Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
25 EKİM 1989 HABERLER AYKAL CUMHURİYET/15 ANKARA (Camhuriyet Bürosu) SHP Genel Başkanı Erdal tnönü, Özal'ın " S H P üçiincü oylamada Meclise geisin. Böylece çıkmaz sokaktan çıksın" şeklindeki çağnsına, "Özal'ın gitmesi gereken yol, halkın iradesidir. O. onu yapsın. Başkalan ne olacak, nereye gidecek, bıraksın" diye yamt verdi. İnönu, oylamadan önce SHP grubunda yaptığı konuşmada parlamentodan çekilme k o nusunda yaklaşımın "duygusal bir hava taşıdığını" belirtirken, "Ancak bizim dayanma gücümüz bittigi yerde başlar. Demokrasi içinde halkın çıkarlannı koruyacak karan gerektiği zaman hiç tereddütsüz veririz" dedi. SHP lideri, dün TBMM grubunda yaptığı konuşmada, cumhurbaşkanlığı seçiminin topluma yeni bir canlıbk getirmesi beklenirken, tam tersine tedirginlik oluştuğunu anlattı. tnönü, bu seçimde oylamayı yapanlann da "biiyiik bir vicdan azabı içinde olduklanm" belirtti. Ülkede tedirginlik yaşanırken, bu oylamaya katılmayanlara, "Anayasaya aykırı davranıyorsunuz" suçlaması yöneltildiğini söyleyen tnönü, anayasanın cumhurbaşkanının üçte iki çoğunlukla seçilmesini öngördüğüne, oysa oylarnanın üçte iki çoğunluğun bulunmadığı TBMM tarafmdan yapıldığına dikkat çekti. tnönü, "Daha başından iş sakat, daha başından anayasanın emrinin yerine gelme&ine imkân yok" dedi. lnonu, seçimden öuce başlayan istikrarsızüğın seçim sonunda nasıl ortadan kalkacağını sordu ve istikraısızlığın gittikçe artan boyutlarda sürebileceğine işaret etti. tnönü, "Bu istikrarazuk gittikçe artan boyutlarda devam edecektir. Eğer bu yoldan dönmezlerse bu açıktır. Halkın teplusini basturmak için başlayacak soruşturmalan, baskılan daha şimdiden görüyoruz" diye konuştu. Demokrasinin beşiği olan belediyelerın halkın tepkisini dile getirdiklerinde, "Mahkemeye veririz, hapse atanz" tehditlerinin ortaya çıktığını bildiren tnönü, "Baskılarla, soruşturmalarla huzuru nasıl sağlayacaksınız? Her giin daha beter olacaktır, her gün daha zor olacaktır. Bu şekilde istikrar gelmez. Halkın iradesine karşı yapılan bir cumhurbaşkanlıgı seçiminden Turki>e"ye istikrar gelmez. Milletin iradesine karşı çıkmak kimsenin haddi degildir" dedi. Iııöııü: Özal haddini bilsin mamıza, milletvekili olarak temel görevimizi yapmaya engel olabilir. Böyle şey olmaz" dedi. Diğer partilerin verecekleri kararların kendileri için önemli olmadığını, kendi güçleriyle kararlannı vereceklerini belirten lnönü, halkın büyük tepki duyduğu ve milli iradeye karşı bir tutumla özal'ın aday olduğu günlerde, "duygusal tepkilerin çıkmasının dogal oldugunu" söyledi. İnönu, şöyle devam etti: "Halkın iradesine bu kadar ters düşen bir hareketin herkeste duygusal tepkiler uyandırması kaçımlmazdır. Ama o gün soylediğim bir sozün yanlış anlaşılmamasını için de kampanya sürdürmüşler, isterim. Hepimizi infiale sevk ancak 28 kişi yine genel başkanıeden bu hareketin bizdeki davan na oy vermemiş. Sıkınnlannın dema gücünü zorladığını soylemiş vam ettigi gönilüyor" dedi. tnötira. Ama yanlış anlaşılmasın, nü, Özal'ın " U m a n m SHP'liler meşhur sözdeki gibi bizim dayan üçüncü tur seçimlerine girerier. ma gücümüz bittiği yerde başlar. Demirel'in peşine takılmazlar" Onun için tekrar açıkça söylüyo şeklindeki sözlerinin anımsatılmarum. Demokrasi içinde halkın çı sı üzerine de şunları söyledi: karlannı koruyacak karan gerek" O bizi bıraksın, kendisine tiği zaman hiç tereddütsüz veririz. baksın. Özal'ın gitmesi gereken, Önümuzde beliren karanlığı hal halk iradesinin istediği yoldur. Bu lun iradesiyk halkın oylanyla aşa ne biçim cumhurbaşkanı adayı. cağız." Tarafsız olması bekknen cumhurErdal tnönü, oylama sonrasın başkanı, daha şimdiden partileri, da yaptığı değerlendirmede, "De milleti birbirine kışkırtmak için mek ki, oy vermeyen birkaç kişi uğraşıyor. Daha şimdiden taraf oluyor. Bunlar cumhurbaşkanı bunu tutanağa tesril etlirdik. Bu adaylığına sığmayan sözler." hukuk ve anayasa açısından taroşmalı Anayasa Mahkemesi'ne gidebilir" sozleri üzerine, "Cumhurbaşkanlıgı seçiminin Anayasa Mahkemesi'ne göturulüp götürülmemesini düşünüyoruz. Daha kaSHP Genel Başkanı Erdal tnö rar vermedik" diye konuştu. nü, cumhurbaşkanlığı oylamalalnönü, konunun hukuki açıdan rının, anayasanın ruhuna aykırı oldugunu, Anayasa Mahkemesi' ele ahnmasının zor oldugunu, anne götürmeyi düşündüklerini cak siyasi açıdan anayasaya aykırı oldugunu ifade etti. tnönü, söyledi. "Anayasayı yapaıtlar, böyle bir SHP lideri, dün grup başkan şeyi düşünmemişler. Anayasanın vekili Hasan Fehmi Güneş'in ruhuna aykın bir seçim düşünme"toplantı yeler sayısıyla karar sa mişler, bu boşluktan Özal yararyısının aynı olması gerekiyor. Biz lanıyor" dedi. Cumhurbaşkanhğı oylaması, Anayasa Mahkemesrnde Erken seçim için ne gerekirse yapüacak çaba, bir hedefi sürdürüyoruz. Bu çaba, ne zaman doğal noktasına ulaşır, onu hep beraber yaşayıp göreceğiz. Hiç kimse önümüzdeki günlerde şu olacaktır sözü veremez. Geç kalındı, yapılmadı gibi şeyleri fazla ciddiye almıyoruz. Iç Politika Servisi SHP Genel Sekreteri Deniz Baykal, Özal'ın üst başı yırtık, yara bere içinde, perişan bir halde cumhurbaşkanhğma çıkmak için koştuğunu belirterek "Çıkarsa güç bela çıkacak. Biz de onu Türkiye tarihinin cumhurbaşkanlıgından indirilen ilk insanı haline getireceğiz" dedi. Temel politikalarırun erken seçime gitmek oldugunu yineleyen Baykal; Türkiye Sosyal, Ekonomik, Siyasal Araştırmalar Vakfı ile Türkiye Araştırmalar Merkezi'nin Kunıçeşme'de Mülkiyeliler Birliği'nde düzenledikleri "TiirIdye'nin Avrupa Topluluğu ile Bütünleşme Sürecinde Avrupada Yaşayan Türklerin Dünü Bugiinü ve Yannı" konulu konfe,ransta bir konuşma yaptıktan sonra gazetecilerin sorularım yanıtladı. Baykal'a yöneltilen sorular ve yanıtları şöyle: Kimse söz veremez: Biz bir süreç, bir mentodaki desteği çatladı. tstifalar başladı. Bunlar olacaktır, olmasmın önüne geçilemez. Biz bir süreç, bir çaba, bir hedefi sürdürüyoruz. Bu çaba ne zaman doğal noktasına ulaşır, onu hep beraber yaşayıp göreceğiz. Hiç kimse önümüzdeki günlerde şu olacaktır sözü veremez. Çabamızı doğal noktasına ulaştırmaya çalışıyoruz. Geç kalındı, yapılamadı gibi şeyleri fazla ciddiye almıyoruz. Kendini bilmezlik Böyle bir istikrarsızlığın, "erken seçimi her gün daha canlı olarak günderade tutacağııu" vurgulayan İnönu, "Bunu özellikle ANAP millelvekillerinin batırla•nasını isterira. Halkın iradesine karşı yapılan bir seçim, erken seçimi daha çabuk getirecektir" diye konuştu. Devletin TV'sinin de bir süredir her şeyi bırakarak millet iradesine karşı yapılan cumhurbaşkanlığı seçimini halka kabul ettirmek için duyulan huzursuzluğu ortadan kaldırmak için uğraştığını söyleyen tnönü, buna örnek olarak da özal'm "Atatürk de Uk cumhurbaşkanı seçildiğinde çoğunluğun oylannı almamıştı" sözlerinin televizyondan verılmesini gösterdi. Özal'dan "Sayın aday" diye bahseden tnönü, Baş,bakanın her zamanki üslubuyla tarihi saptırdığını ve Atatürk'ün cumhurbaşkanı olmasında TBMM Genel Kurulu'ndaki sayıyı yanlış verdiğini söyledi. TRT'nin de bu yanlışı düzelten insanların sözlerine yer vermediğini anlatan lnönü, "Peki o yanlış anlattı, TRT niçin bu biiyiik yanlışın düzeltümesine imkân vermiyor. sesini çıkarmıyor? Niçin, çünkii başlıca adayın her yaptıgı şey doğru olmalıdır. Başlıca adayın yaptıgı yanlışı halk gönnemelidir" diye konuştu. TRT'nin diğer aday olan Fethi Çelikbaş'a da haksızlık ettiğini, yapılması gerekenin iki aday arasında bir açıkoturum düzenleyerek hangi adayın Cumhuriyet tarihini iyi bildiğinin ortaya çıkması olacağını söyleyen tnönü, "TRT, tamamen taraflı bir biçimde, açık bir taraf tutma örneği vernıektedir. Hepsinin hesabını soracağımızı bilsinler. Sayın Özal'ın kendisini Atatiirk'le bir tutmasını ve böyle örnekler vermesini, en biiyiik kendini bilmezlik olarak niteliyorum" diye konuştu. Demirel: Şer dedigi yüzde 80 ANKARA (Cumhuriyet Bürosn) DYP Genel Başkanı Saleyman Demirel, dün 2. tur oylaması yapılan cumhurbaşkanlığı seçimini TBMM'nin değil, TBMM zeminindeki ANAP grubunun yaptığını vurgulayarak cumhurbaşkanı adayı Başbakan Turgul Özal'a, "1 santimetre büyümek için 1 metre küçüldüğünüzün farkında mısınız" diye sordu. Demirel, ANAP grubuna da, "Eger ANAP bunu başından atmak istiyorsa, herhalde aülacak ycr Çankaya değil. Bunu başımızdan atarsak belki yeşeririz, filan diyorlarsa, daha munasip bir yere atsınlar. Yani canım, Çankaya fuzuli eşyalann konuldugu yer değil" diye seslendi. Demirel, oylama tamamlandıktan sonra "Oylann hepsini alsa bile arkasında halk yok" değerlendirmesini yaptı. Demirel, partısinin dünkü grup toplantısında, halkın cumhurbaşkanlığı seçimi konusundaki duyarlılığının Çankaya'yı kafasına koymuş çevrelerin umurunda olmadığını söyledi. Önceki gün ANAP'tan istifa ederek tzmir'de törenle DYP'ye katılan ve "Halkın içine çıkamaz hale geldik" diyenlerin tabanın sesi oldugunu anlatan Demirel, dün yapılan ikinci tur oylama konusunda şunları söyledi: "Bu turda da 300 oy aranıyor. Ama zaten Meclis açılıp da oylama başladığında, oylamanın neticesi belli. Kahlacak 285 kişiden 300 oy çıkmayacağına göre, böyle yapılan bir seçim formalitedir. Birinci ve ikinci tur atlama. üçüncü tura geçme için yapılan seçimdir. Meclis zemini oldu bittiye alet ediliyor. Oylama sonucunu niye sayıyorsunuz? Bu sayma sadece merak tatminine yanyor. Bakınız, seçim ne hale gelmiş? Halbuki anayasanın 300 oy şartı arayan maddesi, seçilecek cumhurbaşkanının Türkiye'nin biriigini, biılünlügünü, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni temsil etme bakımından, Meclis'i üçte ikiye zoriama içindir. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan bu yana cüzi bir azınlığa dayanan bir seçim yapılmadı. Seçim çogunluga dayanır, biçiminde konuştu. Demirel, sozcüzi azmhga dayanan bir seçim ol lerini şöyle sürdürdü: maz." "Iddia ediyorum, halkın yüzde 85'i karşınızda. Yüzde 85'i şer cepVatandaşın isyan halinde oldu hesi ilan ettiginiz Turkiye'de kimin gunu ve TürkiyeMe olup bitenlere cumhurbaşkanı olacaksınız? Bu seyirci kalmadığını belirten Demi halinizle bölucü değil de nesiniz? rel, vatandaşın iradesine sahip ol Siz bu halinizle hangi millelin büdugunu belirtti. Turkiye'de bugün tünlüğünü temsil edeceksiniz? oynanan bu gülünç oyunun temiz Vicdanlann hiçbir şekilde kabullenmesinin güvencesinin vatanda knmeyeceği bu uydurma muamcşın iradesine olan sahipliği oldu le tamamlanmadan, bu milletin gunu kaydeden Demirel, "Bu ze seni istemeyen kesimini şer cephesi mini istediginiz kadar, hem ken sayacaksın. Sayın Özal, sizin, mildinizi küçülterek bem bu muesse letin yüzde 80'ine şer dediğinize, da size 'Benim seyi küçültmeye çauşarak kullanı onların nız. 1 santimetre büyumek için 1 cumhurbaşkanım' demeyeceğine metre küçüldüğünüzün farkında göre bugün (dün) bu zeminde yamısınız?" Demirel, "Bu oyunu oy pılacak seçimde 286 üyenin 247'sinin değil de 250 veya nayanlara sesleniyorum; cumhur245"inin, daha azının veya daha başkanının yeri sadece Çankaya çogunun ojunu alsanız, ne olaKöşkü degildir. Orası fiziki bir cak? Siz bununla milletin gönlümekândır. Cumhurbaşkam'nın ne ohırabilecek misiniz? Neye giiyeri Türk vatandaşının gönlüdür, veniyor? 'Siz buna bakmayın, vicdanıdır, zihnidir. Böylece yapıbunlar gelip geçer, yani millet lacak bir seçimle vatandaşın gön bunlan unutur. Yani ben postu bir lüne, vicdanına, zihnine girebile kapayım, bak ben postu kaptıkcek misiniz? Kaç kişi size, Benim tan sonra gelen ağam, giden pacumhurbaşkanım' diyebilecek" şam. Millet beni kabullenir' diyor." Demirel, Çankaya'nın kansız, kavgasız, çilesiz, entrikasız el değiştirmesini, demokrasinin birinci gereği olarak savunduklarını belirterek şöyle dedi: "Sayın Özal, 'Sizi seçime götürurüm' tehdidiyle kendinizi oraya çıkartmayı başanrsanız. bu, kanuna karşı hiledir. Bir enlrikayla oraya çıkmış olursunuz. Bugün oynanan oyunun perdesi 31 ekimde bu neticeyle kapamrsa, oyun yüz karasıdır. Türkiye Cumhuriyeti böyle bir oyunla hiç karşılaşmamıştır. Bu oyunu 1923'te Ataturk'ün cumhurbaşkanı seçilmesiyle karşılaştırmak, bence Atatürk'e, onun yaptıgı işe, başansına gölge düşürmekten başka bir işe yaramaz. Bu benzelmeyi yapabilmesi dahi, bu zatın Çankaya1 ya çıkmaya hakkı olmadığının işaretidir. Ne olacak derseniz, bu seçim tekrarianır. Bu bir oldu bitti seçimidir. Bence buna seçim demek de doğru degildir. Anayasanın ihlali söz konusudur. Cumhurbaşkanım TBMM seçmiyor, TBMM zemininde ANAP grubu seçiyor. Bu A N A P grubunun arkasında halk >oktur." Böyle seçilen bir cumhurbaşkanının nasıl tarafsız olacağını da soran Demirel, biçimsel bile olsa, Özal'ın daha cumhurbaşkanlığı görevini üzerine almadan, bu görevi yapma sorumluluğunu yitirdiğini söyledi. Demirel, "Yani seçenlerin seçme ehliyeti yoktur. Seçilenin de seçilmeye liyakatı yoktur. Bunu yaşatabilir misiniz? Yaşatamazsınız" dedi. Bof sıratar Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunda SHP ve DYP oylamaya katılmazken bazı ANAP mılletvekilleri munalefet sıralarına oturarak boşlukları doldurmaya çalıştılar.(Fotoğraf:Rıza Ezer) Politikanızı biraz da Özalın aday olmayacağı ihtimaline göre oluşturmamış mıydınız? BAYKAL Hayır. Olmamasını sağlamaya yönelik politika oluşturuldu. Olması halinde çok ağır bir bedel ödemesini sağlayacak koşullar ortaya konuldu. Bizim muhatabımız halktır. Halkın bu kararlılığını görmezden gelen bir avuç insan inat ediyorsa, onların bu inadını kıracak bir ölçümuz yok. Siyasal sorunu, toplu SHP'nin önümüzdeki güıı mun temelinde çözmek gerekir. lere ilişkin kısa vadeli politikası Bu nedenle tek çözüm erken sene olacak? çimi zorlamaktır. BAYKAL Bizim politika Bu zoriama içinde toptan mız erken seçime gitmektir. Eristifa da var mı? ken seçimi güvence altına almak BAYKAL Hiç şüphesiz. Eriçin ne gerekiyorsa onu yaparız. Türkiye bir ara seçimle sorunla ken seçimi guvence altına alacak, rını çözemez. Türkiye bir erken erken seçimi sağlayacak her giriseçime muhtaçtır. Biz cumhur şimi destekliyoruz. Erken seçimi başkanlığı seçimi öncesinde bir oluşturmaya, üretmeye çalışıyoruz. erken seçim arıyoruz. Bazı milletvekillerinin ön Siz sık sık "Özal, aday seçim garantisi istedikleri yer alolmayacak" diyordunuz, ama ol dı gazetelerde... du... BAYKAL SHP'li 98 milletBAYKAL Ben, Sayın Ö M H vekilinin ağustos ayı başında kenın aday olacağını sanmıyorum di imzalarıyla veıdiği bir dekladedim. Biz, AN AP'a siz halk ço rasyon vardır. Orada erken seçim ğunluğuna sahip değilsiniz, san için gereken her türlü girişimi, ki sahipmişsiniz gibi işler yapma oluşumu destekleyecekleri yazıya kalkmayın dedik. Bu nedenle yordu. ben Özal'ın aday olmaması ge Seçim yasasını değiştirme rektiğine inandığım için, Sayın gibi bir girişiminiz olacak mı? özal'ın bunu göreceğini umut etBAYKAL Olası bir erken tiğim için bunu söyledim. Ama seçimde adaletli bir seçim yasası sözlerimizin Sayın Özal'a yapıl olusturma şansı olursa onu sonumış haksız bir iltifat oldugunu na kadar değerlendirmeye hazıgördük. Ustu başı yırtık, perişan, rız. Ama bu aşamada bu şansı ayakkabısı çıkmış, çorabı delin görmüyoruz. miş, ceketi bir tarafa gitmiş, ya Son olarak "sinei millete ra bere içinde cumhurbaşkanlığı dönmeyi" bir de siz tanımlar mına tırmanacağım diye koşuyor. sınız? Çıkarsa, guç bela çıkacak. ŞimBAYKAL Bu benim, tanun diden partisinden istifalar başla yapmam gereken bir konu degildı. Parti çatırdıyor. Çıkarsa, bir dir. Herkes kendi anlayışım orsüre sonra indireceğiz; bu da bir taya koyuyor. Biz siyasal çalışmagerçektir. Halk bize oy verir, par mızı parlamento içine hapsetme lamentoda çoğunluğu sağlayabi durumunda değiliz. Siyasal yalirsek hiç kimsenin kuşkusu ol şantımıza parlamentoda başlamasın Turgut Özal' Türkiye tari madık. Siyaset zeminini topluhinin cumhurbaşkanlıgından in mun tümü olarak kabul ettik. dirilen ilk insanı haline getirece Bu, parlamento zemininde yapılması gerekenleri yapmamak anğiz. Bundan sonra ne olacak? lamına gelmez. Orada alınacak BAYKAL önemli olan mil kararlar vardır, öbür tarafta yaletin kendi kaderirü yönlendirme pılacak çalışmalar vardır. lkisi bir sidir. Yüzde 36'yla geldi. Parla bütündür, birlikte götürurüz. 2. TUR NOTLARI Localar yine boştu FARUK BİLDİRİCİ ANKARA Mavi boncuk kimde? Cumhurbaşkanlığı yolunda adım adım ilerleyen Başbakan Turgut Özal yıllardır kravat iğnesinin altıııda taşıdığı mavi boncuğun benzerini kime verecek? Mavi boncuğu yakalayan belki özal sonrası başbakanlığı da yakalayacak. Genel başkan adaylarından Ulaştırma Bakanı Cengiz Tuncer dün kuliste gazetecilerin "Sizde mavi boncuk var mı?" sorusuna cebinden çıkardığı koca bir boncuğu göstererek yanıt verdi. Ama bu boncuğun Özal'ın kravat iğnesindeki boncukla fazla bir benzerliği yoktu. Yine adaylardan Liitfullah Kayalar'ın kravat iğnesine yapıştırılmış küçük bir mavi boncuk taşıması boncukluların sayısının pek de az olmadığını gösteriyor. ANAP'lılar bugünlerde hep genel başkan adayı üzerine çeşitlemeler yapıyorlar. Devlet Bakanı Güneş Taner'e göre yeni başbakanın "Meclis Lokantası'nda yemek yemiş, Meclis berberinde tıraş olmuş ve ensesine tokat yemiş olması" zorunlu... Müzmin Mesut Yılmaz muhalifi bir bakanın, Mesut Yılmaz: ın genel başkan adaylığı çalışmasını şöyle değerlendiriyor: "Koca bir direğin tepesine biberon geçirmişler. Mesut Bey tırmanıp onu emmeye çalışıyor. Ama ben de seyrediyorum. Bakalım ne zaman elektrik çarpacak Bazı ANAP'lılara göre Halil Şıvgın şansını Başbakan Özal'a vereceği şildi yere düşürerek kaybetti. Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turu oncesindeki birkaç gün içinde istifa olmaması ANAP'lıları bir olçude rahatlattı. Ama tedirginlik yine de sürüyor. Üstelik bazı milletvekilleri bu konuda da basını suçlu görüyorlar. ANAP Çorum Milletvekili Nevzat Aksu, dün kuliste çok sayıda gazeıeci \e yazarın bulunduğu bir topluluğa şu uyarıda bulundu: "Turşu küpunü fazla kanştır mayın. Yoksa lahanalar altta kalır, htyarlar üste çıkar." ANAP'tan istifa edeceği söylenenlerden Nabi Sabuncu da dün Meclis'e geldi. Sabuncu, "Transfer olmadınız mı?" sorusuna espriyle "Paramı alamadım henüz" karşılığını verdi. Sabuncu "Özal'a oy verecek misiniz?" sorusunu da "Oylamaya kablacağım" biçiminde yanıtladı. ANAP milletvekilleri arasında parti yönetiminin "gizli kontrolü" bu turda da etkisini gösterdi ve Özal'a verilen oyların sayısı arttı. Ancak oğlunun ameliyat olması nedeniyle Fransa'dan gelen Cahit Aral'ın oyiamaya katılmasına karşın oy kullananların sayısı 284'e düştü. Bu oylamada birinci tur sonrasında istifa eden Ttnaz Titiz oy kullanmazken, A N A P Konya Milletvekili Mehmel Şimşek de oylamaya yetişemedi. Özal'ın doktoru tsmet Karacan, "Başbakanın banyo ağzıyla yapacağı konuşmalan izlemeye mi geldiniz?" sorusu üzerine kendisine atfen bir gazetede yayımlanan demecin doğru olmadığını söyledi. Karacan, "Gazetecilerin psikolojik durumunu izlemeye geldim" dedi. Karacan'ın ilgi gösterdiği cumhurbaşkanlığı seçimlerinin birinci turunu olduğu gibi, ikinci turunu da askeri ve mulki erkân izlemedi. Oylama sırasında DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel odasında otururken, SHP Genel Başkanı Erdal tnönü. muhalefet kulisinde milletvekilleriyle sohbet etti. Abdülkadir Ateş'in tnonü ve partüilere ikram etıiği baklava "Özal'ın cumhurbaşkanlıgını mı kutluyoruz?" sorusuna yol açtı. Ateş'in yanıtı "Yakındaki iktidanmızı kutluyoruz" biçiminde oldu. SHP'liler Salih Sumer, Musa Gökbel ve Erdal Kalkan ANAP kulisinde "Partimize hoş geldin" denilerek karşılandı. Ama Sümer tavırlannı şöyle acıkladı: "Siz bizim genel kuruldaki sıralanmızı işgal ettiniz. Biz de sizin kulisinize geldik." CUNEYT ARCAYUREK yazıyor Yol Taştan Değil... ANKARA Geçen hafta demokratik yaptınm gücünü sonunda ortaya koyacağı havası esince, İnönü'nün sinei millet demeçleri birden ağırlık kazandı. SHP'de beklentilerin ötesinde bir kıpırdanmanın işaretleri alınıyordu. İnönü, aldığı telgraflarla rnektuplardan esinlenerek halkın TO'ye, "artk tahammül edemeyecek noktaya geldiğini" açıklıyor, kişisel kaygıları bir yana atarak gereken neyse yapılacağını söylüyordu. SHP liderinin irdelemeleri (kulis bilgisiyle kotarılarak) kamuoyuna aktarılınca İnönü'nün sinei millete yöneleceği kanısı, giderek pekişiyordu. İnönü, halk baskısını dikkate almak zorundaydı. Hatta daha sonraki demeçlerine göre sinei millete (yani sokağa) dönme kararını verdi veya vermek üzereydi. Dünkü grupta yine TÖ'yü hırpalayan bir konuşma yaptı. Final bölümünde sinei millet deyimini ağzına almadan "Geçen grup konuşmam biraz duygusaldı" dedi. Halkın SHP'ye baskısı, İnönü'yü halka dönmeye zorlayan güçlü etki, demek ki, "duygusallıktı". SHP, beklediğimiz sonuca ulaşmıştı. Sinei milleti ikide bir raftan indirip kullanmak üzere yine ortalıktan kaldırıyordu. Aaa, tabii, SHP "Alacağı kararlarda kendi gücüne halkın gücünü katacaktı". Ne var ki, eyleme dönüşüm aşamasına gelince hafıfçe dıreksiyon kırıyor. TÖ'nün hepimizi isyana yönelten, dayanma (tahammül) gücümüzü zorlayan hareketlerini, "hele biraz daha durup sonuçlara bakalım" kalıbına oturtuyordu. Yazarlar her gün yazsınlar, siyaset bilimcileri tarihsel örnekler gözeterek istediği kadar gerçekleri göstersin, İnönü saat başı "TÖ'ye halkın tahammül gücü kalmadtğım" söyleyedursun. Bütün bunlar halka önderlik yapacak partilerce eyleme dönüştürülmediği sürece, ne TÖ'nün parlamanter padışahlık döneminin sonu gelir ne de demokratik gelenek ve görenekler bu ülkede yerleşebilir. Batı ülkeleri, oluşan düşünceleri, görüşleri zamanmda halkla birlıkte eyleme donuşturerek bugün vazgeçemedikleri demokratik kuralları yerleştirdiler. Siyasal görüşleri eylemle kaynaştırarak sonuç aldıklan için bugün Turkiye'de yaşanan anlamsız rejim tartışmaları Batı'da görülmüyor. Batı ülkelerinin Ankara'daki büyükelçileri bizdeki cumhurbaşkanlığı tartışmalarını alaya alan demeçleri bu nedenle veriyorlar. Halkın tepkisini yadsıyamayan İnönü, "her çareyi düşüneceklerini" yineliyor. Nedir o çareler? Kutlamamak, resmi törenlerde TÖ ile birlikte olmamak, el sıkmamak mı? Yoksa, "Baykal zaviyesinden" olumlu görülmeyen sinei millet gibi kararlılık, kendine güven isteyen eylemlerin "duygusallık anlarında" söylenen sözler gibi kabul edilmesini kamuoyundan istemek mı? İçinde olduğumuz karar aşamasında duygusallık, duraksamanın mazereti olabilir mi? Ya da anayasanın ilk iki turda üçte iki çoğunluğun Mecliste bulunmasını buyuran hükmüne dayanarak TÖ'nün Çankaya'ya çıkışını Anayasa Mahkemesı'nde geçersiz saydırmaya hazırlan mak mı? SHP yöneticilerine scruyomz, gelecek günlerde yapmayı düşündüklerini öğrenmeye çalışıyoruz. Bize sürekli, "gününe göre gereken davranışlar yapılacağını" içeren yuvarlak kimi güvenceler veriyorlar. Oysa gerçek şu: Sanki sonuç belli değilmiş gibi, İnönü'nün 31 ekimdeki son turu, yani TÖ'nün ant içme törenini bekleyeceğini biliyoruz. Sonrası Allah kerim! Oysa TÖ, açıkça söylüyor. Anayasa tarafsızlığı gösterir, ama TÖ, "bugune kadarki görüş ve düşüncelerinden asla vazgeçmeyeceğini" ilan ediyor. Açıkça anayasayı ihlal edeceğini duyuruyor. Bir "rejim darbesine" yöneldiğini saklamıyor. O kadar ki, cumhurbaşkanı adayı olmuş, dün yine ANAP grubuna giriyor, konuşuyor. O kadar ki, seçildiği güne kadar ANAP grubunda olacağını bildiriyor. Duygusal konuşma Tarihsel değerlerin ve kişilerin küçük politik çıkarlar için alet edilmemesi gerektiğini ve bu yola kimsenin girmemesini isteyen tnönü, bu yola gireıüere cezayı halkın vereceğini anlatüktan sonra, "Ulufe dağıtmanın örneği olarak" Cumhurbaşkanı ve Konsey üyelerine yeni olanaklar tanıyan hükümet tasansını verdi. Tasarının kamuoyunda büyük bir tepki uyandırdığını, ara dönemden gelen yaraların henuz kapatılmadığım, ancak böyle bir tavırla getirilen ödüllendirme tasarısının kamu vicdamıu yaraladığını söyleyen lnönü, daha sonra "sinei millet" konusu üzerinde durdu. Geçen grup toplantısında, "Her çareyi düşünmeliyiz" dediğini, daha sonra arkadaşlarıyla yaptığı görüşmelerde böyle durumlarda, genel merkezin ve genel başkanın vereceği kararlan bütün güçleriyle destekleyecekleri sonucunun çıktığını vurgulayan SHP lideri, "Kimse sanmasın ki, nerhangi kişisel bir kaygı, bizim milletimize verdigimiz sözıi tul Şecaat arz ederken Dün, 12 Eylülcülere dağıttığı ulufeleri kılıfına uyduruyor. Daha önceki düzenlemelerle eski başbakanlann emekli maaşını altı milyona yükselttiklerini söylüyor. Fakat bir tarkı asla görmek istemiyor: Eski başbakanlar halkın gerçek desteğiyle işbaşına gelip hizmet vermişlerdi. 12 Eylül komutanları gibi bir gece ansızın sitah darbesiyle yönetimi zaptedip, Türkiye'deki insan yaşamını, toplum gereksınimlerıni bir çırpıda hiçe indiren bir yönetimin öğeleri değillerdi. 12 Eylül komutanlarının ülkeye yaptıkları hizmetlerden söz ediyor TÖ. Aylardır süren kanlı savaşın bir sabah aniden durması dışında ülkeye verdikleri hangi yeni atılımları, olumlu kaç yaptırımları vardı. TÖ'yü Türkiye'ye armağan etmenin dışında. Şecaat arz ederken diye başlayan, ünlü tekerlemenin klasik örneğini sunan TÖ, grubunu tava getirmiş, duygusal nutuklaria şu veya bu eylemden yüz geri eden ana muhalefetin turlara katılmamasını umursamadığını, yukanya çıktıSukyman Demirel, oylama sonğında 1992'ye kadar ANAP gru rasında TBMM'deki odasında gabunun desteğinde ditediği gibi zetecilere bir açıklama yaparak, oynamaya hazırlandığını göste "TBMM böylesine bir hırsa, terriyor. tibe alet edilmemeli" dedi. DemiTÖ'ye dün baktık, geçen haf rel, arkasında halkın olmadığı bir ta gerilim içindeydi, bugün tüy siyasi heyetin Cumhurbaşkanım siklet. Rahat, esnek ve bildiği seçmeye çalıştığını, "sakatlığın" yolda yürümesine artık engel çık burada oldugunu belirterek, böymayacağına inanan bir insandı. le yapılan bir seçimin meşru bir İnönü, grubunda bugünkü koşul seçim olmadığını. sonunda millelarla TO seçildikten sonra ülke tin kendisine rağmen yapılan bu ye "istikrar gelmeyeceğini" vur muameleyi geçersiz sayacak bir gulayadursun. Bir hafta sonra ül karara varacağını ileri sürdü. kenin birlik ve beraberliğini temDemirel, "Özal'ın sil eden koltuğa oturacak TÖ, 256'ya yüksellmesini oylarını neye basına, muhalefet partilerine ağ bağlıyorsunuz" sorusuna da şu yazına ne geldiyse söylüyordu. Yo nıtı verdi: lu üzerindeki taşları temizlemış, "Hiçbir şeye bağlamıyonım. siyah elbiseleri içinde sivil dikta Hepsini alsa ne olacak ki? Önemli törlerin demokrasi oyununu oy olan TBMM'de oy kullanan bu nuyordu. milleUekiUerinin bir defa daha seKonuşmasının sonunda İnö çilme imkânlarının olmamasıdır. nü, "halkın çıkarını gözetecek Bir uydurma iş cereyan ediyor bukararı gerektiği gün verecek rada. Türkiye Cumhuriyeti böylelerini" vurguladı. Kuşkusuz "bi sine bir uydurma işe şahit olmalinmez bir zaman "da. Fakat dün, dı, böylesine bir hırsla, tertibe alel paşalarla demokrasinin gelişme edilmedi." yeceğini, paşaların urettiği liderI>emiref, Özal'ın "Cumhurbaşlerle özlenen demokrasıye geçi kanlığı seçimini şahsi meselesi halemeyeceğini bir kez daha gör line getirdi" suçlamasına da "Abestir. Mesele benim şahsi medük. Daha önemlisi muhalefetle il selem değil. Çankaya'ya o çıkmazgilı kanılardı. "Risk öğesi" par sa, ben mi çıkacağım ki benim tisel kaygılarla göz önünde tutul şahsi mesdem olsun. Ben millelin duğu sürece, demokratik kav hukukunu savunuyorum. Yapılan ramları yerleştirebilmek zor, çok iş milletin hükümranlık hakkına aykındır" Karşılığını verdi. zordu. onu."