18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/16 26 EKÎM 1989 Eserini taşıyamadı Altı yaşındaki küçuk VVİIIİam, "cadıgecesi" ıçin buyük bir kabağı saatlerce oyarak yaptığı feneri evine taşımak isteyince oldukça zor anlar yaşadı. Küçuk William. büyük uğraşlar sonucu eserini hasar görmeden odasına göturebildı. (Fotoğraf: AP) Çevreye bir darbe daha MüĞLA (Cumhuriyet) Yatağan yöresindeki Iin> it kömürlerinden uranyum üretilmesi için Atora Enerjisi Kurumu'na TEK tarafından başvuru yapıldığj öğrenildi. Yatağan Belediye Başkanı Sadi Özcan, "Biz santralın zararlannın önlenmesini isterken, onlar uranyum iiretimini giindeme getiriyorlar" dedi. Sağlık Bakanlığı'nın emriyle Muğla Valiliği'nce inceleraeye alınan Yatağan Çayı'nda Muğla'da oluştunılan bilirkişi heyeti tarafından gerekli araştırmaya başlandı. Ancak heyet Muğla'da yeterli laboratuvar bulunmaması nedeniyle daha önce Yatağan Belediyesi'nin mahkeme kararıyla Ege Üniversitesi'ne yaptırdığı incelemenin sonucuna göre bir rapor yazılıp bakanlığa gönderilmesine karar verildi. tşkence tazminatı davası tstanbul Haber Servisi İşkence gördüğünü İstanbul Tabip Odası ve İstanbul Adli Tabipliğinin raporlanyla kanıtladığını öne süren öğretmen tbrabim Tiirfc, Içişleri Bakanlığı'na 10 milyon liralık "işkencenin neden olduğu zarara tazminat" davası açtı. Davayı açtığım dün tnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi'nde düzenlenen bir basın toplantısında duyuran Türk, olayı Uluslararası Af Örgütü'ne de belgeleri ile birlikte ilettiğini, ayrıca ilgili emniyet yetkilileri hakkında da bir ceza davası açtığım söyledi. İHD istanbul Şubesi'nin Tünel'deki birasında dün düzenlediği basın toplantısında belgeleri açıklayan İbrahim Türk, "Bu ayıp bepimizindir" diye konuştu. 90 baharının çiçekleri 1990 yılının gelmesine daha aylar varken, gelecek yılın ilkbaharyaz modası, tüm yeni desenleriyle, çizgileriyle ve renkleriyle Paris podyumlarında boy göstermeye başladı bile. Avrupa'mn gözde modacılarmdan Emmanuel Ungaro da çiçekli poplin dekolteleriyle, gelecek yılın en dikkat çeken modellerini Parisli konuklara sundu. (Fotoğraf: AP) kendisıni durduran polıse saldıran Zsa Zsa Gabor, çıkanldığı mahkemede hâkım tarafından suçlu bulunarak 3 gün hücre cezasına çarptırıldı. Zsa Zsa'nın mahkeme öncesı uzun uzun görüştuğü avukab Zsa Zsa'yı ceza almaktan kurtaramadı. (Fotoğrat AP) Avukatı Zsa Zstfyı kurtaramadı HABERLEREV DEVAMI Tarihin Gerisinde Kalmak... olsun diplomasi arenasında varlığını geçmiSovyetler'de "glasnost" ile "perestroy şe göre çok daha fazla duyurmasına neden ka"n\r\ başlatmış olduğu değişimin nereye olacaktır. HeleTürkiye gibi, yerini Batı dünyası içinvaracağını kestirmek olanaksız. Ancak, örneğin piyasa mekanizmalarma yönelik de de secmiş bir ülke açısından bu gelişmeleğişiklikler, ister istemez Leninist parti mode rin daha büyük önemi vardır. Türkiye, çevresindeki ve dünyadaki bu delini de tartışma gündemine getiriyor. Ekono mide katı merkezi planlamadan vazgeçilir ğişimin kendi üstündeki istikrarsızlaştırıcı etken, komünist partisinin iktidar tekelini na kilerini en aza indirebilmek için ne yapsıl sürdürebileceği sorusu zihinleri kurcalı malıdır? Sadece duygusal çıkışlar ve hamasi edeyor. Ayrıca demokratikleşme, Sovyetler'de milliyetçi akımlan körükleyerek su yüzüne çı biyatla bir yere varamayız. Serinkanlı düşünmekten ve akılcı adımlar atmaktan başka çakartıyor. Türkiye'nin bütün bunlardan etkilenme re yoktur. En başta, demokrasi ve insan haklarına mesi söz konusu otamaz. Batı ile, ABD ile, Batı Avrupa ile, Avrupa Topluluğu ile ülke ilişkin sicilini bir an önce Batı standartlarına mizin ilişkileri, bu gelişmelerin tümünden uygun hale getirmelidir Türkiye. İnsanlarını, "komünisttir!", "İslamcıdırl", şudur budur didalga dalga etkileniyor, etkilenecektir. Orneğin, Amerikan Kongresi zeminine ge ye cezalandırmaktan, demir parmaklık arkatirilen Ermeni soykınmı tasarısı ve Kürt sorusında tutmaktan vazgeçmelidir. İkinci olarak, ekonomisini ayakları üstüne nu ile Sovyetler'de parlayan milliyetçilik akımlarının birbiriyle ilintisi bir yerde yadsı dikebilmenin, modernleşmenin akılcı yollanabilir mi? Bayan Mitterrand'la Senatör Ed rım bulabilmelidir. Üçünçü olarak, dış politikasını ve ulusal ward Kennedy'nin Kürt sorununu uluslararası kamuoyunda ilgi odağı yapma cabala güvenlik stratejisini gözden geçirecek merının ardında, bu kişilerin yalnızca insan hak kanizmaları bir an önce harekete geçirilebillarına dönük düşkünlükleri mi yatıyor? San melidir (Örneğin bu alanda bazı Batı ülkelerinde olduğu gibi, bir "stratejik araştırmalar mıyoruz. Ama ne olursa olsun, özellikle Sovyetler' ensfffüsü"nün neden birtürlü kurulamadığıdeki gelişmelerle birlikte, milliyetçi akımla na akıl erdirmek güçtür). Bunları yapamazsak, bıraz daha oyalanırrın önümüzdeki on yıllarda tarih sahnesinde daha büyük yer dolduracaklan anlaşılıyor. sak, tarihin gerisinde kalacağız. Türkiye gibi coğrafyası çok zor ve duyarlı Bunun gibi, dünyada esmeye başlayan demokrasi rüzgâriarı, insan hakları sorunla bir ülke açısından ise, bunun bedeli çok tehrının arkasındaki politik dürtü ne olursa likeli olabilir. (Baştaraft 1. Sayfada) TÜSIAD ile Hükümet yine kapıştı Ekonomi Servisi Maliye ve zulması, bir tarafın kayınlması Gümruk Bakanlığı, kredi faizleıi miimkiin değildir. Vergi diizenlenin bir bölümunün gider gösteri melerinde, \ergi tabanının eenişlememesini öngören yasa tasarı letilmesi öngöriilmektedir. fş âlesında geri adım atıyor. Tasan kap minde vergi paketi aleyhinde kamsamına Islami bankalara ödenen panya doğacaksa, ben anlayaca"faiz"lerin de alınması için çalış gım ki vergi tabanının genişletilmalar yürütülüyor. Maliye Baka mesinden rahatsızlık duvuluyor." nı Ekrem Pakdemirii de, tasanmn, T Î T C Î A r v . n »».ılnr^.r.^. Bu arada TÜSİAD Yönetira Kurulu, dün bankacı üyelerinin de katıldığı bir toplantı yaptı. Toplantı sonuçlarını bir bildiriyie açıklayan TÜSİAD Yönetim Kurulu, tasanyı "ekonomiyi kara paranın kucağına itecek" bir girişim olarak nitelendirdi. TÜSİAD açıklamasında tasarının "ekonomiyi kredilere başvurmaktan caydırma amacıyla" hazırlandığı hatırlatılarak "Oysa şirketler kredi kullanımına ekonomik ha><aün zaruretleri dolayısıyla girmektedirler. Hele kredi maliyetlerinin bu denli yüksek olduğu göz önünde tutulursa kredi kullanmakta işietmelerin ne kadar isteksiz olduklan açıkça ortaya çıkar" denildi. Tasanrun bankalar açısından da büyük önem taşıdığırun vurgulandığı TÜSÎAD açıklamasında, bu tasanmn "gerçekte yüksek olan banka kredi maliyetlerini daha da yukanya iteceği"ne dikkat çekildi ve "Ticari bankaların topladığı mevduatlan plase edememekten doğan me>cut guçluklerine ilave olarak bankalar sistemi daha da zorlanacaktır" denildi. Açıklamada daha sonra şu noktalara dikkat çekildi: "Finans giderierinin masraf yazılmayıp adela kârmış gibi vergilendirilmesi, tüm sınai ve ticari şirketlerle bankalan ekonomik olarak çokertirken, diğer yandan vergi kaçakçılığını teşvik edecektir. Söz konusu tasan ile, işietmelerin özkaynak kullamnıının teşvik edildiği anlaşılmaktadır. Ancak bütün dünyada ticari banka sistemi iş hayatına kredi verir ve bu kredilerin faizleri de gider yazılırken, ülkemizde niçin bu yola gidildiği anlaşılamamaktadır. 1990 yılında kamu sektöni finansman açıklanmn artan oranlarda banka seklonınden sağlanması zoranlulugu da hukumeti bu yola itmis olabilir. Para ve sermaye piyasasının jüzde 95'inin kamu finansmanına aktanldığı günümüzde, bu oranı indirmek yerine yüzde 9S99'« çıkarmaya gayret göstermek piyasa ekonomisinin geleceği için çok ağır bir tehdit sayıltnal»dır. Hem banka sistemini hem de ticari hayatımızı temelden sarsabilecek bu kabil tedbirlerin, iş hayatı ile yeterince istişare etmeden ve kamuoyu hazırlanmadan yasalaşUnlma)a çabşüması piyasa ekonomisi esaslanyla bağdaşmamaktadır." TÜSİAD açıklamasında daha sonra "Tasanyı ekonomiye indirilmis bir darbe olarak nitelendiriyor ve ekonominin iflasına ve ileride telafisi mumkün olmayacak boyutlarda çöküntüye neden olacağına inanıyonız" denildi ve tasanmn yol açabileceği sakıncalar şöyle sıralandı: • Ekonomik hayatı temelinden sarsacak, • Tefecilik piyasasım teşvik edecek, • Vergi kaçaklannı artbracak, • Ekonomiyi kara paranın kucağına itecek, • Özel finans kurumlan lehine olan haksız rekabeti daha da arttıracak, • Yetersiz olan özkaynaklan eriterek ekonominin dışa bağımlılığını arttıracak, • Üretimi azaltarak işsizliği ve hayat pahalılığını arttıracaktır. (Baftarafı 1. Sayfada) UGUR MUMCU GOZLEM bankalar ile Islami bankalar an.: T U S I A D in açiklamasi sında a>nm yapmayacağınj savundu. Bu arada, dun konuyu göriişmek üzere bankacı üyeleriyle birlikte bir toplantı yapan Türk Sanayici ve Işadamlan Derneği (TÜStAD) Yönetim Kurulu, bir açıklama yaparak "Bu kanun tasansının kanunlaşması halinde ekonotninin ileride telafisi mumkün olmayacak buyullarda çokuntüye uğrayacağına inanıyor, lasanyı ekonoraiye indirilmis ağır bir darbe olarak nitelendiriyonız" dedi. Ankara büromuzun haberine göre Gelir Vergisi Kanunu'nun 41. maddesine, Kuruınlar Vergisi Kanunu'nun da 15. maddesine birer bend eklenerek kredi faizlerinin bir bölumünün gider olarak gösterilemeyeceği yönünde getirilmesi planlanan duzenleme bankacılık, ticaret ve sanayi çevrelerinden büyük tepki çekti.Tasarının, Islarni bankacılıkta uygulanan kâr ve iştirak payı ile vade farkını kapsamaması, maliye bürokrasisinde de tartışmalara yol açtı. Maliye içinde, bu aynmı ortadan kaldıracak formül arayışına başlandı. Ancak bu ayrımın aşılmasını sağlayacak teknik sorunlann henüz üstesinden gelinemediği bildirildi. Bu arada tstanbul Ticaret Odası'nın dun düzenlenen vergi ödul töreninde konuşan MaHye ve Gümrük Bakanı Ekrem Pakdemirii, uygulamanın ayrıma yol açmayacağını savundu. Pakdemirii, tasanmn yasalaşması durumunda, uygulama surecinin şekil ve koşullarının da tartışılarak "halledileceğini" beürterek bu konuda şunları söyledi: "Faizi doğnıdan doğnıya gösteren ve göstermeyen sistemlerin bulunduğu ve bu nedenle uygulamada sorun çıkacağı belirtiliyor. Siz hiç endise etnıeyin. Maliyeciler banları bulmaya mahirdir. Hangi sislemde kredi alınırsa alınsın, bankanın nevi ve şekli ayırl edilemez. Böyle bira>rım yapsak Danışuy'dan döner. Eşitligin bo Diğer tepkiler Bu arada, tasanya iş dünyasının çeşitli kesimlerinden gelen tepkiler dün de sürdü. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Sanayi Konseyi Başkanı Şinasi Ertan, tasanmn ' i ş dünyası ve bankacılık sistemini kökünden sarsacak nitelikte" olduğunu belirterek "Bu tasanmn gercekleşmesi halinde, zaten özkaynak dış kaynak dengesi bozulan sanayinin dengesi daha da bozulacaktır" dedi. Konuyla ilgili olarak dün bir açıklama yapan tthalatçı ve thracatçılar Derneği (TİDER) Başkanı Fermani Altun da tasanyı eleştirdi ve şu görüşleri belirtti: "Türk ticaretinin büyük bunalım içinde olduğu ve iflaslann alabildiğine sürdüğü bir dönemde de>let tarafından hiçbir destek verilmediği gibi >eni ağır koşullann getirilmesiyle bu bunalım daha da artacaktır." CUNEYT ARCAYUREK yazıyor (Baftarafı 1. Sayfada) yorlardı. (Baştarafı 1. Sayfada) Oysa gerçek ortadaydı. Anaya pa'nın istemlerine "uygun" olduöynadığı ANAP grubu SHP'nin sa, oy verme işlemine katılmaya ğu ifade ediliyor. katkısınr sağlayacak. Inönü, dün sabah Yargıtay'ı zi hiçbır partiyi zorlamıyordu. Ama Cumhuriyet muhabirinin yayarete giderken telefönda "bizim anayasa, cumhurbaşkanı seçimi bancı diplomatik kaynaklardan ne ilk iki turda 300 kişinin katıl edindiği bilgiye göre Iran Cumtavrımızda değişiklık yok" dedi. Üçüncü turda da seçime katılma masını öngörüyordu. ANAP 286 hurbaşkanı Haşemi Rafsancani'yacaktı. Birdenbire demokratik üyesiyle oylamalan yapıyor, Mec nin Körfez savaşı sonrasında ülhayatı anımsayan TÖ'nün görüş lıs Başkanı Akbulut, oy ayrımına kesine uluslararası platformda me çağrısına ne anlam verece geçilmeden zarflan saydırmıyor, "yeni bir yer" bulma çabası doğüçte iki katılım varmış gibi oy ayı rultusunda biçimlendirilen plan, ğini bir türlü tartamıyordu. TÖ'nün gecikmiş görüşme nmı yaparak sonuç ilan ediyordu. Tahran yönetiminin ilgili makanıİkinci turdan sonra, kuliste larınca geliştirildı. Diplomatik çağrısına kulak verip vermeyeceğıni SHP lıderine soruyorduk. anayasa mahkemesine başvuru kaynaklar, planın "çok uzun Her şey olup bitmiş, uyarılara ku hakkının doğup doğmadığı tartış dönemli" olarak değerlendirilmelak asmayan TÖ, Çankaya yolu maları yapılıyordu. Bir Anayasa si ve söz konusu uç ülkenin temel na çıkmış gidiyor. Oturup ne ko Mahkemesi üyesıne göre üçte iki iç ve dış politikalannda "kökten" değişiklikler yaratmayacak bir nuşacaklar? 31 ekimden önce çoğunluğun oylamaya katılma "siyasi adımlar bütünü" olarak bir araya gelseler, ülkeyı doludiz ması yasaya ters düşüyordu. algılanması gerektiğini kaygın ıstikrarsızlığa sürükleyen TÖ, Yüksek Mahkeme oy ışlemini in dettiler. Islam Devrimi'nin siyasi Çankaya idealinden vazgeçtığini celemeye alamazdı. Fakat olarak "yalnızlaştırdığı", Körfez mi söyleyecek? Aklı sıra İnönü1 ANAP'ın uyguladığı yöntemi savaşının ise "ekonomik olarak yü kandıracağını sanıyor. mahkeme "içtüzüğün eylemli ta >ıprattığı" Iran, bolgede işbirliğiSHP'nin aylardır sürdürdüğü po dili niteliğinde görerek denetle ni geliştirebileceği iki ulke olarak litikaları, madem ki TÖ'müz iste yebilirdı." Pakistan ve Türkiye'yi görüyor. di, hemen değiştireceğini hayal Anayasa Mahkemesi ne baş îrn^'ın Arap ülkeleri ve sekiz yıl ediyor. vuru dün belli belirsizdi. Kuşku savaştığı Irak'la ilişkilerınin Bir parti ulusal yararlar uğru suz İnönü, sağlam dayanaklara "gergin" olduğunu hatırlatan na yeni çıkan koşullan dikkate oturtmadan olumlu ya da olum kaynaklar, Tahran'ın Türkiye ve alarak görüşlerinden ödünler ve suz sonuçlar verecek böyle bir Pakistan'a yakınlaşma yönünderebilir. Çankaya konusunda kişi girişimde bulunmayacaktı. Çev ki tercihlerinin Ayetullah Humeysel yararlar dışında hangi ulusal resiyle. hukukçularla konuyu tar ni'nin ölürnü (4 Haziran 1989) politika var ki... İnönü, kim ve ne tıştığı yadsınamazdı. Beri yandan sonrasında "dünyadaki hızlı ensürecinden üe için politikasını tersyüz edecek? demokrasinin yazılı olmayan ku tegrasyon etkilenerek" ortaya çıktığını kayTÖ ıçin! Polıtıkayı bencıllıkle sa rallarını dikkate alıyor, üçte iki oy dediyorlar. Iran Cumhurbaşkanı rıp sarmalamış TÖ'yü meşru kı zorunluluğuna karşın TÖ'nün ol Rafsancani'nin pazartesi günü balacak hareketi SHP neden baş dubıtti hevesini sindiremiyordu. sın toplantısındaki bazı sozleri ise latsın? Ama dikkat edinız TÖ Demirel de aynı kanıdaydı. Ona bu tercihlerin "artık telaffuz edilhangi noktaya geldi. Neredeyse göre TÖ, her şeyi göze alarak raeje baslandıgını gostergesi" saAllah rızası için Inönüden üçün "formalıteyi tamamlıyordu." yılıyor. Rat'sancani basın toplancu tura girmesinı isteyecek! Dün sabahkı söyleşimizde İnö tısında, "Ticari alışverişimizi, tekİnönü, dün sabah "umutsuz nü, yumuşak sesiyle "Oradan nik işbirliğimizi, sijasi işbirliğimivaka" TÖ'nün çağrılarına kulak inecek, ama zaman alacak" de zi arltırabiliriz. Özellikle, bunu asmadığını. asmayacağını do di. Demirel de 'Halkla ındirece bölgesel diizeyde tran, Pakistan Türkiye arasında kunduruyordu. TÖ Çankaya'da ğiz. TÖ, halkla Çankaya'dan iner ve huzur içinde yaşasın diye hem se Türkiyede demokrasi yüz yıl gerçekleştirebüiriz" demişti. partinın hem de kişisel onurunu arızasız işleyecek" diyordu. ipe çektirmeyeceğini bilerek koİkinci turdan sonra yeni başbanuşuyordu. SHP'nin zikzaklı po kan senaryoları canlandı. Hasan litikalar izlediğı kanısı giderek yer Celal Güzel ile Mesut Yılmaz, (Baftarafı I. Sayfada) etmeye başlarken,TObeyimız is TÖ'nün "robot başbakan" aradı yer alan haberde, kurucularının tiyor diye bir de üçüncü tura ka ğını biliyorlar. "TÖ'ye rağmen" li çoğunluğunu eski subayların oluştılmak... TÖ'yü Çankaya'da meş derlık yarışından kopmayacakları turduğu "Kalkan" adlı bağımsız rulaştırmak... Namlunun ucuna gözleniyor. Özellikle HCG'nin. grubun, Sovyet subayları arasınalnını dayamak olacaktı. Aralarında bir noktada uzlaşma da huzursuzluğun yoğunlaştığı bir Üçte iki çoğunlukla ilk ikı turun ya vardıklarını gösteren belirtiler dönemde ortaya çıktığı kaydedigerçekleşmesinı öngören anaya var. TÖ'nün parti genel başkan liyor. Gazete, daha bir yıl oncesa maddesine karşın, ANAP'ın lığından istifa ettiği gün, oiağa sine kadar askeri bir sendikadan grup çoğunluğuyla TÖ'yü seç nüstü kongreye kadar parti lider söz etmenin bile vatana ihanet ile meyı yeğlemesini, SHP incele liğini üstlenecek kişinin cyunbaz özdeş tutulduğu Sovyetler meye aldı. Meclis belırli çoğun lık yapmayacak, herhangi bir Birliği'nde, Kalkan grubunun lukla açılabılirdı, ama cumhur grubun sultasına düşmeyecek Sovyet parlamentosu içinde desbaşkanı oylamasına 300 milletve "tıynette" birı olmasını istiyorlar. tek sağlamayı başardığını belirtikilinin katılması gerekıyordu. Bu TÖ, oldubittiyle "robot bir yor. Grubun geçen cumartesi gugörüş, ANAP davranışını anaya kişiyı" başbakan atayacak olur nu kiralık bir salonda düzenledisaya aykırı bulabilirdi. Turlar da sa, HCG ile MY, grupta birlikte ği toplantıya katılan 250 kişi araha başlamadan İnönü, üçte iki hareket edecekler, karşı çıkacak sında birçok parlamento üyesi de çeğuniuğa dikkatleri çekmek is lar. Başbakan ve lıder adayına yer aldı. Kalkan grubunun kurutemiştı. SHP lıderi 300 oy zorla MKYK'da da birlikte savaşım ve culanndan, üstlerini eleştirdiği masını anayasanın "uzlaşma recekler. Olağanüstü kongrede için şubat ayında ordudaki görevinden azledilen Yarbay Vitaly arayışına" bağlıyordu. yolları aynlacak, örgüt bazında Urazhtsev, yarışından fazlasını Uç partınin bir aday üzerinde çarpışacaklar. Kım kazanırsa öte halen orduda görevli subayların uzlaşmasından fellik fellik kaçan kı yeni lıderle "uyum" içinde ça oluşturduğu 300 kişilik topluluTÖ'ye göre, üçte iki çoğunluk ne lışmayı kabul edecek ğun programlarını imzaladığını demekti? Üçte iki demek, ANAP Bu senaryolar, çeşitli olasılık duyurdu. çoğunluğu demekti. iktidar, mu lara göre birlikte hareket etmeyi. halefetin 300 oy zorunluluğuna demokratik kurallara uyarak uyÖte yandan Sovyetler Birlidayanarak Anayasa Mahkeme gar sonuçlar almayı ongören ği'nde, Kuzey Kutbu'na yakın si'ne başvurmasından kuşkulan davranışları ıçeriyor. Vorkuta kentindeki bazı kömür dı. Aklı evvel ANAP hukukçuları Demokratik anlayışı sergileyen madenlerinde işçiler grev başlatkarşı tezle ortaya çıktılar. Muha yeni senaryolar TÖ ile ne ölçüde tı. Vorkuta grev komitesi sözcülefetin oylamaya katılmayışını uygulanabilır? Hele TÖ "devlei sü, telefonla bilgi vererek, anayasaya aykırı bulduklarını benim" noktasına geldikten bölgedeki 13 madenden 3'ünde iş yaydılar. Gözdağı vermek isti sonra... bırakıldığını söyledi. Iran • Özal'ın ince yolu, (Baftarafı 1. Sayfada) ki iddiasıru ortaya koyuyordu. Bu 103 milletvekilinin hepsini " G ü z e l d " diye nitelemek kolay değil. Ama yine de grubun üçte birinden falasını çay içmek için toplayabilmesi hem bir güç göstergesi, hem de güç gösterisi. Ancak Güzel yine de "Genel başkanlığa adayım" demiş değil. Bu konuda Özal'ın karannın en önemli belirleyici olduğunun bilincinde. Güzel, ANAP'ta Özal'a rağmen şu aşamada hiçbir yenilik olmayacağıru görduğü için resmen "adajım" diyebilmiş değil. Ayrıca, bu konuda Özal'ın cumhurbaşkanı adaylığını pişirirken izlediği yolu izliyor: Artılan. eksileri topluyor. Arkadaşlanna daruşıyor. Yalnızca anket düzenlenmiş değil. Bu da herhalde ANAP anketlerinin sağlıksızlığmdan. (Özal yaptığı ankette cumhurbaşkanlığı adaylığını grubun yüzde 95'inin istediğini söylemişti. Bu 274 milletvekili eder. Oysa ki 256 milletvekilinden oy aldı.) Adaylıklannı açığa vuranlardan Keçeciler yarışı başlamadan terk etmiş görunuyor. Mesut Yılmaz ise yarattığı genel izlenime uygun düşecek biçimde oldukça "ketum". Öyle ki kendisine bağlı olduğu belirtilen 40 dolayındaki milletvekilinin yemeğinde bile hazır bulunmuş değil. Öteki "ikinci adam"lar arasmda sayılan Oltan Sunguriu, Ekrem Pakdemirii, Hüsnü Doğan \e Ali Bozer çevresinde de söylenti ve değerlendirmeler sürüyor. ANAP'taki eğilimler varlıklannı siyasal gerekçelere dayandırmaktan yavaş yavaş uzaklaşıyorlar. ANAP milletvekilleri artık "siyasal geteceklerit1ni hangi adayla garanti altına alırlar, onun derdindeler. Öyle ki "ikinci adam" adaylanru destekleyenlerin büvuk çoğunluğu önümüzdeki Bakanlar Kurulu değişikliğinde bakanlık beklentisindeler. Birbirlerine "Güzel hukümetinin sanayi bakanı", "Yılmaz hukümetinin köyişleri bakanı" diye takılanlar var. ANAP milletvekilleri, Özal'a oy verip onu Çankaya'ya çıkarmakla, hem ANAP'ın hem de kendilerinin siyasal geleceğinin aydınlanabileceği beklentisindeler. Bu beklenti ise yeni başbakan ve yeni parti lideri çevresinde odaktanıyor* Yeni başbakan yeni kabine demek, yeni parti başkanlığı ve yeni parti yonetimi demek. Özal bu beklentiye fazla ters düşmeyecek düzenlemelerle Çankaya'daki ilk aylannı rahat haie getirebilir. Bunun için başbakan (ve dolayısıyla parti genel başkanı) seçeceği kişiyi iyi saptaması gerek. Bakanlar Kurulu'ndaki dengeleri fazla değiştirmek bu yüzden riskli olabilir deniyor. Yalnızca ikinci adamlık yanşına kalkanlan, üç başbakan yardımcılığı koltuklanna oturtacağı, başlarına da "teknokrat" tabiallı birisini başbakan olarak dikeceği ısrarla ifade ediliyor. Bu "teknokrat" ve sivri olmayan isim ise Ali Bozer'le Cengiz Tuncer arasındaki bir yelpazede. Cumhurbaşkanı ÖzaFtn başbakanını seçerken ve Bakanlar Kurulu'nu düzenlerken (ki başbakana kabine listesini kendisinin vereceği kuşkusuz) partiyi mutsuz etmesi halinde grubun elinde üç güçlü silah var: Güvenoyu, buıçe oylaması ve muhalefet gensorusu. Özetle, Özal için Çankaya'dan sonrası parti haritasına göre de "uzun ince bir yol..." Sınırlarımız kime emanet? Bu kadar araç gereç, bu kadar elektronik aygıt varken, demek ki sınırlarımız Allah'a emanet! • * • İslamcı finans kurumlarına tanınan ayrıcalıklar sürüyor. Son ayrıcalık, Kurumlar Vergisi Yasası'nda yapılması düşünülen değişiklik ile geliyor. Tasanya göre şirketler, işletmede kullanılan kredi faizlerinin belli bir tutarını ticari kazanç saptanmasında "indirim" olarak kullanamayacaklar. İndırimlerin tutar ve ölçüleri ise hükümetçe saptanacak. İslamcı kuruluşlar, 'İaizsiz kredi" verdikleri için bu kuralın dışında tutulmuş; tutulduğu için de İslamcı kuruluşlann mali yapılan iyice güçlenecek. Çünkü şirketler, bankalar yerine bu İsiam bankerlerinden kredi alacaklar. Bu bir ayrıcalıktır. Belki de bu ayrıcalık "Efendim, yasa metninde gerekli açıklık yok. Bizim amacımız o değildi" diye geri alınabilir. Tepki üzerine dün Maliye Bakanı Pakdemirii, bu anlama gelen bir açıklama yaptı. Oysa yasa metni ve gerekçesi çok açıktır. Tepki gösterilmeseydi hiç şüpheniz olmasın yasa öylece geçecekti. İslamcı kuruluşlara ilk ayrıcalık, ANAP hükümeti göreve başlar başlamaz verılmiş; 16 Aralık 1983 tarihli kararname ile İslamcı kuruluşlann "tasfıye karar ve işlemlerinde" Türk Ticaret Yasası ile lcra İflas Yasası'nın uygulanmayacağı öngörülmuştü. Bu kuruluşlann denetimi de başbakanın "iznine" bağlanmıştı. Bu "Arap kapitülasyonu"nu İslam Kalkınma Bankası'na tanınan vergi bağışıkları izlemişti. AJBaraka Türk. Özel Finans Kurumu, Başbakan'ın kardeşi Korkut Özal ve ANAP istanbul İl Başkanı Eymen Topbaş'ın öncülüklerinde kurulmuştu. Korkut Özal, vergi bağışıklığı tanınan İslam Kalkınma Bankası'nda Allah rızası için uzman ya da danışman olarak çalışıyor. Kurumlar Vergisi Yasası'na yapılan ek TBMM'den geçseydi islamcı bankerler. islamcı yayın organlarını daha da cömertçe destekleyecekler ve Türkiye'de İspanya'daki "Opis Dei" adlı Katolik mali imparatorluğu gibi "İslamcı finans sultanlıkları" kurulacaktı Yıllardır bu konular yazıhp çiziliyor; özel ve güzel sektör, işin ucu ancak kendilerine dokunursa laisizmin önemini anlıyor. Ne yapalım; bu da bir başka sınıf bilincidir! * * * TBMM Başkanlığı'na tam 43 tane dokunulmazlık dosyası gf Idi. Bunların içinde SHP Genel Başkanı İnöpü ile DYP Genel Başkanı Demirel'in dokunulmazlık dosyaları da var. Tarım, Orman ve Köyişleri Bakanı Lütfullah Kayalar ile ANAP'lı Eyüp Âşık'ın, Mustafa Taşar'ın, Erkan Yüksel'in, Ali Rıfkı Atasever'in, Naim Ceylani'nin, Murat Batur'un, Hasan Tanrıöver'in, Mustafa Nazikoğlu'nun dokunulmazlıklarının kaldırılması istemleri de Başbakanlık'tan geçip TBMM Başkanlığı'na ulaşmış. Dışişleri Bakaniığı Memurin Muhakematı Komisyonu, eski Milli Savunma Bakanı Ercan Vuralhan'ın ifadesinin alınması için Başbakanlık'a başvurdu. Başbakanlık, dqsyayı, TBMM Başkanlığı'na göndermiyor. Başbakanın dokunulmazlık dosyasını "inceleme, uygun görme, görmeme" diye bir yetkısi yoktur. Başbakan, Vuralhan'ın dokunulmazlıgı konusunda görevı ve yetkisini açıkça kötüye kullanıyor. Eski Bakan Ercan Vuralhan'ın canı can da ANAP milletvekillerinin ve yeni Bakan Kayalar'ın canları patlıcan mıdır? •• • Ünlü sanatçı Zülfü Livaneli'nin vereceği iki konser, İstanbul Gaziosmanpaşa ve Şişli kaymakamlıklarınca yasaklanmış. Niye acaba? "Kronik liberallik" yüzünden, neden olacak başka? Ben Livaneli'nin şu türküsünu çok beğenirım: Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz. Evet olursa ne olur? Olursa, leylim/leylim/ley! Işte meydan, hodri (Baftarafı 1. Sayfada) Vatandaşların hallerinden memnun olup olmadıklannı soran Demirel, hep bir ağızdan verilen "hayır" yanıtı uzerine, "Buyurun işte, meydan scs veriyor. 6 yıldır Türkiye'yi yöneten A N A P hükümetine, çağ atladık diye milletin onüne çıkma yiızsüzlügünü gösterenlere soruyorum; ne çağı atladık?" diye sordu. Demirel, kendilerine "Hodri meydan" diyen ANAP'lılara, "Siz neredesiniz? Hodri meydancılar. Meydan burada ama hodri nerede. Hodri orada kaldı" diye karşılık verdi. yor. Orada oturup da fonnalite icabı baştan savma, yarısı boş bir Meclis'te sadece bir partinin iştirakiyle cumhurbaşkanını seçmeye kalkanlara soruyorum, bu ülkede halkın çoğunluğunu temsil ettiğinize inanıyor musunuz? Buna evet diyorlarsa, buna kurtlar, kuşlar güler." SHP'den SEM atağı (Baparafı 1. Sayfada) dan geçmesini ongoren öneri yasataşırsa, SElA TBMM'nin yetkili olduğu gerekçesiyle hükümet tarafından uzatıimayabilecek. TBMM'de dun konuya ilişkin bir basın toplantısı duzenleyen Grup Başkanvekili Hasan Fehnıi Günes ile oneriyi hazırlayan Ankara Milletvekili Erol Ağagii. 22 sayılı yasa uyarınca uluslararası anlaşmaların Turk hukumetleri tarafından onaylandığına ve bazı istisnalar dışında TBMM'nin onayına sunulmadığına dikkat çektiler..Bu durumun TBMM'yi de\redışı bıraktığını ve hukumeli uluslararası platformlarda gucsuz kıldığına işaret edilen onerinin gcrekçesınde, "Muhaıabımız ulkelerin parlamentolarınca kabul edilmeyen anlaşmalar yurürlüğc girmemektedir. Yani boyle durunılarda Türkiye, hukümetinin anlaşma \cya diıuu>ııid)ı ıııızalamasıyla devlet yukumlüluğu altına girerken, muhatabımız ülke hukumeti, sadece hukumet duzeyinde yukümlülük almaktadır. Hâtta bazı utkelerdc hukumet sorumluluğu sadece o ulke parUmentosuna tavsiycde bulunmakla dahi sınırlı kalabilmektedir" denildi. Ölc yandan Ermeni karar tasarısının ABD Scnatosu Genel Kurulu'nda görüşülmesi birkaç a> gecikebilecek. Ankara'daki yetkililer, Cumhurıyetçi Senator Dole 1 un hazırladığı tasanyı bir sure askıya alacağı yönünde "sinyaller" bulunduğunu belirtiyorlar. Bunun nedeni, ABD'deki Ermeni lobi ve derneklerinden Cumhuriyetçi Parti'ye daha çok "maddi deslek" sağlanması çabasıyla açıklanıyor. Dışişleri Bakanlığı'nın ilgili kaynakları, tasanmn ABD'deki Cumhuriyetçi Parti temsilei \e senatorlerinin bir bolumü tarafından "Demokratlara giden elnik o>ları geri alabilme \e F.rmeni gruplarından para çekebilme" aracı olarak göruldüğunü belirterek "Konu gündemde kaldığı sürece daha çok maddi destek sağlayabileceklerini hesaplı\orlar. Tasan, genel kurul gündemine önumüzdeki vılın ocakMibat aylannda bile gelebilir. Onlar için onemli olan, kararın Senalo >e Temsilciler Meclisi'nden geçirilerek, Buiıh'a onaylatılmsısı surecinin sovkınm günü olduğu iddia edilen 24 nisandan önce lamamlanması" yorumunda bulunuyorlar. Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Nüzhet Kandemir, dün sözde Ermeni soykınmı tasansınm sahibi Senatör Robert Oole ile yan m saat süren bir göruşme yaptı. Kandemir'in, Dole'un imza koyduğu bu tasarıyla TurkABD ilişkilerine verilecek zarara dikkat çektiği bildirildi. Görüşme sonrasında yapılan değerlendimede, Dole'un daha sonra hangi adımı atacağı konusunda bir fikir vermediği kaydedildi. Sovyet Özal'ın kendisine "Demirel benim cumhurbaşkanı olmamı istemiyor, sindiremiyor", dediğini anımsatan Demirel, kendisinin cumhurbaşkanlığına talip olmadığını söyledi. Demirel, Türkiye'de gerçek demokrasi yerleşinceye kadar hiçbir makama talip olmadıAnkara'da Çankaya'yı işgal et ğını belinerek, kendisinin hiçbir me olayının cerayan ettiğini belir yere darbecilerle kolkola girerek ten Demirel, "Çankaya milletin gelmediğini belirtti. dir. Ama bizim olmasın diyecek Türkiye'nin içinde bulunduğu var mı içinizde. Biz, cumhurbaş durumun iğreti ve çarpık rejimden kanını bırakın millet seçsin dedik. kurtulmakla sona ereceğini belirBuna milletin aklı mı ermez? Ver ten Demirel vatandaşlara, "Ipler gi verirken, askere giderken aklı senin elinde, eğer bu şekilde Çaneriyor milletin. Bunun için kanu kaya'ya çıkıp otunırlarsa, Çankanu getirdik Medis'e. kaçtılar" di ya, cumhuriyet tartışılır hale geye konusu. lir. Cumhurbaşkanlığı şaibeli Televizyonun sözlerini yeterin olur. Cumhurbaşkanlığı tartışılan ce vermediğini, ancak, "Aklını bir ülkede cumhuriyet zedelenir" Çankaya'ya koyanlan daha faz diye seslendi. Demirel Özal'ın la gösterdiğini" belirten Demirel, SHP lideri Inönu'ye, "Üçüncü tura katılın" çağrısına ilişkin olarak sözlerini şöyle sürdürdi*: "Cumhuriyet Bayramı 4 gün da şunları söyledi: sonra kutlanacak. Cumhuriyel'"Niye? Demokrar böylece pein 66. yılına geliyoruz. Ama Tür kişecek. Yaptığı işin demokrasikiye Cumhuriveti'nin Meclisi'nde ye aykırı olduğunu kendisi de itihalk yok. Halk burada, meydan raf ediyor. Suçüstü yakalanmışda. Mecliste halk nasıl olur? Ora lır. Sayın Özal kendisini sığınabidaki insanlan halk temsil ederse leceği bir yere atmaya çalışıyor. olur. Cumhurbaşkanlığı secimine Ama bunlann hesabını soracağu. katılan 284 ANAP milletvekili O zaman kimse elimizden kurtuhalkın yüzde 21.75'ini temsil edi lamaz. Bu adamın yolunu kesin."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle