yapan Gysi, eski lider Erich Honecker ve onun çevresine hiç yakınlaşmadı. Son gelişmelerde her zaman 'Yeni Forum' adlı muhalefet grubunu destekledi ve reformlardan yana oldu. Adı ilk kez yuvarlak masa görüşmelerinde duyuldu. önceki gün yapılan ve tek aday olarak katıldığı başkanlık oylamasında 2 bin 714 delegeden 2 bin 588'inin oyunu alarak Komünist Parti'nin yüzde 95.32'sinin onayıyla partinin yeni başkanı oldu. Oylamadan önce delegelere hitaben yaptığı konuşmada, "Çağdaş bir toplum, çağdaş bir anlayışa örnek olacak yeni bir parti istiyoruz" diyordu. "Bu yeni sosyalist parti, bir sınıf partisi veya kitlelerin partisi olmayacaktır; demokrat sosyalistlerin toplandığı bir çatı görevini görecektir;' Gysi, partinin geleceği konusunda iyimser olduğunu söylüyor. Gysi'ye göre parti, gelecek yıl yapılması planlanan seçimleri kazanmak için canım dişine takarak çalışacak. Ancak aynı zamanda diğer partilerle koalisyon kurmak için de gerekli hazırlıklan yapmalı ve bu konuda istekli olduğunu diğerlerine gösterebilmeli. Gysi, Demokratik Alman Komünist Partisi'nin 6. başkanı oluyor. 1946'da Komünist Parti ile Sosyal Demokrat Parti zorla birleştirildikten sonra ilk Başkan Otto Grotewohl olmuş, bu başkanlığı kendisiyle 1954'e kadar Wilhelm Pieck paylaşmıştı. Daha sonra VValter Ulbricht (19541971), Eric Honecker (19711989) ve Egon Krenz genel sekreter sıfatıyla partiye başkanlık etmişlerdi. 'Baş casus'un değişen rolü Uemokratik Alman istihbarat örgütünün eski başkanı, geçmişteki eylemleri ve insanlann farklı fıkirlerinden dolayı devlet düşmanı olarak tutuklanmalarını "ideolojik sapıklık" olarak niteledi. Dış Haberier Servisi Doğu Almanya'yı saran rejime muhalefet ve demokrasi mücadelesi ortamında bile Stalinci yapılaşmanın göklere çıkardığı istihbarat servisinin başının, eski rejimin önde gelen bir eleştirmeni olarak ortaya çıkması şaşırtıcı geliyor. Ne var ki Markus Wolf, karanlık günleri tumüyie geride bırakmış. Artık 16 milyon insana yıllar boyu korku salan devlet güvenlik güçlerinin dağıtılmasımn kararh bir savunucusu olarak ortaya çıkıyor. International Herald Tribune'da yer alan bir habere göre Batıya casus yerleştirmedeki ustalığı ile John Le Carri'nin casusluk romanlanndaki Karla için bir tip oluşturan Markus Wolf, yeni Başbakan Hans Modrow'un kendisinden emeklilik hayatını bir yana bırakarak güvenlik örgütlerini yeniden düzenlemesini istediğini açıkladı. Wolf, hükümette bir görev almak istemediğini, ancak "dost" olarak nitelediği Modrow'a "gayri resmi danışmanlık" yapacağını belirtti. Wolf, şunlan söyledi: "Eski doktrine sırtımızı çevirmeli ve bu sistemin apparat'ının boyntlannı çarpıcı biçimde küçültmeiijiz. Farklı fikirden insanlar, devletin düşmanı olmamalanna ragmen tntnklandılar ve baskılara ugradılar. Bu tehlikeli ideolojik sapıklığa son verilmelidir." Wolf bir süre önce Yeni Forum adlı muhalefet hareketinin lideri Barbel Bohley'le birlesmiş ve sokak gösterilerinin başlatılmasını ve serbest seçimler için mücadeleyi savunmuştu. Bu tutumu, devlet güvenlik örgütü "Stati"ye karşı yıllar yılı mücadele eden ve ülkeye geri dönmesine ancak geçen yıl izin verilen ünlü muhalif ve sanatçı Barbel Bohley'i önceleri çok şaşırtmış ve hatta ürkütmuştü. VVolf '.'kariyerini" tartışırken, 20 yıl önce casus Gunter Gofllaame'un VVilly Brandt'ın ofısine sızdırılmasının siyasal bir hata olduğunu ve kendi ülkesinin çıkarlarına zarar verdiğini ilk kez açıkladı. "Bu, biraz da rastlantı olmuştu, istemedigimiz bir şeydi. Sonuç olarak Dogu Alman Cumhnriyeti'ne zarar verdi, çıinkii Doğu ile Batı Almanya arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi olsnaklannı yok etti." Ünlü casus, bu konuda Batı Alman eski başbakanından kişisel olarak özur dilediğini de belirtti. Bilindiği gibi 1974'teki Guillaume skandalı, sosyal demokrat liderin başbakanlıktan ayrılmasma neden olmuştu. Wolf bir süredir "Die Troika" adlı kitabmın tanıtımını da yapıyor. Bu yıhn başında yayımlanan kitapta eski casus yeni yazar, Doğu Alman, Rus ve Amerikalı üç gendn ideolojik ve coğrafi farklılaşmalara rağmen dost olmayı öğrenmelerini anlatıyor. VVolf kitabım, DoğuBatı çatışmasını ve ülkesindeki baskılan yıllarca gözledikten sonra yazdığını söylüyor. "Farklı fikiriere karşı hoşgönisüzluğün iilkeme nasıl zarar verdiğini fark ettim" diyor Wolf. "Gerçeği dile getirmek zorondayız. Tabular olmamah". 66 yaşındaki VVolf üç yıl önce emekliye aynlmış. Parti ve Devlet Başkanı Honecker'le kendi patronu Devlet Güvenlik Bakanı Erich Mielke'nin imtiyazlarını kötüye kullanmalarına ve yozlaşmalanna artık tahammül edemez hale gelmiş. VVolf, iki eski liderle ilgili sert eleştirilerini sürdürerek Honecker'in halka karşı işlediği suçlardan dolayı yargılanmasını talep ediyor. "Öyle sanıyorum ki, kornmalanna şimdi çok daha fazla ihtiyaç duyabilir".
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle